TEDGlobal 2009
Bjarke Ingels: 3 warp-speed architecture tales
Bjarke Ingels: 3 adet hızlıca anlatılmış mimari hikayesi
Filmed:
Readability: 4.4
2,575,938 views
Danimarka'lı mimar Bjarke Ingels kendisine ait ekolojik ve gösterişli tasarım hikayelerinin içinde roket hızında fotoğraf/videolarla dolaşıyor. İnşa ettiği binalar sadece doğal bir görünüme sahip değiller -- aynı zamanda doğanın kendisi gibi davranıyorlar: rüzgarı kesiyorlar, güneş enerjisi topluyorlar -- ve muhteşem manzaralar yaratıyorlar.
Bjarke Ingels - Architect
Theory meets pragmatism meets optimism in Bjarke Ingels' architecture. His big-think approach is informed by a hands-on, ground-up understanding of the needs of a building's occupants and surroundings. Full bio
Theory meets pragmatism meets optimism in Bjarke Ingels' architecture. His big-think approach is informed by a hands-on, ground-up understanding of the needs of a building's occupants and surroundings. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
The public debate about architecture
0
0
2000
Mimari hakkındaki toplumsal görüş
00:14
quite often just stays on contemplating the final result,
1
2000
4000
genellikle tasarımın nihai sonucu üzerinde sınırlı kalır,
00:18
the architectural object.
2
6000
2000
yani mimari bir obje gibi.
00:20
Is the latest tower in London
3
8000
3000
Londra'da son yapılan kule
00:23
a gherkin or a sausage
4
11000
2000
turşuluk bir salatalık mı, yoksa bir sosis mi
00:25
or a sex tool?
5
13000
2000
veya bir seks aleti mi?
00:27
So recently, we asked ourselves
6
15000
3000
Kısa zaman önce kendimize şunu sorduk,
00:30
if we could invent a format
7
18000
2000
bir format yaratılıp da
00:32
that could actually tell the stories behind the projects,
8
20000
3000
projelerin ardında yatan hikayeler anlatılabilir mi?
00:35
maybe combining images and drawings and words
9
23000
3000
Belki görüntü, çizim ve kelimeleri hikayeye birleştirip
00:38
to actually sort of tell stories about architecture.
10
26000
4000
mimari hakkında hikayeler anlatmak mümkün olabilir.
00:42
And we discovered that we didn't have to invent it,
11
30000
3000
Ve bunu yaratmak zorunda olmadığımızı keşfettik,
00:45
it already existed in the form of a comic book.
12
33000
4000
bir çizgi roman formatında hali hazırda zaten vardı.
00:49
So we basically copied the format of the comic book
13
37000
3000
Bizde basitce çizgi roman formatını kopyaladık.
00:52
to actually tell the stories of behind the scenes,
14
40000
2000
Yani sahne arkasındaki görüntüleri,
00:54
how our projects actually evolve through adaptation
15
42000
3000
projelerimizin nasıl adaptasyon ve doğaçlama
00:57
and improvisation.
16
45000
2000
ile evrimleştiğini gerçekten anlattık.
00:59
Sort of through the turmoil and the opportunities
17
47000
2000
Gerçek dünyaya ait kargaşaların,
01:01
and the incidents of the real world.
18
49000
3000
fırsatların ve olayların içinden geçişimiz gibi.
01:04
We call this comic book "Yes is More,"
19
52000
2000
Bu çizgi roman kitabuna "Evet, Daha Fazlasıdır" adını verdik.
01:06
which is obviously a sort of evolution of the ideas of some of our heroes.
20
54000
4000
Bu kitap bizim kahramanlarımızdan bazılarına ait fikirlerin evrimleşmesiyle ilgilidir.
01:10
In this case it's Mies van der Rohe's Less is More.
21
58000
3000
Bu bölümde Mies van der Rohe var, "Az, Daha Fazlasıdır"
01:13
He triggered the modernist revolution.
22
61000
2000
Kendisi modernist devrimin öncüsüdür.
01:15
After him followed the post-modern counter-revolution,
23
63000
3000
Onu post-modernizme karşıt gelişen devrim takip etmiştir.
01:18
Robert Venturi saying, "Less is a bore."
24
66000
3000
Robert Venuri burada "Az, sıkıntıdır" diyor.
01:21
After him, Philip Johnson sort of introduced
25
69000
2000
Sonrasında Philip Johnson'un
01:23
(Laughter)
26
71000
1000
(gülüşmeler)
01:24
you could say promiscuity, or at least openness
27
72000
2000
"gelişigüzellik" veya en azından "açıklık" olarak adlandırlabilecek
01:26
to new ideas with, "I am a whore."
28
74000
2000
yeni fikirlerini aktaran "Ben bir Fahişeyim"
01:28
Recently, Obama has introduced optimism
29
76000
3000
En son Obama'nın global finansal krizde
01:31
at a sort of time of global financial crisis.
30
79000
3000
iyimserliği tanıtması gibi...
01:34
And what we'd like to say with "Yes is More"
31
82000
2000
"Evet, daha fazlasıdır" ile bizim söylemek istediğimiz şey
01:36
is basically trying to question this idea
32
84000
3000
basitçe şu fikri sorgulamak:
01:39
that the architectural avant-garde is almost always negatively defined,
33
87000
3000
mimaride öncül olmak neredeyse her zaman olumsuz tanımlanır,
01:42
as who or what we are against.
34
90000
2000
ki biz buna karşıyız.
01:44
The cliche of the radical architect
35
92000
2000
Radikal bir mimarın klişesi
01:46
is the sort of angry young man rebelling against the establishment.
36
94000
4000
bir kuruma karşı savaş veren öfkeli genç bir adam gibidir.
01:50
Or this idea of the misunderstood genius,
37
98000
3000
Veya yanlış anlaşılmış dahi fikri,
01:53
frustrated that the world doesn't fit in with his or her ideas.
38
101000
4000
dünyanın onun fikirlerine uymamasından yılmıştır.
01:57
Rather than revolution, we're much more interested in evolution,
39
105000
4000
Biz devrimden ziyade evrim ile ilgileniyoruz.
02:01
this idea that things gradually evolve
40
109000
2000
Bu fikir, bir şeylerin zamanla, adaptasyon ve doğaçlama
02:03
by adapting and improvising
41
111000
2000
yoluyla, dünyadaki değişimlere
02:05
to the changes of the world.
42
113000
2000
evrimleştiğidir.
02:07
In fact, I actually think that Darwin is one of the people
43
115000
3000
Doğrusu, ben Darwin'in bizim dizayn sürecimizi
02:10
who best explains our design process.
44
118000
3000
en iyi açıklayanlardan birisi olduğunu düşünüyorum
02:13
His famous evolutionary tree
45
121000
2000
Onun meşhur evrim ağacı
02:15
could almost be a diagram of the way we work.
46
123000
2000
bizim çalışma şeklimizin diyagramı bile olabilir.
02:17
As you can see, a project evolves through
47
125000
2000
Görüyorsunuz, bir proje bir seri
02:19
a series of generations of design meetings.
48
127000
3000
yaratıcı dizayn toplantısıyla gelişir.
02:22
At each meeting, there's way too many ideas.
49
130000
3000
Her bir toplantıda çok fazla fikir vardır.
02:25
Only the best ones can survive.
50
133000
2000
Sadece en iyileri hayatta kalabilir.
02:27
And through a process of architectural selection,
51
135000
2000
Ve mimari seçim sürecindeyken
02:29
we might choose a really beautiful model
52
137000
3000
gerçekten de güzel bir model, seçebiliriz.
02:32
or we might have a very functional model.
53
140000
2000
Ya da çok fonksiyonel bir modelimiz vardır.
02:34
We mate them. They have sort of mutant offspring.
54
142000
3000
Onları çiftleştiririz. Bir nevi mutant bir yavruları olur.
02:37
And through these sort of generations of design meetings
55
145000
3000
Ve bu nesillere benzeyen dizayn toplantılarının sonunda
02:40
we arrive at a design.
56
148000
2000
bir dizaynda karar kılarız.
02:42
A very literal way of showing it is a project we did
57
150000
2000
Kopenhag'da bir kütüphane ve otel için
02:44
for a library and a hotel in Copenhagen.
58
152000
3000
yaptığımız projeyi yalınlıkla gösterelim.
02:47
The design process was really tough,
59
155000
3000
Dizayn süreci gerçekten zordu,
02:50
almost like a struggle for survival,
60
158000
2000
hayatta kalmak için savaşmak gibi.
02:52
but gradually an idea evolved:
61
160000
3000
Zamanla bir fikir evrimleşti.
02:55
this sort of idea of a rational tower
62
163000
2000
Çevresindeki şehirle birlikte eriyen
02:57
that melts together with the surrounding city,
63
165000
2000
rasyonel bir kule yapma fikri.
02:59
sort of expanding the public space onto what we refer to as
64
167000
3000
Kamusal alanı genişleten, bize göre
03:02
a Scandinavian version of the Spanish Steps in Rome,
65
170000
4000
Roma'nın "İspanyol Basamakları"nın İskandinav versiyonu.
03:06
but sort of public on the outside, as well as on the inside,
66
174000
3000
Ama dışarıda olduğu kadar içeride de bir kütüphane ile
03:09
with the library.
67
177000
2000
kamusal olan.
03:11
But Darwin doesn't only explain the evolution of a single idea.
68
179000
3000
Ama Darwin sadece tek bir fikrin gelişimini açıklamaz.
03:14
As you can see, sometimes a subspecies branches off.
69
182000
4000
Görüldüğü gibi bazen bir alt tür dallanır.
03:18
And quite often we sit in a design meeting
70
186000
2000
Ve çoğunlukla dizayn toplantılarında oturup
03:20
and we discover that there is this great idea.
71
188000
2000
böyle harika fikirler keşfederiz.
03:22
It doesn't really work in this context.
72
190000
2000
Bu proje bağlamında işe yaramasa da,
03:24
But for another client in another culture,
73
192000
2000
başka bir kültürden başka bir müşterinin
03:26
it could really be the right answer to a different question.
74
194000
3000
farklı bir sorusu için çok doğru bir cevap olabilir.
03:29
So as a result, we never throw anything out.
75
197000
3000
Bu yüzden hiç bir şeyi atmayız.
03:32
We keep our office almost like an archive
76
200000
2000
Ofislerimizi mimari
03:34
of architectural biodiversity.
77
202000
3000
biyo-çeşitlilik arşivi gibi kullanıyoruz.
03:37
You never know when you might need it.
78
205000
2000
Onlara ne zaman ihtiyacınız olacağını bilemezsiniz.
03:39
And what I'd like to do now, in an act of
79
207000
2000
Ve şimdi yapmak istediğim de,
03:41
warp-speed storytelling,
80
209000
2000
yüksek hızda hikaye anlatımı,
03:43
is tell the story of how two projects evolved
81
211000
4000
bu hikaye; rastgele gelişen iki projenin
03:47
by adapting and improvising
82
215000
2000
adaptasyon ve doğaçlama yoluyla nasıl
03:49
to the happenstance of the world.
83
217000
3000
evrimleştiği hakkında.
03:52
The first story starts last year when we went to Shanghai
84
220000
2000
İlk hikaye geçen sene Danimarka adına yarışmak için
03:54
to do the competition for the Danish
85
222000
2000
Şangay'a gitmemizle başlıyor.
03:56
National Pavilion for the World Expo in 2010.
86
224000
3000
Dünya Expo 2010 fuarı için ulusal bir pavyon.
03:59
And we saw this guy, Haibao.
87
227000
3000
Ve bu elemanı gördük, Haibao.
04:02
He's the mascot of the expo,
88
230000
2000
Expo'nun maskotu.
04:04
and he looks strangely familiar.
89
232000
3000
Ve tuhaf bir şekilde bize tanıdık geldi.
04:07
In fact he looked like a building we had designed
90
235000
2000
Aslında İsveç'te bir otel için
04:09
for a hotel in the north of Sweden.
91
237000
3000
dizayn ettiğimiz bir binaya benziyordu.
04:12
When we submitted it for the Swedish competition we thought
92
240000
2000
İsveç yarışması için bu projeyle başvurduğumuzda
04:14
it was a really cool scheme, but it didn't exactly
93
242000
2000
çok havalı bir tasarım olduğunu düşünüyorduk.
04:16
look like something from the north of Sweden.
94
244000
2000
Ama pek Kuzey İsveç ile alakalı durmuyordu.
04:18
The Swedish jury didn't think so either. So we lost.
95
246000
4000
İsveç jürisi de böyle düşündü. Kaybettik.
04:22
But then we had a meeting with a Chinese businessman
96
250000
2000
Sonra bizim dizaynımızı gören
04:24
who saw our design and said,
97
252000
2000
Çinli bir işadamı ile toplantı yaptık, şöyle dedi;
04:26
"Wow, that's the Chinese character for the word 'people.'"
98
254000
3000
"Wow, bu Çince'de "insanlar" anlamına gelen karakter!"
04:29
(Laughter)
99
257000
2000
gülüşmeler
04:31
So, apparently this is how you write "people,"
100
259000
2000
Yani görünen o ki, Çin Cumhuriyetin'de
04:33
as in the People's Republic of China.
101
261000
2000
bu karakter ile "insanlar" yazıyorsunuz.
04:35
We even double checked.
102
263000
2000
Hatta iki defa kontrol ettik.
04:37
And at the same time, we got invited to exhibit
103
265000
2000
Ve Şangay Yaratıcı Sanayi haftasında
04:39
at the Shanghai Creative Industry Week.
104
267000
2000
bir sergiye davet edildik.
04:41
So we thought like, this is too much of an opportunity,
105
269000
3000
Şöyle düşündük, bu büyük bir fırsat.
04:44
so we hired a feng shui master.
106
272000
2000
Ve bir Feng Shui hocası tuttuk,
04:46
We scaled the building up three times to Chinese proportions,
107
274000
3000
Binayı Çin oranlarında 3 defa ölçekledik,
04:49
and went to China.
108
277000
3000
ve Çin'e gittik.
04:52
(Laughter)
109
280000
3000
gülüşmeler.
04:55
So the People's Building, as we called it.
110
283000
2000
Ve işte İnsanların Binası.
04:57
This is our two interpreters, sort of reading the architecture.
111
285000
4000
Bu iki yorumcumuz, bir çeşit mimari okuma işi yapıyorlar.
05:01
It went on the cover of the Wen Wei Po newspaper,
112
289000
2000
Wen Wei Po gazetesinde manşetteydik.
05:03
which got Mr. Liangyu Chen, the mayor of Shanghai,
113
291000
3000
Şangay Valisi Liang Yu Chen'de bu haber sayesinde
05:06
to visit the exhibition.
114
294000
2000
sergiyi ziyaret etti.
05:08
And we had the chance to explain the project.
115
296000
2000
Ve bizde projeyi açıklama fırsatı bulmuş olduk.
05:10
And he said, "Shanghai is the city in the world
116
298000
3000
"Şangay dünyada en çok gökdeleni
05:13
with most skyscrapers,"
117
301000
2000
olan şehirdir" dedi.
05:15
but to him it was as if the connection to the roots had been cut over.
118
303000
4000
Ama ona göre şehrin kökleriyle olan bağlantı kopmuştu.
05:19
And with the People's Building, he saw an architecture
119
307000
2000
Ve İnsanların Binası'nı gördüğünde, bu mimari yapının
05:21
that could bridge the gap between the ancient wisdom of China
120
309000
3000
Çin'in ilerleme gösteren geleceği ile yine Çin'in tarihi kadim bilgeliği
05:24
and the progressive future of China.
121
312000
3000
arasında uzanan bir köprü olabileceğini anladı.
05:27
So we obviously profoundly agreed with him.
122
315000
3000
Elbette bizde hemen onunla tamamen hemfikir olduk.
05:30
(Laughter)
123
318000
4000
gülüşmeler
05:34
(Applause)
124
322000
4000
alkışlar.
05:38
Unfortunately, Mr. Chen is now in prison for corruption.
125
326000
3000
Maalesef, Bay Chen yolsuzluk yüzünden şu an hapiste.
05:41
(Laughter)
126
329000
4000
gülüşmeler
05:45
But like I said, Haibao looked very familiar,
127
333000
2000
Ama dediğim gibi, Haibao bize çok tanıdık gelmişti.
05:47
because he is actually the Chinese character for "people."
128
335000
4000
Çünkü o gerçekten de Çin alfabesinde İnsanlar karakteriydi.
05:51
And they chose this mascot because
129
339000
2000
Bu maskotun seçilme amacı da, expo'nun
05:53
the theme of the expo is "Better City, Better Life."
130
341000
3000
ana temasının "Daha iyi şehir, Daha iyi yaşam" olmasıydı.
05:56
Sustainability.
131
344000
2000
Sürdürülebilirlik.
05:58
And we thought, sustainability has grown into being
132
346000
2000
Ve düşündük ki,
06:00
this sort of neo-Protestant idea
133
348000
2000
bu tarzda yeni-protestan bir fikir başarılı olmak ve
06:02
that it has to hurt in order to do good.
134
350000
2000
iyi sonuç elde etmek için can yakmak zorunda.
06:04
You know, you're not supposed to take long, warm showers.
135
352000
4000
Bilirsiniz, uzun ılık duşlar almamamız gereklidir.
06:08
You're not supposed to fly on holidays because it's bad for the environment.
136
356000
4000
Doğayı kirlettiği için tatillerde uçmamamız gerekir.
06:12
Gradually, you get this idea that sustainable life
137
360000
3000
Zaman içinde bu "sürdürülebilirliği" sağlayan hayatın
06:15
is less fun than normal life.
138
363000
2000
normal hayattan daha az keyifli olduğuna inanırsınız.
06:17
So we thought that maybe it could be interesting to focus on examples
139
365000
3000
Bizlerde sürdürülebilir bir şehrin gerçekte
06:20
where a sustainable city
140
368000
2000
hayat kalitenizi arttırdığına dair örneklere
06:22
actually increases the quality of life.
141
370000
3000
odaklanmanın daha ilginç olacağını düşündük.
06:25
We also asked ourselves, what could Denmark possibly show China
142
373000
2000
Ayrıca kendimize Danimarka'nın Çin'e uygun kaçacak şekilde
06:27
that would be relevant?
143
375000
2000
neleri gösterebileceğini sorduk.
06:29
You know, it's one of the biggest countries in the world, one of the smallest.
144
377000
3000
O dünyanın en büyük ülkelerinden birisi, biz ise en küçüklerinden.
06:32
China symbolized by the dragon.
145
380000
2000
Çin'in sembolü bir ejderha,
06:34
Denmark, we have a national bird, the swan.
146
382000
3000
Danimarka^da, bizim ulusal hayvanımız kuğu var.
06:37
(Laughter)
147
385000
2000
gülüşmeler
06:39
China has many great poets,
148
387000
2000
Çin'de bir çok büyük şair var.
06:41
but we discovered that in the People's Republic
149
389000
2000
Ama şunu keşfettik, İnsanlar'ın Cumhuriyetinde
06:43
public school curriculum,
150
391000
2000
hükümet okullarının müfredatında
06:45
they have three fairy tales by An Tu Sheng,
151
393000
3000
An Tu Shung'a ait üç peri masalı vardı,
06:48
or Hans Christian Anderson, as we call him.
152
396000
2000
veya bizim verdiğimiz isimle Hans Christian Anderson.
06:50
So that means that all 1.3 billion Chinese
153
398000
3000
Yani 1.3 milyar Çinli
06:53
have grown up with "The Emperor's New Clothes,"
154
401000
2000
İmparator'un yeni kıyafetleri,
06:55
"The Matchstick Girl" and "The Little Mermaid."
155
403000
3000
Kibritci Kız ve Küçük Deniz Kızı hikayeleriyle büyümüş.
06:58
It's almost like a fragment of Danish culture
156
406000
2000
Bu Danimarka kültüründen bir fragmanın
07:00
integrated into Chinese culture.
157
408000
2000
Çin kültürüne entegre edilmesi gibi.
07:02
The biggest tourist attraction in China is the Great Wall.
158
410000
3000
Çin Seddi, Çin'in en büyük turistik ilgi odağı.
07:05
The Great Wall is the only thing that can be seen from the moon.
159
413000
2000
Aydan görülebilen tek şey Çin seddi.
07:07
The big tourist attraction in Denmark is The Little Mermaid.
160
415000
3000
Danimarka'nın turistik ilgi odağı ise Küçük Deniz Kızı.
07:10
That can actually hardly be seen from the canal tours.
161
418000
3000
Kanal turlarında dahi güçlükle görülüyor.
07:13
(Laughter)
162
421000
2000
gülüşmeler
07:15
And it sort of shows the difference between these two cities.
163
423000
2000
Bu bir şekilde iki şehir arasındaki farklılığı ortaya koyuyor.
07:17
Copenhagen, Shanghai,
164
425000
2000
Kopenhag, Şangay,
07:19
modern, European.
165
427000
2000
modern, avrupalı.
07:21
But then we looked at recent urban development,
166
429000
2000
Sonrasında yakın zamanlardaki şehir gelişimine göz attık.
07:23
and we noticed that this is like a Shanghai street,
167
431000
2000
Ve şunu gördük; bu bir Şangay caddesi,
07:25
30 years ago. All bikes, no cars.
168
433000
3000
30 yıl önce. Her yer bisiklet, araba yok.
07:28
This is how it looks today; all traffic jam.
169
436000
2000
Bugünkü görünümü ise böyle. Trafik karmaşası.
07:30
Bicycles have become forbidden many places.
170
438000
3000
Pek çok yerde bisiklet yasaklanmış durumda.
07:33
Meanwhile, in Copenhagen we're actually expanding the bicycle lanes.
171
441000
3000
Bu arada biz Kopenhag'da bisiklet yollarını genişletiyoruz.
07:36
A third of all the people commute by bike.
172
444000
3000
Nüfusun üçte biri bisikletle ulaşımını sağlıyor.
07:39
We have a free system of bicycles called the City Bike
173
447000
2000
Şehir Bisikleti adı verilen ücretsiz bir bisiklet sistemimiz var.
07:41
that you can borrow if you visit the city.
174
449000
2000
Şehri ziyaret ettiğinizde bisiklet ödünç alabiliyorsunuz.
07:43
So we thought, why don't we reintroduce the bicycle in China?
175
451000
4000
Bizde Çin'i bisikletle neden yeniden tanıştırmıyoruz diye düşündük.
07:47
We donate 1,000 bikes to Shanghai.
176
455000
3000
Şangay'a 1000 tane bisiklet bağışladık.
07:50
So if you come to the expo, go straight to the Danish pavilion,
177
458000
3000
Yani expo'ya gelirseniz hemen Danimarka pavyonuna gidin.
07:53
get a Danish bike, and then continue on that to visit the other pavilions.
178
461000
4000
Bir Danimarka bisikleti alın. Ve onun üstünde diğer pavyonları gezmeye devam edin.
07:57
Like I said, Shanghai and Copenhagen are both port cities,
179
465000
3000
Dediğim gibi, Şangay ve Kopenhag ikisi de liman şehri.
08:00
but in Copenhagen the water has gotten so clean
180
468000
2000
Ama Kopenhag'da su öylesine temizlendi ki
08:02
that you can actually swim in it.
181
470000
2000
içinde gerçekten yüzebiliyorsunuz.
08:04
One of the first projects we ever did
182
472000
2000
Yaptığımız ilk projelerden birisi
08:06
was the harbor bath in Copenhagen,
183
474000
2000
Kopenhag'daki liman banyolarıydı.
08:08
sort of continuing the public realm into the water.
184
476000
2000
Kamusal alanın suyun içine doğru devam etmesi gibi.
08:10
So we thought that these expos quite often have a lot of
185
478000
4000
Düşündük ki bu expo'larda hükümetler tarafından finanse edilen
08:14
state financed propaganda,
186
482000
2000
görüntüsel, bildirisel ama gerçek deneyimleri içermeyen
08:16
images, statements, but no real experience.
187
484000
2000
propagandalar da oluyor.
08:18
So just like with a bike, we don't talk about it.
188
486000
2000
Aynı bisiklette olduğu gibi, hakkında konuşmuyoruz.
08:20
You can try it.
189
488000
2000
Deneyebilirsiniz.
08:22
Like with the water, instead of talking about it,
190
490000
2000
Su konusu gibi, hakkında konuşmak yerine,
08:24
we're going to sail a million liters of harbor water
191
492000
3000
Kopenhag'dan Şangay'a bir milyon litre
08:27
from Copenhagen to Shanghai,
192
495000
2000
liman suyu yollayacağız.
08:29
so the Chinese who have the courage can actually dive in
193
497000
2000
Yani cesareti olan Çinliler gerçekten suya dalıp
08:31
and feel how clean it is.
194
499000
2000
ne kadar temiz olduğunu hissedebilirler.
08:33
This is where people normally object that it doesn't sound very sustainable
195
501000
3000
Bu noktada insanlar Kopenhag'dan Çin'e deniz yoluyla su kargolamanın
08:36
to sail water from Copenhagen to China.
196
504000
3000
sürekliliği olabileceği konusuna genellikle karşı çıktılar
08:39
But in fact, the container ships go
197
507000
3000
Gerçekte konteynır gemileri Çin'den Danimarkaya
08:42
full of goods from China to Denmark,
198
510000
3000
mallarla dolu geliyorlar.
08:45
and then they sail empty back.
199
513000
2000
Ve geriye boş olarak dönüyorlar.
08:47
So quite often you load water for ballast.
200
515000
2000
Yani sıklıkla safra olarak su alıyorlar.
08:49
So we can actually hitch a ride for free.
201
517000
2000
Yani para vermeden otostop çekmek gibi.
08:51
And in the middle of this sort of harbor bath,
202
519000
2000
Ve bu liman banyosunun ortasına da
08:53
we're actually going to put the actual Little Mermaid.
203
521000
3000
gerçek Küçük Deniz Kızı'nı yerleştireceğiz.
08:56
So the real Mermaid, the real water, and the real bikes.
204
524000
3000
Yani gerçek deniz kızı, gerçek deniz ve gerçek bisikletler.
08:59
And when she's gone, we're going to invite
205
527000
2000
Ve o gider gitmez Çinli bir sanatçıyı
09:01
a Chinese artist to reinterpret her.
206
529000
2000
onun yeniden yorumlaması için davet edeceğiz
09:03
The architecture of the pavilion is this sort of loop
207
531000
2000
Yani pavyonun mimarisi bu şekilde
09:05
of exhibition and bikes.
208
533000
2000
bir sergi ve bisikletler döngüsü olacak.
09:07
When you go to the exhibition, you'll see the Mermaid and the pool.
209
535000
3000
Eğer fuara giderseniz deniz kızını ve havuzu göreceksiniz.
09:10
You'll walk around, start looking for a bicycle on the roof,
210
538000
3000
Etrafta yürüyecek, çatıda bir bisiklet aramaya başlayacaksınız,
09:13
jump on your ride and then continue out into the rest of the expo.
211
541000
5000
onun üstüne atlayıp, fuarın geri kalanını bisikletle tamamlayacaksınız.
09:18
So when we actually won the competition
212
546000
2000
Bu yarışmayı kazandığımızda
09:20
we had to do an exhibition in China explaining the project.
213
548000
3000
Çin'de projemizi açıklamak için bir gösterim yapmak zorunda kaldık.
09:23
And to our surprise we got one of our boards back
214
551000
2000
Ve Çin devlet sansürü tarafından yapılmış bazı düzeltmelerle
09:25
with corrections from the Chinese state censorship.
215
553000
5000
panolarımızdan birisi bize iade edildiğinde şaşırdık.
09:30
The first thing, the China map missed Taiwan.
216
558000
3000
Birinci şey, Çin haritasında Taiwan'ın olmayışıydı.
09:33
It's a very serious political issue in China. We will add on.
217
561000
3000
Bu Çin için çok ciddi bir politik mesele. Ekleyeceğiz.
09:36
The second thing, we had compared the swan to the dragon,
218
564000
3000
İkincisi, kuğumuzu ejderha ile kıyaslamıştık.
09:39
and then the Chinese state said,
219
567000
2000
Çin hükümeti bize bunu
09:41
"Suggest change to panda."
220
569000
2000
Panda ile değiştirmemizi önerdi.
09:43
(Laughter)
221
571000
2000
gülüşmeler
09:45
(Applause)
222
573000
3000
Alkışlar
09:48
So, when it came out in Denmark that we were actually going to
223
576000
2000
Danimarka'ya gelince, ulusal heykelimizi gerçekten
09:50
move our national monument,
224
578000
2000
taşımayı planlamıştık,
09:52
the National People's Party sort of rebelled against it.
225
580000
5000
Ulusal İnsanlar partisi buna bir nevi direnç gösterdi.
09:57
They tried to pass a law against moving the Mermaid.
226
585000
3000
Deniz Kızını taşımamıza engel olan bir yasa çıkarmaya çalıştılar.
10:00
So for the first time, I got invited to speak at the National Parliament.
227
588000
3000
Bende bir ilk olarak Ulusal Parlamentoda konuşmak için davet edildim.
10:03
It was kind of interesting because in the morning, from 9 to 11,
228
591000
4000
Aslında ilginçti; sabah saat 09:00-11:00 arasında
10:07
they were discussing the bailout package --
229
595000
2000
banka kurtarma projesi üzerinde tartışıyorlardı
10:09
how many billions to invest in saving the Danish economy.
230
597000
3000
Danimarka ekonomisini kurtarmak için kaç milyar yatırım yapılmalıydı?
10:12
And then at 11 o'clock they stopped talking about these little issues.
231
600000
3000
Sonra saat 11:00'de bu küçük meseleleri tartışmayı bıraktılar.
10:15
And then from 11 to 1,
232
603000
2000
Ve saat 11:00'den 13:00'e dek
10:17
they were debating whether or not to send the Mermaid to China.
233
605000
2000
Deniz Kızını Çin'e gönderip göndermemek konusunda münazara ettiler.
10:19
(Laughter)
234
607000
2000
gülüşmeler
10:21
(Applause)
235
609000
5000
Alkış
10:26
But to conclude, if you want to see the Mermaid from May to December
236
614000
3000
Nihayetinde, önümüzdeki sene Mayıstan Aralık ayına kadar
10:29
next year, don't come to Copenhagen,
237
617000
2000
Deniz Kızını görmek istiyorsanız Kopenhag'a gelmeyin.
10:31
because she's going to be in Shanghai.
238
619000
2000
Çünkü o Şangay'da olacak.
10:33
If you do come to Copenhagen,
239
621000
2000
Yine de Kopenhag'a gelirseniz,
10:35
you will probably see an installation by Ai Weiwei, the Chinese artist.
240
623000
4000
muhtemelen Ai Weiwei, Çinli sanatçı, tarafından yapılmış bir kurgu göreceksiniz.
10:39
But if the Chinese government intervenes, it might even be a panda.
241
627000
4000
Eğer Çin hükümeti ısrar ederse, bu bir panda bile olabilir.
10:43
(Laughter)
242
631000
3000
gülüşmeler
10:46
So the second story that I'd like to tell
243
634000
3000
Size anlatmak istediğim ikinci hikaye
10:49
is, actually starts in my own house.
244
637000
4000
aslında benim kendi evimle başlıyor.
10:53
This is my apartment.
245
641000
2000
Bu benim apartmanım.
10:55
This is the view from my apartment,
246
643000
2000
Bu da apartmandaki manzaram
10:57
over the sort of landscape of triangular balconies
247
645000
3000
Müşterimizin Leonardo Dicaprio adını verdiği
11:00
that our client called the Leonardo DiCaprio balcony.
248
648000
3000
üçgen balkonların manzarası.
11:03
And they form this sort of vertical backyard
249
651000
6000
Ve bu şekilde dikey bir arka bahçe oluşturuyorlar
11:09
where, on a nice summer day, you'll actually get introduced to all your neighbors
250
657000
2000
Sıcak bir yaz günü dikey çapınızda
11:11
in a vertical radius of 10 meters.
251
659000
3000
10 metre içindeki bütün komşularınız ile gerçekten tanışabilirsiniz.
11:14
The house is sort of a distortion of a square block.
252
662000
3000
Ev bozulmuş kare bir blok gibi.
11:17
Trying to zigzag it to make sure
253
665000
2000
Bütün dairelerin birbirine bakması yerine
11:19
that all of the apartments look at the straight views,
254
667000
2000
düz manzaralara bakmasını garantilemek için
11:21
instead of into each other.
255
669000
2000
zik-zaklanmaya çalışıldı.
11:23
Until recently, this was the view from my apartment,
256
671000
3000
Yakın zamana kadar manzaram buydu.
11:26
onto this place where our client actually bought the neighbor site.
257
674000
4000
Müşterimiz bu yanımızdaki siteyi satın alana kadar.
11:30
And he said that he was going to do an apartment block
258
678000
3000
Bir park yeri kompleksi ve ona komşu bir apartman
11:33
next to a parking structure.
259
681000
2000
inşa edeceğini söyledi.
11:35
And we thought, rather than doing a traditional stack of apartments
260
683000
3000
Geleneksel tarzda, direk olarak sıkıcı bir
11:38
looking straight into a big boring block of cars,
261
686000
3000
araba bloğuna bakan istiflenmiş bir apartman yerine
11:41
why don't we turn all the apartments into penthouses,
262
689000
3000
bütün apartman dairelerini neden araba podyumuna
11:44
put them on a podium of cars.
263
692000
2000
bakan penthouselara döndürmüyoruz diye düşündük.
11:46
And because Copenhagen is completely flat,
264
694000
2000
Ayrıca Kopenhag dümdüz olduğu için
11:48
if you want to have a nice south-facing slope with a view,
265
696000
2000
güneye bakan güzel manzaralı bir eğim istiyorsanız
11:50
you basically have to do it yourself.
266
698000
2000
bunu basitçe kendiniz yapıyorsunuz.
11:52
Then we sort of cut up the volume,
267
700000
3000
Sonra bir nevi hacmini azaltıp
11:55
so we wouldn't block the view from my apartment.
268
703000
2000
benim apartman dairemin manzarasını bloklamasını önlüyoruz.
11:57
(Laughter)
269
705000
4000
gülüşmeler
12:01
And essentially the parking is sort of occupying the deep space
270
709000
3000
Ve park yeri özellikle apartmanların altındaki
12:04
underneath the apartments.
271
712000
2000
derinlemesine boşlukta yer alıyor.
12:06
And up in the sun, you have a single layer of apartments
272
714000
3000
Ve güneşin içinde, tek katlı apartman daireleriniz oluyor,
12:09
that combine all the splendors of a suburban lifestyle,
273
717000
3000
banliyö hayat stilinin tüm gösterişini tamamlayan
12:12
like a house with a garden with a sort of metropolitan view,
274
720000
4000
metropolitan manzaralı bahçeli evler
12:16
and a sort of dense urban location.
275
724000
3000
şehir yerleşiminin yoğunluğunu azaltıyor.
12:19
This is our first architectural model.
276
727000
2000
Bu bizim ilk mimari modelimiz.
12:21
This is an aerial photo taken last summer.
277
729000
3000
Bu geçen yaz havadan çekilmiş bir fotoğraf.
12:24
And essentially, the apartments cover the parking.
278
732000
3000
Evler özellikle park yerini kapatıyor.
12:27
They are accessed through this diagonal elevator.
279
735000
3000
Park yerine bu diyagonal asansör ile ulaşılıyor.
12:30
It's actually a stand-up product from Switzerland,
280
738000
2000
Bu İsviçre'nin önde gelen ürünlerinden.
12:32
because in Switzerland they have a natural need for diagonal elevators.
281
740000
4000
İsviçre'de bu diyagonal asansörler için doğal bir ihtiyaç var.
12:36
(Laughter)
282
744000
2000
gülüşmeler
12:38
And the facade of the parking,
283
746000
2000
ve park yeri cephesi,
12:40
we wanted to make the parking naturally ventilated,
284
748000
3000
park yerini doğal olarak havalandırmak istedik.
12:43
so we needed to perforate it.
285
751000
2000
Dolayısı ile delmemiz gerekti.
12:45
And we discovered that by controlling the size of the holes,
286
753000
2000
Ayrıca bu deliklerin boyutlarını kontrol ederek
12:47
we could actually turn the entire facade
287
755000
2000
bütün bu cephenin büyük
12:49
into a gigantic, naturally ventilated,
288
757000
3000
doğal olarak havalanan
12:52
rasterized image.
289
760000
2000
piksellenmiş bir imaja sahip olacağını keşfettik.
12:54
And since we always refer to the project as The Mountain,
290
762000
3000
Bu projeden Dağ olarak bahsettiğimiz için
12:57
we commissioned this Japanese Himalaya photographer
291
765000
2000
bu japon Himalaya fotoğrafçısıyla bir araya gelip
12:59
to give us this beautiful photo of Mount Everest,
292
767000
3000
Everest Dağının bu güzel fotoğrafını bize vermesini sağladık,
13:02
making the entire building a 3,000 square meter artwork.
293
770000
4000
ve tüm binayı 3000 metrekarelik bir sanat eserine çevirdik.
13:06
(Applause)
294
774000
6000
Alkışlar
13:12
So if you go back into the parking, into the corridors,
295
780000
3000
Park alanına koridorlara geri gittiğinizde
13:15
it's almost like traveling into a parallel universe
296
783000
2000
neredeyse paralel evrenlerde seyahat eder gibisiniz;
13:17
from cars and colors,
297
785000
2000
arabalardan renklerden geçip,
13:19
into this sort of south-facing urban oasis.
298
787000
3000
bu kuzeye bakan kentsel vahaya geliyorsunuz.
13:22
The wood of your apartment continues outside becoming the facades.
299
790000
4000
Apartmanımızın doğraması bir cephe olarak dışarıya doğru devam ediyor.
13:26
If you go even further, it turns into this green garden.
300
794000
3000
Daha ileriye giderseniz de bu yeşil bahçeye dönüyor.
13:29
And all the rainwater that drops on the Mountain
301
797000
2000
Ve bu dağın üzerine düşen her yağmur damlası
13:31
is actually accumulated.
302
799000
2000
gerçekten de birikiyor.
13:33
And there is an automatic irrigation system
303
801000
3000
Ayrıca bu otomatik yıkama sistemiyle
13:36
that makes sure that this sort of landscape of gardens,
304
804000
3000
bir iki yl içinde bu bahçenin
13:39
in one or two years it will sort of transform
305
807000
2000
kamboçya'daki tapınak kalıntıları tarzında
13:41
into a Cambodian temple ruin,
306
809000
2000
bir değişime uğrayarak
13:43
completely covered in green.
307
811000
2000
tamamen yeşillikle kaplanmasını garantiye alıyoruz.
13:45
So, the Mountain is like our first built example
308
813000
3000
Yani Dağ bizim mimari simya olarak atfettiğimiz tarzda
13:48
of what we like to refer to as architectural alchemy.
309
816000
3000
ilk olarak inşa ettiğimiz örneğimizdir.
13:51
This idea that you can actually create, if not gold,
310
819000
2000
Yarattığınız altın olmasa da, insanlara en azından,
13:53
then at least added value by mixing
311
821000
2000
normal apartmanlar, normal park yerleri gibi geleneksel içerikleri
13:55
traditional ingredients, like normal apartments
312
823000
2000
birbirine katarak, bu projede olduğu gibi,
13:57
and normal parking,
313
825000
2000
bahçeli bir hayat ile şehirde bir hayat arasında
13:59
and in this case actually offer people
314
827000
2000
seçim yapmalarını gerektirmeyen
14:01
the chance that they don't have to choose between
315
829000
2000
bir yaşam sunarak
14:03
a life with a garden or a life in the city.
316
831000
2000
değer katabileceğinizi vurgulamak istedik.
14:05
They can actually have both.
317
833000
4000
İkisine de sahip olabilirler.
14:09
As an architect, it's really hard to set the agenda.
318
837000
4000
Bir mimar olarak ajandayı ayarlamak çok zor.
14:13
You can't just say that now I'd like to do a sustainable city
319
841000
2000
Şimdi hemen Asya'nın merkezinde
14:15
in central Asia,
320
843000
2000
sürdürülebilir bir şehir yapmak istiyorum diyemezsiniz.
14:17
because that's not really how you get commissions.
321
845000
3000
Çünkü bu şekilde komisyon alamazsınız.
14:20
You always have to sort of adapt and improvise
322
848000
4000
Her zaman dünyanın karmaşasına, yeni fırsatlara
14:24
to the opportunities and accidents that happen,
323
852000
2000
ve meydana gelen kazalara
14:26
and the sort of turmoil of the world.
324
854000
4000
uyum sağlamak ve doğaçlama davranmak zorundasınız.
14:30
One last example is that recently we,
325
858000
2000
Ve bunlara son örnek de yakınlarda
14:32
like last summer, we won the competition
326
860000
3000
bir iskandinav ulusal bankasının dizaynını yapmak için
14:35
to design a Nordic national bank.
327
863000
3000
girdiğimiz yarışmayı kazandığımızda sey.
14:38
This was the director of the bank when he was still smiling.
328
866000
4000
Bu bankanın direktörü, hala gülümserken.
14:42
(Laughter)
329
870000
2000
gülüşmeler
14:44
It was in the middle of the capital so we were really excited by this opportunity.
330
872000
3000
Başkentin tam ortasında olacağı için bu fırsattan dolayı heyecanlanmıştık.
14:47
Unfortunately, it was the national bank of Iceland.
331
875000
5000
Maalesef ki İzlanda Ulusal Bankasıymış.
14:52
At the same time, we actually had a visitor --
332
880000
3000
Aynı zamanda bir de ziyaretcimiz oldu,
14:55
a minister from Azerbaijan came to our office.
333
883000
3000
Azerbeycan'dan bir bakan ofisimize bizi ziyarete geldi.
14:58
We took him to see the Mountain. And he got very excited
334
886000
3000
Onu Dağ'ı görmesi için götürdük. Ve mimariyle
15:01
by this idea that you could actually make mountains
335
889000
2000
gerçekten de dağ yapılabilmesi fikrinden
15:03
out of architecture,
336
891000
2000
dolayı çok heyecanlandı
15:05
because Azerbaijan is known as the Alps of Central Asia.
337
893000
3000
Azarbeycan Orta Asya'nın Alp'leri olarak tanınıyor.
15:08
So he asked us if we could actually imagine
338
896000
2000
Bize Azarbeycan'ın başkentinin
15:10
an urban master plan
339
898000
2000
hemen dışındaki bir adada
15:12
on an island outside the capital
340
900000
2000
ülkenin en önemli yedi dağının
15:14
that would recreate the silhouette of the seven most significant mountains
341
902000
3000
siliüetlerini yeniden yapılandıracak kentsel bir ana plan
15:17
of Azerbaijan.
342
905000
2000
yaratmayı hayal edip edemeyeceğimizi sordu.
15:19
So we took the commission.
343
907000
2000
Yani komisyonu aldık.
15:21
And we made this small movie that I'd like to show.
344
909000
3000
Ve size göstermek istediğim bu küçük filmi yaptık.
15:24
We quite often make little movies.
345
912000
2000
Biz sıklıkla küçük filmler yapıyoruz.
15:26
We always argue a lot about the soundtrack,
346
914000
2000
Fon müziği hakkında her zaman çok tartışırız.
15:28
but in this case it was really easy to choose the song.
347
916000
4000
Ama bu defa şarkıyı seçmek çok kolay oldu.
15:37
So basically, Baku is this sort of crescent bay
348
925000
2000
Bakü yarım ay şeklinde bir koy ve
15:39
overlooking the island of Zira, the island that we are planning --
349
927000
3000
bizim planladığımız Zira adasına tepeden bakıyor
15:42
almost like the diagram of their flag.
350
930000
3000
Neredeyse bayraklarındaki diyagram ile aynı.
15:45
And our main idea was
351
933000
2000
Bizim fikrimiz, Azerbeycan topografyasına ait
15:47
to sort of sample the seven most significant mountains
352
935000
3000
en belirgin yedi dağın örneklemesini yapmak
15:50
of the topography of Azerbaijan
353
938000
3000
Ve onları kentsel, mimari yapılar olarak
15:53
and reinterpret them into urban and architectural structures,
354
941000
3000
insan hayatı için içinde yaşanabilir
15:56
inhabitable of human life.
355
944000
3000
şekilde yeniden yorumlamaktı.
15:59
Then we place these mountains on the island,
356
947000
3000
Daha sonra bu dağları adanın üstüne yerleştirdik,
16:02
surrounding this sort of central green valley,
357
950000
2000
ve böyle merkezi bir yeşil vadiyle çevirdik.
16:04
almost like a central park.
358
952000
3000
Neredeyse bir merkez park gibi.
16:07
And what makes it interesting is that the island right now
359
955000
2000
En ilginç olansa adanın şu anda
16:09
is just a piece of desert. It has no vegetation.
360
957000
2000
sadece bir çöl olması. Yaşam barınmıyor.
16:11
It has no water. It has no energy, no resources.
361
959000
4000
Suyu, enerjisi ve kaynağı yok.
16:15
So we actually sort of designed the entire island as a single ecosystem,
362
963000
4000
Aslında bütün adayı tek bir ekosistem olarak dizayn ettik,
16:19
exploiting wind energy to drive the desalination plants,
363
967000
4000
rüzgar enerjisini, tuz ayrıştırma tesisinde kullandık
16:23
and to use the thermal properties of water
364
971000
2000
ve suyun termal özelliklerini de
16:25
to heat and cool the buildings.
365
973000
2000
binaları ısıtıp soğutmada.
16:27
And all the sort of excess freshwater wastewater
366
975000
3000
Ve kalan tüm saf su artığını da organik olarak filtreleyip
16:30
is filtered organically into the landscape,
367
978000
3000
çöl adayı zaman içinde yeşil ve
16:33
gradually transforming the desert island
368
981000
2000
ve bereketli bir araziye çevirmek için
16:35
into sort of a green, lush landscape.
369
983000
4000
toprağa verdik.
16:39
So, you can say where an urban development
370
987000
3000
Yani şehirsel bir gelişimin normalde
16:42
normally happens at the expense of nature,
371
990000
4000
doğadan kayıpla oluştuğu söylenir,
16:46
in this case it's actually creating nature.
372
994000
4000
bu olayda biz aslında doğayı yaratıyoruz.
16:50
And the buildings, they don't only sort of
373
998000
3000
Ve binalar sadece dağ görüntüsünü
16:53
invoke the imagery of the mountains,
374
1001000
3000
andıran yapaylıkta değil.
16:56
they also operate like mountains.
375
1004000
2000
Dağlar gibi görev yapıyorlar.
16:58
They create shelter from the wind.
376
1006000
2000
Rüzgardan koruyan barınaklar yaratıyorlar.
17:00
They accumulate the solar energy.
377
1008000
2000
Güneş enerjisini topluyorlar.
17:02
They accumulate the water.
378
1010000
2000
Suyu topluyorlar.
17:04
So they actually transform the entire island
379
1012000
2000
Yani tüm adayı tek bir ekosisteme
17:06
into a single ecosystem.
380
1014000
5000
değiştiriyorlar.
17:11
So we recently presented the master plan,
381
1019000
3000
Yakınlarda ana planımızı sunduk.
17:14
and it has gotten approved.
382
1022000
2000
Ve plan kabul edildi.
17:16
And this summer we are starting the construction documents
383
1024000
3000
Bu yaz Orta Asya'daki ilk karbon-doğal
17:19
of the two first mountains,
384
1027000
2000
adayı oluşturacak ilk iki dağın
17:21
in what's going to be the first carbon-neutral island
385
1029000
4000
inşaat dökümanlarını
17:25
in Central Asia.
386
1033000
3000
hazırlamaya başlıyoruz.
17:28
(Applause)
387
1036000
9000
Alkışlar
17:37
Yes, maybe just to round off.
388
1045000
2000
Evet, kaba taslak böyle.
17:39
So in a way you can see how the Mountain in Copenhagen
389
1047000
3000
Yani bir şekilde Kopenhag'daki Dağ'ın nasıl olup da
17:42
sort of evolved into the Seven Peaks of Azerbaijan.
390
1050000
3000
azerbeycan'ın yedi tepesine doğru bir şekilde geliştiğini görebilirsiniz.
17:45
With a little luck and some more evolution,
391
1053000
3000
Biraz şans ve biraz da evrimle
17:48
maybe in 10 years it could be the Five Mountains on Mars.
392
1056000
4000
10 yıl sonra Mars'taki Beş Dağ da olabilir.
17:52
Thank you.
393
1060000
2000
Teşekkür ederim.
17:54
(Applause)
394
1062000
11000
Alkış
ABOUT THE SPEAKER
Bjarke Ingels - ArchitectTheory meets pragmatism meets optimism in Bjarke Ingels' architecture. His big-think approach is informed by a hands-on, ground-up understanding of the needs of a building's occupants and surroundings.
Why you should listen
Bjarke Ingels is principal of BIG, based in Copenhagen. An alumnus of Rem Koolhaas' OMA practice, Ingels takes a similar approach: experimenting with pure space, but never losing sight of the building as a solution to a real-world problem. His manifesto "Yes Is More" takes the form of a giant cartoon strip, 130 meters long, that reminds people to keep thinking big -- to see all our modern problems as challenges that inspire us. (The manifesto is now available in comic-book form.)
His deeply-thought-out and often rather large works -- including several skyscrapers and mixed-use projects in a developing section of Copenhagen, plus a project for a new commercial harbor-island -- work to bring coherence to the urban fabric and to help their occupants and users lead better lives. His most famous works include: the Stavanger Concert House, Tallinn’s city hall and the VM Houses. He recently won a competition to design Copenhagen’s waste-to-energy plant with a design that will place a ski slope on top of the structure.
Bjarke Ingels | Speaker | TED.com