ABOUT THE SPEAKERS
Deborah Willis - Curator, photographer
Deborah Willis is a photographer and writer in search of beauty.

Why you should listen

As an author and curator, Deborah Willis's pioneering research has focused on cultural histories envisioning the black body, women and gender. She is a celebrated photographer, acclaimed historian of photography, MacArthur and Guggenheim Fellow, and University Professor and Chair of the Department of Photography & Imaging at the Tisch School of the Arts at New York University.

Willis received the NAACP Image Award in 2014 for her co-authored book Envisioning Emancipation: Black Americans and the End of Slavery (with Barbara Krauthamer) and in 2015 for the documentary Through a Lens Darkly, inspired by her book Reflections in Black: A History of Black Photographers 1840 to the Present.

More profile about the speaker
Deborah Willis | Speaker | TED.com
Hank Willis Thomas - Artist
Hank Willis Thomas is a conceptual artist working primarily with themes related to identity, history and popular culture.

Why you should listen

Hank Willis Thomas's work has been exhibited throughout the U.S. and abroad including, the International Center of Photography, Guggenheim Museum Bilbao, Musée du quai Branly, and the Cleveland Museum of Art. His work is in numerous public collections including the Museum of Modern Art New York, the Solomon R. Guggenheim Museum, the Whitney Museum of American Art, the Brooklyn Museum, the High Museum of Art and the National Gallery of Art in Washington DC, among others.

Thomas's collaborative projects include Question Bridge: Black MalesIn Search Of The Truth (The Truth Booth), and For Freedoms. For Freedoms was recently awarded the 2017 ICP Infinity Award for New Media and Online Platform. Thomas is also the recipient of the 2017 Soros Equality Fellowship and the 2017 AIMIA | AGO Photography Prize. Current exhibitions include Prospect 4: The Lotus in Spite of the Swamp in New Orleans and All Things Being Equal at Zeitz Museum of Contemporary Art Africa. In 2017, Thomas also unveiled his permanent public artwork "Love Over Rules" in San Francisco and "All Power to All People" in Opa Locka, Florida. Thomas is a member of the Public Design Commission for the City of New York. He received a BFA in Photography and Africana studies from New York University and an MFA/MA in Photography and Visual Criticism from the California College of Arts. He has also received honorary doctorates from the Maryland Institute of Art and the Institute for Doctoral Studies in the Visual Arts. He lives and works in New York City.

More profile about the speaker
Hank Willis Thomas | Speaker | TED.com
TEDWomen 2017

Deb Willis and Hank Willis Thomas: A mother and son united by love and art

Deborah Willis, Hank Willis Thomas: Sevgi ve sanatın birleştiği bir anne ve oğul

Filmed:
994,951 views

Bir gün, sanat okulundaki bir profesör, Deborah Willis'e "Bir kadın olarak iyi bir adamın yerini işgal ettiğini" söylemiş. Ama fotoğraf sanatçısı Deborah Willis, bunun yerine "İyi bir adam için bir yer yarattığını" söylüyor, Oğlu Hank Willis Thomas için. Bu etkileyici konuşmada, anne ve oğlu çalışmalarında birbirlerinden nasıl ilham aldıklarını ve yarattıkları sanatın siyahilerin yaşamı ve hayattan aldıkları zevkle ilgili tüm ana akım yargılarla nasıl başa çıktığını anlatıyor ve sonunda, sevgi her şeye hükmediyor.
- Curator, photographer
Deborah Willis is a photographer and writer in search of beauty. Full bio - Artist
Hank Willis Thomas is a conceptual artist working primarily with themes related to identity, history and popular culture. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
HankHank WillisWillis ThomasThomas: I'm Deb'sDeb 'in sonoğul.
0
960
1696
Hank Willis Thomas: Deb'in oğluyum.
00:14
(LaughterKahkaha)
1
2680
1576
(Gülüşmeler)
00:16
DeborahDeborah WillisWillis: And I'm Hank'sHank 'in momanne.
2
4280
2616
Deborah Willis: Ben de Hank'in annesiyim.
00:18
HWTHwt: We'veBiz ettik said that so manyçok timeszamanlar,
3
6920
1936
HWT: Bunu defalarca söyledik
00:20
we'vebiz ettik madeyapılmış a pieceparça about it.
4
8880
1736
ve hakkında bir eser ürettik.
00:22
It's calleddenilen "SometimesBazen
I See MyselfKendimi In You,"
5
10640
2656
Adı "Bazen Sende Kendimi Görüyorum",
00:25
and it speakskonuşur to
the symbioticsimbiyotik relationshipilişki
6
13320
2256
yaşamımız ve iş hayatımız
boyunca geliştirdiğimiz
00:27
that we'vebiz ettik developedgelişmiş over the yearsyıl
throughvasitasiyla our life and work.
7
15600
2936
ortak yaşam ilişkisinden bahsediyor.
00:30
And really, it's because everywhereher yerde we go,
8
18560
3136
Gerçekten, çünkü gittiğimiz her yerde,
00:33
togetherbirlikte or apartayrı,
9
21720
1296
beraber ya da ayrı,
00:35
we carrytaşımak these monikersTakma ad.
10
23040
1240
bu isimleri taşıyoruz.
Dünyaya gelmemin bile
öncesinden bu yana
00:37
I've been followingtakip etme
in my mother'sannenin footstepsayak sesleri
11
25000
2096
annemin ayak izlerini takip ediyorum
00:39
sincedan beri before I was even borndoğmuş
12
27120
1576
00:40
and haven'tyok figuredanladım out how to stop.
13
28720
2080
ve nasıl duracağımı hâlen bilmiyorum.
00:43
And as I get olderdaha eski, it does get harderDaha güçlü.
14
31600
2320
Büyüdükçe daha da zorlaşıyor.
00:46
No seriouslycidden mi, it getsalır harderDaha güçlü.
15
34680
2256
Gerçekten, zorlaşıyor.
00:48
(LaughterKahkaha)
16
36960
1536
(Gülüşmeler)
00:50
My mother'sannenin taughtöğretilen me manyçok things, thoughgerçi,
17
38520
2376
Ama annem bana birçok şey öğretti,
en önemlisi sevginin her şeye
hükmettiğini öğretti.
00:52
mostçoğu of all that love overrulesgeçersiz kılar.
18
40920
2096
00:55
She's taughtöğretilen me that love
19
43040
2176
Annem bana sevginin
00:57
is an actionaksiyon,
20
45240
2200
bir eylem olduğunu öğretti,
01:00
not a feelingduygu.
21
48240
1296
bir his değil.
01:01
Love is a way of beingolmak,
it's a way of doing,
22
49560
3456
Sevgi bir var olma,
bir gerçekleştirme biçimidir,
01:05
it's a way of listeningdinleme
and it's a way of seeinggörme.
23
53040
3200
dinleme ve görme biçimidir.
DW: Ayrıca, sevgiyle ilgili olarak
01:09
DWDW: And alsoAyrıca, the ideaFikir about love,
24
57320
2376
01:11
photographersfotoğrafçılar,
25
59720
1520
fotoğrafçılar,
01:14
they're looking for love
when they make photographsfotoğraflar.
26
62360
2696
fotoğraf çekerken sevgiyi ararlar.
01:17
They're looking and looking
and findingbulgu love.
27
65080
2776
Ararlar, ararlar ve sevgiyi bulurlar.
01:19
GrowingBüyüyen up in NorthKuzey PhiladelphiaPhiladelphia,
28
67880
1616
Kuzey Philadelphia'da büyürken
01:21
I was surroundedçevrili by people
in my familyaile and friendsarkadaşlar
29
69520
3856
çevrem, aile ve arkadaşlarımdan
fotoğraf çeken insanlarla doluydu,
01:25
who madeyapılmış photographsfotoğraflar
30
73400
1536
fotoğraflar çeken
01:26
and used the familyaile camerakamera
as a way of tellingsöylüyorum a storyÖykü about life,
31
74960
3976
ve aile kamerasını hayatla ilgili
hikâyeler anlatmak için kullanan
01:30
about life of joysevinç,
32
78960
1576
yaşama sevincinin
01:32
about what it meantdemek
to becomeolmak a familyaile in NorthKuzey PhiladelphiaPhiladelphia.
33
80560
4736
ve Kuzey Philadelphia'da aile olmanın
ne demek olduğunu anlatmak gibi.
01:37
So I spentharcanmış mostçoğu of my life
searchingArama for picturesresimler
34
85320
3056
Hayatımın çoğunu siyahi sevgi,
siyahi sevinç ve aile yaşamım
01:40
that reflectyansıtmak on ideasfikirler
about blacksiyah love, blacksiyah joysevinç
35
88400
3416
hakkında fotoğraflar arayarak geçirdim.
01:43
and about familyaile life.
36
91840
1576
01:45
So it's really importantönemli to think about
the actionaksiyon of love overrulesgeçersiz kılar as a verbfiil.
37
93440
5880
Sevmek eyleminin her şeye
hükmettiğini düşünmek gerçekten önemli.
01:52
HWTHwt: SometimesBazen I wondermerak etmek
if the love of looking is geneticgenetik,
38
100120
4336
HWT: Bazen bakma sevgisinin genetik
olup olmadığını merak ediyorum
01:56
because, like my motheranne,
39
104480
2416
çünkü ben de annem gibi
01:58
I've lovedsevilen photographsfotoğraflar
sincedan beri before I can even rememberhatırlamak.
40
106920
3296
kendimi bildim bileli
fotoğrafları seviyorum.
02:02
I think sometimesara sıra that --
after my motheranne and her motheranne --
41
110240
3776
Bazen düşünüyorum da
-annemden ve onun annesinden sonra-
fotoğrafçılık ve fotoğraflar
benim ilk aşklarım.
02:06
that photographyfotoğrafçılık and photographsfotoğraflar
were my first love.
42
114040
3456
Babam alınmasın ama
02:09
No offensesuç to my fatherbaba,
43
117520
1776
02:11
but that's what you get
for callingçağrı me a "hamjambon"
44
119320
2696
beni her yerde "jambon"
olarak adlandırmanın
02:14
whereverher nerede you go.
45
122040
1656
sonucu budur.
02:15
I rememberhatırlamak wheneverher ne zaman I'd go
to my grandmother'sbüyük annemin houseev,
46
123720
2477
Ne zaman büyükannemin evine gitsem
02:18
she would hidesaklamak all the photoFotoğraf albumsalbüm
47
126221
1675
albümleri sakladığını hatırlıyorum
02:19
because she was afraidkorkmuş of me askingsormak,
48
127920
2255
çünkü soru sormamdan korkuyordu,
02:22
"Well, who is that in that pictureresim?"
49
130199
1737
"Bu fotoğraftaki kim?"
ve "Senin neyin oluyorlar,
benim neyim oluyorlar
02:23
and "Who are they to you
and who are they to me,
50
131960
2256
ve bu fotoğraf çekildiğinde
kaç yaşındaydın?
02:26
and how oldeski were you
when that pictureresim was takenalınmış?
51
134240
2336
Bu fotoğraf çekildiğinde yaşım kaçtı?
02:28
How oldeski was I when that pictureresim was takenalınmış?
52
136600
2056
Neden siyah beyazlar?
02:30
And why were they in blacksiyah and whitebeyaz?
53
138680
1816
Ben doğmadan önce dünya
siyah beyaz mıydı?"
02:32
Was the worldDünya in blacksiyah and whitebeyaz
before I was borndoğmuş?"
54
140520
2429
DW: Bu ilginç,
02:34
DWDW: Well, that's interestingilginç,
55
142973
1403
yani dünyayı siyah beyaz olarak
düşünmek.
02:36
just to think about the worldDünya
in blacksiyah and whitebeyaz.
56
144400
2336
Ben Kuzey Philadelphia'da
bir kozmetik mağazasında büyüdüm
02:38
I grewbüyüdü up in a beautygüzellik shopDükkan
in NorthKuzey PhiladelphiaPhiladelphia,
57
146760
2336
-annemin mağazasında-
siyahi kadın dergilerine bakarken,
02:41
my mom'sannemin beautygüzellik shopDükkan,
looking at "EbonyAbanoz MagazineDergi,"
58
149120
2376
02:43
foundbulunan imagesGörüntüler that told storieshikayeleri
that were oftensık sık not in the dailygünlük newshaber,
59
151520
4936
günlük haberlerde genelde yer almayan
fakat aile albümünden
hikâyeler anlatan fotoğraflar buldum.
02:48
but in the familyaile albumalbüm.
60
156480
1576
02:50
I wanted the familyaile albumalbüm
to be energeticenerjik for me,
61
158080
2976
Ve kendi hikâyemi anlatması için
aile albümümün oldukça enerji dolu
olmasını istedim.
02:53
a way of tellingsöylüyorum storieshikayeleri,
62
161080
1656
02:54
and one day I happenedolmuş uponüzerine a bookkitap
in the PhiladelphiaPhiladelphia PublicKamu LibraryKütüphane
63
162760
3856
Bir gün, Philadelphia Devlet
Kütüphanesi'nde bir kitaba rastladım.
"The Sweet Flypaper of Life"
adındaki bu kitabı
02:58
calleddenilen "The SweetTatlı FlypaperSinek kağıdı of Life"
by RoyRoy DeCaravaDearava and LangstonLangston HughesHughes.
64
166640
4376
Roy DeCarava ve Langston Huges yazmıştı.
Düşününce, yedi yaşındayken
bu kitapta beni etkileyen adındaki
03:03
I think what attractedçekti me
as a seven-year-old7 yaş,
65
171040
2176
03:05
the titleBaşlık, flypapersinek kağıdı and sweettatlı,
66
173240
2936
"sinek kâğıdı" ve "tatlı" sözcükleriydi.
03:08
but to think about that
as a seven-year-old7 yaş,
67
176200
2096
Ama yine de yedi yaşında bir çocuk olarak
Roy DeCarava'nın yaptığı
güzel resimlere baktım
03:10
I lookedbaktı at the beautifulgüzel imagesGörüntüler
that RoyRoy DeCaravaDearava madeyapılmış
68
178320
3376
03:13
and then lookedbaktı at waysyolları
that I could tell a storyÖykü about life.
69
181720
3656
ve hayat hikâyemi anlatabilmenin
yollarını aramaya başladım.
03:17
And looking for me is the actdavranmak
that basicallytemel olarak changeddeğişmiş my life.
70
185400
4120
Ve bu arayış benim için
hayatımı tamamen değiştiren şey oldu.
03:21
HWTHwt: My friendarkadaş ChrisChris JohnsonJohnson
told me that everyher photographerfotoğrafçı,
71
189920
3576
HWT: Arkadaşım Chris Johnson bana
her fotoğrafçının
03:25
everyher artistsanatçı, is essentiallyesasen
tryingçalışıyor to answerCevap one questionsoru,
72
193520
4216
hatta her sanatçının tek bir soruyu
cevaplamaya çalıştığını söylemişti.
03:29
and I think your questionsoru mightbelki have been,
73
197760
2256
Ve bence senin sorun şu;
"Dünyanın geri kalanı
03:32
"Why doesn't the restdinlenme of the worldDünya
see how beautifulgüzel we are,
74
200040
3336
neden ne kadar güzel olduğumuzu görmüyor?
03:35
and what can I do to help them
see our communitytoplum the way I do?"
75
203400
3896
Ve topluluğumuzu benim gördüğüm gibi
görmeleri için ne yapabilirim?"
03:39
DWDW: While studyingders çalışıyor in artSanat schoolokul --
76
207320
1696
DW: Sanat okulunda okurken
03:41
it's probablymuhtemelen truedoğru --
77
209040
1416
-bu muhtemelen doğru-
03:42
I had a maleerkek professorprofesör who told me
that I was takingalma up a good man'sadam spaceuzay.
78
210480
3920
Bana, iyi bir erkeğin yerini kapladığımı
söyleyen erkek bir profesörüm vardı.
Fotoğrafçı olma hayalimi
bastırmaya çalışıyordu.
03:47
He trieddenenmiş to stiflebastırmak my dreamrüya
of becomingolma a photographerfotoğrafçı.
79
215120
3376
Erkek öğrencilerle dolu bir sınıfta
beni aşağılamaya kalkıştı.
03:50
He attemptedteşebbüs to shameutanç me
in a classsınıf fulltam of maleerkek photographersfotoğrafçılar.
80
218520
3816
Bana, bir kadın olarak münasebetsiz
ve yoldan çıkmış olduğumu
03:54
He told me I was out of placeyer
and out of ordersipariş as a womankadın,
81
222360
3896
ve ardından bir kadın olarak
en iyi yapacağım şeyin
03:58
and he wentgitti on to say
that all you could and would do
82
226280
2976
04:01
was to have a babybebek when a good man
could have had your seatoturma yeri in this classsınıf.
83
229280
4296
bir çocuk doğurmak olduğunu,
benim yerimdeyse "iyi bir erkeğin"
olması gerektiğini söyledi.
04:05
I was shockedşok into silenceSessizlik
into that experiencedeneyim.
84
233600
3576
Olayın şokuyla sessizliğe büründüm.
Ama hâlâ bir kameram vardı ve ona,
04:09
But I had my camerakamera,
and I was determinedbelirlenen to provekanıtlamak to him
85
237200
2816
o sınıftaki bir sandalyede oturmayı
hak ettiğimi göstermeye kararlıydım.
04:12
that I was worthylayık
for a seatoturma yeri in that classsınıf.
86
240040
2496
04:14
But in retrospectgeriye doğru bakıldığında, I askeddiye sordu myselfkendim:
"Why did I need to provekanıtlamak it to him?"
87
242560
3496
Ama geçmişe baktığımda kendime soruyorum,
"Neden ona ispat etmem gerekiyor?"
04:18
You know, I had my camerakamera,
and I knewbiliyordum I neededgerekli to provekanıtlamak to myselfkendim
88
246080
3336
Bilirsiniz, kameram vardı ve kendimi
fotoğrafçılıkta bir fark yaratacağıma
04:21
that I would make
a differencefark in photographyfotoğrafçılık.
89
249440
2176
inandırmam gerektiğini biliyordum.
04:23
I love photographyfotoğrafçılık, and no one
is going to stop me from makingyapma imagesGörüntüler.
90
251640
3400
Fotoğrafçılığı seviyordum ve kimse beni
imgeler yaratmaktan alıkoyamazdı.
HWT: Ama o zaman ben geldim.
04:27
HWTHwt: But that's when I camegeldi in.
91
255760
1495
04:29
DWDW: Yeah, that yearyıl I graduatedmezun,
I got pregnanthamile.
92
257279
2937
DW: Evet, mezun olduğum yıl
sana hamile kaldım.
04:32
YepEvet, he was right.
93
260240
1440
Evet, o haklıydı.
Artık sana sahiptim
04:34
And I had you,
94
262600
1216
ve bana karşı kullandığı cinsiyetçi dili
silkinip üzerimden attım,
04:35
and I shooksalladı off that sexistcinsiyet ayrımı languagedil
that he used againstkarşısında me
95
263840
4936
04:40
and pickedseçilmiş up my camerakamera
and madeyapılmış photographsfotoğraflar dailygünlük,
96
268800
2976
kameramı alıp her gün fotoğraf çektim.
04:43
and madeyapılmış photographsfotoğraflar of my pregnanthamile bellygöbek
as I preparedhazırlanmış for graduatemezun olmak schoolokul.
97
271800
4656
Yüksek lisansa hazırlanırken hamilelik
göbeğimin fotoğraflarını çekmeye başladım.
Ama fotoğrafçılığın tarihini
anlatan kitaplarda
04:48
But I thought about alsoAyrıca
that blacksiyah photographersfotoğrafçılar were missingeksik
98
276480
3936
siyahi fotoğrafçıların
olmadığını görüyordum
04:52
from the historytarih bookskitaplar of photographyfotoğrafçılık,
99
280440
3056
04:55
and I was looking
for waysyolları to tell a storyÖykü.
100
283520
2936
ve bu hikâyeyi anlatmanın
yollarını arıyordum.
Bir gün, Gordon Parks'ın
"A Choice of Weapons" kitabına rastladım,
04:58
And I ranran acrosskarşısında GordonGordon Parks'Parkları bookkitap
"A ChoiceSeçim of WeaponsSilah,"
101
286480
4616
ki bu onun otobiyografisiydi.
05:03
whichhangi was his autobiographyotobiyografi.
102
291120
1696
Böylece, fotoğraf çekmeye ve imgeler
üretmeye başladım
05:04
I beganbaşladı photographingfotoğraflama and makingyapma imagesGörüntüler,
103
292840
2536
ve hamilelik göbeğimin fotoğraflarından
yaptığım kolajı sakladım
05:07
and I tuckedsıkışmış away that contacttemas sheettabaka
that I madeyapılmış of my pregnanthamile bellygöbek,
104
295400
4296
ama sonrasında sen bana başka bir eser
üretmem için ilham verdin.
05:11
and then you inspiredyaratıcı me
to createyaratmak a newyeni pieceparça,
105
299720
2576
05:14
a pieceparça that said, "A womankadın
takingalma a placeyer from a good man,"
106
302320
4296
Eserin adı şuydu:
"Bir kadın, iyi bir erkeğin yerini alıyor"
"İyi bir erkeğin elinden yerini aldın."
05:18
"You tookaldı the spaceuzay from a good man,"
107
306640
1816
Sonrasında bu söylemi tersine çevirdim
ve şöyle dedim:
05:20
and then I used that languagedil
and reversedters it and said,
108
308480
3576
"Ben, iyi bir erkek için
bir yer yarattım, senin için."
05:24
"I madeyapılmış a spaceuzay for a good man, you."
109
312080
2816
05:26
(ApplauseAlkış)
110
314920
1216
HWT: Teşekkür ederim anne.
05:28
HWTHwt: Thanksteşekkürler, maanne.
111
316160
1280
(Alkışlar)
Tıpkı annem gibi ben de fotoğraflarla dolu
bir evde büyüdüm.
05:33
Like motheranne, like sonoğul.
112
321040
2176
05:35
I grewbüyüdü up in a houseev fulltam of photographsfotoğraflar.
113
323240
3576
05:38
They were everywhereher yerde, and my motheranne
would turndönüş the kitchenmutfak into a darkroomkaranlık oda.
114
326840
4016
Her yerdeydiler ve annem mutfağı
karanlık odaya dönüştürmüştü
ve evde sadece annemin çektiği ya da aile
üyelerimizin olduğu fotoğraflar yoktu.
05:42
And there weren'tdeğildi
just picturesresimler that she tookaldı
115
330880
2136
05:45
and picturesresimler of familyaile membersüyeler.
116
333040
1536
Duvarda, yerlerde, bilmediğimiz insanların
tanımadığımız kadın ve erkeklerin
05:46
But there were picturesresimler on the wallduvar
of and by people that we didn't know,
117
334600
4576
fotoğrafları duruyordu.
05:51
menerkekler and womenkadınlar that we didn't know.
118
339200
2016
05:53
Thanksteşekkürler, maanne.
119
341240
1216
Çok sağ ol, anne.
05:54
(LaughterKahkaha)
120
342480
1216
Kendi zamanlamam var, anne.
05:55
I have my ownkendi timingzamanlama.
121
343720
1216
05:56
(LaughterKahkaha)
122
344960
1656
05:58
Did you see her pokepoke me?
123
346640
1216
Beni nasıl dürttüğünü gördünüz mü?
05:59
(LaughterKahkaha)
124
347880
1216
İplerimi eline aldı.
06:01
PuppetKukla stringsdizeleri.
125
349120
1200
06:06
I grewbüyüdü up in a houseev fulltam of photographsfotoğraflar.
126
354000
2296
Fotoğraflarla dolu bir evde büyüdüm.
06:08
(ApplauseAlkış)
127
356320
3216
Dediğim gibi, sadece tanıdığımız
insanların değil
06:11
But they weren'tdeğildi just picturesresimler
of menerkekler and womenkadınlar that we knewbiliyordum,
128
359560
2896
06:14
but picturesresimler of people that I didn't know,
129
362480
3136
tanımadığım insanların fotoğrafları vardı.
Açıkçası, okulda öğrendiğim kadarıyla
diğer insanların da tanımadığı insanlardı.
06:17
PrettyOldukça much, it was prettygüzel clearaçık
from what I learnedbilgili in schoolokul,
130
365640
2976
06:20
that the restdinlenme of the worldDünya didn't eitherya.
131
368640
2496
Annemin neyle uğraştığını anlamam
biraz zamanımı aldı
06:23
And it tookaldı me a long time
to figureşekil out what she was up to,
132
371160
3456
06:26
but after a while, I figuredanladım it out.
133
374640
3616
ama bir süre sonra çözdüm.
Ben dokuz yaşındayken,
annem kitabını yayınladı:
06:30
When I was ninedokuz yearsyıl oldeski,
she publishedyayınlanan this bookkitap,
134
378280
2416
"Siyahi Fotoğrafçılar,
1840-1940: Biyobibliografya."
06:32
"BlackSiyah PhotographersFotoğrafçılar, 1840-1940:
A Bio-BibliographyBio-bibliyografya."
135
380720
3896
06:36
And it's astoundingşaşırtıcı to me to considerdüşünmek
136
384640
2376
Benim için, Afro Amerikalıların 1840'ta
fotoğraf çektiğini bilmek
06:39
that in 1840, AfricanAfrika AmericansAmerikalılar
were makingyapma photographsfotoğraflar.
137
387040
4216
gerçekten müthişti.
06:43
What does it mean for us to think
138
391280
1616
Bizim için bunu düşünmek ne ifade ediyor?
06:44
that at a time that was two, threeüç decadeson yıllar
before the endson of slaverykölelik,
139
392920
4656
Köleliğin sona ermesinden
yirmi otuz yıl önce
okumayı, matematiği öğrenmek zorundaydılar
06:49
that people were learningöğrenme how to readokumak,
140
397600
3176
06:52
they had to learnöğrenmek how to do mathmatematik,
141
400800
1616
06:54
they had to be on the cuttingkesim edgekenar
of scienceBilim and technologyteknoloji,
142
402440
2896
matematik, fizik, kimya, teknoloji
ve bilimde ileri olmaları gerekiyordu.
06:57
to do mathmatematik, physicsfizik and chemistrykimya
just to make a singletek photographfotoğraf.
143
405360
4776
Sadece bir tane fotoğraf yapabilmek için.
07:02
And what compelledmecbur them
to do that if not love?
144
410160
2560
Onlara bunu yaptıran şey
sevgi değilse nedir?
Bu, onu sonraki kitabına yönlendirdi:
"Siyahi Fotoğrafçılar, 1940-1988"
07:05
Well, that bookkitap led her to her nextSonraki bookkitap,
"BlackSiyah PhotographersFotoğrafçılar, 1940-1988,"
145
413200
5056
07:10
and that bookkitap led to anotherbir diğeri bookkitap,
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
146
418280
4696
ve bu kitap bir diğerine, diğeri
bir başkasına, başka bir kitap diğerine
ve o kitap bir diğerine, diğeri bir
başka kitaba, diğeri bir başkasına...
07:15
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
147
423000
2256
07:17
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
148
425280
1696
07:19
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
149
427000
3336
07:22
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri bookkitap,
150
430360
3336
07:25
and anotherbir diğeri bookkitap,
and anotherbir diğeri bookkitap, and anotherbir diğeri.
151
433720
2256
07:28
(ApplauseAlkış)
152
436000
1736
07:29
And throughoutboyunca my life,
153
437760
1336
ve hayatım boyunca annem
07:31
she's editeddüzenlendi and publishedyayınlanan dozensonlarca of bookskitaplar
154
439120
3536
onlarca kitap düzenledi ve yayınladı
07:34
and curatedküratörlüğünü numeroussayısız exhibitionssergiler
on everyher continentkıta,
155
442680
4696
ve her kıtada sayısız serginin
küratörlüğünü yaptı
bunların hepsi siyahi fotoğrafçılarla
ilgili değildi ama hepsi
07:39
not all about blacksiyah photographersfotoğrafçılar
but all inspiredyaratıcı by the curiositymerak
156
447400
3536
Kuzey Philadelphialı küçük siyahi kızın
merakından ilham alıyordu.
07:42
of a little blacksiyah girlkız
from NorthKuzey PhiladelphiaPhiladelphia.
157
450960
2536
Ve tüm bunların sonunda ulaştığım şey,
siyahi fotoğrafçıların
07:45
DWDW: What I foundbulunan is that
blacksiyah photographersfotoğrafçılar had storieshikayeleri to tell,
158
453520
3416
anlatacak hikâyeleri olduğu
07:48
and we neededgerekli to listen.
159
456960
2136
ve bizim onları dinlememiz gerektiğiydi.
07:51
And then I foundbulunan and I discoveredkeşfedilen
160
459120
1616
Sonrasında bazı siyahi fotoğrafçıları
keşfettim.
07:52
blacksiyah photographersfotoğrafçılar
like AugustusAugustus WashingtonWashington,
161
460760
2936
Bu güzel dagerreyotipi fotoğrafları yapan
Agustus Washington gibi fotoğrafçıları.
07:55
who madeyapılmış these beautifulgüzel daguerreotypesDaguerreotype
162
463720
2216
07:57
of the McGillMcGill familyaile
in the earlyerken 1840s and '50s.
163
465960
4016
Bu fotoğraflar, 1840'lı ve 50'li yıllarda
yaşayan, McGill ailesinin fotoğrafları.
08:02
TheirOnların storieshikayeleri tendedeğilimi to be differentfarklı,
blacksiyah photographersfotoğrafçılar,
164
470000
2936
Siyahi fotoğrafçıların
çok farklı hikâyeleri var
08:04
and they had a differentfarklı narrativeöykü
about blacksiyah life duringsırasında slaverykölelik,
165
472960
3976
ve kölelik zamanındaki yaşantılarıyla
ilgili anlatacak değişik şeyleri var.
08:08
but it was alsoAyrıca about familyaile life, beautygüzellik
and tellingsöylüyorum storieshikayeleri about communitytoplum.
166
476960
4656
Hikâyeleri aynı zamanda aile hayatı ve
bizlerin güzelliğini anlatmakla da ilgili.
08:13
I didn't know how to linkbağlantı the storieshikayeleri,
167
481640
2616
Tüm bu hikâyeleri
nasıl bağlayacağımı bilmiyordum
08:16
but I knewbiliyordum that teachersöğretmenler
neededgerekli to know this storyÖykü.
168
484280
3120
ama tüm öğretmenlerin bu hikâyeyi
bilmeleri gerektiğini biliyordum.
08:19
HWTHwt: So I think I was
my mother'sannenin first studentÖğrenci.
169
487800
4456
HWT: Düşünüyorum da sanırım
annemin ilk öğrencisi bendim
08:24
Unwillinglyİstemeyerek and unwittinglyfarkında olmadan --
puppetkukla stringsdizeleri --
170
492280
3576
gayriihtiyari, farkında bile olmadan
-- iplerim elindeydi--
08:27
I decidedkarar to pickalmak up a camerakamera,
171
495880
2536
Bir gün, elime bir kamera aldım
ve kendi fotoğraflarımı çekmem
gerektiğini düşündüm
08:30
and thought that I
should make my ownkendi picturesresimler
172
498440
2176
08:32
about the then and now
and the now and then.
173
500640
2376
ve o günden bu güne,
o zamandan bu zamana
08:35
I thought about
how I could use photographyfotoğrafçılık
174
503040
3376
fotoğrafı nasıl kullanabileceğimizi
düşünüyorum,
08:38
to talk about how what's going on
outsidedışında of the frameçerçeve of the camerakamera
175
506440
3336
kadrajın dışında kalan her şeyin
fotoğrafta gördüklerimizi
08:41
can affectetkilemek what we see insideiçeride.
176
509800
2176
nasıl etkilediğini anlatabilmek için.
08:44
The truthhakikat is always in the handseller
of the actualgerçek imagegörüntü makeryapıcı
177
512000
3296
Gerçek her zaman
imgeyi yaratan kişinin ellerinde
08:47
and it's up to us to really considerdüşünmek
what's beingolmak cutkesim out.
178
515320
3056
ve neyin çıkarılacağı, neyin kalacağı
gerçekten o kişiye bağlı.
08:50
I thought I could use her researchAraştırma
as a jumping-offatlama-off pointpuan
179
518400
2896
Annemin araştırmalarını toplumda
gözlemlediğim şeyler için
08:53
of things that I was seeinggörme in societytoplum
180
521320
1976
bir başlangıç noktası olarak
kullanmayı düşündüm.
08:55
and I wanted to startbaşlama to think
about how I could use historicaltarihi imagesGörüntüler
181
523320
3496
Sonrasında tüm bu tarihi imgeleri
geçmişte yaşananları anlatmak için
nasıl kullanabileceğimi düşündüm.
08:58
to talk about the pastgeçmiş beingolmak presentmevcut
182
526840
3016
09:01
and think about waysyolları that we can speakkonuşmak
183
529880
1856
Ve uzun zamandır verdiğimiz
insan hakları ve eşitlik mücadelesinden
09:03
to the perennialuzun ömürlü strugglemücadele
for humaninsan rightshaklar and equaleşit rightshaklar
184
531760
3696
fotoğrafa yaklaşımım doğrultusunda
09:07
throughvasitasiyla my appropriationödenek of photographsfotoğraflar
185
535480
3616
09:11
in the formform of sculptureheykel, videovideo,
186
539120
3376
ya da heykel, video ya da resim formunda
nasıl bahsedebileceğimizi düşündüm.
09:14
installationKurulum and paintingsresimlerinde.
187
542520
1336
09:15
But throughvasitasiyla it all,
one pieceparça has affectedetkilenmiş me the mostçoğu.
188
543880
4336
Ama tüm bunların yanında,
beni en çok etkileyen şu parça oldu
- ki hâlâ bana ilham vermeye devam eder -
09:20
It continuesdevam ediyor to nourishbesler me.
189
548240
1656
09:21
It's basedmerkezli off of this photographfotoğraf
by ErnestErnest WithersWithers,
190
549920
2456
Bu, Ernest Withers'ın 1968'de çektiği
bir fotoğraftan esinlenen bir parça
09:24
who tookaldı this pictureresim in 1968
191
552400
2416
09:26
at the MemphisMemphis SanitationSanitasyon Workersİşçiler MarchMart
192
554840
2376
Mephis Sanitasyonu'nun işçi eyleminde
09:29
of menerkekler and womenkadınlar standingayakta collectivelytopluca
to affirmteyit theironların humanityinsanlık.
193
557240
4656
kadın ve erkeklerin
"insan olduklarını bildirmek" için
toplandıkları ve ellerinde "ben insanım"
yazan pankartlar tuttukları
09:33
They were holdingtutma signsişaretler
that said "I am a man,"
194
561920
2536
bir fotoğraf bu.
09:36
and I foundbulunan that astoundingşaşırtıcı,
because the phraseifade I grewbüyüdü up with
195
564480
2936
Bunu şaşırtıcı buluyorum çünkü ben
"insan olan benim" mottosuyla büyüdüm,
09:39
wasn'tdeğildi "I am a man,"
it was "I am the man,"
196
567440
3096
"ben insanım" mottosuyla değil.
Tecrit dönemindeki bu kolektif söylemin
tecrit sona erdiği dönemde
09:42
and I was amazedşaşırmış at how it wentgitti from this
collectivetoplu statementaçıklama duringsırasında segregationsegregasyon
197
570560
4176
nasıl bencil bir söyleme evrildiğini
görmek beni çok şaşırtmıştı.
09:46
to this seeminglygörünüşte selfishbencil statementaçıklama
after integrationbütünleşme.
198
574760
3696
09:50
And I wanted to ponderdüşünmek that,
199
578480
1976
Bunun üzerine kafa patlatmak istedim
09:52
so I decidedkarar to remixremix that textMetin
in as manyçok waysyolları as I could think of,
200
580480
3216
ve bu metni olabildiğince farklı
şekillerde karıştırmaya başladım
09:55
and I like to think of the topüst linehat
as a timelinezaman çizelgesi of AmericanAmerikan historytarih,
201
583720
5096
ve bunu ilk dizesinden son dizesine kadar
Amerika'nın kısa tarihi olarak düşündüm.
10:00
and the last linehat as a poemşiir,
202
588840
2256
Şiirin son kıtasında şöyle diyordu:
10:03
and it saysdiyor,
203
591120
1256
"Ben oyum, o kim?
Sen osun, o da kim?
10:04
"I am the man. Who'sKim'ın the man.
You the man. What a man.
204
592400
2816
10:07
I am man. I am manyçok. I am, am I.
205
595240
2776
Ben oyum, ben çoğum, benim, ben miyim?
10:10
I am, I am. I am, AmenAmin.
206
598040
2896
Benim, benim, benim, amin.
DW: Çok etkileyici.
10:12
DWDW: WowVay canına, so fascinatingbüyüleyici.
207
600960
1976
(Alkışlar)
10:14
(ApplauseAlkış)
208
602960
1216
Ama bu tecrübeden öğrendiğimiz şey,
10:16
But what we learnöğrenmek from this experiencedeneyim
209
604200
1856
10:18
is the mostçoğu powerfulgüçlü two wordskelimeler
in the Englishİngilizce languagedil is, "I am."
210
606080
3856
İngilizcedeki en önemli iki kelimenin;
"ben varım" olduğu
10:21
And we eachher have the capacitykapasite to love.
211
609960
2616
ve hepimizde sevme gücü olduğuydu.
10:24
Thank you.
212
612600
1216
Teşekkürler.
(Alkışlar)
10:25
(ApplauseAlkış)
213
613840
4360
Translated by Ufuk Elif Rodoplu
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKERS
Deborah Willis - Curator, photographer
Deborah Willis is a photographer and writer in search of beauty.

Why you should listen

As an author and curator, Deborah Willis's pioneering research has focused on cultural histories envisioning the black body, women and gender. She is a celebrated photographer, acclaimed historian of photography, MacArthur and Guggenheim Fellow, and University Professor and Chair of the Department of Photography & Imaging at the Tisch School of the Arts at New York University.

Willis received the NAACP Image Award in 2014 for her co-authored book Envisioning Emancipation: Black Americans and the End of Slavery (with Barbara Krauthamer) and in 2015 for the documentary Through a Lens Darkly, inspired by her book Reflections in Black: A History of Black Photographers 1840 to the Present.

More profile about the speaker
Deborah Willis | Speaker | TED.com
Hank Willis Thomas - Artist
Hank Willis Thomas is a conceptual artist working primarily with themes related to identity, history and popular culture.

Why you should listen

Hank Willis Thomas's work has been exhibited throughout the U.S. and abroad including, the International Center of Photography, Guggenheim Museum Bilbao, Musée du quai Branly, and the Cleveland Museum of Art. His work is in numerous public collections including the Museum of Modern Art New York, the Solomon R. Guggenheim Museum, the Whitney Museum of American Art, the Brooklyn Museum, the High Museum of Art and the National Gallery of Art in Washington DC, among others.

Thomas's collaborative projects include Question Bridge: Black MalesIn Search Of The Truth (The Truth Booth), and For Freedoms. For Freedoms was recently awarded the 2017 ICP Infinity Award for New Media and Online Platform. Thomas is also the recipient of the 2017 Soros Equality Fellowship and the 2017 AIMIA | AGO Photography Prize. Current exhibitions include Prospect 4: The Lotus in Spite of the Swamp in New Orleans and All Things Being Equal at Zeitz Museum of Contemporary Art Africa. In 2017, Thomas also unveiled his permanent public artwork "Love Over Rules" in San Francisco and "All Power to All People" in Opa Locka, Florida. Thomas is a member of the Public Design Commission for the City of New York. He received a BFA in Photography and Africana studies from New York University and an MFA/MA in Photography and Visual Criticism from the California College of Arts. He has also received honorary doctorates from the Maryland Institute of Art and the Institute for Doctoral Studies in the Visual Arts. He lives and works in New York City.

More profile about the speaker
Hank Willis Thomas | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee