TED2013
Dan Pallotta: The way we think about charity is dead wrong
Dan Pallotta: Hayırseverlik ile ilgili düşünce kalıplarımız tamamen hatalı
Filmed:
Readability: 4.3
4,867,243 views
Aktivist ve hayırseverlik kampanyaları düzenleyen Dan Pallotta, hayır kurumlarını çevreleyen çifte standartlar hakkında konuşuyor. Birçok hayır kurumu çok yardım toplayıp başarılı olduğu için değil çok az harcadıkları için ödüllendiriliyor. Sivil toplumu ahlaki tutumluluk ile değil büyük hedefleri ve büyük başarıları ile değerlendirmemiz gerekiyor. Bu cesur konuşmada, "Bize dünyayı değiştirmek ile ilgili fikirleri değiştirebilmek için izin verin" diyor.
Dan Pallotta - Author, speaker, reformer
We dream boldly in the dimension of our doing, but set the bar no higher than stability in our emotional lives. It’s time to dream in multiple dimensions at the same time, says AIDSRide Founder Dan Pallotta. He aims to transform the way society thinks about giving, and being. Full bio
We dream boldly in the dimension of our doing, but set the bar no higher than stability in our emotional lives. It’s time to dream in multiple dimensions at the same time, says AIDSRide Founder Dan Pallotta. He aims to transform the way society thinks about giving, and being. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
I want to talk about social innovation
0
989
3272
Sizlere sosyal yenilikçilikten
00:20
and social entrepreneurship.
1
4261
3348
ve sosyal girişimcilikten bahsetmek istiyorum,
00:23
I happen to have triplets.
2
7609
3164
Şans eseri üçüzlerim var.
00:26
They're little. They're five years old.
3
10773
2345
Küçükler, 5 yaşındalar.
00:29
Sometimes I tell people I have triplets.
4
13118
1069
Bazen insanlara üçüzlerim olduğunu söylediğimde
00:30
They say, "Really? How many?"
5
14187
3321
"Gerçekten mi? Kaç tane?" diyorlar. (Gülüşmeler)
00:33
Here's a picture of the kids.
6
17508
1444
İşte çocukların fotoğrafları...
00:34
That's Sage and Annalisa and Rider.
7
18952
4045
Bu Sage, Annalisa ve Rider.
00:38
Now, I also happen to be gay.
8
22997
4906
Şimdi, aynı zaman da ben bir eşcinselim.
00:43
Being gay and fathering triplets is by far
9
27903
2490
Eşcinsel olup ve üçüz babası olmak
00:46
the most socially innovative, socially entrepreneurial thing
10
30393
2576
bugüne kadar yaptığım en sosyal yenilikçi,
00:48
I have ever done.
11
32969
2328
en sosyal girişimci şey...
00:51
(Laughter) (Applause)
12
35297
4474
(Kahkahalar) (Alkışlar)
00:55
The real social innovation I want to talk about
13
39771
3038
Benim hakkında konuşmak istediğim asıl sosyal yenilik ise
00:58
involves charity.
14
42809
1492
hayırseverlik içereni.
01:00
I want to talk about how the things we've been taught to think
15
44301
3004
Yardım ve hayırseverlik konusuna
01:03
about giving and about charity
16
47305
2293
nasıl bakmamız gerektiğinin dayatıldığından bahsetmek istiyorum...
01:05
and about the nonprofit sector
17
49598
1960
ve tabii kar amacı gütmeyen kuruluşlardan
01:07
are actually undermining the causes we love
18
51558
3664
ki aslında sevdigimiz gayeleri
01:11
and our profound yearning to change the world.
19
55222
4004
ve dünyayı değiştirmek için duyduğumuz derin arzuyu baltalıyorlar.
01:15
But before I do that, I want to ask if we even believe
20
59226
2413
Ancak bunu yapmadan önce şunu sorgulamak istiyorum,
01:17
that the nonprofit sector has any serious role to play
21
61639
3145
kar amacı gütmeyen kuruluşların Dünyayı değiştirmekte ciddi bir...
01:20
in changing the world.
22
64784
2383
rolü olduğuna inanabilir miyiz?
01:23
A lot of people say now that business will lift up the developing economies,
23
67167
3458
Birçok insan şirketlerin gelişen ekonomileri başarıya taşıyacağını
01:26
and social business will take care of the rest.
24
70625
3039
ve sosyal şirketlerin de gerisini halledeceğini söylüyor.
01:29
And I do believe that business will move
25
73664
2438
Ben de inanıyorum ki, iş dünyası
01:32
the great mass of humanity forward.
26
76102
3161
insanlığı ileriye taşıyacak hakikaten de.
01:35
But it always leaves behind that 10 percent or more
27
79263
4135
Fakat, her zaman arkasında dezavantajlı veya şansız olan
01:39
that is most disadvantaged or unlucky.
28
83398
4472
yüzde onluk bir kitleyi bırakacaktır.
01:43
And social business needs markets,
29
87870
1529
Sosyal işlerin de piyasaya ihtiyacı var
01:45
and there are some issues for which you just can't develop
30
89399
2402
ve bazı meseleler var ki bazı piyasalar için
01:47
the kind of money measures that you need for a market.
31
91801
3333
ihtiyacın olan parasal yöntemleri kullanmak mümkün olmaz.
01:51
I sit on the board of a center for the developmentally disabled,
32
95134
3341
Şahsen gelişimsel engelliler yararına bir merkezin yönetim kurulundayım,
01:54
and these people want laughter
33
98475
2235
01:56
and compassion and they want love.
34
100710
4058
bu insanlar gülmek istiyor,
02:00
How do you monetize that?
35
104768
3546
merhamet ve sevgi istiyor.
02:04
And that's where the nonprofit sector
36
108314
2246
Bunları nasıl parayla ölçebilirsin?
02:06
and philanthropy come in.
37
110560
2344
Ve işte burada kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve
02:08
Philanthropy is the market for love.
38
112904
3691
hayırseverlik devreye giriyor.
02:12
It is the market for all those people
39
116595
2421
Hayırseverlik dediğin sevgi piyasası.
02:14
for whom there is no other market coming.
40
119016
2840
Şirketlerin, diğer piyasaların umursamadığı
02:17
And so if we really want, like Buckminster Fuller said,
41
121856
2731
insanlar için bir piyasa.
02:20
a world that works for everyone,
42
124587
2389
Eğer biz gerçekten Buckminster Fuller'in söylediği gibi,
02:22
with no one and nothing left out,
43
126976
2504
herkese uygun, kimsenin unutulmadığı
02:25
then the nonprofit sector has to be
44
129480
2162
bir Dünya istiyorsak,
02:27
a serious part of the conversation.
45
131642
2542
kar amacı gütmeyen kuruluşlar
02:30
But it doesn't seem to be working.
46
134184
2704
sistemin ciddi bir parçasını oluşturmalı.
02:32
Why have our breast cancer charities
47
136888
1629
Fakat bu işliyormuş gibi gözükmüyor.
02:34
not come close to finding a cure for breast cancer,
48
138517
2727
Neden bizim göğüs kanseri hayır kurumlarımız
02:37
or our homeless charities not come close
49
141244
2068
göğüs kanseri için tedavi bulmaya yanaşmıyor?
02:39
to ending homelessness in any major city?
50
143312
2929
veya evsizlere yardım kurumlarımız büyük şehirlerde evsizlik sorununu
02:42
Why has poverty remained stuck at 12 percent
51
146241
3351
sonlandırmanın yanına bile yaklaşamıyor?
02:45
of the U.S. population for 40 years?
52
149592
3886
Neden yoksulluk kırk yıldır Amerikan nüfusun
02:49
And the answer is, these social problems
53
153478
3122
yüzde on ikisinde takıldı kaldı?
02:52
are massive in scale,
54
156600
2214
Cevabım, konuştuğumuz sosyal problemler
02:54
our organizations are tiny up against them,
55
158814
2888
inanılmaz büyük ölçeklerde.
02:57
and we have a belief system that keeps them tiny.
56
161702
3563
Kıyaslandığında organizasyonlarımız ise problemlerin yanında minicik kalıyor
03:01
We have two rulebooks.
57
165265
1320
ve onları minicik olmaya zorlayan bir inanç sistemimiz var.
03:02
We have one for the nonprofit sector
58
166585
1946
İki tane ayrı kural kitabımız var.
03:04
and one for the rest of the economic world.
59
168531
3015
Birisi kar amacı gütmeyen kuruluşlar için,
03:07
It's an apartheid, and it discriminates
60
171546
2468
diğeri de ekonomi dünyasının geri kalanı için.
03:09
against the [nonprofit] sector in five different areas,
61
174014
2944
Bu bir ayrımcılık ve kar amacı gütmeyen kuruluşların
03:12
the first being compensation.
62
176958
2392
aleyhine 5 ayrı husus söz konusu.
03:15
So in the for-profit sector, the more value you produce,
63
179350
2912
İlki tazminat meselesi.
03:18
the more money you can make.
64
182262
1891
Şöyle ki kar amacı güden şirketlerde, ne kadar değer üretirsen
03:20
But we don't like nonprofits to use money
65
184153
1952
o kadar çok para kazanırsın.
03:22
to incentivize people to produce more in social service.
66
186105
3870
Fakat biz kar gütmeyen kuruluşların
03:25
We have a visceral reaction to the idea that anyone
67
189975
2800
parayı insanların sosyal hizmet üretmesine teşvik için kullanmasını sevmeyiz.
03:28
would make very much money helping other people.
68
192775
3407
İnsanlara yardım ederek çok fazla para kazanılması
03:32
Interesting that we don't have a visceral reaction
69
196182
2003
fikrine karşı bir tepkimiz var.
03:34
to the notion that people would make a lot of money not helping other people.
70
198185
3759
İlginçtir ki, diğer insanlara yardım etmeyerek
03:37
You know, you want to make 50 million dollars
71
201944
2276
çok para yapan insanlar kavramına karşı ise bir tepkimiz yok.
03:40
selling violent video games to kids, go for it.
72
204220
2330
Bilirsiniz, çocuklara şiddet içeren video oyunları satarak
03:42
We'll put you on the cover of Wired magazine.
73
206550
1988
50 milyon dolar yapmak isterseniz
03:44
But you want to make half a million dollars
74
208538
2007
sizi Wired dergisinin kapağına koyarız.
03:46
trying to cure kids of malaria,
75
210545
1359
Fakat siz sıtmaya yakalanan çocukları tedavi ederken
03:47
and you're considered a parasite yourself. (Applause)
76
211904
7917
yarım milyon yapmak istiyorsanız
03:55
And we think of this as our system of ethics,
77
219821
2960
o zaman bir parazit addedilirsiniz. (Alkışlar)
03:58
but what we don't realize is that this system
78
222781
2137
Ve biz buna ahlak sistemi diyoruz,
04:00
has a powerful side effect, which is,
79
224918
3104
fakat fark etmediğimiz şey bu sistemin
04:03
it gives a really stark, mutually exclusive choice
80
228022
3635
güçlü yan etkilerinin olduğu. Şöyle ki,
04:07
between doing very well for yourself and your family
81
231657
3372
en iyi üniversitelerimizden çıkan parlak zekaları
04:10
or doing good for the world
82
235029
2673
kendileri ve aileleri için iyi şeyler yapmak ile
04:13
to the brightest minds coming out of our best universities,
83
237702
2952
dünya için iyi bir şeyler yapmak arasında
04:16
and sends tens of thousands of people
84
240654
2077
ikilemde bırakıyor.
04:18
who could make a huge difference in the nonprofit sector
85
242731
2595
Kar amacı gütmeyen kuruluşlarda büyük fark yaratabilecek
04:21
marching every year directly into the for-profit sector
86
245326
2647
on binlerce insanı her yıl doğruca
04:23
because they're not willing to make that kind of lifelong economic sacrifice.
87
247973
4701
kar amacı güden firmalara yönlendiriyor.
04:28
Businessweek did a survey, looked at the compensation packages
88
252674
3487
Çünkü onlar bu çeşit ömür boyu ekonomik fedakarlığı yapmaya gönüllü değiller.
04:32
for MBAs 10 years of business school,
89
256161
3110
Businessweek 10 yıl önce MBA mezunu olmuş kişilerin
04:35
and the median compensation for a Stanford MBA,
90
259271
2893
maaşlarına bakan bir araştırma yayınladı,
04:38
with bonus, at the age of 38, was 400,000 dollars.
91
262164
4691
Stanford MBA mezunu 38 yaşında biri için ortalama
04:42
Meanwhile, for the same year, the average salary
92
266855
2048
prim dahil maaş paketi 400.000 dolar.
04:44
for the CEO of a $5 million-plus medical charity in the U.S.
93
268903
3216
Bu arada, aynı yıl için, 5 milyon dolar üzerinde para toplayan bir
04:48
was 232,000 dollars, and for a hunger charity, 84,000 dollars.
94
272119
5318
Amerikan tıbbi yardım kuruluşunun CEO'sunun ortalama maaşı
04:53
Now, there's no way you're going to get a lot of people
95
277437
1864
232.000 dolar, ve açlara yardım kuruluşunun ki 84.000 dolar.
04:55
with $400,000 talent to make a $316,000 sacrifice
96
279301
4202
Simdi sizin 400.000 dolarlık yeteneği olup
04:59
every year to become the CEO of a hunger charity.
97
283503
4112
açlara yardim kurulusunun CEO'su olmak için 316.000 dolarlık fedakarlık yapacak
05:03
Some people say, "Well, that's just because those MBA types are greedy."
98
287615
3491
adam bulmanızın bir yolu yok.
05:07
Not necessarily. They might be smart.
99
291106
2552
Bazı insanlar şöyle der 'Bu MBA tiplerinin açgözlülüğünden'
05:09
It's cheaper for that person to donate
100
293658
2384
Belli olmaz. Zeki de olabilirler.
05:11
100,000 dollars every year to the hunger charity,
101
296042
3688
Bu insan için her yıl açlara yardım kurumuna
05:15
save 50,000 dollars on their taxes,
102
299730
2084
100.000 dolar bağışlaması daha ucuza gelebilir,
05:17
so still be roughly 270,000 dollars a year ahead of the game,
103
301814
4319
Vergiler üzerinden 50.000 doları tasarruf eder,
05:22
now be called a philanthropist because they donated
104
306133
2615
hala kabaca yılda 270,000 dolar cebinde kalmış olur.
05:24
100,000 dollars to charity,
105
308748
1839
Üstelik şimdi bir hayırsever olarak adlandırılmaktadır.
05:26
probably sit on the board of the hunger charity,
106
310587
2025
zira 100.000 doları hayır kurumuna bağışladı,
05:28
indeed, probably supervise the poor SOB
107
312612
2177
muhtemelen hayır kurumunun yönetim kurulunda görev yapacak,
05:30
who decided to become the CEO of the hunger charity,
108
314789
3514
hem de, muhtemelen açlara yardım kurumunun CEO'su olmaya
05:34
and have a lifetime of this kind of power and influence
109
318303
3681
karar veren fakiri denetliyor olacak
05:37
and popular praise still ahead of them.
110
321984
3634
ve ömür boyu bu çeşit güce, etkiye
05:41
The second area of discrimination is advertising and marketing.
111
325618
3710
ve onlardan daha ötede popüler övgüye sahip olacak.
05:45
So we tell the for-profit sector, "Spend, spend, spend on advertising
112
329328
3505
Ayrımcılığın ikinci alanı reklamcılık ve pazarlama.
05:48
until the last dollar no longer produces a penny of value."
113
332833
3565
Şöyle ki, kar amacı güden şirketlere, artık son doların bir penny
05:52
But we don't like to see our donations spent on advertising in charity.
114
336398
3539
değer üretmeyecek duruma gelene kadar' reklam üzerine harca, harca, harca' deriz.
05:55
Our attitude is, "Well, look, if you can get the advertising donated,
115
339937
3774
Fakat, bağışlarımızın hayır işleri reklamına harcanmasını görmek istemeyiz.
05:59
you know, at four o'clock in the morning, I'm okay with that.
116
343711
2806
Tavrımız, "bak, eğer reklam bağışı alabilirsen..."
06:02
But I don't want my donations spent on advertising.
117
346517
2551
bilirsin, sabah saat 4'te falan, bununla bir sorunum yok."
06:04
I want it go to the needy."
118
349068
2248
"Fakat, benim bağışlarımın reklama harcanmasını istemiyorum."
06:07
As if the money invested in advertising
119
351316
1692
"ben bunun ihtiyacı olana gitmesini istiyorum."
06:08
could not bring in dramatically greater sums of money
120
353008
2844
Sanki reklama yatırım yapılmış paranın
ihtiyaç sahiplerine hizmet için
06:11
to serve the needy.
121
355852
1781
çarpıcı biçimde büyük tutarlar getirmesi
mümkün değilmiş gibi.
mümkün değilmiş gibi.
06:13
In the 1990s, my company created
122
357633
2335
1990'larda şirketim,
06:15
the long distance AIDSRide bicycle journeys
123
359968
3104
uzun mesafe "AIDSRide" adlı bisiklet yolculukları düzenledi
06:18
and the 60-mile-long breast cancer three-day walks,
124
363072
4492
ve dokuz yıl boyunca, üç günde 60 kilometre kat edilen
06:23
and over the course of nine years,
125
367564
3360
meme kanseri yürüyüşleri düzenledi.
06:26
we had 182,000 ordinary heroes participate,
126
370924
5063
182.000 kahraman vardı katılan,
06:31
and they raised a total of 581 million dollars.
127
375987
4440
ve toplam 581 milyon dolarlık yardım topladılar 9 yılda. (Alkışlar)
06:36
They raised more money more quickly for these causes
128
380427
4997
Gayeleri için daha önce tarihte görülmediği kadar çok parayı
çok daha çabuk toplayabildiler.
06:41
than any events in history,
129
385424
1814
06:43
all based on the idea that people are weary
130
387238
2818
İnsanların yapabileceklerinden azı istendiği için
06:45
of being asked to do the least they can possibly do.
131
390056
2826
bezmiş olabilecekleri fikrine dayanarak yapıldı tüm bunlar.
06:48
People are yearning to measure
132
392882
2398
İnsanlar değer verdikleri davalar adına
06:51
the full distance of their potential
133
395280
2192
potansiyellerinin ne olduğunu sonuna kadar görüp,
06:53
on behalf of the causes that they care about deeply.
134
397472
3144
ölçebilmeyi arzu ediyorlar.
06:56
But they have to be asked.
135
400616
3176
Tek yapılması gereken sormak.
06:59
We got that many people to participate
136
403792
1599
New York Times'da tam sayfa reklam satın alarak,
07:01
by buying full-page ads in The New York Times,
137
405391
2303
primetime radyo ve TV reklamları ile,
07:03
in The Boston Globe, in primetime radio and TV advertising.
138
407694
3429
katılmak isteyen o kadar kişi var ki.
07:07
Do you know how many people we would have gotten
139
411123
1802
Eğer biz çamaşırhanelerde el ilanları dağıtıyor olsaydık
07:08
if we put up flyers in the laundromat?
140
412925
3509
kaç kişiye ulaşabilirdik biliyor musunuz?
07:12
Charitable giving has remained stuck, in the U.S.,
141
416434
3202
ABD'de bağışların GSYİH'ya oranı 1970'lerde ölçmeye başlandığından beri
07:15
at two percent of GDP ever since we started measuring it in the 1970s.
142
419636
4391
yüzde ikilerde takılıp kalmıştır.
07:19
That's an important fact, because it tells us
143
424027
2300
Bu önemli bir bilgi çünkü bize,
07:22
that in 40 years, the nonprofit sector
144
426327
2504
son 40 yılda, kar amacı gütmeyen kuruluşların
07:24
has not been able to wrestle any market share
145
428831
3352
kar amacı güden şirketlerle kıyaslandığında,
07:28
away from the for-profit sector.
146
432183
2712
herhangi bir pazar payı almasının mümkün olamadığı gerçeğini söyler.
07:30
And if you think about it, how could one sector
147
434895
2152
Ve düşününce, nasıl olur da bir sektör
07:32
possibly take market share away from another sector
148
437047
3192
eğer pazarlama yapmasına izin verilmez ise,
07:36
if it isn't really allowed to market?
149
440239
2985
başka bir sektörden pazar payı alabilir ki?
07:39
And if we tell the consumer brands,
150
443224
1716
Tüketici markalarına
07:40
"You may advertise all the benefits of your product,"
151
444940
2819
"Ürünlerinizin tüm faydalarının reklamını yapabilirsiniz",
07:43
but we tell charities, "You cannot advertise all the good that you do,"
152
447759
3174
sivil topluma "yaptığınız iyiliklerin reklamı olamaz" derseniz
07:46
where do we think the consumer dollars are going to flow?
153
450933
3626
tüketicilerin dolarlarının nereye akacağını sanıyorsunuz?
07:50
The third area of discrimination is the taking of risk
154
454559
3297
Üçüncü ayrımcılık alanı
07:53
in pursuit of new ideas for generating revenue.
155
457856
4272
Risk alarak, gelir sağlamak için yeni fikirlerin peşinde koşulmasıdır.
07:58
So Disney can make a new $200 million movie that flops,
156
462128
3379
Yani Disney 200 milyon dolarlık film yapıp batırabilir
08:01
and nobody calls the attorney general.
157
465507
2848
ve kimse mahkemeye müracaat etmez.
08:04
But you do a little $1 million community fundraiser
158
468355
3320
Ama siz fakirler yararına 1 milyon dolarlık
08:07
for the poor, and it doesn't produce a 75 percent profit
159
471675
3108
küçük bir bağış organizasyonu yaptınız
08:10
to the cause in the first 12 months,
160
474783
1793
ve ilk 12 ay içerisinde yüzde 75 kar edemediniz mi
08:12
and your character is called into question.
161
476576
2820
karakteriniz sorgulanır hale gelir.
08:15
So nonprofits are really reluctant to attempt any brave,
162
479396
2891
Birçok kar amacı gütmeyen kuruluş
08:18
daring, giant-scale new fundraising endeavors
163
482287
3520
cesur, dev ölçekli, yeni bağış toplama çalışmalarında
08:21
for fear that if the thing fails, their reputations
164
485807
1998
başarısız olur da şöhretleri yerle bir olur korkusu ile
08:23
will be dragged through the mud.
165
487805
1905
isteksizdirler.
08:25
Well, you and I know when you prohibit failure,
166
489710
1911
Siz de ben de biliyoruz ki hata yapmaktan men edildiğinizde
08:27
you kill innovation.
167
491621
1811
yenilikçiliği, mücitliği öldürürsünüz.
08:29
If you kill innovation in fundraising, you can't raise more revenue.
168
493432
2916
Bağış işinde yenilikçiliği öldürürseniz, daha fazla gelir elde edemezsiniz.
08:32
If you can't raise more revenue, you can't grow.
169
496348
2056
Eğer daha fazla gelir elde edemezseniz, büyüyemezsiniz.
08:34
And if you can't grow, you can't possibly solve large social problems.
170
498404
4831
Ve eğer büyüyemezseniz, muhtemelen büyük sosyal sorunlarla da başa çıkamazsınız.
08:39
The fourth area is time.
171
503235
2709
Dördüncü ayrımcılık konusu da zaman.
08:41
So Amazon went for six years without returning any profit to investors,
172
505944
3979
Amazon altı yıl boyunca yatırımcılarına herhangi bir kar ödemesi
08:45
and people had patience.
173
509923
1648
yapmadan devam etti ve insanlar sabrettiler.
08:47
They knew that there was a long-term objective down the line
174
511571
2586
Pazar hakimiyetini ele geçirmek için
08:50
of building market dominance.
175
514157
1921
uzun vadeli hedeflerin olduğunu biliyorlardı.
08:51
But if a nonprofit organization ever had a dream
176
516078
2826
Ama kar amacı gütmeyen bir organizasyon
08:54
of building magnificent scale that required that for six years,
177
518904
3875
altı yıl boyunca muhtaçlara yardım edeceğine, sadece yatırım yapıp
08:58
no money was going to go to the needy,
178
522779
1880
organizasyonunu sorunları çözebileceği bir ölçeğe
09:00
it was all going to be invested in building this scale,
179
524659
2185
getirmeyi hayal ederse,
09:02
we would expect a crucifixion.
180
526844
3307
çarmıha gerilmeniz işten bile değil.
09:06
And the last area is profit itself.
181
530151
1921
Ve son ayrımcılık alanı da kar edebilme konusu.
09:07
So the for-profit sector can pay people profits
182
532072
2663
Yani, kar amacı güden şirketler yeni fikirleri için sermaye çekmek amacıyla
09:10
in order to attract their capital for their new ideas,
183
534735
2379
yatırımcılarına kar ödemesi yapabilirken
09:13
but you can't pay profits in a nonprofit sector,
184
537114
3357
Kar amacı gütmeyen sektörde kar ödeyemezsiniz.
09:16
so the for-profit sector has a lock on the multi-trillion-dollar capital markets,
185
540471
4501
Kar amacı güden sektörün hedefinde trilyon dolarlık sermaye piyasası varken,
09:20
and the nonprofit sector is starved for growth
186
544972
2376
kar amacı gütmeyen sektör büyümeye,
09:23
and risk and idea capital.
187
547348
2968
risk sermayesine ve fikri sermayeye hasrettir.
09:26
Well, you put those five things together -- you can't use money
188
550316
3265
Bu beş kalem bir araya gelirse--
09:29
to lure talent away from the for-profit sector,
189
553581
2401
yetenekli insanları şirketlerden kapmak için para kullanamazsınız,
09:31
you can't advertise on anywhere near the scale
190
555982
1940
reklam yapamaz, şirketlerin yeni müşteriler kazanmak adına yaptıkları reklamın
09:33
the for-profit sector does for new customers,
191
557922
2617
yanına bile yaklaşamazsınız,
09:36
you can't take the kinds of risks in pursuit of those customers
192
560539
2769
yardım toplamak için kar amacı güden şirketlerin
09:39
that the for-profit sector takes,
193
563308
2140
yeni müşteri peşinde aldıkları riski alamazsınız,
09:41
you don't have the same amount of time to find them
194
565448
1756
O insanlara ulaşabilmek için kar amacı güdenler ile
09:43
as the for-profit sector,
195
567204
1418
aynı miktarda zamana da sahip değilsinizdir
09:44
and you don't have a stock market with which to fund any of this,
196
568622
2777
ve kendinizi fonlamak için hisse senedi piyasası gibi bir yapınız da yoktur.
09:47
even if you could do it in the first place,
197
571399
2183
İlk davanızı hayata geçirebileceğinizi düşünseniz bile,
09:49
and you've just put the nonprofit sector
198
573582
1920
hemen her düzeyde
09:51
at an extreme disadvantage to the for-profit sector
199
575502
3155
kar amacı güden şirketlerle kıyaslandığında
09:54
on every level.
200
578657
2704
aşırı derecede dezavantajlı konumdasınızdır.
09:57
If we have any doubts about the effects of this separate rule book,
201
581361
3482
Kar amacı güden ve gütmeyen arası ayrımcılığın etkisi hakkında herhangi bir şüpheniz varsa,
10:00
this statistic is sobering:
202
584843
1730
buyurun size çarpıcı bir istatistik;
10:02
From 1970 to 2009,
203
586573
2590
1970'ten 2009'a kadar geçen sürede
10:05
the number of nonprofits that really grew,
204
589163
2271
gerçekten büyüme gösteren ve
10:07
that crossed the $50 million annual revenue barrier,
205
591434
3688
50 milyon dolar yıllık geliri bariyerini geçebilen
10:11
is 144.
206
595122
2152
kar amacı gütmeyen kuruluş sayısı 144.
10:13
In the same time, the number of for-profits that crossed it
207
597274
2205
Aynı dönemde, bu seviyeyi geçebilen
10:15
is 46,136.
208
599479
3260
şirketlerin sayısı 46,136.
10:18
So we're dealing with social problems that are massive in scale,
209
602739
3432
Yani ölçek itibari ile dev sosyal sorunlara karşı karşıyayız
10:22
and our organizations can't generate any scale.
210
606171
2442
ve bizim STK'lar ölçeğin yanına bile yaklaşamıyor.
10:24
All of the scale goes to Coca-Cola and Burger King.
211
608613
3975
Tüm büyüme Coca-Cola ve Burger King'e gidiyor.
10:28
So why do we think this way?
212
612588
2954
Peki bakış açımız neden böyle?
10:31
Well, like most fanatical dogma in America,
213
615542
4474
Aslında, Amerika'daki en fanatik dogmalar gibi
10:35
these ideas come from old Puritan beliefs.
214
620016
3119
bu bakış açıları, eski bağnaz (kuralcı) inançlardan kaynaklanıyor.
10:39
The Puritans came here for religious reasons, or so they said,
215
623135
3350
Kuralcılar, buraya dini nedenlerle geldiler veya öyle iddia ettiler,
10:42
but they also came here because they wanted to make a lot of money.
216
626485
3314
ama aynı zamanda da çok para kazanmak istedikleri için de gelmişlerdi.
10:45
They were pious people but they were also
217
629799
2143
Belki dindar insanlardı ama aynı zamanda da
10:47
really aggressive capitalists,
218
631942
2457
gerçekten agresif birer kapitalisttiler,
10:50
and they were accused of extreme forms of profit-making tendencies
219
634399
3579
ve diğer kolonistler ile karşılaştırıldıklarında
10:53
compared to the other colonists.
220
637978
2239
aşırı kar eğilimleri sebebiyle suçlandılar.
10:56
But at the same time, the Puritans were Calvinists,
221
640217
3056
Kuralcılar, aynı zamanda da, Kalvinist idiler.
10:59
so they were taught literally to hate themselves.
222
643273
2674
Yani tam anlamıyla kendilerinden nefret etmek üzerine bir öğretileri vardı.
11:01
They were taught that self-interest was a raging sea
223
645947
3031
Kişisel çıkarın kudurmuş bir deniz olduğu öğretilmekteydi,
11:04
that was a sure path to eternal damnation.
224
648978
3361
ebedi lanetlenme için emin bir yol olduğu kesindi.
11:08
Well, this created a real problem for these people, right?
225
652339
2272
Yani, bu ikilem insanlar için gerçek bir sorun yaratıyordu, değil mi?
11:10
Here they've come all the way across the Atlantic to make all this money.
226
654611
2736
Hem ta Atlantik'in bu yanına para kazanmak için geleceksin
11:13
Making all this money will get you sent directly to Hell.
227
657347
3756
ve bu para senin doğrudan cehenneme gönderilmene sebep olacak.
11:17
What were they to do about this?
228
661103
1941
Ne yapacaktılar?
11:18
Well, charity became their answer.
229
663044
1952
Hayırseverlik, onların bu duruma cevabı oldu.
11:20
It became this economic sanctuary
230
664996
2177
Ekonomik bir sığınak haline geldi.
11:23
where they could do penance for their profit-making tendencies
231
667173
3429
Onlar için bir nevi kar yapma eğilimlerine karşılık ödeyebilecekleri kefaret,
11:26
at five cents on the dollar.
232
670602
3477
bir dolar başına beş sent.
11:29
So of course, how could you make money in charity
233
674079
1757
Elbette böyle bir durumda, hayırseverlikten nasıl para kazanabilirsiniz
11:31
if charity was your penance for making money?
234
675836
3117
eğer hayır işi, para kazanmak için kefaretiniz olsa?
11:34
Financial incentive was exiled from the realm of helping others
235
678953
4110
İşte bu sebeple finansal teşvik mekanizması namınıza para kazanma ihtimaliniz değerlendirilerek
11:38
so that it could thrive in the area of making money for yourself,
236
683063
3096
başkalarına yardım aleminden uzaklaştırılmıştır
11:42
and in 400 years, nothing has intervened
237
686159
3179
ve 400 yıldır da kimse buna "amaca ters düşüyor ve adil değil"
11:45
to say, "That's counterproductive and that's unfair."
238
689338
5277
diyerek müdahale etmemiştir.
11:50
Now this ideology gets policed by this one very dangerous question,
239
694615
4189
Şimdi bu ideoloji, çok tehlikeli bir soru ile sorgulanmakta,
11:54
which is, "What percentage of my donation goes to the cause versus overhead?"
240
698804
4248
o da, "benim bağışımın ne kadarlık bir oranı amaca ne kadarı masrafa gidiyor?"
11:58
There are a lot of problems with this question.
241
703052
1881
Bu soru ile ilgili bir çok problem söz konusu.
12:00
I'm going to just focus on two.
242
704933
1847
Sadece iki tanesine odaklanmak istiyorum.
12:02
First, it makes us think that overhead is a negative,
243
706780
4457
İlk olarak, masrafın negatif olduğunu ima ediyor olması.
12:07
that it is somehow not part of the cause.
244
711237
3421
Öyle ki bir şekilde amacımızın bir parçası değil.
12:10
But it absolutely is, especially if it's being used for growth.
245
714658
4986
Halbuki kesinlikle bir parçası, özellikle de büyüme için kullanılırsa.
12:15
Now, this idea that overhead is somehow
246
719644
2761
Şimdi, masrafın bir şekilde
12:18
an enemy of the cause
247
722405
1349
amacımızın, davamızın düşmanı olduğu fikri
12:19
creates this second, much larger problem, which is,
248
723754
2938
bu ikinci ve daha büyük bir sorunu ortaya çıkarıyor.
12:22
it forces organizations to go without the overhead things
249
726692
3272
Gerçekten büyümeye ihtiyaç duyan kuruluşları
12:25
they really need to grow
250
729964
1780
masraflar olmadan
12:27
in the interest of keeping overhead low.
251
731744
3150
hareket etmeye zorlaması.
12:30
So we've all been taught that charities should spend
252
734894
2215
Bize hayır kurumlarının bağış toplama gibi olaylara olabildiğince az para
12:33
as little as possible on overhead things like fundraising
253
737109
3146
harcaması gerektiği öğretildi.
12:36
under the theory that, well, the less money you spend on fundraising,
254
740255
3398
o kadar ki bağış toplamaya ne kadar az harcarsan,
12:39
the more money there is available for the cause.
255
743653
3208
amaca o kadar fazla para kalmış olur.
12:42
Well, that's true if it's a depressing world
256
746861
2841
Eğer iç karartıcı bir Dünya'da isek, doğru.
12:45
in which this pie cannot be made any bigger.
257
749702
2945
Pastanın daha da büyütülmesinin imkansız olduğu bir Dünya.
12:48
But if it's a logical world in which investment in fundraising
258
752647
3862
Ama eğer bu mantıksal yani bağış toplamaya yapılan yatırımın
12:52
actually raises more funds and makes the pie bigger,
259
756509
3298
daha fazla fon kazanmaya ön ayak olduğu bir Dünya ise
12:55
then we have it precisely backwards,
260
759807
1970
o zaman kesinlikle işleri tersten anlamışız demektir.
12:57
and we should be investing more money, not less,
261
761777
2914
ve dolayısı ile para toplamaya daha az değil
13:00
in fundraising, because fundraising is the one thing
262
764691
2374
daha çok yatırım yapmamız gerektiği aşikar, zira bağış toplama
13:02
that has the potential to multiply the amount of money
263
767065
2668
o kadar önem atfettiğimiz dava için
13:05
available for the cause that we care about so deeply.
264
769733
4497
toplanabilecek parayı katlayabilecek potansiyele sahip yegane şey.
13:10
I'll give you two examples. We launched the AIDSRides
265
774230
2386
Size iki örnek vereceğim. Biz AIDSRides kampanyasını
13:12
with an initial investment of 50,000 dollars in risk capital.
266
776616
3809
başlangıç yatırımı olarak.50.000 dolarlık risk sermayesi ile başlattık.
13:16
Within nine years, we had multiplied that 1,982 times
267
780425
4724
AIDS Hizmetleri için tüm masrafları çıktıktan sonra hesapladığımızda dokuz yıl içinde
13:21
into 108 million dollars after all expenses for AIDS services.
268
785149
5784
parayı 1,982 katına katlayıp 108 milyon dolar yapmıştık.
13:26
We launched the breast cancer three-days
269
790933
1811
Meme kanseri için üç gün kampanyasını
13:28
with an initial investment of 350,000 dollars in risk capital.
270
792744
4105
başlangıç yatırımı olarak 350.000 dolarlık risk sermayesi ile başlattık.
13:32
Within just five years, we had multiplied that 554 times
271
796849
4341
Sadece beş yıl içinde tüm harcamaları sonra bunu 554 katına çıkarıp
13:37
into 194 million dollars after all expenses
272
801190
3605
194 milyon dolar yapıp
13:40
for breast cancer research.
273
804795
1980
meme kanseri araştırmaları için harcadık.
13:42
Now, if you were a philanthropist really interested in breast cancer,
274
806775
3252
Şimdi, meme kanseri konusunda gerçekten istekli bir hayırsever olsaydınız,
13:45
what would make more sense:
275
810027
1346
hangisi daha mantıklı olurdu,
13:47
go out and find the most innovative researcher in the world
276
811373
3900
gidip Dünya'nın en yenilikçi araştırmacısını bulup,
13:51
and give her 350,000 dollars for research,
277
815273
3074
ona araştırma için 350.000 dolar vermek mi,
13:54
or give her fundraising department the 350,000 dollars
278
818347
3767
yoksa onun bağış toplaması için 350.000 dolar verip
13:58
to multiply it into 194 million dollars for breast cancer research?
279
822114
5226
meme kanseri araştırmaları için 194 milyon dolar toplamasını sağlamak mı?
14:03
2002 was our most successful year ever.
280
827340
3225
2002 bizim en başarılı yılımız olmuştu.
14:06
We netted for breast cancer alone, that year alone,
281
830565
3442
Sadece o yıl meme kanseri için tek başına
14:09
71 million dollars after all expenses.
282
834007
3846
tüm masrafları çıktıktan sonra 71 milyon dolar kazandık.
14:13
And then we went out of business,
283
837853
2344
Ve sonda çöküverdik,
14:16
suddenly and traumatically.
284
840197
3112
aniden ve travmatik bir biçimde.
14:19
Why? Well, the short story is, our sponsor split on us.
285
843309
4703
Neden? Uzun hikayenin kısası sponsorumuz bizden ayrılmak istedi.
14:23
They wanted to distance themselves from us
286
848012
1851
Bizimle aralarına mesafe koymak istediler, neden?
14:25
because we were being crucified in the media
287
849863
2971
çünkü bağışların %40'ını maaşlara, "müşteri" servislerine ve
14:28
for investing 40 percent of the gross in recruitment
288
852834
3210
"müşteri" deneyimine yatırdığımız için
14:31
and customer service and the magic of the experience
289
856044
3383
medya tarafından çarmıha geriliyorduk.
14:35
and there is no accounting terminology to describe
290
859427
3265
ve bu tarz bir büyüme yatırımını açıklamak için
14:38
that kind of investment in growth and in the future,
291
862692
2802
"masraf" tan başka hiçbir lanet olası
14:41
other than this demonic label of overhead.
292
865494
4973
muhasebe terminolojisi mevcut değil.
14:46
So on one day, all 350 of our great employees
293
870467
5356
Bir gün içerisinde, 350 harika çalışanımız.
14:51
lost their jobs
294
875823
4356
işlerini kaybetti.
14:56
because they were labeled overhead.
295
880179
3639
Çünkü onlara "masraf" etiketi yapıştırılıverdi.
14:59
Our sponsor went and tried the events on their own.
296
883818
2292
Sponsorumuz gidip kendi organizasyonlarını düzenlemeye kalktı
15:02
The overhead went up.
297
886110
1361
masrafları arttı,
15:03
Net income for breast cancer research went down
298
887471
2517
Meme kanseri araştırmaları için elde edilen net gelir düşüverdi,
15:05
by 84 percent, or 60 million dollars in one year.
299
889988
5996
hem de bir yılda yüzde 84, yani 60 milyon dolar.
15:11
This is what happens when we confuse
300
895984
2552
İşte ahlak ile cimriliği
15:14
morality with frugality.
301
898536
4681
birbirine karıştırıverince ne olduğunun örneği.
15:19
We've all been taught that the bake sale with five percent overhead
302
903217
3004
Hepimize kurabiye sattığımız kermesin %5 masrafının ahlaki olarak
15:22
is morally superior to the professional fundraising enterprise with 40 percent overhead,
303
906221
4725
%40 masrafı olan profesyonel yardım kuruluşundan daha üstün olduğu öğretildi.
15:26
but we're missing the most important piece of information,
304
910946
2592
Ama bilginin en önemli parçası eksik sanki,
15:29
which is, what is the actual size of these pies?
305
913538
3969
o da pastaların gerçek boyutunun ne olduğu?
15:33
Who cares if the bake sale only has five percent overhead if it's tiny?
306
917507
4806
Kermesin sadece %5 maliyetinin olması kimin umurunda olur ki,
15:38
What if the bake sale only netted 71 dollars for charity
307
922313
2856
eğer kermes hayır için 71 dolar kazandıysa ve
15:41
because it made no investment in its scale
308
925169
2048
hiç yatırım söz konusu olmadıysa?
15:43
and the professional fundraising enterprise netted
309
927217
2251
ve fakat profesyonel yardım kuruluşu nette...
15:45
71 million dollars because it did?
310
929468
2827
71 milyon dolar kazandıysa?
15:48
Now which pie would we prefer, and which pie
311
932295
2097
Şimdi hangi pastayı tercih edersiniz ve hangi pastanın
15:50
do we think people who are hungry would prefer?
312
934392
3855
aç insanlar tarafından tercih edileceğini sanıyorsunuz?
15:54
Here's how all of this impacts the big picture.
313
938247
3744
Tüm bunların büyük resmi nasıl etkilediğini söyleyeyim buyurun,
15:57
I said that charitable giving is two percent of GDP in the United States.
314
941991
3336
Bağış toplamının ABD GSYİH'ın % 2'si olduğunu söylemiştim
16:01
That's about 300 billion dollars a year.
315
945327
2737
Yılda yaklaşık 300 milyar dolar eder bu.
16:03
But only about 20 percent of that, or 60 billion dollars,
316
948064
3529
Ama sadece yaklaşık %20 si, veya 60 milyar dolar,
16:07
goes to health and human services causes.
317
951593
1951
sağlık ve insanlara hizmet olarak gidebiliyor.
16:09
The rest goes to religion and higher education and hospitals
318
953544
3676
gerisi din, yüksek öğretim ve hastanelere.
16:13
and that 60 billion dollars is not nearly enough
319
957220
2922
ve 60 milyar ABD Doları sözünü ettiğimiz
16:16
to tackle these problems.
320
960142
2207
dev sorunları çözmek için yeterli değil.
16:18
But if we could move charitable giving
321
962349
2144
Ama bağış işini yukarıya,
16:20
from two percent of GDP up just one step
322
964493
5257
GSYİH'ın %2'sinden sadece bir adım yukarı taşıyabilirsek
16:25
to three percent of GDP, by investing in that growth,
323
969750
3484
yani %3'e çıkaracak yatırımı yapabilirsek,
16:29
that would be an extra 150 billion dollars a year in contributions,
324
973234
3802
bu ilave yılda 150 milyar dolarlık katkı anlamına gelecek,
16:32
and if that money could go disproportionately
325
977036
2791
ve eğer o para orantısız bir biçimde
16:35
to health and human services charities,
326
979827
1700
sağlık ve insanlar yararına hayır kurumlarına aktarılabilirse,
16:37
because those were the ones we encouraged to invest in their growth,
327
981527
3181
ki olanlar büyüme konusunda desteklediğimiz kuruluşlardı,
16:40
that would represent a tripling of contributions to that sector.
328
984708
4605
Bu o sektörün katkıları üçe katlandı demek olur.
16:45
Now we're talking scale.
329
989313
1363
İşte o zaman bir ölçek ekonomisinden bahsedebiliriz.
16:46
Now we're talking the potential for real change.
330
990676
3603
Şimdi gerçek bir değişim potansiyelinden bahsedebiliriz.
16:50
But it's never going to happen by forcing
331
994279
2312
Bu kuruluşların masraflarını ahlaki bir amaçla düşük tutmaya zorlayarak
16:52
these organizations to lower their horizons
332
996591
2686
ufuklarını daraltarak
16:55
to the demoralizing objective of keeping their overhead low.
333
999277
5497
başarılacak gibi değil.
17:00
Our generation does not want its epitaph to read,
334
1004774
3523
Bizim neslimiz mezar taşında
17:04
"We kept charity overhead low."
335
1008297
2665
"Hayırseverliğin masraflarını düşüren..." yazsın istemiyor.
17:06
(Laughter) (Applause)
336
1010962
8086
(Kahkaha) (Alkış)
17:14
We want it to read that we changed the world,
337
1019049
2230
Biz "biz dünyayı değiştirdik" yazmasını istiyoruz
17:17
and that part of the way we did that
338
1021279
1645
ve bu konuştuğumuz konular hakkında
17:18
was by changing the way we think about these things.
339
1022924
3066
düşünme şeklimizi değiştirerek olur.
17:21
So the next time you're looking at a charity,
340
1025990
2045
Yani bir dahaki sefere bir hayır kurumuyla karşılaştığınızda,
17:23
don't ask about the rate of their overhead.
341
1028035
2241
onların genel gider oranlarını sorgulamayın.
17:26
Ask about the scale of their dreams,
342
1030276
2219
Hayallerinin ölçeğini sorgulayın,
17:28
their Apple-, Google-, Amazon-scale dreams,
343
1032495
3911
onların Apple, Google, Amazon ölçeğindeki hayallerini,
17:32
how they measure their progress toward those dreams,
344
1036406
1899
hayallerini ne kadar yaklaştıklarını nasıl ölçtüklerini sorgulayın,
17:34
and what resources they need to make them come true
345
1038305
2909
ve gerçekleştirmek için hangi kaynaklara ihtiyaçları olduğunu sorgulayın,
17:37
regardless of what the overhead is.
346
1041214
1850
masrafı ne olursa olsun.
17:38
Who cares what the overhead is if these problems are actually getting solved?
347
1043064
4818
Eğer bu sorunlar gerçekten çözülüyorsa,masraf kısmı kimin umurunda?
17:43
If we can have that kind of generosity,
348
1047882
3449
Bu tarz bir cömertlik sergileyebilirsek,
17:47
a generosity of thought, then the non-profit sector can play
349
1051331
3720
düşünce anlamında bir cömertlik, o zaman kar amacı gütmeyen kuruluşlar,
17:50
a massive role in changing the world for all those citizens
350
1055051
4236
değişen dünyada en umutsuz insanlara yardım adına
17:55
most desperately in need of it to change.
351
1059287
6134
büyük bir rol alabilir.
18:01
And if that can be our generation's enduring legacy,
352
1065421
5064
Ve bu bizim neslimizin kalıcı mirası olabilir,
18:06
that we took responsibility
353
1070485
2600
sorumluluk aldık,
18:08
for the thinking that had been handed down to us,
354
1073085
2992
bize emanet edilen yaklaşımı
18:11
that we revisited it, we revised it,
355
1076077
2840
tekrar tekrar gözden geçirdik
18:14
and we reinvented the whole way humanity thinks about changing things,
356
1078917
3799
ve insanların değişim yaratma düşüncesinin kendisini baştan aşağı değiştirdik
18:18
forever, for everyone,
357
1082716
3601
sonsuza kadar ve herkes için.
18:22
well, I thought I would let the kids sum up what that would be.
358
1086317
4800
Bence özetleme konusunda çocuklara izin vermem uygun olur.
18:27
Annalisa Smith-Pallotta: That would be --
359
1091117
1420
Annalisa Smith-Pallotta: Bu,
18:28
Sage Smith-Pallotta: -- a real social --
360
1092537
2448
Sage Smith-Pallotta:--gerçek bir sosyal...
18:30
Rider Smith-Pallotta: -- innovation.
361
1094985
1901
Binici Smith-Pallotta:--yenilik.
18:32
Dan Pallotta: Thank you very much. Thank you.
362
1096886
3496
Dan Pallotta: çok teşekkür ederim.
Teşekkür ederiz.
Teşekkür ederiz.
18:36
(Applause)
363
1100382
9136
(Alkışlar)
18:45
Thank you. (Applause)
364
1109518
4000
Teşekkürler (Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Dan Pallotta - Author, speaker, reformerWe dream boldly in the dimension of our doing, but set the bar no higher than stability in our emotional lives. It’s time to dream in multiple dimensions at the same time, says AIDSRide Founder Dan Pallotta. He aims to transform the way society thinks about giving, and being.
Why you should listen
"The nonprofit sector is critical to our dream of changing the world. Yet there is no greater injustice than the double standard that exists between the for-profit and nonprofit sectors. One gets to feast on marketing, risk-taking, capital and financial incentive, the other is sentenced to begging,” Dan Pallotta says in discussing his book Charity Case. This economic starvation of our nonprofits is why he believes we are not moving the needle on great social problems. “My goal … is to fundamentally transform the way the public thinks about charity within 10 years.”
Pallotta is best known for creating the multi-day charitable event industry, and a new generation of philanthropists with the AIDS Rides and Breast Cancer 3-Day events, which raised $582 million in nine years. He is president of Advertising for Humanity, which helps foundations and philanthropists transform the growth potential of their favorite grantees. He is also the founder and President of the Charity Defense Council .
Dan Pallotta | Speaker | TED.com