TEDIndia 2009
Alwar Balasubramaniam: Art of substance and absence
Alwar Balasubramaniam: Varlık ve yokluk sanatı
Filmed:
Readability: 3
479,790 views
Alwar Balasubramaniam'in heykelleri zaman, şekil, gölge ve perspektif ile oynuyor : 4 aldatıcı duygu ortaya çıkıp kayboluyor. TED Hindistan'da, Sanatçı sıradışı eserlerini slide şovlar ile gösteriyor.
Alwar Balasubramaniam - Artist
Sculptor, painter and printmaker Alwar Balasubramaniam makes work that crosses the boundary between art, perception and life. Full bio
Sculptor, painter and printmaker Alwar Balasubramaniam makes work that crosses the boundary between art, perception and life. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
The moment I say "school,"
0
1000
2000
Okul dediğim zaman
00:18
so many memories come back to me.
1
3000
3000
Öğretmenin her sınavdan sonra
00:22
It's like after every exam, when I walk out,
2
7000
3000
"Hey buraya gel, bunu nasıl yaptın?"
00:25
the teacher would say, "Hey, come.
3
10000
2000
söylemesi gibi
00:27
How did you do?"
4
12000
2000
bir çok şey geliyor aklıma.
00:29
I would say with a great smile, "I will definitely pass."
5
14000
2000
Ben de harika bir gülümsemeyle "Ben kesinlikle geçtim" derdim
00:31
And I didn't understand why,
6
16000
2000
ve anlamazdım
00:33
in one hand they say, "Speak the truth,"
7
18000
2000
bir taraftan "doğruları söyle" derlerdi
00:35
in the other hand, when you say the truth, they hated you.
8
20000
2000
ama diğer taraftan sen doğruyu söylediğinde senden nefret ederlerdi.
00:37
So it went on like that,
9
22000
2000
Bu da bunun gibi giderdi
00:39
and I didn't know where else to find myself.
10
24000
3000
ve kendimi nerde bulacağımı bilemezdim.
00:42
So I remember those nights
11
27000
2000
Yatmadan önce
00:44
I used to go to sleep
12
29000
2000
Bir "bilinmeyen" den yardım istediğim
00:46
with asking help from [the] Unknown
13
31000
3000
geceleri hatırlıyorum
00:49
because, for some reason,
14
34000
2000
çünkü bazı sebeplerden dolayı
00:51
I couldn't believe what my father and mother
15
36000
2000
Annemin ve Babam'ın Tanrı olarak tuttukları Pooja'ya
00:53
hanged in the Puja room as a god,
16
38000
3000
inanamıyordum
00:56
because my friend's family
17
41000
2000
çünkü arkadaşımın ailesi de
00:58
had something else as a god.
18
43000
2000
başka bir şeye Tanrı olarak inanıyordu.
01:00
So I thought, "I guess I'll pray to [the] Unknown
19
45000
2000
Sonra düşündüm,
01:02
and ask help,"
20
47000
3000
"Sanırım ben bir bilinmeyene dua edecek ve yardım dileyeceğim"
01:05
and started getting help from everywhere,
21
50000
2000
sonrasında da hayatımın her köşesinde ve her anında
01:07
each and every corner of my life at that time.
22
52000
3000
bir çok yerden yardım almaya başladım
01:11
My brothers started giving me a few tips about drawing and painting.
23
56000
3000
Abim, çizimlerim ve resimlerim için bana harçlık vermeye başladı
01:14
Then, when I was in eighth standard
24
59000
3000
sonra 8.sınıfta
01:17
around 13 years old,
25
62000
3000
13 yaşındayken
01:20
I started working in a part-time job
26
65000
2000
Putu isimli bir reklam panosu artisinin yanında
01:22
in one of the signboard artists called Putu.
27
67000
3000
part time olarak çalışmaya başladım
01:28
And then school also started supporting me.
28
73000
2000
sonrasında okul da beni destekledi.
01:30
"Oh, he's bad at studies,
29
75000
2000
"Derslerde kötü ancak
01:32
but let him send to the drawing competitions."
30
77000
3000
resim yarışmalarına gönderelim."
01:35
So it was good to survive with that little tool
31
80000
3000
Tabi bu okulda kendi yerimi bulabilmem
01:38
that I found to find my own place in school.
32
83000
3000
açısından iyi bir kurtuluş yoluydu.
01:42
And one of those competitions,
33
87000
2000
Bu yarışmalardan bir tanesinde
01:44
I just won a small, little transistor Philips radio.
34
89000
3000
küçük bir philips radio'nun transistör'ünü kazandım
01:47
And I didn't have the patience to wait
35
92000
2000
ve eve gitmek için
01:49
until I reached home.
36
94000
2000
bekleyecek sabrım yoktu.
01:51
So I just switched on in the train, loudly.
37
96000
2000
Hemen trende sessizce açtım.
01:53
If you travel in Indian trains,
38
98000
2000
Eğer Hint trenlerinde seyahat ettiyseniz
01:55
you can see people listening to radio
39
100000
2000
insanların radyo dinlediklerini görürsünüz,
01:57
and, you know, even from their mobiles.
40
102000
2000
cep telefonlarından bile.
01:59
So at that time -- and I was 13 --
41
104000
2000
O zamanlar 13 yaşındaydım
02:01
and I was listening to just radio,
42
106000
3000
ve sadece radio dinliyordum
02:04
and someone happened to sit next to me,
43
109000
2000
ve birden birisi gelip yanıma oturdu
02:06
like these three people are sitting here.
44
111000
2000
tıpkı şu 3 kişinin oturduğu gibi.
02:08
You know, like just adjacent to me.
45
113000
2000
Bilirsiniz bitişik bir şekilde.
02:10
He just started asking, "Where did you buy the radio? How much is it?"
46
115000
3000
Sonra bana sormaya başladı, "Bu radyoyu nerden aldın? Ne kadara aldın?"
02:13
I said, "It's a prize from [an] art competition."
47
118000
3000
Ben de "Bu bir sanat yarışmasının ödülü." dedim.
02:16
And he said, "Oh, I teach at a college of arts.
48
121000
3000
O da bana "Ben de bir kolejde sanat üzerine eğitim veriyorum,
02:19
I think
49
124000
2000
Bence
02:21
you should study in a school of art.
50
126000
2000
bir sanat okulunda okumalısın.
02:23
You just quit school and come there."
51
128000
2000
Okuldan ayrıl ve oraya gel."
02:25
So, why I'm telling you this,
52
130000
2000
Şimdi size bunu söylerken
02:27
you know, maybe, you know,
53
132000
2000
belki biliyorsunuz,
02:29
whoever is sitting next to you can change your whole life -- it's possible.
54
134000
3000
yanınıza kim oturursa otursun bütün hayatınızı değiştirebilirsiniz, bu mümkün.
02:32
It is that we need we need to be open and fine-tuned.
55
137000
3000
İhtiyacımız olan şey açık olmak ve ince ayarlamak.
02:36
So that's what made me enter
56
141000
3000
İşte bu beni üç aşamadan sonra
02:39
[the] college of arts after three attempts
57
144000
3000
sanat okuluna girmemi
02:42
and just continue to inquire
58
147000
3000
ve sanat çalışmaları hakkında
02:45
what I really want to do with art work, or art
59
150000
3000
gerçekten istediğim araştırmaları yapmamı sağlayan etken oldu
02:48
and finally I'm here in front of you.
60
153000
2000
ve sonuç olarak şu anda sizlerin önündeyim.
02:50
When I look back, you know,
61
155000
2000
Bu süreler arasında ne olduğuna
02:52
on what happened between that time
62
157000
2000
geriye dönüp baktığım zaman
02:54
and now here --
63
159000
3000
biliyorsunuz
02:57
the last 10/15 years --
64
162000
2000
son 10-15 yılda
02:59
I can see that most of the works
65
164000
2000
3 konunun etrafında dönen bir çok
03:01
revolve around three subjects,
66
166000
3000
çalışma gördüm
03:04
but it was not intentional.
67
169000
2000
ancak bunlar tasarlanmış çalışmalar değildi
03:06
And I just start out with a trace because I was thinking,
68
171000
2000
ve sadece geçmişin izlerini sürmeyi düşündüm
03:08
"What really makes us?" -- you know,
69
173000
2000
çünkü "bizi biz yapan şey gerçekten nedir?" -- biliyorsunuz,
03:10
it's actually [the] past, what makes a person.
70
175000
3000
aslında bizi biz yapan geçmiştir
03:14
So I was thinking,
71
179000
2000
ancak
03:16
but when you look at the past,
72
181000
2000
geçmişte baktığınız zaman
03:18
the way to understand the past
73
183000
2000
geçmişi anlamak için kullanılan yol
03:20
is only by the traces available,
74
185000
2000
sadece izleri takip etmekten geçer
03:22
because we cannot go back [to] the past.
75
187000
2000
çünkü geçmişe geri dönemeyiz.
03:24
It can be ruins, or it can be music,
76
189000
2000
Bu bir çöküş olabilir ya da bir müzik olabilir
03:26
or it can be painting or drawing or writing, whatever it is.
77
191000
3000
veya bir resim, bir yazı veya çizim olabilir, her ne ise.
03:29
But it is just a kind of trace of that time.
78
194000
3000
Ancak şu an bu sadece bir izdir
03:34
And that fascinated me,
79
199000
2000
ve işte beni büyüleyen şey
03:36
to explore that territory.
80
201000
3000
bu alanı araştırmak.
03:40
So I was working on the line,
81
205000
3000
Bu yüzden bu çizgide çalışıyordum
03:43
but instead of working about traces,
82
208000
4000
ancak sonra izler konusunda çalışmalar yapmaya başladım
03:47
I started capturing traces.
83
212000
3000
İzleri yakalamaya başladım.
03:50
So here are some of the works I would like to show you.
84
215000
3000
Ve işte burda size bir kaç çalışmamı göstermek istiyorum.
03:53
So this is called "Self In Progress."
85
218000
3000
Bu "Şahsi Gelişim" olarak isimlendiriliyor.
03:56
It's just a trace of being in this body.
86
221000
3000
Bu sadece bu bedenin bir izi.
03:59
So here, what happened then,
87
224000
2000
Ve burda ne oluyor,
04:01
you know -- what I really enjoyed the most
88
226000
2000
biliyorsunuz beden kalıptan hoşlanır
04:03
is that this sculpture
89
228000
2000
ve işte bu heykel
04:05
is nothing but a trace of myself.
90
230000
3000
hiçbirşeydir ancak benden bir iz bulunuyor.
04:09
It's almost like a 3D photograph.
91
234000
2000
Bu nerdeyse 3D bir resim.
04:11
So there is an element of performance,
92
236000
2000
ve burda bir işleyişin unsurları bulunuyor
04:13
and there is an element of sculpture,
93
238000
2000
ve heykelin unsurları
04:15
and there is an element of feeling one's self, so close to one's self.
94
240000
3000
ve "kendiniz gibi hissetmenin" unsurları, kendinize yakın.
04:18
So it's almost like fossils for the future.
95
243000
3000
işte nerdeyse geleceğin kalıntılarıdır.
04:21
And then moved slowly
96
246000
2000
ve şimdi
04:23
to explore the other possibilities of capturing traces.
97
248000
3000
diğer izleri yakalama olasılıklarına göz atalım.
04:29
So this is what I was talking about, while molding,
98
254000
3000
İşte bu kalıp benim bahsettiğim şey,
04:32
it's such a great experience,
99
257000
2000
gerçekten harika bir deneyim
04:34
because we have freedom of like walking,
100
259000
2000
çünkü bizim yürüme özgürlüğümüz var,
04:36
or moving my hand or, moving around in the space,
101
261000
3000
veya ellerimizi hareket ettirme, biliyorsunuz yeryüzünde hareket özgürlüğümüz var
04:39
but the moment this becomes solid,
102
264000
3000
ancak bir inç bile hareket edemediğiniz an
04:42
when you cannot move even an inch,
103
267000
3000
katılaşıyorsunuz.
04:45
because this is plaster of Paris, so the moment you pour it it's like liquid;
104
270000
3000
çünkü bu Paris alçısı ve siz onu dökerken likit gibi geliyor
04:48
but after 20 minutes, it's almost like a hard stone.
105
273000
3000
ancak 20 dk sonra nerdeyse sert bir taşa dönüşüyor.
04:52
So this is capturing the trace of a thumbprint
106
277000
4000
ve işte bu yakalayış, parmak izleridir
04:56
because, knowingly or unknowingly,
107
281000
2000
çünkü bilerek veya bilmeyerek
04:58
whatever we do, you know, we leave our traces here.
108
283000
3000
ne yaparsak yapalım, biliyorsunuz ki izler bırakıyoruz.
05:01
So I just thought, "I'm going to capture
109
286000
3000
O yüzden ben ayak izlerini
05:04
thumbprint, footprint,
110
289000
2000
parmak izlerini
05:06
or whatever traces we leave as humans."
111
291000
3000
ve insan olarak ne iz bırakıyorsak bunları yakalamayı düşündüm.
05:09
This is the trace of fire,
112
294000
3000
Bu, ateşin izi,
05:12
this is the trace of sun.
113
297000
3000
Bu güneşin izi
05:15
Because when I was capturing traces, you know,
114
300000
2000
çünkü biliyorsunuz ben izleri yakalıyordum
05:17
this thought comes to me always:
115
302000
3000
bu düşünce bana her zaman şöyle geldi, biliyorsunuz;
05:20
is it, only when the object touches the thing and it leaves the trace,
116
305000
3000
bir şey bir objeye dokunur and iz bırakır
05:23
or is there other ways to capture it?"
117
308000
2000
veya başka bir yolu var mı?
05:25
So this work is nothing but like --
118
310000
2000
bu çalışma hiçbir şey değil ancak
05:27
because of the focal length of the lens,
119
312000
2000
objektifin odak uzaklığı
05:29
it just shows what is on the other side.
120
314000
3000
yalnızca öbür tarafta ne olduğunu gösterir.
05:33
So I just put the paper on the focal length,
121
318000
2000
Bu yüzden oyulmuş baskıyı
05:35
which was an etching print,
122
320000
2000
ağıda odak uzaklığının üzerine koydum.
05:37
then I got the portrait of [the] sun from sunlight.
123
322000
3000
sonra güneş ışığı üzerinden bir portre yakaladım
05:41
This is called "Dawn to Dawn."
124
326000
2000
Bunun adı "Dawn To Dawn"
05:43
What I did here, I just put like 10 feet [of] paper
125
328000
3000
Burda sadece 10ft kağıt aldım
05:46
then put a coconut rope,
126
331000
2000
ve (belirsiz)
05:48
and just burnt it.
127
333000
2000
ve sadece (belirsiz)
05:50
So it took about 24 hours to get this line.
128
335000
2000
ve bu çizgiyi oluşturmak 24 saat sürdü.
05:52
So wherever the fire is eating the paper,
129
337000
2000
ve ateş kağıdı yemeye başladığı zaman,
05:54
that's what becomes the work --
130
339000
2000
bu "çalışma" halini aldı.
05:56
detail.
131
341000
2000
detay.
06:02
Even though we have traces
132
347000
2000
izlerimiz olmasına rağmen
06:04
when we try to understand them,
133
349000
3000
onları anlamaya çalıştığımızda
06:08
the perception and context
134
353000
2000
algı ve kontekst
06:10
play a major role to understand it.
135
355000
2000
anlama konusunda baskın bir rol oynamaya başlar.
06:12
So do we really understand what it is,
136
357000
3000
öyleyse ne olduğunu gerçekten anlıyor muyuz
06:15
or are we trying to get
137
360000
2000
yoksa ne olduğunu
06:17
what we think it is?
138
362000
2000
anlamaya mı çalışıyoruz?
06:19
Then move towards questioning the perception
139
364000
2000
sonra kavramı sorgulamaya yöneliyoruz
06:21
because, even though there are traces,
140
366000
2000
çünkü izler olsa bile
06:23
when you try to understand them, you know you play a major role.
141
368000
3000
onları anlamaya çalıştığınız zaman, biliyorsunuz, baskın bir rol oynuyorsunuz.
06:26
So like let's say even a simple act.
142
371000
2000
Peki şimdi basit bir örnek verelim
06:28
How many of you saw a cow crossing in India
143
373000
3000
Kaçınız Bangalore'den Mysore'a gelirken
06:31
while you were coming from Bangalore to Mysore?
144
376000
2000
bir ineğin kesildiğini gördü?
06:33
Can you just raise the hand?
145
378000
3000
Sadece ellerinizi kaldırır mısınız?
06:36
If you just ask an opinion
146
381000
2000
Eğer yalnızca nasıl olduğuna dair fikir sormak isterseniz
06:38
of how, everyone can interpret it.
147
383000
3000
biliyorsunuz, herkes kafasında canlandırabilir.
06:41
Like, let's say, if a schoolteacher says,
148
386000
2000
Örneğin, okuldaki öğretmen söylese,
06:43
she'll simply say, "To get to the other side."
149
388000
2000
basit bir şekilde "öbür tarafa geç" diyecek.
06:45
Why the cow was crossing the road, you know.
150
390000
3000
Neden inekler yolda kesiliyordu, biliyorsunuz.
06:48
The answer can be so different if Potter said it.
151
393000
3000
Cevap eğer Potter söylerse çok farklı olacaktır.
06:51
He would say, "For the greater good."
152
396000
3000
Diyecek ki "Harika bir sevap için"
06:54
Martin Luther King would say,
153
399000
2000
Martin Luther King der ki;
06:56
"I imagine a world where all cows will be free
154
401000
3000
"İneklerin karşıya geçerken özgür olacağı
06:59
to cross the road,
155
404000
2000
gerekçelerini sorgulamadan özgür olacağı
07:01
without having their motives called into question."
156
406000
3000
bir dünya hayal ediyorum.
07:04
(Laughter)
157
409000
2000
(Kahkaha)
07:06
Imagine Moses comes now, and he sees
158
411000
2000
Bir düşünsenize, Hz. Musa geliyor ve
07:08
the same cow walking around the street.
159
413000
2000
aynı inek caddenin etrafında dolanıyor.
07:10
He would definitely say,
160
415000
2000
Eminim derdi ki,
07:12
"God came down from heaven,
161
417000
3000
"Tanrım, Cennetten aşağı in
07:15
and he said unto the cow,
162
420000
3000
ve ineğe de derdi ki
07:18
'Thou shalt cross the road.'
163
423000
3000
"Karşıya geçeceksin!"
07:21
And cow crossed the road,
164
426000
2000
ve inek karşıya geçecek
07:23
and there was much rejoicing as a holy cow."
165
428000
3000
ve kutsal bir inek olarak daha mutlu bir şekilde olacaktır.
07:26
(Laughter)
166
431000
2000
(Kahkaha)
07:28
Freud would say,
167
433000
2000
Freud der ki;
07:30
"The fact that you're at all concerned
168
435000
2000
Endişe ettiğiniz herşeyin altında
07:32
reveals your underlying sexual insecurity."
169
437000
3000
seksüel güvensizliğiniz ortaya çıkar.
07:35
(Laughter)
170
440000
2000
(Kahkaha)
07:37
If we ask Einstein,
171
442000
2000
Eper Einstein'a sorarsak
07:39
he would say, "Whether the cow crossed the road,
172
444000
3000
der ki : "İneğin yolun karşısına geçmesi
07:42
or the road moved underneath the cow,
173
447000
2000
veya yolun ineğin altından geçmesi
07:44
depends on your frame of reference."
174
449000
2000
referansı nerden aldığınıza bağlıdır.
07:46
(Laughter)
175
451000
2000
(Kahkaha)
07:48
Or Buddha --
176
453000
2000
veya Buddha.
07:50
if he saw the same cow, he would say,
177
455000
2000
Eğer aynı ineği görseydi,
07:52
"Asking this question denies your own nature [as a] cow."
178
457000
3000
"Bu soruyu kendi doğanızı inkâr ederek bir inek olarak sorun"
07:55
(Laughter)
179
460000
3000
(Kahkaha)
07:58
So, what we see
180
463000
3000
Peki, gördüğümüz şey
08:01
is just what we think often,
181
466000
3000
yalnızca düşündüğümüzdür genellikle
08:04
and most of the time, we don't see what it is.
182
469000
3000
ve çoğu zaman ne olduğunu görmeyiz.
08:07
It just all depends on one's perception.
183
472000
3000
Bu sadece bakış açısına bağlıdır.
08:10
And context, what is really context?
184
475000
3000
ve içerik, gerçek içerik nedir?
08:13
You know, I could just show you this little piece of paper.
185
478000
3000
Biliyorsunuz, ben sadece size bu kağıdın ufak bir parçasını gösterebilirim.
08:16
Because I always think meaning doesn't really exist.
186
481000
3000
Çünkü her zaman düşünürüm ki anlam gerçekten çıkmaz.
08:21
The meaning of what we create in this world doesn't exist.
187
486000
2000
Bu dünyada oluşturduğumuz şeylerin gerçek anlamı çıkmaz.
08:23
It's just created by the mind.
188
488000
3000
Bu sadece aklımızın oluşturduğu şeydir.
08:26
If you look at this piece of paper,
189
491000
3000
Eğer bu kağıt parçasına bakarsanız
08:29
this is the breadth
190
494000
2000
bu genişlik,
08:31
and this is called length.
191
496000
2000
buna da uzunluk deniliyor.
08:33
This is how we've been taught in school.
192
498000
3000
Bu okulda bize öğretilen şey
08:37
But if you tear it in the middle --
193
502000
3000
ancak ortadan ikiye ayırırsanız...
08:40
now, I didn't touch this breadth,
194
505000
2000
genişliğine dokunmadım
08:42
but still, the meaning of this changes.
195
507000
2000
ancak halen anlamı değişiyor.
08:44
So what we conceive as a meaning
196
509000
2000
öyleyse anlam olarak neyi tasarlıyorsak
08:46
is always not there;
197
511000
2000
her zaman ordadır.
08:48
it's on the other side,
198
513000
2000
biz karanlık desek de, aydınlık desek de,
08:50
even when we say dark, light,
199
515000
2000
iyi, kötü, kısa, uzun desek de
08:52
good, bad, tall, short --
200
517000
2000
her zaman öbür tarafında
08:54
all meaning it doesn't exist in reality.
201
519000
3000
gerçek anlamını taşımaz.
08:57
It's just that being a human,
202
522000
2000
bu sadece, insan olarak
08:59
the way we train to perceive the reality
203
524000
3000
anlam yaratmak için gerçeği algılamaya çalışma
09:02
creates this meaning.
204
527000
2000
yoludur.
09:04
So this work from this period
205
529000
2000
İşte bu çalışma bu periyoddan beri
09:06
is mostly like --
206
531000
2000
daha çok
09:08
you know, this is a work called "Light Makes Dark."
207
533000
2000
biliyorsunuz, "Işık karanlığı yapar" olarak adlandırılıyor.
09:10
It's just captured through from the lamp.
208
535000
3000
Bu sadece lambadan yakalanan bir bölüm.
09:13
So the lamp is not just giving a light, it's also giving a darkness.
209
538000
3000
Lamba sadece ışık vermez, aynı zamanda karanlık da verir.
09:16
So this is a work of art, which is just trying to explore that.
210
541000
3000
İşte bunu keşfetmeyi deneyen bu sanat çalışması
09:20
This is called "Limit Out."
211
545000
2000
"Limit doldu" olarak adlandırılıyor.
09:22
This shows how limited our eye or hearing sense or touch --
212
547000
3000
Bu bize gözümüzün ve kulağımızın veya dokunma duyumuzun limitini gösteriyor.
09:25
do we really see?
213
550000
2000
Gerçekten görüyor muyuz?
09:27
This is an exact negative.
214
552000
2000
Bu kesinlikle negatif.
09:29
It's about six inches deep in the wall,
215
554000
2000
Bu, duvarın 6 inç derinliğine dair
09:31
but it just appears like it's coming out of the wall.
216
556000
3000
ancak duvarın dışından geliyormuş gibi gözüküyor.
09:37
You know the wall is almost like --
217
562000
2000
Biliyorsunuz duvar çoğunlukla ---
09:39
this is the first skin, and this is the second,
218
564000
2000
bu ilk yüzdür ve bu da ikinci,
09:41
and there's a third, and each creates a meaning.
219
566000
2000
ve üçüncüsü de orda ve her biri ayrı bir anlam oluşturuyor.
09:43
And we're just pulling the wall off the gallery.
220
568000
3000
ve biz de duvarı galeriden çıkartıyoruz.
09:46
Again, "Inward Out."
221
571000
2000
Tekrar, "İçeri Dışarı"
09:48
It's a full-figure cast from myself.
222
573000
2000
Bu kendimden alçıladığım bütün bir figür.
09:50
It's about eight inches deep.
223
575000
3000
Bu 8 inç derinlikle ilgili.
09:56
When I was doing that, I always wondered since I've worked with creators --
224
581000
3000
Bunu yaparken kreatörler ile çalıştığımdan beri merak ettim
09:59
and now you know, I've moved to questioning the perception --
225
584000
3000
ve biliyorsunuz algı sorusuna taşıdım.
10:02
whenever I see the bird flying in the sky,
226
587000
3000
Ne zaman havada uçan bir kuş görsem
10:05
it just makes me feel like:
227
590000
3000
biliyorsunuz bu beni
10:08
is there anything behind, are there any traces up there,
228
593000
3000
arkasında bir şey var mı yahut bir insan gibi herhangi bir iz bırakmış mıdır
10:11
which as a human, we don't see them?
229
596000
3000
arkasında diye düşündürmüşmüştür, biliyorsunuz onları göremeyiz.
10:14
Is there any way to capture the thought
230
599000
3000
Onları görüp sanata taşıyabilmek için
10:17
into visual art?
231
602000
3000
bir yol var mıdır?
10:20
I couldn't find it.
232
605000
2000
Ben bulamamıştım
10:23
But a solution arrived
233
608000
3000
ancak çözüm
10:26
after being quiet and not working for about six, seven months,
234
611000
3000
6-7 aylık çalışmalar yapmadan bir restoranda
10:29
in the restroom,
235
614000
2000
geldi.
10:31
when I was changing the air freshener
236
616000
3000
Hava temizleyiciyi değiştirirken
10:34
that goes from solid substance to vapor.
237
619000
2000
katı şekli buhar olarak çıktı.
10:36
It's called Odonil.
238
621000
2000
"Odonil" olarak adlandırılıyor bu.
10:38
This is the work I made out of that material.
239
623000
3000
Bu, bahsettiğim materyalden yapılan bir çalışma.
10:42
The process to get to make the sculpture was interesting,
240
627000
2000
Bu heykeli yaparken geçilen aşama çok ilginç
10:44
because I wrote to Balsara,
241
629000
2000
Çünkü bu hava temizleyiciyi
10:46
who produces that air freshener called Odonil,
242
631000
2000
Odonil olarak adlandıran Balsara'ya
10:48
saying, "Dear Sir, I am an artist. This is my catalogue.
243
633000
2000
"Ben artist değilim, bu benim kataloğum, bu heykeli yapmam için
10:50
Will you help me to make this sculpture?"
244
635000
2000
bana yardımcı olur musunuz?" diye yazmıştım
10:52
They never wrote back to me.
245
637000
2000
ancak bana geri dönmediler.
10:54
Then I thought, "I will go to the Small Scale Industries
246
639000
3000
Sonra , "gidip yardım isteyeceğim"
10:57
Facilitating Unit and ask help."
247
642000
2000
diye düşündüm.
10:59
So I told them, "I'd like to start an air freshener company."
248
644000
3000
Ve hava temizleme şirketi ile işe başlayacağım dedim
11:03
They said, "Of course.
249
648000
2000
Onlar da
11:05
This is the fee for the project report,
250
650000
2000
"Tamam, bu da proje raporu için ücretimiz
11:07
and we will give you all the details," and they gave.
251
652000
2000
ve size her türlü detayı vereceğiz" dediler ve verdiler.
11:09
Finally, I went back to them and said,
252
654000
3000
Sonunda onlara döndüm ve
11:12
"It's not for starting the company, it's just to make my own work.
253
657000
3000
"Bu, bir firma için değil kendi işim olacak,
11:15
Please come for the show."
254
660000
2000
lütfen şovuma gelin" dedim
11:17
And they did.
255
662000
2000
ve geldiler.
11:19
And this work is in the Devi Art Foundation in Delhi.
256
664000
3000
Ve bu çalışma Delhideki (net değil) Kuruluşundan.
11:22
In India, nobody really talks about works of art;
257
667000
3000
Hindistanda kimse sanat çalışmaları ile ilgili konuşmaz.
11:25
they always talk about the appreciation of art.
258
670000
3000
Her zaman sanatın takdiri ile ilgili konuşurlar.
11:28
You buy this for 3,000 rupees,
259
673000
2000
Bunu 3.000 rupe'ye alırsınız,
11:30
it'll become 30,000 in two months.
260
675000
2000
2 ay içinde 30.000 rupe'ye dönüşür.
11:32
This is the craft that was going on,
261
677000
2000
bu devam eden bir yolsuzluk
11:34
but there are a few collectors
262
679000
2000
ancak değeri düşmüş olan parçaların
11:36
who also collect art which can depreciate.
263
681000
2000
kolleksiyonunu yapan bir kaç kişi var
11:38
And this was collected by Anapum --
264
683000
2000
ve bu sonunda hiçbir şeye sahip olmamış gibi
11:40
which is like, finally in the end, he will not have anything,
265
685000
2000
Anapum tarafından toplanıyor
11:42
because it will evaporate.
266
687000
2000
çünkü sonunda yok oluyor.
11:46
So this is after a few weeks,
267
691000
3000
ve bu bir kaç hafta sonrası.
11:49
this is after a few months.
268
694000
2000
bu da bir kaç ay sonrası.
11:51
It's just all about questioning the preconceptions.
269
696000
3000
bu sadece önyargıların soruları ile ilgili.
11:54
So if someone says, "Oh, I see the portrait,"
270
699000
3000
eğer birisi "Ah, ben resmi gördüm" derse
11:57
it may not be the portrait after a few months.
271
702000
2000
o bir kaç ay sonra o resim omlayabilir
11:59
And if they say it's solid,
272
704000
2000
ve eğer somut olduğunu söylerlerse,
12:01
it will not be solid, it will evaporate.
273
706000
3000
o somut olmayacak, buharlaşacaktır.
12:04
And if they say they don't get it,
274
709000
2000
ve eğer anlamadıklarını söylerlerse
12:06
that's also not true,
275
711000
2000
bu gerçek değildir
12:08
because it's in the air.
276
713000
2000
çünkü bu havadadır.
12:10
It's in the same gallery or in the same museum.
277
715000
2000
O aynı galeri veya aynı müzededir
12:12
So they inhaled it,
278
717000
2000
ve onlar bunu solurlar
12:14
but they are not aware of it.
279
719000
3000
ancak farkında değildirler.
12:17
While I was doing that work,
280
722000
2000
Bu işi yaparken
12:19
my mom and my dad,
281
724000
2000
Annem ve babam
12:21
they were looking at it and they said,
282
726000
2000
baktılar ve
12:23
"Why do you deal with negative subjects all the time?"
283
728000
3000
"Neden sürekli negatif konularla uğraşıyorsun?"
12:26
And I was like, "What do you mean?"
284
731000
2000
ve ben de "Ne demek istiyorsunuz?" dedim
12:28
"Light makes dark and now evaporating self.
285
733000
3000
Onlar da "Karanlığı oluşturmak ve şimdi hücreleri buharlaştırmak.
12:31
Don't you think it remained something about death," they said.
286
736000
3000
Bunların ölümle ilgili şeyler olduğunu düşünmüyor musun?" dediler.
12:34
"Of course not. For me," I'm thinking,
287
739000
2000
"Benim için elbette hayır" diye düşündüm
12:36
"this is tucked in some small solid,
288
741000
2000
"Bu katı ve küçük bir kalıba tıkılmıştır
12:38
but the moment it evaporates,
289
743000
2000
ama zaman onu buharlaştıran şeydir.
12:40
it's merged with the whole."
290
745000
2000
ve o tamamı ile bütünleşmiştir."
12:42
But she said, "No. Still, I don't like it.
291
747000
2000
Ancak annem "Hayr, halen hoşuma gitmedi" dedi ve
12:44
Can you make something from nothing
292
749000
2000
"Hiçbir şeyden bir şeyleri heykel olarak oluşturabilir misin?"
12:46
as a sculptor?"
293
751000
2000
diye sordu.
12:48
I said, "No, mom. It can't be.
294
753000
2000
"Hayır anne, yapamam" dedim
12:50
Because we can create
295
755000
3000
"Çünkü biz heykelleri
12:53
a sculpture
296
758000
2000
tozları bir araya getirerek
12:55
by gathering dust together,
297
760000
2000
yapıyoruz
12:57
or we can break the sculpture and get the dust,
298
762000
3000
veya heykelleri kırıp toz elde ederek
13:00
but there is nowhere that we can bring dust into the universe."
299
765000
3000
ancak tozları kainata oturtabilecek bir yer bulunmuyor" dedim
13:03
So, I did this work for her.
300
768000
3000
ve bu işi kendisi için yaptım.
13:06
It's called "Emerging Angel."
301
771000
2000
Bunun adı "Gün ışığına çıkan melek"
13:08
This is the first day --
302
773000
2000
Bu ilk gün.
13:10
it just gives the appearance
303
775000
2000
sonradan diğerine dönüşecek olan
13:12
that one is becoming the other.
304
777000
2000
bir görüntü veriyor.
13:14
So, the same sculpture
305
779000
2000
ve işte aynı heykel
13:16
after a few days.
306
781000
2000
bir kaç gün sonra.
13:20
This is after 15/20 days.
307
785000
3000
bu da 15, 20 gün sonrası.
13:23
Through that small little slit
308
788000
2000
Bu küçük ve dar
13:25
between the glass box and the wood,
309
790000
2000
ve bardak kutusu ile odun arasında kalmış,
13:27
the air goes underneath the sculpture and creates the other one.
310
792000
3000
hava heykelin altından geçiyor ve diğerini yaratıyor.
13:30
This gave me a greater faith.
311
795000
2000
Bu bana büyük bir şans getirdi.
13:32
That evaporating sculpture gave me a greater faith
312
797000
3000
bu buharlaşan heykel bana büyük bir şans verdi
13:35
that maybe there is many more possibilities
313
800000
2000
başka görünmez anları yakalayabilecek
13:37
to capture [the] invisible.
314
802000
2000
imkânlar gibi.
13:39
So what you see now
315
804000
2000
ve şimdi gördüğünüz
13:41
is called "Shadow Foreshadow."
316
806000
3000
"Gölgenin iması"
13:44
And what I'd like to tell you
317
809000
2000
Burda anlatmak istediğim şey
13:46
is we don't see shadow, and we don't see light too;
318
811000
3000
gölgeleri ve ışığı görmediğimizdir.
13:49
we see the source of the light.
319
814000
2000
Bizler ışığın kaynağını görüyoruz.
13:51
We see where it's bouncing, but we don't see [them] as they exist.
320
816000
3000
Biz onun nerde güçlendiğini görüyoruz ancak nerde varolduğunu göremiyoruz.
13:54
You know, that's why the night sky, we see the sky as dark,
321
819000
3000
Biliyorsunuz gökyüzünü geceleyin karanlık görürüz
13:57
but it's filled with light all the time.
322
822000
2000
ancak o her zaman ışıkla doludur.
13:59
When it's bounced on the moon, we see it.
323
824000
2000
O aya doğru yansıyınca, biz görürüz.
14:01
The same thing in the darkroom.
324
826000
2000
Bu karanlık oda için de geçerlidir.
14:03
The little dust particle will again, reflect the light,
325
828000
3000
küçük toz zerrecikleri tekrar tekrar ışığı yansıtır
14:06
and we realize the existence of light.
326
831000
2000
ve biz ışığın varlığını farkederiz.
14:08
So we don't see dark, we don't see light,
327
833000
3000
Öyleyse biz ışığı da karanlığı da görmüyoruz
14:11
we don't see gravity, we don't see electricity.
328
836000
3000
yer çekimini görmüyoruz, elektriği de görmüyoruz.
14:14
So, I just started doing this work
329
839000
3000
İşte bu şekilde heykel hakkında
14:17
to inquire further
330
842000
3000
ileriyi sorgulayarak
14:20
about how to sculpt
331
845000
2000
çalışmaya başladım
14:22
the space between this object and there.
332
847000
3000
.
14:25
Because, as a visual artist, if I'm seeing this and I'm seeing that --
333
850000
3000
Çünkü görsel sanatlarda, eğer bunu görürsem
14:28
but how to sculpt this, you know?
334
853000
3000
ancak nasıl heykel yapılır, biliyor musunuz?
14:31
If we sculpt this, this has two reference points.
335
856000
3000
eğer buna şekil verirsek, burda iki tane referans noktamız olur
14:34
The skin of this is also representing this.
336
859000
3000
Yüz, bunu zaten gösteriyor.
14:37
And skin at the other end also represents the floor.
337
862000
3000
diğer taraftan yüzü diğer katı gösteriyor.
14:40
I did this as an experiment
338
865000
3000
bu gölge dökümünü
14:43
of casting the shadow.
339
868000
2000
bir deneyim olarak yaptım.
14:45
So this is a corrugated box and its shadow.
340
870000
3000
Bu da bükümlü bir kutu ve gölgesi.
14:48
Then the second one --
341
873000
2000
Ve ikincisi --
14:50
the moment you bring any invisible into the visible world
342
875000
3000
görünmezi görünen dünyaya soktuğunuz zaman
14:53
it will have all the characteristics of the visible existence.
343
878000
3000
görünen varlığın karakteristiğine sahip olmayı getirir.
14:56
So that produced a shadow.
344
881000
2000
işte bu gölgeyi oluşturan şeydir.
14:58
Then I thought, okay, let me sculpt that.
345
883000
2000
Sonra düşündüm, evet bırakın bunu şekillendireyim.
15:00
Then, again, that becomes an object.
346
885000
2000
sonra, tekrar bir objeye dönüştü.
15:02
Again, throwing light, then the third one.
347
887000
3000
tekrar, ışığı yansıttı. sonra üçüncü defa.
15:05
So what you see is nothing but shadow
348
890000
2000
bu yüzden gördüğünüz şey hiçbir şeydir
15:07
of a shadow of a shadow.
349
892000
2000
ancak gölgenin gölgesidir.
15:09
And then again, at that point, there is no shadow.
350
894000
3000
ve sonra tekrar, işte bu noktada, gölge yok.
15:12
I thought, "Oh, good. Work is finished."
351
897000
3000
Ve sonunda "Ah evet, işim bitti" diye düşündüm.
15:16
You can see the detail.
352
901000
2000
Detayları görebilrisiniz.
15:22
This is called "Gravity."
353
907000
2000
Bu da "Gravity"
15:29
It's called "Breath." It's just two holes on the gallery wall.
354
914000
3000
Bu "Nefes". Bu galeri duvarında iki tane delik.
15:32
It's a false wall, which contains
355
917000
2000
bu yanlış bir duvar, içinde 110cubic ft
15:34
like 110 cubic feet.
356
919000
2000
bulunuyor.
15:36
So that hole actually
357
921000
2000
bu delik aslında
15:38
makes the air come out and go in.
358
923000
3000
havanın dışarı çıkmasına ve içeri girmesine yarıyor.
15:41
So where it's happening, we can see,
359
926000
2000
bunun nerde olduğunu görebiliriz
15:43
but what is happening will remain invisible only.
360
928000
2000
ancak neler olduğu görünmez olarak kalacaktır.
15:45
This is from the show called "Invisible," at Talwar Gallery.
361
930000
3000
Bu da Talwar Galeri'deki "Görünmez" şovdan
15:48
This is called "Kaayam."
362
933000
2000
bunun adı da "(net değil)"
15:50
Detail.
363
935000
2000
detay.
15:55
And what I'd like to tell you,
364
940000
3000
Söylemek istediğim şey
15:58
our senses are so limited --
365
943000
2000
duyularımızın sınırlı olduğu,
16:00
we cannot hear everything, we cannot see everything.
366
945000
2000
herşeyi alamaz, herşeyi göremeyiz.
16:02
We don't feel, "I am touching the air,"
367
947000
2000
"Ben rüzgâra dokunuyorum" diye hissedemeyiz
16:04
but if the breeze is a little more faster, then I can feel it.
368
949000
3000
ancak esinti biraz hızlanırsa hissedebiliriz.
16:08
So all of our construction of reality
369
953000
3000
Gerçeğin inşası
16:11
is through these limited senses.
370
956000
2000
duyularımızın sınırlı olduğudur.
16:13
So my recourse was like,
371
958000
2000
düşündüğümüz şey
16:15
is there any way to use all this
372
960000
2000
bütün bunları bir sembol veya işaret
16:17
as just a symbol or a sign?
373
962000
3000
olarak kullanıp kullanamayacağımızdır.
16:21
And to really get to the point,
374
966000
2000
ve gerçekten ana fikre ulaşmak için,
16:23
we should move beyond, you know,
375
968000
2000
daha ileri gitmemiz gerekiyor,
16:25
go to the other side of the wall, like in logic,
376
970000
2000
duvarın öbür tarafına geçin, mantık gibi,
16:27
like are invisible.
377
972000
2000
görünmez gibi.
16:29
Because when we see someone walks, we see the footprint.
378
974000
2000
Çünkü birini yürürken görürsek, ayak izleri de görürüz
16:31
But if we're just cutting that footprint from the whole thing and trying to analyze it,
379
976000
3000
ancak eğer ayakizlerini kesip bütünü görmez ve analiz etmeye çalışırsak
16:34
you will miss the point
380
979000
2000
ana temayı kaçırmış olursunuz
16:36
because the actual journey happens between those footprints,
381
981000
3000
çünkü gerçek yolculuk bu ayak izleri ile başlar
16:39
and the footprints are nothing but passing time.
382
984000
2000
ve ayak izleri hiçbir şey değildir ancak zaman geçiyor.
16:41
Thank you.
383
986000
2000
Teşekkürler
16:43
(Applause)
384
988000
2000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Alwar Balasubramaniam - ArtistSculptor, painter and printmaker Alwar Balasubramaniam makes work that crosses the boundary between art, perception and life.
Why you should listen
Alwar Balasubramaniam's work aches to express the overlooked, the invisible, the inexpressible. Quiet white sculptural forms, hung on a wall, unlock philosophical questions as one watches the light pass over them. What is their form, and what is their shadow? What are those mysterious white hands reaching for, around the corner and through the wall?
Trained in painting and printmaking, Balasubramaniam has been experimenting with a range of materials (fiberglass, wax, gold) to create sculptural works that bring forth his ideas and his search process. His work is often very tactile, very physical, but it symbolizes an exploration of big questions: what defines the self? what confines us? how do light and shadow shape our view of the world?
Alwar Balasubramaniam | Speaker | TED.com