TEDGlobal 2012
Andrew Blum: Discover the physical side of the internet
Andrew Blum: İnternet gerçekte nedir?
Filmed:
Readability: 3.8
1,521,702 views
Bir sincap gelip kablolarını çiğneyerek bağlantısını kestiğinde, gazeteci Andrew Blum internetin gerçekte neyden yapıldığını merak etmeye başladı. Böylece, sualtı kablolarını, gizli bağlantı noktalarını ve diğer fiziksel parçaları görmek için yola koyuldu.
Andrew Blum - Network author
For his new book, "Tubes," Andrew Blum visited the places where the internet exists in physical form: the cables and switches and servers that virtually connect us. Full bio
For his new book, "Tubes," Andrew Blum visited the places where the internet exists in physical form: the cables and switches and servers that virtually connect us. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
I've always written primarily about architecture,
0
827
2031
Daha önceleri binalar ve mimari hakkında
00:18
about buildings, and writing about architecture
1
2858
2525
yazıyordum ve mimariyle ilgili yazmak
00:21
is based on certain assumptions.
2
5383
2741
belirli varsayımlara dayanır.
00:24
An architect designs a building, and it becomes a place,
3
8124
2458
Bir mimar binayı tasarlar ve onu bir mekan haline gelir,
00:26
or many architects design many buildings, and it becomes
4
10582
2480
ya da bir çok mimar bir çok bina tasarlayarak
00:28
a city, and regardless of this complicated mix of forces
5
13062
3274
bir şehir yaratırlar, bu yerleri şekillendiren siyasetin,
00:32
of politics and culture and economics that shapes
6
16336
2397
kültürün ve ekonominin karmaşıklığına rağmen
00:34
these places, at the end of the day, you can go
7
18733
3003
günün sonunda gider ve buraları
00:37
and you can visit them. You can walk around them.
8
21736
2656
ziyaret edersiniz. Çevresinde gezersiniz.
00:40
You can smell them. You can get a feel for them.
9
24392
1673
Kokularını duyarsınız. Bir şekilde hissedebilirsiniz.
00:41
You can experience their sense of place.
10
26065
3493
Size, birer mekan oluşlarının hissini yaşatırlar.
00:45
But what was striking to me over the last several years
11
29558
2349
Ancak son birkaç yılda beni sarsan şey şu oldu,
00:47
was that less and less was I going out into the world,
12
31907
3375
dışarıdaki dünyaya daha az karıştıkça
00:51
and more and more, I was sitting in front of my computer screen.
13
35282
3229
bilgisayar ekranımın karşısında daha çok oturuyordum.
00:54
And especially since about 2007, when I got an iPhone,
14
38511
4320
Ve özellikle iPhone'umu aldığım 2007'den beri,
00:58
I was not only sitting in front of my screen all day,
15
42831
1876
ekran karşısında sadece oturmakla kalmadım
01:00
but I was also getting up at the end of the day
16
44707
2097
günün sonunda kalkıp, tüm gün cebimde
01:02
and looking at this little screen that I carried in my pocket.
17
46804
3300
taşıdığım küçük ekrana da bakmaya başladım.
01:06
And what was surprising to me was how quickly
18
50104
2859
Ve fiziksel dünyayla olan bağlantımın
01:08
my relationship to the physical world had changed.
19
52963
2937
ne kadar da çabuk değiştiği beni çok şaşırttı.
01:11
In this very short period of time, you know, whether you
20
55900
1775
Bu kısacık zamanda, isterseniz siz buna çevirimiçi
01:13
call it the last 15 years or so of being online, or the last,
21
57675
3456
geçen 15 yıl, ya da devamlı çevirimiçi olduğunuz
01:17
you know, four or five years of being online all the time,
22
61131
2959
dört - beş yıl deyin, bu zaman içinde
01:19
our relationship to our surroundings had changed in that
23
64090
3174
çevremizdekilerle ilişkimiz öylesine değişti ki
01:23
our attention is constantly divided. You know,
24
67264
1799
dikkatimiz her daim bölünmüş durumda. Biliyorsunuz,
01:24
we're both looking inside the screens and we're looking
25
69063
2564
hem ekranın içindekilere hem de dışarıda
01:27
out in the world around us.
26
71627
1832
çevremizde olan dünyaya bakıyoruz.
01:29
And what was even more striking to me, and what I really
27
73459
2527
Ve beni daha da çok şaşırtan ve takıldığım bir konu da
01:31
got hung up on, was that the world inside the screen
28
75986
3002
ekranın içindeki dünyanın kendi içinde hiçbir
01:34
seemed to have no physical reality of its own.
29
78988
3789
gerçekliğinin olmamasıydı.
01:38
If you went and looked for images of the Internet,
30
82777
2768
Gidip de internetteki bir resmim ararsanız,
01:41
this was all that you found, this famous image by Opte
31
85545
3118
bulduğunuz şey bu olur, Opte'nin bu meşhur İnternet fotoğrafı
01:44
of the Internet as the kind of Milky Way, this infinite expanse
32
88663
3130
Samanyolu gibi, sonsuz genişlikte
01:47
where we don't seem to be anywhere on it.
33
91793
2096
ve üzerinde yokmuşuz gibi görünüyor.
01:49
We can never seem to grasp it in its totality.
34
93889
2424
Onu asla tamamıyla yakalayamayacağız.
01:52
It's always reminded me of the Apollo image of the Earth,
35
96313
3617
Bana her zaman Apollo'nun çektiği yeryüzü fotoğrafını
01:55
the blue marble picture, and it's similarly meant to suggest,
36
99930
2730
hatırlatıyor, mavi bir bilye gibi, ve bu benzerliği
01:58
I think, that we can't really understand it as a whole.
37
102660
2697
sanki onu bir bütün gibi anlayamayacağımızı ifade ediyor.
02:01
We're always sort of small in the face of its expanse.
38
105357
3685
Genişlemesinin yüzeyinde küçük bir parçaymışız gibi.
02:04
So if there was this world and this screen, and if there was
39
109042
3365
Yani bu dünya, bu ekran ve etrafımdaki
02:08
the physical world around me, I couldn't ever get them
40
112407
2857
fiziksel dünya ayrı olsaydı, tüm bunları asla
02:11
together in the same place.
41
115264
2981
bir araya getiremezdim.
02:14
And then this happened.
42
118245
3207
Ve sonra olan oldu.
02:17
My Internet broke one day, as it occasionally does,
43
121452
2598
Bir gün internet bağlantım gitti, zaten arada sırada olur,
02:19
and the cable guy came to fix it, and he started with
44
124050
2734
ve tamirci düzeltmeye geldi, kanepenin arkasındaki
02:22
the dusty clump of cables behind the couch,
45
126784
2127
tozlu kablo yığınıyla işe başladı ve sırasıyla bunları
02:24
and he followed it to the front of my building and into the basement and out to the back yard,
46
128911
3210
evimin önüne, giriş katıma ve arka bahçeme kadar takip etti
02:28
and there was this big jumble of cables against the wall.
47
132121
2876
ve duvara dayalı karmaşık kablolar duruyordu.
02:30
And then he saw a squirrel running along the wire,
48
134997
2554
Ve kablo boyunca koşturan bir sincap gördü,
02:33
and he said, "There's your problem.
49
137551
2791
"İşte," dedi "probleminiz bu."
02:36
A squirrel is chewing on your Internet." (Laughter)
50
140342
4421
"İnternetinizi bir sincap çiğniyor." (Kahkahalar)
02:40
And this seemed astounding. The Internet is
51
144763
3127
Ve bu gayet şaşırtıcıydı. İnternet devasa bir
02:43
a transcendent idea. It's a set of protocols that has changed
52
147890
3374
düşünce. Alışverişten sevgili bulmaya, devrimlere kadar
02:47
everything from shopping to dating to revolutions.
53
151264
3455
her şeyi değiştiren birtakım protokoller bütünü.
02:50
It was unequivocally not something
54
154719
2629
Yani bir sincabın onu çiğneyemeyeceği
02:53
a squirrel could chew on. (Laughter)
55
157348
3311
su götürmez bir gerçekti. (Kahkahalar)
02:56
But that in fact seemed to be the case.
56
160659
1878
Ama, o anki durum bundan ibaretti.
02:58
A squirrel had in fact chewed on my Internet. (Laughter)
57
162537
3202
Bir sincap gerçekten de İnternet'imi çiğneyivermişti. (Kahkahalar)
03:01
And then I got this image in my head of what would happen
58
165739
2187
Ve sonra kafamda, bir kabloyu duvardan çekip
03:03
if you yanked the wire from the wall and if you started
59
167926
2180
takip edersem nereye gideceğimi canlandırdım.
03:06
to follow it. Where would it go?
60
170106
1604
Acaba nereye varırdım?
03:07
Was the Internet actually a place that you could visit?
61
171710
3508
İnternet gerçekten de ziyaret edebileceğiniz bir yer mi?
03:11
Could I go there? Who would I meet?
62
175218
1349
Gidebilir miyim oraya? Kimle karşılaşırım?
03:12
You know, was there something actually out there?
63
176567
3376
Yani orada bir yerlerde gerçekten bir şey var mı?
03:15
And the answer, by all accounts, was no.
64
179943
3037
Cevap her halükarda hayırdı.
03:18
This was the Internet, this black box with a red light on it,
65
182980
2780
İnternet buydu, üstünde kırmızı ışık yanan siyah bir kutu,
03:21
as represented in the sitcom "The IT Crowd."
66
185760
3430
tıpkı "The IT Crowd" dizisinde gösterildiği gibi.
03:25
Normally it lives on the top of Big Ben,
67
189190
3559
Diziye göre, İnternet normalde Big Ben'in tepesinde durur
03:28
because that's where you get the best reception,
68
192749
3082
çünkü en iyi orada çekiyordur,
03:31
but they had negotiated that their colleague could borrow it
69
195831
3305
ama iş arkadaşlarının öğleden sonraki sunumunda kullanması için
03:35
for the afternoon to use in an office presentation.
70
199136
3172
onu ödünç alabileceğine karar verirler.
03:38
The elders of the Internet were willing to part with it
71
202308
2374
Eski internetçiler kısa süre için ondan ayrılmayı
03:40
for a short while, and she looks at it and she says,
72
204682
2866
kabul eder ve arkadaşları onu gördüğünde şaşırır
03:43
"This is the Internet? The whole Internet? Is it heavy?"
73
207548
3390
"İnternet bu mu? Bütün İnternet? Peki ağır mı?"
03:46
They say, "Of course not, the Internet doesn't weigh anything."
74
210938
3960
Onlar da "Tabi ki değil, İnternetin hiçbir ağırlığı olmaz." derler.
03:50
And I was embarrassed. I was looking for this thing
75
214898
2317
Ben de utanmıştım. Sadece ahmakların aramayı düşünecekleri
03:53
that only fools seem to look for.
76
217215
2296
bir şeyi merak ediyordum.
03:55
The Internet was that amorphous blob, or it was a silly
77
219511
2835
İnternet şekilsiz bir bölge ya da üstünde
03:58
black box with a blinking red light on it.
78
222346
2246
kırmızı ışığı yanıp sönen aptal bir kara kutuydu.
04:00
It wasn't a real world out there.
79
224592
2328
Orada gerçek bir dünya yoktu.
04:02
But, in fact, it is. There is a real world of the Internet out there,
80
226920
3312
Ama aslında var. Oralarda bir yerde gerçek bir İnternet dünyası var
04:06
and that's what I spent about two years visiting,
81
230232
1766
ve iki yıl boyunca oraları ziyaret ettim,
04:07
these places of the Internet. I was in large data centers
82
231998
3545
İnternetin bu yerlerini. Büyük veri merkezlerine gittim,
04:11
that use as much power as the cities in which they sit,
83
235543
2645
buralar bulundukları şehirler kadar enerji tüketiyor
04:14
and I visited places like this, 60 Hudson Street in New York,
84
238188
3189
ve böyle yerlere gittim, New York'ta 60 Hudson caddesinde,
04:17
which is one of the buildings in the world,
85
241377
1708
dünyadaki binalardan biri,
04:18
one of a very short list of buildings, about a dozen buildings,
86
243085
2898
bir düzine binanın yer aldığı kısa listedeki binalardan biri,
04:21
where more networks of the Internet connect to each other
87
245983
2644
burada herhangi bir yerdekinden daha çok İnternet ağı
04:24
than anywhere else.
88
248627
1358
birbirine bağlanıyor.
04:25
And that connection is an unequivocally physical process.
89
249985
2617
Ve bu bağlantı kesinlikle fiziksel bir işlem.
04:28
It's about the router of one network, a Facebook or
90
252602
2485
Ağın yönlendiricisiyle alakalı, Facebook,
04:30
a Google or a B.T. or a Comcast or a Time Warner, whatever it is,
91
255087
2942
Google, B.T., Comcast ya da Time Warner, ya da herhangi biri,
04:33
connecting with usually a yellow fiber optic cable up into
92
258029
2431
çoğunlukla tavana çıkan sarı fiberoptik kablo ve
04:36
the ceiling and down into the router of another network,
93
260460
2694
diğer ağın yönlendiricisiyle bağlanıyor.
04:39
and that's unequivocally physical, and it's surprisingly intimate.
94
263154
4377
Bu kesinlikle fiziksel ve şaşırtıcı bir şekilde homojen.
04:43
A building like 60 Hudson, and a dozen or so others,
95
267531
3293
60 Hudson'dakine benzer bir bina ve bunlar gibi bir düzinesi,
04:46
has 10 times more networks connecting within it
96
270824
2326
yanlarındaki bina dizilerindekinden 10 kat daha fazla
04:49
than the next tier of buildings.
97
273150
1848
ağ bağlantısı yapıyor.
04:50
There's a very short list of these places.
98
274998
2068
Bu binaların listesi gayet kısa.
04:52
And 60 Hudson in particular is interesting because it's home
99
277066
2908
Ve 60 Hudson özellikle ilginç çünkü
04:55
to about a half a dozen very important networks,
100
279974
2589
yaklaşık bir düzine önemli ağlara ev sahipliği yapıyor
04:58
which are the networks which serve the undersea cables
101
282563
2298
ve bunlar denizaltı kablolarıyla okyanustan geçerek
05:00
that travel underneath the ocean
102
284861
2348
Avrupa ve Amerika'yı birbirine bağlıyor,
05:03
that connect Europe and America and connect all of us.
103
287209
2253
yani hepimiz arasındaki bağlantıyı kuruyor.
05:05
And it's those cables in particular that I want to focus on.
104
289462
3587
Ve işte bu kabloların üstünde özellikle duracağım.
05:08
If the Internet is a global phenomenon, if we live
105
293049
3860
İnternet evrensel bir fenomen ise ve evrensel bir şehirde
05:12
in a global village, it's because there are cables underneath
106
296925
2440
yaşıyorsak, bu sadece okyanus altından geçen
05:15
the ocean, cables like this.
107
299365
2105
bunun gibi kablolar sayesindedir.
05:17
And in this dimension, they are incredibly small.
108
301470
2886
Ve bir bakıma, inanılmaz derecede küçükler.
05:20
You can you hold them in your hand. They're like a garden hose.
109
304356
2942
Elinizin içinde tutabilirsiniz. Bahçe hortumu kadarlar.
05:23
But in the other dimension they are incredibly expansive,
110
307298
4063
Öteki taraftan, inanılmaz derecede büyükler,
05:27
as expansive as you can imagine.
111
311361
1640
hayal edebileceğiniz kadar genişler.
05:28
They stretch across the ocean. They're three or five
112
313001
2555
Okyanus boyunca ilerliyorlar. Üç, beş ya da sekiz
05:31
or eight thousand miles in length, and
113
315556
2611
mil uzunluğundalar ve
05:34
if the material science and the computational technology
114
318167
2609
materyal bilimi, bilgisayar teknolojisi ne kadar
05:36
is incredibly complicated, the basic physical process
115
320776
3533
karmaşıksa, fiziksel süreç bir o kadar şaşırtıcı derecede
05:40
is shockingly simple. Light goes in on one end of the ocean
116
324309
3780
basit. Işık okyanusun bir ucundan giriyor ve
05:43
and comes out on the other, and it usually comes
117
328089
3285
öteki ucundan çıkıyor ve çoğunlukla
05:47
from a building called a landing station that's often
118
331374
2633
bağlantı istasyonu denilen ve deniz kenarında
05:49
tucked away inconspicuously in a little seaside neighborhood,
119
334007
2947
küçük bir yerleşim yerinde bulunan binalarda gizleniyor
05:52
and there are amplifiers that sit on the ocean floor
120
336954
2734
ve okyanus yüzeyinde orkinosa benzeyen
05:55
that look kind of like bluefin tuna, and every 50 miles
121
339688
2520
yükselticiler duruyor ve her 50 milde
05:58
they amplify the signal, and since the rate of transmission
122
342208
3657
sinyali yüksetiyor. Ve aktarmanın hızı inanılmaz derecede
06:01
is incredibly fast, the basic unit is a 10-gigabit-per-second
123
345865
3206
yüksek olduğu için -- saniyede 10 gigabit dalgaboyu ışık --
06:04
wavelength of light, maybe a thousand times your own
124
349071
2498
belki de sizin bağlantınızın bin katı,
06:07
connection, or capable of carrying 10,000 video streams,
125
351569
3184
ya da 10.000 video yayımını taşıyabilir,
06:10
but not only that, but you'll put not just one wavelength of light
126
354753
3278
sadece bu kadar değil, fiberlere yalnızca
06:13
through one of the fibers, but you'll put maybe
127
358031
2957
bir dalgaboyu ışık koymuyorsunuz, belki
06:16
50 or 60 or 70 different wavelengths or colors of light
128
360988
3019
50, 60 ya da 70 farklı dalgaboylarında renk veya ışığı
06:19
through a single fiber, and then you'll have maybe
129
364007
2868
tek bir fiberden geçiriyorsunuz ve tek kabloda
06:22
eight fibers in a cable, four going in each direction.
130
366875
2602
iki yöne giden dörder taneden toplam sekiz fiber var.
06:25
And they're tiny. They're the thickness of a hair.
131
369477
3490
Ve incecikler. Bir saç teli kadar.
06:28
And then they connect to the continent somewhere.
132
372967
1829
Ve koskoca kıtayı bir yerlere bağlıyorlar.
06:30
They connect in a manhole like this. Literally,
133
374796
2338
Bağlantıyı şunun gibi bir rögarda sağlıyorlar.
06:33
this is where the 5,000-mile cable plugs in.
134
377134
3089
Gerçekten de 5000 millik kabloların girişleri burada.
06:36
This is in Halifax, a cable that stretches from Halifax to Ireland.
135
380223
4490
Bu Halifax'ta, Halifax'tan İrlanda'ya uzuyor.
06:40
And the landscape is changing. Three years ago,
136
384713
2981
Ve yer şekilleri değişime uğruyor. Üç yıl önce,
06:43
when I started thinking about this, there was one cable
137
387694
1896
bunu düşünmeye ilk başladığımda, Afrika'nın batı kıyısında
06:45
down the Western coast of Africa, represented
138
389590
3167
bir kablo vardı, bu haritada Steve Song tarafından
06:48
in this map by Steve Song as that thin black line.
139
392757
2874
bu ince siyah çizgiyle gösterilmiş.
06:51
Now there are six cables and more coming, three down each coast.
140
395631
4845
Şimdi ise altı kablo var ve dahası da geliyor, her kıyıya üçer tane.
06:56
Because once a country gets plugged in by one cable,
141
400476
2631
Çünkü bir ülke bir kabloyla bağlandığında bunun yeterli
06:59
they realize that it's not enough. If they're going to build
142
403107
1800
olmadığını farkediyor. Etrafında bir sanayi kuracaklarsa
07:00
an industry around it, they need to know that their connection
143
404907
2816
bağlantılarının kopmayacağını bilmeleri gerekiyor,
07:03
isn't tenuous but permanent, because if a cable breaks,
144
407723
2710
çünkü bir kablo koparsa, denize bir gemi yollamanız,
07:06
you have to send a ship out into the water, throw
145
410433
2067
bir kanca yardımıyla kablonun bir ucunu çekip
07:08
a grappling hook over the side, pick it up, find the other end,
146
412500
2915
diğer ucunu bulmanız gerekir ve sonra
07:11
and then fuse the two ends back together and then dump it over.
147
415415
3043
bu iki ucu bağlamalı ve yeniden suya bırakmalısınız.
07:14
It's an intensely, intensely physical process.
148
418458
4540
Çok, çok yoğun fiziksel bir süreç.
07:18
So this is my friend Simon Cooper, who until very recently
149
422998
4298
Bu, arkadaşım Simon Cooper, şimdiye kadar
07:23
worked for Tata Communications, the communications wing
150
427296
2672
Tata İletişim'de çalışıyordu, büyük bir
07:25
of Tata, the big Indian industrial conglomerate.
151
429968
2998
Hindistan endüstriyel holding şirketi.
07:28
And I've never met him. We've only communicated
152
432966
2982
Ve onunla hiç yüzyüze görüşmedik. Sadece
07:31
via this telepresence system, which always makes me
153
435948
3457
İnternet üzerinden görüşmeler yaptık, bu yüzden de
07:35
think of him as the man inside the Internet. (Laughter)
154
439405
3896
onu hep İnternet'teki adam olarak görüyorum. (Gülüşmeler)
07:39
And he is English. The undersea cable industry
155
443301
3197
Kendisi bir İngiliz. Deniz-altı kablo sanayisi
07:42
is dominated by Englishmen, and they all seem to be 42.
156
446498
3645
İngilizler tarafından yönetiliyor ve hepsi 42 yaşlarında gibiler.
07:46
(Laughter) Because they all started at the same time
157
450143
3175
(Gülüşmeler) Çünkü hepsi aynı zamanda başladılar
07:49
with the boom about 20 years ago.
158
453318
2500
ve o zamanlar 20'lerindediler.
07:51
And Tata had gotten its start as a communications business
159
455818
3260
Ve Tata, iletişim işine iki kabloları varken başladı,
07:54
when they bought two cables, one across the Atlantic
160
459078
2465
biri Atlas'ı öteki Pasifik'i geçen iki kablo,
07:57
and one across the Pacific, and proceeded to add pieces
161
461543
3160
ve dünyayı saran bir kemer oluşturana kadar
08:00
onto them, until they had built a belt around the world,
162
464703
3544
buna yenilerini eklediler, bu da sizin gönderileriniz
08:04
which means they will send your bits to the East or the West.
163
468247
2097
Doğu'ya ya da Batı'ya gönderebilecekleri anlamına geliyor.
08:06
They have -- this is literally a beam of light around the world,
164
470344
2223
Gerçekten de dünyanın çevresinde dolanan bir ışık dalgasına sahipler,
08:08
and if a cable breaks in the Pacific, it'll send it around
165
472567
2211
Pasifik'te bir kablo kopsa, bağlantıyı diğer taraftan
08:10
the other direction. And then having done that,
166
474778
3185
yapıverirler. Ve bu ağı tamamladıktan sonra
08:13
they started to look for places to wire next.
167
477963
3944
bağlanacak başka yerler aramaya başladılar.
08:17
They looked for the unwired places, and that's meant
168
481907
2490
Kablonun ulaşmadığı yerler aradılar ve bu da Kuzey ve
08:20
North and South, primarily these cables to Africa.
169
484397
2794
Güney oluyordu, öncelikle Afrika'daki bu kablolar.
08:23
But what amazes me is Simon's incredible geographic imagination.
170
487191
3771
Ancak beni şaşırtan Simon'ın inanılmaz coğrafik hayal gücüydü.
08:26
He thinks about the world with this incredible expansiveness.
171
490962
2959
Dünyayı inanılmaz bir genişlikte düşünüyordu.
08:29
And I was particularly interested because I wanted to see
172
493921
3313
Ve bununla özellikle ilgileniyordum çünkü bu kabloların
08:33
one of these cables being built. See, you know, all the time
173
497234
2852
nasıl kurulduğunu görmek istiyordum.
08:35
online we experience these fleeting moments of connection,
174
500086
2320
Çevirimiçi olarak yaşadığımız o kısacık bağlantı anlarını,
08:38
these sort of brief adjacencies, a tweet or a Facebook post
175
502406
3294
basit bir dolaşımı, bir tweet ya da Facebook iletisini
08:41
or an email, and it seemed like there was a physical corollary to that.
176
505700
3840
ya da bir e-postayı görmek; bunun fiziksel bir sonucu varmış gibi.
08:45
It seemed like there was a moment when the continent
177
509540
2076
Kıtanın fişinin takıldığı bir an varmış gibiydi ve
08:47
was being plugged in, and I wanted to see that.
178
511616
2347
ben bunu görmek istiyordum.
08:49
And Simon was working on a new cable,
179
513963
2285
Ve Simon yeni bir kablo üzerinde çalışıyordu,
08:52
WACS, the West Africa Cable System, that stretched
180
516248
2511
BAKS, Batı Afrika Kablo Sistemi,
08:54
from Lisbon down the west coast of Africa,
181
518759
2121
Lizbon'dan Afrika'nın batı kıyısında
08:56
to Cote d'Ivoire, to Ghana, to Nigeria, to Cameroon.
182
520880
2869
Cote d'lvoire'a, Gana'ya, Nijerya'ya ve Kamerun'a uzanıyor.
08:59
And he said there was coming soon, depending
183
523749
2333
Ve hava durumuna bağlı olarak yakın zamanda
09:01
on the weather, but he'd let me know when,
184
526082
2194
bir çalışmanın olacağını ve bana haber vereceğini söyledi.
09:04
and so with about four days notice, he said to go
185
528276
3201
Böylece dört gün içinde Lizbon'un güney sahiline
09:07
to this beach south of Lisbon, and a little after 9,
186
531477
2831
gitmemi söyledi ve 9'dan az sonra şu adam
09:10
this guy will walk out of the water. (Laughter)
187
534308
3696
denizden yürüyerek çıktı. (Kahkahalar)
09:13
And he'll be carrying a green nylon line, a lightweight line,
188
538004
4320
Ve yeşil naylon bir hat taşıyordu, çok hafif bir hat,
09:18
called a messenger line, and that was the first link
189
542324
2713
taşıyıcı kablo hattı deniyor ve deniz ile kara arasındaki
09:20
between sea and land, this link that would then be
190
545037
2553
ilk bağlantı noktası buydu ve sonradan
09:23
leveraged into this 9,000-mile path of light.
191
547590
3863
9.000 millik ışık yolu olarak kullanılacaktı.
09:27
Then a bulldozer began to pull the cable in from this
192
551453
2590
Sonra, bir buldozer şu özel kablo döşeme gemisinden
09:29
specialized cable landing ship, and it was floated
193
554043
3357
kablo çekmeye başladı ve doğru yere gelene kadar
09:33
on these buoys until it was in the right place.
194
557400
2748
bu balonlara bağlı kaldı.
09:36
Then you can see the English engineers looking on.
195
560148
2742
Burada inceleme yapan İngiliz mühendisleri görüyorsunuz.
09:38
And then, once it was in the right place, he got back
196
562890
2813
Ve sonra, doğru yere gelince, elinde bir bıçakla
09:41
in the water holding a big knife, and he cut each buoy off,
197
565703
3359
suya geri giderek balonları birer birer kesti
09:44
and the buoy popped up into the air, and the cable
198
569062
2299
ve balonlar uçup giderken, kablo da
09:47
dropped to the sea floor, and he did that all the way out
199
571361
1905
deniz tabanına düştü, gemiye kadar hepsini tek tek kesti
09:49
to the ship, and when he got there,
200
573266
1873
ve oraya ulaştığında,
09:51
they gave him a glass of juice and a cookie,
201
575139
2413
kendisine bir bardak meyve suyu ve kurabiye verdiler,
09:53
and then he jumped back in, and he swam back to shore,
202
577552
2419
sonra suya geri atladı ve yüzerek sahile geldi
09:55
and then he lit a cigarette. (Laughter)
203
579971
7160
ve sigarasını yaktı. (Gülüşmeler)
10:03
And then once that cable was on shore,
204
587131
2712
Ve kablo sahile geldiğinde
10:05
they began to prepare to connect it to the other side,
205
589843
3504
bağlantı istasyonundan getirilmiş olan kabloyla
10:09
for the cable that had been brought down from the landing station.
206
593347
2957
diğer tarafa bağlamak için hazırlamaya başlıyorlar.
10:12
And first they got it with a hacksaw, and then they start
207
596304
2858
İlk önce bir testereyle başlıyorlar ve sonra
10:15
sort of shaving away at this plastic interior with a --
208
599162
2936
plastik iç kısmı inceltmeye başlıyorlar. Bu işi
10:17
sort of working like chefs, and then finally they're working
209
602098
2062
bir şefin çalışması gibi yapıyorlar, sonra da
10:20
like jewelers to get these hair-thin fibers to line up
210
604160
2708
bir kuyumcu gibi saç teli inceliğindeki fiber kabloları
10:22
with the cable that had come down,
211
606868
1677
birbirlerine bağlıyorlar
10:24
and with this hole-punch machine they fuse it together.
212
608545
2991
ve şu delme makinesiyle birbirlerine kaynatıyorlar.
10:27
And when you see these guys going at this cable with a hacksaw,
213
611536
3331
Bu adamları kablonun başında testereyle gördüğünüzde
10:30
you stop thinking about the Internet as a cloud.
214
614867
2643
İnternet'i sadece bir bulut olarak görmeyi bırakıyorsunuz.
10:33
It starts to seem like an incredibly physical thing.
215
617510
3937
Artık tamamen fiziksel bir şey olmaya başlıyor.
10:37
And what surprised me as well was that as much as this
216
621447
2508
Bunun kadar beni şaşırtan bir diğer şey
10:39
is based on the most sophisticated technology, as much
217
623955
2847
en karmaşık teknolojiye dayanmasına ve inanılmaz
10:42
as this is an incredibly new thing, the physical process
218
626802
2905
derecede yeni birşey olmasına rağmen bu fiziksel süreç
10:45
itself has been around for a long time, and the culture is the same.
219
629707
3767
uzun süredir var ve kültür hala değişmedi.
10:49
You see the local laborers. You see the English engineer
220
633474
1989
Yerel işçileri görüyorsunuz. İngiliz mühendisi
10:51
giving directions in the background. And more importantly,
221
635463
3175
arka tarafta işi anlatırken görüyorsunuz. Ve daha da önemlisi,
10:54
the places are the same. These cables still connect
222
638638
2643
aynı yerdeler. Bu kablolar hala klasik liman şehirlerini
10:57
these classic port cities, places like Lisbon, Mombasa,
223
641281
3050
bağlıyorlar: Lizbon, Mombasa,
11:00
Mumbai, Singapore, New York.
224
644331
3159
Bombay, Singapur, New York gibi.
11:03
And then the process on shore takes around three or four days,
225
647490
4086
Sonrasında kıyıdaki işlemler üç ya da dört gün sürüyor,
11:07
and then, when it's done, they put the manhole cover
226
651576
4191
bittiğinde kapağını kapatıp
11:11
back on top, and they push the sand over that,
227
655767
2971
üzerini kumla örtüyorlar
11:14
and we all forget about it.
228
658738
3082
ve herkes bunu unutuyor.
11:17
And it seems to me that we talk a lot about the cloud,
229
661820
2251
Bana öyle geliyor ki, bu buluttan çok bahsediyoruz,
11:19
but every time we put something on the cloud,
230
664071
1910
ancak her seferinde buluta birşeyler ekliyoruz,
11:21
we give up some responsibility for it.
231
665981
2202
üstüne sorumluluklar yüklüyoruz.
11:24
We are less connected to it. We let other people worry about it.
232
668183
3864
Daha az ilgileniyoruz. Uğraşmayı başkalarına bırakıyoruz.
11:27
And that doesn't seem right.
233
672047
1283
Ve bu hiç doğru değil.
11:29
There's a great Neal Stephenson line where he says
234
673330
2342
Neal Stephenson şöyle birşey yazmış:
11:31
that wired people should know something about wires.
235
675672
4397
bağlanan insanlar bağlantıyla ilgili bilgi sahibi olmalılar.
11:35
And we should know, I think, we should know
236
680069
2270
Ve şunu bilmeliyiz, bence, internetimizin geldiği yeri
11:38
where our Internet comes from, and we should know
237
682339
2753
bilmeliyiz ve bizi fiziksel olarak bağlayan şeyin
11:40
what it is that physically, physically connects us all.
238
685092
4822
fiziksel olarak ne olduğunu anlamalıyız.
11:45
Thank you. (Applause)
239
689914
2339
Teşekkürler. (Alkışlar)
11:48
(Applause)
240
692253
2397
(Alkışlar)
11:50
Thanks. (Applause)
241
694650
3610
Teşekkürler. (Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Andrew Blum - Network authorFor his new book, "Tubes," Andrew Blum visited the places where the internet exists in physical form: the cables and switches and servers that virtually connect us.
Why you should listen
In his book Tubes: A Journey to the Center of the Internet, Andrew Blum wanted to capture the "spirit of place" of the Internet. Because as far-reaching and virtual as our connection to the Net is, the signals travel on good old-fashioned cabling, glass fibers jacketed in polymer, running through conduit under streets. The immaterial Internet runs on a very material, industry-like infrastructure. So that when Alaska senator Ted Stevens called the Internet "a series of tubes" ... well, he was kind of right, and he did inspire the title of this utterly fascinating book, which explores the switches, data centers, sea crossings and many, many tubes that make up our online reality.
Blum is a writer for Newsweek, and has written for Wired, Popular Science, Metropolis and more.
Learn more about Tubes:
Read excerpts on submarine cables and Internet exchange points (like 60 Hudson in NYC).
Browse book club materials (from the Amherst Reads book club)
Listen to Andrew Blum's audio interview on Fresh Air
Andrew Blum | Speaker | TED.com