TEDNYC
Victoria Pratt: How judges can show respect
Victoria Pratt: Hakimler nasıl saygı gösterebilirler?
Filmed:
Readability: 3.9
1,175,130 views
Tüm dünyada mahkeme salonlarında insanlara onur ve saygıyla davranıldığından nasıl emin olabiliriz ? New Jersey'deki öncü hakim Victoria Pratt, kendi "usul adaleti" ilkelerini paylaşıyo; mahkemesi Newark'da günlük işleyişi yeniden düzenleyen ve beraberinde hayatları değiştiren dört basit ve düşünülmüş adımı. "Mahkeme farklı davranınca, doğal olarak insanlar da farklı cevap veriyor." diyor Pratt. "İnsanların mahkeme salonlarımıza girmesini ve adaletin orada sunulacağını bilmelerini istiyoruz."
Victoria Pratt - Professor
Judge Victoria Pratt is inspiring a global revolution in criminal justice. Full bio
Judge Victoria Pratt is inspiring a global revolution in criminal justice. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
"Judge, I want to tell you something.
I want to tell you something.
I want to tell you something.
0
1000
3936
"Hakim hanım, sana bir şey söylemek
istiyorum. Bir şey demek istiyorum.
istiyorum. Bir şey demek istiyorum.
00:16
I been watching you
1
4960
1736
Seni izliyordum,
00:18
and you're not two-faced.
2
6720
1896
sen iki yüzlü değilsin.
00:20
You treat everybody the same."
3
8640
2360
Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."
00:23
That was said to me
by a transgender prostitute
by a transgender prostitute
4
11680
3416
Bu bana bir transseksüel seks işçisi
tarafından söylendi,
tarafından söylendi,
00:27
who before I had gotten on the bench
5
15120
2256
kendisi ben kürsüye çıkmadan önce
00:29
had fired her public defender,
6
17400
2536
devlet tarafından atanan avukatını kovmuş,
00:31
insulted the court officer
7
19960
1976
mahkeme görevlisini aşağılamış
00:33
and yelled at the person
sitting next to her,
sitting next to her,
8
21960
2136
ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.
00:36
"I don't know what you're looking at.
I look better than the girl you're with."
I look better than the girl you're with."
9
24120
3736
"Neye baktığını bilmiyorum.
Beraber olduğun kızdan daha güzelim."
Beraber olduğun kızdan daha güzelim."
00:39
(Laughter)
10
27880
1696
(Kahkaha)
00:41
She said this to me
11
29600
1896
Bunu bana
00:43
after I said her male name low enough
12
31520
2536
sadece kayıtlara geçebilsin diye
00:46
so that it could
be picked up by the record,
be picked up by the record,
13
34080
2936
erkek ismini yavaşça söyledikten sonra,
00:49
but I said her female name loud enough
14
37040
2056
avukatının masasına giderken
00:51
so that she could walk down the aisle
towards counselor's table with dignity.
towards counselor's table with dignity.
15
39120
4640
koridorda onuruyla yürümesi için
kadın adını yüksek sesle söyleyince dedi.
kadın adını yüksek sesle söyleyince dedi.
00:56
This is procedural justice,
also known as procedural fairness,
also known as procedural fairness,
16
44280
3696
Bu usul adaletidir,
usulen eşitlik olarak da bilinir,
usulen eşitlik olarak da bilinir,
01:00
at its best.
17
48000
1576
en iyi ihtimalle.
01:01
You see, I am the daughter
of an African-American garbageman
of an African-American garbageman
18
49600
3696
Ben, Harlem'de doğmuş
ve yazlarını ayrımlaşmış
Güney'de geçirmiş
Güney'de geçirmiş
01:05
who was born in Harlem
19
53320
1256
01:06
and spent his summers
in the segregated South.
in the segregated South.
20
54600
3016
Afrikan Amerikalı bir çöpçünün kızıyım.
01:09
Soy la hija de una peluquera dominicana.
21
57640
2776
Soy la hija de peluquera dominicana.
01:12
I do that to make sure
you're still paying attention.
you're still paying attention.
22
60440
2496
Dikkat verdiğinizden emin olmak için
bunu yapıyorum.
bunu yapıyorum.
01:14
(Laughter)
23
62960
1336
(Kahkaha)
01:16
I'm the daughter of a Dominican beautician
24
64319
2257
Çocuğuna daha iyi bir yaşam
vermek için
vermek için
01:18
who came to this country
for a better life for her unborn children.
for a better life for her unborn children.
25
66600
3816
bu ülkeye gelen
Dominikli bir kuaförün kızıyım.
Dominikli bir kuaförün kızıyım.
01:22
My parents taught me, you treat everyone
you meet with dignity and respect,
you meet with dignity and respect,
26
70440
4016
Ailem bana tanıştığım herkese karşı
saygılı ve onurlu davranmamı öğretti,
saygılı ve onurlu davranmamı öğretti,
01:26
no matter how they look,
no matter how they dress,
no matter how they dress,
27
74480
2416
nasıl göründüklerini,
nasıl giyindiklerini,
nasıl giyindiklerini,
01:28
no matter how they spoke.
28
76920
2256
nasıl konuştuklarını önemsemeden.
01:31
You see, the principles of fairness
29
79200
2616
Eşitliğin ilkeleri
01:33
were taught to me at an early age,
30
81840
3736
bana çok küçük yaşta öğretilmişti
01:37
and unbeknownst to me,
it would be the most important lesson
it would be the most important lesson
31
85600
2936
ve farkında olmadığım halde
en önemli ders olmuştu,
en önemli ders olmuştu,
01:40
that I carried with me
to the Newark Municipal Court bench.
to the Newark Municipal Court bench.
32
88560
3816
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de
yanımda taşıdığım bır ders.
yanımda taşıdığım bır ders.
01:44
And because I was dragged
off the playground
off the playground
33
92400
2816
Çocuk parkından 10'lu yaşların
başında aile fertlerime
başında aile fertlerime
01:47
at the early age of 10
to translate for family members
to translate for family members
34
95240
3736
çeviri yapmak için çekilip alınmıştım
01:51
as they began to migrate
to the United States,
to the United States,
35
99000
3376
çünkü ailem Birleşik Devletler'e göç
etmeye başlamıştı,
etmeye başlamıştı,
01:54
I understand how daunting it can be
for a person, a novice,
for a person, a novice,
36
102400
5136
Bir insan, bir acemi için
devlet kurumları arasında
devlet kurumları arasında
01:59
to navigate any government system.
37
107560
2480
gidip gelmenin ne kadar
korkutucu olduğunu anladım.
korkutucu olduğunu anladım.
02:02
Every day across America
and around the globe,
and around the globe,
38
110920
2896
Her gün Amerika'da ve dünya çevresinde
02:05
people encounter our courts,
39
113840
2136
insanlar mahkemelerle yüzleşiyor
02:08
and it is a place
that is foreign, intimidating
that is foreign, intimidating
40
116000
3856
ve burası,
bir yabancı için ürkütücü
bir yabancı için ürkütücü
02:11
and often hostile towards them.
41
119880
2240
ve genelde onlara karşı saldırgan.
02:15
They are confused
about the nature of their charges,
about the nature of their charges,
42
123240
3896
Yabancıların kafaları, onlara yapılan
iddiaların doğası gereği karışık,
iddiaların doğası gereği karışık,
02:19
annoyed about their encounters
with the police
with the police
43
127160
3216
onlar, polisle karşılaşmaktan rahatsızlar
02:22
and facing consequences that might impact
their relationships, their finances
their relationships, their finances
44
130400
4936
ve ilişkilerini, mali durumlarını
ve hatta özgürlüklerini etkileyecek
ve hatta özgürlüklerini etkileyecek
02:27
and even their liberty.
45
135360
1976
sonuçlarla yüzleşmekteler.
02:29
Let me paint a picture for you
46
137360
1456
Sizin için bir resim çizeyim,
02:30
of what it's like for the average person
who encounters our courts.
who encounters our courts.
47
138840
3560
ortalama bir insan için mahkemeye
gitmenin nasıl olduğunu anlatayım.
gitmenin nasıl olduğunu anlatayım.
02:35
First, they're annoyed as they're probed
going through court security.
going through court security.
48
143520
4856
Öncelikle, adliye güvenliğinden geçerken
yapılan aramadan bunalıyorlar.
yapılan aramadan bunalıyorlar.
02:40
They finally get through court security,
they walk around the building,
they walk around the building,
49
148400
3376
Adliye güvenliğini geçtikten sonra
binanın içinde dolanıyorlar,
binanın içinde dolanıyorlar,
02:43
they ask different people
the same question
the same question
50
151800
3016
aynı soruyu farklı kişilere soruyor
02:46
and get different answers.
51
154840
1480
ve farklı cevaplar alıyorlar.
02:49
When they finally get
to where they're supposed to be,
to where they're supposed to be,
52
157200
2576
Sonunda, nerede olmaları
gerektiğini öğrendiklerinde,
gerektiğini öğrendiklerinde,
02:51
it gets really bad
when they encounter the courts.
when they encounter the courts.
53
159800
2600
mahkemeye çıktıklarında
çok kötü hissediyorlar.
çok kötü hissediyorlar.
02:55
What would you think if I told you
54
163280
1656
Peki size sadece
basit bir fikirle,
basit bir fikirle,
02:56
that you could improve
people's court experience,
people's court experience,
55
164960
3136
insanların mahkeme deneyimlerini
güzelleştirebileceğinizi,
güzelleştirebileceğinizi,
03:00
increase their compliance with the law
56
168120
2280
hukuka ve mahkeme kararlarına
uyma oranını artırabileceğinizi,
03:03
and court orders,
57
171680
1456
03:05
all the while increasing
the public's trust
the public's trust
58
173160
2816
ayrıca kamunun hukuka güvenini
artırabileceğinizi söylesem
03:08
in the justice system
59
176000
1256
03:09
with a simple idea?
60
177280
1560
ne düşünürdünüz?
03:11
Well, that simple idea
is procedural justice
is procedural justice
61
179520
3120
Bu basit fikir usul adaletidir
03:15
and it's a concept that says
62
183960
1496
ve bu kavrama göre
03:17
that if people perceive
they are treated fairly
they are treated fairly
63
185480
2496
eğer insanlar, onlara adil, saygılı,
onuruna yakışır
onuruna yakışır
03:20
and with dignity and respect,
64
188000
2176
davranıldığını hissederlerse
03:22
they'll obey the law.
65
190200
1440
hukuka uyarlar.
03:24
Well, that's what
Yale professor Tom Tyler found
Yale professor Tom Tyler found
66
192320
2656
Bu, Yale'de profesör Tom Tyler'ın
03:27
when he began to study
as far back in the '70s
as far back in the '70s
67
195000
3376
uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya
başladığında insanların
başladığında insanların
03:30
why people obey the law.
68
198400
1920
neden kurallara uyduğuna ilişkin gerekçe.
03:33
He found that if people
see the justice system
see the justice system
69
201080
2856
İnsanlar hukuk sistemini,
kuralları ve düzenlemeleri
kuralları ve düzenlemeleri
03:35
as a legitimate authority
to impose rules and regulations,
to impose rules and regulations,
70
203960
4016
uygulayacak meşru
bir sistem olarak görürse
bir sistem olarak görürse
03:40
they would follow them.
71
208000
1896
bu kurallara uyacağını keşfetti.
03:41
His research concluded
72
209920
1896
Araştırmasında, insanların
03:43
that people would be satisfied
73
211840
3496
mahkeme kararlarından
03:47
with the judge's rulings,
74
215360
1936
hakim aleyhlerine karar vermiş olsa bile
03:49
even when the judge ruled against them,
75
217320
2016
kendilerine onur ve saygıyla
03:51
if they perceived
that they were treated fairly
that they were treated fairly
76
219360
2576
davranıldığını hissettiklerinde
03:53
and with dignity and respect.
77
221960
1880
tatmin olacaklarını ortaya koydu.
03:56
And that perception of fairness
begins with what?
begins with what?
78
224440
3016
Peki bu adil yargılanma algısı
ne ile başlar ?
ne ile başlar ?
03:59
Begins with how judges speak
to court participants.
to court participants.
79
227480
4200
Mahkemeye katılanlarla hakimin
konuşma şekli ile başlar.
konuşma şekli ile başlar.
04:04
Now, being a judge
80
232960
1376
Pekala, hakim olmak,
04:06
is sometimes like having
a reserve seat to a tragic reality show
a reserve seat to a tragic reality show
81
234360
5976
bazen reklam arası olmadan
trajik realite programlarını
trajik realite programlarını
04:12
that has no commercial interruptions
82
240360
2136
izlemeye benziyor,
04:14
and no season finale.
83
242520
1560
sezon finali olmadan.
04:17
It's true.
84
245480
1416
Bu doğru.
04:18
People come before me handcuffed,
85
246920
2656
İnsanlar önüme kelepçeli getiriliyor,
04:21
drug-sick, depressed, hungry
86
249600
3016
yoksunluk krizi içinde,
depresif, aç olarak
depresif, aç olarak
04:24
and mentally ill.
87
252640
2040
ve akli sorunlarıyla.
04:28
When I saw that their need for help
88
256120
3096
Yardıma ihtiyaçlarının benim kürsüde
04:31
was greater than my fear
of appearing vulnerable on the bench,
of appearing vulnerable on the bench,
89
259240
3736
kırılgan gözükme korkumdan
daha büyük olduğunu anladığımda,
daha büyük olduğunu anladığımda,
04:35
I realized that not only
did I need to do something,
did I need to do something,
90
263000
3056
sadece bir şey yapmam gerektiğini değil,
04:38
but that in fact I could do something.
91
266080
2200
aslında bir şey yapabildiğimi fark ettim.
04:41
The good news is is that the principles
of procedural justice are easy
of procedural justice are easy
92
269320
3776
İyi haber şu ki
usul adaletinin ilkeleri kolay
usul adaletinin ilkeleri kolay
04:45
and can be implemented
as quickly as tomorrow.
as quickly as tomorrow.
93
273120
3056
ve hemen yarın uygulanabilir.
04:48
The even better news,
that it can be done for free.
that it can be done for free.
94
276200
2416
Daha iyi bir haber ise
masrafsız yapılabilir.
masrafsız yapılabilir.
04:50
(Laughter)
95
278640
1016
(Kahkaha)
04:51
The first principle is voice.
96
279680
1976
İlk ilkemiz sestir.
04:53
Give people an opportunity to speak,
97
281680
2176
İnsanlara konuşma imkanı verin,
04:55
even when you're
not going to let them speak.
not going to let them speak.
98
283880
2136
konuşmalarına izin vermeyecek
olsanız bile.
olsanız bile.
04:58
Explain it.
99
286040
1256
Açıklayayım.
04:59
"Sir, I'm not letting you speak right now.
100
287320
2576
"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.
05:01
You don't have an attorney.
101
289920
1336
Avukatınız yok.
05:03
I don't want you to say anything
that's going to hurt your case."
that's going to hurt your case."
102
291280
3056
Davanıza zarar verebilecek bir şey
söylemenizi istemiyorum."
söylemenizi istemiyorum."
05:06
For me, assigning essays to defendants
103
294360
1856
Bence sanıklara yazma ödevi vermek
05:08
has been a tremendous way
of giving them voice.
of giving them voice.
104
296240
2880
onların sesini duymak için harika bir yol.
05:12
I recently gave an 18-year-old
college student an essay.
college student an essay.
105
300440
3856
Yakın zamanda 18 yaşında
bir üniversite öğrencisine ödev verdim.
bir üniversite öğrencisine ödev verdim.
05:16
He lamented his underage drinking charge.
106
304320
3160
Küçük yaşta alkol kullanımı
suçundan yargılanıyordu.
suçundan yargılanıyordu.
05:20
As he stood before me reading his essay,
107
308120
2056
Önümde yazısını okurken,
05:22
his voice cracking
and his hands trembling,
and his hands trembling,
108
310200
2496
sesi çatallaşıyor ve elleri titriyordu,
05:24
he said that he worried that he
had become an alcoholic like his mom,
had become an alcoholic like his mom,
109
312720
4136
alkolik annesine benzeyeceğinden
endişelendiğini söyledi,
endişelendiğini söyledi,
05:28
who had died a couple of months prior
due to alcohol-related liver disease.
due to alcohol-related liver disease.
110
316880
4920
annesi birkaç ay önce alkol kaynaklı
karaciğer hastalığından ölmüştü.
karaciğer hastalığından ölmüştü.
05:34
You see, assigning a letter
to my father, a letter to my son,
to my father, a letter to my son,
111
322480
3856
Görüyorsunuz, babaya, çocuğa
mektup yazma ödevi,
mektup yazma ödevi,
05:38
"If I knew then what I know now ..."
112
326360
2296
"Bildiklerimi o zaman bilseydim..."
05:40
"If I believed one
positive thing about myself,
positive thing about myself,
113
328680
2616
"Hakkımda bir olumlu şey
olduğuna inansaydım,
olduğuna inansaydım,
05:43
how would my life be different?"
114
331320
1816
hayatım nasıl farklı olurdu?"
05:45
gives the person an opportunity
to be introspective,
to be introspective,
115
333160
3696
kişiye iç gözlemini yapma
imkanı veriyor,
imkanı veriyor,
05:48
go on the inside,
116
336880
1296
tüm cevapların her zaman
05:50
which is where all the answers are anyway.
117
338200
2376
olduğu öze dönme imkanı...
05:52
But it also gives them an opportunity
118
340600
1816
Ayrıca mahkemeyle
05:54
to share something with the court
that goes beyond their criminal record
that goes beyond their criminal record
119
342440
3976
adli sicilleri ve suçlamaları dışında
bir şey paylaşma imkanı veriyor.
05:58
and their charges.
120
346440
1240
06:01
The next principle is neutrality.
121
349080
2696
Diğer ilkemiz ise tarafsızlık.
06:03
When increasing public trust
in the justice system,
in the justice system,
122
351800
3296
Adalet sisteminde
kamu güvenini artırırken
kamu güvenini artırırken
tarafsızlık çok önemlidir.
06:07
neutrality is paramount.
123
355120
1776
06:08
The judge cannot be perceived
to be favoring one side over the other.
to be favoring one side over the other.
124
356920
4896
Hakim, taraflardan birini diğerine göre
kayırmış gibi algılanamaz.
kayırmış gibi algılanamaz.
06:13
The judge has to make a conscious decision
not to say things like,
not to say things like,
125
361840
3976
Hakim şöyle şeyler söylemeyeceğine
dair bilinçli olarak karar vermelidir:
dair bilinçli olarak karar vermelidir:
06:17
"my officer," "my prosecutor,"
"my defense attorney."
"my defense attorney."
126
365840
3856
"benim memurum", "benim savcım",
"benim savunma avukatım".
"benim savunma avukatım".
06:21
And this is challenging
when we work in environments
when we work in environments
127
369720
2776
Bu durum, kişilerin mahkemenize atandığı
06:24
where you have people
assigned to your courts,
assigned to your courts,
128
372520
2536
çalışma ortamında bulunduğunuzda zordur,
06:27
the same people coming
in and out of your courts as well.
in and out of your courts as well.
129
375080
3280
ayrıca aynı kişiler aynı mahkemeye
sürekli girip çıkıyor.
sürekli girip çıkıyor.
Tarafsızlık ilkesini düşündüğüm zaman
06:31
When I think of neutrality,
130
379120
1456
06:32
I'm reminded of when I was
a new Rutgers Law grad
a new Rutgers Law grad
131
380600
4096
Rutgers Hukuktan
yeni mezun olduğumu
yeni mezun olduğumu
06:36
and freshly minted attorney,
132
384720
2056
ve avukat olduğum zamanı hatırlıyorum
06:38
and I entered an arbitration
and I was greeted by two grey-haired men
and I was greeted by two grey-haired men
133
386800
4496
ve bir tahkime girip iki gri saçlı
adam tarafından karşılandım,
adam tarafından karşılandım,
06:43
who were joking about
the last game of golf they played together
the last game of golf they played together
134
391320
3816
beraber oynadıkları son golf maçı
hakkında şakalaşıyor
hakkında şakalaşıyor
06:47
and planning future social outings.
135
395160
2296
ve sonraki buluşmalarını planlıyorlardı.
06:49
I knew my client couldn't get
a fair shot in that forum.
a fair shot in that forum.
136
397480
3520
Müvekkilimin bu ortamda şansı
olmayacağını biliyordum.
olmayacağını biliyordum.
06:54
The next principle is understand.
137
402000
3416
Diğer ilke ise anlamaktır.
06:57
It is critical that court participants
understand the process,
understand the process,
138
405440
5256
Mahkemeye katılanların süreci
anlamaları oldukça önemlidir,
anlamaları oldukça önemlidir,
07:02
the consequences of the process
139
410720
2376
ayrıca sürecin sonuçlarını
07:05
and what's expected of them.
140
413120
2056
ve onlardan ne beklendiğini.
07:07
I like to say that legalese
is the language we use to confuse.
is the language we use to confuse.
141
415200
5296
Bence hukuk dili kafa karıştırmak için
kullandığımız bir dilden ibaret.
kullandığımız bir dilden ibaret.
07:12
(Laughter)
142
420520
1056
(Kahkaha)
07:13
I am keenly aware that the people
who appear before me,
who appear before me,
143
421600
2736
Oldukça farkındayım ki
önüme gelen kişilerin
önüme gelen kişilerin
07:16
many of them have very little education
144
424360
2576
pek çoğunun eğitim düzeyi oldukça düşük
07:18
and English is often
their second language.
their second language.
145
426960
2536
ve İngilizce genellikle ikinci dilleri.
07:21
So I speak plain English in court.
146
429520
2456
Bu yüzden mahkemede
sade bir İngilizceyle konuşurum.
sade bir İngilizceyle konuşurum.
07:24
A great example of this
was when I was a young judge --
was when I was a young judge --
147
432000
2616
Buna çok iyi bir örnek anım var;
genç bir hakimken
genç bir hakimken
07:26
oh no, I mean younger judge.
148
434640
1896
yani daha genç bir hakimken,
07:28
(Laughter)
149
436560
1016
(Kahkaha)
07:29
When I was a younger judge,
a senior judge comes to me,
a senior judge comes to me,
150
437600
2616
Daha genç bir hakimken,
kıdemli bir hakim geldi
kıdemli bir hakim geldi
elime bir not verdi ve dedi ki
07:32
gives me a script and says,
151
440240
1336
07:33
"If you think somebody
has mental health issues,
has mental health issues,
152
441600
2256
"Eğer birinin akli sorunları
olduğunu düşünürsen
olduğunu düşünürsen
07:35
ask them these questions
and you can get your evaluation."
and you can get your evaluation."
153
443880
2736
bu soruları sor ve değerlendirmeni yap."
07:38
So the first time I saw someone
154
446640
1536
Böylece ilk kez birinin
07:40
who had what I thought
was a mental health issue,
was a mental health issue,
155
448200
2336
akli sorunları olduğunu düşündüğümde,
07:42
I went for my script
and I started to ask questions.
and I started to ask questions.
156
450560
2456
notumu aldım ve soruları sormaya başladım.
07:45
"Um, sir, do you take psycho --
um, psychotrop --
um, psychotrop --
157
453040
3096
"Ee, siz psiko...ee, psikotro..
07:48
psychotropic medication?"
158
456160
1640
psikotropik ilaç alıyor musunuz?"
07:50
"Nope."
159
458480
1200
"Hayır."
07:52
"Uh, sir, have you treated
with a psychiatrist before?"
with a psychiatrist before?"
160
460400
3280
"Eeee, psikiyatrist tarafından
daha önce tedavi edildiniz mi?"
daha önce tedavi edildiniz mi?"
07:56
"Nope."
161
464560
1216
"Hayır."
07:57
But it was obvious that the person
was suffering from mental illness.
was suffering from mental illness.
162
465800
4016
Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından
acı çektiği çok açıktı.
acı çektiği çok açıktı.
08:01
One day, in my frustration, I decided
to scrap the script and ask one question.
to scrap the script and ask one question.
163
469840
3736
Bir gün sinirle o notu rafa kaldırıp
bir soru sormaya karar verdim.
bir soru sormaya karar verdim.
08:05
"Ma'am, do you take medication
to clear your mind?"
to clear your mind?"
164
473600
2416
"Aklınızı toplamak
için ilaç alıyor musunuz?"
için ilaç alıyor musunuz?"
08:08
"Yeah, judge, I take Haldol
for my schizophrenia,
for my schizophrenia,
165
476040
2616
"Evet, hakim hanım, şizofreni için
Haldol alıyorum,
Haldol alıyorum,
08:10
Xanax for my anxiety."
166
478680
1960
anksiyete için de Xanax."
08:13
The question works even when it doesn't.
167
481240
2656
Bu soru işe yaramadığında
bile işe yarıyor.
bile işe yarıyor.
08:15
"Mr. L, do you take medication
to clear your mind?"
to clear your mind?"
168
483920
2736
"Sayın L, aklınızı toplamak için
ilaç alıyor musunuz?"
ilaç alıyor musunuz?"
08:18
"No, judge, I don't take
no medication to clear my mind.
no medication to clear my mind.
169
486680
2656
"Hayır, aklımı toplamak
için ilaç almıyorum.
için ilaç almıyorum.
08:21
I take medication
to stop the voices in my head,
to stop the voices in my head,
170
489360
2416
Kafamdaki sesleri susturmak için
ilaç alıyorum
ilaç alıyorum
08:23
but my mind is fine."
171
491800
1256
fakat aklım iyi."
08:25
(Laughter)
172
493080
1576
(Kahkaha)
08:26
You see, once people
understand the question,
understand the question,
173
494680
3056
İnsanlar soruyu anladığında
08:29
they can give you valuable information
174
497760
1856
size değerli bilgiler verebilirler
08:31
that allows the court
to make meaningful decisions
to make meaningful decisions
175
499640
2376
ve bu mahkemenin önündeki dava için
08:34
about the cases that are before them.
176
502040
1960
anlamlı kararlar vermesini sağlar.
08:36
The last principle is respect,
177
504920
2616
Son ilke ise saygıdır,
08:39
that without it none
of the other principles can work.
of the other principles can work.
178
507560
3856
saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.
08:43
Now, respect can be as simple as,
179
511440
2736
Saygı "İyi günler"
"Günaydın"
"Günaydın"
08:46
"Good afternoon, sir."
"Good morning, ma'am."
"Good morning, ma'am."
180
514200
2280
kadar kolay olabilir.
08:49
It's looking the person in the eye
who is standing before you,
who is standing before you,
181
517000
3376
Saygı, önündeki kişinin
gözünün içine bakmaktır,
gözünün içine bakmaktır,
08:52
especially when you're sentencing them.
182
520400
1880
özellikle o kişiyi cezalandırıyorsanız.
08:55
It's when I say,
"Um, how are you doing today?
"Um, how are you doing today?
183
523159
2177
"Eee, bugün nasılsın",
"Ne var ne yok?",
"Ne var ne yok?",
08:57
And what's going on with you?"
184
525360
1456
diye sormam da saygıdır.
08:58
And not as a greeting,
185
526840
1256
Selamlaşma olarak değil,
09:00
but as someone who is
actually interested in the response.
actually interested in the response.
186
528120
2720
gerçekten cevabını merak eden
kişi olarak sormam saygıdır.
kişi olarak sormam saygıdır.
09:03
Respect is the difference between saying,
187
531840
2896
Saygı şu cümleler arasındaki farktır:
09:06
"Ma'am, are you having difficulty
188
534760
1616
okur-yazarlık sorunu olduğunda
09:08
understanding the information
in the paperwork?"
in the paperwork?"
189
536400
2376
''Belgelerdeki bilgileri
anlamakta
anlamakta
09:10
versus, "You can
read and write, can't you?"
read and write, can't you?"
190
538800
2456
zorluk çekiyor musunuz?"
09:13
when you've realized
there's a literacy issue.
there's a literacy issue.
191
541280
3216
ile "Okuyup yazabilirsin, değil mi?"
09:16
And the good thing about respect
is that it's contagious.
is that it's contagious.
192
544520
2696
Saygının güzel tarafı ise
bulaşıcı olmasıdır.
bulaşıcı olmasıdır.
09:19
People see you being
respectful to other folks
respectful to other folks
193
547240
2296
İnsanlar diğerlerine saygılı
olduğunu gördüğünde,
olduğunu gördüğünde,
09:21
and they impute
that respect to themselves.
that respect to themselves.
194
549560
2376
bu saygıyı üstüne alırlar.
09:23
You see, that's what
the transgender prostitute was telling me.
the transgender prostitute was telling me.
195
551960
3696
Transseksüel seks işçisinin
bana söylediği buydu.
bana söylediği buydu.
09:27
I'm judging you just as much
as you think you may be judging me.
as you think you may be judging me.
196
555680
3160
Senin beni yargıladığını düşündüğün kadar
ben de seni yargılıyorum.
ben de seni yargılıyorum.
09:31
Now, I am not telling you what I think,
197
559480
2416
Şimdi size ne düşündüğümü değil,
09:33
I am telling you what I have lived,
198
561920
2056
mahkemede değişim yapmak için
09:36
using procedural justice
to change the culture at my courthouse
to change the culture at my courthouse
199
564000
4536
usul adaletini kullandığımda
09:40
and in the courtroom.
200
568560
1520
ne yaşadığımı anlatacağım.
09:42
After sitting comfortably for seven months
201
570640
3056
Yedi ay boyunca,
trafik mahkemesi hakimi olarak
trafik mahkemesi hakimi olarak
09:45
as a traffic court judge,
202
573720
1936
rahatça oturduktan sonra,
09:47
I was advised that I was being moved
to the criminal court,
to the criminal court,
203
575680
4136
ceza mahkemesine geçmem
gerektiği söylendi.
gerektiği söylendi.
09:51
Part Two, criminal courtroom.
204
579840
3176
Kısım iki, ceza mahkemesi.
09:55
Now, I need you to understand,
205
583040
1616
Şimdi sizden bunun iyi bir şey
09:56
this was not good news.
206
584680
2216
olmadığını anlamanızı istiyorum.
09:58
(Laughter)
207
586920
1016
(Kahkaha)
09:59
It was not.
208
587960
1256
Değildi.
10:01
Part Two was known
as the worst courtroom in the city,
as the worst courtroom in the city,
209
589240
3376
Kısım iki, şehirdeki en kötü mahkeme
olarak bilinir,
olarak bilinir,
10:04
some folks would even say in the state.
210
592640
2536
hatta bazıları eyalette en kötüsü
olduğunu söylerler.
olduğunu söylerler.
10:07
It was your typical urban courtroom
with revolving door justice,
with revolving door justice,
211
595200
4656
Standart şehir mahkemesiydi,
adaletin döner kapısıyla
adaletin döner kapısıyla
10:11
you know, your regular lineup
of low-level offenders --
of low-level offenders --
212
599880
2616
küçük suçluların
normal sıralara girdiği...
normal sıralara girdiği...
10:14
you know, the low-hanging fruit,
213
602520
2216
işte, kolay lokmalar,
10:16
the drug-addicted prostitute,
214
604760
2416
uyuşturucu bağımlısı seks işçileri,
10:19
the mentally ill homeless person
with quality-of-life tickets,
with quality-of-life tickets,
215
607200
4136
devlet yardımı alan
akıl hastası evsiz insanlar,
akıl hastası evsiz insanlar,
10:23
the high school dropout petty drug dealer
and the misguided young people --
and the misguided young people --
216
611360
5256
lise terk önemsiz uyuşturucu taciri
ve yanlış yönlendirilmiş gençler...
ve yanlış yönlendirilmiş gençler...
10:28
you know, those folks
doing a life sentence
doing a life sentence
217
616640
2456
İşte bu insanlar, her seferinde
30 gün ceza ile
30 gün ceza ile
10:31
30 days at a time.
218
619120
1440
ömür boyunca hapse giriyorlar.
10:34
Fortunately, the City of Newark
decided that Newarkers deserved better,
decided that Newarkers deserved better,
219
622120
3776
Şansımıza, Newark şehri Newarklıların
daha iyisini hak ettiğine karar verdi
daha iyisini hak ettiğine karar verdi
10:37
and they partnered
with the Center for Court Innovation
with the Center for Court Innovation
220
625920
2736
ve Mahkeme Yenilik Merkezi
ve New Jersey yargı sistemiyle
ve New Jersey yargı sistemiyle
10:40
and the New Jersey Judiciary
221
628680
1416
alternatif yaptırım sağlayan
10:42
to create Newark Community Solutions,
222
630120
2576
bir toplum mahkeme programı olan
10:44
a community court program
223
632720
2096
Newark Toplum Çözümleri'ni kurmak için
10:46
that provided alternative sanctions.
224
634840
3016
ortak oldular.
10:49
This means now a judge
225
637880
2456
Bu demek oluyor ki
10:52
can sentence a defendant
to punishment with assistance.
to punishment with assistance.
226
640360
3816
artık hakim
sanığı yardım ile cezalandırabilir.
sanığı yardım ile cezalandırabilir.
10:56
So a defendant who would
otherwise get a jail sentence
otherwise get a jail sentence
227
644200
2576
Böylece aksi halde hapis cezası alacak
10:58
would now be able to get
individual counseling sessions,
individual counseling sessions,
228
646800
2656
sanık şimdi bireysel terapi programına,
11:01
group counseling sessions
as well as community giveback,
as well as community giveback,
229
649480
2696
toplu terapi programına giriyor,
topluma kazandırılıyor,
topluma kazandırılıyor,
11:04
which is what we call community service.
230
652200
1920
buna toplum hizmeti diyoruz.
11:06
The only problem is
that this wonderful program
that this wonderful program
231
654920
2616
Bu harika programın tek sorunu ise
11:09
was now coming to Newark
and was going to be housed where?
and was going to be housed where?
232
657560
2936
Newark'a gelirken nerede konuşlanacağı.
11:12
Part Two criminal courtroom.
233
660520
2456
Kısım iki, ceza mahkemesi.
11:15
And the attitudes there were terrible.
234
663000
2776
Oradaki davranışlar korkunçtu.
11:17
And the reason that
the attitudes were terrible there
the attitudes were terrible there
235
665800
2496
Davranışların burada korkunç
olmasının sebebi ise
olmasının sebebi ise
11:20
was because everyone who was sent there
236
668320
1896
buraya gönderilen herkesin
11:22
understood they were
being sent there as punishment.
being sent there as punishment.
237
670240
2456
ceza olarak buraya geldiklerini
anlamalarıydı.
anlamalarıydı.
11:24
The officers who were facing
disciplinary actions at times,
disciplinary actions at times,
238
672720
3616
Disiplin soruşturmaları ile
uğraşan kamu görevlileri,
uğraşan kamu görevlileri,
11:28
the public defender and prosecutor
239
676360
2456
zorunlu avukat ve savcılar
11:30
felt like they were doing
a 30-day jail sentence on their rotation,
a 30-day jail sentence on their rotation,
240
678840
4176
rotasyonlarında 30 günlük hapis cezası
almış gibi hissediyorlardı,
almış gibi hissediyorlardı,
11:35
the judges understood
they were being hazed
they were being hazed
241
683040
2896
Hakimler canlarından bezdirildiklerini
anlıyorlardı,
anlıyorlardı,
11:37
just like a college
sorority or fraternity.
sorority or fraternity.
242
685960
2840
tıpkı üniversitedeki kulüplerde
gençlerle uğraşıldığı gibi.
gençlerle uğraşıldığı gibi.
11:42
I was once told that
an attorney who worked there
an attorney who worked there
243
690160
2336
Burada çalışan bir avukat bana,
11:44
referred to the defendants
as "the scum of the earth"
as "the scum of the earth"
244
692520
4416
sanıklardan "dünyanın pislikleri"
olarak bahsetmişti
olarak bahsetmişti
11:48
and then had to represent them.
245
696960
2256
ve sonrasında onları temsil etmek
zorunda kaldı.
zorunda kaldı.
11:51
I would hear things from folks like,
246
699240
1736
İnsanlardan şunları duyuyordum.
11:53
"Oh, how could you work
with those people? They're so nasty.
with those people? They're so nasty.
247
701000
2856
"Bu insanlarla nasıl çalışabilirsin?
Çok iğrençler.
Çok iğrençler.
11:55
You're a judge, not a social worker."
248
703880
2296
Sen hakimsin,
sosyal hizmetler görevlisi değil."
sosyal hizmetler görevlisi değil."
11:58
But the reality is that as a society,
we criminalize social ills,
we criminalize social ills,
249
706200
4456
Ancak gerçek şu ki
toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,
toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,
12:02
then sent people to a judge
and say, "Do something."
and say, "Do something."
250
710680
2600
sonra insanları hakime gönderip
"Bir şey yap." diyoruz.
"Bir şey yap." diyoruz.
12:06
I decided that I was going
to lead by example.
to lead by example.
251
714000
2816
Örnek olarak öncülük
yapmaya karar verdim.
yapmaya karar verdim.
12:08
So my first foray into the approach
came when a 60-something-year-old man
came when a 60-something-year-old man
252
716840
4016
Bu yaklaşımda ilk denememi
60 yaşlarında bir adam
60 yaşlarında bir adam
12:12
appeared before me handcuffed.
253
720880
2056
önüme kelepçeyle geldiğinde yaşadım.
12:14
His head was lowered and his body
was showing the signs of drug withdrawal.
was showing the signs of drug withdrawal.
254
722960
4776
Başı öne eğilmişti ve vücudu yoksunluk
krizinin belirtilerini gösteriyordu.
krizinin belirtilerini gösteriyordu.
12:19
I asked him how long he had been addicted,
and he said, "30 years."
and he said, "30 years."
255
727760
3816
Ona kaç yıldır bağımlı olduğunu sordum
ve o "30 yıl" dedi.
ve o "30 yıl" dedi.
12:23
And I asked him, "Do you have any kids?"
256
731600
2360
sonra "Çocuğunuz var mı?" diye sordum.
12:26
And he said, "Yeah,
I have a 32-year-old son."
I have a 32-year-old son."
257
734600
2496
"Evet, 32 yaşında bir oğlum var." dedi.
12:29
And I said, "Oh, so you've never
had the opportunity
had the opportunity
258
737120
3096
Ben de ''O zaman bağımlılığınız yüzünden
12:32
to be a father to your son
because of your addiction."
because of your addiction."
259
740240
3160
oğlunıza baba olma şansınız
hiç olmadı." dedim.
hiç olmadı." dedim.
12:36
He began to cry.
260
744560
1360
Ağlamaya başladı.
12:38
I said, "You know what,
I'm going to let you go home,
I'm going to let you go home,
261
746800
2496
Dedim ki "Biliyor musun
eve gitmenize izin vereceğim,
eve gitmenize izin vereceğim,
12:41
and you'll come back in two weeks,
262
749320
1656
iki hafta sonra geri geleceksiniz
12:43
and when you come back, we'll give you
some assistance for your addiction."
some assistance for your addiction."
263
751000
3536
ve döndüğünüzde, bağımlılığınız için
size yardım sağlayacağız."
size yardım sağlayacağız."
12:46
Surprisingly, two weeks passed
and he was sitting the courtroom.
and he was sitting the courtroom.
264
754560
3240
Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti
ve mahkemede oturuyordu.
ve mahkemede oturuyordu.
12:50
When he came up, he said,
"Judge, I came back to court
"Judge, I came back to court
265
758480
2576
Ayağa kalktığında "Hakim hanım,
mahkemeye döndüm
mahkemeye döndüm
12:53
because you showed me more love
than I had for myself."
than I had for myself."
266
761080
3456
çünkü siz bana kendime duyduğum
sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
12:56
And I thought, my God,
he heard love from the bench?
he heard love from the bench?
267
764560
3656
Düşündüm ki Tanrım kürsüden
sevgiyi mi hissetti?
sevgiyi mi hissetti?
13:00
I could do this all day.
268
768240
1416
Bunu tüm gün yapabilirim.
13:01
(Laughter)
269
769680
1016
(Kahkaha)
13:02
Because the reality is that
when the court behaves differently,
when the court behaves differently,
270
770720
3136
Çünkü gerçek şu ki
mahkeme farklı davrandığında
mahkeme farklı davrandığında
13:05
then naturally people respond differently.
271
773880
2696
doğal olarak insanlar da farklı oluyordu.
13:08
The court becomes a place
you can go to for assistance,
you can go to for assistance,
272
776600
3056
Mahkeme yardım istenebilecek
bir yer oldu,
bir yer oldu,
13:11
like the 60-something-year-old
schizophrenic homeless woman
schizophrenic homeless woman
273
779680
3736
tıpkı 60 yaşlarında stres altında
kafasındaki seslerle
kafasındaki seslerle
13:15
who was in distress
274
783440
1416
boğuşan, evsiz ve şizofren
13:16
and fighting with the voices in her head,
275
784880
1976
kadının mahkemeye dalıp
13:18
and barges into court,
and screams, "Judge!
and screams, "Judge!
276
786880
2376
''Hakim! neler yapıyorsun
demek için geldim" diye bağırdığı an gibi.
demek için geldim" diye bağırdığı an gibi.
13:21
I just came by to see how you were doing."
277
789280
2976
13:24
I had been monitoring her case
for a couple of months,
for a couple of months,
278
792280
2696
Birkaç aydır davasını,
13:27
her compliance with her medication,
279
795000
2016
ilaçlarıyla olan uyumunu izliyordum
13:29
and had just closed out her case
a couple of weeks ago.
a couple of weeks ago.
280
797040
2976
ve birkaç hafta önce
dosyasını sonlandırmıştım.
dosyasını sonlandırmıştım.
13:32
On this day she needed help,
281
800040
2616
O gün yardıma ihtiyacı vardı
13:34
and she came to court.
282
802680
1256
ve mahkemeye geldi.
13:35
And after four hours
of coaxing by the judge,
of coaxing by the judge,
283
803960
3416
Hakimin, polislerin
ve çalışanların dört saatlik
ve çalışanların dört saatlik
13:39
the police officers and the staff,
284
807400
2296
dil dökmelerinden sonra
13:41
she is convinced to get into the ambulance
285
809720
2816
ambulansa girmeyi kabul etti,
13:44
that will take her to crisis unit
286
812560
2096
ambulans onu kriz ünitesine götürecekti,
13:46
so that she can get her medication.
287
814680
1840
böylece ilaçlarını alabilecekti.
13:49
People become connected to their community
288
817400
2616
İnsanlar toplumlarına bağlanırlar,
13:52
when the court changes,
289
820040
2136
mahkeme değiştiği zaman,
13:54
like the 50-something-year-old man
290
822200
2416
tıpkı 50 yaşlarındaki adamın
bana dediği gibi "Kamu hizmeti
korkunçtu, hakim hanım,
korkunçtu, hakim hanım,
13:56
who told me, "Community service
was terrible, Judge.
was terrible, Judge.
291
824640
2496
parkları temizlemek zorunda kaldım
13:59
I had to clean the park,
and it was full of empty heroin envelopes,
and it was full of empty heroin envelopes,
292
827160
3176
ve her yer boş eroin torbası doluydu
14:02
and the kids had to play there."
293
830360
2216
ve çocuklar orada oynamak zorundaydı."
14:04
As he wrung his hands, he confessed,
294
832600
3096
Ellerini birleştirerek, itiraf etti
14:07
"Judge, I realized that it was my fault,
295
835720
2416
"Hakim hanım benim
suçum olduğunu anladım,
suçum olduğunu anladım,
14:10
because I used that same park to get high,
296
838160
3136
çünkü o parkı ben de
kafa bulmak için kullanıyordum
kafa bulmak için kullanıyordum
14:13
and before you sent me there
to do community service,
to do community service,
297
841320
2496
ve beni oraya kamu hizmeti
yapmaya göndermeden önce
yapmaya göndermeden önce
14:15
I had never gone to the park
when I wasn't high,
when I wasn't high,
298
843840
2376
kafam iyi değilken
hiç parka gitmemiştim,
hiç parka gitmemiştim,
14:18
so I never noticed
the children playing there."
the children playing there."
299
846240
3400
yani çocukların orada oynadıklarını
hiç fark etmemiştim."
hiç fark etmemiştim."
14:22
Every addict in the courtroom
lowered their head.
lowered their head.
300
850120
2976
Mahkemedeki her bağımlı başını öne eğdi.
14:25
Who better to teach that lesson?
301
853120
1840
Başka nasıl daha iyi ders verebilirdi?
14:28
It helps the court reset
its relationship with the community,
its relationship with the community,
302
856600
5216
Mahkeme, kişinin toplumla
ilişkisini yenilemesine yarar.
ilişkisini yenilemesine yarar.
14:33
like with the 20-something-year-old guy
303
861840
2256
Tıpkı 20'li yaşlardaki bir adamın
14:36
who gets a job interview
through the court program.
through the court program.
304
864120
3656
mahkeme programı ile
iş görüşmesine çağrılması gibi.
iş görüşmesine çağrılması gibi.
14:39
He gets a job interview
at an office cleaning company,
at an office cleaning company,
305
867800
2576
Adam, ofis temizlik şirketinde
iş görüşmesine çağrıldı
iş görüşmesine çağrıldı
ve mahkemeye gururla
şunu söylemek için geri döndü
şunu söylemek için geri döndü
14:42
and he comes back to court to proudly say,
306
870400
2216
14:44
"Judge, I even worked in my suit
after the interview,
after the interview,
307
872640
4696
"Hakim hanım, görüşme sonrasında bile
takımımla çalıştım
takımımla çalıştım
14:49
because I wanted the guy to see
how bad I wanted the job."
how bad I wanted the job."
308
877360
3400
çünkü bu işi ne kadar çok istediğimi
görmelerini istedim."
görmelerini istedim."
14:54
It's what happens
when a person in authority
when a person in authority
309
882400
3656
Otorite sahibi kişinin
saygıyla ve insan onuruna
saygıyla ve insan onuruna
14:58
treats you with dignity and respect,
310
886080
2376
uygun şekilde davranmasıyla bunlar olur,
15:00
like the 40-something-year-old guy
who struts down the aisle
who struts down the aisle
311
888480
3296
tıpkı 40'larındaki adamın kasılarak
koridoru yürümesi
koridoru yürümesi
ve "Hakim hanım, farklı bir şey
gördünüz mü?" demesi gibi.
gördünüz mü?" demesi gibi.
15:03
and says, "Judge,
do you notice anything different?"
do you notice anything different?"
312
891800
2776
15:06
And when I look up,
313
894600
1336
Kafamı kaldırdığımda,
15:07
he's pointing at his new teeth
314
895960
2416
yeni dişlerini gösteriyordu,
15:10
that he was able to get after getting
a referral from the program,
a referral from the program,
315
898400
3336
programın yönlendirmesi
sonrasında sahip olduğu,
sonrasında sahip olduğu,
15:13
but he was able to get them
to replace the old teeth
to replace the old teeth
316
901760
3376
yıllar süren eroin bağımlılığı
sonucunda kaybettiği dişlerini
sonucunda kaybettiği dişlerini
15:17
that he lost as a result
of years of heroin addiction.
of years of heroin addiction.
317
905160
3816
yeniletme olanağına sahip olmuştu.
15:21
When he looks in the mirror,
318
909000
1576
Şimdi aynaya baktığında,
15:22
now he sees somebody who is worth saving.
319
910600
3056
kurtarmaya değecek birini görüyor.
15:25
You see, I have a dream
320
913680
1976
Görüyorsunuz, bir hayalim var
15:27
and that dream is
that judges will use these tools
that judges will use these tools
321
915680
4096
bu hayal, hakimlerin hizmet sundukları
15:31
to revolutionize
the communities that they serve.
the communities that they serve.
322
919800
3216
toplumu iyileştirmek için
bütün yolları kullanması.
bütün yolları kullanması.
15:35
Now, these tools
are not miracle cure-alls,
are not miracle cure-alls,
323
923040
2736
Bu yollar her derde deva mucizeler değil
15:37
but they get us light-years closer
to where we want to be,
to where we want to be,
324
925800
3296
fakat onlar olmak istediğimiz yere
bizi ışık yılı kadar yaklaştırabilir
bizi ışık yılı kadar yaklaştırabilir
15:41
and where we want to be is a place
that people enter our halls of justice
that people enter our halls of justice
325
929120
4416
ve olmak istediğimiz yer
insanların adliyelere girdiğinde
insanların adliyelere girdiğinde
15:45
and believe they will be treated
with dignity and respect
with dignity and respect
326
933560
2816
insan onura uygun ve saygıyla
davranılacağına inandığı
davranılacağına inandığı
15:48
and know that justice
will be served there.
will be served there.
327
936400
3080
ve adaletin burada
sağlanacağını bildiği yer.
sağlanacağını bildiği yer.
15:52
Imagine that, a simple idea.
328
940040
3136
Hayal edin, basit bir fikir.
15:55
Thank you.
329
943200
1216
Teşekkür ederim.
15:56
(Applause)
330
944440
6320
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Victoria Pratt - ProfessorJudge Victoria Pratt is inspiring a global revolution in criminal justice.
Why you should listen
Judge Victoria Pratt has gained national and international acclaim for her commitment to reforming the criminal justice system. As the Chief Judge in Newark Municipal Court in Newark, New Jersey, a busy urban court, she spent years gaining a deep understanding of how justice could be delivered to court participants in a manner that increased their trust in the legal system. While presiding over Newark Community Solutions, the Community Court Program, she provided alternatives to jail to low-level offenders. These alternatives included community service, individual and group counseling sessions, and her signature assignment of introspective essays. Her respectful approach has had a positive effect on court participant’s court experience -- and how the community viewed the court.
Pratt is now serving as a Professor at Rutgers Law School in Newark, an institution that has always been committed to social justice. Her teaching load includes problem-solving courts and restorative justice. As a graduate of Rutgers Law, she is excited by the opportunity to influence the minds of future lawyers and judges with innovative and humane ways of dealing with court participants. She also continues to champion criminal justice reform through her consulting firm Pratt Lucien Consultants, LLC, by sharing her skills and approach with others.
Pratt’s work has been featured in The Guardian and Rutgers Magazine (both written by Pulitzer-winning author Tina Rosenberg.) As a nationally recognized expert in procedural justice and alternative sentencing, she has been asked by numerous professional organizations and jurisdictions to share her story and philosophy. Judge Pratt has also appeared on MSNBC's "Melissa Harris Perry Show," the Emmy-winning PBS show "Due Process," and National Public Radio's "Conversations with Allan Wolper."
Pratt is licensed to practice law in both New Jersey and New York and is admitted to the US Supreme Court. She also facilitates empowerment sessions to help people live their best lives.
(Photo: Erik James Montgomery)
Victoria Pratt | Speaker | TED.com