ABOUT THE SPEAKER
John Maeda - Artist
John Maeda, the former president of the Rhode Island School of Design, is dedicated to linking design and technology. Through the software tools, web pages and books he creates, he spreads his philosophy of elegant simplicity.

Why you should listen

When John Maeda became president of the legendary Rhode Island School of Design (RISD) in 2008, he told the Wall Street Journal, "Everyone asks me, 'Are you bringing technology to RISD?' I tell them, no, I'm bringing RISD to technology."

In his fascinating career as a programmer and an artist, he's always been committed to blurring the lines between the two disciplines. As a student at MIT, studying computer programming, the legendary Muriel Cooper persuaded him to follow his parallel passion for fine art and design. And when computer-aided design began to explode in the mid-1990s, Maeda was in a perfect position at the MIT Media Lab to influence and shape the form, helping typographers and page designers explore the freedom of the web.

Maeda is leading the "STEAM" movement--adding an "A" for Art to the education acronym STEM (Science, Technology, Engineering, and Math)--and experiencing firsthand the transformation brought by social media. After leaving his post as RISD's president, Maeda is turning his attention to Silicon Valley, where is is working as a Design Partner for Kleiner, Perkins, Caulfield and Byers. He is also consulting for eBay, where he is the chair of the Design Advisory Board.

More profile about the speaker
John Maeda | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2012

John Maeda: How art, technology and design inform creative leaders

John Maeda: Sanat, teknoloji ve tasarım, nasıl yaratıcı liderler şekillendirir

Filmed:
1,146,787 views

Rhode Island Tasarım Okulu'nun başkanı John Maeda, bir ömre yayılan sanat, tasarı ve teknoloji konularındaki çalışmalarını içeren eğlenceli ve büyüleyici bir konuşma yapıyor. Konuşmasını gelecekte yaratıcı liderliğin resmini çizerek bitiriyor. Enerjik Maeda'nın önceki çalışmalarını ve hatta insanlardan yaptığı bir bilgisayar izleyin.
- Artist
John Maeda, the former president of the Rhode Island School of Design, is dedicated to linking design and technology. Through the software tools, web pages and books he creates, he spreads his philosophy of elegant simplicity. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
I have to say that I'm very gladmemnun to be here.
0
248
2403
Burada bulunmaktan çok memnunum.
00:18
I understandanlama we have over 80 countriesülkeler here,
1
2651
3201
Görülüyor ki burada 80'in üzerinde ülke var;
00:21
so that's a wholebütün newyeni paradigmparadigma for me to speakkonuşmak
2
5852
2214
bu ülkelerin tümüne konuşma yapmak, benim için
00:23
to all of these countriesülkeler.
3
8066
1379
bütünüyle yeni bir unsur.
00:25
In eachher countryülke, I'm sure you have this thing calleddenilen
4
9445
1985
Eminin her ülkede söyleyeceğim olgu mevcuttur:
00:27
the parent-teacherVeli conferencekonferans.
5
11430
2121
veli toplantısı.
00:29
Do you know about the parent-teacherVeli conferencekonferans?
6
13551
2114
Veli toplantısı nedir bilir misiniz?
00:31
Not the onesolanlar for your kidsçocuklar, but the one you had as a childçocuk,
7
15665
2400
Çocuklarınızı götürdüğünüz değil, sizin çocukken gittiğinizden bahsediyorum;
00:33
where your parentsebeveyn come to schoolokul and your teacheröğretmen
8
18065
2818
aileleriniz okula gelip öğretmenin onlarla görüşme
00:36
talksgörüşmeler to your parentsebeveyn, and it's a little bitbit awkwardgarip.
9
20883
2498
yaptığı yere denir, biraz da ürkütücüdür.
00:39
Well, I rememberhatırlamak in thirdüçüncü gradesınıf, I had this momentan
10
23381
3341
Üçüncü sınıftayken, hatırlıyorum da, şöyle bir anım vardı.
00:42
where my fatherbaba, who never takes off from work,
11
26722
2856
Babam, işinden hiç izin almazdı,
00:45
he's a classicalKlasik bluemavi collaryaka, a working-classişçi sınıfı immigrantGöçmen personkişi,
12
29578
3930
klasik bir fabrika çalışanı ve işçi sınıfından bir göçmendi.
00:49
going to schoolokul to see his sonoğul, how he's doing,
13
33508
3160
Bir gün, beni ve ne durumda olduğumu görmek için okula geldi.
00:52
and the teacheröğretmen said to him, he said, "You know,
14
36668
2507
Öğretmenim şöyle demiş: "Aslına bakarsanız,
00:55
JohnJohn is good at mathmatematik and artSanat."
15
39175
2275
John matematikte ve sanatta yetenekli."
00:57
And he kindtür of noddedbaşını salladı, you know?
16
41450
2062
Başını onaylar gibi salladı.
00:59
The nextSonraki day I saw him talkingkonuşma to a customermüşteri at our
17
43512
2370
Ertesi gün, babam tofu (soya loru) dükkanımızda bir müşteriyle
01:01
tofutofu storemağaza, and he said, "You know, John'sJohn's good at mathmatematik."
18
45882
3795
konuşuyordu ve şöyle dedi: "John matematikte yetenekliymiş."
01:05
(LaughterKahkaha)
19
49677
3291
(Gülüşmeler)
01:08
And that always stucksıkışmış with me all my life.
20
52968
2431
Bu hayatım boyunca aklıma takılıp durmuştur.
01:11
Why didn't DadBaba say artSanat? Why wasn'tdeğildi it okay?
21
55399
2857
Babam neden sanatı da söylemedi? Bunda ne vardı?
01:14
Why? It becameoldu a questionsoru my entiretüm life, and
22
58256
3406
Neden? Tüm hayatım boyunca bu soru kafamı kurcaladı.
01:17
that's all right, because beingolmak good at mathmatematik meantdemek
23
61662
2917
Pek de bir önemi yoktu; çünkü matematikte iyi olduğum için
01:20
he boughtsatın me a computerbilgisayar, and some of you rememberhatırlamak
24
64579
3532
bana bilgisayar almıştı; bazılarınız bu bilgisayarı
01:24
this computerbilgisayar, this was my first computerbilgisayar.
25
68111
1849
hatırlayacaktır, ilk bilgisayarım buydu.
01:25
Who had an AppleElma IIII? AppleElma IIII userskullanıcılar, very coolgüzel. (ApplauseAlkış)
26
69960
3853
Kimin Apple II'si var? Apple II kullanıcıları, çok güzel. (Alkış)
01:29
As you rememberhatırlamak, the AppleElma IIII did nothing at all. (LaughterKahkaha)
27
73813
3254
Hatırlıyorsunuzdur, Apple II'nin hiçbir özelliği yoktu. (Gülüşmeler)
01:32
You'dOlur plugfiş it in, you'dşimdi etsen typetip in it and greenyeşil textMetin would come out.
28
77067
2261
Fişe takardınız, bir iki şey yazardınız ve yeşil bir metin belirirdi.
01:35
It would say you're wrongyanlış mostçoğu of the time.
29
79328
1557
Çoğu zaman bir şeylerin yanlış olduğunu söylerdi.
01:36
That was the computerbilgisayar we knewbiliyordum.
30
80885
1834
Bu bildiğimiz bir bilgisayardı.
01:38
That computerbilgisayar is a computerbilgisayar that I learnedbilgili about
31
82719
2641
Bu bilgisayar ise babamın hayali olan
01:41
going to MITMIT, my father'sbabanın dreamrüya. And at MITMIT, howeverancak,
32
85360
4577
MIT'ye gidişi hayalini öğrendiğim bilgisayardı,
01:45
I learnedbilgili about the computerbilgisayar at all levelsseviyeleri,
33
89937
3246
MIT’de bilgisayarları tüm seviyede kullanmayı öğrendim.
01:49
and after, I wentgitti to artSanat schoolokul to get away from computersbilgisayarlar,
34
93183
3680
Sonrasında bilgisayarlardan kurtulmak için
01:52
and I beganbaşladı to think about the computerbilgisayar as more of
35
96863
2238
sanat okuluna gittim ve bilgisayarların düşünmede
01:55
a spiritualmanevi spaceuzay of thinkingdüşünme.
36
99101
2181
daha yararlı olduğunu anlamaya başladım.
01:57
And I was influencedetkilenmiş by performanceperformans artSanat --
37
101282
2854
Sonrasında sanattan etkilenmeye başladım
02:00
so this is 20 yearsyıl agoönce. I madeyapılmış a computerbilgisayar out of people.
38
104136
4235
tabi bu 20 yıl önceydi. İnsanlardan bir bilgisayar yaptım.
02:04
It was calleddenilen the Humanİnsan PoweredPowered by ComputerBilgisayar ExperimentDeney.
39
108371
3038
Buna Gücünü İnsandan Alan Bilgisayar Deneyi diyordum.
02:07
I have a powergüç managermüdür, mousefare driversürücü, memorybellek, etcvb.,
40
111409
3679
Elimde güç yönetimi, mouse sürücü yazılımı, hafıza gibi bilgisayar parçaları vardı
02:10
and I builtinşa edilmiş this in KyotoKyoto, the oldeski capitalBaşkent of JapanJaponya.
41
115088
3787
ve bunu Japonya’nın en eski başkenti Kyoto’da yaptım.
02:14
It's a roomoda brokenkırık in two halvesyarıları.
42
118875
1965
Burası ikiye bölünmüş bir oda.
02:16
I've turneddönük the computerbilgisayar on,
43
120840
2100
Bilgisayarı açtım ve buradaki asistanlar,
02:18
and these assistantsyardımcıları are placingyerleştirme a giantdev floppydisket diskdisk
44
122940
3553
ellerindeki mukavvadan yapılmış dev disketi
02:22
builtinşa edilmiş out of cardboardkarton, and it's put into the computerbilgisayar.
45
126493
2846
bilgisayara takıyorlar.
02:25
And the floppydisket diskdisk drivesürücü personkişi wearsgiyer it. (LaughterKahkaha)
46
129339
4309
Ve tabi ki disket sürücüsü onu giyen kişi. (Gülüşmeler)
02:29
She findsbuluntular the first sectorsektör on the diskdisk, and
47
133648
2517
İlk başta diskin birinci bölgesini buluyor
02:32
takes dataveri off the diskdisk and passesgeçer it off to, of coursekurs, the busotobüs.
48
136165
5331
ve verileri diskten çıkarıp gönderiyor, elbette ki otobüse.
02:37
So the busotobüs diligentlyözenle carriestaşır the dataveri into the computerbilgisayar
49
141496
3556
Böylece otobüs veriyi özenle bilgisayarın hafızasına,
02:40
to the memorybellek, to the CPUCPU, the VRAMVRAM, etcvb.,
50
145052
3444
oradan işlemciye, oradan da VRAM’e taşır. Bir bilgisayar bu şekilde çalışmaktadır.
02:44
and it's an actualgerçek workingçalışma computerbilgisayar. That's a busotobüs, really. (LaughterKahkaha)
51
148496
4781
Ayrıca söyleyeyim, o gerçekten bir otobüs. (Gülüşmeler)
02:49
And it looksgörünüyor kindtür of fasthızlı. That's a mousefare driversürücü,
52
153277
2477
Biraz hızlı görünüyor.
02:51
where it's XYXY. (LaughterKahkaha)
53
155754
1999
Bu bir mouse sürücüsü.
02:53
It looksgörünüyor like it's happeningolay kindtür of quicklyhızlı bir şekilde, but it's actuallyaslında
54
157753
1709
Her ne kadar hızlıymış gibi görünse de aslında çok yavaş bir bilgisayar
02:55
a very slowyavaş computerbilgisayar, and when I realizedgerçekleştirilen how slowyavaş
55
159462
3196
ve bu yavaş bilgisayarın, nasıl olur da hızlı bir bilgisayarla karşılaştırıldığını
02:58
this computerbilgisayar was comparedkarşılaştırıldığında to how fasthızlı a computerbilgisayar is,
56
162658
4123
düşünmeye başlayınca, bu durum beni genelde
03:02
it madeyapılmış me wondermerak etmek about computersbilgisayarlar and technologyteknoloji in generalgenel.
57
166781
4637
bilgisayarlarla ve teknolojiyle ilgilenmeye kadar götürdü.
03:07
And so I'm going to talk todaybugün about fourdört things, really.
58
171418
2125
Ve bugün size dört şeyden bahsedeceğim.
03:09
The first threeüç things are about how I've been curiousMeraklı
59
173543
3692
Bahsedeceğim ilk üç şey, teknolojiye,
03:13
about technologyteknoloji, designdizayn and artSanat, and how they intersectkesişmek,
60
177235
3534
tasrıma ve sanata nasıl ilgi duymaya başladığım
03:16
how they overlapüst üste gelmek, and alsoAyrıca a topickonu that I've takenalınmış on
61
180769
2957
ve bunların nasıl kesiştiği, nasıl üst üste geldiği hakkında.
03:19
sincedan beri fourdört yearsyıl agoönce I becameoldu the PresidentBaşkan
62
183726
2261
Ayrıca konu, dört yıldan bu yana dersini aldığım,
03:21
of RhodeRhode IslandAda SchoolOkul of DesignTasarım: leadershipliderlik.
63
185987
3573
Rhode Island Tasarım Okulunun başkanı olmamı sağlayan şey: liderlik.
03:25
And I'll talk about how I've lookedbaktı to combinebirleştirmek
64
189560
2717
Ayrıca sizlere bu dört ayrı alanı nasıl bir sentez ve
03:28
these fourdört areasalanlar into a kindtür of a synthesissentez, a kindtür of experimentdeney.
65
192277
4635
bir çeşit deney haline getirdiğimden de bahsedeceğim.
03:32
So startingbaşlangıç from technologyteknoloji,
66
196912
2635
Öyleyse teknoloji ile başlayalım,
03:35
technologyteknoloji is a wonderfulolağanüstü thing.
67
199547
2335
teknoloji muhteşem bir şeydir.
03:37
When that AppleElma IIII camegeldi out, it really could do nothing.
68
201882
3524
Apple II ilk çıktığında hiçbir şey yapamamıştı.
03:41
It could showgöstermek textMetin and
69
205406
2470
Yazılar gösterirdi
03:43
after we waitedbekledi a bitbit, we had these things calleddenilen imagesGörüntüler.
70
207876
3598
ve sonra biraz bekledik ve resimleri görüntüleyebilme ortaya çıktı.
03:47
RememberHatırlıyorum when imagesGörüntüler were first possiblemümkün with a computerbilgisayar,
71
211474
2482
Bilgisayarlarda resim görüntüleyebilme zamanlarını hatırlayın,
03:49
those gorgeousmuhteşem, full-colortam renkli imagesGörüntüler?
72
213956
2396
o muhteşem, tam renk fotoğraflar...
03:52
And then after a fewaz yearsyıl, we got CD-qualityCD kalitesinde soundses.
73
216352
3218
Birkaç yıl sonra, CD kalitesinde ses ortaya çıktı.
03:55
It was incredibleinanılmaz. You could listen to soundses on the computerbilgisayar.
74
219570
2352
Kesinlikle inanılmazdı. Bilgisayarda sesleri dinleyebiliyorduk.
03:57
And then moviesfilmler, viaüzerinden CD-ROMCD-ROM. It was amazingşaşırtıcı.
75
221922
3937
Sonrasında CD-ROM aracılığıyla filmler izlenmeye başladı, harikaydı.
04:01
RememberHatırlıyorum that excitementheyecan?
76
225859
2143
Bu heyecanı hatırlıyor musunuz?
04:03
And then the browserTarayıcı appearedortaya çıktı. The browserTarayıcı was great,
77
228002
3697
Ardından internet tarayıcısı ortaya çıktı. Tarayıcı güzeldi,
04:07
but the browserTarayıcı was very primitiveilkel, very narrowdar bandwidthBant genişliği.
78
231699
2857
ancak biraz ilkeldi ve çok dar bir bant genişliğine sahipti.
04:10
TextMetin first, then imagesGörüntüler, we waitedbekledi,
79
234556
3257
Önce yazılar, sonra resimler, biraz bekledik,
04:13
CD-qualityCD kalitesinde soundses over the NetNET,
80
237813
1796
üzerinden CD kalitesinde sesler,
04:15
then moviesfilmler over the InternetInternet. KindTür of incredibleinanılmaz.
81
239609
4644
ardından internetten izlenen filmler. Bir anlamda inanılmaz.
04:20
And then the mobileseyyar phonetelefon occurredoluştu,
82
244253
2870
Daha sonralarda cep telefonları ortaya çıktı.
04:23
textMetin, imagesGörüntüler, audioses, videovideo. And now we have iPhoneiPhone,
83
247123
5535
Mesajlaşma, resimler, ses ve video vs. Şu anda ise mesajlaşma,
04:28
iPadiPad, AndroidAndroid, with textMetin, videovideo, audioses, etcvb.
84
252658
4124
video ve sesler ile birlikte iPhone, iPad, Android işletim sistemi var.
04:32
You see this little patternmodel here?
85
256782
2027
Örnek alma şeklini görebiliyor musunuz?
04:34
We're kindtür of stucksıkışmış in a loopdöngü, perhapsbelki, and this senseduyu
86
258809
3333
Bir anlamda döngüde kalmış gibiyiz, elbette ki bu programlamadan gelen imkan hissi
04:38
of possibilityolasılık from computingbilgi işlem is something I've been
87
262142
2606
bu programlamadan gelen imkan hissi
04:40
questioningsorgulama for the last 10 or so yearsyıl,
88
264748
2817
benim de yaklaşık on yıldır cevaplamaya çalıştığım
04:43
and have lookedbaktı to designdizayn, as we understandanlama mostçoğu things,
89
267565
4214
bir soruydu ve tasarıma baktığımızda, teknolojiyle uyumu
04:47
and to understandanlama designdizayn with our technologyteknoloji has been a passiontutku of mineMayın.
90
271779
3888
en büyük zevklerimden biriydi.
04:51
And I have a smallküçük experimentdeney to give you a quickhızlı designdizayn lessonders.
91
275667
4756
Şimdi size hızlı bir tasarım dersi vererek bir deney yapmak istiyorum.
04:56
DesignersTasarımcılar talk about the relationshipilişki betweenarasında formform
92
280423
2498
Tasarımcılar biçim ve içerik ile içerik ve biçim
04:58
and contentiçerik, contentiçerik and formform. Now what does that mean?
93
282921
3341
arasındaki ilişki hakkında konuşurlar. Şimdi, sizce bunun anlamı nedir?
05:02
Well, contentiçerik is the wordsözcük up there: fearkorku.
94
286262
2567
Pekala, içeriğimiz ekrandaki kelime: korku.
05:04
It's a four-letterDört harfli wordsözcük. It's a kindtür of a badkötü feelingduygu wordsözcük, fearkorku.
95
288829
5071
Beş harfli bir kelime. Bir çeşit kötü hissetme ile ilgili bir kelimedir, korku.
05:09
FearKorku is setset in LightIşık HelveticaHelvetica, so it's not too stressfulstresli,
96
293900
4657
Bu kelimeyi Light Helvetica yazı tipiyle yazarsak pek de korkunç değil,
05:14
and if you setset it in UltraUltra LightIşık HelveticaHelvetica,
97
298557
2701
eğer Ultra Light Helvetica ile yazarsak,
05:17
it's like, "Oh, fearkorku, who caresbakımları?" Right? (LaughterKahkaha)
98
301258
3938
"Ah, korku mu? Kimin umurunda?" şeklinde görünür. (Gülüşmeler)
05:21
You take the sameaynı UltraUltra LightIşık HelveticaHelvetica and make it bigbüyük,
99
305196
2598
Yine aynı yazı tipiyle yazıp, boyutunu büyütürsek,
05:23
and like, whoaçüş, that hurtscanı yanmak. FearKorku.
100
307794
2542
işte şimdi daha korkutucu oldu. Fear (korku).
05:26
So you can see how you changedeğişiklik the scaleölçek, you changedeğişiklik
101
310336
1915
Böylece boyutu değiştirdiğinizde,
05:28
the formform. Contentİçerik is the sameaynı, but you feel differentlyfarklı olarak.
102
312251
4308
biçimin nasıl da değiştiğini görebilirsiniz. İçerik aynı ama hissettiğiniz duygular farklı.
05:32
You changedeğişiklik the typefaceyazı biçimi to, like, this typefaceyazı biçimi,
103
316559
2067
Yazı biçimini bu şekilde değiştirebilirsiniz ve bu biraz komik.
05:34
and it's kindtür of funnykomik. It's like piratekorsan typefaceyazı biçimi,
104
318626
2783
Korsanlara özgü bir yazı biçimi gibi,
05:37
like CaptainKaptan JackJack SparrowSerçe typefaceyazı biçimi. ArrARR! FearKorku!
105
321409
2924
Sanki Kaptan Jack Sparrow’un yazı biçimi. Arr! Fear (korku)!
05:40
Like, awwAh, that's not fearfulkorkunç. That's actuallyaslında funnykomik.
106
324333
2891
Oo, hiç de korkunç değil, aksine komik.
05:43
Or fearkorku like this, kindtür of a nightclubgece kulübü typefaceyazı biçimi. (LaughterKahkaha)
107
327224
3869
Peki ya böyle, bir çeşit gece kulübü yazısı gibi. (Gülüşmeler)
05:46
Like, we gottalazım go to FearKorku. (LaughterKahkaha)
108
331093
2420
Fear’a gidiyormuşuz gibi. (Gülüşmeler)
05:49
It's, like, amazingşaşırtıcı, right? (LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
109
333513
3013
Muhteşem değil mi?
(Gülüşmeler) (Alkış)
05:52
It just changesdeğişiklikler the sameaynı contentiçerik.
110
336526
2452
Yalnızca aynı içeriği değiştirir.
05:54
Or you make it -- The lettersharfler are separatedayrıldı apartayrı,
111
338978
2254
ayrıldılar, Titanik filmindeki güverte gibi bir araya toplandılar
05:57
they're huddledsokulmuş togetherbirlikte like on the deckgüverte of the TitanicTitanic,
112
341232
2188
ve onlar için üzülürsünüz,
05:59
and you feel sorry for the lettersharfler, like, I feel the fearkorku.
113
343420
2999
aynı benim korkuyu hissettiğim gibi.
06:02
You feel for them.
114
346419
2185
Hissedersiniz.
06:04
Or you changedeğişiklik the typefaceyazı biçimi to something like this.
115
348604
2134
Ya da bunun gibi bir yazı tipi ile değiştirebilirsiniz.
06:06
It's very classyklas. It's like that expensivepahalı restaurantrestoran, FearKorku.
116
350738
3532
Bu da çok şık oldu. Sanki pahalı bir restaurant ismi gibi, Fear.
06:10
I can never get in there. (LaughterKahkaha)
117
354270
2286
Gideceğimi pek zannetmiyorum. (Gülüşmeler)
06:12
It's just amazingşaşırtıcı, FearKorku. But that's formform, contentiçerik.
118
356556
5286
Muhteşem bir şey bu, Fear. Ancak bu biçim, içerik.
06:17
If you just changedeğişiklik one lettermektup in that contentiçerik,
119
361842
3049
Yalnızca bir harfini değiştirirseniz,
06:20
you get a much better wordsözcük, much better contentiçerik: freeücretsiz.
120
364891
3980
daha iyi bir kelime ve içerik elde edersiniz: free (bedava)
06:24
"FreeÜcretsiz" is a great wordsözcük. You can serveservis it almostneredeyse any way.
121
368871
4368
"Free" güzel bir kelimedir. İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
06:29
FreeÜcretsiz boldcesur feelshissediyor like MandelaMandela freeücretsiz.
122
373239
2595
Kalın ve Mandela yazı tipinde free sizi özgür hissettirir.
06:31
It's like, yes, I can be freeücretsiz.
123
375834
2681
Tıpkı, evet, özgürüm demek gibidir.
06:34
FreeÜcretsiz even lightışık feelshissediyor kindtür of like, ahAh, I can breathenefes almak in freeücretsiz.
124
378515
3272
Daha ince yazılmış bir free tıpkı özgürce nefes alabilirim havası uyandırır.
06:37
It feelshissediyor great. Or even freeücretsiz spreadYAYILMIŞ out,
125
381787
2730
İyi hissettirir. Hatta biraz genişlettiğimizde,
06:40
it's like, ahAh, I can breathenefes almak in freeücretsiz, so easilykolayca.
126
384517
3572
özgürce nefes alabilirim ve bu çok basit hissi verir.
06:43
And I can addeklemek in a bluemavi gradientGradyan and a doveGüvercin,
127
388089
3207
Mavi bir arka plan ve güvercin eklediğimizde ise
06:47
and I have, like, DonDon DraperDraper freeücretsiz. (LaughterKahkaha)
128
391296
2351
Don Draper Free’si elde ederiz. (Gülüşmeler)
06:49
So you see that -- formform, contentiçerik, designdizayn, it worksEserleri that way.
129
393647
3362
Evet, gördüğünüz gibi – biçim, içerik ve dizayn bu şekilde çalışır.
06:52
It's a powerfulgüçlü thing. It's like magicsihirli, almostneredeyse,
130
397009
2433
Çok güçlü bir şey. Tıpkı bir sihir gibi, aynı TED’de
06:55
like the magiciansbüyücüler we'vebiz ettik seengörüldü at TEDTED. It's magicsihirli.
131
399442
4286
gördüğümüz sihirbazlar gibi. Büyüleyici.
06:59
DesignTasarım does that.
132
403728
2287
Dizayn böyledir.
07:01
And I've been curiousMeraklı about how designdizayn and technologyteknoloji intersectkesişmek,
133
406015
3148
Dizaynın ve teknolojinin nasıl birleştiğini merak etmiştim
07:05
and I'm going to showgöstermek you some oldeski work I never really
134
409163
1469
ve bu nedenle yalnızca bir defaya mahsus
07:06
showgöstermek anymoreartık, to give you a senseduyu of what I used to do.
135
410632
3288
sizlere nasıl kullandığımı anlatmak adına bazı eski çalışmalarımı sunacağım.
07:09
So -- yeah.
136
413920
2626
Evet, başlıyorum.
07:12
So I madeyapılmış a lot of work in the '90s.
137
416546
3191
90’lı yıllarda birçok çalışma yaptım.
07:15
This was a squarekare that respondsyanıt verir to soundses.
138
419737
3296
Bu gördüğünüz şey sese duyarlı bir kare.
07:18
People asksormak me why I madeyapılmış that. It's not clearaçık. (LaughterKahkaha)
139
423033
3426
Birçok kişi neden böyle birşey yaptığımı sordu ancak bunu ben de bilmiyorum. (Gülüşmeler)
07:22
But I thought it'do ediyorum be neattemiz for the squarekare
140
426459
5716
Ancak sese karşı duyarlı bir kare yapmanın iyi olduğunu düşündüm
07:28
to respondyanıtlamak to me, and my kidsçocuklar were smallküçük then,
141
432175
5056
ve çocuklarım o zaman ufaklardı. “Aaahh” diye bağırarak
07:33
and my kidsçocuklar would playoyun with these things, like, "AaahAaah,"
142
437231
2576
bu kareyle oynamayı seviyorlardı.
07:35
you know, they would say, "DaddyBaba, aaahAaah, aaahAaah." You know, like that.
143
439807
2926
“Baba, aaah, aaah” diyerek konuşurlardı.
07:38
We'dBiz istiyorsunuz go to a computerbilgisayar storemağaza, and they'dgittiklerini do the sameaynı thing.
144
442733
2385
Bilgisayar mağazasına giderdik ve orada da aynı şeyi yaparlardı.
07:41
And they'dgittiklerini say, "DaddyBaba, why doesn't the computerbilgisayar respondyanıtlamak to soundses?"
145
445118
3172
Gittiğimizde “Baba, bu bilgisayar neden sese tepki vermiyor ?” derlerdi.
07:44
And it was really at the time I was wonderingmerak ediyor why doesn't the computerbilgisayar respondyanıtlamak to soundses?
146
448290
3543
Bunu duyduktan sonra düşündüm ve dedim ki, neden bu bilgisayarlar sese karşı duyarlı değiller?
07:47
So I madeyapılmış this as a kindtür of an experimentdeney at the time.
147
451833
3219
Böylece ben de bunu bir deney olarak ele almaya başladım.
07:50
And then I spentharcanmış a lot of time in the spaceuzay of
148
455052
3184
Ardından etkileşimli bilgisayar grafiği alanında zamanımı
07:54
interactiveinteraktif graphicsgrafik and things like this, and I stoppeddurduruldu doing it because
149
458236
2969
harcamaya başladım ve sonrasında bununla uğraşmayı bıraktım
07:57
my studentsöğrencilerin at MITMIT got so much better than myselfkendim,
150
461205
2712
çünkü MIT’deki öğrencilerim bu konuda benden çok daha iyilerdi.
07:59
so I had to hangasmak up my mousefare.
151
463917
1810
Ben de bu yüzden işi bıraktım.
08:01
But in '96, I madeyapılmış my last pieceparça. It was in blacksiyah and whitebeyaz,
152
465727
3568
Fakat 96 yılında son bir iş daha yaptım. Siyah ve beyaz, tek renkli,
08:05
monochrometek renkli, fullytamamen monochrometek renkli, all in integertamsayı mathematicsmatematik.
153
469295
3227
tamamen renkli, hepsi tamsayı matematiğiydi.
08:08
It's calleddenilen "TapDokunun, TypeTürü, WriteYazma."
154
472522
1666
Buna “Tap tap yazı” diyordum.
08:10
It's payingödeme yapan a tributeharaç to the wonderfulolağanüstü typewriterdaktilo
155
474188
3486
Annemin sekreter olduğu zamanlarda
08:13
that my motheranne used to typetip on all the time as a legalyasal secretarySekreter.
156
477674
4085
kullandığı gibi bir daktiloydu bu.
08:17
It has 10 variationsvaryasyonlar. (TypingYazarak noisegürültü)
157
481759
2521
Tam 10 farklı çeşiti var. (Daktilo sesi)
08:20
(TypingYazarak noisegürültü)
158
484280
2129
(Daktilo sesi)
08:22
There's a shiftvardiya.
159
486409
3373
Buradan da değişiyor.
08:25
TenOn variationsvaryasyonlar. This is, like, spinçevirmek the lettermektup around.
160
489782
4265
On çeşit. Bunda sanki harfler etrafında dönüyor.
08:29
(TypingYazarak noisesgürültüler)
161
494047
3604
(Daktilo sesleri)
08:33
This is, like, a ringhalka of lettersharfler. (TypingYazarak noisesgürültüler)
162
497651
6985
Bunda ise harfler yuvarlak oluşturmuş. (Daktilo sesleri)
08:40
This is 20 yearsyıl oldeski, so it's kindtür of a --
163
504636
2911
Bu ise 20 yıllık, bir çeşit,
08:43
Let's see, this is —
164
507547
1814
Şuna bakın.
08:45
I love the FrenchFransızca filmfilm "The RedKırmızı BalloonBalon."
165
509361
2116
Fransız yapımı “The Red Balloon.” filmini severim.
08:47
Great moviefilm, right? I love that moviefilm. So,
166
511477
2258
Güzel filmdir, değil mi? Çok severim o filmi.
08:49
this is sortçeşit of like a playoyun on that. (TypingYazarak noisesgürültüler) (TypewriterDaktilo bellçan)
167
513735
3608
Bu yüzden, bu da biraz onun gibi. (Daktilo sesleri) (Daktilo zili)
08:53
It's peacefulhuzurlu, like that. (LaughterKahkaha)
168
517343
4130
Bu biraz rahat gibi. (Gülüşmeler)
08:57
I'll showgöstermek this last one. This is about balancedenge, you know.
169
521473
4167
Bu da sonuncu çeşit. Biraz denge ile ilgili, bilirsiniz.
09:01
It's kindtür of stressfulstresli typingyazarak out, so if you
170
525640
1951
Yazmak biraz stresli bir iştir, eğer ki bu klavye çeşidini kullanıyorsanız
09:03
typetip on this keyboardtuş takımı, you can, like, balancedenge it out.
171
527591
3361
seveceğinizi düşünüyorum, biraz dengelidir.
09:06
(LaughterKahkaha)
172
530952
2070
(Gülüşmeler)
09:08
If you hitvurmak G, life'shayatın okay, so I always say,
173
533022
2548
Eğer ki G harfine basarsanız, hayat güzeldir her zaman söylediğim gibi.
09:11
"HitHit G, and it's going to be all right.
174
535570
3357
“G’ye bas, herşey düzelecek.”
09:14
Thank you. (ApplauseAlkış)
175
538927
2511
Teşekkür ederim. (Alkış)
09:17
Thank you.
176
541438
2647
Teşekkürler.
09:19
So that was 20 yearsyıl agoönce, and
177
544085
3332
Bu 20 yıl önceydi,
09:23
I was always on the peripheryçevre of artSanat.
178
547417
4642
ve her zaman sanatla iç içeydim.
09:27
By beingolmak PresidentBaşkan of RISDRISD I've gonegitmiş deepderin into artSanat,
179
552059
2350
RISD’in başkanı olmamla beraber sanatta daha da derine indim
09:30
and artSanat is a wonderfulolağanüstü thing, fine artSanat, puresaf artSanat.
180
554409
3659
ve sanat gerçekten muhteşem bir şey, güzel sanatlar, soyut sanatlar…
09:33
You know, when people say, "I don't get artSanat.
181
558068
2804
Duymuşsunuzdur, insanlar “Sanattan anlamıyorum.” derler.
09:36
I don't get it at all." That meansanlamına geliyor artSanat is workingçalışma, you know?
182
560872
4388
“Ben hiç anlamıyorum.” Bu demektir ki sanat işliyor, çalışıyor.
09:41
It's like, artSanat is supposedsözde to be enigmaticesrarengiz, so when you say,
183
565260
2076
Bu bir anlamda sanatın esrarengiz olduğunu farz etmektir,
09:43
like, "I don't get it," like, oh, that's great. (LaughterKahkaha)
184
567336
2964
bu nedenle “Anlamıyorum” dediğinizde, bu güzel bir şeydir. (Gülüşmeler)
09:46
ArtSanat does that, because artSanat is about askingsormak questionssorular,
185
570300
2632
Sanat böyledir, çünkü sanat soru sormakla alakalıdır,
09:48
questionssorular that mayMayıs ayı not be answerableilgili.
186
572932
2712
sorular bazen cevapsız da olabilirler.
09:51
At RISDRISD, we have this amazingşaşırtıcı facilitytesis calleddenilen
187
575644
1928
RISD’de Edna Lawrance Doğa Laboratuarı adında
09:53
the EdnaEdna LawrenceLawrence NatureDoğa LabLaboratuvar. It has 80,000 samplesörnekler
188
577572
3670
muhteşem bir tesisimiz var. İçinde yaklaşık 80.000 kadar
09:57
of animalhayvan, bonekemik, mineralmineral, plantsbitkiler.
189
581242
3581
hayvan, kemik, mineral ve bitki numuneleri barındırıyor.
10:00
You know, in RhodeRhode IslandAda, if an animalhayvan getsalır hitvurmak on the roadyol,
190
584823
2710
Bilirsiniz, Rhode Island’da eğer bir hayvana araba çarpmışsa
10:03
they call us up and we pickalmak it up and stuffşey it.
191
587533
3174
bizi ararlar ve biz de gelip onu alır, doldururuz.
10:06
And why do we have this facilitytesis?
192
590707
2541
Peki neden böyle bir tesisimiz var?
10:09
Because at RISDRISD, you have to look at the actualgerçek animalhayvan,
193
593248
3443
Çünkü RISD’de gerçek hayvanlara ve objelere bakmak,
10:12
the objectnesne, to understandanlama its volumehacim, to perceivealgıladıkları it.
194
596691
2880
hacmini anlamak ve algılamak zorundasınızdır.
10:15
At RISDRISD, you're not allowedizin to drawçekmek from an imagegörüntü.
195
599571
2712
RISD’de resimlerden yararlanmanıza izin verilmez.
10:18
And manyçok people asksormak me, JohnJohn, couldn'tcould you just
196
602283
1665
Ve birçok insan bana bunu neden dijitalleştirmediğimi sordu.
10:19
digitizedijital ortama all this? Make it all digitaldijital? Wouldn'tOlmaz it be better?
197
603948
4128
Tümünü dijitale çevirmek mi? Daha iyi olmaz mıydı?
10:23
And I oftensık sık say, well, there's something good to how things
198
608076
2942
Ben de genel olarak bir şeylerin normali nasılsa
10:26
used to be donetamam. There's something very differentfarklı about it,
199
611018
3665
o şekilde iyidir derim. Hatta bu dönemde bile,
10:30
something we should figureşekil out what is good about
200
614683
2326
nasıl yaptığımız konusunda nelerin
10:32
how we did it, even in this newyeni eraçağ.
201
617009
3077
iyi olduğunu anlayacağımız şeyler var.
10:35
And I have a good friendarkadaş, he's a newyeni mediamedya artistsanatçı namedadlı
202
620086
2891
Yeni ortam sanatçısı olan bir arkadaşım var, ismi Tota Hasegawa.
10:38
TotaTota HasegawaHasegawa. He's basedmerkezli in LondonLondra, no, actuallyaslında it's in TokyoTokyo,
203
622977
3538
Londra doğumludur, yok hayır aslen Tokyo’ludur
10:42
but when he was basedmerkezli in LondonLondra, he had a gameoyun
204
626515
2102
ama Londra’da olduğu zamanlarda eşiyle birlikte bir oyun oynar.
10:44
with his wifekadın eş. He would go to antiqueAntik shopsdükkanlar,
205
628617
3291
Birlikte bir antika dükkanlarına giderler ve
10:47
and the gameoyun was as suchböyle:
206
631908
2147
oyunun tamamen şu şekilde olduğunu anlatıyorlar:
10:49
When we look at an antiqueAntik we want,
207
634055
2681
Ne zaman antika bir şey görsek hemen onu almak isteriz.
10:52
we'lliyi asksormak the shopkeeperdükkâncı for the storyÖykü behindarkasında the antiqueAntik,
208
636736
2847
Mağaza sahibine o antikanın arkasındaki hikayeyi
10:55
and if it's a good storyÖykü, we'lliyi buysatın almak it.
209
639583
1630
sorduğumuz zaman eğer iyi bir hikayesi varsa onu alırız.
10:57
So they'dgittiklerini go to an antiqueAntik shopDükkan, and they'dgittiklerini look at this cupFincan,
210
641213
2241
Bir gün yine antika dükkanına giderler ve bir kupa görürler.
10:59
and they'dgittiklerini say, "Tell us about this cupFincan."
211
643454
1329
Ardından bu kupa hakkında bir şeyler söylemesini isterler mağaza sahibinden.
11:00
And the shopkeeperdükkâncı would say, "It's oldeski." (LaughterKahkaha)
212
644783
4104
Ve mağaza sahibi ise “Çok eskidir.” der. (Gülüşmeler)
11:04
"Tell us more."
"Oh, it's really oldeski." (LaughterKahkaha)
213
648887
3724
“Daha fazla bilgi verir misiniz?” “Ah, gerçekten çok eski bir parçadır bu.” (Gülüşmeler)
11:08
And he saw, over and over, the antique'santika'nın valuedeğer
214
652611
2546
Sonrasında antikanın değerinin tamamen
11:11
was all about it beingolmak oldeski.
215
655157
2663
eski olmasıyla ilgili olduğunu anladı.
11:13
And as a newyeni mediamedya artistsanatçı, he reflectedyansıyan, and said,
216
657820
2509
Bir yeni ortam sanatçısı olarak düşündü ve tüm kariyerini
11:16
you know, I've spentharcanmış my wholebütün careerkariyer makingyapma newyeni mediamedya artSanat.
217
660329
2644
yeni bir medya sanatı yaparak harcadığını söyledi.
11:18
People say, "WowVay canına, your artSanat, what is it?"
It's newyeni mediamedya.
218
662973
4702
İnsanlar “Vay, senin sanatın mı, nedir o? dediklerinde onlara “Yeni ortam sanatı” diyor.
11:23
And he realizedgerçekleştirilen, it isn't about oldeski or newyeni.
219
667675
3038
Ve bunun eski yada yeni olmakla alakalı olmadığını anladı.
11:26
It's about something in betweenarasında.
220
670713
1514
Bu bir şeylerin arasında.
11:28
It isn't about "oldeski," the dirtkir, "newyeni," the cloudbulut. It's about what is good.
221
672227
5461
Eski, kirli, yeni olduğu ile ilgili değildir bu. Bu tamamen neyin iyi olduğuyla ilgilidir.
11:33
A combinationkombinasyon of the cloudbulut and the dirtkir is where the actionaksiyon is at.
222
677688
5434
Bulut ve toprağın biraraya geldiği yerde hareket başlar.
11:39
You see it in all interestingilginç artSanat todaybugün, in all
223
683122
1984
Bunu artık ilginç olan tüm sanat dallarında
11:41
interestingilginç businessesişletmeler todaybugün. How we combinebirleştirmek
224
685106
2019
dallarında ve işlerde görmek mümkün. Bu ikisini
11:43
those two togetherbirlikte to make good is very interestingilginç.
225
687125
4289
nasıl birleştirip daha iyi yapacağımız ise çok ilginç.
11:47
So artSanat makesmarkaları questionssorular, and
226
691414
2771
Pekala, sanat sorular yapar ve liderlik ise
11:50
leadershipliderlik is something that is askingsormak a lot of questionssorular.
227
694185
4823
çok fazla soru soran bir şeydir.
11:54
We aren'tdeğil functioningişleyen so easilykolayca anymoreartık.
228
699008
2002
Artık kolayca çalıştıramıyoruz.
11:56
We aren'tdeğil a simplebasit authoritarianotoriter regimerejim anymoreartık.
229
701010
3128
Artık basit bir otoriter rejim değiliz.
12:00
As an exampleörnek of authoritarianismotoriter, I was in RussiaRusya one time
230
704138
3406
Otoriterliğe örnek olarak; bir gün Rusya’da St. Petersburg’da
12:03
travelingseyahat in StSt. PetersburgPetersburg, at a nationalUlusal monumentanıt,
231
707544
2176
seyahat sırasında, ulusal anıtın önünde bir tabela gördüm.
12:05
and I saw this signişaret that saysdiyor, "Do Not WalkYürüyüş On The GrassÇimen,"
232
709720
3162
Tabela’da “Çimlere basmayınız” yazıyordu ve
12:08
and I thought, oh, I mean, I speakkonuşmak Englishİngilizce,
233
712882
1643
İngilizce konuştuğumu düşündüm,
12:10
and you're tryingçalışıyor to singletek me out. That's not fairadil.
234
714525
2737
bu da demektir ki beni kayırmaya çalışıyorlar. Hiç de adil değil.
12:13
But I foundbulunan a signişaret for Russian-speakingRusça bilen people,
235
717262
2874
Fakat sonra Rusça konuşan insanlar için bir tabela gördüm
12:16
and it was the besten iyi signişaret ever to say no.
236
720136
3173
ve şu zamana kadarki en iyi hayır diyen tabelaydı.
12:19
It was like, "No swimmingyüzme, no hikingHiking, no anything."
237
723309
2724
“Yüzmek yasaktır, yürümek yasaktır, hiçbir şey.”
12:21
My favoritesevdiğim onesolanlar are "no plantsbitkiler." Why would you bringgetirmek a plantbitki to a nationalUlusal monumentanıt? I'm not sure.
238
726033
5599
En sevdiğim ise “Çiçekler yasaktır.” Neden ulusal bir anıta çiçek getirilir ki? Emin değilim.
12:27
And alsoAyrıca "no love." (LaughterKahkaha)
239
731632
2273
Tabi ayrıca “Sevişmek yasaktır.” (Gülüşmeler)
12:29
So that is authoritarianismotoriter.
240
733905
3553
Öyleyse bu otoriteciliktir.
12:33
And what is that, structurallyyapısal olarak?
241
737458
2165
Peki yapısal olarak bu nedir?
12:35
It's a hierarchyhiyerarşi. We all know that a hierarchyhiyerarşi is how we runkoş
242
739623
2750
Hiyerarşi. Hepimiz biliyoruz ki günümüzde hiyerarşi, sistemleri
12:38
manyçok systemssistemler todaybugün, but as we know, it's been disruptedbozulduğu.
243
742373
3025
nasıl yürüttüğümüzdür, ama bildiğimiz gibi bu artık bozuldu.
12:41
It is now a network insteadyerine of a perfectmükemmel treeağaç.
244
745398
3518
Bu muhteşem bir ağaçtan çok, artık bir ağ.
12:44
It's a heterarchyheterarchy insteadyerine of a hierarchyhiyerarşi. And that's kindtür of awkwardgarip.
245
748916
3220
Bu hiyerarşi yerine bir anlamda heterarşidir. Biraz garip.
12:48
And so todaybugün, leadersliderler are facedyüzlü
246
752136
3400
Ve günümüzde liderler, nasıl farklı bir şekilde öncülük etmeleri
12:51
with how to leadöncülük etmek differentlyfarklı olarak, I believe.
247
755536
1914
gerektiğiyle karşı karşıyalar, buna inanıyorum.
12:53
This is work I did with my colleagueçalışma arkadaşı BeckyBecky BermontBermont
248
757450
2230
Bu çalışmayı yaratıcı liderlikten çalışma arkadaşım
12:55
on creativeyaratıcı leadershipliderlik. What can we learnöğrenmek
249
759680
2240
Becky Bermont ile yaptım. Sanatçılardan ve tasarımcılardan
12:57
from artistssanatçılar and designerstasarımcılar for how to leadöncülük etmek?
250
761920
2425
liderlik anlamında neler öğrenebiliriz?
13:00
Because in manyçok sensesduyular, a regulardüzenli leaderlider lovessever to avoidönlemek mistakeshatalar.
251
764345
4005
Çünkü birçok algıda, düzenli bir lider yanlışlardan kaçınmayı sever.
13:04
SomeoneBirisi who'skim creativeyaratıcı actuallyaslında lovessever to learnöğrenmek from mistakeshatalar.
252
768350
4073
Gerçekten yaratıcı bir insan ise aslında yanlışlardan öğrenmeyi sever.
13:08
A traditionalgeleneksel leaderlider is always wantingeksik to be right,
253
772423
3178
Gelenekselci lider ise her zaman doğru olmayı ister,
13:11
whereasbuna karşılık a creativeyaratıcı leaderlider hopesumutlar to be right.
254
775601
4461
halbuki yaratıcı lider doğru olmayı umar.
13:15
And this frameçerçeve is importantönemli todaybugün, in this complexkarmaşık,
255
780062
2498
Bu çerçeve günümüzde önemlidir, bu karmaşada, belirsiz bir yerde,
13:18
ambiguousbelirsiz spaceuzay, and artistssanatçılar and designerstasarımcılar have a lot to teachöğretmek us, I believe.
256
782560
4770
sanatçıların ve tasarımcıların bize öğretecek çok şeyleri olduğuna inanıyorum.
13:23
And I had a showgöstermek in LondonLondra recentlyson günlerde where my friendsarkadaşlar
257
787330
3710
Geçenlerde arkadaşlarım beni Londra’ya
13:26
inviteddavet me to come to LondonLondra for fourdört daysgünler
258
791040
1877
dört günlüğüne kum havuzunda oturacağım bir şov
13:28
to sitoturmak in a sandboxSandbox, and I said great.
259
792917
2462
için çağırdılar ve ben de güzel olduğunu düşündüm.
13:31
And so I satoturdu in a sandboxSandbox for fourdört daysgünler straightDüz,
260
795379
3348
Dört gün boyunca her gün altışar saat kum havuzunda oturdum
13:34
sixaltı hourssaatler everyher day, six-minutealtı dakikalık appointmentsrandevular with anyonekimse in LondonLondra,
261
798727
3161
Londra'da bulunan kişilerden rastgele biriyle altı dakika süren randevularla geçti
13:37
and that was really badkötü.
262
801888
2187
Gerçekten çok kötüydü.
13:39
But I would listen to people, hearduymak theironların issuessorunlar,
263
804075
3632
Fakat insanları dinleyebildim, onların sorunlarını duydum,
13:43
drawçekmek in the sandkum, try to figureşekil things out,
264
807707
1894
kuma çizdim ve anlamaya çalıştım.
13:45
and it was kindtür of hardzor to figureşekil out what I was doing.
265
809601
2543
Ne yaptığımı anlamaya çalışmak ise bir anlamda zordu.
13:48
You know? It's all these one-on-oneteke tek meetingstoplantılar for like fourdört daysgünler.
266
812144
2708
Biliyor musunuz? Yüz yüze yapılan görüşmeler bu dört günü sevmek içindi.
13:50
And it feltkeçe kindtür of like beingolmak presidentDevlet Başkanı, actuallyaslında.
267
814852
1906
Aslına bakarsanız bu yaptıklarım kendimi bir başkanmış gibi hissettirdi.
13:52
I was like, "Oh, this my job. PresidentBaşkan. I do a lot of meetingstoplantılar, you know?"
268
816758
2997
Sevmiştim de, “Bu benim işim. Başkanlık. Bir sürü görüşme yapıyorum.”
13:55
And by the endson of the experiencedeneyim,
269
819755
1908
Ve tüm bu deneyimlerin sonucunda,
13:57
I realizedgerçekleştirilen why I was doing this.
270
821663
2839
bunu neden yaptığımı fark ettim.
14:00
It's because leadersliderler, what we do is we connectbağlamak
271
824502
4129
Liderler yüzünden, yaptığımız şeyler yalnızca beklenmedik
14:04
improbableolasılıksız connectionsbağlantıları and hopeumut something will happenolmak,
272
828631
4157
bağlantılar kurmak ve bir şeylerin olmasını beklemektir.
14:08
and in that roomoda I foundbulunan so manyçok connectionsbağlantıları
273
832788
1755
Bu odada, Londra boyunca birçok insanla bağlantılar buldum.
14:10
betweenarasında people acrosskarşısında all of LondonLondra, and so leadershipliderlik,
274
834543
4320
Böylece liderlik ve insanlara bağlanma,
14:14
connectingbağlantı people, is the great questionsoru todaybugün.
275
838863
2637
günümüzün en güzel sorularından biridir.
14:17
WhetherOlup olmadığı you're in the hierarchyhiyerarşi or the heterarchyheterarchy,
276
841500
2257
Hiyerarşı yada heterarşi içinde olmanız farketmez,
14:19
it's a wonderfulolağanüstü designdizayn challengemeydan okuma.
277
843757
2395
bu tasarım açısından muhteşem bir meydan okumadır
14:22
And one thing I've been doing is doing some researchAraştırma
278
846152
3725
Ve yaptığım şeylerden birisi de,
14:25
on systemssistemler that can combinebirleştirmek technologyteknoloji and leadershipliderlik
279
849877
3648
teknoloji ve liderliği, sanat ve tasarı perspektifiyle birleştirerek
14:29
with an artSanat and designdizayn perspectiveperspektif.
280
853525
994
bazı araştırmalar yapmaktı.
14:30
Let me showgöstermek you something I haven'tyok showngösterilen anywhereherhangi bir yer, actuallyaslında.
281
854519
4273
Size şuana kadar hiçbir yerde gösterilmeyen birkaç şey göstereyim.
14:34
So what this is, is a kindtür of a sketchkroki, an applicationuygulama sketchkroki
282
858792
2442
Pekala, bu nedir? Bir çeşit taslak, Python’da yazdığım bir başvuru taslağı.
14:37
I wroteyazdı in PythonPython. You know how there's PhotoshopPhotoshop?
283
861234
2558
Photoshop’un orada nasıl olduğunu bilirsiniz.
14:39
This is calleddenilen PowershopPowershop, and the way it worksEserleri is
284
863792
4259
da Powershop olarak adlandırılıyor ve bir kuruluşu düşünerek çalışır.
14:43
imaginehayal etmek an organizationorganizasyon. You know, the CEOCEO isn't ever
285
868051
3027
Bilirsiniz, bir CEO hiçbir zaman
14:46
at the topüst. The CEO'sGenel Müdür'ün at the centermerkez of the organizationorganizasyon.
286
871078
2282
en üstte değildir. Bir CEO kuruluşun tam merkezindedir.
14:49
There mayMayıs ayı be differentfarklı subdivisionsalt bölümleri in the organizationorganizasyon,
287
873360
2219
Belki de kuruluşta farklı alt bölümler olabilir
14:51
and you mightbelki want to look into differentfarklı areasalanlar. For instanceörnek,
288
875579
2685
ve başka alanlara bakmak istersiniz.
14:54
greenyeşil are areasalanlar doing well, redkırmızı are areasalanlar doing poorlykötü.
289
878264
3502
Mesela, yeşil alanlar iyi, kırmızı alanlar ise daha zayıf.
14:57
You know, how do you, as the leaderlider, scantaramak, connectbağlamak,
290
881766
2250
Liderlerin nasıl taradığını,
14:59
make things happenolmak? So for instanceörnek, you mightbelki openaçık up
291
884016
3004
ilişki kurduğunu bilirsiniz.
15:02
a distributiondağıtım here and find the differentfarklı subdivisionsalt bölümleri in there,
292
887020
3150
Mesela bir kuruluş açabilir ve orada
15:06
and know that you know someonebirisi in EcoEko, over here,
293
890170
3711
farklı alt bölümler bulabilirsiniz. Eco’dan birilerini
15:09
and
294
893881
1981
tanıdığınızı düşünün, tam burada, Eco’da.
15:11
these people here are in EcoEko, the people you mightbelki
295
895862
2008
CEO olarak ilişki kuracağınız kişiler,
15:13
engagetutmak with as CEOCEO, people going acrosskarşısında the hierarchyhiyerarşi.
296
897870
4068
hiyerarşiye karşı gelebilirler.
15:17
And partBölüm of the challengemeydan okuma of the CEOCEO is to find
297
901938
3085
Bir CEO’nun görevi, bölgeler arası farklı bağlantılar bulmaktır.
15:20
connectionsbağlantıları acrosskarşısında areasalanlar, and so you mightbelki look in R&D,
298
905023
3459
R&D’ye bakarsınız ve orada iki
15:24
and here you see one personkişi who crosseshaçlar the two areasalanlar
299
908482
3200
ilgi alanının birleştiği insan görürsünüz.
15:27
of interestfaiz, and it's a personkişi importantönemli to engagetutmak.
300
911682
3557
Bu kişi bağlanabileceğiniz önemli bir kişidir.
15:31
So you mightbelki want to, for instanceörnek, get a heads-upteke tek displayGörüntüle
301
915239
4036
Mesela bu sayede onlarla nasıl etkileşimde bulunduğuna
15:35
on how you're interactingetkileşim with them.
302
919275
2599
dair bilgiler alabilirsiniz.
15:37
How manyçok coffeeskahve do you have?
303
921874
1579
Kaç fincan kahveniz var?
15:39
How oftensık sık are you callingçağrı them, emailinge-posta gönderme them?
304
923453
3394
Onları ne sıklıkta arayıp, e-posta atıyorsunuz?
15:42
What is the tenortenor of theironların emailE-posta? How is it workingçalışma out?
305
926847
2790
E-postanın akışı nasıl? Nasıl işliyor?
15:45
LeadersLiderleri mightbelki be ableyapabilmek to use these systemssistemler to
306
929637
2362
Liderler bu tarz sistemleri insanları en iyi nasıl düzene sokabilirim
15:47
better regulatedüzenleyen how they work insideiçeride the heterarchyheterarchy.
307
931999
2982
ve onları nasıl bir heterarşi içinde çalıştırabilirim diyerek kullanıyorlar.
15:50
You can alsoAyrıca imaginehayal etmek usingkullanma technologyteknoloji like from LuminosoLuminoso,
308
934981
3427
Hatta Luminoso’dan bu teknolojiyi kullandığınızı hayal edebilirsiniz.
15:54
the guys from CambridgeCambridge who were looking at deepderin
309
938408
2525
Cambridge’den derinlemesine metin analizi yapan kişileri…
15:56
textMetin analysisanaliz. What is the tenortenor of your communicationsiletişim?
310
940933
3229
Sizin iletişiminizin akışı nasıl?
16:00
So these kindtür of systemssistemler, I believe, are importantönemli.
311
944162
3453
Bu tarz sistemlerin önemli olduğuna inanıyorum.
16:03
They're targetedHedeflenen socialsosyal mediamedya systemssistemler around leadersliderler.
312
947615
2858
Liderlerinin çevresinde sosyal medya sistemlerine hedef oldular.
16:06
And I believe that this kindtür of perspectiveperspektif will only beginbaşla
313
950473
3309
Ayrıca bu yaklaşımdaki bir perspektifin
16:09
to growbüyümek as more leadersliderler entergirmek the spaceuzay of artSanat and designdizayn,
314
953782
5307
yalnızca daha fazla liderin sanat ve tasarım alanına
16:14
because artSanat and designdizayn letsHaydi you think like this,
315
959089
3425
girerse büyüyeceğini düşünüyorum çünkü sanat ve tasarım,
16:18
find differentfarklı systemssistemler like this,
316
962514
1775
bu şekilde düşünmenize izin verir ve bunun gibi farklı sistemler bulur.
16:20
and I've just begunbaşladı thinkingdüşünme like this,
317
964289
1873
Ben de bu şekilde düşünmeye başladım ve bunları sizlerle
16:22
so I'm gladmemnun to sharepay that with you.
318
966162
1933
paylaştığım için de çok mutluyum.
16:23
So in closingkapanış, I want to thank all of you
319
968095
3182
Konuşmamı bitirirken de, herkese
16:27
for your attentionDikkat. Thanksteşekkürler very much. (ApplauseAlkış)
320
971277
4082
ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum.
16:31
(ApplauseAlkış)
321
975359
4684
(Alkış)
Translated by Enes Aygün
Reviewed by Banu Yobas

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
John Maeda - Artist
John Maeda, the former president of the Rhode Island School of Design, is dedicated to linking design and technology. Through the software tools, web pages and books he creates, he spreads his philosophy of elegant simplicity.

Why you should listen

When John Maeda became president of the legendary Rhode Island School of Design (RISD) in 2008, he told the Wall Street Journal, "Everyone asks me, 'Are you bringing technology to RISD?' I tell them, no, I'm bringing RISD to technology."

In his fascinating career as a programmer and an artist, he's always been committed to blurring the lines between the two disciplines. As a student at MIT, studying computer programming, the legendary Muriel Cooper persuaded him to follow his parallel passion for fine art and design. And when computer-aided design began to explode in the mid-1990s, Maeda was in a perfect position at the MIT Media Lab to influence and shape the form, helping typographers and page designers explore the freedom of the web.

Maeda is leading the "STEAM" movement--adding an "A" for Art to the education acronym STEM (Science, Technology, Engineering, and Math)--and experiencing firsthand the transformation brought by social media. After leaving his post as RISD's president, Maeda is turning his attention to Silicon Valley, where is is working as a Design Partner for Kleiner, Perkins, Caulfield and Byers. He is also consulting for eBay, where he is the chair of the Design Advisory Board.

More profile about the speaker
John Maeda | Speaker | TED.com