ABOUT THE SPEAKER
Nicholas Negroponte - Tech visionary
The founder of the MIT Media Lab, Nicholas Negroponte pushed the edge of the information revolution as an inventor, thinker and angel investor. He's the driving force behind One Laptop per Child, building computers for children in the developing world.

Why you should listen

A pioneer in the field of computer-aided design, Negroponte founded (and was the first director of) MIT's Media Lab, which helped drive the multimedia revolution and now houses more than 500 researchers and staff across a broad range of disciplines. An original investor in Wired (and the magazine's "patron saint"), for five years he penned a column exploring the frontiers of technology -- ideas that he expanded into his 1995 best-selling book Being Digital. An angel investor extraordinaire, he's funded more than 40 startups, and served on the boards of companies such as Motorola and Ambient Devices.

But his latest effort, the One Laptop per Child project, may prove his most ambitious. The organization is designing, manufacturing and distributing low-cost, wireless Internet-enabled computers costing roughly $100 and aimed at children. Negroponte hopes to put millions of these devices in the hands of children in the developing world.

More profile about the speaker
Nicholas Negroponte | Speaker | TED.com
TED2006

Nicholas Negroponte: One Laptop per Child

Nicholas Negroponte "Her Çocuğa Bir Dizüstü"'nü anlatıyor

Filmed:
469,675 views

MIT Medya Laboratuvarı kurucusu Nicholas Negroponte, Her Çocuğa Bir Dizüstü projesinin nasıl 100 dolara dizüstü kurup dağıtacağını anlatıyor.
- Tech visionary
The founder of the MIT Media Lab, Nicholas Negroponte pushed the edge of the information revolution as an inventor, thinker and angel investor. He's the driving force behind One Laptop per Child, building computers for children in the developing world. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:24
I've been at MITMIT for 44 yearsyıl.
0
0
2896
44 yıldır MIT'deyim. İlk TED'e gittim.
00:27
I wentgitti to TEDTED I.
1
2920
1936
Sanırım burada bunu yapan benden başka sadece bir kişi var.
00:29
There's only one other personkişi here,
I think, who did that.
2
4880
2856
Ve tüm diğer TED'lerde -- hepsine gittim, Ricky'in rejiminde --
00:32
All the other TEDsTEDs --
3
7760
1216
00:33
and I wentgitti to them all,
underaltında Ricky'sRicky'nin regimerejim --
4
9000
2256
bugün neredeyse 500 kişiyi barındıran
00:36
I talkedkonuştuk about
what the MediaMedya LabLaboratuvar was doing,
5
11280
2536
00:38
whichhangi todaybugün has almostneredeyse 500 people in it.
6
13840
3016
Media Lab'ın ne yaptığı hakkında konuştum.
Medyayı takip ediyorsanız, geçen hafta Media Lab'dan istifa ettiğim söylendi.
00:41
And if you readokumak the pressbasın,
7
16880
1416
00:43
last weekhafta it actuallyaslında said
I quitçıkmak the MediaMedya LabLaboratuvar.
8
18320
2656
00:45
I didn't quitçıkmak the MediaMedya LabLaboratuvar,
I steppedbasamaklı down as chairmanbaşkan --
9
21000
4176
Media Lab'dan istifa etmedim, sadece başkanlığı bıraktım --
ki zaten gereksiz bir ünvandı, ama başka birisi aldı
00:50
whichhangi was a kindtür of ridiculousgülünç titleBaşlık,
but someonebirisi elsebaşka has takenalınmış it on --
10
25200
4696
00:54
and one of the things
you can do as a professorprofesör
11
29920
2191
ve bir profesör olarak yapabileceğiniz şeylerden biri
profesör olarak kalmaktır.
00:56
is you staykalmak on as a professorprofesör.
12
32135
1841
00:58
And I will now do for the restdinlenme of my life
the One LaptopDizüstü bilgisayar PerBaşına ChildÇocuk,
13
34000
4256
Ve hayatımın geri kalanında Her Çocuğa Bir Dizüstü ile uğraşacağım,
ki zaten bir buçuk yıldır yapıyorum sayılır, her neyse.
01:03
whichhangi I've sortçeşit of been doing
for a yearyıl and a halfyarım, anywayneyse.
14
38280
3016
Yani size bu konuyu anlatacağım,
01:06
So I'm going to tell you about this,
15
41320
1736
18 dakikamı neden bunu yaptığımızı,
01:07
use my 18 minutesdakika
to tell you why we're doing it,
16
43080
4096
nasıl yaptığımızı ve ne yaptığımızı anlatmak için kullanacağım.
01:12
how we're doing it
and then what we're doing.
17
47200
2176
Hatta bir ara 100 dolarlık dizüstünün
01:14
And at some pointpuan I'll even passpas around
18
49400
3296
nasıl bir şey olacağını bile gösterebiliriz.
01:17
what the $100 laptopdizüstü mightbelki be like.
19
52720
3920
Şimdi, Chris benden önemli konular hakkında konuşmamı istemişti
01:23
I was askeddiye sordu by ChrisChris
to talk about some of the bigbüyük issuessorunlar,
20
58800
2856
ve ben de beni bu işe sürükleyen üç şeyle başlamaya karar verdim.
01:26
and so I figuredanladım I'd startbaşlama with the threeüç
that at leasten az drovesürdü me to do this.
21
61680
5256
01:31
And the first is prettygüzel obviousaçık.
22
66960
2816
Ve ilki çok bariz.
Bir eyalet başkanıyla görüşmeniz çok acayip oluyor, soruyorsunuz:
01:34
It's amazingşaşırtıcı when you meetkarşılamak
a headkafa of statebelirtmek, bildirmek, and you say,
23
69800
2656
"En değerli doğal kaynağınız ne?"
01:37
"What is your mostçoğu preciousdeğerli
naturaldoğal resourcekaynak?"
24
72480
2736
İlk söyledikleri çocuklar olmuyor tabii
01:40
They will not say "childrençocuklar" at first,
25
75240
2696
01:42
and then when you say, "childrençocuklar,"
they will prettygüzel quicklyhızlı bir şekilde agreeanlaşmak with you.
26
77960
4255
ve sonra çocuklar deyince, hemen sizinle aynı fikirde oluyorlar.
Yani çok zor değil.
01:47
And so that isn't very hardzor.
27
82239
2017
01:49
(LaughterKahkaha)
28
84280
2696
Herkes büyük sorunların çözümü ne olursa olsun,
01:51
EverybodyHerkes agreeskabul eder that whateverher neyse
the solutionsçözeltiler are to the bigbüyük problemssorunlar,
29
87000
5056
eğitimi dahil ediyor, bazen sadece eğitim bile oluyor
01:56
they includeDahil etmek educationEğitim,
sometimesara sıra can be just educationEğitim
30
92080
4736
ve hiçbir zaman herhangi bir eğitim öğesi olmadan olmuyor.
02:01
and can never be withoutolmadan
some elementeleman of educationEğitim.
31
96840
3296
Yani bu kesinlikle onun bir parçası.
02:04
So that's certainlykesinlikle partBölüm of it.
32
100160
1816
02:06
And the thirdüçüncü
is a little bitbit lessaz obviousaçık.
33
102000
2376
Üçüncüsü biraz daha az bariz.
O da bu odadaki herkesin yürümeyi, konuşmayı
02:09
And that is that we all in this roomoda
learnedbilgili how to walkyürümek, how to talk,
34
104400
4736
nasıl yürüneceğini, nasıl konuşulacağını birileri tarafından öğretilerek değil,
02:13
not by beingolmak taughtöğretilen how to talk,
or taughtöğretilen how to walkyürümek,
35
109160
4496
dünya ile etkileşim halinde olarak,
02:18
but by interactingetkileşim with the worldDünya,
36
113680
1696
bir şeyleri sorabilme sürecinden belli sonuçlar elde ederek
02:20
by havingsahip olan certainbelli resultsSonuçlar as a consequencesonuç
of beingolmak ableyapabilmek to asksormak for something,
37
115400
4136
02:24
or beingolmak ableyapabilmek to standdurmak up and reachulaşmak it.
38
119560
2136
veya uzanıp erişerek öğrendiğidir.
02:26
WhereasOysa at about the ageyaş sixaltı,
we were told to stop learningöğrenme that way,
39
121720
4256
Oysa yaklaşık altı yaşımızdayken, o yoldan öğrenmeye son vermemiz söylenildi
02:30
and that all learningöğrenme from then on
would happenolmak throughvasitasiyla teachingöğretim,
40
126000
3336
ve ondan sonra tüm öğrenimimiz öğretme yoluyla gerçekleşti,
ayakta duran insanlar, şu an benim yaptığım gibi, veya bir kitap, ya da başka bir şey.
02:34
whetherolup olmadığını it's people standingayakta up,
like I'm doing now,
41
129360
2429
02:36
or a bookkitap, or something.
42
131813
1723
Ama aslında öğretme yoluylaydı.
02:38
But it was really throughvasitasiyla teachingöğretim.
43
133560
1936
Ve genel olarak bilgisayarların sağladığı öğrenim
02:40
And one of the things in generalgenel
that computersbilgisayarlar have providedsağlanan to learningöğrenme
44
135520
5176
02:45
is that it now includesiçerir a kindtür of learningöğrenme
45
140720
3136
biraz daha yürüme ve konuşmadakine benzer
02:48
whichhangi is a little bitbit more
like walkingyürüme and talkingkonuşma,
46
143880
3096
bir öğrenim şekli içeriyor,
02:51
in the senseduyu that a lot of it is driventahrik
by the learneröğrenci himselfkendisi or herselfkendini.
47
147000
6616
işin büyük kısmının öğrenen kişinin kendisi tarafından yürütüldüğü göz önüne alınırsa.
Yani o ilkelerden --
02:58
So with those as the principlesprensipler --
48
153640
2736
bazılarınız Seymour Papert'i tanıyordur,
03:01
some of you mayMayıs ayı know SeymourSeymour PapertPapert.
49
156400
2016
03:03
This is back in 1982,
when we were workingçalışma in SenegalSenegal.
50
158440
3536
bu 1982'de, biz Senegal'de çalışırken.
03:06
Because some people think that
the $100 laptopdizüstü just happenedolmuş a yearyıl agoönce,
51
162000
5245
Çünkü bazıları 100 dolarlık dizüstülerine bir yıl ya da iki yıl önce
başlanıldığını düşünüyordu, ya da bizi yıldırım çarpmıştı.
03:12
or two yearsyıl agoönce,
or we were struckvurdu by lightningŞimşek --
52
167269
3187
Aslında bu oldukça eskidendi, neredeyse 60'lar.
03:15
this actuallyaslında has gonegitmiş back a long time,
and in factgerçek, back to the '60s.
53
170480
5056
Şu an 80'lerdeyiz.
03:20
Here we're in the '80s.
54
175560
1536
Steve Jobs bize birkaç dizüstü vermişti, biz Senegal'deydik.
03:21
SteveSteve Jobsİşleri had givenverilmiş us some laptopsdizüstü bilgisayarlar.
We were in SenegalSenegal.
55
177120
4256
Yayılmasını sağlamıyordu ama en azından gelişmekte olan ülkelere bilgisayar getiriyordu,
03:26
It didn't scaleölçek
56
181400
1256
03:27
but it at leasten az was bringinggetiren computersbilgisayarlar
to developinggelişen countriesülkeler
57
182680
5096
03:32
and learningöğrenme prettygüzel quicklyhızlı bir şekilde
that these kidsçocuklar,
58
187800
2456
ve bu çocuklar hızlıca öğreniyorlardı --
İngilizce konuşmasalar bile,
03:35
even thoughgerçi Englishİngilizce wasn'tdeğildi theironların languagedil,
59
190280
2000
Latin alfabesi onlara yabancı olsa bile,
03:37
the LatinLatin alphabetalfabe
barelyzar zor was theironların languagedil,
60
192304
3232
hiç olmazsa balık gibi yüzebilirlerdi,
03:40
but they could just swimyüzmek like fishbalık.
61
195560
2336
bunları piyano gibi çalabilirlerdi.
03:42
They could playoyun these like pianospiyanolar.
62
197920
1760
Biraz daha sonra, kişisel olarak bu konuyla ilgilendim.
03:46
A little bitbit more recentlyson günlerde,
I got involvedilgili personallyŞahsen.
63
201360
4216
03:50
And these are two anecdotesanekdotlar --
64
205600
1736
Ve bu iki anektod -- biri Kamboçya'da,
03:52
one was in CambodiaKamboçya,
65
207360
2616
elektrik şebekesi, suyu, televizyonu, telefonu olmayan bir köy,
03:54
in a villageköy that has no electricityelektrik,
no waterSu, no televisiontelevizyon, no telephonetelefon,
66
210000
4416
fakat şimdi geniş bant interneti var.
03:59
but has broadbandgenişbant InternetInternet now.
67
214440
2136
04:01
And these kidsçocuklar,
theironların first Englishİngilizce wordsözcük is "GoogleGoogle"
68
216600
3496
Ve bu çocukların ilk İngilizce kelimeleri "Google"dı
ve sadece Skype'ı biliyorlardı. Telefonu hiç duymamışlardı.
04:04
and they only know SkypeSkype.
69
220120
2336
04:07
They'veOnlar ettik never heardduymuş of telephonytelefonculuk.
70
222480
1616
Olsun, sadece Skype kullansınlar.
04:08
They just use SkypeSkype.
71
224120
2136
Ve gece eve gittiklerinde, elektriği olmayan bir kulübede
04:11
And they go home at night --
72
226280
1856
04:12
they'veonlar ettik got a broadbandgenişbant connectionbağ
in a hutkulübe that doesn't have electricityelektrik.
73
228160
3816
geniş bant bağlantıları var.
04:16
The parentsebeveyn love it,
because when they openaçık up the laptopsdizüstü bilgisayarlar,
74
232000
2762
Aileleri çok memnun, çünkü dizüstünü açtıklarında,
evlerindeki en parlak ışık kaynağı o.
04:19
it's the brightestparlak lightışık sourcekaynak
in the houseev.
75
234786
2190
04:21
And talk about
where metaphorsmetaforlar and realitygerçeklik mixkarıştırmak --
76
237000
3376
Ve benzetme ve gerçeğin karışımından konuşalım --
04:25
this is the actualgerçek schoolokul.
77
240400
2600
gerçek okul o.
04:28
In parallelparalel with this,
SeymourSeymour PapertPapert got the governorVali of MaineMaine
78
243560
5096
Buna paralel olarak, Seymour Papert, 2002'de Maine hükümetinin
04:33
to legislateyasamak one laptopdizüstü perbaşına childçocuk
in the yearyıl 2002.
79
248680
5496
her çocuğa bir dizüstü sağlanmasının yasalaştırmasını sağladı.
O zamanlar, sanırım şunu söylemek yanlış olmayacak, öğretmenlerin yüzde 80'i,
04:39
Now at the time, I think it's fairadil to say
that 80 percentyüzde of the teachersöğretmenler were --
80
254200
5096
-- şöyle diyelim, bu konuda kaygılıydı.
04:44
let me say, apprehensiveendişeli.
81
259320
1576
04:45
Really, they were actuallyaslında againstkarşısında it.
82
260920
1816
Gerçekten, aslında bu işe karşıydılar.
04:47
And they really preferredtercihli
that the moneypara would be used
83
262760
2524
Ve gerçekten bu paranın maaşların yükseltilmesi için,
daha fazla okul yapılması için falan kullanılmasını tercih ediyorlardı.
04:50
for higherdaha yüksek salariesmaaşları,
more schoolsokullar, whateverher neyse.
84
265308
2388
04:52
And now, threeüç and a halfyarım
yearsyıl latersonra, guesstahmin what?
85
267720
4256
Ve şimdi, üç buçuk yıl sonra, tahmin edin ne oldu?
04:56
They're reportingraporlama fivebeş things:
dropdüşürmek of truancyokulu asma to almostneredeyse zerosıfır,
86
272000
6216
Beş şeyden bahsediyorlar.
Okuldan kaçma neredeyse sıfıra indi, veli-öğretmen görüşmelerine katılım var,
05:03
attendingkatılıyor parent-teacherVeli meetingstoplantılar --
87
278240
1925
ki kimse katılmazdı, şimdi neredeyse herkes katılıyor,
05:04
whichhangi nobodykimse did
and now almostneredeyse everybodyherkes does --
88
280189
2507
disiplin sorunları azaldı, öğrencilerin katılımı arttı.
05:07
dropdüşürmek in disciplinedisiplin problemssorunlar,
increaseartırmak in studentÖğrenci participationkatılım.
89
282720
3896
05:11
TeachersÖğretmenler are now sayingsöz
it's kindtür of funeğlence to teachöğretmek.
90
286640
2416
Öğretmenler öğretmenin artık eğlenceli olduğunu söylüyorlar,
çocuklar ilgili. Dizüstüleri var.
05:13
KidsÇocuklar are engagednişanlı -- they have laptopsdizüstü bilgisayarlar! --
91
289080
3136
Ve beşincisi, ki bu benim en çok ilgimi çeken,
05:17
and then the fifthbeşinci,
whichhangi interestsilgi me the mostçoğu,
92
292240
2456
gece sunucuların belli saatlerde sırf öğretmenler
05:19
is that the serverssunucular have to be turneddönük off
at certainbelli timeszamanlar at night
93
294720
3216
05:22
because the teachersöğretmenler
are gettingalma too much emailE-posta
94
297960
2416
yardım isteyen öğrencilerden çok fazla e-posta alıyor diye
kapatılmak zorunda kalması.
05:25
from the kidsçocuklar askingsormak them for help.
95
300400
1976
Yani bunun gibi bir şey gördüğünüzde, bu denemek zorunda olduğunuz bir şey değil.
05:27
So when you see that kindtür of thing --
96
302400
1776
05:29
this is not something
that you have to testÖlçek.
97
304200
2048
Pilot proje günleri bitti, insanlar,
05:31
The daysgünler of pilotpilot projectsprojeler are over,
when people say,
98
306272
2704
05:33
"We'dBiz istiyorsunuz like to do threeüç or fourdört thousandbin
in our countryülke to see how it worksEserleri."
99
309000
4056
"Peki, nasıl olduğunu görmek için ülkemizde üç ya da dört bin uygulama yapabiliriz." dediklerinde,
Hadi oradan! Geri çekilin ve bir başkası bunu yapacaktır
05:37
ScrewVida you. Go to the back of the linehat
and someonebirisi elsebaşka will do it,
100
313080
3096
ve olduğunu fark ettiğinizde siz de katılabilirsiniz.
05:41
and then when you figureşekil out
that this worksEserleri, you can joinkatılmak as well.
101
316200
4536
Ve bizim yaptığımız da bu.
05:45
And this is what we're doing.
102
320760
2576
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
05:48
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
103
323360
2136
Pekala, Her Çocuğa Bir Dizüstü bir buçuk yıl önce kuruldu.
05:50
So, One LaptopDizüstü bilgisayar PerBaşına ChildÇocuk
was formedoluşturulan about a yearyıl and a halfyarım agoönce.
104
325520
4976
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş, bu iş için gerekli araştırma için
05:55
It's a nonprofitkâr amacı gütmeyen associationbirleşme.
105
330520
1896
05:57
It raisedkalkık about 20 millionmilyon dollarsdolar
106
332440
1936
yaklaşık 20 milyon dolar topladılar ve sonrasında hemen ürettirdiler.
05:59
to do the engineeringmühendislik
to just get this builtinşa edilmiş,
107
334400
3816
06:03
and then have it producedüretilmiş afterwardssonradan.
108
338240
2656
Planların büyüklüğü gerçekten önemli.
06:05
ScaleÖlçek is trulygerçekten importantönemli.
109
340920
2256
Ama bileşenleri daha ucuza alabildiğin için değil, tamam mı?
06:08
And it's not importantönemli because you can
buysatın almak componentsbileşenler at a loweralt pricefiyat, OK?
110
343200
6296
Bir imalatçıya gidip --
06:14
It's because you can go
to a manufacturerüretici firma --
111
349520
2876
isim vermeyeceğim --
06:17
and I will leaveayrılmak the nameisim out --
112
352420
1642
biz küçük ekran istiyoruz, muhteşem renk birliği olmak zorunda değil,
06:18
but we wanted a smallküçük displayGörüntüle,
113
354086
3530
06:22
doesn't have to have
perfectmükemmel colorrenk uniformitytekdüzelik.
114
357640
3776
bir ya da iki piksel kayıp bile olabilir, çok parlak olmak zorunda değil dedik.
06:26
It can even have a pixelpiksel or two missingeksik.
115
361440
2362
06:28
It doesn't have to be that brightparlak.
116
363826
2550
Bu söz konusu imalatçı dedi ki, "İyi ama, biliyorsunuz,
06:31
And this particularbelirli manufacturerüretici firma said,
117
366400
2296
06:33
"We're not interestedilgili in that.
We're interestedilgili in the livingyaşam roomoda.
118
368720
3143
biz bununla ilgilenmiyoruz. Biz oturma odasıyla ilgileniyoruz.
Bir muhteşem renk birliğiyle ilgileniyoruz.
06:36
We're interestedilgili
in perfectmükemmel colorrenk uniformitytekdüzelik.
119
371887
2169
Biz büyük ekranlarla, parlak ekranlarla ilgileniyoruz.
06:38
We're interestedilgili in bigbüyük displaysgörüntüler,
brightparlak displaysgörüntüler.
120
374080
2336
Bizim stratejik planımızın bir parçası değilsiniz."
06:41
You're not partBölüm of our strategicstratejik planplan."
121
376440
2776
Ve ben dedim ki, "Demek öyle, bu kötü olacak,
06:44
And I said, "That's kindtür of too badkötü,
because we need 100 millionmilyon unitsbirimler a yearyıl."
122
379240
3715
çünkü yılda 100 milyon üniteye ihtiyacımız var."
06:47
(LaughterKahkaha)
123
382979
1571
Ve dediler ki, "Oh, belki sizin stratejik planınızın bir parçası olabiliriz."
06:49
And they said, "Oh, well, maybe we could
becomeolmak partBölüm of your strategicstratejik planplan."
124
384574
3962
06:53
And that's why scaleölçek countssayımları.
125
388560
2416
İşte bu büyük planlamanın önemi.
06:55
And that's why we will not launchbaşlatmak this
126
391000
2256
Ve neden bu işi ilk partide 5-10 milyon ünitesiz başlatmayacağımızın cevabı burada.
06:58
withoutolmadan fivebeş to 10 millionmilyon unitsbirimler
in the first runkoş.
127
393280
3896
Büyük başlama fikri şurada:
07:02
And the ideaFikir is
to launchbaşlatmak with enoughyeterli scaleölçek
128
397200
2976
bu büyüklük aslında fiyatı düşüren şey
07:05
that the scaleölçek itselfkendisi
helpsyardım eder bringgetirmek the pricefiyat down,
129
400200
2576
07:07
and that's why I said
sevenYedi to 10 millionmilyon there.
130
402800
3896
ve ben bu yüzden orada 7-10 milyon dedim.
Ve bu işi bir satış ve pazarlama ekibi olmadan yapıyoruz.
07:11
And we're doing it
withoutolmadan a sales-and-marketingsatış ve Pazarlama teamtakım.
131
406720
3416
Demek istediğim, şu anda satış ve pazarlama ekibine bakıyorsunuz.
07:14
I mean, you're looking
at the sales-and-marketingsatış ve Pazarlama teamtakım.
132
410160
2576
07:17
We will do it by going
to sevenYedi largegeniş countriesülkeler
133
412760
4016
Bu işi yedi büyük ülkeye giderek yapacağız, kabul edip başlamalarını sağlayarak,
07:21
and gettingalma them to agreeanlaşmak and launchbaşlatmak it,
134
416800
2524
ki sonra diğerleri takip edebilsin.
07:24
and then the othersdiğerleri can followtakip et.
135
419348
2308
07:26
We have partnersortaklar.
136
421680
1856
Ortaklarımız var, Google'ın bunlardan biri olduğunu tahmin etmek zor değil,
07:28
It's not hardzor to guesstahmin
GoogleGoogle would be one.
137
423560
2000
diğer hepsi henüz askıda.
07:30
The othersdiğerleri are all playingoynama to pendingkadar.
138
425584
3632
Ve basında da büyük yankı buldu.
07:34
And this has been
in the pressbasın a great dealanlaştık mı.
139
429240
2856
Kofi Annan'la birlikte tanıttığımız sözde Yeşil Makine mesela,
07:36
It's the so-calledsözde GreenYeşil MachineMakine
that we introducedtanıtılan with KofiKofi AnnanAnnan
140
432120
5896
Kasım'da, Tunus'taki Dünya Zirvesi'nde.
07:42
in NovemberKasım at the WorldDünya SummitZirve
that was heldbekletilen in TunisiaTunus.
141
438040
4296
İnsanlar bu işe şöyle bir baktıklarında, diyorlar ki, ah, bu bir dizüstü projesi.
07:47
Now oncebir Zamanlar people startbaşlama looking at this,
they say, "AhAh, this is a laptopdizüstü projectproje."
142
442360
5616
07:52
Well, no, it's not a laptopdizüstü projectproje.
It's an educationEğitim projectproje.
143
448000
3296
Yo, hayır, bu bir dizüstü projesi değil. Bu bir eğitim projesi.
07:56
And the funeğlence partBölüm --
and I'm quiteoldukça focusedodaklı on it --
144
451320
3656
Ve eğlenceli tarafı, -- buna çok yoğunlaştım --
07:59
I tell people I used to be a lightışık bulbampul,
but now I'm a laserlazer --
145
455000
4096
insanlara hep bir ampül olduğumu söylerdim, şimdi bir lazerim.
Ben bu işi yaptıracağım
08:03
I'm just going to get that thing builtinşa edilmiş,
and it turnsdönüşler out it's not so hardzor.
146
459120
6096
ve çok da zor gözükmüyor.
Çünkü dizüstülerin ekonomik durumu şöyle:
08:10
Because laptopdizüstü economicsekonomi bilimi
are the followingtakip etme:
147
465240
3216
Şimdi yüzde 50 diyelim, ama aslında 60 gibi,
08:13
I say 50 percentyüzde here --
it's more like 60,
148
468480
2496
08:15
60 percentyüzde of the costmaliyet of your laptopdizüstü
149
471000
2056
sizin dizüstünüzün fiyatının yüzde 60'ı satış, pazarlama, dağıtım ve kâr.
08:17
is salessatış, marketingpazarlama,
distributiondağıtım and profitkâr.
150
473080
2856
08:20
Now we have noneYok of those, OK?
151
475960
2336
Bizde bunların hiçbiri yok, tamam mı?
Bunlardan hiçbiri bizim fiyatımıza etki etmiyor.
08:23
NoneHiçbiri of those figureşekil into our costmaliyet,
152
478320
2936
Çünkü, hepsinden önce, biz maloluş fiyatına satıyoruz, ve devletler dağıtıyor.
08:26
because first of all, we sellsatmak it at costmaliyet,
and the governmentshükümetler distributedağıtmak it.
153
481280
4216
08:30
It getsalır distributeddağıtılmış
to the schoolokul systemsistem like a textbookders kitabı.
154
485520
4256
Okul sistemine bir kitap gibi dağıtılıyor.
08:34
So that pieceparça disappearskaybolur.
155
489800
2136
Yani o parça yok oluyor, ve sizde ekran ve diğer şeyler falan oluyor.
08:36
Then you have displayGörüntüle and everything elsebaşka.
156
491960
2816
Şimdi sizin dizüstünüzdeki ekran, kaba rakamlarla,
08:39
Now the displayGörüntüle on your laptopdizüstü costsmaliyetler,
157
494800
2856
08:42
in roughkaba numberssayılar,
10 dollarsdolar a diagonaldiyagonal inchinç.
158
497680
5136
köşegen olarak bir inç başına 10 dolar.
08:47
That can dropdüşürmek to eightsekiz;
it can dropdüşürmek to sevenYedi
159
502840
2136
Bu sekize düşebilir, yediye düşebilir,
08:49
but it's not going to dropdüşürmek to two,
or to one and a halfyarım,
160
505000
2976
ama ikiye, bire, veya yarıma düşmeyecek,
08:52
unlessolmadıkça we do some prettygüzel cleverzeki things.
161
508000
2760
akıllıca şeyler yapmadığımız sürece tabii.
Geri kalanı -- o küçük kahverengi kutu -- çok ilgi çekici,
08:56
It's the restdinlenme -- that little brownkahverengi boxkutu --
that is prettygüzel fascinatingbüyüleyici,
162
512080
4176
çünkü dizüstünüzün geri kalanı kendini kendine adamış.
09:01
because the restdinlenme of your laptopdizüstü
is devotedsadık to itselfkendisi.
163
516280
5416
Enerjisinin çoğunu kendini taşımak için kullanan
09:06
It's a little bitbit like an obeseaşırı şişman personkişi
164
521720
2616
09:09
havingsahip olan to use mostçoğu of theironların energyenerji
to movehareket theironların obesityşişmanlık.
165
524360
3136
bir obez gibi, tamam mı?
09:12
(LaughterKahkaha)
166
527520
1456
09:13
And we have a situationdurum todaybugün
whichhangi is incredibleinanılmaz.
167
529000
5776
Ve bugün inanılmaz bir durumdayız.
Ben piyasaya çıktıklarından beri dizüstü kullanıyorum.
09:19
I've been usingkullanma laptopsdizüstü bilgisayarlar
sincedan beri theironların inceptionbaşlangıç.
168
534800
2976
Ve benim dizüstüm tüm kullanımıma kıyasla daha yavaş, daha az güvenilir ve daha berbat çalışıyor.
09:22
And my laptopdizüstü runskoşar slowerYavaş,
lessaz reliablygüvenilir and lessaz pleasantlyhoş
169
537800
5336
09:27
than it ever has before.
170
543160
2536
Bu yıl daha da kötü.
09:30
And this yearyıl is worsedaha da kötüsü.
171
545720
1496
İnsanlar alkışlıyor, bazen ayakta bile alkışlanıyorsunuz ve diyorum ki,
09:32
(ApplauseAlkış)
172
547240
1376
09:33
People clapalkış, sometimesara sıra
you even get standingayakta ovationstezahürat,
173
548640
3296
09:36
and I say, "What the hell'shaltlar wrongyanlış
with you? Why are we all sittingoturma there?"
174
551960
3696
"Sizin neyiniz var? Neden hepimiz orada öylece oturuyoruz?"
09:40
And somebodybirisi -- to remainkalmak namelessisimsiz --
calleddenilen our laptopdizüstü a "gadgetgadget" recentlyson günlerde.
175
555680
6336
Adını vermeyeceğim biri geçenlerde bizim dizüstülerimize "zımbırtı" dedi.
Ve dedim ki, Tanrım, bizim dizüstülerimiz çok hızlı olacaktı.
09:46
And I said, "God, our laptop'sdizüstü en going to go
like a batyarasa out of hellcehennem.
176
562040
3616
Açtığınızda, bir "bing" edecekti, açılmış olacaktı ve kullanacaktınız.
09:50
When you openaçık it up,
it's going to go 'bing'bing.'"
177
565680
2196
09:52
It'llİtll ' be on.
178
567900
1276
09:54
It'llİtll ' be just like it was in 1985,
179
569200
3776
Aynı 1985'te olduğu gibi olacaktı, bir Apple Macintosh 512 aldığınızdaki gibi.
09:57
when you boughtsatın an AppleElma MacintoshMacintosh 512.
180
573000
4696
İşe yaradı.
10:02
It workedişlenmiş really well.
181
577720
1736
Ve durmadan düşüş gösteriyoruz.
10:04
And we'vebiz ettik been going steadilysürekli downhillyokuş aşağı.
182
579480
3096
Şimdi bu insanlar sürekli bunun ne olduğunu soracaklar.
10:07
Now, people asksormak all the time what it is.
183
582600
3936
İşte bu.
10:11
That's what it is.
184
586560
2056
Muhtemelen dikkate değer iki nokta şu: birbirine bağlı bir ağ olacak,
10:13
The two piecesparçalar that are probablymuhtemelen notabledikkate değer:
it'llolacak be a mesh network,
185
588640
5296
10:18
so when the kidsçocuklar openaçık up theironların laptopsdizüstü bilgisayarlar,
they all becomeolmak a network,
186
593960
3616
yani çocuklar dizüstülerini açtıkları zaman, hepsi bir internet ağı haline gelecek
ve sonra sadece bir ya da iki istasyon noktasına ihtiyacımız olacak.
10:22
and then just need
one or two pointsmakas of backhaulAna taşıyıcı.
187
597600
2816
İki megabit neredeyse iki bin çocuğa yeter.
10:25
You can serveservis a coupleçift of thousandbin kidsçocuklar
with two megabitsmegabit.
188
600440
3176
Bunu gerçekten bir köye getirebilirsiniz,
10:28
So you really can bringgetirmek into a villageköy,
189
603640
3056
10:31
and then the villagesköyler
can connectbağlamak themselveskendilerini,
190
606720
2296
ve köyler birbirine bağlanabilir,
bunu gerçekten iyi yapabilirsiniz.
10:33
and you really can do it quiteoldukça well.
191
609040
3056
İki modlu ekran -- mesele dışarıda da çalışan bir ekranın olması --
10:36
The dualçift modekip displayGörüntüle --
192
612120
1976
10:38
the ideaFikir is to have a displayGörüntüle
that bothher ikisi de worksEserleri outdoorsaçık havada --
193
614120
4696
dışarıda güneşte cep telefonunuzu kullanmak güzel değil mi?
10:43
isn't it funeğlence usingkullanma your cellhücre phonetelefon
outdoorsaçık havada in the sunlightGüneş ışığı?
194
618840
3416
İyi ama göremiyorsunuz ki.
10:47
Well, you can't see it.
195
622280
1536
10:48
And one of the reasonsnedenleri you can't see it
196
623840
2176
Görememenizin sebeplerinden biri de çoğu zaman arkadan ışıklandırma,
10:50
is because it's backlightingArka aydınlatmanın
mostçoğu of the time, mostçoğu cellhücre phonestelefonlar.
197
626040
4056
çoğu cep telefonunda.
Şimdi, bizim yaptığımız, biz ön ve arka ışıklandırma yapıyoruz.
10:54
Now, what we're doing is, we're doing one
that will be bothher ikisi de frontlitfrontlit and backlitaydınlatmalı.
198
630120
4656
Ve sonra ister elle geçiş yapın veya içindeki yazılımla.
10:59
And whetherolup olmadığını you manuallyel ile switchşalter it
or you do it in the softwareyazılım
199
634800
3776
11:03
is to be seengörüldü.
200
638600
1496
Arka ışıklandırmada renk olacak,
11:04
But when it's backlitaydınlatmalı, it's colorrenk.
201
640120
1856
11:06
And when it's frontlitfrontlit,
it's blacksiyah and whitebeyaz
202
642000
2056
ön ışıklandırmada üç kat çözünürlükte siyah beyaz.
11:08
at threeüç timeszamanlar the resolutionçözüm.
203
644080
1976
Her şey çözüldü mü? Hayır.
11:10
Is it all workedişlenmiş out? No.
204
646080
2456
11:13
That's why a lot of our people are
more or lessaz livingyaşam in TaiwanTayvan right now.
205
648560
5256
İşte bu yüzden insanlarımızın aşağı yukarı çoğu şu an Tayvan'da yaşıyor.
11:18
And in about 30 daysgünler,
we'lliyi know for sure whetherolup olmadığını this worksEserleri.
206
653840
4216
Yaklaşık 30 gün içinde kesin olarak çalışıp çalışmadığını göreceğiz.
Muhtemelen en önemli mesele,
11:22
ProbablyMuhtemelen the mostçoğu importantönemli pieceparça there
207
658080
4216
bakımını çocukların yapabilmesi.
11:27
is that the kidsçocuklar
really can do the maintenancebakım.
208
662320
3136
Yine bu insanların inanmadığı bir şey,
11:30
And this is again something
that people don't believe,
209
665480
3136
ama gerçekten doğru olduğunu düşünüyorum.
11:33
but I really think it's quiteoldukça truedoğru.
210
668640
1667
Tunus'ta gösterdiğimiz o makine
11:36
That's the machinemakine we showedgösterdi in TunisTunus.
211
671880
4896
ve bu aslında gittiğimiz yönün ta kendisi.
11:41
This is more the directionyön
that we're going to go.
212
676800
2776
11:44
And it's something
that we didn't think was possiblemümkün.
213
679600
3336
Bu bizim mümkün olduğunu düşünmediğimiz bir şeydi.
11:47
Now, I'm going to passpas this around.
214
682960
3336
Şimdi, sırayla gezdireceğim.
Bu bir tasarım değil, tamam mı?
11:51
This isn't a designdizayn, OK?
215
686320
2176
Bu sadece siz oynayasınız diye yapılmış bir nevi makine mühendisliği somutlandırılması.
11:53
So this is just a mechanicalmekanik
engineeringmühendislik sortçeşit of embodimentşekillenme of it
216
688520
4696
11:58
for you to playoyun with.
217
693240
1536
Ve açıkça sadece bir model.
11:59
And it's clearlyAçıkça just a modelmodel.
218
694800
1856
Çalışan hali MIT'de.
12:01
The workingçalışma one is at MITMIT.
219
696680
2696
Ve bunu şu yakışıklı beyefendiye vereceğim.
12:04
I'm going to passpas it
to this handsomeyakışıklı gentlemanbeyefendi.
220
699400
2856
En azından nereye gideceğine karar verebilirsiniz, sola mı yoksa ---
12:07
At leasten az you can decidekarar ver
whetherolup olmadığını it goesgider left or --
221
702280
2456
12:09
ChrisChris AndersonAnderson: Before you do it,
for the people down in simulcastradyo ve televizyondan aynı anda yayınlanan yayın --
222
704760
3300
oh, canlı yayıncılar. Kusura bakmayın, unuttum, unuttum. Tamam, kamera her neredeyse --
12:12
NicholasNicholas NegroponteNegroponte: Sorry! I forgotUnuttun.
CACA: Just showgöstermek it off a bitbit.
223
708084
3062
Tamam, güzel. Teşekkürler, Chris.
12:15
So whereverher nerede the camerakamera is --
OK, good pointpuan. Thank you, ChrisChris.
224
711170
3006
Düşüncemiz bunun sadece bir dizüstü değil,
12:19
The ideaFikir was that
it would be not only a laptopdizüstü,
225
714200
3576
şekil değiştirip bir elektronik kitap da olmasıydı.
12:22
but that it could transformdönüştürmek
into an electronicelektronik bookkitap.
226
717800
3576
Yani bir nevi elektronik kitap.
12:26
So it's sortçeşit of an electronicelektronik bookkitap.
227
721400
1667
Dışarı çıkıyorsunuz, siyah beyaz.
12:27
This is where when you go outsidedışında,
it's in blacksiyah and whitebeyaz.
228
723091
2762
Oyun butonları eksik, ama aynı zamanda bir oyun makinesi, kitap makinesi.
12:30
The gamesoyunlar buttonsdüğmeleri are missingeksik,
229
725877
1779
12:32
but it'llolacak alsoAyrıca be a gamesoyunlar machinemakine,
230
727680
2295
12:34
bookkitap machinemakine.
231
729999
1337
Bu şekilde kurun ve televizyon seti olsun.
12:36
SetAyarla it up this way,
and it's a televisiontelevizyon setset.
232
731360
2496
Vesaire, vesaire, -- bu kadarı yayın için yeter mi? Tamam, pardon.
12:38
EtcVb., etcvb. -- is that enoughyeterli
for simulcastradyo ve televizyondan aynı anda yayınlanan yayın? OK, sorry.
233
733880
4120
Sonra hangi yöne gönderileceği kararını Jim'e bıraktım. Tamam.
12:44
I'll let JimJim decidekarar ver
whichhangi way to sendgöndermek it afterwardssonradan.
234
740160
2856
Yedi ülke. (Gülüşmeler)
12:47
OK. SevenYedi countriesülkeler.
235
743040
1696
12:49
(LaughterKahkaha)
236
744760
1576
Massachusetts için belki diyorum, çünkü gerçekten bir teklif yapmaları şart.
12:51
I say "maybe" for MassachusettsMassachusetts,
because they actuallyaslında have to do a bidteklif.
237
746360
5056
Kanunen sizin teklif yapmanız gerek falan filan.
12:56
By lawhukuk you've got to bidteklif,
and so on and so forthileri.
238
751440
2656
Tam isim veremiyorum.
12:58
So I can't quiteoldukça nameisim them.
239
754120
1416
Diğer meselelerde, teklif yapmaları gerekmiyor. Karar verebiliyorlar.
13:00
In the other casesvakalar,
they don't have to do bidsteklifleri.
240
755560
2656
13:03
They can decidekarar ver --
241
758240
1612
Her meselede federal devletler.
13:04
it's the federalfederal governmenthükümet in eachher casedurum.
242
759876
2060
Kısmen acı verici, çünkü pek çok insan,
13:06
It's kindtür of agonizingacı veren,
243
761960
1216
"Pekala, Haydi eyalet seviyesinde yapalım." diyor.
13:08
because a lot of people say,
"Let's do it at the statebelirtmek, bildirmek levelseviye,"
244
763200
2905
Çünkü, tabii eyaletler federasyonlardan daha hızlı, sırf boyut yüzünden.
13:10
because statesdevletler are more nimbleçevik
than the fedsfederaller, just because of sizeboyut.
245
766129
4847
Hâlâ sayıyoruz.
13:15
And yethenüz we countsaymak.
246
771000
1176
Gerçekten federal devletle uğraşıyoruz,
13:17
We're really dealingmuamele
with the federalfederal governmenthükümet.
247
772200
2376
gerçekten eğitim bakanlıklarıyla uğraşıyoruz.
13:19
We're really dealingmuamele
with ministriesbakanlıklar of educationEğitim.
248
774600
2336
13:21
And if you look at governmentshükümetler
around the worldDünya,
249
776960
2696
Ve dünyadaki devletlere bakarsanız,
eğitim bakanlıkları en tutucu
13:24
ministriesbakanlıklar of educationEğitim
tendeğiliminde to be the mostçoğu conservativemuhafazakâr,
250
779680
3736
ve aynı zamanda en fazla ödenek ayrılan kurumlardır genelde.
13:28
and alsoAyrıca the onesolanlar that have hugeKocaman payrollsbordroları.
251
783440
4176
Herkes eğitim hakkında bir şeyler bildiğini düşünür,
13:32
EverybodyHerkes thinksdüşünüyor
they know about educationEğitim,
252
787640
2376
ama pek çok kültür de buna dahildir.
13:34
a lot of culturekültür is builtinşa edilmiş into it as well.
253
790040
2456
Bu çok zor. Kesinlikle bu zor bir yol.
13:37
It's really hardzor.
And so it's certainlykesinlikle the hardzor roadyol.
254
792520
3656
Devletlere bakarsanız, jeokültürel olarak çok dağılmışlar.
13:41
If you look at the countriesülkeler,
they're prettygüzel geoculturallygeoculturally distributeddağıtılmış.
255
796200
4776
13:45
Have they all agreedkabul? No, not completelytamamen.
256
801000
2496
Hepsi kabul etti mi? Hayır, tam olarak değil;
muhtemelen en aktif üçü Tayland, Brezilya ve Nijerya,
13:48
ProbablyMuhtemelen ThailandTayland, BrazilBrezilya and NigeriaNijerya
257
803520
2376
13:50
are the threeüç that are
the mostçoğu activeaktif and mostçoğu agreedkabul.
258
805920
3096
ve tam olarak kabul edenler.
Bilerek, tam olarak yapılan örnekleri olmadan
13:53
We're purposelykasten
not signingimza anything with anybodykimse
259
809040
3096
kimseyle bir şey imzalamıyoruz.
13:56
untila kadar we actuallyaslında have the workingçalışma onesolanlar.
260
812160
2296
Ve her üç ayda bir bu ülkelerden birini ziyaret etmeye başladığımdan beri,
13:59
And sincedan beri I visitziyaret etmek
eachher one of those countriesülkeler
261
814480
2656
14:01
withiniçinde at leasten az everyher threeüç monthsay,
262
817160
2016
her üç haftada bir dünyayı geziyorum.
14:04
I'm just going around the worldDünya
everyher threeüç weekshaftalar.
263
819200
3136
İşte bir çizelge gibi bir şey:
14:07
Here'sİşte sortçeşit of the scheduleprogram
264
822360
1536
14:08
and I put at the bottomalt we mightbelki give some
away freeücretsiz in two yearsyıl at this meetingtoplantı.
265
823920
6200
İki yıl içinde bu toplantıda bedava da dağıtabiliriz.
Herkes 100 dolara dizüstü yapamayacağımızı söylüyor.
14:15
EverybodyHerkes saysdiyor it's a $100 laptopdizüstü --
266
830422
3113
14:18
you can't do it.
267
833559
1151
Eh, tahmin edin, yapamıyoruz.
14:19
Well, guesstahmin what, we're not.
268
834734
1402
Yaklaşık 135'e geliyor, başta. Sonra düşüyor.
14:20
We're cominggelecek in probablymuhtemelen at 135,
to startbaşlama, then driftsürüklenme down.
269
836160
5056
Ve bu çok önemli
14:26
And that's very importantönemli,
270
841240
1456
14:27
because so manyçok things hitvurmak the marketpazar
at a pricefiyat and then driftsürüklenme up.
271
842720
5296
çünkü pek çok şey önce düşük fiyattan geliyor ve sonra pahalanıyor.
Kayıp lider gibi bir şey, ilgi çekici olduğu sürece
14:32
It's kindtür of the losskayıp leaderlider,
272
848040
1496
14:34
and then as soonyakında as it looksgörünüyor interestingilginç,
273
849560
2856
almak zor veya küçültülemiyor.
14:37
it can't be affordedelde edilmiştir,
or it can't be scaledpullu out.
274
852440
2656
Yani, 2010 yılında 50 doları hedefliyoruz.
14:39
So we're targetinghedeflemesi 50 dollarsdolar in 2010.
275
855120
3416
Gri market büyük bir mesele. Ve yollardan biri -- sadece biri --
14:43
The graygri market'spazarın a bigbüyük issuekonu.
276
858560
1776
14:45
And one of the waysyolları -- just one --
277
860360
2376
ama gri market meselesine yardım etme yollarından biri de
14:47
but one of the waysyolları to help
in the casedurum of the graygri marketpazar
278
862760
4056
tamamıyla özgün bir şey yapmak.
14:51
is to make something
that is so utterlytamamen uniquebenzersiz --
279
866840
2536
Otomobiller hakkındaki bir gerçek gibi --
14:54
It's a little bitbit like the factgerçek
that automobilesotomobiller --
280
869400
3616
Birleşik Devletler'de her gün binlerce otomobil çalınıyor,
14:57
thousandsbinlerce of automobilesotomobiller
are stolençalıntı everyher day in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
281
873040
3656
15:01
Not one singletek
post-officePostane truckkamyon is stolençalıntı.
282
876720
2936
ama bir postacı arabası çalınmıyor. Tamam. Ama neden?
15:04
(LaughterKahkaha)
283
879680
1216
15:05
And why?
284
880920
1176
Çünkü postacı arabalarının alıcısı yok.
15:06
Because there's no marketpazar
for post-officePostane truckskamyonlar.
285
882120
2336
Postacı arabası gibi duruyorlar çünkü.
15:09
It looksgörünüyor like a post-officePostane truckkamyon.
286
884480
1736
Spreyle boyayabilirsiniz, istediğinizi yapabilirsiniz.
15:11
You can spraysprey paintboya it.
You can do anything you want.
287
886240
2477
Yeni öğrendim, Güney Afrika'da, hiç beyaz Volvo çalınmamış.
15:13
I just learnedbilgili recentlyson günlerde: in SouthGüney AfricaAfrika,
no whitebeyaz VolvosVolvos are stolençalıntı.
288
888741
4195
Nokta. Hiç. Sıfır.
15:17
PeriodDönem. NoneHiçbiri. ZeroSıfır.
289
892960
1576
Yani biz de bunu bir beyaz Volvo gibi yapmak istiyoruz.
15:19
So we want to make it
very much like a whitebeyaz VolvoVolvo.
290
894560
4015
Her devletin bir özel timi vardır. Bu belki daha az ilgi çekici,
15:24
EachHer governmenthükümet has a taskgörev forcekuvvet.
291
899360
2216
15:26
This perhapsbelki is lessaz interestingilginç,
292
901600
1616
ama biz devletlerin birlikte çalışmasını sağlamaya çalışıyoruz ve bu kolay değil.
15:28
but we're tryingçalışıyor to get the governmentshükümetler
to all work togetherbirlikte
293
903240
2905
15:30
and it's not easykolay.
294
906169
2435
Bu işin mali durumu federal devletlerle başlıyor,
15:34
The economicsekonomi bilimi of this
is to startbaşlama with the federalfederal governmentshükümetler
295
909880
5047
ve sonra diğerlerine gidiyor --
15:39
and then latersonra,
to subsequentlysonradan go to other --
296
914951
6982
-- ya da çocuktan çocuğa mali destek,
15:46
whetherolup olmadığını it's child-to-childçocuk çocuğa fundingfinansman,
297
921957
1896
yani bu ülkedeki bir çocuk gelişmekte olan ülkedeki için bir tane satın alıyor,
15:48
so a childçocuk in this countryülke buyssatın alır one
for a childçocuk in the developinggelişen worldDünya,
298
923877
4459
belki aynı cinsiyetten, belki aynı yaştan.
15:53
maybe of the sameaynı genderCinsiyet,
maybe of the sameaynı ageyaş.
299
928360
3096
Bir amca yeğenine doğum günü hediyesi olarak veriyor.
15:56
An uncleamca dayı givesverir a nieceyeğen or a nephewerkek yeğen that
as a birthdaydoğum günü presentmevcut.
300
931480
3696
Demek istediğim, bunlar olabilecek şeyler,
16:00
I mean, there are all sortssıralar of things
that will happenolmak,
301
935200
2696
16:02
and they'llacaklar be very, very excitingheyecan verici.
302
937920
1896
ve çok ama çok heyecanlı olacak.
16:04
And everybodyherkes saysdiyor -- I say --
it's an educationEğitim projectproje.
303
939840
4995
Ve herkes diyor ki -- ben diyorum -- bu bir eğitim projesi;
biz yazılımı sağlıyor muyuz?
16:09
Are we providingsağlama the softwareyazılım?
304
944859
1997
Cevap da şu, sistem kesinlikle yazılım içeriyor,
16:11
The answerCevap is:
305
946880
1485
16:13
The systemsistem certainlykesinlikle has softwareyazılım,
306
948389
1627
ama hayır, biz eğitim içeriğini sağlamıyoruz.
16:14
but no, we're not providingsağlama
the educationEğitim contentiçerik.
307
950040
3136
Bu ülkelerde yapılıyor.
16:18
That is really donetamam in the countriesülkeler.
308
953200
4096
Ama biz kesinlikle yapıcıyız.
16:22
But we are certainlykesinlikle constructionistsinşacıların.
309
957320
2076
Biz kesinlikle yaparak öğrenmeye inanıyoruz,
16:24
And we certainlykesinlikle believe
in learningöğrenme by doing
310
959420
2156
16:26
and everything from LogoLogo,
whichhangi was startedbaşladı in 1968,
311
961600
4136
ve 1968'de başlayan Logo gibilerinden,
16:30
to more modernmodern things, like ScratchKazı kazan,
if you've ever even heardduymuş of it,
312
965760
4976
Scratch gibi daha modern şeyler, eğer hiç duymadıysanız,
bu işin büyük bir parçası.
16:35
are very, very much partBölüm of it.
313
970760
2056
Ve işte sundum.
16:37
And that's the rolloutaçarak yaymak.
314
972840
1843
Rüyada mıyız? Bu gerçek mi? Bu cidden gerçek.
16:40
Are we dreamingrüya görmek? Is this realgerçek?
315
975880
2239
16:42
It actuallyaslında is realgerçek.
316
978143
1665
Tek eleştiri, ve insanlar bunu gerçekten eleştirmek istemiyor,
16:45
The only criticismeleştiri, and people
really don't want to criticizeeleştirmek this,
317
980760
4736
çünkü bu insancıl bir çaba, kâr amacı gütmeyen bir çaba,
16:50
because it is a humanitarianinsancıl effortçaba,
a nonprofitkâr amacı gütmeyen effortçaba
318
985520
3856
ve eleştirmek biraz aptalca, açıkçası. (Gülüşmeler)
16:54
and to criticizeeleştirmek it
is a little bitbit stupidaptal, actuallyaslında.
319
989400
3816
16:58
(LaughterKahkaha)
320
993240
1216
Ama insanların eleştirebileceği tek şey şuydu,
16:59
But the one thing
that people could criticizeeleştirmek was,
321
994480
6136
güzel fikir, ama bu adamlar bunu yapamıyor.
17:05
"Great ideaFikir, but these guys can't do it."
322
1000640
3564
Ve bu adamları, profesörleri kastedip, yapamıyor falan filan,
17:09
And that could eitherya mean these guys,
professorsprofesörler and so on couldn'tcould do it,
323
1004800
4176
17:13
or that it's not possiblemümkün.
324
1009000
1976
veya mümkün değil.
17:15
Well, on DecemberAralık 12, a companyşirket
calleddenilen QuantaQuanta agreedkabul to buildinşa etmek it,
325
1011000
5696
Eh, 12 Aralık'ta, Quanta denilen bir şirket yapmayı kabul etti,
ve onların gezegendeki tüm dizüstülerin üçte birini falan yaptıkları düşünülürse,
17:21
and sincedan beri they make about one-thirdüçte bir
of all the laptopsdizüstü bilgisayarlar on the planetgezegen todaybugün,
326
1016720
4936
17:26
that questionsoru disappearedkayboldu.
327
1021680
1576
bu soru yok oldu.
17:28
So it's not a mattermadde
of whetherolup olmadığını it's going to happenolmak.
328
1023280
3216
Yani bu olup olmama meselesi değil. Olacak.
17:31
It is going to happenolmak.
329
1026520
1216
17:32
And if it comesgeliyor out
at 138 dollarsdolar, so what?
330
1027760
4420
Ve 138 dolara malolursa, ee ne olmuş?
Altı ay sonra olacaksa, ee ne olmuş?
17:37
If it comesgeliyor out sixaltı monthsay lategeç, so what?
331
1032204
2972
Çok yumuşak bir iniş oldu. Teşekkürler.
17:40
That's a prettygüzel softyumuşak landinginiş. Thank you.
332
1035200
2656
(Alkışlar)
17:42
(ApplauseAlkış)
333
1037880
2199
Translated by Cumhur Korkut
Reviewed by Ahmet Yükseltürk

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Nicholas Negroponte - Tech visionary
The founder of the MIT Media Lab, Nicholas Negroponte pushed the edge of the information revolution as an inventor, thinker and angel investor. He's the driving force behind One Laptop per Child, building computers for children in the developing world.

Why you should listen

A pioneer in the field of computer-aided design, Negroponte founded (and was the first director of) MIT's Media Lab, which helped drive the multimedia revolution and now houses more than 500 researchers and staff across a broad range of disciplines. An original investor in Wired (and the magazine's "patron saint"), for five years he penned a column exploring the frontiers of technology -- ideas that he expanded into his 1995 best-selling book Being Digital. An angel investor extraordinaire, he's funded more than 40 startups, and served on the boards of companies such as Motorola and Ambient Devices.

But his latest effort, the One Laptop per Child project, may prove his most ambitious. The organization is designing, manufacturing and distributing low-cost, wireless Internet-enabled computers costing roughly $100 and aimed at children. Negroponte hopes to put millions of these devices in the hands of children in the developing world.

More profile about the speaker
Nicholas Negroponte | Speaker | TED.com