ABOUT THE SPEAKER
Kelly Richmond Pope - Fraud researcher, documentary filmmaker
Kelly Richmond Pope researches organizational misconduct, ethics and fraud.

Why you should listen

Kelly Richmond Pope is an Associate Professor in the School of Accountancy and MIS at DePaul University where her research focuses on how organizations design cultures and compliance systems to confront the challenges of organizational misconduct, ethics and fraud. She also teaches in executive education programs at the Kellogg School of Management at Northwestern University and the Quilan School of Business at Loyola University.

Pope's research on organizational misconduct culminated into directing and producing the award-winning documentary, All the Queen's Horses in 2017. Renowned Chicago Sun-Times film critic Richard Roeper cites "kudos to director Kelly Richmond Pope for applying just the right mix of 'What the heck?' whimsy and respectful, serious reporting to this incredible tale." All the Queen's Horses explores the largest municipal fraud in United States history and premiered as the #1 documentary on iTunes, Amazon Prime Video, Google Play and Direct TV during its debut week on the video on demand platforms in April 2018.

At the organizational level, Pope examines factors that encourage employees to whistle-blow as well as the ethical decision-making process. This research has been published in leading accounting and business ethics journals and resulted in being selected to develop a TED-Ed lesson entitled "How people rationalize fraud."

Pope is a popular keynote speaker and frequently advises firms about their compliance programs and training. She is regularly invited to speak to regulators, including the Department of Justice, Securities and Exchange Commission, PCAOB, Internal Revenue Service-Criminal Investigations and the Federal Bureau of Investigation.

Prior to joining the faculty at DePaul University, Pope worked in the forensic accounting practice at KPMG. She received her doctorate in accounting from Virginia Tech and is a licensed certified public accountant.

More profile about the speaker
Kelly Richmond Pope | Speaker | TED.com
TEDxDePaulUniversity

Kelly Richmond Pope: How whistle-blowers shape history

Kelly Richmond Pope: İtirafçılar tarihe nasıl yön verir?

Filmed:
1,571,449 views

Yolsuzluk araştırmacısı ve belgesel film yapımcısı Kelly Richmond Pope, tarihteki bazı üst düzey itirafçıların topluma yön veren bilgileri nasıl paylaştığını ve onların bizim güven ve korumamıza neden ihtiyaçları olduğunu açıklayan ders çıkarılacak şeyleri paylaşıyor.
- Fraud researcher, documentary filmmaker
Kelly Richmond Pope researches organizational misconduct, ethics and fraud. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
How manyçok of us have ever seengörüldü something,
0
1520
2776
Kaçımız ihbar etmeyi düşündüğü
00:16
thought that we should reportrapor it,
but decidedkarar not to?
1
4320
2560
bir şey gördü ve
bunu yapmamaya karar verdi?
00:21
And not that I need
to see a showgöstermek of handseller,
2
9120
2016
Kalkan elleri görmem gerekmiyor
00:23
but I'm sure this has happenedolmuş
to someonebirisi in this roomoda before.
3
11160
3056
ama bunun bu salondan birinin başına
daha önce geldiğine eminim.
00:26
In factgerçek, when this questionsoru
was askeddiye sordu to a groupgrup of employeesçalışanlar,
4
14240
3176
Aslında bu soru bir grup
çalışana sorulduğunda
00:29
46 percentyüzde of them respondedcevap
by sayingsöz that they had seengörüldü something
5
17440
3496
%46'sı bir şey gördüğünü
ama bunu ihbar etmemeye
00:32
and decidedkarar not to reportrapor it.
6
20960
1616
karar verdiğini söyledi.
00:34
So if you raisedkalkık your handel,
or quietlysessizce raisedkalkık your handel,
7
22600
3136
Yani elinizi kaldırmışsanız
veya yavaşça kaldırmışsanız
00:37
don't feel badkötü, you're not aloneyalnız.
8
25760
2296
kötü hissetmeyin, yalnız değilsiniz.
00:40
This messagemesaj of if you see something
to say something
9
28080
3376
"Bir şey görürsen söyle mesajı"
00:43
is really all around us.
10
31480
1776
etrafımızı sarmış durumda.
00:45
Even when drivingsürme down the highwaykarayolu,
you see billboardsreklam panoları like this,
11
33280
3696
Yolda araba sürerken bile bu gibi
reklam panolarını görürsünüz,
00:49
encouragingteşvik edici us to reportrapor crimesuç
withoutolmadan revealingaçıklayıcı ourselveskendimizi.
12
37000
3456
kendimizi ifşa etmeden suçu
ihbar etmeye bizi teşvik ederler.
00:52
But I still feel like a lot of us
are really uncomfortablerahatsız
13
40480
2736
Fakat hâlâ birçoğumuzun
hakikat namına ortaya çıkmaktan
00:55
cominggelecek forwardileri in the nameisim of the truthhakikat.
14
43240
2176
rahatsız olduğunu hissediyorum.
00:57
I'm an accountingmuhasebe professorprofesör,
and I do frauddolandırıcılık researchAraştırma.
15
45440
2576
Ben muhasebe profesörüyüm,
yolsuzlukları araştırıyorum.
01:00
And in my classsınıf, I encourageteşvik etmek my studentsöğrencilerin
to come forwardileri with informationbilgi
16
48040
4176
Sınıfımda da öğrencilerimi
bir şey görürlerse bildiklerini
ortaya çıkarmaya teşvik ediyorum.
01:04
if they see it.
17
52240
1216
01:05
Or in other wordskelimeler, encouragingteşvik edici
my studentsöğrencilerin to becomeolmak whistle-blowersWhistle-Blowers.
18
53480
3736
Diğer bir deyişle öğrencilerimi
itirafçı olmaya cesaretlendiriyorum.
01:09
But if I'm beingolmak completelytamamen
honestdürüst with myselfkendim,
19
57240
3056
Fakat, tamamen dürüst olmak gerekirse
01:12
I am really conflictedÇakışan with this messagemesaj
that I'm sendinggönderme to my studentsöğrencilerin.
20
60320
3616
öğrencilerime verdiğim bu mesajla
kesinlikle çelişiyorum.
01:15
And here'sburada why.
21
63960
1200
Sebebi şu:
01:18
Whistle-blowersDüdük-üfleyiciler are underaltında attacksaldırı.
22
66000
2800
İtirafçılar saldırıya maruz kalıyor.
01:21
HeadlineBaşlık after headlinebaşlık showsgösterileri us this.
23
69560
3200
Manşet üstüne atılan manşetler
bunu gösteriyor.
01:25
ManyBirçok people chooseseçmek
not to becomeolmak whistle-blowersWhistle-Blowers
24
73960
2376
Çoğu kimse itirafçı olmayı
tercih etmiyor,
01:28
duenedeniyle to the fearkorku of retaliationmisilleme.
25
76360
2256
kısasa kısastan korkuyor çünkü.
01:30
From demotionsindirgeme to deathölüm threatstehditler,
26
78640
3696
Rütbelerin düşürülmesinden
ölüm tehditlerine,
01:34
to job losskayıp --
27
82360
1896
işini kaybetmekten
01:36
perpetualsürekli job losskayıp.
28
84280
1856
kalıcı işsizlik korkusuna kadar.
01:38
ChoosingSeçme to becomeolmak a whistle-blowermuhbir
is an uphillyokuş yukarı battlesavaş.
29
86160
3376
İtirafçı olmayı seçmek en zorlu savaş.
01:41
TheirOnların loyaltysadakat becomesolur into questionsoru.
30
89560
2416
Sadakatleri sorgulanır.
01:44
TheirOnların motivesmotifleri, theironların trustworthinessgüvenilirlik.
31
92000
3216
Güdüleri, güvenilirlikleri de.
01:47
So how can I, as a professorprofesör
who really caresbakımları about her studentsöğrencilerin
32
95240
3736
O halde gerçekten öğrencilerini
düşünen bir profesör olarak
onları itirafçı olmaları için
nasıl teşvik edebilirim,
01:51
encourageteşvik etmek them to becomeolmak whistle-blowersWhistle-Blowers,
33
99000
2096
01:53
when I know how the worldDünya
trulygerçekten feelshissediyor about them?
34
101120
2560
üstelik dünyanın onlar hakkında
aslında ne düşündüğünü bilerek?
01:56
So, one day I was gettingalma readyhazır
for my annualyıllık whistle-blowermuhbir lectureders
35
104720
3216
Bir gün, öğrencilerimle
yıllık itirafçılık ders planıma
01:59
with my studentsöğrencilerin.
36
107960
1216
hazırlanıyordum.
02:01
And I was workingçalışma
on an articlemakale for "ForbesForbes,"
37
109200
2136
"Forbes" için "Wells Fargo ve
Y Kuşağı İtirafçılık. Onlara Ne Diyelim?"
02:03
entitledadlı "WellsWells FargoFargo
and MillennialBin yıllık Whistle-blowingDüdük-üfleme.
38
111360
2496
başlıklı bir makale üzerinde
02:05
What Do We Tell Them?"
39
113880
1216
çalışıyordum.
02:07
And as I was workingçalışma on this pieceparça
and readingokuma about the casedurum,
40
115120
3056
Bu konu üzerinde çalıştıkça ve
durumu okudukça
02:10
I becameoldu outragedçileden.
41
118200
1376
sarsıldım.
02:11
And what madeyapılmış me angrykızgın
was when I camegeldi to the factgerçek and realizedgerçekleştirilen
42
119600
4136
İtirafçı olmayı deneyen çalışanların
kovulduğu gerçeğini görmek
02:15
that the employeesçalışanlar
that trieddenenmiş to whistle-blowdüdük-darbe
43
123760
2656
ve bunu fark etmek
02:18
were actuallyaslında firedateş.
44
126440
1696
beni kızdıran şey oldu.
02:20
And it really madeyapılmış me think
45
128160
1336
Bu, bana ciddi ciddi
02:21
about the messagemesaj
that I was sharingpaylaşım with my studentsöğrencilerin.
46
129520
2736
öğrencilerimle paylaştığım
mesajı düşündürttü.
02:24
And it madeyapılmış me think: What if my studentsöğrencilerin
had been WellsWells FargoFargo employeesçalışanlar?
47
132280
4816
Ayrıca, ya öğrencilerim Wells Fargo
çalışanı olsaydı diye düşündüm.
02:29
On the one handel, if they whistle-blewıslık-patladı,
they would have gottenkazanılmış firedateş.
48
137120
4136
Bir yandan, itirafta bulunsalardı
kovulacaklardı.
02:33
But on the other handel,
49
141280
1336
Öte yandan,
02:34
if they didn't reportrapor
the fraudsdolandırıcılık that they knewbiliyordum,
50
142640
2696
bildikleri yolsuzlukları
ihbar etmezlerse de
02:37
the way currentşimdiki regulationdüzenleme is writtenyazılı,
51
145360
2336
mevcut kanunlarda yazılana göre
02:39
employeesçalışanlar are heldbekletilen responsiblesorumluluk sahibi
52
147720
2576
bir şey bildiği halde bunu ihbar etmediyse
02:42
if they knewbiliyordum something
and didn't reportrapor it.
53
150320
2296
çalışanlar sorumlu tutuluyor.
02:44
So criminaladli prosecutioniddia makamı is a realgerçek optionseçenek.
54
152640
2976
Yani, cezai kovuşturma gerçek bir ihtimal.
02:47
What's a personkişi supposedsözde to do
with those typetip of oddsolasılık?
55
155640
3176
Bu tür olasılıklar karşısında
bir insandan ne yapması beklenir?
02:50
I of all people know
the valuabledeğerli contributionskatkıları
56
158840
3936
İtirafçıların yaptığı değerli katkıları
02:54
that whistle-blowersWhistle-Blowers make.
57
162800
1536
çok iyi biliyorum.
02:56
In factgerçek, mostçoğu fraudsdolandırıcılık
are discoveredkeşfedilen by them.
58
164360
3536
Aslında, birçok yolsuzluğu
onlar su yüzüne çıkardı.
02:59
FortyKırk two percentyüzde of fraudsdolandırıcılık
are discoveredkeşfedilen by a whistle-blowermuhbir
59
167920
2936
Yolsuzlukların %42'si,
ölçüm değerlendirmeleri
03:02
in comparisonkarşılaştırma to other methodsyöntemleri,
60
170880
1856
ve harici teftişler gibi
diğer metotlara kıyasla
03:04
like measurementÖlçüm reviewgözden geçirmek
and externaldış auditDenetim.
61
172760
2576
bir itirafçı tarafından
ortaya çıkarıldı.
03:07
And when you think
about some of the more classicklasik
62
175360
2336
Daha klasik veya
tarihi yolsuzluk vakalarını
03:09
or historicaltarihi frauddolandırıcılık casesvakalar,
63
177720
1616
düşünürseniz,
03:11
it always is around a whistle-blowermuhbir.
64
179360
2736
mutlaka bir itirafçı vardır.
03:14
Think WatergateWatergate --
discoveredkeşfedilen by a whistle-blowermuhbir.
65
182120
2736
Bir itirafçının ortaya çıkardığı
Watergate'i düşünün.
03:16
Think EnronEnron -- discoveredkeşfedilen
by a whistle-blowermuhbir.
66
184880
2896
Bir itirafçının ortaya çıkardığı
Enron'ı düşünün.
03:19
And who can forgetunutmak about BernardBernard MadoffMadoff,
discoveredkeşfedilen by a whistle-blowermuhbir?
67
187800
4576
Yine bir itirafçının ortaya çıkardığı
Bernard Madoff'ı unutabilen var mı?
03:24
It takes a tremendousmuazzam amounttutar of couragecesaret
to come forwardileri in the nameisim of the truthhakikat.
68
192400
4456
Hakikat adına ortaya çıkmak
büyük cesaret ister.
03:28
But when we think
about the termterim whistle-blowermuhbir,
69
196880
2696
Ama "itirafçı" kelimesini düşününce
03:31
we oftensık sık think of some
very descriptiveaçıklayıcı wordskelimeler:
70
199600
3656
genellikle daha betimsel kelimeler
aklımıza gelir:
03:35
ratsıçan,
71
203280
1200
Fare,
03:37
snakeYılan,
72
205360
1200
yılan,
03:39
traitorhain,
73
207200
1616
hain,
03:40
tattletaleispiyoncu, weaselgelincik.
74
208840
2376
gammazcı, çakal.
03:43
And those are the niceGüzel wordskelimeler,
the onesolanlar I can say from the stageevre.
75
211240
3576
Bunlar sahnede söyleyebildiğim
kibar kelimeler.
03:46
And so when I'm not in classsınıf,
76
214840
1416
Dersim yokken
03:48
I go around the countryülke
and I interviewröportaj white-collarBeyaz yakalı felonssuçluyu,
77
216280
2896
ülkeyi gezip beyaz yakalı zalimlerle,
itirafçılarla ve yolsuzluk mağdurlarıyla
görüşmeler yapıyorum.
03:51
whistle-blowersWhistle-Blowers and victimskurbanlar of frauddolandırıcılık.
78
219200
2016
03:53
Because really I'm tryingçalışıyor to understandanlama
what makesmarkaları them tickkene
79
221240
2936
Çünkü onları neyin
harekete geçirdiğini anlamaya
03:56
and to bringgetirmek those experiencesdeneyimler
back into the classroomsınıf.
80
224200
2600
ve bu deneyimleri
sınıfa taşımaya çalışıyorum.
03:59
But it's my interviewsgörüşmeler with
whistle-blowersWhistle-Blowers that really stickÇubuk with me.
81
227680
3856
Fakat beni asıl şaşırtan
itirafçılarla yaptığım görüşmeler.
04:03
And they stickÇubuk with me,
82
231560
1216
Beni şaşırtıyorlar
04:04
because they make me questionsoru
my ownkendi couragecesaret.
83
232800
2296
çünkü bana kendi cesaretimi
sorgulattırıyorlar.
04:07
When givenverilmiş the opportunityfırsat,
would I actuallyaslında speakkonuşmak up?
84
235120
3856
Fırsat olsa konuşur muydum?
04:11
And so, this is a coupleçift storieshikayeleri
that I want to sharepay with you.
85
239000
2976
Sizinle paylaşmak istediğim
birkaç hikâye var.
04:14
This is MaryMary.
86
242000
1216
Bu Mary.
04:15
MaryMary WillinghamWillingham is the whistle-blowermuhbir
from the UniversityÜniversitesi of NorthKuzey CarolinaCarolina
87
243240
3696
Mary Willingham, Chapel Hill
North Carolina Üniversitesi'ndeki
04:18
at ChapelŞapel HillHill, academicakademik frauddolandırıcılık casedurum.
88
246960
3176
akademik yolsuzluk vakasının itirafçısı.
04:22
And MaryMary was a learningöğrenme specialistuzman
at the universityÜniversite,
89
250160
3456
Mary üniversitede öğrenme uzmanıydı,
04:25
and she workedişlenmiş with studentsöğrencilerin,
primarilyÖncelikle studentÖğrenci athletessporcular.
90
253640
3016
öğrencilerle çalışırdı,
özellikle de sporcu öğrencilerle.
04:28
And what she noticedfark,
when she was workingçalışma with studentsöğrencilerin,
91
256680
2695
Öğrencilerle çalışırken fark ettiği şey
04:31
is they were turningdöndürme in termterim paperskâğıtlar
92
259399
2737
sınav kağıtlarının
04:34
that seemedgibiydi well beyondötesinde
theironların readingokuma levelsseviyeleri.
93
262160
3096
okuma düzeylerinin
çok ötesinde olduğuydu.
04:37
She startedbaşladı to asksormak a coupleçift of questionssorular
94
265280
1936
Bazı sorular sormaya başladı
04:39
and she foundbulunan out
that there was a databaseveritabanı
95
267240
2016
ve sporcu öğrencilerin
sınav kağıtlarını ele geçirip
04:41
where the studentÖğrenci athletessporcular
could retrievealmak paperskâğıtlar and turndönüş them in.
96
269280
3376
geri teslim eden
bir veritabanı olduğunu keşfetti.
04:44
And then she foundbulunan out
that some of her colleaguesmeslektaşlar
97
272680
2456
Ayrıca bazı meslektaşlarının
sırf öğrencileri
04:47
were funnelinghedefe yönlendirmeye studentsöğrencilerin into fakesahte classessınıflar,
just to keep them eligibleuygun to playoyun.
98
275160
6216
oyunlara seçilebilsin diye onları
sahte sınıflara yerleştirdiğini keşfetti.
04:53
Now, when MaryMary foundbulunan this out,
she was outragedçileden.
99
281400
2736
Mary bunu öğrenince şaşkına dönmüştü.
04:56
And so what she trieddenenmiş to do
was go to her directdirekt supervisorgözetmen.
100
284160
2936
Doğruca üstüyle görüşmeyi denedi.
04:59
But they didn't do anything.
101
287120
1856
Ama hiçbir şey yapmadılar.
05:01
And then MaryMary trieddenenmiş to go to some
internal universityÜniversite administratorsyöneticiler.
102
289000
3816
Ardından Mary üniversite içi
yöneticilerden bazılarına ulaşmayı denedi.
05:04
And they didn't do anything.
103
292840
1616
Onlar da hiçbir şey yapmadı.
05:06
So, what happensolur when nobodykimse listensdinler?
104
294480
2376
Peki kimse kale almayınca ne olur?
05:08
You blogBlog.
105
296880
1216
Blog yazarsınız.
05:10
So MaryMary decidedkarar to developgeliştirmek a blogBlog.
106
298120
1856
Mary de blog yazmaya karar verdi.
05:12
Her blogBlog wentgitti viralviral withiniçinde 24 hourssaatler,
107
300000
2656
Açtığı blog 24 saat içinde
internete yayılınca
05:14
and she was contactedtemas by a reportermuhabir.
108
302680
2496
bir gazeteci kendisiyle iletişime geçti.
05:17
Now, when she was contactedtemas
by this reportermuhabir,
109
305200
2296
Bu gazeteci ona ulaşınca
05:19
her identityKimlik was knownbilinen.
110
307520
1776
kimliği açığa çıktı.
05:21
She was exposedmaruz.
111
309320
1336
İfşa olmuştu.
05:22
And when she was exposedmaruz,
she receivedAlınan a demotionIndirgeme,
112
310680
3816
İfşa edilince de rütbesi indirildi,
05:26
deathölüm threatstehditler, over collegiatekolej sportsSpor Dalları.
113
314520
3040
üniversite sporları yüzünden
ölüm tehditleri aldı.
05:30
MaryMary didn't do anything wrongyanlış.
She didn't participatekatılmak in the frauddolandırıcılık.
114
318280
3816
Mary yanlış bir şey yapmamıştı.
Yolsuzluğa karışmamıştı.
05:34
She really thought
that she was givingvererek voiceses
115
322120
2216
Aslında sessiz öğrencilerin sesini
05:36
to studentsöğrencilerin that were voicelesssessiz.
116
324360
2296
dile getirdiğini düşünüyordu.
05:38
But her loyaltysadakat was questionedsorguya.
117
326680
2376
Fakat onun sadakati sorgulanmıştı.
05:41
Her trustworthinessgüvenilirlik and her motivesmotifleri.
118
329080
2640
Güvenilirliği ve güdüleri de.
05:45
Now, whistle-blowingdüdük-üfleme
doesn't always have to endson
119
333480
3376
İtirafçılık her zaman rütbe indirme
veya ölüm tehditleriyle
05:48
in demotionsindirgeme or deathölüm threatstehditler.
120
336880
1696
sonuçlanmıyor.
05:50
ActuallyAslında, in 2002, this was
the coverkapak of "Time" magazinedergi,
121
338600
3936
Bu konu 2002 yılında
Time dergisine kapak olmuştu,
05:54
where we were actuallyaslında honoringonurlandıran
threeüç bravecesur whistle-blowersWhistle-Blowers
122
342560
3336
hakikat uğruna ortaya çıkma kararı alan
05:57
for theironların decisionkarar to come forwardileri
in the nameisim of the truthhakikat.
123
345920
2936
üç cesur itirafçıyı tanıdığımız yıldı.
06:00
And when you look at the researchAraştırma,
124
348880
1656
Araştırmalara baktığınızda
06:02
22 percentyüzde of whistle-blowersWhistle-Blowers
actuallyaslında reportrapor retaliationmisilleme.
125
350560
3576
itirafçıların %22'si aslında
misilleme olarak ihbarda bulunmuş.
06:06
So there is a hugeKocaman populationnüfus of people
that reportrapor and are not retaliatedmisilleme againstkarşısında
126
354160
5456
Yani ihbarda bulunan
ve misillemede bulunmayan
çok kişinin olması beni umutlandırıyor.
06:11
and that givesverir me hopeumut.
127
359640
1520
06:14
So this is KatheKarakuş.
128
362280
1656
Bu Kathe.
06:15
KatheKarakuş SwansonSwanson is a retiredemekli cityŞehir clerkkatip
from the cityŞehir of DixonDixon.
129
363960
4416
Kathe Swanson, Dixon ilçesi
emekli ilçe sekreteri.
06:20
And one day, KatheKarakuş was doing her job,
just like she always did,
130
368400
3656
Bir gün, Kathe her zamanki
gibi işini yapıyordu
06:24
and she stumbledtökezledi uponüzerine
a prettygüzel interestingilginç casedurum.
131
372080
3736
ve ilginç bir durumla karşılaştı.
06:27
See, KatheKarakuş was at the endson of the monthay,
132
375840
1856
Kathe ay sonuna gelmişti,
06:29
and she was doing
her treasureshazineler reportrapor for the cityŞehir,
133
377720
2776
ilçenin hazine raporunu hazırlıyordu
06:32
and typicallytipik, her bosspatron, RitaRita CrundwellCrundwell,
gaveverdi her a listliste of accountshesapları and said,
134
380520
4056
ve her zaman olduğu gibi şefi
Rita Crundwell bir hesap listesi vererek
06:36
"KatheKarakuş, call the bankbanka
and get these specificözel accountshesapları."
135
384600
2976
"Kathe bankayı ara ve şu
spesifik hesapları hazırla." dedi.
06:39
And KatheKarakuş did her job.
136
387600
1656
Kathe işini yaptı.
06:41
But this particularbelirli day,
137
389280
1376
Başka bir gün,
06:42
RitaRita was out of townkasaba, and KatheKarakuş was busymeşgul.
138
390680
2456
Rita şehir dışındaydı, Kathe de meşguldü.
06:45
She picksseçtikleri up the phonetelefon, she callsaramalar the bankbanka
and saysdiyor, "FaxFaks me all of the accountshesapları."
139
393160
5176
Bankaya telefon açıp "Tüm hesapları
bana faks ile gönderin." dedi.
06:50
And when she getsalır the faxFaks,
she seesgörür that there is an accounthesap
140
398360
3296
Faksı aldığında
para çekip yatırılan bir hesap gördü
06:53
that has some withdrawalsPara Çekme
and depositsmevduat in it
141
401680
2136
06:55
that she did not know about.
142
403840
1456
ve bundan haberi yoktu.
06:57
It was an accounthesap controlledkontrollü only by RitaRita.
143
405320
3296
Sadece Rita'nın kontrolündeki bir hesaptı.
07:00
So KatheKarakuş lookedbaktı at the informationbilgi,
she reportedrapor it to her directdirekt supervisorgözetmen,
144
408640
3976
Kathe bilgileri inceledi,
durumu o zamanlar
07:04
whichhangi was then-mayoro Belediye Başkanı BurkeBurke,
145
412640
2136
Burke belediye başkanı olan
bir üstüne bildirdi
07:06
and this led into a hugeKocaman investigationsoruşturma,
a six-monthaltı aylık investigationsoruşturma.
146
414800
3760
ve bu altı ay süren büyük bir
soruşturmanın başlamasına yol açtı.
07:11
Come to find out, Kathe'sKathe 's bosspatron,
RitaRita CrundwellCrundwell, was embezzlingzimmetine geçirmekle moneypara.
147
419200
5016
Sonuçta Kathe'nin patronu
Rita Crundwell zimmetine para geçiriyordu.
07:16
RitaRita was embezzlingzimmetine geçirmekle 53 millionmilyon dollarsdolar
over a 20-year-yıl perioddönem,
148
424240
5216
Yirmi yıl gibi bir sürede Rita
zimmetine 53 milyon dolar geçirmişti
07:21
and KatheKarakuş just happenedolmuş
to stumbleyanılmak uponüzerine it.
149
429480
2480
ve Kathe bunu rastgele öğrenmişti.
07:25
KatheKarakuş is a herokahraman.
150
433080
2936
Kathe bir kahraman.
07:28
And actuallyaslında, I had the opportunityfırsat
151
436040
1696
"All the Queen's Horses"
07:29
of interviewinggörüşme KatheKarakuş for my documentarybelgesel,
"All the Queen'sKraliçe'nin HorsesAtlar."
152
437760
3376
adlı belgeselim için Kathe ile
röportaj yapma fırsatım oldu.
07:33
And KatheKarakuş wasn'tdeğildi seekingarayan fameşöhret.
153
441160
2336
Kathe şöhret aramıyordu.
07:35
In factgerçek, she really didn't want
to talk to me for a really long time,
154
443520
3456
Aslında uzun bir süre
benimle görüşmeyi de istememişti
07:39
but throughvasitasiyla strategicstratejik stalkingtakip,
she endedbitti up doing the interviewröportaj.
155
447000
3096
ama stratejik takipler sayesinde
sonunda röportajı yaptı.
07:42
(LaughterKahkaha)
156
450120
1136
(Kahkahalar)
07:43
But she was seekingarayan fairnessAdalet, not fameşöhret.
157
451280
2216
Aradığı şey şöhret değil adaletti.
07:45
And if it wasn'tdeğildi for KatheKarakuş,
158
453520
1616
Kathe olmasaydı
07:47
who'skim to say this frauddolandırıcılık
would have ever been discoveredkeşfedilen?
159
455160
2640
bu yolsuzluğu kim keşfedecekti?
07:51
So, rememberhatırlamak that "ForbesForbes" articlemakale
I was talkingkonuşma about,
160
459120
2616
Az önce bahsettiğim,
ders öncesi üzerinde çalıştığım
07:53
that I was workingçalışma on before my lectureders?
161
461760
1905
"Forbes" makalesini hatırlayın.
07:55
Well, I postedgönderildi it and something
really fantasticfantastik happenedolmuş.
162
463689
3567
Makaleyi gönderdim,
sonrasında şahane şeyler oldu.
07:59
I startedbaşladı receivingkabul emailse-postalar
from whistle-blowersWhistle-Blowers all over the worldDünya.
163
467280
4696
Tüm dünyadaki itirafçılardan
e-postalar almaya başladım.
08:04
And as I was receivingkabul these emailse-postalar
and respondingtepki vermek back to them,
164
472000
3576
E-postaları okuyup cevapladıkça
08:07
there was a commonortak themetema
in the messagemesaj that I receivedAlınan,
165
475600
2656
aldığım mesajlarda ortak bir konu
olduğunu gördüğüm
08:10
and this is what it was:
166
478280
1216
şu mesajı aldım:
08:11
they all said this, "I blewpatladı the whistleDüdük,
people really hatenefret me now.
167
479520
4376
Hepsi "Her şeyi ortaya çıkardım,
insanlar artık benden nefret ediyor.
08:15
I got firedateş, but guesstahmin what?
168
483920
2176
Kovuldum, ne mi oldu?
08:18
I would do it all over again if I could."
169
486120
3376
İmkânım olsa yine aynısını yapardım."
08:21
And so as I kepttuttu readingokuma this messagemesaj,
all these messagesmesajları,
170
489520
3216
Mesajları okumaya devam ettikçe
08:24
I wanted to think,
what could I sharepay with my studentsöğrencilerin?
171
492760
2816
öğrencilerimle ne paylaşabileceğimi
düşünmeye başladım.
08:27
And so, I pulledçekti it all togetherbirlikte
and this is what I learnedbilgili.
172
495600
3576
Hepsini bir araya topladım,
öğrendiğim şey buydu.
08:31
It's importantönemli for us to cultivateyetiştirmek hopeumut.
173
499200
3096
Umut aşılamak bizler için önemlidir.
08:34
Whistle-blowersDüdük-üfleyiciler are hopefulumutlu.
174
502320
1936
İtirafçılar umutludur.
08:36
DespiteRağmen popularpopüler beliefinanç,
175
504280
1416
Yaygın görüşün aksine,
08:37
they're not all disgruntledhoşnutsuz employeesçalışanlar
that have a beefsığır eti with the companyşirket.
176
505720
4296
şirketlerinden memnun olmayıp
canı sıkılan personel değiller.
08:42
TheirOnların hopefulnessumut really is
what drivessürücüler them to come forwardileri.
177
510040
4176
Umut dolu olmaları onları
öne çıkmaya iten şey.
08:46
We alsoAyrıca have to cultivateyetiştirmek commitmenttaahhüt.
178
514240
2415
Sadakati aşılamalıyız.
08:48
Whistle-blowersDüdük-üfleyiciler are committedtaahhüt.
179
516679
1856
İtirafçılar sadıktır.
08:50
And it's that passiontutku
to theironların organizationorganizasyon
180
518559
2497
Kurumlarına olan tutkuları
08:53
that makesmarkaları them want to come forwardileri.
181
521080
2416
ortaya atılmak istemelerine
neden olan şey.
08:55
Whistle-blowersDüdük-üfleyiciler are humblemütevazi.
182
523520
1616
İtirafçılar mütevazidir.
08:57
Again, they're not seekingarayan fameşöhret,
but they are seekingarayan fairnessAdalet.
183
525160
4056
Tekrar söyleyeyim, şöhret değil
adalet arıyorlar.
09:01
And we need to continuedevam et
to cultivateyetiştirmek braverycesaret.
184
529240
2856
Cesaret aşılamamız da gerekiyor.
09:04
Whistle-blowersDüdük-üfleyiciler are bravecesur.
185
532120
1576
İtirafçılar cesurdur.
09:05
OftenKez, they underestimatedgöz ardı
186
533720
3696
Genellikle, itirafçı olmanın
aileleri üzerindeki etkisini
09:09
the impactdarbe whistle-blowingdüdük-üfleme
had on theironların familyaile,
187
537440
2616
önemsiz görürler
09:12
but what they continuedevam et to commentyorum Yap on
is how hardzor it is to withholdkesintisi the truthhakikat.
188
540080
4920
ama gerçeği saklamanın ne kadar
zor olduğunu konuşmaya devam ederler.
09:17
With that, I want to leaveayrılmak you
with one additionalek nameisim:
189
545960
2816
Bunu söyledikten sonra sizi
bir isimle daha tanıştırayım:
09:20
PeterPeter BuxtunBuxtun.
190
548800
1320
Peter Buxtun.
09:23
PeterPeter BuxtunBuxtun was a 27-year-old-yaşında
employeeişçi for the US PublicKamu HealthSağlık ServiceHizmet.
191
551160
6176
Peter Buxtun 27 yaşında bir
ABD Kamu Sağlığı Hizmetleri çalışanı.
09:29
And he was hiredkiralanmış to interviewröportaj people
192
557360
3936
Cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlarla
09:33
that had sexuallycinsel transmittedaktarılan diseaseshastalıklar.
193
561320
2376
görüşme yapmak üzere işe alınmıştı.
09:35
And throughvasitasiyla the coursekurs of his work,
194
563720
2056
İşi sırasında
09:37
he noticedfark a clinicalklinik studyders çalışma
that was going on withiniçinde the organizationorganizasyon.
195
565800
3936
kurum içinde yapılan bir
klinik araştırmayı fark etti.
09:41
And it was a studyders çalışma that was looking
at the progressionilerleme of untreatedtedavi edilmemiş syphilisFrengi.
196
569760
4096
Tedavi edilmeyen frengi gelişimini
inceleyen bir araştırmaydı.
09:45
And so, there were
600 AfricanAfrika AmericanAmerikan maleserkek
197
573880
2776
Araştırmada 600 Afro-Amerikan
09:48
that were in this studyders çalışma.
198
576680
1216
erkek vardı.
09:49
They were enticedikna into the studyders çalışma
199
577920
1576
Ücretsiz sağlık testleri,
09:51
throughvasitasiyla beingolmak givenverilmiş
freeücretsiz medicaltıbbi examssınavları, burialdefin insurancesigorta.
200
579520
3936
ölüm sigortası karşılığında araştırmaya
katılmaya ikna edilmişlerdi.
09:55
And so, what happenedolmuş
throughvasitasiyla the coursekurs of this studyders çalışma,
201
583480
3696
Bu araştırma kanalıyla
09:59
is penicillinpenisilin was discoveredkeşfedilen
to help treattedavi etmek syphilisFrengi.
202
587200
4896
frengi tedavisi için
penisilin keşfedilmişti.
10:04
And what PeterPeter noticedfark was,
203
592120
1936
Peter bu araştırmaya katılanlara
10:06
the participantskatılımcılar in this studyders çalışma
were not givenverilmiş the penicillinpenisilin
204
594080
3936
frengilerini tedavi etmek için
penisilin verilmediğini fark etti.
10:10
to treattedavi etmek theironların syphilisFrengi.
205
598040
1496
10:11
And the participantskatılımcılar didn't know.
206
599560
1816
Katılımcılar bundan habersizdi.
10:13
So similarbenzer to MaryMary, PeterPeter trieddenenmiş to reportrapor
and talk to his internal supervisorsDenetçiler,
207
601400
5176
Tıpkı Mary gibi Peter da bunu
raporlayıp bölümdeki üstüyle
konuşmayı denedi ama dinleyen olmadı.
10:18
but no one listeneddinlenen.
208
606600
1736
10:20
And so PeterPeter thought
this was completelytamamen unfairhaksız
209
608360
2416
Peter, bunun son derece haksız
olduğuna inanıyordu
10:22
and he trieddenenmiş to reportrapor again,
210
610800
1576
ve tekrar bildirmeyi denedi,
10:24
and finallyen sonunda talkedkonuştuk to a reportermuhabir --
very similarbenzer to MaryMary.
211
612400
3656
en sonunda Mary'nin yaptığı gibi
bir gazeteciyle görüştü.
10:28
And in 1972, this was the frontön pagesayfa
of the "NewYeni YorkYork TimesKez":
212
616080
4296
1972'de "New York Times"ın
kapak konusu oldu bu.
10:32
"SyphilisFrengi VictimsKurban in US StudyÇalışma
WentGitti UntreatedTedavi edilmemiş for 40 YearsYıl."
213
620400
4080
"ABD Araştırmasındaki Frengi Mağdurları
40 Yıl Tedavi Edilmedi."
10:37
This is knownbilinen to us todaybugün
as the TuskegeeTuskegee syphilisFrengi experimentdeney.
214
625640
4416
Bugün bunu Tuskegee frengi deneyi
olarak biliyoruz.
10:42
And PeterPeter was the whistle-blowermuhbir.
215
630080
2216
Peter da itirafçısıydı.
10:44
What happenedolmuş to the 600 menerkekler,
you mayMayıs ayı wondermerak etmek, the 600 originalorijinal menerkekler?
216
632320
4056
600 erkeğe ne oldu diye
merak edebilirsiniz.
10:48
TwentyYirmi eightsekiz menerkekler diedvefat etti from syphilisFrengi.
217
636400
2976
28 tanesi frengiden öldü.
100 tanesi frengi
komplikasyonlarından öldü,
10:51
One hundredyüz diedvefat etti
from syphilisFrengi complicationskomplikasyonlar,
218
639400
3136
10:54
fortyKırk wiveseşleri were infectedenfekte
219
642560
1856
40 eşe frengi bulaştı
10:56
and 10 childrençocuklar were borndoğmuş
with congenitalKonjenital syphilisFrengi.
220
644440
2856
ve 10 çocuk doğuştan frengi
ile dünyaya geldi.
10:59
Who'sKim'ın to say what these numberssayılar would be
221
647320
2336
Peter'ın cesur, korkusuz
hareketi olmasaydı
11:01
if it wasn'tdeğildi for the bravecesur,
courageouscesur actdavranmak of PeterPeter?
222
649680
4096
bu rakamlardan kim söz edebilirdi?
11:05
We're all connectedbağlı to PeterPeter, actuallyaslında.
223
653800
2496
Hepimizin Peter'la bağlantısı var.
11:08
If you know anybodykimse
that's in a clinicalklinik trialDeneme,
224
656320
2576
Klinik deneylerden geçenleri bilirsiniz,
11:10
the reasonneden why we have
informedbilgili consentrazı olmak todaybugün
225
658920
3176
bugün bizden onay alınmasının sebebi
11:14
is because of Peter'sPeter'ın courageouscesur actdavranmak.
226
662120
2120
Peter'ın bu cesur hareketidir.
11:17
So let me asksormak you a questionsoru.
227
665400
1416
Size bir soru sorayım.
11:18
That originalorijinal questionsoru,
a variationvaryasyon of the originalorijinal questionsoru.
228
666840
2896
Orijinal bir soru bu,
orijinal sorunun bir çeşidi.
11:21
How manyçok of us have ever used the termterim
229
669760
3096
Kaçımız şu tabirleri kullandı:
11:24
snitchmuhbir, ratsıçan
230
672880
2976
İspiyoncu, fare,
11:27
tattletaleispiyoncu,
231
675880
1576
gammazcı,
11:29
snakeYılan,
232
677480
1656
yılan,
11:31
weaselgelincik,
233
679160
1496
çakal,
11:32
leaksızıntı?
234
680680
1200
ifşacı.
11:34
AnybodyKimseyi?
235
682920
1200
Kimse kullanmadı mı?
11:39
Before you get the urgedürtü to do that again,
236
687640
3056
Bunu tekrar yapmadan önce
11:42
I want you to think a little bitbit.
237
690720
1816
biraz düşünmenizi istiyorum.
11:44
It mightbelki be the MaryMary,
the PeterPeter, the KathesUğur uğur of the worldDünya.
238
692560
3880
Dünyadaki Mary, Peter, Kathe'ler olabilir.
11:49
You mightbelki be the personkişi
that could shapeşekil historytarih,
239
697480
2936
Siz tarihe yön veren kişi olabilirsiniz
11:52
or they could be the personkişi
that shapesşekiller yoursseninki.
240
700440
2536
veya sizin hayatınıza yön veren
birileri olabilir.
11:55
Thank you.
241
703000
1216
Teşekkür ederim.
11:56
(ApplauseAlkış)
242
704240
3760
(Alkışlar)
Translated by Selda Yener
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kelly Richmond Pope - Fraud researcher, documentary filmmaker
Kelly Richmond Pope researches organizational misconduct, ethics and fraud.

Why you should listen

Kelly Richmond Pope is an Associate Professor in the School of Accountancy and MIS at DePaul University where her research focuses on how organizations design cultures and compliance systems to confront the challenges of organizational misconduct, ethics and fraud. She also teaches in executive education programs at the Kellogg School of Management at Northwestern University and the Quilan School of Business at Loyola University.

Pope's research on organizational misconduct culminated into directing and producing the award-winning documentary, All the Queen's Horses in 2017. Renowned Chicago Sun-Times film critic Richard Roeper cites "kudos to director Kelly Richmond Pope for applying just the right mix of 'What the heck?' whimsy and respectful, serious reporting to this incredible tale." All the Queen's Horses explores the largest municipal fraud in United States history and premiered as the #1 documentary on iTunes, Amazon Prime Video, Google Play and Direct TV during its debut week on the video on demand platforms in April 2018.

At the organizational level, Pope examines factors that encourage employees to whistle-blow as well as the ethical decision-making process. This research has been published in leading accounting and business ethics journals and resulted in being selected to develop a TED-Ed lesson entitled "How people rationalize fraud."

Pope is a popular keynote speaker and frequently advises firms about their compliance programs and training. She is regularly invited to speak to regulators, including the Department of Justice, Securities and Exchange Commission, PCAOB, Internal Revenue Service-Criminal Investigations and the Federal Bureau of Investigation.

Prior to joining the faculty at DePaul University, Pope worked in the forensic accounting practice at KPMG. She received her doctorate in accounting from Virginia Tech and is a licensed certified public accountant.

More profile about the speaker
Kelly Richmond Pope | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee