TEDGlobal 2005
Paul Bennett: Design is in the details
Paul Bennet tasarımı ayrıntılarda keşfediyor.
Filmed:
Readability: 3.7
936,595 views
İngiliz tasarım gurusu Paul Bennet, bir dizi ilham verici, alışılmadık ve keyifli ürün gösterirken, tasarımın çok muhteşem bir şey olmasına gerek olmadığını gösteriyor. Tasarım ihmal edilmiş, evrensel ve küçük sorunları çözebilir.
Paul Bennett - Designer; creative director, Ideo
As a creative director at Ideo, Paul Bennett reminds us that design need not invoke grand gestures or sweeping statements to be successful, but instead can focus on the little things in life, the obvious, the overlooked. Full bio
As a creative director at Ideo, Paul Bennett reminds us that design need not invoke grand gestures or sweeping statements to be successful, but instead can focus on the little things in life, the obvious, the overlooked. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:25
Hello. Actually, that's "hello" in Bauer Bodoni
0
1000
4000
Merhaba. Aslında bu Bauer Bodoni fontunda bir "merhaba".
00:29
for the typographically hysterical amongst us.
1
5000
3000
Bunu aramızdaki tipografiye kafayı takmış olanlar için söylüyorum.
00:32
One of the threads that seems to have come through
2
8000
3000
Son zamanlarda ortalıkta dolanan yüksek sesli ve
00:35
loud and clear in the last couple of days
3
11000
3000
ve net konulardan biri de
00:38
is this need to reconcile what the Big wants --
4
14000
4000
kodamanların istedikleri ile ufaklıkların
00:42
the "Big" being the organization, the system, the country --
5
18000
6000
istediklerini birbiri ile uyumlu hale getirmek.
00:48
and what the "Small" wants -- the individual, the person.
6
24000
3000
"Kodaman"dan kastım sistem, ülke. Ufaklık ise -birey-.
00:51
And how do you bring those two things together?
7
27000
2000
Bu ikisini nasıl bir araya getirebilirsiniz?
00:53
Charlie Ledbetter, yesterday, I thought, talked very articulately
8
29000
2000
Dün, Charlie Ledbetter sanırım, tüketicileri, insanları
00:55
about this need to bring consumers, to bring people
9
31000
4000
üretim süreci içine çekmenin gerekliliğinden
00:59
into the process of creating things.
10
35000
2000
çok açık bir şekilde bahsetti.
01:01
And that's what I want to talk about today.
11
37000
3000
Benim de bugün anlatmak istediğim konu bu.
01:04
So, bringing together the Small to help facilitate and create the Big,
12
40000
6000
Ufaklıkları bir araya getirip Kodaman yaratabilmelerini sağlamak
01:10
I think, is something that we believe in -- something I believe in,
13
46000
3000
Sanırım, inandığımız şeylerden biri - ya da benim inandığım,
01:13
and something that we kind of bring to life
14
49000
2000
Ideo'da yaptıklarımız aracılığı ile
01:15
through what we do at Ideo.
15
51000
3000
ortaya koyduğumuz şeyler.
01:18
I call this first chapter -- for the Brits in the room --
16
54000
2000
Ben bu ilk bölüme -- odadaki İngilizleri de düşünerek --
01:20
the "Blinding Glimpse of the Bleeding Obvious."
17
56000
2000
Göz Önündeki Bariz Şeye Karşı Bakar Kör olmak. diyorum.
01:22
Often, the good ideas are so staring-at-you-right-in-the-face
18
58000
4000
Genelde iyi fikirler gözünüzün önünde başlar ama
01:26
that you kind of miss them. And I think, a lot of times,
19
62000
3000
onları bir şekilde görmezden gelirsiniz. Sanırım, çoğu zaman
01:29
what we do is just, sort of, hold the mirror up to our clients, and sort of go,
20
65000
3000
bizim yaptığımız tek şey, müşterilere bir nevi ayna tutmak ve:
01:32
"Duh! You know, look what's really going on."
21
68000
3000
"Aaa! Bakın, gerçekte ne oluyor." demek.
01:35
And rather than talk about it in the theory,
22
71000
2000
Bunu size teorik olarak anlatmaktansa
01:37
I think I'm just going to show you an example.
23
73000
2000
sanırım bir örnek ile göstereceğim.
01:39
We were asked by a large healthcare system in Minnesota
24
75000
5000
Minnesota'daki biyik bir sağlık sistemi bizden onlara gelen
01:44
to describe to them what their patient experience was.
25
80000
3000
hastaların yaşadığı deneyimi betimlememizi istedi.
01:47
And I think they were expecting --
26
83000
2000
Sanırım farklı birşey bekliyorlardı --
01:49
they'd worked with lots of consultants before --
27
85000
1000
daha önce çok danışmanlık hizmeti almışlar --
01:50
I think they were expecting some kind of hideous org chart
28
86000
3000
Sanırım kocaman bir organizasyon şeması bekliyorlardı
01:53
with thousands of bubbles and systemic this, that and the other,
29
89000
4000
üzerinde bir sürü baloncuklar, oklar, açıklamalar olan bir
01:57
and all kinds of mappy stuff.
30
93000
2000
harita benzeri birşey.
01:59
Or even worse, some kind of ghastly death-by-Powerpoint thing
31
95000
4000
Ya da daha da fenası baygın bir Power Point sunumu falan.
02:03
with WowCharts and all kinds of, you know, God knows, whatever.
32
99000
4000
Wow Chartlarla süslenmiş, ıvır zıvırla dolu bir şey, bilirsiniz.
02:07
The first thing we actually shared with them was this.
33
103000
6000
Bizim ise onlarla aylaştığımız ilk şey şuydu.
02:13
I'll play this until your eyeballs completely dissolve.
34
109000
4000
Gözküreleriniz eriyene kadar bunu göstereceğim.
02:17
This is 59 seconds into the film.
35
113000
6000
Bu filmin ilk 59 saniyesi.
02:23
This is a minute 59.
36
119000
5000
Bu 1 dakika 59 saniye
02:28
3:19.
37
124000
1000
burası 3:19.
02:29
I think something happens. I think a head may appear in a second.
38
125000
4000
Burada birşeyler oluyor, birazdan bir kafa belirecek.
02:33
5:10.
39
129000
2000
5:10
02:35
5:58.
40
131000
2000
5:58
02:37
6:20.
41
133000
2000
6:20
02:39
We showed them the whole cut,
42
135000
1000
Onlara bu filmin tamamını gösterdik,
02:40
and they were all completely, what is this?
43
136000
3000
tabi anlayamadılar, bu nedir böyle dediler.
02:43
And the point is when you lie in a hospital bed all day,
44
139000
11000
Olay şu ki, eğer bütün gün bir hastane yatağında yatarsanız
02:54
all you do is look at the roof, and it's a really shitty experience.
45
150000
4000
tek yapacağınız şey tavanı seyretmektir ki, epey berbat bir deneyim bence.
02:58
And just putting yourself in the position of the patient --
46
154000
4000
Kendinizi o hastanın yerine koyun bir.
03:02
this is Christian, who works with us at Ideo.
47
158000
2000
Bu Christian, Ideo'da bizimle birlikte çalışıyor.
03:04
He just lay in the hospital bed,
48
160000
1000
Bir hastane yatağında öylece yattı
03:05
and, kind of, stared at the polystyrene ceiling tiles
49
161000
3000
ve epey uzun bir zaman boyunca tavanı
03:08
for a really long time.
50
164000
1000
seyretti.
03:09
That's what it's like to be a patient in the hospital.
51
165000
3000
İşte, hastanede hasta olmak böyle bir şey.
03:12
And they were sort, you know, blinding glimpse of bleeding obvious.
52
168000
3000
Bunlar da aslında son derece bariz olan şeyi görmemize yarayan ufak tefek detaylar.
03:15
Oh, my goodness. So, looking at the situation
53
171000
3000
Aman Tanrım. İşte bu duruma bakarak
03:18
from the point of view of the person out --
54
174000
3000
yani alışılmış şekilde organizayonun içinden
03:21
as opposed to the traditional position of the organization in --
55
177000
4000
bir kişi yerine konuya organizayonun dışından bir kişinin
03:25
was, for these guys, quite a revelation.
56
181000
3000
bakış açısıyla bakmak bu insanlar için bir devrim oldu.
03:28
And so, that was a really catalytic thing for them.
57
184000
4000
Onları gerçekten de harekete geçiren şey bu oldu.
03:32
So they snapped into action.
58
188000
1000
Birden harekete geçtiler.
03:33
They said, OK, it's not about systemic change.
59
189000
3000
Tamam, dediler. Konu sistemsel değişiklikler değil.
03:36
It's not about huge, ridiculous things that we need to do.
60
192000
2000
Detaylı ve köklü değişiklikler yapmak değil,
03:38
It's about tiny things that can make a huge amount of difference.
61
194000
3000
olay ciddi anlamda fark yaratacak ufak değişikllerde.
03:41
So we started with them prototyping some really little things
62
197000
4000
Biz de gerçekten müthiş bir miktarda etkisi olacak
03:45
that we could do to have a huge amount of impact.
63
201000
2000
ufak değişiklikler üretmeye başladık.
03:47
The first thing we did was we took a little bicycle mirror
64
203000
4000
Yaptığımız ilk şey bir bisiklet aynası almak ve
03:51
and we Band-Aided it here, onto a gurney, a hospital trolley,
65
207000
5000
Hastane sedyesinde bant ile tutturmaktı,
03:56
so that when you were wheeled around by a nurse or by a doctor,
66
212000
4000
böylece eğer bir hemşire veya doktor tarafından sedye ile taşınırken
04:00
you could actually have a conversation with them.
67
216000
1000
onlarla konuşmanız mümkün olur.
04:01
You could, kind of, see them in your rear-view mirror,
68
217000
2000
yani, onları bir nevi yan aynanızda görebilirsiniz,
04:03
so it created a tiny human interaction.
69
219000
3000
bu şekilde ufak da olsa bir insan etkileşimi yarattık.
04:06
Very small example of something that they could do.
70
222000
3000
Yapılabileceklerin çok ufak bir örneği bu.
04:09
Interestingly, the nurses themselves, sort of, snapped into action --
71
225000
3000
İlginç olan çu ki, hemşirleri kendileri birden harekete geçtiler --
04:12
said, OK, we embrace this. What can we do?
72
228000
3000
dediler ki: Tamam, biz de varız. ne yapmak lazım?
04:15
The first thing they do is they decorated the ceiling.
73
231000
3000
Yaptıkları ilk iş tavanı dekore etmekti.
04:18
Which I thought was really -- I showed this to my mother recently.
74
234000
2000
Bunları anneme gösterdim
04:20
I think my mother now thinks that I'm some sort of interior decorator.
75
236000
3000
şimdi o benim bir nevi iç dekorasyon mimarı olduğumu sanıyor.
04:23
It's what I do for a living, sort of Laurence Llewelyn-Bowen.
76
239000
3000
Para kazanmak için yaptığım bu, bie nevi Laurence Llewelyn-Bowen.
04:26
Not particularly the world's best design solution
77
242000
2000
Dünyadaki en şahane tasarım olmayabilir,
04:28
for those of us who are real, sort of, hard-core designers,
78
244000
2000
özellikle de aramızdaki gerçek, su katılmamış tasarımcılar için.
04:30
but nonetheless, a fabulous empathic solution for people.
79
246000
6000
Ama gene de, insanlar için inanılmaz empatik muhteşem bir çözüm.
04:36
Things that they started doing themselves --
80
252000
2000
Bir sürü şeyi kendi kendilerine yapmaya başladılar --
04:38
like changing the floor going into the patient's room
81
254000
3000
hastanın odasına girişteki döşemeleri değiştirdiler
04:41
so that it signified, "This is my room. This is my personal space" --
82
257000
5000
böylece hasta şunu düşünebiliyor, "Burası benim odam, bana ait bir alan "--
04:46
was a really interesting sort of design solution to the problem.
83
262000
2000
var olan bir sorunu çözebilen ilginç bir tasarım çözümü.
04:48
So you went from public space to private space.
84
264000
2000
Kamu alanından şahsi alanınıza girdiğinizi anlıyorsunuz.
04:50
And another idea, again, that came from one of the nurses -- which I love --
85
266000
3000
Bir başka fikir, gene bir hemşireden geldi -- ki ben buna bayıldım--
04:53
was they took traditional, sort of, corporate white boards,
86
269000
4000
bildiğiniz şirketlerde kullanılan beyaz yazı tahtalarını aldılar,
04:57
then they put them on one wall of the patient's room,
87
273000
2000
hasta odalarındaki duvarlardan birine monte ettiler,
04:59
and they put this sticker there.
88
275000
2000
üzerine de bu etiketi yapıştırdılar.
05:01
So that what you could actually do was go into the room
89
277000
3000
Böylece, odaya girerek o odada hasta yatan kişiye hitaben
05:04
and write messages to the person who was sick in that room,
90
280000
3000
bir mesaj yazmanız mümkün.
05:07
which was lovely.
91
283000
1000
Harika bence.
05:08
So, tiny, tiny, tiny solutions that made a huge amount of impact.
92
284000
5000
Yani ufak, ufacık çözümler çok büyük etkiler yapabiliyorlar.
05:13
I thought that was a really, really nice example.
93
289000
4000
Ben, bunun gerçekten de çok iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum.
05:17
So this is not particularly a new idea,
94
293000
2000
Bu, etrafınızdaki olası imkanların farkına varmak ve
05:19
kind of, seeing opportunities in things that are around you
95
295000
4000
onları yakalayıp birer çözüme dönüştürmek
05:23
and snapping and turning them into a solution.
96
299000
2000
çok da yeni bir kavram değil.
05:25
It's a history of invention based around this.
97
301000
3000
Bu fikrin etrafına kurulmuş bir icatlar tarihçesi mevcut.
05:28
I'm going to read this because I want to get these names right.
98
304000
2000
Bunu size okumak istiyorum, çünkü isimleri yanlış söylemek istemem.
05:30
Joan Ganz Cooney saw her daughter -- came down on a Saturday morning,
99
306000
4000
Joan Ganz Cooney, bir gün alt kata indi-- bir Cumartesi sabahı,
05:34
saw her daughter watching the test card,
100
310000
2000
ve kızını televizyonun açılış sinyaline bakarken durdu,
05:36
waiting for programs to come on one morning
101
312000
3000
televizyon programlarının başlamasını bekliyordu
05:39
and from that came Sesame Street.
102
315000
4000
böylece Susam Sokağı ortaya çıktı.
05:43
Malcolm McLean was moving from one country to another
103
319000
4000
Malcolm McLean, bir ülkeden diğerine taşınıyordu
05:47
and was wondering why it took these guys so long
104
323000
2000
ve çalışanların kutuları bir gemiye neden bu kadar
05:49
to get the boxes onto the ship.
105
325000
3000
geç yüklediklerini düşünüyordu.
05:52
And he invented the shipping container.
106
328000
3000
Böylece konteyner'ı icat etti.
05:55
George de Mestral -- this is not bugs all over a Birkenstock --
107
331000
4000
George de Mestrall -- bunlar bir sandalaetın üzerini sarmış böcekler değil--
05:59
was walking his dog in a field and got covered in burrs,
108
335000
3000
köpeğini tarlada gezdiriyordu ve bu şeylerle
06:02
sort of little prickly things, and from that came Velcro.
109
338000
7000
bir nevi dikenli toplarla kaplandığını gördü, böylece velcro (cırt cırt bant) doğdu.
06:09
And finally, for the Brits, Percy Shaw -- this is a big British invention --
110
345000
5000
Ve son olarak, İngilizlere gelelim-- Percy Shaw-- bu müthiş bir İngiliz buluşu--
06:14
saw the cat's eyes at the side of the road,
111
350000
1000
bir akşam evine doğru arabayla giderken
06:15
when he was driving home one night and from that came the Catseye.
112
351000
5000
yol kenarındaki kedilerin gözlerini gördü, ve böylece kedi gözü doğdu.
06:20
So there's a whole series of just using your eyes,
113
356000
2000
Buna benzer bir sürü şey var, sadece gözlerinizi kullanarak
06:22
seeing things for the first time, seeing things afresh
114
358000
3000
baktığınız şeyleri ilk defa görüyormuşcasına bakmak
06:25
and using them as an opportunity to create new possibilities.
115
361000
4000
ve bunu yeni şeyler ortaya çıkarmak için kullanmak mümkün.
06:29
Second one, without sounding overly Zen,
116
365000
2000
Bir ikincisi , ki çok Zen havasına girmeden anlatacağım bunu.
06:31
and this is a quote from the Buddha:
117
367000
2000
Bu Budha'dan bir alıntı:
06:33
"Finding yourself in the margins, looking to the edges of things,
118
369000
4000
"Birşeylerin kenarına bakmak, kendinizi bu kenar sınırlarda bulmak
06:37
is often a really interesting place to start."
119
373000
3000
genelde çok ilginç bir başlangıçtır."
06:40
Blinkered vision tends to produce, I think, blinkered solutions.
120
376000
4000
Kısıtlı bir vizyon, bence kısıtlı çözümler üretir.
06:44
So, looking wide, using your peripheral vision,
121
380000
3000
Bu nedenle, geniş bakış açısı ile birşeylere bakmak
06:47
is a really interesting place to look for opportunity.
122
383000
3000
gerçekten de fırsatları aramak için ilginç bir başlangıçtır.
06:50
Again, another medical example here.
123
386000
3000
Size bir başka tıbbi örnek.
06:53
We were asked by a device producer --
124
389000
3000
Bir cihaz üreticisi bize sordu --
06:56
we did the Palm Pilot and the Treo.
125
392000
2000
bu arada Palm Pilot ve Treo'yu biz tasarladık.
06:58
We did a lot of sexy tech at Ideo --
126
394000
2000
Ideo'da epey çekici teknolojiler üretiyoruz. --
07:00
they'd seen this and they wanted a sexy piece of technology
127
396000
3000
onlar bunu görmüşler ve tıbbi alanında kullanılacak çekici görünen
07:03
for medical diagnostics.
128
399000
2000
bir teknolojik cihaz istediler.
07:05
This was a device that a nurse uses
129
401000
2000
Bu cihaz, hemşirelerin hastanede
07:07
when they're doing a spinal procedure in hospital.
130
403000
2000
omurilike yaptıkları bir girişim sırasında kullandıkları bir cihaz.
07:09
They'll ask the nurses to input data.
131
405000
2000
Hemşirelerden bu cihazı kullanarak veri girmelerini istiyorlar.
07:11
And they had this vision of the nurse, kind of, clicking away
132
407000
2000
Onların gözü önünde bu aluminyum cihazı klikleyen
07:13
on this aluminum device
133
409000
1000
bir hemşire görüntüzü vardı,
07:14
and it all being incredibly, sort of, gadget-lustish.
134
410000
5000
tabi bu görüntü acaip tekno-fetiş bir görüntü.
07:19
When we actually went and watched this procedure taking place --
135
415000
4000
Hastaneye gidip te bu girişimi kendi gözlerimizle izlediğimizde --
07:23
and I'll explain this in a second --
136
419000
2000
ki biraz sonra açıklayacağım--
07:25
it became very obvious that there was a human dimension to this
137
421000
4000
bu süreçte gerçekten de farkına varmadıkları bir insan faktörü
07:29
that they really weren't recognizing.
138
425000
3000
olduğu apacık ortaya çıktı.
07:32
When you're having a four-inch needle inserted into your spine --
139
428000
4000
Omuriliğinize 6 cm uzunluğunda bir iğne sokulduğunda --
07:36
which was the procedure that this device's data was about;
140
432000
4000
ki bu cihaza girilecek veri bu işlemle ilgili--
07:40
it was for pain management -- you're shit scared; you're freaking out.
141
436000
4000
bir ağrı kontrol cihazı. Korku içinde olursunuz -- ödünüz patlar.
07:44
And so the first thing that pretty much every nurse did,
142
440000
4000
Bu nedenle hemşirelerin hemen hepsinin ilk yaptıkları şey,
07:48
was hold the patient's hand to comfort them. Human gesture --
143
444000
4000
hastayı sakinleştirmek için onun elini tutmak. İnsani bir hareket--
07:52
which made the fabulous two-handed data input completely impossible.
144
448000
6000
iki eli kullanarak veri girişi yapmayı da imkansız kılıyor.
07:58
So, the thing that we designed, much less sexy
145
454000
4000
Böylece, bizim tasarladığımız cihaz, daha az çekici
08:02
but much more human and practical, was this.
146
458000
5000
Ama çok daha insani ve pratik. İşte bu.
08:07
So, it's not a Palm Pilot by any stretch of the imagination,
147
463000
2000
hayal gücünüzü ne kadar zorlasınız da tam olarak bir Palm Pilot değil
08:09
but it has a thumb-scroll so you can do everything with one hand.
148
465000
3000
ama baş parmak ile döndürülen bir kontrolü var, her şey tek elle yapılabiliyor.
08:12
So, again, going back to this -- the idea that a tiny human gesture
149
468000
6000
Buna tekrar dönecek olursak -- bu ürünün tasarımının arkasında
08:18
dictated the design of this product.
150
474000
3000
farkına vardığımız insani bir hareket yatıyor.
08:21
And I think that's really, really important.
151
477000
3000
bence bu gerçekten de çok ama çok önemli.
08:24
So, again, this idea of workarounds.
152
480000
2000
Tekrar, bu tip alternatif çözümler.
08:26
We use this phrase "workarounds" a lot,
153
482000
2000
Bu alternatif çözümleri çok kullanıyoruz.
08:28
sort of, looking around us. I was actually looking around the TED
154
484000
2000
bir nevi etrafımıza bakınmak gibi. TED'de iken de
08:30
and just watching all of these kind of things happen
155
486000
2000
etrafıma bakınıyordum ve etrafımdaki
08:32
while I've been here.
156
488000
1000
olan biteni izliyordum.
08:33
This idea of the way that people cobble together solutions in our life --
157
489000
4000
Insanlarin bir araya gelerek yaşantımızdaki çüzümleri oluşturması--
08:37
and the things we kind of do in our environment
158
493000
3000
ve bir nevi aslında bilinçsiz olarak çevremizde
08:40
that are somewhat subconscious but have huge potential --
159
496000
2000
yaptığımız şeylerin müthiş bir potansiyeli var. --
08:42
is something that we look at a lot.
160
498000
2000
bu, sık sık baktığımız bir konu.
08:44
We wrote a book recently, I think you might have received it,
161
500000
3000
Yakın zamanda bir kitap yazdık, belki de sizde de vardır
08:47
called "Thoughtless Acts?"
162
503000
1000
adı "Düşünmeden Yapılanları?"
08:48
It's been all about these kind of thoughtless things that people do,
163
504000
3000
insanların düşünmeden yaptıkları ama müthiş bir sonuca varabilecek
08:51
which have huge intention and huge opportunity.
164
507000
3000
fırsatları anlatıyor.
08:54
Why do we all follow the line in the street?
165
510000
3000
Neden sokaktaki çizgileri takip ediyoruz?
08:57
This is a picture in a Japanese subway.
166
513000
2000
Bu Japonya metrosundan bir resim.
08:59
People consciously follow things even though, why, we don't know.
167
515000
6000
İnsanlar bilinçsizce bazı şeyleri izliyorlar, nedenini bilmiyoruz.
09:05
Why do we line up the square milk carton with the square fence?
168
521000
4000
Kare şekilli süt kutusunu neden parmaklıkla aynı hizaya getiriyoruz?
09:09
Because we kind of have to -- we're just compelled to.
169
525000
4000
Çünkü yapmak zorunayız -- yapmadan duramayız.
09:13
We don't know why, but we do.
170
529000
4000
Nedenini bilmiyoruz, ama yapıyoruz.
09:17
Why do we wrap the teabag string around the cup handle?
171
533000
3000
Çay poşetinin ipini neden fincanın kulbuna doluyoruz?
09:20
Again, we're sort of using the world around us
172
536000
3000
Tekrar ediyorum, biz bir yerde çevremizdeki dünyayı
09:23
to create our own design solutions.
173
539000
2000
kendi tasarım çözümlerimiz için kullanıyoruz.
09:25
And we're always saying to our clients: "You should look at this stuff.
174
541000
3000
Müşterilerimize her zaman şunu söyleriz: " Çevrenize bakmalısınız.
09:28
This stuff is really important. This stuff is really vital."
175
544000
2000
Bu gerçekten de çok önemli. Hayati öneme sahip."
09:30
This is people designing their own experiences.
176
546000
2000
Bu insanların kendi deneyimlerinden yola çıkarak tasarım yapması.
09:32
You can draw from this.
177
548000
4000
Siz de bundan birşeyler çıkarabilirsiniz.
09:36
We sort of assume that because there's a pole in the street,
178
552000
2000
Eğer sokağın ortasında bir direk varsa, onu kullanmamız normaldir
09:38
that it's okay to use it, so we park our shopping cart there.
179
554000
5000
biz de alışveriş arabamızı oraya bırakırız.
09:43
It's there for our use, on some level.
180
559000
2000
Bir nevi, bizim kullanmamız için oradadır.
09:45
So, again, we sort of co-opt our environment
181
561000
2000
yani, çevremizi bu değişik şeyleri yapmak için
09:47
to do all these different things.
182
563000
3000
düzenleriz.
09:50
We co-opt other experiences --
183
566000
1000
Diğer deneyimleri de öyle--
09:51
we take one item and transfer it to another.
184
567000
4000
bir nesen alır ve onu diğerine aktarırız.
09:55
And this is my favorite one. My mother used to say to me,
185
571000
2000
Bu benim en sevdiğim örnek. Annem derdi ki,
09:57
"Just because your sister jumps in the lake doesn't mean you have to."
186
573000
3000
"Kardeşin kendisini göle atsa , aynısını senin de yapmam gerekmez."
10:00
But, of course, we all do. We all follow each other every day.
187
576000
2000
Ama hepimiz o göle atlarız. Hergün birbirimizi izliyoruz.
10:02
So somebody assumes
188
578000
1000
Herkes, eğer daha önce
10:03
that because somebody else has done something,
189
579000
2000
birisi birşey yaptıysa, kendilerinin de aynı şeyi
10:05
that's permission for them to do the same thing.
190
581000
3000
yapabileceğini var sayıyor.
10:08
And there's almost this sort of semaphore around us all the time.
191
584000
3000
Etrafımızda her zaman buna benzer bir işaretleşme mevcut.
10:11
I mean, shopping bag equals "parking meter out of order."
192
587000
3000
Yani, plastik poşet "parkmetre çalışmıyor." anlamına geliyor.
10:14
And we all, kind of, know how to read these signals now.
193
590000
2000
Ve hepimiz, bir iekilde bu işaretleri anlamlandırmayı biliyoruz.
10:16
We all talk to one another in this highly visual way
194
592000
3000
Birbirimizle çok görsel bir şekilde konuşuyoruz,
10:19
without realizing what we're doing.
195
595000
3000
ne yaptığımızı çok da fark etmeden.
10:22
Third section is this idea of not knowing,
196
598000
4000
Bu fikrin üçüncü bileşeni ise bilmemek,
10:26
of consciously putting yourself backwards.
197
602000
2000
bilinçli olarak kendinizi geriye itmek.
10:28
I talk about unthinking situations all the time.
198
604000
3000
Her zaman düşünmediğimiz durumlardan bahsediyorum.
10:31
Sort of having beginner's mind, scraping your mind clean
199
607000
2000
Yani herşeye yeni başlayan birisi gibi, beyninizi bomboş tutup
10:33
and looking at things afresh.
200
609000
2000
herşeye ilk defa görürmüş gibi bakmak.
10:35
A friend of mine was a designer at IKEA,
201
611000
3000
Bir arkadaşım IKEA'da tasarımcı.
10:38
and he was asked by his boss
202
614000
2000
patronu ondan çocukların kullanabileceği bir
10:40
to help design a storage system for children.
203
616000
3000
dolap sistemi tasarlamasını istemişti.
10:43
This is the Billy bookcase -- it's IKEA's biggest selling product.
204
619000
3000
Bu Billy kitap rafı -- IKEA'nın en çok satan ürünü.
10:46
Hammer it together. Hammer it together with a shoe, if you're me,
205
622000
2000
Çekiçleyin, ya da benim yaptığım gibi ayakkabı ile vurun üstüne,
10:48
because they're impossible to assemble.
206
624000
2000
çünkü kurması gerçekten imkansız.
10:50
But big selling bookcase. How do we replicate this for children?
207
626000
6000
Ama çok satan bir kitaplık. Bunu çocuklara nasıl uyarlayacağız?
10:56
The reality is when you actually watch children,
208
632000
3000
Gerçek şu ki, eğer çocukları izlerseniz,
10:59
children don't think about things like storage in linear terms.
209
635000
3000
onların birşeyleri depolama olayını çizgisel olarak düşünmediklerini görürsünüz.
11:02
Children assume permission in a very different way.
210
638000
3000
Çocuklar bir şeylere ulaşma konusunu çok farklı şekillerde düşünürler.
11:05
Children live on things. They live under things.
211
641000
2000
Onlar nesnelerin üzerine yaşar, neselerin altında yaşar
11:07
They live around things,
212
643000
2000
hatta nesnelerin çevresinde yaşarlar.
11:09
and so their spatial awareness relationship,
213
645000
3000
bu nedenle nesneler ile aralarındaki mekansal ilişki nedeniyle,
11:12
and their thinking around storage is totally different.
214
648000
2000
depolama konusuna bakış açıları tamamen farklıdır.
11:14
So the first thing you have to do -- this is Graham, the designer --
215
650000
3000
Bu nedenle ilk yapmanız gereken -- bu arada bu Graham, tasarımcı--
11:17
is, sort of, put yourself in their shoes. And so, here he is
216
653000
3000
bir nevi kendinizi onların yerine kıymaktır. İşte burada.
11:20
sitting under the table.
217
656000
2000
masanın altında oturuyor.
11:22
So, what came out of this?
218
658000
2000
Bundan ne sonuç mu çıktı?
11:24
This is the storage system that he designed.
219
660000
3000
Tasarladığı depolama sistemi bu.
11:27
So what is this? I hear you all ask. No, I don't.
220
663000
3000
Bu da nedir? dediğinizi duyar gibiyim. Yok, duymuyorum.
11:30
(Laughter)
221
666000
2000
(Gülüşmeler)
11:32
It's this, and I think this is a particularly lovely solution.
222
668000
4000
Bu işte, ki bence çok da harika bir çözüm.
11:36
So, you know, it's a totally different way of looking at the situation.
223
672000
3000
Yani, biliyorsunuz ya, olaya bambaşka bir bakış şekli.
11:39
It's a completely empathic solution --
224
675000
4000
Tamamen empatik bir çözüm --
11:43
apart from the fact that teddy's probably not loving it.
225
679000
2000
ayıcıklar hariç tabi, onlar bundan çok hoşlanmıyor olmalılar.
11:45
(Laughter)
226
681000
4000
(Gülüşmeler)
11:49
But a really nice way of re-framing the ordinary,
227
685000
5000
Ama alışılmışı yeniden tasarlayıp sunmanın
11:54
and I think that's one of the things.
228
690000
1000
en güzel örneklerinden biri.
11:55
And putting yourself in the position of the person,
229
691000
3000
AYnı zamanda, kendinizi o insanın yerine de koymak
11:58
and I think that's one of the threads that I've heard again
230
694000
2000
sanırım bu konferansta sıklıkla duyduğum noktalardan
12:00
from this conference is how do we put ourselves
231
696000
2000
biri bu, kendimizi bir başkasının yerine koyup
12:02
in other peoples' shoes and really feel what they feel?
232
698000
2000
ne hissettiklerini nasıl anlayabiliriz?
12:04
And then use that information to fuel solutions?
233
700000
3000
Daha sonra bu bilgiyi çözümler üretmekte nasıl kullanabiliriz?
12:07
And I think that's what this is very much about.
234
703000
4000
Bence bunların esası bu.
12:11
Last section: green armband. We've all got them.
235
707000
4000
Son bölüm: yeşil bilezikler. Hepimizde bunlardan var,
12:15
It's about this really.
236
711000
2000
bununla ilgili.
12:17
I mean, it's about picking battles big enough to matter
237
713000
2000
Bu kendinize anlamlı sonuçlar doğracak kadar büyük, ama
12:19
but small enough to win.
238
715000
2000
üstesinden gelinecek kadar da küçük bir mücadele bulmak.
12:21
Again, that's one of the themes
239
717000
1000
Tekrar edeyim, bu konu, bu konferansta
12:22
that I think has come through loud and clear in this conference
240
718000
3000
sıklıkla ve açık ir şekilde gündeme gelen en önemli husus.
12:25
is: Where do we start? How do we start? What do we do to start?
241
721000
4000
Nereden başlayabiliriz? Nasıl başlarız? Başlamak için ne yapalım?
12:29
So, again, we were asked to design a water pump
242
725000
4000
Bakın, Kenya'daki ApproTEC isimli bir şirket için
12:33
for a company called ApproTEC, in Kenya.
243
729000
2000
bir su pompası tasarlamamız istendi.
12:35
They're now called KickStart.
244
731000
3000
Şimdi bunlara KickStart deniyor.
12:38
And, again, as designers,
245
734000
1000
Her zamanki gibi, tasarımcılar olarak
12:39
we wanted to make this thing incredibly beautiful
246
735000
2000
bu pompayı inanılmaz derecede güzel tasarlamak
12:41
and spend a lot of time thinking of the form.
247
737000
3000
istedik ve buna çok vakit harcadık.
12:44
And that was completely irrelevant.
248
740000
1000
Ama tabi bu çok anlamsızdı.
12:45
When you put yourself in the position of these people,
249
741000
5000
Kendinizi bu insanların yerine koyduğunuzda,
12:50
things like the fact that this has to be able to fold up
250
746000
2000
bu pompanın katlanabilir olması, katlandığında
12:52
and fit on a bicycle, become much more relevant
251
748000
3000
bisikletle taşınabilmesi şekline göre çok ama çok daha
12:55
than the form of it. The way it's produced,
252
751000
2000
fazla önemliydi. Üretiminde
12:57
it has to be produced with indigenous manufacturing methods
253
753000
3000
yerel üretim teknoljisi ve yerel malzemeler
13:00
and indigenous materials.
254
756000
2000
kullanılabilmeliydi.
13:02
So it had to be looked at completely from the point of view of the user.
255
758000
4000
Bu nedenle tamamen son kullanıcının bakış açısıyla bakmamız gerekti.
13:06
We had to completely transfer ourselves over to their world.
256
762000
4000
Kendi dünyamızı onların dünyasına dönüştürdük.
13:10
So what seems like a very clunky product
257
766000
2000
İlk bakışta inanılmaz hantal görünen bu ürün
13:12
is, in fact, incredibly useful.
258
768000
3000
aslında inanılmaz derecede kullanışlı.
13:15
It's powered a bit like a Stairmaster -- you pump up and down on it.
259
771000
3000
Step aleti gibi çalışıyor -- üzerine çıkıp pedallara basıyorsunuz.
13:18
Children can use it. Adults can use it. Everybody uses it.
260
774000
3000
Çocuklar bunu kullanabiliyor. Yetişkinler de. Herkes kullanabiliyor.
13:21
It's turning these guys -- again, one of the themes --
261
777000
3000
Bu insanları -- tekrar aynı temaya geliyoruz--
13:24
it's turning them into entrepreneurs.
262
780000
3000
bu insanları birer girişimciye dönüştürebiliyor.
13:27
These guys are using this very successfully.
263
783000
2000
Buradakiler bunu çok başarılı kullandılar.
13:29
And for us, it's been great
264
785000
1000
Bizim için de harika oldu.
13:30
because it's won loads of design awards.
265
786000
1000
Bir sürü tasarım ödülü kazandırdı bize.
13:31
So we actually managed to reconcile the needs of the design company,
266
787000
3000
Kısacası, tasarım şirketinin ihtiyaçları ile bireylerin
13:34
the needs of the individuals in the company,
267
790000
2000
ihtiyaçlarını birleştirmeyi başardık ve
13:36
to feel good about a product we were actually designing,
268
792000
2000
tasarladığımız ürün bizim kendimizi çok iyi hissederken
13:38
and the needs of the individuals we were designing it for.
269
794000
5000
kullananların da ihtiyaçlarını giderebilmesini sağladı.
13:43
There it is, pumping water from 30 feet.
270
799000
4000
Bakın, burada 10 metre derinden su pompalıyor.
13:47
So as a final gesture we handed out these bracelets
271
803000
5000
Bu nedenle son olarak hepinize bu bileziklerden
13:52
to all of you this morning.
272
808000
1000
birer tane vermek istiyorum.
13:53
We've made a donation on everybody's behalf here
273
809000
3000
Buradaki herkes adına bu pompayı yapan firmaya
13:56
to kick start, no pun intended, their next project.
274
812000
4000
KickStart firmasına bağış yaptık.
14:00
Because, again, I think, sort of, putting our money where our mouth is, here.
275
816000
4000
Çünkü bence bu, inandığınız bir şeye destek olmak zamanı.
14:04
We feel that this is an important gesture.
276
820000
2000
Biz bunun önemli bir şey olduğu görüşündeyiz.
14:06
So we've handed out bracelets. Small is the new big.
277
822000
2000
Bu nedenle size bu bileziklerden biriyorum. Artık ufak şeyler büyük şeyler.
14:08
I hope you'll all wear them.
278
824000
1000
Umarım onları takarsınız.
14:09
So that's it. Thank you.
279
825000
3000
İşte bu kadar. Teşekkürler.
14:12
(Applause)
280
828000
3000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Paul Bennett - Designer; creative director, IdeoAs a creative director at Ideo, Paul Bennett reminds us that design need not invoke grand gestures or sweeping statements to be successful, but instead can focus on the little things in life, the obvious, the overlooked.
Why you should listen
As creative director at the influential design and innovation company Ideo, Paul Bennett manages to keep his eye on the little things that matter, though his clients are among the biggest in the world (Procter & Gamble and Pepsi, to name but two). "Small is the new big,"Bennett says. And his design approach reflects this philosophy. For often, it's not the biggest ideas that have the most impact, but the small, the personal, and the intimate.
Trained as a graphic designer, Bennett is a pragmatic design evangelist, preaching fervently that design can make the world a better place, and providing playful, inspired examples of how it does.
Paul Bennett | Speaker | TED.com