TED Residency
Marlon Peterson: Am I not human? A call for criminal justice reform
Marlon Peterson: Ben insan değil miyim? Ceza adaleti reformu için bir çağrı
Filmed:
Readability: 4.7
1,201,492 views
20'li yaşlarının başında işlediği bir suç için mahkeme, Marlon Peterson'ı 10 yıl hapis cezasıyla yargıladı ve söylediğine göre, ömür boyu ilgisizlikle. Peterson parmaklıklar ardındayken, Brooklyn'deki öğrencilerle düzenlediği bir mektuplaşma programı aracılığıyla kendisini kurtardı. Bu cesur konuşmada Peterson bizlere, toplumun yok saymayı ve görmezden gelmeyi tercih ettiği bu insanlara neden insanlık yatırımı yapmamız gerektiğini anımsatıyor.
Marlon Peterson - Human justice advocate
Marlon Peterson is a writer, youth development expert and human justice advocate. Full bio
Marlon Peterson is a writer, youth development expert and human justice advocate. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
She wrote:
0
1022
1160
Şöyle yazmıştı:
00:14
"When I become famous,
I will tell everyone
I will tell everyone
1
2634
2547
"Ünlü olduğumda, herkese
Marlon Peterson adında
Marlon Peterson adında
00:17
that I know a hero named Marlon Peterson."
2
5205
2134
bir kahraman tanıdığımı söyleyeceğim."
00:20
Heroes rarely look like me.
3
8238
1700
Kahramanlar nadiren benim gibidir.
00:22
In fact,
4
10609
1425
Aslında,
00:24
I'm what garbage looks like.
5
12058
1680
ben çöplüğe benziyorum.
00:26
No, not the most appealing
way to open a talk
way to open a talk
6
14342
2804
Hayır, belki de bir konuşma veya sohbeti
00:29
or start a conversation,
7
17170
1697
bu şekilde başlatmak güzel değildir
00:30
and perhaps you have some questions
going through your head about that.
going through your head about that.
8
18891
3473
ve bu konu hakkında
belki de sorularınız vardır.
belki de sorularınız vardır.
00:34
Why would this man say
such a thing about himself?
such a thing about himself?
9
22388
2374
Bir insan kendisi hakkında
niçin böyle konuşur?
niçin böyle konuşur?
00:36
What does he mean?
10
24786
1473
Ne demek istiyor?
00:38
How can someone view him as a hero
when he sees himself as garbage?
when he sees himself as garbage?
11
26283
4186
O kendisini bir çöplük gibi görürken,
başkası onu nasıl kahraman olarak görür?
başkası onu nasıl kahraman olarak görür?
00:43
I believe we learn more from questions
than we do from answers.
than we do from answers.
12
31253
3083
Cevaplardan çok, soruların
bir şeyler öğrettiğine inanıyorum.
bir şeyler öğrettiğine inanıyorum.
00:46
Because when we're questioning something,
13
34360
2283
Çünkü bir şeyleri sorgularken,
00:48
we're invested in taking in
some sort of new information,
some sort of new information,
14
36667
3334
kendimizi bazı yeni
bilgileri almaya odaklarız
bilgileri almaya odaklarız
00:52
or grappling with some sort of ignorance
that makes us feel uncomfortable.
that makes us feel uncomfortable.
15
40025
4237
veya bizi huzursuz eden
bir tür cahillikle boğuşuruz.
bir tür cahillikle boğuşuruz.
00:56
And that's why I'm here:
16
44286
1706
Bu yüzden buradayım:
00:58
to push us to question,
17
46016
1535
Bize huzursuzluk verse bile,
00:59
even when it makes us uncomfortable.
18
47575
2075
sorgulamaya teşvik etmek için.
01:02
My parents are from Trinidad and Tobago,
19
50269
2943
Ailem Trinidad ve Tobago'dan,
01:05
the southernmost island in the Caribbean.
20
53236
2213
Karayipler'in en güneydeki adası.
01:07
Trinidad is also home
to the only acoustic instrument
to the only acoustic instrument
21
55473
2978
Trinidad aynı zamanda
20. yy'da icat edilen
20. yy'da icat edilen
01:10
invented in the 20th century:
22
58475
1870
tek akustik enstrümanın da bölgesi:
01:12
the steel pan.
23
60369
1283
çelik davul.
01:14
Deriving from the African drums
24
62318
2393
Afrikalıların davullarından geliyor
01:16
and evolving from the genius
of one of the ghettos in Trinidad,
of one of the ghettos in Trinidad,
25
64735
3277
ve Trinidad'daki gettolardan
birisinde, Laventille adlı bir kentte
birisinde, Laventille adlı bir kentte
01:20
a city called Laventille,
26
68036
1686
ve Amerikan ordusunun
01:21
and the disregard
of the American military ...
of the American military ...
27
69746
2976
önemsemediği yerde geliştirildi...
01:25
Well, I should tell you,
28
73537
1296
Pekala, size söylemeliyim,
01:26
America, during WWII, had
military bases set up in Trinidad,
military bases set up in Trinidad,
29
74857
3367
İkinci Dünya Savaşında
Amerika'nın, Trinidad'da üsleri vardı
Amerika'nın, Trinidad'da üsleri vardı
01:30
and when the war ended,
30
78248
1421
ve savaş bittiğinde,
01:31
they left the island littered
with empty oil drums --
with empty oil drums --
31
79693
3536
adayı boş yağ varilleriyle
kirletilmiş bir halde bıraktılar --
kirletilmiş bir halde bıraktılar --
01:35
their trash.
32
83253
1245
yani çöpleriyle.
01:36
So people from Laventille
repurposed the old drums left behind
repurposed the old drums left behind
33
84947
4284
Laventille'de yaşayan insanlar,
geride bırakılan bu varilleri
geride bırakılan bu varilleri
01:41
into the full chromatic scale:
34
89255
2203
tam kromatik gama dönüştürdüler:
01:43
the steel pan.
35
91482
1208
yani çelik davula.
01:45
Playing music now from Beethoven
to Bob Marley to 50 Cent,
to Bob Marley to 50 Cent,
36
93087
4384
Beethoven, Bob Marley ve 50 Cent'e
kadar, türlü müzik çalan bu insanlar
kadar, türlü müzik çalan bu insanlar
01:49
those people literally made
music out of garbage.
music out of garbage.
37
97495
4238
gerçekten çöplükten müzik ürettiler.
01:54
Twelve days before my 20th birthday,
38
102754
2499
Yirminci doğum günümden 12 gün önce,
01:57
I was arrested for my role
in a violent robbery attempt
in a violent robbery attempt
39
105277
3871
aşağı Manhattan'da şiddet içeren
bir soygun girişiminde rol aldığım için,
bir soygun girişiminde rol aldığım için,
02:01
in lower Manhattan.
40
109172
1212
tutuklandım.
02:03
While people were sitting
in a coffee shop,
in a coffee shop,
41
111001
2196
İnsanlar bir kafede otururken,
02:06
four people were shot.
42
114352
1367
dört insan vuruldu.
02:09
Two were killed.
43
117372
1327
İki kişi öldürüldü.
02:11
Five of us were arrested.
44
119684
1441
Beşimiz tutuklandık.
02:14
We were all the products
of Trinidad and Tobago.
of Trinidad and Tobago.
45
122213
2638
Biz Trinidad ve Tobago'nun ürünleriydik.
02:16
We were the "bad immigrants,"
46
124875
1909
Bizler, Trump'ın ve milyonlarca
02:18
or the "anchor babies" that Trump
and millions of Americans easily malign.
and millions of Americans easily malign.
47
126808
4036
Amerikalının kolaylıkla kötülediği
"kötü göçmenler" veya "çapa bebekleriz".
"kötü göçmenler" veya "çapa bebekleriz".
02:23
I was discarded, like waste material --
48
131895
3066
Tıpkı atık madde gibi, atıldım
02:26
and justifiably so to many.
49
134985
2204
ve birçoğumuz da atıldı.
02:29
I eventually served 10 years, two months
and seven days of a prison sentence.
and seven days of a prison sentence.
50
137213
4009
Sonrasında 10 yıl, iki ay,
yedi gün hapis cezası aldım.
yedi gün hapis cezası aldım.
02:34
I was sentenced to a decade of punishment
in a correctional institution.
in a correctional institution.
51
142205
4897
Bir ıslah kurumunda on yıllık
bir cezaya mahkum edildim.
bir cezaya mahkum edildim.
02:39
I was sentenced to irrelevance --
52
147966
2544
İlgisizliğe mahkum edildim --
02:42
the opposite of humanity.
53
150534
1643
insanlığın tam aksine.
02:45
Interestingly,
54
153249
1561
İlginç olan şu ki,
02:46
it was during those years in prison
that a series of letters redeemed me,
that a series of letters redeemed me,
55
154834
5023
hapishanedeki yıllarım boyunca
bir seri mektup beni kurtardı,
bir seri mektup beni kurtardı,
02:51
helped me move beyond
the darkness and the guilt
the darkness and the guilt
56
159881
2839
gençliğimin en kötü anıyla
bağlantılı olan karanlığın
bağlantılı olan karanlığın
02:54
associated with the worst
moment of my young life.
moment of my young life.
57
162744
2888
ve suçluluk duygusunun
ötesine geçmeme yardımcı oldu.
ötesine geçmeme yardımcı oldu.
02:58
It gave me a sense that I was useful.
58
166205
1850
İşe yarıyormuşum gibi hissettirdi.
03:00
She was 13 years old.
59
168938
1984
O kız, 13 yaşındaydı.
03:03
She had wrote that she saw me as a hero.
60
171336
2548
Beni bir kahraman olarak gördüğünü yazdı.
03:06
I remember reading that,
61
174498
1388
Okuduğum anı hatırlıyorum,
03:07
and I remember crying
when I read those words.
when I read those words.
62
175910
2727
o kelimeleri okuduğumda
ağladığımı hatırlıyorum.
ağladığımı hatırlıyorum.
03:11
She was one of over 50 students
63
179414
2444
Memleketim olan Brooklyn'deki
03:13
and 150 letters that I wrote during
a mentoring correspondence program
a mentoring correspondence program
64
181882
4050
bir ortaokulda öğretmeni olan
bir arkadaşımla tasarladığımız
bir arkadaşımla tasarladığımız
03:17
that I co-designed with a friend
65
185956
1610
bir mektuplaşma programı
03:19
who was a teacher
at a middle school in Brooklyn,
at a middle school in Brooklyn,
66
187590
2330
esnasında yazdığım
150 mektup ve 50 öğrenciden
150 mektup ve 50 öğrenciden
03:21
my hometown.
67
189944
1156
birisiydi.
03:23
We called it the Young Scholars Program.
68
191124
2056
Genç Bilginler Programı adını vermiştik.
03:25
Every time those young people
shared their stories with me,
shared their stories with me,
69
193873
3722
Bu genç insanlar benimle
hikayelerini, mücadelelerini
hikayelerini, mücadelelerini
03:29
their struggles,
70
197619
1607
ne zaman paylaşsalar
03:31
every time they drew a picture
of their favorite cartoon character
of their favorite cartoon character
71
199250
3773
ve en sevdikleri çizgi film
kahramanını çizip bana gönderseler
kahramanını çizip bana gönderseler
03:35
and sent it to me,
72
203047
1435
ve mektuplarıma,
03:36
every time they said they depended
on my letters or my words of advice,
on my letters or my words of advice,
73
204506
4370
önerilerime bağlı kaldıklarını
ne zaman söyleseler,
ne zaman söyleseler,
03:40
it boosted my sense of worthiness.
74
208900
1899
bu benim değerli hissetmemi sağlardı.
03:43
It gave me a sense of what
I could contribute to this planet.
I could contribute to this planet.
75
211841
3075
Bu gezegene bir katkı
sağladığımı hissederdim.
sağladığımı hissederdim.
03:47
It transformed my life.
76
215508
1445
Bu, benim yaşamımı değiştirdi.
03:49
Because of those letters
and what they shared with me,
and what they shared with me,
77
217548
2898
Bu mektuplar ve benimle
paylaştıkları şeylerden ötürü,
paylaştıkları şeylerden ötürü,
03:52
their stories of teen life,
78
220470
1865
bu gençlik hikayeleri
03:54
they gave me the permission,
79
222359
2070
bana izin verdiler,
03:56
they gave me the courage
to admit to myself
to admit to myself
80
224453
2416
bahanelerin değil, nedenlerin olduğunu,
03:58
that there were reasons -- not excuses --
81
226893
2803
1999 yılının Ekim ayındaki
o kaçınılmaz gün için
o kaçınılmaz gün için
04:01
but that there were reasons
for that fateful day in October of 1999;
for that fateful day in October of 1999;
82
229720
4413
nedenlerin olduğunu
kabul etme cesareti verdiler;
kabul etme cesareti verdiler;
04:06
that the trauma associated
with living in a community
with living in a community
83
234797
2642
silah almanın ayakkabı
almaktan daha kolay olduğu
almaktan daha kolay olduğu
04:09
where guns are easier
to get than sneakers;
to get than sneakers;
84
237463
2174
bir toplumda yaşamanın
neden olduğu travma,
neden olduğu travma,
04:12
that the trauma associated with being
raped at gunpoint at the age of 14;
raped at gunpoint at the age of 14;
85
240792
6019
14 yaşında silah zoruyla tecavüze
uğramanın neden olduğu travma,
uğramanın neden olduğu travma,
04:19
that those are reasons for me
86
247607
2697
tüm bunlar, benim
04:22
why making that decision,
87
250328
1790
o tehlikeli kararı almamın
04:24
that fatal decision,
88
252142
1165
neden beklenmedik bir mesele
olmadığının sebebidir.
olmadığının sebebidir.
04:25
was not an unlikely proposition.
89
253331
1964
04:28
Because those letters
mattered so much to me,
mattered so much to me,
90
256192
2707
Bu mektuplar benim
için çok önemli olduğundan,
için çok önemli olduğundan,
04:30
because writing and receiving
91
258923
1408
yazmak, mektup almak
04:32
and having that communication
with those folks
with those folks
92
260355
2257
ve gençlerle iletişim kurmak
yaşamıma çok etki ettiğinden,
04:34
so hugely impacted my life,
93
262636
1499
benimle birlikte içeride olan
birkaç arkadaşımla bu fırsatı
birkaç arkadaşımla bu fırsatı
04:36
I decided to share the opportunity
with some friends of mine
with some friends of mine
94
264159
2882
paylaşmaya karar verdim.
04:39
who were also inside with me.
95
267065
1396
Şiddet içeren suçlardan ötürü hapiste olan
04:40
My friends Bill and Cory and Arocks,
96
268485
1957
04:42
all in prison for violent crimes also,
97
270466
2224
arkadaşlarım Bill, Cory ve Arocks da
04:44
shared their words of wisdom
with the young people as well,
with the young people as well,
98
272714
2804
güzel sözlerini genç
insanlarla paylaştılar
insanlarla paylaştılar
04:47
and received the sense
of relevancy in return.
of relevancy in return.
99
275542
2261
ve karşılığında ilgi hissi aldılar.
04:50
We are now published writers
and youth program innovators
and youth program innovators
100
278322
3186
Bizler şimdi kitabı yayımlanmış
yazarlarız, gençlik programı
yazarlarız, gençlik programı
04:53
and trauma experts
101
281532
1749
yapan insanlarız, travma uzmanları
04:55
and gun violence prevention advocates,
102
283305
1869
ve silahlı şiddeti önleme avukatlarıyız
04:57
and TED talkers and --
103
285198
1378
ve TED konuşmacılarıyız, --
04:58
(Laughter)
104
286600
1026
(Gülüşmeler)
04:59
and good daddies.
105
287650
1454
ve iyi babalarız.
05:01
That's what I call a positive
return of investment.
return of investment.
106
289128
2815
İşte buna, pozitif yatırım
dönüşümü diyoruz.
dönüşümü diyoruz.
05:04
Above all else,
107
292750
1150
Her şeyin ötesinde,
05:05
what building that program
taught me was that when we sow,
taught me was that when we sow,
108
293924
3903
bu programı oluşturmanın
bana öğrettiği şey şu,
bana öğrettiği şey şu,
05:09
when we invest in the humanity
of people no matter where they're at,
of people no matter where they're at,
109
297851
3762
insanlar nerede olursa olsun,
insanlığa yatırım yaptığımız zaman
insanlığa yatırım yaptığımız zaman
05:13
we can reap amazing rewards.
110
301637
2465
muhteşem ödüller alabiliriz.
05:16
In this latest era
of criminal justice reform,
of criminal justice reform,
111
304991
2335
Ceza adaleti reformunun
bu son dönemlerinde,
bu son dönemlerinde,
05:19
I often question and wonder why --
112
307350
2924
sık sık nedenleri sorguluyorum,
05:22
why is it that so many believe
113
310992
1533
neden çoğu insan
05:24
that only those who have been convicted
of nonviolent drug offenses
of nonviolent drug offenses
114
312549
3466
yalnızca, şiddet içermeyen
uyuşturucudan suçlu bulunanların
uyuşturucudan suçlu bulunanların
05:28
merit empathy and recognized humanity?
115
316039
3810
empatiyi ve insanlığı
hak ettiğine inanıyor?
hak ettiğine inanıyor?
05:33
Criminal justice reform is human justice.
116
321088
2477
Ceza adaleti reformu, insan adaletidir.
05:35
Am I not human?
117
323993
1475
Ben insan değil miyim?
05:38
When we invest in resources
that amplify the relevancy of people
that amplify the relevancy of people
118
326880
4478
Laventille'e veya Brooklyn'in bazı
bölgelerine veya yakınınızdaki
bölgelerine veya yakınınızdaki
05:43
in communities like Laventille
119
331382
1470
kenar mahalleye ait insanların
05:44
or parts of Brooklyn or a ghetto near you,
120
332876
2149
ilgisini yükselten kaynaklara yatırım
05:47
we can literally create
the communities that we want.
the communities that we want.
121
335049
2672
yaptığımızda, istediğimiz
toplulukları yaratabiliriz.
toplulukları yaratabiliriz.
05:50
We can do better.
122
338224
1379
Daha iyisini yapabiliriz.
05:51
We can do better than investing solely
in law enforcement as a resource,
in law enforcement as a resource,
123
339627
3588
Yalnızca kanun hükmüne kaynak
yatırımı yapmaktan iyisini yapabiliriz
yatırımı yapmaktan iyisini yapabiliriz
05:55
because they don't give us
a sense of relevancy
a sense of relevancy
124
343239
2897
çünkü onlar bizlere, önem
hususunda, neden çoğumuzun
hususunda, neden çoğumuzun
05:58
that is at the core of why so many of us
do so many harmful things
do so many harmful things
125
346160
3550
bunca zararlı şeyi yaptığının
sebebine dair bir ilgi hissiyatı
sebebine dair bir ilgi hissiyatı
06:01
in the pursuit of mattering.
126
349734
2672
yaratmıyorlar.
06:05
See, gun violence is just a visible
display of a lot of underlying traumas.
display of a lot of underlying traumas.
127
353356
4049
Görüyorsunuz, silahlı şiddet, altta
yatan birçok travmanın bir görüntüsü.
yatan birçok travmanın bir görüntüsü.
06:10
When we invest in the redemptive
value of relevancy,
value of relevancy,
128
358443
3032
İlginin kurtarıcı değerine
yatırım yaptığımız zaman,
yatırım yaptığımız zaman,
06:13
we can render a return of both
personal responsibility and healing.
personal responsibility and healing.
129
361499
4392
hem kişisel sorumluluk hem de iyileşme
konusunda bir değişim sağlayabiliriz.
konusunda bir değişim sağlayabiliriz.
06:18
That's the people work I care about,
130
366304
2244
İşte ilgilendiğim insan işi bu,
06:20
because people work.
131
368572
1432
çünkü insanlar çalışır.
06:23
Family, I'm asking you
to do the hard work,
to do the hard work,
132
371313
3928
Ailem, sizden bu zahmetli
işi yapmanızı istiyorum,
işi yapmanızı istiyorum,
06:27
the difficult work,
133
375265
1448
bu zor işi;
06:28
the churning work of bestowing
undeserved kindness
undeserved kindness
134
376737
2935
çöplük olarak gördüğümüz,
kolaylıkla yok saydığımız
kolaylıkla yok saydığımız
06:31
upon those who we can relegate as garbage,
135
379696
2447
ve gözden çıkardığımız insanlara
06:34
who we can disregard and discard easily.
136
382167
2168
hak edilmeyen iyiliği
sunma ve yayma işini.
sunma ve yayma işini.
06:37
I'm asking myself.
137
385023
1326
Kendime soruyorum.
06:39
Over the past two months,
138
387510
1920
Geçtiğimiz iki ayda,
06:41
I've lost two friends to gun violence,
139
389454
2094
masum görgü tanıkları olan iki arkadaşımı
06:44
both innocent bystanders.
140
392141
1698
silah şiddeti yüzünden kaybettim.
06:46
One was caught in a drive-by
while walking home.
while walking home.
141
394928
3087
Birisi eve yürürken araçtan
açılan ateşle hayatını kaybetti.
açılan ateşle hayatını kaybetti.
06:51
The other was sitting in a café
while eating breakfast,
while eating breakfast,
142
399100
3113
Diğeri de Miami'de tatildeydi,
06:54
while on vacation in Miami.
143
402237
1701
bir kafede kahvaltı yapıyordu.
06:57
I'm asking myself to see
the redemptive value of relevancy
the redemptive value of relevancy
144
405775
3318
Onları öldüren insanlardaki
kurtarıcı ilişki değerini görüp
kurtarıcı ilişki değerini görüp
07:01
in the people that murdered them,
145
409117
1702
göremeyeceğimi soruyorum kendime,
07:03
because of the hard work
of seeing the value in me.
of seeing the value in me.
146
411699
2495
çünkü kendi değerimi görmem zor bir iş.
07:06
I'm pushing us to challenge
our own capacity
our own capacity
147
414851
4134
Kolaylıkla görmemeyi tercih ettiğimiz
07:11
to fully experience our humanity,
148
419009
2365
insanların yaşantılarını
tamamen anlayarak,
tamamen anlayarak,
07:13
by understanding the full biography
149
421398
1989
insanlığı tam olarak
07:15
of people who we can
easily choose not to see,
easily choose not to see,
150
423411
3045
tecrübe edip sınırlarımızı
zorlamaya davet ediyorum,
zorlamaya davet ediyorum,
07:19
because heroes are waiting
to be recognized,
to be recognized,
151
427908
3217
çünkü kahramanlar
fark edilmeyi bekliyorlar,
fark edilmeyi bekliyorlar,
07:23
and music is waiting to be made.
152
431149
1836
müzik de çalınmayı.
07:25
Thank you.
153
433836
1268
Teşekkürler.
07:27
(Applause)
154
435128
3938
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Marlon Peterson - Human justice advocateMarlon Peterson is a writer, youth development expert and human justice advocate.
Why you should listen
Marlon Peterson is the host of the podcast, Decarcerated, which highlights the journeys of resilience, redemption and success of formerly incarcerated people.
Since his release from prison in 2009, after serving 10 years, Peterson has spearheaded the creation of two youth development programs in New York City, How Our Lives Link Altogether (H.O.L.L.A!) and Youth Organizing to Save Our Streets (YO SOS). With a focus on gun violence prevention and youth advocacy, both programs have provided programming for hundreds of young people.
In 2015 Peterson left his full-time work in the nonprofit sector to create The Precedential Group, a social justice consultancy that works to address the trauma revolving around the intersections of race, gender, violence, police violence and community violence. His work through the Precedential Group has allowed him to provide support for organizations throughout the United States and Trinidad & Tobago, W.I.
As a writer, advocate, program developer and public speaker Peterson has been recognized as a Soros Justice Fellow, Aspen Ideas Festival Scholar, Ebony Magazine Power 100 Honoree and TED Resident. His writings have appeared and been cited in The Nation, Gawker, The Atlantic, Huff Post, Black Press USA, Ebony and the Trinidad & Tobago Guardian. He has contributed to Kiese Laymon's aaward-winning novel, How to Slowly Kill Yourself and Others in America and Love Lives Here, Too by former New York Times columnist, Sheila Rule.
Peterson is Brooklyn born and bred with a Trinidadian heart. He is a graduate of New York University and is currently working on his first Pulitzer, a memoir.
Marlon Peterson | Speaker | TED.com