ABOUT THE SPEAKER
Kandice Sumner - Educator
Kandice Sumner thinks we've been looking at the "achievement gap" in education all wrong.

Why you should listen

Kandice A. Sumner, M.Ed. teaches humanities (a combination of history and English) for the Boston Public Schools and is a Doctoral student in Urban Educational Policy. Sumner created and facilitates a professional development curriculum entitled R.A.C.E. (race, achievement, culture and equity) to engage professionals of all ages on how to conduct courageous critical conversations concerning race for the betterment of today’s youth. As the subject of the documentary film Far From Home, Kandice speaks publicly and consults with organizations on facilitating difficult conversations about race and education.

Born and raised in urban Boston, Kandice graduated from a suburban school system through a voluntary desegregation program (METCO). She then matriculated Spelman College (a historically Black liberal arts college) and graduated Phi Beta Kappa. From being one of a few Blacks in her school to learning at a historically Black college to teaching in the underserved and predominately Black and Latino neighborhoods of Boston, Sumner has spent a lifetime traversing the lines of race, class and gender.

More profile about the speaker
Kandice Sumner | Speaker | TED.com
TEDxBeaconStreet

Kandice Sumner: How America's public schools keep kids in poverty

Kandice Sumner: Amerikan devlet okulları çocukları nasıl fakirlik içinde bırakıyor

Filmed:
1,614,819 views

İyi bir eğitim neden zengin çocuklara özel olmalı? ABD genelindeki düşük gelirli mahallelerde, özellikle siyahi öğrencilerin bulunduğu okullar, daha zengin okullarda standart olan kaynaklardan yoksundur - müzik aletleri, yeni kitaplar, sağlıklı öğle yemekleri ve futbol sahaları - ve bu, öğrencilerin potansiyeli üzerinde gerçek bir etkiye sahiptir. Kandice Sumner, Boston'daki sınıfında her gün bu eşitsizliğe şahit oluyor. Bu ilham verici konuşmada, bizlerden gerçeklerle yüzleşmemizi ve bunları değiştirmemizi istiyor.
- Educator
Kandice Sumner thinks we've been looking at the "achievement gap" in education all wrong. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I want to talk to you about my kidsçocuklar.
0
826
2578
Size çocuklarımdan bahsetmek istiyorum.
00:15
Now, I know everyoneherkes thinksdüşünüyor
that theironların kidçocuk is the mostçoğu fantasticfantastik,
1
3743
4648
Biliyorum, herkes çocuklarının
dünyaya gelmiş en şahane,
00:20
the mostçoğu beautifulgüzel kidçocuk that ever livedyaşamış.
2
8415
2075
en güzel çocuklar olduğunu düşünür.
00:23
But mineMayın really are.
3
11352
1249
Fakat benimkiler gerçekten öyle.
00:24
(LaughterKahkaha)
4
12625
1307
(Gülüşmeler)
00:25
I have 696 kidsçocuklar,
5
13956
2374
696 çocuğum var
00:28
and they are the mostçoğu intelligentakıllı,
inventiveyaratıcı, innovativeyenilikçi,
6
16354
4452
ve onlar görebileceğiniz en akıllı,
hünerli, yenilikçi, zeki
ve güçlü çocuklar.
00:32
brilliantparlak and powerfulgüçlü kidsçocuklar
that you'llEğer olacak ever meetkarşılamak.
7
20830
3846
00:37
Any studentÖğrenci I've had the honorOnur of teachingöğretim
in my classroomsınıf is my kidçocuk.
8
25263
4823
Sınıfımda eğitim verme onuruna sahip
olduğum her öğrenci benim çocuğumdur.
00:42
HoweverAncak, because theironların "realgerçek"
parentsebeveyn aren'tdeğil richzengin
9
30702
3819
Lakin, "gerçek" ebeveynleri
zengin olmadığı için
00:46
and, I arguetartışmak, because they
are mostlyçoğunlukla of colorrenk,
10
34545
2876
ve bence çoğunlukla siyahi oldukları için
00:49
they will seldomnadiren get to see in themselveskendilerini
11
37445
2506
benim onlarda gördüğüm mükemmelliği
00:51
the awesomenessawesomeness that I see in them.
12
39975
2416
onlar kendilerinde belki de
hiç göremeyecekler.
00:54
Because what I see in them is myselfkendim --
13
42839
2514
Çünkü onlarda kendimi görüyorum --
00:57
or what would have been myselfkendim.
14
45896
2440
veya nasıl olmuş olabileceğimi.
01:01
I am the daughterkız evlat of two hardworkingçalışkan,
15
49645
2393
Ben, memur olmayı seçmiş, çok çalışan,
01:04
college-educatedÜniversite mezunu, African-AmericanAfrikalı-Amerikalı parentsebeveyn
16
52062
2618
üniversite eğitimi görmüş, Afro-Amerikan
01:06
who choseseçti careerskariyer as publichalka açık servantsHizmetçiler:
17
54704
2714
bir ailenin çocuğuyum:
01:09
my fatherbaba, a ministerbakan;
my motheranne, an educatoreğitmen.
18
57442
3612
Babam, bir papaz; annem, bir eğitici.
01:13
WealthServet was never the primarybirincil
ambitionhırs in our houseev.
19
61078
3536
Evimizde hiçbir zaman
bir zenginlik hırsı olmadı.
01:16
Because of this lackeksiklik of wealthservet,
20
64981
1756
Bu fakirlik yüzünden
01:18
we livedyaşamış in a neighborhoodKomşuluk
that lackedyoksun wealthservet,
21
66761
2210
fakir bir mahallede yaşadık
01:20
and henceforthBundan böyle a schoolokul systemsistem
that lackedyoksun wealthservet.
22
68995
2843
ve bundan dolayı da
fakir bir okul sistemi vardı.
01:24
LuckilyNeyse ki, howeverancak, we struckvurdu
the educationaleğitici jackpotJackpot
23
72307
3840
Neyse ki, şehir içinden siyah
ve kahverengi çocukları
01:28
in a voluntarygönüllü desegregationırk ayırımına son verme programprogram
24
76171
2371
otobüsle banliyödeki zengin ve
beyazların okullarına taşıyan
01:30
that busesotobüsler inner-cityşehir içi kidsçocuklar --
blacksiyah and brownkahverengi --
25
78566
3368
ırk ayrımına son veren gönüllü bir
01:33
out to suburbanbanliyö schoolsokullar -- richzengin and whitebeyaz.
26
81958
2654
eğitim progamı ikramiyesine denk geldik.
01:37
At fivebeş yearsyıl oldeski, I had to take
an hour-longsaat süren busotobüs ridebinmek
27
85288
3761
Beş yaşında, daha iyi eğitim almak için
uzak bir yere
01:41
to a farawayuzak placeyer
28
89073
2061
otobüsle bir saat
yol gitmek zorunda kaldım.
01:43
to get a better educationEğitim.
29
91158
1797
01:45
At fivebeş yearsyıl oldeski, I thought
everyoneherkes had a life just like mineMayın.
30
93522
4614
Beş yaşında, herkesin benim gibi
bir hayatı var zannederdim.
01:50
I thought everyoneherkes wentgitti to schoolokul
31
98621
2030
Sanıyordum ki herkes okula gidiyor
01:52
and were the only onesolanlar
usingkullanma the brownkahverengi crayonsboya kalemi
32
100675
2359
ve aile resimlerini renklendirmek için
01:55
to colorrenk in theironların familyaile portraitsportreler,
33
103058
1668
kahverengi pastel boya kullanıyor.
01:56
while everyoneherkes elsebaşka was usingkullanma
the peach-coloredşeftali renginde onesolanlar.
34
104750
3081
Lakin diğerleri
şeftali rengi kullanıyordu.
02:00
At fivebeş yearsyıl oldeski, I thought
everyoneherkes was just like me.
35
108559
3615
Beş yaşında, herkesi
kendim gibi zannederdim.
02:04
But as I got olderdaha eski, I startedbaşladı
noticingfark things, like:
36
112792
3319
Fakat büyüdükçe, bir şeylerin
farkına varmaya başladım.
02:08
How come my neighborhoodKomşuluk friendarkadaş
don't have to wakeuyanmak up
37
116948
2562
Mahalle arkadaşım nasıl oluyor da
02:11
at fivebeş o'clocksaat in the morningsabah,
38
119534
1538
sabahın beşinde uyanıp
02:13
and go to a schoolokul that's an hoursaat away?
39
121096
2511
bir saat uzaktaki bir okula
gitmek zorunda değil?
02:16
How come I'm learningöğrenme to playoyun the violinkeman
40
124278
2250
Nasıl oluyor da ben keman öğrenirken
02:18
while my neighborhoodKomşuluk friendsarkadaşlar
don't even have a musicmüzik classsınıf?
41
126552
3708
mahalle arkadaşlarım
müzik dersi bile görmüyor?
02:23
Why were my neighborhoodKomşuluk friendsarkadaşlar
learningöğrenme and readingokuma materialmalzeme
42
131040
3544
Neden mahalle arkadaşlarım benim iki ya da
02:26
that I had donetamam two to threeüç yearsyıl priorönceki?
43
134608
2428
üç sene önce okuduğum
ders kitaplarını okuyor?
02:29
See, as I got olderdaha eski,
44
137882
2098
Büyüdükçe,
02:32
I startedbaşladı to have
this unlawfulyasadışı feelingduygu in my bellygöbek,
45
140762
3929
karnımda haksız bir his duymaya başladım,
02:36
like I was doing something
that I wasn'tdeğildi supposedsözde to be doing;
46
144715
3908
sanki yapmamam gereken
bir şey yapıyormuşum gibi;
02:40
takingalma something that wasn'tdeğildi mineMayın;
47
148647
2711
benim olmayan bir şeyi alıyor;
02:43
receivingkabul a gifthediye,
48
151819
1290
bir hediye alıyor,
02:45
but with someonebirisi else'sbaşka var nameisim on it.
49
153544
2027
ama üzerinde başkasının adı yazıyor.
02:47
All these amazingşaşırtıcı things
that I was beingolmak exposedmaruz to
50
155929
3504
Maruz kaldığım bu harika şeylere
02:51
and experiencingyaşandığı,
51
159457
1698
ve tecrübelere
02:53
I feltkeçe I wasn'tdeğildi really supposedsözde to have.
52
161179
3275
sahip olmamam gerektiğini hissettim.
02:57
I wasn'tdeğildi supposedsözde to have a librarykütüphane,
fullytamamen equippeddonanımlı athleticatletik facilitiestesisler,
53
165189
4027
Kütüphane, tam donanımlı
spor tesisleri veya
güvenle oynayabileceğim yerlerde
bulunmamalıydım.
03:01
or safekasa fieldsalanlar to playoyun in.
54
169240
2472
03:04
I wasn'tdeğildi supposedsözde to have
theatreTiyatro departmentsbölümler
55
172208
2247
Sezonluk oyunları ve konserleri,
03:06
with seasonalMevsimlik playsoyunlar and concertskonser --
56
174479
2365
dijital, görsel sahne sanatları olan
03:08
digitaldijital, visualgörsel, performingicra artssanat.
57
176868
2237
tiyatro bölümü olmamalıydı.
03:11
I wasn'tdeğildi supposedsözde to have
fullytamamen resourcedkaynaklara biologyBiyoloji or chemistrykimya labslaboratuarları,
58
179603
4656
Tam donanımlı biyoloji veya kimya
laboratuvarları,
03:16
schoolokul busesotobüsler that broughtgetirdi me door-to-doorKapı kapı dolaşıp,
59
184283
2802
kapımdan alıp kapıma bırakan
okul servisleri,
03:19
freshlytaze preparedhazırlanmış schoolokul lunchesÖğle Yemeği
60
187109
2428
taze okul yemekleri
03:21
or even airhava conditioningşartlandırma.
61
189561
1744
veya hatta klima olmamalıydı.
03:24
These are things my kidsçocuklar don't get.
62
192127
1930
Bunlar çocuklarımın sahip olmadığı şeyler.
03:26
You see, as I got olderdaha eski,
63
194661
1537
Gördüğünüz gibi, büyüdükçe,
03:28
while I was gratefulminnettar
for this amazingşaşırtıcı opportunityfırsat
64
196222
3017
bana verilen muhteşem fırsatlar için
03:31
that I was beingolmak givenverilmiş,
65
199263
1646
müteşekkirken
03:32
there was this ever-presentHep-mevcut pangPang of:
66
200933
2728
hiç geçmeyen bir sancım vardı.
03:36
But what about everyoneherkes elsebaşka?
67
204210
2419
Peki ya diğerleri?
03:39
There are thousandsbinlerce
of other kidsçocuklar just like me,
68
207137
3370
Benim gibi olan binlerce çocuk var,
03:42
who deservehak etmek this, too.
69
210531
1736
bunu onlar da hak ediyor.
03:44
Why doesn't everyoneherkes get this?
70
212291
2138
Neden herkes bu imkânlara sahip değil?
03:46
Why is a high-qualityyüksek kalite educationEğitim
only exclusiveözel to the richzengin?
71
214453
4340
Neden yüksek kaliteli eğitim
zenginlere özel?
03:51
It was like I had some sortçeşit
of survivor'shayatta kalma remorsevicdan azabı.
72
219634
3564
Sanki bir tür kazazede pişmanlığı
yaşıyordum.
03:55
All of my neighborhoodKomşuluk friendsarkadaşlar
were experiencingyaşandığı
73
223222
2732
Tüm mahalle arkadaşlarım
eğitim treni felaketi yaşarken,
03:57
an educationaleğitici traintren wreckbatık
74
225978
1825
03:59
that I was savedkaydedilmiş from throughvasitasiyla a busotobüs ridebinmek.
75
227827
3689
ben otobüsle bundan kurtulmuştum.
04:04
I was like an educationaleğitici MosesMusa screamingbağıran,
76
232067
2494
Eğitim gören Musa gibi bağırıyordum,
04:06
"Let my people go ...
77
234585
1609
"Bırakın insanlarımı gitsinler
04:08
to high-qualityyüksek kalite schoolsokullar!"
78
236218
1837
daha kaliteli okullara!"
04:10
(LaughterKahkaha)
79
238079
1417
(Gülüşmeler)
04:11
I'd seengörüldü firsthandilk elden how the other halfyarım
was beingolmak treatedişlenmiş and educatedeğitimli.
80
239520
4560
Diğer yarının nasıl muamele ve
eğitim gördüklerini ilk elden gördüm.
04:16
I'd seengörüldü the educationaleğitici promisedsöz verdim landarazi,
81
244104
2939
Eğitimin vadedilmiş topraklarını gördüm
04:19
and I could not for the life of me
justifyhaklı çıkarmak the disparityeşitsizlik.
82
247067
4239
ve bu eşitsizliği ömrüm boyunca
haklı çıkaramam.
04:25
I now teachöğretmek in the very sameaynı schoolokul systemsistem
from whichhangi I soughtaranan refugesığınak.
83
253550
4742
Şimdi, bir zamanlar kurtulduğum
eğitim sisteminde öğretmenlik yapıyorum.
04:30
I know firsthandilk elden the toolsaraçlar
that were givenverilmiş to me as a studentÖğrenci,
84
258870
4537
Öğrenciyken bana verilen araçlara
04:35
and now as a teacheröğretmen, I don't have
accesserişim to those sameaynı toolsaraçlar
85
263431
3923
şimdi bir öğretmen olarak erişemiyorum
04:39
to give my studentsöğrencilerin.
86
267378
1564
ki öğrencilerime verebileyim.
04:41
There have been countlesssayısız nightsgece
when I've criedağladım in frustrationhüsran,
87
269451
4575
Sayısız geceler çaresizlik,
04:46
angeröfke
88
274050
1276
öfke
04:47
and sorrowüzüntü,
89
275350
1391
ve kederle ağladım,
04:48
because I can't teachöğretmek my kidsçocuklar
the way that I was taughtöğretilen,
90
276765
3291
çünkü çocuklarıma kendi aldığım
eğitimi vermiyorum,
04:52
because I don't have accesserişim
to the sameaynı resourceskaynaklar or toolsaraçlar
91
280581
4191
çünkü bana eğitim verilen
kaynak ve araçlara
04:56
that were used to teachöğretmek me.
92
284796
1890
ulaşım sağlayamıyorum.
04:59
My kidsçocuklar deservehak etmek so much better.
93
287393
2171
Çocuklarım çok daha iyisini hak ediyor.
05:02
We sitoturmak and we keep bangingbeceriyor
our headskafalar again this termterim:
94
290270
2863
Oturmuş sürekli şunu söyleyip duruyoruz:
05:05
"AchievementBaşarı gapboşluk, achievementbaşarı gapboşluk!"
95
293157
2565
"Başarı uçurumu, başarı uçurumu!"
05:08
Is it really that hardzor to understandanlama
96
296462
2932
Bu çocukların neden iyi, diğer çocukların
neden kötü performans gösterdiğini
05:11
why these kidsçocuklar performyapmak well
and these kidsçocuklar don't?
97
299418
3225
anlamak gerçekten bu kadar zor mu?
05:14
I mean, really.
98
302667
1425
Hadi ama.
05:16
I think we'vebiz ettik got it all wrongyanlış.
99
304664
2267
Bence hepimiz meseleyi yanlış anladık.
05:18
I think we,
100
306955
1161
Bence biz,
05:20
as GloriaGloria Ladson-BillingsLadson Billings saysdiyor,
101
308140
2082
Gloria Ladson Billings'in dediği gibi,
05:22
should flipfiske our paradigmparadigma and our languagedil
and call it was it really is.
102
310246
4742
yaklaşımımızı ve dilimizi değiştirmeli
ve olduğu şeyi söylemeliyiz.
05:27
It's not an achievementbaşarı gapboşluk;
103
315516
1619
Bu bir başarı boşluğu değil;
05:29
it's an educationEğitim debtborç,
104
317878
1928
bu bir eğitim borcu,
05:32
for all of the foregonekaçınılmaz schoolingeğitim
resourceskaynaklar that were never investedyatırım
105
320417
5278
zaman içinde siyah ve kahverengi
çocukların eğitimine
05:37
in the educationEğitim of the blacksiyah
and brownkahverengi childçocuk over time.
106
325719
3845
hiçbir zaman yatırım yapılmayan
okul kaynakları için bir borç.
05:42
A little-knownaz bilinen secretgizli in AmericanAmerikan historytarih
107
330820
3026
Amerikan tarihinde az bilinen bir sır var.
05:45
is that the only AmericanAmerikan institutionkurum
createdoluşturulan specificallyözellikle for people of colorrenk
108
333870
5053
Siyahi insanlar için yapılan
tek Amerikan müessesesi
05:51
is the AmericanAmerikan slaveköle tradeTicaret --
109
339714
1566
Amerikan köle ticaretidir --
05:53
and some would arguetartışmak the prisonhapis systemsistem,
110
341866
1949
ve kimisi hapis sistemini tartışıyor,
05:55
but that's anotherbir diğeri topickonu
for anotherbir diğeri TEDTED Talk.
111
343839
2226
ama bu başka bir TED konuşması konusu.
05:58
(LaughterKahkaha)
112
346089
1150
(Gülüşmeler)
05:59
The publichalka açık schoolokul systemsistem of this countryülke
was builtinşa edilmiş, boughtsatın and paidödenmiş for
113
347654
4293
Bu ülkenin devlet okulu sistemi
köle ticareti ve köle işçiliğinden gelen
06:03
usingkullanma commerceticaret generatedoluşturulan
from the slaveköle tradeTicaret and slaveköle laboremek.
114
351971
4287
ticaret kullanılarak inşa edildi,
satın alındı ve ödendi.
06:08
While African-AmericansAfrika-Amerikalı were enslavedköle
and prohibitedyasak from schoolingeğitim,
115
356651
3963
Afro-Amerikalılar köle yapılırken
ve eğitim görmekten alıkoyulurken,
06:12
theironların laboremek establishedkurulmuş
the very institutionkurum
116
360638
3159
onların emekleriyle mahrum bırakıldıkları
06:15
from whichhangi they were excludedhariç.
117
363821
1688
kurumlar kuruldu.
06:18
Ever sincedan beri then, everyher courtmahkeme casedurum,
educationaleğitici policypolitika, reformreform,
118
366042
5079
O zamandan beri, her dava,
eğitim politikası, reform,
06:23
has been an attemptgirişim
to retrofitgüçlendirme the designdizayn,
119
371145
3254
tasarım tadilatı için bir girişim oldu.
06:26
ratherdaha doğrusu than just stoppingDurduruluyor
and acknowledgingkabul:
120
374423
2660
Hâlbuki oturup şunu kabul etmeliydik:
06:29
we'vebiz ettik had it all wrongyanlış from the beginningbaşlangıç.
121
377107
2608
Başından beri meseleyi yanlış anlamışız.
06:33
An oversimplificationbasite indirgemek
of AmericanAmerikan educationaleğitici historytarih.
122
381243
4043
Amerikan eğitim tarihinin
basitleştirilmiş hâli şöyle.
Pekâlâ, biraz daha dayanın.
06:37
All right, just bearayı with me.
123
385310
1512
Siyahiler hariç tutuldu --
şu köle meselesi.
06:39
BlacksSiyahlar were kepttuttu out -- you know,
the wholebütün slaverykölelik thing.
124
387681
3077
06:43
With the help
of philanthropichayırsever whitebeyaz people,
125
391256
2077
Hayırsever beyaz insanların yardımıyla,
06:45
they builtinşa edilmiş theironların ownkendi schoolsokullar.
126
393357
1554
kendi okullarını inşa ettiler.
06:46
SeparateAyrı but equaleşit was OK.
127
394935
2334
Ayrı fakat eşitse sorun yok.
06:49
But while we all know
things were indeedaslında separateayrı,
128
397729
2730
Ama hepimiz ayrı olduğunu biliyorduk
06:52
they were in no waysyolları equaleşit.
129
400483
1656
ama asla eşit değillerdi.
06:54
EnterGirin BrownBrown v. the BoardYönetim Kurulu of EducationEğitim
of TopekaTopeka, KansasKansas in 1954;
130
402571
5165
1954'teki Topeka, Kansas'ta görülen,
Brown'la Eğitim Heyeti davasıyla
06:59
legalyasal separationayırma of the racesyarışları
is now illegalyasadışı.
131
407760
3231
ırkların yasal ayrımı artık yasa dışı.
07:03
But very fewaz people payödeme attentionDikkat
to all of the courtmahkeme casesvakalar sincedan beri then,
132
411900
6229
Ama o zamandan beri çok az insan
07:10
that have undonegeri alınamaz the educationaleğitici
promisedsöz verdim landarazi for everyher childçocuk
133
418153
5273
Brown ile Heyet'in planladığı
her çocuk için vadedilmiş eğitimi
07:15
that BrownBrown v. BoardYönetim Kurulu intendedistenilen.
134
423450
2964
bitiren davalarla ilgileniyor.
07:18
Some arguetartışmak that todaybugün our schoolsokullar
are now more segregatedayrılmış
135
426438
3718
Bazıları bugün okullarımızın,
ırkçı ayrımına son vermeye çalıştığımız
07:22
than they ever were before we trieddenenmiş
to desegregatedesegregate them in the first placeyer.
136
430180
4736
zamana göre daha çok ayrıştığını söylüyor.
07:27
TeachingÖğretim my kidsçocuklar about desegregationırk ayırımına son verme,
the Little RockKaya NineDokuz,
137
435963
3593
Çocuklarıma ırkçı ayrım
konusunu anlattığımda,
- Little Rock Nine,
İnsan Hakları Hareketi -
07:31
the CivilSivil RightsHakları MovementHareketi,
138
439580
1303
07:32
is a realgerçek awkwardgarip momentan in my classroomsınıf,
139
440907
3330
sınıfımda garip bir hâl oluşuyor.
07:36
when I have to hearduymak
the voiceses of a childçocuk asksormak,
140
444261
2701
Çocuklardan şu şekilde sorular alıyorum:
07:39
"If schoolsokullar were desegregateddesegregated in 1954,
141
447940
3303
"1954'te okullarda ırk ayrımı kalktıysa
07:43
how come there are no whitebeyaz kidsçocuklar here?"
142
451267
2297
burada neden hiç beyaz çocuk yok?"
07:45
(LaughterKahkaha)
143
453588
1460
(Gülüşmeler)
07:47
These kidsçocuklar aren'tdeğil dumbdilsiz.
144
455072
1356
Bu çocuklar aptal değil.
07:49
They know exactlykesinlikle what's happeningolay,
145
457292
1724
Neler olup bittiğini
07:51
and what's not.
146
459542
1347
çok iyi biliyorlar.
07:53
They know that when it comesgeliyor to schoolingeğitim,
147
461526
2234
Konu eğitim olduğunda,
07:56
blacksiyah liveshayatları don't mattermadde
148
464670
1590
siyahilerin önemli olmadığını
07:59
and they never have.
149
467081
1412
ve zaten hiç olmadığını biliyorlar.
08:02
For yearsyıl, I trieddenenmiş desperatelyumutsuzca
to cultivateyetiştirmek in my kidsçocuklar a love of readingokuma.
150
470316
6515
Yıllarca, çocuklarıma
okuma aşkını işlemek için uğraştım.
08:09
I'd amassedtopladı a modestmütevazi classroomsınıf librarykütüphane
151
477416
2864
İkinci el dükkânlarından,
sosyal marketlerden,
08:12
of bookskitaplar I'd accumulatedbirikmiş
from secondhandİkinci el shopsdükkanlar,
152
480304
3297
tavan aralarından topladığım kitaplarla
08:15
thrifttasarruf storesdepolar, atticstavan araları -- you know.
153
483625
2463
sade bir sınıf kütüphanesi oluşturdum.
08:18
But wheneverher ne zaman I said those dreadfulkorkunç wordskelimeler,
154
486112
2460
Ama ne zaman şu korkunç sözleri söylesem:
08:20
"Take out a bookkitap and readokumak,"
155
488596
2196
"Kitapları çıkarıp okuyun."
08:22
you'dşimdi etsen think I'd just declaredbeyan warsavaş.
156
490816
2433
Sanki savaş ilan ettim sanırsınız.
08:25
It was tortureişkence.
157
493273
1693
Tam bir eziyetti.
08:27
One day,
158
495693
1164
Bir gün,
08:29
after I'd heardduymuş about this websiteWeb sitesi
calleddenilen DonorsChooseKurumları,
159
497184
3130
DonorsChoose denilen
bir web sitesi duydum.
08:32
where classroomsınıf teachersöğretmenler createyaratmak wishdilek listslisteleri
160
500338
2316
Burada sınıf öğretmenleri
08:34
of itemsürün they need for theironların classroomsınıf
161
502678
2104
sınıflarının ihtiyaç listesini oluşturuyor
08:36
and anonymousanonim donorsBağış fulfillyerine getirmek them,
162
504806
2527
ve anonim bağışçılar da bunu
gerçekleştiriyor.
08:39
I figuredanladım I'd go out on a limbuzuv
and just make a wishdilek listliste
163
507357
4001
Bunu göze alarak bir çocuğun
hayalindeki kütüphane olacak
08:43
of the teenager'sgencin dreamrüya librarykütüphane.
164
511382
3213
bir istek listesi oluşturmaya
karar verdim.
08:47
Over 200 brand-newyepyeni bookskitaplar
were sentgönderilen to my roomoda pieceparça by pieceparça.
165
515698
4192
Odama parça parça 200'ün üzerinde
yepyeni kitaplar geldi.
08:52
EveryHer day there were newyeni deliveriesteslimatlar
and my kidsçocuklar would exclaimhaykırmak with gleeGlee,
166
520672
4573
Her gün yeni teslimatlar geliyordu
ve çocuklarım sevinç çığlıkları atıyordu.
08:57
"This feelshissediyor like ChristmasNoel!"
167
525269
1957
"Noel'de gibiyiz!"
08:59
(LaughterKahkaha)
168
527250
1080
(Gülüşmeler)
09:00
Then they'dgittiklerini say,
169
528354
1165
Daha sonra,
09:01
"MsMS. SumnerSumner, where did
these bookskitaplar come from?"
170
529543
2872
"Bayan Sumnur, bu kitaplar
nereden geldi?" diye sordular.
09:04
And then I'd replycevap,
171
532439
1216
Ben de şöyle cevapladım:
09:05
"StrangersYabancılar from all over the countryülke
wanted you to have these."
172
533679
3976
"Ülkenin dört bir yanından yabancılar
size bunları gönderdi." diye cevap verdim.
09:10
And then they'dgittiklerini say, almostneredeyse suspiciouslykuşkuyla,
173
538274
2677
Sonra kuşkuyla şöyle dediler:
09:14
"But they're brand-newyepyeni."
174
542474
1727
"Ama onlar yepyeni." dediler.
09:16
(LaughterKahkaha)
175
544225
1002
(Gülüşmeler)
09:17
To whichhangi I'd replycevap,
176
545251
1579
Ben de şöyle cevapladım:
09:18
"You deservehak etmek brand-newyepyeni bookskitaplar."
177
546854
1780
"Siz yepyeni kitapları hak ediyorsunuz."
09:22
The wholebütün experiencedeneyim hitvurmak home
for me when one of my girlskızlar,
178
550137
3423
Kızlarımdan birisi kitabın
cildini soyarken
09:25
as she peeledsoyulmuş openaçık a crispNET paperbackkarton kapaklı kitap said,
179
553584
3070
beni can evimden vuran sözler sarf etti:
09:29
"MsMS. SumnerSumner -- you know,
I figuredanladım you boughtsatın these bookskitaplar,
180
557582
4378
"Bayan Sumner --
bu kitapları sizin aldığınızı düşündüm,
09:33
'causesebeb olmak you teachersöğretmenler
are always buyingalış us stuffşey.
181
561984
2738
çünkü siz öğretmenler bize
daima bir şeyler alıyorsunuz.
09:37
But to know that a strangeryabancı,
someonebirisi I don't even know,
182
565158
4029
Ama bir yabancının, tanımadığım birinin
09:41
caresbakımları this much about me
183
569211
1699
beni bu kadar önemsemesi
09:43
is prettygüzel coolgüzel."
184
571480
1455
harika bir şeymiş."
09:45
KnowingBilerek that strangersyabancı insanlar
will take carebakım of you
185
573870
2625
Yabancıların sizinle ilgileneceğini bilmek
çocuklarımın karşılayamayacağı
bir ayrıcalık.
09:48
is a privilegeayrıcalık my kidsçocuklar aren'tdeğil affordedelde edilmiştir.
186
576519
2026
09:52
Ever sincedan beri the donationbağış,
187
580342
1442
Bağıştan beri,
09:53
there has been a steadyistikrarlı streamakım of kidsçocuklar
signingimza out bookskitaplar to take home,
188
581808
3858
çocuklar sürekli şekilde kitapları
eve götürmek için yazdırıyor
09:57
and then returningdönen them
with the exclamationünlem işareti,
189
585690
2660
ve kitapları getirdiklerinde
şöyle diyorlar,
10:00
"This one was good!"
190
588374
1588
"Bu çok iyiydi!"
10:01
(LaughterKahkaha)
191
589986
1048
(Gülüşmeler)
10:03
Now when I say,
"Take out a bookkitap and readokumak,"
192
591058
2302
Şimdi, "Bir kitap götürüp okuyun,"
dediğimde
10:05
kidsçocuklar rushacele to my librarykütüphane.
193
593384
2219
çocuklarım kütüphaneye koşuşuyor.
10:08
It wasn'tdeğildi that they didn't want to readokumak,
194
596849
2047
Mesele kitap okumak istememeleri değildi,
10:10
but insteadyerine, they'dgittiklerini gladlyseve seve readokumak
if the resourceskaynaklar were there.
195
598920
4550
aksine, ellerinde imkân olsa
seve seve okurlardı.
10:17
InstitutionallyKurumsal olarak speakingkonuşuyorum,
196
605579
1652
Kurumsal bazda konuşacak olursam,
10:19
our publichalka açık schoolokul systemsistem has never
donetamam right by the blacksiyah and brownkahverengi childçocuk.
197
607255
4352
devlet okulu sistemimiz siyah ve
kahverengi çocuklara hiç iyi davranmadı.
10:24
We keep focusingodaklanma on the endson resultsSonuçlar
198
612068
2548
Son ürüne, test sonuçlarına
10:26
or testÖlçek resultsSonuçlar,
199
614640
1365
odaklanıp duruyoruz
10:28
and gettingalma frustratedhayal kırıklığına uğramış.
200
616029
1846
ve hüsrana uğruyoruz.
10:29
We get to a catastropheafet and we wondermerak etmek,
201
617899
2137
Elimizde bir facia var ve merak ediyoruz:
10:32
"How did it get so badkötü?
How did we get here?"
202
620060
2837
"Nasıl bu kadar kötü oldu?
Bu noktaya nasıl geldik?"
10:35
Really?
203
623890
1155
Gerçekten mi?
10:37
If you neglectihmal a childçocuk long enoughyeterli,
204
625439
2075
Bir çocuğu yeterince ihmal ederseniz,
10:39
you no longeruzun have
the right to be surprisedşaşırmış
205
627538
3090
işler iyi sonuçlanmadığında
artık şaşırma hakkına
10:42
when things don't turndönüş out well.
206
630652
1831
sahip değilsinizdir.
10:45
Stop beingolmak perplexedçapraşık
207
633319
1734
Şunlar sizin kafanızı bulandırmasın
10:47
or confusedŞaşkın
208
635077
1626
veya şaşırtmasın
10:48
or befuddledbefuddled
209
636727
1476
veya afallatmasın;
10:50
by the achievementbaşarı gapboşluk,
210
638680
1926
başarı uçurumu,
10:52
the incomegelir gapboşluk,
211
640630
1223
gelir uçurumu,
10:53
the incarcerationhapsetme ratesoranları,\
212
641877
1619
hapsetme oranları
10:55
or whateverher neyse socioeconomicsosyo-ekonomik disparityeşitsizlik
is the newyeni "it" termterim for the momentan.
213
643520
5047
veya sosyoekonomik açıdan
o zamanki "o" terimi her ne ise o.
11:01
The problemssorunlar we have as a countryülke
214
649248
2442
Ülke olarak problemlerimiz
11:03
are the problemssorunlar we createdoluşturulan as a countryülke.
215
651714
2083
ülke olarak yarattığımız problemlerdir.
11:06
The qualitykalite of your educationEğitim
is directlydirekt olarak proportionateorantılı
216
654740
3538
Eğitiminizin kalitesi doğrudan
üniversiteye erişiminiz,
11:10
to your accesserişim to collegekolej,
217
658302
1858
11:12
your accesserişim to jobsMeslekler,
218
660184
1728
işe erişiminiz,
11:13
your accesserişim to the futuregelecek.
219
661936
1708
geleceğe erişiminizle orantılıdır.
11:17
UntilKadar we livecanlı in a worldDünya where everyher kidçocuk
can get a high-qualityyüksek kalite educationEğitim
220
665594
5270
Her çocuğun yüksek kalitede
eğitim aldığı bir dünyada yaşayana kadar
11:22
no mattermadde where they livecanlı,
221
670888
1536
- nerede yaşadıklarına veya
11:24
or the colorrenk of theironların skincilt,
222
672448
1880
derilerinin rengine bakılmadan -
11:26
there are things we can do
on a macroMakro levelseviye.
223
674352
4060
makro seviyede yapabileceğimiz şeyler var.
11:31
SchoolOkul fundingfinansman should not
be decidedkarar by propertyözellik taxesvergileri
224
679389
3564
Okul fonlamasına, fakir çocukların
11:34
or some funkykorkak economicekonomik equationdenklem
225
682977
2231
ağızlarından lokmaları alınırken
11:37
where richzengin kidsçocuklar continuedevam et
to benefityarar from statebelirtmek, bildirmek aidyardım,
226
685232
3036
zengin çocukların devlet yardımından
faydalanmaya devam ettiği
11:40
while poorfakir kidsçocuklar are continuouslydevamlı olarak
havingsahip olan foodGıda and resourceskaynaklar
227
688292
4085
emlak vergisi veya acayip
ekonomik denklemlerle
11:44
takenalınmış from theironların mouthsağızlar.
228
692401
1593
karar verilmemeli.
11:46
GovernorsValiler, senatorsSenatörler, mayorsBelediye başkanları,
cityŞehir councilkonsey membersüyeler --
229
694750
3761
Valiler, senatörler, belediye başkanları,
şehir meclis üyeleri --
11:50
if we're going to call
publichalka açık educationEğitim publichalka açık educationEğitim,
230
698535
2864
toplumsal eğitime toplumsal
eğitim diyeceksek
11:53
then it should be just that.
231
701423
1583
o zaman öyle olmalı.
11:55
OtherwiseAksi takdirde, we should
call it what it really is:
232
703555
2983
Aksi taktirde, ona neyse onu demeliyiz:
11:58
povertyyoksulluk insurancesigorta.
233
706562
1565
Fakirlik sigortası.
12:01
"PublicKamu educationEğitim:
234
709211
1442
"Toplumsal eğitim:
12:02
keepingkoruma poorfakir kidsçocuklar poorfakir sincedan beri 1954."
235
710677
3088
1954'ten beri fakir çocukları
fakirlikte bırakıyor."
12:05
(LaughterKahkaha)
236
713789
1452
(Gülüşmeler)
12:08
If we really, as a countryülke, believe
that educationEğitim is the "great equalizerekolayzır,"
237
716733
5098
Eğer gerçekten, ülke olarak, eğitimin
"büyük dengeleyici" olduğuna inanırsak
12:13
then it should be just that:
equaleşit and equitableparasal olmayan.
238
721855
3831
o zaman sadece şudur: Eşit ve adil.
12:18
UntilKadar then, there's no democracydemokrasi
in our democraticdemokratik educationEğitim.
239
726158
4343
O zamana kadar, demokratik
eğitimimizde demokrasi yoktur.
12:23
On a mezzoMezzo levelseviye:
240
731493
1507
Orta seviyede:
12:25
historicallytarihsel speakingkonuşuyorum, the educationEğitim
of the blacksiyah and brownkahverengi childçocuk
241
733640
3202
Tarihi konuşursak, siyah ve
kahverengi çocuğun eğitimi
12:28
has always dependedbağlı
on the philanthropyhayırseverlik of othersdiğerleri.
242
736866
3471
daima birilerinin hayrına bağlı olmuştur.
12:32
And unfortunatelyne yazık ki, todaybugün it still does.
243
740361
2794
Ve ne yazık ki, bugün de öyle.
12:35
If your sonoğul or daughterkız evlat or nieceyeğen
or nephewerkek yeğen or neighborkomşu
244
743770
4365
Eğer oğlunuz veya kızınız,
kız veya erkek yeğeniniz veya komşunuz
12:40
or little TimmyTimmy down the streetsokak
245
748159
1563
veya alt sokaktaki küçük Tommy
12:42
goesgider to an affluentzengin schoolokul,
246
750253
2303
donanımlı bir okula giderse
12:44
challengemeydan okuma your schoolokul committeeKurul
to adoptbenimsemek an impoverishedyoksul schoolokul
247
752580
3174
okul komitesini yoksul bir okula
veya yoksul bir sınıfa
12:47
or an impoverishedyoksul classroomsınıf.
248
755778
2039
sahip çıkmaları için zorlayın.
12:49
CloseKapat the dividebölmek by engagingçekici
in communicationiletişim
249
757841
3397
Aradaki uçurumu ilişkilerinizi kullanarak
12:53
and relationshipsilişkiler that mattermadde.
250
761262
2197
ve iletişime geçerek kapayın.
12:56
When resourceskaynaklar are sharedpaylaşılan,
251
764050
1954
Kaynaklar paylaşıldığında,
12:58
they're not dividedbölünmüş;
252
766028
1692
bölünme olmaz;
12:59
they're multipliedçarpılır.
253
767744
1457
katlanırlar.
13:01
And on a micromikro levelseviye:
254
769871
1839
Ve mikro seviyede:
13:03
if you're a humaninsan beingolmak,
255
771734
1820
Eğer bir insan evladı iseniz,
13:05
donateBağış.
256
773985
1166
bağışlayın.
13:07
Time, moneypara, resourceskaynaklar, opportunitiesfırsatlar --
257
775524
4063
Zamanı, parayı, kaynakları, fırsatları --
13:11
whateverher neyse is in your heartkalp.
258
779611
2363
kalbinizde ne varsa.
13:14
There are websitesweb siteleri like DonorsChooseKurumları
259
782847
2204
Bu eşitsizliği tanıyan ve
gerçekten bu konuda
bir şeyler yapmak isteyen
13:17
that recognizetanımak the disparityeşitsizlik
260
785075
2054
13:19
and actuallyaslında want
to do something about it.
261
787153
2495
DonorsChoose gibi siteler var.
13:23
What is a carpentermarangoz with no toolsaraçlar?
262
791748
2204
Aleti olmayan marangoz ne yapar?
13:26
What is an actressaktris with no stageevre?
263
794350
2322
Sahnesi olmayan aktris ne yapar?
13:28
What is a scientistBilim insanı with no laboratorylaboratuvar?
264
796990
2457
Laboratuvarı olmayan bilim adamı ne yapar?
13:31
What is a doctordoktor with no equipmentekipman?
265
799859
2727
Gereçleri olmayan bir doktor ne yapar?
13:35
I'll tell you:
266
803270
1245
Size söyleyeyim:
13:36
they're my kidsçocuklar.
267
804970
1464
Bunlar benim çocuklarım.
13:39
Shouldn'tGerekmez they be your kidsçocuklar, too?
268
807219
1816
Sizin çocuklarınız da olmamalılar mı?
13:41
Thank you.
269
809893
1151
Teşekkür ederim.
13:43
(ApplauseAlkış)
270
811068
6205
(Alkışlar)
Translated by Ramazan Şen
Reviewed by Mukaddes Ozcan

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kandice Sumner - Educator
Kandice Sumner thinks we've been looking at the "achievement gap" in education all wrong.

Why you should listen

Kandice A. Sumner, M.Ed. teaches humanities (a combination of history and English) for the Boston Public Schools and is a Doctoral student in Urban Educational Policy. Sumner created and facilitates a professional development curriculum entitled R.A.C.E. (race, achievement, culture and equity) to engage professionals of all ages on how to conduct courageous critical conversations concerning race for the betterment of today’s youth. As the subject of the documentary film Far From Home, Kandice speaks publicly and consults with organizations on facilitating difficult conversations about race and education.

Born and raised in urban Boston, Kandice graduated from a suburban school system through a voluntary desegregation program (METCO). She then matriculated Spelman College (a historically Black liberal arts college) and graduated Phi Beta Kappa. From being one of a few Blacks in her school to learning at a historically Black college to teaching in the underserved and predominately Black and Latino neighborhoods of Boston, Sumner has spent a lifetime traversing the lines of race, class and gender.

More profile about the speaker
Kandice Sumner | Speaker | TED.com