TED@BCG Toronto
Dolly Chugh: How to let go of being a "good" person -- and become a better person
Dolly Chugh: "İyi" bir insan olmayı bırakmak ve daha iyi bir insan olmak
Filmed:
Readability: 4
3,946,584 views
Ya iyi insan olma bağlılığımız, daha iyi insanlar olmamızı engelliyorsa? Sosyal psikolog Dolly Chugh, bu erişilebilir konuşmada, ahlaki davranışların karmaşık psikolojisini açıklıyor -- ön yargılarımızı fark etmenin ve hatalarımızı kabullenmenin neden zor olduğu gibi -- ve daha iyi olma yolunun, hatalarınızı sahiplenmekle nasıl başladığını gösteriyor. Chugh, "hayatımızın kalan diğer kısımlarında, kendimize büyüme alanı bırakıyoruz -- bu kısım hariç, en önemli kısım da bu" diyor.
Dolly Chugh - Author, social psychologist
Dolly Chugh studies the psychology of good people. Full bio
Dolly Chugh studies the psychology of good people. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
So a friend of mine was riding
in a taxi to the airport the other day,
in a taxi to the airport the other day,
0
1515
3706
Bir arkadaşım geçen gün
taksiyle hava alanına gidiyormuş
taksiyle hava alanına gidiyormuş
00:17
and on the way, she was chatting
with the taxi driver,
with the taxi driver,
1
5245
2710
ve yolda taksi şoförü ile
sohbet ediyormuş,
sohbet ediyormuş,
00:19
and he said to her, with total sincerity,
2
7979
2429
şoför ona tüm samimiyetiyle demiş ki
00:22
"I can tell you are a really good person."
3
10432
3286
"Gerçekten iyi bir insan
olduğunuzu söyleyebilirim."
olduğunuzu söyleyebilirim."
00:25
And when she told me this story later,
4
13742
1817
Daha sonra bana hikâyeyi anlattığında
00:27
she said she couldn't believe
how good it made her feel,
how good it made her feel,
5
15583
3175
bunun kendisini nasıl iyi
hissettirdiğine inanamadığını,
hissettirdiğine inanamadığını,
00:30
that it meant a lot to her.
6
18782
2059
onun için anlamlı olduğunu söyledi.
00:32
Now that may seem
like a strong reaction from my friend
like a strong reaction from my friend
7
20865
3026
Arkadaşımın yabancı
birisinin sözlerine verdiği tepki,
birisinin sözlerine verdiği tepki,
00:35
to the words of a total stranger,
8
23915
2204
güçlü bir tepki gibi gözükebilir
00:38
but she's not alone.
9
26143
1618
fakat o yalnız değil.
00:39
I'm a social scientist.
10
27785
1365
Ben bir sosyal bilimciyim.
00:41
I study the psychology of good people,
11
29174
2653
İyi insanların psikolojisini inceliyorum
00:43
and research in my field says
many of us care deeply
many of us care deeply
12
31851
4290
ve alanımdaki araştırmalar,
çoğumuzun iyi bir insan gibi hissetmek
çoğumuzun iyi bir insan gibi hissetmek
00:48
about feeling like a good person
and being seen as a good person.
and being seen as a good person.
13
36165
5001
ve iyi bir insan gibi görünmek konusuyla
derinden ilgilendiğini gösteriyor.
derinden ilgilendiğini gösteriyor.
00:53
Now, your definition of "good person"
and your definition of "good person"
and your definition of "good person"
14
41467
4833
Şimdi, sizin "iyi insan" tanımınız
ve sizin "iyi insan" tanımınız
ve sizin "iyi insan" tanımınız
00:58
and maybe the taxi driver's
definition of "good person" --
definition of "good person" --
15
46324
2740
ve belki de taksi şoförünün
"iyi insan" tanımı --
"iyi insan" tanımı --
01:01
we may not all have the same definition,
16
49088
1983
hepimiz aynı tanıma sahip olmayabiliriz
01:03
but within whatever our definition is,
17
51095
2825
fakat tanımımız ne olursa olsun,
01:05
that moral identity
is important to many of us.
is important to many of us.
18
53944
2801
ahlaki kimlik çoğumuz için önemli.
01:09
Now, if somebody challenges it,
like they question us for a joke we tell,
like they question us for a joke we tell,
19
57154
5221
Pekâlâ, birisi ona karşı gelirse,
yani yaptığımız bir şakayı sorgularsa
yani yaptığımız bir şakayı sorgularsa
01:14
or maybe we say
our workforce is homogenous,
our workforce is homogenous,
20
62399
2683
veya belki de iş gücümüzün
homojen olduğunu söylersek
homojen olduğunu söylersek
01:17
or a slippery business expense,
21
65106
2979
ya da güvenilmez bir iş masrafı yaparsak
01:20
we go into red-zone defensiveness
a lot of the time.
a lot of the time.
22
68109
3198
çoğu zaman kırmızı-bölge
savunmacılığına giriyoruz.
savunmacılığına giriyoruz.
01:23
I mean, sometimes we call out
23
71331
3091
Yani bazen marjinal gruplardaki insanlara
01:26
all the ways in which we help
people from marginalized groups,
people from marginalized groups,
24
74446
3669
yardım etmemizi veya
hayır kurumuna bağış yapmamızı
hayır kurumuna bağış yapmamızı
01:30
or we donate to charity,
25
78139
1768
ya da kâr amacı gütmeyen yerlerde
01:31
or the hours we volunteer to nonprofits.
26
79931
4039
gönüllü olduğumuz
saatleri devreye sokuyoruz.
saatleri devreye sokuyoruz.
01:35
We work to protect
that good person identity.
that good person identity.
27
83994
3691
O iyi insan kimliğini
korumak için çalışıyoruz.
korumak için çalışıyoruz.
01:39
It's important to many of us.
28
87709
1936
O, çoğumuz için önemli.
01:42
But what if I told you this?
29
90517
1858
Peki ya size şöyle dersem?
01:44
What if I told you that our attachment
to being good people
to being good people
30
92399
4714
Ya iyi insan olma bağlılığımız,
01:49
is getting in the way
of us being better people?
of us being better people?
31
97137
2516
daha iyi insanlar olmamızı engelliyorsa?
01:52
What if I told you that our definition
of "good person" is so narrow,
of "good person" is so narrow,
32
100225
6326
Ya "iyi insan" tanımımız
çok darsa ve bilimsel olarak
çok darsa ve bilimsel olarak
01:58
it's scientifically impossible to meet?
33
106575
2531
bir karşılığının olması imkânsızsa?
02:01
And what if I told you
the path to being better people
the path to being better people
34
109806
3277
Ayrıca, ya daha iyi
bir insan olmaya giden yol,
bir insan olmaya giden yol,
02:05
just begins with letting go
of being a good person?
of being a good person?
35
113107
2936
iyi bir insan olmayı
terk etmekle başlıyorsa?
terk etmekle başlıyorsa?
02:08
Now, let me tell you a little bit
about the research
about the research
36
116876
2640
Şimdi, insan zihninin
nasıl çalıştığıyla ilgili
nasıl çalıştığıyla ilgili
02:11
about how the human mind works
37
119540
1472
araştırmadan biraz bahsedeyim,
02:13
to explain.
38
121036
1150
açıklamak için.
02:14
The brain relies on shortcuts
to do a lot of its work.
to do a lot of its work.
39
122540
4108
Beyin, görevinin çoğunu
gerçekleştirmek için kısa yollara güvenir.
gerçekleştirmek için kısa yollara güvenir.
02:18
That means a lot of the time,
40
126672
1625
Yani çoğu zaman,
02:20
your mental processes are taking place
outside of your awareness,
outside of your awareness,
41
128321
3328
zihinsel süreçleriniz,
bilinciniz dışında yer alır,
bilinciniz dışında yer alır,
02:23
like in low-battery, low-power mode
in the back of your mind.
in the back of your mind.
42
131673
4738
tıpkı zihninizin ardındaki
düşük-pil, düşük-güç modu gibi.
düşük-pil, düşük-güç modu gibi.
02:29
That's, in fact, the premise
of bounded rationality.
of bounded rationality.
43
137088
3461
Bu aslında,
sınırlı rasyonelliğin öncülüdür.
sınırlı rasyonelliğin öncülüdür.
02:32
Bounded rationality is
the Nobel Prize-winning idea
the Nobel Prize-winning idea
44
140573
3441
Sınırlı rasyonellik,
Nobel ödülü kazanmış bir fikirdir
Nobel ödülü kazanmış bir fikirdir
02:36
that the human mind
has limited storage resources,
has limited storage resources,
45
144038
2842
ve insan zihninin
sınırlı depolama kaynakları,
sınırlı depolama kaynakları,
02:38
limited processing power,
46
146904
2096
sınırlı işlem gücü olduğunu
02:41
and as a result, it relies on shortcuts
to do a lot of its work.
to do a lot of its work.
47
149024
4032
ve sonuç olarak görevinin çoğu
için kısa yollara güvendiğini öne sürer.
için kısa yollara güvendiğini öne sürer.
02:45
So for example,
48
153571
1524
Yani örneğin
02:47
some scientists estimate
that in any given moment ...
that in any given moment ...
49
155833
2634
bazı bilimcilerin tahmini şöyle:
02:51
Better, better click, right? There we go.
50
159270
2080
Daha iyi, daha iyi tıklama, evet?
İşte oldu.
İşte oldu.
02:53
(Laughter)
51
161374
1007
(Gülüşmeler)
02:54
At any given moment,
52
162405
1244
Herhangi bir anda
02:55
11 million pieces of information
are coming into your mind.
are coming into your mind.
53
163673
3804
zihninize 11 milyon bilgi parçası gelir.
03:00
Eleven million.
54
168054
1616
On bir milyon.
03:01
And only 40 of them
are being processed consciously.
are being processed consciously.
55
169694
2873
Bunlardan yalnızca
40 tanesi bilinçli olarak işlenir.
40 tanesi bilinçli olarak işlenir.
03:05
So 11 million, 40.
56
173051
2222
Yani 11 milyon, 40.
03:08
I mean, has this ever happened to you?
57
176140
1884
Yani bu hiç başınıza geldi mi?
03:10
Have you ever had
a really busy day at work,
a really busy day at work,
58
178048
2354
İş yerinde çok meşgul bir gün geçirip
03:12
and you drive home,
59
180426
1729
eve döndüğünüzde
03:14
and when you get in the door,
60
182179
2218
ve kapıdan girdiğinizde
03:16
you realize you don't
even remember the drive home,
even remember the drive home,
61
184421
3248
arabayı nasıl sürdüğünüzü bile
hatırlamadığınızı fark ettiniz mi,
hatırlamadığınızı fark ettiniz mi,
yeşil mi kırmızı ışıklara mı
denk geldiğinizi mesela?
denk geldiğinizi mesela?
03:19
like whether you had
green lights or red lights.
green lights or red lights.
62
187693
2503
03:22
You don't even remember.
You were on autopilot.
You were on autopilot.
63
190220
2410
Hatırlamıyorsunuz bile.
Otomatik pilottaydınız.
Otomatik pilottaydınız.
03:24
Or have you ever opened the fridge,
64
192974
3287
Hiç buzdolabını açıp
03:28
looked for the butter,
65
196285
2072
tereyağını aradığınız
03:30
swore there is no butter,
66
198381
2944
ve orada olmadığına yemin ettiğiniz,
03:33
and then realized the butter
was right in front of you the whole time?
was right in front of you the whole time?
67
201349
3617
ve sonra da tereyağının gözünüzün
önünde durduğunu fark ettiğiniz oldu mu?
önünde durduğunu fark ettiğiniz oldu mu?
03:36
These are the kinds of "whoops" moments
that make us giggle,
that make us giggle,
68
204990
3521
Bizi güldüren çeşit çeşit
"ay!" anları vardır
"ay!" anları vardır
03:40
and this is what happens in a brain
69
208535
2011
ve yalnızca 40'ı
bilinçli olarak işlenirken
bilinçli olarak işlenirken
03:42
that can handle 11 million
pieces of information coming in
pieces of information coming in
70
210570
3574
11 milyon bilgi parçasının
üstesinden gelen bir beyinde
üstesinden gelen bir beyinde
03:46
with only 40 being processed consciously.
71
214168
2577
gerçekleşen şey budur.
03:48
That's the bounded part
of bounded rationality.
of bounded rationality.
72
216769
3380
Sınırlı rasyonelliğin
sınırlı kısmı da budur.
sınırlı kısmı da budur.
03:55
This work on bounded rationality
73
223352
2477
Max Bazerman ve Mahzarin Banaji
adlı ortaklarımla
adlı ortaklarımla
03:57
is what's inspired work I've done
with my collaborators
with my collaborators
74
225853
4166
sınırlı ahlaklılık adını
verdiğimiz çalışmamıza
verdiğimiz çalışmamıza
04:02
Max Bazerman and Mahzarin Banaji,
75
230043
2635
ilham veren şey
04:04
on what we call bounded ethicality.
76
232702
2646
sınırlı rasyonellik çalışmasıdır.
04:07
So it's the same premise
as bounded rationality,
as bounded rationality,
77
235702
3072
Bu, sınırlı rasyonellik ile aynı öncül,
04:10
that we have a human mind
that is bounded in some sort of way
that is bounded in some sort of way
78
238798
5601
yani bir şekilde sınırlı olan ve kısa
yollara güvenen bir insan zihnine sahibiz
yollara güvenen bir insan zihnine sahibiz
04:16
and relying on shortcuts,
79
244423
2082
ve bu kısa yollar
04:18
and that those shortcuts
can sometimes lead us astray.
can sometimes lead us astray.
80
246529
3825
bazen bizi yanlış yola götürebilir.
04:22
With bounded rationality,
81
250886
1525
Zihin, sınırlı rasyonellikle
04:24
perhaps it affects the cereal
we buy in the grocery store,
we buy in the grocery store,
82
252435
3686
belki de bakkaldan aldığımız mısır
gevreğini veya toplantı odasında
gevreğini veya toplantı odasında
04:28
or the product we launch in the boardroom.
83
256145
3083
piyasaya sürdüğümüz ürünü etkiliyor.
04:31
With bounded ethicality, the human mind,
84
259836
2683
Sınırlı ahlaklılıkla insan zihni,
04:34
the same human mind,
85
262543
2079
aynı insan zihni
04:36
is making decisions,
86
264646
1492
kararlar alır
04:38
and here, it's about who to hire next,
87
266162
2786
ve bu kimi işe alacağımızla
04:40
or what joke to tell
88
268972
1650
veya hangi şakayı yapacağımızla
04:42
or that slippery business decision.
89
270646
2222
ya da riskli iş kararıyla alakalı.
04:46
So let me give you an example
of bounded ethicality at work.
of bounded ethicality at work.
90
274157
4603
İş yerinde sınırlı ahlaklılık ile ilgili
bir örnek vereyim.
bir örnek vereyim.
04:50
Unconscious bias is one place
91
278784
2786
Bilinçsiz ön yargı,
04:53
where we see the effects
of bounded ethicality.
of bounded ethicality.
92
281594
3509
sınırlı ahlaklılığın etkilerini
gördüğümüz bir yer.
gördüğümüz bir yer.
04:57
So unconscious bias refers
to associations we have in our mind,
to associations we have in our mind,
93
285127
4386
Yani bilinçsiz önyargılar
zihnimizdeki ortaklıklar ile ilgili,
zihnimizdeki ortaklıklar ile ilgili,
05:01
the shortcuts your brain is using
to organize information,
to organize information,
94
289537
4290
beyninizin bilgiyi düzenlemek için
kullandığı kısa yollar,
kullandığı kısa yollar,
05:05
very likely outside of your awareness,
95
293851
2264
yüksek ihtimalle farkındalığınız dışında,
05:08
not necessarily lining up
with your conscious beliefs.
with your conscious beliefs.
96
296139
3452
bilinçli inançlarınızla
mutlaka aynı hizada olmaz.
mutlaka aynı hizada olmaz.
05:12
Researchers Nosek, Banaji and Greenwald
97
300503
2524
Araştırmacılar Nosek, Banaji ve Greenwald
05:15
have looked at data
from millions of people,
from millions of people,
98
303051
2731
milyonlarca insanın verisine baktılar
05:17
and what they've found is, for example,
99
305806
2757
ve buldukları şey, örneğin,
05:20
most white Americans
can more quickly and easily
can more quickly and easily
100
308587
3493
çoğu beyaz Amerikalı, iyi şeyleri
05:24
associate white people and good things
101
312104
4269
siyahi insanlardan ziyade,
beyaz insanlarla
beyaz insanlarla
05:28
than black people and good things,
102
316397
2293
daha hızlı ve kolayca bağdaştırıyorlar
05:31
and most men and women
can more quickly and easily associate
can more quickly and easily associate
103
319650
5614
ve çoğu erkek ve kadın,
bilimi kadınlardan ziyade erkeklerle
bilimi kadınlardan ziyade erkeklerle
05:37
men and science than women and science.
104
325288
4302
daha hızlı ve kolayca bağdaştırıyor.
05:42
And these associations
don't necessarily line up
don't necessarily line up
105
330137
4287
Bu bağdaştırmalar insanların
bilinçli olarak düşündükleri şey ile
bilinçli olarak düşündükleri şey ile
05:46
with what people consciously think.
106
334448
1875
aynı olmak zorunda değil.
05:48
They may have
very egalitarian views, in fact.
very egalitarian views, in fact.
107
336347
3333
Aslında çok eşitlikçi görüşleri olabilir.
05:52
So sometimes, that 11 million
and that 40 just don't line up.
and that 40 just don't line up.
108
340206
4413
Yani bazen, o 11 milyon ile
o 40 aynı olmazlar.
o 40 aynı olmazlar.
05:57
And here's another example:
109
345402
1967
İşte başka bir örnek:
05:59
conflicts of interest.
110
347393
1492
çıkar çatışmaları.
06:01
So we tend to underestimate
how much a small gift --
how much a small gift --
111
349372
3810
Küçük bir hediyenin --
tükenmez kalem veya akşam yemeği gibi --
tükenmez kalem veya akşam yemeği gibi --
06:05
imagine a ballpoint pen or dinner --
112
353206
3643
bu küçük hediyenin karar almamızı
06:08
how much that small gift
can affect our decision making.
can affect our decision making.
113
356873
4158
ne kadar etkileyebileceğini
hafife almaya meyilliyiz.
hafife almaya meyilliyiz.
06:13
We don't realize that our mind
is unconsciously lining up evidence
is unconsciously lining up evidence
114
361852
4326
Zihnimizin bilinçsiz olarak hediyeyi veren
kişinin bakış açısını desteklemek için
kişinin bakış açısını desteklemek için
06:18
to support the point of view
of the gift-giver,
of the gift-giver,
115
366202
3531
kanıtlar sıraladığını fark etmiyoruz,
06:21
no matter how hard we're consciously
trying to be objective and professional.
trying to be objective and professional.
116
369757
4821
bilinçli olarak ne kadar objektif ve
profesyonel olmaya çalışırsak çalışalım.
profesyonel olmaya çalışırsak çalışalım.
06:27
We also see bounded ethicality --
117
375689
1719
Sınırlı ahlaklılığı da görüyoruz --
06:29
despite our attachment
to being good people,
to being good people,
118
377432
3377
iyi insanlar olma bağlılığımıza rağmen
06:32
we still make mistakes,
119
380833
2081
hâlâ hatalar yapıyoruz
06:34
and we make mistakes
that sometimes hurt other people,
that sometimes hurt other people,
120
382938
4011
ve bazen diğer insanların
canını acıtan hatalar yapıyoruz
canını acıtan hatalar yapıyoruz
06:38
that sometimes promote injustice,
121
386973
2470
ve en iyi girişimlerimize rağmen
06:41
despite our best attempts,
122
389467
2025
adaletsizliğe neden olan
hatalar yapıyoruz
hatalar yapıyoruz
06:43
and we explain away our mistakes
rather than learning from them.
rather than learning from them.
123
391516
4117
ve hatalarımızdan öğrenmek yerine
onların nedenini açıklıyoruz.
onların nedenini açıklıyoruz.
06:48
Like, for example,
124
396810
2453
Tıpkı, örneğin
06:51
when I got an email
from a female student in my class
from a female student in my class
125
399287
3801
sınıfımdan bir kadın
öğrenciden e-posta aldım,
öğrenciden e-posta aldım,
06:55
saying that a reading I had assigned,
126
403112
2548
seçtiğim bir okuma metninin,
06:57
a reading I had been assigning for years,
127
405684
2754
yıllardır seçtiğim okuma metninin
07:00
was sexist.
128
408462
1431
cinsiyetçi olduğu yazıyordu.
07:02
Or when I confused
two students in my class
two students in my class
129
410738
5588
Sınıfımdaki aynı ırktan olan iki kişiyi
07:08
of the same race --
130
416350
1357
karıştırdığımda --
07:09
look nothing alike --
131
417731
2270
hiç benzemiyorlardı --
07:12
when I confused them for each other
132
420025
2159
onları herkesin önünde birbirleriyle
07:14
more than once, in front of everybody.
133
422208
2665
birden fazla kez karıştırdığımda.
07:17
These kinds of mistakes send us, send me,
134
425885
4323
Bu tür hatalar bizleri, beni,
07:22
into red-zone defensiveness.
135
430232
2835
kırmızı-bölge savunmacılığına gönderir.
07:25
They leave us fighting
for that good person identity.
for that good person identity.
136
433091
4230
O iyi insan kimliği için
savaşmamızı sağlar.
savaşmamızı sağlar.
07:30
But the latest work that I've been doing
on bounded ethicality with Mary Kern
on bounded ethicality with Mary Kern
137
438189
4340
Fakat Mary Kern ile birlikte sınırlı
ahlaklılıkla ilgili son çalışmamız
ahlaklılıkla ilgili son çalışmamız
07:34
says that we're not
only prone to mistakes --
only prone to mistakes --
138
442553
3572
yalnızca hatalara eğilimli
olmadığımızı gösteriyor --
olmadığımızı gösteriyor --
07:38
that tendency towards mistakes depends
on how close we are to that red zone.
on how close we are to that red zone.
139
446149
5239
hatalara eğilimimiz, o kırmızı bölgeye
ne kadar yakın olduğumuza bağlıdır.
ne kadar yakın olduğumuza bağlıdır.
07:43
So most of the time, nobody's challenging
our good person identity,
our good person identity,
140
451412
4199
Yani çoğu zaman hiç kimse iyi insan
kimliğimizi sorgulamaz
kimliğimizi sorgulamaz
07:47
and so we're not thinking too much
141
455635
2159
ve kararlarımızın ahlaki çıkarımları
07:49
about the ethical implications
of our decisions,
of our decisions,
142
457818
2333
hakkında çok fazla düşünmeyiz
07:52
and our model shows
that we're then spiraling
that we're then spiraling
143
460175
3879
ve modelimiz, çoğunlukla gitgide daha
az ahlaki davranışa doğru
az ahlaki davranışa doğru
07:56
towards less and less
ethical behavior most of the time.
ethical behavior most of the time.
144
464078
4739
kıvrılıp gittiğimizi gösteriyor.
08:00
On the other hand, somebody
might challenge our identity,
might challenge our identity,
145
468841
2848
Diğer yandan, birisi
kimliğimizi sorgulayabilir
kimliğimizi sorgulayabilir
08:03
or, upon reflection,
we may be challenging it ourselves.
we may be challenging it ourselves.
146
471713
3499
veya yansıma olarak
kendimiz de sorguluyor olabiliriz.
kendimiz de sorguluyor olabiliriz.
08:07
So the ethical implications
of our decisions become really salient,
of our decisions become really salient,
147
475236
4124
Dolayısıyla kararlarımızın ahlaki
çıkarımları gerçekten belirgin hâle gelir
çıkarımları gerçekten belirgin hâle gelir
08:11
and in those cases, we spiral towards
more and more good person behavior,
more and more good person behavior,
148
479384
5737
ve bu durumlarda, daha daha iyi kişi
davranışına yöneliyoruz
davranışına yöneliyoruz
08:17
or, to be more precise,
149
485145
1841
veya daha net olmak gerekirse
08:19
towards more and more behavior
that makes us feel like a good person,
that makes us feel like a good person,
150
487010
4538
kendimizi daha iyi bir insan hissettiren
davranışlara daha çok yöneliyoruz,
davranışlara daha çok yöneliyoruz,
08:23
which isn't always the same, of course.
151
491572
2444
tabii her zaman aynı olmuyor.
08:27
The idea with bounded ethicality
152
495413
3643
Sınırlı ahlaklılık fikri,
08:31
is that we are perhaps overestimating
153
499080
4202
ahlaki kararlarımızda rol oynayan
08:35
the importance our inner compass
is playing in our ethical decisions.
is playing in our ethical decisions.
154
503306
5168
niçimizdeki pusulanın önemini
belki de abarttığımız anlamına gelir.
belki de abarttığımız anlamına gelir.
08:40
We perhaps are overestimating
how much our self-interest
how much our self-interest
155
508498
4485
Belki de kişisel çıkarlarımızın
08:45
is driving our decisions,
156
513007
3372
kararlarımızı ne kadar
tetiklediğini abartıyoruz
tetiklediğini abartıyoruz
08:48
and perhaps we don't realize
how much our self-view as a good person
how much our self-view as a good person
157
516403
5715
ve belki de kendimizi
iyi insan olarak görmemizin
iyi insan olarak görmemizin
davranışlarımızı ne kadar
etkilediğini fark etmiyoruz,
etkilediğini fark etmiyoruz,
08:54
is affecting our behavior,
158
522142
2524
08:56
that in fact, we're working so hard
to protect that good person identity,
to protect that good person identity,
159
524690
5485
yani aslında o iyi insan kimliğini korumak
ve onu kırmızı bölgeden uzak tutmak için
ve onu kırmızı bölgeden uzak tutmak için
09:02
to keep out of that red zone,
160
530199
2294
öyle çok uğraşıyoruz ki
09:04
that we're not actually giving ourselves
space to learn from our mistakes
space to learn from our mistakes
161
532517
5354
hatalarımızdan öğrenmek ve gerçekten
daha iyi insanlar olmak için
daha iyi insanlar olmak için
09:09
and actually be better people.
162
537895
2317
kendimize bir alan bırakmıyoruz.
09:13
It's perhaps because
we expect it to be easy.
we expect it to be easy.
163
541998
3041
Belki de kolay olmasını
beklediğimiz için.
beklediğimiz için.
09:17
We have this definition
of good person that's either-or.
of good person that's either-or.
164
545063
4090
Ya/ya da olan iyi insan tanımına sahibiz.
09:21
Either you are a good person
or you're not.
or you're not.
165
549177
3039
Ya iyi insansınızdır ya da değilsinizdir.
09:24
Either you have integrity or you don't.
166
552240
2620
Dürüstlüğe sahipsinizdir
ya da değilsinizdir.
ya da değilsinizdir.
09:26
Either you are a racist or a sexist
or a homophobe or you're not.
or a homophobe or you're not.
167
554884
4632
Irkçı, cinsiyetçi veya
homofobiksinizdir ya da değilsinizdir.
homofobiksinizdir ya da değilsinizdir.
09:31
And in this either-or definition,
there's no room to grow.
there's no room to grow.
168
559540
3983
Bu ya/ya da tanımında, büyümeye yer yok.
09:36
And by the way,
169
564444
1151
Bu arada,
09:37
this is not what we do
in most parts of our lives.
in most parts of our lives.
170
565619
2984
hayatlarımızın çoğu bölümünde
yaptığımız şey bu değil.
yaptığımız şey bu değil.
09:40
Life, if you needed to learn accounting,
171
568627
2475
Hayat, eğer hesap tutmayı
öğrenmeniz gerekseydi
öğrenmeniz gerekseydi
09:43
you would take an accounting class,
172
571126
1693
bir hesap tutma dersi alırdınız
09:44
or if you become a parent,
173
572843
2294
veya bir ebeveyn olursak
09:47
we pick up a book and we read about it.
174
575161
3507
bununla ilgili bir kitap alır ve okuruz.
09:50
We talk to experts,
175
578692
2627
Uzmanlarla konuşuyoruz,
09:53
we learn from our mistakes,
176
581343
1454
hatalarımızdan öğreniyoruz,
09:54
we update our knowledge,
177
582821
1499
bilgimizi güncelliyoruz,
09:56
we just keep getting better.
178
584344
1966
daha iyi olmaya devam ediyoruz.
09:58
But when it comes to being a good person,
179
586835
1956
Fakat mesele iyi insan olmaya geldiğinde
10:00
we think it's something
we're just supposed to know,
we're just supposed to know,
180
588815
2492
efor ve büyüme faydası olmaksızın
bilmekle yükümlü,
bilmekle yükümlü,
10:03
we're just supposed to do,
181
591331
1263
yapmakla yükümlü olduğumuz
10:04
without the benefit of effort or growth.
182
592618
3308
bir şeymiş gibi düşünüyoruz.
10:07
So what I've been thinking about
183
595950
1840
Bir süredir düşündüğüm şey şu:
10:09
is what if we were to just forget
about being good people,
about being good people,
184
597814
4152
iyi insanlar olmayı unutsaydık,
10:13
just let it go,
185
601990
1765
boş verseydik
10:15
and instead, set a higher standard,
186
603779
3096
ve bunun yerine daha yüksek,
daha da yüksek bir
daha da yüksek bir
10:18
a higher standard
of being a good-ish person?
of being a good-ish person?
187
606899
3062
"iyimsi" insan olma standardı
belirleseydik ne olurdu?
belirleseydik ne olurdu?
10:24
A good-ish person
absolutely still makes mistakes.
absolutely still makes mistakes.
188
612891
4223
İyimsi bir insan kesinlikle
yine de hata yapar.
yine de hata yapar.
10:29
As a good-ish person,
I'm making them all the time.
I'm making them all the time.
189
617138
3042
İyimsi bir insan olarak
her zaman hata yapıyorum.
her zaman hata yapıyorum.
10:32
But as a good-ish person,
I'm trying to learn from them, own them.
I'm trying to learn from them, own them.
190
620881
4374
Ancak iyimsi bir insan olarak onlardan
öğrenmeyi, onları sahiplenmeyi deniyorum.
öğrenmeyi, onları sahiplenmeyi deniyorum.
10:37
I expect them and I go after them.
191
625279
3559
Onları bekliyor ve peşlerinden gidiyorum.
10:40
I understand there are costs
to these mistakes.
to these mistakes.
192
628862
2604
Bu hataların bedelleri olduğunu anlıyorum.
10:43
When it comes to issues like ethics
and bias and diversity and inclusion,
and bias and diversity and inclusion,
193
631490
4068
Ahlak, önyargı, çeşitlilik ve dahil olma
gibi konular söz konusu olduğunda
gibi konular söz konusu olduğunda
10:47
there are real costs to real people,
194
635582
3142
gerçek insanlara gerçek bedeller vardır
10:50
and I accept that.
195
638748
1315
ve bunu kabul ediyorum.
10:54
As a good-ish person, in fact,
196
642602
1881
Aslında, iyimsi bir insan olarak
10:56
I become better
at noticing my own mistakes.
at noticing my own mistakes.
197
644507
2683
hatalarımı fark etme konusunda
daha iyi oluyorum.
daha iyi oluyorum.
10:59
I don't wait for people to point them out.
198
647214
2300
İnsanların göstermelerini beklemiyorum.
11:01
I practice finding them,
199
649538
2142
Onları bulma alıştırması yapıyorum
11:03
and as a result ...
200
651704
1276
ve sonucunda...
11:05
Sure, sometimes it can be embarrassing,
201
653911
3617
Elbette bazen utandırıcı olabilir,
11:09
it can be uncomfortable.
202
657552
1862
huzursuzluk verici olabilir.
11:11
We put ourselves
in a vulnerable place, sometimes.
in a vulnerable place, sometimes.
203
659438
3346
Kendimizi bazen
korunmasız yerlere koyuyoruz.
korunmasız yerlere koyuyoruz.
11:15
But through all that vulnerability,
204
663968
2151
Fakat tüm bu korunmasızlık içerisinde,
11:18
just like in everything else
we've tried to ever get better at,
we've tried to ever get better at,
205
666143
4340
tıpkı daha da iyi olmaya
çalıştığımız diğer her şey gibi
çalıştığımız diğer her şey gibi
11:22
we see progress.
206
670507
1302
gelişim gösteririz.
11:23
We see growth.
207
671833
1151
Büyümeyi görürüz.
11:25
We allow ourselves to get better.
208
673008
2929
Daha iyi olmamıza izin veririz.
11:29
Why wouldn't we give ourselves that?
209
677016
3421
Kendimize bu izni neden vermeyelim?
11:32
In every other part of our lives,
we give ourselves room to grow --
we give ourselves room to grow --
210
680944
4527
Hayatımızın kalan diğer kısımlarında,
kendimize büyüme alanı bırakıyoruz --
kendimize büyüme alanı bırakıyoruz --
11:37
except in this one, where it matters most.
211
685495
2531
bu kısım hariç, en önemli kısım da bu.
11:41
Thank you.
212
689256
1151
Teşekkürler.
11:42
(Applause)
213
690431
4600
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Dolly Chugh - Author, social psychologistDolly Chugh studies the psychology of good people.
Why you should listen
Dolly Chugh teaches at New York University's Stern School of Business in the full-time MBA program and the NYU Prison Education Program. Her book, The Person You Mean to Be: How Good People Fight Bias, was published by HarperCollins and selected by Malcolm Gladwell, Adam Grant, Susan Cain and Dan Pink as one of "six books to have on your bookshelf" in fall 2018. Prior to becoming an academic, Chugh worked in the corporate world for 11 years. She received her BA from Cornell and her MBA and PhD from Harvard.
More profile about the speakerDolly Chugh | Speaker | TED.com