ABOUT THE SPEAKER
Bruce Feiler - Writer
Bruce Feiler is the author of "The Secrets of Happy Families," and the writer/presenter of the PBS miniseries "Walking the Bible."

Why you should listen

Bruce Feiler is the author of nine books, including Walking the BibleAbraham, and America’s Prophet. He is also the writer/presenter of the PBS miniseries Walking the Bible. His book The Council of Dads tells the uplifting story of how friendship and community can help one survive life’s greatest challenges. Most recently Feiler published The Secrets of Happy Families, in which he calls for a new approach to family dynamics, inspired by cutting-edge techniques gathered from experts in the disciplines of science, business, sports and the military.

Feiler’s early books involve immersing himself in different cultures and bringing other worlds vividly to life. These include Learning to Bow, an account of the year he spent teaching in rural Japan; Looking for Class, about life inside Oxford and Cambridge; and Under the Big Top, which depicts the year he spent performing as a clown in the Clyde Beatty-Cole Bros. Circus.
 
Walking the Bible describes his perilous, 10,000-mile journey retracing the Five Books of Moses through the desert. The book was hailed as an “instant classic” by the Washington Post and “thoughtful, informed, and perceptive” by the New York Times.

More profile about the speaker
Bruce Feiler | Speaker | TED.com
TEDMED 2010

Bruce Feiler: The council of dads

Bruce Feiler: Babalar meclisi

Filmed:
514,485 views

Kanser teşhisi konulduğunda, Bruce Feiler'in ilk endişelendiği şey genç ailesi olmuştu. Bunun üzerine -- bu eğlenceli, gelişigüzel ve son derece düşünceli konuşmasında paylaştığı gibi -- Bruce Feiler ikiz kızları büyürlerken onlara hayat tecübeleriyle destek olmaları için en yakın arkadaşlarından "Babalar meclisi"ni kurmalarını istedi.
- Writer
Bruce Feiler is the author of "The Secrets of Happy Families," and the writer/presenter of the PBS miniseries "Walking the Bible." Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
My storyÖykü actuallyaslında beganbaşladı when I was fourdört yearsyıl oldeski
0
0
3000
Benim hikayem aslında ben daha dört yaşındayken
00:18
and my familyaile movedtaşındı to a newyeni neighborhoodKomşuluk
1
3000
2000
ailem doğduğum yer olan Georgia eyaletinin Savanah şehrinde
00:20
in our hometownMemleket of SavannahSavannah, GeorgiaGürcistan.
2
5000
2000
yeni bir semte taşındığında başladı.
00:22
And this was the 1960s
3
7000
2000
Yıllardan 1960,
00:24
when actuallyaslında all the streetssokaklar in this neighborhoodKomşuluk
4
9000
2000
mahalledeki bütün sokakların
00:26
were namedadlı after ConfederateKonfederasyon warsavaş generalsgeneraller.
5
11000
3000
ismini savaş generallerinden aldığı zamanlar.
00:29
We livedyaşamış on RobertRobert E. LeeLee BoulevardBoulevard.
6
14000
2000
Biz Robert E. Lee bulvarında oturduk.
00:31
And when I was fivebeş,
7
16000
2000
Ve ben beş yaşındayken,
00:33
my parentsebeveyn gaveverdi me an orangePortakal SchwinnSchwinn Sting-RaySting-Ray bicyclebisiklet.
8
18000
3000
ailem bana portakal rengi "Schwinn Stingray" marka bir bisiklet aldı.
00:36
It had a swoopingswooping bananamuz seatoturma yeri and those apemaymun hangeraskı handlebarsgidonlar
9
21000
3000
Bisikletimin kendine has muza benzeyen selesi ve
00:39
that madeyapılmış the riderbinici look like an orangutanorangutan.
10
24000
3000
sürücüsünü orangutan gibi gösteren maymun-askısı(Ape hanger) tipi gidonu vardı.
00:42
That's why they were calleddenilen apemaymun hangersAskıları.
11
27000
2000
Zaten maymun-askısı denmesinin sebebide buydu.
00:44
They were actuallyaslında modeledmodellenmiştir on hotrodZamanı motorcyclesmotosikletler of the 1960s,
12
29000
3000
Bu bisikletler için 1960'lı yılların modifiye edilmiş(hotrod) motorsikletleri model alınmıştı,
00:47
whichhangi I'm sure my momanne didn't know.
13
32000
2000
tabi bundan annemin haberi olmadığından eminim.
00:49
And one day I was exploringkeşfetmek this cul-de-sacCul-de-sac
14
34000
3000
Bir gün birkaç sokak ötede saklı,
00:52
hiddengizli away a fewaz streetssokaklar away.
15
37000
2000
çıkmaz sokağı keşfediyordum.
00:54
And I camegeldi back,
16
39000
2000
Geri geldim,
00:56
and I wanted to turndönüş around and get back to that streetsokak more quicklyhızlı bir şekilde,
17
41000
2000
ve tekar dönüp o çıkmaz sokağa daha hızlı girmek istedim,
00:58
so I decidedkarar to turndönüş around in this bigbüyük streetsokak
18
43000
3000
o yüzden mahallemizi ikiye bölen
01:01
that intersectedkestiği our neighborhoodKomşuluk,
19
46000
2000
o büyük caddeden gitmek istedim,
01:03
and whamgüm! I was hitvurmak by a passinggeçen sedansedan.
20
48000
3000
ve güm! Yoldan geçen bir araba bana çarpmıştı.
01:06
My mangledkarıştırılmış bodyvücut flewuçtu in one directionyön,
21
51000
2000
Ezilmiş vücudum bir yana,
01:08
my mangledkarıştırılmış bikebisiklet flewuçtu in the other.
22
53000
3000
parçalanmış bisikletim başka bir yana savruldu.
01:11
And I layyatırmak on the pavementkaldırım stretchinggerme over that yellowSarı linehat,
23
56000
3000
Ben sarı çizgi boyunca uzanan asfaltta uzandım,
01:14
and one of my neighborsKomşular camegeldi runningkoşu over.
24
59000
2000
ve komşulardan bir tanesi koşarak geldi.
01:16
"AndyAndy, AndyAndy, how are you doing?" she said, usingkullanma the nameisim of my olderdaha eski brothererkek kardeş.
25
61000
3000
Abimin ismiyle bana : "Andy, Andy, nasılsın?" diye sordu.
01:19
(LaughterKahkaha)
26
64000
2000
(Kahkahalar)
01:21
"I'm BruceBruce," I said, and promptlyDerhal passedgeçti out.
27
66000
3000
"Benim adım Bruce!" dedim ve hemen arkasından bayıldım.
01:24
I brokekırdı my left femuruyluk kemiği that day --
28
69000
2000
O gün sol uyluk kemiğimi kırmıştım --
01:26
it's the largesten büyük bonekemik in your bodyvücut --
29
71000
2000
Vücuttaki en büyük kemiktir --
01:28
and spentharcanmış the nextSonraki two monthsay in a bodyvücut castoyuncular
30
73000
3000
ve sonraki iki ayı çenemden ayak parmaklarıma
01:31
that wentgitti from my chinçene to the tipbahşiş of my toeayak
31
76000
2000
ve sağ dizime kadar uzanan,
01:33
to my right kneediz,
32
78000
2000
sağ dizimden
01:35
and a steelçelik barbar wentgitti from my right kneediz
33
80000
2000
sol topuğuma giden çelik bir çubuktan oluşan
01:37
to my left ankleayak bileği.
34
82000
2000
alçılar içinde geçirdim.
01:39
And for the nextSonraki 38 yearsyıl,
35
84000
2000
Ve sonraki 38 yıl,
01:41
that accidentkaza was the only medicallyTıbbi olarak interestingilginç thing
36
86000
2000
bu kaza başıma gelen
01:43
that ever happenedolmuş to me.
37
88000
3000
tek ilginç tıbbi deneyimdi.
01:46
In factgerçek, I madeyapılmış a livingyaşam by walkingyürüme.
38
91000
2000
Aslında, hayatımı yürüyerek kazandım.
01:48
I traveledseyahat around the worldDünya, enteredgirdi differentfarklı cultureskültürler,
39
93000
2000
Dünya'yı dolaştım, farklı kültürlere girdim,
01:50
wroteyazdı a seriesdizi of bookskitaplar about my travelsNow,
40
95000
2000
gezilerim hakkında bir seri kitap yazdım,
01:52
includingdahil olmak üzere "WalkingYürüyüş the Bibleİncil."
41
97000
2000
"Walking the Bible" dahil olmak üzere.
01:54
I hostedbarındırılan a televisiontelevizyon showgöstermek by that nameisim
42
99000
2000
PBS'te aynı isimde bir televizyon programını
01:56
on PBSPBS.
43
101000
2000
sundum.
01:58
I was, for all the worldDünya, the "walkingyürüme guy."
44
103000
3000
Ben, tüm Dünya için, yürüyen adamdım.
02:01
UntilKadar, in MayMayıs 2008,
45
106000
3000
Mayıs 2008'e kadar,
02:04
a routinerutin visitziyaret etmek to my doctordoktor
46
109000
2000
rutin bir doktor ziyareti,
02:06
and a routinerutin bloodkan testÖlçek
47
111000
2000
rutin bir kan testi
02:08
producedüretilmiş evidencekanıt in the formform of an alkalinealkalin phosphatasefosfataz numbernumara
48
113000
3000
alkalin fosfataz sayısı kemiklerimle ilgili bir sorun olabileceğini
02:11
that something mightbelki be wrongyanlış with my boneskemikler.
49
116000
3000
belirten bulgular ortaya koydu.
02:15
And my doctordoktor, on a whimheves, sentgönderilen me to get a full-bodytüm vücut bonekemik scantaramak,
50
120000
3000
Ve doktorum beni hemen tüm vücudu kapsayan bir kemik taramasına gönderdi.
02:18
whichhangi showedgösterdi that there was some growthbüyüme in my left legbacak.
51
123000
3000
Sol bacağımda biraz büyüme saptandı.
02:21
That sentgönderilen me to an X-rayX-ışını, then to an MRIMRI.
52
126000
3000
Sonra X-Ray'e ordan da MRI gittim.
02:24
And one afternoonöğleden sonra, I got a call from my doctordoktor.
53
129000
3000
Ve bir öğleden sonra doktorum beni aradı.
02:28
"The tumortümör in your legbacak
54
133000
2000
"Sol bacağındaki tümör
02:30
is not consistenttutarlı with a benigniyi huylu tumortümör."
55
135000
2000
iyi huylu bir tümöre benzemiyor"
02:32
I stoppeddurduruldu walkingyürüme,
56
137000
2000
Yürümeyi bıraktım.
02:34
and it tookaldı my mindus a secondikinci to convertdönüştürmek that doubleçift negativenegatif
57
139000
3000
Ve bir saniye içinde aklım çifte negatifi
02:37
into a much more horrifyingkorkunç negativenegatif.
58
142000
2000
çok daha korkutucu bir negatife çevirdi.
02:39
I have cancerkanser.
59
144000
2000
Kanserim.
02:41
And to think that the tumortümör was in the sameaynı bonekemik,
60
146000
3000
Ve tümörün aynı kemikte olduğunu düşünmek,
02:44
in the sameaynı placeyer in my bodyvücut
61
149000
2000
vücudumdaki aynı yerde,
02:46
as the accidentkaza 38 yearsyıl earlierdaha erken --
62
151000
3000
38 yıl önceki kazada olduğu gibi.
02:49
it seemedgibiydi like too much of a coincidencetesadüf.
63
154000
3000
Bu rastlantıdan öte bir şey gibi göründü bana.
02:52
So that afternoonöğleden sonra, I wentgitti back to my houseev,
64
157000
2000
O öğleden sonra eve döndüm,
02:54
and my threeüç year-oldyaş identicalözdeş twinikiz daughterskız çocukları, EdenEden and TybeeTybee FeilerFeiler,
65
159000
3000
ve üç yaşındaki tek yumurta ikizi kızlarım Eden ve Tybee Feiler
02:57
camegeldi runningkoşu to meetkarşılamak me.
66
162000
2000
koşarak beni karşılamaya geldi.
02:59
They'dOnlar-cekti just turneddönük threeüç,
67
164000
2000
Henüz yeni üç yaşına girmişlerdi,
03:01
and they were into all things pinkpembe and purplemor.
68
166000
2000
pembe ve mor renkteki herşeye bayılıyorlardı.
03:03
In factgerçek, we calleddenilen them PinkaliciousPinkalicious and PurpliciousPurplicious --
69
168000
3000
Aslında onlara Pembeli (Pinkalicious) ve Morlu (Purplicious) derdik --
03:06
althougholmasına rağmen I mustşart say, our favoritesevdiğim nicknameKullanıcı adı
70
171000
2000
ama şunu söylemeliyimki, favori takma adımız
03:08
occurredoluştu on theironların birthdaydoğum günü, AprilNisan 15thinci.
71
173000
2000
doğum günlerinde aklımıza geldi, Nisan 15.
03:10
When they were borndoğmuş at 6:14 and 6:46
72
175000
3000
Nisan 15, 2005,
03:13
on AprilNisan 15, 2005,
73
178000
3000
saat 6:14 ve 6:46 da doğduklarında,
03:16
our otherwiseaksi takdirde grimgaddar, humorlesskeyifsiz doctordoktor lookedbaktı at his watch,
74
181000
2000
başka zaman sert ve ciddi olan doktorumuz saatine baktı
03:18
and was like, "HmmHmm, AprilNisan 15thinci -- taxvergi day.
75
183000
3000
ve şöyle dedi, "Hmm, Nisan 15 -- Vergi günü (Tax Day).
03:21
EarlyErken filerFiller and lategeç filerFiller."
76
186000
3000
Erken vergi beyan eden (early filer) ve geç vergi beyan eden (late filer)."
03:24
(LaughterKahkaha)
77
189000
4000
(Kahkahalar)
03:29
The nextSonraki day I camegeldi to see him. I was like, "DoctorDoktor, that was a really good jokeşaka."
78
194000
3000
Bir sonraki gün doktoru görmeye gittim. "Doktor, bu gerçekten iyi bir şakaydı" dedim.
03:32
And he was like, "You're the writeryazar, kidçocuk."
79
197000
2000
Doktor: "Yazar olan sensin çocuk" dedi.
03:34
AnywayYine de -- so they had just turneddönük threeüç,
80
199000
2000
Henüz üç yaşlarına basmışlardı;
03:36
and they camegeldi and they were doing this dancedans they had just madeyapılmış up
81
201000
2000
bana doğru geldiler ve yeni uydurdukları dansı yapmaya başladılar.
03:38
where they were twirlingtwirling fasterDaha hızlı and fasterDaha hızlı untila kadar they tumbledEskitme to the groundzemin,
82
203000
3000
Dünya'daki tüm mutlulukla yere düşene kadar
03:41
laughinggülme with all the gleeGlee in the worldDünya.
83
206000
3000
hızla etraflarında döndüler.
03:44
I crumbledufalanmış.
84
209000
2000
Yıkılmıştım.
03:46
I kepttuttu imagininghayal all the walksyürüyüşleri I mightbelki not take with them,
85
211000
3000
Onlarla yapamayacağım yürüyüşleri hayal ettim,
03:49
the artSanat projectsprojeler I mightbelki not messdağınıklık up,
86
214000
2000
mahvedemeyeceğim sanat projelerini,
03:51
the boyfriendserkek arkadaş I mightbelki not scowlsert bakış at,
87
216000
2000
somurtamayacağım erkek arkadaşlarını,
03:53
the aisleskoridorları I mightbelki not walkyürümek down.
88
218000
3000
kürsüye yürürken eşlik edemeyeceğim evlilik törenlerini.
03:56
Would they wondermerak etmek who I was, I thought.
89
221000
2000
Kim olduğumu merak ederlermi diye düşündüm.
03:58
Would they yearnözlemek for my approvalonay,
90
223000
2000
Benim takdir etmemi isterlermiydi,
04:00
my love, my voiceses?
91
225000
3000
benim sevgimi, benim sesimi?
04:03
A fewaz daysgünler latersonra, I wokeuyandı with an ideaFikir
92
228000
2000
Birkaç gün sonra, onlara bu sesi nasıl verebileceğimle ilgili
04:05
of how I mightbelki give them that voiceses.
93
230000
2000
bir fikirle uyandım.
04:07
I would reachulaşmak out to sixaltı menerkekler
94
232000
2000
Hayatımın her parçasından
04:09
from all partsparçalar of my life
95
234000
2000
altı erkeğe ulaşıp,
04:11
and asksormak them to be presentmevcut
96
236000
2000
onlardan kızlarım büyürken
04:13
in the passagespasajlar of my daughters'kızlarının liveshayatları.
97
238000
3000
onların yanlarında olmalarını isteyecektim.
04:16
"I believe my girlskızlar will have plentybol of opportunitiesfırsatlar in theironların liveshayatları,"
98
241000
2000
"Inanıyorumki kızlarım hayatlarında bir çok fırsata sahip olacaklar"
04:18
I wroteyazdı these menerkekler.
99
243000
2000
diye yazdım onlara.
04:20
"They'llOnlar olacak have lovingseven familiesaileleri and welcomingKarşılama homesevler,
100
245000
2000
"Onları seven bir aileleri ve sıcak bir yuvaları olacak,
04:22
but they mayMayıs ayı not have me.
101
247000
2000
ama ben onlarla olamayabilirim.
04:24
They mayMayıs ayı not have theironların dadbaba.
102
249000
2000
Babaları yanlarında olamayabilir.
04:26
Will you help be theironların dadbaba?"
103
251000
2000
Onlara babaları olarak yardımcı olabilir misiniz?"
04:28
And I said to myselfkendim
104
253000
2000
Kendi kendime düşünüp
04:30
I would call this groupgrup of menerkekler "the CouncilKonseyi of DadsBabalar."
105
255000
3000
bu bir grup erkeğe babalar meclisi adını verdim.
04:34
Now as soonyakında as I had this ideaFikir,
106
259000
2000
Bu fikir aklıma gelir gelmez,
04:36
I decidedkarar I wouldn'tolmaz tell my wifekadın eş. Okay.
107
261000
3000
karıma bundan bahsetmemeye karar verdim.
04:39
She's a very upbeatneşeli,
108
264000
2000
Karım cok neşeli,
04:41
naturallydoğal olarak excitedheyecanlı personkişi.
109
266000
2000
doğasında heyecanlı birisi.
04:43
There's this ideaFikir in this culturekültür -- I don't have to tell you --
110
268000
3000
Kültürümüzde şöyle bir düşünce var -- Size söylememe gerek yok --
04:46
that you sortçeşit of "happymutlu" your way throughvasitasiyla a problemsorun.
111
271000
2000
bir şekilde problemlerimizden mutluluğa ulaşmalıyız.
04:48
We should focusodak on the positivepozitif.
112
273000
2000
Positif olana odaklanmalıyız.
04:50
My wifekadın eş, as I said, she grewbüyüdü up outsidedışında of BostonBoston.
113
275000
2000
Karım, dediğim gibi, Boston yakınlarında büyüdü.
04:52
She's got a bigbüyük smilegülümseme. She's got a bigbüyük personalitykişilik.
114
277000
2000
Büyük bir gülümsemesi var. Büyük bir kişiliği var.
04:54
She's got bigbüyük hairsaç --
115
279000
2000
Büyük saçları var.
04:56
althougholmasına rağmen, she told me recentlyson günlerde, I can't say she has bigbüyük hairsaç,
116
281000
3000
Aslında bana onun büyük saçları olduğunu söylememi tembih etti.
04:59
because if I say she has bigbüyük hairsaç,
117
284000
2000
Çünkü onun büyük saçi olduğunu söylersem,
05:01
people will think she's from TexasTexas.
118
286000
2000
insanlar onun Teksas'tan olduğunu düşünecekler.
05:03
And it's apparentlygörünüşe göre okay to marryevlenmek a boyoğlan from GeorgiaGürcistan,
119
288000
2000
Ve belliki Georgia'lı bir erkekle evlenmek normal,
05:05
but not to have hairsaç from TexasTexas.
120
290000
3000
ancak Teksaslı bir saç kesimine sahip olmak değil.
05:08
And actuallyaslında, in her defensesavunma, if she were here right now,
121
293000
2000
Ve aslında, onu savunmak açısından, eğer burda olsaydı,
05:10
she would pointpuan out that, when we got marriedevli in GeorgiaGürcistan,
122
295000
3000
Georgia'da evlendiğimiz zaman
05:13
there were threeüç questionssorular
123
298000
2000
evlilik cüzdanındaki
05:15
on the marriageevlilik certificatesertifika licenselisans,
124
300000
2000
üç sorudan birini hatırlatırdı.
05:17
the thirdüçüncü of whichhangi was, "Are you relatedilgili?"
125
302000
3000
Bu soru : "Akraba mısınız?" idi.
05:20
(LaughterKahkaha)
126
305000
3000
(Kahkahalar)
05:23
I said, "Look, in GeorgiaGürcistan at leasten az we want to know.
127
308000
2000
Ben de dedim ki : "Bak, en azından Georgia'da biz bunu bilmek istiyoruz.
05:25
In ArkansasArkansas they don't even asksormak."
128
310000
3000
Arkansas'ta hiç birşey sormuyorlar"
05:28
What I didn't tell her is, if she said, "Yes," you could jumpatlama.
129
313000
2000
Ama ona eğer "Evet" derse sıçrayabileceğini söylemedim.
05:30
You don't need the 30-day-gün waitingbekleme perioddönem.
130
315000
2000
30 günlük bekleme süresine ihtiyacın yok.
05:32
Because you don't need the get-to-know-youGet-için-biliyorsun-sen sessionoturum, toplantı, celse at that pointpuan.
131
317000
3000
Çünkü bu noktada birbirini tanıma devresine ihtiyacin yok.
05:35
So I wasn'tdeğildi going to tell her about this ideaFikir,
132
320000
2000
O yüzden ona bu fikirden bahsetmeyecektim,
05:37
but the nextSonraki day I couldn'tcould controlkontrol myselfkendim, I told her.
133
322000
2000
ama bir gün sonra kendimi kontrol edemeyip ona söyledim.
05:39
And she lovedsevilen the ideaFikir,
134
324000
2000
Ve fikri beğendi,
05:41
but she quicklyhızlı bir şekilde startedbaşladı rejectingreddetmeden my nomineesadaylar.
135
326000
3000
fakat hemen benim adaylarımı reddetmeye başladı.
05:45
She was like, "Well, I love him, but I would never asksormak him for advicetavsiye."
136
330000
3000
Yorumu şöyleydi : "Evet onu severim ama ona hiçbir zaman fikrini sormazdım."
05:48
So it turneddönük out that startingbaşlangıç a councilkonsey of dadsBabalar
137
333000
2000
Sonuçta babalar meclisini başlatmanın
05:50
was a very efficientverimli way to find out
138
335000
2000
karımın arakadaşlarım hakkında gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek için
05:52
what my wifekadın eş really thought of my friendsarkadaşlar.
139
337000
2000
iyi bir yöntem olduğu ortaya çıktı.
05:54
(LaughterKahkaha)
140
339000
2000
(Kahkahalar)
05:56
So we decidedkarar that we neededgerekli a setset of ruleskurallar,
141
341000
2000
Sonuçta bazı kurallara ihtiyacımız olduğuna karar verdik,
05:58
and we camegeldi up with a numbernumara.
142
343000
2000
ve bir liste hazırladık
06:00
And the first one was no familyaile, only friendsarkadaşlar.
143
345000
2000
İlk kural : aile yok, sadece arkadaşlar.
06:02
We thought our familyaile would alreadyzaten be there.
144
347000
2000
Ailemizin zaten onların yanında olacağını düşündük.
06:04
Secondİkinci, menerkekler only.
145
349000
2000
İkinci kural : sadece erkekler.
06:06
We were tryingçalışıyor to filldoldurmak the dad-spaceBaba-uzay in the girls'kızlar liveshayatları.
146
351000
2000
Kızların hayatındaki babanın eksikliğini doldurmaya çalışıyorduk.
06:08
And then thirdüçüncü, sortçeşit of a dadbaba for everyher sideyan.
147
353000
3000
Ve üçüncüsü : her farklı karakter özelliği için bir baba.
06:11
We kindtür of wentgitti throughvasitasiyla my personalitykişilik
148
356000
2000
Benim kişiliğimi incelemeye başladık
06:13
and trieddenenmiş to get a dadbaba who representedtemsil eachher differentfarklı thing.
149
358000
2000
ve her farklı özelliğimi temsil edecek bir baba bulmaya çalıştık.
06:15
So what happenedolmuş was I wroteyazdı a lettermektup to eachher of these menerkekler.
150
360000
2000
Sonuçta bu adamlardan her birine bir mektup yazdım.
06:17
And ratherdaha doğrusu than sendgöndermek it,
151
362000
2000
Ve mektupları göndermek yerine,
06:19
I decidedkarar to readokumak it to them in personkişi.
152
364000
3000
mektupları sahiplerine kendim okumaya karar verdim.
06:22
LindaLinda, my wifekadın eş, jokedŞaka that it was like havingsahip olan sixaltı differentfarklı marriageevlilik proposalsöneriler.
153
367000
3000
Karım Linda bunun 6 farklı evlilik teklifi almaya benzediği şakasını yaptı.
06:25
I sortçeşit of friend-marriedArkadaş-evli eachher of these guys.
154
370000
3000
Bir şekilde bu adamlardan her biriyle arkadaş evliliği yapmıştım.
06:28
And the first of these guys was JeffJeff SchumlinSchumlin.
155
373000
2000
Bu adamlardan ilki Jeff Schumlin'di.
06:30
Now JeffJeff led this tripgezi I tookaldı to EuropeEurope
156
375000
2000
Jeff 1980'de liseden mezun olduğum zaman
06:32
when I graduatedmezun from highyüksek schoolokul in the earlyerken 1980s.
157
377000
3000
Avrupa'ya çıktığım yolculuğa rehberlik etmişti.
06:35
And on that first day we were in this youthgençlik hostelHostel in a castleKale.
158
380000
3000
İlk günümüzde bir kalenin içindeki öğrenci yurdunda kalmıştık.
06:38
And I snucksokuldum out behindarkasında,
159
383000
2000
Ve ben gizlice arkadan çıktım.
06:40
and there was a moathendek, a fenceçit and a fieldalan of cowsinekler.
160
385000
3000
Orda bir hendek, bir çit ve ineklerle dolu bir alan vardı.
06:43
And JeffJeff camegeldi up besideyanında me and said,
161
388000
2000
Jeff yanıma geldi ve şöyle dedi:
06:45
"So, have you ever been cowinek tippingboşaltma?"
162
390000
2000
"Daha önce hiç inek devirmeyi denemişmiydin?"
06:47
I was like, "Cowİnek tippingboşaltma?
163
392000
2000
"İnek devirmek?" diye sordum.
06:49
He was like, "Yeah. Cowsİnekler sleepuyku standingayakta up.
164
394000
2000
"Evet. İnekler ayakta uyurlar."
06:51
So if you approachyaklaşım them from behindarkasında, down windrüzgar,
165
396000
3000
"Eğer onlara rüzgara karşı arakadan yaklaşırsan,
06:54
you can pushit them over and they go thudgüm in the mudçamur."
166
399000
2000
onları biraz iteklersin ve pat diye çamura yuvarlanırlar.
06:56
So before I had a chanceşans to determinebelirlemek whetherolup olmadığını this was right or not,
167
401000
3000
Bunun doğru olup olmadığını öğrenme şansını bulmadan önce,
06:59
we had jumpedatladı the moathendek, we had climbedtırmandı the fenceçit,
168
404000
2000
hendeğin üstünden atladık, çitleri tırmandık,
07:01
we were tiptoeingkaçmak throughvasitasiyla the dunggübre
169
406000
2000
parmaklarımızın ucunda gübrenin içinden geçtik
07:03
and approachingyaklaşıyor some poorfakir, dozingKış cowinek.
170
408000
3000
ve uyuklayan zavallı bir ineğe yaklaştık.
07:07
So a fewaz weekshaftalar after my diagnosisTanı,
171
412000
2000
Teşhisten birkaç hafta sonra,
07:09
we wentgitti up to VermontVermont,
172
414000
2000
Vermont'a gittik,
07:11
and I decidedkarar to put JeffJeff as the first personkişi in the CouncilKonseyi of DadsBabalar.
173
416000
3000
ve Jeff'i babalar meclisine katılacak ilk kişi olarak seçtim.
07:14
And we wentgitti to this appleelma orchardmeyve bahçesi, and I readokumak him this lettermektup.
174
419000
3000
Birlikte bir elma bahçesine gittik ve ben ona yazdığım mektubu okudum.
07:17
"Will you help be theironların dadbaba?"
175
422000
2000
"Onlara bir baba olmaya yardımcı olacak mısın?"
07:19
And I got to the endson -- he was cryingağlıyor and I was cryingağlıyor --
176
424000
2000
Ve ben sonuna geldiğimde -- hem o hem ben ağlıyorduk --
07:21
and then he lookedbaktı at me, and he said, "Yes."
177
426000
2000
bana baktı ve "Evet." dedi.
07:23
I was like, "Yes?"
178
428000
2000
Ben şaşırarak, "Evet?" diye tekrarladım.
07:25
I kindtür of had forgottenunutulmuş there was a questionsoru at the heartkalp of my lettermektup.
179
430000
2000
Mektubumun özünde bir soru olduğunu unutmuştum.
07:27
And franklyaçıkçası, althougholmasına rağmen I keep gettingalma askeddiye sordu this,
180
432000
2000
Açıkçası, bu soruyu herkese sormama rağmen,
07:29
it never occurredoluştu to me that anybodykimse would turndönüş me down
181
434000
2000
bu koşullar altında birinin beni geri çevireceği
07:31
underaltında the circumstanceskoşullar.
182
436000
3000
hiç aklıma gelmedi.
07:34
And then I askeddiye sordu him a questionsoru, whichhangi I endedbitti up askingsormak to all the dadsBabalar
183
439000
3000
Ona, daha sonra diğer baba adaylarınada soracağım bir soru sordum
07:37
and endedbitti up really encouragingteşvik edici me to writeyazmak this storyÖykü down in a bookkitap.
184
442000
3000
ve sonunda bu hikayeyi bir kitaba yazma cesaretini buldum kendimde.
07:40
And that was, "What's the one pieceparça of advicetavsiye
185
445000
2000
Sorduğum soru şuydu : "Kızlarıma vereceğin bir nasihat
07:42
you would give to my girlskızlar?"
186
447000
2000
ne olurdu?"
07:44
And Jeff'sJeff'in advicetavsiye was,
187
449000
2000
Jeff'in nasihatı şuydu :
07:46
"Be a travellerGezgin, not a touristturist.
188
451000
2000
"Bir gezgin ol, turist değil.
07:48
Get off the busotobüs. SeekAramak out what's differentfarklı.
189
453000
3000
Otobüsten in ve farklı şeylerin peşine düş.
07:51
ApproachYaklaşım the cowinek."
190
456000
2000
İneğe doğru yaklaş."
07:53
"So it's 10 yearsyıl from now," I said,
191
458000
2000
"Bundan 10 yıl sonra", dedim,
07:55
"and my daughterskız çocukları are about to take theironların first tripgezi abroadyurt dışı, and I'm not here.
192
460000
3000
"kızlarım ilk yurtdışı yolculuklarına çıkmak üzereler ve ben yokum.
07:58
What would you tell them?"
193
463000
2000
Onlara ne söylerdin?"
08:00
He said, "I would approachyaklaşım this journeyseyahat
194
465000
2000
"Ben bu yolculuğa
08:02
as a younggenç childçocuk mightbelki approachyaklaşım a mudçamur puddlesu birikintisi.
195
467000
2000
bir çocuğun çamurlu bir su birikintisine yaklaştığı gibi yaklaşırdım.
08:04
You can bendviraj over and look at your reflectionyansıma in the mirrorayna
196
469000
3000
Eğilir ve sudaki yansımana bakabilirsin,
08:07
and maybe runkoş your fingerparmak and make a smallküçük rippledalgalanma,
197
472000
3000
parmağını suya sokup küçük dalgalar yapabilirsin,
08:10
or you can jumpatlama in and thrashthrash around
198
475000
2000
yada içine atlayıp üstünü başını batırabilirsin
08:12
and see what it feelshissediyor like, what it smellskokuyor like."
199
477000
3000
ve nasıl koktuğunu ve nasıl bir duygu olduğunu görürsün."
08:15
And as he talkedkonuştuk he had that glintışıltı in his eyegöz
200
480000
2000
Ve o konuşmaya devam ederken ilk defa Hollanda'da gördüğüm
08:17
that I first saw back in HollandHollanda --
201
482000
2000
ışıltıyı gördüm gözünde,
08:19
the glintışıltı that saysdiyor, "Let's go cowinek tippingboşaltma,"
202
484000
2000
"Hadi inek devirmeye gidelim" diyen ışıltı,
08:21
even thoughgerçi we never did tipbahşiş the cowinek,
203
486000
3000
hiçbir zaman ineği devirmiş olmasak da,
08:24
even thoughgerçi no one tipsİpuçları the cowinek,
204
489000
2000
hiçkimse ineği devirmese de,
08:26
even thoughgerçi cowsinekler don't sleepuyku standingayakta up.
205
491000
3000
hatta inekler ayakta uyumasa da.
08:30
He said, "I want to see you back here girlskızlar, at the endson of this experiencedeneyim,
206
495000
3000
Ve şöyle devam etti : "Sizi yaşadığınız maceradan sonra burda görmek istiyorum,
08:33
coveredkapalı in mudçamur."
207
498000
2000
çamura bulanmış bir şekilde."
08:38
Two weekshaftalar after my diagnosisTanı, a biopsyBiyopsi confirmedonaylı
208
503000
2000
Hastalığımın teşhisinden iki hafta sonra yapılan biopsi
08:40
I had a seven-inchyedi-inç osteosarcomaosteosarkom
209
505000
2000
sol uyluk kemiğimde 18 cm osteosarkoma
08:42
in my left femuruyluk kemiği.
210
507000
2000
olduğunu söylüyordu.
08:44
SixAltı hundredyüz AmericansAmerikalılar a yearyıl get an osteosarcomaosteosarkom.
211
509000
3000
Her yıl 600 Amerikalı için böyle bir teşhis konuyor.
08:47
Eighty-fiveSeksen beş percentyüzde are underaltında 21.
212
512000
2000
Bunlardan yüzde 85'i 21 yaşının altında.
08:49
Only a hundredyüz adultsyetişkinler a yearyıl
213
514000
2000
Her yıl sadece yüz yetişkin
08:51
get one of these diseaseshastalıklar.
214
516000
2000
bu hastalıkla karşı karşıya kalıyor.
08:53
TwentyYirmi yearsyıl agoönce, doctorsdoktorlar would have cutkesim off my legbacak and hopedümit,
215
518000
3000
20 yıl önce doktorlar bacağımı keserler ve umut ederlerdi,
08:56
and there was a 15 percentyüzde survivalhayatta kalma rateoran.
216
521000
3000
yüzde 15 yaşama şansım olurdu.
08:59
And then in the 1980's'ler, they determinedbelirlenen
217
524000
2000
1980'lerin ortasında belli kimyasalların bileşiminin
09:01
that one particularbelirli cocktailkokteyl of chemoKemoterapi could be effectiveetkili,
218
526000
3000
hastalığa karşı etkili olabileceği saptandı.
09:04
and withiniçinde weekshaftalar I had startedbaşladı that regimenrejimi.
219
529000
3000
Birkaç hafta içinde bu tedavi yöntemini uygulamaya başlamıştım.
09:07
And sincedan beri we are in a medicaltıbbi roomoda,
220
532000
2000
Tıbbi bir odanın içinde olduğumuz için,
09:09
I wentgitti throughvasitasiyla fourdört and a halfyarım monthsay of chemoKemoterapi.
221
534000
2000
dört buçuk aylık bir kemoterapiden geçtim.
09:11
ActuallyAslında I had CisplatinSisplatin, DoxorubicinDoksorubisin
222
536000
2000
Tam olarak Cisplatin, Doxorubicin
09:13
and very high-doseyüksek doz MethotrexateMetotreksat.
223
538000
3000
ve yüksek dozajda Methotrexate aldım.
09:16
And then I had a 15-hour-saat surgerycerrahlık
224
541000
2000
Ve sonunda New York'taki Memorial Sloan-Kettering hastanesinde
09:18
in whichhangi my surgeoncerrah, DrDr. JohnJohn HealeyHealey
225
543000
2000
Dr. John Healey'nin yönettiği
09:20
at MemorialMemorial Sloan-KetteringSloan-Kettering HospitalHastane in NewYeni YorkYork,
226
545000
2000
15 saat süren bir ameliyatta
09:22
tookaldı out my left femuruyluk kemiği
227
547000
2000
sol uyluk kemiğim alındı
09:24
and replaceddeğiştirilir it with titaniumTitanyum.
228
549000
3000
ve yerine titanyum yerleştirildi.
09:27
And if you did see the SanjaySanjay specialözel,
229
552000
2000
Eğer Sanjay spesyalini gördüyseniz
09:29
you saw these enormousmuazzam screwsvidalar
230
554000
2000
leğen kemiğime sıkıştırdıkları
09:31
that they screwedberbat into my pelvisLeğen kemiği.
231
556000
2000
devasa vidaları da görmüşsünüzdür.
09:33
Then he tookaldı my fibulafibula from my calfbuzağı,
232
558000
3000
Daha sonra baldırımdan kaval kemiğimi aldı,
09:36
cutkesim it out and then relocatedtaşındı it to my thighuyluk,
233
561000
3000
kesti ve kalçama yerleştirdi,
09:39
where it now liveshayatları.
234
564000
2000
şimdi olduğu yere.
09:41
And what he actuallyaslında did was he de-vascularizedde-skarların it from my calfbuzağı
235
566000
3000
Aslında yaptığı kemiğimi baldırımdan devaskularize edip
09:44
and re-vascularizedyeniden skarların it in my thighuyluk
236
569000
2000
onu uyluğuma tekrar vaskularize ettikten sonra
09:46
and then connectedbağlı it
237
571000
2000
kalçamın ve dizimin sağlam
09:48
to the good partsparçalar of my kneediz and my hipkalça.
238
573000
3000
kısmına bağlamaktı.
09:51
And then he tookaldı out a thirdüçüncü of my quadricepskuadriseps musclekas.
239
576000
3000
Sonra kuadriseps kasımın üçte birini aldı.
09:54
This is a surgerycerrahlık so rarenadir
240
579000
2000
Bu öyle ender bir ameliyat ki
09:56
only two humaninsan beingsvarlıklar have survivedhayatta it before me.
241
581000
3000
benden önce sadece iki kişi hayatta kalabildi.
09:59
And my rewardödül for survivinghayatta kalan it
242
584000
2000
Ve hayatta kaldığım için benim ödülüm
10:01
was to go back for fourdört more monthsay of chemoKemoterapi.
243
586000
3000
dört ay daha kemoterapiye girmek oldu.
10:04
It was, as we said in my houseev,
244
589000
2000
Bu, evimde dediğimiz gibi,
10:06
a lostkayıp yearyıl.
245
591000
2000
kayıp bir yıldı.
10:08
Because in those openingaçılış weekshaftalar, we all had nightmareskabuslar.
246
593000
3000
Bu ilk haftalarda hepimiz kabuslar gördük.
10:11
And one night I had a nightmarekâbus that I was walkingyürüme throughvasitasiyla my houseev,
247
596000
2000
Bir gece gördüğüm bir kabusta, evimin içinde yürüyordum,
10:13
satoturdu at my deskbüro and saw photographsfotoğraflar of someonebirisi else'sbaşka var childrençocuklar
248
598000
3000
masama oturdum ve başka birisinin çocuklarının masamda otururlarken
10:16
sittingoturma on my deskbüro.
249
601000
2000
fotoğraflarını gördüm.
10:18
And I rememberhatırlamak a particularbelirli one night that, when you told that storyÖykü of --
250
603000
3000
Şu an nerdesiziniz Dr. Nuland bilmiyorum,
10:21
I don't know where you are DrDr. NulandNuland --
251
606000
2000
William Sloane Coffin'in hikayesini anlattığınızda,
10:23
of WilliamWilliam SloaneSloane CoffinTabut --
252
608000
2000
bana hiç unutamayacağım o geceyi
10:25
it madeyapılmış me think of it.
253
610000
2000
hatırlattınız.
10:27
Because I was in the hospitalhastane after, I think it was my fourthdördüncü roundyuvarlak of chemoKemoterapi
254
612000
3000
Çünkü, sanırım dördüncü tur kemoterapiden sonraydı, hastanedeydim,
10:30
when my numberssayılar wentgitti to zerosıfır, and I had basicallytemel olarak no immunebağışık systemsistem.
255
615000
3000
tüm ölçüm değerlerinin sıfıra, bağışıklık sistemimin sonuna yaklaştığı zamandı.
10:33
And they put me in an infectiousbulaşıcı diseasehastalık wardkoğuş at the hospitalhastane.
256
618000
3000
Beni hastahanedeki bulaşıcı hastalıklar istasyonuna yerleştirdiler.
10:36
And anybodykimse who camegeldi to see me had to coverkapak themselveskendilerini in a maskmaskelemek
257
621000
3000
Beni görmeye gelen herkes bir maske takmak
10:39
and coverkapak all of the extraneouskonu ile ilgisi olmayan partsparçalar of theironların bodyvücut.
258
624000
3000
ve vücutlarının heryerini kapatmak zorundaydı.
10:43
And one night I got a call from my mother-in-lawkaynana
259
628000
2000
Bir gece kayınvalidem aradı,
10:45
that my daughterskız çocukları, at that time threeüç and a halfyarım,
260
630000
2000
o zamanlar üç buçuk yaşındaki kızlarım
10:47
were missingeksik me and feelingduygu my absenceyokluk.
261
632000
3000
beni özlüyorlar, yokluğumu hissediyorlardı.
10:50
And I hungasılı up the phonetelefon,
262
635000
2000
Telefonu kapattım,
10:52
and I put my faceyüz in my handseller,
263
637000
2000
yüzümü ellerimle kapattım,
10:54
and I screamedçığlık this silentsessiz screamçığlık.
264
639000
4000
ve o sessiz çığlığı attım.
10:58
And what you said, DrDr. NulandNuland -- I don't know where you are --
265
643000
2000
Anlattıklarınız Dr. Nuland -- Nerdesiniz bilmiyorum --
11:00
madeyapılmış me think of this todaybugün.
266
645000
2000
bana bunları hatırlattı.
11:02
Because the thought that camegeldi to my mindus
267
647000
2000
Çünkü bu hissettiğim şeyin
11:04
was that the feelingduygu that I had
268
649000
2000
ilkel bir çığlık olduğu
11:06
was like a primalilkel screamçığlık.
269
651000
2000
aklıma geldi.
11:08
And what was so strikingdikkat çekici --
270
653000
2000
Çok çarpıcı olan --
11:10
and one of the messagesmesajları I want to leaveayrılmak you here with todaybugün --
271
655000
3000
ve bu gece size burda bırakmak istediğim mesajlardan birisi --
11:13
is the experiencedeneyim.
272
658000
2000
yaşadığım şu deneyimdi.
11:15
As I becameoldu lessaz and lessaz humaninsan --
273
660000
3000
Ben yavaş yavaş insan olmaktan çıkarken --
11:18
and at this momentan in my life, I was probablymuhtemelen 30 poundspound lessaz than I am right now.
274
663000
3000
o zamanlar şimdi olduğumdan 15 kg daha zayıftım.
11:21
Of coursekurs, I had no hairsaç and no immunebağışık systemsistem.
275
666000
3000
Tabiki ne saçım nede bir bağışıklık sistemim kalmıştı.
11:24
They were actuallyaslında puttingkoyarak bloodkan insideiçeride my bodyvücut.
276
669000
3000
Artık kanı vücudumun içine koyuyorlardı.
11:27
At that momentan I was lessaz and lessaz humaninsan,
277
672000
2000
O zamanlar git gide insan olmaktan çıkıyordum,
11:29
I was alsoAyrıca, at the sameaynı time,
278
674000
2000
ama aynı zamanda
11:31
maybe the mostçoğu humaninsan I've ever been.
279
676000
3000
şimdiye kadar en çok insan olduğum zamandı.
11:34
And what was so strikingdikkat çekici about that time
280
679000
3000
Ve bu dönemin en etkileyici yanı
11:37
was, insteadyerine of repulsinggeçirmeyen people,
281
682000
2000
insanları kendimden kaçırmak yerine,
11:39
I was actuallyaslında provingkanıtlama to be a magnetmıknatıs for people.
282
684000
2000
onları bir mıknatıs gibi kendime çekiyordum.
11:41
People were incrediblyinanılmaz drawnçekilmiş.
283
686000
2000
İnsanlara inanılmaz şekilde teshir ediyordum.
11:43
When my wifekadın eş and I had kidsçocuklar, we thought it would be all-hands-on-deckAll-el-on-deck.
284
688000
3000
Karım ve ben çocuklarımız olduğunda herkesin yardıma koşacağını düşünmüştük.
11:46
InsteadBunun yerine, it was everybodyherkes runningkoşu the other way.
285
691000
2000
Ancak kimseyi yanımızda bulamadık.
11:48
And when I had cancerkanser, we thought it'do ediyorum be everybodyherkes runningkoşu the other way.
286
693000
3000
Ve ben kanser olunca, tamamen yalnız kalacağımızı düşünmüştük.
11:51
InsteadBunun yerine, it was all-hands-on-deckAll-el-on-deck.
287
696000
2000
Aksine, herkes yardıma koşuyordu.
11:53
And when people camegeldi to me,
288
698000
2000
Ve insanlar bana geldiğinde,
11:55
ratherdaha doğrusu than beingolmak incrediblyinanılmaz turneddönük off by what they saw --
289
700000
2000
gördükleri şey karşısında can sıkıntısı içinde olmak yerine --
11:57
I was like a livingyaşam ghosthayalet --
290
702000
2000
yaşayan bir hayalet gibiydim --
11:59
they were incrediblyinanılmaz movedtaşındı
291
704000
2000
inanılmaz şekilde kendi hayatlarında neler olup bittiğini anlatmak
12:01
to talk about what was going on in theironların ownkendi liveshayatları.
292
706000
3000
için hazırlardı.
12:04
CancerKanser, I foundbulunan, is a passportpasaport to intimacysamimiyet.
293
709000
3000
Anladımki kanser insanların özel hayatına girmek için bir pasaport.
12:07
It is an invitationdavet, maybe even a mandatemanda,
294
712000
2000
İnsan hayatının en önemli,
12:09
to entergirmek the mostçoğu vitalhayati arenasArenas of humaninsan life,
295
714000
3000
en hassas ve en korkutucu,
12:12
the mostçoğu sensitivehassas and the mostçoğu frighteningkorkutucu,
296
717000
2000
hiçbir zaman gitmek istemeyeceğimiz,
12:14
the onesolanlar that we never want to go to,
297
719000
2000
ve gittiğimizde,
12:16
but when we do go there,
298
721000
2000
akıl almaz şekilde değişeceğimiz
12:18
we feel incrediblyinanılmaz transformeddönüştürülmüş when we do.
299
723000
3000
alanlarına giriş için bir davet hatta bir vekil.
12:21
And this alsoAyrıca happenedolmuş to my girlskızlar as they beganbaşladı to see,
300
726000
3000
Kızlarım neler olduğunu anlamaya başladıklarında onlara olanda buydu,
12:24
and, we thought, maybe becameoldu an ounceons more compassionateşefkatli.
301
729000
3000
onların da bizim hislerimizi paylaştığını düşündük.
12:27
One day, my daughterkız evlat TybeeTybee,
302
732000
2000
Bir gün kızım Tybee.
12:29
TybeeTybee camegeldi to me, and she said, "I have so much love for you in my bodyvücut, daddyBaba,
303
734000
3000
Tybee bana geldi ve şöyle dedi : "Vücudumda senin için o kadar çok sevgi var ki baba,
12:32
I can't stop givingvererek you hugshugs and kissesöpücük.
304
737000
2000
seni öpmekten ve sana sarılmaktan hiç bıkmıyorum.
12:34
And when I have no more love left, I just drinkiçki milkSüt,
305
739000
3000
Ve içimde sevgi kalmayınca, süt içiyorum,
12:37
because that's where love comesgeliyor from."
306
742000
2000
çünkü o sevginin geldiği yer."
12:39
(LaughterKahkaha)
307
744000
2000
(Kahkahalar)
12:41
And one night my daughterkız evlat EdenEden camegeldi to me.
308
746000
2000
Bir gece kızım Eden bana geldi.
12:43
And as I liftedkaldırdı my legbacak out of bedyatak,
309
748000
2000
Ben sağ bacağımı yataktan çıkartırken,
12:45
she reachedulaştı for my crutcheskoltuk değneği and handedeli them to me.
310
750000
3000
o koltuk değneklerimi aldı ve bana uzattı.
12:48
In factgerçek, if I clingyapışmak to one memorybellek of this yearyıl,
311
753000
2000
Eğer o senenin bir hatırasını saklamak isteseydim, bu
12:50
it would be walkingyürüme down a darkenedkaranlık hallwaykoridor
312
755000
2000
sünger gibi olmuş beş parmakla
12:52
with fivebeş spongysüngersi fingersparmaklar
313
757000
2000
elimin altında tuttuğum desteklerle
12:54
graspingaçgözlü the handlesap underneathaltında my handel.
314
759000
2000
karanlık bir koridorda yürüdüğüm olurdu.
12:56
I didn't need the crutchkoltuk değneği anymoreartık,
315
761000
2000
Artık koltuk değneklerine ihtiyacım yoktu,
12:58
I was walkingyürüme on airhava.
316
763000
2000
havada yürüyordum.
13:01
And one of the profoundderin things that happenedolmuş
317
766000
2000
Başıma gelen şeylerden en etkileyici olanı
13:03
was this actdavranmak of actuallyaslında connectingbağlantı to all these people.
318
768000
3000
bütün bu insanlarla oluşan bağdı.
13:06
And it madeyapılmış me think -- and I'll just noteNot for the recordkayıt --
319
771000
2000
Bu bana - dikkatinizi çekmek istiyorum -
13:08
one wordsözcük that I've only heardduymuş oncebir Zamanlar actuallyaslında
320
773000
2000
sadece dün yaptığımız Tony Robbins yogasında
13:10
was when we were all doing TonyTony RobbinsRobbins yogaYoga yesterdaydün --
321
775000
3000
bir kez duyduğum kelimeyi hatırlattı,
13:13
the one wordsözcük that has not been mentionedadı geçen in this seminarSeminer actuallyaslında
322
778000
2000
bütün bir seminer boyunca bir kez bile söylenmeyen
13:15
is the wordsözcük "friendarkadaş."
323
780000
2000
arkadaş kelimesini.
13:17
And yethenüz from everything we'vebiz ettik been talkingkonuşma about --
324
782000
2000
Şimdiye kadar bahsettiğimiz herşeyden --
13:19
complianceuyum, or addictionbağımlılığı, or weightağırlık losskayıp --
325
784000
2000
uyum yada bağımlılık yahutta kilo verme --
13:21
we now know that communitytoplum is importantönemli,
326
786000
2000
toplumun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz
13:23
and yethenüz it's one thing we don't actuallyaslında bringgetirmek in.
327
788000
3000
ve buna rağmen toplum tek dikkate almadığımız şey.
13:26
And there was something incrediblyinanılmaz profoundderin
328
791000
2000
En yakın arkadaşlarımla oturup
13:28
about sittingoturma down with my closestEn yakın friendsarkadaşlar
329
793000
2000
onlara benim için ne ifade ettiklerini anlatmanın
13:30
and tellingsöylüyorum them what they meantdemek to me.
330
795000
2000
beni derinden etkileyen bir yanı vardı.
13:32
And one of the things that I learnedbilgili is that over time,
331
797000
2000
Ögrendiğim şeylerden bir tanesi
13:34
particularlyözellikle menerkekler, who used to be non-communicativeiletişimsel Sigara,
332
799000
3000
daha öncesinde çok konuşkan olmayanlar, özellikle erkekler,
13:37
are becomingolma more and more communicativeiletişimsel.
333
802000
2000
zamanla daha konuşkan oluyorlar.
13:39
And that particularlyözellikle happenedolmuş -- there was one in my life --
334
804000
2000
Ve bu özellikle oldu - hayatımda bir kez oldu -
13:41
is this CouncilKonseyi of DadsBabalar
335
806000
2000
Linda babalar meclisi hakkında
13:43
that LindaLinda said, what we were talkingkonuşma about,
336
808000
2000
konuştuklarımızın annelerin çocuklarını okula
13:45
it's like what the momsAnneler talk about at schoolokul drop-offTeslimat.
337
810000
3000
bırakırken konuştukları şeylere benzediğini söyledi.
13:48
And no one capturesyakalar this modernmodern manhooderkeklik to me
338
813000
2000
Hiç kimse David Black'in gözümdeki modern erkek
13:50
more than DavidDavid BlackSiyah.
339
815000
2000
imajının yerini alamaz.
13:52
Now DavidDavid is my literaryedebi agentAjan.
340
817000
2000
David benim yazar temsilcim.
13:54
He's about five-footBeş metrelik threeüç and a halfyarım on a good day,
341
819000
2000
İyi bir günde 1.59m boyunda,
13:56
standingayakta fullytamamen uprightdik in cowboykovboy bootsbot ayakkabı.
342
821000
2000
kovboy çizmeleri içinde ayakta dimdik duran bir adam.
13:58
And on kindtür of the manly-maleerkek-erkek frontön, he answerscevaplar the phonetelefon --
343
823000
3000
Erkeksi bir tavır takınarak telefonu açar --
14:01
I can say this I guesstahmin because you've donetamam it here --
344
826000
2000
Sanırım bunu söyleyebilirim çünkü daha önce burda söylenmişti --
14:03
he answerscevaplar the phonetelefon, "YoYo, motherfuckerorospu çocuğu."
345
828000
3000
ve telefona cevap verir : "Evet aşağılık herif."
14:06
He givesverir boringsıkıcı speecheskonuşmalar about obscurekaranlık bottlesşişeler of wineşarap,
346
831000
3000
Bilinmeyen şarap şişeleri hakkında sıkıcı konuşmalar yapar,
14:09
and on his 50thinci birthdaydoğum günü he boughtsatın a convertibleüstü açık araba sportsSpor Dalları cararaba --
347
834000
3000
50. yaş gününde üstü açılır spor bir araba aldı.
14:12
althougholmasına rağmen, like a lot of menerkekler, he's impatientsabırsız; he boughtsatın it on his 49thinci.
348
837000
3000
Tabi oda diğer erkekler gibi sabırsız olduğu için arabayı 49. yaş gününde aldı.
14:15
But like a lot of modernmodern menerkekler, he hugshugs, he bakespişiren,
349
840000
3000
Ama birçok modern erkek gibi oda kucaklar, pişirir
14:18
he leavesyapraklar work earlyerken to coachKoç Little LeagueLig.
350
843000
2000
ve çocuklara beyzbol öğretmek için erken işten çıkar.
14:20
SomeoneBirisi askeddiye sordu me if he criedağladım when I askeddiye sordu him to be in the councilkonsey of dadsBabalar.
351
845000
3000
Birisi bana ona babalar meclisine katılmasını sorduğumda ağlayıp ağlamadığını sordu.
14:23
I was like, "DavidDavid criesçığlıkları when you inviteDavet etmek him to take a walkyürümek."
352
848000
2000
Şöyle cevapladım : "David onu bir yürüyüşe davet ettiğinde ağlar."
14:25
(LaughterKahkaha)
353
850000
2000
(Kahkahalar)
14:27
But he's a literaryedebi agentAjan,
354
852000
2000
Ama o bir yazar temsilcisi,
14:29
whichhangi meansanlamına geliyor he's a brokerBroker of dreamsrüyalar in a worldDünya where mostçoğu dreamsrüyalar don't come truedoğru.
355
854000
3000
yani .o rüyanın gerçeklemediği bir Dünya'da rüya komisyoncusu.
14:32
And this is what we wanted him to captureele geçirmek --
356
857000
2000
Bu da bizim ondan istediğimiz şeydi,
14:34
what it meansanlamına geliyor to have setbacksaksiliklere and then aspirationsözlemleri.
357
859000
3000
ilk önce yenilgiler almak daha sonra yeni hedefler peşinde olmak nasıl bir şeydi.
14:37
And I said, "What's the mostçoğu valuabledeğerli thing you can give to a dreamerhayalperest?"
358
862000
3000
Ona sordum : "Bir hayalciye verebileceğin en değerli şey nedir?"
14:40
And he said, "A beliefinanç in themselveskendilerini."
359
865000
3000
O cevapladı : "Kendine inanmak."
14:43
"But when I camegeldi to see you," I said, "I didn't believe in myselfkendim.
360
868000
2000
"Ama ben seni görmeye geldiğimde kendime inanmıyordum" dedim.
14:45
I was at a wallduvar."
361
870000
2000
"Bi duvarın karşısında duruyordum."
14:47
He said, "I don't see the wallduvar," and I'm tellingsöylüyorum you the sameaynı,
362
872000
2000
O : "Ben duvarı görmüyorum" ve bende size aynı şeyi söylüyorum,
14:49
Don't see the wallduvar.
363
874000
2000
duvarı görmeyin.
14:51
You mayMayıs ayı encounterkarşılaşma one from time to time,
364
876000
2000
Arada bir karşına bir duvar çıkabilir,
14:53
but you've got to find a way to get over it, around it, or throughvasitasiyla it.
365
878000
2000
ama onun üstünden, etrafından yada içinden geçmek için bir yol bulmalısın.
14:55
But whateverher neyse you do, don't succumbyenik to it.
366
880000
3000
Ama ne yaparsan yap, teslim olma,
14:58
Don't give in to the wallduvar.
367
883000
2000
duvara boyun eğme.
15:02
My home is not faruzak from the BrooklynBrooklyn BridgeKöprü,
368
887000
3000
Evim Brooklynn köprüsünden çok uzak değil,
15:05
and duringsırasında the yearyıl and a halfyarım I was on crutcheskoltuk değneği,
369
890000
2000
ve koltuk değnekleriyle yürüdüğüm bir buçuk sene
15:07
it becameoldu a sortçeşit of symbolsembol to me.
370
892000
2000
o benim için bir sembol olmuştu.
15:09
So one day nearyakın the endson of my journeyseyahat,
371
894000
2000
Yolculuğumun sonuna yaklaştığım günlerden birinde
15:11
I said, "Come on girlskızlar, let's take a walkyürümek acrosskarşısında the BrooklynBrooklyn BridgeKöprü."
372
896000
3000
kızlara dedimki : "Haydi kızlar, sinzinle birlkte Brooklyn Köprüsü'nde bir yürüyüşe çıkalım."
15:14
We setset out on crutcheskoltuk değneği.
373
899000
2000
Koltuk değnekleriyle yola koyulduk.
15:16
I was on crutcheskoltuk değneği, my wifekadın eş was nextSonraki to me,
374
901000
2000
Ben koltuk değnekleriyleydim, karım yanımdaydı,
15:18
my girlskızlar were doing these rockstarRockstar posespozlar up aheadönde.
375
903000
3000
kızlarımsa ilerde pop yıldızı pozları veriyorlardı.
15:21
And because walkingyürüme was one of the first things I lostkayıp,
376
906000
3000
Yürümek kaybettiğim ilk şeylerden biri olduğu için,
15:24
I spentharcanmış mostçoğu of that yearyıl
377
909000
2000
o senenin çoğunu
15:26
thinkingdüşünme about this mostçoğu elementalElemental of humaninsan actseylemler.
378
911000
2000
insan hareketlerinin en basitini düşünerek geçirdim.
15:28
WalkingYürüyüş uprightdik, we are told,
379
913000
2000
İki ayak üstünde yürümenin,
15:30
is the thresholdeşik of what madeyapılmış us humaninsan.
380
915000
3000
insan olmanın ilk aşaması olduğu söylenir.
15:33
And yethenüz, for the fourdört millionmilyon yearsyıl humansinsanlar have been walkingyürüme uprightdik,
381
918000
3000
Ve insanların iki ayak üstünde yürüdüğü dört milyon yıldan beri
15:36
the actdavranmak is essentiallyesasen unchangeddeğişmeden.
382
921000
2000
bu konuda değişen birşey olmadı.
15:38
As my physicalfiziksel therapistterapist likesseviyor to say,
383
923000
2000
Fizyoterapistim şunu söylemeyi sever :
15:40
"EveryHer stepadım is a tragedytrajedi waitingbekleme to happenolmak."
384
925000
3000
"Attığımız her adım gerçekleşmeyi bekleyen bir trajedidir."
15:43
You nearlyneredeyse falldüşmek with one legbacak,
385
928000
2000
Tek ayağının üstünde nerdeyse düşmek üzereyken,
15:45
then you catchyakalamak yourselfkendin with the other.
386
930000
3000
diğer ayağınla kendini tekrar toparlarsın.
15:48
And the biggesten büyük consequencesonuç of walkingyürüme on crutcheskoltuk değneği --
387
933000
2000
Koltuk değnekleriyle yürümenin en önemli sonucu olarak --
15:50
as I did for a yearyıl and a halfyarım --
388
935000
2000
ben bir buçuk yıl yaptım --
15:52
is that you walkyürümek slowerYavaş.
389
937000
2000
daha yavaş yürümeye başlarsın.
15:54
You hurryacele,
390
939000
2000
Acele edersin.
15:56
you get where you're going, but you get there aloneyalnız.
391
941000
3000
Gittiğin yere varırsın ama oraya vardığında yalnızsındır.
15:59
You go slowyavaş, you get where you're going,
392
944000
2000
Yavaş ilerlersin, gittiğın yere yine varırsın,
16:01
but you get there with this communitytoplum
393
946000
2000
ama oraya vardığında
16:03
you builtinşa edilmiş alonguzun bir the way.
394
948000
2000
yolculuk boyunca edindiğin arkadaşlar vardır yanında.
16:05
At the riskrisk of admissiongiriş, I was never nicerdaha güzel
395
950000
2000
Gerçeği itiraf etme riskini göze alarak söylüyorum ki,
16:07
than the yearyıl I was on crutcheskoltuk değneği.
396
952000
2000
hiçbir zaman koltuk değneklerini kullandığım yılki kadar iyi bir insan olmamıştım.
16:09
200 yearsyıl agoönce,
397
954000
2000
200 yıl önce,
16:11
a newyeni typetip of pedestrianyaya appearedortaya çıktı in ParisParis.
398
956000
3000
Paris'te yeni bir tip yaya ceşidi ortaya cıktı.
16:14
He was calleddenilen a "flaneurFlaneur," one who wandersrahime the arcadesArcades.
399
959000
3000
Çarşılarda gezinen bu tiplere flaneur (Aylak) denirdi.
16:17
And it was the customÖzel of those flaneursflaneurs
400
962000
3000
Bu insanların zenginliklerini göstermek için
16:20
to showgöstermek they were menerkekler of leisureboş
401
965000
2000
yanlarında kaplumbağalarla yürüyüp
16:22
by takingalma turtlesKaplumbağalar for walksyürüyüşleri
402
967000
2000
kendilerini onların hızına uydurmak gibi
16:24
and lettingicar the reptilesürüngen setset the pacehız.
403
969000
3000
bir gelenekleri vardı.
16:27
And I just love this odeODE to slowyavaş movinghareketli.
404
972000
2000
Yavaç yürümeye verilen bu değeri seviyorum ben.
16:29
And it's becomeolmak my ownkendi mottosloganı for my girlskızlar.
405
974000
3000
Ve bu benim kızlarım için sloganım olmuştu.
16:32
Take a walkyürümek with a turtleKaplumbağa.
406
977000
2000
Bir kaplumbağayla yürüyüşe çık.
16:34
BeholdHani the worldDünya in pauseDuraklat.
407
979000
3000
Bir mola ver ve Dünya'nın farkına var.
16:37
And this ideaFikir of pausingduraklatma
408
982000
2000
Bu mola verme fikri
16:39
mayMayıs ayı be the singletek biggesten büyük lessonders I tookaldı from my journeyseyahat.
409
984000
3000
belkide kendi yolculuğumda öğrendiğim en büyük ders oldu.
16:42
There's a quotealıntı from MosesMusa
410
987000
2000
Özgürlük çanının bir tarafında
16:44
on the sideyan of the LibertyÖzgürlük BellBell,
411
989000
2000
Musa'dan bir alıntı var,
16:46
and it comesgeliyor from a passagegeçit in the bookkitap of LeviticusLevililer,
412
991000
3000
bu alıntı Levililer (Tevrat) kitabındaki bir parağrafta geçiyor
16:49
that everyher sevenYedi yearsyıl you should let the landarazi layyatırmak fallownadas.
413
994000
3000
ve her yedi yılda bir toprağın nadasa bırakılmas gerektiğini söylüyor.
16:52
And everyher sevenYedi setskümeler of sevenYedi yearsyıl,
414
997000
2000
Ve birbirini izleyen yedi tane yedi yıllık dönemden sonra
16:54
the landarazi getsalır an extraekstra yearyıl of restdinlenme
415
999000
3000
toprak bir yıl ekstra nadasa bırakılmalıdır;
16:57
duringsırasında whichhangi time all familiesaileleri are reunitedtekrar bir araya
416
1002000
2000
bu dönemde tüm aileler bir araya gelir
16:59
and people surroundedçevrili with the onesolanlar they love.
417
1004000
3000
ve insanlar sevdikleriyle birliktedir.
17:02
That 50thinci yearyıl is calleddenilen the jubileeJübile yearyıl,
418
1007000
3000
Bu 50. yıla jübile yılı denir
17:05
and it's the originMenşei of that termterim.
419
1010000
2000
ve jübile kelimesi burdan gelmektedir.
17:07
And thoughgerçi I'm shyutangaç of 50,
420
1012000
2000
50 yaşımda olduğumu söylemekten çekinsemde,
17:09
it capturesyakalar my ownkendi experiencedeneyim.
421
1014000
2000
benim yaşadığım deneyimde buydu.
17:11
My lostkayıp yearyıl was my jubileeJübile yearyıl.
422
1016000
3000
Kaybettiğim yıl benim jübile senem olmuştu.
17:14
By layingdöşeme fallownadas,
423
1019000
2000
Nadasa bırakarak
17:16
I plantedekili the seedstohumlar for a healthierdaha sağlıklı futuregelecek
424
1021000
2000
daha sağlıklı bir geleceğin tohumlarını ekmiş
17:18
and was reunitedtekrar bir araya with the onesolanlar I love.
425
1023000
3000
ve sevdiklerimle tekrar biraraya gelmiştim.
17:21
Come the one yearyıl anniversaryyıldönümü of my journeyseyahat,
426
1026000
2000
Yolculuğumun birinci yıl dönümü geldiğinde
17:23
I wentgitti to see my surgeoncerrah, DrDr. JohnJohn HealeyHealey --
427
1028000
2000
doktorum Dr. John Healey'i görmeye gittim.
17:25
and by the way, HealeyHealey, great nameisim for a doctordoktor.
428
1030000
3000
Bu arada Healey bir doktor için çok uygun bir isim.
17:29
He's the presidentDevlet Başkanı of the InternationalUluslararası SocietyToplum of LimbBacak SalvageHurda,
429
1034000
3000
Healey, şimdiye kadar duyduğum en düpedüz söylenmiş isme sahip
17:32
whichhangi is the leasten az euphemisticörtmeceli termterim I've ever heardduymuş.
430
1037000
3000
uluslararasi Uzuv-kurtarma topluluğunun başkanıdır.
17:35
And I said, "DrDr. HealeyHealey, if my daughterskız çocukları come to you one day
431
1040000
3000
Dr. Healey'e sordum : "Eğer kızlarım bir gün sana gelirlerse
17:38
and say, 'What' Ne should I learnöğrenmek from my daddy'sBaba'nın storyÖykü?'
432
1043000
2000
ve sana, 'Babamın yaşadıklarından ne öğrenmeliyiz?' diye sorarlarsa
17:40
what would you tell them?"
433
1045000
2000
onlara ne cevap verirdin?"
17:42
He said, "I would tell them what I know,
434
1047000
2000
O şöyle dedi : "Onlara bildiklerimi söylerdim,
17:44
and that is everybodyherkes dieskalıp,
435
1049000
4000
herkes ölür,
17:48
but not everybodyherkes liveshayatları.
436
1053000
3000
ama herkes yaşamaz.
17:51
I want you to livecanlı."
437
1056000
2000
Ben sizin yaşamanızı istiyorum."
17:53
I wroteyazdı a lettermektup to my girlskızlar
438
1058000
2000
Kızlarıma "Babalar meclisi" kitabımın arkasında da bulunan,
17:55
that appearsbelirir at the endson of my bookkitap, "The CouncilKonseyi of DadsBabalar,"
439
1060000
2000
bir mektup yazdım.
17:57
and I listedlistelenmiş these lessonsdersler,
440
1062000
2000
Mektubumda bugün burda duyduğunuz
17:59
a fewaz of whichhangi you've heardduymuş here todaybugün:
441
1064000
2000
birkaç dersin listesini yaptım :
18:01
ApproachYaklaşım the cowinek, packpaket your flipflopsBeyaz,
442
1066000
2000
İneğe yaklaş, terliklerini bavuluna koy,
18:03
don't see the wallduvar,
443
1068000
2000
duvarı görme,
18:05
livecanlı the questionssorular,
444
1070000
2000
soruları yaşa,
18:07
harvesthasat miraclesmucizeler.
445
1072000
2000
mucizeler topla.
18:09
As I lookedbaktı at this listliste -- to me it was sortçeşit of like a psalmmezmur bookkitap of livingyaşam --
446
1074000
3000
Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi --
18:12
I realizedgerçekleştirilen, we mayMayıs ayı have donetamam it for our girlskızlar,
447
1077000
3000
farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta,
18:15
but it really changeddeğişmiş us.
448
1080000
2000
biz de beraberinde çok değişmiştik.
18:17
And that is, the secretgizli of the CouncilKonseyi of DadsBabalar,
449
1082000
2000
Babalar meclisinin sırrıda buydu,
18:19
is that my wifekadın eş and I did this
450
1084000
2000
karım ve benim kızlarımıza yardım etmek için
18:21
in an attemptgirişim to help our daughterskız çocukları,
451
1086000
3000
yaptıklarımızın hepsi
18:24
but it really changeddeğişmiş us.
452
1089000
2000
aslında bizi değiştirmişti.
18:26
So I standdurmak here todaybugün
453
1091000
2000
Bugün burda ayakta duruyorum
18:28
as you see now, walkingyürüme withoutolmadan crutcheskoltuk değneği or a canekamışı.
454
1093000
4000
sizinde gördüğünüz gibi, koltuk değnekleri veya bir baston olmadan yürüyorum.
18:32
And last weekhafta I had my 18-month-ay scanstaramalar.
455
1097000
2000
Geçen hafta 18. ay taramalarımı oldum.
18:34
And as you all know,
456
1099000
2000
Hepinizin bildiği gibi
18:36
anybodykimse with cancerkanser has to get follow-uptakip scanstaramalar.
457
1101000
2000
kanserli herkes bu kontrol taramalarını yaptırmak zorundadır.
18:38
In my casedurum it's quarterlyüç aylık.
458
1103000
2000
Ben her üç ayda bir yaptırıyorum.
18:40
And all the collectivetoplu mindszihinler in this roomoda, I darecesaret say,
459
1105000
2000
Ve sanırım buradaki hiç kimse
18:42
can never find a solutionçözüm for scan-xietyinceden inceye gözden geçirmek-xiety.
460
1107000
3000
tarama korkusuna bir çözüm bulamazdı.
18:45
As I was going there, I was wonderingmerak ediyor, what would I say
461
1110000
2000
Oraya giderken, orada olacaklara göre
18:47
dependingbağlı on what happenedolmuş here.
462
1112000
2000
neler söyleyeceğimi düşünüyordum.
18:51
I got good newshaber that day,
463
1116000
2000
O gün iyi haberler aldım
18:53
and I standdurmak here todaybugün cancer-freeKanser ücretsiz,
464
1118000
2000
ve bugün burda kanserden kurtulmuş olarak duruyorum,
18:55
walkingyürüme withoutolmadan aidyardım
465
1120000
2000
yardıma ihtiyaç duymadan yürüyorum
18:57
and hobblinghobbling forwardileri.
466
1122000
3000
ve sekerek ilerliyorum.
19:00
And I just want to mentionsöz etmek brieflykısaca in passinggeçen -- I'm pastgeçmiş my time limitsınır --
467
1125000
3000
Kısaca deyinmek istiyorum -- Bana ayrılan zamanı aştım --
19:03
but I just want to brieflykısaca mentionsöz etmek in passinggeçen
468
1128000
2000
yinede kısaca bahsetmek istiyorum.
19:05
that one of the niceGüzel things that can come out of a conferencekonferans like this
469
1130000
2000
Böyle bir konferanstan ortaya çıkabilecek en iyi şeylerden bir tanesi,
19:07
is, at a similarbenzer meetingtoplantı,
470
1132000
2000
geçen bahar gerçekleşen,
19:09
back in the springbahar,
471
1134000
2000
benzer bir toplantıda oldu.
19:11
AnneAnne WojcickiWojcicki heardduymuş about our storyÖykü
472
1136000
2000
Anne Wojcicki hikayemizi duymuştu
19:13
and very quicklyhızlı bir şekilde -- in a spankarış of threeüç weekshaftalar --
473
1138000
2000
ve çok kısa sürede -- üç hafta içinde --
19:15
put the fulltam resourceskaynaklar of 23andMeandMe,
474
1140000
2000
23andMe'nin tüm finansmanını karşıladı
19:17
and we announcedaçıkladı an initiativegirişim in JulyTemmuz
475
1142000
3000
ve temmuzda
19:20
to get to decodekod çözme the genomegenom
476
1145000
2000
kemik sarkomu olan herkesin
19:22
of anybodykimse, a livingyaşam personkişi
477
1147000
3000
genom kodunu çözecek
19:25
with a heartkalp tissuedoku, bonekemik sarcomasarkomu.
478
1150000
3000
bir girişim başlattık.
19:28
And she told me last night, in the threeüç monthsay sincedan beri we'vebiz ettik donetamam it,
479
1153000
3000
Bana geçen gece, üç ay içinde 300 kişinin
19:31
we'vebiz ettik gottenkazanılmış 300 people who'veettik kim contributedkatkıda to this programprogram.
480
1156000
3000
bu programa katıldığını söyledi.
19:34
And the epidemiologistsepidemiyologlar here will tell you,
481
1159000
2000
Burdaki Epidemiyoloji uzmanları size
19:36
that's halfyarım the numbernumara of people who get the diseasehastalık
482
1161000
2000
bunun Amerika'da bir yıl içinde bu hastalığa yakalananların sayısının
19:38
in one yearyıl in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
483
1163000
2000
yarısı olduğunu söyleyecektir.
19:40
So if you go to 23andMeandMe,
484
1165000
2000
Eğer 23andMe'yi
19:42
or if you go to councilofdadscouncilofdads.comcom, you can clicktık on a linkbağlantı.
485
1167000
3000
yada councilofdads.com'u ziyaret ederseniz, orda bir linke tıklayabilirsiniz.
19:45
And we encourageteşvik etmek anybodykimse to joinkatılmak this effortçaba.
486
1170000
3000
Herkesi bu girişime destek olmaya davet ediyoruz.
19:48
But I'll just closekapat what I've been talkingkonuşma about
487
1173000
3000
Bu konuyu size bir mesaj bırakarak
19:51
by leavingayrılma you with this messagemesaj:
488
1176000
2000
burada kapatmak istiyorum:
19:53
MayMayıs you find an excusebahane to reachulaşmak out to some long-lostUzun zamandır kayıp paldostum,
489
1178000
2000
Uzun zamandır haber almadığın arkadaşına ulaşmak için bir sebep bul,
19:55
or to that collegekolej roommateoda arkadaşı,
490
1180000
2000
ya da üniversitedeki bir oda arkadaşına,
19:57
or to some personkişi you mayMayıs ayı have turneddönük away from.
491
1182000
2000
yada yüz çevirdiğin birisine.
19:59
MayMayıs you find a mudçamur puddlesu birikintisi to jumpatlama in someplacebir yere,
492
1184000
3000
İçine atlamak için çamurlu bir su birikintisi bul,
20:02
or find a way to get over, around, or throughvasitasiyla any wallduvar
493
1187000
2000
yada seninle rüyaların arasında duran her duvarın
20:04
that standsstandları betweenarasında you and one of your dreamsrüyalar.
494
1189000
3000
üstünden, etrafından yada içinden geçmek için bir yol bul.
20:07
And everyher now and then,
495
1192000
2000
Ve zaman zaman,
20:09
find a friendarkadaş, find a turtleKaplumbağa,
496
1194000
2000
bir arkadaş bul, bir kaplumbağa bul
20:11
and take a long, slowyavaş walkyürümek.
497
1196000
3000
ve uzun ve yavaş bir yürüyüşe çık.
20:14
Thank you very much.
498
1199000
3000
Çok teşekkür ederim.
20:17
(ApplauseAlkış)
499
1202000
10000
(Alkışlar)
Translated by Cihan Senel
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Bruce Feiler - Writer
Bruce Feiler is the author of "The Secrets of Happy Families," and the writer/presenter of the PBS miniseries "Walking the Bible."

Why you should listen

Bruce Feiler is the author of nine books, including Walking the BibleAbraham, and America’s Prophet. He is also the writer/presenter of the PBS miniseries Walking the Bible. His book The Council of Dads tells the uplifting story of how friendship and community can help one survive life’s greatest challenges. Most recently Feiler published The Secrets of Happy Families, in which he calls for a new approach to family dynamics, inspired by cutting-edge techniques gathered from experts in the disciplines of science, business, sports and the military.

Feiler’s early books involve immersing himself in different cultures and bringing other worlds vividly to life. These include Learning to Bow, an account of the year he spent teaching in rural Japan; Looking for Class, about life inside Oxford and Cambridge; and Under the Big Top, which depicts the year he spent performing as a clown in the Clyde Beatty-Cole Bros. Circus.
 
Walking the Bible describes his perilous, 10,000-mile journey retracing the Five Books of Moses through the desert. The book was hailed as an “instant classic” by the Washington Post and “thoughtful, informed, and perceptive” by the New York Times.

More profile about the speaker
Bruce Feiler | Speaker | TED.com