TEDxHousesOfParliament
Rory Stewart: Why democracy matters
Rory Stewart: Demokrasi neden önemli
Filmed:
Readability: 4.7
959,226 views
Halkın demokrasiye inancı zayıflıyor diyor İngiliz Parlamenter Rory Stewart. Irak ve Afganistan'ın yeni demokrasileri derinden yozlaşmış durumda. İngilizlerin yüzde 84'ü de demokrasiye güvenlerinin azaldığını belirtiyor. Bu önemli konuşmada Stewart, demokrasinin bir araç olarak değil, bir ideal olarak neden önemli olduğunu ve nasıl inşa edilmesi gerektiği üzerine bir çağrıda bulunuyor.
Rory Stewart - Politician
Rory Stewart -- a perpetual pedestrian, a diplomat, an adventurer and an author -- is the member of British Parliament for Penrith and the Border. Full bio
Rory Stewart -- a perpetual pedestrian, a diplomat, an adventurer and an author -- is the member of British Parliament for Penrith and the Border. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
So little Billy goes to school,
0
803
2784
Küçük Billy okula gider,
00:19
and he sits down and the teacher says,
1
3587
2757
sırasına oturur ve öğretmen sorar:
00:22
"What does your father do?"
2
6344
3005
"Senin baban ne iş yapar?"
00:25
And little Billy says, "My father plays the piano
3
9349
3657
Küçük Billy cevap verir:
00:28
in an opium den."
4
13006
3106
"Bir esrarkeş kahvehanesinde piyano çalar"
00:32
So the teacher rings up the parents, and says,
5
16112
1989
Bunun üzerine öğretmen Billy'nin ailesini arar ve şöyle der:
00:34
"Very shocking story from little Billy today.
6
18101
3254
"Bugün küçük Billy'nin hakkınızda söyledikleri karşısında şoke oldum.
00:37
Just heard that he claimed that you play the piano
7
21355
3749
Sizin bir esrarkeş kahvehanesinde
00:41
in an opium den."
8
25104
2160
piyano çaldığınızı söyledi."
00:43
And the father says, "I'm very sorry. Yes, it's true, I lied.
9
27264
3859
Baba cevap verir: "Evet doğru. Yalan söyledim.
00:47
But how can I tell an eight-year-old boy
10
31123
3631
Bunun için çok üzgünüm. Fakat sekiz yaşındaki bir çocuğa
00:50
that his father is a politician?" (Laughter)
11
34754
4409
babasının bir politikacı olduğunu nasıl söyleyebilirdim ki?" (Gülüşmeler)
00:55
Now, as a politician myself, standing in front of you,
12
39163
3248
Şimdi ben, karşınızda duran bir politikacı olarak
00:58
or indeed, meeting any stranger anywhere in the world,
13
42411
3655
ya da rasgele bir yabancıyla dünyanın herhangi bir yerinde karşılaştığımda,
01:01
when I eventually reveal the nature of my profession,
14
46066
2576
mesleğimin doğasını anlattığımda
01:04
they look at me as though I'm somewhere between
15
48642
3094
bana, sanki ben bir yılan, bir maymun ve bir iguana
01:07
a snake, a monkey and an iguana,
16
51736
4754
karışımı biriymişim gibi bakıyorlar.
01:12
and through all of this, I feel, strongly,
17
56490
3942
Ve ben bütün bunlardan dolayı şunu hissediyorum:
01:16
that something is going wrong.
18
60432
2982
Bir şeyler yanlış gidiyor.
01:19
Four hundred years of maturing democracy,
19
63414
3196
Dört yüz yıldan beri olgunlaşan demokrasi
01:22
colleagues in Parliament who seem to me, as individuals,
20
66610
2868
ve Parlamento'daki meslektaşlarım -ki bu insanlar
01:25
reasonably impressive, an increasingly educated,
21
69478
3578
tek tek incelediğimde bana epey etkileyici, eğitimli
01:28
energetic, informed population, and yet
22
73056
4647
enerjik, bilgili insanlar olarak görünüyorlar -
01:33
a deep, deep sense of disappointment.
23
77703
4904
derin mi derin bir hayal kırıklığı demek oluyor.
01:38
My colleagues in Parliament include, in my new intake,
24
82607
3972
Şu an, benim Parlamento'daki arkadaşlarım arasında
01:42
family doctors, businesspeople, professors,
25
86579
4754
aile hekimleri, işadamları, profesörler,
01:47
distinguished economists, historians, writers,
26
91333
4223
seçkin ekonomistler, tarihçiler, yazarlar,
01:51
army officers ranging from colonels down to regimental sergeant majors.
27
95556
5002
albaydan, alaydaki çavuşa kadar ordu mensupları var.
01:56
All of them, however, including myself, as we walk underneath
28
100558
3661
Fakat bunların hepsi, ben de dahil, bu tipsiz garip
02:00
those strange stone gargoyles just down the road,
29
104219
4108
insan heykellerinin altından geçtiğimizde, sonunda
02:04
feel that we've become less than the sum of our parts,
30
108327
4026
bu kişilerin toplamından daha az bir şeye dönüştüğümüzü hissediyorum ve
02:08
feel as though we have become profoundly diminished.
31
112353
5673
ciddi manada "azaldığımızı" hissediyorum.
02:13
And this isn't just a problem in Britain.
32
118026
4128
Ve bu sadece İngiltere'ye has bir sorun değil.
02:18
It's a problem across the developing world,
33
122154
2733
Bu gelişen dünyada da olan bir problem,
02:20
and in middle income countries too. In Jamaica,
34
124887
2634
orta gelirli ülkelerde de. Mesela Jamaika,
02:23
for example -- look at Jamaican members of Parliament,
35
127521
3308
Jamaikalı Parlemento üyelerine bir bakın,
02:26
you meet them, and they're often people who are
36
130829
2980
onlara bakıyorsunuz, genellikle bu insanlar
02:29
Rhodes Scholars, who've studied at Harvard or at Princeton,
37
133809
5444
Rodos Bilimadamları, Harvard'da, Princeton'da okumuş insanlar.
02:35
and yet, you go down to downtown Kingston,
38
139253
3061
Ama Kingston'ın şehir merkezine bir gidin,
02:38
and you are looking at one of the most depressing sites
39
142314
3644
karşınızda herhangi orta gelir düzeyindeki ülkede görebileceğiniz
02:41
that you can see in any middle-income country in the world:
40
145958
4085
en bunaltıcı yerlerden birini bulacaksınız.
02:45
a dismal, depressing landscape
41
150043
2763
Yarı terkedilmiş, yanmış binaların olduğu
02:48
of burnt and half-abandoned buildings.
42
152806
3190
kasvetli, bunaltıcı bir yer.
02:51
And this has been true for 30 years, and the handover
43
155996
3128
Ve bu 30 yıldır böyle. Başkanlık, 1979 - 1980'de
02:55
in 1979, 1980, between one Jamaican leader who was
44
159124
4266
bir Rodos Bilimadamı'nın oğlu ve bir kraliyet hukukçusu (Q.C) olan
02:59
the son of a Rhodes Scholar and a Q.C. to another
45
163390
3475
Jamaikalı bir liderden, Harvard'da ekonomi doktorası yapmış
03:02
who'd done an economics doctorate at Harvard,
46
166865
3230
birisine geçmiş.
03:05
over 800 people were killed in the streets
47
170095
3003
Ve o dönemde, sokaklarda 800'den fazla insan
03:08
in drug-related violence.
48
173098
3527
uyuşturucuyla alakalı olaylardan öldü.
03:12
Ten years ago, however, the promise of democracy
49
176625
3482
Bununla birlikte, 10 sene önce, demokrasi olağanüstü
03:16
seemed to be extraordinary. George W. Bush stood up
50
180107
3983
umut verici gibi görünüyordu. George W. Bush kalktı
03:19
in his State of the Union address in 2003
51
184090
3160
ve 2003'teki Ulusa Sesleniş konuşmasında dedi ki
03:23
and said that democracy was the force that would beat
52
187250
4029
demokrasi dünyadaki birçok hastalığı yenebilecek
03:27
most of the ills of the world. He said,
53
191279
3026
bir güçtür. Sonra da ekledi:
03:30
because democratic governments respect their own people
54
194305
3773
demokratik hükümetler kendi halklarına ve komşularına
03:33
and respect their neighbors, freedom will bring peace.
55
198078
5734
saygı duyuyuyorlar ve bu özgürlük barışı getirecek.
03:39
Distinguished academics at the same time argued that
56
203812
3634
Seçkin akademisyenlerse şunu iddia ediyorlardı:
03:43
democracies had this incredible range of side benefits.
57
207446
3678
Demokrasiler beraberlerinde inanılmaz yararlar getiriyorlar.
03:47
They would bring prosperity, security,
58
211124
3300
Refah, güvenlik,
03:50
overcome sectarian violence,
59
214424
2821
mezhepçi kavgaların üstesinden gelme gücü getiriyorlar,
03:53
ensure that states would never again harbor terrorists.
60
217245
4465
devletlerin tekrar terörist yatağı olmasını engelliyorlar.
03:57
Since then, what's happened?
61
221710
2354
O zamandan beri, ne oldu?
03:59
Well, what we've seen is the creation, in places like Iraq
62
224064
3194
Yani, Irak ve Afganistan gibi yerlerde demokratik
04:03
and Afghanistan, of democratic systems of government
63
227258
3988
hükümet sistemlerinin kurulduğunu gördük,
04:07
which haven't had any of those side benefits.
64
231246
2890
ama hiçbiri bu sayılanları getirmedi.
04:10
In Afghanistan, for example, we haven't just had one election
65
234136
2993
Mesela Afganistan'da sadece bir veya iki değil,
04:13
or two elections. We've gone through three elections,
66
237129
2667
tam üç seçim gördük. Hem başkanlık, hem de
04:15
presidential and parliamentary. And what do we find?
67
239796
3127
parlamento seçimleriydi bunlar: Sonuç?
04:18
Do we find a flourishing civil society, a vigorous rule of law
68
242923
3611
Yeşeren bir sivil toplum, hukukun üstünlüğü ve güvenlik var mı?
04:22
and good security? No. What we find in Afghanistan
69
246534
3461
Hayır. Afganistan'da olan şey,
04:25
is a judiciary that is weak and corrupt,
70
249995
4145
zayıf ve kokuşmuş bir hukuk sistemi,
04:30
a very limited civil society which is largely ineffective,
71
254140
4185
büyük oranda etkisiz ve sınırlı sivil toplum,
04:34
a media which is beginning to get onto its feet
72
258325
3004
ayakları üzerine doğrulmaya başlayan bir medya,
04:37
but a government that's deeply unpopular,
73
261329
2825
fakat hiç benimsenmeyen, yolsuzluğun içine bodoslamasına
04:40
perceived as being deeply corrupt, and security
74
264154
3768
dalmış bir hükümet, şoke edici bir güvenlik,
04:43
that is shocking, security that's terrible.
75
267922
3813
berbat bir güvenlik.
04:47
In Pakistan, in lots of sub-Saharan Africa,
76
271735
4658
Pakistan'da ve Sahra-Altı Afrikanın birçok kısmında
04:52
again you can see democracy and elections are compatible
77
276393
2992
yine böyle kokuşmuş hükümetler,
04:55
with corrupt governments, with states that are unstable
78
279385
3849
tehlikeli ve istikrarsız ülkelerle
04:59
and dangerous.
79
283234
2857
birlikte yürüyen demokrasiyi ve seçimleri görebilirsiniz.
05:01
And when I have conversations with people, I remember
80
286091
2284
Ve insanlarla diyaloğa girdiğimde, hatırlıyorum,
05:04
having a conversation, for example, in Iraq,
81
288375
2881
mesela Irak'taki bir toplulukla olan bir
05:07
with a community that asked me
82
291256
2689
diyalog sırasında
05:09
whether the riot we were seeing in front of us,
83
293945
3510
hemen orada gördüğümüz ayaklanmanın, il meclisi binasını
05:13
this was a huge mob ransacking a provincial council building,
84
297455
3823
alt üst eden büyük bir kalabalıktı,
05:17
was a sign of the new democracy.
85
301278
4692
yeni demokrasinin bir alameti olup olmadığı soruldu.
05:21
The same, I felt, was true in almost every single one
86
305970
4141
Aynı şekilde, gittiğim gelişmekte olan veya yarı gelişmiş ülkelerde
05:26
of the middle and developing countries that I went to,
87
310111
2948
yukarıdaki çıkarımların bir dereceye kadar
05:28
and to some extent the same is true of us.
88
313059
4051
doğru olduğunu görüyordum.
05:33
Well, what is the answer to this? Is the answer to just
89
317110
2576
Peki cevap ne olmalıydı?
05:35
give up on the idea of democracy?
90
319686
2658
Cevap sadece demokrasiyi yayma fikrini bırakmak mı olmalıydı?
05:38
Well, obviously not. It would be absurd
91
322344
3742
Elbette hayır. Bu durum Irak ve Afganistan'da giriştiğimiz
05:41
if we were to engage again in the kind of operations
92
326086
2787
operasyonlar gibi mücadelelere girmemizi gerektirirdi ki,
05:44
we were engaged in, in Iraq and Afghanistan
93
328873
3076
bu da kendimizi demokrasiyi empoze etme
05:47
if we were to suddenly find ourselves in a situation
94
331949
3520
fikrimizden bambaşka
05:51
in which we were imposing
95
335469
2675
bir durumda bulmamıza
05:54
anything other than a democratic system.
96
338144
2439
neden olabilirdi.
05:56
Anything else would run contrary to our values,
97
340583
2552
Bunun dışındaki her şey bizim değerlerimize ters düşerdi.
05:59
it would run contrary to the wishes of the people
98
343135
2251
Çıkarlarımıza ters düşerdi. Temsil ettiğimiz insanların
06:01
on the ground, it would run contrary to our interests.
99
345386
3623
isteklerine ters düşerdi.
06:04
I remember in Iraq, for example, that we went through
100
349009
3307
Irak'ta örneğin, şunu net hatırlıyorum: Demokrasiyi biraz ertelesek
06:08
a period of feeling that we should delay democracy.
101
352316
2541
çok iyi olur.
06:10
We went through a period of feeling that the lesson learned
102
354857
2692
Bosna'da mesela seçimleri erken yapıp ülkede sekter şiddeti ve
06:13
from Bosnia was that elections held too early
103
357549
3578
radikal partileri yaygınlaştırdığımız
06:17
enshrined sectarian violence, enshrined extremist parties,
104
361127
4234
hissine kapıldığımı hatırlıyorum.
06:21
so in Iraq in 2003 the decision was made,
105
365361
2818
Irak'ta mesela 2003 yılında seçimlerin 2 yıl
06:24
let's not have elections for two years. Let's invest in
106
368179
3117
ertelenmesine karar verildi. Haydi seçmeni eğitelim. Haydi
06:27
voter education. Let's invest in democratization.
107
371296
4172
demokratişleşmeye yatırım yapalım dendi.
06:31
The result was that I found stuck outside my office
108
375468
4018
Sonuç ise kalabalık bir insan güruhunun,
06:35
a huge crowd of people, this is actually a photograph
109
379486
2172
- bu fotoğraf Libya'da çekildi. Hoş durum aynıydı.-
06:37
taken in Libya but I saw the same scene in Iraq
110
381658
3480
"Seçim Şimdi Hemen" diye ofisimin hemen yanında
06:41
of people standing outside screaming for the elections,
111
385138
4125
bağırdıklarını görüyordum.
06:45
and when I went out and said, "What is wrong
112
389263
2766
Dışarı çıktım ve kalabalığa şöyle seslendim:
06:47
with the interim provincial council?
113
392029
2960
"Geçici Kent Konseyinda yanlış giden birşeyler mi var?
06:50
What is wrong with the people that we have chosen?
114
394989
3668
Bizim seçtiğimiz adamlardaki sorun ne?
06:54
There is a Sunni sheikh, there's a Shiite sheikh,
115
398657
2745
Bir Sünni şeyhi, bir Şii şeyhi,
06:57
there's the seven -- leaders of the seven major tribes,
116
401402
3151
yedi tane de, büyük kabilelerden lider var.
07:00
there's a Christian, there's a Sabian,
117
404553
2554
Hristiyanı var, Sabyanı var. Kadın temsilciler var.
07:03
there are female representatives, there's every political party in this council,
118
407107
4244
Seçtiğimiz konseyde her partiden ve türden adam var.
07:07
what's wrong with the people that we chose?"
119
411351
2640
Öyleyse bizim seçtiklerimizde sıkıntı ne?"
07:09
The answer came, "The problem isn't the people
120
413991
3098
El cevap: "Sorun sizin seçtiğiniz insanlarda değil.
07:12
that you chose. The problem is that you chose them."
121
417089
5801
Sizin seçmenizde."
07:18
I have not met, in Afghanistan, in even the most
122
422890
3432
Afganistan'ın en ücra köşelerinde bile
07:22
remote community, anybody who does not want
123
426322
3127
yöneticilerini seçmek istemeyen bir Allah'ın kuluyla
07:25
a say in who governs them.
124
429449
2784
karşılaşmadım.
07:28
Most remote community, I have never met a villager
125
432233
2061
En ücra topluluklarda bile, oy hakkı istemeyen
07:30
who does not want a vote.
126
434294
3582
bir köylüye rastlamadım.
07:33
So we need to acknowledge
127
437876
3280
O zaman şunu kabul etmemiz lazım:
07:37
that despite the dubious statistics, despite the fact that
128
441156
3582
şüpheli istatistiklere rağmen,
07:40
84 percent of people in Britain feel politics is broken,
129
444738
5423
halkın yüzde 84'unun İngiliz politikacılarına inanılmaz kırgınlığına rağmen,
07:46
despite the fact that when I was in Iraq, we did an opinion poll
130
450161
2972
Irak'ta 2003'te yaptığımız ve insanlara hangi siyasi sistemi istiyorsunuz diye sorduğumuz ve
07:49
in 2003 and asked people what political systems they preferred,
131
453133
4258
Iraklıların yüzde 7'sinin Amerika'nınkini,
07:53
and the answer came back that
132
457391
2324
yüzde 5'inin Fransa'nınkini,
07:55
seven percent wanted the United States,
133
459715
3061
yüzde 3'unun İngiltere'ninkini
07:58
five percent wanted France,
134
462776
2723
deyip, yüzde 40'inin ise
08:01
three percent wanted Britain,
135
465499
2655
demokratik olmayan ama gönenç içindeki
08:04
and nearly 40 percent wanted Dubai, which is, after all,
136
468154
4355
küçük bir kraliyet olan
08:08
not a democratic state at all but a relatively prosperous
137
472509
2766
Dubai'ninki cevabını vermesine rağmen,
08:11
minor monarchy, democracy is a thing of value
138
475275
4703
demokrasi yine de
08:15
for which we should be fighting. But in order to do so
139
479978
3162
uğruna mücadele edilecek bir değerdir. Bunun içinse ihtiyacımız olan
08:19
we need to get away from instrumental arguments.
140
483140
3352
şey demokrasiyi araçsallaştıran zırvalıklardan uzaklaşmaktır.
08:22
We need to get away from saying democracy matters
141
486492
3568
İhtiyacımız olan şey, "Demokrasi getirdiği
08:25
because of the other things it brings.
142
490060
3107
tonla faydadan dolayı gereklidir." yaklaşımından kaçınmak.
08:29
We need to get away from feeling, in the same way,
143
493167
2125
Aynı şekilde, "İnsan hakları getirdiği tonla
08:31
human rights matters because of the other things it brings,
144
495292
3597
faydadan dolayı gereklidir." yaklaşımından kaçınmaktır.
08:34
or women's rights matters for the other things it brings.
145
498889
3692
Yine kaçınmalıyız ki, "Kadın hakları getirdiği tonla fayda için gereklidir."
08:38
Why should we get away from those arguments?
146
502581
2304
Neden bu argümanları bırakmalıyız?
08:40
Because they're very dangerous. If we set about saying,
147
504885
2404
Çünkü bu argümanlar çok tehlikeli. Mesela işkence
08:43
for example, torture is wrong because it doesn't extract
148
507289
4693
istihbarat toplamada yanlış istihbarata yol açıyor dersek,
08:47
good information, or we say, you need women's rights
149
511982
5198
veya kadın haklarına ihtiyacımız var çünkü kadın emeği
08:53
because it stimulates economic growth by doubling the size of the work force,
150
517180
4680
ekonomik büyümeyi ikiye çarpacak güçtür dediğinizde,
08:57
you leave yourself open to the position where
151
521860
1657
Kuzey Kore dönüp de,
08:59
the government of North Korea can turn around and say,
152
523517
2093
"Biz işkenceyle güzel istihbarat topluyoruz.
09:01
"Well actually, we're having a lot of success extracting
153
525610
2863
İşimize yarıyor."
09:04
good information with our torture at the moment,"
154
528473
2501
dediğinde
09:06
or the government of Saudi Arabia to say, "Well,
155
530974
1960
veya Suudi Arabistan
09:08
our economic growth's okay, thank you very much,
156
532934
1729
"Ben ekonomik büyümemden memnunum.
09:10
considerably better than yours,
157
534663
1460
Hatta seninkini çarpar." dediğinde
09:12
so maybe we don't need to go ahead with this program on women's rights."
158
536123
4806
kendimizi çok zayıf bir pozisyonda buluruz.
09:16
The point about democracy is not instrumental.
159
540929
3681
Demokrasi konusunda mesele demokrasiyi araçsallaştırmak değil.
09:20
It's not about the things that it brings.
160
544610
2789
Demokrasi konusunda mesele araçsal olarak ne getireceği değil.
09:23
The point about democracy is not that it delivers
161
547399
2565
Demokrasi konusunda mesele meşru, verimli, hukukun
09:25
legitimate, effective, prosperous rule of law.
162
549964
6244
üstünlüğüne dayalı bir yönetim biçimini getirmesi değil.
09:32
It's not that it guarantees peace with itself or with its neighbors.
163
556208
4645
Demokrasi konusunda mesele iç ve dış barışı getirecek olması değil.
09:36
The point about democracy is intrinsic.
164
560853
2917
Demokrasi konusunda meselemiz şu olmalı: "Demokrasi içseldir."
09:39
Democracy matters because it reflects an idea of equality
165
563770
5331
Demokrasi önemlidir çünkü eşitlik fikrini içinde taşır.
09:45
and an idea of liberty. It reflects an idea of dignity,
166
569101
4408
Özgürlük fikrini içinde taşır. Bireyin birey olmasından dolayı
09:49
the dignity of the individual, the idea that each individual
167
573509
3870
kutsallığı fikrini içinde taşır. Her bireyin eşit oyu olduğu ve bu
09:53
should have an equal vote, an equal say,
168
577379
3601
eşit oyla kendini yöneten hükümeti
09:56
in the formation of their government.
169
580980
3995
oluşturabileceği fikrini içinde taşır.
10:00
But if we're really to make democracy vigorous again,
170
584975
4066
Demokrasiyi yeniden muzaffer bir edaya büründürmek istiyorsak,
10:04
if we're ready to revivify it, we need to get involved
171
589041
2613
demokrasiye yeniden hayat vermek istiyorsak, yeni bir demokrasi projesinin içine halkla ve siyasetçilerle
10:07
in a new project of the citizens and the politicians.
172
591654
4801
girmeye ihtiyacımız var.
10:12
Democracy is not simply a question of structures.
173
596455
4388
Demokrasi sadece oluşturulmuş yapılar demek değil.
10:16
It is a state of mind. It is an activity.
174
600843
4017
Bir yaşam biçimi ve zihne sindirme durumu.
10:20
And part of that activity is honesty.
175
604860
3791
Bunun bir parçası da dürüstlük.
10:24
After I speak to you today, I'm going on a radio program
176
608651
3538
Burada size attığım nutuktan sonra, bir radyo programına katılacağım. Programın adı da: "Soru Var mı?"
10:28
called "Any Questions," and the thing you will have noticed
177
612189
2303
bir şeyin farkına varın. Bu tür programlarda
10:30
about politicians on these kinds of radio programs
178
614492
3800
politikacılar asla ve asla
10:34
is that they never, ever say that they don't know the answer
179
618292
3465
sorulan sorulara cevap vermez. Cevabı da bilmez.
10:37
to a question. It doesn't matter what it is.
180
621757
1635
Önemli de değildir bu.
10:39
If you ask about child tax credits, the future of the penguins
181
623392
3352
Çocuk kredileri hakkında sorun, Güney Antartika'nın geleceği hakkında sorun,
10:42
in the south Antarctic, asked to hold forth on whether or not
182
626744
4622
Chongqing bölgesindeki
10:47
the developments in Chongqing contribute
183
631366
2632
karbon salimininin sürdürülebilir
10:49
to sustainable development in carbon capture,
184
633998
2334
kalkınmaya sekte vurup vurmayacağı hakkında sorun,
10:52
and we will have an answer for you.
185
636332
2762
Hepsi için cevabımız hazır.
10:54
We need to stop that, to stop pretending to be
186
639094
3185
Artık buna son vermenin zamanı geldi.
10:58
omniscient beings.
187
642279
1885
Her şeyi bilen yaratıklar gibi davranmayı politikacılar olarak bırakmalıyız artık.
11:00
Politicians also need to learn, occasionally, to say that
188
644164
3560
Politikacılar şunu artık öğrenmeli: Ara sıra da olsa,
11:03
certain things that voters want, certain things that voters
189
647724
3746
seçmenlerin bazı kesin istekleri ve
11:07
have been promised, may be things
190
651470
3863
seçmenlere verilmiş bazı kesin sözler
11:11
that we cannot deliver
191
655333
3145
belki de
11:14
or perhaps that we feel we should not deliver.
192
658478
3782
yerine getiremeyeceğimiz sözlerdir.
11:18
And the second thing we should do is understand
193
662260
2891
İkinci öğrenmemiz gerekense,
11:21
the genius of our societies.
194
665151
2992
halkımızın dahi olduğu.
11:24
Our societies have never been so educated, have never
195
668143
4029
Halklarımız hiçbir zaman bu kadar eğitimli, bu kadar enerjik,
11:28
been so energized, have never been so healthy,
196
672172
2936
bu kadar sağlıklı, bu kadar çok bilen, umursayan
11:31
have never known so much, cared so much,
197
675108
2948
bu kadar çok isteyen olmadı.
11:33
or wanted to do so much, and it is a genius of the local.
198
678056
5896
Bu bir yerel zekadir.
11:39
One of the reasons why we're moving away
199
683952
2698
Ziyafet salonlarından ve
11:42
from banqueting halls such as the one in which we stand,
200
686650
3501
kraliyet tahtından ve süslü tavanlarından
11:46
banqueting halls with extraordinary images on the ceiling
201
690151
4476
inmemizin
11:50
of kings enthroned,
202
694627
1775
bir nedeni de bu.
11:52
the entire drama played out here on this space,
203
696402
3152
Bütün oyun artık bu sahnede oynanıyor.
11:55
where the King of England had his head lopped off,
204
699554
2859
İngiltere Kralı'nın kafasının uçurulduğu,
11:58
why we've moved from spaces like this, thrones like that,
205
702413
4331
benim bulunduğum yerlerde.
12:02
towards the town hall, is we're moving more and more
206
706744
3725
Gitgide halkın enerjisine doğru yol almak zorundayız.
12:06
towards the energies of our people, and we need to tap that.
207
710469
3948
Ve buna ziyadesiyle ihtiyacımız var.
12:10
That can mean different things in different countries.
208
714417
2790
Bu belki farklı ülkelerde farklı anlamlara gelebilir ama,
12:13
In Britain, it could mean looking to the French,
209
717207
3313
İngiltere'de bu
12:16
learning from the French,
210
720520
1743
Fransıza bakıp, Fransızca öğrenmek demek.
12:18
getting directly elected mayors in place
211
722263
3629
Fransız Komün sistemindeki gibi
12:21
in a French commune system.
212
725892
2488
doğrudan seçilen belediye başkanları demek.
12:24
In Afghanistan, it could have meant instead of concentrating
213
728380
2834
Afganistan'daysa bu, büyük başkanlık seçimlerine veya
12:27
on the big presidential and parliamentary elections,
214
731214
2554
parlamento seçimlerine odaklanmaktansa,
12:29
we should have done what was in the Afghan constitution
215
733768
2317
Afgan Anayasası'nda ne yazıyorsa ona odaklanmaktır.
12:31
from the very beginning, which is to get direct local elections going
216
736085
4680
Taa en başından, ki bu seçim bölgesi düzeyinde kasabanın .
12:36
at a district level and elect people's provincial governors.
217
740765
5547
yöneticisini seçmek kadar küçük adımlarla olabilir
12:42
But for any of these things to work,
218
746312
2723
Fakat tüm bu söylediklerimi etkili bir şekilde çalıştırabilmek için,
12:44
the honesty in language, the local democracy,
219
749035
2823
dürüstçe söylemek gerekirse,
12:47
it's not just a question of what politicians do.
220
751858
2768
yerel demokrasi sadece politikacıların becerebileceği birşey değil.
12:50
It's a question of what the citizens do.
221
754626
2068
Bu vatandaşların becerebileceği birşey.
12:52
For politicians to be honest, the public needs to allow them to be honest,
222
756694
4907
Politikacılar adına dürüst olmak gerekirse, kamuoyu onların dürüst olmasını bekliyor.
12:57
and the media, which mediates between the politicians
223
761601
2579
Medyanın, ki halkla politikacı arasındaki bağdır,
13:00
and the public, needs to allow those politicians to be honest.
224
764180
4631
politikacıların dürüst olmalarına izin vermesini ihtiyacımız var.
13:04
If local democracy is to flourish, it is about the active
225
768811
3622
Eğer yerel demokrasi yeşerteceksek, bu tamamiyle
13:08
and informed engagement of every citizen.
226
772433
4236
vatandaşların aktif ve bilgiyle donanmış bir şekilde katılımıyla olacaktır.
13:12
In other words, if democracy is to be rebuilt,
227
776669
4401
Başka bir deyişle, eğer demokrasiyi yeniden muzaffer ve aktif
13:16
is to become again vigorous and vibrant,
228
781070
4324
katılımlı bir hale getirmek istiyorsak,
13:21
it is necessary not just for the public
229
785394
3146
sadece halkın politikacılara
13:24
to learn to trust their politicians,
230
788540
2914
güvenmesini beklememeliyiz.
13:27
but for the politicians to learn to trust the public.
231
791454
4872
Politikacıların da halka güvenmeyi öğrenmesini sağlamalıyız.
13:32
Thank you very much indeed. (Applause)
232
796326
4000
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Rory Stewart - PoliticianRory Stewart -- a perpetual pedestrian, a diplomat, an adventurer and an author -- is the member of British Parliament for Penrith and the Border.
Why you should listen
Now the member of British Parliament for Penrith and the Border, in rural northwest England, Rory Stewart has led a fascinatingly broad life of public service. He joined the Foreign Office after school, then left to begin a years-long series of walks across the Muslim world. In 2002, his extraordinary walk across post-9/11 Afghanistan resulted in his first book, The Places in Between. After the invasion of Iraq in 2003, he served as a Deputy Governorate Co-Ordinator in Southern Iraq for the coalition forces, and later founded a charity in Kabul.
To secure his Conservative seat in Parliament, he went on a walking tour of Penrith, covering the entire county as he talked to voters. In 2008, Esquire called him one of the 75 most influential people of the 21st century.
He says: "The world isn't one way or another. Things can be changed very, very rapidly by someone with sufficient confidence, sufficient knowledge and sufficient authority."
Rory Stewart | Speaker | TED.com