TEDGlobal 2009
Willard Wigan: Hold your breath for micro-sculpture
Willard Wigan: Mikro heykeller için nefesinizi tutun
Filmed:
Readability: 2.8
764,304 views
Willard Wigan, zor ve yalnız geçen çocukluğunun sayesinde eşsiz yeteneğini, yani çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük boyutta sanat eserleri üretme becerisini nasıl keşfettiğinin hikayesini anlatıyor. Mikroskoptan görebildiğimiz figürlerinden oluşan slayt gösterisi akıllara durgunluk verecek cinsten.
Willard Wigan - Micro-sculptor
Willard Wigan sculpts figures small enough to fit on the head of a pin. To create these microscopic masterpieces, he works diligently through the stillest hours of the night, between his own heartbeats. Full bio
Willard Wigan sculpts figures small enough to fit on the head of a pin. To create these microscopic masterpieces, he works diligently through the stillest hours of the night, between his own heartbeats. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
There's an old saying, "Just because you can't see something,
0
0
3000
Eski bir deyiş vardır, "Bir şeyi görmemeniz,
00:15
doesn't mean it's not there."
1
3000
3000
onun orada olmadığı anlamına gelmez."
00:18
My work is -- it's a reflection of myself.
2
6000
7000
Eserlerim kendimin bir yansıması.
00:25
What I wanted to do is to
3
13000
4000
Yapmak istediğim şey
00:29
show the world that the little things
4
17000
5000
küçük şeylerin aslında en büyük şeyler olabileceğini
00:34
can be the biggest things.
5
22000
3000
dünyaya göstermek.
00:37
We all seem to think that,
6
25000
3000
Kafamızı indirip yere baktığımızda orada
00:40
you know, if we look down on the ground, there's nothing there.
7
28000
6000
hiçbir şey olmadığını düşünüyoruz hepimiz.
00:46
And we use the word "nothing."
8
34000
3000
Ve "hiçbir şey" tabirini kullanıyoruz.
00:49
Nothing doesn't exist, because there is always something.
9
37000
3000
"Hiçbir şey" diye bir şey yoktur. Zira her zaman bir şeyler vardır.
00:52
My mother told me that, when I was a child,
10
40000
2000
Çocukken annem bana küçük şeylere
00:54
that I should always respect the little things.
11
42000
5000
her zaman saygı göstermem gerektiğini söylerdi.
00:59
What made me do this work? I shall go into my story.
12
47000
2000
Bana bu eserleri verdirten ne oldu? Şimdi kendi hikayeme geçeyim.
01:03
This all started when I was age five.
13
51000
4000
Her şey ben beş yaşındayken başladı.
01:07
What made me do it? At school, I will admit this:
14
55000
3000
Beni buna yönlendiren neydi? İtiraf edeyim, okulda
01:10
academically, I couldn't express myself.
15
58000
3000
derslerimde kendimi iyi ifade edemiyordum.
01:13
So I was, more or less, classed as "nothing."
16
61000
5000
Yani ben de aşağı yukarı bir "hiç" olarak sınıflandırılıyordum.
01:18
My world was seen as less.
17
66000
5000
Benim dünyam, diğerlerininkinden darmış gibi görülüyordu.
01:23
So I decided I didn't really want to be a part of that world.
18
71000
4000
Bu yüzden, o dünyanın bir parçası olmak istemediğime karar verdim.
01:27
I thought, I need to retreat
19
75000
4000
Başka bir şeylere
01:31
into something else.
20
79000
2000
sığınmalıyım diye düşündüm.
01:33
So when my mother used to take me to school,
21
81000
3000
Annem beni okula bıraktığı zamanlar
01:36
she thought I was at school,
22
84000
2000
okulda olacağımı sanıyordu,
01:38
and I used to do a U-turn, when her back was turned,
23
86000
3000
bense o arkasını döner dönmez bir U dönüşü yapıp
01:41
and run off and hide in the shed at the back of the garden.
24
89000
4000
kaçıyordum ve bahçenin arkasındaki kulübeye saklanıyordum.
01:45
Now, the one time I was in the shed,
25
93000
5000
Bir seferinde yine kulübeye saklanmıştım
01:50
and my mother suspected something,
26
98000
3000
fakat annem durumdan şüphelenmişti,
01:53
thinking I was at school.
27
101000
2000
okulda olduğumu sanıyordu bunca zaman.
01:55
My mother was like the woman in Tom and Jerry.
28
103000
4000
Annem biraz Tom ve Jerry'deki kadına benzerdi.
01:59
So you'd just see her feet.
29
107000
3000
Sadece ayaklarını görürdünüz.
02:02
(Laughter)
30
110000
4000
(Kahkahalar)
02:06
So I was hiding in the shed, like that.
31
114000
4000
Ben kulübede saklanıyordum, bu şekilde.
02:10
And all of a sudden ...
32
118000
5000
Derken birden
02:15
And then I saw her legs.
33
123000
4000
annemin bacaklarını gördüm.
02:19
And then she said -- grabbed me like that, because my mother was quite big --
34
127000
3000
Beni şöyle tuttu ve kaldırdı, oldukça büyük bir insandı çünkü annem,
02:22
and she lifted me up and she says,
35
130000
3000
kaldırdı ve dedi ki,
02:25
"How come you're not at school?"
36
133000
2000
"Niye okulda değilsin?"
02:27
I told her I couldn't face it because the way
37
135000
3000
Ona, öğretmenimin bana yaptığı muameleyi,
02:30
the teacher was treating me, ridiculing me,
38
138000
3000
benimle alay edip beni başarısızlık örneği olarak
02:33
and using me as an example of failure.
39
141000
3000
göstermesini kaldıramadığımı söyledim.
02:36
So I told her.
40
144000
2000
Bunları anlattım.
02:38
At that age, obviously, I couldn't express it that way,
41
146000
4000
Tabii o yaşta bunları bu şekilde ifade edemiyordum,
02:42
but I told her I didn't feel right.
42
150000
3000
ama ona okula gitmenin bana iyi gelmediğini bir şekilde anlattım.
02:45
And then she just said, "You're going back to school tomorrow."
43
153000
2000
Annem sadece "Yarın tekrar gidiyorsun okula," dedi
02:47
And walked off. And I didn't expect that,
44
155000
2000
ve gitti. Bunu beklemiyordum.
02:49
because I expected one of these ...
45
157000
4000
Şöyle bir şey bekliyordum...
02:53
But I didn't get it.
46
161000
2000
Ama olmadı.
02:55
So I'm sitting there thinking.
47
163000
2000
Bunun üzerine orada oturmuş düşünürken
02:57
And as I looked down on the ground,
48
165000
4000
yere baktım ve etrafta koşturan
03:01
I noticed there was some ants running around.
49
169000
4000
karıncalar olduğunu farkettim.
03:05
And I went into this little fantasy world.
50
173000
2000
Küçük bir hayal dünyasına daldım
03:07
And I thought,
51
175000
2000
ve şöyle düşündüm:
03:09
"These ants, are they looking for the queen ant?
52
177000
5000
"Bu karıncalar, kraliçe karıncayı mı arıyorlar?
03:14
Or do they need somewhere to live?"
53
182000
2000
Yoksa yaşayacak bir yere mi ihtiyaçları var?"
03:16
So I thought "Perhaps,
54
184000
2000
"Belki," diye düşündüm
03:18
if I made these ants some apartments,
55
186000
4000
"bu karıncalara evler yaparsam,
03:22
they'll move in."
56
190000
4000
o evlere taşınırlar."
03:26
(Laughter)
57
194000
4000
(Kahkahalar)
03:30
So I did.
58
198000
2000
Ve yaptım.
03:32
And how I set about that, I got some splinters of wood.
59
200000
3000
İşe şöyle başladım: Biraz tahta kıymığı buldum.
03:35
And I sliced the little splinters of wood with a broken shard of glass,
60
203000
3000
Ufak kıymık parçalarını bir kırık cam parçasıyla doğradım.
03:38
constructed this little apartment.
61
206000
4000
Ve küçük bir ev inşa ettim.
03:42
Well it looked like a little shanty shed when I'd finished.
62
210000
5000
Daha ziyade derme çatma bir kulübe olmuştu bitirdiğimde.
03:47
But I thought, perhaps the ant won't know, it'll probably move in.
63
215000
2000
Yine de, belki karınca anlamaz da taşınır diye düşündüm.
03:49
And so they did.
64
217000
2000
Taşındılar da.
03:51
That was a bit crude, at the time. And I made all these little apartments
65
219000
3000
Biraz kaba bir iş olmuştu tabii o zaman. Neyse, böyle birçok küçük ev yaptım.
03:54
and little merry-go-rounds, seesaws and swings, little ladders.
66
222000
4000
Ve ufak dönme dolaplar, tahterevalliler, salıncaklar, küçük merdivenler...
03:58
And then I encouraged the ants to come 'round by putting sugar and things like that.
67
226000
4000
Karıncaları da önlerine şeker ve benzeri şeyler koyarak çekmeye çalıştım.
04:02
And then I sat down and all the ants came along.
68
230000
6000
Oturup bekledim ve tüm karıncalar geldi.
04:08
And all I could hear was "Is this for us?"
69
236000
3000
Bir tek şunu duyabildim: "Bunlar bizim için mi?"
04:11
(Laughter)
70
239000
2000
(Kahkahalar)
04:13
And I say, "Yes, they're all for you."
71
241000
2000
Ben de "Evet, hepsi sizin için," dedim.
04:15
And they moved in, and decided not to pay me any rent.
72
243000
4000
Evlere taşındılar ve bana kira ödememeye karar verdiler.
04:19
(Laughter)
73
247000
3000
(Kahkahalar)
04:22
And from there I was watching this little world.
74
250000
3000
Sonra bu küçük dünyayı seyretmeye koyuldum.
04:25
It became part of me.
75
253000
5000
Ve bu, benim bir parçam haline geldi.
04:30
When I discovered that I had this gift,
76
258000
7000
Bu yeteneğe sahip olduğumu farkettiğimde
04:37
I wanted to experiment with this world
77
265000
4000
göremediğimiz bu küçük dünyayla deneyler
04:41
that we can't see.
78
269000
2000
yapmak istediğimi anladım.
04:43
So I realized that there was more to life
79
271000
3000
Hayatın, etrafımızda gördüğümüz devasa
04:46
than just everything that we see around us that's huge.
80
274000
4000
şeylerden daha fazlası olduğunu farkettim.
04:50
So I started to educate myself on this molecular level.
81
278000
5000
Ve kendimi bu moleküler seviyede eğitmeye başladım.
04:55
And as I got older, I continued. I showed my mother.
82
283000
4000
Büyüdükçe çalışmalarıma devam ettim. Yaptıklarımı anneme gösterdim.
04:59
My mother told me to take it smaller.
83
287000
2000
Annem, yaptılarımı daha da küçültmemi söyledi.
05:01
Now I shall show you something here.
84
289000
4000
Şimdi size bir şey göstereyim,
05:05
And I'll explain.
85
293000
3000
ve açıklamasını yapayım.
05:08
As you can see,
86
296000
3000
Gördüğünüz üzere
05:11
that's a pinhead.
87
299000
2000
bu bir topluiğne başı.
05:13
(Laughter)
88
301000
4000
(Kahkahalar)
05:17
(Applause)
89
305000
8000
(Alkışlar)
05:25
Now that is called the Huf Haus.
90
313000
4000
İsmi "Huf Haus".
05:29
The gentleman who commissioned me to do this
91
317000
2000
Bana bu işi sipariş eden
05:31
was a gentleman called Peter Huf.
92
319000
3000
Peter Huf isminde bir beyefendi idi.
05:34
And he says to me "Willard, can you put my house on a pinhead?"
93
322000
4000
Bana "Willard, benim evi bir topluiğne başına kondurabilir misin?" dedi.
05:38
(Laughter)
94
326000
5000
(Kahkahalar)
05:43
So I say, "How are you going to fit in there?"
95
331000
3000
Ben de, "Peki siz nasıl içine sığacaksınız?" dedim.
05:46
(Laughter)
96
334000
3000
(Gülüşmeler)
05:49
And then he said to me,
97
337000
3000
Sonra bana dedi ki,
05:52
"I don't believe you can do it. Can you really do it?"
98
340000
3000
"Bunu yapabileceğine inanmıyorum. Gerçekten yapabilir misin?"
05:55
And I says, "Well, try me."
99
343000
4000
Ben de bunun üzerine, "beni sınayın bakalım" dedim.
05:59
And then he said, "But I don't believe that you can do this." So I said, "OK."
100
347000
6000
Tekrar "ama bunu yapabileceğine inanmıyorum" dedi, ben de "tamam" dedim.
06:05
So, to cut a long story short,
101
353000
2000
Neyse, hikayeyi uzatmayalım,
06:07
I went home, went underneath the microscope,
102
355000
2000
Eve gittim, mikroskopun başına geçtim,
06:09
and I crushed up a piece of glass,
103
357000
4000
bir cam parçasını ezdim,
06:13
crushed it up.
104
361000
2000
camı ezdim.
06:15
And underneath the microscope
105
363000
2000
Mikroskoptan bakınca
06:17
there were splinters of glass.
106
365000
2000
cam kıymıkları görünüyordu.
06:19
Some of them were quite jagged.
107
367000
3000
Kimi parçalar oldukça sivriydi.
06:22
So I was crushing up these pieces of glass,
108
370000
2000
Ezdiğim bu camın parçaları
06:24
which, as you can see,
109
372000
3000
gördüğünüz gibi
06:27
that's the actual frame of the house.
110
375000
2000
evin ana iskeletini oluşturuyor.
06:29
And the actual roof is made up of a fiber,
111
377000
6000
Çatı ise, kızkardeşimin oyuncak ayısından
06:35
which I found in my sister's old teddy bear.
112
383000
3000
bulduğum bir tüy parçasından oluşuyor.
06:38
(Laughter)
113
386000
3000
(Kahkahalar)
06:41
So I got the teddy bear and I said,
114
389000
2000
Oyuncak ayıyı aldım ve
06:43
"Do you mind if I pull out one of your fibers?"
115
391000
3000
"Tüylerinden birini çeksem olur mu?" dedim.
06:46
So I did.
116
394000
2000
Tüyü aldım.
06:48
And I looked at it beneath the microscope. And some of it was flat.
117
396000
3000
Mikroskobun altında baktım. Bir kısmı yassı idi.
06:51
So I decided to slice these up
118
399000
2000
Ben de bu kısmı, kendi yaptığım bir aletle
06:53
with the tool that I make
119
401000
2000
kesmeye karar verdim.
06:55
by -- I sharpen the end of a needle into a blade.
120
403000
4000
Bu aleti bir iğnenin ucunu keskinleştirip bıçak haline getirerek yapıyorum.
06:59
And then I actually
121
407000
2000
Çalışırken,
07:01
slow down my whole nervous system.
122
409000
3000
tüm sinir sistemimi yavaşlatıyorum.
07:04
And then I work between my heartbeat,
123
412000
3000
İki kalp atışımın arasında çalışıyorum.
07:07
I have one-and-a-half seconds
124
415000
3000
Hareket etmek için
07:10
to actually move.
125
418000
2000
bir buçuk saniyem var.
07:12
And at the same time I have to watch I don't inhale
126
420000
2000
Aynı zamanda, nefes alırken kendi eserimi
07:14
my own work, at the same time.
127
422000
2000
solumamaya dikkat etmem lazım.
07:16
(Laughter)
128
424000
3000
(Kahkahalar)
07:19
(Applause)
129
427000
6000
(Alkışlar)
07:25
Because that has happened to me.
130
433000
2000
Başıma geldi bu çünkü.
07:27
(Laughter)
131
435000
4000
(Kahkahalar)
07:31
So what I did, like I said, come back to the glass.
132
439000
3000
Cam konusuna dönecek olursak, dediğim gibi,
07:34
I found these little bits of glass.
133
442000
2000
ufak cam parçaları buldum.
07:36
And I had to make them square.
134
444000
3000
Onları köşeli hale getirmem gerekiyordu.
07:39
So I'm thinking "How can I do this?"
135
447000
2000
"Bunu nasıl yapabilirim?" diye düşündüm.
07:41
So what I did, I got an oilstone. Broke the edge of an oilstone off.
136
449000
4000
Bir bileytaşı aldım, bir kenarını kırdım.
07:45
And what I did, I took pieces of glass. And I started to rub them.
137
453000
4000
Daha sonra cam parçaları alıp onları bileytaşıyla ovalamaya başladım.
07:49
I used a little tweezer which I made from a hair clip.
138
457000
3000
Saç tokasından yaptığım küçük bir cımbızı kullandım.
07:52
And I built rubber around the end of the tweezer so it wouldn't crush the glass.
139
460000
4000
Cımbızın ucuna lastik koydum ki camı ezmesin.
07:56
And then I started rubbing, very very gently,
140
464000
5000
Ve sonra, kenarlar düzleşip kare olana kadar
08:01
till some of the edges were quite square. And then I constructed it.
141
469000
4000
çok çok nazikçe ovaladım. Böylece evi inşa ettim.
08:05
And how I constructed it,
142
473000
2000
Evi dikme etme işini, topluiğne başının üstünde
08:07
is by making grooves in the top of the pinhead.
143
475000
3000
küçük oyuklar açarak hallettim.
08:10
And then pushing the glass in with its own friction.
144
478000
3000
Camı bu oyuklara kendi sürtünmesiyle tutturdum.
08:13
And as I was doing it, what happened?
145
481000
3000
Bunu yaparken ne mi oldu?
08:16
The instrument that I used turned into a catapult.
146
484000
4000
Kullandığım alet bir mancınığa dönüştü.
08:20
And it went like this ...
147
488000
4000
Şöyle bir şey oldu...
08:24
And then that was it.
148
492000
3000
Buraya kadarmış.
08:27
(Laughter)
149
495000
1000
(Gülüşmeler)
08:28
Gone.
150
496000
2000
Ev gitmişti.
08:30
So I'm thinking, "Mr. Huf isn't going to be very happy
151
498000
2000
"Bay Huf, evinin havaya karışıp gittiğini
08:32
when I told him his house has gone to another,
152
500000
3000
duyduğuna hiç memnun olmayacak"
08:35
into the atmosphere somewhere."
153
503000
3000
diye düşündüm.
08:38
So to cut the story short,
154
506000
2000
Sadede gelecek olursak,
08:40
I decided that I had to go back and do it.
155
508000
2000
Tekrar deneyip bu işi halletmem gerektiğine karar verdim.
08:42
So I found some more. And I decided to, sort of,
156
510000
3000
Aynı malzemelerden biraz daha buldum ve
08:45
construct it very, very slowly,
157
513000
2000
her şey yerli yerine oturuncaya kadar
08:47
holding my breath, working between my heartbeat,
158
515000
3000
çok yavaşça; nefesimi tutarak,
08:50
and making sure everything is leveled.
159
518000
2000
kalp atışlarımın arasında çalışarak, evi yapmaya karar verdim.
08:52
Because it's such a small sculpture,
160
520000
4000
Bu, çok küçük bir heykel olduğu için
08:56
nothing can go wrong.
161
524000
2000
hiçbir şeyin ters gitmemesi lazım.
08:58
And I decided to build it up.
162
526000
3000
Evi yapmaya böylelikle karar verdim.
09:01
Then I used fibers out of my jumper,
163
529000
3000
Kazağımdan kopardığım tüyleri
09:04
which I held and stretched.
164
532000
2000
tutup gererek
09:06
And made the beams going around the house.
165
534000
2000
evi çevreleyen çitleri yaptım.
09:08
And the actual windows and the balcony
166
536000
2000
Evin pencerelerini ve balkonunu
09:10
had to be sort of constructed.
167
538000
2000
da yapmak gerekiyordu tabii.
09:12
I used a money spider's web
168
540000
2000
Belli şeyleri tutturmak için
09:14
to actually attach certain things,
169
542000
2000
örümcek ağı kullandım.
09:16
which sent me insane.
170
544000
2000
Bu kısım beni çıldırttı.
09:18
But I managed to do it.
171
546000
3000
Ama yapmayı başardım.
09:21
And when I finished it, I came back the next day.
172
549000
3000
Evi bitirdikten sonra ertesi gün tekrar gelip baktım.
09:24
I noticed that the house was occupied.
173
552000
4000
Evde birilerinin yaşadığını farkettim.
09:28
Have we ever heard of a dust mite?
174
556000
4000
Halılardaki akarları bilirsiniz.
09:32
Darren dust mite and his family moved in.
175
560000
2000
Bir tanesi ailesiyle birlikte eve taşınmıştı.
09:34
(Laughter)
176
562000
3000
(Kahkahalar)
09:37
So basically I'd completed the house.
177
565000
4000
Kısacası evi tamamlamıştım.
09:41
And there you are.
178
569000
3000
İşte karşınızda...
09:44
(Applause)
179
572000
7000
(Alkışlar)
09:51
(Laughter)
180
579000
2000
(Kahkahalar)
09:55
Right. As you can see,
181
583000
2000
Evet, gördüğünüz üzere
09:57
Bart Simpson is having a little argument.
182
585000
4000
Bart Simpson ufak bir tartışmanın içinde.
10:01
I think they're arguing about the space on the pin.
183
589000
3000
Sanırım iğnenin üstündeki yer için tartışıyorlar.
10:04
There's not enough room for the two of them.
184
592000
3000
Orada ikisine birden yetecek kadar yer yok.
10:07
So I didn't think he was going to throw Bart off.
185
595000
2000
Bart'ı aşağı atacağını sanmıyorum.
10:09
I think he was just warning him actually.
186
597000
2000
Bence sadece uyarıyor onu.
10:11
But this one was made out of a nylon tag
187
599000
4000
Bunu, gömleğimin naylon etiketinden
10:15
out of my shirt.
188
603000
2000
yaptım.
10:17
What I did, I plucked the tag out
189
605000
3000
Etiketi kopardım.
10:20
and put it underneath the microscope.
190
608000
3000
Mikroskopun altına koydum.
10:23
I used the needle which has got a slight blade on the end.
191
611000
3000
Ucu bıçak gibi keskin olan bir iğne kullandım.
10:26
Can anybody see the blade on the end of that needle?
192
614000
2000
Bu iğnenin ucundaki bıçağı görebilen var mı?
10:28
Audience: No.
193
616000
2000
Seyirciler: Hayır
10:30
WW: So what I did is the same process where I
194
618000
3000
Yaptığım şey yine aynıydı,
10:33
just kind of hold my breath
195
621000
3000
nefesimi tutup
10:36
and just work away very, very slowly,
196
624000
4000
çok çok yavaş çalışarak
10:40
manipulating the plastic, cutting it, because it behaves different.
197
628000
4000
plastiği işledim, kestim. Plastik daha farklı davranıyor.
10:44
Whenever you work on that level, things behave different.
198
632000
3000
O boyutta çalıştığınız zaman her şey farklı davranıyor.
10:47
Because it's on this molecular level things change
199
635000
2000
Moleküler seviyede işler değişiyor,
10:49
and they act different.
200
637000
2000
malzemeler farklı davranıyor.
10:51
And sometimes they turn into little catapults and things go up in the air.
201
639000
3000
Bazen küçük mancınıklara dönüşüp havaya fırlıyorlar.
10:54
And, you know, all different things happen.
202
642000
3000
Yani her türlü ilginç şey yaşanabiliyor.
10:57
But I had to make a little barrier, going around it, out of cellophane,
203
645000
3000
Parçaların fırlamasını engellemek için jelatinden
11:00
to stop it moving.
204
648000
2000
küçük bir bariyer yaptım mesela.
11:02
Then static electricity set in.
205
650000
2000
Bu sefer de statik elektrik işe karıştı.
11:04
And it went ...
206
652000
2000
"Çıt" diye...
11:06
And I'm trying to remove it. And the static is interfering with everything.
207
654000
3000
Jelatini çıkarmaya çalışıyorum ama statik elektrik her şeyi engelliyor.
11:09
So there is sweat dripping off my head,
208
657000
3000
Bir yandan kafamdan ter damlıyor.
11:12
because I have to carve Homer Simpson like that, in that position.
209
660000
5000
Çünkü Homer Simpson'u bu pozisyonda yapmak durumundayım.
11:17
And after I've cut out the shape,
210
665000
2000
Homer'ı ortaya çıkardıktan sonra
11:19
then I have to make sure that there is room for Bart's neck.
211
667000
4000
Bart'ın boynuna da yer olduğuna emin olmalıyım.
11:23
So after I've done the same thing,
212
671000
2000
Aynı şeyleri onun için de yaptıktan sonra
11:25
then I have to paint it.
213
673000
2000
sıra boyaya geliyor.
11:27
And after I've actually sculpted them,
214
675000
2000
Heykelleri ortaya çıkardıktan sonra
11:29
I have to paint them.
215
677000
2000
onları boyamam gerekiyor.
11:31
I experimented with a --
216
679000
3000
Deneylerimden birinde
11:34
I found a dead fly.
217
682000
2000
ölü bir sinek buldum.
11:36
And I plucked the hair off the fly's head.
218
684000
2000
Sineğin kafasındaki kılları kopardım.
11:38
Decided to make a paintbrush.
219
686000
2000
Onlardan fırça yapmaya karar verdim.
11:40
(Laughter)
220
688000
6000
(Kahkahalar)
11:46
But I would never do it to a living fly.
221
694000
4000
Ama bunu canlı bir sineğe asla yapmam.
11:50
(Laughter)
222
698000
3000
(Kahkahalar)
11:53
Because I've heard a fly in pain.
223
701000
5000
Çünkü acı çeken bir sineğin sesini duydum.
11:58
And they go "Meow! Ow!"
224
706000
3000
Şöyle bir ses çıkarıyorlar.
12:01
Even though they get on our nerves,
225
709000
2000
Her ne kadar sinirimizi bozsalar da
12:03
I would never kill an insect
226
711000
2000
asla bir böceği öldürmem.
12:05
because, "All creatures great and small" --
227
713000
4000
Zira "her canlı, büyük ya da küçük,
12:09
there is a hymn that says that.
228
717000
2000
en nihayetinde canlıdır" derler.
12:11
So what I decided to do
229
719000
3000
O yüzden ben de yüzümdeki ince
12:14
is to pluck fine hair out of my face.
230
722000
4000
tüyleri koparmaya karar verdim.
12:18
And I looked at it underneath the microscope.
231
726000
4000
Tüye mikroskopun altında baktım.
12:22
That was the paintbrush.
232
730000
2000
Aradığım fırça buydu.
12:24
And whilst I'm painting I have to be very careful,
233
732000
2000
Boyarken çok dikkatli olmam gerekiyor.
12:26
because the paint starts to turn into little blobs.
234
734000
3000
Çünkü boya küçük küçük kabarcıklar haline geliyor
12:29
And it starts to dry very quickly.
235
737000
4000
ve hemen kurumaya başlıyor.
12:33
So I have to be very quick.
236
741000
3000
Dolayısıyla çok çabuk olmam lazım.
12:36
If I'm not, it will end up looking
237
744000
3000
Eğer olmazsam, eserlerim gözükmeleri
12:39
not like what it's supposed to look like.
238
747000
2000
gerektiği gibi gözükmüyorlar.
12:41
It could end up looking like Humpty Dumpty or somebody else.
239
749000
5000
Simpsonlar yerine bambaşka biri ortaya çıkabilir.
12:46
So I have to be very very careful.
240
754000
2000
O yüzden çok dikkatli olmam gerekiyor.
12:48
This one took me approximately,
241
756000
4000
Bunu yapmak, aşağı yukarı
12:52
I would say, six to seven weeks.
242
760000
3000
altı yedi haftamı aldı.
12:55
My work, rough estimate,
243
763000
2000
İşlerim genelde kaba bir tahminle
12:57
sometimes five, six to seven weeks;
244
765000
3000
beş, altı ya da yedi haftamı alıyor.
13:00
you can't always anticipate.
245
768000
4000
Her zaman kestiremiyorsunuz.
13:04
(Applause)
246
772000
7000
(Alkışlar)
13:11
As you can see,
247
779000
2000
Burada, küçültülmüş bir adet
13:13
that's Charlton Heston brought down to size.
248
781000
2000
Charlton Heston görüyorsunuz.
13:15
(Laughter)
249
783000
7000
(Kahkahalar)
13:22
He says to me, "Willard" --
250
790000
2000
Bana "Willard,"
13:24
You can see him saying, "Why me?"
251
792000
4000
"Neden ben?" diyor.
13:28
I says, "I enjoyed your film. That's why."
252
796000
2000
"Filminizi keyifle izledim de ondan," diyorum ben de.
13:30
As you can see, there's an aphid fly there.
253
798000
4000
Gördüğünüz üzere yanında bir de sinek var.
13:34
That's just to show the scale
254
802000
2000
Heykelin boyutu hakkında
13:36
and the actual size of the sculpture.
255
804000
3000
bir fikir vermesi için.
13:39
I would say it probably measures ...
256
807000
5000
Sanırım boyutu bir milimetrenin
13:44
a quarter of a millimeter.
257
812000
2000
dörtte biri kadar.
13:46
In America they say a period stop.
258
814000
2000
Amerika'da buna bir nokta büyüklüğü deniyor.
13:48
So say if you cut a period stop in half,
259
816000
3000
Bütün heykelin boyutu
13:51
a full stop, that's about the size of the whole thing.
260
819000
4000
aşağı yukarı bu.
13:55
It's made -- the chariot is made of gold.
261
823000
4000
At arabası altından yapıldı.
13:59
And Charlton Heston is made of a floating fiber,
262
827000
4000
Charlton Heston ise havadan topladığım
14:03
which I took out of the air.
263
831000
2000
uçuşan tüylerden.
14:05
When the sunlight comes through the window you see these little fibers.
264
833000
3000
Pencereden güneş ışığı girdiğinde görebilirsiniz bu uçuşan tüyleri.
14:08
And what I normally do is walk 'round a room --
265
836000
3000
Ben de odada dolaşıp
14:11
(Laughter) --
266
839000
4000
(Kahkahalar)
14:15
trying to find one. And then I put it underneath the microscope.
267
843000
3000
bunlardan bulmaya çalışıyorum. Sonra da mikroskopun altına koyuyorum.
14:18
I remember one time I was doing it, and the window was open.
268
846000
3000
Bir seferinde bunu yaparken pencere açıktı,
14:21
And there was a lady standing by the bus stop.
269
849000
2000
dışarıda otobüs durağında bekleyen bir hanım
14:23
And she saw me walking around like this.
270
851000
2000
beni bu vaziyette aranırken gördü.
14:25
(Laughter)
271
853000
3000
(Kahkahalar)
14:28
And then she looked at me.
272
856000
2000
Bana baktı.
14:30
And then I went ...
273
858000
5000
Ben de böyle yaptım...
14:35
And then she went, "Hmm, OK, he's not mad."
274
863000
3000
Ben öyle yapınca, "Hah tamam, deli değilmiş" dedi.
14:38
Yeah, to actually do this thing --
275
866000
3000
At arabasını yaparken
14:41
the actual chariot is made of gold.
276
869000
3000
altın kullandığımı söylemiştim.
14:44
I had a 24-karat gold ring.
277
872000
2000
24 ayar altından bir yüzüğüm vardı.
14:46
And I cut off a little flake of gold.
278
874000
2000
Yüzükten çok ince bir altın parçası kestim.
14:48
And I bent it 'round,
279
876000
2000
Onu kesip, eğip bükerek
14:50
and made it into the chariot.
280
878000
2000
at arabası haline getirdim.
14:52
And the horse is made from nylon.
281
880000
2000
Atın kendisi naylondan yapıldı.
14:54
And the spider's web is for the reins on the horse.
282
882000
3000
Atın dizginleri ise örümcek ağından...
14:57
To get the symmetrical shape of the horse
283
885000
2000
Atın simetrik biçimini elde etmek
14:59
was very difficult,
284
887000
2000
çok zor oldu
15:01
because I had to get the horse to rear up
285
889000
2000
çünkü atı şaha kalkmış halde yapıp ona hareketli
15:03
and look as though it was in some kind of action.
286
891000
2000
bir görüntü vermek istiyordum.
15:05
When I did this one,
287
893000
2000
Bunu bittikten sonra gören
15:07
a gentleman seen it and said to me,
288
895000
2000
bir beyefendi bana dedi ki,
15:09
"There's no way you can do this, you must have used some kind of machine.
289
897000
3000
"Bunu yapmış olmana imkan yok, bir çeşit makine kullanmış olmalısın."
15:12
There's no way a man can do that.
290
900000
2000
"Bir insanın bunu yapmış olmasına imkan yok,
15:14
It must be a machine."
291
902000
2000
olsa olsa makinedir."
15:16
So I says, "OK then, if you say it's a machine ..."
292
904000
4000
Ben de dedim ki, "Tamam, madem makinedir diyorsunuz..."
15:20
(Laughter)
293
908000
6000
(Kahkahalar)
15:26
(Applause)
294
914000
6000
(Alkışlar)
15:32
That one took me approximately six weeks.
295
920000
5000
Bunu yapmak yaklaşık altı haftamı aldı.
15:40
(Applause)
296
928000
6000
(Alkışlar)
15:46
The most famous statue in the world.
297
934000
3000
Dünyanın en ünlü heykeli.
15:49
This one, I would say,
298
937000
2000
Bu, doğrusunu söylemek gerekirse
15:51
was a serious challenge.
299
939000
3000
ciddi bir zorluktaydı.
15:54
(Laughter)
300
942000
11000
(Kahkahalar)
16:05
Because I had to put the torch on the top.
301
953000
3000
Çünkü tepeye meşaleyi kondurmam gerekiyordu.
16:08
That one is, more or less, the same type of process.
302
956000
4000
Bunu yapmam da aşağı yukarı benzer bir süreçti.
16:12
The bottom of it is carved from a grain of sand,
303
960000
6000
Heykelin altı bir kum tanesinden oyuldu.
16:18
because I wanted to get a bit of the stone effect.
304
966000
2000
Bunun sebebi, taş görüntüsünü yakalamak istememdi.
16:20
I used a microscopic shard of diamond
305
968000
3000
Kaideyi oymak için mikroskobik boyutta
16:23
to actually carve the actual base.
306
971000
2000
bir elmas kırığı kullandım.
16:25
Well, I can look at this one and I can be very proud of this,
307
973000
4000
Bu eserime bakıp da gururlanabiliyorum.
16:29
because that statue has always sort of
308
977000
2000
Zira bu heykel benim zihnimde hep
16:31
kept an image in my head of, you know,
309
979000
2000
insanların Amerika'ya ilk gelişlerini
16:33
the beginning of people coming to America.
310
981000
4000
canlandırmıştır.
16:37
So it's sort of Ellis Island, and seeing America for the first time.
311
985000
4000
Ellis Island'a geliş, Amerika'yı ilk görüş....
16:41
And that's the first thing they saw.
312
989000
2000
Ve gördükleri ilk şey hep bu heykel olmuştur.
16:43
So I wanted to have that little image.
313
991000
2000
O yüzden bu minik heykeli yapmak
16:45
And this is it.
314
993000
3000
istedim.
16:50
(Laughter)
315
998000
7000
(Kahkahalar)
16:57
And we all know that is the Hulk.
316
1005000
3000
Hepimizin bildiği üzere bu Yeşil Dev Hulk
17:00
I wanted to create movement in the eye of a needle.
317
1008000
3000
İğne deliğinde bir hareket yaratmak istedim.
17:03
Because we know we see needles,
318
1011000
2000
Dikiş iğnesini hepimiz görürüz, biliriz.
17:05
but people aren't familiar with the eye of a needle
319
1013000
2000
Ama dikiş iğnesinin deliğine,
17:07
apart from putting a thread through it.
320
1015000
2000
iplik geçirmek dışında aşina değilizdir.
17:09
So I broke the needle.
321
1017000
2000
Ben de iğneyi kırdım,
17:11
And made a needle look like
322
1019000
3000
onu sanki Hulk kırmış
17:14
the Hulk's broken it.
323
1022000
2000
görüntüsünü verdim.
17:16
It's -- I had to make little holes
324
1024000
1000
İğne deliğinin tabanında, Hulk'ın ayaklarını
17:17
in the base of the needle, to shove his feet in.
325
1025000
2000
sokmak için küçük delikler açtım.
17:19
So most of my work, I don't use glue.
326
1027000
3000
İşlerimin çoğunda yapıştırıcı kullanmıyorum.
17:22
They go in with their own friction.
327
1030000
2000
Kendi sürtünmeleriyle tutunuyorlar.
17:24
And that's how I managed to do it.
328
1032000
2000
Onu da bu şekilde tutturdum.
17:26
As you can see, he's looking at the moment. He's got a little grimace on his face.
329
1034000
2000
Hulk bize bakıyor şu anda, suratını ekşitmiş biraz.
17:28
And his mouth must be probably about
330
1036000
4000
Ağzının büyüklüğü aşağı yukarı
17:32
three microns.
331
1040000
3000
üç mikron kadar olmalı.
17:35
So the eyes are probably about one micron or something.
332
1043000
4000
Gözleri de herhalde bir mikron civarındadır.
17:41
That ship there,
333
1049000
4000
Bu gemi,
17:45
that's made from 24-karat gold.
334
1053000
2000
24 ayar altından yapılmıştır.
17:47
And I normally rig it with the web of a money spider.
335
1055000
4000
Normalde halatları örümcek ağıyla yapardım
17:51
But I had to rig it with strands of glue.
336
1059000
3000
ama bunu yapıştırıcının lifleriyle yaptım.
17:54
Because the web of the spider, it was sending me insane,
337
1062000
3000
Çünkü örümcek ağı beni delirtiyordu.
17:57
because I couldn't get the web to move off.
338
1065000
3000
Örümcek ağını koyduğum yerden geri alamıyordum.
18:00
And that's 24-karat gold. And it's constructed. I built it.
339
1068000
3000
Gemiyi dediğim gibi 24 ayar altından inşa ettim.
18:03
Constructed each plank of gold.
340
1071000
4000
Geminin her bir tahtasını altından tek tek yaptım.
18:07
And the whole thing is sort of symmetrical.
341
1075000
3000
Tüm gemi simetrik sayılır.
18:10
The flag had to be made out of little strands of gold.
342
1078000
3000
Bayraklar da ince altın liflerinden yapıldı.
18:13
It's almost like doing a surgical operation to get this thing right.
343
1081000
6000
Böyle bir şeyi düzgün yapabilmek neredeyse cerrahi operasyon yapmaya benziyor.
18:21
(Applause)
344
1089000
6000
(Alkışlar)
18:27
As you can see, dressage.
345
1095000
4000
Karşınızda at terbiyecisi.
18:31
(Laughter)
346
1099000
2000
(Kahkahalar)
18:33
It's something I wanted to do just to show how I could get the symmetrical shape.
347
1101000
3000
Bunu, simetrik figürleri nasıl yapabileceğimi göstermek için yaptım.
18:36
The actual rigging on the reins on the horse
348
1104000
3000
Atın dizginlerini benzer
18:39
are made from the same sort of thing.
349
1107000
2000
malzemelerden yaptım.
18:41
And that was done with a particle from my shirt.
350
1109000
5000
Burada, gömleğimden bir parçacık kullandım.
18:46
And the pinhead I've made green around there
351
1114000
4000
Topluiğnenin başını da yeşil bir gömlekten
18:50
by scraping the particles off a green shirt
352
1118000
3000
kazıdığım parçacıkları iğneye
18:53
and then pressed onto the needle.
353
1121000
2000
bastırarak yeşil yaptım.
18:55
It's very painstaking work,
354
1123000
2000
Çok büyük titizlik isteyen bir iş,
18:57
but the best things come in small packages.
355
1125000
3000
ama bazen en iyi şeyler ufak şeylerdir.
19:00
(Laughter)
356
1128000
2000
(Kahkahalar)
19:02
Bruno Giussani: Willard Wigan!
357
1130000
2000
Bayanlar baylar, Willard Wigan!
19:04
(Applause)
358
1132000
3000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Willard Wigan - Micro-sculptorWillard Wigan sculpts figures small enough to fit on the head of a pin. To create these microscopic masterpieces, he works diligently through the stillest hours of the night, between his own heartbeats.
Why you should listen
Willard Wigan has immortalized the Obama family in the eye of a needle and Muhammad Ali on the head of a match. In producing sculptures so incredibly small, he works under a microscope and employs ingenious tools, such as a fly's hair or an ex-girlfriend's eyelash for paintbrushes.
This passion for the diminutive stems from feelings of insignificance in Wigan's childhood. He was severely dyslexic but undiagnosed, and his teachers' harsh words drove him to hide in a nearby shed where he made shoes and hats for his friends, the ants. Today, his art has earned him national honors and critical acclaim, proving that some treasures can't be seen with the naked eye.
Willard Wigan | Speaker | TED.com