TED2007
Eames Demetrios: The design genius of Charles + Ray Eames
Charles ve Ray Eames'in tasarım dehası
Filmed:
Readability: 3.2
774,167 views
Efsanevi tasarım ekibi Charles ve Ray Eames filmler, evler, kitaplar ve klasik yüzyılın ortasında modern mobilyalar yaptılar. Torunları Eames Demetrios nadir görülen filmleri ve arşiv görüntülerini onların yaratıcı süreçleri anısına canlı ve sevecen bir şekilde sergiliyor.
Eames Demetrios - Artist
Eames Demetrios is the creator of Kcymaerxthaere, a parallel universe coexisting with our world. He is the grandson of the legendary husband-and-wife design team Charles and Ray Eames. Full bio
Eames Demetrios is the creator of Kcymaerxthaere, a parallel universe coexisting with our world. He is the grandson of the legendary husband-and-wife design team Charles and Ray Eames. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Charles and Ray were a team. They were husband and wife.
0
0
3000
Charles ve Ray ekiptiler. Onlar karı kocadıydılar.
00:15
Despite the New York Times' and Vanity Fair's best efforts recently,
1
3000
3000
New York Times' a ve Vanity Fair'in son zamanlardaki çabalarına rağmen.
00:18
they're not brothers. (Laughter)
2
6000
2000
onlar arkadaş değillerdir. (Gülüşmeler)
00:20
And they were a lot of fun.
3
8000
2000
Ve onlar çok eğlenceliydiler.
00:22
You know, Ray was the one who wore the ampersands in the family.
4
10000
2000
Biliyorsunuz, Ray ailenin çılgınıydı.
00:24
(Laughter)
5
12000
3000
(Gülüşmeler)
00:27
We are going to focus on Charles today, because it is Charles' 100th birthday.
6
15000
3000
Bugün Charles'e odaklanacağız çünkü Charles'in 100. yaş günü.
00:30
But when I speak of him, I'm really speaking of both of them as a team.
7
18000
3000
Ondan bahsederken aslında her ikisinden bir ekip olarak bahsediyorum.
00:33
Here's Charles when he was three. So he would be 100 this June.
8
21000
3000
İşte Charles üç yaşındayken. Haziran'da 100 yaşında olacak.
00:36
We have a lot of cool celebrations that we're going to do.
9
24000
2000
Çok çeşitli kutlamalar yapacağız.
00:38
The thing about their work
10
26000
2000
Onların işlerinin özelliği
00:40
is that most people come to the door of furniture --
11
28000
2000
çoğu insan mobilyanın kapısına gelecektir--
00:42
I suspect you probably recognize this chair
12
30000
2000
Bu bu sandalyeyi
00:44
and some of the others I'm going to show you.
13
32000
2000
ve birazdan göstereceklerimi tanıyacağınızı düşünüyorum.
00:46
But we're going to first enter through the door of the Big Top.
14
34000
3000
Ama biz ilk olarak şirk kapısından içeri gireceğiz.
01:09
The whole thing about this, though, is that, you know, why am I showing it?
15
57000
2000
Bunun hakkında herşeyi bilmenize rağmen bu filmi neden size gösteriyorum?
01:11
Is it because Charles and Ray made this film?
16
59000
2000
Bu filmi Charles ve Ray yaptığı için mi?
01:13
This is actually a training film for a clown college that they had.
17
61000
4000
Bu film gerçekte palyaço okulu için yaptıkları bir eğitim filmi.
01:17
They also practiced a clown act when the future of furniture
18
65000
3000
Aynı zamanda onlar, mimarının geleceği şimdiki gibi parlak gözükmediği bir zamanda
01:20
was not nearly as auspicious as it turned out to be.
19
68000
3000
palyaçoluk da yaptılar.
01:23
There is a picture of Charles. So let's watch the next clip.
20
71000
4000
Bu Charles'in bir resmi. Şimdi diğer filmi izleyelim.
01:27
The film that we're about to see is a film they made for the Moscow World's Fair.
21
75000
4000
İzlemek üzere olduğumuz bu film Moskova Fuarı için yapılmış bir film.
01:31
Video: This is the land.
22
79000
2000
Video: Bu ülke,
01:33
It has many contrasts.
23
81000
2000
bir çok tezatlıkların olduğu bir ülkedir.
01:35
It is rough and it is flat.
24
83000
4000
Hem inişli çıkışlı hem de düz.
01:39
In places it is cold.
25
87000
2000
Bazı yerleri soğuktur,
01:41
In some it is hot.
26
89000
2000
bazı yerleri de sıcak.
01:58
Too much rain falls on some areas,
27
106000
3000
Bazı bölgelere çok fazla yağmur yağar
02:01
and not enough on others.
28
109000
2000
ve diğer yerlere de az yağar.
02:05
But people live on this land.
29
113000
3000
Ama insanlar bu ülkede yaşarlar.
02:08
And, as in Russia,
30
116000
2000
Ve Rusya'da olduğu gibi,
02:10
they are drawn together into towns and cities.
31
118000
4000
şehirlerde ve kasabalarda birlikte yaşarlar.
02:14
Here is something of the way they live.
32
122000
4000
İşte hayatta kalmanın yolu bu.
02:18
Eames Demetrios: Now, this is a film that was hardly ever seen in the United States.
33
126000
2000
Eames Demetrios: Bu Amerika'da neredeyse hiç gösterilmemiş bir film.
02:20
It was on seven screens and it was 200 feet across.
34
128000
4000
Yedi ekranda gösterilirdi ve 60 metre genişliğindeydi.
02:24
And it was at the height of the Cold War.
35
132000
2000
Ve Soğuk Savaşın doruklarındaydı.
02:26
The Nixon-Khrushchev Kitchen Debate
36
134000
2000
Nixon-Khruschev Kitchen müzakeresi
02:28
happened about 50 feet from where this was shown.
37
136000
2000
filmin gösterildiği yerin 15 metre yakınında yapıldı.
02:30
And yet, how did it start?
38
138000
2000
Peki nasıl başladı?
02:32
You know, commonality, the first line
39
140000
2000
Biliyorsunuz, benzerlik, ilk sırada
02:34
in Charles' narration was,
40
142000
2000
Charles'in anlatımında,
02:36
"The same stars that shine down on Russia
41
144000
2000
"Rusya'da parlayan yıldızlar
02:38
shine down on the United States. From the sky,
42
146000
2000
Amerika'da da parlıyor. Gökyüzünden
02:40
our cities look much the same."
43
148000
2000
bakınca şehirlerimiz aynı görünüyor."
02:42
It was that human connection that Charles and Ray always found in everything.
44
150000
3000
Charles ve Ray her zaman her şeyde insan için bir bağlantı buldular.
02:45
And you can imagine, and the thing about it is,
45
153000
2000
Tasavvur edebilirsiniz,
02:47
that they believed that the human mind could handle this number of images
46
155000
3000
insan aklının bu kadar fotoğrafı işleyebileceğine inanıyorlardı
02:50
because the important thing was to get the gestalt
47
158000
2000
çünkü önemli olan bu resimlerin
02:52
of what the images were about.
48
160000
2000
nelerle ilgili olduğunu anlayabilmekti.
02:54
So that was just a little snip.
49
162000
2000
Yani sadece küçük bir parça.
02:56
But the thing about Charles and Ray
50
164000
2000
Charles ve Ray
02:58
is that they were always modeling stuff.
51
166000
2000
daima bir şeyleri modelliyorlardı.
03:00
They were always trying things out.
52
168000
2000
Onlar daima bir şeyleri deniyorlardı.
03:02
I think one of the things I am passionate about, my grandparents work,
53
170000
2000
Bence tutkularımdan bir tanesi, büyük ebeveynlerimin işi,
03:04
I'm passionate about my work,
54
172000
2000
ben işime aşığım,
03:06
but on top of all that I'm passionate
55
174000
3000
ama tüm bunların üstünde ben
03:09
about a holistic vision of design,
56
177000
2000
tasarımın kutsallığına hayranım.
03:11
where design is a life skill, not a professional skill.
57
179000
3000
Bence bir hayat becerisi, profesyonel bir beceri değil.
03:14
And you know, those of us with kids often want our kids to take music.
58
182000
3000
Ve biliyorsunuz, çocuğu olanlarımız çocuklarının müzikle ilgilenmesini isterler.
03:17
I'm no exception.
59
185000
2000
Ben de istisna değilim.
03:19
But it's not about them becoming Bono or Tracy Chapman.
60
187000
3000
Fakat konu onların Bono ya da Tracy Chapman olmaları değil.
03:22
It's about getting that music thing going through their heads and their thinking.
61
190000
3000
Konu, onların beyin ve düşünce yapısını müziğin etkilemesidir.
03:25
Design is the same way. Design has to become that same way.
62
193000
3000
Tasarım aynı şekildedir. Tasarım aynı şekilde olmak zorundadır.
03:28
And this is a model that they did of that seven-screen presentation.
63
196000
2000
İşte yedi ekranlı sunumla yaptıkları model bu.
03:30
And Charles just checking it out there.
64
198000
3000
Charles orada oturup sadece kontrol ediyordu.
03:33
So now we're going to go through that door of furniture.
65
201000
2000
Şimdi mobilya konusuna geçelim.
03:35
This is an unusual installation of airport seating.
66
203000
2000
Bu havalimanındaki alışılmışın dışında yapılmış bir bank.
03:37
So what we're going to see is some of the icons of Eames furniture.
67
205000
4000
Eames mobilyasının bazı simgelerine bakalım.
03:41
And the thing about their furniture is that they said the role of the designer
68
209000
3000
Mobilyaları, tasarımcının aslında
03:44
was essentially that of a good host,
69
212000
2000
iyi bir ev sahibi olması gerektiğini
03:46
anticipating the needs of the guest.
70
214000
2000
ve misafirlerin ihtiyaçların tam olarak karşılamaları gerektiğini söyler.
03:48
So those are cool images. But these are ones I think are really cool.
71
216000
2000
Bunlar hoş fotoğraflar. Fakat bunlar bana göre gerçekten harika.
03:50
These are all the prototypes. These are the mistakes,
72
218000
3000
Bunlar prototipler. Her ne kadar da yanlış kelimesinin tasarımda inanmasam da
03:53
although I don't think mistakes is the right word in design.
73
221000
2000
bunlar yanlışlar.
03:55
It's just the things you try out
74
223000
2000
Sadece daha iyi olması için
03:57
to kind of make it work better.
75
225000
2000
yapılan denemeler.
03:59
And you know some of them would probably be terrible chairs.
76
227000
3000
Ve bilirsiniz ki bazıları muhtemelen sandalye olarak oldukça kötüler.
04:02
Some of them are kind of cool looking. It's like "Hey, why didn't they try that?"
77
230000
3000
Tasarımlardan bazıları gerçekten harika. "Hey, neden bunları denemediler?"
04:05
It was that hands-on iterative process
78
233000
2000
Bu tekrarlanan uygulama süreci
04:07
which is so much like vernacular design
79
235000
3000
geleneksel kültürlerdeki
04:10
and folk design in traditional cultures.
80
238000
3000
yerli ve yöresel tasarımlara benzer.
04:13
And I think that's one of the commonalities between modernism
81
241000
2000
Bence bu modernlikle geleneksel tasarım
04:15
and traditional design. I think it may be a real common ground
82
243000
3000
arasındaki ortak nokta. Bence bu önümüzdeki 20-30 yıl
04:18
as we kind of figure out what on earth to do in the next 20 or 30 years.
83
246000
3000
içinde ne yapmak istediğimize karar vermememize yardımcı olabilir.
04:21
The other thing that's kind of cool is that
84
249000
2000
Harika olan başka şeyse
04:23
you look at this and in the media when people say design,
85
251000
3000
medyada insanlar tasarımdan bahsederken
04:26
they actually mean style.
86
254000
2000
aslında tarzdan bahsediyorlar.
04:28
And I'm really here to talk about design.
87
256000
2000
Ben tasarımdan konuşmak için buradayım.
04:30
But you know the object is just a pivot.
88
258000
2000
Bilirsiniz obje sadece bir araçtır.
04:32
It's a pivot between a process and a system.
89
260000
3000
Süreçle sistem arasında bir araç.
04:35
And this is a little film I made
90
263000
4000
Bu benim Eames sandalyesinin yapımı hakkında
04:39
about the making of the Eames lounge chair.
91
267000
2000
yaptığım kısa bir film.
04:41
The design process for Charles and Ray
92
269000
4000
Charles ve Ray için tasarım
04:45
never ended in manufacturing.
93
273000
5000
hiçbir zaman imalatta bitmedi.
04:50
It continued. They were always trying to make thing better and better.
94
278000
2000
Devam etti. Onlar her zaman daha iyisini ve daha iyisini yapmak için çaba sarfettiler.
04:52
Because it's like as Bill Clinton was saying about Rwandan health clinics.
95
280000
5000
Bill Clinton'ın Rwanda sağlık klinikleri için söyledikleri gibi.
04:57
It's not enough to create one.
96
285000
2000
Bir tane yaratmak yeterli değildir.
04:59
You've got to create a system that will work better and better.
97
287000
2000
Gittikçe daha iyi çalışan bir sistem yaratmalısınız.
05:01
So I've always liked this prototype picture.
98
289000
2000
Bu prototip resmini hep sevdim.
05:03
Because it just kind of, you know, doesn't get any more basic than that.
99
291000
2000
Bildiğiniz gibi bundan daha temel bir şekilde ifade edemezsiniz.
05:05
You try things out.
100
293000
2000
Denemeler yaparsınız.
05:07
This is a relatively famous chair.
101
295000
2000
Bu oldukça ünlü bir sandalyedir.
05:09
Its early version had an "X" base. That's what the collectors like.
102
297000
3000
Erken medellerinde X şeklinde bir tabanı vardı. Koleksiyoncular bunu sever.
05:12
Charles and Ray liked this one because it was better.
103
300000
2000
Charles ve Ray bunu severlerdi çünkü bu daha iyiydi.
05:14
It worked better: "H" base, much more practical.
104
302000
3000
Bu daha işe yarıyordu: "H" temeli daha pratiktir.
05:17
This is something called a splint.
105
305000
2000
Buna atel denilir.
05:19
And I was very touched by Dean Kamen's
106
307000
2000
Ben Dean Kamen'in ordu ve askerler için
05:21
work for the military, or for the soldiers,
107
309000
4000
yaptığı tasarımlardan çok etkilendim,
05:25
because Charles and Ray designed a molded plywood splint. This is it.
108
313000
4000
çünkü Charles ve Ray oyulmuş bir sunta yarattı. İşte bu.
05:29
And they'd been working on furniture before.
109
317000
2000
Daha önce de mobilya üzerinde çalışıyorlardı.
05:31
But doing these splints they learned a lot about the manufacturing process,
110
319000
3000
Ancak bu parçalar üzerinde çalışırken üretim süreciyle ilgili çok şey öğrendiler,
05:34
which was incredibly important to them.
111
322000
3000
bu onlar için çok önemliydi.
05:47
I'm trying to show you too much,
112
335000
2000
Size bunları bol bol gösteriyorum
05:49
because I want you to really get a broth of ideas and images.
113
337000
2000
çünkü size fikirlerin ve imajların özünü vermek istiyorum.
05:51
This is a house that Charles and Ray designed.
114
339000
2000
Bu Charles ve Ray'ın tasarladığı bir ev.
05:53
My sister is chasing someone else. It's not me.
115
341000
3000
Kız kardeşim başka birini kovalıyor. Beni değil.
05:56
Although I endorse heartily the fact that he stole her diary, it's not me.
116
344000
4000
Onun günlüğü çalınmış olsa bile, ben değilim.
06:00
And then this is a film, on the lower left, that Charles and Ray made.
117
348000
4000
Sol altta gördüğünüz de Charles ve Ray'ın yaptığı bir film.
06:04
Now look at that plastic chair.
118
352000
3000
Şimdi bu plastik sandalyeye bakın.
06:07
The house is 1949.
119
355000
2000
Ev 1949'da yapıldı.
06:09
The chair is done in 1949.
120
357000
3000
Sandalye 1949'da yapıldı.
06:12
Charles and Ray,
121
360000
4000
Charles ve Ray,
06:16
they didn't obsess about style for it's own sake.
122
364000
2000
sadece yapmış olmak için tarza saplanmadılar.
06:18
They didn't say, "Our style is curves. Let's make the house curvy."
123
366000
3000
"Tarzımız kıvrımlar. Evi de kıvrımlı yapalım." demediler.
06:21
They didn't say, "Our style is grids. Let's make the chair griddy."
124
369000
3000
"Tarzımız mazgallar. Sandalyeyi de mazgallı yapalım." demediler.
06:24
They focused on the need.
125
372000
2000
İhtiyaca odaklandılar.
06:26
They tried to solve the design problem.
126
374000
2000
Tasarım sorunun çözmeyi denediler.
06:28
Charles used to say, "The extent to which you have a design style
127
376000
3000
Charles "Ne kadar tasarım tarzınız varsa,
06:31
is the extent to which you have not solved the design problem."
128
379000
2000
tasarım problemini çözmeye de o kadar uzaksınızdır." dedi.
06:33
It's kind of a brutal quote.
129
381000
2000
Acımasız bir söz.
06:35
This is the earlier design of that house.
130
383000
2000
Bu, evin daha evvelki tasarımı.
06:37
And again, they managed to figure out a way to make a prototype
131
385000
2000
Yine de evin prototipini yapmanın bir yolunu buldular --
06:39
of a house -- architecture, very expensive medium.
132
387000
3000
mimarisi oldukça pahalı.
06:42
Here's a film we've been hearing things about.
133
390000
3000
Bu hakkında çok şey duyduğumuz bir film.
06:45
The "Powers of Ten" is a film they made.
134
393000
3000
"Onun katları" yaptıkları bir filmin ismi.
06:48
If we watch the next clip,
135
396000
2000
Eğer diğer filmi izlerseniz,
06:50
you're going to see the first version of "Powers of Ten," upper left.
136
398000
4000
"Onun Katların"nin ilk versiyonunun sol yukarıda göreceksiniz.
06:54
The familiar one on the lower right.
137
402000
4000
Sağ daha alttaki tanıdık.
06:58
The Eames' film Tops, lower left.
138
406000
3000
Eamesler'in Tops filmi, sol altta.
07:01
And a lamp that Charles designed for a church.
139
409000
3000
Ve Charles'in klişe için tasarladığı bi lamba.
07:04
Video: Which in turn belongs to a local group of galaxies.
140
412000
3000
Video: Galaksilerdeki yerel gruba ait .
07:07
These form part of a grouping system
141
415000
2000
Bunlar tıpkı yıldızların yaptığı gibi
07:09
much as the stars do.
142
417000
3000
bir gruplama sistemi oluşturuyorlar.
07:12
They are so many and so varied that from this distance
143
420000
2000
O kadar çok ve çeşitliler ki
07:14
they appear like the stars from Earth.
144
422000
4000
bu uzaklıktan dünyadan yıldızların gözüktüğü gibi gözüküyorlar.
07:18
ED: You've seen that film, and what's so great about this
145
426000
3000
ED: Bu filmi gördünüz ve bununla ilgili harika olan
07:21
whole conference is that everybody has been talking about scale.
146
429000
2000
konferanstaki herkes ölçeklendirmekten bahsediyor.
07:23
Everybody here is coming at it from a different way.
147
431000
2000
Buradaki herkes farklı bir geçmişten geliyor.
07:25
I want to give you one example.
148
433000
2000
Bir örnek vermek istiyorum.
07:27
E.O. Wilson once told me that when he looked at ants --
149
435000
2000
E.O. Wilson bana bir keresinde karıncalara baktığında --
07:29
he loved them, of course, and he wanted to learn more about them --
150
437000
3000
onları sevdiğini ve onlar hakkında daha fazlasını öğrenmek istediğini söyledi. --
07:32
he consciously looked at them from the standpoint of scale.
151
440000
2000
onlara ölçeklerini düşünerek baktığını söyledi.
07:34
So here is the tiny creature.
152
442000
2000
Burada minik bir yaratık var.
07:36
And yet simply by changing the frame of reference
153
444000
2000
Ve sadece bakış açısını değiştirdiğinizde
07:38
it reveals so much, including what ended up being the TED Prize.
154
446000
3000
TED Ödülü'nün de dahil olduğu o kadar çok şey açığa çıkar ki.
07:41
Modeling, they tried modeling all the time. They were always modeling things.
155
449000
4000
Modelleme, her zaman modellemeyle uğraştılar. Sürekli bir şeyleri modelliyorlardı.
07:45
And I think part of that is that they never delegated understanding.
156
453000
3000
Sanırım bunun bir parçası olarak hiçbir zaman anlayıştan ödün vermediler.
07:48
And I think in our family we were very lucky,
157
456000
3000
Ailemde bu konuda şanslı olduğumuzu düşünüyorum,
07:51
because we learned about design backwards.
158
459000
2000
çünkü tasarımı tersten öğrendik.
07:53
Design was not something other.
159
461000
2000
Tasarım acayip birşey değildi.
07:55
It was part of the business of life in general.
160
463000
2000
O büyük ölçekteki işlerin bir parçasıydı.
07:57
It was part of the quality of life.
161
465000
2000
O hayatın kalitesiydi.
07:59
And here is some family pictures.
162
467000
3000
Burada bazı aile resimlerini göstereceğim.
08:02
And you can see why I'm down on style, with a haircut like that.
163
470000
2000
Burada tarzdan pek de anlamadığımı saç stilimden görebilirsiniz.
08:04
But anyway, (Laughter)
164
472000
2000
Fakat neyse, (Gülüşmeler)
08:06
I remember the cut grapefruit that we would have at the Eames house when I was a kid.
165
474000
3000
Çocukken Eames evinde greyfurt yediğimizi hatırlıyorum.
08:09
So we're going to watch another film.
166
477000
2000
Şimdi başka bir film izleyeceğiz.
08:11
This is a film, the one called Toys.
167
479000
3000
Bu filmin adı "Oyuncaklar".
08:14
You can see me, I have the same haircut, in the upper right corner.
168
482000
4000
Beni aynı saç kesimiyle sağ yukarıda görebilirsiniz.
08:18
Upper left is a film they did on toy trains.
169
486000
4000
Sol üstte oyuncak trenler filmi var.
08:22
Lower right is a solar do-nothing toy.
170
490000
3000
Sağ altta güneşle çalışan hiçbir şey yapmayan oyuncağı.
08:25
Lower left is Day-of-the-Dead toys.
171
493000
3000
Sol altta Ölülerin Günü oyuncakları.
08:37
Charles used to say that toys are not as innocent as they appear.
172
505000
3000
Charles oyuncakların göründükleri kadar masum olmadıklarını söylerdi.
08:40
They are often the precursor to bigger things.
173
508000
4000
Onlar genellikle daha büyük şeylerin habercisidirler.
08:44
And these ideas -- that train up there, being about the honest use of materials,
174
512000
3000
Ve bu fikirler -- yukarıdaki o tren, maddelerin açıkça kullanılması
08:47
is totally the same
175
515000
2000
suntadaki maddelerin açıkça kullanılmasıyla
08:49
as the honest use of materials in the plywood.
176
517000
3000
aynıdır.
08:56
And now I'm going to test you.
177
524000
1000
Ve şimdi sizi test edeceğim.
08:57
This is a letter that my grandfather sent to my mom when she was five years old.
178
525000
4000
Bu dedemin annem beş yaşındayken ona gönderdiği mektup.
09:01
So can you read it?
179
529000
2000
Okuyabiliyor musunuz?
09:03
Lucia angel,
180
531000
2000
Lucia meleğim,
09:05
okay, eye.
181
533000
3000
tamam, ben.
09:08
Audience: Saw many trains.
182
536000
4000
birçok tren gördüm.
09:12
ED: Awl, also, good that the leather crafter's guild is here.
183
540000
5000
ED: Deri oymağının burada olması iyi olmuş.
09:17
Also, what is he doing? Row, rowed.
184
545000
5000
Başka ne yapıyor? Kürek çekiyor.
09:22
Sun? No. Well is there another name for a sunrise?
185
550000
2000
Güneş? Hayır. Gündoğumunun diğer bir adı nedir?
09:24
Dawn, very good.
186
552000
3000
Şafak, çok iyi.
09:27
Also rode on one. I ...
187
555000
2000
Aynı zamanda birine bindi. ben...
09:29
Audience: You had, I hope you had --
188
557000
2000
Seyirciler: Umarım
09:31
ED: Now you've been to the website Dogs of Saint Louis
189
559000
2000
ED: Şimdi 1930'ların ortalarında,
09:33
in the late, in the mid-1930's,
190
561000
2000
Saint Louis Dogs'un websitesine girseydiniz
09:35
then you'd know that was a Great Dane.
191
563000
2000
onun Great Dane olduğunu bilirdiniz.
09:37
So, I hope you had a
192
565000
2000
Umarım
09:39
Audience: Nice time, time --
193
567000
4000
Seyirciler: Umarım iyi vakit geçirmişsindir.
09:43
ED: Time at.
194
571000
2000
ED: Orada
09:45
Citizen Kane, rose --
195
573000
2000
Yurttaş Kane, gül --
09:47
Audience: Rosebud.
196
575000
2000
Seyirciler: Gonca.
09:49
ED: No, bud. "D"'s right. At Buddy's --
197
577000
3000
ED: Hayır, arkadaş. Arkadaşlarında.
09:52
Audience: Party. Love.
198
580000
2000
Seyirci: Parti, sevgilerimle.
09:54
ED: Okay, good.
199
582000
2000
ED: Tamam, peki.
09:56
So, "I saw many trains and also rode on one.
200
584000
2000
Sonuç olarak "Birçok tren gördüm ve birine bindim.
09:58
I hope you had a nice time at Buddy's party."
201
586000
2000
Umarım arkadaşının partisinde iyi vakit geçirmişsindir."
10:00
So you guys did pretty good, cool.
202
588000
3000
Aferin, iyi buldunuz.
10:03
So my mom and Charles had this great relationship
203
591000
2000
Annem ve Charles'ın harika bir ilişkisi vardı
10:05
where they'd send those sorts of things back and forth to one another.
204
593000
3000
birbirlerine bu tarz şeyleri gönderirlerdi.
10:08
And it's all part of the, you know,
205
596000
2000
Bu biraz da şu anlama geliyor,
10:10
they used to say, "Take your pleasure seriously."
206
598000
2000
şöyle derlerdi "Eğlenceni ciddiye al"
10:12
These are some images from a project of mine
207
600000
3000
Bunlar benim bazı projelerimden kesitler,
10:15
that's called Kymaerica.
208
603000
2000
adı Kymaerica.
10:17
It's sort of an alternative universe.
209
605000
2000
Biraz alternatif bir evren.
10:19
It's kind of a reinterpretation of the landscape.
210
607000
3000
Biraz da manzaranın farklı yorumlanması.
10:22
Those plaques are plaques we've been installing around North America.
211
610000
2000
Bunlar Kuzey Amerika'ya monte ettiğim plaklar.
10:24
We're about to do six in the U.K. next week.
212
612000
3000
Önümüzdeki hafta İngiltere'de altı tane yapacağız.
10:27
And they honor events in the linear world from the fictional world.
213
615000
3000
Onlar gerçek dünyadaki olayları sanal dünyadan onurlandırıyorlar.
10:30
So, of course, since it's bronze it has to be true.
214
618000
2000
Bronz olduğu için de gerçek olması gerekir.
10:32
Video: Kymaerica with waterfalls,
215
620000
5000
Video: Şelalelerle Kymaerica,
10:37
tumbling through our --
216
625000
2000
dünyanızın üzerinde yuvarlanıyor --
10:39
ED: This is one of the traditional Kymaerican songs.
217
627000
2000
ED: Bu Kymaerican geleneksel şarkılarından biri.
10:41
And so we had spelling bees in Paris, Illinois.
218
629000
5000
Paris, İllinois'de heceleme yarışması yaptık.
10:46
Video: Your word is N. Carolina.
219
634000
2000
Video: Senin sözcüğün N. Carolina.
10:48
Girl: Y-I-N-D-I-A-N-A.
220
636000
3000
Kız: Y-İ-N-D-İ-A-N-A.
10:51
ED: And then Embassy Row is actually a historical site,
221
639000
4000
ED: Ve sonra Embassy Row aslında gerçekten tarihsel bir alan,
10:55
because in the Kymaerican story
222
643000
2000
çünkü Kymaerican hikayesinde
10:57
this is where the Parisian Diaspora started, where there embassy was.
223
645000
3000
Paris Diasporası orada, elçiliğin olduğu yerde başladı.
11:00
So you can actually visit and have this three-dimensional
224
648000
2000
Oraya gidip bu üç boyutlu
11:02
fictional experience there.
225
650000
2000
hayal ürününü yaşayabilirsiniz.
11:04
And the town has really embraced it.
226
652000
2000
Kasaba bunu benimsedi.
11:06
We had the spelling bee in conjunction with the Gwomeus Club.
227
654000
2000
Gwomeus Kulübü ile birlikte bir heceleme yarışması da düzenledik.
11:08
But what is really cool is that we take our visual environment
228
656000
3000
Asıl harika olan görsel çevremizi kaçınılmaz olarak algılıyoruz.
11:11
as inevitable. And it's not.
229
659000
3000
Aslında böyle değil.
11:14
Other things could have happened. The Japanese could have discovered Monterey.
230
662000
3000
Başka şeyler de olabilirdi. Japonlar Monterey'i keşfedebilirlerdi.
11:17
And we could have been born 100,000 years ago.
231
665000
2000
Yüz bin sene önce doğabilirdik.
11:19
And there are a lot of fun things. This is the Museum of the Bench.
232
667000
2000
Orada birçok eğlenceli şey var. Bu Bank Müzesi.
11:21
They have trading cards
233
669000
2000
Orada oyun kartları
11:23
and all sorts of cool things.
234
671000
2000
ve birçok hoş şeyler var.
11:25
And you're kind of trapped in the texture of Kymaerica.
235
673000
4000
Kymaerica'da tuzağa düşürülmüş gibisiniz.
11:29
The Tahatchabe, the great road building culture.
236
677000
2000
Tahatchabe, harika yol yapımı kültürü.
11:31
A guy named Nobu Naga,
237
679000
2000
Nobu Naga adında bir adam,
11:33
the so-called Japanese Columbus.
238
681000
2000
Japonya'nın Kolombus'u.
11:35
But now I'm going to return you to the real world.
239
683000
2000
Şimdi sizi gerçek dünyaya geri getiriyorum.
11:37
And this is Cranbrook. I've got a real treat for you,
240
685000
3000
Bu Cranbrook. Bu sizin hoşunuza gidecek,
11:40
which is the first film that Charles ever made.
241
688000
2000
Charles'in yaptığı ilk film.
11:42
So let's watch that. Nobody's ever seen it.
242
690000
3000
Şimdi izleyelim. Bunu daha önce hiç kimse görmedi.
11:45
Cranbrook is very generous to let us show it for the first time here.
243
693000
4000
Cranbrook bunu burada ilk defa görmemize izin verdiği için çok cömert.
11:49
It's a film about Maya Gretel, a famous ceramicist, and a teacher at Cranbrook.
244
697000
4000
Maya Gretel hakkında bir film. Kendisi bir seramikçi ve Cranbrook'ta bir öğretmen.
11:53
And he made it for the 1939 faculty exhibition.
245
701000
4000
Onu ilk defa 1939 fakülte sergisi için yaptı.
11:57
Silent. We don't have a track for it yet.
246
705000
6000
Sessiz. Henüz bunun için bir parçamız yok.
12:03
Very simple. It's just a start. But it's that learn-by-doing thing.
247
711000
3000
Çok basit. Sadece başlangıç. Fakat yaparak öğrenme şeylerinden.
12:06
You want to learn how to make films? Go make a movie.
248
714000
2000
Nasıl film yapıldığını mı öğrenmek istiyorsunuz? O zaman film yapın.
12:08
And you try something out.
249
716000
2000
Bir şeyler deneyin.
12:10
But here is what's really great.
250
718000
2000
Burası gerçekten harika.
12:12
See that chair there? The orange one? That's the organic chair. 1940.
251
720000
4000
Oradaki sandalyeyi görüyor musunuz? Turuncu olanını ? 1940'ta yapılmış organik sandalye.
12:16
At the same time that Charles was doing that chair,
252
724000
2000
Charles bu filmi çekerken aynı zamanda
12:18
he was doing this film.
253
726000
2000
o sandalyeyle uğraşıyordu.
12:20
So my point is that this scope of vision, this holistic vision
254
728000
2000
Bence onlar bu bakış açısına, kutsal bakış açısına
12:22
of design, was with them from the beginning.
255
730000
2000
başından beri sahiplerdi.
12:24
It wasn't like "Oh, we made some chairs and got successful.
256
732000
2000
Yani şöyle değildi "Birkaç tane sandalye yaptık ve başarılı olduk.
12:26
Now we're going to do some movies."
257
734000
2000
Şimdi de biraz film yapalım."
12:28
It was always part of how they looked at the world. And that's what's really powerful.
258
736000
3000
Bu onların dünyaya nasıl baktıklarının bir parçasıydı. Bence bu çok güçlü.
12:31
And I think that all of us in this room, as you move design forward,
259
739000
3000
Ve bence bu odadaki hepimizde bu var, tasarımı ileri götürdükçe,
12:34
it's not about just doing one thing.
260
742000
4000
sadece tek şey yapmak değil.
12:38
It's about how you approach problems. And there is this huge, beautiful commonality
261
746000
3000
Bu problemlere nasıl yaklaştığınız. Ve bu büyük resimde,
12:41
between design, business and the world.
262
749000
3000
tasarımda, iş hayatında ve dünyadaki ortak nokta.
12:44
So we're going to do the last clip.
263
752000
2000
Bu son kaydı göreceğiz.
12:46
And I've shown you some of the images. I just want to focus on sound now.
264
754000
2000
Size bazı resimler gösterdim. Şimdi sese odaklanmak istiyorum.
12:48
So this is Charles' voice.
265
756000
2000
Bu Charles'in sesi.
12:50
Charles Eames: In India, those without, and the lowest in caste,
266
758000
5000
Charles Eames: Hindistan'da, en düşük kasttakiler,
12:55
eat very often, particularly in southern India,
267
763000
2000
özellikle Güney Hindistan'da çok sık yerler,
12:57
they eat off of a banana leaf.
268
765000
3000
muz yaprağından yerler.
13:00
And those a little bit up the scale
269
768000
4000
Biraz daha üst kasttakiler
13:04
eat off of a sort of a low-fired ceramic dish.
270
772000
4000
düşük ısıda ısıtılmış seramik kaplardan yerler.
13:08
And a little bit higher, why they have a glaze
271
776000
3000
Biraz daha üsttekiler, thali dedikleri daha çok ısıtılmış
13:11
on a thing they call a thali.
272
779000
3000
şeyde yerler.
13:14
If you're up the scale a little bit more,
273
782000
2000
Daha da üstteyseniz
13:16
why, a brass thali.
274
784000
2000
pirinç thalide yersiniz.
13:18
And then things get to be a little questionable.
275
786000
4000
Sonra işler biraz daha karışır.
13:22
There are things like silver-plated thalis.
276
790000
3000
Gümüş kaplanmış thaliler vardır.
13:25
And there is solid silver thalis.
277
793000
2000
Tamamen gümüşten yapılmış thaliler vardır.
13:27
And I suppose some nut has had a
278
795000
3000
Eminim tamamen altından bir thaliden
13:30
gold thali that he's eaten off of.
279
798000
2000
yiyen bir çatlak da vardır.
13:32
But you can go beyond that.
280
800000
2000
Bunun daha da ötesine gidebilirsiniz.
13:34
And the guys that have not only means,
281
802000
5000
Sadece durumu iyi olan değil
13:39
but a certain amount of knowledge and understanding,
282
807000
5000
ama belirli bir miktarda bilgiye ve anlayışa sahip olanlar da
13:44
go to the next step, and they eat off a banana leaf.
283
812000
5000
muz yaprağından yiyorlar.
13:49
And I think that in these times
284
817000
4000
Ve bence bu zamanlarda
13:53
when we fall back and regroup,
285
821000
2000
geride kalıp yeniden gruplaştığımızda
13:55
that somehow or other,
286
823000
4000
bu şekilde ya da diğer şekilde,
13:59
the banana leaf parable
287
827000
2000
muz yaprağı benzetmesinin
14:01
sort of got to get working there,
288
829000
2000
bir amacı var,
14:03
because I'm not prepared to say
289
831000
3000
çünkü size
14:06
that the banana leaf that one eats off of
290
834000
3000
birisinin muz yaprağının
14:09
is the same as the other eats off of.
291
837000
5000
diğerinin kullandığı araçtan daha üstün olduğunu söylemeyeceğim.
14:14
But it is that process that has happened within the man
292
842000
4000
Fakat bu muz yaprağını değiştiren süreç
14:18
that changes the banana leaf.
293
846000
3000
insanın içinde oluyor.
14:21
ED: I've been looking forward to sharing that quote with you.
294
849000
2000
ED: Bu sözü sizinle paylaşmak için can atıyordum.
14:23
Because that's part of where we've got to get to.
295
851000
2000
Çünkü bu gelmek istediğim yerin bir parçası.
14:25
And I also want to share this one.
296
853000
2000
Ve bunu da paylaşmak istiyorum.
14:27
"Beyond the age of information is the age of choices."
297
855000
3000
"Bilgi çağının ötesinde seçimler çağı vardır."
14:30
And I really think that's where we are.
298
858000
2000
Ve bence biz şimdi buradayız.
14:32
And it's kind of cool for me to be part of a family
299
860000
3000
Ve 1978'de bahsettiği bu ailenin ve geleneğin bir parçası olmak
14:35
and a tradition where he was talking about that in 1978.
300
863000
3000
benim için harika.
14:38
And part of why this stuff is important
301
866000
3000
Ve bunun bu kadar önemli olmasının
14:41
and all the things that we do are important,
302
869000
2000
ve yaptığımız her şeyin bu kadar önemli olmasının nedeni
14:43
is that these are the ideas we need.
303
871000
2000
bu fikirlere olan ihtiyacımız.
14:45
And I think that this is all part of surrendering to the design journey.
304
873000
3000
Bana kalırsa bu tasarım yolcuğuna kendini bırakmak.
14:48
That's what we all need to do.
305
876000
2000
Bence hepimizin yapması gereken de bu.
14:50
Design is not just for designers anymore. It's a process. It's not style.
306
878000
3000
Tasarım artık sadece tasarımcılar için değil. Bir süreç. Tarz değil.
14:53
All that great thinking needs to really get about solving
307
881000
3000
Bu düşünme gücünü artık
14:56
pretty key problems.
308
884000
2000
büyük problemleri çözmede kullanmalıyız.
14:58
I really thank you for your time.
309
886000
2000
Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
15:00
(Applause)
310
888000
3000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Eames Demetrios - ArtistEames Demetrios is the creator of Kcymaerxthaere, a parallel universe coexisting with our world. He is the grandson of the legendary husband-and-wife design team Charles and Ray Eames.
Why you should listen
The Kcymaerxthaere is "a global work of three-dimensional fiction" that overlays alternative stories onto the physical world. Eames Demetrios, the project's Geographer-at-Large, travels the world exploring stories of imaginary peoples, movements, even physical laws -- and then memorializing these stories on bronze plaques. Kymaerica, which Demetrios references in the talk, is one area within Kcymaerxthaere.
Demetrios is the grandson of Charles and Ray Eames, the design team whose classic chairs, photographs and films epitomize the boundless creativity of the midcentury modern period. Demetrios is active in preserving the Eames legacy, as principal of the Eames Office, a clearinghouse of resources for researching, shopping and exploring the work of these legendary creative people. Demetrios was instrumental in creating the interactive version of the Eames' groundbreaking film Powers of Ten and making the film A Gathering of Elephants.
Eames Demetrios | Speaker | TED.com