ABOUT THE SPEAKER
eL Seed - Artist
French-Tunisian artist eL Seed blends the historic art of Arabic calligraphy with graffti to portray messages of beauty, poetry and peace across all continents.

Why you should listen

Born in Paris to Tunisian parents, eL Seed travels the world, making art in Paris, New York, Jeddah, Melbourne, Gabes, Doha and beyond. His goal: to create dialogue and promote tolerance as well as change global perceptions of what Arabic means. In 2012, for instance, he painted a message of unity on a 47-meter-high minaret on the Jara mosque in Gabes, Tunisia. This piece and others can be found in his book, Lost Walls: Graffiti Road Trip through Tunisia

Most recently he created a sprawling mural in the Manshiyat Naser neighborhood of Cairo that spans 50 buildings and can only be viewed from a local mountaintop. Intending to honor the historic garbage collectors of the Manshiyat Naser neighborhood, the piece reads, "Anyone who wants to see the sunlight clearly needs to wipe his eye first."

More profile about the speaker
eL Seed | Speaker | TED.com
TEDSummit

eL Seed: A project of peace, painted across 50 buildings

eL Seed: Bir barış projesi, üzeri boyanmış 50 bina

Filmed:
944,940 views

eL Seed Arap kaligrafisini grafiti ile kaynaştırıp Tunus'tan Paris'e renkli, fırıl fırıl dönen umut ve barış mesajları boyuyor. Sanatçı ve TED Burslusu şu ana kadar en azimli projesinin hikâyesini paylaşıyor: Mısır, Kahire'nin bir semti, Manshiyat Naser'de 50 binayı kapsayan ve tamamı ancak yakındaki bir dağın tepesinden görülen bir duvar resmi.
- Artist
French-Tunisian artist eL Seed blends the historic art of Arabic calligraphy with graffti to portray messages of beauty, poetry and peace across all continents. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So when I decidedkarar to createyaratmak
an artSanat pieceparça in ManshiyatManshiyat NaserNaser,
0
640
3736
Manshiyat Naser'de bir sanat eseri
yaratmaya karar verince,
00:16
the neighborhoodKomşuluk of the CairoCairo
garbageçöp collectorstoplayıcıları in EgyptMısır,
1
4400
2976
ki burası Mısır'da Kahire'nin
çöp şehri olarak biliniyor,
00:19
I never thought this projectproje would be
2
7400
1816
bu projenin en büyüleyici deneyimim
00:21
the mostçoğu amazingşaşırtıcı humaninsan experiencedeneyim
that I would ever livecanlı.
3
9240
2680
olacağını hiç aklımdan geçirmedim.
00:24
As an artistsanatçı, I had
this humanisthümanist intentionniyet
4
12640
2696
Bir sanatçı olarak hümanist
bir gayem vardı,
00:27
of beautifyinggüzelleştirici a poorfakir
and neglectedbakımsız neighborhoodKomşuluk
5
15360
2376
köhne ve unutulmuş bir
mahalleyi güzelleştirmek
00:29
by bringinggetiren artSanat to it and hopefullyinşallah
shiningparlıyor lightışık on this isolatedyalıtılmış communitytoplum.
6
17760
5080
ve sanatı oraya götürüp bu soyutlanmış
topluluğa ışık tutmak istedim.
00:36
The first time I heardduymuş about
this ChristianHıristiyan CopticKıpti communitytoplum
7
24000
3616
Bu Hristiyan Kıpti topluluğunu ilk kez
00:39
was in 2009 when the EgyptianMısır authoritiesyetkililer
underaltında the regimerejim of HosniHüsnü MubarakMübarek
8
27640
5416
2009'da, Mısır yetkililerin
Hüsnü Mübarek rejiminde
00:45
decidedkarar to slaughterkatliam 300,000 pigsdomuzlar
usingkullanma the pretextbahane of H1N1 virusvirüs.
9
33080
5800
H1N1 virüsü bahanesi ile 300.000 domuzu
kesmeye karar verdiklerinde duydum.
00:51
OriginallyAslında, they are pigdomuz breedersdoğurmak.
10
39560
1936
Asıl işleri domuz yetiştiriciliği.
00:53
TheirOnların pigsdomuzlar and other animalshayvanlar
are fedfederasyon with the organicorganik wasteatık
11
41520
3176
Domuzları ve diğer hayvanları
günlük olarak topladıkları
00:56
that they collecttoplamak on a dailygünlük basistemel.
12
44720
1976
organik atıklarla besleniyor.
00:58
This eventolay killedöldürdü theironların livelihoodgeçim.
13
46720
1760
Bu olay onların gelirini yok etti.
01:01
The first time I enteredgirdi ManshiyatManshiyat NaserNaser,
it feltkeçe like a mazeLabirent.
14
49080
3456
Manshiyat Naser'e ilk uğradığımda,
labirent gibi gelmişti bana.
01:04
I was looking for the StSt. SimonSimon MonasteryManastır
on the topüst of the MuqattamMuqattam MountainDağ.
15
52560
3696
Moqattam tepesinde bulunan
St. Simon manastırını arıyordum.
01:08
So you go right, then straightDüz,
then right again, then left
16
56280
3176
Tepeye erişmek için önce sağ
yapıyorsunuz, sonra düz,
01:11
to reachulaşmak all the way to the topüst.
17
59480
1696
sonra tekrar sağ ve sol.
01:13
But to reachulaşmak there, you mustşart dodgebirden kenara çekilip kurtulmak betweenarasında
the truckskamyonlar overpackedoverpacked with garbageçöp
18
61200
4416
Ama oraya giderken çöp taşan
kamyonların arasından sıyrılmalı
01:17
and slalomSlalom betweenarasında the tuk-tuksTuk tuks,
19
65640
1576
ve mahallede hareket için
01:19
the fastestEn hızlı vehiclearaç to movehareket around
in the neighborhoodKomşuluk.
20
67240
3200
en hızlı araç olan 3 tekerlilerin
arasından geçmelisiniz.
01:23
The smellkoku of the garbageçöp
unloadedboş from those truckskamyonlar was intenseyoğun,
21
71040
3136
Kamyonlardan boşaltılan
çöp kokusu yoğundu
01:26
and the noisegürültü of the traffictrafik
was loudyüksek sesle and overbearingzorba.
22
74200
3376
ve trafik gürültüsü
yüksek sesli ve sıkıcıydı.
01:29
AddEkle to it the dinDIN createdoluşturulan by the crushersKırıcı
in those warehousesAmbarlar alonguzun bir the way.
23
77600
4680
Bir de depolardaki sıkma makinelerin
gürültüsünü buna ekleyin.
01:34
From outsidedışında it looksgörünüyor chaotickarmakarışık,
but everything is perfectlykusursuzca organizedörgütlü.
24
82920
4440
Dışardan kaos gibi görünüyor
ama her şey mükemmelce organize edilmiş.
01:40
The ZaraeebZaraeeb, that’s how
they call themselveskendilerini,
25
88600
2456
Onlar kendilerine Zaraeeb diyorlar,
01:43
whichhangi meansanlamına geliyor the pigdomuz breedersdoğurmak,
26
91080
1536
anlamı domuz yetiştiricisidir.
01:44
have been collectingtoplama the garbageçöp of CairoCairo
27
92640
2376
Kahire'nin çöpünü toplamışlar
01:47
and sortingsınıflandırma it in theironların ownkendi
neighborhoodKomşuluk for decadeson yıllar.
28
95040
2776
ve bunu kendi mahallelerinde
on yıllarca yapmışlar.
01:49
They have developedgelişmiş
one of the mostçoğu efficientverimli
29
97840
2136
Çok etkili bir yöntem geliştirdiler
01:52
and highlybüyük ölçüde profitablekârlı systemssistemler
on a globalglobal levelseviye.
30
100000
3296
ve küresel anlamda son derece
kârlı bir sistem.
01:55
Still, the placeyer is perceivedalgılanan
as dirtykirli, marginalizedmarjinal and segregatedayrılmış
31
103320
4616
Ama hâlâ kirli, marjinal,
ve ayrı tutulmuş görünüyorlar,
01:59
because of theironların associationbirleşme
with the trashçöp.
32
107960
2080
çünkü çöple bağdaştırılıyorlar.
02:03
So my initialilk ideaFikir
was to createyaratmak an anamorphicanamorfik pieceparça,
33
111080
2856
İlk fikrim bir anamorfik
eser tasarlamaktı,
02:05
a pieceparça that you can only see
from one vantageVantage pointpuan.
34
113960
2856
tek bir stratejik noktadan
görebildiğiniz bir parça.
02:08
I wanted to challengemeydan okuma myselfkendim artisticallysanatsal
by paintingboyama over severalbirkaç buildingsbinalar
35
116840
4336
Kendi sanatımı zorlamak ve birkaç binayı
kapsayan resim çizmek istedim
02:13
and havingsahip olan it only fullytamamen visiblegözle görülür
from one pointpuan on the MuqattamMuqattam MountainDağ.
36
121200
5136
ve bunun bir tek Moqattam tepesinden
görülmesini planladım.
02:18
The MuqattamMuqattam MountainDağ
is the pridegurur of the communitytoplum.
37
126360
2576
Moqattam tepesi buradaki
insanların gururudur.
02:20
This is where they builtinşa edilmiş
the StSt. SimonSimon MonasteryManastır,
38
128960
2456
St. Simon manastırını oraya kurdular,
02:23
a 10,000-seat-koltuk caveMağara churchkilise
that they carvedoyma into the mountaindağ itselfkendisi.
39
131440
5120
dağın içine kazınmış
toplam 10.000 kişilik bir kilisedir.
02:29
So, the first time
I stooddurdu on topüst of the mountaindağ
40
137200
4056
İlk kez bu tepede bulunduğum
02:33
and I lookedbaktı at the neighborhoodKomşuluk,
41
141280
1616
ve bu mahalleye baktığımda,
02:34
I askeddiye sordu myselfkendim, how on earthtoprak
will I convinceikna etmek all those ownerssahipleri
42
142920
2896
kendime sordum, bu kadar
ev sahibini binalarını boyamaya
02:37
to let me paintboya on theironların buildingsbinalar?
43
145840
2176
nasıl ikna edebilirim?
02:40
And then MagdMagd camegeldi.
44
148040
1376
Sonra Magd ile tanıştım.
02:41
MagdMagd is a guidekılavuz from the ChurchKilise.
45
149440
2376
Magd kilisede rehberlik yapıyor.
02:43
He told me the only personkişi I neededgerekli
to convinceikna etmek was FatherBaba SamaanSamaan,
46
151840
4096
Bana bir tek peder Samaan'ı ikna
etmem gerekeceğini söyledi,
02:47
who is the leaderlider of the communitytoplum.
47
155960
2456
kendisi bu topluluğun lideriydi.
02:50
But to convinceikna etmek FatherBaba SamaanSamaan,
I neededgerekli to convinceikna etmek MarioMario,
48
158440
3216
Ama peder Samaan'dan evvel
Mario'yu ikna etmem gerekiyordu,
02:53
who is a PolishLehçe artistsanatçı
who movedtaşındı to CairoCairo 20 yearsyıl agoönce
49
161680
3056
o da 20 sene önce Kahire'ye taşınmış
Polonya'lı bir sanatçı
02:56
and who createdoluşturulan all the artworksanat eseri
of the CaveMağara ChurchKilise.
50
164760
3816
ve dağın içindeki kilisenin tüm
sanat eserlerini yapan kişi.
03:00
I am really gratefulminnettar to MarioMario.
He was the keyanahtar of the projectproje.
51
168600
2920
Mario'ya çok şey borçluyum.
O bu projenin kilit noktası.
03:04
He managedyönetilen to get me
a meetingtoplantı with FatherBaba SamaanSamaan,
52
172280
2376
Benim peder Samaan ile
buluşmamı Mario sağladı.
03:06
and surprisinglyşaşırtıcı biçimde, he lovedsevilen the ideaFikir.
53
174680
1736
Şaşırtıcı ama peder fikrimi sevdi.
03:08
He askeddiye sordu me about where I paintedboyalı before
54
176440
2256
Bana daha önceki projelerimi ve
03:10
and how I will make it happenolmak.
55
178720
1456
bunu nasıl yapacağımı sordu.
03:12
And he was mainlyağırlıklı olarak concernedilgili
by what I was going to writeyazmak.
56
180200
3200
Daha çok neler yazacağımdan
endişe ediyordu.
03:16
In everyher work that I createyaratmak,
I writeyazmak messagesmesajları
57
184760
2136
Her yarattığım eserimde,
Arapça hat sanatı
03:18
with my stylestil of ArabicArapça calligraphyHat sanatı.
58
186920
1776
tarzımla mesajlar yazarım.
03:20
I make sure those messagesmesajları are relevantuygun
to the placeyer where I am paintingboyama
59
188720
3736
Mesajlarımın yerine göre anlamlı
olmasına gayret ediyorum,
03:24
but have this universalevrensel dimensionboyut,
60
192480
1620
aynı zamanda evrensel boyutlu,
03:26
so anybodykimse around the worldDünya
can relateilgili to it.
61
194124
2800
ki dünyada herkes kendine
anlam çıkarabilsin.
03:29
So for ManshiyatManshiyat NaserNaser,
62
197560
1256
Manshiyat Naser için,
03:30
I decidedkarar to writeyazmak in ArabicArapça
the wordskelimeler of StSt. AthanasiusAthanasius of AlexandriaAlexandria,
63
198840
4776
Alexandria'lı St. Athanasius'un sözlerini
Arapça'da kullanmaya karar verdim,
03:35
a CopticKıpti bishopPiskopos from the thirdüçüncü centuryyüzyıl,
64
203640
1936
üçüncü yüzyıldan bir Kopti piskoposdu
03:37
who said: (ArabicArapça),
65
205600
4576
ve şunu demişti: (Arapça),
03:42
whichhangi meansanlamına geliyor in Englishİngilizce,
66
210200
1256
İngilizce çevirisi şudur,
03:43
"AnyoneKimse who wants
to see the sunlightGüneş ışığı clearlyAçıkça
67
211480
2136
"Güneş ışığını görmek isteyen
03:45
needsihtiyaçlar to wipesilme his eyesgözleri first."
68
213640
1480
ilk gözlerini temizlemelidir."
03:47
It was really importantönemli for me
69
215800
1776
Benim için önemli olan
03:49
that the communitytoplum
feltkeçe connectedbağlı to the wordskelimeler.
70
217600
2896
oradaki topluluğun bu sözlerle
bağlantı kurmalarıydı.
03:52
And for me this quotealıntı was perfectlykusursuzca
reflectingyansıtan the spiritruh of the projectproje.
71
220520
3440
Bana göre bu alıntı projemi
çok iyi anlatıyordu.
03:56
So FatherBaba SamaanSamaan blessedmübarek the projectproje,
72
224480
2416
Peder Samaan projemi onayladı
03:58
and his approvalonay broughtgetirdi
all the residentssakinleri on boardyazı tahtası.
73
226920
2960
ve onun onayı oradaki topluluğun
desteğini sağladı.
04:02
HundredsYüzlerce of literslitre of paintboya,
a dozendüzine bluemavi manualManuel liftsasansörler,
74
230640
4296
Yüzlerce litre boya,
bir düzine mavi manuel asansör,
04:06
severalbirkaç tripsgezileri back and forthileri to CairoCairo,
75
234960
2136
birkaç kez Kahire'ye gidiş geliş,
04:09
a stronggüçlü and solidkatı teamtakım from FranceFransa,
NorthKuzey AfricaAfrika, MiddleOrta EastDoğu and the US,
76
237120
4136
Fransa, Kuzey Afrika, Orta Doğu
ve Amerika'dan gelen sağlam bir ekip
04:13
and after a yearyıl of planningplanlama
and logisticsLojistik, there we are,
77
241280
3456
ve bir sene tasarım ve lojistik
sürecinden sonra işte buradayız.
04:16
my teamtakım and some membersüyeler
from the localyerel communitytoplum
78
244760
2616
Ekibimiz ve mahalleden bazı üyeler
04:19
creatingoluşturma a pieceparça that will
spreadYAYILMIŞ over 50 buildingsbinalar,
79
247400
3496
ellinin üzerinde binaya yayılacak
bir parça oluşturduk.
04:22
some fillingdolgu up the spaceuzay
of the calligraphyHat sanatı
80
250920
2896
Bazıları kaligrafi için ayırdığımız
yerleri dolduruyor,
04:25
that I traceiz with colorsrenkler.
81
253840
1416
ben de boya ile tamamlıyorum.
04:27
Here some bluemavi, there some yellowSarı,
there some orangePortakal.
82
255280
3056
Şuraya biraz mavi, oraya sarı,
diğer tarafa turuncu.
04:30
Some othersdiğerleri carryingtaşıma some sandkum bagsçantalar
83
258360
2135
Bazıları manuel asansörleri tutmak için
04:32
and puttingkoyarak them
on the topüst of the buildingsbinalar
84
260519
2097
kum torbaları taşıdı ve binaların
04:34
to holdambar those manualManuel liftsasansörler,
85
262640
1336
tepesine yerleştirdi.
04:36
and some othersdiğerleri assemblingbirleştirme
and disassemblingsökülmesi those sameaynı liftsasansörler
86
264000
2896
Diğerleri asansörleri birleştirip
sökmekle meşguldü
04:38
and movinghareketli them around
the differentfarklı buildingsbinalar.
87
266920
2200
ve binalar arasında taşıyorlardı.
04:42
At the beginningbaşlangıç of the projectproje,
88
270200
1696
Projenin başında,
04:43
I numberedsayılı all those
buildingsbinalar on my sketchkroki,
89
271920
3656
bütün binalara numara verdim
04:47
and there was no realgerçek interactionetkileşim
with the communitytoplum.
90
275600
2496
ve mahalle sakinleri ile
gerçek bir iletişim yoktu.
04:50
People didndeğil’t get the pointpuan of all this.
91
278120
2136
Bu projenin ne işe
yarayacağını anlamadılar.
04:52
But fasthızlı enoughyeterli, those buildingbina numberssayılar
becameoldu familyaile namesisimler.
92
280280
4496
Ama hızla bina numaraları
ailelerin soyadıyla yer değiştirdi.
04:56
The first buildingbina
was the houseev of UncleAmca IbrahimIbrahim.
93
284800
2600
Birinci bina İbrahim amcanın eviydi.
05:00
UncleAmca IbrahimIbrahim is suchböyle
an enthusiastichevesli personkişi.
94
288040
2136
İbrahim amca coşkulu bir adam.
05:02
He was always singingşan and makingyapma jokesŞakalar,
95
290200
2056
Sürekli şarkı söyler ve şaka yapar.
05:04
and his daughterskız çocukları and sonsoğulları
savedkaydedilmiş me from his bullBoğa
96
292280
4336
Kızları ve oğulları, dördüncü katta
bana saldırmak isteyen
05:08
who wanted to attacksaldırı me
on the fourthdördüncü floorzemin.
97
296640
2456
boğalarından beni kurtardı.
05:11
(LaughterKahkaha)
98
299120
1296
(Kahkahalar)
05:12
ActuallyAslında, the bullBoğa saw me from the windowpencere
and camegeldi out on the balconybalkon.
99
300440
3296
Aslında boğa beni camdan görmüş
ve balkona çıkmıştı.
05:15
(LaughterKahkaha)
100
303760
1336
(Kahkahalar)
05:17
Yeah.
101
305120
1200
Evet.
05:21
UncleAmca IbrahimIbrahim was always
hangingasılı out on the balconybalkon
102
309680
2656
İbrahim amca, ben boyarken
her zaman balkona çıkar
05:24
and talkingkonuşma to me while I was paintingboyama.
103
312360
1976
ve benimle sohbet ederdi.
05:26
I rememberhatırlamak him sayingsöz that he didndeğil’t
go to the mountaindağ for 10 yearsyıl,
104
314360
3976
On sene hiç dağın tepesine gitmediğini
ve hiç izin almadığını
05:30
and that he never takes a day off.
105
318360
1816
söylediğini hatırlıyorum.
05:32
He said that if he stoppeddurduruldu workingçalışma,
who will stop the garbageçöp?
106
320200
3776
Dedi ki, eğer çalışmayı bırakırsak,
çöpleri kim durduracak?
05:36
But surprisinglyşaşırtıcı biçimde,
at the endson of the projectproje,
107
324000
3416
Ama sürpriz olarak, projenin sonunda
05:39
he camegeldi all the way to the mountaindağ
to look at the pieceparça.
108
327440
2816
kendisi dağın tepesine geldi
ve esere göz attı.
05:42
He was really proudgururlu
to see his houseev paintedboyalı,
109
330280
2776
Evinin boyanmış olmasından
gerçekten de onurlanmıştı
05:45
and he said that this projectproje
was a projectproje of peaceBarış and --
110
333080
3760
ve bu projenin bir barış projesi
olduğunu söylemişti ve --
05:50
sorry --
111
338400
1200
pardon --
05:53
(ApplauseAlkış)
112
341000
2560
(Alkışlar)
06:06
Thank you.
113
354400
1200
Teşekkür ederim.
06:08
He said that it was a projectproje
of peaceBarış and unityBirlik
114
356320
4976
Barış ve birlik projesi olduğunu
ve insanları birleştirdiğini söyledi.
06:13
and that it broughtgetirdi people togetherbirlikte.
115
361320
1720
06:15
So his perceptionalgı
towardskarşı the projectproje changeddeğişmiş,
116
363680
3216
Yani proje hakkında fikirleri değişti
06:18
and my perceptionalgı towardskarşı
the communitytoplum changeddeğişmiş alsoAyrıca,
117
366920
3896
ve benim de o semt
hakkında fikirlerim değişti
06:22
and towardskarşı what they do.
118
370840
1936
ve orada ne yaptıklarına dair.
06:24
All the garbageçöp that everybodyherkes
is disgustedtiksinti by is not theirsonların.
119
372800
4616
Oradaki herkesin iğrendiği çöpler
onların çöpü değil.
06:29
They just work out of it.
120
377440
1496
Ancak çöple çalışıyorlar.
06:30
ActuallyAslında, they donDon’t livecanlı in the garbageçöp.
They livecanlı from the garbageçöp.
121
378960
3256
Aslında çöpün içinde yaşamıyorlar.
Çöple geçim sağlıyorlar.
06:34
So I startedbaşladı doubtingşüphe myselfkendim and wonderingmerak ediyor
122
382240
2216
Yani kendimden kuşkulandım ve
06:36
what was the realgerçek purposeamaç
of this wholebütün projectproje?
123
384480
3776
bu projenin gerçek amacını sorguladım?
06:40
It was not about beautifyinggüzelleştirici
a placeyer by bringinggetiren artSanat to it.
124
388280
4096
Sanat getirip orayı
güzelleştirmek değildi amacım.
06:44
It was about switchinganahtarlama perceptionalgı
and openingaçılış a dialoguediyalog
125
392400
3056
Algıları değiştirip bizimle bağlı olan
06:47
on the connectionbağ that we have
with communitiestopluluklar that we donDon’t know.
126
395480
3160
ama tanımadığımız topluluklarla
iletişim kurmaktı.
06:51
So day after day,
127
399520
1256
Günler sonra,
06:52
the calligraphyHat sanatı circledaire was takingalma shapeşekil,
128
400800
2376
kaligrafi çemberi şekil alıyordu
06:55
and we were always excitedheyecanlı to go back
on the mountaindağ to look at the pieceparça.
129
403200
4056
ve heyacanla dağın tepesine
geri dönüp esere bakıyorduk.
06:59
And standingayakta exactlykesinlikle at this pointpuan
everyher day madeyapılmış my realizegerçekleştirmek
130
407280
3136
Aynı yerde durunca bu anamorfik eserin
07:02
the symbolismsembolizm behindarkasında
this anamorphicanamorfik pieceparça.
131
410440
2816
sembolizmini fark ettim.
07:05
If you want to see
the realgerçek imagegörüntü of somebodybirisi,
132
413280
2176
Bir insanın gerçek
imajını görmek istiyorsan,
07:07
maybe you should changedeğişiklik your angleaçı.
133
415480
1960
belki bakış açını değiştirmen gerek.
07:10
There was doubtsşüpheler and difficultieszorluklar,
134
418440
1816
Kuşku ve zorluklarla karşılaştık,
07:12
like fearsendişe and stressstres.
135
420280
1256
korku ve stres gibi.
07:13
It wasn'tdeğildi simplebasit
to work in suchböyle environmentsortamları,
136
421560
2176
Böyle bir ortamda çalışmak
kolay değildi,
07:15
sometimesara sıra havingsahip olan pigsdomuzlar underaltında you
while you paintboya
137
423760
2216
bazen boyarken altımızda domuzlar vardı
07:18
or climbingTırmanmak a stackyığın of garbageçöp
to reachulaşmak a liftasansör.
138
426000
2816
veya asansöre ulaşmamız için
çöpe tırmanmamız gerekiyordu.
07:20
But we all got over the fearkorku
of the heightsyükseklikleri, the swingingsallanan liftsasansörler,
139
428840
3336
Ama hepimiz yükseklik korkusunu,
sallanan asansörün verdiği korkuyu,
07:24
the strengthkuvvet of the smellkoku
140
432200
1256
aşırı kokuyu
07:25
and alsoAyrıca the stressstres
of not finishingbitirme on time.
141
433480
2136
ve zamanında bitirme stresini aştık.
07:27
But the kindnessnezaket of all those people
madeyapılmış us forgetunutmak everything.
142
435640
3240
Oradaki insanların iyiliği her şeyi
unutmamızı sağladı.
07:31
The buildingbina numbernumara 3 was the houseev
of UncleAmca BakheetBakheet and AuntyTeyze FareedaFareeda.
143
439600
4176
Üçüncü bina Bakheet amcanın
ve Fareeda teyzenindi.
07:35
In EgyptianMısır, they have
this expressionifade that saysdiyor, "AhsenAhsen NasNAS,"
144
443800
3256
Mısır Arapçasında bir deyim var,
"Ahsen Nas,"
"En iyi insanlar" anlamına gelir.
07:39
whichhangi meansanlamına geliyor "the besten iyi people."
145
447080
1536
07:40
They were the besten iyi people.
146
448640
1256
Onlar en iyi insanlardı.
07:41
We used to take our breakkırılma
in frontön of theironların housesevler,
147
449920
3136
Genelde onların evinin önünde
mola veriyorduk
07:45
and all the kidsçocuklar of the neighborhoodKomşuluk
148
453080
2376
ve mahalledeki çocuklar
07:47
used to joinkatılmak us.
149
455480
1336
bize eşlik ediyordu.
07:48
I was impressedetkilendim and amazedşaşırmış
by the kidsçocuklar of ManshiyatManshiyat NaserNaser.
150
456840
4336
Manshiyat Naser'deki çocuklardan
çok etkilendim.
07:53
For the first fewaz daysgünler, they were always
refusingreddeden anything we were offeringteklif them,
151
461200
4136
İlk günlerde, ne ikram edersek
reddediyorlardı,
07:57
even a snackAperatif or a drinkiçki.
152
465360
2056
atıştırdığımız veya içtiğimiz ne olursa.
07:59
So I askeddiye sordu AuntyTeyze FareedaFareeda, "Why is that?"
153
467440
1936
Fareeda teyzeye sordum "Neden böyleler?"
08:01
And she told me they teachöğretmek
theironların kidsçocuklar to refuseçöp anything
154
469400
3856
Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise,
çocuklarına ikramları geri çevirmelerini
08:05
from somebodybirisi that they don't know
155
473280
1656
öğrettiklerini anlattı.
08:06
because maybe this personkişi
needsihtiyaçlar it more than they do.
156
474960
2560
Çünkü o kişi kendilerinden
daha muhtaç olabilir.
08:10
So at this exactkesin pointpuan I realizedgerçekleştirilen actuallyaslında
157
478880
4016
Aslında tam o an fark ettim ki,
08:14
the ZaraeebZaraeeb communitytoplum
was the idealideal contextbağlam
158
482920
2136
Zaraeeb semti algı konusunu
ele almak için
08:17
to raiseyükseltmek the topickonu of perceptionalgı.
159
485080
1600
en iyi şartları sunuyordu.
08:19
We need to questionsoru
our levelseviye of misconceptionyanlış kanı
160
487240
3296
Halk olarak yanlış kavradıklarımızı
08:22
and judgmentyargı we can have as a societytoplum
161
490560
2656
ve yargıladığımız, farklı
gördüğümüz grupları,
08:25
uponüzerine communitiestopluluklar
basedmerkezli on theironların differencesfarklar.
162
493240
2440
iyice sorgulamamız gerekiyor.
08:28
I rememberhatırlamak how we got delayedgecikmiş
on UncleAmca Ibrahim'sIbrahim houseev
163
496960
3456
İyi hatırlıyorum, İbrahim amcanın
evine geç başlamıştık.
08:32
when his pigsdomuzlar that are bredyetiştirilmiş on the rooftopçatı katı
164
500440
2136
Domuzları evin çatısında beslenirken
08:34
were eatingyemek yiyor the sandkum bagsçantalar
that holdambar the liftsasansörler.
165
502600
2576
asansörleri tutan kum
torbalarını yemişlerdi.
08:37
(LaughterKahkaha)
166
505200
1560
(Kahkahalar)
08:39
The houseev of UncleAmca BakheetBakheet
and AuntyTeyze FareedaFareeda
167
507640
2936
Bakheet amcanın ve Fareeda teyzenin evi
08:42
was this kindtür of meetingtoplantı pointpuan.
168
510600
1656
bir nevi buluşma noktasıydı.
08:44
EverybodyHerkes used to gathertoplamak there.
169
512280
1855
Herkes orada toplanıyordu.
08:46
I think this is what UncleAmca IbrahimIbrahim meantdemek
170
514159
1937
İbrahim amcanın barış ve birlik
08:48
when he said that was
a projectproje of peaceBarış and unityBirlik,
171
516120
2616
projesinden söz ederken
demek istediği de bu.
08:50
because I really feltkeçe
that people were cominggelecek togetherbirlikte.
172
518760
2799
Çünkü gerçekten bir araya geliyorduk.
08:54
EveryoneHerkes was greetingselamlama us
with a smilegülümseme, offeringteklif us a drinkiçki
173
522320
3176
Herkes gülümseyerek selam veriyordu,
içecek ikram ediyordu
08:57
or invitingçekici us into theironların
ownkendi houseev for lunchöğle yemeği.
174
525520
4016
veya öğlen yemeğine bizi
evlerine çağırıyorlardı.
09:01
SometimeBir ara, you are
at the first levelseviye of a buildingbina,
175
529560
3016
Bazen binanın ilk katında bulunurken,
09:04
and somebodybirisi opensaçılan his windowpencere
and offersteklifler you some teaÇay.
176
532600
2536
size biri camı açıp çay ikram ediyor.
09:07
And then the sameaynı thing happensolur
on the secondikinci floorzemin.
177
535160
2456
Sonra aynı şey siz ikinci kata
gelince de oluyordu.
09:09
And you keep going all the way to the topüst.
178
537640
2016
En üst kata gidene kadar.
09:11
(LaughterKahkaha)
179
539680
1216
(Kahkahalar)
09:12
(ApplauseAlkış)
180
540920
1456
(Alkışlar)
09:14
I think I never drinkiçki as much teaÇay
as I did in EgyptMısır.
181
542400
2456
Hayatımda Mısır'da içtiğim
kadar çay içmedim.
09:16
(LaughterKahkaha)
182
544880
1816
(Kahkahalar)
09:18
And to be honestdürüst with you,
we could have finishedbitmiş earlierdaha erken,
183
546720
2736
Doğrusu daha erken bitirebilirdik projeyi
09:21
but I think it tookaldı us threeüç weekshaftalar
because of all those teaÇay breakssonları.
184
549480
3176
ama herhalde bu çay molaları yüzünden
üç haftada bitirdik.
09:24
(LaughterKahkaha)
185
552680
1800
(Kahkahalar)
09:28
In EgyptMısır, they have anotherbir diğeri expressionifade,
whichhangi is "NawartounaNawartouna,"
186
556520
3536
Mısır'da "Nawartouna" diye
bir başka tabir var,
09:32
whichhangi meansanlamına geliyor, "You broughtgetirdi lightışık to us."
187
560080
2120
"Bize ışık getirdiniz," anlamına geliyor.
09:35
In ManshiyatManshiyat NaserNaser
they were always tellingsöylüyorum us this.
188
563200
2896
Manshiyat Naser' de bize dedikleriydi.
09:38
The calligraphyHat sanatı, actuallyaslında --
189
566120
2136
Kaligrafi, aslında --
09:40
I used a whitebeyaz glow-in-the-darkKaranlıkta parlayan paintboya
for the calligraphyHat sanatı
190
568280
4056
karanlıkta beyazca parlayan boya
kullandım kalifgrafimde
09:44
so at the endson of the projectproje,
we rentedkiralanmış some blacksiyah lightışık projectorsprojektörler
191
572360
4176
ve projenin sonunda, projektör kiraladık
09:48
and litAydınlatılmış up the wholebütün neighborhoodKomşuluk,
192
576560
2376
ve bütün mahalleyi aydınlattık,
09:50
surprisingşaşırtıcı everybodyherkes around.
193
578960
1376
herkese süpriz oldu.
09:52
We wanted to tell them
194
580360
1256
Söylemek istediğimiz,
09:53
that they are the onesolanlar
who broughtgetirdi lightışık to us.
195
581640
2200
onlar aslında bize ışık getirdi.
09:58
(ApplauseAlkış)
196
586280
2280
(Alkışlar)
10:09
The ZaraeebZaraeeb communitytoplum
are stronggüçlü, honestdürüst, hardzor workersişçiler,
197
597000
4056
Zaraeeb topluluğu güçlü,
dürüst, çalışkan
10:13
and they know theironların valuedeğer.
198
601080
1736
ve kendi değerlerinin farkındalar.
10:14
The people of CairoCairo
call them "the ZabaleenZabaleen,"
199
602840
2136
Kahire halkı onlara "Zabaleen" diyor,
10:17
whichhangi meansanlamına geliyor "the people of the garbageçöp,"
200
605000
1976
"çöpün insanları" anlamına geliyor
10:19
but ironicallyironik,
the people of ManshiyatManshiyat NaserNaser
201
607000
2736
ama kaderin cilvesine bakın,
Manshiyat Naser'dekiler
10:21
call the people of CairoCairo the ZabaleenZabaleen.
202
609760
1856
Kahire'de oturanlara Zabaleen diyor.
10:23
They say, they are the onesolanlar
who produceüretmek the garbageçöp, not them.
203
611640
2936
Asıl bu çöpe neden olanlar onlar,
biz değiliz diyorlar.
10:26
(LaughterKahkaha)
204
614600
1216
(Kahkahalar)
10:27
(ApplauseAlkış)
205
615840
1376
(Alkışlar)
10:29
The goalhedef was to leaveayrılmak something
to this communitytoplum,
206
617240
2376
Amaç bu topluluğa bir şey katmaktı
10:31
but I feel that they are the onesolanlar
who left something in our liveshayatları.
207
619640
3136
ama bence onlar
bizim hayatımıza bir şeyler kattılar.
10:34
You know, the artSanat projectproje
was just a pretextbahane
208
622800
2096
Bu etkileyici deneyimi yaşamak için
10:36
for this amazingşaşırtıcı humaninsan experiencedeneyim.
209
624920
1656
sanat projesi sanki bir bahaneydi.
10:38
The artSanat pieceparça at some pointpuan
will disappearkaybolmak, vanishkaybolmak,
210
626600
2416
Sanat eserim bir gün kaybolacak,
10:41
and actuallyaslında there is somebodybirisi
who is buildingbina a secondikinci floorzemin
211
629040
2896
şu an İbrahim amcanın evinin
önünde birisi,
10:43
in frontön of UncleAmca Ibrahim'sIbrahim houseev,
212
631960
1656
evine ikinci bir kat ekliyor.
10:45
so it's coveringkapsayan partBölüm of the paintingboyama,
213
633640
1856
Yani projenin bir parçasını kapatıyor
10:47
so I mightbelki need to go back
and paintboya over it.
214
635520
2136
ve geri dönüp üzerini boyamam gerekecek.
10:49
(LaughterKahkaha)
215
637680
1616
(Kahkahalar)
10:51
It was about the experiencedeneyim,
216
639320
1376
Bu bir deneyimdi,
10:52
about the storyÖykü,
217
640720
1416
hikâyeydi,
10:54
about the momentan.
218
642160
1280
ana şahit olmaktı.
10:56
From the streetssokaklar of the neighborhoodKomşuluk,
219
644560
1896
Bu mahallenin caddelerinde
10:58
the paintingboyama appearsbelirir in fragmentsfragmanları,
220
646480
1620
resim parçaları görünür,
11:00
isolatedyalıtılmış from one anotherbir diğeri,
221
648124
1892
birbirinden soyutlanmış,
11:02
standingayakta aloneyalnız.
222
650040
1256
tek başına duran.
11:03
But connectedbağlı with the signişaret of calligraphyHat sanatı
223
651320
2176
Ama kaligrafiyle bitişik olunca
11:05
that todaybugün revealsortaya çıkarır the powerfulgüçlü messagemesaj
that we should all think about
224
653520
3856
bugüne herkesin başkalarını yargılamadan
evvel üzerine düşünmesi gerektiği
11:09
before we want to judgehakim somebodybirisi.
225
657400
1680
güçlü bir mesaj taşıyor.
11:11
AnyoneKimse who wants to see
the sunlightGüneş ışığı clearlyAçıkça
226
659640
2136
Güneşin ışığını görmek istiyorsan
11:13
needsihtiyaçlar to wipesilme his eyesgözleri first.
227
661800
1440
ilk gözlerini temizle.
11:15
Thank you.
228
663760
1416
Teşekkür ederim.
11:17
(ApplauseAlkış)
229
665200
7761
(Alkışlar)
Translated by Erkan Atalay
Reviewed by Yunus Aşık

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
eL Seed - Artist
French-Tunisian artist eL Seed blends the historic art of Arabic calligraphy with graffti to portray messages of beauty, poetry and peace across all continents.

Why you should listen

Born in Paris to Tunisian parents, eL Seed travels the world, making art in Paris, New York, Jeddah, Melbourne, Gabes, Doha and beyond. His goal: to create dialogue and promote tolerance as well as change global perceptions of what Arabic means. In 2012, for instance, he painted a message of unity on a 47-meter-high minaret on the Jara mosque in Gabes, Tunisia. This piece and others can be found in his book, Lost Walls: Graffiti Road Trip through Tunisia

Most recently he created a sprawling mural in the Manshiyat Naser neighborhood of Cairo that spans 50 buildings and can only be viewed from a local mountaintop. Intending to honor the historic garbage collectors of the Manshiyat Naser neighborhood, the piece reads, "Anyone who wants to see the sunlight clearly needs to wipe his eye first."

More profile about the speaker
eL Seed | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee