TEDxHouston
Dan Phillips: Creative houses from reclaimed stuff
Dan Phillips: Rejenere materyallerden yaratıcı evler
Filmed:
Readability: 3.4
1,315,406 views
TEDxHouston'daki bu eğlenceli ve içgörülerle dolu konuşmada, mimar Dan Phillips bizleri Teksas'ta geri dönüştürülmüş ve rejenere materyallerle yaptığı onlarca çılgınca ve kreatif evde tura çıkarıyor. Dahice dizayn edilmiş düşük teknolojili detaylar kendi içinizdeki yaratıcı ruhu ortaya çıkaracak.
Dan Phillips - Builder
Dan Phillips builds homes out of recycled and reclaimed materials in Huntsville, Texas. Full bio
Dan Phillips builds homes out of recycled and reclaimed materials in Huntsville, Texas. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
(Applause)
0
1000
6000
(Alkışlar)
00:22
Thank you very much.
1
7000
2000
Çok teşekkür ederim.
00:24
I have a few pictures,
2
9000
2000
Birkaç fotoğrafım var,
00:26
and I'll talk a little bit about
3
11000
2000
sonra da, yaptığım şeyleri
00:28
how I'm able to do what I do.
4
13000
2000
nasıl yapabildiğimi anlatacağım.
00:30
All these houses are built
5
15000
2000
Tüm bu evler,
00:32
from between 70 and 80 percent recycled material,
6
17000
3000
yüzde 70 ve 80 geri dönüştürülmüş materyalden inşa edildi,
00:35
stuff that was headed to the mulcher, the landfill, the burn pile.
7
20000
3000
bu materyal sıkıştırılmaya ya da yakılmaya gönderilmesi planlanan yığınlardı.
00:38
It was all just gone.
8
23000
2000
İşleri tamamen bitmişti.
00:40
This is the first house I built.
9
25000
2000
Bu inşa ettiğim ilk ev.
00:42
This double front door here with the three-light transom
10
27000
3000
Şu üç kirişli penceresi olan çift yönlü kapı,
00:45
that was headed to the landfill.
11
30000
2000
arazi dolgusu olarak kullanılacaktı.
00:47
Have a little turret there.
12
32000
2000
Şurada küçük bir kule var.
00:49
And then these buttons on the corbels here.
13
34000
3000
Ve bu pervazlardaki düğmeler --
00:52
Right there --
14
37000
2000
tam buradaki --
00:54
those are hickory nuts.
15
39000
2000
onlar amerikan cevizleri.
00:56
And these buttons there --
16
41000
2000
Ve oradaki düğmeler,
00:58
those are chicken eggs.
17
43000
2000
onlar tavuk yumurtası.
01:00
Of course, first you have breakfast,
18
45000
3000
Tabi önce kahvaltınızı yapıyorsunuz,
01:03
and then you fill the shell full of Bondo and paint it and nail it up,
19
48000
3000
sonra kabuğu bondoyla doldurup, boyayıp oraya çakıyorsunuz,
01:06
and you have an architectural button
20
51000
2000
ve bir mimari düğmeniz oluyor,
01:08
in just a fraction of the time.
21
53000
2000
kısacık bir zamanda.
01:10
Then, this is a look at the inside.
22
55000
2000
Bu da içerden görünüşü.
01:12
You can see the three-light transom there
23
57000
2000
İşte burada üç kirişliyi görebilirsiniz
01:14
with the eyebrow windows --
24
59000
2000
üst kesim pecereyle beraber --
01:16
certainly an architectural antique
25
61000
2000
kesinlikle mimari bir sanat eseri.
01:18
headed to the landfill.
26
63000
2000
Arazi dolgusu olmak üzereydi.
01:20
Even the lockset is probably worth 200 dollars.
27
65000
2000
Kilit takımı bile 200 dolara maloldu.
01:22
Everything in the kitchen was salvaged.
28
67000
2000
Mutfaktaki herşeh hurdaya çıkmıştı.
01:24
There's a 1952 O'Keefe & Merritt stove,
29
69000
2000
1952 O'Keefe&Meritt marka fırınımız var,
01:26
if you like to cook -- cool stove.
30
71000
3000
yemek pişirmeyi seviyorsanız -- iyi bi fırın.
01:29
This is going up into the turret.
31
74000
2000
Burdan kulemize çıkabiliriz.
01:31
I got that staircase for 20 dollars,
32
76000
3000
Merdivenleri 20 dolara tamamladım,
01:34
including delivery to my lot.
33
79000
3000
adrese teslimat dahil.
01:37
(Laughter)
34
82000
3000
(Kahkahalar)
01:40
Then, looking up in the turret,
35
85000
2000
Kuleye bi bakalım,
01:42
you see there are bulges and pokes and sags and so forth.
36
87000
3000
kabartılar, kesikler, sarkmalar falan olduğunu görüyorsunuz.
01:45
Well, if that ruins your life,
37
90000
2000
Bu hayatınızı mahvedecekse,
01:47
well then you shouldn't live there.
38
92000
2000
bence burada yaşamamalısınız.
01:49
(Laughter)
39
94000
2000
(Kahkahalar)
01:51
This is a laundry chute,
40
96000
2000
Burası çamaşır fırlatma noktası,
01:53
and this right here is a shoe last.
41
98000
3000
ve buradaki bir ayak pedalı.
01:56
And those are those cast-iron things you see at antique shops.
42
101000
2000
Ve şuradakiler bir antikacıda göreceğiniz türden dökme demirler.
01:58
So I had one of those,
43
103000
2000
Elimde vardı,
02:00
so I made some low-tech gadgetry, there,
44
105000
2000
ben de düşük teknoloji mucitliği yaptım
02:02
where you just stomp on the shoe last
45
107000
2000
pedale bastığınızda, üst kapı açılıveriyor
02:04
and then the door flies open, you throw your laundry down.
46
109000
3000
ve çamaşırlarınızı içeri atabiliyorsunuz.
02:07
And then if you're smart enough, it goes on a basket on top of the washer.
47
112000
3000
Eğer yeterince zekiyseniz, çamaşır makinesinin üstündeki sepete düşer.
02:10
If not, it goes into the toilet.
48
115000
3000
Değilseniz, tuvalete.
02:13
(Laughter)
49
118000
2000
(Kahkahalar)
02:15
This is a bathtub I made,
50
120000
2000
Bu da yaptığım bir küvet,
02:17
made out of scrap two-by-four here.
51
122000
2000
hurdadan yapıldı, ikiye dört boyutlarında.
02:19
Started with a rim there
52
124000
2000
Orada bir kasnak üzerinde başladım
02:21
and then glued and nailed it up into a flat,
53
126000
2000
ve daha sonra daireye çakıp yapıştırdım,
02:23
corbelled it up and flipped it over,
54
128000
2000
bir dirsek yardımıyla ters çevirdim,
02:25
then did the two profiles on this side.
55
130000
2000
diğer iki profili bu yanına yaptım.
02:27
It's a two-person tub.
56
132000
2000
Bu iki kişilik bir küvet.
02:29
After all, it's not just a question of hygiene,
57
134000
3000
Sonuçta bu sadece hijyen meselesi değil,
02:32
but there's a possibility of recreation as well.
58
137000
2000
biraz hoş vakit geçirme ihtimali de var.
02:34
(Laughter)
59
139000
3000
(Kahkahalar)
02:37
Then, this faucet here
60
142000
3000
Oradaki çeşme
02:40
is just a piece of Osage Orange.
61
145000
2000
Osage turunç ağacından bir parça.
02:42
It looks a little phallic,
62
147000
2000
Biraz penisi andırıyor,
02:44
but after all, it's a bathroom.
63
149000
2000
ama sonuçta, banyodayız.
02:46
(Laughter)
64
151000
3000
(Kahkahalar)
02:49
Then, this is a house based on a Budweiser can.
65
154000
2000
Bu da Budweiser kutularından yapılma bir ev.
02:51
It doesn't look like a can of beer,
66
156000
2000
Bira kutusuna benzemiyor,
02:53
but the design take-offs are absolutely unmistakable.
67
158000
2000
ama tasarım çalışmalarımız kesinlikle hatasız.
02:55
The barley hops design worked up into the eaves,
68
160000
3000
arpa tasarımı saçaklara kadar çıkıyor,
02:58
then the dentil work comes directly off the can's red, white, blue and silver.
69
163000
4000
ve saçak görüntüsü doğrudan kutuların kırmızı, beyaz, mavi ve gümüşi renkleriyle oluşuyor.
03:02
Then, these corbeles going down underneath the eaves
70
167000
2000
Saçaklardan aşağıya gelen saçaklar da,
03:04
are that little design that comes off the can.
71
169000
2000
kutudan arta kalanla oluşan bir tasarım.
03:06
I just put a can on a copier
72
171000
2000
Kutuyu bir kopya makinesine koyup
03:08
and kept enlarging it until I got the size I want.
73
173000
3000
istediğim boyuta gelene kadar büyüttüm.
03:11
Then, on the can it says,
74
176000
2000
Kutunun üstünde,
03:13
"This is the famous Budweiser beer, we know of no other beer, blah, blah, blah."
75
178000
4000
"Bu meşhur Budweiser birasıdır, başka bira tanımayız, falan filan.." yazıyordu.
03:17
So we changed that and put, "This is the famous Budweiser house.
76
182000
3000
Biz de bunu değiştirip, "Bu meşhur Budweiser evidir.
03:20
We don't know of any other house," and so forth and so on.
77
185000
3000
Başka ev bilmeyiz," gibisinden şeyler yazdık.
03:23
Then, this is a deadbolt. It's a fence from a 1930s shaper,
78
188000
2000
Ve bu sürgü. 1930lardan kalma bir frezeci parmaklığıydı.
03:25
which is a very angry woodworking machine.
79
190000
3000
çok tehlikeli bir ahşap doğrama makinesidir.
03:28
And they gave me the fence, but they didn't give me the shaper,
80
193000
3000
Bana parmaklığı verdiler ama frezeciyi vermediler,
03:31
so we made a deadbolt out of it.
81
196000
2000
biz de ondan sürgü yaptık.
03:33
That'll keep bull elephants out, I promise.
82
198000
2000
Bir fili bile dşarda tutmaya yarar, yemin ederim.
03:35
And sure enough, we've had no problems with bull elephants.
83
200000
3000
Gerçi, zaten buralarda fillerle sorun yaşandığını sanmıyorum.
03:38
(Laughter)
84
203000
2000
(Kahkahalar)
03:40
The shower is intended to simulate a glass of beer.
85
205000
3000
Duşu, bir bardak biraya benzetmek iştedik.
03:43
We've got bubbles going up there, then suds at the top with lumpy tiles.
86
208000
3000
Yukarı doğru çıkan baloncuklar yaptık, sonra da pütürlü fayansta köpürüyor.
03:46
Where do you get lumpy tiles? Well, of course, you don't.
87
211000
3000
Pütürlü fayanslar nereden mi bulunur? Tabi ki bulunmaz.
03:49
But I get a lot of toilets, and so you just dispatch a toilet with a hammer,
88
214000
3000
Ama elimde bir sürü tuvalet vardı, ve onları bir çekiçle dövünce ettikten sonra
03:52
and then you have lumpy tiles.
89
217000
3000
pürüzlü fayanslarınız oluyor.
03:55
And then the faucet, there,
90
220000
2000
Ve şuradaki duş,
03:57
is a beer tap.
91
222000
2000
bir bira kapağı.
03:59
(Laughter)
92
224000
2000
(Kahkahalar)
04:01
Then, this panel of glass
93
226000
2000
Şu cam panel,
04:03
is the same panel of glass
94
228000
2000
Amerika'da her orta sınıfın
04:05
that occurs in every middle-class front door in America.
95
230000
3000
ön kapısında gördüğünüz cam panelle aynı.
04:08
We're getting tired of it. It's kind of cliched now.
96
233000
3000
Bundan tabi ki bıktık, artık klişe olmaya başladı.
04:11
So if you put it in the front door, your design fails.
97
236000
3000
Yani, bunu ön kapıya koyarsanız tasarımınız mahvolur.
04:14
So don't put it in the front door; put it somewhere else.
98
239000
2000
Bu yüzden, ön kapıya koymayın, başka yere koyun.
04:16
It's a pretty panel of glass.
99
241000
2000
Çok hoş bir cam parçası.
04:18
But then if you put it in the front door,
100
243000
2000
ama ön kapıya koyarsanız,
04:20
people say, "Oh, you're trying to be like those guys, and you didn't make it."
101
245000
3000
insanlar, "Şu adamlardan biri olmaya çalışmışsın ama başaramamışsın." derler.
04:23
So don't put it there.
102
248000
2000
Öne koymayın o camı.
04:26
Then, another bathroom upstairs.
103
251000
2000
Yukarı katta başka bir banyo.
04:28
This light up here is the same light that occurs
104
253000
3000
Şuradaki lamba, Amerika'da bütün
04:31
in every middle-class foyer in America.
105
256000
2000
orta sınıf evlerinin antrelerinde bulunur.
04:33
Don't put it in the foyer.
106
258000
2000
Bu yüzden bunu antreye koymayın,
04:35
Put it in the shower, or in the closet,
107
260000
2000
duşa koyun, hiç olmadı dolaba koyun,
04:37
but not in the foyer.
108
262000
2000
ama antreye koymayın.
04:40
Then, somebody gave me a bidet, so it got a bidet.
109
265000
3000
Bu bideyi de birileri vermişti, ben de onu kullandım.
04:43
(Laughter)
110
268000
3000
(Kahkahalar)
04:46
This little house here,
111
271000
2000
Şuradaki küçük ev,
04:48
those branches there are made out of Bois D'arc or Osage Orange,
112
273000
3000
oradaki dallar osage turunç ağacından elde edildi.
04:51
and these pictures will keep scrolling
113
276000
2000
Bu resimler dönmeye devam edecek,
04:53
as I talk a little bit.
114
278000
2000
bu arada ben de konuşayım.
04:55
In order to do what I do,
115
280000
2000
Bu yaptıklarımı yapmak için,
04:57
you have to understand
116
282000
2000
inşa sektöründe harcamaya
04:59
what causes waste in the building industry.
117
284000
2000
neden olan şeyi anlamalısınız.
05:01
Our housing has become a commodity,
118
286000
3000
Barınma ihtiyacımız bir ticarete dönüştü,
05:04
and I'll talk a little bit about that.
119
289000
2000
ben de biraz bundan bahsedeceğim.
05:06
But the first cause of waste is probably even buried in our DNA.
120
291000
3000
Ama harcamanın il sebebi büyük ihtimalle DNAlarımızda saklı.
05:09
Human beings have a need for maintaining consistency
121
294000
2000
İnsanoğlunun algıda değişmezlik yasasını
05:11
of the apperceptive mass.
122
296000
2000
uygulama ihtiyacı vardır.
05:13
What does that mean?
123
298000
2000
E bunun anlamı ne?
05:15
What it means is, for every perception we have,
124
300000
2000
Bunun anlamı, edindiğimiz tüm algılar,
05:17
it needs to tally with the one like it before,
125
302000
2000
benzer öncekilerle örtüşmesi gerekir,
05:19
or we don't have continuity,
126
304000
2000
yoksa devamlılığı sağlayamayız,
05:21
and we become a little bit disoriented.
127
306000
2000
ve bu da kafa karışıklığına neden olur.
05:23
So I can show you an object you've never seen before.
128
308000
3000
Yani, size daha önce görmediğiniz bir nesne gösterebilirim.
05:26
Oh, that's a cell phone.
129
311000
2000
Ah, bir cep telefonuymuş.
05:28
But you've never seen this one before.
130
313000
3000
Ama bunu daha önce görmediniz.
05:31
What you're doing
131
316000
2000
Şimdi yaptığınız
05:33
is sizing up the pattern of structural features here,
132
318000
2000
şeklini ve yapısal özelliklerini inceleyip,
05:35
and then you go through your databanks -- brrrr, cell phone.
133
320000
3000
dağarcığınız içinde araştırma yapmak -- brrr, cep telefonu.
05:38
Oh, that's a cell phone.
134
323000
2000
Ah, bu bir cep telefonu.
05:40
If I took a bite out of it,
135
325000
2000
Eğer bundan bi ısırık alacak olursam,
05:42
you'd go, "Wait a second.
136
327000
3000
siz, "Bi saniye ya," dersiniz.
05:45
That's not a cell phone.
137
330000
2000
"Bu bir ceptelefonu olamaz.
05:47
That's one of those new chocolate cell phones."
138
332000
2000
Şu yeni çıkan çikolata telefonlarından olmalı herhalde."
05:49
(Laughter)
139
334000
2000
(Kahkahalar)
05:51
And you'd have to start a new category,
140
336000
2000
Ve yeni bir kategory açmanız gerekecek,
05:53
right between cell phones and chocolate.
141
338000
2000
cep telefonları ve çikolatalar arasında.
05:55
That's how we process information.
142
340000
3000
Bilgileri bu şekilde işliyoruz.
05:58
So you translate that to the building industry,
143
343000
2000
Bunu inşaat sektörüne aktaracak olursak,
06:00
if we have a wall of windowpanes and one pane is cracked,
144
345000
2000
eğer pencere çerçevelerinden oluşan bir duvarımız varsa, ve
06:02
we go, "Oh, dear. That's cracked. Let's repair it.
145
347000
3000
bir çerçeve çatlaksa "Amanın, biri çatlamış, tamir edelim.
06:05
Let's take it out. Throw it away so nobody can use it and put a new one in."
146
350000
3000
Çıkarıp atalım ki kimse bi daha kullanamasın, ve yenisini koyalım" dersiniz.
06:08
Because that's what you do with a cracked pane.
147
353000
3000
Çatlak çerçevelerin kaderi budur.
06:11
Never mind that it doesn't affect our lives at all.
148
356000
3000
Yaşamımızı hiç etkilemese bile.
06:14
It only rattles that expected pattern
149
359000
2000
Sadece beklenen ahenge ve yapısal
06:16
and unity of structural features.
150
361000
3000
özelliklere uymuyor.
06:19
However, if we took a small hammer,
151
364000
2000
Ancak, küçük bir çekiç alıp
06:21
and we added cracks to all the other windows,
152
366000
3000
diğer tüm çerçeveleri çatlatırsak,
06:24
then we have a pattern.
153
369000
3000
o zaman bir ahenk elde ederiz.
06:27
Because Gestalt Psychology emphasizes recognition of pattern
154
372000
3000
Çünkü bütüncü yaklaşım psikolojisi, yeni şeklin tanınmasını
06:30
over parts that comprise a pattern.
155
375000
2000
önceki ahenkle örtüşmesine bağlar.
06:32
We'll go, "Ooh, that's nice."
156
377000
2000
Biz de "Ooh, çok hoş olmuş." diyebiliriz.
06:34
So, that serves me every day.
157
379000
3000
İşte bu bana hergün hizmet ediyor.
06:37
Repetition creates pattern.
158
382000
2000
Devamlılık, ahengi oluşturur.
06:39
If I have a hundred of these, a hundred of those,
159
384000
2000
Şundan yüz tane, bundan yüz tane alırsam,
06:41
it doesn't make any difference what these and those are.
160
386000
2000
şu veya bunun ne olduğu hiç farketmez.
06:43
If I can repeat anything, I have the possibility of a pattern
161
388000
3000
Birşeyi tekrar ettirirsem, ahenk elde etme ihtimalim artar,
06:46
from hickory nuts and chicken eggs, shards of glass, branches.
162
391000
3000
Amerikan cevizi ve tavuk yumurtası, cam kırıkları ya da dallardan.
06:49
It doesn't make any difference.
163
394000
2000
Hiç farketmez.
06:51
That causes a lot of waste in the building industry.
164
396000
2000
İşte bu inşaat sektöründe israfa neden olur.
06:53
Second is, Friedrich Nietzsche along about 1885
165
398000
3000
İkincisi, Friedrich Nietzsche 1885lerde
06:56
wrote a book titled "The Birth of Tragedy."
166
401000
3000
"Trajedinin Doğuşu" adlı bir kitap yazdı.
06:59
And in there he said
167
404000
2000
Ve orda dedi ki
07:01
that cultures tend to swing between one of two perspectives.
168
406000
2000
kültürler iki bakış açısı arasında gidip gelirler.
07:03
On the one hand, we have an Apollonian perspective,
169
408000
3000
Bir tarafta, Apollon perspektifi var,
07:06
which is very crisp and premeditated
170
411000
2000
capcanlı ve önceden tasarlanmış
07:08
and intellectualized
171
413000
2000
ve iyi düşünülmüş
07:10
and perfect.
172
415000
3000
ve kusursuz.
07:13
On the other end of the spectrum, we have a Dionysian perspective,
173
418000
3000
Diğer tarafta, tayfın sonunda, Dionysos perspektifi var,
07:16
which is more given to the passions and intuition,
174
421000
3000
tutkuya ve sezgilere daha çok yer veren,
07:19
tolerant of organic texture and human gesture.
175
424000
3000
organik yapıya ve insan hareketlerine hoşgörülü.
07:22
So the way the Apollonian personality takes a picture,
176
427000
3000
Apollon kişiliği bir resim çekecek olsa,
07:25
or hangs a picture,
177
430000
2000
ya da resmi asacak olsa,
07:27
is they'll get out a transit
178
432000
2000
bir teodolit, mikrometre
07:29
and a laser level and a micrometer.
179
434000
3000
ve lazer ölçüm aleti getirirdi.
07:32
"Okay, honey. A thousandth of an inch to the left.
180
437000
2000
"Tamam tatlım. Bir milimin binde biri kadar sola doğru.
07:34
That's where we want the picture. Right. Perfect."
181
439000
2000
İşte resmin olmasını istediğimiz yer burası. Kusursuz."
07:36
Predicated on plumb level, square and centered.
182
441000
3000
Çekül seviyesini, merkezi, alanı önceden ölçmek falan.
07:39
The Dionysian personality
183
444000
2000
Dionysos kişiliği ise
07:41
takes the picture and goes ...
184
446000
3000
resmi alır ve gidip ...
07:44
(Laughter)
185
449000
4000
(Kahkahalar)
07:48
That's the difference.
186
453000
2000
Aradaki fark budur.
07:50
I feature blemish.
187
455000
2000
Ben hataya yer veririm.
07:52
I feature organic process.
188
457000
2000
Yapısal süreçlere yer veririm --
07:54
Dead-center John Dewey.
189
459000
3000
John Dewey ölü merkezi.
07:57
Apollonian mindset creates mountains of waste.
190
462000
3000
Apollon kafa yapısı dağlar kadar israfa neden olur.
08:00
If something isn't perfect,
191
465000
2000
Eğer birşey mükemmel değilse,
08:02
if it doesn't line up with that premeditated model, dumpster.
192
467000
3000
önceden tasarlanmış modele uymazsa, doğru çöplüğe.
08:05
"Oops, scratch, dumpster."
193
470000
2000
"Aman, çizildi, çöpe.
08:07
"Oops" this, "oops" that. "Landfill. Landfill. Landfill."
194
472000
3000
Aman şöyle oldu, aman böyle oldu, arazi dolgusu olmaya."
08:10
The third thing is arguably --
195
475000
3000
Üçüncü şey tartışmaya açık --
08:13
the Industrial Revolution started in the Renaissance
196
478000
2000
Rönesansla başlayan Sanayi Devrimi
08:15
with the rise of humanism,
197
480000
2000
hümanizmin doğuşuyla başladı,
08:17
then got a little jump-start along about the French Revolution.
198
482000
3000
sonra Fransız Devrimine doğru bi atlayış yaptı.
08:20
By the middle of the 19th century, it's in full flower.
199
485000
2000
19. yy ortalarında da kendini tamamladı.
08:22
And we have dumaflages and gizmos
200
487000
3000
Ve o zaman bir sürü ıvır zıvırımız oldu,
08:25
and contraptions that will do anything
201
490000
3000
bütün işleri görebilecek acayip aletler,
08:28
that we, up to that point,
202
493000
2000
bunlar çıkana kadar elimizle
08:30
had to do my hand.
203
495000
2000
yaptığımız işleri yapan aletler.
08:32
So now we have standardized materials.
204
497000
2000
Artık belli ölçülere getirilmiş materyallerimiz var.
08:34
Well, trees don't grow two inches by four inches,
205
499000
3000
Ama ağaçlar ikiye dörtlük ya da 8, 10, 12lik
08:37
eight, ten and twelve feet tall.
206
502000
2000
boyutlarında yetişmiyor
08:39
We create mountains of waste.
207
504000
2000
Dağlar kadar israf yapıyoruz.
08:41
And they're doing a pretty good job
208
506000
2000
Ve onlar ormanlarda
08:43
there in the forest,
209
508000
2000
sanayileri için yan ürünler
08:45
working all the byproduct of their industry --
210
510000
2000
üzerine çalışırken iyi iş çıkarıyorlar --
08:47
with OSB and particle board and so forth and so on --
211
512000
3000
dilimlenmiş odun parçalarını üstüste yapıştırarak falan --
08:50
but it does no good
212
515000
2000
ama yine de işe yaramıyor,
08:52
to be responsible at the point of harvest in the forest
213
517000
3000
tüketiciler bu tahribatı sadece tüketmek için kullandıkları sürece
08:55
if consumers are wasting the harvest at the point of consumption,
214
520000
3000
ormanların tahrip edilmesini engelleyemiyor,
08:58
and that's what's happening.
215
523000
2000
ve gerçekte olan da bu.
09:00
And so if something isn't standard,
216
525000
2000
Ve bu yüzden, birşey standarda uymuyorsa,
09:02
"Oops, dumpster." "Oops" this. "Oops, warped."
217
527000
3000
"Aman, çöpe, aman bu ne, aman yamuk."
09:05
If you buy a two-by-four and it's not straight,
218
530000
2000
Eğer ikiye dörtlük aldıysanız ve düz değilse,
09:07
you can take it back.
219
532000
2000
geri götürebilirsiniz.
09:09
"Oh, I'm so sorry, sir. We'll get you a straight one."
220
534000
2000
"Özür dileriz beyefendi, size düzgün bir tane verelim."
09:11
Well I feature all those warped things
221
536000
3000
Ben o yamuk şeyleri kullanıyorum,
09:14
because repetition creates pattern,
222
539000
2000
çünkü yineleme ahengi oluşturur,
09:16
and it's from a Dionysian perspective.
223
541000
2000
ve Dionysos perspektifinde öyle diyor.
09:18
The fourth thing
224
543000
2000
Dördüncü şey,
09:20
is labor is disproportionately more expensive than materials.
225
545000
3000
işçilik kullanılan materyallerden daha pahalıya mal oluyor.
09:23
Well, that's just a myth.
226
548000
2000
Bu gerçek değil.
09:25
And here's a story: Jim Tulles, one of the guys I trained,
227
550000
3000
İşte size bir hikaye: Jim Tulles, eğittiğim gençlerden biri,
09:28
I said, "Jim, it's time now.
228
553000
2000
Dedim ki, "Jim, artık zamanı geldi.
09:30
I got a job for you as a foreman on a framing crew. It's time for you to go."
229
555000
3000
Şantiye çalışanlarına ustabaşı olma işini sana veriyorum. Çalış bakalım."
09:33
"Dan, I just don't think I'm ready."
230
558000
2000
"Dan, hazır olduğumu düşünmüyorum."
09:35
"Jim, now it's time. You're the down, oh."
231
560000
3000
"Jim, zamanı geldi, ve sıra sende."
09:38
So we hired on.
232
563000
2000
Sonra anlaştık.
09:40
And he was out there with his tape measure
233
565000
2000
Bi baktım elinde şerit mezroyla, dışarda
09:42
going through the trash heap, looking for header material,
234
567000
2000
çöp yığınları arasında, üstlük malzemesi arıyor --
09:44
which is the board that goes over a door,
235
569000
2000
kapının üstüne gelen geniş pano yani --
09:46
thinking he'd impress his boss -- that's how we taught him to do it.
236
571000
2000
patronunu etkileyebileceğini düşünerek tabi -- ona böyle yapmasını biz öğrettik.
09:48
And the superintendent walked up and said, "What are you doing?"
237
573000
3000
Bina sorumlusu ona doğru yürüdü ve sordu, "Ne yapıyorsun?"
09:51
"Oh, just looking for some header material,"
238
576000
2000
"Ya, sadece üstlük malzemesi arıyorum,"
09:53
waiting for that kudos.
239
578000
2000
diyerek övgü bekledi.
09:55
He said, "No, no. I'm not paying you to go through the trash. Get back to work."
240
580000
3000
Denetçi de " Ben sana çöpte dolaşman için para ödemiyorum, doğru işinin başına." dedi.
09:58
And he had the wherewithal to say,
241
583000
2000
bizimkinin de söyleyecek sözü vardı,
10:00
he said, "You know, if you were paying me
242
585000
2000
dedi ki, "Aslında, bana saatte 300 dolar
10:02
300 dollars an hour,
243
587000
2000
ödeseydiniz,
10:04
I can see how you might say that,
244
589000
2000
bunu neden söylediğinizi anlardım,
10:06
but right now, I'm saving you five dollars a minute.
245
591000
3000
ama şu anda, dakikada beş dolar tasarruf ediyorum.
10:09
Do the math."
246
594000
2000
Hesapla."
10:11
(Laughter)
247
596000
2000
(Kahkahalar)
10:13
"Good call, Tulles. From now on, you guys hit this pile first."
248
598000
3000
"Haklısın Tulles, bundan sonra önce bu yığınlara bakılacak."
10:16
And the irony is that he wasn't very good at math.
249
601000
3000
Komik olansa, bizimki hesap kitaptan hiç anlamaz.
10:19
(Laughter)
250
604000
3000
(Kahkahalar)
10:22
But once in a while you get access to the control room,
251
607000
2000
Arada bir kontrol odasına girme şansınız olur,
10:24
and then you can kind of mess with the dials.
252
609000
2000
orada düğmeleri istediğiniz gibi karıştırabilirsiniz.
10:26
And that's what happened there.
253
611000
3000
Bizim hikayemizde de olan bu.
10:29
The fifth thing is that maybe, after 2,500 years,
254
614000
2000
Beşincisi, belki de 2500 yıl sonra,
10:31
Plato is still having his way with us in his notion of perfect forms.
255
616000
3000
Eflatun kusursuz form kavramlarıyla hala aramızda olacak.
10:34
He said that we have in our noggin
256
619000
2000
Bize dediğine göre istediğimiz şeyin
10:36
the perfect idea of what we want,
257
621000
3000
kusursuzluk düşüncesi kafalarımızdaymış,
10:39
and we force environmental resources to accommodate that.
258
624000
3000
ve çevresel kaynakları bunu oluşturması için zorluyormuşuz.
10:42
So we all have in our head the perfect house,
259
627000
2000
Yani mükemmel ev aslında kafamızda,
10:44
the American dream, which is a house,
260
629000
2000
Amerikan rüyası, sadece bir ev --
10:46
the dream house.
261
631000
2000
hayallerdeki ev.
10:48
The problem is we can't afford it.
262
633000
2000
Sorun şu ki, buna paramız yetmiyor.
10:50
So we have the American dream look-alike,
263
635000
2000
Biz de Amerikan rüyasının benzerini,
10:52
which is a mobile home.
264
637000
2000
taşınabilir evi alıyoruz.
10:54
Now there's a blight on the planet.
265
639000
3000
Gezegenimizde yeni bir hastalık var.
10:57
It's a chattel mortgage,
266
642000
2000
Mortgage kredisi,
10:59
just like furniture, just like a car.
267
644000
2000
mobilya gibi, araba gibi.
11:01
You write the check, and instantly it depreciates 30 percent.
268
646000
3000
Bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor.
11:04
After a year, you can't get insurance on everything you have in it,
269
649000
2000
Bir yıl sonra içindeki şeylerin garantisini de kaybediyorsunuz,
11:06
only on 70 percent.
270
651000
2000
sadece yüzde 70inin.
11:08
Wired with 14-gauge wire typically.
271
653000
2000
14lük kabloyla bağlanmış gibi.
11:10
Nothing wrong with that,
272
655000
2000
Bunda bi sorun yok,
11:12
unless you ask it to do what 12-gauge wire's supposed to do,
273
657000
2000
12lik kablonun yapması gereken şeyi yapmasını istemediğiniz sürece tabi,
11:14
and that's what happens.
274
659000
2000
ve sonuçta olan da bu.
11:16
It out-gasses formaldehyde so much so
275
661000
2000
O kadar çok formaldehit salar ki
11:18
that there is a federal law in place
276
663000
3000
duruma federal yasa el koyar ve
11:21
to warn new mobile home buyers
277
666000
2000
formaldehit sızıntı tehlikesiyle ilgili
11:23
of the formaldehyde atmosphere danger.
278
668000
3000
yeni taşınabilir ev alıcılarını uyarır.
11:26
Are we just being numbingly stupid?
279
671000
2000
Aptal bir şekilde uyuşturulmaya mı başladık?
11:28
The walls are this thick.
280
673000
2000
Duvarlar bu kalınlıkta.
11:30
The whole thing has the structural value of corn.
281
675000
3000
Bu koca yer bir mısırın yapısı kadar değerli.
11:33
(Laughter)
282
678000
2000
(Kahkahalar)
11:35
"So I thought Palm Harbor Village was over there."
283
680000
2000
"Palm Liman Köyü o tarafta sanıyordum."
11:37
"No, no. We had a wind last night.
284
682000
2000
"Hayır, hayır. Dün gece bir rüzgar çıktı,
11:39
It's gone now."
285
684000
2000
uçup gitti."
11:41
(Laughter)
286
686000
3000
(Kahkahalar)
11:44
Then when they degrade, what do you do with them?
287
689000
3000
E o zaman, tüm bunlar bozulduğunda ne yapıyorsunuz?
11:47
Now, all that,
288
692000
2000
Şimdi, tüm bu
11:49
that Apollonian, Platonic model,
289
694000
3000
Apollon, Eflatun modelleri,
11:52
is what the building industry is predicated on,
290
697000
3000
inşaat sektörünün dayandırıldığı herşey,
11:55
and there are a number of things that exacerbate that.
291
700000
2000
ve bunu alevlendiren sayısız şeyler de var.
11:57
One is that all the professionals,
292
702000
3000
Bi tanesi, tüm profesyoneller,
12:00
all the tradesmen, vendors,
293
705000
2000
tüccarlar, taşeronlar,
12:02
inspectors, engineers, architects
294
707000
2000
müfettişler, mühendisler ve mimarların
12:04
all think like this.
295
709000
2000
aynı şekilde düşünmesi.
12:06
And then it works its way back to the consumer,
296
711000
2000
Ve bu da aynı modeli talep eden tüketiciye
12:08
who demands the same model.
297
713000
2000
aynı şekilde iletiliyor.
12:10
It's a self-fulfilling prophecy. We can't get out of it.
298
715000
3000
Bu kendini gerçekleştiren bir kehanet. Bunun dışına çıkamayız.
12:13
Then here come the marketeers and the advertisers.
299
718000
3000
Sonra pazarlamacılar ve reklamcılara sıra geliyor.
12:16
"Woo. Woohooo."
300
721000
2000
"Huuu. Huuhuuuu."
12:18
We buy stuff we didn't know we needed.
301
723000
3000
İhtiyacımız olduğunu bile bilmediğimiz şeyler satın alıyoruz.
12:21
All we have to do is look at
302
726000
2000
Tüm yapmamız gereken
12:23
what one company did with carbonated prune juice.
303
728000
2000
gazlı siyah erik suyuna bir şirketin neler yaptığına bakmamız.
12:25
How disgusting.
304
730000
2000
Ne iğrenç.
12:27
(Laughter)
305
732000
2000
(Kahkahalar)
12:29
But you know what they did? They hooked a metaphor into it
306
734000
2000
Ne yaptıklarını biliyor musunuz? İçine bir metafor eklediler
12:31
and said, "I drink Dr. Pepper ..."
307
736000
2000
ve "Ben Dr. Pepper içiyorum.." dediler.
12:33
And pretty soon, we're swilling that stuff by the lake-ful,
308
738000
3000
Ve hemen ardından, o zımbırtıyı göller dolusu,
12:36
by the billions of gallons.
309
741000
2000
galonlar dolusu tükettik.
12:38
It doesn't even have real prunes. Doesn't even keep you regular.
310
743000
3000
Gerçek erik bile yok içinde -- sizi ayık bile tutmuyor.
12:41
(Laughter)
311
746000
2000
(Kahkahala)
12:43
My oh my, that makes it worse.
312
748000
2000
Ammanın, bu daha da kötü.
12:45
And we get sucked into that faster than anything.
313
750000
3000
Ve başka herşeyden daha fazla takılıp kaldık buna.
12:48
Then a man named Jean-Paul Sartre wrote a book
314
753000
2000
Sonra Jean-Paul Sartre adında bi adam
12:50
titled "Being and Nothingness."
315
755000
2000
"Varlık ve Hiçlik" diye bir kitap yazdı
12:52
It's a pretty quick read.
316
757000
2000
Okuması çok kolay.
12:54
You can snap through it in maybe two years
317
759000
3000
İki yıl içinde şöyle bi okuyabilirsiniz,
12:57
if you read eight hours a day.
318
762000
3000
günde sekiz saatinizi ayırarak.
13:00
In there he talked about the divided self.
319
765000
2000
Kitapta bölünmüş kişiliklerden bahsetmiş.
13:02
He said human beings act differently when they know they're alone
320
767000
3000
İnsanların yalnızken, birilerinin etraflarında olduğu zamankinden
13:05
than when they know somebody else is around.
321
770000
2000
daha farklı hareket ettiğini söylemiş.
13:07
So if I'm eating spaghetti, and I know I'm alone,
322
772000
3000
Eğer spagetti yiyorsan ve yalnız olduğumu biliyorsam,
13:10
I can eat like a backhoe.
323
775000
2000
Hayvan gibi yiyebilirim.
13:12
I can wipe my mouth on my sleeve, napkin on the table,
324
777000
3000
Eğzımı kolumla silebilir, peçeteyi masaya bırakabilir,
13:15
chew with my mouth open, make little noises,
325
780000
3000
ağzım açık çiğneyebilir, ağzımı şapırdatabilir,
13:18
scratch wherever I want.
326
783000
2000
neremi istersem kaşıyabilirim.
13:20
(Laughter)
327
785000
2000
(Kahkahalar)
13:22
But as soon as you walk in,
328
787000
2000
Ama siz içeri girdiğiniz anda,
13:24
I go, "Ooh. Spaghetti sauce there."
329
789000
2000
"Ay, şuraya sos bulaşmış" falan olurum.
13:26
Napkin in my lap, half bites,
330
791000
2000
Peçete kucağıma, küçük ısırıklar,
13:28
chew with my mouth closed, no scratching.
331
793000
2000
ağız kapalı çiğne, ve kaşınmak yok.
13:30
Now what I'm doing
332
795000
2000
Şimdi yaptığım
13:32
is fulfilling your expectations
333
797000
3000
sizin, benim hayatımı yaşama
13:35
of how I should live my life.
334
800000
3000
tarzımla ilgili beklentilerinizi karşılamak.
13:38
I feel that expectation,
335
803000
2000
Beklentilerinizi biliyorum,
13:40
and so I accommodate it,
336
805000
2000
ve onlara yer veriyorum,
13:42
and I'm living my life according to what you expect me to do.
337
807000
3000
ve hayatımı sizin benden beklediğiniz gibi yaşıyorum.
13:45
That happens in the building industry as well.
338
810000
2000
İnşaat sektöründe de olan bu.
13:47
That's why all of our subdivisions look the same.
339
812000
3000
Bu yüzden taleplerimiz birbirine benziyor.
13:50
Sometimes we even have
340
815000
2000
Bazen şekillendirilmiş
13:52
these formalized cultural expectations.
341
817000
2000
kültürel beklentiler bile ediniyoruz.
13:54
I'll bet all your shoes match.
342
819000
2000
Bahse girerim bütün ayakkabılarınız uyuşuyordur.
13:56
Sure enough, we all buy into that,
343
821000
3000
Elbette, hepimizin aldığı bu,
13:59
and with gated communities,
344
824000
3000
anlaşmalı bir toplum olarak,
14:02
we have a formalized expectation
345
827000
2000
ev sahipleri birliği tarafından
14:04
with a homeowners association.
346
829000
2000
şekillendirilmiş beklentilerimiz var.
14:06
Sometimes those guys are Nazis,
347
831000
2000
Bu adamlar bazen Nazi gibiler,
14:08
my oh my.
348
833000
2000
aman diyeyim.
14:11
That exacerbates and continues this model.
349
836000
3000
Ortamı kızıştırıp, bu modele devam ederler.
14:14
The last thing is gregariousness.
350
839000
3000
Sonuncusu ise sürü psikolojisi.
14:17
Human beings are a social species.
351
842000
2000
İnsanlar sosyal varlıklardır.
14:19
We like to hang together in groups,
352
844000
2000
Gruplar halinde elele yaşamayı seviyoruz,
14:21
just like wildebeests, just like lions.
353
846000
2000
antiloplar gibi, aslanlar gibi.
14:23
Wildebeests don't hang with lions
354
848000
2000
Antiloplar aslanlarla takılmazlar
14:25
because lions eat wildebeests.
355
850000
2000
çünkü aslanlar antilopları yer.
14:27
Human beings are like that.
356
852000
2000
İnsanlar da öyle.
14:29
We do what that group does
357
854000
2000
Biz de grubumuz ne yapıyorsa
14:31
that we're trying to identify with.
358
856000
2000
uyum sağlamak için onu yaparız.
14:33
And so you see this in junior high a lot.
359
858000
3000
Şu ortaokul öğrencilerini bilirsiniz.
14:36
Those kids, they'll work all summer long,
360
861000
3000
Tüm yaz boyunca çelışıp didinirler,
14:39
kill themselves,
361
864000
2000
canları çıkar,
14:41
so that they can afford
362
866000
2000
sırf tanınmış marka kot pantolon
14:43
one pair of designer jeans.
363
868000
2000
almaya paraları olsun diye,
14:45
So along about September
364
870000
2000
ve Eylül başlarında
14:47
they can stride in and go,
365
872000
2000
kotlarını çekip okula giderler,
14:49
"I'm important today.
366
874000
2000
"Bugün önemli biriyim.
14:51
See, look, don't touch my designer jeans.
367
876000
2000
Bak, hey marka kotuma dokunma.
14:53
I see you don't have designer jeans.
368
878000
3000
Bakıyorum da senin marka kotun yok.
14:56
You're not one of the beautiful people.
369
881000
2000
Mühim insanlardan biri değilsin.
14:58
See, I'm one of the beautiful people. See my jeans?"
370
883000
3000
Ben onlardan biriyim, kot pantolonumu görüyor musun?"
15:01
Right there is reason enough to have uniforms.
371
886000
3000
İşte bu üniforma giydirmek için sağlam bir neden.
15:04
And so that happens in the building industry as well.
372
889000
3000
İnşaat sektöründe de aynısı oluyor.
15:07
We have confused
373
892000
2000
Maslow'un ihtiyaç hiyerarşisini
15:09
Maslow's hierarchy of needs
374
894000
2000
karıştırmış gibiyiz,
15:11
just a little bit.
375
896000
2000
birazcık.
15:13
On the bottom tier
376
898000
2000
İlk sırada
15:15
we have basic needs --
377
900000
2000
temel ihtiyaçlarımız var --
15:17
shelter, clothing, food, water, mating and so forth.
378
902000
3000
sığınma, giyinme, yiyecek, çiftleşme falan.
15:20
Second, security. Third, relationships.
379
905000
3000
İkinci basamak, güvenlik. Üçüncü, ilişkiler.
15:23
Fourth, status, self-esteem -- that is, vanity.
380
908000
3000
Dördüncü, statü, özgüven -- işte bu gösteriş.
15:26
And we're taking vanity and shoving it down here.
381
911000
3000
Gösterişi alıp ilk basamağa sokuyoruz.
15:29
And so we end up
382
914000
3000
Sonuç olarak da
15:32
with vain decisions
383
917000
2000
boş kararlar verip
15:34
and we can't even afford our mortgage.
384
919000
2000
mortgage borcumuzu bile ödeyemiyoruz.
15:36
We can't even afford to eat anything except beans.
385
921000
3000
fasulye hariç hiçbirşeye paramız yetmiyor.
15:39
That is, our housing
386
924000
2000
İşte bizim barınma ihtiyacımız
15:41
has become a commodity.
387
926000
2000
ticarete böyle dönüştü,
15:43
And it takes a little bit of nerve
388
928000
3000
ve içimizde gizlediğimiz
15:46
to dive into those primal,
389
931000
3000
o ilkel benliklerimize dönmek
15:49
terrifying parts of ourselves
390
934000
3000
biraz cesaret istiyor,
15:52
and make our own decisions
391
937000
3000
ve kendi kararlarımızı almak,
15:55
and not make our housing a commodity,
392
940000
2000
ve barınma ihtiyacımızı ticaret malına değil de
15:57
but make it something that bubbles up from seminal sources.
393
942000
3000
yeni ufuklar açan kaynaklardan çıkıveren birşey haline dönüştürmek.
16:00
That takes a little bit of nerve,
394
945000
2000
İşte bu cesaret ister,
16:02
and, darn it, once in a while you fail.
395
947000
3000
ve, kahretsin, arada bir çuvallarsınız.
16:05
But that's okay.
396
950000
2000
Ama boş verin.
16:07
If failure destroys you,
397
952000
2000
Eğer başarısızlık sizi yokederse,
16:09
then you can't do this.
398
954000
2000
bunu yapamazsınız.
16:11
I fail all the time, every day,
399
956000
2000
Ben her zaman, her gün başarısız oluyorum.
16:13
and I've had some whopping failures, I promise,
400
958000
3000
Emin olun çok büyük başarısızlıklarım oldu,
16:16
big, public, humiliating,
401
961000
2000
herkesin içinde, küçük düşürücü,
16:18
embarrassing failures.
402
963000
2000
utanç verici başarısızlıklar.
16:20
Everybody points and laughs,
403
965000
2000
Herkes işaret edip güler ve,
16:22
and they say, "He tried it a fifth time and it still didn't work.
404
967000
2000
"Beşinci defa denedi hala yapamıyor.
16:24
What a moron."
405
969000
2000
Tam bi moron" der.
16:26
Early on, contractors come by and say,
406
971000
2000
Önceleri, müteahhitler gelip şöyle derlerdi,
16:28
"Dan, you're a cute little bunny,
407
973000
2000
"Dan, seni şirin minik tavşancık,
16:30
but you know, this just isn't going to work.
408
975000
2000
bu böyle olmayacak biliyorsun.
16:32
What don't you do this, and why don't you do that?"
409
977000
3000
Neden bunu şöyle, şunu da böyle yapmıyorsun?"
16:35
And your instinct is to say,
410
980000
2000
Ve o andan tek söylemek istediğiniz,
16:37
"Why don't you suck an egg?"
411
982000
2000
"Neden defolup gitmiyorsun." oluyor.
16:40
But you don't say that,
412
985000
2000
Ama söyleyemiyorsunuz,
16:42
because they're the guys you're targeting.
413
987000
3000
çünkü hedefinizdeki insanlar o.
16:45
And so what we've done --
414
990000
2000
Sonuçta yaptığımız ne --
16:47
and this isn't just in housing.
415
992000
2000
sadece barınmada değil,
16:49
It's in clothing and food
416
994000
2000
giyim ve yiyecekte
16:51
and our transportation needs, our energy --
417
996000
3000
ve ulaşım ihtiyaçlarımızda, enerjimizde --
16:54
we sprawl just a little bit.
418
999000
3000
birazcık dağıldık.
16:57
And when I get a little bit of press,
419
1002000
3000
Ve bana biraz baskı yapıldığında,
17:00
I hear from people all over the world.
420
1005000
3000
dünyadaki tüm insanları duyuyorum.
17:03
And we may have invented excess,
421
1008000
2000
Ve biraz abartıya kaçmış olabiliriz,
17:05
but the problem of waste
422
1010000
2000
ama israf sorunu
17:07
is worldwide.
423
1012000
3000
dünya çapında.
17:10
We're in trouble.
424
1015000
3000
Bir sorunumuz var.
17:13
And I don't wear ammo belts crisscrossing my chest
425
1018000
3000
Ben göğsüme çaprazlama cephane kemerleri takıp
17:16
and a red bandana,
426
1021000
2000
kırmızı bandana giymiyor olabilirim
17:18
but we're clearly in trouble.
427
1023000
2000
ama çok açık bi şekilde sorunumuz var.
17:20
And what we need to do
428
1025000
2000
Ve yapmamız gereken
17:22
is reconnect
429
1027000
2000
yeniden
17:24
with those really primal parts of ourselves
430
1029000
3000
içimizdeki ilkel tarafla bağlantı kurup
17:27
and make some decisions
431
1032000
2000
doğru kararlar vermek
17:29
and say, "You know, I think I would like
432
1034000
3000
ve "Biliyor musun, sanırım şu duvara
17:32
to put CDs across the wall there.
433
1037000
2000
boydan boya CD koymak istiyorum.
17:34
What do you think, honey?"
434
1039000
3000
Ne dersin tatlım?" demek.
17:37
If it doesn't work, take it down.
435
1042000
2000
İşe yaramazsa, geri sökmek.
17:40
What we need to do is reconnect with who we really are,
436
1045000
3000
Yapmamız gereken, gerçekten olduğumuz kişiye ulaşmak,
17:43
and that's thrilling indeed.
437
1048000
2000
ve bu gerçekten de ürkütücü.
17:45
Thank you very much.
438
1050000
2000
Çok teşekkür ederim.
17:47
(Applause)
439
1052000
4000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Dan Phillips - BuilderDan Phillips builds homes out of recycled and reclaimed materials in Huntsville, Texas.
Why you should listen
Dan Phillips is a designer and builder in Huntsville, Texas. In 1998, he and his wife, Marsha, started The Phoenix Commotion, a construction company that builds affordable houses from reclaimed and recycled materials. Their mission is to divert landfill waste while creating sustainable housing for single mothers, artists, and families with low incomes. The Phoenix Commotion keeps labor costs low while reclaiming human potential. They use an apprentice program to teach sustainable building skills to individuals that volunteer or intern on the Phoenix Commotion Crew.
The houses are energy-efficient, cheap and satisfying to build -- and wildly, effervescently creative. To the Phillipses, any material used in enough multiples creates a beautiful pattern -- so Phoenix Commotion homes are covered and decorated with salvaged materials of many stripes. Homes are built in concert with their eventual owner, who contributes sweat equity and their own artistic flair.
Dan Phillips | Speaker | TED.com