TED2010
Chip Conley: Measuring what makes life worthwhile
Chip Conley: Hayatı değerli kılan şeyleri ölçmek
Filmed:
Readability: 4.7
3,205,596 views
Dotcom balonu patladığında, otel işletmecisi Chip Conley mutluluk üzerine bir iş modeli geliştirmek üzere bir arayışa girişir. Bir çalışanı ile geliştirdiği eski bir arkadaşlık ve Budist bir kralın bilgeliği sayesinde başarının neyi ölçtüğünüzden geldiğini öğrenir.
Chip Conley - CEO, author
Chip Conley creates joyful hotels, where he hopes his employees, customers and investors alike can realize their full potential. His books share that philosophy with the wider world. Full bio
Chip Conley creates joyful hotels, where he hopes his employees, customers and investors alike can realize their full potential. His books share that philosophy with the wider world. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
I'm going to talk about the simple truth in leadership
0
1000
2000
Konuşmam, 21. yüzyıldaki liderlik alanında basit bir gerçeklik
00:18
in the 21st century.
1
3000
2000
hakkında olacak.
00:20
In the 21st century, we need to actually look at --
2
5000
3000
21. yüzyılda, gerçekten bakmamız gereken şey --
00:23
and what I'm actually going to encourage you to consider today --
3
8000
3000
ve bugün sizi, aslında, üzerinde düşünmeye davet ettiğim şey --
00:26
is to go back to our school days
4
11000
2000
okul günlerimize geri gitmemiz
00:28
when we learned how to count.
5
13000
2000
sayı saymayı öğrendiğimiz günlere.
00:30
But I think it's time for us to think about what we count.
6
15000
3000
Fakat aslında söylemek istediğim: Neleri Ölçtüğümüzün üzerinde düşünme vaktinin geldiğidir.
00:33
Because what we actually count
7
18000
2000
Çünkü aslında, neyi ölçtüğümüz
00:35
truly counts.
8
20000
2000
gerçekten önemlidir.
00:37
Let me start by telling you a little story.
9
22000
2000
Size kısa bir hikaye anlatmak istiyorum.
00:39
This is Van Quach.
10
24000
2000
Bu bayanın ismi Van Quach.
00:41
She came to this country in 1986 from Vietnam.
11
26000
3000
Bu ülkeye Vietnam'dan 1986 yılında geldi.
00:44
She changed her name to Vivian
12
29000
2000
Adını Vivian olarak değiştirdi.
00:46
because she wanted to fit in here in America.
13
31000
2000
Çünkü Amerika ile uyum sağlamak istiyordu.
00:48
Her first job was at an inner-city motel
14
33000
2000
İlk işi San Fransisko'da şehir içi bir motel'de
00:50
in San Francisco as a maid.
15
35000
2000
temizlikçilik idi.
00:52
I happened to buy that motel
16
37000
2000
Bu moteli satın aldığımda
00:54
about three months after Vivian started working there.
17
39000
3000
Vivian burada üç aydır çalışıyordu.
00:57
So Vivian and I have been working together for 23 years.
18
42000
3000
Şu anda Vivian ile birlikte 23 yıldır birlikte çalışıyoruz.
01:01
With the youthful idealism of a 26-year-old,
19
46000
2000
26 yaşın verdiği gençlik idealizmi ile
01:03
in 1987,
20
48000
2000
1987 yılında
01:05
I started my company and I called it Joie de Vivre,
21
50000
2000
Şirketimi kurdum ve Joie de Vivre (hayattan zevk almak) ismini verdim.
01:07
a very impractical name,
22
52000
2000
Pek de kullanışlı bir isim olmadı
01:10
because I actually was looking to create joy of life.
23
55000
3000
çünkü hayattan zevk almak üzere bir şey yaratmak istiyordum
01:13
And this first hotel that I bought, motel,
24
58000
3000
Ve ilk aldığım otel bu moteldi
01:16
was a pay-by-the-hour, no-tell motel
25
61000
3000
ücreti saat başına ödenen, kaçamak moteli idi
01:19
in the inner-city of San Francisco.
26
64000
2000
San Fransisko'da şehir içinde idi.
01:21
As I spent time with Vivian,
27
66000
2000
Vivian ile sohbet ettikçe
01:23
I saw that she had sort of a joie de vivre
28
68000
3000
gördüm ki, yaşamdan zevk almayı başarıyordu
01:26
in how she did her work.
29
71000
2000
bunu işini yapış şekli ile başarıyordu.
01:28
It made me question and curious:
30
73000
2000
Bu durum merakımı uyandırdı ve sorular sormama sebep oldu
01:30
How could someone actually find joy
31
75000
2000
Bir insan tuvalet temizlemekten
01:32
in cleaning toilets for a living?
32
77000
3000
nasıl mutlu olabilir?
01:35
So I spent time with Vivian, and I saw that
33
80000
3000
Böylece, Vivian ile sohbet etmeye başladım ve anladım ki
01:38
she didn't find joy in cleaning toilets.
34
83000
2000
Onu mutlu eden tuvalet temizlemek değildi
01:40
Her job, her goal and her calling
35
85000
2000
Onun işi, hedefleri ve hayattan bekledikleri
01:42
was not to become the world's greatest toilet scrubber.
36
87000
3000
dünyanın en iyi tuvalet temizleyicisi olmak değildi.
01:45
What counts for Vivian was the emotional connection
37
90000
2000
Vivian için önemli olan insanlar ile duygusal bağlantılar kurmaktı
01:47
she created with her fellow employees and our guests.
38
92000
3000
İş arkadaşları ve misafirlerimiz ile bunu gerçekleştirmişti
01:50
And what gave her inspiration and meaning
39
95000
2000
Onu heyecanlandıran ve yaşamını anlamlı kılan şey
01:52
was the fact that she was taking care of people
40
97000
3000
gerçekten de insanlara yardımcı olduğu gerçeği idi
01:55
who were far away from home.
41
100000
2000
Evinden uzak insanlara yardımcı olmak
01:57
Because Vivian knew what it was like to be far away from home.
42
102000
3000
Çünkü Vivian evinden uzak olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu
02:00
That very human lesson,
43
105000
2000
Bu çok temel insanlık dersi
02:02
more than 20 years ago,
44
107000
2000
şimdi üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçti
02:04
served me well during the last
45
109000
2000
son ekonomik kriz sırasında
02:06
economic downturn we had.
46
111000
3000
çok işime yaradı
02:09
In the wake of the dotcom crash and 9/11,
47
114000
2000
dotcom krizi (internet şirketlerinin üst üste batması) ve 11 eylül sırasında
02:11
San Francisco Bay Area hotels
48
116000
2000
San Fransisko körfezi civarındaki otellerde
02:13
went through the largest percentage revenue drop
49
118000
2000
büyük gelir düşüşleri olmuştu
02:15
in the history of American hotels.
50
120000
2000
bu amerikan otel tarihinde görülen en büyük düşüş idi
02:17
We were the largest operator of hotels in the Bay Area,
51
122000
3000
Bu bölgedeki en büyük otel işletmeçisi biz idik
02:20
so we were particularly vulnerable.
52
125000
2000
Yani biz de kısmen zor durumda idik
02:22
But also back then,
53
127000
2000
Aynı zamanda hatırlayın
02:24
remember we stopped eating French fries in this country.
54
129000
2000
Fransız kızartması yemeyi de durdurmuştuk, bu ülkede
02:26
Well, not exactly, of course not.
55
131000
3000
Yani aslında tam olarak değil elbette (sadece patates kızartmasının ismini değiştirmiştik)
02:29
We started eating "freedom fries,"
56
134000
3000
"Özgürlük kızartması" yemeğe başlamıştık onun yerine
02:32
and we started boycotting anything that was French.
57
137000
3000
Aslında Fransız olan herşeyi boykot etmeye başlamıştık
02:35
Well, my name of my company, Joie de Vivre --
58
140000
3000
Benim şirketin ismi de Joie de Vivre
02:38
so I started getting these letters
59
143000
2000
Çeşitli mektuplar almaya başladım
02:40
from places like Alabama and Orange County
60
145000
3000
Alabama ve Orange bölgeleri gibi yerlerden
02:43
saying to me that they were going to boycott my company
61
148000
2000
benim şirketimi boykot edeceklerine dair
02:45
because they thought we were a French company.
62
150000
2000
çünkü bizim bir Fransız şirketi olduğumuzu düşünüyorlardı
02:47
And I'd write them back, and I'd say, "What a minute. We're not French.
63
152000
3000
Onlara cevap yazdım ve dedim ki "bi dakka, biz Fransız değiliz"
02:50
We're an American company. We're based in San Francisco."
64
155000
3000
Biz San Fransisko merkezli bir Amerikan şirketiyiz.
02:53
And I'd get a terse response: "Oh, that's worse."
65
158000
2000
Aldığım cevap şuydu: "aaa, bu daha kötü"
02:55
(Laughter)
66
160000
3000
(gülüşmeler)
02:58
So one particular day
67
163000
2000
Sonra bir gün
03:00
when I was feeling a little depressed and not a lot of joie de vivre,
68
165000
2000
Kendimi kötü hissettiğim ve hayattan çok zevk almadığım bir esnada
03:02
I ended up in the local bookstore around the corner from our offices.
69
167000
3000
Bizim şirketin yakınındaki bir kitapçıda buldum kendimi
03:05
And I initially ended up in the business section of the bookstore
70
170000
3000
Kitapçının iş dünyası kısmında
03:08
looking for a business solution.
71
173000
2000
işim için bir çözüm arıyordum
03:10
But given my befuddled state of mind, I ended up
72
175000
2000
içinde bulunduğum karamsar ruh hali ile
03:12
in the self-help section very quickly.
73
177000
2000
kendimi kişisel gelişim bölümünde bulmam uzun sürmedi
03:14
That's where I got reacquainted with
74
179000
2000
Ve böylece kendimi şu konuda bilgilerimi tazelerken buldum:
03:16
Abraham Maslow's "hierarchy of needs."
75
181000
3000
Abraham Maslow un ihtiyaçlar hiyeyarşisi
03:19
I took one psychology class in college,
76
184000
2000
üniversitede bir kere psikoloji dersi almıştım
03:21
and I learned about this guy, Abraham Maslow,
77
186000
2000
Abraham Maslow u orada öğrenmiştim
03:23
as many of us are familiar with his hierarchy of needs.
78
188000
2000
Bir çoğumuz gibi ihtiyaçlar piramdini ben de biliyordum
03:25
But as I sat there for four hours,
79
190000
3000
Fakat orada oturup 4 saat boyunca
03:28
the full afternoon, reading Maslow,
80
193000
3000
bütün öğleden sonra Maslow okuyunca
03:31
I recognized something
81
196000
2000
birden bir şey fark ettim
03:33
that is true of most leaders.
82
198000
2000
bu bir çok lider için de geçerlidir
03:35
One of the simplest facts in business
83
200000
2000
iş hayatının en basit gerçeklerinden biri
03:37
is something that we often neglect,
84
202000
2000
ve çoğunlukla ihmal ettimiz bir gerçek var
03:39
and that is that we're all human.
85
204000
2000
hepimizin insan olduğu
03:41
Each of us, no matter what our role is in business,
86
206000
3000
ve her birimiz iş hayatındaki rolümüz ne olursa olsun
03:44
has some hierarchy of needs
87
209000
2000
gerçekten de bu ihtiyaçlar hiyeyarşisi bize de hitap ediyor
03:46
in the workplace.
88
211000
2000
iş yerindeki ihtiyaçlarımız
03:48
So as I started reading more Maslow,
89
213000
2000
böylece daha fazla Maslow okumaya
03:50
what I started to realize is that
90
215000
2000
başladım ve şunu fark ettim
03:52
Maslow, later in his life,
91
217000
2000
aslında Maslow hayatının son döneminde
03:54
wanted to take this hierarchy for the individual
92
219000
2000
bireyler için hazırladığı ihtiyaçlar hiyeyarşisini alıp
03:56
and apply it to the collective,
93
221000
2000
onu topluluklar için
03:58
to organizations and specifically to business.
94
223000
3000
kurumlar ve özellikle iş hayatı için uyarlamak istemiş
04:01
But unfortunately, he died prematurely in 1970,
95
226000
3000
Fakat maalesef bu hayalini tam olarak
04:04
and so he wasn't really able to live that dream completely.
96
229000
2000
hayata geçiremeden 1970 yılında vefat etmiş.
04:06
So I realized in that dotcom crash
97
231000
3000
Dotcom krizi sırasında anladım ki
04:09
that my role in life was to channel Abe Maslow.
98
234000
3000
bu hayattaki rolüm Maslow'a kanallık yapmakmış
04:12
And that's what I did a few years ago
99
237000
2000
ve bir kaç yıl önce gerçekten de yaptım
04:14
when I took that five-level hierarchy of needs pyramid
100
239000
3000
5 seviyeli ihtiyaçlar piramidini alıp
04:17
and turned it into what I call the transformation pyramid,
101
242000
3000
onu dönüşüm piramidi dediğim şeye çevirdim
04:20
which is survival, success and transformation.
102
245000
3000
şu aşamalardan oluşan bir piramid: Hayatta kalmak, başarı ve dönüşüm
04:23
It's not just fundamental in business, it's fundamental in life.
103
248000
3000
Bu yeni piramid sadece iş hayatı için zaruri değil, herkes için geçerli
04:26
And we started asking ourselves the questions
104
251000
2000
Ve kendi kendimize şu soruları sormaya başladık
04:28
about how we were actually addressing
105
253000
2000
asıl sorunu nasıl çözeceğiz
04:30
the higher needs, these transformational needs
106
255000
2000
asıl sorun yüksek ihtiyaçlarımızı yani dönüşüm ihtiyaçlarını
04:32
for our key employees in the company.
107
257000
3000
şirkette çalışan anahtar (önemli) kişiler için nasıl çözeceğiz
04:35
These three levels of the hierarchy needs
108
260000
2000
Bu 3 seviyeli ihtiyaçlar hiyeyarşisi
04:37
relate to the five levels
109
262000
2000
aslında Maslow'un 5 seviyeli
04:39
of Maslow's hierarchy of needs.
110
264000
2000
ihtiyaçlar hiyeyarşisi ile ilintilidir.
04:41
But as we started asking ourselves about how we were addressing
111
266000
2000
Kendi kendimize bu yüksek ihtiyaçları nasıl karşılayacağımızı sordukça
04:43
the higher needs of our employees and our customers,
112
268000
3000
çalışanlarımızın ve müşterilerimizin yüksek seviyeli ihtiyaçlarını kast ediyorum
04:46
I realized we had no metrics.
113
271000
2000
Fark ettik ki, bu konuda hiç bir ölçüm aracımız yok
04:48
We had nothing that actually could tell us whether we were actually getting it right.
114
273000
3000
Bu konuda bize doğru şeyler yaptığımızı gösterecek hiç bir sayısal araç yok
04:51
So we started asking ourselves:
115
276000
2000
Böylece, kendi kendimize aslında şu soruyu sormaya başladık
04:53
What kind of less obvious metrics
116
278000
2000
Ne çeşit daha az bariz ölçümler
04:55
could we use to actually evaluate
117
280000
3000
kullanabiliriz gerçekten
04:58
our employees' sense of meaning,
118
283000
2000
çalışanlarımızın anlam arayışını
05:00
or our customers' sense of emotional connection with us?
119
285000
3000
ya da müşterilerimizin bizimle duygusal bağlantı kurma arayışını ölçebilecek
05:03
For example, we actually started asking our employees,
120
288000
2000
Örneğin, çalışanlarımıza şu soruları sormaya başladık
05:05
do they understand the mission of our company,
121
290000
2000
şirketimizin varlık sebebini (misyonunu) anlıyor musunuz?
05:07
and do they feel like they believe in it,
122
292000
2000
ve eğer anlıyorsanız, ona inanıyor musunuz?
05:09
can they actually influence it,
123
294000
2000
onun üzerinde fikriniz alındı mı?
05:11
and do they feel that their work actually has an impact on it?
124
296000
3000
ve yaptığınız işin buna bir etkisi olduğunu hissedebiliyor musunuz?
05:14
We started asking our customers,
125
299000
2000
ve müşterilerimize sormaya başladık
05:16
did they feel an emotional connection with us,
126
301000
2000
bizimle duygusal bir bağlantı kurabiliyorlar mı?
05:18
in one of seven different kinds of ways.
127
303000
3000
yedi çeşit duygusal bağlantı açısından
05:21
Miraculously, as we asked these questions
128
306000
2000
Mucizevi bir şekilde biz bu soruları sordukça
05:23
and started giving attention higher up the pyramid,
129
308000
3000
ve dikkatimizi piramidin üst seviyelerine verdikçe
05:26
what we found is we created more loyalty.
130
311000
2000
daha çok sadakat yarattığımızı gördük
05:28
Our customer loyalty skyrocketed.
131
313000
2000
Müşteri sadakatimiz tavana vurdu
05:30
Our employee turnover dropped
132
315000
2000
çalışanlarımızın işten çıkma hızı
05:32
to one-third of the industry average,
133
317000
2000
endüstri ortamalarının üçte birine düştü
05:34
and during that five year dotcom bust,
134
319000
2000
dotcom krizinin sürdüğü 5 yıl boyunca
05:36
we tripled in size.
135
321000
2000
biz büyüklük olarak kendimizi üçe katladık
05:38
As I went out and started spending time with other leaders out there
136
323000
3000
Şu anda dışarı çıkıp diğer liderler ile sohbetler etmeye başladım
05:41
and asking them how they were getting through that time,
137
326000
2000
ve onlara siz o zor zamanları nasıl geçirdiniz diye sorduğumda
05:43
what they told me over and over again
138
328000
2000
bana tekrar tekrar söyledikleri
05:45
was that they just manage what they can measure.
139
330000
2000
neyi ölçebiliyorlar ise onu yönettikleri oldu
05:47
What we can measure is that tangible stuff
140
332000
2000
Ve ölçebildikleri şeyler, piramidin alt kısmındaki
05:49
at the bottom of the pyramid.
141
334000
2000
elle tutulabilen şeyler idi.
05:51
They didn't even see the intangible stuff
142
336000
2000
Piramidin üst kısmındaki elle tutulamayan
05:53
higher up the pyramid.
143
338000
2000
şeylerin farkında bile değillerdi.
05:55
So I started asking myself the question:
144
340000
2000
Böylece kendi kendime sormaya başladım
05:57
How can we get leaders to start valuing the intangible?
145
342000
2000
Liderlerin elle tutulamayan şeylere değer vermesini nasıl sağlayabiliriz?
05:59
If we're taught as leaders to just manage what we can measure,
146
344000
3000
Eğer liderler olarak, bize sadece ölçebildiğimiz şeyleri yönetmek öğretiliyor ise
06:02
and all we can measure is the tangible in life,
147
347000
3000
ve ölçebildiğimiz şeyler sadece hayatta elle tutulabilen şeyler ise
06:05
we're missing a whole lot of things at the top of the pyramid.
148
350000
3000
piramidin tepesindeki herşeyi kaçırıyoruz demekdir.
06:08
So I went out and studied a bunch of things,
149
353000
2000
Böylece gittim ve biraz araştırma yaptım
06:10
and I found a survey that showed
150
355000
2000
Bir anket buldum
06:12
that 94 percent
151
357000
2000
yüzde 94 oranında
06:14
of business leaders worldwide
152
359000
2000
dünya genelinda, iş adamı liderler
06:16
believe that the intangibles are important in their business,
153
361000
2000
işlerinde elle tutulamayan şeylerin önemli olduğuna inanıyorlar
06:18
things like intellectual property,
154
363000
2000
mesela fikri mülkiyet gibi
06:20
their corporate culture, their brand loyalty,
155
365000
2000
kurum kültürü, marka sadakati gibi
06:22
and yet, only five percent of those same leaders
156
367000
3000
ve bu liderlerin sadece yüzde 5'i
06:25
actually had a means of measuring the intangibles in their business.
157
370000
3000
gerçekten elle tutulamayan şeyleri ölçmek için araçları var
06:28
So as leaders, we understand
158
373000
2000
yani liderler olarak şunu anlıyoruz
06:30
that intangibles are important,
159
375000
2000
elle tutulamayanlar önemli
06:32
but we don't have a clue how to measure them.
160
377000
3000
ama onları nasıl ölçeceğimiz konusunda en ufak bir fikrimiz yok
06:35
So here's another Einstein quote:
161
380000
2000
size Einstein'dan bir söz
06:37
"Not everything that can be counted counts,
162
382000
3000
"Ölçülebilen herşey değerli değildir,
06:40
and not everything that counts can be counted."
163
385000
3000
Değerli olan herşey ölçülebilir değildir."
06:44
I hate to argue with Einstein,
164
389000
2000
Einstein ile ters düşmek istemem
06:46
but if that which is most valuable
165
391000
3000
ama hayatımızdaki ve iş hayatımızdaki
06:49
in our life and our business
166
394000
2000
en önemli şey
06:51
actually can't be counted or valued,
167
396000
3000
aslında ölçülemez ve değer biçilemez ise
06:54
aren't we going to spend our lives
168
399000
2000
hayatlarımızı
06:56
just mired in measuring the mundane?
169
401000
3000
gereksiz şeyleri ölçmek ile geçirmiş olmayacak mıyız?
06:59
It was that sort of heady question about what counts
170
404000
3000
Hayatta gerçekten neyin önemli olduğu sorusu
07:02
that led me to take my CEO hat off for a week
171
407000
3000
CEO (genel müdür) şapkamı bir hafta için çıkarıp
07:05
and fly off to the Himalayan peaks.
172
410000
3000
Himalayaların tepelerine uçmama sebeb oldu
07:08
I flew off to a place that's been shrouded in mystery for centuries,
173
413000
3000
Yüzyıllardır gizemlerle çevrili bir yere gittim.
07:11
a place some folks call Shangri-La.
174
416000
3000
İnsanların Shangri la dedikleri bir yer
07:14
It's actually moved from the survival base of the pyramid
175
419000
3000
Piramidin hayatta kalma kısmından çıkıp
07:17
to becoming a transformational
176
422000
2000
Dönüşüm seviyesine tırmanmış bir yer
07:19
role model for the world.
177
424000
2000
Dünya için bir rol modeli
07:21
I went to Bhutan.
178
426000
2000
Bhutan'a gittim
07:23
The teenage king of Bhutan was also a curious man,
179
428000
2000
Bhutan'ın genç kralı da meraklı bir insandı.
07:25
but this was back in 1972,
180
430000
3000
1972 yılında
07:28
when he ascended to the throne
181
433000
2000
tahta geçtiğinde
07:30
two days after his father passed away.
182
435000
2000
babası vefat edeli 2 gün olmuştu
07:32
At age 17, he started asking the kinds of questions
183
437000
3000
17 yaşında, sormaya başladığı sorular
07:35
that you'd expect of someone with a beginner's mind.
184
440000
2000
hayata yeni başlayanların soracakları sorulardandı
07:37
On a trip through India,
185
442000
2000
Hindistan'a yaptığı bir gezi esnasında
07:39
early in his reign as king,
186
444000
3000
krallığının ilk dönemlerinde
07:42
he was asked by an Indian journalist
187
447000
2000
Hintli bir gazeteci tarafından şu soruya muhatap olmuştu
07:44
about the Bhutanese GDP,
188
449000
2000
Soru Bhutan'ın GSMH si hakkındaydı
07:46
the size of the Bhutanese GDP.
189
451000
3000
Bhutan GSMH'sinin büyüklüğü hakkında.
07:49
The king responded in a fashion
190
454000
2000
Ve bu soruya kralın cevap veriş şekli
07:51
that actually has transformed us four decades later.
191
456000
3000
40 yıl sonra bizi dönüşüme uğratacak bir şekilde idi
07:54
He said the following, he said: "Why are we so obsessed
192
459000
3000
Şunu söyledi: neden bu konuya bu kadar bağımlıyız
07:57
and focused with gross domestic product?
193
462000
2000
ve neden gayri safi milli hasılata bu kadar odaklanıyoruz?
07:59
Why don't we care more about
194
464000
2000
Neden şununla daha fazla ilgilenmiyoruz
08:01
gross national happiness?"
195
466000
2000
gayri safi milli mutluluk?
08:03
Now, in essence, the king was asking us to consider
196
468000
3000
Yani, aslında, kral bizden şunu dikkate almamızı istiyordu
08:06
an alternative definition of success,
197
471000
2000
başarı için alternatif bir tanım
08:08
what has come to be known as
198
473000
2000
daha sonra şu şekilde bilinecek olan bir tanım
08:10
GNH, or gross national happiness.
199
475000
3000
GSMM, ya da gayfi safi milli mutluluk
08:13
Most world leaders didn't take notice,
200
478000
2000
O sırada bir çok dünya liderinin dikkati bu konuya çekilmedi
08:15
and those that did thought this was just "Buddhist economics."
201
480000
3000
Dikkati çekilenlerde bunu bir çeşit "budist ekonomisi" olarak nitelendirmişti
08:19
But the king was serious.
202
484000
2000
Fakat kral ciddi idi
08:21
This was a notable moment,
203
486000
2000
Ve çok önemli bir an idi.
08:23
because this was the first time a world leader
204
488000
2000
Çünkü uzun zamandır ilk defa bir dünya lideri
08:25
in almost 200 years
205
490000
2000
200 yıldır ilk defa
08:27
had suggested
206
492000
2000
şunu önerdi
08:29
that intangible of happiness --
207
494000
2000
elle tutulamayan mutluluk
08:31
that leader 200 years ago,
208
496000
2000
tekrar - 200 yıl önce
08:33
Thomas Jefferson with the Declaration of Independence --
209
498000
3000
benzer bir şeyi, bağımsızlık bildirgesi ile Thomas Jefferson yapmıştı.
08:36
200 years later,
210
501000
2000
200 yıl sonra,
08:38
this king was suggesting that intangible of happiness
211
503000
2000
bu kral, tekrar, elle tutulamayan mutluluğu
08:40
is something that we should measure,
212
505000
2000
ölçmeyi öneriyordu
08:42
and it's something we should actually value
213
507000
2000
ve bu gerçekten değer verdiğimiz bir şey olacaktı
08:44
as government officials.
214
509000
2000
devlet memurları olarak
08:46
For the next three dozen years as king,
215
511000
3000
sonraki 30 yıl boyunca
08:49
this king actually started measuring
216
514000
3000
kral gerçekten ölçmeye
08:52
and managing around happiness in Bhutan --
217
517000
3000
ve Bhutan'daki mutluluğu yönetmeye başladı.
08:55
including, just recently, taking his country
218
520000
2000
ve ayrıca, bu ülkeyi
08:57
from being an absolute monarchy to a constitutional monarchy
219
522000
3000
mutlak monarşiden, anayasaya dayalı bir monarşiye geçirdi
09:00
with no bloodshed, no coup.
220
525000
2000
bunu hiç kan dökmeden ve çatışmaya gerek kalmadan yaptı
09:02
Bhutan, for those of you who don't know it,
221
527000
2000
Ve Bhutan, bilmeyenler için,
09:04
is the newest democracy in the world, just two years ago.
222
529000
3000
2 yıl önce dünyanın en genç demokrasisi oldu.
09:07
So as I spent time with leaders in the GNH movement,
223
532000
3000
Böylece, liderlerle GSMM hareketi hakkında sohbetler ettikçe
09:10
I got to really understand what they're doing.
224
535000
2000
Gerçekten ne yaptıklarını daha iyi anladım.
09:12
And I got to spend some time with the prime minister.
225
537000
2000
ve başbakan ile sohbet etme şansım oldu
09:14
Over dinner, I asked him an impertinent question.
226
539000
3000
Bir akşam yemeğinde ona şu soruyu sordum
09:18
I asked him,
227
543000
2000
sorum şuydu
09:20
"How can you create and measure
228
545000
3000
Buhar olup uçabilecek bir şeyi
09:23
something which evaporates --
229
548000
2000
yani mutluluğu yaratmayı ve
09:25
in other words, happiness?"
230
550000
2000
ölçmeyi nasıl başarıyorsunuz?
09:27
And he's a very wise man, and he said,
231
552000
2000
Ve kendisi bilge bir adamdı ve şöyle dedi
09:29
"Listen, Bhutan's goal is not to create happiness.
232
554000
3000
Bizim Bhutan'da amacımız mutluluğu yaratmak değil
09:32
We create the conditions for happiness to occur.
233
557000
3000
Biz mutluluğun oluşması için gerekli ortamı hazırlıyoruz
09:35
In other words, we create a habitat of happiness."
234
560000
2000
Diğer bir deyişle, mutluluk için zemin hazırlıyoruz
09:37
Wow, that's interesting.
235
562000
2000
Vay, bu çok ilginç
09:39
He said that they have a science behind that art,
236
564000
3000
Ve şöyle devam etti, bu sanatın arkasında bir bilim var
09:42
and they've actually created four essential pillars,
237
567000
2000
ve dört yapı taşı yaratmışlar
09:44
nine key indicators
238
569000
2000
9 ana gösterge bulmuşlar
09:46
and 72 different metrics
239
571000
2000
ve 72 değişik ölçüt
09:48
that help them to measure their GNH.
240
573000
3000
GSMM lerini gerçekten ölçmeye yardımcı olmak için
09:51
One of those key indicators is:
241
576000
3000
Ana göstergelerden bir tanesi
09:54
How do the Bhutanese feel about
242
579000
2000
Bhutan'lıların
09:56
how they spend their time each day?
243
581000
2000
her gün zamanlarını nasıl geçirdikleri konusunda ne hissettikleri
09:58
It's a good question. How do you feel about
244
583000
2000
Güzel bir soru:
10:00
how you spend your time each day?
245
585000
2000
her gün zamanınızı nasıl geçirdiğiniz konusunda ne hissediyorsunuz?
10:02
Time is one of the scarcest resources
246
587000
2000
Zaman en zor bulunan kaynaklardan bir tanesi
10:04
in the modern world.
247
589000
2000
özellikle modern dünyada
10:06
And yet, of course,
248
591000
2000
Buna rağmen, elbette
10:08
that little intangible piece of data
249
593000
2000
bir miktar elle tutulamayan bir veri olarak
10:10
doesn't factor into our GDP calculations.
250
595000
2000
bizim GSMH hesaplarımızda yeri yok
10:12
As I spent my week up in the Himalayas,
251
597000
2000
Böylece Himalayalarda geçirdiğim bir hafta boyunca
10:14
I started to imagine
252
599000
2000
gerçekten şunu hayal etmeye başladım
10:16
what I call an emotional equation.
253
601000
3000
ona duygusal denklem diyorum
10:19
And it focuses on something I read long ago
254
604000
3000
Uzun zaman önce okuduğum bir şeye odaklanıyor
10:22
from a guy named Rabbi Hyman Schachtel.
255
607000
2000
Rabbi Hyman Schachtel denen biri
10:24
How many know him? Anybody?
256
609000
2000
Kaç kişi tanıyor kendisini? Hiç kimse tanımıyor mu?
10:26
1954, he wrote a book called "The Real Enjoyment of Living,"
257
611000
3000
1954 yılında "hayattaki gerçek mutluluk" isimli bir kitap yazmıştı
10:29
and he suggested that happiness
258
614000
2000
Mutluluk için tanımı
10:31
is not about having what you want;
259
616000
3000
istediklerinize sahip olmak değil
10:34
instead, it's about wanting what you have.
260
619000
3000
onun yerine, sahip olduklarınızı istemektir demişti.
10:37
Or in other words, I think the Bhutanese believe
261
622000
3000
Diğer bir deyişle, sanırım Bhutan'lılar şuna inanıyor
10:40
happiness equals wanting what you have --
262
625000
2000
mutluluk sahip olduklarınızı istemektir.
10:42
imagine gratitude --
263
627000
2000
minnettar olmayı hayal edin
10:44
divided by having what you want --
264
629000
3000
bunu sahip olmayı istediklerinize bölün
10:47
gratification.
265
632000
2000
işte size memnuniyet
10:49
The Bhutanese aren't on some aspirational treadmill,
266
634000
3000
Bhutan'lılar sürekli neye sahip olmadığına
10:52
constantly focused on what they don't have.
267
637000
3000
odaklanmış saplantılı insanlar değiller.
10:55
Their religion, their isolation,
268
640000
2000
Dinleri, dünyadan uzak kalmaları,
10:57
their deep respect for their culture
269
642000
2000
kültürlerine derin bağlılıkları
10:59
and now the principles of their GNH movement
270
644000
2000
ve şimdi GSMM hareketinin prensipleri ile
11:01
all have fostered a sense of gratitude
271
646000
2000
bütün bunlar sahip olduklarına karşı
11:03
about what they do have.
272
648000
2000
bir minnettarlık hissini beslemektedir.
11:05
How many of us here, as TEDsters in the audience,
273
650000
3000
Burada, TED'li dinleyiciler arasında kaçımız
11:08
spend more of our time
274
653000
2000
zamanımızın daha çoğunu
11:10
in the bottom half of this equation, in the denominator?
275
655000
3000
denklemin alttaki ikinci yarısında, bölen kısmında harcıyoruz?
11:13
We are a bottom-heavy culture
276
658000
2000
Biz aşağısı-ağırlıklı bir kültüre sahibiz
11:15
in more ways than one.
277
660000
2000
iki yoldan birini seçmek gerekirse
11:17
(Laughter)
278
662000
2000
(gülüşmeler)
11:19
The reality is, in Western countries,
279
664000
3000
Batı toplumlarında gerçekten de
11:22
quite often we do focus on the pursuit of happiness
280
667000
3000
Çoğu zaman biz mutluluğu elde etmeye odaklanırız
11:25
as if happiness is something that we have to go out --
281
670000
3000
Sanki mutluluk dışarıda bir yerde gidip alabileceğimiz bir şey gibi
11:28
an object that we're supposed to get, or maybe many objects.
282
673000
3000
Sahip olmamız gereken bir nesne, ya da bir çok nesne
11:31
Actually, in fact, if you look in the dictionary,
283
676000
2000
aslında gerçekten bir sözlüğe bakarsanız
11:33
many dictionaries define pursuit
284
678000
3000
bir çok sözlük elde etmeyi
11:37
as to "chase with hostility."
285
682000
3000
düşmanca bir hareket olarak tanımlar
11:40
Do we pursue happiness with hostility?
286
685000
3000
mutluluğun peşinden ona sahip olmak için düşmanca mı koşuyoruz?
11:43
Good question. But back to Bhutan.
287
688000
3000
Güzel soru. Bhutan'a geri dönersek
11:46
Bhutan's bordered on its north and south
288
691000
3000
Bhutan kuzeyinden ve güneyinden
11:49
by 38 percent of the world's population.
289
694000
2000
dünyanın nüfusunun %38 tarafından sarılmıştır
11:51
Could this little country,
290
696000
3000
bu küçük ülke
11:54
like a startup in a mature industry,
291
699000
2000
eski köye yeni adet getirmiş ve
11:56
be the spark plug that influences
292
701000
3000
bir kıvılcım ile
11:59
a 21st century
293
704000
2000
21. yüzyılın
12:01
of middle-class in China and India?
294
706000
2000
orta sınıfı olan Çin ve Hindistan'ı etkilemiştir.
12:03
Bhutan's created the ultimate export,
295
708000
3000
Bhutan'ın en büyük ithalat kalemi
12:06
a new global currency of well-being,
296
711000
3000
Mutluluk için küresel çapta yeni bir tanımdır.
12:09
and there are 40 countries around the world today
297
714000
2000
Ve bugün dünyada 40 ülke
12:11
that are studying their own GNH.
298
716000
2000
gerçekten de kendi GSMM'leri için çalışıyorlar.
12:13
You may have heard, this last fall
299
718000
2000
Belki duymuşsunuzdur, geçen son bahar
12:15
Nicolas Sarkozy in France
300
720000
2000
Fransa'da Nicolas Sarkozy
12:17
announcing the results of an 18-month study
301
722000
3000
18 aylık bir çalışmanın sonuçlarını açıkladı
12:20
by two Nobel economists,
302
725000
2000
2 Nobel li ekonomist tarafından gerçekleştirilen bir çalışma
12:22
focusing on happiness and wellness in France.
303
727000
2000
Fransa'nın mutluluğu ve yaşam kalitesi üzerine
12:24
Sarkozy suggested that
304
729000
2000
Sarkozy şunu öneriyordu
12:26
world leaders should stop
305
731000
2000
dünya liderleri, bu gidişe artık bir dur demeliler
12:28
myopically focusing on GDP
306
733000
2000
dar bir bakış açısı ile GSMH ye odaklanmak yerine
12:30
and consider a new index,
307
735000
2000
yeni bir ölçüm sistemi düşünülmeli.
12:32
what some French are calling a "joie de vivre index."
308
737000
3000
Fransızlar buna hayattaki mutluluğun (joie de vivre) ölçüm sistemi diyorlar.
12:35
I like it.
309
740000
2000
Bunu sevdim.
12:37
Co-branding opportunities.
310
742000
2000
Ortak marka fırsatı var burada.
12:39
Just three days ago, three days ago here at TED,
311
744000
2000
3 gün önce burada TED'de
12:41
we had a simulcast of David Cameron,
312
746000
2000
David Cameron ile TV üzerinden bir sohbet gerçekleştirdik
12:43
potentially the next prime minister of the UK,
313
748000
3000
İngilterenin olası bir sonraki başbakanı olarak
12:46
quoting one of my favorite speeches of all-time,
314
751000
3000
konuşmasında çok beğendiğim bir sözü kullandı
12:49
Robert Kennedy's poetic speech from 1968
315
754000
3000
Robert Kennedy'nin 1968'deki şiirsel konuşmasından
12:52
when he suggested that we're
316
757000
2000
şöyle dedi
12:54
myopically focused on the wrong thing
317
759000
2000
dar bir bakış açısı ile yanlış şeylere odaklanıyoruz
12:56
and that GDP is a misplaced metric.
318
761000
3000
GSMH yanlış konumlandırılmış bir ölçüttür.
12:59
So it suggests that the momentum is shifting.
319
764000
3000
Odak noktamızı kaydırmayı önerdi.
13:02
I've taken that Robert Kennedy quote,
320
767000
2000
Robert Kennedy'nin konuşmasından
13:04
and I've turned it into a new balance sheet for just a moment here.
321
769000
3000
Bir anlığına yeni bir hesap cetveline geçiş yapıyorum
13:07
This is a collection of things
322
772000
2000
O aslında bir çok şeyin toplamından oluşmaktadır.
13:09
that Robert Kennedy said in that quote.
323
774000
2000
Robert Kennedy şöyle demiştir.
13:11
GDP counts everything from air pollution
324
776000
2000
GSMH herşeyi ölçer hava kirliliğinden
13:13
to the destruction of our redwoods.
325
778000
3000
ağaçlarımızın yok edilmesine kadar
13:16
But it doesn't count the health of our children
326
781000
2000
Fakat çoçuklarımızın sağlığını ölçmez
13:18
or the integrity of our public officials.
327
783000
3000
Devlet memurlarımızın ahlakını ölçmez
13:21
As you look at these two columns here,
328
786000
3000
Şu iki sutuna baktığınızda göreceksiniz ki
13:24
doesn't it make you feel like it's time for us
329
789000
2000
artık zamanı gelmedi mi?
13:26
to start figuring out a new way to count,
330
791000
2000
yeni ölçüm yöntemleri keşfetmenin
13:28
a new way to imagine
331
793000
2000
hayatta bizim için gerçekten
13:30
what's important to us in life?
332
795000
2000
önemli olan şeyleri ölçmenin
13:32
(Applause)
333
797000
4000
(Alkışlar)
13:36
Certainly Robert Kennedy suggested at the end of the speech exactly that.
334
801000
3000
Robert Kennedy, konuşmasının sonunda tam olarak şunu önermişti.
13:39
He said GDP "measures everything in short,
335
804000
3000
Şöyle demişti. Kısaca GSMH herşeyi ölçer
13:42
except that which makes life worthwhile."
336
807000
3000
hayatta önemli olan şeyler hariç.
13:45
Wow.
337
810000
2000
Vay canına
13:47
So how do we do that?
338
812000
2000
şimdi ne yapacağız?
13:49
Let me say one thing we can just start doing
339
814000
2000
Önümüzdeki 10 yıl içinde, en azından bu ülkede
13:51
ten years from now, at least in this country.
340
816000
2000
yapmaya başlayabileceğimiz bir şey söyliyim.
13:53
Why in the heck in America
341
818000
2000
2010 yılında halen daha
13:55
are we doing a census in 2010?
342
820000
2000
Amerika'da neden nüfus sayımı yapılıyor?
13:57
We're spending 10 billion dollars on the census.
343
822000
3000
Bu nüfus sayımları için 10 milyarlarca dolar harcıyoruz
14:00
We're asking 10 simple questions -- it is simplicity.
344
825000
2000
Ve 10 basit soru soruyoruz. İşte size sadelik.
14:02
But all of those questions are tangible.
345
827000
3000
Fakat bu soruların hepsi elle tutulabilir sorular.
14:05
They're about demographics.
346
830000
2000
Demografikler hakkında
14:07
They're about where you live, how many people you live with,
347
832000
2000
Nerede yaşadığınız ve kaç kişi ile birlikte yaşadiginizla ilgili.
14:09
and whether you own your home or not.
348
834000
2000
Ve kendi evinize sahip olup olmadığınızla ilgili.
14:11
That's about it.
349
836000
2000
İşte bu kadar
14:13
We're not asking meaningful metrics.
350
838000
2000
Anlamlı ölçütler sormuyoruz.
14:15
We're not asking important questions.
351
840000
2000
Önemli sorular sormuyoruz.
14:17
We're not asking anything that's intangible.
352
842000
2000
Elle tutulmayan hiçbir şey sormuyoruz.
14:19
Abe Maslow said long ago
353
844000
2000
Maslow'un yıllar önce söylediği gibi
14:21
something you've heard before, but you didn't realize it was him.
354
846000
3000
Bu herkesin bildiği bir sözdur, ama birçokları bu sözün ona ait olduğunu bilmez.
14:24
He said, "If the only tool you have is a hammer,
355
849000
3000
Şöyle demişti: "Eger elinizdeki tek alet çekiç ise,
14:27
everything starts to look like a nail."
356
852000
3000
herşey çivi gibi görünmeye başlar"
14:30
We've been fooled by our tool.
357
855000
2000
Elimizdeki alet bizi kandırır.
14:32
Excuse that expression.
358
857000
2000
Biraz kaba bir örnek oldu galiba.
14:34
(Laughter)
359
859000
2000
(gülüşmeler)
14:36
We've been fooled by our tool.
360
861000
2000
Elimizdeki alet tarafindan kandırıldık.
14:38
GDP has been our hammer.
361
863000
3000
Elimizdeki çekiç GSMH idi.
14:41
And our nail has been a 19th- and 20th-century
362
866000
3000
Ve çivimiz de 19. ve 20. yüzyıllar idi.
14:44
industrial-era model of success.
363
869000
3000
Endüstri dönemine ait başarı modeli.
14:47
And yet, 64 percent
364
872000
2000
Ve bugün
14:49
of the world's GDP today
365
874000
2000
Dünya GSMH'sinin
14:51
is in that intangible industry we call service,
366
876000
2000
%64 'ü elle tutulamayan hizmet sektöründen gelmektedir.
14:53
the service industry, the industry I'm in.
367
878000
3000
Hizmet sektörü, benim içinde bulunduğum sektör
14:56
And only 36 percent is in the tangible industries
368
881000
2000
Ve sadece %36si elle tutalan sektörlerden gelir
14:58
of manufacturing and agriculture.
369
883000
2000
İmalat ve tarım gibi.
15:00
So maybe it's time that we get a bigger toolbox, right?
370
885000
3000
Belki de artık daha büyük bir alet kutusuna geçme zamanı geldi, değil mi?
15:03
Maybe it's time we get a toolbox that
371
888000
2000
Belki de artık sadece kolayca ölçebildigimiz, elle tutulur
15:05
doesn't just count what's easily counted, the tangible in life,
372
890000
3000
şeyleri ölçmeye yarayan aletleri değil
15:08
but actually counts what we most value,
373
893000
3000
fakat gerçekten hayatta deger verdigimiz şeyleri ölçen
15:11
the things that are intangible.
374
896000
2000
elle tutulamayan şeyleri ölçen bir alet çantasına geçme zamanı geldi.
15:13
I guess I'm sort of a curious CEO.
375
898000
2000
Sanırım, ben meraklı bir genel müdürüm.
15:15
I was also a curious economics major as an undergrad.
376
900000
3000
Ayrıca üniversitedeyken meraklı bir ekonomi öğrencisiydim.
15:18
I learned that economists measure everything
377
903000
3000
Şunu öğrenmiştim: ekonomistler herşeyi
15:21
in tangible units of production and consumption
378
906000
3000
elle tutulabilir üretim ve tüketim birimleri şeklinde ölçüyorlardı.
15:24
as if each of those tangible units
379
909000
2000
Sanki bu elle tutulabilir birimler
15:26
is exactly the same.
380
911000
2000
birbirlerine eşitmiş gibi.
15:28
They aren't the same.
381
913000
2000
Ama eşit değiller.
15:30
In fact, as leaders, what we need to learn
382
915000
2000
Gerçekte, liderler olarak, öğrenmemiz gereken
15:32
is that we can influence
383
917000
2000
üretim birimlerinin kalitesini
15:34
the quality of that unit of production
384
919000
3000
çalışanlarımızın hayallerini gerçekleştirmeleri
15:37
by creating the conditions
385
922000
2000
için gerekli ortamı oluşturarak
15:39
for our employees to live their calling.
386
924000
2000
etkileyebiliriz.
15:41
In Vivian's case,
387
926000
2000
Ve gercekten, Vivian'in durumunda
15:43
her unit of production
388
928000
2000
onun üretim birimi
15:45
isn't the tangible hours she works,
389
930000
2000
elle tutulur bir şekilde, kaç saat çalıştığı değildir.
15:47
it's the intangible difference she makes
390
932000
2000
Çalıştığı bir saat içinde, elle tutulamayan
15:49
during that one hour of work.
391
934000
2000
bir şekilde, yarattığı farktır.
15:51
This is Dave Arringdale who's actually
392
936000
2000
Ekrandaki kişinin adı Dave Arringdale
15:53
been a longtime guest at Vivian's motel.
393
938000
2000
Vivian'in motelinde uzun süreli bir misafir
15:55
He stayed there a hundred times
394
940000
2000
Burada yüzlerce defa kalmıştır
15:57
in the last 20 years,
395
942000
2000
geçtiğimiz 20 yıl boyunca.
15:59
and he's loyal to the property because of the relationship
396
944000
3000
Vivian ve onun calışma arkadaşlarının onunla geliştirdiği
16:02
that Vivian and her fellow employees have created with him.
397
947000
3000
ilişkiler sayesinde buranın sadık bir müşterisi olmuştur.
16:05
They've created a habitat of happiness for Dave.
398
950000
3000
Onlar Dave için bir mutluluk ortamı oluşturmuşlar.
16:08
He tells me that he can always count
399
953000
3000
Bana, Vivian ve diğer çalışanlara
16:11
on Vivian and the staff there
400
956000
2000
her zaman güvenebileceğini bildigini söyledi.
16:13
to make him feel at home.
401
958000
3000
Bu da onu evinde hissettiriyordu.
16:16
Why is it that
402
961000
2000
Neden böyle oluyor
16:18
business leaders and investors
403
963000
2000
iş dünyasındaki liderler ve yatırımcılar
16:20
quite often don't see the connection
404
965000
3000
çoğu zaman şunu göremiyorlar
16:23
between creating the intangible
405
968000
2000
elle tutulamayan
16:25
of employee happiness
406
970000
2000
çalışan mutluluğu ile
16:27
with creating the tangible
407
972000
2000
elle tutulabilen finansal sonuçlar
16:29
of financial profits in their business?
408
974000
3000
arasındaki iliskiyi göremiyorlar.
16:32
We don't have to choose between
409
977000
2000
Hatırı sayılır bir kar ile
16:34
inspired employees and sizable profits,
410
979000
3000
mutlu çalışanlar arasında bir seçim yapmak zorunda değiliz.
16:37
we can have both.
411
982000
2000
İkisine birden sahip olabiliriz.
16:39
In fact, inspired employees quite often
412
984000
2000
Ve gercekte, mutlu calisanlar, cogu zaman
16:41
help make sizable profits, right?
413
986000
3000
ciddi karlar yapmamıza yardımcı olur, değil mi?
16:44
So what the world needs now,
414
989000
2000
Yani şu anda dünyanın ihtiyacı olan şey
16:46
in my opinion,
415
991000
2000
bence
16:48
is business leaders and political leaders
416
993000
3000
neyi ölçeceğini bilen liderlerdir,
16:51
who know what to count.
417
996000
2000
hem is dunyasında hem de politikada.
16:53
We count numbers.
418
998000
2000
Sayıları sayıyoruz.
16:55
We count on people.
419
1000000
3000
İnsanlara güveniyoruz.
16:58
What really counts is when we actually use our numbers
420
1003000
3000
Sayıları kullanırken gerçekten önemli olan şey
17:01
to truly take into account our people.
421
1006000
3000
insanları hesaba katmaktır.
17:04
I learned that from a maid in a motel
422
1009000
3000
Bir moteldeki temizlikçiden ve bir ülkenin Kralı'ndan
17:07
and a king of a country.
423
1012000
2000
öğrendiğim şey şudur:
17:09
What can you
424
1014000
2000
Bugün neyi
17:11
start counting today?
425
1016000
2000
saymaya başlayabiliriz?
17:13
What one thing can you start counting today
426
1018000
3000
Bugün saymaya başlayabileceğiniz şey:
17:16
that actually would be meaningful in your life,
427
1021000
2000
hayatınızda gerçekten anlamlı olan ne ise odur,
17:18
whether it's your work life or your business life?
428
1023000
3000
bu ister çalışma hayatınız olsun, ister iş hayatınız olsun.
17:21
Thank you very much.
429
1026000
2000
Çok teşekkürler
17:23
(Applause)
430
1028000
8000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Chip Conley - CEO, authorChip Conley creates joyful hotels, where he hopes his employees, customers and investors alike can realize their full potential. His books share that philosophy with the wider world.
Why you should listen
In 1987, at the age of 26 and seeking a little "joy of life," Chip Conley founded Joie de Vivre Hospitality by transforming a small motel in San Francisco’s seedy Tenderloin district into the now-legendary Phoenix. Today, Joie de Vivre operates nearly 40 unique hotels across California, each built on an innovative design formula that inspires guests to experience an "identity refreshment" during their visits.
During the dotcom bust in 2001, Conley found himself in the self-help section of the bookstore, where he became reacquainted with one of the most famous theories of human behavior -- Maslow’s hierarchy of needs, which separates human desires into five ascending levels, from base needs such as eating to the highest goal of self-actualization, characterized by the full realization and achievement of one’s potential. Influenced by Maslow's pyramid, Conley revamped his business model to focus on the intangible, higher needs of his company's three main constituencies -- employees, customers and investors. He credits this shift for helping Joie de Vivre triple its annual revenues between 2001 and 2008.
Conley has written three books, including his most recent, PEAK: How Great Companies Get Their Mojo from Maslow, and is at work on two new ones, Emotional Equations and PEAK Leadership. He consults widely on transformative enterprises, corporate social responsibility and creative business development. He traveled to Bhutan last year to study its Gross National Happiness index, the country's unique method of measuring success and its citizens' quality of life.
Chip Conley | Speaker | TED.com