TEDxPSU
Sajay Samuel: How college loans exploit students for profit
Sajay Samuel: Öğrenim kredileri öğrencileri nasıl kâr için sömürüyor
Filmed:
Readability: 4.5
1,313,328 views
Profesör Sajay Samuel, "Bir zamanlar Amerika'da üniversiteye gitmek demek, borç içinde mezun olmak demek değildi." diyor. Günümüzde yüksek öğrenim, bir tüketim malı olmuştur. Üniversiteler ve kredi kuruluşları büyük kârlar ederken, maliyetler fırlamış, öğrenciler toplam 1 trilyon dolarlık bir borca mahkûm edilmiştir. Samuel bu soruna radikal bir çözüm öneriyor: Üniversite harçlarını, mezuniyet sonrası kazanılacak paraya endekslemek. Böylece öğrenciler gelecekleriyle ilgili daha bilinçli kararlar verebilir ve öğrenme aşkını geri kazanıp, dünyaya manalı bir katkıda bulunabilirler.
Sajay Samuel - Educator
Professor Sajay Samuel's proposal to reduce the burden of student loans is part of his larger preoccupation with thinking beyond the conventional categories of economics and ecology. Full bio
Professor Sajay Samuel's proposal to reduce the burden of student loans is part of his larger preoccupation with thinking beyond the conventional categories of economics and ecology. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Today 40 million Americans are indebted
for their passage to the new economy.
for their passage to the new economy.
0
975
5460
Bugün 40 milyon Amerikalı, yeni
ekonomiye geçiş için borçlanmış durumda.
ekonomiye geçiş için borçlanmış durumda.
Üniversite parasını ödeyemeyecek
kadar fakir oldukları için,
kadar fakir oldukları için,
00:20
Too poor to pay their way through college,
1
8039
2104
00:22
they now owe lenders
more than one trillion US dollars.
more than one trillion US dollars.
2
10167
4342
kredi kuruluşlarına bir trilyon dolardan
fazla kredi borçları var.
fazla kredi borçları var.
Şahsen sorumlu oldukları
bu borcu ödeyebilmek için
bu borcu ödeyebilmek için
00:27
They do find what jobs they can get
3
15709
2239
bulabildikleri her işte çalışıyorlar.
00:29
to pay off a debt
that is secured on their person.
that is secured on their person.
4
17972
2485
00:33
In America,
5
21201
2048
Amerika'da, iflas etmiş
bir kumarbaza bile
bir kumarbaza bile
00:35
even a bankrupt gambler
gets a second chance.
gets a second chance.
6
23273
5531
ikinci bir şans verilir.
00:42
But it is nearly impossible
7
30351
2802
Ama bir Amerikalı için
öğrenci kredisi borcundan
kurtulmak neredeyse imkânsızdır.
kurtulmak neredeyse imkânsızdır.
00:45
for an American to get discharged
their student loan debts.
their student loan debts.
8
33177
3475
Bir zamanlar, Amerika'da,
00:52
Once upon a time in America,
9
40421
2720
00:55
going to college did not mean
graduating with debt.
graduating with debt.
10
43165
2650
üniversiteye gitmek demek,
borçla mezun olmak demek değildi.
borçla mezun olmak demek değildi.
00:59
My friend Paul's father
graduated from Colorado State University
graduated from Colorado State University
11
47299
5286
Arkadaşım Paul'un babası,
II.Dünya Savaşı gazilerine tanınan imkânla
II.Dünya Savaşı gazilerine tanınan imkânla
Colorado Devlet Üniversitesi'nden
mezun olmuş.
mezun olmuş.
01:04
on the GI Bill.
12
52609
1150
01:07
For his generation,
13
55546
1588
Onun nesli için yüksek öğrenim
ya tamamen ya da neredeyse bedavaydı.
ya tamamen ya da neredeyse bedavaydı.
01:09
higher education was free or almost free,
14
57158
2848
01:12
because it was thought of
as a public good.
as a public good.
15
60030
2397
Zira bunda kamu yararı
olduğu düşünülürmüş.
olduğu düşünülürmüş.
01:15
Not anymore.
16
63676
1196
Artık böyle değil.
01:18
When Paul also graduated
from Colorado State University,
from Colorado State University,
17
66171
4096
Paul da Colorado Devlet Üniversitesi'nden
mezun olduğunda
mezun olduğunda
01:22
he paid for his English degree
by working part-time.
by working part-time.
18
70291
3373
İngilizce bölümünün parasını
yarı zamanlı çalışarak ödemiş.
yarı zamanlı çalışarak ödemiş.
01:26
30 years ago,
19
74164
1151
30 yıl önce, yüksek öğrenim ücretleri
makuldü ve ödenebiliyordu.
makuldü ve ödenebiliyordu.
01:27
higher education tuition
was affordable, reasonable,
was affordable, reasonable,
20
75339
2667
Birikmiş borçlar da
mezun olurken ödenebiliyordu.
mezun olurken ödenebiliyordu.
01:30
and what debts you accumulated,
you paid off by graduation date.
you paid off by graduation date.
21
78030
3396
01:33
Not anymore.
22
81952
1150
Artık böyle değil.
01:35
Paul's daughter followed in his footsteps,
23
83829
3374
Paul'un kızı babasının izinden gitti
ama bir farkla:
ama bir farkla:
01:39
but with one difference:
24
87227
1301
01:40
when she graduated five years ago,
25
88552
2492
Beş yıl önce mezun olduğunda
devasa bir borcu vardı.
devasa bir borcu vardı.
01:43
it was with a whopping debt.
26
91068
1349
01:45
Students like Kate have to take on a loan
27
93179
3342
Kate gibi öğrenciler
öğrenim kredisi almak zorunda
öğrenim kredisi almak zorunda
01:48
because the cost of higher education
has become unaffordable
has become unaffordable
28
96545
3199
çünkü artık birçok Amerikan ailesinin
yüksek öğrenim giderlerine gücü yetmiyor.
yüksek öğrenim giderlerine gücü yetmiyor.
01:51
for many if not most American families.
29
99768
3689
01:56
But so what?
30
104427
1150
Peki, ne olmuş yani?
Eğer bu eğitim sayesinde kazanacağınız
yüksek maaşla borcu ödeyebilecekseniz,
yüksek maaşla borcu ödeyebilecekseniz,
01:58
Getting into debt to buy
an expensive education
an expensive education
31
106117
2548
02:00
is not all bad if you could pay it off
32
108689
2762
pahalı bir eğitim satın almak için
borçlanmanın kötü bir yanı yok.
borçlanmanın kötü bir yanı yok.
02:03
with the increased income
that you earned from it.
that you earned from it.
33
111475
3134
02:07
But that's where the rubber
meets the road.
meets the road.
34
115266
2113
Ama işin aslı pek de öyle değil.
02:11
Even a college grad
earned 10 percent more in 2001
earned 10 percent more in 2001
35
119652
5596
Bir üniversite mezunu 2001'de, 2013'de
kazandığından %10 daha fazla kazanıyordu.
kazandığından %10 daha fazla kazanıyordu.
02:17
than she did in 2013.
36
125272
1975
02:19
So ...
37
127984
1150
Yani...
02:21
tuition costs up,
38
129779
1659
okul ücretleri daha yüksek,
02:23
public funding down,
39
131462
1523
devlet desteği daha az,
02:25
family incomes diminished,
40
133009
2437
aile geliri azalmış,
02:27
personal incomes weak.
41
135470
2412
kişisel gelirler zayıf.
02:30
Is it any wonder that more
than a quarter of those who must
than a quarter of those who must
42
138241
4405
Ödeme yapmak zorunda olanların
dörtte birinden fazlasının
dörtte birinden fazlasının
02:34
cannot make their student loan payments?
43
142670
2007
kredilerini ödeyememesine nasıl şaşıralım?
02:38
The worst of times
can be the best of times,
can be the best of times,
44
146852
2977
En kötü zamanlar
aslında en iyi zamanlar da olabilir.
aslında en iyi zamanlar da olabilir.
02:41
because certain truths flash up
in ways that you can't ignore.
in ways that you can't ignore.
45
149853
3878
Zira birtakım gerçekler artık
görmezden gelinemez şekilde ortaya çıkar.
görmezden gelinemez şekilde ortaya çıkar.
02:46
I want to speak of three of them today.
46
154446
1946
Bunların üçünden
bahsetmek istiyorum bugün.
bahsetmek istiyorum bugün.
02:49
1.2 trillion dollars of debts for diplomas
47
157571
3874
Diploma almak için 1,2 trilyon dolar borç
bariz bir şekilde gösteriyor ki;
bariz bir şekilde gösteriyor ki;
02:53
make it abundantly obvious
48
161469
2465
yüksek öğrenim, satın alınabilir
bir tüketim malı.
bir tüketim malı.
02:55
that higher education
is a consumer product you can buy.
is a consumer product you can buy.
49
163958
3738
Artık hepimiz eğitime,
tıpkı iktisatçılar gibi bakıyoruz.
tıpkı iktisatçılar gibi bakıyoruz.
03:00
All of us talk about education
just as the economists do now,
just as the economists do now,
50
168283
4818
Eğitimden, meslek eğitimi vererek
03:05
as an investment that you make
to improve the human stock
to improve the human stock
51
173125
4481
insan sermayesini artıran bir yatırım
olarak bahsediyoruz.
olarak bahsediyoruz.
03:09
by training them for work.
52
177630
1741
İşveren onları işe alırken
kolaylık olsun diye,
kolaylık olsun diye,
03:11
As an investment you make
to sort and classify people
to sort and classify people
53
179812
4723
insanları seçip gruplamak için
yaptığınız bir yatırım olarak.
yaptığınız bir yatırım olarak.
03:16
so that employers
can hire them more easily.
can hire them more easily.
54
184559
2768
03:20
The U.S. News & World Report
ranks colleges
ranks colleges
55
188396
3398
US News & World Report,
tüketici raporlarının çamaşır
makinelerini değerlendirdiği gibi,
makinelerini değerlendirdiği gibi,
03:23
just as the consumer report
rates washing machines.
rates washing machines.
56
191818
3253
üniversiteleri sıraya koyuyor.
03:27
The language is peppered with barbarisms.
57
195095
3763
Kullanılan dil barbarlık dolu.
Öğretmenlere "hizmet sağlayıcı" diyorlar,
03:30
Teachers are called "service providers,"
58
198882
3381
öğrencilere "tüketici".
03:34
students are called "consumers."
59
202287
1753
03:37
Sociology and Shakespeare
and soccer and science,
and soccer and science,
60
205509
3881
Sosyoloji, Shakespeare, futbol ve bilim
03:41
all of these are "content."
61
209414
1595
bunların hepsi "içerik".
03:45
Student debt is profitable.
62
213318
1381
Öğrenim kredisi kâr getiriyor,
ama size değil.
ama size değil.
03:46
Only not on you.
63
214723
1150
Sizin borcunuz, öğrenim kredisi
sektörünün kârını semirtiyor.
sektörünün kârını semirtiyor.
03:49
Your debt fattens the profit
of the student loan industry.
of the student loan industry.
64
217961
3603
03:54
The two 800-pound gorillas of which --
65
222040
2437
Sallie Mae ve Navient isimli,
400 kiloluk iki goril,
400 kiloluk iki goril,
03:56
Sallie Mae and Navient --
66
224501
2063
03:58
posted last year a combined profit
of 1.2 billion dollars.
of 1.2 billion dollars.
67
226588
5206
geçen yıl 1,2 milyar dolar
kâr ettiğini açıkladı.
kâr ettiğini açıkladı.
04:04
And just like home mortgages,
68
232568
2572
Tıpkı ev kredilerinde olduğu gibi,
öğrenim kredileri de
öğrenim kredileri de
04:07
student loans can be bundled
and packaged and sliced and diced,
and packaged and sliced and diced,
69
235164
3186
bir araya getirilip paketlenebilir,
bölünüp parçalanabilir
bölünüp parçalanabilir
04:10
and sold on Wall Street.
70
238374
1250
ve Wall Street'te satılabilir.
04:12
And colleges and universities
71
240369
1596
Bu teminatlı borçlara yatırım yapan
yüksekokul ve üniversiteler
yüksekokul ve üniversiteler
04:13
that invest in these securitized loans
72
241989
3300
iki kez kâr ederler.
04:18
profit twice.
73
246170
1151
04:19
Once from your tuition,
74
247735
1421
Bir ödediğiniz harçtan,
bir de borcunuzun faizinden.
bir de borcunuzun faizinden.
04:21
and then again from the interest on debt.
75
249180
2380
İşin içinde bu kadar para varken,
04:25
With all that money to be made,
76
253108
2366
yüksek öğrenim "işindeki" bazılarının
04:27
are we surprised that some
in the higher education business
in the higher education business
77
255498
5587
"müşteri" tavlayıp kandırmaya yönelik
reklama girişmesine,
reklama girişmesine,
04:33
have begun to engage in false advertising,
78
261109
2072
04:35
in bait and switch ...
79
263205
1157
eğitirmiş gibi yaptıkları insanların
cehaletinden faydalanmalarına
cehaletinden faydalanmalarına
04:38
in exploiting the very ignorance
that they pretend to educate?
that they pretend to educate?
80
266585
4095
nasıl şaşıralım?
04:44
Third:
81
272144
1150
Üçüncüsü:
04:45
diplomas are a brand.
82
273678
1389
Diplomalar markadır.
04:47
Many years ago my teacher wrote,
83
275741
2351
Yıllar yıllar önce, hocam şöyle yazmıştı:
04:50
"When students are treated as consumers,
84
278116
2541
"Tüketici gibi muamele edildiğinde,
04:52
they're made prisoners
of addiction and envy."
of addiction and envy."
85
280681
3125
öğrenciler bağımlılık ve kıskançlığa
mahkûm edilirler."
mahkûm edilirler."
04:59
Just as consumers can be sold and resold
upgraded versions of an iPhone,
upgraded versions of an iPhone,
86
287794
4541
Tıpkı tüketiciye iPhone'un yeni modelleri
bir daha bir daha satılabildiği gibi,
bir daha bir daha satılabildiği gibi,
05:04
so also people can be sold
more and more education.
more and more education.
87
292359
2942
insanlara da tekrar tekrar
eğitim satılabilir.
eğitim satılabilir.
05:08
College is the new high school,
88
296807
1866
Üniversite yeni lise diye
şimdiden söylüyoruz.
şimdiden söylüyoruz.
05:10
we already say that.
89
298697
1324
05:13
But why stop there?
90
301408
1399
Ama neden orada duralım?
05:14
People can be upsold
on certifications and recertifications,
on certifications and recertifications,
91
302831
3477
İnsanlara sertifikalar,
sertifikaların yeni hâlleri,
sertifikaların yeni hâlleri,
05:18
master's degrees, doctoral degrees.
92
306332
2356
yüksek lisans ve doktora
dereceleri de satılabilir.
dereceleri de satılabilir.
05:23
Higher education is also marketed
as a status object.
as a status object.
93
311436
3713
Yüksek öğrenim aynı zamanda
bir statü simgesi gibi pazarlanıyor.
bir statü simgesi gibi pazarlanıyor.
05:28
Buy a degree,
94
316634
1151
Lexus ya da Louis Vuitton çanta alır gibi,
bir diploma satın alın ki
bir diploma satın alın ki
05:29
much like you do a Lexus
of a Louis Vuitton bag,
of a Louis Vuitton bag,
95
317809
3187
başkalarından bir farkınız olsun.
05:33
to distinguish yourself from others.
96
321020
1794
Size gıpta etsinler.
05:34
So you can be the object
of envy of others.
of envy of others.
97
322838
2451
05:38
Diplomas are a brand.
98
326669
1731
Diplomalar marka olmuş.
Ama bu gerçekler çoğu zaman
kalabalık bir tezgâhtar ağzında gizli.
kalabalık bir tezgâhtar ağzında gizli.
05:41
But these truths are often times
hidden by a very noisy sales pitch.
hidden by a very noisy sales pitch.
99
329034
6595
Her Allah'ın günü
televizyonlarda duyuyoruz:
televizyonlarda duyuyoruz:
05:48
There is not a day that goes by
100
336535
1636
05:50
without some policy guy
on television telling us,
on television telling us,
101
338195
5037
"Orta sınıf bir hayata sahip olmak için
üniversite diploması kesinlikle şart."
üniversite diploması kesinlikle şart."
05:55
"A college degree is absolutely essential
102
343256
2024
05:57
to get on that up escalator
to a middle-class life."
to a middle-class life."
103
345304
2717
Gösterilen kanıt da neredeyse hep
üniversite mezununun kazancı:
üniversite mezununun kazancı:
06:00
And the usual evidence offered
is the college premium:
is the college premium:
104
348890
3678
06:04
a college grad who makes on average
56 percent more than a high school grad.
56 percent more than a high school grad.
105
352592
5247
Üniversite mezunun ortalama olarak
lise mezunundan %56 fazla kazandığı.
lise mezunundan %56 fazla kazandığı.
06:10
Let's look at that number more carefully,
106
358425
2048
Bu rakama biraz daha yakından
bakalım zira görünüşe göre,
bakalım zira görünüşe göre,
06:12
because on the face of it,
107
360497
1326
06:13
it seems to belie the stories we all hear
108
361847
3344
bu baristalık ya da kasiyerlik yapan
üniversite mezunlarıyla ilgili
duyduğumuz her şeyi yalanlıyor.
duyduğumuz her şeyi yalanlıyor.
06:17
about college grads
working as baristas and cashiers.
working as baristas and cashiers.
109
365215
4388
06:22
Of 100 people who enroll
in any form of post-secondary education,
in any form of post-secondary education,
110
370545
5151
Lise sonrası herhangi bir
eğitim kurumuna yazılan 100 kişiden
eğitim kurumuna yazılan 100 kişiden
06:27
45 do not complete it in a timely fashion,
111
375720
3048
45'i, mali sebepler dâhil, çeşitli
sebeplerden okulu zamanında bitiremiyor.
sebeplerden okulu zamanında bitiremiyor.
06:30
for a number of reasons,
including financial.
including financial.
112
378792
3066
Mezun olan 55'in ikisi işsiz kalacak,
06:34
Of the 55 that do graduate,
113
382275
1913
06:36
two will remain unemployed,
114
384212
2048
06:38
and another 18 are underemployed.
115
386284
2730
18'i kendi kapasitesinin
altında işler bulacak.
altında işler bulacak.
06:42
So, college grads earn more
than high school grads,
than high school grads,
116
390058
3675
Neymiş, üniversite mezunları
lise mezunlarından çok kazanıyormuş.
lise mezunlarından çok kazanıyormuş.
06:45
but does it pay for the exorbitant tuition
117
393757
2993
Peki astronomik okul ücretlerini
06:48
and the lost wages while at college?
118
396774
2391
ve okulda geçen zamanda
kaybedilen maaşları karşılıyor mu?
kaybedilen maaşları karşılıyor mu?
06:51
Now even economists admit
119
399661
2596
Artık iktisatçılar bile kabul ediyor.
06:54
going to college pays off
for only those who complete it.
for only those who complete it.
120
402281
5230
Üniversiteye gitmek, sadece
mezun olanlar için kârlı.
mezun olanlar için kârlı.
07:00
But that's only because high school wages
have been cut to the bone,
have been cut to the bone,
121
408095
4032
Ama o da, lise mezunlarının maaşları
on yıllardır yerlerde süründüğü için.
on yıllardır yerlerde süründüğü için.
07:04
for decades now.
122
412151
1440
On yıllardır, lise mezunları
hak ettikleri şeylerden mahrum bırakıldı.
hak ettikleri şeylerden mahrum bırakıldı.
07:07
For decades,
123
415369
1889
07:09
workers with a high school degree
124
417282
2357
07:11
have been denied a fair share
of what they have produced.
of what they have produced.
125
419663
4103
07:16
And had they received as they should have,
126
424480
2905
Onlar almaları gerekeni alıyor olsalar,
üniversiteye gitmek birçok kişi için
kötü bir yatırım olurdu.
kötü bir yatırım olurdu.
07:19
then going to college would have been
a bad investment for many.
a bad investment for many.
127
427409
3953
07:23
College premium?
128
431386
2126
Üniversite farkı mı?
07:25
I think it's a high school discount.
129
433941
1754
Bence lise indirimi aslında.
07:28
Two out of three people who enroll
are not going to find an adequate job.
are not going to find an adequate job.
130
436688
4404
Kayıt olan üç kişiden ikisi
tatminkâr bir iş bulamayacak.
tatminkâr bir iş bulamayacak.
07:33
And the future, for them,
doesn't look particularly promising --
doesn't look particularly promising --
131
441756
3111
Özellikle onların geleceği
pek parlak görünmüyor.
pek parlak görünmüyor.
07:36
in fact, it's downright bleak.
132
444891
1722
Hatta bildiğiniz karanlık.
07:38
And it is they who are going to suffer
133
446637
2404
İşte öğrenim borcunun
en ağır cezasını da bunlar çekecekler.
en ağır cezasını da bunlar çekecekler.
07:42
the most punishing forms of student debt.
134
450541
2683
07:46
And it is they,
135
454002
1151
Niyeyse, bu üniversite farkı pazarlaması
da en çok bunları hedef alıyor maalesef.
da en çok bunları hedef alıyor maalesef.
07:47
curiously and sadly,
136
455177
1381
07:48
who are marketed most loudly
about this college premium thing.
about this college premium thing.
137
456582
3809
Bu sadece menfaatçi pazarlama değil,
07:53
That's not just cynical marketing,
138
461986
2397
07:56
that's cruel.
139
464407
1150
bu acımasızlık.
07:59
So what do we do?
140
467277
1150
Peki ne yapmalı?
08:01
What if students and parents treated
higher education as a consumer product?
higher education as a consumer product?
141
469279
5609
Öğrenciler ve aileleri, yüksek öğrenime
tüketim malı olarak baksalar ne olur?
tüketim malı olarak baksalar ne olur?
08:08
Everybody else seems to.
142
476199
1539
Diğer herkes öyle yapıyor belli ki.
O zaman, herhangi bir tüketim malı
için yaptığınız gibi,
için yaptığınız gibi,
08:10
Then, like any other consumer product,
143
478686
2262
08:12
you would demand to know
what you're paying for.
what you're paying for.
144
480972
2499
neye para verdiğinizi
öğrenmeyi talep ederdiniz.
öğrenmeyi talep ederdiniz.
08:15
When you buy medicines,
145
483495
1215
İlaç satın aldığınızda,
yan etkilerinin listesi var.
yan etkilerinin listesi var.
08:16
you get a list of side effects.
146
484734
1915
08:18
When you buy a higher educational product,
147
486673
2112
Bir yüksek öğrenim ürünü satın aldığınızda
08:20
you should have a warning label
148
488809
1634
tüketicinin seçmesini,
bilerek karar vermesini sağlayan
bilerek karar vermesini sağlayan
08:22
that allows consumers to choose,
149
490467
2192
bir uyarı etiketi olması gerekir.
08:24
make informed choices.
150
492683
1379
Araba aldığınızda, bir litre benzinle
ne kadar gidileceğini söylüyorlar.
ne kadar gidileceğini söylüyorlar.
08:26
When you buy a car,
151
494838
1192
08:28
it tells you how many
miles per gallon to expect.
miles per gallon to expect.
152
496054
2611
Peki Kanada Çalışmaları'ndan
alınan bir diplomayla
alınan bir diplomayla
08:31
Who knows what to expect
153
499188
1446
08:32
from a degree say, in Canadian Studies.
154
500658
3714
kaç para kazanılacağını kim biliyor?
08:36
There is such a thing, by the way.
155
504806
1659
Bu arada gerçekten de var öyle bir şey.
08:40
What if there was an app for that?
156
508989
2055
Peki bunun için bir uygulama olsa?
08:46
One that linked up the cost of a major
to the expected income.
to the expected income.
157
514402
4868
Bir alandaki eğitim maliyetini
beklenen kazanca bağlayan bir uygulama.
beklenen kazanca bağlayan bir uygulama.
08:52
Let's call it Income-Based Tuition or IBT.
158
520208
2366
Kazanç Temelli Eğitim Harcı diyelim (IBT).
08:54
One of you make this.
159
522598
1522
Biriniz yapsın bunu.
08:56
(Laughter)
160
524144
1539
(Kahkahalar)
08:57
Discover your reality.
161
525707
1732
Gerçekliğinizi keşfedin.
08:59
(Laughter)
162
527463
2309
(Kahkahalar)
09:01
There are three advantages,
163
529796
1429
Bunun üç avantajı var,
09:03
three benefits to Income-Based Tuition.
164
531249
2681
Kazanç Temelli Eğitim Harcı'nın
üç faydası.
üç faydası.
09:07
Any user can figure out
165
535232
1889
Herhangi bir kullanıcı,
belli bir üniversite ya da bölümden
çıkınca kaç para kazanacağını öğrenebilir.
çıkınca kaç para kazanacağını öğrenebilir.
09:09
how much money he or she will make
from a given college and major.
from a given college and major.
166
537145
3204
09:13
Such informed users
167
541105
1342
Böyle bilinçli kullanıcılar da,
09:14
are unlikely to fall victim
to the huckster's ploy,
to the huckster's ploy,
168
542471
3945
bu esnaf ağzına,
bu işportacı numaralarına kanmaz.
bu işportacı numaralarına kanmaz.
09:18
to the sales pitch.
169
546440
1410
09:19
But also to choose wisely.
170
547874
1706
Tabii bir de akıllıca seçim yapmak.
09:21
Why would anybody pay more for college
171
549604
2402
İnsan üniversiteye, kazanacağı ek gelirin
%15'inden fazlasını niye ödesin ki?
%15'inden fazlasını niye ödesin ki?
09:24
than let's say, 15 percent
of the additional income they earn?
of the additional income they earn?
172
552030
3026
Kazanç Temelli Eğitim Harcı'nın
ikinci bir faydası daha var.
ikinci bir faydası daha var.
09:29
There's a second benefit
to Income-Based Tuition.
to Income-Based Tuition.
173
557040
2716
09:31
By tying the cost to the income,
174
559780
2960
Maliyet kazanca bağlanırsa,
09:34
college administrators would be forced
to manage costs better,
to manage costs better,
175
562764
4421
üniversite yöneticileri
daha idareli harcamaya
daha idareli harcamaya
ve bunu yapmanın yaratıcı yollarını
bulmaya mecbur kalırlar.
bulmaya mecbur kalırlar.
09:39
to find innovative ways to do so.
176
567209
2340
09:41
For instance,
177
569573
1154
Mesela,
09:42
all of you students here pay roughly
the same tuition for every major.
the same tuition for every major.
178
570751
4060
siz öğrenciler her bir anadal için
hemen hemen aynı harcı ödüyorsunuz.
hemen hemen aynı harcı ödüyorsunuz.
09:47
That is manifestly unfair,
and should change.
and should change.
179
575478
4047
Bunun adil olmadığı aşikâr
ve bu değişmeli.
ve bu değişmeli.
09:52
An engineering student uses more resources
180
580295
3921
Mühendislik öğrencileri,
felsefe öğrencilerinden daha fazla kaynak,
felsefe öğrencilerinden daha fazla kaynak,
09:56
and facilities and labs and faculty
181
584240
2409
tesis, laboratuvar
ve öğretim elemanı kullanır.
ve öğretim elemanı kullanır.
09:58
than a philosophy student.
182
586673
1678
10:01
But the philosophy student,
as a consequence,
as a consequence,
183
589581
2104
Böylece de felsefe öğrencisi,
10:03
is subsidizing the engineering student.
184
591709
2190
daha fazla para kazanacak olan
mühendislik öğrencisinin yükünü çeker.
mühendislik öğrencisinin yükünü çeker.
10:06
Who then, by the way,
goes on and earns more money.
goes on and earns more money.
185
594300
2691
10:09
Why should two people
buy the same product,
buy the same product,
186
597015
3707
Neden iki kişi aynı ürünü alıp,
aynı parayı ödediği hâlde
aynı parayı ödediği hâlde
10:12
pay the same,
187
600746
1175
biri diğerinin yarısı, hatta üçte biri
kadar hizmet alsın?
kadar hizmet alsın?
10:13
but one person receive
half or a third of the service.
half or a third of the service.
188
601945
2777
Üniversite mezunları, bazı ana dallarda,
10:18
In fact, college grads, some majors,
189
606448
4071
gelirlerinin %25'ini öğrenim kredisi
borcuna aktarırken,
borcuna aktarırken,
10:22
pay 25 percent of their income
servicing their student debt,
servicing their student debt,
190
610543
3620
diğerleri yüzde 5'ini
bu amaçla kullanıyor.
bu amaçla kullanıyor.
10:26
while others pay five percent.
191
614187
1673
10:29
That kind if inequity would end
when majors are priced more correctly.
when majors are priced more correctly.
192
617510
4516
Anadal ücretleri
düzgün bir şekilde belirlendiğinde
düzgün bir şekilde belirlendiğinde
bu tür eşitsizlikler de
ortadan kalkacaktır.
ortadan kalkacaktır.
10:35
Now of course, all this data --
193
623042
2159
Tabii bütün bu veriler --
10:37
and one of you is going to do this, right?
194
625225
2074
Ama biriniz bu uygulamayı
yazacak değil mi?
yazacak değil mi?
10:39
All this data has to be well designed,
195
627323
1847
Bütün bu veriler düzgün dizayn edilmeli,
10:41
maybe audited by public accounting firms
196
629194
2098
belki de istatistik yalanlar olmasın diye
10:43
to avoid statistical lies.
197
631316
1952
muhasebe firmaları
tarafından denetlenmeli.
tarafından denetlenmeli.
10:45
We know about statistics, right?
198
633292
1845
10:48
But be that as it may,
199
636766
1223
Ama ne olursa olsun,
10:50
the third and biggest benefit
of Income-Based Tuition,
of Income-Based Tuition,
200
638013
4381
Kazanç Temelli Eğitim Harcı'nın
üçüncü ve en büyük faydası;
üçüncü ve en büyük faydası;
10:54
is it would free Americans from the fear
and the fact of financial ruin
and the fact of financial ruin
201
642418
5429
Amerikalılar'ı, hatalı ürün aldıkları için
mali yıkım yaşama korkusu
ve gerçeğinden kurtarması olacaktır.
ve gerçeğinden kurtarması olacaktır.
10:59
because they bought a defective product.
202
647871
2166
11:02
Perhaps, in time,
203
650813
2319
Belki zaman içerisinde,
11:05
young and old Americans may rediscover,
204
653156
2248
yaşlı ve genç Amerikalılar meraklarını,
öğrenme aşkını yeniden keşfedip
öğrenme aşkını yeniden keşfedip
11:07
as the gentleman said earlier,
205
655428
2197
11:09
their curiosity, their love of learning --
206
657649
2039
11:11
begin to study what they love,
207
659712
1437
sevdikleri şeyi okurlar,
okudukları şeyi severler,
okudukları şeyi severler,
11:13
love what they study,
208
661173
1179
11:14
follow their passion ...
209
662376
1383
zekâlarından gayret alıp
tutkularının peşinden giderler,
tutkularının peşinden giderler,
11:16
getting stimulated by their intelligence,
210
664577
2469
gerçekten istedikleri eğitimi alırlar.
11:19
follow paths of inquiry
that they really want to.
that they really want to.
211
667070
3437
11:22
After all, it was Eric and Kevin,
212
670848
4450
Nihayetinde, iki yıl önce, Eric ve Kevin
11:27
two years ago,
213
675322
1168
tam da böyle iki genç adam,
11:29
just exactly these kinds of young men,
214
677498
3432
Amerika'daki borçlu öğrenciler konusunda
11:32
who prompted me and worked with me,
215
680954
2022
11:35
and still do,
216
683000
1561
beni harekete geçirmiş
ve benimle çalışmışlardı.
ve benimle çalışmışlardı.
11:36
in the study of indebted
students in America.
students in America.
217
684585
3686
Hâlâ da çalışıyorlar.
11:41
Thank you for your attention.
218
689272
1531
İlginize teşekkür ederim.
11:42
(Applause)
219
690827
4564
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Sajay Samuel - EducatorProfessor Sajay Samuel's proposal to reduce the burden of student loans is part of his larger preoccupation with thinking beyond the conventional categories of economics and ecology.
Why you should listen
Sajay Samuel is an award winning professor of accounting at the Smeal College of Business at Penn State University. He has organized seminars and lectured widely in Europe and elsewhere on a range of topics, including science and technology, the political economy of professions and decision theory.
Samuel received his Masters in Accounting and Ph.D in Business Administration from Penn State University in 1990 and 1995 respectively. Since then he has taught management accounting and related subjects to undergraduates, graduates, MBAs and Executives over assignments that included stints at Bucknell University and the University of Connecticut. He returned to Penn State in 2003 and now teaches a capstone course to all undergraduate business majors titled, "Business and Industry Analysis."
Samuel was awarded the 2006 Lester J. Shonto Faculty Award for Excellence in Accounting Education. Dr. Samuel's research has been published in such scholarly journals as Accounting, Organizations and Society, Administration Science Quarterly and Symbolic Interaction. His most recent work on accounting, technology and on the history of ideas, has appeared in three articles in the Encyclopedia of Science, Technology and Ethics (2005). His current research aims at clarifying the political implications of accounting practice. His studies in this area concern the political significance of administrative agencies and professional associations in liberal democratic polities. He has presented the early fruits of this work in France, Italy, Germany and England.
Sajay Samuel | Speaker | TED.com