TEDxMidAtlantic
Melvin Russell: I love being a police officer, but we need reform
Melvin Russell: Polis memuru olmayı seviyorum fakat reforma ihtiyacımız var
Filmed:
Readability: 3.4
1,121,144 views
Baltimore Polis memuru Yarbay Melvin Russell, çok fazla yatırım yaptığımız polis departmanlarının, koruyucu olarak toplumumuza hizmet etmenin ne demek olduğunu unuttuğunu söylüyor. Bu, soğukluk ve vurdumduymazlığa yol açmış ve polis gücü canavarlaşmıştı. Baltimore'nin en zorlu bölgelerden birini bölge komutanı olarak devraldıktan sonra, Russell, toplumun güvenini geri kazanma ve şiddet suçunu azaltmayı amaçlayan bir dizi reform başlattı. "Kolluk bir kriz içinde" diyor. "Ama şehrimizi ve ulusumuzu tekrar harika yapmak için inşa etmek hiçbirimiz için çok geç değil."
Melvin Russell - Chief of the Community Partnership Division, Baltimore Police Department
Melvin Russell is bringing stakeholders together to work toward the common goal of peace and prosperity for Baltimore City. Full bio
Melvin Russell is bringing stakeholders together to work toward the common goal of peace and prosperity for Baltimore City. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I have been a police officer
for a very, very long time.
for a very, very long time.
0
817
2651
Çok uzun zamandır polis memuru olarak
görev yapmaktayım.
görev yapmaktayım.
00:15
And you see these notes in my hand
because I'm also a black preacher.
because I'm also a black preacher.
1
3492
5198
Elimde bu notları görüyorsunuz, çünkü
ben aynı zamanda siyahi bir vaizim.
ben aynı zamanda siyahi bir vaizim.
00:21
(Laughter)
2
9305
1683
(Gülüşmeler)
00:23
And if you know anything
about black preachers,
about black preachers,
3
11012
2215
Siyahi vaizler hakkında
bir şey biliyorsanız,
bir şey biliyorsanız,
00:25
we'll close, and then we'll keep
going for another 20 minutes.
going for another 20 minutes.
4
13251
3212
konuyu kapayacağız ve sonraki 20 dakika
bu konuya devam edeceğiz.
bu konuya devam edeceğiz.
00:28
(Laughter)
5
16487
1037
(Gülüşmeler)
00:29
So I need this to keep
pushing this thing forward.
pushing this thing forward.
6
17548
2393
Yani buna devam etmek
için buna ihtiyacım var.
için buna ihtiyacım var.
00:31
I've been a police officer
for a very long time,
for a very long time,
7
19965
2249
Çok uzun zamandan beri polis memuruyum
ve demek istediğim teknolojinin
öncesini gördüm.
öncesini gördüm.
00:34
and I mean I predated technology.
8
22238
1580
00:35
I'm talking about before pagers.
9
23842
1596
Çağrı cihazlarından öncesini diyorum.
00:37
(Laughter)
10
25462
1233
(Gülüşmeler)
00:38
Laugh if you want to,
but I'm telling the truth.
but I'm telling the truth.
11
26719
2261
İsterseniz gülebilirsiniz
ama doğru söylüyorum.
ama doğru söylüyorum.
00:41
I predate War on Our Fellow Man --
I mean, War on Drugs.
I mean, War on Drugs.
12
29004
4702
Elemanlarımızın savaşı öncesini gördüm
-- Uyuşturucu savaşını kastediyorum.
-- Uyuşturucu savaşını kastediyorum.
00:45
I predate all of that.
13
33730
1483
Bunların hepsinin öncesini gördüm.
00:47
I predate so much
14
35855
1154
Çok eskileri gördüm
00:49
and I've been through ebbs and flows
15
37033
1783
ve tüm bu metcezirleri yaşadım.
00:50
and I've been through good and bad times,
16
38840
2367
İyi ve kötü zamanlarda bulundum
00:53
and still I absolutely love
being a police officer.
being a police officer.
17
41231
4158
ve polis olmayı hâlâ kesinlikle
çok seviyorum.
çok seviyorum.
00:58
I love being a police officer
because it's always been a calling for me
because it's always been a calling for me
18
46207
3751
Polis olmayı çok seviyorum, çünkü
beni her zaman çok cezbetmiştir
beni her zaman çok cezbetmiştir
01:01
and never a job.
19
49982
1380
ve asla bir iş olmamıştır.
01:04
And even with that,
20
52219
1365
Böyleyken bile,
01:06
my personal truth is that
law enforcement is in a crisis.
law enforcement is in a crisis.
21
54538
4276
bana göre kolluk kuvvetleri bir krizdedir.
01:11
It's an invisible crisis,
22
59616
1514
Bu öyle görünmez bir kriz ki,
01:13
and it has been for many, many years.
23
61154
2626
uzun yıllardır sürmekte.
01:16
Even though we in law enforcement say,
24
64787
1869
Buna rağmen kolluk olan biz deriz ki,
01:18
"You know what?
We can't arrest our way out of this."
We can't arrest our way out of this."
25
66680
3602
"Ne var biliyor musunuz? Bunun
dışında kendi yolumuzla tutuklayamayız."
dışında kendi yolumuzla tutuklayamayız."
01:23
We say in law enforcement things like,
26
71258
1811
Kolluk olarak şöyle şeyler deriz,
01:25
"Yeah, it's illegal to profile."
27
73093
2516
"Evet, profil çıkarmak yasa dışı."
01:28
You know what?
28
76008
1158
Ne var biliyor musunuz?
01:29
In law enforcement, we even agree
that we have to adopt this thinking
that we have to adopt this thinking
29
77190
3358
Kolluk işinde, bu şeye adapte olmamız
ve toplum polisliğine daha uyum sağlamak
gerektiğini kabul ederiz
gerektiğini kabul ederiz
01:32
and become more oriented
to community policing.
to community policing.
30
80572
2205
01:34
And yet all the while, still,
31
82801
2910
Ama tüm bunlar olurken,
01:37
we continue in the same vein,
32
85735
2197
hâlâ aynı damarı devam ettiririz,
01:39
the same vein that contradicts
everything that we just admitted.
everything that we just admitted.
33
87956
3960
kabul ettiğimiz her şeyle çelişen
aynı damarı.
aynı damarı.
01:45
And so that's the reason for me,
several years ago.
several years ago.
34
93131
2703
Benim için yıllar önce
geçerli olan sebep buydu.
geçerli olan sebep buydu.
01:48
Because I was tired of the racism,
I was tired of discrimination,
I was tired of discrimination,
35
96313
3095
Çünkü ırkçılıktan ve ayrımcılıktan
yorulmuştum,
yorulmuştum,
01:51
I was tired of the "-isms"
and the schisms.
and the schisms.
36
99432
2593
tüm "-izm"lerden ve ideolojilerden
yorulmuştum.
yorulmuştum.
01:54
I was just so tired.
37
102049
1380
Oldukça yorulmuştum.
01:55
I was tired of the vicious cycle,
38
103904
2153
Bu kısır döngüden yorulmuştum
01:58
and I was tired of it even
in the beloved agency
in the beloved agency
39
106081
3229
ve hatta bugün dahi çok sevdiğim şube
biriminin içinde bile
biriminin içinde bile
02:01
in the department that I still love today.
40
109334
2913
o kadar yorulmuştum.
02:04
And so my wife and I, we sat down
41
112771
2129
Eşim ve ben oturduk,
02:06
and we decided and we targeted
a date that we would retire.
a date that we would retire.
42
114924
2817
karar verdik ve emekliliğimiz için bir
tarih belirledik.
tarih belirledik.
02:10
We would retire and I would
go off into the sunset,
go off into the sunset,
43
118130
2604
Emekli olacaktık ve
gün batarken gidecektim,
gün batarken gidecektim,
belki tamamen papazlık yapacaktım,
uzun zaman eşimle ilgilenecektim.
uzun zaman eşimle ilgilenecektim.
02:12
maybe do ministry full time,
love my wife a long time.
love my wife a long time.
44
120758
2833
02:15
Y'all know what I'm talking about.
45
123615
1641
Herkes ne demek istediğimi biliyor.
02:17
(Laughter)
46
125280
1405
(Gülüşmeler)
02:18
But we decided that I would retire.
47
126709
1723
Emekli olmayı kararlaştırdık.
02:20
But then there was a higher power than I.
48
128456
3179
Ancak benden daha büyük bir güç vardı.
02:24
There was a love for the city
49
132492
2868
Şehrim için sevgim vardı,
02:27
that I loved, that I grew up in,
that I was educated in --
that I was educated in --
50
135384
3201
burayı seviyordum, burada büyümüş,
burada eğitim almıştım --
burada eğitim almıştım --
02:30
a city that pulled my heart
back into the system.
back into the system.
51
138609
3700
kalbimi yeniden sistemine
soktuğum bir şehirdi.
soktuğum bir şehirdi.
02:34
So we didn't retire.
52
142959
1262
Bu yüzden emekli olmadık.
02:36
We didn't retire
53
144916
1394
Emekli olmadık
02:38
and so what happened was,
54
146334
2464
ve sonra ne oldu,
02:40
over the next -- I would say,
18 months, 19 months,
18 months, 19 months,
55
148822
3228
sonraki 18 ya da 19 ay,
02:45
I had this passion to implement
some radical policing.
some radical policing.
56
153050
3033
radikal politikaları uygulama
tutkum vardı.
tutkum vardı.
02:49
And so now, over the next 19 months,
57
157393
1731
Sonraki 19 ay sonunda,
02:51
I shifted, and I transcended
from being a drug sergeant --
from being a drug sergeant --
58
159148
3843
narkotik amirliği işini değiştirdim,
ötesine geçtim --
ötesine geçtim --
02:56
ready to retire as a drug sergeant --
59
164277
1836
narkotik amirliğinde emekliliğe
hazırdım --
hazırdım --
02:58
and went from level to level to level,
60
166865
1834
ve seviye üstüne seviye gittim,
03:00
until I find myself
as a district commander,
as a district commander,
61
168723
2429
bölge amiri olana kadar devam ettim.
03:03
commander of the worst district
in Baltimore city.
in Baltimore city.
62
171176
2943
Baltimore şehrindeki en kötü bölgeninin
amiri oldum.
amiri oldum.
03:06
We call it the Eastern District,
63
174453
1701
Oraya Doğu Bölgesi deriz,
03:08
the most violent district,
64
176178
1610
en şiddetli bölge,
03:09
the most impoverished district --
65
177812
1707
en yoksul bölge --
03:11
46 percent unemployment in that district.
66
179543
3602
%46'sı işsiz olan bir bölge.
03:16
National rating at that time,
67
184018
2220
O zamanki resmi verilerce,
03:18
national rating, the AIDS
and the tuberculosis [rating],
and the tuberculosis [rating],
68
186262
2972
AIDS ve tüberküloz verilerine göre,
03:21
was always on the top 10 list
69
189258
2401
ülkedeki tüm şehirler içinde
03:23
for zip codes for cities
across the nation,
across the nation,
70
191683
3023
ya da tüm ülke içinde
03:26
or just zip codes across the nation.
71
194730
1739
her zaman ilk onun en üstündeydi.
03:28
The top 10 -- I didn't say state,
I didn't say city --
I didn't say city --
72
196493
2618
İlk 10 -- bir eyalet demedim,
bir şehir demedim --
bir şehir demedim --
03:31
that little neighborhood.
73
199135
1340
sadece küçük bir semt.
03:33
And I said, you know what?
We gotta do something different.
We gotta do something different.
74
201911
2803
Ne dedim biliyor musunuz?
Farklı bir şey yapmak zorundayız.
Farklı bir şey yapmak zorundayız.
03:36
We gotta do something different.
We gotta think radical.
We gotta think radical.
75
204738
2660
Farklı bir şey yapmak zorundayız.
Radikal düşünmeliyiz.
Radikal düşünmeliyiz.
03:39
We gotta think outside the box.
76
207422
1737
Kutunun dışında düşünmeliyiz.
03:41
And so in order to bring change
that I desperately wanted
that I desperately wanted
77
209730
2682
Bu değişimi yaratmak için
çaresizce istedim
çaresizce istedim
03:44
and I desperately felt in my heart,
78
212436
1707
ve çaresizce kalbimde hissettim.
İçimden gelen sesi dinlemeye başladım.
03:46
I had to start listening
to that inner spirit.
to that inner spirit.
79
214167
2289
03:48
I had to start listening
to that man on the inside
to that man on the inside
80
216480
2433
İçimdeki adamın sesini dinlemeye başladım,
03:50
that went against everything
that I had been trained to do.
that I had been trained to do.
81
218937
3103
ki o adam yapmak için eğitim aldığım her
şeye karşı duruyordu.
şeye karşı duruyordu.
03:54
But we still did it.
82
222772
1394
Ama yine de bunu yaptık.
03:56
We still did it because we listened
to that inner spirit,
to that inner spirit,
83
224190
2697
Bunu yaptık, çünkü iç sesimizi dinledik,
03:58
because I realized this:
84
226911
1261
çünkü şunu fark ettim:
04:00
if I was to see real police reform
85
228196
4049
Eğer gerçek bir polis reformu
görmek istiyorsam,
görmek istiyorsam,
04:04
in the communities that I had
authority over for public safety,
authority over for public safety,
86
232269
3629
kamu düzeni için yetkili
olduğum toplumlarda
olduğum toplumlarda
04:08
we had to change our stinkin' thinkin'.
87
236690
2283
berbat düşüncelerimizi değiştirmek
zorundaydık.
zorundaydık.
04:12
We had to change it.
88
240728
1153
Bunu değiştirmeliydik.
04:13
And so what we did
is we started to think holistically
is we started to think holistically
89
241905
2723
Böylece toplumla bir bütün olarak
düşünmeye başladık,
düşünmeye başladık,
04:16
and not paramilitarily.
90
244652
1316
yarı askeri olarak değil.
04:18
So we thought differently.
91
246538
1384
Farklı şekilde düşündük.
04:20
And we started to realize
92
248819
1199
Asla ve asla olmaması
04:22
that it could never be
and never should have been
and never should have been
93
250042
2310
gereken bir şey olan onlara karşı
biz olgusunu
biz olgusunu
04:24
us versus them.
94
252376
1509
fark etmeye başladık.
04:26
And so I decided to come
to that intersection
to that intersection
95
254910
2208
Böylece tüm sınıflar, tüm ırklar,
tüm inançlar
tüm inançlar
04:29
where I could meet all classes,
all races, all creeds, all colors;
all races, all creeds, all colors;
96
257142
3221
ve tüm renklerle buluşabileceğim,
yine iş dünyası, dindarlar
yine iş dünyası, dindarlar
04:32
where I would meet the businesses
and the faith-based,
and the faith-based,
97
260387
2541
sağlıkçılarla ve eğitimcilerle
buluşabileceğim,
buluşabileceğim,
tüm bu insanlarla buluşabileceğim,
04:34
and the eds, the meds,
98
262952
1286
04:36
and I would meet all the people
99
264262
1508
otorite sağladığım toplumu oluşturan
04:37
that made up the communities
that I had authority over.
that I had authority over.
100
265794
2829
bu insanlarla bir kesişime
gelmeye karar verdim.
gelmeye karar verdim.
Böylece onlarla buluştum ve
dinlemeye başladım.
dinlemeye başladım.
04:41
So I met them and I began to listen.
101
269205
1960
04:43
See, police have a problem.
102
271189
1452
Bakın, polisin bir derdi var.
04:44
Off the top, we want to bring
things into the community
things into the community
103
272665
2595
Hepsinin ötesinde, topluma bir
şeyler katmak istiyoruz
şeyler katmak istiyoruz
04:47
and come up with these extravagant
strategies and deployments,
strategies and deployments,
104
275284
2968
ve bu tutumsuz strateji ve yayılmayla
baş etmeliyiz.
baş etmeliyiz.
04:50
but we never talk
to the community about them.
to the community about them.
105
278276
2175
Ama hiçbir zaman topluma bunlardan
bahsetmiyoruz.
bahsetmiyoruz.
04:52
And we shove them into the community
and say, "Take that."
and say, "Take that."
106
280475
2828
Onları toplum içine sürüp,
"Bunu al" diyoruz.
"Bunu al" diyoruz.
Ama bu berbat düşüncelerimizden
kurtulmamız gerektiğini söyledik
kurtulmamız gerektiğini söyledik
04:55
But we said we'd get rid
of that stinkin' thinkin',
of that stinkin' thinkin',
107
283806
2397
04:58
so we talked to our communities.
108
286227
1548
ve toplumumuzla konuştuk.
"Bu sizin toplumunuzun masasıdır.
04:59
We said, "This is your community table.
109
287799
1868
Bir sandalye çekin.
Sizi dinlemek istiyoruz.
Sizi dinlemek istiyoruz.
05:01
We'll pull up a chair.
We want to hear from you.
We want to hear from you.
110
289691
2263
05:03
What's going to work in your community?"
111
291978
1940
Toplumunuzda işe yarayacak olan ne?"
05:05
And then some great things
started to happen.
started to happen.
112
293942
2129
Sonra bazı harika şeyler olmaya başladı.
05:08
See, here's the thing:
113
296095
1151
Bakın, olay şu:
05:09
I had to figure out a way to shift
130 cops that were under my tutelage
130 cops that were under my tutelage
114
297270
5720
Altımda çalışan 130 polisin,
toplumun işgalcileri olmak yerine
toplumun işgalcileri olmak yerine
05:15
from being occupiers of communities
115
303014
2112
ortakları olmaları için bir yol
05:17
to being partners.
116
305150
1189
bulmam lazımdı.
05:19
I had to figure out how to do that.
117
307355
1692
Nasıl yapılacağını çözmeliydim.
05:21
Because here's the crazy thing:
118
309071
1979
Çünkü asıl çılgınca şey şu:
05:23
in law enforcement, we have evolved
into something incredible.
into something incredible.
119
311074
3645
Hukuki uygulamada zamanla
akıl almaz bir şey gelişti.
akıl almaz bir şey gelişti.
05:26
Listen, we have become great protectors.
120
314743
1937
Harika koruyucular hâline geldik.
05:28
We know how to protect you.
121
316704
1428
Sizi nasıl koruyacağımızı biliyoruz.
05:30
But we have exercised that arm
so much, so very much.
so much, so very much.
122
318909
4039
Ama bu kolları çok fazla çalıştırdık,
çok, çok fazla.
çok, çok fazla.
05:34
If I was a natural police department
123
322972
3166
Ben doğal bir polis departmanı olsaydım
05:38
and I represented a police department,
124
326162
1881
ve bir polis departmanını temsil etseydim,
05:40
you would see this incredible,
beautiful, 23-inch arm.
beautiful, 23-inch arm.
125
328067
2889
bu 60 santimlik mükemmel kolu görürdünüz.
05:42
(Laughter)
126
330980
2603
(Gülüşmeler)
05:45
It's pretty, ain't it? It's cut up.
127
333607
2079
Hoş değil mi? Bu şekilde.
05:48
No fat on it. Mmm it look good.
It just look good!
It just look good!
128
336641
2927
Yağ yok. İyi görünüyor.
Hâlâ iyi görünüyor.
Hâlâ iyi görünüyor.
05:51
(Laughter)
129
339592
2134
(Alkışlar)
05:53
That's a great arm -- protection!
130
341750
1901
Mükemmel bir kol -- koruma!
05:55
That's who we are, but we've exercised
it so much sometimes
it so much sometimes
131
343675
3103
İşte biz buyuz ama bazen
o kadar çok çalışıyorduk ki,
o kadar çok çalışıyorduk ki,
05:59
that it has led to abuse.
132
347255
1555
suistimallere yol açıyordu.
06:02
It's led to coldness and callousness
and dehumanized us.
and dehumanized us.
133
350008
3996
Kayıtsızlığa ve vurdumduymazlığa
yol açıyor, bizi insanlıktan çıkarıyordu.
yol açıyor, bizi insanlıktan çıkarıyordu.
06:06
And we've forgotten
134
354941
1152
Unuttuğumuz şey,
06:08
the mantra across this nation
135
356117
1413
bu ülke genelindeki mantra,
06:09
is to protect and serve.
136
357554
2070
korumak ve hizmet etmekti.
Kimse bunu bilmiyor mu?
Korumak ve hizmet etmek.
Korumak ve hizmet etmek.
06:12
Y'all don't know that? Protect and serve.
137
360068
1976
06:14
(Laughter)
138
362068
1001
(Gülüşmeler)
06:15
So you look at the other arm,
139
363093
1405
Diğer kola bakın,
06:16
and then you look at it
and ... there it is.
and ... there it is.
140
364522
2135
ona bakın...ve oraya.
06:18
(Laughter)
141
366681
1173
(Gülüşmeler)
06:20
You know, it's kinda weak.
142
368267
1889
Biliyor musunuz, biraz zayıf.
06:22
It looks sickly.
143
370926
1237
Hastalıklı görünüyor.
06:24
It's withering and it's dying
144
372972
1786
Kalkıyor ve düşüyor,
06:27
because we've invested so much
in our protective arm.
in our protective arm.
145
375861
2643
çünkü biz daha çok koruyucu
kolumuza yatırım yaptık.
kolumuza yatırım yaptık.
06:31
But we forgot to treat our communities
146
379302
2857
Ama toplumumuzu ele almayı unuttuk,
06:34
like they're our customers;
147
382183
1383
sanki onlar müşterimizmiş gibi,
06:36
like they're our sons and daughters,
our brothers and sisters,
our brothers and sisters,
148
384026
2965
oğlumuz, kızımız, erkek kardeşimiz,
kız kardeşimiz,
kız kardeşimiz,
06:39
our mothers and fathers.
149
387015
1190
annemiz, babamızmış gibi.
06:40
And so somehow, along the way,
150
388600
2249
Bir şekilde, yol boyunca
06:42
we've gotten out of balance.
151
390873
1431
dengesiz ilerledik.
06:44
And because we are a proud profession,
152
392958
2108
Gururlu bir mesleğimiz olduğu için
06:47
it is very hard for us to look
in the mirror and see our mistakes.
in the mirror and see our mistakes.
153
395952
3141
aynaya bakıp hatalarımızı
görmemiz çok zordu.
görmemiz çok zordu.
06:51
It's even harder to make a change.
154
399117
1721
Bir değişiklik yapmak daha bile zordur.
06:53
And so, as I try to hurry
and get through this,
and get through this,
155
401775
2873
Bu yüzden hızlanmaya çalışacağız
ve bunu aşacağız.
ve bunu aşacağız.
06:57
I need to say this:
156
405204
1161
Bunu söylemem lazım:
06:58
it's not just law enforcement, though.
157
406389
1942
Sadece kolluk kuvvetleri değil aslında.
07:00
Because every one of us
makes up a community.
makes up a community.
158
408818
2331
Çünkü her birimiz bir toplum
oluşturuyoruz.
oluşturuyoruz.
07:03
Everybody makes up a community.
159
411674
1685
Herkes bir topluluk oluşturur.
07:05
And as communities -- can I say this? --
160
413678
1928
Topluluklar olarak şunu söyleyebilirim,
07:07
we have put too much responsibility
on law enforcement.
on law enforcement.
161
415630
3372
kolluk kuvvetlerine çok fazla
sorumluluk yükledik.
sorumluluk yükledik.
07:12
Too much.
162
420261
1158
Çok fazla.
07:13
(Applause)
163
421443
4243
(Alkışlar)
07:18
And then we have the audacity
and the nerve to get upset
and the nerve to get upset
164
426706
2647
Ne zaman harekete geçsek,
kolluk kuvvetlerine
kolluk kuvvetlerine
07:21
with law enforcement
when we take action.
when we take action.
165
429377
2103
kızmak için küstahlık ve sinirimiz var.
07:24
There is no way in the world
166
432265
1414
Toplum olarak, sokakta
07:26
that we, as a community,
should be calling the police
should be calling the police
167
434615
3543
top oynayan çocuklar için
polisi aramanın,
polisi aramanın,
07:30
for kids playing ball in the street.
168
438182
1889
dünyada hiçbir amacı yoktur.
07:34
No way in the world that we
should be calling the police
should be calling the police
169
442071
2736
Dünyada polisi aramamız
gereken bir durum yok,
gereken bir durum yok,
07:36
because my neighbor's
music is up too loud,
music is up too loud,
170
444831
2086
çünkü komşumun müziği çok gürültülü,
07:38
because his dog came over
to my yard and did a number two;
to my yard and did a number two;
171
446941
2754
çünkü köpeği bahçeme girdi
ve bir iki numara yaptı.
ve bir iki numara yaptı.
07:41
there's no way we should
be calling the police.
be calling the police.
172
449719
2521
Polisi aramamız gereken bir durum yok.
07:44
But we have surrendered
so much of our responsibility.
so much of our responsibility.
173
452264
2642
Ama sorumluluğumuzun çoğuna teslim olduk.
07:46
Listen, when I was a little boy
coming up in Baltimore --
coming up in Baltimore --
174
454930
3134
Benim Baltimore'da küçük bir çoçuk
olduğum zamanlara bakalım --
olduğum zamanlara bakalım --
07:50
and listen, we played
rough in the street --
rough in the street --
175
458088
2137
sokakta gürültülü şekilde oynardık --
07:52
I ain't never see the police
come and break us up.
come and break us up.
176
460249
2411
Gelip oyunumuzu bölen polisi
asla görmedik.
asla görmedik.
07:55
You know who came? It was the elders.
177
463026
1925
Kim gelirdi biliyor musunuz? Yaşlılar.
07:56
It was the parental figures
in the community.
in the community.
178
464975
2135
Onlar toplumun ebeveyn yüzleriydi.
07:59
It was those guardians,
it was that village mentality.
it was that village mentality.
179
467440
2587
Onlar velilerdi, onlar köyün aklıydı.
08:02
They came and said, "Stop that!"
and "Do this." and "Stop that."
and "Do this." and "Stop that."
180
470051
3055
Onlar gelip, "Kesin şunu!"
"Bunu yapın." ve "Kesin!" derlerdi.
"Bunu yapın." ve "Kesin!" derlerdi.
08:05
We had mentors throughout
all of the community.
all of the community.
181
473689
3722
Toplumun her tarafında
akıl hocalarımız vardı.
akıl hocalarımız vardı.
08:09
So it takes all of us, all of us.
182
477769
2240
Hepimizi ele geçirirlerdi, hepimizi.
08:12
And when I say community,
183
480620
1200
Topluluk dediğimde,
08:13
I'm talking about everything
that makes up a community, even --
that makes up a community, even --
184
481844
3027
bir topluluğu oluşturan
her şeyden bahsediyorum,
her şeyden bahsediyorum,
08:16
listen, because I'm a preacher,
I'm very hard on the churches,
I'm very hard on the churches,
185
484895
2931
bir vaiz olduğum için kiliseler
üzerinde çok sertim,
üzerinde çok sertim,
çünkü kiliselerin çok sık MIA (kayıp)
hâline geldiğine inanıyorum,
hâline geldiğine inanıyorum,
08:19
because I believe the churches
too often have become MIA,
too often have become MIA,
186
487850
2747
eylem eksikliği.
08:22
missing in action.
187
490621
1157
08:23
I believe they have shifted
over the last 10, 20 years
over the last 10, 20 years
188
491802
2568
Son 10-20 yıl boyunca,
kapınızın önünden yürüyüp
kapınızın önünden yürüyüp
08:26
from being community churches,
189
494394
1476
köşeyi dönünce vardığınız
08:27
where you walk outside your door,
round the corner and you're in church.
round the corner and you're in church.
190
495894
3468
topluluk kiliseleri olmaktan
dönüştürüldüklerine inanıyorum.
dönüştürüldüklerine inanıyorum.
Değiştirildiler ve banliyö
kiliseleri oldular.
kiliseleri oldular.
08:31
They shifted from that and became
commuter churches.
commuter churches.
191
499386
2860
08:34
So you now have churches who have
become disconnected by default
become disconnected by default
192
502270
4460
Şu anda, kök salmış toplulukların
ihmalinden dolayı bağlantısız
ihmalinden dolayı bağlantısız
08:38
from the very community
where they're planted.
where they're planted.
193
506754
2455
duruma gelmiş olan kiliseleriniz var.
08:42
And they don't take care
of that community.
of that community.
194
510060
2379
Onlar o toplumu umursamıyor.
08:45
I could go on and on,
but I really need to wrap this up.
but I really need to wrap this up.
195
513153
2668
Devam edebilirdim ama gerçekten
bunu bitirmem gerekiyor.
bunu bitirmem gerekiyor.
08:47
Community and policing:
196
515845
2651
Toplum ve polis:
08:50
we've all lost that precious gift,
and I call it relational equity.
and I call it relational equity.
197
518520
4301
Tüm bu değerli hediyeyi kaybettik
ve buna ilişkisel eşitlik diyorum.
ve buna ilişkisel eşitlik diyorum.
08:55
We've lost it with one another.
198
523498
1923
Bir başkasıyla kaybettik.
08:57
It's not somebody else's fault --
199
525445
2015
Bu başkasının suçu değil --
08:59
it's all of our fault.
200
527484
1324
tamamen bizim suçumuz.
09:01
We all take responsibility in this.
201
529371
1966
Hepimiz bundan sorumluyuz.
09:03
But I say this: it's not too late
for all of us to build our cities
for all of us to build our cities
202
531361
3201
Ama şunu diyorum: Hepimiz için
şehrimizi ve ulusumuzu tekrar
şehrimizi ve ulusumuzu tekrar
büyütmek için inşa etmek
çok da zor değil.
çok da zor değil.
09:06
and nation to make it great again.
203
534586
1638
09:08
It is never too late.
204
536248
1159
Asla geç değil.
09:09
It is never too late.
205
537431
1316
Asla geç değil.
09:11
You see, after three years
206
539428
1401
Bakın, o bölgedeki dört buçuk yıllık
09:12
of my four-and-a-half-year
commandship in that district,
commandship in that district,
207
540853
3238
komutanlığımın üçüncü yılından sonra,
09:16
three years in,
208
544115
1154
üç yıl,
09:17
after putting pastors
in the car with my police
in the car with my police
209
545293
2679
benim polis arabama papazlar koyuldu,
09:19
because I knew this --
it's a little secret --
it's a little secret --
210
547996
2175
çünkü bunu biliyordum --
küçük bir sırdı --
küçük bir sırdı --
09:22
I knew this:
211
550195
1159
Bunu biliyordum:
09:23
it was hard to stay a nasty police officer
212
551378
2665
Din adamları ile dolaştığınız sürece
09:26
while you're riding around
with a clergy.
with a clergy.
213
554067
2101
kötü bir polis memuru olarak kalmak zordu.
09:28
(Laughter)
214
556192
2182
(Gülüşmeler)
09:30
(Applause)
215
558398
5797
(Alkışlar)
09:38
You'd be getting in and out of the car,
looking to your right, talking about:
looking to your right, talking about:
216
566476
3529
Arabanın içinde ve dışında sağınıza
baktığınızda konuşacağınız şey:
baktığınızda konuşacağınız şey:
09:42
"Father, forgive me, for I have sinned,"
all day long -- you can't do it!
all day long -- you can't do it!
217
570029
3536
"Peder, günahlarım için beni affet."
tüm gün boyunca bunu yapamazsın!
tüm gün boyunca bunu yapamazsın!
09:45
So we came up with some
incredible initiatives,
incredible initiatives,
218
573589
2253
Bazı inanılmaz girişimler ortaya çıkardık,
09:47
engagements for our community
and police to build that trust back.
and police to build that trust back.
219
575866
3495
toplumumuz ve polis bu güveni
geri inşa etmek için sözleşti.
geri inşa etmek için sözleşti.
09:51
We began to deal with our youth
220
579385
1559
Gençlerle ve bizleri
09:52
and with those who we consider
are on the wrong side of the fence.
are on the wrong side of the fence.
221
580968
3178
çitin yanlış tarafında gören kesimle
anlaşmaya başladık.
anlaşmaya başladık.
Ekonomik bir sorun olduğunu biliyorduk,
09:56
We knew we had an economic problem,
222
584170
1733
bu yüzden istihdam yaratmaya başladık.
09:57
so we began to create jobs.
223
585927
1492
09:59
We knew there was sickness
in our community
in our community
224
587443
2048
Toplumumuzda hastalık olduğunu biliyorduk
10:01
and they didn't have access
to proper medical care,
to proper medical care,
225
589515
2494
ve uygun tıbbi bakıma erişimleri yoktu,
10:04
so we'd partner up.
226
592033
1159
bu yüzden ortak olduk.
10:05
We got to that intersection
and partnered up
and partnered up
227
593216
2073
Bizimle ortak olmak isteyen herkesle
10:07
with anybody that wanted
to partner with us
to partner with us
228
595313
2087
bir kesişimimiz ve ortaklığımız vardı.
10:09
and talked about
what we needed holistically,
what we needed holistically,
229
597424
2167
Asla suç hakkında düşünmeden bütünsel
10:11
never thinking about the crime.
230
599615
1513
ihtiyacımız hakkında konuştuk.
Çünkü günün sonunda,
10:13
Because at the end of the day,
231
601152
1695
10:14
if we took care
of the needs of the people,
of the needs of the people,
232
602871
2063
insanların ihtiyaçlarını hallettiysek,
10:16
if we got to the root cause,
233
604958
1563
işin köküne indiysek,
10:19
the crime would take care of itself.
234
607251
2187
suç kendi kendini idare edebilirdi.
10:22
It would take care of itself.
235
610599
1466
Kendi kendini idare edecekti.
10:24
(Applause)
236
612089
4655
(Alkışlar)
10:29
And so, after three years
of a four-and-a-half-year stint,
of a four-and-a-half-year stint,
237
617897
4082
Dört buçuk yıllık görevin üçüncü
yılından sonra,
yılından sonra,
10:34
we looked back and we looked over
238
622665
1676
geriye dönüp tekrar baktık
10:36
and found out that we were
at a 40-year historical low:
at a 40-year historical low:
239
624365
3365
ve suç sayımız ve cinayetlerin
40 yıllık tarihin en düşük
40 yıllık tarihin en düşük
10:39
our crime numbers, our homicides --
240
627754
2881
seviyelerinde olduğunu öğrendik --
10:42
everything had dropped
down, back to the 1970s.
down, back to the 1970s.
241
630659
2457
her şey düşmüştü, 1970'lere dönülmüştü.
10:45
And it might go back further,
242
633140
1416
Daha da geriye gidebilirdi,
10:46
but the problem is, we only
started keeping data since 1970.
started keeping data since 1970.
243
634580
2917
ama sorun şu ki, sadece 1970'den
bu yana veri tutmaya başladık.
bu yana veri tutmaya başladık.
Kırk yılın en düşüğü, o kadar ki,
diğer komutanlar beni aradı,
diğer komutanlar beni aradı,
10:49
Forty-year crime low, so much so,
I had other commanders call me,
I had other commanders call me,
244
637521
3096
"Mel, adamım, ne yapıyorsun?
10:52
"Hey Mel, whatcha doin', man?
245
640641
1417
10:54
Whatcha doin'? We gotta get some of that!"
246
642082
2104
Ne yapıyorsun? Biraz da biz yapmalıyız!"
10:56
(Laughter)
247
644210
1415
(Gülüşmeler)
10:57
And so we gave them some of that.
248
645649
1659
Bu yüzden onlara da biraz verdik.
11:00
And in a short period of time,
249
648968
1452
Kısa bir süre içinde,
11:02
the city went to a 30-year crime low.
250
650444
2277
şehir suç düşüklüğünde
30 yıl geriye gitti.
30 yıl geriye gitti.
11:05
For the first time in 30 years,
we fell, Baltimore city,
we fell, Baltimore city,
251
653181
2649
30 yıldır ilk kez, Baltimore şehrinde,
11:07
to under 200 homicides -- 197 to be exact.
252
655854
2364
200 cinayetin altına düştük --
tam olarak 197.
tam olarak 197.
11:10
And we celebrated,
253
658242
1159
Bunu kutladık,
11:11
because we had learned
to become great servers,
to become great servers,
254
659425
3683
çünkü büyük hizmetkârlar olmayı öğrendik,
11:15
become great servers first.
255
663132
1737
ilk büyük hizmetkârlar olmayı.
11:16
But I gotta tell you this:
these last few years,
these last few years,
256
664893
2322
Ama size şunu söylemeliyim:
Son birkaç yıldır,
Son birkaç yıldır,
11:20
as much as we had learned
257
668607
1620
tepki veren polis memuru yerine
11:22
to become great proactive police officers
258
670856
2947
büyük etkin polis memuru
11:25
and great relational police officers
rather than reactive,
rather than reactive,
259
673827
3761
ve ilişkisel polis memuru
olmayı öğrenene kadar
olmayı öğrenene kadar
11:29
these last years have disappointed me.
260
677612
2065
geçen yıllar beni hayal
kırıklığına uğrattı.
kırıklığına uğrattı.
11:32
They have broken my heart.
261
680710
1342
Kalbimi kırdılar.
11:34
The uprising still hurts.
262
682644
1837
İsyan hâlâ acıtıyor.
11:37
It still hurts my heart,
263
685584
1686
Hâlâ kalbimi acıtıyor,
11:39
because truly I believe
that it should've never happened.
that it should've never happened.
264
687294
2982
çünkü gerçekten bunun asla olmaması
gerektiğine inanıyorum.
gerektiğine inanıyorum.
11:43
I believe it should've never happened
265
691014
1793
Asla olmaması gerektiğine inanıyorum,
11:44
if we were allowed to continue
along the vein that we were in,
along the vein that we were in,
266
692831
2944
içinde bulunduğumuz duruma devam
etmemize izin verilseydi,
etmemize izin verilseydi,
11:47
servicing our community,
267
695799
1680
toplumumuza hizmet edilseydi,
11:49
treating them like human beings,
treating them with respect,
treating them with respect,
268
697503
2936
onlara insan gibi davranılsaydı,
saygılı davranılsaydı,
saygılı davranılsaydı,
11:52
loving on them first.
269
700463
1564
onlara şefkatli olunsaydı.
11:54
If we continued in that vein,
270
702670
2160
Bu bağlamda devam edersek,
11:56
it would've never happened.
271
704854
1849
böyle bir şey hiç olmayacaktı.
11:58
But somehow, we went back
to business as usual.
to business as usual.
272
706727
2576
Ama bir şekilde, her zamanki gibi
davranmaya devam ettik.
davranmaya devam ettik.
12:01
But I'm excited again!
273
709956
1494
Ama yine heyecanlıyım!
12:04
I'm excited again, because now
we have a police commissioner
we have a police commissioner
274
712164
3345
Tekrar heyecanlıyım, çünkü toplum
destekli polislik hakkında
destekli polislik hakkında
12:07
who not only talks
about community policing,
about community policing,
275
715533
3441
sadece konuşmayan bir emniyet müdürü var,
12:11
but he absolutely understands it,
276
719800
2318
kesinlikle onu anlıyor
12:14
and more importantly, he embraces it.
277
722142
2072
ve daha da önemlisi, onu benimsiyor.
12:16
So I'm very excited now.
278
724238
1719
Bu yüzden şu anda çok heyecanlıyım.
12:17
Listen, I'm excited about Baltimore today,
279
725981
2949
Bugün, Baltimore için heyecanlıyım,
12:20
because we, as many cities,
I believe shall rise from the ashes.
I believe shall rise from the ashes.
280
728954
4249
çünkü birçok şehir gibi
küllerinden doğacak inanıyorum.
küllerinden doğacak inanıyorum.
12:25
I believe -- I truly believe --
281
733973
2889
İnanıyorum -- gerçekten inanıyorum --
12:28
(Applause)
282
736886
1022
(Alkışlar)
12:29
that we will be great again.
283
737932
1778
Tekrardan harika olacağız.
12:32
I believe,
284
740639
1171
İnanıyorum ki,
12:34
as we continue to wrap arms
and continue to say,
and continue to say,
285
742470
3071
kollarımızı sarmaya ve şunu söylemeye
devam etmeliyiz,
devam etmeliyiz,
12:37
"We're in this together,"
286
745565
1198
"Bu işte beraberiz."
12:38
because it's not just an intersection:
287
746787
1843
Çünkü bu sadece bir kesişme değil,
12:40
once we meet, we now gotta get
on the same path for the same goals,
on the same path for the same goals,
288
748654
3634
bir kez karşılaştık, şimdi aynı hedeflere
aynı yolu üzerinden gitmemiz gerek
aynı yolu üzerinden gitmemiz gerek
12:44
and this city will become great again.
289
752312
2048
ve bu şehir tekrar harika olacak.
12:46
This nation will become great again.
290
754384
1961
Bu ulus tekrar harika olacak.
12:48
Because we have the same goal:
we all want peace.
we all want peace.
291
756369
2419
Çünkü amacımız aynı:
Hepimiz barış istiyoruz.
Hepimiz barış istiyoruz.
12:50
We all want respect for one another.
292
758812
1734
Hepimiz birbirimize saygı istiyoruz.
Hepimiz sevgi istiyoruz.
12:52
We all want love.
293
760570
1150
Geri dönüş yolunda olduğumuza inanıyorum
12:53
And I believe we are back on that road,
294
761744
1892
ve bu konuda çok heyecanlıyım.
12:55
and I'm so excited about it.
295
763660
1370
12:57
So listen, I thank you for giving me
a few minutes of your time.
a few minutes of your time.
296
765054
3348
Bana birkaç dakikanızı ayırdığınız için
teşekkür ederim.
teşekkür ederim.
13:00
God bless you all.
297
768426
1230
Tanrı hepinizi korusun.
13:01
(Applause)
298
769680
1001
(Alkışlar)
13:02
God bless you.
299
770705
1151
Tanrı sizi korusun.
13:03
(Applause)
300
771880
2421
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Melvin Russell - Chief of the Community Partnership Division, Baltimore Police DepartmentMelvin Russell is bringing stakeholders together to work toward the common goal of peace and prosperity for Baltimore City.
Why you should listen
Lt. Colonel Melvin T. Russell is Chief of the Community Partnership Division, Baltimore Police Department. Russell joined The Baltimore Police Department (BPD) in 1979 as a police cadet and graduated from the BPD academy in 1981 as the first and only African American class valedictorian.
Russell worked both as a uniform patrol and then an undercover officer for 20 years before re-emerging as an Eastern District Lieutenant in 2007. In this position, Russell turned the worse midnight patrol shift in the city to the best in 3 months and was promoted to Major of the Eastern District 11 months later. It was during this time as Major that Russell created the non-profit “Transformation Team” (TTT), a grassroots organization of community shareholders that are committed to working together to make a better Baltimore.
In January 2013, Russell was promoted to Lieutenant Colonel and created the Community Partnership Division.
Melvin Russell | Speaker | TED.com