ABOUT THE SPEAKER
Benjamin Barber - Political theorist
Benjamin Barber suggested that the future of the world may lie with the politicians who implement practical change every day: mayors.

Why you should listen

A passionate advocate of democracy’s power, Benjamin Barber explored bold solutions for dysfunctional systems and political paralysis. In his 2013 book If Mayors Ruled the World, he showed how decentralized local governments can be more flexible -- and more in tune with their constituents -- than their federal counterparts. The book led to the foundation of the Global Parliament of Mayors, a governance body of, by and for mayors from all continents. It builds on the experience, expertise and leadership of mayors in tackling local challenges resulting from global problems.

Barber burst into the media spotlight on September 11, 2001, when his book Jihad Vs. McWorld, published several years earlier, assumed new relevance. With his prophetic analysis of the emerging collision of tribalism and globalism, Barber established the parameters for 21st-century political debate.

His newest book is Cool Cities: Urban Sovereignty and the Fix for Global Warming.

More profile about the speaker
Benjamin Barber | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2013

Benjamin Barber: Why mayors should rule the world

Benjamin Barber: Neden belediye başkanları dünyayı yönetmeli

Filmed:
815,036 views

Federal seviyedeki politikacılar dünyanın problemlerini çözmekten daha çok çıkmazlar yaratıyor gibidirler. Peki cüretkar işleri kimler yapıyor? Belediye Başkanları. Bu nedenle, politik teorisyen Benjamin Barber'ın önerisi, onlara küresel politikada onlara daha fazla kontrol vermek. Barber, bu "şehirli abiler"in kendi çöplüklerindeki - ve belki de dünyadaki - zorlu problemleri nasıl çözdüğünü gösteriyor.
- Political theorist
Benjamin Barber suggested that the future of the world may lie with the politicians who implement practical change every day: mayors. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
DemocracyDemokrasi is in troublesorun, no questionsoru about that,
0
637
3503
Demokrasinin başı dertte, bunda şüphe yok
00:16
and it comesgeliyor in partBölüm from a deepderin dilemmaikilem
1
4140
3242
ve bu kısmen, kendinin de bir parçası olduğu
00:19
in whichhangi it is embeddedgömülü.
2
7398
2672
derin bir ikilemin sonucu.
00:22
It's increasinglygiderek irrelevantilgisiz to the kindsçeşit of decisionskararlar
3
10070
3747
Giderek karşılaştığımız sorunlarla ilişkisini yitiriyor.
00:25
we faceyüz that have to do with globalglobal pandemicssalgınlar,
4
13817
3525
Örneğin, Küresel salgın hastalıklarla,
00:29
a cross-bordersınır ötesi problemsorun;
5
17342
2109
sınırlar ötesi bir problem;
00:31
with HIVHIV, a transnationalulus ötesi problemsorun;
6
19451
3423
HIV ile, uluslar ötesi bir problem;
00:34
with marketspiyasalar and immigrationGöçmenlik,
7
22874
2075
piyasalar ve göç ile,
00:36
something that goesgider beyondötesinde nationalUlusal borderssınırlar;
8
24949
2554
ulusal sınırların ötesine giden bir şey;
00:39
with terrorismterörizm, with warsavaş,
9
27503
2273
terörizmle ve savaşla,
00:41
all now cross-bordersınır ötesi problemssorunlar.
10
29776
2647
artık hepsi sınırların ötesinde problemler.
00:44
In factgerçek, we livecanlı in a 21st-centuryst yüzyıl worldDünya
11
32423
3755
Gerçek şu ki, 21. yüzyılın
00:48
of interdependenceDayanışma,
12
36178
2205
karşılıklı bağımlı dünyasında,
00:50
and brutalacımasız interdependentbirbirine bağlı problemssorunlar,
13
38383
3523
karşılıklı bağımlı çok ciddi problemler yaşıyoruz.
00:53
and when we look for solutionsçözeltiler in politicssiyaset and in democracydemokrasi,
14
41906
5644
Ve çözümleri politika ve demokraside aradığımızda
00:59
we are facedyüzlü with politicalsiyasi institutionskurumlar
15
47550
3188
400 yıl önce tasarlanmış politik
01:02
designedtasarlanmış 400 yearsyıl agoönce,
16
50738
3453
kurumlarla yüz yüze bırakılıyoruz.
01:06
autonomousözerk, sovereignegemen nation-statesulus devletler
17
54191
4478
Bunlar, herbiri kendi halkının problemlerini
01:10
with jurisdictionsyargı and territoriesbölgeler
18
58669
2562
çözebileceğini iddia eden,
01:13
separateayrı from one anotherbir diğeri,
19
61231
1759
birbirinden farklı yetki alanları ve
01:14
eachher claimingiddia to be ableyapabilmek to solveçözmek the problemsorun
20
62990
2933
bölgelerden oluşan
01:17
of its ownkendi people.
21
65923
2073
özerk, bağımsız ulus devletler.
01:19
Twenty-first-centuryYirmi birinci yüzyıl, transnationalulus ötesi worldDünya
22
67996
3296
21. yüzyıl, problem ve zorlukların
01:23
of problemssorunlar and challengeszorluklar,
23
71292
1742
uluslar ötesi dünyası,
01:25
17th-centuryinci yüzyıl worldDünya of politicalsiyasi institutionskurumlar.
24
73034
3976
politik kurumların 17. yüzyıl dünyası.
01:29
In that dilemmaikilem liesyalanlar the centralmerkezi problemsorun of democracydemokrasi.
25
77010
6380
Demokrasinin merkezindeki problem
işte bu ikilemde yatıyor.
Diğer birçok insan gibi, ben de bu konuda,
01:35
And like manyçok othersdiğerleri, I've been thinkingdüşünme about
26
83390
1846
01:37
what can one do about this, this asymmetryasimetri
27
85236
3468
bu 21. yüzyıl zorlukları ve
01:40
betweenarasında 21st-centuryst yüzyıl challengeszorluklar
28
88704
1993
ulus-devletler gibi eskimiş ve gitgide
01:42
and archaicarkaik and increasinglygiderek dysfunctionalişlevsel olmayan
29
90697
4055
işlevini yitiren politik kurumların
arasındaki bu uyumsuzluk ile ilgili
01:46
politicalsiyasi institutionskurumlar like nation-statesulus devletler.
30
94752
3499
ne yapabileceğimizi düşünmekteyim.
Benim önerim,
01:50
And my suggestionöneri is
31
98251
1704
01:51
that we changedeğişiklik the subjectkonu,
32
99955
3621
konuyu değiştirmemiz.
01:55
that we stop talkingkonuşma about nationsmilletler,
33
103576
4112
Uluslardan, sınırları belli ülkelerden
01:59
about borderedsınırlanmıştır statesdevletler,
34
107688
1416
bahsetmeyi bırakıp,
02:01
and we startbaşlama talkingkonuşma about citiesşehirler.
35
109104
3967
şehirler hakkında konuşmak.
02:05
Because I think you will find, when we talk about citiesşehirler,
36
113071
3358
Çünkü bence, şehirlerden bahsettiğimizde
02:08
we are talkingkonuşma about the politicalsiyasi institutionskurumlar
37
116429
4057
medeniyeti ve kültürü dünyaya getiren
02:12
in whichhangi civilizationmedeniyet and culturekültür were borndoğmuş.
38
120486
2821
politik kurumlardan bahsediyor oluyoruz.
02:15
We are talkingkonuşma about the cradlebeşik of democracydemokrasi.
39
123307
3165
Demokrasinin beşiğinden bahsediyoruz.
02:18
We are talkingkonuşma about the venuesmekanları in whichhangi
40
126472
2558
Demokrasi yaratmak için,
02:21
those publichalka açık spacesalanlarda where we come togetherbirlikte
41
129030
3213
aynı zamanda özgürlüğümüzü bizden
almak isteyenleri protesto etmek için
02:24
to createyaratmak democracydemokrasi, and at the sameaynı time
42
132243
4067
biraraya geldiğimiz toplumsal alanları barındıran
02:28
protestprotesto those who would take our freedomözgürlük, take placeyer.
43
136310
4963
buluşma yerlerinden bahsediyoruz.
02:33
Think of some great namesisimler:
44
141273
2634
Bazı meşhur isimleri düşünelim;
02:35
the PlaceYer dede laLa BastilleBastille,
45
143907
2693
Bastille Meydanı
02:38
ZuccottiZuccotti ParkPark,
46
146600
1967
Zuccotti Parkı,
02:40
TahrirTahrir SquareKare,
47
148567
2166
Tahrir Meydanı,
02:42
TaksimTaksim SquareKare in today'sbugünkü headlineshaber başlıkları in IstanbulIstanbul,
48
150733
4306
bugünün manşetlerindeki
İstanbul'daki Taksim Meydanı
02:47
or, yes,
49
155039
2360
veya, evet,
02:49
TiananmenTiananmen SquareKare in BeijingBeijing.
50
157399
2792
Pekin'deki Tiananmen Meydanı.
02:52
(ApplauseAlkış)
51
160191
1706
(Alkışlar)
02:53
Those are the publichalka açık spacesalanlarda
52
161897
2926
Buralar, kendimizi yurttaş olarak,
02:56
where we announceanons ourselveskendimizi as citizensvatandaşlar,
53
164823
3365
katılımcı ve kendi hikayesini yazma
03:00
as participantskatılımcılar, as people with the right
54
168188
3446
hakkı olan insanlar olarak
03:03
to writeyazmak our ownkendi narrativesanlatılar.
55
171634
4275
açığa çıkarttığımız yerlerdir.
Şehirler sadece en eski kurumlar değil,
03:07
CitiesŞehirler are not only the oldesten eski of institutionskurumlar,
56
175909
2678
aynı zamanda en dayanıklı olanlardır.
03:10
they're the mostçoğu enduringkalıcı.
57
178587
1968
03:12
If you think about it,
58
180555
2172
Düşünecek olursanız;
Konstantinapolis yani İstanbul
03:14
ConstantinopleConstantinople, IstanbulIstanbul, much olderdaha eski than TurkeyTürkiye.
59
182727
3969
Turkiye'den çok daha eskidir.
03:18
AlexandriaAlexandria, much olderdaha eski than EgyptMısır.
60
186696
3110
İskenderiye, Mısır'dan çok daha eskidir.
03:21
RomeRoma, faruzak olderdaha eski than Italyİtalya.
61
189806
3950
Roma, İtalya'dan çok daha eskidir.
03:25
CitiesŞehirler enduretahammül the agesyaşlar.
62
193756
3608
Şehirler çağlarca yaşarlar.
03:29
They are the placesyerler where we are borndoğmuş,
63
197364
4783
Buralar; doğduğumuz, büyüdüğümüz,
03:34
growbüyümek up, are educatedeğitimli, work, marryevlenmek,
64
202147
4336
eğitim görüp çalıştığımız, evlendiğimiz
03:38
praydua etmek, playoyun, get oldeski, and in time, dieölmek.
65
206483
4859
ibadet ettiğimiz, oynadığımız ve zamanla
yaşlanıp öldüğümüz yerlerdir.
03:43
They are home.
66
211342
2128
Evimizdir buralar.
03:45
Very differentfarklı than nation-statesulus devletler,
67
213470
2056
Soyut bir kavram olan
ulus devletlerden çok farklıdırlar.
03:47
whichhangi are abstractionssoyut.
68
215526
1341
Vergi ödediğimiz, zaman zaman oy verdiğimiz,
03:48
We payödeme taxesvergileri, we voteoy occasionallybazen,
69
216867
4122
03:52
we watch the menerkekler and womenkadınlar we chooseseçmek rulekural
70
220989
3375
seçtiğimiz insanların neredeyse biz olmadan
yaptıklarını izlediğimiz.
03:56
rulekural more or lessaz withoutolmadan us.
71
224364
3224
Şehirler ve mahalleler diyebildiğimiz
03:59
Not so in those homesevler knownbilinen as our townskasabalar
72
227588
4308
evlerimizde ise böyle değildir.
04:03
and citiesşehirler where we livecanlı.
73
231896
1799
04:05
MoreoverAyrıca, todaybugün, more than halfyarım of the world'sDünyanın en populationnüfus
74
233695
5049
Dahası, bugün dünya nüfusunun
yarısından çoğu şehirlerde yaşıyor.
04:10
livecanlı in citiesşehirler.
75
238744
2007
Dünyanın gelişmiş yerlerinde
04:12
In the developedgelişmiş worldDünya, it's about 78 percentyüzde.
76
240751
3972
bu oran yüzde 78.
04:16
More than threeüç out of fourdört people
77
244723
1995
Her dört insandan üçü ve daha fazlası
04:18
livecanlı in urbankentsel institutionskurumlar, urbankentsel placesyerler,
78
246718
4040
kentsel alanlarda ve tesislerde,
04:22
in citiesşehirler todaybugün.
79
250758
1608
şehirlerde yaşıyor.
04:24
So citiesşehirler are where the actionaksiyon is.
80
252366
2776
Yani hareketin olduğu yer şehirler.
04:27
CitiesŞehirler are us. AristotleAristoteles said in the ancienteski worldDünya,
81
255142
3116
Şehirler biziz.
Aristo eski dünyada demişti ki,
04:30
man is a politicalsiyasi animalhayvan.
82
258258
3581
"İnsan, politik bir havandır".
04:33
I say we are an urbankentsel animalhayvan.
83
261839
3027
Ben diyorum ki, "Biz kentsel hayvanlarız."
04:36
We are an urbankentsel speciesTürler, at home in our citiesşehirler.
84
264866
4865
Şehirlerdeki evlerinde kentsel bir türüz.
04:41
So to come back to the dilemmaikilem,
85
269731
2152
Peki, ikileme geri dönecek olursak.
04:43
if the dilemmaikilem is we have old-fashionedeski moda
86
271883
2518
İkilemimiz, iklim değişikliği gibi
04:46
politicalsiyasi nation-statesulus devletler unableaciz to governyönetmek the worldDünya,
87
274401
3784
küresel zorluklar karşısında
dünyayı yönetemeyecek kadar eski moda,
04:50
respondyanıtlamak to the globalglobal challengeszorluklar that we faceyüz
88
278185
3014
politik ulus devletlerimiz olması ise;
04:53
like climateiklim changedeğişiklik,
89
281199
2160
04:55
then maybe it's time for mayorsBelediye başkanları to rulekural the worldDünya,
90
283359
6042
Belki de belediye başkanlarının
dünyayı yönetme zamanıdır.
05:01
for mayorsBelediye başkanları and the citizensvatandaşlar and the peopleshalklar they representtemsil etmek
91
289401
3209
Onların ve temsil ettikleri insanların,
yurttaşların küresel yönetimde
05:04
to engagetutmak in globalglobal governanceYönetim.
92
292610
5885
yer alma zamanıdır.
05:10
When I say if mayorsBelediye başkanları ruledçizgili the worldDünya,
93
298495
1831
Belediye başkanları dünyayı
yönetseydi dediğimde,
05:12
when I first camegeldi up with that phraseifade,
94
300326
2268
bu söz ilk defa aklıma geldiğinde,
05:14
it occurredoluştu to me that actuallyaslında, they alreadyzaten do.
95
302594
3906
fark ettim ki, aslında bunu yapıyorlar.
05:18
There are scoresSkorlar of internationalUluslararası, inter-cityŞehirlerarası,
96
306500
4798
Uluslararası, şehirler arası,
sınır ötesi kuluşlar ve şehir gruplarının
05:23
cross-bordersınır ötesi institutionskurumlar, networksağlar of citiesşehirler
97
311298
4262
beraber çalışarak, iklim değişikliği,
05:27
in whichhangi citiesşehirler are alreadyzaten, quiteoldukça quietlysessizce,
98
315560
3045
05:30
belowaltında the horizonufuk, workingçalışma togetherbirlikte
99
318605
2827
05:33
to dealanlaştık mı with climateiklim changedeğişiklik, to dealanlaştık mı with securitygüvenlik,
100
321432
2697
güvenlik, göçmelik gibi
05:36
to dealanlaştık mı with immigrationGöçmenlik,
101
324129
1388
karşıklılı bağımlı olduğumuz problemlerle
05:37
to dealanlaştık mı with all of those toughsert,
102
325517
1659
05:39
interdependentbirbirine bağlı problemssorunlar that we faceyüz.
103
327176
2806
ilgilendikleri durumlar var.
05:41
They have strangegarip namesisimler:
104
329982
3456
Tuhaf isimleri var:
05:45
UCLGUCLG,
105
333438
3370
UCLG,
05:48
UnitedAmerika CitiesŞehirler and LocalYerel GovernmentsHükümetler;
106
336808
4626
Birleşmiş Şehirler ve Yerel Hükümetler,
05:53
ICLEIICLEI,
107
341434
1800
ICLEI,
05:55
the InternationalUluslararası CouncilKonseyi for LocalYerel EnvironmentalÇevre IssuesSorunları.
108
343234
5516
Yerel Çevre Sorunları için Uluslararası Konsey,
Ve liste böyle uzuyor: 'Citynet', Asya'da;
06:00
And the listliste goesgider on:
109
348750
1210
06:01
CitynetCitynet in AsiaAsya; CityŞehir Protocolİletişim kuralı, a newyeni organizationorganizasyon
110
349960
3547
'City Protocol',
ülkeler arasında en iyi uygulamaları
06:05
out of BarcelonaBarcelona that is usingkullanma the web
111
353507
3485
paylaşmak için interneti kullanan
06:08
to sharepay besten iyi practicesuygulamaları amongarasında countriesülkeler.
112
356992
3077
Barselona'dan yeni bir organizasyon.
Sonra daha iyi bildiğimiz diğerleri,
06:12
And then all the things we know a little better,
113
360069
1416
Birleşik Devletler Belediye Başkanları Konferansı,
06:13
the U.S. ConferenceKonferans of MayorsBelediye başkanları,
114
361485
1291
06:14
the MexicanMeksika ConferenceKonferans of MayorsBelediye başkanları,
115
362776
2036
Meksikalı Belediye Başkanları Konferansı,
06:16
the EuropeanAvrupa ConferenceKonferans of MayorsBelediye başkanları.
116
364812
3566
Avrupalı Belediye Başkanları Konferansı,
06:20
MayorsBelediye başkanları are where this is happeningolay.
117
368378
4983
Bunların olduğu yerler belediyeler.
06:25
And so the questionsoru is,
118
373361
2529
Öyleyse soru şu,
06:27
how can we createyaratmak a worldDünya
119
375890
1754
Nasıl yurttaşların ve belediyelerin
06:29
in whichhangi mayorsBelediye başkanları and the citizensvatandaşlar they representtemsil etmek
120
377644
3615
daha önemli roller aldıkları
06:33
playoyun a more prominentönemli rolerol?
121
381259
2466
bir dünya yaratabiliriz?
06:35
Well, to understandanlama that,
122
383725
2950
Bunu anlamak için,
06:38
we need to understandanlama why citiesşehirler are specialözel,
123
386675
3798
şehirlerin neden özel olduklarını anlamalıyız.
06:42
why mayorsBelediye başkanları are so differentfarklı
124
390473
1895
Neden belediye başkanları,
başbakan ve başkanlardan farklıdırlar?
06:44
than primeasal ministersBakanlar and presidentsbaşkanlar,
125
392368
1488
06:45
because my premiseöncül is that a mayorBelediye Başkanı and a primeasal ministerbakan
126
393856
4348
Çünkü, bir başbakan ve belediye başkanı
06:50
are at the oppositekarşısında endsuçları of a politicalsiyasi spectrumspektrum.
127
398204
4279
politik tayfın iki farklı ucundadır.
06:54
To be a primeasal ministerbakan or a presidentDevlet Başkanı,
128
402483
2408
Bir başkan yada başbakan olmak için
06:56
you have to have an ideologyideoloji,
129
404891
2159
bir idelojiniz olmalıdır,
06:59
you have to have a meta-narrativemeta anlatı,
130
407050
2062
bir üst anlatınız olmalıdır,
07:01
you have to have a theoryteori of how things work,
131
409112
2522
eşyanın doğasıyla ilgili bir fikriniz olmalı,
07:03
you have to belongait to a partyParti.
132
411634
2035
bir partiye mensup olmalısınız.
07:05
IndependentsBağımsızlar, on the wholebütün,
133
413669
1557
Genele bakarsak, bağımsızlar seçilmezler.
07:07
don't get electedseçildi to officeofis.
134
415226
1750
07:08
But mayorsBelediye başkanları are just the oppositekarşısında.
135
416976
2233
Fakat Belediye Başkanları tam tersidirler.
Belediyeler uygulamacıdır,
07:11
MayorsBelediye başkanları are pragmatistspragmatistler, they're problem-solversproblem çözen.
136
419209
4449
problem çözerler.
07:15
TheirOnların job is to get things donetamam, and if they don't,
137
423658
1963
İşleri yoluna koymalıdırlar,
07:17
they're out of a job.
138
425621
2719
yoksa işlerinden olurlar.
07:20
MayorBelediye Başkanı NutterÇatlak of PhiladelphiaPhiladelphia said,
139
428340
2738
Philedelphia Belediye Başkanı
Nutter demişti ki,
07:23
we could never get away here in PhiladelphiaPhiladelphia
140
431078
3582
"Washington'da olanlar devam ettikçe,
07:26
with the stuffşey that goesgider on in WashingtonWashington,
141
434660
2310
asla işin içinden çıkamayacağız."
07:28
the paralysisfelç, the non-actionolmayan eylem, the inactionhareketsizlik.
142
436970
5015
Bu felç, bu atalet, bu eylemsizlik...
07:33
Why? Because potholesçukurlar have to get filleddolu,
143
441985
4459
Neden? Çünkü çukurların doldurulması gerek,
07:38
because the trainstrenler have to runkoş,
144
446444
1899
çünkü trenler yola devam etmeli,
07:40
because kidsçocuklar have to be ableyapabilmek to get to schoolokul.
145
448343
2949
çünkü çocuklar okula gidebilmeli,
07:43
And that's what we have to do,
146
451292
1296
Bunu yapmalıyız,
07:44
and to do that is about pragmatismpragmatizm
147
452588
2939
ve bunu yapmak derin Amerikalı algısında
07:47
in that deepderin, AmericanAmerikan senseduyu,
148
455527
1972
sonuç veren uygulamacılıktır.
07:49
reachingulaşan outcomesçıktıları.
149
457499
1930
07:51
WashingtonWashington, BeijingBeijing, ParisParis, as worldDünya capitalsbüyük harfler,
150
459429
6109
Washington, Pekin, Paris,
dünya başkentleri olarak, hiçbir şey
değillerse bile uygulamacıdırlar.
07:57
are anything but pragmaticpragmatik,
151
465538
3312
08:00
but realgerçek cityŞehir mayorsBelediye başkanları have to be pragmatistspragmatistler.
152
468850
2919
Fakat gerçek belediye başkanları
uygulamacı olmak zorundadır.
08:03
They have to get things donetamam,
153
471769
1724
İşleri yoluna koymalılar,
08:05
they have to put ideologyideoloji and religiondin and ethnicityEtnik Yapı asidebir kenara
154
473493
3397
ideoloji, din ve etnisiteyi
bir kenara koymalı ve
08:08
and drawçekmek theironların citiesşehirler togetherbirlikte.
155
476890
2364
şehirlerini birbirlerine yaklaştırmalıdırlar.
08:11
We saw this a coupleçift of decadeson yıllar agoönce
156
479254
2670
Bunu birkaç onyıl önce şöyle gördük:
Kudüsün 80'lerde ve 90'lardaki
08:13
when TeddyTeddy Kollekטדי, the great mayorBelediye Başkanı of JerusalemJerusalem
157
481924
3075
harika belediye başkanı Teddy Kollek'in ofisi
08:16
in the '80s and the '90s,
158
484999
2105
08:19
was besiegedkuşatılmış one day in his officeofis
159
487104
3303
bir gün her türlü sosyal
çevreden dini liderler
08:22
by religiousdini leadersliderler from all of the backgroundsarka,
160
490407
4663
tarafından kuşatılmıştı.
08:27
ChristianHıristiyan prelatespiskoposları, rabbishahamlar, imamsİmam.
161
495070
2835
Hristiyan psikoposlar, hahamlar, imamlar...
Kutsal mekanlara girişlerle ilgili
08:29
They were arguingTartışan with one anotherbir diğeri
162
497905
1499
08:31
about accesserişim to the holyKutsal sitesSiteler.
163
499404
2126
birbirleri ile tartışıyorlardı.
08:33
And the squabbletartışma wentgitti on and on,
164
501530
1779
Hadise büyüdükçe büyüdü,
08:35
and Kollekטדי listeneddinlenen and listeneddinlenen,
165
503309
1842
Kollek dinledi, dinledi ve şöyle dedi,
08:37
and he finallyen sonunda said, "GentlemenBeyler,
166
505151
4302
"Beyler...
Vaazı kesin de lağımlarınızı onarayım."
08:41
spareyedek me your sermonsVaazlar,
167
509453
2156
08:43
and I will fixdüzeltmek your sewersKanalizasyon."
168
511609
3044
(gülüşmeler)
08:46
(LaughterKahkaha)
169
514653
1021
08:47
That's what mayorsBelediye başkanları do.
170
515674
2064
Belediye başkanları bunu yapar.
08:49
They fixdüzeltmek sewersKanalizasyon, they get the trainstrenler runningkoşu.
171
517738
3420
Lağımları onarırlar, trenleri çalıştırırlar.
08:53
There isn't a left or a right way of doing.
172
521158
2548
Bunları yapmanın sağ yada sol bir yolu olmaz.
08:55
BorisBoris JohnsonJohnson in LondonLondra callsaramalar himselfkendisi an anarcho-ToryAnarko-Tory.
173
523706
4477
Lonra'da Boris Johnson, kendine
anarşist-muhafazakâr diyor.
09:00
StrangeGarip termterim, but in some waysyolları, he is.
174
528183
1875
Tuhaf bir terim, ama bazı yönlerden öyle birisi.
09:02
He's a libertarianözgürlükçü. He's an anarchistanarşist.
175
530058
2433
Kendisi liberal ve de anarşist.
09:04
He ridessürmek to work on a bikebisiklet,
176
532491
1489
İşe bisikletle gidiyor,
09:05
but at the sameaynı time, he's in some waysyolları a conservativemuhafazakâr.
177
533980
2847
ama aynı anda, bazı yönlerden muhafazakar.
09:08
BloombergBloomberg in NewYeni YorkYork was a DemocratDemokrat,
178
536827
3240
New York'ta Bloomberg demokrattı,
sonra cumhuriyetçi oldu,
09:12
then he was a RepublicanCumhuriyetçi,
179
540067
818
09:12
and finallyen sonunda he was an IndependentBağımsız, and said
180
540885
1837
en son bağımsız vekil iken
09:14
the partyParti labeletiket just getsalır in the way.
181
542722
2421
"Parti amblemi yoluma çıkıyor" diyordu.
09:17
LuzhkovMinsk, 20 yearsyıl mayorBelediye Başkanı in MoscowMoskova,
182
545143
3115
Luzhkov, Moskova'nın 20 yıllık belediye başkanı,
09:20
thoughgerçi he helpedyardım etti foundbulunan a partyParti, UnitedAmerika PartyParti with PutinPutin,
183
548258
3460
Putin'e Birleşik Parti'yi kurmasında
yardım etmiş olsa bile,
09:23
in factgerçek refusedreddetti to be definedtanımlanmış by the partyParti
184
551718
3296
aslında parti tarafından
tanımlanmayı reddetmişti
09:27
and finallyen sonunda, in factgerçek, lostkayıp his job not underaltında BrezhnevBrejnev,
185
555014
3290
ve sonunda Brejnev değil, Gorbaçov değil,
09:30
not underaltında GorbachevGorbaçov, but underaltında PutinPutin,
186
558304
2873
daha sadık bir partili isteyen Putin'in altında
09:33
who wanted a more faithfulsadık partyParti followertakipçisi.
187
561177
4153
işini kaybetti.
Yani, belediye başkanları
uygulamacıdır ve problem çözerler.
09:37
So mayorsBelediye başkanları are pragmatistspragmatistler and problem-solversproblem çözen.
188
565330
4114
09:41
They get things donetamam.
189
569444
1373
İş yaparlar.
09:42
But the secondikinci thing about mayorsBelediye başkanları
190
570817
1409
Ama belediye başkanları ile ilgili ikinci konu,
09:44
is they are alsoAyrıca what I like to call homeboysZenciler,
191
572226
4181
onlar mahallenin abisidirler diyorum ben,
09:48
or to includeDahil etmek the womenkadınlar mayorsBelediye başkanları, homieskankaları.
192
576407
2640
ya da kadın başkanları
dahil edersek ablalarıdırlar.
09:51
They're from the neighborhoodKomşuluk.
193
579047
2663
Mahallenizdendirler.
09:53
They're partBölüm of the neighborhoodKomşuluk. They're knownbilinen.
194
581710
1807
Çevrenizin bir parçasıdırlar. Bilinirler.
09:55
EdEd KochKoch used to wanderdolaşmak around NewYeni YorkYork CityŞehir
195
583517
2275
Ed Koch New York'ta dolaşırken,
09:57
sayingsöz, "How am I doing?"
196
585792
2516
"Beni nasıl buluyorsunuz?" derdi.
10:00
ImagineHayal DavidDavid CameronCameron
197
588308
1655
David Cameron'ı Birleşik Krallık'ta gezerken
10:01
wanderinggöçebe around the UnitedAmerika Kingdomİngiltere
198
589963
1950
"Beni nasıl buluyorsunuz?" diye sorduğunu düşünün.
10:03
askingsormak, "How am I doing?" He wouldn'tolmaz like the answerCevap.
199
591913
2478
Cevaptan hoşlanmazdı.
10:06
Or PutinPutin. Or any nationalUlusal leaderlider.
200
594391
2718
Ya da Putin'i, veya başka bir ulusal lideri.
10:09
He could asksormak that because he knewbiliyordum NewYeni YorkersYorklu
201
597109
2012
O sorabiliyordu çünkü,
New York'luları tanıyordu,
10:11
and they knewbiliyordum him.
202
599121
1876
Onlar da onu tanıyorlardı.
10:12
MayorsBelediye başkanları are usuallygenellikle from the placesyerler they governyönetmek.
203
600997
3866
Çoğu belediye başkanı
yönettikleri bölgelerdendir.
10:16
It's prettygüzel hardzor to be a carpetbaggerserseri and be a mayorBelediye Başkanı.
204
604863
2804
Vurguncu bir politikacının
belediye başkanı olması çok zordur.
10:19
You can runkoş for the SenateSenato out of a differentfarklı statebelirtmek, bildirmek,
205
607667
1814
Senatoya farklı bir eyaletten aday olabilirsiniz,
10:21
but it's hardzor to do that as a mayorBelediye Başkanı.
206
609481
2926
fakat belediye başkanı için zordur bu.
10:24
And as a resultsonuç, mayorsBelediye başkanları and cityŞehir councillorsKonsey üyeleri
207
612407
3084
Sonuç olarak, belediye başkanları
ve il meclis üyeleri ve
10:27
and localyerel authoritiesyetkililer
208
615491
1737
yerel yetkililer daha yüksek
10:29
have a much higherdaha yüksek trustgüven levelseviye,
209
617228
2251
bir güven düzeyine sahiptirler.
10:31
and this is the thirdüçüncü featureözellik about mayorsBelediye başkanları,
210
619479
2528
Ve bu belediye başkanlarını hükümet görevlilerinden
10:34
than nationalUlusal governingyöneten officialsYetkililer.
211
622007
2373
ayıran üçüncü özelliktir.
10:36
In the UnitedAmerika StatesBirleşik, we know the patheticacıklı figuresrakamlar:
212
624380
3585
Birleşik Devletler'de ümitsiz şahıslar biliyoruz:
10:39
18 percentyüzde of AmericansAmerikalılar approveonaylamak of CongressKongre
213
627965
4459
Amerikalıların %18'inin onayladığı Kongre
10:44
and what they do.
214
632424
1502
ne yapıyor.
10:45
And even with a relativelyNispeten popularpopüler presidentDevlet Başkanı like ObamaObama,
215
633926
3599
Ve Obama gibi görece popüler bir başkan bile
10:49
the figuresrakamlar for the PresidencyBaşkanlığı runkoş about 40, 45,
216
637525
3096
başkanlığı %40, 45 ile alıyor,
10:52
sometimesara sıra 50 percentyüzde at besten iyi.
217
640621
1785
Bazen en iyi ihtimalle %50.
10:54
The SupremeYüce CourtMahkeme has fallendüşmüş way down from what it used to be.
218
642406
3169
Yüce Divan eskiden olduğu yerden çok aşağılarda.
10:57
But when you asksormak, "Do you trustgüven your cityŞehir councillorMeclis üyesi,
219
645575
3450
Ama "İl meclis üyenize,
başkanınıza güveniyor musunuz?"
11:01
do you trustgüven your mayorBelediye Başkanı?"
220
649025
2176
diye sorduğunuzda oranlar
11:03
the ratesoranları shootateş etme up to 70, 75, even 80 percentyüzde,
221
651201
5153
%70, 75 hatta 80'lere çıkıyor.
11:08
because they're from the neighborhoodKomşuluk,
222
656354
2145
Çünkü onlar mahallenizden,
11:10
because the people they work with are theironların neighborsKomşular,
223
658499
2917
çünkü beraber çalıştıkları
insanlar sizin komşularınız.
11:13
because, like MayorBelediye Başkanı BookerBooker in NewarkNewark,
224
661416
3417
Çünkü, Newark'lı belediye başkanı Booker gibi,
11:16
a mayorBelediye Başkanı is likelymuhtemelen to get out of his cararaba on the way to work
225
664833
3199
işe giderken arabasından çıkıp
11:20
and go in and pullÇek people out of a burningyanan buildingbina --
226
668032
2754
yanan bir binadan insaları çıkarır.
11:22
that happenedolmuş to MayorBelediye Başkanı BookerBooker --
227
670786
2338
Başkan Booker'ın başına gelen buydu.
11:25
or intervenearaya girmek in a mugginggasp in the streetsokak as he goesgider to work
228
673124
2941
Ya da işe giderken gasp olayında araya girebilir,
11:28
because he seesgörür it.
229
676065
1332
çünkü bunu görür.
11:29
No headkafa of statebelirtmek, bildirmek would be permittedizin verilen
230
677397
2383
Hiçbir devlet başkanının böyle birşey yapmasına,
11:31
by theironların securitygüvenlik detailsayrıntılar to do it,
231
679780
1852
ya da böyle bir poziyonda olmasına
11:33
norne de be in a positionpozisyon to do it.
232
681632
2218
güvenlikler tarafından izin verilmez.
11:35
That's the differencefark, and the differencefark
233
683850
1539
Fark budur ve fark şehirlerin
kendi karakterleri ile ilgilidir.
11:37
has to do with the characterkarakter of citiesşehirler themselveskendilerini,
234
685389
2165
11:39
because citiesşehirler are profoundlyderinden multiculturalçok kültürlü,
235
687554
6621
Çünkü şehirler ileri düzeyde çok kültürlüdür,
11:46
openaçık, participatoryKatılımcı, democraticdemokratik,
236
694175
4335
açık, katılımcı, demokratik ve işbirlikçidir.
11:50
ableyapabilmek to work with one anotherbir diğeri.
237
698510
2654
11:53
When statesdevletler faceyüz eachher other,
238
701164
2826
Devletler karşılaştıklarında,
11:55
ChinaÇin and the U.S., they faceyüz eachher other like this.
239
703990
4290
Çin ve ABD mesela, böyle karşılaşırlar.
Şehirler etkileştiklerinde, böyle etkileşirler.
12:00
When citiesşehirler interactetkileşim, they interactetkileşim like this.
240
708280
4603
12:04
ChinaÇin and the U.S., despiterağmen the recentson
241
712883
3307
Kaliforniya'daki meta-mitinge rağmen Çin ve ABD,
12:08
meta-meetingmeta Toplantı in CaliforniaCalifornia,
242
716190
2611
bir numara olmak için öfke, gücenme ve
12:10
are lockedkilitli in all kindsçeşit of angeröfke, resentmentkızgınlık, and rivalryrekabet
243
718801
4765
husumetin her türlüsü içinde
kilitlenmiş durumdalar.
12:15
for numbernumara one.
244
723566
1241
12:16
We heardduymuş more about who will be numbernumara one.
245
724807
2977
Kimin bir numara olacağı
ile ilgili daha çok şey duyduk.
12:19
CitiesŞehirler don't worryendişelenmek about numbernumara one.
246
727784
2151
Şehirler bir numara olmayı umursamazlar.
12:21
They have to work togetherbirlikte, and they do work togetherbirlikte.
247
729935
2183
Beraber çalışmak zorundadırlar ve çalışırlar.
12:24
They work togetherbirlikte in climateiklim changedeğişiklik, for exampleörnek.
248
732118
3611
Misal, iklim değişikliği konusunda beraber çalışırlar.
12:27
OrganizationsKuruluşlar like the C40, like ICLEIICLEI, whichhangi I mentionedadı geçen,
249
735729
3506
C40 gibi, bahsettiğim ICLEI gibi organizasyonlar,
12:31
have been workingçalışma togetherbirlikte
250
739235
1884
Kopenhag'dan yıllar öncesinden
beri beraber çalışmaktalar.
12:33
manyçok, manyçok yearsyıl before CopenhagenCopenhagen.
251
741119
2190
Dört yada beş yıl önce Kopenhag'da,
12:35
In CopenhagenCopenhagen, fourdört or fivebeş yearsyıl agoönce,
252
743309
2521
184 millet, hakim düzenin
çok önemli, çok ciddi
12:37
184 nationsmilletler camegeldi togetherbirlikte to explainaçıklamak to one anotherbir diğeri
253
745830
3394
iklim değişikliği krizi ile ilgilenmelerine
nasıl mani olduğunu
12:41
why theironların sovereigntyegemenlik didn't permitizni them
254
749224
2245
12:43
to dealanlaştık mı with the gravemezar, gravemezar crisiskriz of climateiklim changedeğişiklik,
255
751469
4302
birbirlerine anlatmak için bir araya geldi.
Fakat, Kopenhag Belediye başkanı
200 belediye başkanını davet etmişti.
12:47
but the mayorBelediye Başkanı of CopenhagenCopenhagen had inviteddavet
256
755771
3276
12:51
200 mayorsBelediye başkanları to attendkatılmak.
257
759047
1722
Geldiler, kaldılar ve beraber çalışmak için
yollar buldular.
12:52
They camegeldi, they stayedkaldı, and they foundbulunan waysyolları
258
760769
3060
12:55
and are still findingbulgu waysyolları to work togetherbirlikte,
259
763829
3091
Ve şehirden şehire ve
şehirler arası organizasyonlar ile
12:58
city-to-cityşehir şehir, and throughvasitasiyla inter-cityŞehirlerarası organizationsorganizasyonlar.
260
766920
3449
hala da buluyorlar.
13:02
EightySeksen percentyüzde of carbonkarbon emissionsemisyonları come from citiesşehirler,
261
770369
3777
Karbon salımının %80'i şehirlerden geliyor.
Bu da şehirlerin karbon problemini ya da çoğunu
13:06
whichhangi meansanlamına geliyor citiesşehirler are in a positionpozisyon
262
774146
1884
13:08
to solveçözmek the carbonkarbon problemsorun, or mostçoğu of it,
263
776030
3208
çözecek pozisyonda olduğu anlamına gelir,
13:11
whetherolup olmadığını or not the statesdevletler of whichhangi they are a partBölüm
264
779238
2788
parçası oldukları devletler bir anlaşmaya varamamış
13:14
make agreementsanlaşmalar with one anotherbir diğeri.
265
782026
2058
olsalar dahi.
13:16
And they are doing it.
266
784084
1248
Ve bunu yapıyorlar.
13:17
LosLos AngelesAngeles cleanedtemizlenir up its portLiman,
267
785332
2300
Los Angeles limanını temizleyerek,
13:19
whichhangi was 40 percentyüzde of carbonkarbon emissionsemisyonları,
268
787632
2575
%40 olan karbon salımının
%20 sinden kurtuldu.
13:22
and as a resultsonuç got ridkurtulmuş of about 20 percentyüzde of carbonkarbon.
269
790207
3781
13:25
NewYeni YorkYork has a programprogram to upgradeyükseltmek its oldeski buildingsbinalar,
270
793988
2984
New York'un eski binalarını yenilemek
13:28
make them better insulatedİzoleli in the winterkış,
271
796972
3184
kışın daha iyi yalıtılmış, yazın enerjiyi, klimaları
sızdırmayacak hale getirmek için bir programı var.
13:32
to not leaksızıntı energyenerji in the summeryaz,
272
800156
1943
13:34
not leaksızıntı airhava conditioningşartlandırma. That's havingsahip olan an impactdarbe.
273
802099
2947
Bir etki yaratmak budur.
13:37
BogotaBogota, where MayorBelediye Başkanı MockusMockus,
274
805046
1894
Bogota, Başkan Mockus belediye başkanı iken,
13:38
when he was mayorBelediye Başkanı, he introducedtanıtılan a transportationtaşımacılık systemsistem
275
806940
4236
yüzeydeki otobüslerin
metrolar gibi kendi koridorlarında
13:43
that savedkaydedilmiş energyenerji, that allowedizin surfaceyüzey busesotobüsler
276
811176
4452
gidecekleri enerji tasarruflu ekspres otobüslerden
oluşan bir toplu taşıma sistemi sunmuştu.
13:47
to runkoş in effectEfekt like subwaysMetro,
277
815628
1535
13:49
expressekspres busesotobüsler with corridorskoridorlar.
278
817163
1916
İnsanlar şehirde yolculuk edebilmesi ile işsizliğe
13:51
It helpedyardım etti unemploymentişsizlik, because people could get acrosskarşısında townkasaba,
279
819079
3286
yardımı oldu, diğer birçok konunun yanında
13:54
and it had a profoundderin impactdarbe on climateiklim as well as
280
822365
3856
iklime de büyük etkisi oldu.
13:58
manyçok other things there.
281
826221
1071
13:59
SingaporeSingapur, as it developedgelişmiş its high-risesyüksek yükselir
282
827292
2854
Singapur, yüksek katlı binaları ve dikkate değer
14:02
and its remarkabledikkat çekici publichalka açık housingKonut,
283
830146
1705
kamu konutlarını inşa ederken ayrıca
14:03
alsoAyrıca developedgelişmiş an islandada of parksparklar,
284
831851
3493
bir parklar adası oluşturdu.
14:07
and if you go there, you'llEğer olacak see how much of it
285
835344
1716
Eğer oraya gidecek olursanız,
14:09
is greenyeşil landarazi and parkpark landarazi.
286
837060
1541
çoğunluk yeşil alan ve park olduğunu göreceksiniz.
14:10
CitiesŞehirler are doing this, but not just one by one.
287
838601
2508
Şehirler bunları yapıyor, ve teker teker değil,
14:13
They are doing it togetherbirlikte.
288
841109
1585
hep beraber yapıyorlar.
14:14
They are sharingpaylaşım what they do,
289
842694
3658
Yaptıklarını paylaşıyorlar
14:18
and they are makingyapma a differencefark by sharedpaylaşılan besten iyi practicesuygulamaları.
290
846352
3969
ve en iyi uygulamaları paylaşarak fark yaratıyorlar.
14:22
BikeBisiklet shareshisseleri, manyçok of you have heardduymuş of it,
291
850321
1632
Bisiklet paylaşımı, çoğunuz duymuşsunuzdur.
14:23
startedbaşladı 20 or 30 yearsyıl agoönce in LatinLatin AmericaAmerika.
292
851953
2303
20 yada 30 yıl önce Latin Amerika'da başladı.
14:26
Now it's in hundredsyüzlerce of citiesşehirler around the worldDünya.
293
854256
2344
Şimdi dünyada yüzlerce şehirde uygulanıyor.
14:28
PedestrianYaya zonesbölgeleri, congestiontıkanıklık feesharç,
294
856600
3291
Yaya alanları ve kalabalık ücretleri,
14:31
emissionemisyon limitssınırları in citiesşehirler like CaliforniaCalifornia citiesşehirler have,
295
859891
3710
Kaliforniya gibi şehirlerin salım sınırları var.
14:35
there's lots and lots that citiesşehirler can do
296
863601
2304
Şehirlerin yapabilecekleri pek çok şey var,
14:37
even when opaqueopak, stubborninatçı nationsmilletler refuseçöp to actdavranmak.
297
865905
9360
mantıksız, sebatkar milletler tavır göstermeyi
reddetiğinde bile.
14:47
So what's the bottomalt linehat here?
298
875265
3968
Peki, sözün özü nedir burada?
14:51
The bottomalt linehat is, we still livecanlı politicallypolitik olarak
299
879233
3747
Sözün özü, hala sınırlarla, duvarlarla çevrili,
14:54
in a worldDünya of borderssınırlar, a worldDünya of boundariessınırları,
300
882980
2215
beraber harekete geçemeyen devletlerin dünyasında
14:57
a worldDünya of wallsduvarlar,
301
885195
1598
14:58
a worldDünya where statesdevletler refuseçöp to actdavranmak togetherbirlikte.
302
886793
6160
politik yaşıyoruz hayatımızı.
15:04
YetHenüz we know that the realitygerçeklik we experiencedeneyim
303
892953
3793
Yine de günden güne sınırları olmayan bir
dünyada yaşadığımız gerçeğini biliyoruz.
15:08
day to day is a worldDünya withoutolmadan borderssınırlar,
304
896746
4197
15:12
a worldDünya of diseaseshastalıklar withoutolmadan borderssınırlar
305
900943
2474
Sınırları olmayan hastalıkların dünyası
15:15
and doctorsdoktorlar withoutolmadan borderssınırlar,
306
903417
2300
ve sınırları olmayan doktorların dünyası.
15:17
maladiesrahatsızlık sansSans frontifrontièresRes, Médecinsdecins SansSans FrontiFrontièresRes,
307
905717
4572
Maladies sans frontières,
Médecins Sans Frontières,
15:22
of economicsekonomi bilimi and technologyteknoloji withoutolmadan borderssınırlar,
308
910289
6071
Ekominin ve teknolojinin sınırları olmadığı,
15:28
of educationEğitim withoutolmadan borderssınırlar,
309
916360
2116
eğitimin sınırları olmadığı,
15:30
of terrorismterörizm and warsavaş withoutolmadan borderssınırlar.
310
918476
3230
terör ve savaşın sınırlarının olmadığı bir dünya...
15:33
That is the realgerçek worldDünya, and unlessolmadıkça we find a way
311
921706
3214
Bu gerçek dünya ve biz
küreselleşmeyi demokratikleştirecek
15:36
to globalizeKüreselleş democracydemokrasi or democratizedemokratikleştirmek globalizationküreselleşme,
312
924920
5430
ya da demokrasiyi
küreselleştirecek bir yol bulana kadar
15:42
we will increasinglygiderek not only riskrisk
313
930350
4368
sadece bu uluslararası sorunları dile getirememeyi değil,
15:46
the failurebaşarısızlık to addressadres all of these transnationalulus ötesi problemssorunlar,
314
934718
4081
gittikçe demokrasinin kendisini kaybetmeyi
göze almış olacağız.
15:50
but we will riskrisk losingkaybetme democracydemokrasi itselfkendisi,
315
938799
3719
15:54
lockedkilitli up in the oldeski nation-stateulus-devlet boxkutu,
316
942518
4626
Küresel sorunları konuşamadığımız,
15:59
unableaciz to addressadres globalglobal problemssorunlar democraticallyDemokratik.
317
947144
5693
eski ulus devlet kutusuna kilitlenmiş vaziyette.
16:04
So where does that leaveayrılmak us?
318
952837
2994
Peki bu bizi nereye getirir?
16:07
I'll tell you. The roadyol to globalglobal democracydemokrasi
319
955831
3011
Anlatacağım. Küresel demokrasi yolu
16:10
doesn't runkoş throughvasitasiyla statesdevletler.
320
958842
1971
devletlerden geçmez.
16:12
It runskoşar throughvasitasiyla citiesşehirler.
321
960813
2562
Şehirlerden geçer.
16:15
DemocracyDemokrasi was borndoğmuş in the ancienteski polisPolis.
322
963375
4800
Demokrasi kadim 'Polis'te doğmuştu.
16:20
I believe it can be rebornyeniden doğmuş in the globalglobal cosmopolisCosmopolis.
323
968175
5508
İnanıyorum ki, küresel 'Cosmo-polis'te yeniden doğabilir.
16:25
In that journeyseyahat from polisPolis to cosmopolisCosmopolis,
324
973683
3944
Polis'ten Cosmopolis'e giden bu yolculukta,
16:29
we can rediscoveryeniden keşfetmek the powergüç
325
977627
2271
küresel seviyede bir demokrasinin gücünü
yeniden keşfedebiliriz.
16:31
of democracydemokrasi on a globalglobal levelseviye.
326
979898
2123
İşe yaramadığını gördüğümüz gibi
bir milletler ligi oluşturmaktansa,
16:34
We can createyaratmak not a LeagueLig of NationsMilletler, whichhangi failedbaşarısız oldu,
327
982021
4022
bir şehirler ligi kurabiliriz.
16:38
but a LeagueLig of CitiesŞehirler,
328
986043
1388
16:39
not a UnitedAmerika or a dis-UnitedDis United NationsMilletler,
329
987431
3112
Birleşmiş ya da birleşmemiş milletler değil de,
16:42
but UnitedAmerika CitiesŞehirler of the WorldDünya.
330
990543
2258
küresel bir belediyeler parlementosu kurabiliriz.
16:44
We can createyaratmak a globalglobal parliamentparlamento of mayorsBelediye başkanları.
331
992801
4087
16:48
That's an ideaFikir. It's in my conceptionfikir of the cominggelecek worldDünya,
332
996888
4096
Bu bir fikir. Gelecekteki dünyaya dair fikirlerim.
Ama aynı zamanda Seul'de, Kore'de, Amsterdam'da
16:52
but it's alsoAyrıca on the tabletablo in CityŞehir HallsSalonları
333
1000984
2682
16:55
in SeoulSeul, KoreaKore, in AmsterdamAmsterdam,
334
1003666
2728
Hamburg'ta ve New York'ta belediyelerin masalarında.
16:58
in HamburgHamburg, and in NewYeni YorkYork.
335
1006394
2039
17:00
MayorsBelediye başkanları are consideringdikkate alınarak that ideaFikir of how you can actuallyaslında
336
1008433
2858
Belediye başkanları küresel belediyeler parlementosunun
17:03
constituteteşkil a globalglobal parliamentparlamento of mayorsBelediye başkanları,
337
1011291
3159
nasıl kurulabileceğini değerlendiriyorlar.
17:06
and I love that ideaFikir, because a parliamentparlamento of mayorsBelediye başkanları
338
1014450
2880
Bu fikri seviyorum çünkü Belediyeler Parlementosu,
17:09
is a parliamentparlamento of citizensvatandaşlar
339
1017330
2146
yurttaşlar parlementosu demektir.
17:11
and a parliamentparlamento of citizensvatandaşlar is a parliamentparlamento of us,
340
1019476
3895
Ve yurttaşlar parlementosu
bizim parlementomuz demektir,
17:15
of you and of me.
341
1023371
3131
sizin ve benim.
17:18
If ever there were citizensvatandaşlar withoutolmadan borderssınırlar,
342
1026502
4790
Eğer sınırları olmayan yurttaşlar diye bir şey vardıysa,
17:23
I think it's the citizensvatandaşlar of TEDTED
343
1031292
2143
Bu TED'in yurtdaşlarıdır sanırım.
17:25
who showgöstermek the promisesöz vermek to be those citizensvatandaşlar withoutolmadan borderssınırlar.
344
1033435
3191
Onlar, sınırları olmayan yurtdaşlar
olma umudunu vadediyorlar.
17:28
I am readyhazır to reachulaşmak out and embracekucaklamak
345
1036626
4930
Ben demokrasimizi kurtarmak için,
17:33
a newyeni globalglobal democracydemokrasi,
346
1041556
2326
yeni küresel bir demokrasiyi
17:35
to take back our democracydemokrasi.
347
1043882
3099
uzanıp bağrıma basmaya hazırım.
17:38
And the only questionsoru is,
348
1046981
2138
Tek soru şu ki,
17:41
are you?
349
1049119
2059
siz hazır mısınız?
17:43
Thank you so much, my fellowadam citizensvatandaşlar.
350
1051178
1983
Çok teşekkürler, hemşerilerim.
17:45
(ApplauseAlkış)
351
1053161
11190
(Alkışlar)
Teşekkürler. (Alkışlar)
17:56
Thank you. (ApplauseAlkış)
352
1064351
3766
Translated by Altan Sebüktekin
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Benjamin Barber - Political theorist
Benjamin Barber suggested that the future of the world may lie with the politicians who implement practical change every day: mayors.

Why you should listen

A passionate advocate of democracy’s power, Benjamin Barber explored bold solutions for dysfunctional systems and political paralysis. In his 2013 book If Mayors Ruled the World, he showed how decentralized local governments can be more flexible -- and more in tune with their constituents -- than their federal counterparts. The book led to the foundation of the Global Parliament of Mayors, a governance body of, by and for mayors from all continents. It builds on the experience, expertise and leadership of mayors in tackling local challenges resulting from global problems.

Barber burst into the media spotlight on September 11, 2001, when his book Jihad Vs. McWorld, published several years earlier, assumed new relevance. With his prophetic analysis of the emerging collision of tribalism and globalism, Barber established the parameters for 21st-century political debate.

His newest book is Cool Cities: Urban Sovereignty and the Fix for Global Warming.

More profile about the speaker
Benjamin Barber | Speaker | TED.com