TEDSalon NY2013
Bruce Feiler: Agile programming -- for your family
Bruce Feiler: Agile programlama -- aileniz için
Filmed:
Readability: 3.7
1,650,791 views
Bruce Feiler'in radikal bir fikri var: Modern aile yaşantısının stresiyle başedebilmek için, agile uygulayın. Agile yazılım programcılığından esinlenen, Feiler, esnekliği, aşağıdan yukarıya fikir akışını, sürekli geri bildirimi ve sorumluluğu cesaretlendiren aile uygulamalarını tanıtıyor. Şaşırtıcı bir özellik ise: Çocuklar kendi cezalarını belirliyorlar.
Bruce Feiler - Writer
Bruce Feiler is the author of "The Secrets of Happy Families," and the writer/presenter of the PBS miniseries "Walking the Bible." Full bio
Bruce Feiler is the author of "The Secrets of Happy Families," and the writer/presenter of the PBS miniseries "Walking the Bible." Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
So here's the good news about families.
0
732
2887
İşte size aileler hakkında güzel bir haber.
00:19
The last 50 years have seen a revolution
1
3619
2249
Geçtiğimiz 50 yıl aile olmanın anlamı açısından
00:21
in what it means to be a family.
2
5868
2056
bir devrime şahit oldu.
00:23
We have blended families, adopted families,
3
7924
2295
Karışık aileler var, evlat edinmiş aileler var
00:26
we have nuclear families living in separate houses
4
10219
2305
ayrı evlerde yaşayan çekirdek aileler olduğu gibi
00:28
and divorced families living in the same house.
5
12524
2879
aynı evde yaşayan boşanmış aileler var.
00:31
But through it all, the family has grown stronger.
6
15403
3059
Fakat bununla beraber, aileler güçlenerek büyüdü.
00:34
Eight in 10 say the family they have today
7
18462
2549
10 kişiden 8'i bugün sahip oldukları ailelerinin
00:36
is as strong or stronger than the family they grew up in.
8
21011
4537
içinde büyüdükleri aileleri kadar ya da daha güçlü olduğunu söylüyor.
00:41
Now, here's the bad news.
9
25548
1984
Şimdi de size kötü bir haber.
00:43
Nearly everyone is completely overwhelmed
10
27532
2398
Neredeyse herkes aile hayatının kaosundan
00:45
by the chaos of family life.
11
29930
2311
dolayı bunalmış durumda.
00:48
Every parent I know, myself included,
12
32241
2058
Ben dahil tanıdığım her ebeveyn,
00:50
feels like we're constantly playing defense.
13
34299
2596
sürekli savunmayı oynuyoruz gibi hissediyor.
00:52
Just when our kids stop teething, they start having tantrums.
14
36895
3053
Çocuklarımız diş dökmeyi bitirir bitirmez öfke nöbetleri geçiriyorlar.
00:55
Just when they stop needing our help taking a bath,
15
39948
2040
Bizim yardımımız olmadan banyo yapmaya başladıklarında
00:57
they need our help dealing with cyberstalking or bullying.
16
41988
3200
Internet tacizciliği ya da zorbalık konusunda yardıma ihtiyaç duyuyorlar.
01:01
And here's the worst news of all.
17
45188
2690
Tüm bu haberlerin en kötüsü ise,
01:03
Our children sense we're out of control.
18
47878
2926
çocuklarımızın, bizim kontrolü kaybettiğimizi düşünmeleri.
01:06
Ellen Galinsky of the Families and Work Institute
19
50804
3065
Aile ve Çalışma Enstitüsü'nden Ellen Galinsky
01:09
asked 1,000 children, "If you were granted
20
53869
2279
1000 çocuğa "Anne ve babanla ilgili bir dilek tutman
01:12
one wish about your parents, what would it be?"
21
56148
3433
istenseydi, ne dilerdin?" diye sordu.
01:15
The parents predicted the kids would say,
22
59581
2318
Ebeveynler çocuklarının onlarla daha fazla zaman
01:17
spending more time with them.
23
61899
2866
geçirmeyi dilemiş olacaklarını düşündü.
01:20
They were wrong. The kids' number one wish?
24
64765
2845
Yanıldılar. Çocukların ilk sıradaki dilekleri ne miydi?
01:23
That their parents be less tired and less stressed.
25
67610
4346
Ebeveynlerinin daha az yorgun ve stresli olmaları.
01:27
So how can we change this dynamic?
26
71956
2101
Bu gidişatı nasıl değiştirebiliriz?
01:29
Are there concrete things we can do to reduce stress,
27
74057
3218
Stresi azaltacak,
01:33
draw our family closer,
28
77275
1866
ailemizi daha çok yakınlaştıracak
01:35
and generally prepare our children to enter the world?
29
79141
4856
ve çocuklarımızı dünyaya katılmaya hazırlayacak somut şeyler var mı?
01:39
I spent the last few years trying to answer that question,
30
83997
3196
Ben son birkaç yılımı bu soruyu cevaplamak adına
01:43
traveling around, meeting families, talking to scholars,
31
87193
3025
seyahat ederek, ailelerle tanışarak, eğitimcilerle konuşarak
01:46
experts ranging from elite peace negotiators
32
90218
3058
seçkin barış müzakerecilerinden tutun da
01:49
to Warren Buffett's bankers to the Green Berets.
33
93276
4047
Warren Buffet'in bankacılarına ve Yeşil Bereliler'e varana kadar birçok uzmanla geçirdim.
01:53
I was trying to figure out, what do happy families do right
34
97323
3366
Mutlu ailelerin neyi doğru yaptığını
01:56
and what can I learn from them to make my family happier?
35
100689
4986
ve kendi ailemi mutlu edebilmek için öğrenebileceklerimi çözmeye çalışıyordum.
02:01
I want to tell you about one family that I met,
36
105675
1865
Tanıştığım bir aileden,
02:03
and why I think they offer clues.
37
107540
2624
ve bunların neden bu konuda ipuçları sunduğundan size bahsetmek istiyorum.
02:06
At 7 p.m. on a Sunday in Hidden Springs, Idaho,
38
110164
2987
Idaho, Hidden Springs'te bir Pazar akşam 7'de,
02:09
where the six members of the Starr family are sitting down
39
113151
2308
Starr ailesinin altı üyesi
02:11
to the highlight of their week: the family meeting.
40
115459
3238
haftalarının ilginç olaylarını aile toplantılarında tartışıyorlar.
02:14
The Starrs are a regular American family
41
118697
2225
Starr ailesi, sıradan Amerikan aile problemleri
02:16
with their share of regular American family problems.
42
120922
2751
olan sıradan bir Amerikan ailesi.
02:19
David is a software engineer. Eleanor takes care
43
123673
2792
David, yazılım mühendisi. Eleanor, ailesinin yaşları
02:22
of their four children, ages 10 to 15.
44
126465
2792
10-15 arasındaki dört çocuğuna bakıyor.
02:25
One of those kids tutors math on the far side of town.
45
129257
3024
Çocuklardan biri şehrin öbür ucunda matematik dersi veriyor.
02:28
One has lacrosse on the near side of town.
46
132281
2505
Diğeri şehre yakın bir yerde lakros oynuyor.
02:30
One has Asperger syndrome. One has ADHD.
47
134786
3511
Biri Asperger sendromlu. Bir diğerininse Hiperaktivite sorunu (ADHD) var.
02:34
"We were living in complete chaos," Eleanor said.
48
138297
3328
'Büyük bir kaosun içerisinde yaşıyorduk', diyordu Eleanor.
02:37
What the Starrs did next, though, was surprising.
49
141625
3344
Buna rağmen, sonrasında, Starrların yapmış olduğu şey şaşırtıcıydı,
02:40
Instead of turning to friends or relatives,
50
144969
2768
Arkadaşlarına ya da akrabalarına danışmak yerine,
02:43
they looked to David's workplace.
51
147737
2712
David'in çalışma yerine odaklandılar.
02:46
They turned to a cutting-edge program called agile development
52
150449
2778
Agile geliştirme adında en son teknoloji ürünü olan,
02:49
that was just spreading from manufacturers in Japan
53
153227
3070
Japonya'daki imalatçılardan
02:52
to startups in Silicon Valley.
54
156297
2976
Silikon Vadisi'ndeki yeni kurulan şirketlere kadar yayılmakta olan bir program üzerine yoğunlaştılar.
02:55
In agile, workers are organized into small groups
55
159273
2868
Agile geliştirmede, çalışanlar küçük gruplara ayrılıyor
02:58
and do things in very short spans of time.
56
162141
2686
ve çok kısa zaman dilimlerinde işlerini yapıyorlar.
03:00
So instead of having executives issue grand proclamations,
57
164827
2942
Yani yöneticilere büyük duyurular yaptırmak yerine,
03:03
the team in effect manages itself.
58
167769
3200
takım kendi kendini yönetiyor aslında.
03:06
You have constant feedback. You have daily update sessions.
59
170969
2631
Sürekli geri dönüş alıyorsunuz. Günlük güncelleme seanslarınız var.
03:09
You have weekly reviews. You're constantly changing.
60
173600
3617
Haftalık değerlendirmeniz var. Sürekli değişiyorsunuz.
03:13
David said when they brought this system into their home,
61
177217
3200
David, bu sistemi evlerine getirdiklerinde,
03:16
the family meetings in particular increased communication,
62
180417
3416
aile toplantılarının özellikle iletişimi arttırdığını,
03:19
decreased stress, and made everybody
63
183833
2376
stresi azalttığını ve bunun herkesi
03:22
happier to be part of the family team.
64
186209
3104
ailenin bir parçası yaptığı için mutlu ettiğini söyledi.
03:25
When my wife and I adopted these family meetings and other techniques
65
189313
2983
Ben ve eşim bu aile toplantılarını ve diğer teknikleri
03:28
into the lives of our then-five-year-old twin daughters,
66
192296
3513
o zaman beş yaşında olan ikiz kızlarımızın hayatlarına dahil ettiğimizde bu
03:31
it was the biggest single change we made since our daughters were born.
67
195809
4064
kızlarımızın doğumundan bu yana yaptığımız en büyük değişiklik oldu.
03:35
And these meetings had this effect
68
199873
2189
Bu toplantılar bu etkiyi
03:37
while taking under 20 minutes.
69
202062
2499
20 dakikadan az sürse de yarattılar.
03:40
So what is Agile, and why can it help
70
204561
2152
O zaman nedir bu 'Agile', çok değişik gibi
03:42
with something that seems so different, like families?
71
206713
2728
gözüken, aile gibi bir konuda bile niçin yardımcı olabilir ?
03:45
In 1983, Jeff Sutherland was a technologist
72
209441
2349
1983 yılında, Jeff Sutherland
03:47
at a financial firm in New England.
73
211790
2317
İngiltere'de bir finans şirketinde teknolojist olarak çalışıyordu.
03:50
He was very frustrated with how software got designed.
74
214107
3018
Yazılımların nasıl dizayn edildiği konusunda büyük hayal kırıklıkları yaşıyordu.
03:53
Companies followed the waterfall method, right,
75
217125
2752
Şirketler, waterfall denen üst düzey yöneticilerin
03:55
in which executives issued orders that slowly trickled down
76
219877
3058
emirlerini hiyerarşik yapı içinde
03:58
to programmers below,
77
222935
1619
alt kademedeki programcılara doğru
04:00
and no one had ever consulted the programmers.
78
224554
2648
onlara hiç danışmadan aktardıkları bir metodu takip ediyorlardı.
04:03
Eighty-three percent of projects failed.
79
227202
2579
Projelerin yüzde seksenüçü başarısız oldu.
04:05
They were too bloated or too out of date
80
229781
2397
Tamamlandıklarında ya çok şişirilmiş oluyorlardı ya da
04:08
by the time they were done.
81
232178
2682
güncelliklerini kaybediyorlardı.
04:10
Sutherland wanted to create a system where
82
234860
2444
Sutherland fikirlerin sadece yukarıdan aşağıya
04:13
ideas didn't just percolate down but could percolate up from the bottom
83
237304
4178
değil aynı zamanda aşağıdan yukarıya da yönlenebileceği
04:17
and be adjusted in real time.
84
241482
2545
ve de gerçek zamanlı olarak ayarlanabileceği bir sistem yaratmak istiyordu.
04:19
He read 30 years of Harvard Business Review
85
244027
3063
Harvard Business Review'ın 30 yıllık makalelerini okudu
04:22
before stumbling upon an article in 1986
86
247090
2792
ta ki 1986 yılında
04:25
called "The New New Product Development Game."
87
249882
3079
'Yepyeni Ürün Geliştirme Oyunu' adlı bir makaleye rastlayana kadar.
04:28
It said that the pace of business was quickening --
88
252961
2251
Makalede iş hayatının hızının arttığından
04:31
and by the way, this was in 1986 --
89
255212
2129
-- bu arada yıl 1986 --
04:33
and the most successful companies were flexible.
90
257341
3965
ve de en başarılı şirkletlerin esnek olanlar olduğundan bahsediliyordu.
04:37
It highlighted Toyota and Canon
91
261306
1784
Toyota ve Canon'un altını çiziyordu
04:38
and likened their adaptable, tight-knit teams to rugby scrums.
92
263090
4304
ve onların sıkı sıkıya bağlı ekiplerini rugby oynarken kenetlenen oyunculara benzetti.
04:43
As Sutherland told me, we got to that article,
93
267394
2365
Sutherland'ın bana söylediği gibi, bu makaleyi anladık
04:45
and said, "That's it."
94
269759
2165
ve 'İşte budur' dedik.
04:47
In Sutherland's system, companies don't use
95
271924
2717
Sutherland'ın sisteminde şirketler,
04:50
large, massive projects that take two years.
96
274641
3001
iki yıl süren çok büyük projeleri kullanmıyorlar.
04:53
They do things in small chunks.
97
277642
1228
İşleri küçük parçalara bölerek hallediyorlar.
04:54
Nothing takes longer than two weeks.
98
278870
2449
Hiçbirşey iki haftadan uzun sürmüyor.
04:57
So instead of saying, "You guys go off into that bunker
99
281319
2066
Bu sayede, 'Arkadaşlar, gidin şu sığınağa girin
04:59
and come back with a cell phone or a social network,"
100
283385
3001
ve geri döndüğünüzde elinizde bir cep telefonu veya sosyal bir ağ olsun' demek yerine
05:02
you say, "You go off and come up with one element,
101
286386
2432
' Gidin, tek bir öğe üzerinde çalışın
05:04
then bring it back. Let's talk about it. Let's adapt."
102
288818
2520
sonra getirin onu, konuşalım onun üzerinde. Adapte edelim beraberce' diyorsunuz.
05:07
You succeed or fail quickly.
103
291338
3608
Çok kısa sürede başarıyorsunuz ya da başaramıyorsunuz.
05:10
Today, agile is used in a hundred countries,
104
294946
3168
Bugün, agile yüzlerce ülkede kullanılıyor
05:14
and it's sweeping into management suites.
105
298114
2938
ve de yönetimlerin içine giriyor.
05:16
Inevitably, people began taking some of these techniques
106
301052
2510
Kaçınılmaz bir şekilde, insanlar bu tekniklerden bazılarını kullanmaya
05:19
and applying it to their families.
107
303562
2275
ve de ailelerine uygulamaya başladılar.
05:21
You had blogs pop up, and some manuals were written.
108
305837
2573
Ortaya çıkan bloglar, yazılan el kitapçıkları oldu.
05:24
Even the Sutherlands told me that they had
109
308410
1896
Hatta Sutherlands bana,
05:26
an Agile Thanksgiving,
110
310306
1510
'Agile Şükran Günü' kutlaması yaparken,
05:27
where you had one group of people working on the food,
111
311816
2511
yemekleri hazırlamakla,
05:30
one setting the table, and one greeting visitors at the door.
112
314327
3331
masayı hazırlamakla ve de misafirleri karşılamakla uğraşan bir grup insandan bahsetti.
05:33
Sutherland said it was the best Thanksgiving ever.
113
317658
3520
Sutherlands bunun o güne kadar ki en iyi Şükran Günü olduğundan söz etti.
05:37
So let's take one problem that families face,
114
321178
2680
Şimdi, ailelerin karşılaştıkları bir sorunu,
05:39
crazy mornings, and talk about how agile can help.
115
323858
3017
çılgın sabahları, ele alıp agile'ın nasıl yardım edebileceğinden konusaşlım.
05:42
A key plank is accountability,
116
326875
2166
Önemli bir konu da sorumluluk,
05:44
so teams use information radiators,
117
329041
1799
ekipler bilgi radyatörlerini,
05:46
these large boards in which everybody is accountable.
118
330840
3763
herkesin sorumluluklarının yazdığı kocaman tahtaları kullanılıyor.
05:50
So the Starrs, in adapting this to their home,
119
334603
1936
Böylece Starr'lar, bunu evlerine adapte ederek,
05:52
created a morning checklist
120
336539
1661
her çocuğun bitirmesi gereken işlerin içinde olunduğu
05:54
in which each child is expected to tick off chores.
121
338200
3588
bir sabah listesi hazırladılar.
05:57
So on the morning I visited, Eleanor came downstairs,
122
341788
2380
Bir sabah onları ziyarete gittiğimde, Eleanor aşağıya indi,
06:00
poured herself a cup of coffee, sat in a reclining chair,
123
344168
2710
kendisine bir fincan kahve koydu, sallanan bir sandalyeye oturdu,
06:02
and she sat there,
124
346878
1508
ve otururken
06:04
kind of amiably talking to each of her children
125
348386
2998
sıcak bir şekilde karşıladığı çocukları
06:07
as one after the other they came downstairs,
126
351384
1991
tek tek aşağıya indiler,
06:09
checked the list, made themselves breakfast,
127
353375
2369
listeyi gözden geçirdiler, kendilerine kahvaltı hazırladılar,
06:11
checked the list again, put the dishes in the dishwasher,
128
355744
2783
listeyi tekrar gözden geçirdiler, tabakları bulaşık makinesine yerleştirdiler,
06:14
rechecked the list, fed the pets or whatever chores they had,
129
358527
3120
yeniden listeyi incelediler, hayvanları beslediler ya da ne işleri varsa onu yaptılar,
06:17
checked the list once more, gathered their belongings,
130
361647
2424
bir kez daha incelediler listeyi, eşyalarını topladılar
06:19
and made their way to the bus.
131
364071
2637
ve otobüslerine doğru yola koyuldular.
06:22
It was one of the most astonishing family dynamics I have ever seen.
132
366708
4077
Bugüne kadar görmüş olduğum en şaşırtıcı aile dinamiklerinden bir tanesiydi.
06:26
And when I strenuously objected this would never work in our house,
133
370785
3142
Ve ben bunun bizim evde asla işe yaramayacağını,
06:29
our kids needed way too much monitoring,
134
373927
2183
bizim çocuklarımızın çok daha fazla gözlenmeye ihtiyaçları olduğunu şiddetle savunurken
06:32
Eleanor looked at me.
135
376110
1300
Eleanor bana baktı.
06:33
"That's what I thought," she said.
136
377410
1168
'Bende böyle düşünüyordum', dedi.
06:34
"I told David, 'keep your work out of my kitchen.'
137
378578
2320
David'e, 'İşini mutfağımdan uzak tut' dedim.
06:36
But I was wrong."
138
380898
1621
Ama yanıldım.
06:38
So I turned to David: "So why does it work?"
139
382519
2104
Sonra David'e döndüm ve sordum: 'Peki niye işe yarıyor ?'
06:40
He said, "You can't underestimate the power of doing this."
140
384623
2936
Bana, ' Bunu yapmanın gücünü küçümseyemezsin' dedi.
06:43
And he made a checkmark.
141
387559
1534
Ve bir onaylama işareti yaptı.
06:44
He said, "In the workplace, adults love it.
142
389093
2136
Dedi ki :' İşyerlerinde yetişkinler buna bayılıyorlar.
06:47
With kids, it's heaven."
143
391229
2476
Çocuklara göreyse bundan daha iyisi olamaz.'
06:49
The week we introduced a morning checklist into our house,
144
393705
2837
Evimize sabah kontrol listesi oluşturduğumuz o hafta
06:52
it cut parental screaming in half. (Laughter)
145
396542
4147
aile içindeki bağırmalarımız yarı yarıya azaldı. (Gülüşmeler)
06:56
But the real change didn't come until we had these family meetings.
146
400689
3085
Ama gerçek değişiklik aile toplantılarımızı başlatana kadar olmadı.
06:59
So following the agile model, we ask three questions:
147
403774
3321
Agile metodunu izleyerek üç soru soruyoruz:
07:02
What worked well in our family this week,
148
407095
1922
Bu hafta ailemizde ne yolunda gitti,
07:04
what didn't work well, and what will we agree to work on in the week ahead?
149
409017
4160
ne yolunda gitmedi, ve önümüzdeki hafta neyin üzerinde çalışma konusunda anlaşacağız ?
07:09
Everyone throws out suggestions
150
413177
1587
Herkes ortaya teklifler getiriyor
07:10
and then we pick two to focus on.
151
414764
2732
ve biz onların arasından üzerine odaklanacağımız iki tanesini seçiyoruz.
07:13
And suddenly the most amazing things started coming out of our daughters' mouths.
152
417496
3902
Ve birden kızlarımızın ağzından en inanılmaz şeyler dökülmeye başladı.
07:17
What worked well this week?
153
421398
2120
Bu hafta ne yolunda gitti ?
07:19
Getting over our fear of riding bikes. Making our beds.
154
423518
2920
Bisiklete binme korkumuzu yenmek. Yataklarımızı yapmak.
07:22
What didn't work well? Our math sheets,
155
426438
2912
Ne yolunda gitmedi ? Matematik kağıtlarımız,
07:25
or greeting visitors at the door.
156
429350
3187
veya kapıda misafirleri karşılamak.
07:28
Like a lot of parents, our kids are something like Bermuda Triangles.
157
432537
3428
Birçok aile gibi, bizim çocuklarımız da Bermuda Şeytan Üçgeni gibiler.
07:31
Like, thoughts and ideas go in, but none ever comes out,
158
435965
2545
Yani, düşünceler ve fikirler içeri girer, ama dışarı hiçbirşey çıkmaz.
07:34
I mean at least not that are revealing.
159
438510
1534
Demek istediğim en azından onları açığa vuran hiçbirşey.
07:35
This gave us access suddenly to their innermost thoughts.
160
440044
3763
Bu bize onların en derin düşüncelerine ulaşabilme imkanı verdi.
07:39
But the most surprising part was when we turned to,
161
443807
1787
En şaşırtıcı kısmıysa
07:41
what are we going to work on in the week ahead?
162
445594
2654
önümüzdeki hafta ne üzerinde çalışmalıyız sorusu oldu.
07:44
You know, the key idea of agile is that
163
448248
2017
Bildiğiniz gibi, agile'ın en anahtar fikri
07:46
teams essentially manage themselves,
164
450265
1805
ekiplerin temelde kendi kendilerini yönetiyor olmaları,
07:47
and it works in software and it turns out that it works with kids.
165
452070
3344
ve bu yazılım konusunda işe yarıyor ve gözüktüğü kadarıyla çocuklarla da işe yarıyor.
07:51
Our kids love this process.
166
455414
1691
Çocuklarımız bu süreci çok seviyorlar.
07:53
So they would come up with all these ideas.
167
457105
2189
Öyle ki bu fikirlerle ortaya çıkıyorlar.
07:55
You know, greet five visitors at the door this week,
168
459294
2046
Yani, bu hafta kapıda beş misafiri karşılayın,
07:57
get an extra 10 minutes of reading before bed.
169
461340
2563
yatmadan önce fazladan 10 dakika kitap okuyun.
07:59
Kick someone, lose desserts for a month.
170
463903
2812
Birisine tekme atın, bir ay tatlı yemeyin.
08:02
It turns out, by the way, our girls are little Stalins.
171
466715
2167
Bu arada, öyle gözüküyor ki kızlarımız küçük Stalin gibiler.
08:04
We constantly have to kind of dial them back.
172
468882
2945
Onları sürekli olarak, bir şekilde yatışırmamız gerekiyor.
08:07
Now look, naturally there's a gap between
173
471827
1992
Bakın, doğal olarak
08:09
their kind of conduct in these meetings and their behavior the rest of the week,
174
473819
3368
onların bu toplantılardaki tavırlarıyla haftanın geri kalanındaki davranışları arasında bir fark var,
08:13
but the truth is it didn't really bother us.
175
477187
2114
ama bu gerçek bizi hiç de rahatsız etmedi.
08:15
It felt like we were kind of laying these underground cables
176
479301
2350
Sanki, onların dünyalarını önümüzdeki gelecek yıllara
08:17
that wouldn't light up their world for many years to come.
177
481651
3330
kadar aydınlatmayacak olan o yeraltı kablolarını döşüyormuş gibi hissettik.
08:20
Three years later -- our girls are almost eight now --
178
484981
2430
Üç sene sonra -- kızlarımız şu anda sekiz yaşındalar --
08:23
We're still holding these meetings.
179
487411
2437
bu toplantılarımız hala sürüyor.
08:25
My wife counts them among her most treasured moments as a mom.
180
489848
4732
Eşim bir anne olarak onları hayatının en değerli anları olarak görüyor.
08:30
So what did we learn?
181
494580
2383
Öyleyse ne öğrendik ?
08:32
The word "agile" entered the lexicon in 2001
182
496963
2501
Kelime olarak 'agile' sözlüklere 2001 yılında
08:35
when Jeff Sutherland and a group of designers
183
499464
2200
Jeff Sutherland ve bir grup tasarımcı
08:37
met in Utah and wrote a 12-point Agile Manifesto.
184
501664
4132
Utah'da buluştuklarında ve 12-maddeli Agile Manifesto'yu yazdıklarında girdi.
08:41
I think the time is right for an Agile Family Manifesto.
185
505796
3531
Sanırım zaman 'Agile Aile Manifesto' su için uygun.
08:45
I've taken some ideas from the Starrs and from many other families I met.
186
509327
3375
Starr'lardan ve karşılaştığım başka birçok aileden bazı fikirler edindim.
08:48
I'm proposing three planks.
187
512702
2759
Üç önemli madde öneriyorum.
08:51
Plank number one: Adapt all the time.
188
515461
3568
Madde bir: Her zaman adapte edin.
08:54
When I became a parent, I figured, you know what?
189
519029
1786
Biliyor musunuz, bir ebeveyn olduğumda neyi uygulamaya koydum ?
08:56
We'll set a few rules and we'll stick to them.
190
520815
3099
Birkaç kural koyacağız ve onlara bağlı kalacağız.
08:59
That assumes, as parents, we can anticipate every problem that's going to arise.
191
523914
3649
Bu, anne-baba olarak, bizim ortaya çıkacak her türlü sorunu önceden görebileceğimizi varsayar.
09:03
We can't. What's great about the agile system
192
527563
3434
Mümkün değil. Agile sistem'de harika olan
09:06
is you build in a system of change
193
530997
1866
sizin bir değişim sistemi yaratarak
09:08
so that you can react to what's happening to you in real time.
194
532863
3031
gerçek zamanda size olanlara tepki gösterebiliyor olmanızdır.
09:11
It's like they say in the Internet world:
195
535894
1444
Tıpkı Internet dünyasında söyledikleri gibi:
09:13
if you're doing the same thing today you were doing six months ago,
196
537338
2744
eğer şu anda da altı ay önce yaptığınızı yapıyorsanız
09:15
you're doing the wrong thing.
197
540082
1658
yanlış şeyi yapıyorsunuz.
09:17
Parents can learn a lot from that.
198
541740
2908
Anne-babalar bundan çok şeyler öğrenebilirler.
09:20
But to me, "adapt all the time" means something deeper, too.
199
544648
3312
Ama benim için, 'her zaman adapte edin' çok daha derin bir anlam da içeriyor.
09:23
We have to break parents out of this straitjacket
200
547960
2376
Ebeveynleri,
09:26
that the only ideas we can try at home
201
550336
2337
evde deneyebileceğimiz fikirlerin,
09:28
are ones that come from shrinks or self-help gurus
202
552673
3367
sadece psikologlardan veya kendi kendine yardım gurularından
09:31
or other family experts.
203
556040
2320
ya da başka aile uzmanlarından gelebileceği saplantısından kurtarmalıyız.
09:34
The truth is, their ideas are stale,
204
558360
2272
Gerçek ise, onların fikirlerinin bayatladığı,
09:36
whereas in all these other worlds there are these new ideas
205
560632
2296
bunun yanında diğer tüm dünyalarda grupları ve ekipleri daha etkin çalıştıran
09:38
to make groups and teams work effectively.
206
562928
3325
bu yeni fikirlerin olduğudur.
09:42
Let's just take a few examples.
207
566253
1135
Hemen birkaç örnek alalım.
09:43
Let's take the biggest issue of all: family dinner.
208
567388
3220
Herkes için büyük bir olay olan konuyu alalım : aile ile yenen akşam yemeği.
09:46
Everybody knows that having family dinner
209
570608
2057
Herkes bilir ki çocuklarla yenen akşam yemeği
09:48
with your children is good for the kids.
210
572665
2328
çocuklar için iyidir.
09:50
But for so many of us, it doesn't work in our lives.
211
574993
2959
Ama çoğumuz için, hayatlarımızda bu böyle olmaz.
09:53
I met a celebrity chef in New Orleans who said,
212
577952
2272
New Orleans'da meşhur bir aşçı ile karşılaştım.
09:56
"No problem, I'll just time-shift family dinner.
213
580224
2379
'Sorun değil, aile yemeğimizin saatini kaydırırım.
09:58
I'm not home, can't make family dinner?
214
582603
2136
Evde değilsem, akşam yemeği yiyemeyeceksek,
10:00
We'll have family breakfast. We'll meet for a bedtime snack.
215
584739
2992
aile kahvaltısı yaparız bizde. Yatmadan önce biraz atıştırırken bir araya geliriz o zaman.
10:03
We'll make Sunday meals more important."
216
587731
2866
Pazar öğünlerini daha önemli bir hale getiririz.'' dedi bana.
10:06
And the truth is, recent research backs him up.
217
590597
3550
Gerçek şu ki, son araştırmalar onu destekliyor.
10:10
It turns out there's only 10 minutes of productive time
218
594147
2912
Gözlenen o ki herhangi bir aile yemeğinde
10:12
in any family meal.
219
597059
1837
verimli olunan sadece 10 dakika var.
10:14
The rest of it's taken up with "take your elbows off the table" and "pass the ketchup."
220
598896
3918
Geri kalan zaman 'dirseklerini masadan indir' veya 'ketçapı verir misin' şeklinde geçiyor.
10:18
You can take that 10 minutes and move it
221
602814
2037
Bu 10 dakikayı alıp
10:20
to any part of the day and have the same benefit.
222
604851
3280
günün herhangi bir anına taşıyıp aynı kazancı sağlayabilirsiniz.
10:24
So time-shift family dinner. That's adaptability.
223
608131
2825
Öyleyse akşam yemeğinin zamanını değiştirin. Bu adaptasyondur.
10:26
An environmental psychologist told me,
224
610956
2290
Bir çevre psikoloğu bana,
10:29
"If you're sitting in a hard chair on a rigid surface,
225
613246
3335
'Eğer esnemeyen bir yüzeyde sert bir sandalyede oturuyorsan,
10:32
you'll be more rigid.
226
616581
1450
sende esnekliğini kaybedersin.
10:33
If you're sitting on a cushioned chair, you'll be more open."
227
618031
3903
Eğer şiltesi olan bir sandalyede oturuyorsan, daha açık olursun', demişti.
10:37
She told me, "When you're discipling your children,
228
621934
1607
Aynı zamanda da, 'Çocuklarını disipline ederken,
10:39
sit in an upright chair with a cushioned surface.
229
623541
2398
dimdik ama altında şiltesi olan bir sandalyeye otur.
10:41
The conversation will go better."
230
625939
2554
Konuşmanız çok daha iyi geçecektir.' diye de eklemişti.
10:44
My wife and I actually moved where we sit for difficult conversations
231
628493
3617
Eşim ve ben zorlu konuşmalar için oturduğumuz yerleri değiştirdik
10:48
because I was sitting above in the power position.
232
632110
2820
çünkü ben daha yüksekte 'güç bende' pozisyonunda oturuyordum.
10:50
So move where you sit. That's adaptability.
233
634930
3040
Öyleyse siz de yerinizi değiştirin. Bu adaptasyondur.
10:53
The point is there are all these new ideas out there.
234
637970
3354
Önemli olan nokta, bu yeni fikirlerin orada olduğu.
10:57
We've got to hook them up with parents.
235
641324
2387
Onları ailelerle birleştirmeliyiz.
10:59
So plank number one: Adapt all the time.
236
643711
2427
O zaman madde bir : Her zaman adapte olun.
11:02
Be flexible, be open-minded, let the best ideas win.
237
646138
4440
Esnek olun, açık fikirli olun, bırakın en iyi fikirler kazansın.
11:06
Plank number two: Empower your children.
238
650578
4096
Madde iki : Çocuklarınızı yetkilendirin.
11:10
Our instinct as parents is to order our kids around.
239
654674
3014
Ebeveynler olarak içgüdümüz çocuklarımıza emir vermemizi söyler.
11:13
It's easier, and frankly, we're usually right.
240
657688
2594
Kolaydır, ve de açıkçası, genelde haklıyızdır.
11:16
There's a reason that few systems have been more
241
660282
2063
Zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok
11:18
waterfall over time than the family.
242
662345
3052
'waterfall' olmasının bir sebebi vardır.
11:21
But the single biggest lesson we learned
243
665397
1817
Ancak öğrendiğimiz basit ama en önemli ders ise
11:23
is to reverse the waterfall as much as possible.
244
667214
2887
'waterfall' yaklaşımını mümkün olduğunca tersine çevirmektir.
11:26
Enlist the children in their own upbringing.
245
670101
3865
Çocuklarınızın kendi kendilerine yetişmelerine imkan tanıyın.
11:29
Just yesterday, we were having our family meeting,
246
673966
1888
Dün, aile toplantımızı yapıyorduk,
11:31
and we had voted to work on overreacting.
247
675854
2879
ve 'aşırı tepki' konusunda oylama yapmıştık.
11:34
So we said, "Okay, give us a reward and give us a punishment. Okay?"
248
678733
3296
Dedik ki, ' Tamam, bize bir ödül bir de ceza verin. Oldu mu ?'
11:37
So one of my daughters threw out, you get five minutes of overreacting time all week.
249
682029
4576
Kızlarımdan bir tanesi haftada yalnızca beş dakikalık 'aşırı tepki' fikrini ortaya attı.
11:42
So we kind of liked that.
250
686605
1758
Fikri oldukça beğendik.
11:44
But then her sister started working the system.
251
688363
1639
Ama sonrasında kızkardeşi sistemi çalıştırmaya başladı.
11:45
She said, "Do I get one five-minute overreaction
252
690002
3137
Dedi ki, ' Bir kereye mahsus beş dakikalık bir aşırı tepki hakkım mı olacak
11:49
or can I get 10 30-second overreactions?"
253
693139
3470
yoksa 10 kez 30 saniyelik aşırı tepki hakkım da olabilir mi ?'
11:52
I loved that. Spend the time however you want.
254
696609
2228
Bayıldım buna. Zamanı nasıl istiyorsan öyle harca.
11:54
Now give us a punishment. Okay.
255
698837
2272
Şimdi de bize bir ceza verin. Tamam.
11:57
If we get 15 minutes of overreaction time, that's the limit.
256
701109
4904
15 dakikalık aşırı tepki vermek limitimiz olsun.
12:01
Every minute above that, we have to do one pushup.
257
706013
3424
Onun üzerindeki herbir dakika için, bir şınav çekelim.
12:05
So you see, this is working. Now look, this system isn't lax.
258
709437
3384
Gördüğünüz gibi, işe yarıyor. Bakın, sistem gevşek değil.
12:08
There's plenty of parental authority going on.
259
712821
2728
Ailelerin otoritesi fazlasıyla var.
12:11
But we're giving them practice becoming independent,
260
715549
2715
Ama biz onlara bağımsız olma pratiğini veriyoruz,
12:14
which of course is our ultimate goal.
261
718264
2567
esas amacımız da bu.
12:16
Just as I was leaving to come here tonight,
262
720831
2318
Bu gece buraya gelmeden önce
12:19
one of my daughters started screaming.
263
723149
1824
kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı.
12:20
The other one said, "Overreaction! Overreaction!"
264
724973
2515
Diğeri ise, 'Çok tepki veriyorsun ! Çok tepki veriyorsun !' dedi
12:23
and started counting, and within 10 seconds it had ended.
265
727488
2929
ve saymaya başladı, 10 saniye sonra bağırması kesilmişti.
12:26
To me that is a certified agile miracle.
266
730417
3509
Benim için bu onaylanmış bir agile mucizesiydi.
12:29
(Laughter) (Applause)
267
733926
2207
(Gülüşmeler) (Alkış)
12:32
And by the way, research backs this up too.
268
736133
4736
Bu arada, araştırmalar da bunun böyle olduğunu söylüyor.
12:36
Children who plan their own goals, set weekly schedules,
269
740869
3576
Kendi hedeflerini belirleyen, haftalık programlarını yapan,
12:40
evaluate their own work build up their frontal cortex
270
744445
3925
kendi çalışmalarını değerlendirebilen çocuklar beyinlerinin ön kortekslerini geliştiriyor
12:44
and take more control over their lives.
271
748370
4227
ve hayatlarını daha iyi kontrol edebiliiyorlar.
12:48
The point is, we have to let our children succeed on their own terms,
272
752597
3152
Esas nokta, çocuklarımıza kendi konumlarında başarılı olmaları için izin vermeliyiz,
12:51
and yes, on occasion, fail on their own terms.
273
755749
3104
ve de tabii ki, ara sıra, başarısız olmaları için de...
12:54
I was talking to Warren Buffett's banker,
274
758853
1748
Warren Buffet'in bankacısıyla konuşuyordum,
12:56
and he was chiding me for not letting my children
275
760601
2242
ve bana çocuklarıma kendi ödeneklerinden
12:58
make mistakes with their allowance.
276
762843
2669
hata yapmalarına izin vermediğim için söyleniyordu.
13:01
And I said, "But what if they drive into a ditch?"
277
765512
1976
'Ya bir hendeğe doğru sürerlerse ?' dedim.
13:03
He said, "It's much better to drive into a ditch
278
767488
2141
'6 $ lık bir ödenekle bir hendeğe sürmek
13:05
with a $6 allowance than a $60,000-a-year salary
279
769629
3432
60.000 $ lık yıllık gelirle
13:08
or a $6 million inheritance."
280
773061
2672
ya da 6 milyon $ lık bir mirasla hendeğe sürmekten çok daha iyidir' dedi.
13:11
So the bottom line is, empower your children.
281
775733
2480
Yani esas olan çocuklarınızı yetkilendirmeniz...
13:14
Plank number three: Tell your story.
282
778213
4786
Madde üç: Hikayenizi anlatın.
13:18
Adaptability is fine, but we also need bedrock.
283
782999
3963
Adaptasyon güzel bir şey, ama kökene de inmemiz lazım.
13:22
Jim Collins, the author of "Good To Great,"
284
786962
1940
'İyi'den Mükemmel Şirkete' kitabının yazarı Jim Collins bana
13:24
told me that successful human organizations of any kind
285
788902
2703
başarılı olan her çeşit insan organizasyonunun
13:27
have two things in common:
286
791605
1514
ortak iki noktasının olduğundan bahsetti:
13:29
they preserve the core, they stimulate progress.
287
793119
3295
temel yapıyı korumaları, ilerlemeyi teşvik etmeleri.
13:32
So agile is great for stimulating progress,
288
796414
2205
O yüzden de agile teşvik edici ilerleme için mükemmel,
13:34
but I kept hearing time and again, you need to preserve the core.
289
798619
3282
ama temel yapıyı korumanız gerektiğini de tekrar tekrar duymaya devam ettim.
13:37
So how do you do that?
290
801901
2054
O zaman nasıl yaparsınız bunu ?
13:39
Collins coached us on doing something
291
803955
2207
Collins bize bu konuda
13:42
that businesses do, which is define your mission
292
806162
2787
şirketlerin yaptığı birşey olan, görev belirleme
13:44
and identify your core values.
293
808949
2394
ve temel değerleri tanımlama konusunda koçluk yaptı.
13:47
So he led us through the process of creating a family mission statement.
294
811343
3558
Yani, bizi bir aile görev tanımı yaratabilmemiz için izlememiz gereken süreç konusunda yönlendirdi.
13:50
We did the family equivalent of a corporate retreat.
295
814901
2264
Bir kurumun çalışanları için düzenlediği seminerin ailesel karşılığını yaptık.
13:53
We had a pajama party.
296
817165
2304
Bir pijama partisi düzenledik.
13:55
I made popcorn. Actually, I burned one, so I made two.
297
819469
3560
Ben mısır patlattım. Aslında bir tanesini yaktım, o yüzden iki tane yaptım.
13:58
My wife bought a flip chart.
298
823029
872
Eşim bir yazı tahtası aldı.
13:59
And we had this great conversation, like, what's important to us?
299
823901
2617
Ve o harika konuşmayı yaptık, yani, bizim için önemli olan nedir ?
14:02
What values do we most uphold?
300
826518
2125
Hangi değerlere daha çok bağlıyız ?
14:04
And we ended up with 10 statements.
301
828643
1756
Ve 10 cümle ile sonlandırdık.
14:06
We are travelers, not tourists.
302
830399
1971
Biz yolcuyuz, turist değil.
14:08
We don't like dilemmas. We like solutions.
303
832370
3675
İkilemleri sevmeyiz. Çözümleri severiz.
14:11
Again, research shows that parents should spend less time
304
836045
3231
Yine, araştırma gösteriyor ki anne babalar
14:15
worrying about what they do wrong
305
839276
2339
neyi yanlış yaptıkları konusundaki endişelerine daha az vakit harcayıp
14:17
and more time focusing on what they do right,
306
841615
3157
neyi doğru yaptıklarına odaklanmalılar,
14:20
worry less about the bad times and build up the good times.
307
844772
4111
kötü anları daha az endişe edip iyi anlar inşa etmeliler.
14:24
This family mission statement is a great way to identify
308
848883
2736
Aile görev tanımı neyi doğru yaptığınızı tanımlama
14:27
what it is that you do right.
309
851619
2520
açısından harika bir yöntem.
14:30
A few weeks later, we got a call from the school.
310
854139
2290
Birkaç hafta sonra, okuldan bir telefon geldi.
14:32
One of our daughters had gotten into a spat.
311
856429
1988
Kızlarımızdan bir tanesi bir ağız dalaşına girmiş.
14:34
And suddenly we were worried, like, do we have a mean girl on our hands?
312
858417
2356
Bir anda bayağı bir endişelendik acaba bizim huysuz bir kızımız mı var diye.
14:36
And we didn't really know what to do,
313
860773
1254
Ve de ne yapacagımızı bilemedik,
14:37
so we called her into my office.
314
862027
1428
sonrasında onu çalışma odama çağırdık.
14:39
The family mission statement was on the wall,
315
863455
1657
Aile görev tanımımız duvarda asılıydı,
14:41
and my wife said, "So, anything up there seem to apply?"
316
865112
3111
ve eşim, 'Orada gördüklerinden uygun olanı var mı ?' diye sordu.
14:44
And she kind of looked down the list, and she said,
317
868223
2876
Kızım listenin altına doğru baktı ve,
14:46
"Bring people together?"
318
871099
1728
'Herkesi bir araya getirmek ?' dedi.
14:48
Suddenly we had a way into the conversation.
319
872827
3456
Bir anda konuya giriverdik.
14:52
Another great way to tell your story
320
876283
1332
Hikayenizi anlatmanın başka harika bir yolu da
14:53
is to tell your children where they came from.
321
877615
3295
çocuklarınıza onların nereden geldiklerini anlatmaktan geçer.
14:56
Researchers at Emory gave children a simple
322
880910
2701
Emory'deki araştırmacılar çocuklara basit bir
14:59
"what do you know" test.
323
883611
2082
'ne biliyorsunuz' testi uyguladılar.
15:01
Do you know where your grandparents were born?
324
885693
2078
Büyükanne ve büyükbabanızın nerede doğduklarını biliyor musunuz ?
15:03
Do you know where your parents went to high school?
325
887771
2464
Anne ve babanızın liseye nerede gittiklerini biliyor musunuz ?
15:06
Do you know anybody in your family
326
890235
1785
Ailenizde tanıdığınız
15:07
who had a difficult situation, an illness, and they overcame it?
327
892020
3999
bir hastalık gibi zor bir durumla karşılaşan ama onun üstesinden gelen birisi var mı ?
15:11
The children who scored highest on this "do you know" scale
328
896019
3570
Bu testte 'biliyor musun' ölçüsüne göre en yüksek skoru elde eden çocuklar
15:15
had the highest self-esteem and a greater sense they could control their lives.
329
899589
4566
kendilerine en yüksek özsaygısı olan ve hayatlarını kontrol etme konusunda daha fazla sezgiye sahip olanlardı.
15:20
The "do you know" test was the single biggest predictor
330
904155
3256
'Biliyor musun' testi duygusal sağlık ve mutluluğun
15:23
of emotional health and happiness.
331
907411
2704
tek ve en önemli belirleyici testiydi.
15:26
As the author of the study told me,
332
910115
2176
Bu çalışmanın yazarının bana söylediği gibi
15:28
children who have a sense of -- they're part of a larger narrative
333
912291
3854
geniş bir öykünün parçası olduğunu hisseden çocukların
15:32
have greater self-confidence.
334
916145
2954
kendilerine daha fazla güveni var.
15:34
So my final plank is, tell your story.
335
919099
2976
Yani, son maddem: hikayenizi anlatın.
15:37
Spend time retelling the story of your family's positive moments
336
922075
3991
Ailenizin pozitif zamanlarının,
15:41
and how you overcame the negative ones.
337
926066
2841
aynı zamanda da negatif anların nasıl üstesinden geldiğinizin hikayesini yeniden anlatın.
15:44
If you give children this happy narrative,
338
928907
2456
Eğer çocuklarınıza bu mutlu hikayeyi anlatırsanız,
15:47
you give them the tools to make themselves happier.
339
931363
5711
onlara kendilerini daha da mutlu edecek aletleri de vermiş olursunuz.
15:52
I was a teenager when I first read "Anna Karenina"
340
937074
2423
'Anna Karenina' yı ilk okuduğumda delikanlıydım
15:55
and its famous opening sentence,
341
939497
1752
ve onun meshur açılış cümlesini,
15:57
"All happy families are alike.
342
941249
1959
'Tüm mutlu aileler birbirinin aynısıdır.
15:59
Each unhappy family is unhappy in its own way."
343
943208
4091
Her mutsuz aile ise kendi yolunda mutsuzdur.'
16:03
When I first read that, I thought, "That sentence is inane.
344
947299
3224
ilk okuduğumda, 'Bu cümle çok anlamsız.
16:06
Of course all happy families aren't alike."
345
950523
3123
Tabii ki tüm mutlu aileler birbirinin aynısı değildir.' diye düşünmüştüm.
16:09
But as I began working on this project,
346
953646
2341
Ama bu projede çalışmaya başlayınca,
16:11
I began changing my mind.
347
955987
2712
fikrimi değiştirmeye başladım.
16:14
Recent scholarship has allowed us, for the first time,
348
958699
2552
En son öğretiler, ilk kez, bize
16:17
to identify the building blocks
349
961251
2736
başarılı ailelerin sahip olduğu yapı bloklarını
16:19
that successful families have.
350
963987
2976
tanımlamamıza izin verdi.
16:22
I've mentioned just three here today:
351
966963
2144
Bugün burada sadece üç tanesinden bahsettim:
16:25
Adapt all the time, empower the children, tell your story.
352
969107
5167
Her zaman adapte edin, çocuklarınızı yetkilendirin, hikayenizi anlatın.
16:30
Is it possible, all these years later, to say Tolstoy was right?
353
974289
4371
Bu kadar yıldan sonra Tolstoy'un haklı olduğunu söylemek mümkün müdür ?
16:34
The answer, I believe, is yes.
354
978660
3376
Cevap, sanırım, evet olacak.
16:37
When Leo Tolstoy was five years old,
355
982036
2712
Leo Tolstoy beş yaşındayken
16:40
his brother Nikolay came to him
356
984748
1742
kardeşi Nikolay ona geldi
16:42
and said he had engraved the secret to universal happiness
357
986490
2974
ve evrensel mutluluğun sırrını
16:45
on a little green stick, which he had hidden
358
989464
2780
ailesinin Rusya'daki sahip olduğu
16:48
in a ravine on the family's estate in Russia.
359
992244
3116
bir vadide gizlediği yeşil bir sopanın üzerine kazıdığını söyledi.
16:51
If the stick were ever found, all humankind would be happy.
360
995360
4433
Eğer bu sopa bulunabilirse, tüm insanoğlu mutlu olacaktır.
16:55
Tolstoy became consumed with that stick, but he never found it.
361
999793
5496
Tolstoy bu sopayı bulmak için kendini tüketti, ama onu hiçbir zaman bulamadı.
17:01
In fact, he asked to be buried in that ravine where he thought it was hidden.
362
1005289
4351
Gerçekten, onun gizlendiğini düşündüğü o vadiye gömülmeyi istedi.
17:05
He still lies there today, covered in a layer of green grass.
363
1009640
4545
Bugün hala orada yeşil çimlerle kaplı olarak yatıyor.
17:10
That story perfectly captures for me
364
1014185
2551
Bu hikaye benim için mükemmel bir şekilde
17:12
the final lesson that I learned:
365
1016736
2208
son öğrendiğim o dersi yakalıyor:
17:14
Happiness is not something we find,
366
1018944
2664
Mutluluk bizim bulduğumuz değil,
17:17
it's something we make.
367
1021608
2896
yarattığımız bir şeydir.
17:20
Almost anybody who's looked at well-run organizations
368
1024504
3270
Başarılı organizasyonlara bakan hemen her kişi
17:23
has come to pretty much the same conclusion.
369
1027774
2981
yaklaşık aynı sonuca ulaşmıştır.
17:26
Greatness is not a matter of circumstance.
370
1030755
2389
Büyüklük bir durum meselesi değildir.
17:29
It's a matter of choice.
371
1033144
2864
Bir seçim meselesidir.
17:31
You don't need some grand plan. You don't need a waterfall.
372
1036008
3464
Büyük bir plana ihtiyacınız yok. Şelale('waterfall') metoduna ihtiyacınız yok.
17:35
You just need to take small steps,
373
1039472
2184
Esas ihtiyacınız, küçük adımlar atmak,
17:37
accumulate small wins,
374
1041656
2192
küçük kazançlar elde etmek,
17:39
keep reaching for that green stick.
375
1043848
2824
o yeşil sopaya ulaşmayı hedeflemek olmalı.
17:42
In the end, this may be the greatest lesson of all.
376
1046672
3649
Sonunda, bu tüm derslerin en önemlisi olabilir.
17:46
What's the secret to a happy family? Try.
377
1050321
4167
Nedir başarılı bir ailenin sırrı ? Deneyin.
17:50
(Applause)
378
1054488
4000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Bruce Feiler - WriterBruce Feiler is the author of "The Secrets of Happy Families," and the writer/presenter of the PBS miniseries "Walking the Bible."
Why you should listen
Bruce Feiler is the author of nine books, including Walking the Bible, Abraham, and America’s Prophet. He is also the writer/presenter of the PBS miniseries Walking the Bible. His book The Council of Dads tells the uplifting story of how friendship and community can help one survive life’s greatest challenges. Most recently Feiler published The Secrets of Happy Families, in which he calls for a new approach to family dynamics, inspired by cutting-edge techniques gathered from experts in the disciplines of science, business, sports and the military.
Feiler’s early books involve immersing himself in different cultures and bringing other worlds vividly to life. These include Learning to Bow, an account of the year he spent teaching in rural Japan; Looking for Class, about life inside Oxford and Cambridge; and Under the Big Top, which depicts the year he spent performing as a clown in the Clyde Beatty-Cole Bros. Circus.
Walking the Bible describes his perilous, 10,000-mile journey retracing the Five Books of Moses through the desert. The book was hailed as an “instant classic” by the Washington Post and “thoughtful, informed, and perceptive” by the New York Times.
Bruce Feiler | Speaker | TED.com