ABOUT THE SPEAKER
Tea Uglow - Designer
Tea Uglow leads part of Google's Creative Lab specializing in work with cultural organizations, artists, writers and producers on experiments using digital technology at the boundaries of traditional cultural practice.

Why you should listen

Tea Uglow has worked at Google for nearly 10 years, starting Google's Creative Lab in Europe and, since 2012, building a Creative Lab for the Asia Pacific region in Sydney, Australia. She works with cultural organizations and practitioners to enable artists, writers and performers to look at new ways in which we can use digital technology to augment traditional art, theatre and music. Uglow believes that by experimenting with digital tools at the creative core of culture we can transform existing cultural practice without losing the tradition, values and intangible qualities that make the arts so valuable.

Previous projects include Editions at Play (books), Hangouts in History (education), Dream40 (theatre, with the RSC), Build with Chrome (with LEGO), Web Lab (with London's Science Museum), Life in a Day (YouTube film with Ridley Scott) and the YouTube Symphony Orchestra (with the LSO). Uglow is proud of her early involvement in the Art Project (now Google's Cultural Institute).

Uglow speaks on innovation and digital futures around the world. At the time of her TEDxSydney talk (2015), Tea was still presenting as male and using her boy-name, which is Tom. 

Uglow studied fine art at the Ruskin in Oxford before completing two further degrees in book arts and design management at UAL. She spent six years in art publishing and design management for charities as well as in various digital start-ups before joining Google in 2006. Prior to Google, Uglow worked for the Royal Academy of Arts, the Wellcome Trust, Random House and Christian Aid. She is on the board of the Biennale of Sydney (art) and formerly D&AD (design) and AWARD (advertising).

Uglow is also a very active and proud parent of two small boys. She lives in Sydney, Australia.

More profile about the speaker
Tea Uglow | Speaker | TED.com
TEDxSydney

Tea Uglow: An Internet without screens might look like this

Tom Uglow: Ekranlar olmadan İnternet nasıl görünür?

Filmed:
1,718,807 views

Tasarımcı Tom Uglow, insanlığın doğal çözümlere ve basit araçlara olan sevgisinin; bilgi gereksinimimiz ve bunu bize sağlayan cihazlarla uyum içinde olduğu bir gelecek tasarlıyor. "Gerçeklik ekranda gördüklerimizden daha zengindir." diyor Tom Uglow. "İçinde bilginin var olduğu ama aynı zamanda buna erişmenin bir lambayı kapatıp açmak kadar basit olduğu, mutlu olduğumuz bir yere sahip olabiliriz."
- Designer
Tea Uglow leads part of Google's Creative Lab specializing in work with cultural organizations, artists, writers and producers on experiments using digital technology at the boundaries of traditional cultural practice. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I'd like to startbaşlama by askingsormak you all
to go to your happymutlu placeyer, please.
0
840
4080
Hepinizden, sizi mutlu eden bir yere
gitmenizi isteyerek başlamak istiyorum.
Evet, mutlu olduğunuz bir yer,
00:17
Yes, your happymutlu placeyer,
1
5440
1200
Bir yeriniz olduğunu
biliyorum, sahte bile olsa .
00:18
I know you've got one even if it's fakesahte.
2
6680
1920
00:20
(LaughterKahkaha)
3
8640
1200
(Kahkahalar)
00:21
OK, so, comfortablerahat?
4
9880
1280
Evet, rahat mısınız ?
00:23
Good.
5
11200
1200
Güzel.
00:24
Now I'd like to you to mentallyzihinsel answerCevap
the followingtakip etme questionssorular.
6
12440
2953
Şimdi sizden akıllıca şu soruları
cevaplamanızı istiyorum.
00:27
Is there any stripşerit lightingaydınlatma
in your happymutlu placeyer?
7
15880
2600
Mutlu yerinizde herhangi bir
led aydınlatma var mı?
00:31
Any plasticplastik tablestablolar?
8
19080
1560
Plastik masalar?
00:33
PolyesterPolyester flooringdöşeme?
9
21160
1200
Polyester döşemeler?
Cep telefonları?
00:35
MobileCep phonestelefonlar?
10
23000
1200
00:36
No?
11
24520
1200
Hayır mı?
Bence hepimiz biliyoruz ki;
mutlu olduğumuz yer;
00:37
I think we all know that our happymutlu placeyer
12
25760
1905
00:39
is meantdemek to be
somewherebir yerde naturaldoğal, outdoorsaçık havada --
13
27689
2791
doğal, dışarıda bir yerlerde--
ateş başında, bir sahilde.
00:42
on a beachplaj, firesideOcak başı.
14
30520
1599
00:44
We'llWe'll be readingokuma or eatingyemek yiyor or knittingörgü.
15
32159
3521
Orada okuyoruz, yemek yiyoruz
ya da örgü örüyoruz.
00:48
And we're surroundedçevrili
by naturaldoğal lightışık and organicorganik elementselementler.
16
36280
4360
Ve etrafımız doğal ışık ve
organik unsurlarla çevrili.
00:52
NaturalDoğal things make us happymutlu.
17
40680
2600
Doğal şeyler bizi mutlu eder.
00:55
And happinessmutluluk is a great motivatormotivasyon;
we strivegayret for happinessmutluluk.
18
43320
3840
Mutluluk, büyük bir motivasyondur ve
biz mutlu olmak için gayret ederiz.
Belki de her şeyi her zaman
yeniden tasarlamamızın sebebi
00:59
PerhapsBelki de that's why
we're always redesigningyeniden tasarlama everything,
19
47200
2600
01:01
in the hopesumutlar that our solutionsçözeltiler
mightbelki feel more naturaldoğal.
20
49840
4680
çözümlerimizin daha doğal
hissettirmesi umududur.
01:06
So let's startbaşlama there --
21
54880
1440
İyi bir tasarımın,
doğal hissettirmesi fikriyle başlayalım.
01:08
with the ideaFikir that good designdizayn
should feel naturaldoğal.
22
56360
3400
01:12
Your phonetelefon is not very naturaldoğal.
23
60800
3519
Telefonunuz doğal değildir.
01:17
And you probablymuhtemelen think
you're addictedbağımlı to your phonetelefon,
24
65099
2477
Ve muhtemelen ona bağımlı
olduğunuzu düşünüyorsunuz.
01:19
but you're really not.
25
67600
1240
Ama değilsiniz.
01:21
We're not addictedbağımlı to devicescihazlar,
26
69240
2040
Biz cihazlara bağımlı değiliz.
01:23
we're addictedbağımlı to the informationbilgi
that flowsakar throughvasitasiyla them.
27
71320
3080
biz, onlardan akan bilgiye bağımlıyız.
01:26
I wondermerak etmek how long you would be
happymutlu in your happymutlu placeyer
28
74680
2960
Merak ediyorum da acaba
dışarıdan bilgi almadan
01:29
withoutolmadan any informationbilgi
from the outsidedışında worldDünya.
29
77680
3120
mutlu yerinizde ne kadar süre
daha mutlu kalabilirdiniz.
Ben bu bilgiye nasıl
ulaştığımızla ilgileniyorum.
01:33
I'm interestedilgili in how we accesserişim
that informationbilgi,
30
81520
2286
01:35
how we experiencedeneyim it.
31
83840
2000
Bilgiyi nasıl deneyimlediğimizle.
01:37
We're movinghareketli from a time
of staticstatik informationbilgi,
32
85880
4000
Biz, kitaplarda, kütüphanelerde
ve otobüs duraklarındaki
01:41
heldbekletilen in bookskitaplar and librarieskütüphaneler and busotobüs stopsdurak,
33
89920
2960
durağan bilgi çağından,
dijital bilgi çağını geçerek
01:44
throughvasitasiyla a perioddönem of digitaldijital informationbilgi,
34
92920
2240
akışkan bilgi çağına
doğru hareket ediyoruz.
01:47
towardskarşı a perioddönem of fluidsıvı informationbilgi,
35
95200
2240
Çocuğunuzun, herhangi bir bilgiye
01:49
where your childrençocuklar will expectbeklemek to be ableyapabilmek
to accesserişim anything, anywhereherhangi bir yer at any time,
36
97480
6200
herhangi bir yerde ve zamanda
ulaşabileceği bir çağ;
01:55
from quantumkuantum physicsfizik
to medievalOrtaçağ viticulturebağcılık,
37
103720
3880
kuantum fiziğinden ortaçağ bağcılığına,
01:59
from genderCinsiyet theoryteori to tomorrow'sYarının weatherhava,
38
107640
3840
cinsiyet teorisinden
yarınki hava durumuna kadar.
Tıpkı bir lambayı kapatıp açmak gibi.
02:03
just like switchinganahtarlama on a lightbulbampul --
39
111520
2320
02:06
ImagineHayal that.
40
114680
1400
Hayal edin.
02:08
Humansİnsanlar alsoAyrıca like simplebasit toolsaraçlar.
41
116120
2680
İnsanlar basit aletleri severler.
02:11
Your phonetelefon is not a very simplebasit toolaraç.
42
119320
3120
Telefonunuz çok basit bir alet değildir.
Çatal basit bir alettir.
02:14
A forkçatal is a simplebasit toolaraç.
43
122480
1640
02:16
(LaughterKahkaha)
44
124160
1200
(Kahkahalar)
02:17
And we don't like them madeyapılmış of plasticplastik,
45
125400
2799
Ve biz, onları plastik sevmiyoruz
aynı şekilde telefonumu pek sevmiyorum--
02:20
in the sameaynı way I don't really like
my phonetelefon very much --
46
128240
2667
02:22
it's not how I want
to experiencedeneyim informationbilgi.
47
130931
3600
Ben, bilgiyi bu şekilde elde etmeyi
istemiyorum.
Bence, ekran aracılı dünyadan
daha iyi çözümler var.
02:27
I think there are better solutionsçözeltiler
than a worldDünya mediatedaracılı by screensekranlar.
48
135480
4080
02:31
I don't hatenefret screensekranlar, but I don't feel --
49
139600
2400
Ekranlardan nefret etmiyorum.
Ama hiçbirimizin onlar üzerinde harcadığımız
02:34
and I don't think any of us feel that good
50
142040
2000
02:36
about how much time
we spendharcamak slouchedyayılmış over them.
51
144080
2640
vakitten memnun olduğunu sanmıyorum.
02:40
FortunatelyNeyse ki,
52
148160
1240
Neyse ki,
02:41
the bigbüyük techteknoloji companiesşirketler seemgörünmek to agreeanlaşmak.
53
149440
1762
büyük teknoloji şirketleri
hemfikir görünüyor.
02:43
They're actuallyaslında heavilyağır şekilde investedyatırım
in touchdokunma and speechkonuşma and gesturejest,
54
151240
4720
Bu şirketler dokunma, konuşma,
el işaretleri ve hisler üzerine
02:48
and alsoAyrıca in sensesduyular --
55
156000
1760
büyük yatırım yaptılar --
02:49
things that can turndönüş
dumbdilsiz objectsnesneleri, like cupssu bardağı,
56
157800
2720
bardak gibi cansız nesnelere dönüşebilecek
02:52
and imbueaşılamak them with the magicsihirli
of the InternetInternet,
57
160560
3800
ve internetin sihriyle aşılanıp,
tüm bu dijital bulutu dokunabileceğimiz
02:56
potentiallypotansiyel turningdöndürme this digitaldijital cloudbulut
58
164400
2360
ve hareket ettirebileceğimiz
bir şeye dönüştürecek.
02:58
into something we mightbelki touchdokunma and movehareket.
59
166800
2560
03:01
The parentsebeveyn in crisiskriz over screenekran time
60
169880
2600
Çocuklarının ekran başında geçirdiği
zaman için endişeli olan aileler,
03:04
need physicalfiziksel digitaldijital toysoyuncaklar
teachingöğretim theironların kidsçocuklar to readokumak,
61
172520
3120
çocuklara okumayı öğreten
fiziksel dijital oyuncaklara
03:07
as well as family-safeAile için güvenli appUygulamanın storesdepolar.
62
175680
2760
ve aile-korumalı uygulamalara
ihtiyaç duyuyorlar.
03:11
And I think, actuallyaslında,
that's alreadyzaten really happeningolay.
63
179840
2840
Ben bunun gerçekleştiğine inanıyorum.
03:15
RealityGerçeklik is richerzengin than screensekranlar.
64
183720
4040
Gerçeklik ekranlardan çok daha zengindir.
03:20
For exampleörnek, I love bookskitaplar.
65
188640
2920
Örnek olarak ben kitapları çok severim.
03:24
For me they are time machinesmakineler --
atomsatomları and moleculesmoleküller boundciltli in spaceuzay,
66
192120
5320
Benim için onlar zaman makinesi --
atom ve molekülleri uzayda bağlanır,
03:29
from the momentan of theironların creationoluşturma
to the momentan of my experiencedeneyim.
67
197480
3960
oluştukları andan
benim okuduğum ana kadar.
03:33
But franklyaçıkçası,
68
201480
1520
Ama açıkçası
03:35
the content'siçerik 's identicalözdeş on my phonetelefon.
69
203040
2360
içeriği telefonumdaki ile aynı.
03:37
So what makesmarkaları this
a richerzengin experiencedeneyim than a screenekran?
70
205440
4320
Öyleyse bunu ekrandan daha zengin
bir deneyim yapan nedir?
03:41
I mean, scientificallybilimsel.
71
209800
3600
Yani bilimsel olarak.
03:45
We need screensekranlar, of coursekurs.
72
213440
1840
Ekranlara ihtiyacımız var, orası kesin.
03:47
I'm going to showgöstermek filmfilm,
I need the enormousmuazzam screenekran.
73
215320
4320
Bir film göstereceğim ve bunun için
devasal bir ekrana ihtiyacım var.
Ama bu sihirli kutularla
yapabileceğinizden daha fazla şey var.
03:52
But there's more than you can do
with these magicsihirli boxeskutuları.
74
220880
3520
03:56
Your phonetelefon is not
the Internet'sInternet'in doorkapı bitchsürtük.
75
224880
2760
Telefonunuz, İnternet'in sürtüğü değil.
03:59
(LaughterKahkaha)
76
227680
1200
(Kahkahalar)
04:00
We can buildinşa etmek things --
physicalfiziksel things,
77
228920
2840
Fiziği ve pikselleri kullanarak
İnternet'i dünyamıza entegre eden
04:03
usingkullanma physicsfizik and pixelspiksel,
78
231800
2480
04:06
that can integratebirleştirmek the InternetInternet
into the worldDünya around us.
79
234320
2667
bir şeyler inşa edebiliriz --
fiziksel şeyler.
04:09
And I'm going to showgöstermek you
a fewaz examplesörnekler of those.
80
237011
2520
Bunun birkaç örneğini göstereceğim.
04:14
A while agoönce, I got to work
with a designdizayn agencyAjans, BergBerg,
81
242480
2920
Bir süre önce Berg adında
bir tasarım ajansıyla
ekranlar olmadan İnternet'in
04:17
on an explorationkeşif of what the InternetInternet
withoutolmadan screensekranlar mightbelki actuallyaslında look like.
82
245440
4800
nasıl gözükeceği konusunda
bir işte çalıştım.
Ve ışığın, basit hislerle ve
fiziksel objelerle çalışabildiği
04:22
And they showedgösterdi us a rangemenzil waysyolları
83
250280
2040
04:24
that lightışık can work with simplebasit sensesduyular
and physicalfiziksel objectsnesneleri
84
252360
4919
çeşitli yollar gösterdiler.
İnternet'i hayata sokmak için,
elle tutulur bir hale getirmek için.
04:29
to really bringgetirmek the InternetInternet to life,
to make it tangiblesomut.
85
257320
4280
04:33
Like this wonderfullyharika mechanicalmekanik
YouTubeYouTube playeroyuncu.
86
261640
4320
Bu harika mekanik Youtube oynatıcısı gibi.
04:38
And this was an inspirationilham to me.
87
266560
2400
Ve bu benim için bir ilham oldu.
04:42
NextSonraki I workedişlenmiş with
the JapaneseJaponca agencyAjans, AQAQ,
88
270600
2920
Sonrasında, AQ adında
bir Japon ajansıyla
04:45
on a researchAraştırma projectproje into mentalzihinsel healthsağlık.
89
273560
2320
ruh sağlığı hakkında
bir araştırmada çalıştım.
04:47
We wanted to createyaratmak an objectnesne
90
275920
1381
Ruh hali değişimleri hakkında
04:49
that could captureele geçirmek the subjectiveöznel dataveri
around moodruh hali swingssalıncaklar
91
277325
3715
veri toplayan bir cihaz yapmak istedik.
04:53
that's so essentialgerekli to diagnosisTanı.
92
281080
2400
Bu tanı koymak için çok önemliydi.
04:56
This objectnesne capturesyakalar your touchdokunma,
93
284040
2080
Bu cihaz, dokunuşunuzu kaydeder.
04:58
so you mightbelki pressbasın it
very hardzor if you're angrykızgın,
94
286160
2840
Eğer sinirliyseniz bastırır,
05:01
or strokeinme it if you're calmsakin.
95
289040
2120
rahatsanız elinizle okşarsınız.
05:03
It's like a digitaldijital emojiEmoji stickÇubuk.
96
291200
2600
Bir dijital emoji çubuğu gibi.
05:05
And then you mightbelki revisittekrar
those momentsanlar latersonra,
97
293840
3160
Ve belki sonra bu anlara yeniden bakıp
05:09
and addeklemek contextbağlam to them onlineinternet üzerinden.
98
297040
1720
içerik ekleyebilirsiniz.
05:11
MostÇoğu of all,
99
299160
1480
Hepsinin ötesinde
05:12
we wanted to createyaratmak
an intimatesamimi, beautifulgüzel thing
100
300680
3480
cebinizde yaşayabilecek samimi, güzel
05:16
that could livecanlı in your pocketcep
101
304200
1920
ve sevilebilecek bir şey
05:18
and be lovedsevilen.
102
306160
1200
yaratmak istedik.
Dürbün, Sydney Operası'na
40. kuruluş yıl dönümü
05:20
The binocularsdürbün are actuallyaslında
a birthdaydoğum günü presentmevcut
103
308753
2143
05:22
for the SydneySydney OperaOpera House'sSaray'nın
40thinci anniversaryyıldönümü.
104
310920
2143
için bir doğum günü hediyesi oldu.
Boston, Tellart'da ki arkadaşlarımız
05:25
Our friendsarkadaşlar at TellartTellart in BostonBoston
broughtgetirdi over a pairçift of streetsokak binocularsdürbün,
105
313087
3953
Empire State'da bulunabilecek türden
05:29
the kindtür you mightbelki find
on the Empireİmparatorluğu StateDevlet BuildingBina,
106
317080
2477
bir çift şehir dürbünü getirdiler.
05:31
and they fitteduygun them with 360-degree-Derecesi viewsgörünümler
107
319581
2819
Ve dürbünleri, ikonik dünya miraslarının
05:34
of other iconicikonik worldDünya heritagemiras sightsmanzaraları --
108
322440
2600
360 derecelik görünümlerine ayarladılar --
05:37
(LaughterKahkaha)
109
325080
1680
(Kahkahalar)
05:38
usingkullanma StreetSokak ViewGörünüm.
110
326800
2000
Sokak Görünümünü kullanarak.
05:40
And then we stucksıkışmış them underaltında the stepsadımlar.
111
328840
3040
Sonra bunları zemine sabitledik.
05:43
So, they becameoldu this very physicalfiziksel,
simplebasit reappropriationreappropriation,
112
331920
4680
Bu şekilde bunları başka bir döneme açılan
bir portal gibi kullanarak
05:48
or like a portalPortal to these other iconssimgeler.
113
336640
2040
yeniden yorumladık.
05:50
So you mightbelki see VersaillesVersailles
or Shackleton'sShackleton'ın HutKulübe.
114
338720
2920
Bu şekilde Versay'ı ya da
Shackleton kulübesini görebilirsiniz.
05:53
BasicallyTemel olarak, it's virtualsanal
realitygerçeklik circayaklaşık 1955.
115
341680
3040
Aslında bu,
1955'te geçen sanal bir gerçeklik.
05:56
(LaughterKahkaha)
116
344760
2040
(Kahkahalar)
05:59
In our officeofis we use
hackyHacky sacksçuval to exchangedeğiş tokuş URLsURL'leri.
117
347440
3440
Biz, ofiste web sayfalarına girmek
için bu küçük kutuları kullanıyoruz.
06:02
This is incrediblyinanılmaz simplebasit,
it's like your OpalOpal cardkart.
118
350920
2760
İnanılmaz derecede basit,
tıpkı Opal kartınız gibi.
06:05
You basicallytemel olarak put a websiteWeb sitesi
on the little chipyonga in here,
119
353720
3760
Aslında bir web sayfasını
bu çipe yüklüyorsunuz.
Sonra bunu yapıyorsunuz ve bum!
06:09
and then you do this and ... boshBosh! --
120
357520
3520
06:13
the websiteWeb sitesi appearsbelirir on your phonetelefon.
121
361080
2320
Site telefonunuzda açılıyor.
06:15
It's about 10 centscent.
122
363440
2480
Fiyatı 10 cent civarında.
06:17
TreehuggerTreehugger is a projectproje
that we're workingçalışma on
123
365960
2096
Treehugger, Sidney'de
Grumpy Sailor and Finch ile
06:20
with GrumpyHuysuz SailorDenizci and FinchFinch,
here in SydneySydney.
124
368080
2400
şu an üzerinde çalıştığımız bir proje.
06:22
And I'm very excitedheyecanlı
about what mightbelki happenolmak
125
370520
2880
Bu konuda olacaklardan çok heyecanlıyım.
Telefonları kaldırıp bunun yerine
06:25
when you pullÇek the phonestelefonlar apartayrı
and you put the bitsbit into treesağaçlar,
126
373440
3800
teknolojiyi ağaçlara entegre ettiğinizde
06:29
and that my childrençocuklar
mightbelki have an opportunityfırsat
127
377280
2880
çocuklar, bir asa tarafından
kontrol edilen
06:32
to visitziyaret etmek an enchantedmemnun oldum forestorman
guideddestekli by a magicsihirli wanddeğnek,
128
380200
4600
sihirli bir ormanı
görme olanağına sahip oluyor.
06:36
where they could talk to digitaldijital fairiesPeriler
and asksormak them questionssorular,
129
384840
3000
dijital perilerle konuşup,
soru sorabilecekleri
ve karşılığında soru
sorulabilecekleri bir sistem.
06:39
and be askeddiye sordu questionssorular in returndönüş.
130
387880
2200
Gördüğünüz gibi burada
kartondan bir sahnedeyiz.
06:42
As you can see,
131
390120
1200
06:43
we're at the cardboardkarton stageevre
with this one.
132
391360
2000
06:45
(LaughterKahkaha)
133
393400
1160
(Kahkahalar)
Çocukları ekran başından alıp
06:46
But I'm very excitedheyecanlı
134
394600
1200
06:47
by the possibilityolasılık of gettingalma kidsçocuklar
back outsidedışında withoutolmadan screensekranlar,
135
395840
3880
onları dışarı çıkarma ihtimali
beni çok heyecanlandırıyor --
06:51
but with all the powerfulgüçlü magicsihirli
of the InternetInternet at theironların fingertipsParmak uçları.
136
399760
3920
tabii, ellerinin altındaki
İnternet'in sihirli gücüyle birlikte.
06:55
And we hopeumut to have something like this
workingçalışma by the endson of the yearyıl.
137
403720
4120
Ve biz yıl sonuna doğru böyle
bir şeye sahip olmayı umut ediyoruz.
07:01
So let's recapRecap.
138
409600
1680
Hepsini toparlamak gerekirse;
07:03
Humansİnsanlar like naturaldoğal solutionsçözeltiler.
139
411840
2000
İnsanlar doğal çözümleri severler.
07:05
Humansİnsanlar love informationbilgi.
140
413880
2040
İnsanlar bilgiye bayılırlar.
07:07
Humansİnsanlar need simplebasit toolsaraçlar.
141
415960
2280
İnsanlar basit gereçlere ihtiyaç duyar.
07:10
These principlesprensipler should underpintemelini oluşturan
how we designdizayn for the futuregelecek,
142
418640
4960
Bu prensipler, geleceği tasarlarken
temel aldığımız şeyler olmalı.
07:15
not just for the InternetInternet.
143
423640
1880
Sadece İnternet için değil.
07:18
You mayMayıs ayı feel uncomfortablerahatsız about the ageyaş
of informationbilgi that we're movinghareketli into.
144
426040
5640
İçine girdiğimiz bilgi çağından
rahatsız olabilirsiniz.
Heyecanlanmak yerine
zorlanmış hissedebilirsiniz.
07:23
You mayMayıs ayı feel challengedmeydan,
ratherdaha doğrusu than simplybasitçe excitedheyecanlı.
145
431720
4440
07:28
GuessSanırım what? Me too.
146
436200
2000
Ama bilin bakalım?
Ben de böyle hissediyorum.
07:30
It's a really extraordinaryolağanüstü perioddönem
of humaninsan historytarih.
147
438240
3840
Bu insanlık tarihinin sıradışı bir zamanı.
07:35
We are the people
that actuallyaslında buildinşa etmek our worldDünya,
148
443840
3840
Dünyayı inşa eden biz insanlarız.
Bir yapay zeka yok.
07:39
there are no artificialyapay intelligenceszeka...
149
447720
2246
Henüz.
07:41
yethenüz.
150
449991
1424
07:43
(LaughterKahkaha)
151
451440
1880
(Kahkahalar)
07:45
It's us -- designerstasarımcılar, architectsmimarlar,
artistssanatçılar, engineersmühendisler.
152
453360
5400
Biz; tasarımcılar, mimarlar,
sanatçılar, mühendisler.
07:50
And if we challengemeydan okuma ourselveskendimizi,
153
458800
2480
Ve eğer kendimizi zorlarsak
mutlu olabileceğimiz
bir yere sahip olabiliriz --
07:53
I think that actuallyaslında
we can have a happymutlu placeyer
154
461320
3920
o sevdiğimiz bilgilerle dolu,
07:57
filleddolu with the informationbilgi we love
155
465280
2480
07:59
that feelshissediyor as naturaldoğal and as simplebasit
as switchinganahtarlama on lightbulbampul.
156
467800
4800
doğal hissettiren ve lambayı
kapatıp açmak kadar basit.
08:04
And althougholmasına rağmen it mayMayıs ayı seemgörünmek inevitablekaçınılmaz,
157
472640
1715
Ve kaçınılmaz görünmesine rağmen
08:06
that what the publichalka açık wants
is watchessaatler and websitesweb siteleri and widgetswidget'ları,
158
474379
5341
toplumun isteği
akıllı saatler, web siteleri ve küçük aygıtlar.
08:11
maybe we could give a bitbit of thought
to corkCork and lightışık and hackyHacky sacksçuval.
159
479760
6160
Belki de mantar, ışık ve kutular hakkında
biraz daha düşünmeliyiz.
08:17
Thank you very much.
160
485960
1320
Çok teşekkürler.
08:19
(ApplauseAlkış)
161
487320
2400
(Alkışlar)
Translated by Melike Karasu
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Tea Uglow - Designer
Tea Uglow leads part of Google's Creative Lab specializing in work with cultural organizations, artists, writers and producers on experiments using digital technology at the boundaries of traditional cultural practice.

Why you should listen

Tea Uglow has worked at Google for nearly 10 years, starting Google's Creative Lab in Europe and, since 2012, building a Creative Lab for the Asia Pacific region in Sydney, Australia. She works with cultural organizations and practitioners to enable artists, writers and performers to look at new ways in which we can use digital technology to augment traditional art, theatre and music. Uglow believes that by experimenting with digital tools at the creative core of culture we can transform existing cultural practice without losing the tradition, values and intangible qualities that make the arts so valuable.

Previous projects include Editions at Play (books), Hangouts in History (education), Dream40 (theatre, with the RSC), Build with Chrome (with LEGO), Web Lab (with London's Science Museum), Life in a Day (YouTube film with Ridley Scott) and the YouTube Symphony Orchestra (with the LSO). Uglow is proud of her early involvement in the Art Project (now Google's Cultural Institute).

Uglow speaks on innovation and digital futures around the world. At the time of her TEDxSydney talk (2015), Tea was still presenting as male and using her boy-name, which is Tom. 

Uglow studied fine art at the Ruskin in Oxford before completing two further degrees in book arts and design management at UAL. She spent six years in art publishing and design management for charities as well as in various digital start-ups before joining Google in 2006. Prior to Google, Uglow worked for the Royal Academy of Arts, the Wellcome Trust, Random House and Christian Aid. She is on the board of the Biennale of Sydney (art) and formerly D&AD (design) and AWARD (advertising).

Uglow is also a very active and proud parent of two small boys. She lives in Sydney, Australia.

More profile about the speaker
Tea Uglow | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee