Ole Scheeren: Why great architecture should tell a story
Ole Scheeren: Harika mimari neden hikâye anlatmalı
Ole Scheeren designs buildings that generate both functional and social spaces. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
of a famous doctrine.
büyüsü altındaydı.
modernity's ambitious manifesto
mimariyi süslemeden kurtarırken,
from the decorative,
hâline geldi,
and restrained purpose.
sınırlayıcı amaçlara mahkûm etti.
of this phrase by Bernard Tschumi,
yeniden yazılışını hatırlamak
a completely different quality.
nitelik önermek istiyorum.
and buildings as a space of stories --
için bir alan olarak düşünebiliriz --
in these buildings.
insanların hikâyeleri.
the experiences our buildings create.
hayal etmeye başlayabiliriz.
gerçek anlamda ilgiliyim,
in it and with it.
insanlar için olmasıdır.
ideas for how the space of living
alanının nasıl farklı olabileceği ile
could be different,
veya iletişim ortamının
or a space of media could look like today.
prototiplerdir, fikirlerdir.
they're being built.
in physical reality
ihtimaller üzerine
as organizational structures.
olarak düşünürüm.
structural thinking, like a system:
yapısal düşünce vardır, bir sistem gibi:
in both a functional
hem de deneysel olarak
that generate a series
of our buildings
those stories at the same time?
mimariyi nasıl yazabilir?
simultaneous stories
the buildings we create.
as complex systems of relationships,
işlevsel olarak,
veya sosyal olarak
and emotive or social way.
olarak düşünebiliriz.
for China's national broadcaster,
ile birlikte tasarladığımız
with Rem Koolhaas at OMA.
the city planners showed us this image:
plancıları bize şu resmi gösterdiler:
business district,
only a handful of them existed.
bir avuç dolusu mevcuttu.
that we knew almost nothing about,
şey bilmediğimiz bir bağlamda
it would all be about verticality.
Bütünüyle dikeylikle ilgili olacaktı.
it's a profoundly hierarchical structure,
tamamen hiyerarşik bir yapıdır,
the bottom the worst,
en altı en kötü
the better, so it seems.
a completely different quality?
bir nitelikle ilgili olabilir mi?
and could it be about a system
ve izolasyon yerine
rather than isolation?
bir sistem olabilir mi?
and bent it back into itself,
bir döngü şeklinde eğiyoruz.
of television-making
ile ilgili tüm bakış açılarını alıp
program production, broadcasting,
Program yapımı, yayıncılık,
of interconnected activities
iş birliği süreci içinde karşılaşacakları
of exchange and collaboration.
oluşan bir çevrim içine gider.
if you remember the human body
hatırlatıyor, tüm organları ve
and circulatory systems, like at school.
vücudunu hatırlarsanız.
no longer as built substance,
inşa edilmiş içerik olarak değil,
olarak düşünürsünüz.
ayırmaya başlarsanız,
of primary technical clusters --
küme belirlersiniz --
broadcasting center and news.
yayıncılık merkezi ve haberler.
with social clusters:
sohbet alanları --
to meet and exchange.
bulunduğu resmi olmayan alanlar.
of this building was a hybrid
of the building as a circulatory system,
sistemi olarak kullandık,
and to allow both visitors and staff
ziyaretçilerin, hem de çalışanların bütün
functions in a great unity.
içinde deneyimlemesini sağlamak için.
ever built in the world.
en büyük binalardan biri.
that exceeds the comprehension
birçok şeyin kavranışını
of typical architecture.
and glued them onto a model,
ve onları bir modele yapıştırdık,
with what that quantity actually meant.
anlama geldiğiyle yüzleşmek için yaptık.
that inhabits the building,
this, but also script this architecture,
mimariyi betimlemek için
hypothetical characters,
in a life in this building,
what they would experience.
ne deneyimleyecekleri düşünceleriyle.
the building, but of course,
tasarımlamak için bir yoldu,
paylaşmak için de.
with the Museum of Modern Art
of Modern Art (Modern Sanat Müzesi)'daki
channels simultaneously.
stands in Beijing today.
was the London Olympics 2012,
için tamamlandıktan sonra,
from the outside for the Beijing Olympics.
of this 75-meter cantilever,
that goes through the building.
kamusal döngünün bir parçası.
that you can stand on
ve altınızda şehrin
below you in slow motion.
seyredebileceğiniz bir cam parçası.
part of everyday life in Beijing.
yaşamın bir parçası oldu.
is maybe sill this one.
"Time Out" (Mola)'a benzer,
is happening in town during the week,
bittiğini yayınlayan bir magazindir
portrayed no longer as physical matter,
bir madde olarak değil,
that define the life of the city.
bir dizi karakterin
betimlendiğini görüyorsunuz.
assumes the quality of a player,
hikâyeler oynayan
and performs stories.
of its primary meanings
story to this building.
başka bir hikâyesi var.
that made it --
that I was guiding
gerçekliğini hayal etmek
in scripting this building,
in Singapore, large scale.
bir konut inşaatı.
and more and more of the world,
diğer yerler gibi, Singapur'a bakınca,
more isolation than connectedness,
çok izolasyon yaratan bir tipoloji
could we think about living,
yaşamayı sadece mahremiyetle birlikte,
and individuality of ourselves
ferdiyeti olarak değil,
a communal environment
onlara sahip olmak kadar
as having your own?
yaratmayı düşünebiliriz?
we had to design 1,040 apartments --
daire tasarlamamız gerekiyordu --
by the planning authorities,
24 kat yükseklik sınırı verilmiş,
but residual in between --
bir şey olmayan 12 kule var --
although the tower isolates you,
öyle ki kule sizi izole etse de,
because you're so close to the next one,
çünkü diğerine çok yakınsınız,
what the qualities of this would be.
oldukça tartışmalı.
throw the vertical into the horizontal
dikeyi yataya çevirmeyi
açısından bakarsanız,
of the helicopter,
is actually a hexagonal grid,
altıgen bir örgü olduğunu görebilirsiniz,
building blocks are stacked up
açık avlular oluşturmak üzere
central spaces for the community,
topluluk için farklı tesisler ve işlevler
of amenities and functions.
are not hermetically sealed spaces.
kapalı yerler olmadığını görüyorsunuz.
they're interconnected.
birbirleriyle bağlantılılar.
and interconnect
bağladığımızı düşünerek
(Birbirine Geçen) adı verildi.
of everything we designed
detaylı özellikleri
and giving the space to the inhabitants.
sakinlerine sunmakla ilgiliydi.
primarily communal spaces,
başlıca müşterek alanları
individual and private spaces.
that we left on the ground,
the green of all the terraces,
geri eklersek,
having built a building.
daha fazla doğa oluyor.
shows you that we are multiplying
bize orada yaşayanlar için
to those who live there.
çoğalttığımızı gösteriyor.
of one of these terraces.
new grounds planes for social activity.
yeni referans düzlemleri,
to sustainability.
important thing to pay attention to,
gerekli en önemli şey
protection from the sun.
would have sufficient daylight
yıl boyunca yeterli gün ışığına
the glazing of the facades
en aza indirmek için
consumption of the building.
that through the geometry
binanın tasarım geometrisiyle
sufficient shading to the courtyards
throughout the entire year.
kullanılabilir olacaktı.
along the prevailing wind corridors,
boyunca su kaynakları yerleştirdik,
would create microclimates
sakinlerin kullandığı
the quality of those spaces
this variety of choices,
içindeki kendi karmaşıklığında
where you would want to be,
of the complex in which you live.
yeri düşünme özgürlüğüydü.
media company based in Berlin,
basından dijital medyaya geçen
print media to the digital media.
very pertinent questions:
yerinde soru yöneltti:
still want to go to the office,
yerden çalışabiliyorsan,
of a company be embodied
but at the center of this object
bu objenin merkezinde
the experience of a collective,
and of togetherness.
as the center of a space
of standard modular offices.
oluşan bir kabukla sarmalanıyor.
from your quiet work desk,
sadece birkaç adım atarak,
in the giant collective experience
kolektif deneyiminde
a project commissioned
Londra Belediye Başkanlığı
Development Corporation
tarafından ısmarlanan
araştırmamız istendi.
had created Albertopolis.
Albertopolis'i yaratmıştı.
of creating Olympicopolis.
yaratmayı düşünmüştü.
some of Britain's greatest institutions,
kuruluşlarından bazılarıyla,
bir araya getirerek
and to create a new system of synergies.
yaratmak üzerineydi.
Albertopolis in the 19th century,
bilimi yakınlaştırarak
all achievements of mankind,
göstermek düşüncesiyle
a linear sequence of those institutions.
istikamette sıralandığı
has moved on from there.
is as clearly delineated
boundaries start to blur
giderek bulanıklaştığı,
becomes far more important
çok daha önemli olduğu
of a giant culture machine,
makinesi düşünmek arzusundaydık,
and animate the various domains,
hayata geçirecek,
and collaborate.
yapmalarını sağlayacak bir bina.
corridor, has daylight, has ventilation.
olarak işleyebilir,
exhibitional performance space.
alanına dönüştürülebilir.
function could, over time,
birini alabileceği fikriyle
veya daralabiliyor,
is, in a way, the most uncertain of all.
hepsinden daha belirsiz.
adjacent to the Aquatics Centre,
Merkezi'ne bitişik,
karşısında duruşu bu şekilde.
its cantilevering volumes
animate the public inside.
hayat verdiğini görebilirsiniz.
kendi kimliklerini
could maintain their own identity,
dâhil edilmeyecekleri
be subsumed in a singular volume.
to the Centre Pompidou in Paris.
ile ölçek karşılaştırması.
and potential of the project,
ve potansiyelini gösteriyor,
of a heterogeneous structure,
an organizational structure
tasvir etmeyi sağlayacak
narratives to be scripted --
that create and think culture;
eğitim bölümündekiler için;
the visual arts, the dance;
admitted into all of this
betimlemesini sağlayan
of these narratives
that is very small,
çok farklı bir projeyle
in the ocean of Thailand.
a film festival,
film festivali düzenlediler
and narratives of movies,
ve anlatılarını düşünüyorsak,
of the people that watch them.
anlatılarını da düşünmeliyiz.
modular floating platform,
ve balık çiftliklerini
of local fishermen,
and fish farms.
yüzen platform tasarladım.
materials of their own,
materyalleriyle
"Alis Harikalar Diyarında" gibi
from the British film archive,
filmleri seyrederken
experiences of the audience
the domain of physical matter,
mimari fiziksel varlığın,
we want to live our lives,
nasıl yaşamak istediğimizle,
and those of others.
nasıl yazdığımızla ilgilidir.
ABOUT THE SPEAKER
Ole Scheeren - ArchitectOle Scheeren designs buildings that generate both functional and social spaces.
Why you should listen
Ole Scheeren is a German architect and principal of Buro Ole Scheeren with offices in Hong Kong, Beijing, Berlin and Bangkok. He is chief designer and leading the company’s creative vision and strategic development.
Ole Scheeren’s current work includes the Guardian Art Center, a new exhibition space and headquarters for China’s oldest art auction house currently under construction near the Forbidden City in Beijing; 1500 West Georgia, a residential high-rise in downtown Vancouver; DUO, a large-scale mixed-use urban development under construction in Singapore; MahaNakhon, at 314 meters Bangkok’s tallest tower housing the Ritz-Carlton Residences; Angkasa Raya, a 268 meter tall landmark building in the center of Kuala Lumpur; and a large-scale mixed-use urban development in Shenzhen, China.
Prior to launching Buro Ole Scheeren in 2010, Ole was Director and Partner along with Rem Koolhaas at OMA and responsible for the office’s work across Asia. As partner-in-charge of one of the largest buildings in the world, he successfully led the design and realization of the CCTV and TVCC Towers in Beijing. Other projects include The Interlace, a residential complex in Singapore and the Taipei Performing Arts Center in Taiwan. He also directed OMA’s work for Prada and completed the Prada Epicenters in New York and Los Angeles.
Through Studio Ole Scheeren, he is exploring his more personal interest in non-architectural projects and interventions, such as Archipelago Cinema, a floating auditorium in the Andaman Sea for the “Film on the Rocks” Festival in Yao Noi, Thailand, and subsequently installed at the 13th Architecture Biennale in Venice. He also developed Mirage City Cinema, a cinema-architecture space commissioned by the Sharjah Art Foundation as part of the Sharjah Biennial 11 Film Programme.
Ole Scheeren has contributed to various arts and culture projects and exhibitions throughout his career, including triennials in Beijing and Milan, China Design Now in London, the exhibition Cities on the Move at London’s Hayward Gallery and in the city of Bangkok, Media City Seoul and the Rotterdam Film Festival. For the Museum of Modern Art he designed two exhibitions in New York and Beijing featuring the CCTV project.
He regularly lectures at various international institutions and conferences, serves on juries for awards and competitions, and has been awarded numerous prizes, including the CTBUH 2013 Best Tall Building award for CCTV and the 2015 inaugural Urban Habitat Award for The Interlace.
Educated at the universities of Karlsruhe and Lausanne, Ole Scheeren graduated from the Architectural Association in London and was awarded the RIBA Silver Medal.
Ole Scheeren | Speaker | TED.com