TEDIndia 2009
Shukla Bose: Teaching one child at a time
Shukla Bose:Her Seferinde Bir Çocuğu Eğitmek
Filmed:
Readability: 3.5
1,150,758 views
Fakir birini eğitmek bir sayı karmaşasından daha farklı birşey, diyor Shukla Bose. Kendisinin çığır açan Parikrma İnsani Kuruluşu hikayesini anlatıyor, ki bu çalışma geçmişteki göz korkutucu istatistiklere bakıldığında Hindistan gecekondularına umut getirdi ve her çocuğu tek bir birey olarak eğitmeye odaklandı.
Shukla Bose - Education activist
Shukla Bose is the founder and head of the Parikrma Humanity Foundation, a nonprofit that runs four extraordinary schools for poor children. Full bio
Shukla Bose is the founder and head of the Parikrma Humanity Foundation, a nonprofit that runs four extraordinary schools for poor children. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
I'm standing in front of you today
0
0
4000
Bugün burada sizlerin önünde
00:19
in all humility,
1
4000
2000
tüm alçakgönüllülüğümle ,
00:21
wanting to share with you
2
6000
2000
hizmet alanında ve eğitimde
00:23
my journey of the last six years
3
8000
3000
geçirdiğim
00:26
in the field of service
4
11000
2000
son 6 senelik yolculuğu
00:28
and education.
5
13000
2000
paylaşmak için bulunmaktayım.
00:30
And I'm not a trained academic.
6
15000
3000
Ve ne eğitilmiş bir akademisyenim.
00:33
Neither am I a veteran social worker.
7
18000
3000
Ne de kıdemli bir sosyal hizmetler görevlisi.
00:36
I was 26 years in the corporate world,
8
21000
3000
26 yaşımdayken, bu şirketleşmiş dünyada,
00:39
trying to make organizations profitable.
9
24000
3000
şirketlerin daha karlı olmalarına çalışan biriydim.
00:42
And then in 2003
10
27000
2000
Daha sonra 2003 yılında, mutfaktaki masamdan
00:44
I started Parikrma Humanity Foundation
11
29000
4000
Parikrma Humanity Foundation (Parikrma İnsanlık Kurumu)
00:48
from my kitchen table.
12
33000
2000
için çalışmaya başladım.
00:50
The first thing that we did was walk through the slums.
13
35000
4000
İlk yaptığımız şey gecekondu mahalleleri arasında gezip inceleme yapmak oldu.
00:54
You know, by the way, there are two million people
14
39000
3000
Biliyorsunuz ki, bu arada, Bangalore da iki milyon kişi var,
00:57
in Bangalore, who live in 800 slums.
15
42000
5000
ki bunlar 800 gecekondu mahallesinden birinde yaşamakta.
01:02
We couldn't go to all the slums,
16
47000
3000
Tüm gecekondu mahallelerine gidemedik,
01:05
but we tried to cover as much as we could.
17
50000
2000
fakat elimizden geldiği kadarını kapsamaya çalıştık.
01:07
We walked through these slums,
18
52000
2000
Biz bu gecekondu mahallelerini gezip,
01:09
identified houses where children would never go to school.
19
54000
5000
hiç okula gitmemiş çocukların bulunduğu evleri tespit ettik.
01:14
We talked to the parents,
20
59000
2000
Ailelerle konuştuk ve
01:16
tried to convince them about sending their children to school.
21
61000
4000
onları çocuklarını okula göndermeleri konusunda ikna etmeye çalıştık.
01:20
We played with the children,
22
65000
2000
Çocuklarla oyunlar oynadık,
01:22
and came back home really tired,
23
67000
3000
ve eve gerçekten yorgun ve bitkin dönüyorduk,
01:25
exhausted, but with images
24
70000
3000
fakat çocukların yüzündeki o güzel ifade,
01:28
of bright faces, twinkling eyes,
25
73000
3000
parıldayan gözleri sayesinde
01:31
and went to sleep.
26
76000
3000
uyuyabiliyorduk.
01:34
We were all excited to start,
27
79000
3000
Başlarken hepimiz başlayacağımızdan ötürü oldukça heyecanlıydık.
01:37
but the numbers hit us then:
28
82000
4000
Fakat sonra rakamlar bizi şaşırttı.
01:41
200 million children
29
86000
2000
4 ile 14 yaş arasındaki
01:43
between four to 14 that
30
88000
2000
200 milyon çocuk okula gitmesi gerektiği halde
01:45
should be going to school, but do not;
31
90000
2000
okula gitmiyordu.
01:47
100 million children
32
92000
2000
100 milyon çocuk
01:49
who go to school but cannot read;
33
94000
3000
okula gidiyor fakat okuyamıyor,
01:52
125 million who cannot do basic maths.
34
97000
5000
125 milyonu basit matematik işlemlerini yapamıyor.
01:57
We also heard that 250 billion Indian rupees
35
102000
5000
Aynı zamanda duyduğumuza göre devlet okullarına
02:02
was dedicated for government schooling.
36
107000
3000
250 milyar rupi tahsis edilmiş.
02:05
Ninety percent of it was spent on teachers' salary
37
110000
3000
Bu paranın %90'ı öğretmenlerin maaşına
02:08
and administrators' salary.
38
113000
2000
ve yöneticilerin maaşına harcanmış.
02:10
And yet, India has nearly
39
115000
2000
Ve şimdiye kadar, Hindistan neredeyse
02:12
the highest teacher absenteeism
40
117000
3000
dünyanın okula devamsızlık yapan öğretmenleri
02:15
in the world,
41
120000
2000
sayısında en çok sayıya sahip,
02:17
with one out of four teachers
42
122000
2000
dört öğretmenimizden biri
02:19
not going to school at all the entire academic year.
43
124000
4000
akademik yıl boyunca okula gitmiyor.
02:23
Those numbers were absolutely mind-boggling,
44
128000
4000
Bu rakamlar kesinlikle kafa karıştırıcıydı,
02:27
overwhelming, and we were constantly asked,
45
132000
3000
karşı konulamazdı, ve biz sürekli olarak sorularla karşılaştık
02:30
"When will you start? How many schools will you start?
46
135000
3000
"Ne zaman başlayacaksınız?" Ne kadar okulla başlayacaksınız?
02:33
How many children will you get?
47
138000
2000
Ne kadar çocuk alacaksınız?
02:35
How are you going to scale?
48
140000
2000
Nasıl ayarlayacaksınız ?
02:37
How are you going to replicate?"
49
142000
2000
Nasıl benzerlerini yapacaksınız ?
02:39
It was very difficult not to get scared, not to get daunted.
50
144000
4000
Yılmamak, korkmamak oldukça zordu.
02:43
But we dug our heels
51
148000
2000
Fakat biz ayak diretip,
02:45
and said, "We're not in the number game.
52
150000
3000
ve dedik ki, "Bir sayı oyununun içinde değiliz"
02:48
We want to take one child at a time
53
153000
4000
Tek seferde bir çocuk alarak
02:52
and take the child right through school,
54
157000
3000
ve çocuğun doğrudan okumasını sağlayıp,
02:55
sent to college,
55
160000
2000
onu üniversiteye göndermek,
02:57
and get them prepared for better living,
56
162000
4000
ve onları daha iyi hayat şartlarına hazır hale getirmek,
03:01
a high value job."
57
166000
3000
yüksek değerli bir işte.
03:04
So, we started Parikrma.
58
169000
3000
Böylece, Parikrma ya başladık,
03:07
The first Parikrma school
59
172000
2000
ilk Parikrma okulu
03:09
started in a slum
60
174000
2000
gecekondu mahallesinde başladı
03:11
where there were 70,000 people
61
176000
3000
70,000 insanın bulunduğu
03:14
living below the poverty line.
62
179000
3000
ve bulunanların fakirlik sınırının altında yaşadığı bir yerdi.
03:17
Our first school was
63
182000
3000
Başladığımızda, ilk okulumuz
03:20
on a rooftop of a building inside the slums,
64
185000
5000
gecekondu mahallesindeki bir binanın çatısındaydı,
03:25
a second story building, the only second story building
65
190000
2000
iki katlı bir bina, yalnızca gecekondu mahallesi içindeki
03:27
inside the slums.
66
192000
2000
iki katlı bir binaydı.
03:29
And that rooftop did not have
67
194000
3000
Ve çatı katında herhangi bir tavan
03:32
any ceiling, only half a tin sheet.
68
197000
4000
bulunmuyordu, sadece yarım bir sac tabaka vardı.
03:36
That was our first school. One hundred sixty-five children.
69
201000
4000
Bu bizim ilk okulumuzdu. 165 öğrenci.
03:40
Indian academic year begins in June.
70
205000
2000
Hindistan akademik yılı Temmuz da başlar.
03:42
So, June it rains, so many a times
71
207000
3000
Böylece, Temmuzda yağmur yağar, birçok kez
03:45
all of us would be huddled under the tin roof,
72
210000
3000
ince çatı altında biraraya toplanarak,
03:48
waiting for the rain to stop.
73
213000
2000
yağmurun dinmesini beklerdik.
03:50
My God! What a bonding exercise that was.
74
215000
5000
Tanrım, ne sıkışık bir deneyimdi bu.
03:55
And all of us
75
220000
2000
Ve hepimiz
03:57
that were under that roof are still here together today.
76
222000
4000
o çatının altında olanlar olarak, bugün bile hala biraradayız.
04:01
Then came the second school,
77
226000
2000
Daha sonra ikinci sınıfımızı açtık,
04:03
the third school, the fourth school
78
228000
3000
ardından üçüncü, dördüncü okul,
04:06
and a junior college.
79
231000
2000
ve bir yüksekokul.
04:08
In six years now,
80
233000
3000
Altı sene içerisinde
04:11
we have four schools, one junior college,
81
236000
3000
dört okulumuz, bir yüksekokulumuz,
04:14
1,100 children
82
239000
2000
28 gecekondu mahallesinden gelen
04:16
coming from 28 slums
83
241000
2000
1,100 öğrencimiz
04:18
and four orphanages.
84
243000
2000
ve dört yetimhanemiz vardı.
04:20
(Applause)
85
245000
3000
(Alkış)
04:23
Our dream is very simple:
86
248000
3000
Bizim rüyamız oldukça basit,
04:26
to send each of these kids, get them prepared
87
251000
3000
bu çocukların herbirini hayata hazırlamak,
04:29
to be educated
88
254000
3000
onların eğitimli birer birey olmalarını sağlamak
04:32
but also to live peacefully,
89
257000
2000
ve aynı zamanda barış içinde yaşayabilecekleri,
04:34
contented in this conflict-ridden
90
259000
3000
ve çatışmalar içeren bu yarışta
04:37
chaotic globalized world.
91
262000
4000
karmaşık bu global dünyada bunu gerçekleştirebilmek.
04:41
Now, when you talk global
92
266000
2000
Artık globallikten bahsettiğiniz zaman
04:43
you have to talk English.
93
268000
2000
İngilizce konuşmak zorundasınız.
04:45
And so all our schools
94
270000
2000
Bundan dolayı ki bizim bütün okullarımız
04:47
are English medium schools.
95
272000
3000
ortalama bir İngiliz okulu.
04:50
But they know there is this myth
96
275000
2000
Fakat burada halk arasında
04:52
that children from the slums
97
277000
2000
gecekondudan olan çocukların
04:54
cannot speak English well.
98
279000
3000
İngilizceyi iyi konuşamayacakları hakkında bir inanış var.
04:57
No one in their family has spoken English.
99
282000
2000
Ailelerinde ki hiç kimse İngilizce konuşmuyor.
04:59
No one in their generation has spoken English.
100
284000
4000
Arkadaşları arasında da hiç kimse İngilizce konuşmuyor.
05:03
But how wrong it is.
101
288000
2000
Fakat bu ne kadar da yanlış bir düşünce.
05:05
Girl: I like adventurous books, and some of my favorites
102
290000
3000
Video: Kız: Macera kitaplarını seviyorum, ve favori kitaplarımdan birisi
05:08
are Alfred Hitchcock and [unclear]
103
293000
4000
Alfred Hitchcok'u seviyorum ve [belirsiz]
05:12
and Hardy Boys.
104
297000
2000
ve Hardy Boys.
05:14
Although they are like
105
299000
2000
Bunların üçü de benzer, farklı içeriğe
05:16
in different contexts,
106
301000
2000
sahip olmakla beraber,
05:18
one is magical, the other two are like investigation,
107
303000
3000
birisi esrarengiz, diğer ikisiyse araştırma gibi,
05:21
I like those books because
108
306000
3000
bu kitapları sevdim çünkü
05:24
they have something special in them.
109
309000
2000
onların içinde özel birşeyler var,
05:26
The vocabulary used in those books
110
311000
2000
bu kitaplarda kullanılan kelimeler,
05:28
and the style of writing.
111
313000
3000
anlatma tarzı, yazılış biçimi.
05:31
I mean like once I pick up one book
112
316000
2000
Demek istediğim bir kitabı aldığımda
05:33
I cannot put it down until I finish the whole book.
113
318000
3000
onun tamamını bitirene kadar bırakamıyorum.
05:36
Even if it takes me four and a half hours,
114
321000
2000
Hatta bir kitabı bitirmesi dört buçuk saatimi alsada,
05:38
or three and half hours to finish my book, I do it.
115
323000
3000
yada üç buçuk saatimi, bunu yinede yapıyorum.
05:41
Boy: I did good research and I got the information
116
326000
3000
Erkek: İyi bir araştırma yaptım ve dünyanın en hızlı arabaları hakkında
05:44
[on the] world's fastest cars.
117
329000
3000
bilgim olmuş oldu.
05:47
I like Ducati ZZ143,
118
332000
6000
Ducati ZZ143 ü seviyorum,
05:53
because it is the fastest,
119
338000
2000
çünkü o en hızlısı,
05:55
the world's fastest bike,
120
340000
2000
dünyanın en hızlı motorsikleti.
05:57
and I like Pulsar 220 DTSI
121
342000
4000
Ve Passat 220 GTSI yı seviyorum
06:01
because it is India's fastest bike. (Laughter)
122
346000
3000
çünkü Hindistan'ın en hızlısı o.
06:04
Shukla Bose: Well, that girl that you saw,
123
349000
4000
Pekala, bu gördüğünüz kız varya,
06:08
her father sells flowers on the roadside.
124
353000
3000
O'nun babası yol kenarında çiçek satıyor.
06:11
And this little boy has been coming to school for five years.
125
356000
4000
Ve bu erkek çocuk ise okula sadece beş senedir geliyor.
06:15
But isn't it strange that little boys all over the world
126
360000
4000
Fakat sizcede dünyadaki bütün çocukların hızlı motorsikletlerden
06:19
love fast bikes? (Laughter)
127
364000
3000
hoşlanması biraz tuhaf değil mi?
06:22
He hasn't seen one, he hasn't ridden one, of course,
128
367000
3000
Bir tanesini bile görmedi. Hiçbirini sürmedi, tabiki,
06:25
but he has done a lot of research through Google search.
129
370000
5000
fakat Google aracılığıyla bir çok arama yaptı.
06:30
You know, when we started with our English medium schools
130
375000
3000
Bildiğiniz gibi, İngilizce okullarımıza başladığımızda
06:33
we also decided to adopt
131
378000
2000
biz aynı zamanda olası en iyi
06:35
the best curriculum possible,
132
380000
2000
müfredatı öğretmeye karar verdik,
06:37
the ICSE curriculum.
133
382000
2000
ICSE müfredatını.
06:39
And again, there were people who laughed at me
134
384000
3000
Ve tekrar, bana bu konuda gülenler oldu
06:42
and said, "Don't be crazy
135
387000
2000
ve dediler ki, "Sen delimisin bu çocuklar için böyle zor bir
06:44
choosing such a tough curriculum for these students.
136
389000
3000
müfredat seçilir mi?
06:47
They'll never be able to cope."
137
392000
2000
Hiçbir zaman üstesinden gelemezler."
06:49
Not only do our children cope very well,
138
394000
3000
Çocuklarımız sadece üstesinden gelmekle kalmadılar,
06:52
but they excel in it.
139
397000
2000
aynı zamanda bu konuda yüksek başarı sağladılar.
06:54
You should just come across to see
140
399000
2000
Çocuklarla karşılaşıp bunu
06:56
how well our children do.
141
401000
3000
ne kadar iyi başardıklarını görmelisiniz.
06:59
There is also this myth that
142
404000
2000
Burada ayrıca bir inanış da
07:01
parents from the slums
143
406000
3000
gecekondudaki ailelerin
07:04
are not interested in their children going to school;
144
409000
3000
çocuklarının okula gitmesiyle ilgilenmediği,
07:07
they'd much rather put them to work.
145
412000
2000
onlar daha çok çocukları işe koymayı tercih ediyor.
07:09
That's absolute hogwash.
146
414000
2000
Bu tamamiyle uydurmaca.
07:11
All parents all over the world
147
416000
2000
Dünya üzerindeki bütün aileler
07:13
want their children to lead a better life than themselves,
148
418000
4000
kendi çocuklarının kendilerinden daha iyi bir hayat sürmesini istiyorlar.
07:17
but they need to believe that change is possible.
149
422000
5000
Fakat aileler inanmalıdır ki bu olması mümkün birşey.
07:22
Video: (Hindi)
150
427000
2000
Video:(Hindi)
07:58
SB: We have 80 percent attendance
151
463000
3000
Shukla Bose: Yüzde 80 lik katılım sözkonusu
08:01
for all our parents-teachers meeting.
152
466000
2000
tüm veli toplantılarımızda.
08:03
Sometimes it's even 100 percent,
153
468000
2000
Hatta bazen 100 de yüz lük bir katılım söz konusu,
08:05
much more than many privileged schools.
154
470000
3000
ki bu birçok normal okuldaki katılımdan daha fazla.
08:08
Fathers have started to attend.
155
473000
2000
Babaları da katılmaya başladı.
08:10
It's very interesting. When we started our school
156
475000
3000
Bu oldukça ilginç. Okullarımıza ilk başladığımızda
08:13
the parents would give thumbprints in the attendance register.
157
478000
5000
aileler katılımlarını onaylamak için parmak izi basıyorlardı.
08:18
Now they have started writing their signature.
158
483000
4000
Şimdi artık onlar kendi imzalarını atabiliyorlar.
08:22
The children have taught them.
159
487000
2000
Bunu onlara bu çocuklar öğretti.
08:24
It's amazing how much children can teach.
160
489000
4000
Çocukların öğretebiliyor olması inanılmaz birşey.
08:28
We have, a few months ago,
161
493000
3000
Birkaç ay önce,
08:31
actually late last year,
162
496000
2000
aslında geçen sene,
08:33
we had a few mothers who came to us and said,
163
498000
2000
birkaç anne bize gelip dediki,
08:35
"You know, we want to learn how to read and write.
164
500000
4000
"Bİliyorsunuz, biz okuma ve yazmayı öğrenmek istiyoruz,
08:39
Can you teach us?" So, we started an afterschool
165
504000
3000
siz bize öğretebilir misiniz?" Bundan dolayı bizde okuldan sonra
08:42
for our parents, for our mothers.
166
507000
2000
ailelerimiz, annelerimiz için eğitime başladık.
08:44
We had 25 mothers who came regularly
167
509000
2000
Okuldan sonra düzenli olarak çalışmaya gelen
08:46
after school to study.
168
511000
3000
25 annemiz var.
08:49
We want to continue with this program
169
514000
2000
Bu programı devam ettirmek
08:51
and extend it to all our other schools.
170
516000
4000
ve bu uygulamayı diğer bütün okullarımıza yaymayı istiyoruz.
08:55
Ninety-eight percent of our fathers are alcoholics.
171
520000
3000
Babalarımızın %98 'i alkolik.
08:58
So, you can imagine how traumatized
172
523000
2000
Öyle ki, bizim çocuklarımızın geldiği yerdeki evlerin nasıl da
09:00
and how dysfunctional the houses are where our children come from.
173
525000
4000
travmatik ve bozukluklarla dolu bir evden geldiklerini hayal edebilirsiniz.
09:04
We have to send the fathers to de-addiction labs
174
529000
5000
Biz bu babaları ameteme gönderdik
09:09
and when they come back,
175
534000
2000
ve geri döndüklerinde
09:11
most times sober, we have to find a job for them
176
536000
4000
çoğu zaman ayık, onlara iş bulmak zorundaydık
09:15
so that they don't regress.
177
540000
2000
bundan dolayı onlarda tekrar içmediler.
09:17
We have about three fathers who have been trained to cook.
178
542000
4000
Üç tane babamız aşçı olarak eğitildi.
09:21
We have taught them nutrition, hygiene.
179
546000
5000
Onlara hijyeni, beslenmeyi öğrettik.
09:26
We have helped them set up the kitchen
180
551000
2000
Onlara mutfak düzenlemelerinde yardımcı olduk
09:28
and now they are supplying food to all our children.
181
553000
3000
ve şimdi bütün çocuklarımızın yemeğini onlar sağlıyor.
09:31
They do a very good job because
182
556000
3000
Çok iyi bir iş çıkarıyorlar çünkü
09:34
their children are eating their food,
183
559000
2000
onların çocukları onların yemeğini yiyor,
09:36
but most importantly this is the first time
184
561000
2000
fakat daha önemlisi ilk kez
09:38
they have got respect,
185
563000
2000
saygı görüyorlar,
09:40
and they feel that they are doing something worthwhile.
186
565000
4000
ve işe yarar birşey yaptıklarını hissediyorlar.
09:44
More than 90 percent of our non-teaching staff
187
569000
3000
Eğitim kadromuzun dışındaki çalışanların yüzde 90 ından fazlası
09:47
are all parents and extended families.
188
572000
4000
ailelerden ve akrabalarından oluşuyor.
09:51
We've started many programs
189
576000
2000
Bu çocukların okula geldiğinden emin olmak için
09:53
just to make sure that the child comes to school.
190
578000
4000
birçok çalışma başlattık.
09:57
Vocational skill program for the older siblings
191
582000
3000
Yaşı büyük kızlar için mesleki programlar başlattık ki
10:00
so the younger ones are not stopped from coming to school.
192
585000
4000
daha genç olanlar okula gelmeyi bırakmasın.
10:04
There is also this myth that children from the slums
193
589000
3000
Ayrıca gecekondudaki çocuklarla ilgili diğer bir inanışta
10:07
cannot integrate with mainstream.
194
592000
4000
eğitimi tamamlayamayacakları yönünde.
10:11
Take a look at this little girl
195
596000
2000
Bu küçük kıza bakın
10:13
who was one of the 28 children
196
598000
3000
o özel okullardan gelen
10:16
from all privileged schools,
197
601000
2000
28 çocuktan biri,
10:18
best schools in the country
198
603000
2000
ülkedeki en iyi okullardan
10:20
that was selected for the Duke University
199
605000
3000
Duke Üniversitesi yetenek belirleme
10:23
talent identification program
200
608000
2000
programı için seçilmişti
10:25
and was sent to IIM Ahmedabad.
201
610000
3000
ve IIM-Amedabad' a gönderilmişti.
10:28
Video: Girl: Duke IIMA Camp. Whenever we see that IIMA,
202
613000
3000
Video: Kız: [belirsiz] Ne zaman biz onu görsek [belirsiz]
10:31
it was such a pride for us to go to that camp.
203
616000
3000
oraya gitmek ve o kampı yapmak bizim için bir onurdu.
10:34
Everybody was very friendly,
204
619000
3000
Ve oraya gittik. Herkes arkadaşçaydı,
10:37
especially I got a lot of friends.
205
622000
3000
özellikle birçok arkadaş sahibi olmuştum.
10:40
And I felt that my English has improved a lot
206
625000
2000
Ve İngilizcemin oldukça ilerlediğini hissetmiştim
10:42
going there and chatting with friends.
207
627000
3000
oraya gidip arkadaşlarla konuşup bütün bunları yaptığımızda.
10:45
There they met children who are
208
630000
4000
Orada çocuklar hepsi farklı
10:49
with a different standard and
209
634000
4000
standartlarda olan kişilerle tanışıyorlar ve hepsi,
10:53
a different mindset, a totally different society.
210
638000
3000
farklı fikirlere sahip, tamamiyle farklı bir topluluk.
10:56
I mingled with almost everyone.
211
641000
3000
Neredeyse herkesle haşır naşır oldum.
10:59
They were very friendly.
212
644000
2000
Hepside arkadaş canlısıydı.
11:01
I had very good friends there,
213
646000
2000
Burada Delhi ve Mumbaiden
11:03
who are from Delhi, who are from Mumbai.
214
648000
4000
birçok iyi arkadaşım oldu.
11:07
Even now we are in touch through Facebook.
215
652000
4000
Hatta şimdilerde Facebook aracılığıyla görüşüyoruz.
11:11
After this Ahmedabad trip
216
656000
4000
Amedabad gezisinden sonra
11:15
I've been like a totally different
217
660000
3000
tamamen farklı kişilerle ve tüm bu şeylere
11:18
mingling with people and all of those.
218
663000
2000
aşina olmuştum.
11:20
Before that I feel like I wasn't like this.
219
665000
3000
Bundan önce hiç böyle hissetmemiştim.
11:23
I don't even mingle, or start speaking with someone so quickly.
220
668000
4000
Daha önce haşır neşir olmak bir yana, başkalarıyla hiç bu kadar çabuk muhabbet etmeye bile başlamamıştım.
11:27
My accent with English improved a lot.
221
672000
5000
İnglizce aksanım oldukça gelişmişti.
11:32
And I learned football, volleyball,
222
677000
3000
Ve futbol, basketbol, frizbi
11:35
Frisbee, lots of games.
223
680000
2000
gibi bir çok oyun öğrenmiştim.
11:37
And I wouldn't want to go to Bangalore. Let me stay here.
224
682000
3000
Ve Bangalore'ye gitmek istemiyordum. Bırakın burada kalayım.
11:40
Such beautiful food,
225
685000
2000
Ne kadar güzel bir yemek.
11:42
I enjoyed it. It was so beautiful.
226
687000
3000
Bundan hoşlandım. Çok güzeldi.
11:45
I enjoyed eating food like
227
690000
2000
Buna benzer [belirsiz] yemekler yemekten hoşlanıyorum
11:47
[unclear] would come and ask me,
228
692000
5000
bana gel ve sor,
11:52
"Yes ma'am, what you want?" It was so good to hear!
229
697000
2000
" Evet bayan, ne alırsınız? " Kulağa hoş geliyor!
11:54
(Laughter)
230
699000
2000
(Kahkahalar)
11:56
(Applause)
231
701000
4000
(Alkış)
12:00
SB: This girl was working as a maid
232
705000
2000
Bu kız okula gelmeden önce
12:02
before she came to school.
233
707000
2000
hizmetçi olarak çalışıyordu.
12:04
And today she wants to be a neurologist.
234
709000
4000
Bugünse nörolojist olmak istiyor.
12:08
Our children are doing brilliantly in sports.
235
713000
4000
Çocuklarımız spor konusunda oldukça başarılılar.
12:12
They are really excelling.
236
717000
2000
Gerçekten çok üstünler.
12:14
There is an inter-school athletic competition
237
719000
3000
Bangladoreda her sene yapılan
12:17
that is held every year
238
722000
3000
okullar arası spor müsabakaları var,
12:20
in Bangalore, where 5,000 children participate
239
725000
4000
şehrin en iyi 140 okulundan
12:24
from 140 best schools in the city.
240
729000
3000
5,000 öğrencinin katılımıyla gerçekleşiyor.
12:27
We've got the best school award for three years successively.
241
732000
7000
Üç yıldır başarıyla en iyi okul ödülünü aldık.
12:34
And our children are coming back home
242
739000
2000
Ve çocuklarımız eve çantalar dolusu madalya,
12:36
with bags full of medals, with lots of admirers and friends.
243
741000
4000
birçok takdir ve arkadaşla döndüler.
12:40
Last year there were a couple of kids
244
745000
4000
Geçen sene seçkin okullardan
12:44
from elite schools that came
245
749000
2000
birkaç çocuk gelip
12:46
to ask for admissions in our school.
246
751000
2000
okulumuza kabul edilip edemeyeceğimizi sordu.
12:48
We also have our very own dream team.
247
753000
5000
Ayrıca kendi rüya takımımız var.
12:53
Why is this happening? Why this confidence?
248
758000
2000
Bu neden oluyor? Bu güven neden var?
12:55
Is it the exposure? We have professors
249
760000
4000
Bu bir keşif mi? MIT, Berkeley, Stanford,
12:59
from MIT, Berkeley, Stanford,
250
764000
3000
Indian Institute of Science 'dan
13:02
Indian Institute of Science
251
767000
2000
gelip çocuklarımıza derslerin de ötesinde bilimsel formüller,
13:04
who come and teach our children lots of scientific formulas,
252
769000
4000
deneyler öğreten
13:08
experiments, much beyond the classroom.
253
773000
3000
profesörlerimiz var.
13:11
Art, music are considered
254
776000
3000
Resim, müzik terapi ve
13:14
therapy and mediums of expression.
255
779000
4000
duygulara aracı olarak görülüyor.
13:18
We also believe that
256
783000
3000
Ayrıca biz içeriğin asıl önemli olan
13:21
it's the content that is more important.
257
786000
4000
şey olduğuna inanıyoruz.
13:25
It is not the infrastructure,
258
790000
4000
Ne altyapı,
13:29
not the toilets, not the libraries,
259
794000
3000
ne tuvaletler, ne kütüphaneler,
13:32
but it is what actually happens in this school
260
797000
3000
fakat bu okulda aslında gerçekleşen şey
13:35
that is more important.
261
800000
2000
daha önemli.
13:37
Creating an environment of learning,
262
802000
3000
Araştırma, keşif
13:40
of inquiry, of exploration
263
805000
3000
öğrenme ortamı yaratmak
13:43
is what is true education.
264
808000
2000
asıl eğitimdir.
13:45
When we started Parikrma
265
810000
2000
Parikrma'ya başladığımız zaman
13:47
we had no idea which direction we were taking.
266
812000
3000
Ne yöne gideceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yoktu.
13:50
We didn't hire McKinsey to do a business plan.
267
815000
3000
Mackenzie'yi kiralayıp iş planı yapamazdık.
13:53
But we know for sure that
268
818000
3000
Artık şunu iyice biliyoruz ki
13:56
what we want to do today is
269
821000
4000
bugün istediğimiz şey
14:00
take one child at a time,
270
825000
2000
tek seferde bir çocuğu almak,
14:02
not get bogged with numbers,
271
827000
2000
sayılarla boğuşmadan,
14:04
and actually see the child complete
272
829000
4000
ve çocuğun hayat döngüsünü
14:08
the circle of life,
273
833000
2000
tamamladığını görmek,
14:10
and unleash his total potential.
274
835000
4000
ve onun gerçek potansiyelini açığa çıkarmak.
14:14
We do not believe in scale
275
839000
4000
Biz ölçeklere inanmıyoruz
14:18
because we believe in quality,
276
843000
2000
çünkü biz kaliteye inanıyoruz,
14:20
and scale and numbers will automatically happen.
277
845000
4000
ve ölçekler ve sayılar otomatik olarak gerçekleşiyor.
14:24
We have corporates that have stood behind us,
278
849000
3000
Bize destek olup arkamızda duran şirketlerimiz var,
14:27
and we are able to, now, open more schools.
279
852000
3000
ve şimdi daha fazla okul açma imkanımız var.
14:30
But we began with the idea
280
855000
2000
Fakat biz her seferinde bir çocuk
14:32
of one child at a time.
281
857000
2000
düşüncesiyle yola çıktık.
14:34
This is five-year-old Parusharam.
282
859000
3000
Bu beş yaşındaki çocuk Parusharam.
14:37
He was begging
283
862000
2000
Beş sene önce,
14:39
by a bus stop a few years ago,
284
864000
2000
bir otobüs durağında dileniyordu,
14:41
got picked up and is now in an orphanage,
285
866000
3000
koruma altına alındı ve şimdi bir yetimhanede,
14:44
has been coming to school for the last four and a half months.
286
869000
4000
son dört buçuk aydır okula geliyor.
14:48
He's in kindergarten.
287
873000
2000
O anaokulunda.
14:50
He has learned how to speak English.
288
875000
2000
Nasıl İngilizce konuşulacağını öğrendi.
14:52
We have a model by which kids can speak English
289
877000
3000
Çocukların üç ay içinde
14:55
and understand English
290
880000
2000
İngilizce konuşabilecek ve anlayacak seviyeye geldiğini
14:57
in three month's time.
291
882000
2000
gösteren bir örneğimiz var.
14:59
He can tell you stories in English
292
884000
3000
O size susamış karga, timsah
15:02
of the thirsty crow, of the crocodile
293
887000
2000
ve zürafa hakkında
15:04
and of the giraffe.
294
889000
2000
İngilizce hikayeler anlatabilir.
15:06
And if you ask him what he likes to do
295
891000
2000
Eğer O'na ne yapmayı sevdiğini sorduğunuzda
15:08
he will say, "I like sleeping.
296
893000
2000
O size "Uyumayı seviyorum.
15:10
I like eating. I like playing."
297
895000
3000
Yemeyi seviyorum. Oynamayı seviyorum." diyecektir.
15:13
And if you ask him what he wants to do,
298
898000
2000
Ve eğer ona ne yapmak istediğini sorarsanız
15:15
he will say, "I want to horsing."
299
900000
2000
size "Ata binmek istiyorum" diyecektir.
15:17
Now, "horsing" is going for a horse ride.
300
902000
3000
Burda, "ata binmek" at sürmek anlamında.
15:20
So, Parusharam comes to my office every day.
301
905000
3000
Bundan dolayı, Parusharam hergün ofisime geliyor.
15:23
He comes for a tummy rub,
302
908000
3000
Karnını ovalama için geliyor,
15:26
because he believes that will give me luck. (Laughter)
303
911000
2000
çünkü bunun bana şans getireceğini düşünüyor.
15:28
When I started Parikrma
304
913000
3000
Parikrma'ya başladığım zaman
15:31
I began with a great deal of arrogance
305
916000
4000
dünyayı değiştirmek için
15:35
of transforming the world.
306
920000
2000
büyük bir kibir besliyordum.
15:37
But today I have been transformed.
307
922000
3000
Fakat bugün değişen ben oldum.
15:40
I have been changed with my children.
308
925000
2000
Çocuklarımla birlikte değiştim.
15:42
I've learned so much from them:
309
927000
3000
Onlardan çok şey öğrendim,
15:45
love, compassion, imagination
310
930000
3000
sevmeyi, şefkatli olmayı, hayal etmeyi,
15:48
and such creativity.
311
933000
3000
ve biraz da yaratıcılığı.
15:51
Parusharam is Parikrma
312
936000
4000
Parusharam yeni başlamış fakat önünde çok yol olan
15:55
with a simple beginning but a long way to go.
313
940000
3000
bir Parikrma.
15:58
I promise you, Parusharam
314
943000
2000
Sizi temin ederimki,
16:00
will speak in the TED conference a few years from now.
315
945000
4000
bundan birkaç sene sonra Parusharam TED konferasında konuşma yapacak.
16:04
Thank you.
316
949000
2000
Teşekkürler.
16:06
(Applause)
317
951000
11000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Shukla Bose - Education activistShukla Bose is the founder and head of the Parikrma Humanity Foundation, a nonprofit that runs four extraordinary schools for poor children.
Why you should listen
The word "Parikrma" implies a full revolution, a complete path around -- and Shukla Bose's Parikrma Humanity Foundation offers literally that to kids in poor urban areas around Bangalore. Parikrma's four Schools of Hope teach the full, standard Indian curriculum to children who might not otherwise see the inside of a classroom, with impressive results. Equally important, the schools build an "end-to-end" environment that supports learning -- offering lunch every day, health-care and family support. Beyond these schools, Parikrma has inaugurated several afterschool programs and has plans for setting up a central teacher-training hub.
Bose left behind a corporate career in 1992 to found Parikrma with a small group of friends. The nonprofit holds itself to formal business goals and strict accountability, and has developed some clever fundraising and marketing campaigns. As Bose puts it, the goal of Parikrma is to help build a better India by tapping its greatest strength: the vitality and potential of its people.
Shukla Bose | Speaker | TED.com