ABOUT THE SPEAKER
Nikki Webber Allen - Multimedia producer
Nikki Webber Allen is working to create a safe space for honest conversations about mental health in communities of color.

Why you should listen

Nikki Webber Allen is a two-time Emmy winner with 20 years of experience producing content for media outlets including Warner Bros., HBO, ABC, 20th Century Fox and BET.

In 2013, while working as the vice president of casting and talent relations for the cable network TV One, Webber Allen lost her 22-year old nephew, Paul, to suicide after his years of struggle with depression and anxiety. Since then, she's become a passionate mental health advocate.

In Paul's honor, she launched the nonprofit I LIVE FOR... FOUNDATION, INC. to create a safe space for honest, unapologetic conversations about mental health in communities of color, where the cultural stigma of mental illness discourages far too many people from seeking help. Michael Eric Dyson, advisor to the foundation, has called I LIVE FOR… "an incredibly important organization that offers much-needed support to those who too often suffer in silence."

Webber Allen is currently producing and directing a documentary film featuring a diverse group of compelling young men and women who reject the stigma of mental illness and share candid stories about their experiences living with depression and anxiety. The film is being scored by her husband, musician Jeffrey Allen of the Grammy-nominated R&B band Mint Condition.

In 2016, Webber Allen was one of only 47 people chosen out of more than 1,000 applicants worldwide to receive a coveted scholarship to Marie Forleo's B-School for social entrepreneurs. She has an M.A. in media studies from The New School University in New York, NY and a B.A. in communications from Rutgers University in New Brunswick, NJ.

More profile about the speaker
Nikki Webber Allen | Speaker | TED.com
TED Residency

Nikki Webber Allen: Don't suffer from your depression in silence

Nikki Webber Allen: Depresyonun sessizliğinde kaybolma

Filmed:
2,292,266 views

Yapımcı ve aktivist Nikki Webber Allen'a göre hissetmek zaafın değil, insan olduğumuzun bir göstergesidir. Webber Allen, kendisine konan anksiyete ve depresyon tanısından bahsetmekten bile çekiniyordu, hatta kendi ailesinde kendisine yakın olduğunu düşündüğü birinde trajediye tanık olana kadar gizli tuttu. Ruh sağlığını konu alan bu önemli konuşmada, Webber Allen, yaşadığı mücadeleden açıkça bahsediyor ve toplumların depresyonu zayıflık olarak görme nedenlerinden ve yardım almadan acı çekmeye devam etmeleri konularına değiniyor.
- Multimedia producer
Nikki Webber Allen is working to create a safe space for honest conversations about mental health in communities of color. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
What are you doing on this stageevre
0
956
4410
Sahnede, tüm bu insanların önünde
00:17
in frontön of all these people?
1
5390
3118
ne yapıyorsun?
00:20
(LaughterKahkaha)
2
8532
1374
(Kahkaha)
00:21
RunÇalıştır!
3
9930
1151
Kaç!
00:23
(LaughterKahkaha)
4
11105
1003
(Kahkaha)
00:24
RunÇalıştır now.
5
12132
1178
Kaç hemen.
00:26
That's the voiceses of my anxietyanksiyete talkingkonuşma.
6
14734
2967
Bu, endişemin bana ikazıydı.
00:30
Even when there's absolutelykesinlikle
nothing wrongyanlış,
7
18539
2936
Yanlış hiçbir şey olmasa da,
00:33
I sometimesara sıra get
this overwhelmingezici senseduyu of doomkader,
8
21499
3959
Bazen tehlike yanı başımda
dolaşıyormuşcasına,
bu yoğun hissi yaşıyorum.
00:37
like dangerTehlike is lurkinggözlemliyor
just around the cornerköşe.
9
25482
2962
00:41
You see, a fewaz yearsyıl agoönce,
10
29057
2116
Birkaç yıl önce,
00:43
I was diagnosedtanısı with generalizedgenelleştirilmiş anxietyanksiyete
11
31197
2497
birbirinden ayrı düşünülmeyen
yaygın anksiyete
00:45
and depressiondepresyon --
12
33718
1150
00:47
two conditionskoşullar that oftensık sık go handel in handel.
13
35289
2420
ve depresyon teşhisi konuldu.
00:50
Now, there was a time
I wouldn'tolmaz have told anybodykimse,
14
38073
4265
Pekâlâ, kimseye, özellikle geniş kitleye
bahsetmediğim bir şeyden
bahsetmenin vakti geldi.
00:54
especiallyözellikle not in frontön of a bigbüyük audienceseyirci.
15
42362
2460
00:56
As a blacksiyah womankadın,
16
44846
1527
Siyahi bir kadın olarak,
00:58
I've had to developgeliştirmek
extraordinaryolağanüstü resilienceesneklik to succeedbaşarılı olmak.
17
46397
3640
başarılı olabilmek için
olağanüstü bir çaba sarf etmeliydim.
01:02
And like mostçoğu people in my communitytoplum,
18
50061
1979
Toplumumdaki çoğu insan gibi,
01:04
I had the misconceptionyanlış kanı that depressiondepresyon
was a signişaret of weaknesszayıflık,
19
52064
3808
benim de depresyonun
zayıflık, karakter kusuru
olduğuna dair inancım vardı.
01:07
a characterkarakter flawkusur.
20
55896
1536
Fakat ben zayıf değildim;
01:09
But I wasn'tdeğildi weakzayıf;
21
57456
1574
üstün başarılıydım.
01:11
I was a highyüksek achieverachiever.
22
59054
1470
01:12
I'd earnedkazanılan a Master'sYüksek lisans degreederece
in MediaMedya StudiesÇalışmalar
23
60925
2203
Medya üzerine yüksek lisansım,
film ve televizyon sektörlerinde
üst düzey iş geçmişim vardı.
01:15
and had a stringsicim of high-profileyüksek profilli jobsMeslekler
in the filmfilm and televisiontelevizyon industriesEndüstriyel.
24
63152
4109
01:19
I'd even wonwon two EmmyEmmy AwardsÖdülleri
for my hardzor work.
25
67734
3050
Yoğun çabalarım sayesinde
2 Emmy Ödülü bile kazanmıştım.
01:23
Sure, I was totallybütünüyle spentharcanmış,
26
71436
3016
Tabii bitap bir haldeydim,
eskiden sevdiğim şeylere ilgim azalmış,
01:26
I lackedyoksun interestfaiz in things
I used to enjoykeyfini çıkarın,
27
74476
2670
iştahım yok denecek seviyedeydi,
01:29
barelyzar zor ateyemek yedi,
28
77170
1298
01:30
struggledmücadele with insomniauykusuzluk
29
78492
1903
uykusuzlukla boğuştum
ve yalnız ve bitkin hissettim.
01:32
and feltkeçe isolatedyalıtılmış and depletedtükenmiş.
30
80419
2624
01:35
But depressedbunalımlı?
31
83562
1352
Ama depresif?
01:36
No, not me.
32
84938
1524
Sanmam, ben değil.
01:39
It tookaldı weekshaftalar before I could admititiraf etmek it,
33
87921
2206
Kabullenmem haftalar aldı,
01:42
but the doctordoktor was right:
34
90151
1429
ama doktor haklıydı;
depresiftim.
01:43
I was depressedbunalımlı.
35
91604
1278
01:45
Still, I didn't tell anybodykimse
about my diagnosisTanı.
36
93411
3548
Yine de, kimseye teşhisim
hakkında bir şey söylemedim.
01:49
I was too ashamedutanmış.
37
97522
1613
Çok utanıyordum.
Depresif olmaya hakkım olduğunu
düşünmüyordum.
01:51
I didn't think I had the right
to be depressedbunalımlı.
38
99159
2517
01:54
I had a privilegedayrıcalıklı life
39
102418
1630
Sevgi dolu bir aile
ve başarılı bir kariyerim vardı,
ayrıcalıklıydım.
01:56
with a lovingseven familyaile
and a successfulbaşarılı careerkariyer.
40
104072
3100
01:59
And when I thought about
the unspeakableAğza alınmayacak horrorsDehşet
41
107708
2592
Daha iyi bir hayat sürmem için,
02:02
that my ancestorsatalarımız
had been throughvasitasiyla in this countryülke
42
110324
2488
atalarımın bu topraklarda yaşadığı
tarifsiz korkuları düşündüğümde,
02:04
so that I could have it better,
43
112836
1968
utancım daha da arttı.
02:06
my shameutanç grewbüyüdü even deeperDaha derine.
44
114828
1678
02:08
I was standingayakta on theironların shouldersomuzlar.
45
116980
2093
Onlara borçluydum.
Onları nasıl yüzüstü bırakırım?
02:11
How could I let them down?
46
119097
1602
02:13
I would holdambar my headkafa up,
47
121382
2053
Başımı dik tutmalı,
02:15
put a smilegülümseme on my faceyüz
48
123459
2360
gülümsemeli
ve asla bir şey dememeliydim.
02:17
and never tell a soulruh.
49
125843
1708
02:22
On JulyTemmuz 4, 2013,
50
130466
3277
4 Temmuz 2013'te,
02:26
my worldDünya camegeldi crashinggürültüyle çarpmak in on me.
51
134479
2188
dünya başıma yıkıldı.
02:29
That was the day I got
a phonetelefon call from my momanne
52
137399
2901
Annemden,
22 yaşındaki yeğenim Paul'un,
depresyon ve anksiyeteyle
yıllar boyu süren savaşından sonra
02:32
tellingsöylüyorum me that my 22-year-old-yaşında nephewerkek yeğen,
PaulPaul, had endedbitti his life,
53
140324
4190
hayatına son verdiği haberini aldım.
02:36
after yearsyıl of battlingmücadele
depressiondepresyon and anxietyanksiyete.
54
144538
2641
02:40
There are no wordskelimeler that can describetanımlamak
the devastationyıkım I feltkeçe.
55
148668
3155
Hissettiğim yıkımı tasvir edecek
bir kelime dahi yok.
02:44
PaulPaul and I were very closekapat,
56
152667
1294
Paul ile çok yakındık,
ama onun bu kadar
acı çektiğini bilmiyordum.
02:45
but I had no ideaFikir he was in so much painAğrı.
57
153985
2054
02:48
NeitherNe one of us had ever talkedkonuştuk
to the other about our strugglesmücadeleler.
58
156696
3558
İkimiz de birbirimize yaşadığımız
mücadelelerden bahsetmemiştik.
Utanç ve damgalanma korkusu
bizi sessizliğe itmişti.
02:52
The shameutanç and stigmastigma kepttuttu us bothher ikisi de silentsessiz.
59
160278
2164
02:56
Now, my way of dealingmuamele with adversitysıkıntı
is to faceyüz it headkafa on,
60
164161
4003
Zorlukla baş etme şeklim
onunla direkt olarak yüzleşmek.
Bu yüzden, iki yılımı depresyon
ve anksiyeteyi araştırarak geçirdim,
03:00
so I spentharcanmış the nextSonraki two yearsyıl
researchingaraştırma depressiondepresyon and anxietyanksiyete,
61
168188
3158
03:03
and what I foundbulunan was mind-blowingsanrılama.
62
171370
2767
bulduğum şeyse akıl almazdı.
03:06
The WorldDünya HealthSağlık OrganizationOrganizasyon reportsraporlar
63
174764
1974
Dünya Sağlık Örgütüne göre,
03:08
that depressiondepresyon is the leadingönemli causesebeb olmak
of sicknesshastalık and disabilitysakatlık
64
176762
5224
dünya genelinde hastalık
ve sakatlığın başlıca sebebi
depresyon.
03:14
in the worldDünya.
65
182010
1339
03:16
While the exactkesin causesebeb olmak
of depressiondepresyon isn't clearaçık,
66
184039
2991
Depresyonun asıl sebebi
tam olarak bilinmese de,
03:19
researchAraştırma suggestsanlaşılacağı
that mostçoğu mentalzihinsel disordersbozukluklar developgeliştirmek,
67
187054
3098
araştırmalar çoğu ruhsal bozukluğun,
en azından bir kısmının,
03:22
at leasten az in partBölüm,
68
190176
1727
beyindeki kimyasal bir dengesizlikten,
03:23
because of a chemicalkimyasal
imbalancedengesizlik in the brainbeyin,
69
191927
2655
ve/veya genetik yatkınlıktan
dolayı meydana geldiğini gösteriyor.
03:26
and/or an underlyingtemel
geneticgenetik predispositionyatkınlık.
70
194606
3902
03:31
So you can't just shakesallamak it off.
71
199041
2161
Yani öylece geçiştiremezsiniz.
03:34
For blacksiyah AmericansAmerikalılar,
72
202907
1731
Afrikan Amerikanlar içinse,
03:36
stressorsGerilim like racismırkçılık
and socioeconomicsosyo-ekonomik disparitiesfarklılıkların
73
204662
4056
ırkçılık ve sosyoekonomik eşitsizlikler
gibi strese sebebiyet veren durumlar,
ruhsal bozukluk yaşama riskini
%20 arttırıyor;
03:40
put them at a 20 percentyüzde greaterbüyük riskrisk
of developinggelişen a mentalzihinsel disorderdüzensizlik,
74
208742
5040
buna rağmen beyaz Amerikanlara kıyasla,
03:45
yethenüz they seekaramak mentalzihinsel healthsağlık servicesHizmetler
75
213806
2412
sağlık desteğine başvurma oranları
neredeyse %50 daha az.
03:48
at about halfyarım the rateoran of whitebeyaz AmericansAmerikalılar.
76
216242
2739
03:51
One reasonneden is the stigmastigma,
77
219544
2850
Bir sebebi, utanç.
Afrikan Amerikanların %63'ü
depresyonu zayıflık sanıyor.
03:54
with 63 percentyüzde of blacksiyah AmericansAmerikalılar
mistakingmistaking depressiondepresyon for a weaknesszayıflık.
78
222418
6217
04:01
SadlyNe yazık ki, the suicideintihar rateoran
amongarasında blacksiyah childrençocuklar
79
229603
4258
Ne yazık ki,
siyahi çocuklardaki intihar oranı
20 yıl içerisinde ikiye katlandı.
04:05
has doubledkatına in the pastgeçmiş 20 yearsyıl.
80
233885
2687
04:09
Now, here'sburada the good newshaber:
81
237843
2205
İyi haber şu ki,
04:12
seventyYetmiş percentyüzde of people
strugglingmücadele with depressiondepresyon will improveiyileştirmek
82
240603
4282
bireylerin mücadele ettiği
depresyonun %70'i,
terapi, tedavi
ve ilaç tedavisi ile iyileştirilebilir.
04:16
with therapyterapi, treatmenttedavi and medicationilaç.
83
244909
3357
04:21
ArmedSilahlı with this informationbilgi,
84
249458
1662
Bu bilgi ışığında,
04:23
I madeyapılmış a decisionkarar:
85
251144
1707
bir karar verdim:
Artık sessiz kalmayacaktım.
04:24
I wasn'tdeğildi going to be silentsessiz anymoreartık.
86
252875
2968
04:28
With my family'sailenin blessingnimet,
87
256740
1803
Ailemin de yardımıyla,
ulusal bir iletişim başlatmak umuduyla,
04:30
I would sharepay our storyÖykü
88
258567
1893
hikâyemizi paylaşacağım.
04:32
in hopesumutlar of sparkingkıvılcım
a nationalUlusal conversationkonuşma.
89
260484
2814
04:36
A friendarkadaş, KellyKelly Pierre-LouisPierre-Louis, said,
90
264140
2771
Arkadaşımız Kelly Pierre-Louis,
04:38
"BeingVarlık stronggüçlü is killingöldürme us."
91
266935
2491
"Güçlü olmak bizi öldürüyor," demiş.
04:42
She's right.
92
270743
1419
Haklı.
04:44
We have got to retireemekli olmak
those tiredyorgun, oldeski narrativesanlatılar
93
272186
4022
Kaç kez yıkım alırsa alsın,
hemencecik toplarlanan ve yoluna bakan
''güçlü siyahi kadın''
04:48
of the stronggüçlü blacksiyah womankadın
94
276232
1555
04:49
and the super-masculineSüper eril blacksiyah man,
95
277811
2210
ve ''süper- eril siyahi adam''
04:52
who, no mattermadde how manyçok timeszamanlar
they get knockedçaldı down,
96
280045
2920
tasvirlerini aktaran,
o eski ve zamanı geçmiş
kalıplardan kurtulmalıyız.
04:54
just shakesallamak it off and soldierasker on.
97
282989
2235
04:57
HavingSahip feelingsduygular isn't a signişaret of weaknesszayıflık.
98
285770
3715
Hissetmek, zayıflık göstergesi değildir.
05:02
FeelingsDuygular mean we're humaninsan.
99
290521
1883
Hisler, insan olduğumuzu gösterir.
05:04
And when we denyreddetmek our humanityinsanlık,
100
292850
2019
İnsanlığımızı reddettiğimizde,
05:06
it leavesyapraklar us feelingduygu emptyboş insideiçeride,
101
294893
2116
içimizde bir boşluk hissi yaratır
ve bizler de o boşluğu doldurmak için,
kendimizi toparlamanın yollarını ararız.
05:09
searchingArama for waysyolları to self-medicatekendi kendine ilaç
in ordersipariş to filldoldurmak the voidgeçersiz.
102
297033
3004
05:12
My drugilaç was highyüksek achievementbaşarı.
103
300585
2745
Benim ilacım üstün başarıydı.
05:16
These daysgünler, I sharepay my storyÖykü openlyaçıkça,
104
304371
3301
Bu günlerde,
hikâyemi açıkça paylaşıyorum
ve diğerlerinden de
aynı şeyi yapmalarını istiyorum.
05:19
and I asksormak othersdiğerleri to sharepay theirsonların, too.
105
307696
2210
05:22
I believe that's what it takes
106
310406
1448
Sessizce mücadele edenlerin
05:23
to help people who mayMayıs ayı
be sufferingçile in silenceSessizlik
107
311878
2595
yalnız olmadıklarını
ve yardımla iyileşebileceklerini
05:26
to know that they are not aloneyalnız
108
314497
2209
bilmeleri gerektiğine
05:28
and to know that with help,
109
316730
1685
inanıyorum.
05:30
they can healiyileşmek.
110
318439
1341
05:31
Now, I still have my strugglesmücadeleler,
111
319804
2165
Hâlâ, anksiyete başta olmak üzere
05:33
particularlyözellikle with the anxietyanksiyete,
112
321993
2288
savaşım sürüyor.
05:36
but I'm ableyapabilmek to manageyönetmek it
113
324305
1603
Ama günlük meditasyon,
05:37
throughvasitasiyla dailygünlük mediationarabuluculuk,
yogaYoga and a relativelyNispeten healthysağlıklı dietdiyet.
114
325932
4874
yoga ve nispeten sağlıklı beslenmeyle
icabına bakabiliyorum.
(Kahkaha)
05:42
(LaughterKahkaha)
115
330830
1068
05:43
If I feel like things
are startingbaşlangıç to spiralsarmal,
116
331922
2222
Bazı şeylerin
döngüye girdiğini hissedersem,
terapistimden randevu alıyorum.
05:46
I make an appointmentrandevu to see my therapistterapist,
117
334168
2044
Mükemmel bir mizah anlayışı olan,
05:48
a dynamicdinamik blacksiyah womankadın
namedadlı DawnŞafak ArmstrongArmstrong,
118
336236
3063
rahatlatıcı bulduğum samimiyetiyle,
05:51
who has a great senseduyu of humormizah
119
339323
1973
hayat dolu siyahi kadın Dawn Armstrong.
05:53
and a familiarityaşinalık that I find comfortingrahatlatıcı.
120
341320
2237
05:57
I will always regretpişman
121
345126
1638
Yeğenimin yanında olamadığım için
05:59
that I couldn'tcould be there for my nephewerkek yeğen.
122
347390
2066
her zaman pişmanlık duyacağım.
06:02
But my sinceresten içten hopeumut
123
350226
1787
En büyük umudum,
06:04
is that I can inspireilham vermek othersdiğerleri
with the lessonders that I've learnedbilgili.
124
352695
3071
çıkardığım derslerle
bir başkasına ilham kaynağı olmak.
06:11
Life is beautifulgüzel.
125
359182
2470
Hayat güzel.
06:14
SometimesBazen it's messydağınık,
126
362646
1562
Bazen darmaduman
ve her zaman sürprizlerle dolu.
06:16
and it's always unpredictableöngörülemeyen.
127
364232
1934
06:19
But it will all be OK
128
367034
1203
Üstesinden gelmeniz için
06:20
when you have your supportdestek systemsistem
to help you throughvasitasiyla it.
129
368261
2785
desteğiniz olduğunda
her şey yoluna girecek.
06:23
I hopeumut that if your burdenyük getsalır too heavyağır,
130
371513
2421
Olur da yükünüz ağırlaşırsa,
umarım siz de yardım istersiniz.
06:25
you'llEğer olacak asksormak for a handel, too.
131
373958
1706
Teşekkürler.
06:27
Thank you.
132
375688
1167
06:28
(ApplauseAlkış)
133
376879
2882
(Alkış)
Translated by Binnur Tunoğlu
Reviewed by Esra Çakmak

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Nikki Webber Allen - Multimedia producer
Nikki Webber Allen is working to create a safe space for honest conversations about mental health in communities of color.

Why you should listen

Nikki Webber Allen is a two-time Emmy winner with 20 years of experience producing content for media outlets including Warner Bros., HBO, ABC, 20th Century Fox and BET.

In 2013, while working as the vice president of casting and talent relations for the cable network TV One, Webber Allen lost her 22-year old nephew, Paul, to suicide after his years of struggle with depression and anxiety. Since then, she's become a passionate mental health advocate.

In Paul's honor, she launched the nonprofit I LIVE FOR... FOUNDATION, INC. to create a safe space for honest, unapologetic conversations about mental health in communities of color, where the cultural stigma of mental illness discourages far too many people from seeking help. Michael Eric Dyson, advisor to the foundation, has called I LIVE FOR… "an incredibly important organization that offers much-needed support to those who too often suffer in silence."

Webber Allen is currently producing and directing a documentary film featuring a diverse group of compelling young men and women who reject the stigma of mental illness and share candid stories about their experiences living with depression and anxiety. The film is being scored by her husband, musician Jeffrey Allen of the Grammy-nominated R&B band Mint Condition.

In 2016, Webber Allen was one of only 47 people chosen out of more than 1,000 applicants worldwide to receive a coveted scholarship to Marie Forleo's B-School for social entrepreneurs. She has an M.A. in media studies from The New School University in New York, NY and a B.A. in communications from Rutgers University in New Brunswick, NJ.

More profile about the speaker
Nikki Webber Allen | Speaker | TED.com