ABOUT THE SPEAKER
Ione Wells - Writer, activist
University student Ione Wells is the founder of the international #NotGuilty campaign against sexual violence and misdirected victim blaming.

Why you should listen

Ione Wells is a student at the University of Oxford in the UK, where she just started her third year reading for a degree in English Language and Literature, and a keen writer and journalist.

After being the victim of an assault in London in early 2015, she published a letter to her assaulter in a student newspaper, which went viral, attracting enormous attention and prompting the sharing of countless experiences by others around the world on social media.

That reaction prompted her to set up the international #NotGuilty campaign against sexual violence and misdirected victim-blaming, which has a website providing a platform for people to speak out. Since then, she has written about these issues for multiple publications, commented on radio and television, spoken at several festivals, hosted support groups and workshops for survivors of assault, and led workshops in schools.

She is the former editor of Oxford University’s student magazine, The Isis, and has an active interest in human rights, international relations, theatre, and wild swimming.

More profile about the speaker
Ione Wells | Speaker | TED.com
TEDSummit

Ione Wells: How we talk about sexual assault online

Ione Wells: Cinsel istismarı internette nasıl konuşmalıyız

Filmed:
1,237,456 views

Yazar ve aktivist Ione Wells, sosyal medyayı toplum adaleti adına kullanırken daha itinalı davranmamız gerektiğini dile getiriyor. Londra'da bir saldırının kurbanı olduktan sonra, Wells okul gazetesinde saldırganına yazdığı mektubu yayınladı ve bu mektup, internet gündemine oturmayı başardı. Cinsel istismar ve mağdur taşlamasına, #SuçluDeğil kampanyası ile karşı durdu. Bu duygusal konuşmada, kendi hikâyesini anlatmanın diğerlerine nasıl bir umut kaynağı olduğunu anlatıyor ve internet üzerindeki ayıplama kültürüne karşı güçlü mesajlar veriyor.
- Writer, activist
University student Ione Wells is the founder of the international #NotGuilty campaign against sexual violence and misdirected victim blaming. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
It was AprilNisan, last yearyıl.
0
1097
2037
Geçen sene Nisan ayıydı.
00:15
I was on an eveningakşam out with friendsarkadaşlar
1
3714
1747
Arkadaşlardan birinin doğum günü
00:17
to celebratekutlamak one of theironların birthdaysdoğum günü.
2
5485
1753
kutlaması için akşam dışarıdaydım.
00:19
We hadn'tolmasaydı been all togetherbirlikte
for a coupleçift of weekshaftalar;
3
7677
2393
Birkaç haftadır hep
beraber görüşmemiştik.
00:22
it was a perfectmükemmel eveningakşam,
as we were all reunitedtekrar bir araya.
4
10094
2396
Hep birlikte olduğumuz
için harika bir akşamdı.
00:25
At the endson of the eveningakşam,
5
13220
1253
Akşamın sonunda,
00:26
I caughtyakalandı the last undergroundyeraltı traintren
back to the other sideyan of LondonLondra.
6
14497
3685
Londra'nın öbür ucuna giden
son yer altı trenini yakaladım.
00:30
The journeyseyahat was smoothpürüzsüz.
7
18663
1792
Her şey normal ilerliyordu.
00:32
I got back to my localyerel stationistasyon
8
20479
1508
Evimin yakınlarındaki durakta
00:34
and I beganbaşladı the 10-minute-dakika walkyürümek home.
9
22011
2027
indim ve 10 dakikalık yürüyüşüme başladım.
00:37
As I turneddönük the cornerköşe ontoüstüne my streetsokak,
10
25159
2364
Evimin olduğu sokağa
giden köşeyi döndüğümde
00:39
my houseev in sightgörme up aheadönde,
11
27547
1516
evim gözümün önündeyken,
00:41
I heardduymuş footstepsayak sesleri behindarkasında me
12
29596
1384
arkamda nereden çıktığı
00:43
that seemedgibiydi to have
approachedyaklaştı out of nowhereHiçbir yerde
13
31004
2163
belli olmayan ve giderek yaklaşan
00:45
and were pickingtoplama up pacehız.
14
33191
1400
ayak sesleri işittim.
00:47
Before I had time to processsüreç
what was happeningolay,
15
35778
2527
Ne olduğunu idrak etmeme fırsat kalmadan,
00:50
a handel was clappedçırptı around my mouthağız
so that I could not breathenefes almak,
16
38329
3131
bir el, nefes alamayayım
diye ağzımı sıkıca sarmıştı
00:53
and the younggenç man behindarkasında me
draggedsürüklenen me to the groundzemin,
17
41484
2700
ve arkamdaki genç
adam beni yere sürükledi,
00:56
beatdövmek my headkafa repeatedlydefalarca
againstkarşısında the pavementkaldırım
18
44208
2126
yüzüm kanayana kadar başımı tekrar tekrar
00:58
untila kadar my faceyüz beganbaşladı to bleedtaşma payı,
19
46358
1982
kaldırıma çarptı,
01:00
kickingtekme me in the back and neckboyun
20
48364
2208
sırtımı ve boynumu tekmeledi
01:02
while he beganbaşladı to assaultsaldırı me,
21
50596
1652
ve bana saldırmaya başladı;
01:04
rippingmüthiş off my clothesçamaşırlar
and tellingsöylüyorum me to "shutkapamak up,"
22
52272
2462
giysilerimi parçalıyor,
ben yardım istemek için
01:06
as I struggledmücadele to cryağlamak for help.
23
54758
1659
kıvranırken, sesini kes diyordu.
01:09
With eachher smackşaplak of my headkafa
to the concretebeton groundzemin,
24
57423
2396
Kafamın sert zemine karşı her darbesinde,
01:11
a questionsoru echoedyankılandı throughvasitasiyla my mindus
that still hauntsziyaret ediyor me todaybugün:
25
59843
2930
hâlâ aklımdan çıkmayan şu soru
kafamda yankılanıp duruyordu:
01:15
"Is this going to be how it all endsuçları?"
26
63118
2209
"Her şey böyle mi sona erecekti?"
01:18
Little could I have realizedgerçekleştirilen,
I'd been followedtakip etti the wholebütün way
27
66828
2912
İstasyondan çıktığımdan
beri takip edildiğimin
01:21
from the momentan I left the stationistasyon.
28
69764
1951
neredeyse farkına varamamıştım.
01:23
And hourssaatler latersonra,
29
71739
1203
Saatler sonra,
01:24
I was standingayakta toplessüstsüz and bareleggedbarelegged
in frontön of the policepolis,
30
72966
3544
polisin önünde üstüm ve
bacaklarım çıplak hâlde duruyor,
01:28
havingsahip olan the cutskeser and bruisesçürükler
on my nakedçıplak bodyvücut photographedfotoğraflandı
31
76534
2772
adli kanıt için çıplak
bedenimdeki kesik ve morlukların
01:31
for forensicadli evidencekanıt.
32
79330
1522
fotoğrafı çekiliyordu.
01:33
Now, there are fewaz wordskelimeler to describetanımlamak
the all-consumingTüm tüketen feelingsduygular
33
81956
3239
O anda ve sonraki haftalarda
beni çepeçevre saran
01:37
of vulnerabilityGüvenlik açığı, shameutanç, upsetüzgün
and injusticeadaletsizlik that I was riddenbasmış with
34
85219
3205
çaresizlik, utanç, keder
ve adaletsizlik duygularını
01:40
in that momentan and for the weekshaftalar to come.
35
88448
2056
anlatabileceğim çok az kelime var.
01:43
But wantingeksik to find a way
to condenseyoğunlaştırmak these feelingsduygular
36
91868
2624
Bu duyguları başa çıkabileceğim,
01:46
into something ordereddüzenli
that I could work throughvasitasiyla,
37
94516
2322
somut bir hâle sokmanın yolunu ararken,
01:48
I decidedkarar to do what
feltkeçe mostçoğu naturaldoğal to me:
38
96862
2135
bana en doğal gelen şeyi
yapmaya karar verdim
01:51
I wroteyazdı about it.
39
99322
1235
ve yazdım.
01:53
It startedbaşladı out as a catharticmüshil exerciseegzersiz.
40
101149
2433
İlk başlarda içimi
boşaltma seansı gibiydi.
01:55
I wroteyazdı a lettermektup to my assaulterassaulter,
41
103606
3058
Saldırganıma bir mektup yazdım;
01:58
humanizinghumanizing him as "you,"
42
106688
2095
onu o gece şiddetle taciz ettiği
02:00
to identifybelirlemek him as partBölüm
of the very communitytoplum
43
108807
2877
aynı toplumun bir parçası olarak
tanımlamak için, ona ''sen''
02:03
that he had so violentlyşiddetle
abusedistismar that night.
44
111708
2148
şeklinde hitap ederek
onu insancıllaştırdım.
02:06
StressingVurgulayarak the tidal-wavegelgit dalgası
effectEfekt of his actionseylemler,
45
114991
2274
Hareketlerinin metcezir
etkisini vurgulayarak
02:09
I wroteyazdı:
46
117289
1216
şunları yazdım:
02:10
"Did you ever think
of the people in your life?
47
118920
2330
"Hayatındaki insanları hiç düşündün mü?
02:13
I don't know who the people
in your life are.
48
121841
2337
Hayatındaki insanların
kim olduğunu bilmiyorum.
02:16
I don't know anything about you.
49
124202
1957
Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
02:18
But I do know this:
50
126183
1632
Bildiğim tek bir şey var:
02:19
you did not just attacksaldırı me that night.
51
127839
2081
Sen o gece sadece bana saldırmadın.
02:22
I'm a daughterkız evlat, I'm a friendarkadaş,
52
130323
1513
Ben bir evladım, arkadaşım,
02:23
I'm a sisterkız kardeş, I'm a pupilöğrenci,
53
131860
1685
kız kardeşim, öğrenciyim,
02:25
I'm a cousinhala kızı, I'm a nieceyeğen,
54
133569
1302
kuzenim, yeğenim,
02:26
I'm a neighborkomşu;
55
134895
1167
komşuyum,
02:28
I'm the employeeişçi
who servedhizmet everyoneherkes coffeeKahve
56
136086
2049
tren yolunun altındaki kafede, herkese
02:30
in the cafCAFé underaltında the railwayDemiryolu.
57
138159
1553
kahve servis eden bir çalışanım.
02:32
And all the people who formform
these relationsilişkiler to me
58
140362
2486
Benimle bağı olan bütün bu insanlar,
02:34
make up my communitytoplum.
59
142872
1653
benim topluluğumu oluşturuyor.
02:36
And you assaultedsaldırıya
everyher singletek one of them.
60
144549
2135
Sen, her birine saldırmış oldun.
02:39
You violatedihlal the truthhakikat that I
will never ceaseAteşkes to fightkavga for,
61
147418
2836
Uğruna savaşmaktan asla
vazgeçmeyeceğim, bütün bu kişilerin
02:42
and whichhangi all of these people representtemsil etmek:
62
150278
1937
temsil ettiği şu hakikatı çiğnedin:
02:44
that there are infinitelysonsuz more
good people in the worldDünya than badkötü."
63
152239
3270
Dünyada nihayetinde kötüler,
iyilere göre azınlıkta kalıyor."
02:48
But, determinedbelirlenen not to let
this one incidentolay make me losekaybetmek faithinanç
64
156790
2999
Başlı başına bu olayın, benim kendi
topluluğumun dayanışmasına
02:51
in the solidarityDayanışma in my communitytoplum
or humanityinsanlık as a wholebütün,
65
159813
2713
veya insanlığa olan inancımı
kaybettirmemesine kararlıydım.
02:54
I recalledHatırlanacağı the 7/7 terroristterörist bombingsbombalama
in JulyTemmuz 2005 on LondonLondra transporttaşıma,
66
162550
4478
7.7.2015'de, Londra terörist toplu taşıma
bombalama saldırılarını ve o dönemin
02:59
and how the mayorBelediye Başkanı of LondonLondra at the time,
and indeedaslında my ownkendi parentsebeveyn,
67
167052
3400
belediye başkanının ve ailemin,
ertesi gün yeniden metroya binmemiz
03:02
had insistedısrar that we all get back
on the tubesborular the nextSonraki day,
68
170476
2847
konusundaki ısrarlarını
anımsadım, çünkü bu sayede
03:05
so we wouldn'tolmaz be definedtanımlanmış or changeddeğişmiş
69
173347
1763
bizi emniyetsiz hissettirenlere göre
03:07
by those that had madeyapılmış us feel unsafegüvenli olmayan.
70
175134
1899
hareket etmiyor, değişmiyor olacaktık.
03:09
I told my attackersaldırgan,
71
177490
1454
Saldırganıma,
03:11
"You've carriedtaşınan out your attacksaldırı,
72
179740
1549
"Saldırını yaptın
03:13
but now I'm gettingalma back on my tubetüp.
73
181313
2140
ama ben metroma yeniden biniyorum.
03:16
My communitytoplum will not feel we are unsafegüvenli olmayan
walkingyürüme home after darkkaranlık.
74
184162
3267
Benim topluluğum, gece eve
dönerken tedirgin hissetmeyecek.
03:19
We will get on the last tubesborular home,
75
187453
1703
Eve, son kalkan metroyla döneceğiz
03:21
and we will walkyürümek up our streetssokaklar aloneyalnız,
76
189180
1834
ve sokaklarda yalnız yürüyeceğiz,
03:23
because we will not ingrainkökleştirmek
or submitGönder to the ideaFikir
77
191038
2336
çünkü bunu yaparak
kendimizi tehlikeye attığımız
03:25
that we are puttingkoyarak ourselveskendimizi
in dangerTehlike in doing so.
78
193398
2768
fikrini sindirmeyecek
veya kabul etmeyeceğiz.
03:28
We will continuedevam et
to come togetherbirlikte, like an armyordu,
79
196190
2600
Aramızdan biri tehdit
edildiğinde, bir ordu gibi
03:30
when any memberüye
of our communitytoplum is threatenedtehdit.
80
198814
2947
bir arada olmayı sürdüreceğiz
03:33
And this is a fightkavga you will not winkazanmak."
81
201785
2110
ve bu sizin kazanamayacağınız bir savaş.''
03:37
At the time of writingyazı this lettermektup --
82
205621
1807
Bu mektubu yazarken,
03:39
(ApplauseAlkış)
83
207452
1375
(Alkış)
03:40
Thank you.
84
208851
1145
Teşekkürler.
03:42
(ApplauseAlkış)
85
210020
2000
(Alkış)
03:44
At the time of writingyazı this lettermektup,
86
212717
1720
Bu mektubu yazarken,
03:46
I was studyingders çalışıyor for my examssınavları in OxfordOxford,
87
214461
1855
Oxford'da sınavlarıma hazırlanıyordum
03:48
and I was workingçalışma
on the localyerel studentÖğrenci paperkâğıt there.
88
216340
2384
ve okulun yerel öğrenci
gazetesinde çalışıyordum.
03:50
DespiteRağmen beingolmak luckyşanslı enoughyeterli to have
friendsarkadaşlar and familyaile supportingDestek me,
89
218748
3300
Beni destekleyen aile ve arkadaşlara
sahip, şanslı biri olmama rağmen,
03:54
it was an isolatingyalıtma time.
90
222072
1208
yalnızlık hüküm sürmüştü.
03:55
I didn't know anyonekimse
who'dkim olur been throughvasitasiyla this before;
91
223304
2487
Daha önce bunları yaşamış
birini tanımıyordum,
03:57
at leasten az I didn't think I did.
92
225815
1444
en azından bildiğim kadarıyla.
Haberler ve istatistiklerden cinsel
saldırının ne kadar yaygın olduğunu
03:59
I'd readokumak newshaber reportsraporlar, statisticsistatistik,
and knewbiliyordum how commonortak sexualcinsel assaultsaldırı was,
93
227283
3494
04:02
yethenüz I couldn'tcould actuallyaslında nameisim
a singletek personkişi
94
230801
2057
biliyordum, fakat böyle
bir deneyimi yaşayıp
04:04
that I'd heardduymuş speakkonuşmak out
about an experiencedeneyim of this kindtür before.
95
232882
3083
sesini çıkaran bir kişi
bile aklıma gelmiyordu.
04:07
So in a somewhatbiraz spontaneousdoğal decisionkarar,
96
235989
1937
Ani gelen bir kararla, mektubumu benzer
04:09
I decidedkarar that I would publishyayınlamak
my lettermektup in the studentÖğrenci paperkâğıt,
97
237950
2996
şeyleri yaşamış ve aynı
şekilde hisseden, Oxford'daki
04:12
hopingumut to reachulaşmak out to othersdiğerleri in OxfordOxford
98
240970
1908
diğer öğrencilere ulaşması için
04:14
that mightbelki have had a similarbenzer experiencedeneyim
and be feelingduygu the sameaynı way.
99
242902
3371
öğrenci gazetesinde
yayınlamaya karar verdim.
04:18
At the endson of the lettermektup,
100
246297
1226
Mektubun sonunda,
04:19
I askeddiye sordu othersdiğerleri to writeyazmak in
with theironların experiencesdeneyimler
101
247547
2366
diğerlerinin de #SuçluDeğil
hashtag'iyle kendi
04:21
underaltında the hashtaghashtag, "#NotGuiltyNotGuilty,"
102
249937
1692
deneyimlerini aktarmalarını istedim.
04:23
to emphasizevurgu yapmak that survivorsHayatta kalanlar of assaultsaldırı
could expressekspres themselveskendilerini
103
251653
3026
Böylece, tacize uğrayanlar,
suçlu hissetmeden
04:26
withoutolmadan feelingduygu shameutanç or guiltsuçluluk
about what happenedolmuş to them --
104
254703
2906
veya utanç duymadan başına
gelenleri ifade edebilecek
04:29
to showgöstermek that we could all
standdurmak up to sexualcinsel assaultsaldırı.
105
257633
2576
ve bizler de cinsel istismara
karşı durabilecektik.
04:32
What I never anticipatedbeklenen
is that almostneredeyse overnightbir gecede,
106
260233
2832
Bir gecede bu mektubun,
internet âleminde yayılabileceği
04:35
this publishedyayınlanan lettermektup would go viralviral.
107
263089
1918
aklımın ucundan geçmezdi.
04:37
SoonYakında, we were receivingkabul
hundredsyüzlerce of storieshikayeleri
108
265619
2526
Kısa süre içerisinde,
dünyanın çeşitli yerlerinde
04:40
from menerkekler and womenkadınlar acrosskarşısında the worldDünya,
109
268169
1783
yaşayan erkek ve kadından, yüzlerce
04:41
whichhangi we beganbaşladı to publishyayınlamak
on a websiteWeb sitesi I setset up.
110
269976
2672
hikâye aldık ve kurduğum
site üzerinden yayınladık.
04:44
And the hashtaghashtag becameoldu a campaignkampanya.
111
272672
2058
Hashtag bir kampanyaya dönüştü.
04:47
There was an AustralianAvustralya motheranne in her 40s
who describedtarif edilen how on an eveningakşam out,
112
275652
3690
Avustralyalı 40'larında bir anne,
bir gece dışarı çıktıktan sonra
04:51
she was followedtakip etti to the bathroombanyo
113
279366
1556
kasıklarını defalarca elleyen
04:52
by a man who wentgitti
to repeatedlydefalarca grabkapmak her crotchkasık.
114
280946
2326
biri tarafından banyoya
kadar izlendiğini anlattı
04:55
There was a man in the NetherlandsHollanda
115
283296
1622
ve Hollanda'dan bir adam,
04:56
who describedtarif edilen how he was date-rapedtarih-tecavüz
on a visitziyaret etmek to LondonLondra
116
284942
2692
Londra'daki randevusunda
tecavüze uğradığını ve bu durumu
04:59
and wasn'tdeğildi takenalınmış seriouslycidden mi
by anyonekimse he reportedrapor his casedurum to.
117
287658
2882
bildirdiği kimse tarafından
ciddiye alınmadığını anlattı.
05:02
I had personalkişisel FacebookFacebook messagesmesajları
from people in IndiaHindistan and SouthGüney AmericaAmerika,
118
290564
3434
Facebook'da Hindistan ve
Güney Amerika'daki insanlardan,
05:06
sayingsöz, how can we bringgetirmek
the messagemesaj of the campaignkampanya there?
119
294022
2771
orada kampanya mesajını nasıl
yayabileceğimize dair mesajlar aldım.
05:08
One the first contributionskatkıları we had
was from a womankadın calleddenilen [NikkiNikki],
120
296817
3154
İlk desteklerden birini,
büyümesini babasının suistimaline
05:11
who describedtarif edilen growingbüyüyen up,
beingolmak molestedtaciz my her ownkendi fatherbaba.
121
299995
2817
uğramak olarak tanımlayan
bir kadın olan Nikki'den aldık.
05:14
And I had friendsarkadaşlar openaçık up to me
122
302836
1483
Deneyimleri, benim geçen hafta
05:16
about experiencesdeneyimler rangingarasında değişen
from those that happenedolmuş last weekhafta
123
304343
3093
yaşadığıma benzer olandan
yıllar önce yaşanana kadar,
05:19
to those that happenedolmuş yearsyıl agoönce,
that I'd had no ideaFikir about.
124
307460
3127
bazı arkadaşlarım bana hiç
bilmediğim anılarını döktüler.
05:23
And the more we startedbaşladı
to receiveteslim almak these messagesmesajları,
125
311326
2359
Aldığımız bu tür mesajlar arttıkça,
05:25
the more we alsoAyrıca startedbaşladı
to receiveteslim almak messagesmesajları of hopeumut --
126
313709
2584
umuda dair aldığımız mesajlar da arttı;
05:28
people feelingduygu empoweredgüçlenmiş
by this communitytoplum of voicessesleri
127
316317
2475
insanlar, mağdur suçlamalarına
ve cinsel tacize karşı
05:30
standingayakta up to sexualcinsel assaultsaldırı
and victim-blamingkurban suçlamaya.
128
318816
2504
duranlardan ve susmayanlardan
güç buldular.
05:33
One womankadın calleddenilen OliviaOlivia,
129
321344
1299
Uzun bir süre boyunca
05:34
after describingaçıklayan how she was attackedsaldırıya
130
322667
1785
güvendiği ve değer verdiği biri
05:36
by someonebirisi she had trustedgüvenilir
and caredbakım about for a long time,
131
324476
2826
tarafından tacize uğrayan Olivia,
05:39
said, "I've readokumak manyçok
of the storieshikayeleri postedgönderildi here,
132
327326
2398
"Burada paylaşılan birçok hikâyeyi okudum
05:41
and I feel hopefulumutlu that if so manyçok
womenkadınlar can movehareket forwardileri,
133
329748
2990
ve birçoğu bunu geride bırakabiliyorsa
benim de yapabileceğime
05:44
then I can, too.
134
332762
1182
dair umudum arttı.
05:45
I've been inspiredyaratıcı by manyçok,
135
333968
1307
Birçoğundan ilham aldım
05:47
and I hopeumut I can be as stronggüçlü
as them somedaybirgün.
136
335299
2193
ve umarım bir gün onlar
kadar güçlü olabilirim.
05:49
I'm sure I will."
137
337516
1154
Olacağım da." dedi.
05:51
People around the worldDünya beganbaşladı
tweetingTweeting underaltında this hashtaghashtag,
138
339082
2726
Dünyada birçok insan bu hashtag
ile tweet atmaya başladı
05:53
and the lettermektup was republishedyayınlanacaktır
and coveredkapalı by the nationalUlusal pressbasın,
139
341832
3077
ve bu mektup ulusal basında
yeniden yayınlandı ve yer aldı,
05:56
as well as beingolmak translatedtercüme into severalbirkaç
other languagesdiller worldwideDünya çapında.
140
344933
3296
aynı zamanda dünya
çapında birçok dile çevrildi.
06:00
But something struckvurdu me
about the mediamedya attentionDikkat
141
348642
2374
Basının bu mektuba olan ilgisiyle alakalı
06:03
that this lettermektup was attractingçeken.
142
351040
1611
bir şey dikkatimi çekti.
06:04
For something to be front-pageön sayfa newshaber,
143
352675
2078
Bir haberin ön sayfada çıkması için,
06:06
givenverilmiş the wordsözcük "newshaber" itselfkendisi,
144
354777
2967
''haber'' adından anlaşılacağı gibi,
06:09
we can assumeüstlenmek it mustşart be something newyeni
or something surprisingşaşırtıcı.
145
357768
3380
bu haberin yeni veya şaşırtıcı
bir şey olmasını bekleriz.
06:13
And yethenüz sexualcinsel assaultsaldırı
is not something newyeni.
146
361172
2226
Fakat cinsel taciz yeni bir şey değil.
06:15
SexualCinsel assaultsaldırı, alonguzun bir with other
kindsçeşit of injusticesadaletsizlikler,
147
363870
2861
Cinsel taciz, diğer tüm
haksızlıklarla birlikte
06:18
is reportedrapor in the mediamedya all the time.
148
366755
1888
medyada her zaman yer alıyordu.
06:21
But throughvasitasiyla the campaignkampanya,
149
369154
1198
Fakat kampanya boyunca,
06:22
these injusticesadaletsizlikler were framedçerçeveli
as not just newshaber storieshikayeleri,
150
370376
2607
bu haksızlıklar yalnızca
haber olarak değil,
06:25
they were firsthandilk elden experiencesdeneyimler
that had affectedetkilenmiş realgerçek people,
151
373007
3318
gerçek insanları sarsan ilk elden
anlatılmış deneyimlerdi ve onlar
06:28
who were creatingoluşturma,
with the solidarityDayanışma of othersdiğerleri,
152
376349
2350
başkalarının desteğiyle
ihtiyaç duydukları ve daha
06:30
what they neededgerekli
and had previouslyÖnceden lackedyoksun:
153
378723
2091
önce elde edemedikleri
şeyi yaratıyorlardı:
06:32
a platformplatform to speakkonuşmak out,
154
380838
1397
Seslerini duyuracakları yer,
06:34
the reassurancegüvence they weren'tdeğildi aloneyalnız
or to blamesuçlama for what happenedolmuş to them
155
382259
3452
başlarına gelen şeyden dolayı yalnız
veya suçlu olmadıklarının güvencesi
06:37
and openaçık discussionstartışmalar that would help
to reduceazaltmak stigmastigma around the issuekonu.
156
385735
3629
ve bu konu hakkındaki ayıplamaları
aza indirgeyecek açık tartışmalar.
06:41
The voicessesleri of those directlydirekt olarak affectedetkilenmiş
were at the forefrontön planda of the storyÖykü --
157
389388
3668
Direkt olarak etkilenen kişilerin
sesleri hikâyeye öncülük ediyordu,
06:45
not the voicessesleri of journalistsgazeteciler
or commentatorsyorumcu on socialsosyal mediamedya.
158
393080
3226
gazetecilerin ve sosyal medyada
yorum yapanlar değil.
06:48
And that's why the storyÖykü was newshaber.
159
396733
2383
Bu yüzden bu hikâyeler
haber niteliği taşıyordu.
06:52
We livecanlı in an incrediblyinanılmaz
interconnectedbirbirine bağlı worldDünya
160
400239
2107
Sosyal medyanın egemen,
her şeyin ve herkesin
06:54
with the proliferationçoğalma of socialsosyal mediamedya,
161
402370
1900
iç içe olduğu bir dünyada yaşıyoruz,
06:56
whichhangi is of coursekurs a fantasticfantastik resourcekaynak
for ignitingateşlenmesini socialsosyal changedeğişiklik.
162
404294
3633
sosyal değişim yaratma arzumuzu besleyen
bol kaynaklar bundan kaynaklanıyor.
06:59
But it's alsoAyrıca madeyapılmış us
increasinglygiderek reactiveReaktif,
163
407951
2727
Bu bizi aynı zamanda fazla
duyarlı yapmaya başladı,
07:02
from the smallestEn küçük annoyancescan sıkma
of, "Oh, my train'sTren been delayedgecikmiş,"
164
410702
3387
''Trenim geç kaldı ya!'' gibi
en ufak rahatsızlıklarımızdan
07:06
to the greatestEn büyük injusticesadaletsizlikler of warsavaş,
genocidessoykırımlar, terroristterörist attackssaldırılar.
165
414113
4371
savaş adaletsizliğine, soykırımlara,
terörist saldırılarına kadar.
07:10
Our defaultVarsayılan responsetepki has becomeolmak
to leapsıçrama to reacttepki to any kindtür of grievanceşikayet
166
418508
3498
Twitter'la, Facebook'la, hashtag
kullanarak gösterdiğimiz tepkilerimiz
07:14
by tweetingTweeting, FacebookingFacebooking, hastagginghastagging --
167
422030
2148
keder belirtisi olarak görülmeye başlandı,
07:16
anything to showgöstermek othersdiğerleri
that we, too, have reactedtepki gösterdi.
168
424202
2652
başkalarına bizim de tepki
gösterdiğimizi gösteriyoruz.
07:19
The problemsorun with reactingtepki göstermek
in this mannertavır entr massehep birlikte
169
427798
2313
Kitle olarak bu tavırda tepki göstermemiz,
07:22
is it can sometimesara sıra mean
that we don't actuallyaslında reacttepki at all,
170
430135
2921
bazen hiçbir tepki vermediğimiz
anlamına gelebiliyor,
07:25
not in the senseduyu of actuallyaslında
doing anything, anywayneyse.
171
433080
2449
gerçekten bir şeyler
yapmak anlamında yani.
07:27
It mightbelki make ourselveskendimizi feel better,
172
435553
1738
Yas tutan veya öfkelenen bir gruba
07:29
like we'vebiz ettik contributedkatkıda
to a groupgrup mourningyas or outragerezalet,
173
437315
2551
destek olmuşuz gibi
kendimizi iyi hissedebiliriz,
07:31
but it doesn't actuallyaslında changedeğişiklik anything.
174
439890
1962
ama aslında hiçbir şey değişmiyor.
07:33
And what's more,
175
441876
1164
Dahası,
07:35
it can sometimesara sıra drownboğulmak out the voicessesleri
176
443064
1804
bu durum hakları korunması gereken,
07:36
of those directlydirekt olarak
affectedetkilenmiş by the injusticeadaletsizlik,
177
444892
2098
haksızlığa direkt olarak uğramış kişilerin
07:39
whosekimin needsihtiyaçlar mustşart be heardduymuş.
178
447014
1579
sesini bastırabilir.
07:41
WorryingEndişe verici, too, is the tendencyeğilim
for some reactionsreaksiyonları to injusticeadaletsizlik
179
449780
3853
Endişe etmek de, haksızlığa karşı bazı
tepkilerin daha fazla duvar örülmesine
07:45
to buildinşa etmek even more wallsduvarlar,
180
453657
1597
yol açan bir eğilimdir,
07:47
beingolmak quickhızlı to pointpuan fingersparmaklar
with the hopeumut of providingsağlama easykolay solutionsçözeltiler
181
455278
3362
karmaşık sorunlara kolay çözümler
bulma gayesiyle çarçabuk suçlayacak
07:50
to complexkarmaşık problemssorunlar.
182
458664
1193
birilerini bulma eğilimi.
07:52
One Britishİngiliz tabloidtabloid,
on the publicationyayın of my lettermektup,
183
460328
2539
Bir İngiliz tabloid gazetesi,
mektubumun yayınlanması
07:54
brandedmarkalı a headlinebaşlık statingbelirten,
184
462891
1529
ile şöyle bir başlık attı:
07:56
"OxfordOxford StudentÖğrenci LaunchesDenize indirmek
OnlineOnline CampaignKampanya to ShameUtanç AttackerSaldırgan."
185
464444
3657
''Oxford Öğrencisi Saldırganını Ayıplamak
için İnternette Kampanya Başlattı''
08:01
But the campaignkampanya never
meantdemek to shameutanç anyonekimse.
186
469567
2267
Bu kampanya kimseyi
ayıplama amacı gütmedi.
08:04
It meantdemek to let people speakkonuşmak
and to make othersdiğerleri listen.
187
472237
3147
İnsanların ses çıkarabilmesi
ve diğerlerini dinletebilmekti amaç.
08:08
DivisiveBölücü TwitterTwitter trollstroller were quickhızlı
to createyaratmak even more injusticeadaletsizlik,
188
476186
3414
Bölücü Twitter muzipleri,
kendi ön yargılarını saldırganımın
08:11
commentingyorum on
my attacker'ssaldırganın ethnicityEtnik Yapı or classsınıf
189
479624
2950
etnik kökenine, ekonomik
durumuna yansıtarak
08:14
to pushit theironların ownkendi prejudicedönyargılı agendasgündemler.
190
482598
2237
daha fazla haksızlık yaratmaktaydılar.
08:17
And some even accusedsanık me
of feigningfeigning the wholebütün thing
191
485381
3461
Hatta bazıları beni, bütün
bunları uydurmakla suçladı
08:20
to pushit, and I quotealıntı,
192
488866
2106
ve bunun benim
08:22
my "feministfeminist agendaGündem of man-hatingerkek düşmanı."
193
490996
3814
''erkek düşmanlığı feminist planım''
olduğunu belirttiler.
08:26
(LaughterKahkaha)
194
494834
1062
(Kahkaha)
08:27
I know, right?
195
495920
1160
Değil mi ya?
08:29
As if I'm going to be like,
"Hey guys! Sorry I can't make it,
196
497104
2865
Sanki şunları düşünmüşüm gibi,
''Herkes kusura bakmasın,
08:31
I'm busymeşgul tryingçalışıyor to hatenefret
the entiretüm maleerkek populationnüfus
197
499993
2365
30 yaşıma gelene kadar
bütün erkek nüfusundan
08:34
by the time I'm 30."
198
502382
1385
nefret etmekle meşgulum.''
08:35
(LaughterKahkaha)
199
503791
1138
(Kahkaha)
08:36
Now, I'm almostneredeyse sure
200
504953
2048
Şu anda, bu insanların
08:39
that these people wouldn'tolmaz say
the things the say in personkişi.
201
507025
2972
bunları yüz yüze söylemeyeceğine
o kadar eminim ki.
08:42
But it's as if because they mightbelki
be behindarkasında a screenekran,
202
510021
2762
Sosyal medyadayken,
evlerinde rahat bir şekilde
08:44
in the comfortkonfor in theironların ownkendi home
203
512807
1559
bir ekranın ardına sığındıkları
08:46
when on socialsosyal mediamedya,
204
514390
1151
için olabilir,
08:47
people forgetunutmak that what
they're doing is a publichalka açık actdavranmak --
205
515565
2654
insanlar yaptıklarının halka
açık bir şey olduğunu ve
08:50
that other people will be readingokuma it
and be affectedetkilenmiş by it.
206
518243
2776
insanların okuyup bundan
etkilenebileceğini düşünmüyorlar.
08:53
ReturningDöndürme to my analogyanaloji
of gettingalma back on our trainstrenler,
207
521043
2729
Metroya binmeye devam etme
örneksemesine dönecek olursak,
08:56
anotherbir diğeri mainana concernilgilendirmek I have
about this noisegürültü that escalatesdozu artarken
208
524640
2833
haksızlığa karşı internet
üzerinden yükselen bu ses
08:59
from our onlineinternet üzerinden responsesyanıt-e doğru to injusticeadaletsizlik
209
527497
1876
hakkındaki diğer büyük endişem;
09:01
is that it can very easilykolayca slipkayma
into portrayingtasvir us as the affectedetkilenmiş partyParti,
210
529397
3475
bozguncu algısına yol açabilecek,
mağdur taraf olarak bizi kolayca
09:04
whichhangi can leadöncülük etmek to a senseduyu of defeatismyenilgi,
211
532896
2020
kalıplara sokabilecek potansiyelde olması,
09:06
a kindtür of mentalzihinsel barrierbariyer to seeinggörme
any opportunityfırsat for positivitypozitifliği or changedeğişiklik
212
534940
3719
olumsuz bir durumdan sonra, iyinin
veya değişikliğin olabileceğini görmeyi
09:10
after a negativenegatif situationdurum.
213
538683
1575
engelleyen zihinsel bir set.
09:13
A coupleçift of monthsay
before the campaignkampanya startedbaşladı
214
541092
2235
Kampanya başlamadan
veya bütün bunlar başıma
09:15
or any of this happenedolmuş to me,
215
543351
1441
gelmeden birkaç ay önce,
09:16
I wentgitti to a TEDxTEDx eventolay in OxfordOxford,
216
544816
1746
Oxford'da TEDx etkinliğine katılmış
09:18
and I saw ZeldaZelda laLa GrangeGrange speakkonuşmak,
217
546586
1935
ve Mandela'nın önceki özel sekreteri
09:20
the formereski privateözel secretarySekreter
to NelsonNelson MandelaMandela.
218
548545
2261
Zelda la Grange'ın
konuşmasını dinlemiştim.
09:22
One of the storieshikayeleri
she told really struckvurdu me.
219
550830
2145
Anlattığı bir hikâye
beni derinden etkiledi.
09:25
She spokekonuştu of when
MandelaMandela was takenalınmış to courtmahkeme
220
553755
2069
Spor ile alakalı bir soruşturma
09:27
by the SouthGüney AfricanAfrika RugbyRugby UnionBirliği
221
555848
1590
başlatmasından sonra Güney Afrika
09:29
after he commissioneddevreye
an inquirysoruşturma into sportsSpor Dalları affairsişler.
222
557462
2551
Rugby Birliği'nce mahkemeye
çıkarılmasından bahsetti.
09:32
In the courtroomMahkeme,
223
560037
1151
Mahkeme salonunda,
09:33
he wentgitti up to the SouthGüney AfricanAfrika
RugbyRugby Union'sBirliği'nin lawyersavukatları,
224
561212
2991
Güney Afrika Rugby Birliği
avukatlarının yanına gidip
09:36
shooksalladı them by the handel
225
564227
1160
ellerini sıktı
09:37
and conversedmuhabbet with them,
eachher in theironların ownkendi languagedil.
226
565411
2443
ve her biriyle, kendi
dillerinde muhabbet etti.
09:39
And ZeldaZelda wanted to protestprotesto,
227
567878
1340
Başına sardıkları bu
09:41
sayingsöz they had no right to his respectsaygı
228
569242
1907
haksızlığın ardından, onun saygısını
09:43
after this injusticeadaletsizlik they had causedneden oldu him.
229
571173
2275
hak etmediklerini savunarak
Zelda karşı çıktı.
09:45
He turneddönük to her and said,
230
573837
1712
Ona dönüp şunu söyledi,
09:48
"You mustşart never allowizin vermek the enemydüşman
to determinebelirlemek the groundszeminler for battlesavaş."
231
576324
4129
''Düşmanının savaş dayanağını
belirlemesine asla müsaade etmemelisin.''
09:53
At the time of hearingişitme these wordskelimeler,
232
581900
1710
Bu sözleri duyduğum anda,
09:55
I didn't really know why
they were so importantönemli,
233
583634
2268
neden bu kadar önemli
olduklarını kavrayamadım
09:57
but I feltkeçe they were, and I wroteyazdı them
down in a notebookNot defteri I had on me.
234
585926
3361
ama öyle olduklarını düşündüm ve
bunu yanımdaki not defterine yazdım.
10:01
But I've thought about this linehat
a lot ever sincedan beri.
235
589311
2497
O zamandan beri bu alıntı
hakkında çok düşünür oldum.
10:04
Revengeİntikam, or the expressionifade of hatredkin
236
592198
2517
Bize haksızlık edenlere karşı
10:06
towardskarşı those who have donetamam us injusticeadaletsizlik
237
594739
1936
intikam veya nefret söylemleri,
10:08
mayMayıs ayı feel like a humaninsan instinctiçgüdü
in the faceyüz of wrongyanlış,
238
596699
3014
yanlışla karşılaştığımızda
temel içgüdü olarak gelebilir,
10:11
but we need to breakkırılma out of these cyclesdöngüleri
239
599737
1914
ama olumsuz haksızlık olaylarını
10:13
if we are to hopeumut to transformdönüştürmek
negativenegatif eventsolaylar of injusticeadaletsizlik
240
601675
3108
olumlu sosyal değişime
çevirmek istiyorsak bu döngüden
10:16
into positivepozitif socialsosyal changedeğişiklik.
241
604807
1703
kurtulmamız gerekir.
10:18
To do otherwiseaksi takdirde
242
606906
1173
Aksini yapmak
10:20
continuesdevam ediyor to let the enemydüşman
determinebelirlemek the groundszeminler for battlesavaş,
243
608103
3279
düşmanı savaş sebebin
belirlemeye itmeye devam edecek,
10:23
createsyaratır a binaryikili,
244
611406
1186
biz mağdurların
10:24
where we who have sufferedacı
becomeolmak the affectedetkilenmiş,
245
612616
2504
etkilenen olduğu,
faillere karşı yarıştığımız
10:27
pittedçekirdeksiz againstkarşısında them, the perpetratorsfailleri.
246
615144
2380
bir kutuplaşma yaratacak.
10:30
And just like we got back on our tubesborular,
247
618143
1870
Metromuza geri dönmemiz gibi,
10:32
we can't let our platformsplatformlar
for interconnectivityBirleştiricisi and communitytoplum
248
620037
3036
beraber ve topluluk olarak
tek yürek olduğumuz mekânların,
10:35
be the placesyerler that we settleyerleşmek for defeatyenilgi.
249
623097
2072
bozgun alanları olmasına müsaade edemeyiz.
10:39
But I don't want to discouragevazgeçirmek
a socialsosyal mediamedya responsetepki,
250
627072
3516
Sosyal medya tepkilerini
yıkmak istemiyorum,
10:42
because I oweborçlu the developmentgelişme
of the #NotGuiltyNotGuilty campaignkampanya
251
630612
2667
çünkü #SuçluDeğil kampanyasının
gelişimini neredeyse
10:45
almostneredeyse entirelyBaştan sona to socialsosyal mediamedya.
252
633303
1544
tamamen sosyal medyaya borçluyum.
10:46
But I do want to encourageteşvik etmek
a more considereddüşünülen approachyaklaşım
253
634871
2525
Ama haksızlığa çıkardığımız
tepkiyi, daha tedbirli bir
10:49
to the way we use it
to respondyanıtlamak to injusticeadaletsizlik.
254
637420
2123
yaklaşımda paylaşmamızı destekliyorum.
10:51
The startbaşlama, I think,
is to asksormak ourselveskendimizi two things.
255
639567
2451
Başlangıç olarak kendimize
iki şey sormamız gerekir.
10:54
FirstlyÖncelikle: Why do I feel this injusticeadaletsizlik?
256
642042
2532
İlki: Bu haksızlık bana neden dokunuyor?
10:56
In my casedurum, there were
severalbirkaç answerscevaplar to this.
257
644598
2306
Benim durumumda, bu
soruya birçok cevap vardı.
10:58
SomeoneBirisi had hurtcanını yakmak me and those who I lovedsevilen,
258
646928
2233
Biri, sorumlu tutulmak zorunda kalmayacağı
11:01
underaltında the assumptionvarsayım they
wouldn'tolmaz have to be heldbekletilen to accounthesap
259
649185
2900
varsayımıyla beni
ve sevdiklerimi incitmişti
11:04
or recognizetanımak the damagehasar they had causedneden oldu.
260
652109
1913
veya verdiği hasarın bilincinde değildi.
11:06
Not only that, but thousandsbinlerce
of menerkekler and womenkadınlar sufferacı çekmek everyher day
261
654046
2908
Dahası, her gün binlerce insan,
çoğunlukla sessizlik içinde,
11:08
from sexualcinsel abusetaciz, oftensık sık in silenceSessizlik,
262
656978
1718
cinsel istismara maruz kalıyor,
fakat bu sorun diğer konular
kadar gündemde kalmıyor.
11:10
yethenüz it's still a problemsorun we don't give
the sameaynı airtimenormal görüşme to as other issuessorunlar.
263
658720
3552
Çoğu insanın hâlâ mağdurları
suçladığı bir sorun.
11:14
It's still an issuekonu manyçok people
blamesuçlama victimskurbanlar for.
264
662296
2520
11:16
NextSonraki, asksormak yourselfkendin: How,
in recognizingtanıyan these reasonsnedenleri,
265
664840
3282
Sonra kendinize şunu sorun:
Bu sebepleri kabul ederek
11:20
could I go about reversinggeri them?
266
668146
1676
bunu nasıl tersine çevirebilirim?
11:22
With us, this was holdingtutma my attackersaldırgan
to accounthesap -- and manyçok othersdiğerleri.
267
670183
3588
Biz, saldırganımı ve diğerlerini de
konuya katarak bunu gerçekleştirdik.
11:25
It was callingçağrı them out
on the effectEfekt they had causedneden oldu.
268
673795
2606
Verdikleri hasarı haykırmıştık.
11:28
It was givingvererek airtimenormal görüşme
to the issuekonu of sexualcinsel assaultsaldırı,
269
676425
2734
Cinsel istismarı gündemde
tutuyorduk; arkadaşlarımızla,
11:31
openingaçılış up discussionstartışmalar amongstarasında friendsarkadaşlar,
amongstarasında familiesaileleri, in the mediamedya
270
679183
3361
ailemizle ve medyada uzun süredir
kapalı olan bir defter olan bu konu
11:34
that had been closedkapalı for too long,
271
682568
1641
hakkında tartışmalar başlatıyorduk
11:36
and stressingvurgulayarak that victimskurbanlar
shouldn'tolmamalı feel to blamesuçlama
272
684233
2357
ve mağdurların bu durum
yüzünden kendilerini
11:38
for what happenedolmuş to them.
273
686614
1271
suçlamamalarını vurguladık.
11:39
We mightbelki still have a long way to go
in solvingçözme this problemsorun entirelyBaştan sona.
274
687909
3318
Bu sorunu köküne kadar kazımak
için önümüzde uzun bir yol olabilir.
11:43
But in this way,
275
691251
1151
Ama bu sayede,
11:44
we can beginbaşla to use socialsosyal mediamedya
as an activeaktif toolaraç for socialsosyal justiceadalet,
276
692426
3311
sosyal medyayı sosyal adalet
algısında araç olarak kullanabiliriz;
11:47
as a toolaraç to educateEğitmek,
to stimulateteşvik dialoguesdiyaloglar,
277
695761
2098
eğiten, iletişimi tetikleyen bir araç,
11:49
to make those in positionspozisyonları
of authorityyetki awarefarkında of an issuekonu
278
697883
2685
bu da yetki sahiplerini,
direkt mağdurları görerek
11:52
by listeningdinleme to those
directlydirekt olarak affectedetkilenmiş by it.
279
700592
2521
bir konu hakkında bilinçlendirebilir.
11:56
Because sometimesara sıra these questionssorular
don't have easykolay answerscevaplar.
280
704112
4470
Bazen bu soruların
basit cevapları olmuyor.
12:00
In factgerçek, they rarelynadiren do.
281
708606
1666
Olduğu durumlar çok nadir.
12:02
But this doesn't mean we still
can't give them a considereddüşünülen responsetepki.
282
710715
3264
Bu onlara mantıklı bir cevap
veremeyeceğimiz anlamına gelmez.
12:06
In situationsdurumlar where
you can't go about thinkingdüşünme
283
714370
2204
Bu haksızlık duygusunu
nasıl mağlup edeceğin
12:08
how you'dşimdi etsen reverseters
this feelingduygu of injusticeadaletsizlik,
284
716598
2095
hakkında kendini düşünmekten alamıyorken,
12:10
you can still think,
maybe not what you can do,
285
718717
2654
belki de neler yapabileceğini değil,
12:13
but what you can not do.
286
721395
1549
neler yapamayacağını düşünmelisin.
12:15
You can not buildinşa etmek furtherayrıca wallsduvarlar
by fightingkavga injusticeadaletsizlik with more prejudiceönyargı,
287
723681
3692
Daha fazla ön yargı ve nefretle
haksızlığa karşı savaşırken, daha fazla
12:19
more hatredkin.
288
727397
1162
duvar öremezsin.
12:20
You can not speakkonuşmak over those
directlydirekt olarak affectedetkilenmiş by an injusticeadaletsizlik.
289
728894
3842
Haksızlığa direkt olarak
uğraşmışları geçiştiremezsin.
12:25
And you can not reacttepki to injusticeadaletsizlik,
only to forgetunutmak about it the nextSonraki day,
290
733121
3979
Twitter'ın geri kalanı
ardında bıraktı diye, ertesi gün
12:29
just because the restdinlenme
of TwitterTwitter has movedtaşındı on.
291
737124
2308
unutmak üzere haksızlıkla
mücadele de edemezsin.
12:32
SometimesBazen not reactingtepki göstermek
instantlyanında is, ironicallyironik,
292
740078
4187
Bazen, ironik olsa da,
direkt olarak tepki vermemek
12:36
the besten iyi immediateacil coursekurs
of actionaksiyon we can take.
293
744289
2394
verebileceğimiz en doğru tepki oluyor.
12:39
Because we mightbelki be angrykızgın, upsetüzgün
and energizedenerji verilmiş by injusticeadaletsizlik,
294
747919
3810
O an kızgın, mutsuz veya haksızlık
sebebiyle celallenmiş olabiliriz,
12:44
but let's considerdüşünmek our responsesyanıt-e doğru.
295
752219
2303
tepkilerimizi ölçelim.
12:47
Let us holdambar people to accounthesap,
withoutolmadan descendingazalan into a culturekültür
296
755413
3236
Kültüre indirgemeden,
utanç ve haksızlıktan
12:50
that thrivesbüyür off shamingutandırmak
and injusticeadaletsizlik ourselveskendimizi.
297
758673
2786
ders çıkaran insanları dikkate alalım.
12:54
Let us rememberhatırlamak that distinctionayrım,
298
762345
1647
İnternet kullanıcıları tarafından
12:56
so oftensık sık forgottenunutulmuş by internetInternet userskullanıcılar,
299
764016
2198
sıklıkla unutulan eleştiri ve hakaret
12:58
betweenarasında criticismeleştiri and insulthakaret.
300
766238
2440
ayrımını hatırlatalım.
13:01
Let us not forgetunutmak
to think before we speakkonuşmak,
301
769330
2016
Sırf önümüzde bir ekran var diye,
13:03
just because we mightbelki
have a screenekran in frontön of us.
302
771370
2417
konuşmadan önce düşünmeyi unutmayalım.
13:05
And when we createyaratmak noisegürültü on socialsosyal mediamedya,
303
773811
1971
Sosyal medyada bir ses yarattığımızda,
13:07
let it not drownboğulmak out the needsihtiyaçlar
of those affectedetkilenmiş,
304
775806
2318
mağdurların seslerini bastırmayalım,
13:10
but insteadyerine let it amplifyyükseltmek theironların voicessesleri,
305
778148
2441
bunun yerine onların sesine ses katalım,
13:12
so the internetInternet becomesolur a placeyer
where you're not the exceptionistisna
306
780613
2942
böylece internet, sana gerçekten
olan bir şeyden bahsettiğinde
13:15
if you speakkonuşmak out about something
that has actuallyaslında happenedolmuş to you.
307
783579
3168
azınlıkta kalmadığın bir yere dönüşür.
13:18
All these considereddüşünülen
approachesyaklaşımlar to injusticeadaletsizlik
308
786771
2053
Haksızlığa karşı bu itinalı yaklaşımlar,
13:20
evokeuyandırmak the very keystonesKeystone
on whichhangi the internetInternet was builtinşa edilmiş:
309
788848
2696
internetin temelini oluşturan
kemer taşını uyandıracak:
13:24
to network, to have signalişaret, to connectbağlamak --
310
792317
2255
Ağ kurmak, dikkat çekmek, birleşmek
13:26
all these termsşartlar that implyima
bringinggetiren people togetherbirlikte,
311
794596
2492
ve insanları kutuplaştırmayı
değil, bir araya getirme
13:29
not pushingitme people apartayrı.
312
797112
1223
anlamı belirten terimler.
13:31
Because if you look up the wordsözcük
"justiceadalet" in the dictionarysözlük,
313
799443
3722
''Adalet'' kelimesinin sözlükte
anlamına bakarsanız,
13:35
before punishmentceza,
314
803977
1266
cezadan önce,
13:37
before administrationyönetim of lawhukuk
or judicialyargı authorityyetki,
315
805267
3276
yasa idaresi veya adli yargıdan önce,
13:41
you get:
316
809529
1246
şunu görürsünüz:
13:42
"The maintenancebakım of what is right."
317
810799
2112
''Doğru olanın sürdürülmesi.''
13:45
And I think there are a fewaz things
more "right" in this worldDünya
318
813794
3766
İnsanları bir araya getirmekten
ve topluluklardan ziyade,
13:49
than bringinggetiren people togetherbirlikte,
319
817584
1736
bu dünyada daha ''doğru''
13:51
than unionssendikalar.
320
819344
1302
çok az şey var.
13:53
And if we allowizin vermek socialsosyal mediamedya
to deliverteslim etmek that,
321
821395
2497
Sosyal medyanın bunu
iletmesine müsaade edersek,
13:55
then it can deliverteslim etmek a very powerfulgüçlü
formform of justiceadalet, indeedaslında.
322
823916
3938
belki de gerçekten de çok güçlü
türde bir adalet mesajı yayabilir.
14:00
Thank you very much.
323
828477
1229
Çok teşekkürler.
14:01
(ApplauseAlkış)
324
829730
6885
(Alkış)
Translated by Esra Çakmak
Reviewed by fatih Yürekli

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ione Wells - Writer, activist
University student Ione Wells is the founder of the international #NotGuilty campaign against sexual violence and misdirected victim blaming.

Why you should listen

Ione Wells is a student at the University of Oxford in the UK, where she just started her third year reading for a degree in English Language and Literature, and a keen writer and journalist.

After being the victim of an assault in London in early 2015, she published a letter to her assaulter in a student newspaper, which went viral, attracting enormous attention and prompting the sharing of countless experiences by others around the world on social media.

That reaction prompted her to set up the international #NotGuilty campaign against sexual violence and misdirected victim-blaming, which has a website providing a platform for people to speak out. Since then, she has written about these issues for multiple publications, commented on radio and television, spoken at several festivals, hosted support groups and workshops for survivors of assault, and led workshops in schools.

She is the former editor of Oxford University’s student magazine, The Isis, and has an active interest in human rights, international relations, theatre, and wild swimming.

More profile about the speaker
Ione Wells | Speaker | TED.com