ABOUT THE SPEAKER
Sugata Mitra - Education researcher
Educational researcher Sugata Mitra is the winner of the 2013 TED Prize. His wish: Build a School in the Cloud, where children can explore and learn from one another.

Why you should listen

In 1999, Sugata Mitra and his colleagues dug a hole in a wall bordering an urban slum in New Delhi, installed an Internet-connected PC and left it there, with a hidden camera filming the area. What they saw: kids from the slum playing with the computer and, in the process, learning how to use it -- then teaching each other. These famed “Hole in the Wall” experiments demonstrated that, in the absence of supervision and formal teaching, children can teach themselves and each other -- if they’re motivated by curiosity. Mitra, now a professor of educational technology at Newcastle University, called it "minimally invasive education."

Mitra thinks self-organized learning will shape the future of education. At TED2013, he made a bold TED Prize wish: Help me build a School in the Cloud where children can explore and learn on their own -- and teach one another -- using resouces from the worldwide cloud.

The School in the Cloud now includes seven physical locations -- five in India and two in the UK. At the same time, the School in the Cloud online platform lets students participate anywhere, with partner learning labs and programs in countries like Colombia, Pakistan and Greece. In 2016, Mitra held the first School in the Cloud conference in India. He shared that more than 16,000 SOLE sessions had taken place so far, with kids all around the world dipping their toes in this new education model.

More profile about the speaker
Sugata Mitra | Speaker | TED.com
TED2013

Sugata Mitra: Build a School in the Cloud

Sugata Mitra: Bulut Üzerine Okul İnşa Etmek

Filmed:
3,417,649 views

TED2013, Sugata Mitra cesur TED Prize dileğini gerçekleştiriyor: Hindistan'da Bulutların İçinde Bir Okul tasarlayarak çocukların birbirinden öğrendiği, araştırdığı, bulutun kaynaklarını ve yönlendiriciliğini kullandığı bir öğrenme laboratuvarı kurmak için yardım istiyor. Kendini Örgütleyen Öğrenme Ortamı (SOLE) hakkındaki ilham verici konuşmasını izleyin, ve daha fazlasını tedprize.org adresinden öğrenin.
- Education researcher
Educational researcher Sugata Mitra is the winner of the 2013 TED Prize. His wish: Build a School in the Cloud, where children can explore and learn from one another. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:17
What is going to be the futuregelecek of learningöğrenme?
0
1274
5416
Öğrenmenin gelecekte konumu ne olacak?
00:22
I do have a planplan,
1
6690
2280
Bu konuda benim bir planım var.
00:24
but in ordersipariş for me to tell you what that planplan is,
2
8970
3080
Fakat bu planın ne olduğunu anlatmam için size
00:27
I need to tell you a little storyÖykü,
3
12050
2970
ortama zemin hazırlayan
00:30
whichhangi kindtür of setskümeler the stageevre.
4
15020
2846
küçük bir hikaye anlatmam gerekiyor.
00:33
I trieddenenmiş to look at
5
17866
1787
Okulda öğrendiğimiz tarzda eğitimin
00:35
where did the kindtür of learningöğrenme we do in schoolsokullar,
6
19653
3407
olduğu yöne bakmaya çalıştım.
00:38
where did it come from?
7
23060
2270
Bu eğitim anlayışı nereden geldi?
00:41
And you can look faruzak back into the pastgeçmiş,
8
25330
2432
Ve geçmişe, çok eskilere bakabilirsiniz,
00:43
but if you look at present-daygünümüz schoolingeğitim the way it is,
9
27762
3813
fakat günümüzdeki öğretimin haline bakacak olursanız
00:47
it's quiteoldukça easykolay to figureşekil out where it camegeldi from.
10
31575
3702
nereden geldiğini anlamak hiç de zor değil.
00:51
It camegeldi from about 300 yearsyıl agoönce,
11
35277
3948
300 yıl önce,
00:55
and it camegeldi from the last
12
39225
2217
dünyadaki son ve en büyük
00:57
and the biggesten büyük of the empiresimparatorluklar on this planetgezegen. ["The Britishİngiliz Empireİmparatorluğu"]
13
41442
2968
imparatorluklardan biri olan Büyük Britanya'da ortaya çıktı.
01:00
ImagineHayal tryingçalışıyor to runkoş the showgöstermek,
14
44410
2345
Bir gösteriyi
01:02
tryingçalışıyor to runkoş the entiretüm planetgezegen,
15
46755
2408
tüm gezegeni
01:05
withoutolmadan computersbilgisayarlar, withoutolmadan telephonestelefonlar,
16
49163
3824
bilgisayar olmadan, telefon olmadan
01:08
with dataveri handwrittenel yazısı on piecesparçalar of paperkâğıt,
17
52987
4132
elle kağıt parçalarına yazılan bilgilerle
01:13
and travelingseyahat by shipsgemiler.
18
57119
3550
ve gemilerle seyahat ederek yönetmeye çalıştığınızı hayal edin.
01:16
But the VictoriansViktorya dönemi actuallyaslında did it.
19
60669
2154
Viktoryan dönemindeki insanlar bunu gerçekten başardı.
01:18
What they did was amazingşaşırtıcı.
20
62823
3168
Yaptıkları şey hayranlık uyandırıcıydı.
01:21
They createdoluşturulan a globalglobal computerbilgisayar
21
65991
3312
İnsanlardan oluşan
01:25
madeyapılmış up of people.
22
69303
3056
küresel bir bilgisayar yarattılar.
01:28
It's still with us todaybugün.
23
72359
1793
Aslında bugün bu hala bizimle.
01:30
It's calleddenilen the bureaucraticbürokratik administrativeidari machinemakine.
24
74152
5979
Adı da bürokratik yönetim makinesi.
01:36
In ordersipariş to have that machinemakine runningkoşu,
25
80131
3327
Bu makineyi çalıştırmak için
01:39
you need lots and lots of people.
26
83458
3201
çok ama çok insana ihtiyacınız var.
01:42
They madeyapılmış anotherbir diğeri machinemakine to produceüretmek those people:
27
86659
4359
Bu insanları üretebilmek için başka bir makine daha yarattılar.
01:46
the schoolokul.
28
91018
2896
okul.
01:49
The schoolsokullar would produceüretmek the people
29
93914
2777
Okullar
01:52
who would then becomeolmak partsparçalar of the
30
96691
3849
daha sonra bu bürokratik yönetim makinesinin
01:56
bureaucraticbürokratik administrativeidari machinemakine.
31
100540
3385
parçaları olacak insanları üretecekti.
01:59
They mustşart be identicalözdeş to eachher other.
32
103925
4390
Birbirileriyle aynı olmalıydılar.
02:04
They mustşart know threeüç things:
33
108315
2157
Üç şeyi kesinlikle bilmeleri gerekiyordu.
02:06
They mustşart have good handwritingel yazısı, because the dataveri is handwrittenel yazısı;
34
110472
3040
Güzel el yazıları olmalıydı, çünkü bilgi el yazısıyla aktarılıyordu;
02:09
they mustşart be ableyapabilmek to readokumak;
35
113512
2155
okuyabilmeleri gerekiyordu;
02:11
and they mustşart be ableyapabilmek to do multiplicationçarpma,
36
115667
2279
ve zihinden çarpma
02:13
divisionbölünme, additionilave and subtractionçıkarma in theironların headkafa.
37
117946
3663
bölme, toplama ve çıkarma yapabilmeleri gerekiyordu.
02:17
They mustşart be so identicalözdeş that you could pickalmak one up from NewYeni ZealandZelanda
38
121609
3527
O kadar benzer olmalıydılar ki Yeni Zellanda'dan birini alıp
02:21
and shipgemi them to CanadaKanada
39
125136
2335
Kanada'ya gönderdiğiniz zaman
02:23
and he would be instantlyanında functionalfonksiyonel.
40
127471
4081
anında işe yarar olmalıydı.
02:27
The VictoriansViktorya dönemi were great engineersmühendisler.
41
131552
2869
Viktoryanlar harika mühendislerdi.
02:30
They engineeredmühendislik a systemsistem that was so robustgüçlü
42
134421
3489
Öylesine dirençli bir sistem inşa ettiler ki
02:33
that it's still with us todaybugün,
43
137910
2455
bu sistem bugün hâlâ bizimle
02:36
continuouslydevamlı olarak producingüreten identicalözdeş people
44
140365
3976
durmaksızın, artık var olmayan bir makine için
02:40
for a machinemakine that no longeruzun existsvar.
45
144341
4816
birbirinin eşi insanlar üretiyor.
02:45
The empireimparatorluk is gonegitmiş,
46
149157
2928
İmparatorluk bitti.
02:47
so what are we doing with that designdizayn
47
152085
2904
Peki, birbirine benzer insanlar üreten
02:50
that producesüretir these identicalözdeş people,
48
154989
2369
bu tasarımla ne yapıyoruz?
02:53
and what are we going to do nextSonraki
49
157358
2903
ve şayet bu tasarımla yapılabilecek başka bir şey varsa
02:56
if we ever are going to do anything elsebaşka with it?
50
160261
3920
onunla bundan sonra ne yapacağız?
03:00
["SchoolsOkullar as we know them are obsoleteeski"]
51
164181
1690
[" Bildiğimiz halleriyle okulların modası geçti"]
03:01
So that's a prettygüzel stronggüçlü commentyorum Yap there.
52
165871
1892
Bayağı iddiali bir yorum.
03:03
I said schoolsokullar as we know them now, they're obsoleteeski.
53
167763
3794
Ben şimdi bildiğimiz halleriyle okulların modası geçti dedim.
03:07
I'm not sayingsöz they're brokenkırık.
54
171557
1734
Bozuk olduklarını söylemedim.
03:09
It's quiteoldukça fashionablemodaya uygun to say that the educationEğitim system'ssistemin brokenkırık.
55
173291
2997
Eğitim sisteminin bozuk olduğunu söylemek modaya daha uygun.
03:12
It's not brokenkırık. It's wonderfullyharika constructedinşa.
56
176288
3651
Aslında bozuk değil. Harika bir şekilde inşa edilmiş.
03:15
It's just that we don't need it anymoreartık. It's outdatedmodası geçmiş.
57
179939
6226
Sadece artık onlara ihtiyacımız yok. Hükmü kalmadı.
03:22
What are the kindtür of jobsMeslekler that we have todaybugün?
58
186165
2407
Bugün ne tarz işler mevcut?
03:24
Well, the clerkskatip are the computersbilgisayarlar.
59
188572
2134
Katipler artık bilgisayarlar.
03:26
They're there in thousandsbinlerce in everyher officeofis.
60
190706
2531
Her ofiste binlerce var.
03:29
And you have people who guidekılavuz those computersbilgisayarlar
61
193237
3205
ve üstelik bu bilgisayarlara yol gösteren
03:32
to do theironların clericalBüro araçları kullanma jobsMeslekler.
62
196442
2477
ve onların katiplik işlerini yapmasını sağlayan insanlar var.
03:34
Those people don't need to be ableyapabilmek to writeyazmak beautifullygüzel by handel.
63
198919
3264
Bu insanların güzel yazı yazma yeteneklerinin olmasına gerek yok.
03:38
They don't need to be ableyapabilmek to multiplyçarpmak numberssayılar in theironların headskafalar.
64
202183
3032
Zihinden sayıları çarpabilmeye de ihtiyaç duymazlar.
03:41
They do need to be ableyapabilmek to readokumak.
65
205215
2272
Okuyabilir olmaları gerekli.
03:43
In factgerçek, they need to be ableyapabilmek to readokumak discerninglydiscerningly.
66
207487
4150
Aslında sezerek okuyabilmeleri gerekiyor.
03:47
Well, that's todaybugün, but we don't even know
67
211637
3107
Peki, bu bugünkü durum, ama geleceğin mesleklerinin
03:50
what the jobsMeslekler of the futuregelecek are going to look like.
68
214744
2559
neye benzeyeceğini bile bilmiyoruz.
03:53
We know that people will work from whereverher nerede they want,
69
217303
2644
Bildiğimiz şey, insanların istedikleri yerden
03:55
wheneverher ne zaman they want, in whateverher neyse way they want.
70
219947
3198
istedikleri zaman, istedikleri şekilde çalışabilecekleri.
03:59
How is present-daygünümüz schoolingeğitim going to preparehazırlamak them
71
223145
4188
Günümüdeki öğretim bu insanları
04:03
for that worldDünya?
72
227333
2543
böyle bir dünyaya nasıl hazırlayacak?
04:05
Well, I bumpedçarptı into this wholebütün thing completelytamamen by accidentkaza.
73
229876
5048
Ben tüm bu olayın içine tamamen kazara daldım.
04:10
I used to teachöğretmek people how to writeyazmak computerbilgisayar programsprogramlar
74
234924
2632
İnsanlara bilgisayar programları yazmayı öğretiyordum,
04:13
in NewYeni DelhiDelhi, 14 yearsyıl agoönce.
75
237556
2464
14 yıl önce, Yeni Delhi'de.
04:15
And right nextSonraki to where I used to work, there was a slumgecekondu.
76
240020
3757
Çalıştığım yerin dibinde gecekondu mahallesi vardı.
04:19
And I used to think, how on EarthDünya are those kidsçocuklar
77
243777
2587
Ve düşünürdüm, buradaki çocuklar
04:22
ever going to learnöğrenmek to writeyazmak computerbilgisayar programsprogramlar?
78
246364
2520
nasıl olacak da bilgisayar programı yazmayı öğrenecekler?
04:24
Or should they not?
79
248884
3080
Yoksa zaten öğrenmemeliler mi?
04:27
At the sameaynı time, we alsoAyrıca had lots of parentsebeveyn,
80
251964
2617
Diğer bir yandan, bir sürü
04:30
richzengin people, who had computersbilgisayarlar,
81
254581
2431
zengin, bilgisayarı olan aile
04:32
and who used to tell me, "You know, my sonoğul,
82
257012
3131
"Biliyor musunuz, benim oğlum,
04:36
I think he's giftedyetenekli,
83
260143
2189
Çok yetenekli,
04:38
because he does wonderfulolağanüstü things with computersbilgisayarlar.
84
262332
2874
çünkü bilgisayarda harika şeyler yapabiliyor.
04:41
And my daughterkız evlat -- oh, surelyelbette she is extra-intelligentekstra akıllı."
85
265206
3976
Ve kızım-- kesinlike süper zeki" deyip duruyordu.
04:45
And so on. So I suddenlyaniden figuredanladım that,
86
269182
2108
Ve bunun gibi bir sürü şey daha. Aniden
04:47
how come all the richzengin people are havingsahip olan
87
271290
1796
nasıl olur da bu zengin insanlar
04:48
these extraordinarilyolağanüstü giftedyetenekli childrençocuklar?
88
273086
2141
bu çok yetenekli çocuklara sahip oluyorlar anladım.
04:51
(LaughterKahkaha)
89
275227
1915
(Kahkahalar)
04:53
What did the poorfakir do wrongyanlış?
90
277142
2824
Fakir insanlar nerede hata yaptı?
04:55
I madeyapılmış a holedelik in the boundarysınır wallduvar
91
279966
3003
Ofisimle gecekondu mahallesi arasındaki duvarda
04:58
of the slumgecekondu nextSonraki to my officeofis,
92
282969
2032
bir delik açtım,
05:00
and stucksıkışmış a computerbilgisayar insideiçeride it just to see what would happenolmak
93
285001
2744
ve deliğin içine bir bilgisayar koydum
05:03
if I gaveverdi a computerbilgisayar to childrençocuklar who never would have one,
94
287745
2984
hiç bilgisayarı olmamamış,İngilizce bilmeyen İnternetin ne olduğunu bilmeyen
05:06
didn't know any Englishİngilizce, didn't know what the InternetInternet was.
95
290729
3336
çocuklara bir bilgisayar verirsem ne olacağını görmek için.
05:09
The childrençocuklar camegeldi runningkoşu in.
96
294065
952
Çocuklar koşarak geldiler.
05:10
It was threeüç feetayaklar off the groundzemin, and they said, "What is this?"
97
295017
2170
Yerden 1 metre yüksekteydi, ve "Bu ne?" diye sordular.
05:13
And I said, "Yeah, it's, I don't know."
98
297187
2984
Ve ben de "Evet, bu, ben de bilmiyorum." dedim.
05:16
(LaughterKahkaha)
99
300171
2216
(Kahkahalar)
05:18
They said, "Why have you put it there?"
100
302387
2556
"Bunu neden buraya koydun?" diye sordular.
05:20
I said, "Just like that."
101
304943
1215
"Öyle işte." dedim.
05:22
And they said, "Can we touchdokunma it?"I said, "If you wishdilek to."
102
306158
3009
"Dokunabilir miyiz?" diye sordular. "Eğer isterseniz." dedim.
05:25
And I wentgitti away.
103
309167
2377
ve uzaklaştım.
05:27
About eightsekiz hourssaatler latersonra,
104
311544
1744
Yaklaşık sekiz saat sonra,
05:29
we foundbulunan them browsingTarama and teachingöğretim eachher other how to browseGözat.
105
313288
2955
onları internette dolaşırken ve birbirilerine bunu nasıl yapacaklarını öğretirken bulduk.
05:32
So I said, "Well that's impossibleimkansız, because --
106
316243
2497
"Şey, bu imkansız, çünkü-- dedim.
05:34
How is it possiblemümkün? They don't know anything."
107
318740
3541
Nasıl olabilir? Hiç bir şey bilmiyorlar."
05:38
My colleaguesmeslektaşlar said, "No, it's a simplebasit solutionçözüm.
108
322281
2864
İş arkadaşım "Hayır, bunun basit bir açıklaması var.
05:41
One of your studentsöğrencilerin mustşart have been passinggeçen by,
109
325145
2823
Oradan geçen öğrencilerden bir tanesi
05:43
showedgösterdi them how to use the mousefare."
110
327968
2095
fareyi nasıl kullanacaklarını göstermiş olmalı." dedi
05:45
So I said, "Yeah, that's possiblemümkün."
111
330063
1523
Ben de "Evet, mümkün." dedim.
05:47
So I repeatedtekrarlanan the experimentdeney. I wentgitti 300 milesmil out of DelhiDelhi
112
331586
3059
Ardından bu deneyi tekrarladım. Delhi'den 480 km uzağa
05:50
into a really remoteuzak villageköy
113
334645
1991
ücra bir köye
05:52
where the chancesşansı of a passinggeçen softwareyazılım developmentgelişme engineermühendis
114
336636
3792
Software yazılım mühendisinin geçme şansının
05:56
was very little. (LaughterKahkaha)
115
340428
4416
çok düşük olduğu bir yere gittim. (Kahkahalar)
06:00
I repeatedtekrarlanan the experimentdeney there.
116
344844
2663
Deneyi burada tekrarladım.
06:03
There was no placeyer to staykalmak, so I stucksıkışmış my computerbilgisayar in,
117
347507
2287
Kalacak bir yer olmadığından bilgisayarımı orada bırakıp,
06:05
I wentgitti away, camegeldi back after a coupleçift of monthsay,
118
349794
2200
uzaklaştım, birkaç ay sonra geri döndüğümde
06:07
foundbulunan kidsçocuklar playingoynama gamesoyunlar on it.
119
351994
1695
çocukların bilgisayar oyunu oynadığını gördüm.
06:09
When they saw me, they said,
120
353689
951
Beni gördüklerinde,
06:10
"We want a fasterDaha hızlı processorişlemci and a better mousefare."
121
354640
2482
"Daha hızlı bir işlemci ve daha iyi bir fare istiyoruz" dediler.
06:13
(LaughterKahkaha)
122
357122
4294
(Kahkahalar)
06:17
So I said, "How on EarthDünya do you know all this?"
123
361416
3409
Ben de "Nasıl olur da tüm bunları bilebilirsiniz?" diye sordum.
06:20
And they said something very interestingilginç to me.
124
364825
2455
Ve bana çok ilginç bir şey söylediler.
06:23
In an irritatedtedirgin voiceses, they said,
125
367280
1665
Rahatsız edici bir ses tonuyla
06:24
"You've givenverilmiş us a machinemakine that worksEserleri only in Englishİngilizce,
126
368945
2553
"Bize bir makine verdin ama o yalnızca İngilizce'yle çalışıyor
06:27
so we had to teachöğretmek ourselveskendimizi Englishİngilizce in ordersipariş to use it." (LaughterKahkaha)
127
371498
6085
bu yüzden biz de kullanmak için kendimize ingilizce öğretmek zorunda kaldık." dediler.
06:33
That's the first time, as a teacheröğretmen,
128
377583
1977
Bir öğretmen olarak ilk kez
06:35
that I had heardduymuş the wordsözcük "teachöğretmek ourselveskendimizi" said so casuallytesadüfen.
129
379560
5091
"kendimize öğrettik" sözünü bu kadar doğal bir şekilde kullanıldığını duydum.
06:40
Here'sİşte a shortkısa glimpsebelirti from those yearsyıl.
130
384651
3602
Bu yıllarla ilgili kısa bir bakış.
06:44
That's the first day at the HoleDelik in the WallDuvar.
131
388253
2647
Duvardaki deliğin ilk günü.
06:46
On your right is an eight-year-oldSekiz yaşında.
132
390900
2238
Sağınızdaki sekiz yaşında.
06:49
To his left is his studentÖğrenci. She's sixaltı.
133
393138
5720
Solundaki ise onun öğrencisi. Altı yaşında.
06:54
And he's teachingöğretim her how to browseGözat.
134
398858
3597
ve ona bilgisayarda nasıl gezileceğini öğretiyor.
06:58
Then ontoüstüne other partsparçalar of the countryülke,
135
402455
3286
Ülkenin diğer bölümlerinde,
07:01
I repeatedtekrarlanan this over and over again,
136
405741
2283
Bu deneyi bir sürü kez
07:03
gettingalma exactlykesinlikle the sameaynı resultsSonuçlar that we were.
137
408024
3445
sürekli birebir aynı sonucu alarak tekrarladım.
07:07
["HoleDelik in the wallduvar filmfilm - 1999"]
138
411469
3927
["Hole in the wall film- 1999"]
07:11
An eight-year-oldSekiz yaşında tellingsöylüyorum his elderyaşça büyük sisterkız kardeş what to do.
139
415396
4265
Sekiz yaşında olan büyük ablasına ne yapması gerektiğini söylüyor.
07:20
And finallyen sonunda a girlkız explainingaçıklayan in MarathiMarathi what it is,
140
424460
5557
Son olarak bir kız Marathi dilinde bunun ne olduğunu açıklıyor.
07:25
and said, "There's a processorişlemci insideiçeride."
141
430017
4249
ve "İçinde işlemci var." dedi
07:30
So I startedbaşladı publishingyayıncılık.
142
434266
2493
Ben de bunu yayınlamaya başladım.
07:32
I publishedyayınlanan everywhereher yerde. I wroteyazdı down and measuredölçülü everything,
143
436759
2555
Her yerde yayınladım. Yazıp çizip her şeyi ölçtüm,
07:35
and I said, in ninedokuz monthsay, a groupgrup of childrençocuklar
144
439314
2202
ve bir grup çocuk
07:37
left aloneyalnız with a computerbilgisayar in any languagedil
145
441516
2698
herhangi bir dilde çalışan bir bilgisayarla baş başa bırakıldığında
07:40
will reachulaşmak the sameaynı standardstandart as an officeofis secretarySekreter in the WestBatı.
146
444214
4515
dokuz ay içinde Batıdaki herhangi bir sekreterin olduğu seviyeye ulaşacaktır dedim.
07:44
I'd seengörüldü it happenolmak over and over and over again.
147
448729
4760
Bunun olduğunu defalarca gördüm.
07:49
But I was curiousMeraklı to know, what elsebaşka would they do
148
453489
2732
Fakat daha da merakladım, eğer bunu başarabiliyorlarsa
07:52
if they could do this much?
149
456221
2240
başka neleri yapabilirlerdi?
07:54
I startedbaşladı experimentingdeneme with other subjectskonular,
150
458461
2528
Diğer konularda da deneyler yapmaya başladım.
07:56
amongarasında them, for exampleörnek, pronunciationtelaffuz.
151
460989
2968
Örneğin telafuz bunlardan biri.
07:59
There's one communitytoplum of childrençocuklar in southerngüney IndiaHindistan
152
463957
2448
Güney Hindistan'da İngilizce telafuzları
08:02
whosekimin Englishİngilizce pronunciationtelaffuz is really badkötü,
153
466405
2768
çok kötü olan bir çocuk topluluğu var.
08:05
and they neededgerekli good pronunciationtelaffuz because that would improveiyileştirmek theironların jobsMeslekler.
154
469173
3520
ve düzgün bir telafuzları olmalı çünkü bu mesleklerinde gelişmelerini sağlayacaktı.
08:08
I gaveverdi them a speech-to-textkonuşma metni enginemotor in a computerbilgisayar,
155
472693
4078
Onlara konuşmayı yazıya çeviren bir bilgisayar verdim,
08:12
and I said, "Keep talkingkonuşma into it untila kadar it typestürleri what you say."
156
476771
3274
ve "Söylediklerinizi yazana kadar konuşmaya devam edin." dedim.
08:15
(LaughterKahkaha)
157
480045
4632
(Kahkahalar)
08:20
They did that, and watch a little bitbit of this.
158
484677
5184
ve dediğimi yaptılar, şunu biraz izleyelim.
08:25
ComputerBilgisayar: NiceGüzel to meetkarşılamak you.ChildÇocuk: NiceGüzel to meetkarşılamak you.
159
489861
5512
Bilgisayar: Tanıştığımıza sevindim. Çocuk: Tanıştığımıza sevindim.
08:31
SugataSugata MitraMitra: The reasonneden I endedbitti with the faceyüz
160
495373
2271
Sugata Mitra: Oradaki bu genç bayanın yüzünde durdurmamın sebebi
08:33
of this younggenç ladybayan over there is because I suspectşüpheli manyçok of you know her.
161
497644
3817
çoğunuzun bu genç kızı tanıyor olduğunuzdan şüphelenmem..
08:37
She has now joinedkatıldı a call centermerkez in HyderabadHyderabad
162
501461
3496
Hyderabad'da bir çağrı merkezinde çalışıyor.
08:40
and mayMayıs ayı have torturedişkence you about your creditkredi cardkart billsfatura
163
504957
4722
ve belki size kredi kartı borçlarınız hakkında
08:45
in a very clearaçık Englishİngilizce accentAksan.
164
509679
4773
çok anlaşılır bir ingiliz aksanıyla işkence etti.
08:50
So then people said, well, how faruzak will it go?
165
514452
4377
Ardından insanlar, peki, nereye kadar gidecek bu? dediler.
08:54
Where does it stop?
166
518829
1570
Nerede duracak?
08:56
I decidedkarar I would destroyyıkmak my ownkendi argumenttartışma
167
520399
3363
Kendi argümanımı
08:59
by creatingoluşturma an absurdsaçma propositionönerme.
168
523762
2504
saçma bir öneriyle çürütmeye karar verdim.
09:02
I madeyapılmış a hypothesishipotez, a ridiculousgülünç hypothesishipotez.
169
526266
3888
Bir hipotez yarattım, komik bir hipotez.
09:06
TamilTamil dili is a southgüney IndianHint languagedil, and I said,
170
530154
1804
Tamil bir güney Hindistan dili, ve dedim ki
09:07
can Tamil-speakingTamil dili konuşan childrençocuklar in a southgüney IndianHint villageköy
171
531958
2645
Güney Hindistan köylerinde Tamil dili konuşan çocuklar
09:10
learnöğrenmek the biotechnologybiyoteknoloji of DNADNA replicationkopya in Englishİngilizce
172
534603
3505
ingilizce DNA kopyalama biyoteknolojisini
09:14
from a streetsidesokak computerbilgisayar?
173
538108
2247
köşede duran bir bilgisayardan öğrenebilirler mi?
09:16
And I said, I'll measureölçmek them. They'llOnlar olacak get a zerosıfır.
174
540355
2185
ve dedim ki " Bunu ölçeceğim. Büyük ihtimalle sıfır alacaklar.
09:18
I'll spendharcamak a coupleçift of monthsay, I'll leaveayrılmak it for a coupleçift of monthsay,
175
542540
3054
Birkaç ay geçireceğim, Bilgisayarı orada bir kaç aylığına bırakacağım,
09:21
I'll go back, they'llacaklar get anotherbir diğeri zerosıfır.
176
545594
2304
Geri döneceğim ve yine hiç bir şeyin olmadığını göreceğim.
09:23
I'll go back to the lablaboratuvar and say, we need teachersöğretmenler.
177
547898
4356
Laboratuvara geri dönüp, öğretmenlere ihtiyacımız var, diyeceğim.
09:28
I foundbulunan a villageköy. It was calleddenilen KallikuppamKallikuppam in southerngüney IndiaHindistan.
178
552254
4063
Güney Hindistan'da Kallikuppam adında bir köy buldum.
09:32
I put in HoleDelik in the WallDuvar computersbilgisayarlar there,
179
556317
2677
Duvara yerleştirilen bilgisayarlardan koydum.
09:34
downloadedİndirildi all kindsçeşit of stuffşey from the InternetInternet about DNADNA replicationkopya,
180
558994
3687
DNA kopyalama hakkında internetten her türden bir sürü şey indirdim
09:38
mostçoğu of whichhangi I didn't understandanlama.
181
562681
3305
bir çoğunu ben bile anlamadım.
09:41
The childrençocuklar camegeldi rushingacele, said, "What's all this?"
182
565986
2977
Çocuklar aceleyle gelip "Tüm bunlar nedir?" dediler.
09:44
So I said, "It's very topicallokal, very importantönemli. But it's all in Englishİngilizce."
183
568963
5008
Ben de "Bu çok önemli güncel bir konu ama hepsi İngilizce." dedim.
09:49
So they said, "How can we understandanlama suchböyle bigbüyük Englishİngilizce wordskelimeler
184
573971
3354
Onlar da "Biz bu uzun İngilizce kelimeleri
09:53
and diagramsdiyagramlar and chemistrykimya?"
185
577325
2078
ve diyagramları, kimyayı nasıl anlayacağız?" diye sordular.
09:55
So by now, I had developedgelişmiş a newyeni pedagogicalpedagojik methodyöntem,
186
579403
2824
Şuana kadar bir pedagojik metod geliştirmiştim.
09:58
so I applieduygulamalı that. I said, "I haven'tyok the foggiesthiçbir fikrim ideaFikir."
187
582227
2884
ve bunu uyguladım. "Hiç bir fikrim yok." dedim.
10:01
(LaughterKahkaha)
188
585111
3195
(Kahkahalar)
10:04
"And anywayneyse, I am going away."
189
588306
2950
"Her neyse, ben gidiyorum."
10:07
(LaughterKahkaha)
190
591256
4368
(Kahkahalar)
10:11
So I left them for a coupleçift of monthsay.
191
595624
3589
Ve böylece onları birkaç aylığına terk ettim.
10:15
They'dOnlar-cekti got a zerosıfır. I gaveverdi them a testÖlçek.
192
599213
2635
Sıfır alacaklardı. Onlara bir test vermiştim.
10:17
I camegeldi back after two monthsay
193
601848
924
İki ay sonra geri geldim.
10:18
and the childrençocuklar troopedgünü in and said, "We'veBiz ettik understoodanladım nothing."
194
602772
3660
Çocuklar toplanarak "Hiçbir şey anlamadık." dediler.
10:22
So I said, "Well, what did I expectbeklemek?"
195
606432
2075
Ben de" Ne bekliyordum ki, sanki." dedim.
10:24
So I said, "Okay, but how long did it take you
196
608507
4085
"Tamam, peki bir şey anlayamayacağınıza karar vermeniz
10:28
before you decidedkarar that you can't understandanlama anything?"
197
612592
2761
ne kadar sürdü?" diye sordum.
10:31
So they said, "We haven'tyok givenverilmiş up.
198
615353
1948
Onlar da "Henüz vazgeçmedik." dediler.
10:33
We look at it everyher singletek day."
199
617301
1976
Her gün gelip bakıyoruz."
10:35
So I said, "What? You don't understandanlama these screensekranlar
200
619277
2465
"Ne? Ekrandaki hiçbir şeyi anlamıyorsunuz
10:37
and you keep staringbakmak at it for two monthsay? What for?"
201
621742
2704
ve buna rağmen iki aydır ona bakıp duruyor musunuz? Ne için?"
10:40
So a little girlkız who you see just now,
202
624446
2513
Şuanda gördüğünüz küçük kız
10:42
she raisedkalkık her handel, and she saysdiyor to me in brokenkırık TamilTamil dili and Englishİngilizce,
203
626959
2732
elini kaldırıp kötü bir İngilizce ve Tamil dilinde
10:45
she said, "Well, apartayrı from the factgerçek that
204
629691
2197
"Düzensiz DNA molekülü dizilimlerinin
10:47
improperuygun olmayan replicationkopya of the DNADNA moleculemolekül causesnedenleri diseasehastalık,
205
631888
3151
hastalığa sebep olmasından
10:50
we haven'tyok understoodanladım anything elsebaşka."
206
635039
2521
başka hiçbir şey anlamadık." dedi.
10:53
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
207
637560
5712
(Kahkaha) (Alkış)
10:59
So I testedtest edilmiş them.
208
643272
4120
Ben de onları test ettim.
11:03
I got an educationaleğitici impossibilityimkansızlık, zerosıfır to 30 percentyüzde
209
647392
3272
Eğitimsel bir imkansızlıkla karşılaştım. 0'dan yüzde 30'lara
11:06
in two monthsay in the tropicaltropikal heatsıcaklık
210
650664
2304
tropik sıcağında iki ay içinde
11:08
with a computerbilgisayar underaltında the treeağaç in a languagedil they didn't know
211
652968
3440
ağaç altında bilmedikleri bir dildeki bilgisayarla
11:12
doing something that's a decadeonyıl aheadönde of theironların time.
212
656408
3072
kendi zamanlarından onlarca yıl ötesinde bir bilgiye ulaşmışlardı.
11:15
AbsurdSaçma. But I had to followtakip et the VictorianViktorya dönemi normnorm.
213
659480
5377
Olanaksız. Ama Viktoryan standartlarını takip etmeliyim.
11:20
ThirtyOtuz percentyüzde is a failbaşarısız.
214
664857
3400
Yüzde otuz başarısızlık demektir.
11:24
How do I get them to passpas? I have to get them 20 more marksizler.
215
668257
2936
Onların geçmesini nasıl sağlayabilirdim? Yüzde 20'lik bir artış nasıl sağlanabilirdi?
11:27
I couldn'tcould find a teacheröğretmen. What I did find was a friendarkadaş that they had,
216
671193
4837
Bir öğretmen bulamadım. Bulabildiğim tek kişi
11:31
a 22-year-old-yaşında girlkız who was an accountantMuhasebeci
217
676030
2386
eskiden muhasebeci olan 22 yaşında
11:34
and she playedOyunun with them all the time.
218
678416
2448
her zaman onlarla oyun oynayan bir kızdı.
11:36
So I askeddiye sordu this girlkız, "Can you help them?"
219
680864
2121
Böylece, kıza "Onlara yardım edebilir misin?" diye sordum.
11:38
So she saysdiyor, "AbsolutelyKesinlikle not.
220
682985
2271
"Kesinlikle hayır,
11:41
I didn't have scienceBilim in schoolokul. I have no ideaFikir
221
685256
3077
Okulda fen dersi almadım. Sabahtan akşama kadar
11:44
what they're doing underaltında that treeağaç all day long. I can't help you."
222
688333
4529
o ağacın altında ne yaptıklarına dair hiçbir fikrim yok. Sana yardım edemem." dedi.
11:48
I said, "I'll tell you what. Use the methodyöntem of the grandmotherbüyükanne."
223
692862
4531
Ben de "Sana ne diyeceğim, büyükanne yöntemini kullan." dedim.
11:53
So she saysdiyor, "What's that?"
224
697393
1330
"O nedir?" dedi.
11:54
I said, "StandStand behindarkasında them.
225
698723
1387
"Arkalarında dur." dedim.
11:56
WheneverNe zaman they do anything, you just say,
226
700110
1606
Ne zaman bir şey yapsalar,
11:57
'Well, wowvay, I mean, how did you do that?
227
701732
2781
"Ooo, bunu nasıl yaptınız?" diye sor.
12:00
What's the nextSonraki pagesayfa? GoshTanrım, when I was your ageyaş, I could have never donetamam that.'
228
704529
3096
Diğer sayfada ne varmış, Tanrım ben sizin yaşınızdayken bunların hiç birini yapamazdım." de.
12:03
You know what granniesnineler do."
229
707625
2922
Büyükannelerin ne yaptığını bilirsin.
12:06
So she did that for two more monthsay.
230
710547
2174
İki ay boyunca söylediğimi yaptı.
12:08
The scoresSkorlar jumpedatladı to 50 percentyüzde.
231
712721
2914
Puanları yüzde 50'ye yükseldi
12:11
KallikuppamKallikuppam had caughtyakalandı up
232
715635
1654
Kallikuppam,
12:13
with my controlkontrol schoolokul in NewYeni DelhiDelhi,
233
717289
1878
Yeni Delhi'deki kontrol grubumla beraber
12:15
a richzengin privateözel schoolokul with a trainedeğitilmiş biotechnologybiyoteknoloji teacheröğretmen.
234
719167
4136
eğitimli bir biyoteknoloji öğretmeni olan özel bir okul seviyesini yakaladı.
12:19
When I saw that graphgrafik I knewbiliyordum there is a way to levelseviye the playingoynama fieldalan.
235
723303
4837
Bu grafiği gördüğümde, bu durumu eşitlemenin bir yolu olduğunu biliyordum.
12:24
Here'sİşte KallikuppamKallikuppam.
236
728140
2096
İşte Kallikuppam.
12:26
(ChildrenÇocuk speakingkonuşuyorum) NeuronsNöronlar ... communicationiletişim.
237
730236
8195
(Çocuklar konuşuyorlar) Nöronlar ... iletişim.
12:34
I got the camerakamera angleaçı wrongyanlış. That one is just amateuramatör stuffşey,
238
738431
3691
Kamera açısı yanlış, bunlar amatör işi biraz,
12:38
but what she was sayingsöz, as you could make out,
239
742122
2496
fakat söylediği şey, anlayabildiğiniz üzere,
12:40
was about neuronsnöronlar, with her handseller were like that,
240
744618
2407
nöronlar hakkındaydı. Ellerini böyle yaparak
12:42
and she was sayingsöz neuronsnöronlar communicateiletişim kurmak.
241
747025
3556
nöronların iletişimini anlatıyor.
12:46
At 12.
242
750581
3344
12 yaşında.
12:49
So what are jobsMeslekler going to be like?
243
753925
3210
Peki meslekler neye benzeyecek?
12:53
Well, we know what they're like todaybugün.
244
757135
2291
Günümüzde nasıl olduklarını biliyoruz.
12:55
What's learningöğrenme going to be like? We know what it's like todaybugün,
245
759426
2338
Öğrenme nasıl olacak? Günümüzde nasıl olduğunu biliyoruz,
12:57
childrençocuklar pouringdökme over with theironların mobileseyyar phonestelefonlar on the one handel
246
761764
3053
çocuklar bir ellerinde cep telefonu
13:00
and then reluctantlyisteksizce going to schoolokul to pickalmak up theironların bookskitaplar with theironların other handel.
247
764817
3773
diğer elleriyle de kitap tutmak için isteksizce okula gidiyorlar.
13:04
What will it be tomorrowyarın?
248
768590
3959
Yarın nasıl olacak?
13:08
Could it be that we don't need to go to schoolokul at all?
249
772549
4900
Okula hiç bir şekilde gitmek zorunda kalmayacağımız, bir durum olabilir mi?
13:13
Could it be that, at the pointpuan in time when you need to know something,
250
777449
3540
Öğrenmek istediğin şeyi
13:16
you can find out in two minutesdakika?
251
780989
3320
iki dakika içinde öğrenebileceğin bir noktaya gelmek mümkün mü?
13:20
Could it be -- a devastatingyıkıcı questionsoru,
252
784309
4105
Acaba -- yıkıcı bir soru,
13:24
a questionsoru that was framedçerçeveli for me by NicholasNicholas NegroponteNegroponte --
253
788414
2792
Nicholas Negroponte tarafından, bana uyarlanarak sorulmuş bir soru.
13:27
could it be that we are headingbaşlık towardskarşı or maybe in
254
791206
3039
Acaba bizler bilmenin modasının geçmiş olacağı
13:30
a futuregelecek where knowingbilme is obsoleteeski?
255
794245
3360
bir geleceğe doğru mu gidiyoruz?
13:33
But that's terriblekorkunç. We are homohomo sapienssapiens.
256
797605
2533
Fakat bu korkunç. Bizler homo sapiensiz.
13:36
KnowingBilerek, that's what distinguishesfarklılaşacaktır us from the apesmaymunlar.
257
800138
3917
Bilmek, bizi maymunlardan ayıran şey.
13:39
But look at it this way.
258
804055
1777
Ama şu şekilde bakın.
13:41
It tookaldı naturedoğa 100 millionmilyon yearsyıl
259
805832
2546
Doğanın maymunları
13:44
to make the apemaymun standdurmak up
260
808378
2136
ayağa kaldırıp
13:46
and becomeolmak HomoHomo sapienssapiens.
261
810514
2184
Homo sapiense dönüştürmesi 100 milyon yıl aldı.
13:48
It tookaldı us only 10,000 to make knowingbilme obsoleteeski.
262
812698
3696
Bilmenin eskide kalması yalnızca 10,000 yıl sürdü.
13:52
What an achievementbaşarı that is.
263
816394
2182
Ne kadar büyük bir başarı.
13:54
But we have to integratebirleştirmek that into our ownkendi futuregelecek.
264
818576
4027
Ama bunu kendi geleceğimizle bütünleştirmeliyiz.
13:58
EncouragementTeşvik seemsgörünüyor to be the keyanahtar.
265
822603
2959
Cesaretlendirme işin anahtarı gibi duruyor.
14:01
If you look at KuppamKuppam,
266
825562
1210
Kuppam'a bakarsanız,
14:02
if you look at all of the experimentsdeneyler that I did,
267
826772
2814
yaptığım tüm deneylere bakarsanız
14:05
it was simplybasitçe sayingsöz, "WowVay canına," salutingselamlayan learningöğrenme.
268
829586
7135
Sadece "Ooo" demek, öğrenmeye selam duruyor
14:12
There is evidencekanıt from neurosciencenörobilim.
269
836721
2394
Burada nörolojiden bir kanıt var.
14:15
The reptiliansürüngen partBölüm of our brainbeyin, whichhangi sitsoturur in the centermerkez of our brainbeyin,
270
839115
3202
Beynimizin tam ortasında olan sürüngen beyin kısmı
14:18
when it's threatenedtehdit, it shutskapatır down everything elsebaşka,
271
842317
3736
tehdit edildiğinde diğer her şeyi kapatıyor.
14:21
it shutskapatır down the prefrontalprefrontal cortexkorteks, the partsparçalar whichhangi learnöğrenmek,
272
846053
3678
Ön frontal korteksi, öğrenmenin olduğu kısmı
14:25
it shutskapatır all of that down.
273
849731
2744
hepsini kapatıyor.
14:28
PunishmentCeza and examinationsdeneme sınavları are seengörüldü as threatstehditler.
274
852475
4148
Ceza ve sınavlar tehdit olarak görülüyor.
14:32
We take our childrençocuklar, we make them shutkapamak theironların brainsbeyin down,
275
856623
3625
Çocuklarımızı alıp beyinlerini kapattırıyoruz
14:36
and then we say, "PerformGerçekleştirmek."
276
860248
2696
ve ardından da "Yap." diyoruz.
14:38
Why did they createyaratmak a systemsistem like that?
277
862944
3481
Neden böyle bir sistem yarattılar?
14:42
Because it was neededgerekli.
278
866425
1646
Çünkü gerekliydi.
14:43
There was an ageyaş in the AgeYaş of EmpiresEmpires
279
868071
2585
İmparatorluklar döneminde bir çağ vardı
14:46
when you neededgerekli those people who can survivehayatta kalmak underaltında threattehdit.
280
870656
4270
o zamanda tehdit altında hayatta kalabilen insanlara ihtiyaç vardı.
14:50
When you're standingayakta in a trenchhendek all aloneyalnız,
281
874926
2267
Çukurda tek başına durduğunda
14:53
if you could have survivedhayatta, you're okay, you've passedgeçti.
282
877193
4031
hayatta kalabilirsen, iyisin, geçtin.
14:57
If you didn't, you failedbaşarısız oldu.
283
881224
2973
Yapamazsan, başarısızsın.
15:00
But the AgeYaş of EmpiresEmpires is gonegitmiş.
284
884197
2656
Fakat İmparatorluklar Dönemi bitti.
15:02
What happensolur to creativityyaratıcılık in our ageyaş?
285
886853
3638
Dönemimizdeki yaratıcılığa ne oldu?
15:06
We need to shiftvardiya that balancedenge back
286
890491
3015
Bu dengenin değişmesine ihtiyacımız var.
15:09
from threattehdit to pleasureZevk.
287
893506
3409
tehditten keyfe dönüşmeli.
15:12
I camegeldi back to Englandİngiltere looking for Britishİngiliz grandmothersAnneannelerin.
288
896915
3952
İngiliz büyükanneler aramak üzere İngiltere'ye döndüm.
15:16
I put out noticesbildirimler in paperskâğıtlar sayingsöz,
289
900867
3017
Şunları söylediğim notlar ve kağıtlar yayımladım;
15:19
if you are a Britishİngiliz grandmotherbüyükanne, if you have broadbandgenişbant and a web camerakamera,
290
903884
3420
İngiliz bir büyükanne iseniz, internetiniz ve web kameranız varsa
15:23
can you give me one hoursaat of your time perbaşına weekhafta for freeücretsiz?
291
907304
3227
haftada bir saatinizi ücret beklemeden bana ayırabilir misiniz?
15:26
I got 200 in the first two weekshaftalar.
292
910531
2112
İlk iki hafta 200 tane cevap aldım.
15:28
I know more Britishİngiliz grandmothersAnneannelerin than anyonekimse in the universeEvren. (LaughterKahkaha)
293
912643
4908
Evrendeki herkesten daha çok İngiliz büyükanne tanıyorum. (Kahkahalar)
15:33
They're calleddenilen the GrannyBüyükanne CloudBulut.
294
917551
3815
Onlara Büyükanne Bulutu deniyor.
15:37
The GrannyBüyükanne CloudBulut sitsoturur on the InternetInternet.
295
921366
1730
Büyükanne bulutu internette bulunuyor.
15:38
If there's a childçocuk in troublesorun, we beamışın a GranGran.
296
923096
4374
Eğer bir çocuğun sorunu varsa bir büyükanneyle görüştürüyoruz.
15:43
She goesgider on over SkypeSkype and she sortssıralar things out.
297
927470
3569
Skype'la ya da buna benzer bir şey yoluyla sorunları çözüyor.
15:46
I've seengörüldü them do it from a villageköy calleddenilen DigglesDiggles
298
931039
3619
Onların İngiltere'nin kuzeybatısındaki
15:50
in northwesternKuzeybatı Englandİngiltere,
299
934658
2045
Diggles adlı bir köyden
15:52
deepderin insideiçeride a villageköy in TamilTamil dili NaduNadu, IndiaHindistan,
300
936703
3304
9700 km uzakta Hindistan'daki Tamil Nadu'nun içlerindeki köye
15:55
6,000 milesmil away.
301
940007
2240
yaptıklarına şahit oldum.
15:58
She does it with only one age-oldasırlık gesturejest.
302
942247
3576
Sadece bir tane yaşlı insan mimiği kullanarak yapıyordu.
16:01
"ShhhSessiz ol."
303
945823
1715
"Şşşşt."
16:03
Okay?
304
947538
2725
Tamam?
16:06
Watch this.
305
950263
1536
Bunu izleyin.
16:07
GrandmotherBüyükanne: You can't catchyakalamak me. You say it.
306
951799
4256
Büyükanne: Beni yakalayamazsın. Sen söyle.
16:11
You can't catchyakalamak me.
307
956055
3768
Beni yakalayamazsın.
16:15
ChildrenÇocuk: You can't catchyakalamak me.
308
959823
2968
Çocuklar: Beni yakalayamazsın.
16:18
GrandmotherBüyükanne: I'm the GingerbreadGingerbread Man.ChildrenÇocuk: I'm the GingerbreadGingerbread Man.
309
962791
5582
Büyükanne: Ben Zencefelli Adam. Çocuk: Ben Zencefilli Adam.
16:24
GrandmotherBüyükanne: Well donetamam! Very good.
310
968373
4590
Büyükanne: Aferin! Çok iyi.
16:28
SMSM: So what's happeningolay here?
311
972963
2458
SM: Burada ne oluyor?
16:31
I think what we need to look at is
312
975421
1844
Burada bakacağımız nokta
16:33
we need to look at learningöğrenme
313
977265
2381
öğrenmeye
16:35
as the productürün of educationaleğitici self-organizationkendi kendine organizasyon.
314
979646
4588
eğitimsel kendini örgütlemenin bir ürünü olarak bakmak.
16:40
If you allowizin vermek the educationaleğitici processsüreç to self-organizekendi kendine organize,
315
984234
2845
Eğer eğitim sürecinin kendini örgütlemeyle olmasına izin verirseniz
16:42
then learningöğrenme emergesortaya.
316
987079
2491
öğrenme gerçekleşir.
16:45
It's not about makingyapma learningöğrenme happenolmak.
317
989570
2393
Konu öğrenmenin meydana gelmesi değil.
16:47
It's about lettingicar it happenolmak.
318
991963
2216
Konu meydana gelmesine imkân verilmesi.
16:50
The teacheröğretmen setskümeler the processsüreç in motionhareket
319
994179
3273
Öğretmen işlemi harekete geçirecek
16:53
and then she standsstandları back in awehuşu
320
997452
2719
ve sonra arkasına yaslanacak
16:56
and watchessaatler as learningöğrenme happensolur.
321
1000171
2368
ve öğrenmenin gerçekleşmesini izleyecek.
16:58
I think that's what all this is pointingişaret at.
322
1002539
2953
Bence tüm bunlar buna işaret ediyor.
17:01
But how will we know? How will we come to know?
323
1005492
2752
Peki nasıl biliyoruz? Bildiğimizi nasıl idrak ediyoruz?
17:04
Well, I intendniyet etmek to buildinşa etmek
324
1008244
1675
Öz denetimli
17:05
these Self-OrganizedKendi kendine organize LearningÖğrenme EnvironmentsOrtamlar.
325
1009919
3301
Öğrenme Ortamı yaratmaya karar verdim.
17:09
They are basicallytemel olarak broadbandgenişbant, collaborationişbirliği
326
1013220
3685
Basitçe, geniş kapasiteli ağ bağlantısı, işbirliği
17:12
and encouragementteşvik put togetherbirlikte.
327
1016905
2393
ve cesaretlendirmenin bir araya gelmesiyle oluşuyor.
17:15
I've trieddenenmiş this in manyçok, manyçok schoolsokullar.
328
1019298
1706
Bunu bir sürü okulda denedim.
17:16
It's been trieddenenmiş all over the worldDünya, and teachersöğretmenler
329
1021004
2535
Dünyanın her bir yanında, geri çekilip
17:19
sortçeşit of standdurmak back and say, "It just happensolur by itselfkendisi?"
330
1023539
3626
"Bu şimdi kendiliğinden mi oluyor?"diye soran öğretmenlerle birlikte denedim.
17:23
And I said, "Yeah, it happensolur by itselfkendisi.""How did you know that?"
331
1027165
3117
Ve ben de "Evet kendiliğinden oluyor." dedim. "Bunu nasıl biliyorsunuz?"
17:26
I said, "You won'talışkanlık believe the childrençocuklar who told me
332
1030282
3493
"Bunu bana hangi çocukların öğrettiğine
17:29
and where they're from."
333
1033775
2928
ve o çocukların nereli olduğuna inanamayacaksınız." dedim.
17:32
Here'sİşte a SOLESOLE in actionaksiyon.
334
1036703
2744
Gördüğünüz SOLE ( öz-disiplin ortamında öğrenme ortamı)
17:35
(ChildrenÇocuk talkingkonuşma)
335
1039447
6109
(Çocuk konuşuyorlar)
17:41
This one is in Englandİngiltere.
336
1045556
6289
Bu İngiltere'de.
17:47
He maintainstutar lawhukuk and ordersipariş,
337
1051845
3766
(ufak erkek çocuğu kastederek) O adaleti ve düzeni sürdürüyor.
17:51
because rememberhatırlamak, there's no teacheröğretmen around.
338
1055611
8515
çünkü hatırlayın etrafta öğretmen yok.
18:01
GirlKız: The totalGenel Toplam numbernumara of electronselektronlar is not equaleşit to the totalGenel Toplam numbernumara of protonsProton -- SMSM: AustraliaAvustralya
339
1066096
3903
Kız: Elektronların toplamı protonların toplam sayısına eşit değil-- SM: Avusturalya
18:05
GirlKız: -- givingvererek it a net positivepozitif or negativenegatif electricalelektrik chargeşarj etmek.
340
1069999
6735
Kız: -- ona net pozitif vererek negatif elektrik yükü elde edilir.
18:12
The net chargeşarj etmek on an ionİyon is equaleşit to the numbernumara of protonsProton
341
1076734
3584
Bir iyondaki net yük iyondaki proton sayısı eksi
18:16
in the ionİyon minuseksi the numbernumara of electronselektronlar.
342
1080318
3293
elektron sayısına eşittir
18:19
SMSM: A decadeonyıl aheadönde of her time.
343
1083611
3049
SM: Zamanının çok ötesinde.
18:22
So SOLEsTabanları, I think we need a curriculumMüfredat of bigbüyük questionssorular.
344
1086660
3603
Bence SOLE 'de büyük soruların olduğu bir eğitim programına ihtiyacımız var.
18:26
You alreadyzaten heardduymuş about that. You know what that meansanlamına geliyor.
345
1090263
2206
Bunu duydunuz ne anlama geldiğini biliyorsunuz.
18:28
There was a time when StoneTaş AgeYaş menerkekler and womenkadınlar
346
1092469
3401
Taş Devrinde kadınlarla erkeklerin
18:31
used to sitoturmak and look up at the skygökyüzü and say,
347
1095870
2104
yan yana oturup gökyüzüne baktıkları ve
18:33
"What are those twinklingpırıltı lightsışıklar?"
348
1097974
2479
" Bu parlayan ışıklar ne?" diye sordukları zaman vardı.
18:36
They builtinşa edilmiş the first curriculumMüfredat, but we'vebiz ettik lostkayıp sightgörme of those wondrousHarika questionssorular.
349
1100453
4794
Onlar ilk öğrenim programını geliştirdiler fakat biz bu harika soruların izini kaybettik.
18:41
We'veBiz ettik broughtgetirdi it down to the tangenttanjantı of an angleaçı.
350
1105247
4130
Bir köşenin tanjantına indirgedik.
18:45
But that's not sexyseksi enoughyeterli.
351
1109377
3708
Ama bu yeterince çekici/seksi değil.
18:48
The way you would put it to a nine-year-oldDokuz yaşında is to say,
352
1113085
2961
Bunu dokuz yaşında birine anlatırken şöyle söylersiniz ,
18:51
"If a meteoritegöktaşı was cominggelecek to hitvurmak the EarthDünya,
353
1116046
3153
"Eğer bir meteroid Dünya'ya çarpmaya geliyorsa
18:55
how would you figureşekil out if it was going to or not?"
354
1119199
3398
çarpıp çarpmayacağını nasıl anlarsın?
18:58
And if he saysdiyor, "Well, what? how?"
355
1122597
2560
ve eğer "Ehm, ne , nasıl? derse
19:01
you say, "There's a magicsihirli wordsözcük. It's calleddenilen the tangenttanjantı of an angleaçı,"
356
1125157
2985
"Sihirli bir kelime var. Bir açının tanjantı deniyor,"
19:04
and leaveayrılmak him aloneyalnız. He'llO olacak figureşekil it out.
357
1128142
2871
deyip onu yalnız bırakırsınız. Ne olduğunu anlayacaktır.
19:06
So here are a coupleçift of imagesGörüntüler from SOLEsTabanları.
358
1131013
4458
SOLE'lardan bir kaç görüntü var.
19:11
I've trieddenenmiş incredibleinanılmaz, incredibleinanılmaz questionssorular --
359
1135471
5589
Dokuz yaşındakilere
19:16
"When did the worldDünya beginbaşla? How will it endson?" —
360
1141060
4288
inanılmaz, inanılmaz sorular sordum--
19:21
to nine-year-oldsdokuz yaşındakiler.
361
1145348
1945
"Dünya ne zaman başladı? Nasıl bitecek?"--
19:23
This one is about what happensolur to the airhava we breathenefes almak.
362
1147293
2976
Bu havayı içimize çektiğimizde ne olur hakkında
19:26
This is donetamam by childrençocuklar withoutolmadan the help of any teacheröğretmen.
363
1150269
4958
Bu hiç bir öğretmen olmadan çocukların yaptığı bir şey.
19:31
The teacheröğretmen only raisesyükseltmeler the questionsoru,
364
1155227
2384
Öğretmen sadece soruyu soruyor,
19:33
and then standsstandları back and admireshayran the answerCevap.
365
1157611
3664
ve ardından geri çekilip cevaplara hayran oluyor.
19:37
So what's my wishdilek?
366
1161275
3736
Peki, benim dileğim ne?
19:40
My wishdilek is
367
1165011
2216
Benim dileğim
19:43
that we designdizayn the futuregelecek of learningöğrenme.
368
1167227
4314
öğrenmenin geleceğini tasarlamak.
19:47
We don't want to be spareyedek partsparçalar
369
1171541
1966
Harika bir insan bilgisayarı
19:49
for a great humaninsan computerbilgisayar, do we?
370
1173507
2392
için yedek parçalara ihtiyacımız yok, değil mi?
19:51
So we need to designdizayn a futuregelecek for learningöğrenme.
371
1175899
3656
Öğrenmenin geleceğini tasarlamalıyız.
19:55
And I've got to -- hangasmak on,
372
1179555
1636
Ve bende de --bekleyin,
19:57
I've got to get this wordingifadeler exactlykesinlikle right,
373
1181191
2700
bunu kesinlikle doğru şekilde ifade etmeliyim,
19:59
because, you know, it's very importantönemli.
374
1183891
2644
çünkü biliyorsunuz bu çok önemli.
20:02
My wishdilek is to help designdizayn a futuregelecek of learningöğrenme
375
1186535
2316
Benim dileğim öğrenmenin geleceğini
20:04
by supportingDestek childrençocuklar all over the worldDünya
376
1188851
2234
dünyanın her yerindeki çocukların, meraklarını arttırarak
20:06
to tapmusluk into theironların wondermerak etmek and theironların abilitykabiliyet to work togetherbirlikte.
377
1191085
3046
ve birlikte çalışma yeteneklerini destekleyerek tasarlamaya yardım etmek.
20:10
Help me buildinşa etmek this schoolokul.
378
1194131
2232
Bu okulu inşa etmem için bana yardım edin.
20:12
It will be calleddenilen the SchoolOkul in the CloudBulut.
379
1196363
3336
Adı Buluttaki Okul olacak.
20:15
It will be a schoolokul where childrençocuklar go on these intellectualentellektüel adventuresmacera
380
1199699
5073
Öyle bir okul ki çocuklar bu entelektüel maceralarına arabulucuları tarafından
20:20
driventahrik by the bigbüyük questionssorular whichhangi theironların mediatorsarabulucu put in.
381
1204772
3857
sorulan büyük soruların yönlendirmesiyle devam edecekler
20:24
The way I want to do this
382
1208629
2271
Bunu, bu tarz çalışmalar yapabileceğim
20:26
is to buildinşa etmek a facilitytesis where I can studyders çalışma this.
383
1210900
4360
bir tesis inşa ederek gerçekleştirmek istiyorum.
20:31
It's a facilitytesis whichhangi is practicallypratikte unmannedinsansız.
384
1215260
2800
Neredeyse insanı olmayan bir tesis.
20:33
There's only one grannyBüyükanne
385
1218060
1767
Sadece sağlık ve güvenlikle ilgilenecek.
20:35
who managesyönetir healthsağlık and safetyemniyet.
386
1219827
2441
bir büyükanne olacak.
20:38
The restdinlenme of it's from the cloudbulut.
387
1222268
1433
Geri kalan bulut sağlayacak.
20:39
The lightsışıklar are turneddönük on and off by the cloudbulut,
388
1223701
1915
Işıklar bulut tarafından açılıp kapanacak.
20:41
etcvb., etcvb., everything'sherşey donetamam from the cloudbulut.
389
1225616
2028
vs., vs., her şeyi bulut yapacak.
20:43
But I want you for anotherbir diğeri purposeamaç.
390
1227644
3225
Fakat size başka bir sebeple ihtiyacım var,
20:46
You can do Self-OrganizedKendi kendine organize LearningÖğrenme EnvironmentsOrtamlar
391
1230869
2759
Sizler de Kendini Örgütleyen Öğrenme Ortam'ları oluşturabilirsiniz.
20:49
at home, in the schoolokul, outsidedışında of schoolokul, in clubskulüpleri.
392
1233628
5016
evde, okulda, okul dışında, kulüplerde.
20:54
It's very easykolay to do. There's a great documentbelge
393
1238644
2128
Yapması çok kolay. TED tarafından üretilen
20:56
producedüretilmiş by TEDTED whichhangi tellsanlatır you how to do it.
394
1240772
1888
ve nasıl yapmanız gerektiğini söyleyen harika bir belge var.
20:58
If you would please, please do it
395
1242660
3376
Eğer isterseniz lütfen, lütfen yapın
21:01
acrosskarşısında all fivebeş continentskıtalar
396
1246036
2365
beş kıta üzerinde.
21:04
and sendgöndermek me the dataveri,
397
1248401
2211
ve bana bilgileri yollayın.
21:06
then I'll put it all togetherbirlikte, movehareket it into the SchoolOkul of CloudsBulutlar,
398
1250612
3504
ben de hepsini bir araya getirip Buluttaki Okul'a taşıyayım.
21:10
and createyaratmak the futuregelecek of learningöğrenme.
399
1254116
3264
böylece öğrenmenin geleceğini yaratalım.
21:13
That's my wishdilek.
400
1257380
1792
Bu benim dileğim.
21:15
And just one last thing.
401
1259172
1423
Ve son bir şey.
21:16
I'll take you to the topüst of the HimalayasHimalayalar.
402
1260595
2593
Sizi Himalayaların tepesine götüreceğim.
21:19
At 12,000 feetayaklar, where the airhava is thinince,
403
1263188
3303
Havanın inceldiği, 3657m yüksekliğe.
21:22
I oncebir Zamanlar builtinşa edilmiş two HoleDelik in the WallDuvar computersbilgisayarlar,
404
1266491
2985
Bir keresinde duvara sabitlenen iki bilgisayar yaptım,
21:25
and the childrençocuklar flockedakın there.
405
1269476
1455
ve çocuklar oraya üşüştü.
21:26
And there was this little girlkız who was followingtakip etme me around.
406
1270931
2897
Ve beni takip eden küçük bir kız vardı.
21:29
And I said to her, "You know, I want to give a computerbilgisayar to everybodyherkes, everyher childçocuk.
407
1273828
4716
"Biliyorsun, herkese, her çocuğa bir bilgisayar vermek istiyorum.
21:34
I don't know, what should I do?"
408
1278544
2401
Bilmiyorum, ne yapmalıyım?" diye sordum.
21:36
And I was tryingçalışıyor to take a pictureresim of her quietlysessizce.
409
1280945
4031
Sessizce fotoğrafını çekmeye çalışıyordum.
21:40
She suddenlyaniden raisedkalkık her handel like this, and said to me,
410
1284976
4056
Elini şu şekilde kaldırıp bana şunu dedi,
21:44
"Get on with it."
411
1289032
1889
" Devam et."
21:46
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
412
1290921
11864
(Kahkaha) (Alkış)
21:58
I think it was good advicetavsiye.
413
1302785
1861
Bence güzel bir tavsiyeydi.
22:00
I'll followtakip et her advicetavsiye. I'll stop talkingkonuşma.
414
1304646
2068
Tavsiyesini dikkate alacağım. Konuşmamı bitiriyorum.
22:02
Thank you. Thank you very much.
415
1306714
3990
Teşekkürler. Çok teşekkürler.
22:06
(ApplauseAlkış)
416
1310704
3751
(Alkış)
22:10
Thank you. Thank you. (ApplauseAlkış)
417
1314455
8324
Teşekkür ederim. Teşekkürler. (Alkış)
22:18
Thank you very much. WowVay canına. (ApplauseAlkış)
418
1322779
6415
Çok teşekkür ediyorum. Oooo. (Alkış)
Translated by Fatos Husmenoglu
Reviewed by Banu Yobas

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sugata Mitra - Education researcher
Educational researcher Sugata Mitra is the winner of the 2013 TED Prize. His wish: Build a School in the Cloud, where children can explore and learn from one another.

Why you should listen

In 1999, Sugata Mitra and his colleagues dug a hole in a wall bordering an urban slum in New Delhi, installed an Internet-connected PC and left it there, with a hidden camera filming the area. What they saw: kids from the slum playing with the computer and, in the process, learning how to use it -- then teaching each other. These famed “Hole in the Wall” experiments demonstrated that, in the absence of supervision and formal teaching, children can teach themselves and each other -- if they’re motivated by curiosity. Mitra, now a professor of educational technology at Newcastle University, called it "minimally invasive education."

Mitra thinks self-organized learning will shape the future of education. At TED2013, he made a bold TED Prize wish: Help me build a School in the Cloud where children can explore and learn on their own -- and teach one another -- using resouces from the worldwide cloud.

The School in the Cloud now includes seven physical locations -- five in India and two in the UK. At the same time, the School in the Cloud online platform lets students participate anywhere, with partner learning labs and programs in countries like Colombia, Pakistan and Greece. In 2016, Mitra held the first School in the Cloud conference in India. He shared that more than 16,000 SOLE sessions had taken place so far, with kids all around the world dipping their toes in this new education model.

More profile about the speaker
Sugata Mitra | Speaker | TED.com