TED2005
William McDonough: Cradle to cradle design
William McDonough'la beşikten beşiğe tasarım
Filmed:
Readability: 4.2
1,878,449 views
Yeşil fikirli mimar ve tasarımcı William McDonough, tasarımcılar "tüm çocuklar, tüm türler, tüm zamanlar için" prensibini göz önüne alırlarsa binalarımızın ve ürünlerimizin neye benzeyeceğini sorguluyor.
William McDonough - Architect
Architect William McDonough believes green design can prevent environmental disaster and drive economic growth. He champions “cradle to cradle” design, which considers a product's full life cycle -- from creation with sustainable materials to a recycled afterlife. Full bio
Architect William McDonough believes green design can prevent environmental disaster and drive economic growth. He champions “cradle to cradle” design, which considers a product's full life cycle -- from creation with sustainable materials to a recycled afterlife. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:26
In 1962, with Rachel Carson's "Silent Spring,"
0
1000
4000
1962'de Rachel Carson'un "Sessiz Bahar"ıyla birlikle,
00:30
I think for people like me in the world of the making of things,
1
5000
5000
bir şeyler üretme dünyasında olan benim gibi insanlar için
00:35
the canary in the mine wasn't singing.
2
10000
4000
sanırım madendeki kanarya artık ötmüyordu.
00:39
And so the question that we might not have birds
3
14000
3000
Yani kuşların olmama ihtimali
00:42
became kind of fundamental to those of us wandering around
4
17000
3000
etrafta gezinerek yok olmuş gibi görünen çayırkuşlarını
00:45
looking for the meadowlarks that seemed to have all disappeared.
5
20000
3000
arayan bazılarımız için az çok temel oldu.
00:48
And the question was, were the birds singing?
6
23000
3000
Soru şuydu: kuşlar ötüyor muydu?
00:51
Now, I'm not a scientist, that'll be really clear.
7
26000
4000
Şimdi, ben bilim adamı değilim, bu oldukça net.
00:55
But, you know, we've just come from this discussion of what a bird might be.
8
30000
4000
Ama, bildiğiniz gibi, bir kuşun ne olduğu tartışmasına geldik.
00:59
What is a bird?
9
34000
1000
Kuş nedir?
01:00
Well, in my world, this is a rubber duck.
10
35000
4000
Mesela, benim dünyamda, bu bir lastik ördek.
01:04
It comes in California with a warning --
11
39000
2000
Kaliforniya'ya bir uyarıyla geliyor:
01:06
"This product contains chemicals known by the State of California
12
41000
3000
"Bu ürün, Kaliforniya Eyaleti tarafından
01:09
to cause cancer and birth defects or other reproductive harm."
13
44000
7000
kansere, doğum kusurlarına veya başka üreme hasarlarına yol açtığı bilinen kimyasallar içermektedir."
01:16
This is a bird.
14
51000
3000
Bu bir kuş.
01:19
What kind of culture would produce a product of this kind
15
54000
3000
Nasıl bir kültür bu tür bir ürün üretir,
01:22
and then label it and sell it to children?
16
57000
5000
bunu etiketler ve çocuklara satar?
01:27
I think we have a design problem.
17
62000
3000
Bir tasarım sorunumuz olduğunu düşünüyorum.
01:30
Someone heard the six hours of talk that I gave
18
65000
5000
Biri NPR'deki "Monticello Konuşmaları" adlı altı saatlik konuşmamı dinlemiş
01:35
called "The Monticello Dialogues" on NPR, and sent me this as a thank you note --
19
70000
6000
ve bana teşekkürler notu olarak şunu yollamış:
01:41
"We realize that design is a signal of intention,
20
76000
2000
"Biz, tasarımın bir amaç işareti olduğunu fark ediyoruz,
01:43
but it also has to occur within a world,
21
78000
3000
ama tasarım bir dünya içinde ortaya çıkmalı
01:46
and we have to understand that world in order to
22
81000
4000
ve bu dünyayı anlamak zorundayız ki
01:50
imbue our designs with inherent intelligence,
23
85000
3000
tasarımlarımızı içsel zekayla aşılayabilelim.
01:53
and so as we look back at the basic state of affairs
24
88000
5000
Bu yüzden tasarım yaptığımız temel durumlarındaki ilişkilere dönüp baktığımızda,
01:58
in which we design, we, in a way, need to go to the primordial condition
25
93000
5000
bizim, bir bakıma, bir gezegenin işletim sistemini
02:03
to understand the operating system and the frame conditions of a planet,
26
98000
5000
ve oluşum koşullarını anlamak için ilkel koşullara dönmemiz gerekli.
02:08
and I think the exciting part of that is the good news that's there,
27
103000
5000
Düşünüyorum da bunun heyecanlı kısmı orada bulunan iyi haberler,
02:13
because the news is the news of abundance,
28
108000
3000
çünkü bu haberler bolluğa dair haberler,
02:16
and not the news of limits,
29
111000
2000
sınırlara dair haberler değil.
02:18
and I think as our culture tortures itself now
30
113000
5000
Düşünüyorum da günümüzde kültürümüz kendi kendine işkence ediyor:
02:23
with tyrannies and concerns over limits and fear,
31
118000
5000
zorbalıkla, sınırlara dair endişelerle ve korkuyla.
02:28
we can add this other dimension of abundance that is coherent,
32
123000
5000
Bu tutarlı ve güneş bazlı
02:33
driven by the sun, and start to imagine
33
128000
2000
diğer bolluk boyutunu ekleyebilir
02:35
what that would be like to share."
34
130000
7000
ve paylaşmanın nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye başlayabiliriz."
02:42
That was a nice thing to get.
35
137000
2000
Alması güzel bir şeydi.
02:44
That was one sentence.
36
139000
4000
Sadece bir cümleydi.
02:48
Henry James would be proud.
37
143000
2000
Henry James gurur duyardı.
02:50
This is -- I put it down at the bottom,
38
145000
2000
Bu - alta koydum,
02:52
but that was extemporaneous, obviously.
39
147000
3000
ama doğaçlamaydı, belli ki.
02:55
The fundamental issue is that, for me,
40
150000
3000
Temel konu, benim için,
02:58
design is the first signal of human intentions.
41
153000
2000
tasarımın insan amaçlarının ilk işareti olması.
03:00
So what are our intentions, and what would our intentions be --
42
155000
4000
Yani amacımız nedir ve amacımız ne olacaktır
03:04
if we wake up in the morning, we have designs on the world --
43
159000
3000
-sabah kalktığımızda, dünyada tasarımlar var-
03:07
well, what would our intention be as a species
44
162000
2000
yani şu anda baskın tür olduğumuza göre
03:09
now that we're the dominant species?
45
164000
2000
bir tür olarak amacımız nedir?
03:11
And it's not just stewardship and dominion debate,
46
166000
3000
Bu sadece yönetim ve hakimiyet tartışması değil,
03:14
because really, dominion is implicit in stewardship --
47
169000
6000
çünkü gerçekten, hakimiyetin yönetimde üstü kapalıdır -
03:20
because how could you dominate something you had killed?
48
175000
2000
çünkü öldürdüğünüz bir şeyde nasıl hakimiyet kurabilirsiniz?
03:22
And stewardship's implicit in dominion,
49
177000
2000
Ve yönetimin hakimiyette üstü kapalıdır,
03:24
because you can't be steward of something if you can't dominate it.
50
179000
2000
çünkü eğer bir şeyde hakimiyet kuramazsan onun yöneticisi olamazsın.
03:26
So the question is, what is the first question for designers?
51
181000
6000
Yani soru şu ki: tasarımcılar için ilk soru nedir?
03:32
Now, as guardians -- let's say the state, for example,
52
187000
3000
Koruyucular olarak - diyelim ki ülkenin, örneğin,
03:35
which reserves the right to kill, the right to be duplicitous and so on --
53
190000
5000
öldürme hakkını, ikiyüzlü olma hakkını,.. vs. elinde tutan -
03:40
the question we're asking the guardian at this point is
54
195000
3000
bu noktada koruyucuya sorduğumuz soru
03:43
are we meant, how are we meant,
55
198000
2000
yerel toplulukları korumaya almak,
03:45
to secure local societies, create world peace
56
200000
2000
dünya barışını sağlamak ve çevreyi kurtarmak
03:47
and save the environment?
57
202000
2000
bizim sorumluluğumuzda mı ve ne şekilde bizim sorumluluğumuzda?
03:49
But I don't know that that's the common debate.
58
204000
3000
Ama bu ortak bir tartışma mı bilmiyorum.
03:52
Commerce, on the other hand, is relatively quick,
59
207000
4000
Buna karşılık, ticaret nispeten hızlı,
03:56
essentially creative, highly effective and efficient,
60
211000
2000
esasen yaratıcı, son derece etkili ve verimli,
03:58
and fundamentally honest, because we can't exchange
61
213000
3000
ve özünde dürüst, çünkü eğer birbirimize güvenmezsek
04:01
value for very long if we don't trust each other.
62
216000
4000
bir değeri uzun süre değiş tokuş edemeyiz.
04:05
So we use the tools of commerce primarily for our work,
63
220000
2000
Yani ticaretin araçlarını öncelikle işimiz için kullanıyoruz,
04:07
but the question we bring to it is,
64
222000
2000
ama buna getirdiğimiz soru:
04:09
how do we love all the children of all species for all time?
65
224000
4000
her zaman her türün her çocuğunu nasıl severiz?
04:13
And so we start our designs with that question.
66
228000
3000
Böylece bu soruyla tasarlamaya başlıyoruz;
04:16
Because what we realize today is that modern culture
67
231000
2000
çünkü bugün farkına vardığımız, modern kültürün
04:18
appears to have adopted a strategy of tragedy.
68
233000
3000
trajediyi strateji olarak benimsediğidir.
04:21
If we come here and say, "Well, I didn't intend
69
236000
2000
Eğer buraya gelir ve, "Aslında, bu noktaya gelirken
04:23
to cause global warming on the way here,"
70
238000
1000
küresel ısınmaya yol açmayı hedeflememiştim." dersek,
04:24
and we say, "That's not part of my plan,"
71
239000
2000
ve "Bu planımın bir parçası değildi." dersek,
04:26
then we realize it's part of our de facto plan.
72
241000
3000
işte o zaman bunun fiilen planımızın bir parçası olduğunu fark ederiz;
04:29
Because it's the thing that's happening because we have no other plan.
73
244000
3000
çünkü bunun olmasının sebebi başka planımızın olmaması.
04:32
And I was at the White House for President Bush,
74
247000
2000
Başkan Bush için Beyaz Saray'daydım,
04:34
meeting with every federal department and agency,
75
249000
2000
her federal bölüm ve ajansla görüşürken
04:36
and I pointed out that they appear to have no plan.
76
251000
4000
hiçbir planları varmış gibi görünmemelerine işaret ettim.
04:40
If the end game is global warming, they're doing great.
77
255000
2000
Eğer oyun sonu küresel ısınmaysa, çok iyi gidiyorlar.
04:42
If the end game is mercury toxification of our children
78
257000
3000
Eğer oyun sonu, onlar Temiz Hava Yasasını sıvıştırırken,
04:45
downwind of coal fire plants as they scuttled the Clean Air Act,
79
260000
3000
kömür santrallerinin rüzgarı yönündeki çocuklarımızın civa zehirmenmesi ise,
04:48
then I see that our education programs should be explicitly defined as,
80
263000
4000
o zaman eğitim programlarımızın açık olarak şöyle tanımlanması gerekliliğini görüyorum:
04:52
"Brain death for all children. No child left behind."
81
267000
2000
"Tüm çocuklar için beyin ölümü, geriye hiç çocuk kalmadı."
04:54
(Applause)
82
269000
4000
(Alkış)
04:58
So, the question is, how many federal officials
83
273000
4000
Yani, soru şu: kaç federal yetkili
05:02
are ready to move to Ohio and Pennsylvania with their families?
84
277000
3000
ailesiyle birlikte Ohio ve Pensilvanya'ya taşınmaya hazır?
05:05
So if you don't have an endgame of something delightful,
85
280000
4000
Eğer oyun sonunuz pek de hoş bir şey değilse,
05:09
then you're just moving chess pieces around,
86
284000
2000
o zaman satranç taşlarını sadece ordan oraya hareket ettiriyorsunuzdur,
05:11
if you don't know you're taking the king.
87
286000
1000
şahı almanız gerektiğini bilmeksizin.
05:12
So perhaps we could develop a strategy of change,
88
287000
3000
Belki de bir değişim stratejisi geliştirebiliriz,
05:15
which requires humility. And in my business as an architect,
89
290000
3000
tevazu gerektiren. Bir mimar olarak, benim işimde,
05:18
it's unfortunate the word "humility" and the word "architect"
90
293000
4000
talihsizdir ki tevazu kelimesi ve mimar kelimesi
05:22
have not appeared in the same paragraph since "The Fountainhead."
91
297000
3000
"Hayatın Kaynağı"ndan beri aynı paragrafta görülmedi.
05:25
So if anybody here has trouble with the concept of design humility,
92
300000
5000
Yani eğer buradaki biri alçakgönüllü tasarım kavramıyla sorun yaşıyorsa
05:30
reflect on this -- it took us 5,000 years
93
305000
3000
şunu düşünün:
05:33
to put wheels on our luggage.
94
308000
4000
bagajlarımıza tekerlek takmak 5000 yılımızı aldı.
05:37
So, as Kevin Kelly pointed out, there is no endgame.
95
312000
5000
Yani, Kevin Kelly'nin işaret ettiği gibi, bir oyun sonu yok.
05:42
There is an infinite game, and we're playing in that infinite game.
96
317000
4000
Bu sonsuz bir oyun ve biz bu sonsuz oyunda oynuyoruz.
05:46
And so we call it "cradle to cradle,"
97
321000
2000
Biz buna "beşikten beşiğe" diyoruz,
05:48
and our goal is very simple.
98
323000
1000
ve hedefimiz çok basit.
05:49
This is what I presented to the White House.
99
324000
2000
Bu Beyaz Saray'a sunduğum şey.
05:51
Our goal is a delightfully diverse, safe, healthy and just world,
100
326000
3000
Hedefimiz hoş çeşitlilikler içeren, güvenli, sağlıklı ve adil bir dünya,
05:54
with clean air, clean water, soil and power --
101
329000
3000
temiz hava, temiz su, toprak ve enerjisi olan -
05:57
economically, equitably, ecologically and elegantly enjoyed, period.
102
332000
4000
ekonomik, adil, ekolojik ve zarifçe keyfi sürülen, nokta.
06:01
(Applause)
103
336000
3000
(Alkış)
06:04
What don't you like about this?
104
339000
3000
Bunun nesini beğenmiyorsunuz?
06:07
Which part of this don't you like?
105
342000
2000
Bunun hangi kısmını beğenmiyorsunuz?
06:09
So we realized we want full diversity,
106
344000
2000
Böylece tam çeşitlilik istediğimizi fark ettik,
06:11
even though it can be difficult to remember what De Gaulle said
107
346000
3000
her ne kadar zor olsa da, Fransa Cumhurbaşkanı olmanın
06:14
when asked what it was like to be President of France.
108
349000
2000
nasıl bir şey olduğu sorulduğunda De Gaulle'un ne dediğini hatırlamalı.
06:16
He said, "What do you think it's like trying to run a country with 400 kinds of cheese?"
109
351000
4000
Demiş ki, "400 tür peyniri olan bir ülkeyi yönetmenin nasıl bir şey olduğunu düşünüyorsun?"
06:20
But at the same time, we realize that our products are not safe and healthy.
110
355000
3000
Ama aynı zamanda, ürünlerimizin güvenli ve sağlıklı olmadığını fark ediyoruz.
06:23
So we've designed products
111
358000
2000
Ürünler tasarladık
06:25
and we analyzed chemicals down to the parts per million.
112
360000
2000
ve kimyasalları milyonda bir parçacığına kadar analiz ettik.
06:27
This is a baby blanket by Pendleton that will give your child nutrition
113
362000
3000
Bu, Pendleton'dan çocuğunuza besin veren bir bebek battaniyesi,
06:30
instead of Alzheimer's later in life.
114
365000
2000
hayatının sonrasında Alzheimer'a neden olmak yerine.
06:32
We can ask ourselves, what is justice,
115
367000
2000
Kendimize sorabiliriz, adalet nedir,
06:34
and is justice blind, or is justice blindness?
116
369000
4000
ve adalet kör müdür, ya da körlük adalet mi?
06:38
And at what point did that uniform turn from white to black?
117
373000
5000
Hangi noktada üniforma beyazdan siyaha döndü?
06:43
Water has been declared a human right by the United Nations.
118
378000
3000
Su, Birleşmiş Milletler tarafından bir insan hakkı olarak ilan edildi.
06:46
Air quality is an obvious thing to anyone who breathes.
119
381000
2000
Hava kalitesi her nefes alan herkes için bariz bir olgu.
06:48
Is there anybody here who doesn't breathe?
120
383000
3000
Burada nefes almayan biri var mı?
06:51
Clean soil is a critical problem -- the nitrification, the dead zones
121
386000
3000
Temiz toprak kritik bir problem - Meksika Körfezi'ndeki
06:54
in the Gulf of Mexico.
122
389000
2000
nitrifikasyon, ölü bölgeler.
06:56
A fundamental issue that's not being addressed.
123
391000
2000
Ele alınmayan temel bir sorun.
06:58
We've seen the first form of solar energy
124
393000
2000
Güneş enerjisinin ilk formunun burada Büyük Düzlükler'de,
07:00
that's beat the hegemony of fossil fuels in the form of wind
125
395000
3000
rüzgar enerjisi formunda, fosil yakıt hegemonyasını yendiğini gördük.
07:03
here in the Great Plains, and so that hegemony is leaving.
126
398000
3000
Bunun sonucunda o hegemonya gidiyor.
07:06
And if we remember Sheikh Yamani when he formed OPEC,
127
401000
3000
Eğer OPEC'i kurduğunda Sheikh Yamani'yi hatırlarsak,
07:09
they asked him, "When will we see the end of the age of oil?"
128
404000
3000
ona "Petrol çağının sonunu ne zaman göreceğiz?" diye sordular.
07:12
I don't know if you remember his answer, but it was,
129
407000
3000
Bilmiyorum ki cevabını hatırlar mısınız, ama cevabı şuydu:
07:15
"The Stone Age didn't end because we ran out of stones."
130
410000
4000
"Taş Devri, taşlarımız bitti diye sona ermedi."
07:19
We see that companies acting ethically in this world
131
414000
4000
Dünyada etik olarak hareket eden şirketlerin, böyle yapmayanlara göre
07:23
are outperforming those that don't.
132
418000
1000
daha iyi performans gösterdiklerini görüyoruz.
07:24
We see the flows of materials in a rather terrifying prospect.
133
419000
5000
Malzeme akışlarını oldukça korkunç bir tablo içinde görüyoruz.
07:29
This is a hospital monitor from Los Angeles, sent to China.
134
424000
3000
Bu, Los Angeles'tan Çin'e yollanmış bir hastane monitörü.
07:32
This woman will expose herself to toxic phosphorous,
135
427000
3000
Bu kadın kendini zehirli fosfora mağruz bırakacak,
07:35
release four pounds of toxic lead into her childrens' environment,
136
430000
3000
bakırdan kaynaklanan iki kiloya yakın zehirli kurşunu
07:38
which is from copper.
137
433000
2000
çocuklarının ortamına salacak.
07:40
On the other hand, we see great signs of hope.
138
435000
2000
Öte yandan, büyük umut belirtileri görüyoruz.
07:42
Here's Dr. Venkataswamy in India, who's figured out
139
437000
3000
İşte Hindistan'dan Dr. Venkataswamy,
07:45
how to do mass-produced health.
140
440000
2000
seri üretim sağlığı nasıl yapacağını çözmüş.
07:47
He has given eyesight to two million people for free.
141
442000
4000
İki milyon insana bedavaya görme yeteneği sağlamış.
07:51
We see in our material flows that car steels don't become car steel again
142
446000
3000
Malzeme akışlarımızda araba çeliklerinin
07:54
because of the contaminants of the coatings --
143
449000
2000
kaplamalarındaki bizmut, antimon, bakır, vs. gibi kirletici maddeler nedeniyle
07:56
bismuth, antimony, copper and so on.
144
451000
2000
tekrar araba çeliği olmadığını görüyoruz.
07:58
They become building steel.
145
453000
1000
Yapı çeliği oluyorlar.
07:59
On the other hand, we're working with Berkshire Hathaway,
146
454000
2000
Öte yandan, Berkshire Hathaway,
08:01
Warren Buffett and Shaw Carpet,
147
456000
3000
Warren Buffett ve
08:04
the largest carpet company in the world.
148
459000
1000
dünyadaki en büyük halı firması olan Shaw Halı ile çalışıyoruz.
08:05
We've developed a carpet that is continuously recyclable,
149
460000
3000
Milyonda bir parçacığına kadar
08:08
down to the parts per million.
150
463000
3000
sürekli olarak geri dönüştürülebilir bir halı geliştirdik.
08:11
The upper is Nylon 6 that can go back to caprolactam,
151
466000
3000
Üst katmanı kaprolaktama geri dönüşebilen Naylon 6.
08:14
the bottom, a polyolephine -- infinitely recyclable thermoplastic.
152
469000
3000
Altta, bir poliolefin - sonsuz geri dönüştürülebilen bir termoplastik.
08:17
Now if I was a bird, the building on my left is a liability.
153
472000
4000
Şimdi, bir kuş olsaydım, solumdaki bina bir sorun kaynağı.
08:21
The building on my right, which is our corporate campus for The Gap
154
476000
3000
Sağımdaki bina, Gap için eski çayırıyla
08:24
with an ancient meadow, is an asset -- its nesting grounds.
155
479000
5000
bir şirket kampüsü çalışmamız, bir varlık - bir yuva yapma alanı.
08:29
Here's where I come from. I grew up in Hong Kong,
156
484000
2000
Bu geldiğim yer. Hong Kong'da altı milyon insanla
08:31
with six million people in 40 square miles.
157
486000
2000
100 kilometrekarede büyüdüm.
08:33
During the dry season, we had four hours of water every fourth day.
158
488000
4000
Kurak mevsimde, her dört günde bir, dört saat suyumuz olurdu.
08:37
And the relationship to landscape was that of farmers who have been
159
492000
3000
Araziyle olan ilişkimiz, aynı toprak parçasını
08:40
farming the same piece of ground for 40 centuries.
160
495000
4000
40 asırdır ekip biçen çiftçilerinki gibiydi.
08:44
You can't farm the same piece of ground for 40 centuries
161
499000
2000
Aynı toprak parçasını besin akışlarını anlamadan
08:46
without understanding nutrient flow.
162
501000
3000
40 asır boyunca ekip biçemezsiniz.
08:49
My childhood summers were in the Puget Sound of Washington,
163
504000
3000
Çocukluğumuz yazları Washington'un Puget Sound'unda
08:52
among the first growth and big growth.
164
507000
2000
ilk büyüme ve büyük büyüme arasında geçti.
08:54
My grandfather had been a lumberjack in the Olympics,
165
509000
2000
Büyükbabam, "ağaç kesme olimpiyatı"ndaydı,
08:56
so I have a lot of tree karma I am working off.
166
511000
5000
bu yüzden borcumu ödemeye çalıştığım epey bir ağaç karmam var.
09:01
I went to Yale for graduate school,
167
516000
2000
Yüksek lisans için Yale'e gittim,
09:03
studied in a building of this style by Le Corbusier,
168
518000
2000
Le Corbusier'ya ait bu tarzda bir binada eğitim gördüm,
09:05
affectionately known in our business as Brutalism.
169
520000
4000
mesleğimizde sevgiyle bilindiği adıyla: Brütalizm.
09:09
If we look at the world of architecture,
170
524000
3000
Mimarlık dünyasına bakarsak,
09:12
we see with Mies' 1928 tower for Berlin,
171
527000
3000
Mies'in 1928 Berlin için kulesiyle birlikte görürüz ki,
09:15
the question might be, "Well, where's the sun?"
172
530000
2000
soru şu olabilir: "Şey, güneş nerede?"
09:17
And this might have worked in Berlin, but we built it in Houston,
173
532000
3000
Bu Berlin'de işe yaramış olabilir, ama bunu Houston'da da inşa ettik,
09:20
and the windows are all closed. And with most products
174
535000
3000
ve tüm pencereler kapalı.
09:23
appearing not to have been designed for indoor use,
175
538000
2000
İç mekanda kullanılmak için tasarlanmamış gibi görünen çoğu ürünle birlikte
09:25
this is actually a vertical gas chamber.
176
540000
3000
bu aslında dikey bir gaz odası.
09:28
When I went to Yale, we had the first energy crisis,
177
543000
3000
Yale'e gittiğimde, ilk enerji krizini yaşadık,
09:31
and I was designing the first solar-heated house in Ireland
178
546000
2000
ve ben bir öğrenci olarak İrlanda'daki ilk güneş enerjisiyle ısıtılan evi tasarlıyordum,
09:33
as a student, which I then built --
179
548000
2000
sonradan da inşa ettiğim -
09:35
which would give you a sense of my ambition.
180
550000
2000
ki bu size tutkuma dair bir izlenim vermiştir.
09:37
And Richard Meier, who was one of my teachers,
181
552000
2000
Richard Meiers, öğretmenlerimden biriydi,
09:39
kept coming over to my desk to give me criticism,
182
554000
2000
eleştiri yapmak için çalışma masama gelip durdu.
09:41
and he would say, "Bill, you've got to understand- --
183
556000
2000
Derdi ki: "Bill, anlamalısın -
09:43
solar energy has nothing to do with architecture."
184
558000
8000
güneş enerjisinin mimariyle hiçbir alakası yok."
09:51
I guess he didn't read Vitruvius.
185
566000
2000
Herhalde Vitrivius'u okumamıştı.
09:53
In 1984, we did the first so-called "green office" in America
186
568000
4000
1984'te Çevre Savunması için
09:57
for Environmental Defense.
187
572000
1000
Amerika'nın ilk sözde "yeşil ofis"ini yaptık.
09:58
We started asking manufacturers what were in their materials.
188
573000
3000
Üreticilere malzemelerinin içinde neler olduğunu sormaya başladık.
10:01
They said, "They're proprietary, they're legal, go away."
189
576000
2000
Dediler ki: "Ürünlerimiz tescilli, yasal, defol git."
10:03
The only indoor quality work done in this country at that time
190
578000
2000
O zaman bu ülkede iç hava kalitesi üzerine yapılan tek çalışma
10:05
was sponsored by R.J. Reynolds Tobacco Company,
191
580000
3000
R.J. Reynolds Tütün Şirketi tarafından finanse ediliyordu
10:08
and it was to prove there was no danger
192
583000
1000
ve iş yerindeki sigara dumanının
10:09
from secondhand smoke in the workplace.
193
584000
3000
zararsız olduğunu kanıtlamak içindi.
10:12
So, all of a sudden, here I am, graduating from high school in 1969,
194
587000
4000
Yani, bir anda, işte burdayım, 1969'da liseden mezun oluyorum,
10:16
and this happens, and we realize that "away" went away.
195
591000
3000
Bu oluyor ve "At gitsin!"deki "gitsin"in gittiğini fark ediyoruz.
10:19
Remember we used to throw things away, and we'd point to away?
196
594000
4000
Bir şeyleri attığımızı hatırlayın ve uzağa doğru işaret ettiğimizi?
10:23
And yet, NOAA has now shown us, for example --
197
598000
2000
Buna rağmen, şimdi NOAA bize gösterdi ki, örneğin -
10:25
you see that little blue thing above Hawaii?
198
600000
2000
Hawaii'nin üzerindeki o küçük mavi şeyi görüyor musunuz?
10:27
That's the Pacific Gyre.
199
602000
1000
O Pasifik Gyre'i.
10:28
It was recently dragged for plankton by scientists,
200
603000
2000
Yakın zamanda bilim adamları tarafından planktonlar için ele alındı
10:30
and they found six times as much plastic as plankton.
201
605000
4000
ve planktonların altı katı kadar plastik buldular.
10:34
When asked, they said, "It's kind of like a giant toilet that doesn't flush."
202
609000
5000
Sorulduğunda, dediler ki: "Bu, sifonu çekilmeyen bir tür dev tuvalet."
10:39
Perhaps that's away.
203
614000
1000
"Gitsin", herhalde burası.
10:40
So we're looking for the design rules of this --
204
615000
2000
İşte bunun tasarım kurallarına bakıyoruz -
10:42
this is the highest biodiversity of trees in the world, Irian Jaya,
205
617000
2000
bu dünyadaki en yüksek ağaç biyoçeşitliliği, Irian Jaya,
10:44
259 species of tree, and we described this
206
619000
4000
259 ağaç türü.
10:48
in the book, "Cradle to Cradle."
207
623000
1000
Bunu "Beşikten Beşiğe" kitabında tanımladık.
10:49
The book itself is a polymer. It is not a tree.
208
624000
4000
Kitabın kendisi bir polimer. Bir ağaç değil.
10:53
That's the name of the first chapter -- "This Book is Not a Tree."
209
628000
3000
Bu ilk bölümün de adı: "Bu Kitap Bir Ağaç Değil."
10:56
Because in poetics, as Margaret Atwood pointed out,
210
631000
3000
Şiir sanatında, Margaret Atwood'un da belirttiği gibi,
10:59
"we write our history on the skin of fish
211
634000
2000
"tarihimizi balık derisine yazıyoruz
11:01
with the blood of bears."
212
636000
3000
ayıların kanıyla."
11:04
And with so much polymer, what we really need
213
639000
1000
Bu kadar polimerle, gerçekten ihtiyacımız olan
11:05
is technical nutrition, and to use something
214
640000
3000
teknik beslenme ve ağaç kadar zarif
11:08
as elegant as a tree -- imagine this design assignment:
215
643000
3000
bir şey kullanmak - bu tasarım işini bir düşünsenize:
11:11
Design something that makes oxygen, sequesters carbon,
216
646000
2000
Öyle bir şey tasarla ki oksijen üretsin, karbon yakalasın,
11:13
fixes nitrogen, distills water, accrues solar energy as fuel,
217
648000
4000
nitrojen bağlasın, suyu damıtsın, yakıt olarak güneş enerjisini biriktirsin,
11:17
makes complex sugars and food, creates microclimates,
218
652000
4000
karmaşık şekerler ve yiyecek yapsın, mikroklimalar yaratsın,
11:21
changes colors with the seasons and self-replicates.
219
656000
6000
mevsimlerle birlikte renk değiştirsin ve kendi kendini çoğaltsın.
11:27
Well, why don't we knock that down and write on it?
220
662000
2000
Neden onu yere yıkmıyor ve üzerine yazmıyoruz?
11:29
(Laughter)
221
664000
6000
(Kahkaha)
11:35
So, we're looking at the same criteria
222
670000
2000
Tabi, pek çok insan gibi
11:37
as most people -- you know, can I afford it?
223
672000
2000
aynı kriterlere bakıyoruz - bildiğiniz gibi: maddi olarak karşılayabilir miyim?
11:39
Does it work? Do I like it?
224
674000
2000
Çalışıyor mu? Beğeniyor muyum?
11:41
We're adding the Jeffersonian agenda, and I come from Charlottesville,
225
676000
2000
Jefferson-sal gündemi ekliyoruz ve ben Thomas Jefferson tarafından tasarlanmış
11:43
where I've had the privilege of living in a house designed by Thomas Jefferson.
226
678000
4000
bir evde yaşama ayrıcalığına eriştiğim Charlottesville'den geliyorum.
11:47
We're adding life, liberty and the pursuit of happiness.
227
682000
6000
Yaşamı, özgürlüğü ve mutluluğun peşinde olmayı ekliyoruz.
11:53
Now if we look at the word "competition,"
228
688000
1000
Şimdi rekabet kelimesine bakarsak,
11:54
I'm sure most of you've used it.
229
689000
2000
eminim çoğunuz kullanmışınızdır.
11:56
You know, most people don't realize it comes from
230
691000
1000
Biliyor musunuz, çoğu insan bu kelimenin
11:57
the Latin competere, which means strive together.
231
692000
3000
Latince'de birlikte mücadele etmek anlamına gelen "competare"den geldiğini fark etmez.
12:00
It means the way Olympic athletes train with each other.
232
695000
3000
Bu, Olimpiyat atletlerinin birlikte antrenman yapmaları anlamına gelir.
12:03
They get fit together, and then they compete.
233
698000
3000
Birbirlerine uygun hale gelirler, o zaman yarışırlar.
12:06
The Williams sisters compete -- one wins Wimbledon.
234
701000
2000
William kardeşler yarışıyor - biri Wimbledon'u kazanıyor.
12:08
So we've been looking at the idea of competition
235
703000
3000
Bu yüzden, birbirine uygun hale getirecek
12:11
as a way of cooperating in order to get fit together.
236
706000
4000
bir işbirliği yolu olarak rekabet fikrini ele almaya başladık.
12:15
And the Chinese government has now --
237
710000
1000
Şu an Çin hükümeti
12:16
I work with the Chinese government now --
238
711000
2000
- şu an Çin hükümetiyle çalışıyorum -
12:18
has taken this up.
239
713000
2000
bunu benimsedi.
12:20
We're also looking at survival of the fittest,
240
715000
2000
Güçlü olan kazanır prensibini de inceliyoruz,
12:22
not in just competition terms in our modern context
241
717000
2000
sadece modern bağlamdaki ötekini yok et
12:24
of destroy the other or beat them to the ground,
242
719000
3000
ya da onu yere ser şeklindeki rekabet kavramında değil,
12:27
but really to fit together and build niches
243
722000
2000
ama gerçekten de uyum sağlamak, nişler yaratmak
12:29
and have growth that is good.
244
724000
2000
ve olumlu bir büyümeye sahip olmak bağlamında.
12:31
Now most environmentalists don't say growth is good,
245
726000
2000
Tabi pek çok çevreci büyümenin iyi olduğunu söylemez,
12:33
because, in our lexicon, asphalt is two words: assigning blame.
246
728000
5000
çünkü, lügatımızda, asfalt aslında iki kelimeden oluşur: suç atmak.
12:38
But if we look at asphalt as our growth,
247
733000
3000
Ama eğer asfalta büyümemiz olarak bakarsak,
12:41
then we realize that all we're doing is destroying
248
736000
2000
o zaman tüm yaptığımızın gezegenin özündeki temel işletim sistemini
12:43
the planetary's fundamental underlying operating system.
249
738000
4000
tahrip etmek olduğunu fark ederiz.
12:47
So when we see E equals mc squared come along, from a poet's perspective,
250
742000
5000
Yani "E eşittir mc kare"yi gelirken gördüğümüz zaman, bir şairin bakış açısından,
12:52
we see energy as physics, chemistry as mass,
251
747000
2000
enerjiyi fizik olarak, kimyayı kütle olarak görürüz,
12:54
and all of a sudden, you get this biology.
252
749000
2000
ve aniden, bu biyolojiyi elde edersiniz.
12:56
And we have plenty of energy, so we'll solve that problem,
253
751000
3000
Yeterince enerjimiz var, bu sayede o sorunu çözebiliriz,
12:59
but the biology problem's tricky, because as we put through
254
754000
3000
ama biyolojinin sorunu çetrefildir, çünkü döktüğümüz
13:02
all these toxic materials that we disgorge,
255
757000
3000
tüm bu zehirli malzemeleri sisteme kattıkça,
13:05
we will never be able to recover that.
256
760000
2000
onu asla kurtaramayız.
13:07
And as Francis Crick pointed out, nine years
257
762000
2000
Francis Crick'in, Bay Watson'la
13:09
after discovering DNA with Mr. Watson,
258
764000
3000
DNA'yı keşfetmelerinden dokuz yıl sonra dediği gibi,
13:12
that life itself has to have growth as a precondition --
259
767000
4000
yaşam, büyümeyi ön koşul olarak kabul eder,
13:16
it has to have free energy, sunlight
260
771000
2000
serbest enerjisi, gün ışığı olmalıdır
13:18
and it needs to be an open system of chemicals.
261
773000
3000
ve açık bir kimyasallar sistemi olmalıdır.
13:21
So we're asking for human artifice to become a living thing,
262
776000
3000
Yani, insan yapımı bir şeyin yaşayan bir şey olmasını istiyoruz,
13:24
and we want growth, we want free energy from sunlight
263
779000
2000
ve büyüme istiyoruz, güneşten bedava günışığı istiyoruz,
13:26
and we want an open metabolism for chemicals.
264
781000
3000
ve kimyasallar için açık bir metabolizma istiyoruz.
13:29
Then, the question becomes not growth or no growth,
265
784000
2000
Sonra, soru büyümek ya da büyümemek olmaktan çıkar,
13:31
but what do you want to grow?
266
786000
3000
ama ne büyütmek istiyorsun?
13:34
So instead of just growing destruction,
267
789000
2000
Yani, tahribatı büyütmek yerine
13:36
we want to grow the things that we might enjoy,
268
791000
2000
keyif alabileceğimiz şeyleri büyütmek isteriz
13:38
and someday the FDA will allow us to make French cheese.
269
793000
3000
ve bir gün FDA Fransız peyniri yapmamıza izin verir.
13:41
So therefore, we have these two metabolisms,
270
796000
4000
İşte bu nedenle, bu iki metabolizmamız var.
13:45
and I worked with a German chemist, Michael Braungart,
271
800000
2000
Alman kimyager Michael Braungart'la çalıştım
13:47
and we've identified the two fundamental metabolisms.
272
802000
2000
ve iki temel metabolizma tanımladık.
13:49
The biological one I'm sure you understand,
273
804000
2000
Biyolojik olan, eminim ki anlıyorsunuz,
13:51
but also the technical one, where we take materials
274
806000
2000
ama bir de malzemeleri alıp kapalı döngülere soktuğumuz
13:53
and put them into closed cycles.
275
808000
2000
teknik olan metabolizma.
13:55
We call them biological nutrition and technical nutrition.
276
810000
3000
Bunlara biyolojik beslenme ve teknik beslenme diyoruz.
13:58
Technical nutrition will be in an order of magnitude of biological nutrition.
277
813000
4000
Teknik beslenme, biyolojik beslenmenin onda biri oranında olacaktır.
14:02
Biological nutrition can supply about 500 million humans,
278
817000
3000
Biyolojik beslenme 500 milyon insanı besleyebilir,
14:05
which means that if we all wore Birkenstocks and cotton,
279
820000
2000
bu hepimiz Birkenstocks ve pamuk giyersek
14:07
the world would run out of cork and dry up.
280
822000
3000
dünyanın mantarsız kalacağı ve kuruyacağı anlamına gelir.
14:10
So we need materials in closed cycles,
281
825000
2000
Bu nedenle malzemelere kapalı döngüler içinde ihtiyacımız var,
14:12
but we need to analyze them down to the parts per million
282
827000
2000
ama onları milyonda bir parçacığına kadar incelememiz gerekli:
14:14
for cancer, birth defects, mutagenic effects,
283
829000
3000
kanser, doğum kusurları, mutajenik etkiler,
14:17
disruption of our immune systems, biodegradation, persistence,
284
832000
3000
bağışıklık sistemi bozuklukları, biyolojik çözünürlülük, dayanıklılık,
14:20
heavy metal content, knowledge of how we're making them
285
835000
3000
ağır metal miktarı, onları nasıl ürettiğimizin bilgisi
14:23
and their production and so on.
286
838000
2000
ve üretimleri vs. için.
14:25
Our first product was a textile where we analyzed 8,000 chemicals
287
840000
4000
İlk ürünümüz, tekstil endüstrisi içindeki 8.000 kimyasalı analiz ettiğimiz
14:29
in the textile industry.
288
844000
1000
bir dokumaydı.
14:30
Using those intellectual filters, we eliminated [7,962.]
289
845000
5000
Bu zeki filtreleri kullanarak, 9.762'sini eledik.
14:35
We were left with 38 chemicals.
290
850000
2000
38 kimyasalla kaldık.
14:37
We have since databased the 4000 most commonly used chemicals
291
852000
3000
O zamandan beri imalatlarda en yaygın olarak kullanılan 4.000 kimyasalı arşivledik
14:40
in human manufacturing, and we're releasing this database into the public in six weeks.
292
855000
5000
ve bu veritabanını altı haftaya kamuoyuna açıklayacağız.
14:45
So designers all over the world can analyze their products
293
860000
2000
Böylece dünyanın dört bir yanından tasarımcılar ürünlerini
14:47
down to the parts per million for human and ecological health.
294
862000
5000
insan sağlığı ve ekolojik sağlık bakımından milyonda bir parçacığına kadar analiz edebilirler.
14:52
(Applause)
295
867000
5000
(Alkış)
14:57
We've developed a protocol so that companies can send
296
872000
3000
Bir protokol geliştirdik, böylece şirketler
15:00
these same messages all the way through their supply chains,
297
875000
3000
aynı mesajları tedarik zincirlerinin tamamına yollayabiliyorlar;
15:03
because when we asked most companies we work with -- about a trillion dollars
298
878000
3000
çünkü birlikte çalıştığımız firmalara sorduk - üç trilyon dolar hakkında -
15:06
-- and say, "Where does your stuff come from?" They say, "Suppliers."
299
881000
2000
ve diyelim ki, "Hammaddeniz nerden geliyor?"; dediler ki, "Tedarikçilerden."
15:08
"And where does it go?"
300
883000
2000
"Ve nereye gidiyor?"
15:10
"Customers."
301
885000
1000
"Müşterilere."
15:11
So we need some help there.
302
886000
1000
İşte bu noktada yardıma ihtiyacımız var.
15:12
So the biological nutrients, the first fabrics --
303
887000
2000
İşte biyolojik besinler, ilk kumaşlar -
15:14
the water coming out was clean enough to drink.
304
889000
2000
çıkan su içecek kadar temiz.
15:16
Technical nutrients -- this is for Shaw Carpet, infinitely reusable carpet.
305
891000
4000
Teknik besinler - bu Shaw Halı için, sınırsız tekrar kullanılabilen halı.
15:20
Here's nylon going back to caprolactam back to carpet.
306
895000
3000
Burada naylon kaprolaktama geri dönüyor, o da halıya geri dönüyor.
15:23
Biotechnical nutrients -- the Model U for Ford Motor,
307
898000
3000
Biyoteknik besinler - Ford Motor için U Modeli,
15:26
a cradle to cradle car -- concept car.
308
901000
2000
bir beşikten beşiğe arabası - konsept arabası.
15:28
Shoes for Nike, where the uppers are polyesters, infinitely recyclable,
309
903000
4000
Nike için ayakkabılar, üst kaplamaları sınırsız geri dönüştürülebilen polyesterler,
15:32
the bottoms are biodegradable soles.
310
907000
3000
altları biyolojik çözünen tabanlar.
15:35
Wear your old shoes in, your new shoes out.
311
910000
2000
Eski ayakkabılarınızı, içeride yenilerini dışarıda giyin.
15:37
There is no finish line.
312
912000
2000
Bitiş çizgisi yok.
15:39
The idea here of the car is that some of the materials
313
914000
2000
Burada arabadaki fikir bazı malzemelerin
15:41
go back to the industry forever, some of the materials go back to soil --
314
916000
3000
sonsuza dek endüstriye döndüğü, bazı malzemelerinse toprağa döndüğü -
15:44
it's all solar-powered.
315
919000
2000
hepsi güneş-enerjili.
15:46
Here's a building at Oberlin College we designed
316
921000
2000
Burada Oberlin Koleji'nde tasarladığımız
15:48
that makes more energy than it needs to operate and purifies its own water.
317
923000
4000
işletimi için ihtiyacı olandan fazla enerji üreten ve kendi suyunu temizleyen bir bina var.
15:52
Here's a building for The Gap, where the ancient grasses
318
927000
2000
Burada Gap için bir bina var,
15:54
of San Bruno, California, are on the roof.
319
929000
4000
San Bruno, Kaliforniya'nın eski otları çatısında.
15:58
And this is our project for Ford Motor Company.
320
933000
2000
Bu Ford Motor Company için projemiz,
16:00
It's the revitalization of the River Rouge in Dearborn.
321
935000
2000
Dearborn'daki River Rouge'un yeniden canlandırılması.
16:02
This is obviously a color photograph.
322
937000
4000
Bu tabi ki renkli bir fotoğraf.
16:06
These are our tools. These are how we sold it to Ford.
323
941000
4000
Bunlar aletlerimiz. Bunlar bunu Ford'a nasıl sattığımız.
16:10
We saved Ford 35 million dollars doing it this way, day one,
324
945000
3000
Bu şekilde ilk günde Ford'a 35 milyon dolar tasarruf ettirdik
16:13
which is the equivalent of the Ford Taurus
325
948000
2000
ki bu 900 milyon dolar değerinde Ford Taurus
16:15
at a four percent margin of an order for 900 million dollars worth of cars.
326
950000
4000
siparişinin yüzde dört marjına eşdeğer.
16:19
Here it is. It's the world's largest green roof, 10 and a half acres.
327
954000
3000
İşte burada. Bu dünyanın en büyük yeşil çatısı, 4.2 hektar.
16:22
This is the roof, saving money,
328
957000
3000
Bu çatı, para tasarrufu yapıyor,
16:25
and this is the first species to arrive here. These are killdeer.
329
960000
4000
ve bunlar buraya gelen ilk türler. Bunlar çayır çılıbıtları.
16:29
They showed up in five days.
330
964000
3000
Beş gün içinde geliverdiler.
16:32
And we now have 350-pound auto workers
331
967000
2000
Şimdi internetten kuş şarkıları öğrenen
16:34
learning bird songs on the Internet.
332
969000
4000
150 kiloluk otomobil işçilerimiz var.
16:38
We're developing now protocols for cities --
333
973000
2000
Şimdi şehirler için protokoller geliştiriyoruz -
16:40
that's the home of technical nutrients.
334
975000
2000
teknik besinlerin evi onlar.
16:42
The country -- the home of biological. And putting them together.
335
977000
3000
Ülke - biyolojik besinlerin evi. Ve bunları bir araya getirmek...
16:45
And so I will finish by showing you a new city
336
980000
2000
Bu nedenle size Çin hükümeti için tasarlamakta olduğumuz
16:47
we're designing for the Chinese government.
337
982000
2000
yeni bir şehri göstererek konuşmamı bitireceğim.
16:49
We're doing 12 cities for China right now,
338
984000
3000
Şu anda Çin için beşikten beşiğe şablonlarını temel alan
16:52
based on cradle to cradle as templates.
339
987000
2000
12 şehir yapıyoruz.
16:54
Our assignment is to develop protocols for the housing
340
989000
3000
Görevimiz 12 yılda, 400 milyon kişi için
16:57
for 400 million people in 12 years.
341
992000
2000
konut protokolleri geliştirmek.
16:59
We did a mass energy balance -- if they use brick,
342
994000
2000
Kütle enerji dengelemesi yaptık - eğer tuğla kullanırlarsa
17:01
they will lose all their soil and burn all their coal.
343
996000
3000
tüm topraklarını kullanır ve tüm kömürlerini yakarlar.
17:04
They'll have cities with no energy and no food.
344
999000
2000
Enerjisiz ve yiyeceksiz şehirleri olur.
17:06
We signed a Memorandum of Understanding --
345
1001000
2000
Çin'in "beşikten beşiğe"ye sahip çıkması için
17:08
here's Madam Deng Nan, Deng Xiaoping's daughter --
346
1003000
2000
- işte Deng Xiaoping'in kızı Bayan Deng Lan -
17:10
for China to adopt cradle to cradle.
347
1005000
2000
bir Mutabakat Anlaşması imzaladık.
17:12
Because if they toxify themselves, being the lowest-cost producer,
348
1007000
4000
Çünkü eğer en düşük maliyetli üretici olarak kendilerini zehirlerlerse
17:16
send it to the lowest-cost distribution -- Wal-Mart --
349
1011000
2000
ve en düşük maliyetli dağıtıma -Wal-Mart'a - yollarlarsa,
17:18
and then we send them all our money, what we'll discover is that
350
1013000
3000
ve sonra biz de onlara tüm paramızı yollarsak,
17:21
we have what, effectively, when I was a student,
351
1016000
3000
elimizde olduğunu keşfedeceğimiz, ben öğrenciyken,
17:24
was called mutually assured destruction.
352
1019000
3000
"karşılıklı paylaşılan yok oluş" adı verilen şeydir.
17:27
Now we do it by molecule. These are our cities.
353
1022000
3000
Şimdi, bunu molekül bazında yapıyoruz. Bunlar şehirlerimiz.
17:30
We're building a new city next to this city; look at that landscape.
354
1025000
3000
Bu şehrin yanına yeni bir şehir inşa ediyoruz, şu peyzaja bir bakın.
17:33
This is the site.
355
1028000
2000
Bu arazimiz.
17:35
We don't normally do green fields, but this one is about to be built,
356
1030000
4000
Normalde yeşil alanlarda çalışmayız, ama bu inşa edilmek üzere,
17:39
so they brought us in to intercede.
357
1034000
2000
bu nedenle bizi araya soktular.
17:41
This is their plan.
358
1036000
2000
Bu onların planı.
17:43
It's a rubber stamp grid that they laid right on that landscape.
359
1038000
3000
O arazinin üstüne yaydıkları basmakalıp bir grid sistem.
17:46
And they brought us in and said, "What would you do?"
360
1041000
3000
Bizi getirdiler ve "Siz olsanız ne yapardınız?" diye sordular.
17:49
This is what they would end up with, which is another color photograph.
361
1044000
4000
Bu sonunda ellerinde ne olacağı ki bu da bir başka renkli fotoğraf.
17:53
So this is the existing site, so this is what it looks like now,
362
1048000
3000
İşte bu mevcut arazi, yani bu şu an nasıl göründüğü,
17:56
and here's our proposal.
363
1051000
2000
bu da bizim önerimiz.
17:58
(Applause)
364
1053000
4000
(Alkış)
18:02
So the way we approached this
365
1057000
2000
Buna yaklaşım yöntemimiz şu,
18:04
is we studied the hydrology very carefully.
366
1059000
2000
hidroloji ve biyotayı çok dikkatli inceledik.
18:06
We studied the biota, the ancient biota,
367
1061000
2000
Biyotayı, eski biyotayı,
18:08
the current farming and the protocols.
368
1063000
2000
bugünkü çiftçiliği ve protokolleri inceledik.
18:10
We studied the winds and the sun to make sure everybody in the city
369
1065000
2000
Şehirdeki herkesin her bir apartmanda günün belli bir kısmında
18:12
will have fresh air, fresh water and direct sunlight
370
1067000
6000
taze havası ve tatlı suyu olacağından ve doğrudan günışığı alacağından
18:18
in every single apartment at some point during the day.
371
1073000
3000
emin olmak için rüzgarları ve güneşi inceledik.
18:21
We then take the parks and lay them out as ecological infrastructure.
372
1076000
4000
Sonra parkları aldık ve ekolojik altyapı olarak düzenledik.
18:25
We lay out the building areas.
373
1080000
3000
Yapı alanlarını düzenledik.
18:28
We start to integrate commercial and mixed use
374
1083000
1000
Ticari ve karma kullanım alanlarını entegre etmeye başladık,
18:29
so the people all have centers and places to be.
375
1084000
3000
böylece insanların merkezleri ve olmaları gereken yerleri olacaktı.
18:32
The transportation is all very simple,
376
1087000
2000
Ulaşım çok basit,
18:34
everybody's within a five-minute walk of mobility.
377
1089000
3000
herkes hareketliliğe beş dakikalık uzaklıkta.
18:37
We have a 24-hour street, so that there's always a place that's alive.
378
1092000
5000
24 saat sokağımız var, böylece sürekli canlı olan bir yer var.
18:42
The waste systems all connect.
379
1097000
2000
Tüm atık sistemleri bağlanıyor.
18:44
If you flush a toilet, your feces will go to the sewage treatment plants,
380
1099000
5000
Sifonu çektiğinizde, dışkınız atık arıtma tesislerine gidecek,
18:49
which are sold as assets, not liabilities.
381
1104000
2000
ki bunlar değer olarak satılıyor, sorumluluk olarak değil.
18:51
Because who wants the fertilizer factory that makes natural gas?
382
1106000
4000
Çünkü kim doğal gaz üreten bir gübre fabrikası ister?
18:55
The waters are all taken in to construct the wetlands for habitat restorations.
383
1110000
5000
Sular, habitatları onarmak için sulak alanlar oluşturmak için içeri alınıyor.
19:00
And then it makes natural gas, which then goes back into the city
384
1115000
4000
Sonra şehire geri dönerek yemek pişirmek için yakıt olarak enerji sağlayacak
19:04
to power the fuel for the cooking for the city.
385
1119000
4000
doğal gaz üretiliyor.
19:08
So this is -- these are fertilizer gas plants.
386
1123000
2000
İşte bu - bunlar gübre gazı fabrikaları.
19:10
And then the compost is all taken back
387
1125000
3000
Sonra gübrenin tamamı şehrin
19:13
to the roofs of the city, where we've got farming,
388
1128000
2000
çiftçilik yapılan çatılarına geri alınıyor,
19:15
because what we've done is lifted up the city,
389
1130000
4000
çünkü yaptığımız şehri yükseltmek,
19:19
the landscape, into the air to -- to restore the native landscape
390
1134000
7000
doğal peyzajı binaların çatılarında hayata döndürmek için,
19:26
on the roofs of the buildings.
391
1141000
2000
araziyi havaya kaldırmak.
19:28
The solar power of all the factory centers
392
1143000
3000
Tüm fabrika merkezleri ve endüstriyel alanların ışık çatılarından gelen
19:31
and all the industrial zones with their light roofs powers the city.
393
1146000
3000
güneş enerjisi şehre enerji sağlıyor.
19:34
And this is the concept for the top of the city.
394
1149000
2000
Bu da şehrin üstü için konseptimiz.
19:36
We've lifted the earth up onto the roofs.
395
1151000
4000
Toprağı çatılara kaldırdık.
19:40
The farmers have little bridges to get from one roof to the next.
396
1155000
4000
Çiftçilerin bir çatıdan ötekine geçmek için küçük köprüleri var.
19:44
We inhabit the city with work/live space on all the ground floors.
397
1159000
4000
Şehre tüm zemin katlarda çalışma/yaşam mekanlarıyla yerleşiyoruz.
19:48
And so this is the existing city, and this is the new city.
398
1163000
5000
İşte bu mevcut şehir, bu da yeni şehir.
19:53
(Applause)
399
1168000
14000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
William McDonough - ArchitectArchitect William McDonough believes green design can prevent environmental disaster and drive economic growth. He champions “cradle to cradle” design, which considers a product's full life cycle -- from creation with sustainable materials to a recycled afterlife.
Why you should listen
Architect William McDonough practices green architecture on a massive scale. In a 20-year project, he is redesigning Ford's city-sized River Rouge truck plant and turning it into the Rust Belt's eco-poster child, with the world's largest "living roof" for reclaiming storm runoff. He has created buildings that produce more energy and clean water than they use. He is building the future of design on the site of the future of exploration: the NASA Sustainability Base. Oh, and he's designing seven entirely new and entirely green cities in China.
Bottom-line economic benefits are another specialty of McDonough's practice. A tireless proponent of the idea that absolute sustainability and economic success can go hand-in-hand, he's designed buildings for the Gap, Nike, Frito-Lay and Ford that have lowered corporate utility bills by capturing daylight for lighting, using natural ventilation instead of AC, and heating with solar or geothermal energy. They're also simply nicer places to work, surrounded by natural landscaping that gives back to the biosphere, showcasing their innovative culture.
In 2002, McDonough co-wrote Cradle to Cradle, which proposes that designers think as much about what happens at the end of a product's life cycle as they do about its beginning. (The book itself is printed on recyclable plastic.) From this, he is developing the Cradle to Cradle community, where like-minded designers and businesspeople can grow the idea. In 2012, McDonough began collaborating with Stanford University Libraries on a “living archive” of his work and communications. He has been awarded three times by the US government, and in 2014, McDonough was appointed as Chair of the Meta-Council on the Circular Economy by the World Economic Forum.
William McDonough | Speaker | TED.com