TED2017
Shah Rukh Khan: Thoughts on humanity, fame and love
Shah Rukh Khan: İnsanlık, şöhret ve sevgi üzerine düşünceler
Filmed:
Readability: 4.1
9,440,856 views
''Hayaller satıyorum, ve milyonlarca insana sevgi pazarlıyorum,'' diyor Bollywood'un en ünlü yıldızı Shak Rukh Khan. Bu büyüleyici, komik konuşmada
Khan hayatının kavisini takip ediyor, ünlü birkaç dans hareketini gösteriyor ve spot ışıkları önünde geçen hayatından zor kazanılmış bilgeliği paylaşıyor.
Shah Rukh Khan - Actor, producer, activist
With a fan following that runs into multi-millions, Shah Rukh Khan is at forefront of the Indian film industry and continues to rule at the box office in India. Full bio
With a fan following that runs into multi-millions, Shah Rukh Khan is at forefront of the Indian film industry and continues to rule at the box office in India. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Namaskar.
0
3651
1200
Namaskar [Merhaba].
00:17
I'm a movie star, I'm 51 years of age,
1
5810
2480
Ben bir film yıldızıyım,51 yaşındayım,
00:21
and I don't use Botox as yet.
2
9588
2256
Ve henüz botoks yaptırmadım.
00:23
(Laughter)
3
11868
1216
(Kahkahalar)
00:25
So I'm clean, but I do behave like you saw
like a 21-year-old in my movies.
like a 21-year-old in my movies.
4
13108
4200
Yani temizim ama gördüğünüz gibi,
filmlerimde 21 yaşında gibi davranıyorum.
filmlerimde 21 yaşında gibi davranıyorum.
00:30
Yeah, I do that.
5
18468
1216
Evet, bunu yapıyorum.
00:31
I sell dreams, and I peddle love
to millions of people back home in India
to millions of people back home in India
6
19708
4896
Hindistan'da beni dünyanın
en iyi aşığı sanan milyonlarca insana
en iyi aşığı sanan milyonlarca insana
00:36
who assume that I'm
the best lover in the world.
the best lover in the world.
7
24628
2256
hayaller satıp, sevgi dağıtıyorum.
00:38
(Laughter)
8
26908
2200
(Kahkahalar)
00:42
If you don't tell anyone,
I'm going to tell you I'm not,
I'm going to tell you I'm not,
9
30068
2656
Kimseye söylemezseniz
öyle olmadığımı belirteceğim
öyle olmadığımı belirteceğim
00:44
but I never let that assumption go away.
10
32748
1936
Ama bu varsayımın yok olmasına da
müsaade etmem.
müsaade etmem.
00:46
(Laughter)
11
34708
1016
(Kahkahalar)
00:47
I've also been made to understand
12
35748
1616
Ayrıca burada
birçoğunuzun
birçoğunuzun
00:49
there are lots of you here
who haven't seen my work,
who haven't seen my work,
13
37388
2456
çalışmalarımı görmediğini
farkettim.
farkettim.
00:51
and I feel really sad for you.
14
39868
1456
ve sizler için çok üzüldüm.
00:53
(Laughter)
15
41348
2416
(Kahkahalar)
00:55
(Applause)
16
43788
2680
(Alkışlar)
Bu benim kendime takıntılı olduğum
gerçeğini değiştirmiyor --
gerçeğini değiştirmiyor --
01:00
That doesn't take away from the fact
that I'm completely self-obsessed,
that I'm completely self-obsessed,
17
48828
3336
tıpkı bir film yıldızının
olması gerektiği gibi.
olması gerektiği gibi.
01:04
as a movie star should be.
18
52188
1256
01:05
(Laughter)
19
53468
1056
(Kahkahalar)
01:06
That's when my friends,
Chris and Juliet called me here
Chris and Juliet called me here
20
54548
3616
Arkadaşlarım Chris ve Juliet
beni buraya
beni buraya
01:10
to speak about the future "you."
21
58188
1566
gelecek ''siz'' hakkında konuşmaya
davet etti.
davet etti.
01:11
Naturally, it follows I'm going
to speak about the present me.
to speak about the present me.
22
59778
2936
Doğal olarak, şu anki ben hakkında
konuşmamla devam edeceğim.
konuşmamla devam edeceğim.
01:14
(Laughter)
23
62738
2320
(Kahkahalar)
Çünkü insanlığın benimle çok
ortak yanı olduğuna inanıyorum.
ortak yanı olduğuna inanıyorum.
01:19
Because I truly believe
that humanity is a lot like me.
that humanity is a lot like me.
24
67268
2776
01:22
(Laughter)
25
70068
1216
(Kahkahalar)
01:23
It is. It is.
26
71308
1376
Öyle. Öyle.
01:24
It's an aging movie star,
27
72708
1520
İnsanlık yaşlanan bir
film yıldızı gibidir.
film yıldızı gibidir.
01:27
grappling with all
the newness around itself,
the newness around itself,
28
75428
2576
Etrafındaki bütün yeniliklerle
boğuşan,
boğuşan,
01:30
wondering whether
it got it right in the first place,
it got it right in the first place,
29
78028
2656
daha önce doğru mu anladı
diye merak eden
diye merak eden
01:32
and still trying to find a way
30
80708
2016
ve hala kayıtsızca parlamaya
devam etmenin
devam etmenin
01:34
to keep on shining regardless.
31
82748
2080
bir yolunu bulmaya çalışan
bir yıldız gibi.
bir yıldız gibi.
01:37
I was born in a refugee colony
in the capital city of India, New Delhi.
in the capital city of India, New Delhi.
32
85708
3360
Ben Hindistan'ın merkezi Yeni Delhi'de
bir mülteci kampında doğdum.
bir mülteci kampında doğdum.
01:41
And my father was a freedom fighter.
33
89948
2496
Babam bir özgürlük savaşçısıydı.
01:44
My mother was, well,
just a fighter like mothers are.
just a fighter like mothers are.
34
92468
3030
Annem de, diğer anneler gibi savaşçıydı.
01:49
And much like the original homo sapiens,
35
97548
3016
İlk insanlardaki gibi,
01:52
we struggled to survive.
36
100588
1640
hayatta kalmak için
çabalıyorduk.
çabalıyorduk.
01:54
When I was in my early 20s,
37
102908
2136
Yirmilerimin başındayken,
01:57
I lost both my parents,
38
105068
1736
İki ebeveynimi de kaybettim,
01:58
which I must admit
seems a bit careless of me now,
seems a bit careless of me now,
39
106828
3336
açıkcası şimdi düşündüğümde bu
beni çok pervasız gösteriyor.
beni çok pervasız gösteriyor.
02:02
but --
40
110188
1296
fakat --
02:03
(Laughter)
41
111508
3000
(Kahkahalar)
02:09
I do remember the night my father died,
42
117028
1896
Babamın öldüğü geceyi hatırlıyorum
02:10
and I remember the driver of a neighbor
who was driving us to the hospital.
who was driving us to the hospital.
43
118948
4896
ve bizi hastaneye götüren komşunun
şoförünü hatırlıyorum.
şoförünü hatırlıyorum.
''ölü insanlar iyi bahşiş bırakmıyor''
gibi birşey mırıldayıp
gibi birşey mırıldayıp
02:15
He mumbled something
about "dead people don't tip so well"
about "dead people don't tip so well"
44
123868
2816
02:18
and walked away into the dark.
45
126708
1440
karanlığın içine yürüyüp
kaybolmuştu.
kaybolmuştu.
02:20
And I was only 14 then,
46
128988
1896
Babamın cansız bedenini
02:22
and I put my father's dead body
in the back seat of the car,
in the back seat of the car,
47
130908
3456
arabanın arkasına koyduğumda
daha 14 yaşındaydım,
daha 14 yaşındaydım,
02:26
and my mother besides me,
48
134388
1216
ve annemi de yanıma
alarak
alarak
02:27
I started driving back
from the hospital to the house.
from the hospital to the house.
49
135628
2576
Hastaneden eve doğru
sürmeye başladım.
sürmeye başladım.
02:30
And in the middle of her quiet crying,
my mother looked at me and she said,
my mother looked at me and she said,
50
138228
3616
Sessiz ağlamasının ortasında
annem bana bakarak dedi ki:
annem bana bakarak dedi ki:
02:33
"Son, when did you learn to drive?"
51
141868
1800
''Oğlum, araba kullanmayı ne
zaman öğrendin?''
zaman öğrendin?''
02:38
And I thought about it
and realized, and I said to my mom,
and realized, and I said to my mom,
52
146028
3256
O an durumu farkettim ve anneme
dedim ki:
dedim ki:
02:41
"Just now, Mom."
53
149308
1296
''Şimdi, anne.''
02:42
(Laughter)
54
150628
2256
(Kahkahalar)
02:44
So from that night onwards,
55
152908
1536
O geceden sonra,
02:46
much akin to humanity in its adolescence,
56
154468
2696
insanlığın ilk çağlarındakine
benzer şekilde
benzer şekilde
02:49
I learned the crude tools of survival.
57
157188
3320
hayatta kalmanın ham
yöntemlerini öğrendim.
yöntemlerini öğrendim.
02:53
And the framework of life was
very, very simple then, to be honest.
very, very simple then, to be honest.
58
161148
3656
Dürüst olmak gerekirse, hayatın sistemi
o zamanlar çok çok basitti.
o zamanlar çok çok basitti.
02:56
You know, you just ate what you got
59
164828
2976
Bilirsiniz, neye sahipseniz onu yersiniz
02:59
and did whatever you were told to do.
60
167828
1816
ve ne yapmanız söylendiyse
onu yapıyorsunuz.
onu yapıyorsunuz.
03:01
I thought celiac was a vegetable,
61
169668
3336
Çölyakın sebze olduğunu düşünürdüm
03:05
and vegan, of course, was Mr. Spock's
lost comrade in "Star Trek."
lost comrade in "Star Trek."
62
173028
4536
ve vegan, tabiki, Star trek'teki
Mr.Spock'un kayıp dostuydu.
Mr.Spock'un kayıp dostuydu.
03:09
(Laughter)
63
177588
1096
(Kahkahalar)
03:10
You married the first girl that you dated,
64
178708
2976
İlk randevulaştığın kız
ile evlenirdin
ile evlenirdin
03:13
and you were a techie if you could fix
the carburetor in your car.
the carburetor in your car.
65
181708
3840
ve arabandaki karbüratörü
tamir edebildiysen teknikersin.
tamir edebildiysen teknikersin.
03:19
I really thought that gay was
a sophisticated English word for happy.
a sophisticated English word for happy.
66
187108
3480
Gay kelimesinin mutlu anlamında
entel bir İngiliz kelimesi sanırdım.
entel bir İngiliz kelimesi sanırdım.
03:23
And Lesbian, of course, was the capital
of Portugal, as you all know.
of Portugal, as you all know.
67
191828
3256
Ve Lezbiyen, tabii ki, hepinizin bildiği
gibi Portekiz'in başkenti.
gibi Portekiz'in başkenti.
03:27
(Laughter)
68
195108
1256
(Kahkahalar)
03:28
Where was I?
69
196388
1200
Neredeydim ?
03:32
We relied on systems
70
200708
2336
Bizden öncekilerin zahmetle
03:35
created through the toil and sacrifice
of generations before
of generations before
71
203068
3696
ve fedakarlıklarıyla
oluşturdukları sistemlere
oluşturdukları sistemlere
03:38
to protect us,
72
206788
1456
bel bağlıyoruz
03:40
and we felt that governments
actually worked for our betterment.
actually worked for our betterment.
73
208268
3656
ve devletlerimizin bizim ihyamız için
çalıştığını düşünüyorduk.
çalıştığını düşünüyorduk.
03:43
Science was simple and logical,
74
211948
1936
Bilim basit ve mantıklıydı,
03:45
Apple was still then just a fruit
75
213908
2320
O zamanlar elma sadece bir meyveydi
03:49
owned by Eve first and then Newton,
76
217308
1936
--ilk olarak Havva sonra Newton
tarafından sahiplenilmiş,
tarafından sahiplenilmiş,
03:51
not by Steve Jobs, until then.
77
219268
2336
yani Steve Jobs tarafından değil.
03:53
And "Eureka!" was what you screamed
78
221628
1696
Ve ''Evreka!'' sokaklarda çıplak koşmak
istediğinizde
istediğinizde
03:55
when you wanted
to run naked on the streets.
to run naked on the streets.
79
223348
2200
bağırdığınız bir kelimeydi.
03:58
You went wherever life took you for work,
80
226228
3616
Hayat sizi çalışmak için nereye götürürse
oraya giderdiniz,
oraya giderdiniz,
04:01
and people were mostly welcoming of you.
81
229868
2080
ve insanlar genellikle sizi
samimi karşılardı.
samimi karşılardı.
04:04
Migration was a term then
82
232588
1976
O zamanlar göçmelik
bir terimdi,
bir terimdi,
04:06
still reserved for Siberian cranes,
not human beings.
not human beings.
83
234588
2560
ve sadece ak turnalar için kullanılırdı,
insanoğlu için değil.
insanoğlu için değil.
04:09
Most importantly, you were who you were
84
237988
2856
Daha önemlisi, kimsen oydun
04:12
and you said what you thought.
85
240868
1840
ve düşündüğünü söyledin.
04:15
Then in my late 20s,
86
243388
1256
Yirmilerimin sonunda,
04:16
I shifted to the sprawling
metropolis of Mumbai,
metropolis of Mumbai,
87
244668
3736
gelişen metropolis
Mumbai'ye geçtim,
Mumbai'ye geçtim,
04:20
and my framework,
88
248428
1336
ve benim bakış açım da,
04:21
like the newly industrialized
aspirational humanity,
aspirational humanity,
89
249788
3296
yeni endüstrileşmeye başlayan
hayalperest insanoğlu gibi,
hayalperest insanoğlu gibi,
04:25
began to alter.
90
253108
1200
değişmeye başladı.
04:26
In the urban rush for a new,
more embellished survival,
more embellished survival,
91
254948
2600
Kent yeniliğe koşarken, daha
süslü bir kurtuluş ararken,
süslü bir kurtuluş ararken,
bazı şeyler daha değişik
görünmeye başladı.
görünmeye başladı.
04:30
things started to look a little different.
92
258387
2017
04:32
I met people who had descended
from all over the world,
from all over the world,
93
260428
2800
Dünyanın her yerinden gelen
insanlarla tanıştım,
insanlarla tanıştım,
04:36
faces, races, genders, money-lenders.
94
264148
3216
yüzler, ırklar, cinsiyetler, tefeciler.
04:39
Definitions became more and more fluid.
95
267388
2120
Tanımlamalar daha çok
akışkan hale gelmeye başladı.
akışkan hale gelmeye başladı.
04:42
Work began to define you at that time
96
270268
2360
İşiniz sizi tanımlar olmuştu.
04:45
in an overwhelmingly equalizing manner,
97
273388
2656
Hem de eşitleyen bir biçimde
04:48
and all the systems
started to feel less reliable to me,
started to feel less reliable to me,
98
276068
2856
ve böylece sistemlerimiz
bana daha az güvenilir görünür oldu.
bana daha az güvenilir görünür oldu.
04:50
almost too thick to hold on
99
278948
3136
Sanki insan türünün çeşitliliğini ve
04:54
to the diversity of mankind
100
282108
1976
insanoğlunun ihtiyacı olan gelişim
ve büyümeyi
ve büyümeyi
04:56
and the human need to progress and grow.
101
284108
2040
neredeyse barındıramayacak kadar
kalın bir kalıp gibi.
kalın bir kalıp gibi.
04:59
Ideas were flowing
with more freedom and speed.
with more freedom and speed.
102
287508
2920
Fikirler daha özgür ve hızla
akıyordu.
akıyordu.
05:03
And I experienced the miracle
of human innovation and cooperation,
of human innovation and cooperation,
103
291388
5336
Ve ben insanoğlunun işbirliğinin
ve inovasyonunun mucizesini deneyimledim.
ve inovasyonunun mucizesini deneyimledim.
05:08
and my own creativity,
104
296748
1416
Kendi yaratıclığımın,
05:10
when supported by the resourcefulness
of this collective endeavor,
of this collective endeavor,
105
298188
4496
kolektif çabanın becerikliliği
tarafından desteklendiğinde,
tarafından desteklendiğinde,
05:14
catapulted me into superstardom.
106
302708
1840
beni şöhrete doğru fırlattı.
05:17
I started to feel that I had arrived,
107
305148
2416
Vardığımı hissetmeye başladım
05:19
and generally, by the time I was 40,
I was really, really flying.
I was really, really flying.
108
307588
3496
ve sanırım 40 yaşıma geldiğimde,
gerçekten, gerçekten uçuyordum.
gerçekten, gerçekten uçuyordum.
05:23
I was all over the place.
109
311108
1256
Her yerdeydim.
05:24
You know? I'd done 50 films by then
110
312388
2016
Biliyor musunuz? O zamana
kadar 50 film,
kadar 50 film,
05:26
and 200 songs,
111
314428
1600
ve 200 şarkı yapmıştım.
05:28
and I'd been knighted by the Malaysians.
112
316788
2256
Ve Malezya'dan
şövalyelik nişanı almıştım.
şövalyelik nişanı almıştım.
05:31
I had been given the highest civil honor
by the French government,
by the French government,
113
319068
3296
Fransız hükümeti tarafından en yüksek
sivil onura layık görüldüm,
sivil onura layık görüldüm,
05:34
the title of which for the life of me
I can't pronounce even until now.
I can't pronounce even until now.
114
322388
3336
ki bu sıfatı şimdiye kadar telaffuz
edemedim.
edemedim.
05:37
(Laughter)
115
325748
1056
(Kahkahalar)
05:38
I'm sorry, France, and thank you,
France, for doing that.
France, for doing that.
116
326828
3416
Üzgünüm Fransa, ve teşekkür ederim
Fransa, bunu yaptığınız için.
Fransa, bunu yaptığınız için.
05:42
But much bigger than that,
I got to meet Angelina Jolie --
I got to meet Angelina Jolie --
117
330268
3336
Fakat ondan da büyük olarak,
Angelina Jolie ile tanıştım.
Angelina Jolie ile tanıştım.
05:45
(Laughter)
118
333628
2736
(Kahkahalar)
05:48
for two and a half seconds.
119
336388
1496
iki buçuk dakikalığına.
05:49
(Laughter)
120
337908
1296
(Kahkahalar)
05:51
And I'm sure she also remembers
that encounter somewhere.
that encounter somewhere.
121
339228
2696
Ve bir yerde karşılaştığımızı
hatırladığından eminim.
hatırladığından eminim.
05:53
OK, maybe not.
122
341948
1216
Tamam, belki hatırlamıyordur.
05:55
And I sat next to Hannah Montana
on a round dinner table
on a round dinner table
123
343188
3536
Ve yuvarlak bir masanın etrafında
Hannah Montana'nın yanına oturdum,
Hannah Montana'nın yanına oturdum,
05:58
with her back towards me most of the time.
124
346748
2040
ki çoğu zaman sırtı bana dönüktü.
06:01
Like I said, I was flying,
from Miley to Jolie,
from Miley to Jolie,
125
349588
2240
Dediğim gibi, uçuyordum,
Miley'den Jolie'ye
Miley'den Jolie'ye
06:04
and humanity was soaring with me.
126
352748
3256
ve insanlık benimle birlikte
yükseliyordu.
yükseliyordu.
06:08
We were both pretty much
flying off the handle, actually.
flying off the handle, actually.
127
356028
2680
Aslında ikimiz de kontrolü
kaybediyorduk.
kaybediyorduk.
06:11
And then you all know what happened.
128
359268
1720
Hepiniz sonra
ne olduğunu biliyorsunuz.
ne olduğunu biliyorsunuz.
06:13
The internet happened.
129
361508
1240
İnternet oldu.
06:15
I was in my late 40s,
130
363748
1936
Kırklarımın sonundaydım,
06:17
and I started tweeting
like a canary in a birdcage
like a canary in a birdcage
131
365708
2640
kuş kafesindeki bir kanarya gibi
tweet atmaya başladım.
tweet atmaya başladım.
06:21
and assuming that, you know,
people who peered into my world
people who peered into my world
132
369268
2976
ve farzedelim ki, bilirsiniz,
benim hayatıma dikkatle bakanlar
benim hayatıma dikkatle bakanlar
06:24
would admire it
133
372268
1256
inandığım mucizeye
06:25
for the miracle I believed it to be.
134
373548
2096
hayran olacaktır.
06:27
But something else
awaited me and humanity.
awaited me and humanity.
135
375668
2200
Fakat beni ve insanlığı
farklı birşey bekliyordu.
farklı birşey bekliyordu.
06:30
You know, we had expected
an expansion of ideas and dreams
an expansion of ideas and dreams
136
378748
4896
Bilirsiniz, dünyanın bağlılığını
güçlendirecek fikirlerin ve
güçlendirecek fikirlerin ve
06:35
with the enhanced
connectivity of the world.
connectivity of the world.
137
383668
2600
hayallerin genişlemesini
bekliyorduk.
bekliyorduk.
06:39
We had not bargained
for the village-like enclosure of thought,
for the village-like enclosure of thought,
138
387028
6480
Özgürlükleri ve devrimleri doğuran
yerden,
yerden,
düşüncelerin köreldiği, kırsallaşan
ve yadırgayan
ve yadırgayan
06:46
of judgment, of definition
139
394708
2016
bir düşünce yapısının
06:48
that flowed from the same place
140
396748
2136
06:50
that freedom and revolution
was taking place in.
was taking place in.
141
398908
2240
yaygınlaşmasını beklemiyorduk.
06:54
Everything I said took a new meaning.
142
402508
1762
Söylediğim herşey yeni bir anlam kazandı.
06:56
Everything I did -- good, bad, ugly --
143
404908
1960
Yaptığım herşey-- iyi,kötü,çirkin--
06:59
was there for the world
to comment upon and judge.
to comment upon and judge.
144
407828
3336
tüm dünyanın hakkında yorum yapması ve
yargılaması için oradaydı.
yargılaması için oradaydı.
07:03
As a matter of fact,
everything I didn't say or do also
everything I didn't say or do also
145
411188
2600
Gerçek şu ki,
söylemediğim veya yapmadığım
söylemediğim veya yapmadığım
07:06
met with the same fate.
146
414588
1200
şeyler de aynı kaderle karşılaştı.
07:08
Four years ago,
147
416708
1200
Dörrt yıl önce,
07:10
my lovely wife Gauri and me
decided to have a third child.
decided to have a third child.
148
418948
3960
sevgili karım Gauri'yle üçüncü
çocuğumuza sahip olmaya karar verdik.
çocuğumuza sahip olmaya karar verdik.
07:15
It was claimed on the net
149
423988
1680
İnternette, bunun 15 yaşında olan
07:18
that he was the love child
150
426788
2096
ilk çocuğumuzun
07:20
of our first child
151
428908
1200
gayri meşru çocuğu olduğu
07:22
who was 15 years old.
152
430708
1280
iddia edildi.
07:24
Apparently, he had sown
his wild oats with a girl
his wild oats with a girl
153
432788
3096
Belli ki,arabasını Romanya'ya
sürerken,
sürerken,
07:27
while driving her car in Romania.
154
435908
2200
oğlum vahşi yulaflarını
kızla ekmiş.
kızla ekmiş.
07:30
And yeah, there was
a fake video to go with it.
a fake video to go with it.
155
438988
2200
Ve evet, bunu gösteren
sahte bir video da vardı.
sahte bir video da vardı.
07:33
And we were so disturbed as a family.
156
441628
1816
Biz aile olarak çok rahatsız
olmuştuk.
olmuştuk.
07:35
My son, who is 19 now,
157
443468
1256
Şimdi 19 yaşında olan oğlum,
07:36
even now when you say "hello" to him,
158
444748
1816
şimdi bile ''merhaba''dediğinizde
07:38
he just turns around and says,
159
446588
1456
etrafına dönüyor ve
07:40
"But bro, I didn't even have
a European driving license."
a European driving license."
160
448068
2696
''Fakat kardeşim, benim Avrupalı
ehliyetim bile yok.'' diyor.
ehliyetim bile yok.'' diyor.
07:42
(Laughter)
161
450788
2456
(Kahkahalar)
07:45
Yeah.
162
453268
1280
Evet.
07:47
In this new world,
163
455028
1696
Bu yeni dünyada,
07:48
slowly, reality became virtual
and virtual became real,
and virtual became real,
164
456748
3376
yavaşça, gerçeklik yapaylığa ve
yapaylık ise gerçeğe dönüyor.
yapaylık ise gerçeğe dönüyor.
07:52
and I started to feel
165
460148
1656
Ve ben artık gerçekte olmak
istediğim kişi olamayacağımı
istediğim kişi olamayacağımı
07:53
that I could not be who I wanted to be
or say what I actually thought,
or say what I actually thought,
166
461828
3536
ya da gerçekten düşündüğümü
söyleyemeyeceğimi
söyleyemeyeceğimi
07:57
and humanity at this time
167
465388
1800
ve artık insanlığın
tamamen benimle tanımlandığını
hissetmeye başladım.
hissetmeye başladım.
08:00
completely identified with me.
168
468308
1936
08:02
I think both of us
were going through our midlife crisis,
were going through our midlife crisis,
169
470268
3000
Bence ikimiz de ortayaş
sendromumuzu yaşıyorduk
sendromumuzu yaşıyorduk
08:06
and humanity, like me,
was becoming an overexposed prima donna.
was becoming an overexposed prima donna.
170
474308
4096
ve insanlık da, benim gibi,
kaprisli bir diva oluyordu.
kaprisli bir diva oluyordu.
08:10
I started to sell everything,
171
478428
1696
Herşeyi satmaya başladım,
08:12
from hair oil to diesel generators.
172
480148
2896
saç yağlarından dizel jeneratörlere kadar.
08:15
Humanity was buying everything
173
483068
2016
İnsanlık ham petrolden nükleer reaktöre
08:17
from crude oil to nuclear reactors.
174
485108
2376
kadar herşeyi satın alıyordu.
08:19
You know, I even tried
to get into a skintight superhero suit
to get into a skintight superhero suit
175
487508
3976
Bilirsiniz, kendimi yenilemek için
o dar süper kahraman
o dar süper kahraman
08:23
to reinvent myself.
176
491508
2040
kıyafetlerine girmeyi
bile denedim.
bile denedim.
Acınası bir şekilde başarısız olduğumu
itiraf etmem gerek.
itiraf etmem gerek.
08:26
I must admit I failed miserably.
177
494268
1960
08:29
And just an aside I want to say
on behalf of all the Batmen, Spider-Men
on behalf of all the Batmen, Spider-Men
178
497028
5016
Bir yandan bütün Batmenlerin, Örümcek
Adamlarının ve süpermenleri adına da
Adamlarının ve süpermenleri adına da
08:34
and Supermen of the world,
179
502068
2096
şunu söylemek istiyorum ki
08:36
you have to commend them,
180
504188
1856
onları takdir etmelisiniz,
08:38
because it really hurts in the crotch,
that superhero suit.
that superhero suit.
181
506068
2776
çünkü kahraman kostümünün
pantolon ağı kısmı gerçekten acıtıyor.
pantolon ağı kısmı gerçekten acıtıyor.
08:40
(Laughter)
182
508868
1056
(Kahkahalar)
08:41
Yeah, I'm being honest.
I need to tell you this here.
I need to tell you this here.
183
509948
2480
Evet, dürüstüm.
Bunu burada söylemem gerekiyor.
Bunu burada söylemem gerekiyor.
08:45
Really.
184
513948
1216
Gerçekten.
08:47
And accidentally, I happened
to even invent a new dance form
to even invent a new dance form
185
515188
3536
Ve kazara, farketmediğim
ve o da haline gelen
ve o da haline gelen
08:50
which I didn't realize,
and it became a rage.
and it became a rage.
186
518748
2135
yeni bir dans şekli oluşturmuş
oldum.
oldum.
08:52
So if it's all right,
187
520907
1216
Beni gördünüz,
utanmaz biriyim,
utanmaz biriyim,
08:54
and you've seen a bit of me,
so I'm quite shameless, I'll show you.
so I'm quite shameless, I'll show you.
188
522147
3177
bu yüzden izninizle
gösteriyorum.
gösteriyorum.
08:57
It was called the Lungi dance.
189
525348
1456
Buna Lungi dansı diyordular.
08:58
So if it's all right, I'll just show you.
I'm talented otherwise.
I'm talented otherwise.
190
526828
3096
Eğer sorun yoksa, size göstermek istiyorum.
Farklı bir şekilde yetenekliyim.
Farklı bir şekilde yetenekliyim.
09:01
(Cheers)
191
529948
1216
(Alkışlar)
09:03
So it went something like this.
192
531188
2080
Şunun gibi birşeydi:
09:05
Lungi dance. Lungi dance.
Lungi dance. Lungi dance.
Lungi dance. Lungi dance.
193
533868
2416
Lungi dansı. Lungi dansı.
Lungi dansı. Lungi dansı.
Lungi dansı. Lungi dansı.
09:08
Lungi dance. Lungi dance.
Lungi dance. Lungi dance.
Lungi dance. Lungi dance.
194
536308
2416
Lungi dansı. Lungi dansı.
Lungi dansı. Lungi dansı.
Lungi dansı. Lungi dansı.
09:10
Lungi dance. Lungi dance.
Lungi dance. Lungi.
Lungi dance. Lungi.
195
538748
2656
Lungi dansı. Lungi dansı.
Lungi dansı. Lungi.
Lungi dansı. Lungi.
09:13
That's it. It became a rage.
196
541428
1656
Bu kadar. Bu Moda oldu.
09:15
(Cheers)
197
543108
1296
(Alkışlar)
09:16
It really did.
198
544428
1200
Gerçekten oldu.
09:19
Like you notice, nobody could make
any sense of what was happening except me,
any sense of what was happening except me,
199
547948
3656
Farkettiğiniz gibi, benim
haricimde kimse ne olduğunu anlamadı
haricimde kimse ne olduğunu anlamadı
09:23
and I didn't give a damn, really,
200
551628
1616
ve benim de umurumda olmadı,
gerçekten,
gerçekten,
09:25
because the whole world,
and whole humanity,
and whole humanity,
201
553268
2216
çünkü bütün dünya ve
insanlık
insanlık
09:27
seemed as confused and lost as I was.
202
555508
1920
benim olduğum kadar kafası
karışmış ve kaybolmuş görünüyordu.
karışmış ve kaybolmuş görünüyordu.
09:30
I didn't give up then.
203
558548
1256
O zaman pes etmedim.
09:31
I even tried to reconstruct
my identity on the social media
my identity on the social media
204
559828
2776
Hatta diğer insanların
yaptığı gibi
yaptığı gibi
09:34
like everyone else does.
205
562628
1256
sosyal medyada kişiliğimi tekrardan
inşa etmeyi denedim.
inşa etmeyi denedim.
09:35
I thought if I put on
philosophical tweets out there
philosophical tweets out there
206
563908
2736
Eğer filozofik tweetler
atarsam
atarsam
09:38
people will think I'm with it,
207
566668
1576
insanlar hala trend olduğumu
düşüneceğini düşündüm,
düşüneceğini düşündüm,
09:40
but some of the responses I got
from those tweets
from those tweets
208
568268
2576
fakat o tweetlerden aldığım bazı
cevaplar
cevaplar
09:42
were extremely confusing acronyms
which I didn't understand. You know?
which I didn't understand. You know?
209
570868
3336
anlamadığım, kafa karıştıran akronimlerdi.
Biliyor musunuz?
Biliyor musunuz?
09:46
ROFL, LOL.
210
574228
2056
ROFL, LOL.
09:48
"Adidas," somebody wrote back
to one of my more thought-provoking tweets
to one of my more thought-provoking tweets
211
576308
4296
Biri çok düşünülmüş kışkırtıcı
tweetlerime ''Adidas,'' diye cevap yazdı,
tweetlerime ''Adidas,'' diye cevap yazdı,
09:52
and I was wondering
why would you name a sneaker,
why would you name a sneaker,
212
580628
2336
ve tenis ayakkabısına neden
bu isim verildiğini,
bu isim verildiğini,
09:54
I mean, why would you write back
the name of a sneaker to me?
the name of a sneaker to me?
213
582988
2896
daha doğrusu, neden bana bir ayakkabı
ismiyle cevap verirdin ki?
ismiyle cevap verirdin ki?
09:57
And I asked my 16-year-old daughter,
and she enlightened me.
and she enlightened me.
214
585908
2856
16 yaşındaki kızıma sordum ve beni
aydınlattı.
aydınlattı.
10:00
"Adidas" now means
"All day I dream about sex."
"All day I dream about sex."
215
588788
2960
''Adidas'' artık ''Bütün gün seks
hakkında düşünüyorum'' demekmiş.
hakkında düşünüyorum'' demekmiş.
10:04
(Laughter)
216
592308
2256
(Kahkahalar)
10:06
Really.
217
594588
1296
Gerçekten.
10:07
I didn't know if you know that.
218
595908
1496
Biliyor muydunuz bilmiyorum.
10:09
So I wrote back,
"WTF" in bold to Mr. Adidas,
"WTF" in bold to Mr. Adidas,
219
597428
4576
Gizlice bazı akronimlerin değişmeyeceğine
müteşekkir bir şekilde inanarak
müteşekkir bir şekilde inanarak
10:14
thanking secretly that some acronyms
and things won't change at all.
and things won't change at all.
220
602028
4440
Mrs.Adidas'a koyu harflerle
cevap verdim ''WTF.''
cevap verdim ''WTF.''
10:19
WTF.
221
607188
1200
WTF.
10:22
But here we are.
222
610188
1320
Fakat işte buradayız.
Size söylediğim gibi,
51 yaşındayım.
51 yaşındayım.
10:24
I am 51 years old, like I told you,
223
612388
1696
10:26
and mind-numbing acronyms notwithstanding,
224
614108
3576
Can sıkıcı akronimlere rağmen,
10:29
I just want to tell you
225
617708
1296
size sadece şunu
söylemek istiyorum:
söylemek istiyorum:
10:31
if there has been a momentous time
for humanity to exist,
for humanity to exist,
226
619028
3216
eğer insanlığın var olması için
mühim bir an varsa
mühim bir an varsa
10:34
it is now,
227
622268
1616
o da şu an,
10:35
because the present you is brave.
228
623908
2240
çünkü şu anki siz cesurdur.
10:39
The present you is hopeful.
229
627308
1336
Şimdiki siz umut dolu.
10:40
The present you
is innovative and resourceful,
is innovative and resourceful,
230
628668
3296
Şimdiki siz yenilikçi
ve becerikli,
ve becerikli,
10:43
and of course, the present you
is annoyingly indefinable.
is annoyingly indefinable.
231
631988
3240
ve tabiki, şimdiki siz rahatsız
edici şekilde tanımsız.
edici şekilde tanımsız.
10:48
And in this spell-binding,
232
636308
1640
Bu muhteşem ve
10:50
imperfect moment of existence,
233
638788
1936
kusurlu varoluş anında,
10:52
feeling a little brave
just before I came here,
just before I came here,
234
640748
2576
buraya gelmeden az önce
daha az cesur hissediyordum.
daha az cesur hissediyordum.
10:55
I decided to take
a good, hard look at my face.
a good, hard look at my face.
235
643348
3000
Cesur bir şekilde yüzüme bakmaya
karar verdim
karar verdim
ve fark ettim ki, giderek
Madame Tussauds'daki
Madame Tussauds'daki
10:59
And I realized that I'm beginning
to look more and more
to look more and more
236
647668
3656
11:03
like the wax statue of me
at Madame Tussaud's.
at Madame Tussaud's.
237
651348
2416
balmumu heykelime daha çok
benzediğimi farkettim.
benzediğimi farkettim.
11:05
(Laughter)
238
653788
2256
(Kahkahalar)
11:08
Yeah, and in that moment of realization,
239
656068
2496
Evet, o farkındalık anında,
11:10
I asked the most central
and pertinent question to humanity and me:
and pertinent question to humanity and me:
240
658588
4240
kendim ve insanlık için en mühim
soruyu sordum:
soruyu sordum:
11:16
Do I need to fix my face?
241
664268
1880
Yüzümü gerdirmeli miyim?
11:19
Really. I'm an actor, like I told you,
242
667388
3336
Gerçekten. Dediğim gibi ben bir aktörüm,
11:22
a modern expression of human creativity.
243
670748
3376
insan yaratıcılığının modern ifadesiyim.
11:26
The land I come from
244
674148
1536
Geldiğim topraklar
11:27
is the source of inexplicable
but very simple spirituality.
but very simple spirituality.
245
675708
4960
açıklanamaz fakat basit bir
dinselliğin kaynağı.
dinselliğin kaynağı.
11:33
In its immense generosity,
246
681868
1680
Bu büyük cömertlikte,
11:36
India decided somehow
247
684388
2736
her nasılsa Hindistan
11:39
that I, the Muslim son
of a broke freedom fighter
of a broke freedom fighter
248
687148
3976
hayal satma işine cesaret etmiş
11:43
who accidentally ventured
into the business of selling dreams,
into the business of selling dreams,
249
691148
3840
fakir bir müslüman özgürlük
savaşçısının oğlu olan beni,
savaşçısının oğlu olan beni,
11:47
should become its king of romance,
250
695908
3920
romantizminin kralı,
11:52
the "Badhshah of Bollywood,"
251
700828
2360
Bollywood'un padişahı,
11:55
the greatest lover
the country has ever seen ...
the country has ever seen ...
252
703868
2760
ülkenin şimdiye kadar gördüğü en iyi
aşığı olmasına
aşığı olmasına
karar verdi... hem de bu yüz ile.
11:59
with this face.
253
707508
1200
12:01
Yeah.
254
709228
1216
Evet.
12:02
(Laughter)
255
710468
1096
(Kahkahalar)
12:03
Which has alternately
been described as ugly, unconventional,
been described as ugly, unconventional,
256
711588
2896
Kaldı ki yüzüm sırasıyla çirkin,
alışılmadık, ilginç
alışılmadık, ilginç
12:06
and strangely, not chocolatey enough.
257
714508
1816
ve yeterince çikolata olmayan
olarak tarif edildi.
olarak tarif edildi.
12:08
(Laughter)
258
716348
2880
(Kahkahalar)
12:13
The people of this ancient land
259
721668
2336
Bu antik toprağın insanları
12:16
embraced me in their limitless love,
260
724028
2416
beni limitsiz sevgileri ile kucakladılar,
12:18
and I've learned from these people
261
726468
1680
ve bu insanlardan ne gücün
12:21
that neither power nor poverty
262
729028
2360
ne de sefaletin
12:24
can make your life more magical
263
732228
1696
hayatınızı daha fevkalade veya
12:25
or less tortuous.
264
733948
1280
daha az acı verici yapabildiğini
öğrendim.
öğrendim.
12:27
I've learned from the people of my country
265
735948
2616
Ülkemin insanlarından
12:30
that the dignity of a life,
266
738588
2096
hayatı asıl değerli kılan şeyin
12:32
a human being, a culture,
a religion, a country
a religion, a country
267
740708
3600
insanlığın, kültürün,
dinin,ülkenin kıymetinin , aslında
dinin,ülkenin kıymetinin , aslında
12:37
actually resides in its ability
268
745348
1880
lütuf ve incelik yetisine
12:40
for grace and compassion.
269
748388
1440
bağlı olduğunu öğrendim.
12:42
I've learned that whatever moves you,
270
750508
2080
Seni duygulandıran her neyse,
12:45
whatever urges you to create, to build,
271
753268
2696
seni yaratmaya, inşa etmeye teşvik
eden her neyse,
eden her neyse,
12:47
whatever keeps you from failing,
272
755988
1656
seni başarısız olmaktan
alıkoyan her neyse
alıkoyan her neyse
12:49
whatever helps you survive,
273
757668
2256
senin hayatta kalmana
yardım eden her neyse
yardım eden her neyse
12:51
is perhaps the oldest and the simplest
emotion known to mankind,
emotion known to mankind,
274
759948
4376
bunun büyük ihtimalle insanın bildiği
en eski ve basit duygu olduğunu öğrendim.
en eski ve basit duygu olduğunu öğrendim.
12:56
and that is love.
275
764348
1880
Bunun adı, aşk.
12:59
A mystic poet from my land famously wrote,
276
767508
2896
Topraklarımda ünlü olan mistik
bir şair şöyle yazmış,
bir şair şöyle yazmış,
13:02
(Recites poem in Hindi)
277
770428
1166
(Şiiri Hintçe söyler)
13:13
(Poem ends)
278
781108
1656
(Şiir sona erer)
13:14
Which loosely translates
into that whatever --
into that whatever --
279
782788
2576
Ki en yakın çevirisi ise--
13:17
yeah, if you know Hindi,
please clap, yeah.
please clap, yeah.
280
785388
2076
evet, eğer Hintçe biliyorsanız,
lütfen alkışlayın, evet.
lütfen alkışlayın, evet.
13:19
(Applause)
281
787488
1436
(Alkışlar)
13:20
It's very difficult to remember.
282
788948
1524
Hatırlaması çok zor.
13:23
Which loosely translates
into actually saying
into actually saying
283
791428
2576
En yakın çevirisinde diyor ki:
13:26
that all the books of knowledge
that you might read
that you might read
284
794028
2456
okumuş olabileceği tüm
ilim kitaplarını okuyup
ilim kitaplarını okuyup
13:28
and then go ahead
and impart your knowledge
and impart your knowledge
285
796508
2896
sonunda bu bilgiyle
yenilikçiliğe, yaratıcılığa,
yenilikçiliğe, yaratıcılığa,
13:31
through innovation,
through creativity, through technology,
through creativity, through technology,
286
799428
3336
teknolojiye yol açsa da
insanoğlunun
insanoğlunun
13:34
but mankind will never be
the wiser about its future
the wiser about its future
287
802788
3136
kendi geleceği hakkında sevgi ve
yoldaşlarına olan şefkati
yoldaşlarına olan şefkati
13:37
unless it is coupled with a sense of love
and compassion for their fellow beings.
and compassion for their fellow beings.
288
805948
6120
olmadıkça insanların daha
akıllı olmayacağını söylüyor.
akıllı olmayacağını söylüyor.
13:44
The two and a half alphabets
which form the word "प्रेम,"
which form the word "प्रेम,"
289
812708
3576
''Sevgi'' anlamına gelen,
13:48
which means "love,"
290
816308
1416
iki ve bir yarım harften oluşan
"प्रेम," kelimesini,
"प्रेम," kelimesini,
13:49
if you are able to understand that
291
817748
1896
eğer anlayabilirseniz
13:51
and practice it,
292
819668
1576
ve pratik ederseniz
13:53
that itself is enough
to enlighten mankind.
to enlighten mankind.
293
821268
3200
bu insanlığı aydınlatmaya
yetecektir.
yetecektir.
13:57
So I truly believe the future "you"
294
825308
1880
Gelecek ''sizin'' seven siz olmak
14:00
has to be a you that loves.
295
828148
1680
zorunda olduğuna inanıyorum.
14:02
Otherwise it will cease to flourish.
296
830628
2040
Aksi halde ilerlemesi duracak.
14:05
It will perish in its own self-absorption.
297
833628
3360
Kendi öz soğurumunda kaybolacak.
14:10
So you may use your power
298
838508
1440
Gücünüzü duvar örmede
14:12
to build walls
299
840668
1696
ve insanları dışlamakta
14:14
and keep people outside,
300
842388
1440
kullanabilirsiniz, ya da
duvarları yıkmak
duvarları yıkmak
14:17
or you may use it to break barriers
and welcome them in.
and welcome them in.
301
845148
3800
ve insanları içeri buyurmakta
kullanabilirsiniz.
kullanabilirsiniz.
14:22
You may use your faith
302
850028
1776
İnancınızı insanları korkutmakta
14:23
to make people afraid
303
851828
1440
ve tevazuyla ürkütmekte
14:26
and terrify them into submission,
304
854348
1760
kullanabilirsiniz veya
14:29
or you can use it
to give courage to people
to give courage to people
305
857228
2456
insanları aydınlanmanın en yükseğine
çıkabilsinler diye
çıkabilsinler diye
14:31
so they rise to the greatest
heights of enlightenment.
heights of enlightenment.
306
859708
3736
yüreklendirmekte kullanabilirsiniz.
14:35
You can use your energy
307
863468
1936
Enerjinizi nükleer bomba yapmaya
ve yıkımın karanlığını
ve yıkımın karanlığını
14:37
to build nuclear bombs
and spread the darkness of destruction,
and spread the darkness of destruction,
308
865428
3336
yaymak için kullanabilirsiniz,
14:40
or you can use it to spread
the joy of light to millions.
the joy of light to millions.
309
868788
3760
yada ışığın neşesini milyonlara
yaymak için kullanabilirsiniz.
yaymak için kullanabilirsiniz.
14:45
You may filthy up the oceans callously
and cut down all the forests.
and cut down all the forests.
310
873548
4016
Duyarsızca okyanusları kirletebilirsiniz
ve bütün ormanları kesebilirsiniz.
ve bütün ormanları kesebilirsiniz.
14:49
You can destroy the ecology,
311
877588
2416
Ekolojiyi yok edebilirsiniz,
14:52
or turn to them with love
312
880028
2176
ya da onları sevgi ile dönüştürebilir,
14:54
and regenerate life
from the waters and trees.
from the waters and trees.
313
882228
2240
ve sulardan ve ağaçlardan yeniden
hayat oluşturabilirsiniz.
hayat oluşturabilirsiniz.
14:57
You may land on Mars
314
885468
1776
Mars'a ayak basabilirsiniz,
14:59
and build armed citadels,
315
887268
1760
ve zırhlı kaleler inşa edebilirsiniz,
15:02
or you may look for life-forms and species
to learn from and respect.
to learn from and respect.
316
890668
4920
ya da canlıları ve türlerini öğrenmek
ve saygı duymak için arayabilirsiniz.
ve saygı duymak için arayabilirsiniz.
15:08
And you can use
all the moneys we all have earned
all the moneys we all have earned
317
896428
3736
Ve kazandığımız bütün parayı
15:12
to wage futile wars
318
900188
1560
anlamsız savaşları başlatmak
15:15
and give guns in the hands
of little children
of little children
319
903108
2896
ve birbirlerini öldürsünler
diye
diye
15:18
to kill each other with,
320
906028
1360
küçük çocukların eline silah
vermek için kullanabilirsiniz,
vermek için kullanabilirsiniz,
15:20
or you can use it
321
908468
1200
veya karınlarını
doyursunlar diye
doyursunlar diye
15:22
to make more food
322
910428
1736
daha çok yiyecek
15:24
to fill their stomachs with.
323
912188
1400
yapmak için kullanabilirsiniz.
15:26
My country has taught me
324
914668
1656
Ülkem bana insanoğluna olan
sevgi yeterliliğinin
sevgi yeterliliğinin
15:28
the capacity for a human being to love
is akin to godliness.
is akin to godliness.
325
916348
4360
takvaya yakın olduğunu
öğretti.
öğretti.
15:33
It shines forth in a world
326
921748
4456
Sevgi olan dünyada uygarlık başka
parlıyor,
parlıyor,
15:38
which civilization, I think,
already has tampered too much with.
already has tampered too much with.
327
926228
5080
bence çoktan fazla bir şekilde
kurcalanmış.
kurcalanmış.
15:44
In the last few days,
the talks here, the wonderful people
the talks here, the wonderful people
328
932668
2736
Şu son günlerde, buradaki konuşmalar
için, harika insanlar gelip
için, harika insanlar gelip
15:47
coming and showing their talent,
329
935428
1736
yeteneklerini gösteriyor,
15:49
talking about individual achievements,
the innovation, the technology,
the innovation, the technology,
330
937188
3336
kişisel başarılardan, yenilikçilikten
teknolojiden,
teknolojiden,
15:52
the sciences, the knowledge
we are gaining by being here
we are gaining by being here
331
940548
3336
bilimden konuşuyorlar, sizin
ve TED konuşmalarının huzurunda
ve TED konuşmalarının huzurunda
15:55
in the presence of TED Talks
and all of you
and all of you
332
943908
2776
olarak kazandığımız bilgiler,
15:58
are reasons enough
for us to celebrate the future "us."
for us to celebrate the future "us."
333
946708
3016
gelecek ''bizi'' kutlamak için yeterli
sebepler.
sebepler.
16:01
But within that celebration
334
949748
1480
Fakat bu kutlamayla
16:04
the quest to cultivate
our capacity for love and compassion
our capacity for love and compassion
335
952388
3560
ilerleme için arayış, sevgi ve
şefkat için kapasitemiz,
şefkat için kapasitemiz,
16:09
has to assert itself,
has to assert itself,
has to assert itself,
336
957388
3040
eşit olarak
16:13
just as equally.
337
961148
1840
kendini ortaya çıkarmak zorunda,
kendini ortaya çıkarmak zorunda,
kendini ortaya çıkarmak zorunda,
16:15
So I believe the future "you"
338
963948
2240
Gelecek ''sizin''sonsuz siz
16:19
is an infinite you.
339
967028
1280
olduğunuza inanıyorum.
16:21
It's called a chakra
in India, like a circle.
in India, like a circle.
340
969228
2560
Hindistan'da bu çakra olarak
adlandırılır, halka gibi.
adlandırılır, halka gibi.
16:24
It ends where it begins from
to complete itself.
to complete itself.
341
972828
2840
Kendini tamamlamak için
bittiği yerde başlar.
bittiği yerde başlar.
16:29
A you that perceives
time and space differently
time and space differently
342
977068
3696
Zamanı ve boşluğu farklı
algılayan bir siz
algılayan bir siz
16:32
understands both
343
980788
1320
her ikisini de kavrayan
16:36
your unimaginable
344
984868
3320
ve fantastik öneminizi
16:41
and fantastic importance
345
989508
2416
hem de evrenin büyük
bağlamında
bağlamında
16:43
and your complete unimportance
in the larger context of the universe.
in the larger context of the universe.
346
991948
5600
bütün gereksizliğinizi
anlayabilen bir siz.
anlayabilen bir siz.
16:50
A you that returns back
347
998668
1480
İnsanlığın orijinal masumluğuna
16:52
to the original innocence of humanity,
348
1000948
1856
dönen siz,
16:54
which loves from the purity of heart,
349
1002828
2080
kalbinin saflığından seven,
16:57
which sees from the eyes of truth,
350
1005748
2320
gerçeğin gözünden gören,
17:01
which dreams from the clarity
of an untampered mind.
of an untampered mind.
351
1009308
5600
bozulmamış aklının duruluğundan
hayal kuran bir siz.
hayal kuran bir siz.
17:08
The future "you" has to be
352
1016268
1320
Gelecek ''siz''
17:10
like an aging movie star
353
1018548
1560
tamamen ve
17:13
who has been made to believe
that there is a possibility
that there is a possibility
354
1021068
2936
büsbütün,
17:16
of a world which is completely,
355
1024028
2775
saplantılı bir şekilde kendisini seven
17:18
wholly, self-obsessively
356
1026828
3016
bir dünya ihtimaline inandırılan
17:21
in love with itself.
357
1029868
1200
yaşlanan bir film yıldızı gibi olmak
zorundasınız.
zorundasınız.
17:23
A world -- really, it has to be a you
358
1031947
3297
Gerçekten gelecek siz
17:27
to create a world
359
1035268
1936
kendi kendinin
en iyi aşığı olabilecek
en iyi aşığı olabilecek
17:29
which is its own best lover.
360
1037227
1801
yeni bir dünya yaratan bir
siz olmalı.
siz olmalı.
17:32
That I believe, ladies and gentlemen,
361
1040028
1816
Bayanlar ve baylar,
bence gelecek siz
bence gelecek siz
17:33
should be the future "you."
362
1041868
1536
böyle olmalı.
17:35
Thank you very much.
363
1043427
1457
Çok teşekkür ederim.
17:36
Shukriya.
364
1044908
1216
Müteşekkirim.
17:38
(Applause)
365
1046148
2135
(Alkışlar)
17:40
Thank you.
366
1048308
1215
Teşekkür ederim.
17:41
(Applause)
367
1049548
2936
(Alkışlar)
17:44
Thank you.
368
1052508
1256
Teşekkür ederim.
17:45
(Applause)
369
1053788
2600
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Shah Rukh Khan - Actor, producer, activistWith a fan following that runs into multi-millions, Shah Rukh Khan is at forefront of the Indian film industry and continues to rule at the box office in India.
Why you should listen
One of the world's biggest movie stars, Bollywood star Shah Rukh Khan is also an entrepreneur and inspired philanthropist. He heads the film production company Red Chillies Entertainments, whose Chennai Express was the highest-grossing film of 2013, and his recent film Raees also topped the box office in India. He's also the proud co-owner of two cricket franchises, the Kolkata Knight Riders and the Trinbago Knight Riders.
In the fall, he will host TED's brand-new TV series in Hindi for Star Plus, titled TED Talks India: Nayi Soch, which translates to "new thinking."
As a philanthropist and spokesperson, Khan stands up for causes ranging from the environment and water-supply issues to rural solar power. Khan's nonprofit Meer Foundation, named for his father, focuses on supporting victims of acid attacks through a 360-degree approach that helps with medical treatment, legal aid, rehabilitation and livelihood support.
Shah Rukh Khan | Speaker | TED.com