TEDGlobal 2013
Stephen Burt: Why people need poetry
Stephen Burt: Neden şiire ihtiyacımız var
Filmed:
Readability: 3.5
1,326,640 views
"Hepimiz öleceğiz; şiir bunu kabullenmemize yardımcı olur."
Etkileyici ve eğlenceli bu konuşmada, edebiyat eleştirmeni Stephen Burt bizi en sevdiği şairlerle, zincirlerimizi kıran ve hayalgücümüzü zorlayan lirik bir yolculuğa çıkarıyor.
Stephen Burt - Poetry critic
In his influential poetry criticism, Stephen Burt links the contemporary with the classical, pinpoints new poetry movements, and promotes outstanding little-known poets. Full bio
In his influential poetry criticism, Stephen Burt links the contemporary with the classical, pinpoints new poetry movements, and promotes outstanding little-known poets. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
I read poetry all the time
0
1000
2462
Sürekli şiir okurum
ve bu konuda sık sık yazarım.
00:15
and write about it frequently
1
3462
1560
00:17
and take poems apart
2
5022
1608
Şiirleri alıp nasıl işlediklerini anlamaya çalışırım,
00:18
to see how they work
3
6630
1643
çünkü ben bir sözcük insanıyım.
00:20
because I'm a word person.
4
8273
1707
00:21
I understand the world best, most fully,
5
9980
2777
Dünyayı en iyi biçimde
örneğin resimlerle ya da sayılarla değil,
sözcüklerle anlarım
sözcüklerle anlarım
00:24
in words rather than, say, pictures or numbers,
6
12757
2893
00:27
and when I have a new experience or a new feeling,
7
15650
2568
ve yeni bir deneyim ya da duygu tattığımda,
00:30
I'm a little frustrated
8
18218
1150
bunu sözcüklere dönüştürünceye kadar
00:31
until I can try to put it into words.
9
19368
3195
biraz bocalarım.
Sanırım hep böyleydim.
00:34
I think I've always been that way.
10
22563
2311
Çocukluğumda bilimkurgu kitaplarını yutardım.
Şimdi de öyleyim.
Şimdi de öyleyim.
00:36
I devoured science fiction as a child. I still do.
11
24874
2846
Andrew Marvell, Matthew Arnold,
00:39
And I found poems by Andrew Marvell
12
27720
2280
Emily Dickinson ve William Buttler Yeats'in
00:42
and Matthew Arnold and Emily Dickinson
13
30000
1718
00:43
and William Butler Yeats
14
31718
1404
şiirlerini keşfedişim de,
00:45
because they were quoted in science fiction,
15
33122
2280
bilimkurgu kitaplarda alıntılanmış olmaları sayesindedir.
00:47
and I loved their sounds
16
35402
1161
00:48
and I went on to read about ottava rima
17
36563
3407
Tarzlarını sevdim ve "ottava rima",
"dizede duraklar", "bağlı dizeler" gibi,
00:51
and medial caesuras and enjambment
18
39970
3009
şiirle ilgiliyseniz sizi ilgilendirecek
00:54
and all that other technical stuff
19
42979
1831
00:56
that you care about if you already care about poems,
20
44810
4120
tüm diğer teknik konuları okumaya başladım;
çünkü şiir beni hep daha mutlu,
01:00
because poems already made me happier
21
48930
3246
daha üzgün ve böylece daha canlı kıldı.
01:04
and sadder and more alive.
22
52176
2083
01:06
And I became a poetry critic
23
54259
1829
Sonra, nasıl ve niçin olduğunu bilmek istediğimden
01:08
because I wanted to know how and why.
24
56088
4740
şiir eleştirmeni oldum.
01:12
Now, poetry isn't one thing that serves one purpose
25
60828
4792
Günümüzde şiir, bir amaca,
müzikten ya da bilgisayar programcılığından
01:17
any more than music or computer programming
26
65620
3104
daha fazla hizmet etmez.
01:20
serve one purpose.
27
68724
1862
Eski Yunanca'da şiir sadece "yapılmış şey" anlamına gelir,
01:22
The greek word poem, it just means "a made thing,"
28
70586
3968
01:26
and poetry is a set of techniques,
29
74554
2013
ve şiir yazmak,
duyguları sözcüklere dönüştüren
duyguları sözcüklere dönüştüren
01:28
ways of making patterns
30
76567
1951
bir dizi teknik, bir desen oluşturma biçimidir.
01:30
that put emotions into words.
31
78518
2089
01:32
The more techniques you know,
32
80607
2010
Ne kadar çok teknik bilirseniz,
01:34
the more things you can make,
33
82617
2452
o kadar çok şey yapabilirsiniz.
01:37
and the more patterns you can recognize
34
85069
3220
Ayrıca hoşunuza gidebilecek ya da sevebileceğiniz
01:40
in things you might already like or love.
35
88289
4165
o kadar çok deseni tanıma şansınız olur.
01:44
That said, poetry does seem to be
36
92454
3037
Denir ki, şiir özellikle
01:47
especially good at certain things.
37
95491
2934
bazı belli konularda iyidir.
01:50
For example, we are all going to die.
38
98425
6505
Örneğin, hepimiz öleceğiz.
01:56
Poetry can help us live with that.
39
104930
2723
Şiir bununla yaşamamıza yardım edebilir.
01:59
Poems are made of words, nothing but words.
40
107653
2573
Şiirler sözcüklerden yapılır,
sadece sözcüklerden.
sadece sözcüklerden.
02:02
The particulars in poems are like
41
110226
2392
Şiirin öğeleri,
bir insanı diğerlerinden ayıran
02:04
the particularities, the personalities,
42
112618
1496
02:06
that distinguish people from one another.
43
114114
3277
özellikleri, kişiliği gibidir.
02:09
Poems are easy to share, easy to pass on,
44
117391
2771
Şiiri okuması ve paylaşması kolaydır
02:12
and when you read a poem, you can imagine
45
120162
1820
ve bir şiiri okuduğunuzda
02:13
someone's speaking to you or for you,
46
121982
4008
birisinin sizinle ya da size hitaben konuştuğunu
hayal edersiniz; çok uzakta bulunan ya da
02:17
maybe even someone far away
47
125990
1915
02:19
or someone made up or someone deceased.
48
127905
4432
hayali ya da ölmüş birinin.
02:24
That's why we can go to poems when we want to
49
132337
4445
Bu nedenle bir şeyi ya da birisini
hatırlamak istediğimizde, kutlamak istediğimizde,
02:28
remember something or someone,
50
136782
2438
02:31
to celebrate or to look beyond death
51
139220
3112
ölümün ötesine bakmak ya da
hoşçakal demek istediğimizde şiirin kapısını çalarız.
02:34
or to say goodbye,
52
142332
1860
02:36
and that's one reason poems can seem important,
53
144192
3820
Şiiri önemli kılan nedenlerden biridir bu.
Sözcüklerin dünyasında benim kadar fazla
02:40
even to people who aren't me,
54
148012
2023
02:42
who don't so much live in a world of words.
55
150035
4705
yaşamayanlar için bile önemlidir.
02:46
The poet Frank O'Hara said,
56
154740
2096
Şair Frank O'Hara der ki:
02:48
"If you don't need poetry, bully for you,"
57
156836
3254
"Şiire ihtiyaç duymuyorsanız, ne mutlu size."
02:52
but he also said when he didn't
want to be alive anymore,
want to be alive anymore,
58
160090
3632
Yaşamaya devam etmek istemediği zamanlarda,
şiir yazamayacak olmak düşüncesinin kendini durdurduğunu
02:55
the thought that he wouldn't write any more poems
59
163722
2510
02:58
had stopped him.
60
166232
1868
söyleyen de odur ama.
03:00
Poetry helps me want to be alive,
61
168100
2037
Şiir bana yaşama isteği verir
03:02
and I want to show you why by showing you how,
62
170137
3119
ve bunun sebebini size şöyle anlatmak istiyorum:
03:05
how a couple of poems react to the fact that
63
173256
3078
Belirli bir mekanda, bir zamanda, bir kültürde yaşarken
03:08
we're alive in one place at one time in one culture,
64
176334
2936
bir başkasında yaşayamayacağımız gerçeğine
03:11
and in another we won't be alive at all.
65
179270
5376
kimi şiirler karşı çıkar.
03:16
So here's one of the first poems I memorized.
66
184646
4064
İşte ezberlediğim ilk şiirlerden birisi,
03:20
It could address a child or an adult.
67
188710
4490
bir çocuğu ya da bir yetişkini anlatıyor olabilir:
03:25
"From far, from eve and morning
68
193200
3351
"Uzaktan, geceden ve sabahtan
03:28
From yon twelve-winded sky,
69
196551
2826
Orada on iki rüzgarlı gökten,
03:31
The stuff of life to knit me
70
199377
2100
Beni işleyen hayatın hamuru
03:33
Blew hither; here am I.
71
201477
2170
Buraya fısıldadı: işte burdayım.
03:35
Now — for a breath I tarry
72
203647
2266
şimdi -içime çektiğim
03:37
Nor yet disperse apart —
73
205913
2120
henüz bırakmadığım nefes için-
03:40
Take my hand quick and tell me,
74
208033
2076
Hemen elimi tut dedi ve söyle bana,
03:42
What have you in your heart.
75
210109
2103
Kalbinde ne varsa.
03:44
Speak now, and I will answer;
76
212212
2457
Şimdi konuş, sonra dinle;
03:46
How shall I help you, say;
77
214669
2580
Söyle, sana nasıl yardım edeyim;
03:49
Ere to the wind's twelve quarters
78
217249
2164
Önce rüzgarın on iki yönüne
03:51
I take my endless way."
79
219413
3095
Oradan sonsuz yoluma gideyim."
03:54
[A. E. Housman]
80
222508
2169
[A. E. Housman]
03:56
Now, this poem has appealed
81
224677
1444
Şimdi, böyle bir şiir
03:58
to science fiction writers.
82
226121
1403
bilimkurgu yazarlarının ilgisini çekmiştir.
03:59
It's furnished at least three science fiction titles,
83
227524
3169
En az üç bilimkurgu eserinin başlığını süslemiştir.
04:02
I think because it says poems can brings us news
84
230693
2728
Sebebi, bence, şiirlerin
04:05
from the future or the past
85
233421
1993
gelecekten ya da geçmişten, dünyanın her köşesinden
04:07
or across the world,
86
235414
2807
bize haber vermeleridir.
04:10
because their patterns can seem to tell you
87
238221
2705
Çünkü şiirin örgüsü, bize
birisinin kalbinden geçenleri anlatır gibidir.
04:12
what's in somebody's heart.
88
240926
1751
04:14
It says poems can bring people together temporarily,
89
242677
2872
Şiir, insanları bir süreliğine aynı noktada buluşturabilir,
04:17
which I think is true,
90
245549
2080
bu bence doğru.
04:19
and it sticks in my head not just because it rhymes
91
247629
3537
Sadece kafiyeden değil,
kafiyenin yapılış şeklinden de aklımda kalır,
04:23
but for how it rhymes,
92
251166
1438
04:24
cleanly and simply on the two and four,
93
252604
2387
iki ve dörtteki sadelik ve basitlik:
04:26
"say" and "way,"
94
254991
1237
"edeyim" ve "gideyim"
04:28
with anticipatory hints on the one and three,
95
256228
2807
ve bir ve üçteki işaretler:
04:31
"answer" and "quarters,"
96
259035
1625
"dinle" ve "yönüne",
04:32
as if the poem itself were coming together.
97
260660
3875
şiirin kendisi hareket ediyormuş gibi.
04:36
It plays up the fact that we die
98
264535
2012
Şiir, ölüm gerçeğini,
04:38
by exaggerating the speed of our lives.
99
266547
2303
hayatımızı hızlı çekime alarak haykırır bize.
04:40
A few years on Earth become
100
268850
2278
Dünyadaki bir kaç yıl
04:43
one speech, one breath.
101
271128
2239
bir konuşmaya, bir nefese dönüşür.
04:45
It's a poem about loneliness --
102
273367
2159
Bu bir yalnızlık şiiridir --
04:47
the "I" in the poem feels no connection will last —
103
275526
3103
Şiirdeki özne, hiç bir bağın
sonsuza kadar sürmeyeceğini hisseder -
sonsuza kadar sürmeyeceğini hisseder -
04:50
and it might look like a plea for help
104
278629
1912
ve şiir bir yardım çağrısı gibi görünür
04:52
'til you get to the word "help,"
105
280541
2510
ta ki "yardım" sözcüğüne kadar,
04:55
where this "I" facing you, taking your hand,
106
283051
2542
orada karşınıza çıkan, elinizi tutan
04:57
is more like a teacher or a genie,
107
285593
1981
daha çok bir öğretmen, bir bilge gibidir
04:59
or at least that's what he wants to believe.
108
287574
2724
ya da inanmak istediğiniz şey.
05:02
It would not be the first time a poet had
109
290298
3115
Bu bir şairin duymak istediği bir şiiri
05:05
written the poem that he wanted to hear.
110
293413
4862
ilk kez yazışı değildir.
05:10
Now, this next poem really changed
111
298275
2743
Sıradaki şiir, beğenilerimi, okuduklarımı ve
05:13
what I liked and what I read
112
301018
1996
bir yetişkin olarak
okumam gerekenlerle ilgili yaklaşımımı
okumam gerekenlerle ilgili yaklaşımımı
05:15
and what I felt I could read as an adult.
113
303014
2359
gerçekten değiştirdi.
05:17
It might not make any sense to you
114
305373
1639
İlk kez duyuyorsanız,
05:19
if you haven't seen it before.
115
307012
3930
sizin için bir şey ifade etmeyebilir:
05:22
"The Garden"
116
310942
2208
"Bahçe"
05:25
"Oleander: coral
117
313150
2391
"Zakkum: kırmızı
05:27
from lipstick ads in the 50's.
118
315541
2560
50'lerin ruj reklamlarından.
05:30
Fruit of the tree of such knowledge
119
318101
2968
Bilgi ağacının meyvesi
05:33
To smack
(thin air)
(thin air)
120
321069
1944
(Boşluğa)
Yapıştırmak
Yapıştırmak
05:35
meaning kiss or hit.
121
323013
2098
anlamı öpmek veya vurmak.
05:37
It appears
122
325111
1119
modası geçmiş
05:38
in the guise of outworn usages
123
326230
2019
bir elbiseye benziyor
05:40
because we are bad?
124
328249
2871
kötülüğümüzden mi?
05:43
Big masculine threat,
125
331120
1837
büyük maço tavırlar,
05:44
insinuating and slangy."
126
332957
2550
imalı ve ağzı bozuk."
05:47
[Rae Armantrout]
127
335507
2198
[Rae Armantrout]
05:49
Now, I found this poem in an anthology
128
337705
2748
Şimdi, ben bu şiiri
buna benzer kafa karıştırıcı şiirlerle dolu
1989 tarihli bir antolojiden aldım.
1989 tarihli bir antolojiden aldım.
05:52
of almost equally confusing poems in 1989.
129
340453
2822
05:55
I just heard that there were these scandalous writers
130
343275
2018
Kimseler için bir şey ifade etmeyen
05:57
called Language poets who didn't make any sense,
131
345293
2627
"Lisan Şairleri" denen bu skandal şairleri duymuştum,
05:59
and I wanted to go and see
for myself what they were like,
for myself what they were like,
132
347920
2268
gidip, kendi adıma,
neye benzediklerini görmek istedim.
neye benzediklerini görmek istedim.
06:02
and some of them didn't do much for me,
133
350188
1690
Bir kısmı benim için de hiçbir şey ifade etmedi.
06:03
but this writer, Rae Armantrout,
134
351878
1552
Ama bu şair, Rae Armstrong, fazlasıyla bana hitap etti.
06:05
did an awful lot, and I kept reading her
135
353430
2607
Bu şiir için de olduğu gibi,
06:08
until I felt I knew what was going on,
136
356037
3191
ne olup bittiğini anladığımı hissedinceye kadar
onu okumaya devam ettim.
06:11
as I do with this poem.
137
359228
1265
06:12
It's about the Garden of Eden and the Fall
138
360493
3121
Şiir, Cennet ve kovulma üzerine,
06:15
and the Biblical story of the Fall,
139
363614
3556
ve bildiğimiz anlamda cinsellik,
06:19
in which sex as we know it
140
367170
2152
ölüm ve suçun
06:21
and death and guilt
141
369322
1278
kovulmayla beraber
06:22
come into the world at the same time.
142
370600
2009
dünyaya gelmesi üzerinedir.
06:24
It's also about how appearances deceive,
143
372609
2209
Aynı zamanda, görünümün nasıl aldatıcı olduğunu,
06:26
how our culture can sweep us along
144
374818
2424
kültürümüzün, bizi nasıl
inanmadığımız, hoşlanmadığımız şeyleri
söylemeye ve yapmaya ittiğini anlatır.
söylemeye ve yapmaya ittiğini anlatır.
06:29
into doing and saying things we didn't intend
145
377242
2368
06:31
or don't like, and Armantrout's style
146
379610
2470
ve Armantrout'un tarzı
06:34
is trying to help us stop or slow down.
147
382080
3438
bizi durdurmaya veya yavaşlatmaya çabalar.
06:37
"Smack" can mean "kiss" as in air kisses,
148
385518
4434
Yapıştırmak, öpmek anlamına da gelebilir,
dudağı yapıştırmak,
06:41
as in lip-smacking,
149
389952
965
06:42
but that can lead to "smack" as in "hit"
150
390917
2362
ama argoda
vurmak, tokatlamak anlamına da gelir,
06:45
as in domestic abuse,
151
393279
2115
06:47
because sexual attraction can seem threatening.
152
395394
3808
cinsel çekim, tehdit edici olabilir.
06:51
The red that means fertility
153
399202
2266
Doğurganlığı temsil eden kırmızı
06:53
can also mean poison.
154
401468
1702
zehir anlamına da gelebilir.
06:55
Oleander is poisonous.
155
403170
1093
Zakkum zehirlidir.
06:56
And outworn usages like "smack" for "kiss"
156
404263
3687
Ve "öpmek" ya da "vurmak" yerine
"yapıştırmak" şeklindeki demode söyleyiş,
06:59
or "hit" can help us see
157
407950
2657
cinselliğin günah olduğu veya
cinselliğe çok fazla tolerans gösterdiğimiz yönünde
cinselliğe çok fazla tolerans gösterdiğimiz yönünde
07:02
how our unacknowledged assumptions
158
410607
2318
07:04
can make us believe we are bad,
159
412925
1995
düşünmeden yaptığımız yaklaşımların,
07:06
either because sex is sinful
160
414920
2042
bizi nasıl kötü birisi olduğumuza inandırdığını
07:08
or because we tolerate so much sexism.
161
416962
2840
anlamamıza yardımcı olabilir.
07:11
We let guys tell women what to do.
162
419802
3096
Erkeklere, kadınların ne yapmaları gerektiğini söyletiriz.
07:14
The poem reacts to old lipstick ads,
163
422898
2613
Şiir eski ruj reklamlarına tepki gösterir,
07:17
and its edginess about statement,
164
425511
2061
ve şiir, söyleyişindeki keskinlikle,
07:19
its reversals and halts, have everything to do
165
427572
2322
dönüşleri ve duraklarıyla,
07:21
with resisting the language of ads
166
429894
2221
bize, ne isteyeceğimizi, ne yapacağımızı,
07:24
that want to tell us so easily what to want,
167
432115
3208
ne düşüneceğimizi anlatmaya çalışan
reklamların diline direnmek için her şeye sahiptir.
07:27
what to do, what to think.
168
435323
1400
07:28
That resistance is a lot of the point of the poem,
169
436723
2544
Günlük dilimizdeki ciddi tehdit ve
07:31
which shows me, Armantrout shows me
170
439267
2168
ölümcül sahtekarlıkları duymanın neye benzediğini gösteren,
07:33
what it's like to hear grave threats
171
441435
1966
Armantrout'un gösterdiği,
07:35
and mortal dishonesty in the language
172
443401
2548
bu direnç, şiirin büyük bir noktasıdır.
07:37
of everyday life, and once she's done that,
173
445949
2567
Ve Armantrout bunu yaparak, sanırım
07:40
I think she can show other people, women and men,
174
448516
4460
diğer insanlara, kadınlara ve erkeklere
böyle hissetmenin nasıl bir şey olduğunu gösteriyor
07:44
what it's like to feel that way
175
452976
1475
07:46
and say to other people, women and men
176
454451
2706
ve bu şekilde tehdit edilen ve
07:49
who feel so alienated or so threatened
177
457157
2913
yabancılaştırılan insanların
yalnız olmadıklarını söylüyor olabilir.
07:52
that they're not alone.
178
460070
1941
07:54
Now, how do I know that I'm right
179
462011
3468
Peki, bu kadar kafa karıştıran bir şiir üzerinde
07:57
about this somewhat confusing poem?
180
465479
1978
haklı olduğumu nasıl bilebilirim?
07:59
Well in this case, I emailed
the poet a draft of my talk
the poet a draft of my talk
181
467457
2741
Bunun üzerine, şaire konuşmamın bir taslağını gönderdim
08:02
and she said, "Yeah, yeah, that's about it."
182
470198
2836
ve "Evet, evet, bununla ilgili" dedi.
08:05
Yeah. (Laughter) (Applause)
183
473034
3915
Evet.
08:08
But usually, you can't know. You never know.
184
476949
2926
Ama genellikle bilemezsiniz.
Asla bilmeyeceksinizdir.
Asla bilmeyeceksinizdir.
08:11
You can't be sure, and that's okay.
185
479875
2554
Emin olamazsınız ve bu böyledir.
08:14
All we can do we is listen to poems
186
482429
1601
Tek yapabileceğimiz, şiirleri dinlemek,
08:16
and look at poems and guess
187
484030
1659
şiirlere bakmak ve tahmin etmek
08:17
and see if they can bring us what we need,
188
485689
2482
ve sonra bize istediğimizi verip vermediklerini görmektir,
08:20
and if you're wrong about some part of a poem,
189
488171
2969
ve bir şiirin bir bölümüyle ilgili yanılırsanız,
08:23
nothing bad will happen.
190
491140
3931
hiç de kötü bir şey olmaz.
08:27
Now, this next poem is older than Armantrout's,
191
495071
2783
Şimdi, sıradaki şiir Armantrout'ınkinden daha eski,
08:29
but a little younger than A. E. Housman's.
192
497854
3764
A. E. Housman'ınkinden biraz daha yeni:
"Cesur Adam"
08:33
"The Brave Man"
193
501618
1868
08:35
"The sun, that brave man,
194
503486
2684
"Güneş, o cesur adam,
08:38
Comes through boughs that lie in wait,
195
506170
2720
pusuda yatan dalların arasından çıkagelir,
08:40
That brave man.
196
508890
2425
O cesur adam.
08:43
Green and gloomy eyes
197
511315
1585
Yeşil ve hüzünlü gözler
08:44
In dark forms of the grass
198
512900
1828
Çimenlerin koyu formunda
08:46
Run away.
199
514728
1517
Kaçar gider.
08:48
The good stars,
200
516245
1725
İyi yıldızlar,
08:49
Pale helms and spiky spurs,
201
517970
2687
Soluk miğferler ve çivili mahmuzlar,
08:52
Run away.
202
520657
1390
Kaçar gider.
08:54
Fears of my bed,
203
522047
1355
Yatağımın korkusu,
08:55
Fears of life and fears of death,
204
523402
2478
Yaşama korkusu ve ölüm korkusu,
08:57
Run away.
205
525880
1480
Kaçar gider.
08:59
That brave man comes up
206
527360
2296
Aşağıdan yukarı gelir
09:01
From below and walks without meditation,
207
529656
2920
o cesur adam ve düşünmeden yürür,
09:04
That brave man."
208
532576
1777
O cesur adam."
09:06
[Wallace Stevens]
209
534353
2990
[Wallace Stevens]
09:09
Now, the sun in this poem,
210
537343
2353
Şimdi, şiirdeki güneş,
Wallaca Stevens'ın şiirindeki,
çok tehditkar görünüyor
çok tehditkar görünüyor
09:11
in Wallace Stevens' poem, seems so grave
211
539696
2489
09:14
because the person in the poem is so afraid.
212
542185
3471
çünkü şiirdeki kişi çok korkmuş.
09:17
The sun comes up in the morning through branches,
213
545656
2487
Güneş, sabah dalların arasından gelmekte,
09:20
dispels the dew, the eyes, on the grass,
214
548143
2939
çimenlerin üzerindeki çiyi, gözleri, yok etmekte,
09:23
and defeats stars envisioned as armies.
215
551082
3405
ve ordular olarak tasavvur edilen yıldızları mağlup etmektedir.
09:26
"Brave" has its old sense of showy
216
554487
1969
"Cesur" eski anlamda fiyaka, gösteriş anlamını da taşır,
09:28
as well as its modern sense, courage.
217
556456
2244
aynı zamanda modern anlamda yüreklilik anlamını da.
09:30
This sun is not afraid to show his face.
218
558700
3340
Burada güneş yüzünü göstermekten çekinmez.
09:34
But the person in the poem is afraid.
219
562040
3352
Ama şiirdeki kişi korkar.
Belki de bütün gece uyumamıştır.
09:37
He might have been up all night.
220
565392
1539
09:38
That is the reveal Stevens
saves for that fourth stanza,
saves for that fourth stanza,
221
566931
3982
Bu, Stevens'ın "kaçar gider"in nakarat haline geldiği
09:42
where run away has become a refrain.
222
570913
2778
dördüncü kıtaya sakladığı tespitidir.
09:45
This person might want to run away too,
223
573691
2192
Bu kişi de kaçıp gitmeyi istiyor olabilir,
09:47
but fortified by the sun's example,
224
575883
2290
ancak güneş misali,
09:50
he might just rise.
225
578173
2725
sadece yukarı çıkabilmektedir.
09:52
Stevens saves that sonically odd word "meditation"
226
580898
4278
Stevens, şiirinde kulağa uyumsuz gelen
"düşünme (meditasyon)"
gibi bir kelimeyi sona saklar.
gibi bir kelimeyi sona saklar.
09:57
for the end.
227
585176
1674
09:58
Unlike the sun, human beings think.
228
586850
2901
Güneşten farklı olarak, insanoğlu düşünür.
10:01
We meditate on past and future, life and death,
229
589751
4097
Geçmiş ve gelecek, yaşam ve ölüm,
10:05
above and below.
230
593848
2546
yukarısı ve aşağısı üzerine düşüncelere dalarız.
10:08
And it can make us afraid.
231
596394
3784
Ve bu bizi ürkütebilir.
10:12
Poems, the patterns in poems,
232
600178
2070
Şiirler, şiirlerdeki örgüler bize,
10:14
show us not just what somebody thought
233
602248
1942
birilerinin ne düşündüğünü
10:16
or what someone did or what happened
234
604190
1672
veya ne yaptıklarını
ya da neler olup bittiğini söylemez.
ya da neler olup bittiğini söylemez.
10:17
but what it was like to be a person like that,
235
605862
4796
onun gibi birisi olmanın
nasıl bir şey olduğunu da anlatır,
nasıl bir şey olduğunu da anlatır,
10:22
to be so anxious, so lonely, so inquisitive,
236
610658
3690
öylesine tedirgin, öyle yalnız, öyle meraklı,
10:26
so goofy, so preposterous, so brave.
237
614348
5886
öyle aptal, öyle akılsız, öyle cesur...
10:32
That's why poems can seem at once so durable,
238
620234
3646
Bu ilk anda şiirlerin bu kadar dayanıklı,
bu kadar kişisel, ve bu kadar fani olmasının sebebidir,
10:35
so personal, and so ephemeral,
239
623880
2041
10:37
like something inside and outside you at once.
240
625921
3127
bir anda içinizde ve dışınızda olan bir şey gibi.
10:41
The Scottish poet Denise Riley compares poetry
241
629048
3335
İskoç şair Denise Riley, şiiri
10:44
to a needle, a sliver of outside I cradle inside,
242
632383
4118
bir ucundan içeriye itilen bir iğneye benzetir,
10:48
and the American poet Terrance Hayes
243
636501
2408
ve Amerikalı şair Terrence Hayes de,
"Wind in a Box" (Kutunun İçindeki Rüzgar) isminde
altı şiir yazmıştır.
altı şiir yazmıştır.
10:50
wrote six poems called "Wind in a Box."
244
638909
3083
10:53
One of them asks, "Tell me,
245
641992
1436
Birisinde, "Söyle bana,
10:55
what am I going to do when I'm dead?"
246
643428
2634
ben ölünce ne yapacağım?" diye sorar.
10:58
And the answer is that he'll stay with us
247
646062
2730
Ve cevabı, bizimle kalacağıdır,
11:00
or won't stay with us inside us as wind,
248
648792
2876
ya da bizimle değil de,
içimizde rüzgar olarak, hava olarak,
içimizde rüzgar olarak, hava olarak,
11:03
as air, as words.
249
651668
3222
kelimeler olarak kalacağıdır.
11:06
It is easier than ever to find poems
250
654890
2658
Günümüzde, her nerede yaşarsanız yaşayın,
11:09
that might stay inside you, that might stay with you,
251
657548
3592
çok, çok eski ya da şu dakikaya ait,
11:13
from long, long ago, or from right this minute,
252
661140
2458
çok, çok uzaklardan ya da hemen yakınınızdan
11:15
from far away or from right close to where you live,
253
663598
2574
içinizde duran, yanınızda kalan şiirler bulmak
11:18
almost no matter where you live.
254
666172
3326
her zamankinden daha kolaydır.
11:21
Poems can help you say, help
you show how you're feeling,
you show how you're feeling,
255
669498
3469
Şiirler nasıl hissetiğinizi söylemenize,
göstermenize yardımcı olabilir,
göstermenize yardımcı olabilir,
11:24
but they can also introduce you
256
672967
2440
bununla beraber sizi duygularla tanıştırırlar,
11:27
to feelings, ways of being in the world,
257
675407
2283
dünyadaki varoluş biçimleriyle,
11:29
people, very much unlike you,
258
677690
2377
size hiç benzemeyen insanlarla,
11:32
maybe even people from long, long ago.
259
680067
4581
hatta belki çok, çok eski zamanlardan insanlarla .
11:36
Some poems even tell you
260
684648
2087
Hatta bazı şiirler size
11:38
that that is what they can do.
261
686735
4551
ellerinden gelenin sadece bu olduğunu söylerler.
11:43
That's what John Keats is doing
262
691286
2670
John Keats'in belki de en gizemli şiirlerinde
11:45
in his most mysterious, perhaps, poem.
263
693956
4368
yaptığı budur.
11:50
It's mysterious because it's probably unfinished,
264
698324
3912
Gizemlidir çünkü belki de tamamlanmamıştır,
kendisi özellikle tamamlamadan bırakmış da olabilir,
11:54
he probably left it unfinished,
265
702236
2329
11:56
and because it might be meant
266
704565
1597
ve çünkü bir oyundaki
11:58
for a character in a play,
267
706162
2626
bir karakter açısından anlamlı olabilir,
buna karşın yalnızca Keats'in kendi yazısının,
12:00
but it might just be Keats' thinking
268
708788
1677
12:02
about what his own writing,
269
710465
1635
el yazısının ne yapabileceği ile
12:04
his handwriting, could do,
270
712100
2200
ilgili düşüncesi de olabilir,
12:06
and in it I hear, at least I hear, mortality,
271
714300
3890
ve bunda ölümlülüğü hissediyorum en azından,
12:10
and I hear the power of older poetic techniques,
272
718190
3529
ve eski şiir tekniklerinin gücünü duyuyorum,
12:13
and I have the feeling, you might have the feeling,
273
721719
2531
ve bir an için de olsa,
belki size de oluyordur,
belki size de oluyordur,
12:16
of meeting even for an instant, almost becoming,
274
724250
2986
çok eskilerden birisiyle karşılaştığım
12:19
someone else from long ago,
275
727236
1522
ya da karşılaşıyor gibi olduğum hissine kapılıyorum,
12:20
someone quite memorable.
276
728758
2715
oldukça unutulmaz birisi.
12:23
"This living hand, now warm and capable
277
731473
3176
"Bu canlı el, şimdi sıcak ve
sımsıkı kavrayabilen el,
sımsıkı kavrayabilen el,
12:26
Of earnest grasping, would, if it were cold
278
734649
3710
soğuduğunda ve
kabrin buz gibi sessizliğine girdiğinde,
12:30
And in the icy silence of the tomb,
279
738359
2391
12:32
So haunt thy days and chill thy dreaming nights
280
740750
3576
Günler öyle perili ve düş geceleri öyle dondurucu ki,
12:36
That thou would wish thine own heart dry of blood
281
744326
3934
kanı çekilmiş kendi kalbini dilersin
12:40
So in my veins red life might stream again,
282
748260
3651
ki damarlarında kızıl yaşam yeniden akar belki,
12:43
And thou be conscience-calm’d -- see here it is --
283
751911
4899
şimdi inançlı ve sakin ol
12:48
I hold it towards you."
284
756810
2988
bak işte, onu sana uzatıyorum."
12:53
Thanks.
285
761110
2307
Teşekkürler.
12:55
(Applause)
286
763417
6789
ABOUT THE SPEAKER
Stephen Burt - Poetry criticIn his influential poetry criticism, Stephen Burt links the contemporary with the classical, pinpoints new poetry movements, and promotes outstanding little-known poets.
Why you should listen
Stephen Burt is a serious fan of science fiction, indie music and women’s basketball, but what he’s known for is his highly influential poetry criticism. That list of passions, though, hints at Burt’s mission as a critic: he aims not only to describe new movements in the form, but also to champion under-the-radar writers whose work he admires.
Burt, a professor of English at Harvard, is passionate about both the classics and the contemporary, and his poetry criticism bridges those two worlds. He is also a poet in his own right, with two full-length books under his belt, and a cross-dresser who mines his feminine persona in his own writing. “I am a literary critic and a writer of verse, a parent and husband and friend, before and after I am a guy in a skirt, or a guy in blue jeans, or a fictional girl,” he has written. His books include The Art of the Sonnet (with David Mikics); Close Calls With Nonsense: Reading New Poetry; and Parallel Play: Poems.
More profile about the speakerBurt, a professor of English at Harvard, is passionate about both the classics and the contemporary, and his poetry criticism bridges those two worlds. He is also a poet in his own right, with two full-length books under his belt, and a cross-dresser who mines his feminine persona in his own writing. “I am a literary critic and a writer of verse, a parent and husband and friend, before and after I am a guy in a skirt, or a guy in blue jeans, or a fictional girl,” he has written. His books include The Art of the Sonnet (with David Mikics); Close Calls With Nonsense: Reading New Poetry; and Parallel Play: Poems.
Stephen Burt | Speaker | TED.com