TED2004
Stefan Sagmeister: Happiness by design
Stefan Sagmeister: Mutluluğun tasarımı
Filmed:
Readability: 3.7
2,180,845 views
Grafiker Stefan Sagmeister seyirciyi mutlu olduğu anlar içinde tuhaf bir yolculuğa çıkarıyor ve bu anları tasarımlarına nasıl kattığını anlatıyor.
Stefan Sagmeister - Graphic designer
Renowned for album covers, posters and his recent book of life lessons, designer Stefan Sagmeister invariably has a slightly different way of looking at things. Full bio
Renowned for album covers, posters and his recent book of life lessons, designer Stefan Sagmeister invariably has a slightly different way of looking at things. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:24
About 15 years ago, I went to visit a friend in Hong Kong.
0
0
7000
Yaklaşık 15 yıl önce, Hong Kong'a
bir arkadaşımı ziyarete gittim.
bir arkadaşımı ziyarete gittim.
00:31
And at the time I was very superstitious.
1
7000
4000
O dönemlerde çok batıl inançlarım vardı.
00:35
So, upon landing -- this was still at the old Hong Kong airport
2
11000
5000
O yüzden
eski Hong Kong havaalanına indiğimde
eski Hong Kong havaalanına indiğimde
00:40
that's Kai Tak, when it was smack in the middle of the city --
3
16000
3000
Kai Tak, şehrin tam göbeğindeyken --
00:43
I thought, "If I see something good, I'm going to have a great time here in
4
19000
5000
Kendi kendime şöyle düşündüm:
Eğer iyi bir şey görürsem, buradaki
Eğer iyi bir şey görürsem, buradaki
00:48
my two weeks. And if I see something negative, I'm going to be miserable, indeed."
5
24000
8000
iki hafta çok iyi geçecek. Kötü bir şey
görürsem hakikaten mutsuz olacağım.
görürsem hakikaten mutsuz olacağım.
00:56
So the plane landed in between the buildings
6
32000
2000
Uçak, binaların arasına indi,
00:58
and got to a full stop in front of this little billboard.
7
34000
7000
küçük bir reklam panosunun önünde durdu.
01:05
(Laughter)
8
41000
1000
(Kahkahalar)
01:06
And I actually went to see some of the design companies
9
42000
4000
Hong Kong'da kaldığım sürede
01:10
in Hong Kong in my stay there.
10
46000
2000
birkaç tasarım şirketiyle görüştüm.
01:12
And it turned out that --
11
48000
2000
Ve beklenmedik bir şekilde --
01:14
I just went to see, you know, what they are doing in Hong Kong.
12
50000
5000
ben sadece, hani, Hong Kong'da
ne yapıyorlar diye görmeye gitmiştim.
ne yapıyorlar diye görmeye gitmiştim.
01:19
But I actually walked away with a great job offer.
13
55000
4000
Ama sonunda
çok nefis bir iş teklifiyle ayrıldım.
çok nefis bir iş teklifiyle ayrıldım.
01:23
And I flew back to Austria, packed my bags,
14
59000
4000
Avusturya'ya döndüm, bavulumu topladım.
01:27
and, another week later, I was again on my way to Hong Kong
15
63000
6000
Bir hafta sonra,
tekrar Hong Kong'a doğru yola çıktım,
tekrar Hong Kong'a doğru yola çıktım,
01:33
still superstitions and thinking, "Well, if that 'Winner' billboard is still up,
16
69000
7000
hala batıl inançlarım vardı ve dedim ki:
Eğer o "Winner" reklamı hala oradaysa,
Eğer o "Winner" reklamı hala oradaysa,
01:40
I'm going to have a good time working here.
17
76000
2000
burada çalışma hayatım çok iyi geçecek.
01:42
(Laughter)
18
78000
1000
(Kahkahalar)
01:43
But if it's gone, it's going to be really miserable and stressful."
19
79000
6000
Ama eğer kalktıysa,
berbat ve stresli bir dönem beni bekliyor.
berbat ve stresli bir dönem beni bekliyor.
01:49
So it turned out that not only was the billboard still up
20
85000
4000
Neyse,
sadece o reklam panosu orada değildi,
sadece o reklam panosu orada değildi,
01:53
but they had put this one right next to it.
21
89000
2000
bir de hemen yanına bunu asmışlardı.
01:55
(Laughter)
22
91000
3000
(Çifte Mutluluk)
(Kahkahalar)
(Kahkahalar)
01:58
On the other hand, it also taught me where superstition gets me
23
94000
4000
Öte yandan da batıl inançların
beni nasıl etkilediğini gösterdi
beni nasıl etkilediğini gösterdi
02:02
because I really had a terrible time in Hong Kong.
24
98000
2000
çünkü orada sahiden berbat zaman geçirdim.
02:04
(Laughter)
25
100000
3000
(Kahkahalar)
02:07
However, I did have a number of real moments of happiness in my life --
26
103000
11000
Ancak, hayatımda birkaç kez
gerçekten çok mutlu oldum --
gerçekten çok mutlu oldum --
02:18
of, you know, I think what the conference brochure refers to
27
114000
5000
hani konferans broşürünün de
02:23
as "moments that take your breath away."
28
119000
3000
"nefesinizi kesen anlar" diye bahsettiği.
02:26
And since I'm a big list maker, I actually listed them all.
29
122000
7000
Liste yapma meraklısı olduğum için
hepsini listeledim.
hepsini listeledim.
02:33
(Laughter)
30
129000
1000
(Kahkahalar)
02:34
Now, you don't have to go through the trouble of reading them
31
130000
3000
Bunların hepsini
okumaya zahmet etmeyin hiç,
okumaya zahmet etmeyin hiç,
02:37
and I won't read them for you.
32
133000
3000
zaten ben de okumayacağım.
02:40
I know that it's incredibly boring to hear about other people's happinesses.
33
136000
4000
Başkalarının mutluluklarını dinlemek
inanılmaz derecede sıkıcıdır, biliyorum.
inanılmaz derecede sıkıcıdır, biliyorum.
02:44
(Laughter)
34
140000
2000
(Kahkahalar)
02:46
What I did do, though is, I actually looked at them from a design standpoint
35
142000
9000
Aslında, yaptığım şey şu, ben bunlara
bir tasarımcı gözüyle baktım
bir tasarımcı gözüyle baktım
02:55
and just eliminated all the ones that had nothing to do with design.
36
151000
6000
ve içlerinden tasarımla
hiçbir ilgisi olmayanları eledim.
hiçbir ilgisi olmayanları eledim.
03:01
And, very surprisingly, over half of them had, actually, something to do with design.
37
157000
7000
Çok şaşırtıcı bir şekilde, yarısından çoğu
gerçekten tasarımla ilgiliydi.
gerçekten tasarımla ilgiliydi.
03:08
So there are, of course, two different possibilities.
38
164000
3000
Bu durumda tabi ki
iki farklı olasılık var.
iki farklı olasılık var.
03:11
There's one from a consumer's point of view --
39
167000
2000
Biri tüketicinin bakış açısından --
03:13
where I was happy while experiencing design.
40
169000
3000
benim bir tasarımı deneyimlerken
mutlu olduğum durumlar.
mutlu olduğum durumlar.
03:16
And I'll just give you one example. I had gotten my first Walkman.
41
172000
4000
Bir örnek vereyim.
İlk Walkman'imi almıştım.
İlk Walkman'imi almıştım.
03:20
This is 1983.
42
176000
2000
Sene 1983.
03:22
My brother had this great Yamaha motorcycle
43
178000
3000
Abimin bana seve seve ödünç verdiği
03:25
that he was willing to borrow to me freely.
44
181000
3000
harika bir Yamaha motosikleti vardı.
03:28
And The Police's "Synchronicity"
45
184000
3000
The Police'in "Synchronicity"
03:31
cassette had just been released
46
187000
2000
kasedi henüz yeni çıkmıştı.
03:33
and there was no helmet law in my hometown of Bregenz.
47
189000
3000
Memleketim Bregenz'de kask kuralı yoktu.
03:36
So you could drive up into the mountains
48
192000
2000
Yeni Sony Walkman'de The Police'i özgürce
03:38
freely blasting The Police on the new Sony Walkman.
49
194000
4000
bangır bangır dinleyerek
dağlara çıkmak mümkündü.
dağlara çıkmak mümkündü.
03:42
(Laughter)
50
198000
1000
(Kahkahalar)
03:43
And I remember it as a true moment of happiness.
51
199000
5000
Bu gerçekten çok mutlu olduğum
anlardan biri.
anlardan biri.
03:48
You know, of course, they are related to this combination of
52
204000
5000
Biliyorsunuz, tabi ki
bu hikayedeki en az iki unsurun
bu hikayedeki en az iki unsurun
03:53
at least two of them being, you know, design objects.
53
209000
4000
tasarım objesi olmasını buraya bağlıyorum.
03:57
And, you know, there's a scale of happiness when you talk about in design
54
213000
4000
Tasarımdan bahsederken
bir mutluluk skalası vardır
bir mutluluk skalası vardır
04:01
but the motorcycle incident would definitely be, you know,
55
217000
4000
ama motosiklet hadisesinde kesinlikle,
04:05
situated somewhere here -- right in there between Delight and Bliss.
56
221000
6000
burada bir yerde -- Delight (Zevk) ve
Bliss (Havalara Uçmak) arasındadır.
Bliss (Havalara Uçmak) arasındadır.
04:11
Now, there is the other part, from a designer's standpoint --
57
227000
6000
Bir de diğer,
yani tasarımcının bakış açısı var --
yani tasarımcının bakış açısı var --
04:17
if you're happy while actually doing it.
58
233000
2000
bunu fiilen yaparken mutlu mu, değil mi?
04:19
And one way to see how happy designers are when they're designing could be to
59
235000
7000
Bir tasarımcının tasarlarken
mutlu olup olmadığını görmenin bir yolu,
mutlu olup olmadığını görmenin bir yolu,
04:26
look at the authors' photos on the back of their monographs?
60
242000
4000
yazarların kitaplarının arkasındaki
fotoğraflarına bakmaktır.
fotoğraflarına bakmaktır.
04:30
(Laughter)
61
246000
1000
(Kahkahalar)
04:31
So, according to this, the Australians and the Japanese
62
247000
5000
Öyleyse, buna göre,
Avusturalyalılar ve Japonlar
Avusturalyalılar ve Japonlar
04:36
as well as the Mexicans
63
252000
1000
Meksikalılar da dahil
04:37
are very happy.
64
253000
2000
çok mutlular.
04:39
(Laughter)
65
255000
1000
(Kahkahalar)
04:40
While, somewhat, the Spaniards ...
66
256000
2000
Bunun yanında, birazcık İspanyollar
04:42
and, I think, particularly, the Swiss
67
258000
4000
ve bence, özellikle de İsviçreliler
04:46
(Laughter),
68
262000
2000
(Kahkahalar),
04:48
don't seem to be doing all that well.
69
264000
2000
o kadar da iyi durumda değiller.
04:50
(Laughter)
70
266000
8000
(Kahkahalar)
04:58
Last November, a museum opened in Tokyo called The Mori Museum,
71
274000
6000
Geçen Kasım ayında, Tokyo'da,
bir gökdelenin 56. katında,
bir gökdelenin 56. katında,
05:04
in a skyscraper, up on the 56th floor.
72
280000
4000
The Mori diye bir müze açıldı.
05:08
And their inaugural exhibit was called "Happiness."
73
284000
4000
Açılış sergilerinin ismi "Mutluluk"tu.
05:12
And I went, very eagerly, to see it, because --
74
288000
4000
Çok istekli bir şekilde gittim sergiye
çünkü -
çünkü -
05:16
well, also, with an eye on this conference.
75
292000
4000
tabi, bir de, aklımda bu konferans vardı.
05:20
And they interestingly sectioned the exhibit off into four different areas.
76
296000
10000
Ve ilginç bir şekilde
sergiyi dört farklı alana bölmüşlerdi.
sergiyi dört farklı alana bölmüşlerdi.
05:30
Under "Arcadia," they showed things like this, from the Edo period --
77
306000
4000
Arcadia'da Edo dönemine ait
bu gibi şeyleri gösterdiler.
bu gibi şeyleri gösterdiler.
05:34
a hundred ways to write "happiness" in different forms.
78
310000
5000
mutluluğu farklı biçimlerde yazmanın
yüzlerce yolu.
yüzlerce yolu.
05:39
Or they had this apple by Yoko Ono -- that, of course, later on
79
315000
4000
ya da Yoko Ono'nun elması vardı,
05:43
was, you know, made into the label for The Beatles.
80
319000
5000
Şu Beatles grubunun simgesi olan elma.
05:48
Under "Nirvana" they showed this Constable painting.
81
324000
4000
Nirvana'da
bu Constable tablosunu sergiliyorlardı.
bu Constable tablosunu sergiliyorlardı.
05:52
And there was a little -- an interesting theory about abstraction.
82
328000
4000
Soyutlamayla ilgili
küçük, ilginç bir teori vardı.
küçük, ilginç bir teori vardı.
05:56
This is a blue field -- it's actually an Yves Klein painting.
83
332000
4000
Bu mavi alan,
aslında bir Yves Kline tablosu.
aslında bir Yves Kline tablosu.
06:00
And the theory was that if you abstract an image, you really, you know
84
336000
5000
Teoriye göre,
eğer bir görseli soyutlaştırırsanız
eğer bir görseli soyutlaştırırsanız
06:05
open as much room for the un-representable --
85
341000
4000
temsil edilemeyenlere
yer açmış oluyorsunuz.
yer açmış oluyorsunuz.
06:09
and, therefore, you know, are able to involve the viewer more.
86
345000
6000
Dolayısıyla izleyiciyi
içine alabiliyorsunuz.
içine alabiliyorsunuz.
06:15
Then, under "Desire," they showed these Shunsho paintings --
87
351000
4000
Sonra, Desire'da
bu Shunsho tablolarını sergilediler.
bu Shunsho tablolarını sergilediler.
06:19
also from the Edo period -- ink on silk.
88
355000
6000
Yine Edo döneminden,
ipek üzerine mürekkep.
ipek üzerine mürekkep.
06:25
And, lastly, under "Harmony," they had this 13th-century mandala from Tibet.
89
361000
7000
Son olarak Harmony'de,
Tibet'ten bir 13. yüzyıl mandalası vardı.
Tibet'ten bir 13. yüzyıl mandalası vardı.
06:32
Now, what I took away from the exhibit was that
90
368000
4000
Benim bu sergiden kendime çıkardığım şu:
06:36
maybe with the exception of the mandala
91
372000
3000
Belki mandala hariç,
06:39
most of the pieces in there were actually about the visualization of happiness
92
375000
6000
oradaki eserlerin çoğu mutluluğun
görselleştirilmesi ile alakalıydı.
görselleştirilmesi ile alakalıydı.
06:45
and not about happiness.
93
381000
2000
mutluluk ile ilgili değildi.
06:47
And I felt a little bit cheated, because the visualization --
94
383000
4000
Biraz kandırılmış hissettim,
çünkü görselleştirmek --
çünkü görselleştirmek --
06:51
that's a really easy thing to do.
95
387000
3000
bu yapması çok kolay bir iş.
06:54
And, you know, my studio -- we've done it all the time.
96
390000
3000
Bilirsiniz, benim stüdyomda
biz hep bunu yaptık.
biz hep bunu yaptık.
06:57
This is, you know, a book.
97
393000
2000
Bu bir kitap.
06:59
A happy dog -- and you take it out, it's an aggressive dog.
98
395000
4000
Bu mutlu bir köpek -- çıkarıyorsun,
ve bu agresif bir köpek.
ve bu agresif bir köpek.
07:03
It's a happy David Byrne and an angry David Byrne.
99
399000
6000
Mutlu David Byrne ve sinirli David Byrne.
07:09
Or a jazz poster with a happy face and a more aggressive face.
100
405000
4000
mutlu bir yüzle caz posteri
ve daha agresif bir yüzle.
ve daha agresif bir yüzle.
07:13
You know, that's not a big deal to accomplish.
101
409000
4000
Yani bunu yapmak çok da zor bir şey değil.
07:17
It has gotten to the point where, you know, within advertising
102
413000
5000
Şimdi şu noktaya geliyoruz,
07:22
or within the movie industry, "happy" has gotten such a bad reputation that
103
418000
6000
reklamcılık ve sinema endüstrisinde
"mutlu" kötü bir üne kavuştu.
"mutlu" kötü bir üne kavuştu.
07:28
if you actually want to do something with the subject
104
424000
3000
Konuyla ilgili bir şey yapmak istiyorsanız
07:31
and still appear authentic, you almost would have to, you know,
105
427000
5000
ve özgün görünmek istiyorsanız
07:36
do it from a cynical point of view.
106
432000
3000
alaycı bir üslupla yaklaşmanız gerekir.
07:39
This is, you know, the movie poster.
107
435000
3000
Bu bir film afişi.
07:42
Or we, a couple of weeks ago, designed a box set for The Talking Heads
108
438000
5000
Birkaç hafta önce,
The Talking Heads'e dekor hazırladık.
The Talking Heads'e dekor hazırladık.
07:47
where the happiness visualized on the cover definitely has, very much, a dark side to it.
109
443000
11000
kapakta görselleştirilen mutluluğun
bir de karanlık tarafı vardı.
bir de karanlık tarafı vardı.
07:58
Much, much more difficult is this, where the designs actually can evoke happiness --
110
454000
9000
Çok daha zoru ise
mutluluğu çağrıştıran tasarımlardır.
mutluluğu çağrıştıran tasarımlardır.
08:07
and I'm going to just show you three that actually did this for me.
111
463000
7000
Şimdi size
bunlardan üç tanesini göstereceğim.
bunlardan üç tanesini göstereceğim.
08:14
This is a campaign done by a young artist in New York, who calls himself "True."
112
470000
6000
Bu New York'ta yaşayan "Hakiki" lakaplı
genç bir sanatçının yaptığı çalışma.
genç bir sanatçının yaptığı çalışma.
08:20
Everybody who has ridden the New York subway system will be
113
476000
3000
New York metrosunu kullanan herkes
08:23
familiar with these signs?
114
479000
3000
bunu görmüştür, değil mi?
08:26
True printed his own version of these signs.
115
482000
4000
Hakiki, bu işaretlerin
kendi versiyonunu çizdi.
kendi versiyonunu çizdi.
08:30
Met every Wednesday at a subway stop with 20 of his friends.
116
486000
5000
Her çarşamba 20 arkadaşıyla
bir metro durağında buluştu.
bir metro durağında buluştu.
08:35
They divided up the different subway lines and added their own version.
117
491000
6000
Farklı metro hatlarını ayırdılar
ve kendi versiyonlarını eklediler.
ve kendi versiyonlarını eklediler.
08:41
(Laughter)
118
497000
1000
(Kahkahalar)
08:42
So this is one.
119
498000
2000
Bir tanesi bu.
08:44
(Laughter)
120
500000
6000
(Kahkahalar)
08:50
Now, the way this works in the system is that nobody ever looks at these signs.
121
506000
5000
Kimse metroda
bu işaretlere bakmıyordu aslında.
bu işaretlere bakmıyordu aslında.
08:55
So you're
122
511000
2000
Yani siz --
08:57
(Laughter)
123
513000
1000
(Kahkahalar)
08:58
you're really bored in the subway, and you kind of stare at something.
124
514000
5000
Metroda sıkılırsınız
ve bir şeylere bakarsınız.
ve bir şeylere bakarsınız.
09:03
And it takes you a while until it actually --
125
519000
2000
Bunun sıradan şeylerden farklı olduğunu
09:05
you realize that this says something different than what it normally says.
126
521000
4000
anlamanız için biraz zaman geçer.
09:09
(Laughter)
127
525000
2000
(Kahkahalar)
09:11
I mean, that's, at least, how it made me happy.
128
527000
3000
Yani bu yüzden beni mutlu etti.
09:14
(Laughter)
129
530000
11000
(Kin tutmayın)
(Çaresizce araba kullanmak yasaktır)
(Çaresizce araba kullanmak yasaktır)
09:25
Now, True is a real humanitarian.
130
541000
4000
Hakiki, gerçek bir hümanist.
09:29
He didn't want any of his friends to be arrested,
131
545000
2000
Hiçbir arkadaşının tutuklanmasını istemedi
09:31
so he supplied everybody with this fake volunteer card.
132
547000
5000
bu yüzden herkese
bu sahte 'gönüllü kartı'nı verdi.
bu sahte 'gönüllü kartı'nı verdi.
09:36
(Laughter)
133
552000
3000
(Kahkahalar)
09:39
And also gave this fake letter from the MTA to everybody --
134
555000
4000
Bir de bu sahte
'Metropolis Ulaşım Amirliği mektubu'nu
'Metropolis Ulaşım Amirliği mektubu'nu
09:43
sort of like pretending that it's an art project
135
559000
3000
sanki MTA tarafından yaptırılan
09:46
financed by The Metropolitan Transit Authority.
136
562000
2000
bir sanat projesiymiş gibi
herkese gösterdi.
herkese gösterdi.
09:48
(Laughter)
137
564000
2000
(Kahkahalar)
09:50
Another New York project.
138
566000
3000
Bir başka New York projesi.
09:53
This is at P.S. 1 -- a sculpture that's basically a square room
139
569000
3000
Bu P.S. 1'de.
James Turrell'in açılabilen tavanı olan--
James Turrell'in açılabilen tavanı olan--
09:56
by James Turrell, that has a retractable ceiling.
140
572000
4000
kare bir oda heykeli.
10:00
Opens up at dusk and dawn every day.
141
576000
3000
Gün doğumunda ve batımında açılıyor.
10:03
You don't see the horizon.
142
579000
1000
Ufku görmüyorsunuz.
10:04
You're just in there, watching the incredible, subtle changes of color in the sky.
143
580000
7000
Sadece gökyüzünün renginin inanılmaz
bir şekilde değişmesini izliyorsunuz.
bir şekilde değişmesini izliyorsunuz.
10:11
And the room is truly something to be seen.
144
587000
5000
Odayı görmeniz gerek.
10:16
People's demeanor changes when they go in there.
145
592000
5000
Odaya girdiklerinde
insanların davranışları değişiyor.
insanların davranışları değişiyor.
10:21
And, for sure, I haven't looked at the sky in the same way
146
597000
5000
Kesinlikle orada bir saat geçirdikten sonra
10:26
after spending an hour in there.
147
602000
3000
gökyüzüne aynı gözle bakmadım.
10:29
There are, of course, more than those three projects that I'm showing here.
148
605000
5000
Burada gösterdiğim
üç projeden daha fazlası var tabi ki.
üç projeden daha fazlası var tabi ki.
10:34
I would definitely say that observing Vik Muniz' "Cloud"
149
610000
4000
Birkaç yıl önce Manhattan'da
10:38
a couple of years ago in Manhattan for sure made me happy, as well.
150
614000
4000
Vik Muniz'in Bulut'unu izlemek de
beni çok mutlu etmişti.
beni çok mutlu etmişti.
10:42
But my last project is, again, from a young designer in New York.
151
618000
5000
Fakat son projem,
tekrar New Yorklu bir genç tarafından.
tekrar New Yorklu bir genç tarafından.
10:47
He's from Korea originally.
152
623000
1000
Aslen Koreli.
10:48
And he took it upon himself to print 55,000 speech bubbles --
153
624000
8000
55 bin konuşma balonu boyadı --
10:56
empty speech bubbles stickers, large ones and small ones.
154
632000
3000
boş konuşma balonu yapışkanları, büyükler ve küçükler.
10:59
And he goes around New York and just puts them, empty as they are, on posters.
155
635000
5000
New York'ta dolaştı,
onları boş halde posterlere yapıştırdı.
onları boş halde posterlere yapıştırdı.
11:04
(Laughter)
156
640000
2000
(Kahkahalar)
11:06
And other people go and fill them in.
157
642000
3000
Başka insanlar gidip içlerini doldurdu.
11:09
(Laughter)
158
645000
3000
(Kahkahalar)
11:12
This one says, "Please let me die in peace."
159
648000
3000
Mesela bu:
"Lütfen bırak huzur içinde öleyim."
"Lütfen bırak huzur içinde öleyim."
11:15
(Laughter)
160
651000
7000
(Kahkahalar)
11:22
I think that was --
161
658000
2000
Beni en çok şaşırtan şey,
11:24
the most surprising to myself was that the writing was actually so good.
162
660000
5000
yazının bu kadar iyi olması.
11:29
This is on a musician poster, that says:
163
665000
3000
Bir müzisyenin afişinde yazana bakın:
11:32
"I am concerned that my CD will not sell more than 200,000 units
164
668000
4000
"Korkarım albümüm
200 binden fazla satmayacak.
200 binden fazla satmayacak.
11:36
and that, as a result, my recoupable advance
165
672000
4000
bu yüzden şanımı, şöhretimi
11:40
from my label will be taken from me,
166
676000
2000
kaybedeceğim ve daha sonra
11:42
after which, my contract will be cancelled,
167
678000
2000
kontratım iptal olacak,
11:44
and I'll be back doing Journey covers on Bleecker Street."
168
680000
3000
Bleecker caddesinde Journey coverları
yapmaya geri döneceğim."
yapmaya geri döneceğim."
11:47
(Laughter)
169
683000
19000
(Kahkahalar)
12:06
I think the reason this works so well is because everybody involved wins.
170
702000
5000
Sanırım bunun böyle tutmasının sebebi,
dahil olan herkesin kazanması.
dahil olan herkesin kazanması.
12:11
Jee gets to have his project;
171
707000
2000
Jee projesini yaptırıyor,
12:13
the public gets a sweeter environment;
172
709000
4000
halk daha sevimli bir çevre ediniyor,
12:17
and different public gets a place to express itself;
173
713000
4000
farklı insanlar kendilerini ifade ediyor,
12:21
and the advertisers finally get somebody to look at their ads.
174
717000
4000
ve reklamcılar sonunda
afişlerine bakacak birilerini buluyor.
afişlerine bakacak birilerini buluyor.
12:25
(Laughter)
175
721000
7000
(Kahkahalar)
12:32
Well, there was a question, of course, that was on my mind for a while:
176
728000
6000
Bir süredir aklımda şu soru var:
12:38
You know, can I do more of the things that I like doing in design
177
734000
5000
Tasarımda sevdiğim şeyleri daha fazla,
12:43
and less of the ones that I don't like to be doing?
178
739000
4000
sevmediğim şeyleri daha az yapabilir miyim?
12:47
Which brought me back to my list making --
179
743000
4000
Yine liste yapmaya döndüm --
12:51
you know, just to see what I actually like about my job.
180
747000
3000
bakalım işimle ilgili neleri seviyorum.
12:54
You know, one is: just working without pressure.
181
750000
4000
Bir: baskının olmadığı
bir ortamda çalışmak.
bir ortamda çalışmak.
12:58
Then: working concentrated, without being frazzled.
182
754000
4000
İki: yorulmadan, odaklanarak çalışmak.
13:02
Or, as Nancy said before, like really immerse oneself into it.
183
758000
6000
Nancy'nin de söylediği gibi,
kendini kaptırarak.
kendini kaptırarak.
13:08
Try not to get stuck doing the same thing --
184
764000
3000
Sürekli aynı şeyi yapmamaya çalışmak
13:11
or try not get stuck behind the computer all day.
185
767000
4000
ya da bütün gün bilgisayar başında
durmamaya çalışmak.
durmamaya çalışmak.
13:15
This is, you know, related to it: getting out of the studio.
186
771000
4000
Yani stüdyodan dışarı çıkmak.
13:19
Then, of course, trying to, you know, work on things
187
775000
3000
İçeriğin benim için daha önemli olduğu
13:22
where the content is actually important for me.
188
778000
3000
işler üzerinde çalışmak.
13:25
And being able to enjoy the end results.
189
781000
6000
Sonuçlardan hoşnut olabilmek.
13:31
And then I found another list in one of my diaries that actually contained
190
787000
8000
Günlüğümde bugüne kadar
öğrendiğim şeyleri yazdığım
öğrendiğim şeyleri yazdığım
13:39
all the things that I thought I learned in my life so far.
191
795000
4000
bir liste daha buldum sonra.
13:43
And, just about at that time, an Austrian magazine called and asked
192
799000
5000
Tam o sırada Avusturyalı bir dergi aradı ve
13:48
if we would want to do six spreads -- design six spreads
193
804000
4000
6 sayfalık bir tasarımı yapar mıyız
diye sordu.
diye sordu.
13:52
that work like dividing pages between the different chapters in the magazine?
194
808000
5000
Yani dergideki farklı bölümleri
farklı sayfalara böler miyiz diye.
farklı sayfalara böler miyiz diye.
13:57
And the whole thing just fell together.
195
813000
2000
Her şey karıştı.
13:59
So I just picked one of the things that I thought I learned --
196
815000
6000
Listeden öğrendiğim bir şeyi seçtim:
14:05
in this case, "Everything I do always comes back to me" --
197
821000
3000
"Yaptığım her şey bana geri döner."
14:08
and we made these spreads right out of this.
198
824000
3000
ve bu sayfaları ona göre yaptık.
14:11
So it was: "Everything
199
827000
2000
Yani şöyle: "Yaptığım
14:13
I do
200
829000
2000
her
14:15
always
201
831000
2000
şey
14:17
comes
202
833000
1000
bana
14:18
back
203
834000
2000
geri
14:20
to me."
204
836000
2000
döner."
14:22
A couple of weeks ago, a
205
838000
2000
Birkaç hafta önce ---
14:24
(Laughter)
206
840000
2000
(Kahkahalar)
14:26
French company asked us to design five billboards for them.
207
842000
5000
Fransız bir şirket
beş reklam panosu tasarlamamızı istedi.
beş reklam panosu tasarlamamızı istedi.
14:31
Again, we could supply the content for it.
208
847000
3000
Yine içeriği bize ait olacaktı.
14:34
So I just picked another one.
209
850000
2000
Bir tane daha seçtim.
14:36
And this was two weeks ago.
210
852000
2000
İki hafta önce oldu bu.
14:38
We flew to Arizona -- the designer who works with me, and myself --
211
854000
6000
Ben ve birlikte çalıştığım tasarımcı
Arizona'ya gittik.
Arizona'ya gittik.
14:44
and photographed this one.
212
860000
2000
Bunun fotoğrafını çektik.
14:46
So it's: "Trying
213
862000
3000
"Güzel
14:49
to look
214
865000
1000
görünmeye
14:50
good
215
866000
2000
çalışmak
14:52
limits
216
868000
2000
hayatımı
14:54
my life."
217
870000
2000
kısıtlar."
14:56
And then we did one more of these.
218
872000
3000
Bir tane daha yaptık bunlardan.
14:59
This is, again, for a magazine, dividing pages.
219
875000
5000
Bu da bir dergi içindi.
15:04
This is: "Having" --
220
880000
1000
"Yürek" --
15:05
this is the same thing;
221
881000
1000
Bu aynısı.
15:06
it's just, you know, photographed from the side.
222
882000
3000
Başka açıdan çektim.
15:09
This is from the front.
223
885000
1000
Bu önden.
15:10
Then it's: "guts."
224
886000
2000
"yemek"
15:12
Again, it's the same thing -- "guts" is just the same room, reworked.
225
888000
5000
yine aynısı, aynı oda.
15:17
Then it's: "always
226
893000
2000
"her zaman
15:19
works out."
227
895000
5000
benim" --
15:24
Then it's "for," with the light on.
228
900000
3000
"işime" ışıkları açarsanız tabi.
15:27
(Laughter)
229
903000
2000
(Kahkahalar)
15:29
And it's "me."
230
905000
2000
"yarar."
15:31
Thank you so much.
231
907000
2000
Çok teşekkürler.
15:33
(Applause)
232
909000
4000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Stefan Sagmeister - Graphic designerRenowned for album covers, posters and his recent book of life lessons, designer Stefan Sagmeister invariably has a slightly different way of looking at things.
Why you should listen
Stefan Sagmeister is no mere commercial gun for hire. Sure, he's created eye-catching graphics for clients including the Rolling Stones and Lou Reed, but he pours his heart and soul into every piece of work. His design work is at once timeless and of the moment, and his painstaking attention to the smallest details creates work that offers something new every time you look at it.
While a sense of humor invariably surfaces in his designs, Sagmeister is nonetheless very serious about his work; his intimate approach and sincere thoughtfulness elevate his design. A genuine maverick, Sagmeister achieved notoriety in the 1990s as the designer who self-harmed in the name of craft: He created a poster advertising a speaking engagement by carving the salient details onto his torso.
Stefan Sagmeister | Speaker | TED.com