Deb Willis and Hank Willis Thomas: A mother and son united by love and art
Deborah Willis, Hank Willis Thomas: Sevgi ve sanatın birleştiği bir anne ve oğul
Double-click the English transcript below to play the video.
I See Myself In You,"
the symbiotic relationship
boyunca geliştirdiğimiz
through our life and work.
öncesinden bu yana
in my mother's footsteps
hükmettiğini öğretti.
it's a way of doing,
bir gerçekleştirme biçimidir,
and it's a way of seeing.
when they make photographs.
and finding love.
in my family and friends
fotoğraf çeken insanlarla doluydu,
as a way of telling a story about life,
hikâyeler anlatmak için kullanan
to become a family in North Philadelphia.
ne demek olduğunu anlatmak gibi.
searching for pictures
siyahi sevinç ve aile yaşamım
about black love, black joy
the action of love overrules as a verb.
hükmettiğini düşünmek gerçekten önemli.
if the love of looking is genetic,
olup olmadığını merak ediyorum
since before I can even remember.
fotoğrafları seviyorum.
after my mother and her mother --
-annemden ve onun annesinden sonra-
benim ilk aşklarım.
were my first love.
for calling me a "ham"
olarak adlandırmanın
to my grandmother's house,
benim neyim oluyorlar
and who are they to me,
kaç yaşındaydın?
when that picture was taken?
siyah beyaz mıydı?"
before I was born?"
düşünmek.
in black and white.
bir kozmetik mağazasında büyüdüm
in North Philadelphia,
siyahi kadın dergilerine bakarken,
looking at "Ebony Magazine,"
that were often not in the daily news,
hikâyeler anlatan fotoğraflar buldum.
to be energetic for me,
olmasını istedim.
in the Philadelphia Public Library
Kütüphanesi'nde bir kitaba rastladım.
adındaki bu kitabı
by Roy DeCarava and Langston Hughes.
bu kitapta beni etkileyen adındaki
as a seven-year-old,
as a seven-year-old,
güzel resimlere baktım
that Roy DeCarava made
that I could tell a story about life.
yollarını aramaya başladım.
that basically changed my life.
hayatımı tamamen değiştiren şey oldu.
told me that every photographer,
her fotoğrafçının
trying to answer one question,
cevaplamaya çalıştığını söylemişti.
"Dünyanın geri kalanı
see how beautiful we are,
see our community the way I do?"
görmeleri için ne yapabilirim?"
that I was taking up a good man's space.
söyleyen erkek bir profesörüm vardı.
bastırmaya çalışıyordu.
of becoming a photographer.
beni aşağılamaya kalkıştı.
in a class full of male photographers.
ve yoldan çıkmış olduğumu
and out of order as a woman,
en iyi yapacağım şeyin
that all you could and would do
could have had your seat in this class.
olması gerektiğini söyledi.
into that experience.
and I was determined to prove to him
hak ettiğimi göstermeye kararlıydım.
for a seat in that class.
"Why did I need to prove it to him?"
and I knew I needed to prove to myself
fotoğrafçılıkta bir fark yaratacağıma
a difference in photography.
is going to stop me from making images.
imgeler yaratmaktan alıkoyamazdı.
I got pregnant.
sana hamile kaldım.
silkinip üzerimden attım,
that he used against me
and made photographs daily,
as I prepared for graduate school.
göbeğimin fotoğraflarını çekmeye başladım.
anlatan kitaplarda
that black photographers were missing
olmadığını görüyordum
for ways to tell a story.
yollarını arıyordum.
"A Choice of Weapons" kitabına rastladım,
"A Choice of Weapons,"
üretmeye başladım
yaptığım kolajı sakladım
that I made of my pregnant belly,
üretmem için ilham verdin.
to create a new piece,
taking a place from a good man,"
"Bir kadın, iyi bir erkeğin yerini alıyor"
ve şöyle dedim:
and reversed it and said,
bir yer yarattım, senin için."
bir evde büyüdüm.
would turn the kitchen into a darkroom.
karanlık odaya dönüştürmüştü
üyelerimizin olduğu fotoğraflar yoktu.
just pictures that she took
tanımadığımız kadın ve erkeklerin
of and by people that we didn't know,
insanların değil
of men and women that we knew,
diğer insanların da tanımadığı insanlardı.
from what I learned in school,
biraz zamanımı aldı
to figure out what she was up to,
annem kitabını yayınladı:
she published this book,
1840-1940: Biyobibliografya."
A Bio-Bibliography."
fotoğraf çektiğini bilmek
were making photographs.
before the end of slavery,
yirmi otuz yıl önce
of science and technology,
ve bilimde ileri olmaları gerekiyordu.
just to make a single photograph.
to do that if not love?
sevgi değilse nedir?
"Siyahi Fotoğrafçılar, 1940-1988"
"Black Photographers, 1940-1988,"
and another book, and another book,
bir başkasına, başka bir kitap diğerine
başka kitaba, diğeri bir başkasına...
and another book, and another book,
and another book, and another book,
and another book, and another.
on every continent,
küratörlüğünü yaptı
ilgili değildi ama hepsi
but all inspired by the curiosity
merakından ilham alıyordu.
from North Philadelphia.
siyahi fotoğrafçıların
black photographers had stories to tell,
keşfettim.
like Augustus Washington,
Agustus Washington gibi fotoğrafçıları.
in the early 1840s and '50s.
yaşayan, McGill ailesinin fotoğrafları.
black photographers,
çok farklı hikâyeleri var
about black life during slavery,
ilgili anlatacak değişik şeyleri var.
and telling stories about community.
bizlerin güzelliğini anlatmakla da ilgili.
nasıl bağlayacağımı bilmiyordum
needed to know this story.
bilmeleri gerektiğini biliyordum.
my mother's first student.
annemin ilk öğrencisi bendim
puppet strings --
-- iplerim elindeydi--
gerektiğini düşündüm
should make my own pictures
and the now and then.
o zamandan bu zamana
how I could use photography
düşünüyorum,
outside of the frame of the camera
fotoğrafta gördüklerimizi
of the actual image maker
imgeyi yaratan kişinin ellerinde
what's being cut out.
gerçekten o kişiye bağlı.
as a jumping-off point
gözlemlediğim şeyler için
kullanmayı düşündüm.
about how I could use historical images
nasıl kullanabileceğimi düşündüm.
insan hakları ve eşitlik mücadelesinden
for human rights and equal rights
one piece has affected me the most.
beni en çok etkileyen şu parça oldu
by Ernest Withers,
bir fotoğraftan esinlenen bir parça
to affirm their humanity.
"insan olduklarını bildirmek" için
yazan pankartlar tuttukları
that said "I am a man,"
because the phrase I grew up with
"insan olan benim" mottosuyla büyüdüm,
it was "I am the man,"
tecrit sona erdiği dönemde
collective statement during segregation
görmek beni çok şaşırtmıştı.
after integration.
in as many ways as I could think of,
şekillerde karıştırmaya başladım
as a timeline of American history,
Amerika'nın kısa tarihi olarak düşündüm.
Sen osun, o da kim?
You the man. What a man.
in the English language is, "I am."
"ben varım" olduğu
ABOUT THE SPEAKERS
Deborah Willis - Curator, photographerDeborah Willis is a photographer and writer in search of beauty.
Why you should listen
As an author and curator, Deborah Willis's pioneering research has focused on cultural histories envisioning the black body, women and gender. She is a celebrated photographer, acclaimed historian of photography, MacArthur and Guggenheim Fellow, and University Professor and Chair of the Department of Photography & Imaging at the Tisch School of the Arts at New York University.
Willis received the NAACP Image Award in 2014 for her co-authored book Envisioning Emancipation: Black Americans and the End of Slavery (with Barbara Krauthamer) and in 2015 for the documentary Through a Lens Darkly, inspired by her book Reflections in Black: A History of Black Photographers 1840 to the Present.
Deborah Willis | Speaker | TED.com
Hank Willis Thomas - Artist
Hank Willis Thomas is a conceptual artist working primarily with themes related to identity, history and popular culture.
Why you should listen
Hank Willis Thomas's work has been exhibited throughout the U.S. and abroad including, the International Center of Photography, Guggenheim Museum Bilbao, Musée du quai Branly, and the Cleveland Museum of Art. His work is in numerous public collections including the Museum of Modern Art New York, the Solomon R. Guggenheim Museum, the Whitney Museum of American Art, the Brooklyn Museum, the High Museum of Art and the National Gallery of Art in Washington DC, among others.
Thomas's collaborative projects include Question Bridge: Black Males, In Search Of The Truth (The Truth Booth), and For Freedoms. For Freedoms was recently awarded the 2017 ICP Infinity Award for New Media and Online Platform. Thomas is also the recipient of the 2017 Soros Equality Fellowship and the 2017 AIMIA | AGO Photography Prize. Current exhibitions include Prospect 4: The Lotus in Spite of the Swamp in New Orleans and All Things Being Equal at Zeitz Museum of Contemporary Art Africa. In 2017, Thomas also unveiled his permanent public artwork "Love Over Rules" in San Francisco and "All Power to All People" in Opa Locka, Florida. Thomas is a member of the Public Design Commission for the City of New York. He received a BFA in Photography and Africana studies from New York University and an MFA/MA in Photography and Visual Criticism from the California College of Arts. He has also received honorary doctorates from the Maryland Institute of Art and the Institute for Doctoral Studies in the Visual Arts. He lives and works in New York City.
Hank Willis Thomas | Speaker | TED.com