Rick Falkvinge: I am a pirate
Rick Falkvinge, didn’t plan on becoming a politician, but his dedication to civil liberties and internet sovereignty led to him founding the Swedish Pirate Party in 2006. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
between this strong, healthy crowd ...
öğle yemeği arasındaki
memorable, stupid, funny, whatever.
söylersem, alıntı yapmaktan çekinmeyin.
of the Swedish Pirate Party before?
İsveç Korsan Partisi'ni duydu?
that we are Sweden's neighbor.
İsveç'in komşumuz olmasıdır.
of any other political party
kaç kişinin duyduğunu sorarım
just scattered hands in the audience
el kaldırdığını görüyorum,
which is one-half to two-thirds.
yarısı ile üçte ikisi arasında.
that does not match.
İnternet'e bayılıyoruz.
and we love civil liberties.
insan haklarını seviyoruz.
bize korsan diyor.
bow our heads and feel shame.
utanç duydurtmaya çalışıyorlar.
I founded a new political party.
bir siyasi parti kurdum.
the last European elections,
son Avrupa seçimlerinde,
youth demographic, sub-30.
gıpta edilen parti olduk.
of the competition's budget.
birinden azıyla yaptık.
total of 50,000 euros.
kampanya bütçemiz vardı.
and we beat them.
ve biz onları patakladık.
of over two orders of magnitude.
maliyet etkinliği avantajı sağladı.
the secret recipe of how we did that.
yöntemini paylaşacağım.
to any business or social cause.
amaca uygulanabilirler.
we know that this works.
işe yaradığını biliyoruz.
in the European Parliament,
in various German state parliaments,
parlamentolarında 45 kişiyiz,
the Czech senate,
Çek senatosunda biz varız,
yerel meclisler --
to 70 countries.
yayılmış durumdayız.
for a political movement
to talk a bit about --
to be part of change,
kendilerinden daha büyük bir şeyin
bigger than themselves.
into an organization
getirmek isteyen bu büyük gücü
to make the world a better place.
nasıl kanalize edebileceğiniz olacak.
come out a little on the better.
I frequently make them very upset
onlarla ters düşüp
are not your most valuable asset.
onları çoğu zaman çok üzüyorum.
is the thousands of people
sizin için ücretsiz çalışmak
of tens of thousands of volunteers
amaç için birleşmeyi seçen
to converge on a common goal.
bir topluluktur.
you gotta do what you love --
sevdiğin şeyi yapmalısın--
what kind of idiot thinks
siyasi bir parti kurarak
by starting a political party?
düşünebilir ki?
is to put a stake in the ground.
just two lines in a chat channel.
sadece iki satırdı.
has its website up now after New Year's."
websitesi yeni yılda açılıyor."
yüzlerce aktivist vardı.
activists wanting to work with us.
of magnitude of cost efficiency.
maliyet etkinliği sağlar.
around all the legacy organizations.
gölgede bırakıyorsunuz.
that need to be fulfilled in your goal
amacınızda yerine getirilmesi
are that your goal must be:
It needs to be tangible.
Somut olmalı.
the world a better place,"
hissetmeliyiz." der.
orada değil miyiz?
that you're posting needs to see
bulunduğumuz yerden
götürecek." diyebilmeli.
are seen as doable,
getirdiğinizde,
in terms of working swarmwise --
işler heyecan verici olmaya başlıyor.
needs to immediately say,
anında şöyle demeli:
and there's my spot!"
ve benim yerim orası!"
to jump right into the project
atlayıp başkalarının
without asking anybody's permission.
çalışmaya başlayabilecekler.
it needs to be epic.
It needs to electrify people.
İnsanları heyecanlandırması gerekir.
don't shoot for the moon,
shoot for Mars!
Hedefiniz Mars olsun
to get a volunteer swarm forming
correct tax audit ever.
grup oluşturamazsınız.
Mars'a git.
kind of balk at the obstacles.
that obstacles are not the problem.
what it takes to scale it.
biliyorsunuz demektir.
and what it takes to get there.
ve oraya nasıl gideceğimizi biliyoruz.
exactly like a project.
volunteer rocket scientists,
rocket fuel in his backyard
karıştıran bazı deli dostlara
you know what you need to get there.
gitmek için ne gerektiğini bilirsiniz.
to get there, you can go there.
oraya gidebilirsiniz.
this development of a swarm intelligence,
gelişimini desteklemek
the cost efficiency comes in.
devreye giriyor.
that debunks that we work for money,
motivasyonu üzerine bir TED Konuşması var
we're really motivated by three things,
bir şey için çalışırken, daha büyük
bigger than ourselves.
bilimsel olarak sunuyor.
çalışıyoruz.
tangible, credible, inclusive and epic.
ve hamasi bir şey için çalışmak.
that harnesses this motivational power.
organizasyonu nasıl inşa edeceğinizdir.
working swarmwise comes in,
devreye giriyor,
that you optimize for --
bulunduğu ortaya çıktı:
to what you learn at a business school.
öğrendiklerinizin tam tersidir.
parliaments to prove it.
ispatlayacak adamlarımız var.
speed, trust and scalability.
by cutting bottlenecks out of the loop,
en iyi duruma getiriyoruz,
out of the decision loop,
çıkarmak demektir
so passionately, so strongly,
çok güçlü bir şekilde iletmelisiniz
just a little closer to that goal.
do that on a weekly basis,
haftalık olarak yaparsa,
in our organization,
üç kişi kuralımız vardı.
volunteers in the movement
hareket için bir şeyin
was good for the movement,
ve organizasyon adına
from the highest office
in the name of the organization,
this kind of empowerment
bir yetkilendirmeden bahsettiğinizde,
to the treasure chest.
herkeste vardı.
the keys to the castle,
anahtarını verdikten sonra
and say, "I trust you,"
dediğinizde
to see happen.
went according to plan,
We should expect mistakes.
that means you must, by definition,
bunun anlamı, doğası gereği,
some things won't go as planned.
bazı şeyler planlandığı gibi gitmeyecek.
of venturing into the unknown.
you must allow mistakes to happen.
hataların yapılmasına izin vermelisiniz.
that we expect some things to go wrong
çevre oluşturmak için
dile getirmelisiniz.
en iyi hâle getirmeye çalışırız.
we try again, we fail faster,
deneriz, daha hızlı başarısız oluruz,
we fail better again.
yine daha çok başarısız oluruz.
we've mastered some specific subject,
bazı konularda uzmanlaşıyoruz,
it takes to try those 15 times.
en aza indirgemek istiyorsunuz.
We encourage diversity.
Çeşitliliği destekliyoruz.
your vision so strongly
into their own context
social marker.
at business school -- it doesn't work.
işe yaramıyor.
the cost-efficiency advantage
çalışmanın maliyet uygunluğu
approaches tried in parallel
metotlar denemiş
of working toward the goal.
yaklaşımlara yol açıyor.
you need this diversity.
bu çeşitliliğe ihtiyacınız var.
that we need that diversity.
dile getirmelisiniz.
does not understand
to work for the better of the movement.
bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz.
their social context.
anlamamam normal.
I understand my social context.
Kendi sosyal içeriğimi anlıyorum.
Get feet on the ground.
Ayaklarınız yere bassın.
they teach you to use a lean organization.
yalın şirket kullanmanızı öğretirler.
from the get-go.
and an org chart
of small responsibilities
bir iskelede
that supports the swarm,
in the org charts
fark edeceksiniz
beyond your horizon
to tens of thousands of people,
için herbiri dağıtılmış emirlerle
with very, very decentralized mandate
a swarm intelligence emerges.
ortaya çıkınca olacak.
where everybody knows what's to be done.
bildiği arı kovanı mantığı olduğunda olur.
their own small steps towards it.
ileriye dönük küçük adımlar atıyor.
as a coherent organism.
gibi hareket etmeye başlıyor.
by the cost-efficiency advantage
about the big picture today.
bir konuşup durduk.
for a lot of stuff.
için kullanabilirsiniz.
to a billion people?
istiyor musunuz?
unconditional basic income.
tanıtmak istiyorsunuz.
to take humanity to Mars.
taşımak istiyorsunuz.
and telling it to the world.
ve bunu dünyaya anlatmak meselesidir.
you can or cannot change the world,
değiştiremeyeceğini düşünsen de,
you can or cannot change the world,
değiştiremeyeceğini düşünsen de,
to ask themselves today
sormasını istediğim soru
just happen, somebody makes it happen --
değişimi mümkün kıldığına dair görüş--
that's required to work swarmwise
sürü gibi çalışması gereken
a pinball machine in the office.
olmasından öte bir şey.
to succeed in a swarmwise scenario.
başarmak için bu gerekli.
of two orders of magnitude.
to attract volunteers.
are rather predictable.
daha öngörülebilirlerdir.
who are having fun.
insanlara gideceklerdir.
to avoid people who are not having fun.
uzak durmak için ekstra uğraşacaklardır.
having a pinball machine in the office.
olmasından daha fazla.
and unavoidable requirement
ettiğiniz örgütsel ve
when you're working swarmwise.
kaçınılmaz bir gereklilik.
to a huge competitive advantage.
bir sürü şirket için olan yöntem.
credible, inclusive and epic.
kapsayıcı ve epik olmalı.
for speed, trust and scalability.
açısından eniyilenmeli.
of cost-efficiency advantage.
ABOUT THE SPEAKER
Rick Falkvinge -Rick Falkvinge, didn’t plan on becoming a politician, but his dedication to civil liberties and internet sovereignty led to him founding the Swedish Pirate Party in 2006.
Why you should listen
Rick Falkvinge went from entrepreneur to politician on January 1st, 2006, when he launched the Pirate Party website, forming a political party that called for sensible copyright laws and protection of civil liberties online. Just three years later, the Pirate Party won two seats in European Parliament. In 2011, Falkvinge stepped down as leader of the Swedish Pirate Party to devote more time to speaking about copyright law, internet sovereignty and information policy. Foreign Policy magazine named him one of the top 100 global thinkers of 2011, and he has been nominated as one of TIME’s 100 most influential people of 2012.
Rick Falkvinge | Speaker | TED.com