TED2016
Lidia Yuknavitch: The beauty of being a misfit
Lidia Yuknavitch: Uyumsuz olmanın güzelliği
Filmed:
Readability: 3.3
3,273,349 views
Kendini hiçbir yere ait hissetmeyenlere: Uyumsuz olmanın bir güzelliği var. Yazar Lidia Yuknavitch, kayıp, utanç ve kendini kabullenmenin yavaş sürecine dair hayatından hikâyelerini içten bir şekilde paylaşıyor. "Başarısızlık anında bile, sen güzelsin," diyor. "Bunu henüz bilmiyorsun, ancak kendini her zaman yeniden bulma yeteneğine sahipsin. Güzelliğin burada."
Lidia Yuknavitch - Author
In her acclaimed novels and memoir, author Lidia Yuknavitch navigates the intersection of tragedy and violence to draw new roadmaps for self-discovery. Full bio
In her acclaimed novels and memoir, author Lidia Yuknavitch navigates the intersection of tragedy and violence to draw new roadmaps for self-discovery. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
So I know TED is about a lot
of things that are big,
of things that are big,
0
841
3731
Biliyorum TED konuşmaları
büyük şeyler hakkında.
büyük şeyler hakkında.
Ama ben sizinle, çok küçük bir şey
hakkında konuşmak istiyorum.
hakkında konuşmak istiyorum.
00:16
but I want to talk to you
about something very small.
about something very small.
1
4596
3530
Çok küçük bir şey, sadece bir kelime.
00:20
So small, it's a single word.
2
8150
2158
00:23
The word is "misfit."
3
11093
1556
"Uyumsuz" kelimesi.
En sevdiğim kelimelerden birisi,
çünkü düz anlamlı bir kelime.
çünkü düz anlamlı bir kelime.
00:25
It's one of my favorite words,
because it's so literal.
because it's so literal.
4
13347
3619
00:29
I mean, it's a person
who sort of missed fitting in.
who sort of missed fitting in.
5
17403
3946
Uyum sağlayamayan bir insanı anlatıyor.
00:33
Or a person who fits in badly.
6
21752
2296
Veya kötü uyum sağlayan birisini.
00:36
Or this: "a person who is poorly adapted
7
24658
2923
Ya da şunu: "Yeni durumlara ve koşullara
kötü adapte olmuş bir kişi".
00:39
to new situations and environments."
8
27605
2868
00:43
I'm a card-carrying misfit.
9
31298
2222
Ben resmî olarak bir uyumsuzum.
00:46
And I'm here for the other
misfits in the room,
misfits in the room,
10
34307
2833
Eminim ki bu odada
başka uyumsuzlar da var,
başka uyumsuzlar da var,
çünkü hiçbir zaman sadece ben olmam.
00:49
because I'm never the only one.
11
37164
1811
Size bir uyumsuz hikâyesi anlatacağım.
00:51
I'm going to tell you a misfit story.
12
39995
1885
00:55
Somewhere in my early 30s,
13
43237
2532
30'larımın başında,
yazar olma hayali kapıma kadar geldi.
00:57
the dream of becoming a writer
came right to my doorstep.
came right to my doorstep.
14
45793
3562
Aslında posta kutuma geldi,
01:02
Actually, it came to my mailbox
15
50198
1604
01:03
in the form of a letter that said
I'd won a giant literary prize
I'd won a giant literary prize
16
51826
3659
bir mektup şeklinde.
Yazdığım kısa bir hikâye için
büyük bir edebiyat ödülü kazanmıştım.
büyük bir edebiyat ödülü kazanmıştım.
01:07
for a short story I had written.
17
55509
1925
01:10
The short story was about my life
as a competitive swimmer
as a competitive swimmer
18
58183
3761
Bu kısa hikâye benim hırslı bir yüzücü
olarak hayatım üzerineydi
olarak hayatım üzerineydi
ve berbat ev yaşamım,
01:14
and about my crappy home life,
19
62632
2055
01:17
and a little bit about how grief
and loss can make you insane.
and loss can make you insane.
20
65258
4897
biraz da keder ve kayıp vermenin
insanı nasıl delirttiğiyle ilgiliydi.
insanı nasıl delirttiğiyle ilgiliydi.
01:23
The prize was a trip to New York City
to meet big-time editors and agents
to meet big-time editors and agents
21
71829
4673
Ödül, önemli editörlerle, ajanslarla
ve başka yazarlarla tanışmak amaçlı
ve başka yazarlarla tanışmak amaçlı
bir New York gezisiydi.
01:28
and other authors.
22
76526
1324
01:30
So kind of it was the wannabe
writer's dream, right?
writer's dream, right?
23
78278
3064
Yazar olmak isteyen birisi için
çok iyi bir fırsat, değil mi?
çok iyi bir fırsat, değil mi?
01:34
You know what I did the day
the letter came to my house?
the letter came to my house?
24
82573
2840
Eve mektup geldiği gün ne yaptım
biliyor musunuz?
biliyor musunuz?
01:38
Because I'm me,
25
86037
1798
Ben böyleyim işte...
Mektubu mutfak masasının üzerine bıraktım,
01:39
I put the letter on my kitchen table,
26
87859
2197
kendime bir bardak buzlu ve limonlu
01:42
I poured myself a giant glass of vodka
27
90080
3442
votka koydum
01:45
with ice and lime,
28
93922
2370
01:48
and I sat there in my underwear
for an entire day,
for an entire day,
29
96722
4204
ve bütün gün orada
iç çamaşırlarımla oturarak,
iç çamaşırlarımla oturarak,
mektuba bakıp durdum.
01:52
just staring at the letter.
30
100950
2082
01:56
I was thinking about all the ways
I'd already screwed my life up.
I'd already screwed my life up.
31
104608
3145
Hayatımı berbat ettiğim
her türlü anı düşündüm.
her türlü anı düşündüm.
01:59
Who the hell was I to go to New York City
32
107777
3174
Ben kim oluyordum ki New York'a gidecektim
ve bir yazarmışım gibi davranacaktım?
02:02
and pretend to be a writer?
33
110975
1730
02:05
Who was I?
34
113681
1365
Kimdim ben?
02:07
I'll tell you.
35
115070
1198
Anlatayım.
02:08
I was a misfit.
36
116745
1167
Ben bir uyumsuzdum.
Diğer bir sürü çocuk gibi,
02:10
Like legions of other children,
37
118625
2363
kötü davranış eğilimleri olan
bir aileden geliyorum.
bir aileden geliyorum.
02:13
I came from an abusive household
38
121908
2368
Öyle ki, kendimi zor kurtardım.
02:16
that I narrowly escaped with my life.
39
124300
2656
02:19
I already had two epically
failed marriages underneath my belt.
failed marriages underneath my belt.
40
127727
4491
İki tane feci başarısız sonuçlanmış
evliliğin yükünü taşıyorum.
evliliğin yükünü taşıyorum.
02:24
I'd flunked out of college
not once but twice
not once but twice
41
132242
2966
Okuldan bir kere değil, iki kere atıldım.
Hatta belki üç kere,
üçüncüyü burada anlatmayacağım.
üçüncüyü burada anlatmayacağım.
02:27
and maybe even a third time
that I'm not going to tell you about.
that I'm not going to tell you about.
42
135232
3192
02:30
(Laughter)
43
138448
1810
(Kahkahalar)
02:32
And I'd done an episode
of rehab for drug use.
of rehab for drug use.
44
140582
3661
Uyuşturucu kullanımı rehabilitasyonu
geçirdiğim bir dönemim oldu.
geçirdiğim bir dönemim oldu.
02:36
And I'd had two lovely
staycations in jail.
staycations in jail.
45
144795
4450
Ve hapiste geçirdiğim iki muhteşem
dönemim var.
dönemim var.
02:42
So I'm on the right stage.
46
150228
1904
Yani bu sahneye çok uyuyorum.
(Kahkahalar)
02:45
(Laughter)
47
153680
2090
02:48
But the real reason,
I think, I was a misfit,
I think, I was a misfit,
48
156744
3493
Ama bence, uyumsuz birisi
olmamın gerçek sebebi,
olmamın gerçek sebebi,
kızımın doğduğu gün ölmüş olması
02:52
is that my daughter died
the day she was born,
the day she was born,
49
160261
3262
ve benim bununla nasıl baş edeceğimi
02:55
and I hadn't figured out
how to live with that story yet.
how to live with that story yet.
50
163547
3119
henüz bilemiyor olmamdı.
Kızım öldükten sonra uzun
bir süre evsiz yaşadım,
bir süre evsiz yaşadım,
03:00
After my daughter died
I also spent a long time homeless,
I also spent a long time homeless,
51
168233
5127
bir üst geçidin altında,
03:05
living under an overpass
52
173384
1944
derin bir yas ve kayıp hâli içerisinde.
03:07
in a kind of profound state
of zombie grief and loss
of zombie grief and loss
53
175352
4218
Yolda bazılarımızın başına geldiği gibi.
03:11
that some of us encounter along the way.
54
179594
2514
Belki yeterince uzun yaşarsak,
hepimize olabilir.
hepimize olabilir.
03:14
Maybe all of us, if you live long enough.
55
182132
2731
03:18
You know, homeless people
are some of our most heroic misfits,
are some of our most heroic misfits,
56
186240
3997
Bilirsiniz, evsiz insanlar, aramızdaki
en büyük uyumsuzlardandır.
en büyük uyumsuzlardandır.
Çünkü yola bizim gibi başlarlar.
03:22
because they start out as us.
57
190261
3096
Gördüğünüz gibi, neredeyse,
hiçbir kategori içerisinde
hiçbir kategori içerisinde
03:26
So you see, I'd missed fitting in
to just about every category out there:
to just about every category out there:
58
194670
5418
uyumu yakalayamadım.
03:32
daughter, wife, mother, scholar.
59
200112
4468
Evlat, eş, anne veya öğrenci olarak.
03:37
And the dream of being a writer
60
205474
2499
Ve yazar olma hayali,
boğazımda kalmış hüzünlü bir taş gibiydi.
boğazımda kalmış hüzünlü bir taş gibiydi.
03:39
was really kind of like a small,
sad stone in my throat.
sad stone in my throat.
61
207997
5441
Neredeyse kendime rağmen o uçağa bindim.
03:46
It was pretty much in spite of myself
that I got on that plane
that I got on that plane
62
214906
3469
New York'a uçtum,
03:50
and flew to New York City,
63
218399
2387
yazarların olduğu yere.
03:52
where the writers are.
64
220810
1556
Sevgili uyumsuzlar,
gözlerinizin parladığını görebiliyorum.
gözlerinizin parladığını görebiliyorum.
03:55
Fellow misfits, I can almost
see your heads glowing.
see your heads glowing.
65
223168
3675
Sizi bir odada rahatça ayırt edebilirim.
03:58
I can pick you out of a room.
66
226867
1912
04:00
At first, you would've loved it.
67
228803
2438
Başta çok güzel görünüyordu.
04:03
You got to choose the three
famous writers you wanted to meet,
famous writers you wanted to meet,
68
231265
2952
Tanışmak istediğiniz
üç ünlü yazar seçiyordunuz
üç ünlü yazar seçiyordunuz
ve bu insanlar sizin için
onları bulup getiriyorlardı.
onları bulup getiriyorlardı.
04:06
and these guys went
and found them for you.
and found them for you.
69
234241
2358
04:08
You got set up at the Gramercy Park Hotel,
70
236623
2790
Gramercy Park Otel'de kalıyordunuz,
04:11
where you got to drink Scotch
late in the night
late in the night
71
239437
2634
gece geç saatte
Scotch viski içebiliyordunuz,
Scotch viski içebiliyordunuz,
04:14
with cool, smart, swank people.
72
242095
2491
harika, akıllı, havalı insanlarla.
Onlar gibi harika, akıllı ve
gösterişliymişsiniz gibi
gösterişliymişsiniz gibi
04:16
And you got to pretend you were cool
and smart and swank, too.
and smart and swank, too.
73
244610
4509
davranmanız gerekiyordu.
04:21
And you got to meet a bunch
of editors and authors and agents
of editors and authors and agents
74
249143
3188
Editörler, yazarlar
ve ajanslarla tanışıyordunuz,
ve ajanslarla tanışıyordunuz,
04:24
at very, very fancy lunches and dinners.
75
252355
4063
çok ama çok şık öğle ve
akşam yemeklerinde.
akşam yemeklerinde.
Ne kadar şık olduğunu sorun.
04:29
Ask me how fancy.
76
257377
1628
Seyirciler: Ne kadar şık?
04:31
Audience: How fancy?
77
259735
1961
Lidia Yuknavitch: Bir itirafta bulunayım:
Üç adet keten peçete çaldım,
Üç adet keten peçete çaldım,
04:34
Lidia Yuknavitch: I'm making a confession:
I stole three linen napkins --
I stole three linen napkins --
78
262077
4318
04:38
(Laughter)
79
266419
1571
(Kahkahalar)
üç farklı restorandan.
04:40
from three different restaurants.
80
268014
1657
04:42
And I shoved a menu down my pants.
81
270430
2266
Menüyü araklamaya çalıştım.
04:44
(Laughter)
82
272720
2076
(Kahkahalar)
Sadece eve döndüğümde
bir hatıra olsun istedim ki,
bir hatıra olsun istedim ki,
04:46
I just wanted some keepsakes
so that when I got home,
so that when I got home,
83
274820
3706
bunun gerçekten benim başıma
geldiğine inanabileyim.
geldiğine inanabileyim.
04:50
I could believe it had really
happened to me.
happened to me.
84
278550
2285
Biliyor musunuz,
04:53
You know?
85
281241
1229
tanışmak istediğim üç yazar
04:55
The three writers I wanted to meet
86
283467
1664
04:57
were Carole Maso, Lynne Tillman
and Peggy Phelan.
and Peggy Phelan.
87
285155
2809
Carole Maso, Lynne Tillman ve
Peggy Phelan idi.
Peggy Phelan idi.
Onlar meşhur, çok satan
yazarlar değillerdi,
yazarlar değillerdi,
05:00
These were not famous,
best-selling authors,
best-selling authors,
88
288496
3054
05:03
but to me, they were women-writer titans.
89
291574
3307
ancak bana göre dev kadın-yazarlardı.
Carole Maso, sanat alanında sonradan
kutsal kitabım olacak kitabı yazdı.
kutsal kitabım olacak kitabı yazdı.
05:07
Carole Maso wrote the book
that later became my art bible.
that later became my art bible.
90
295700
3562
Lynne Tillman bana inanabilme gücü verdi,
05:12
Lynne Tillman gave me
permission to believe
permission to believe
91
300056
2501
05:14
that there was a chance
my stories could be part of the world.
my stories could be part of the world.
92
302581
3481
hikâyelerimin dünyanın bir parçası
olabileceğine inanmanın gücünü.
05:18
And Peggy Phelan reminded me
93
306839
1954
Ve Peggy Phelan bana,
05:20
that maybe my brains
could be more important than my boobs.
could be more important than my boobs.
94
308817
5009
beynimin memelerimden daha önemli
olabileceğini hatırlattı.
olabileceğini hatırlattı.
Onlar ana akım kadın yazarlar değillerdi,
05:27
They weren't mainstream women writers,
95
315500
2684
ancak ana akımın içerisindeki
bir yolu kesiyorlardı,
bir yolu kesiyorlardı,
05:30
but they were cutting a path
through the mainstream
through the mainstream
96
318208
3777
bedene dair hikâyeler anlatarak.
05:34
with their body stories,
97
322009
1333
05:36
I like to think, kind of the way
water cut the Grand Canyon.
water cut the Grand Canyon.
98
324294
4135
Suyun Büyük Kanyon'u keserek
içinden akması gibi.
içinden akması gibi.
Neredeyse zevkten ölüyordum,
05:41
It nearly killed me with joy
99
329371
1711
05:43
to hang out with these three
over-50-year-old women writers.
over-50-year-old women writers.
100
331106
3841
bu 50'lerindeki
üç kadın yazarla takılırken.
üç kadın yazarla takılırken.
05:46
And the reason it nearly
killed me with joy
killed me with joy
101
334971
2926
Bu kadar zevk almış olmamın sebebi
böyle bir zevkin varlığını
daha önceden bilmiyor olmamdı.
daha önceden bilmiyor olmamdı.
05:49
is that I'd never known a joy like that.
102
337921
2069
05:52
I'd never been in a room like that.
103
340014
1682
Böyle bir odanın içerisinde
daha önce hiç bulunmamıştım.
daha önce hiç bulunmamıştım.
05:54
My mother never went to college.
104
342350
1758
Annem okula hiç gitmedi.
Ve benim yaratıcı kariyerim,
o zamana kadar,
o zamana kadar,
05:56
And my creative career to that point
105
344747
2489
küçük, hüzünlü ve
geleceği olmayan bir şeydi.
geleceği olmayan bir şeydi.
05:59
was a sort of small, sad, stillborn thing.
106
347260
4452
06:05
So kind of in those first nights
in New York I wanted to die there.
in New York I wanted to die there.
107
353394
3279
Ben de, New York'taki ilk gecelerimde
adeta ölmek istedim.
adeta ölmek istedim.
"Şimdi öldür beni. Şu an iyiyim.
Böyle güzel." diye düşünüyordum.
Böyle güzel." diye düşünüyordum.
06:08
I was just like, "Kill me now.
I'm good. This is beautiful."
I'm good. This is beautiful."
108
356697
3440
Buradaki bazılarınız sonra ne olduğunu
tahmin edeceklerdir.
tahmin edeceklerdir.
06:13
Some of you in the room
will understand what happened next.
will understand what happened next.
109
361187
3148
Beni önce Farrar, Straus ve Giroux'taki
ofislerine götürdüler.
ofislerine götürdüler.
06:16
First, they took me to the offices
of Farrar, Straus and Giroux.
of Farrar, Straus and Giroux.
110
364935
4295
Farrar, Straus ve Giroux benim
en büyük hayallerimi süsleyen
en büyük hayallerimi süsleyen
06:21
Farrar, Straus and Giroux
was like my mega-dream press.
was like my mega-dream press.
111
369863
3175
yayınevleriydi.
06:25
I mean, T.S. Eliot and Flannery O'Connor
were published there.
were published there.
112
373062
3691
T.S. Eliot ve Flannery O'Connor
buralardan çıkmışlardı.
buralardan çıkmışlardı.
Baş editör bana uzun bir konuşma yaptı,
06:29
The main editor guy sat me down
and talked to me for a long time,
and talked to me for a long time,
113
377418
4375
içimde, yüzücü hayatımla ilgili bir
kitap olduğuna
kitap olduğuna
06:33
trying to convince me I had a book in me
114
381817
2318
beni ikna etmeye çalıştı.
06:36
about my life as a swimmer.
115
384159
1705
Bilirsiniz, bir biyografi gibi.
06:38
You know, like a memoir.
116
386498
1287
Benimle konuştuğu tüm zaman boyunca
06:40
The whole time he was talking to me,
117
388630
2236
gülümseyerek ve kafa sallayarak,
elleri göğsünün üzerinde kenetlenmiş
elleri göğsünün üzerinde kenetlenmiş
06:42
I sat there smiling and nodding
like a numb idiot,
like a numb idiot,
118
390890
3705
06:47
with my arms crossed over my chest,
119
395509
1852
duygusuz bir aptal gibi oturdum.
06:49
while nothing, nothing, nothing
came out of my throat.
came out of my throat.
120
397385
4917
Hiçbir şey ama hiçbir şey söyleyemiyordum.
Sonunda, omzumu hafifçe sıvazladı,
06:55
So in the end, he patted me
on the shoulder
on the shoulder
121
403875
3367
06:59
like a swim coach might.
122
407266
1581
aynı bir yüzücü koçunun yapacağı gibi
07:01
And he wished me luck
123
409580
1835
ve bana şans diledi.
07:03
and he gave me some free books
124
411439
2438
Bana bazı bedava kitaplar verdi
07:05
and he showed me out the door.
125
413901
1791
ve beni kapıya doğru yönlendirdi.
Sonra beni, W.W Norton
ofisine götürdüler.
ofisine götürdüler.
07:09
Next, they took me
to the offices of W.W. Norton,
to the offices of W.W. Norton,
126
417588
3267
Aslında beni dışarı
atacaklarından emindim,
atacaklarından emindim,
07:12
where I was pretty sure
I'd be escorted from the building
I'd be escorted from the building
127
420879
2700
07:15
just for wearing Doc Martens.
128
423603
1889
Doc Martens (bir ayakkabı markası)
giymiş olduğum için.
giymiş olduğum için.
07:18
But that didn't happen.
129
426190
1449
Ancak böyle bir şey olmadı.
07:20
Being at the Norton offices
130
428512
2429
Norton ofisinde olmak,
07:22
felt like reaching up into the night sky
and touching the moon
and touching the moon
131
430965
4472
gece gökyüzüne çıkıp aya dokunurken,
bir yandan yıldızların evrene
isminizi yazması gibi bir şeydi.
isminizi yazması gibi bir şeydi.
07:27
while the stars stitched your name
across the cosmos.
across the cosmos.
132
435461
3637
Yani, bunun benim için ne kadar
büyük olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
büyük olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
07:31
I mean, that's how big
a deal it was to me.
a deal it was to me.
133
439599
2145
Anlayabildiniz mi?
07:33
You get it?
134
441768
1181
Baş editör, Carol Houck Smith,
07:35
Their lead editor, Carol Houck Smith,
135
443567
2498
parlak ve ateşli gözlerini dikerek
yüzüme doğru eğildi
yüzüme doğru eğildi
07:38
leaned over right in my face
with these beady, bright, fierce eyes
with these beady, bright, fierce eyes
136
446089
4343
07:42
and said, "Well, send me
something then, immediately!"
something then, immediately!"
137
450456
3110
ve dedi ki, "Bana bir şeyler gönder,
bir an önce!"
bir an önce!"
Şimdi, insanların birçoğu,
özellikle TED insanları,
özellikle TED insanları,
07:46
See, now most people,
especially TED people,
especially TED people,
138
454328
2292
böyle bir durumda hemen
posta kutularına koşarlar, değil mi?
posta kutularına koşarlar, değil mi?
07:48
would have run to the mailbox, right?
139
456644
2340
07:51
It took me over a decade to even imagine
140
459651
3278
Sadece bir zarfa bir şeyler koyup
üzerine bir pul yapıştırmayı
üzerine bir pul yapıştırmayı
07:54
putting something in an envelope
and licking a stamp.
and licking a stamp.
141
462953
3877
hayal etmem bile
neredeyse yıllar aldı.
neredeyse yıllar aldı.
08:00
On the last night,
142
468741
1574
Son gece,
08:02
I gave a big reading
at the National Poetry Club.
at the National Poetry Club.
143
470339
3269
Ulusal Şiir Klubü'nde bir okuma yaptım.
Okumanın sonunda,
08:06
And at the end of the reading,
144
474342
1947
Kidde, Hoyt & Picard Edebiyat Ajansı'ndan
Katharine Kidde,
Katharine Kidde,
08:08
Katharine Kidde of Kidde,
Hoyt & Picard Literary Agency,
Hoyt & Picard Literary Agency,
145
476313
4303
08:12
walked straight up to me and shook my hand
146
480640
2587
direkt bana doğru geldi ve elimi sıktı
ve bana, o an, orada,
temsilcim olmayı önerdi.
temsilcim olmayı önerdi.
08:15
and offered me representation,
like, on the spot.
like, on the spot.
147
483251
3178
Orada öyle durdum, sanki onu duymuyordum.
08:20
I stood there and I kind of went deaf.
148
488558
2987
Böyle bir şey hiç sizin başınıza geldi mi?
08:23
Has this ever happened to you?
149
491569
1586
08:25
And I almost started crying
150
493703
2112
Neredeyse ağlayacaktım,
çünkü odadaki herkes
çok güzel ve özenliydi.
çok güzel ve özenliydi.
08:27
because all the people in the room
were dressed so beautifully,
were dressed so beautifully,
151
495839
3925
Benim ağzımdan sadece şu çıkabildi:
08:31
and all that came out of my mouth was:
152
499788
3153
"Bilmiyorum, düşünmem lazım."
08:34
"I don't know. I have to think about it."
153
502965
3110
"Tamam o zaman" dedi ve gitti.
08:38
And she said, "OK, then," and walked away.
154
506805
4292
Tüm önümde açılan kapılar ve
boğazımdaki o küçük, hüzünlü yumru...
boğazımdaki o küçük, hüzünlü yumru...
08:44
All those open hands out to me,
that small, sad stone in my throat ...
that small, sad stone in my throat ...
155
512884
6519
08:51
You see, I'm trying to tell you something
about people like me.
about people like me.
156
519427
3938
Anlıyor musunuz, size benim gibi insanlar
ile ilgili bir şey anlatmaya çalışıyorum.
ile ilgili bir şey anlatmaya çalışıyorum.
08:55
Misfit people -- we don't always know
how to hope or say yes
how to hope or say yes
157
523389
4053
Uyumsuz insanlar ---bizler çoğu zaman
nasıl umut edeceğimizi
nasıl umut edeceğimizi
veya nasıl evet diyeceğimizi
08:59
or choose the big thing,
158
527466
1611
veya o büyük şeyi seçeceğimizi
bilemiyoruz,
bilemiyoruz,
09:01
even when it's right in front of us.
159
529101
2146
o şey gözümüzün önünde olsa bile.
09:03
It's a shame we carry.
160
531271
1619
Bu bizim taşıdığımız bir nevi utanç.
09:04
It's the shame of wanting something good.
161
532914
1991
İyi bir şey istiyor olmanın utancı.
09:06
It's the shame of feeling something good.
162
534929
1992
İyi bir şey hissediyor olmanın utancı.
09:08
It's the shame of not really believing
we deserve to be in the room
we deserve to be in the room
163
536945
4382
Hayranlık duyduğumuz insanlarla,
bu odada olmayı
bu odada olmayı
gerçekten hak ettiğimize
inanmıyor olmanın utancı.
inanmıyor olmanın utancı.
09:13
with the people we admire.
164
541351
2117
Eğer mümkün olsa,
geçmişe dönüp kendime,
geçmişe dönüp kendime,
09:16
If I could, I'd go back
and I'd coach myself.
and I'd coach myself.
165
544472
2926
bana yardım eden 50'nin üzerindeki
o kadınlar gibi yardım ederdim.
o kadınlar gibi yardım ederdim.
09:19
I'd be exactly like those
over-50-year-old women who helped me.
over-50-year-old women who helped me.
166
547422
4343
Kendime, bir şeyleri
nasıl isteyebileceğimi öğretirdim,
nasıl isteyebileceğimi öğretirdim,
09:23
I'd teach myself how to want things,
167
551789
1901
nasıl sağlam durulacağını,
nasıl istenebileceğini.
nasıl istenebileceğini.
09:25
how to stand up, how to ask for them.
168
553714
2340
09:28
I'd say, "You! Yeah, you!
You belong in the room, too."
You belong in the room, too."
169
556078
4306
Derdim ki, "Sen! Evet, sen! Sen de
bu odaya aitsin."
bu odaya aitsin."
09:32
The radiance falls on all of us,
170
560408
2272
Her birimiz ışıltılıyız
09:34
and we are nothing without each other.
171
562704
2911
ve birbirimiz olmadan hiçbir şeyiz.
Peki ben ne yaptım?
Oregon'a uçtum,
Oregon'a uçtum,
09:39
Instead, I flew back to Oregon,
172
567041
3272
09:42
and as I watched the evergreens
and rain come back into view,
and rain come back into view,
173
570337
5692
ve Evergreeen (bir dizi) izlerken
yağmur yağmaya başladı.
yağmur yağmaya başladı.
Uçaktan aldığım bir sürü küçük
09:48
I just drank many tiny bottles
of airplane "feel sorry for yourself."
of airplane "feel sorry for yourself."
174
576053
4292
"kendime acıyorum" şişelerinden içerken,
09:53
I thought about how, if I was a writer,
I was some kind of misfit writer.
I was some kind of misfit writer.
175
581491
4842
bir yazar olsaydım,
nasıl uyumsuz bir yazar
nasıl uyumsuz bir yazar
olacağımı düşündüm.
Demek istediğim,
09:59
What I'm saying is,
176
587244
1159
Oregon'a, bir kitap anlaşması
ayarlamadan döndüm,
ayarlamadan döndüm,
10:00
I flew back to Oregon without a book deal,
177
588427
2004
bir ajansla anlaşmadan,
10:02
without an agent,
178
590455
1151
kafam ve kalbim
anılarla dolu döndüm,
anılarla dolu döndüm,
10:03
and with only a headful
and heart-ful of memories
and heart-ful of memories
179
591630
2485
10:06
of having sat so near
180
594139
3148
çok güzel yazarlara, bu kadar
yakın durabilmiş olmanın hatıralarıyla.
yakın durabilmiş olmanın hatıralarıyla.
10:09
the beautiful writers.
181
597311
2270
Hatıralar, kendime izin verdiğim
tek ödülümdü.
tek ödülümdü.
10:12
Memory was the only prize
I allowed myself.
I allowed myself.
182
600278
3406
Ve yine, evimde, karanlıkta,
10:17
And yet, at home in the dark,
183
605175
3129
iç çamaşırlarımla oturduğumda,
10:21
back in my underwear,
184
609272
1563
hâlâ onların seslerini duyabiliyordum.
10:23
I could still hear their voices.
185
611788
1730
Dediler ki, "Seni susturmayı isteyen
kimseye kulak asma
kimseye kulak asma
10:26
They said, "Don't listen to anyone
who tries to get you to shut up
who tries to get you to shut up
186
614264
4041
ya da hikâyeni değiştirmeni isteyen."
10:30
or change your story."
187
618329
1551
Dediler ki, "Sadece senin nasıl
anlatılacağını bildiğin
anlatılacağını bildiğin
10:32
They said, "Give voice to the story
only you know how to tell."
only you know how to tell."
188
620861
3679
o hikâyeye ses ver."
10:36
They said, "Sometimes telling the story
189
624564
2430
Dediler ki: "Bazen hikâyeyi anlatmak
10:39
is the thing that saves your life."
190
627018
3046
hayatını kurtaran şey hâline gelir."
Şimdi ben, gördüğünüz gibi,
50'nin üzerindeki o kadınım.
50'nin üzerindeki o kadınım.
10:43
Now I am, as you can see,
the woman over 50.
the woman over 50.
191
631703
3690
Ve bir yazarım.
10:48
And I'm a writer.
192
636278
1175
Ve bir anneyim.
10:50
And I'm a mother.
193
638516
1227
Ve bir öğretmen oldum.
10:52
And I became a teacher.
194
640441
1537
Tahmin edin,
en sevdiğim öğrencilerim hangileri.
en sevdiğim öğrencilerim hangileri.
10:54
Guess who my favorite students are.
195
642970
1881
O rüya mektubun posta kutuma
10:58
Although it didn't happen the day
196
646604
1628
11:00
that dream letter came through my mailbox,
197
648256
2254
geldiği gün olmasa da,
11:02
I did write a memoir,
198
650534
1673
bir biyografi yazdım,
11:04
called "The Chronology of Water."
199
652231
1833
"Suyun Kronolojisi" adında.
İçerisinde kendimi tekrar tekrar yeniden
keşfedişimin hikâyeleri var,
keşfedişimin hikâyeleri var,
11:06
In it are the stories of how many times
I've had to reinvent a self
I've had to reinvent a self
200
654889
4699
seçimlerimin yarattığı
harabelerin içerisinden çıkışım,
harabelerin içerisinden çıkışım,
11:11
from the ruins of my choices,
201
659612
2404
başarısızlık gibi görünen şeylerin
nasıl güzel bir şeylere
nasıl güzel bir şeylere
11:14
the stories of how my seeming failures
were really just weird-ass portals
were really just weird-ass portals
202
662575
5410
açılan garip kapılar olduğunun hikâyeleri.
11:20
to something beautiful.
203
668009
1522
Tek yapmam gereken,
hikâyeyi seslendirmek oldu.
hikâyeyi seslendirmek oldu.
11:22
All I had to do
was give voice to the story.
was give voice to the story.
204
670309
3452
Birçok kültürde, hayallerinin peşinden
gitmekle ilgili söylenler vardır.
gitmekle ilgili söylenler vardır.
11:27
There's a myth in most cultures
about following your dreams.
about following your dreams.
205
675552
4246
Buna kahramanın yolculuğu denir.
11:32
It's called the hero's journey.
206
680664
1721
Ben farklı bir söyleni tercih ediyorum,
11:35
But I prefer a different myth,
207
683679
1824
bunun biraz kıyısında kalmış
11:37
that's slightly to the side of that
208
685527
1779
11:39
or underneath it.
209
687330
1157
bir söylen.
Buna uyumsuzun söyleni deniyor.
11:41
It's called the misfit's myth.
210
689089
1852
Ve şu şekilde devam ediyor:
11:43
And it goes like this:
211
691763
1265
Başarısız olduğun anda bile,
11:45
even at the moment of your failure,
212
693623
2255
o anda bile, sen güzelsin.
11:47
right then, you are beautiful.
213
695902
2578
Bunu henüz bilmiyorsun,
11:51
You don't know it yet,
214
699585
1152
11:52
but you have the ability
to reinvent yourself
to reinvent yourself
215
700761
3177
ancak kendini her zaman
yeniden bulma yeteneğine sahipsin,
yeniden bulma yeteneğine sahipsin,
sonsuz olarak.
11:55
endlessly.
216
703962
1198
11:57
That's your beauty.
217
705184
1594
Güzelliğin burada.
Sarhoş olabilirsin,
11:59
You can be a drunk,
218
707694
1516
12:01
you can be a survivor of abuse,
219
709234
2349
kötü bir muameleye
maruz kalmış olabilirsin,
maruz kalmış olabilirsin,
12:03
you can be an ex-con,
220
711607
1436
sabıkalı olabiirsin,
evsiz olabilirsin,
12:05
you can be a homeless person,
221
713067
1498
tüm paranı kaybetmiş olabilirsin
veya işini, kocanı veya karını
veya işini, kocanı veya karını
12:06
you can lose all your money
or your job or your husband
or your job or your husband
222
714589
3278
12:09
or your wife, or the worst thing of all,
223
717891
2414
ya da en kötüsü,
çocuğunu.
12:12
a child.
224
720329
1150
Kafayı yemiş bile olabilirsin.
12:13
You can even lose your marbles.
225
721864
2053
12:15
You can be standing dead center
in the middle of your failure
in the middle of your failure
226
723941
4069
Başarısızlığının ortasında
ölü gibi asılı kalmış olabilirsin
ölü gibi asılı kalmış olabilirsin
12:20
and still, I'm only here to tell you,
227
728034
2878
ve buna rağmen,
şunu söylemek için buradayım:
şunu söylemek için buradayım:
Çok güzelsin.
12:22
you are so beautiful.
228
730936
2113
Hikâyen, duyulmayı hak ediyor,
12:25
Your story deserves to be heard,
229
733073
2299
12:27
because you, you rare
and phenomenal misfit,
and phenomenal misfit,
230
735396
4273
çünkü sen, sen az bulunur ve
harikulade uyumsuz,
harikulade uyumsuz,
sen yeni bir tür,
12:31
you new species,
231
739693
2256
12:34
are the only one in the room
232
742568
1969
sen odadaki tek kişisin,
12:36
who can tell the story
233
744561
1616
hikâyeyi senin anlattığın gibi
12:38
the way only you would.
234
746201
2408
anlatabilecek tek kişi.
Ve ben dinliyor olacağım.
12:41
And I'd be listening.
235
749710
1510
Teşekkürler.
12:44
Thank you.
236
752863
1176
(Alkışlar)
12:46
(Applause)
237
754063
11360
ABOUT THE SPEAKER
Lidia Yuknavitch - AuthorIn her acclaimed novels and memoir, author Lidia Yuknavitch navigates the intersection of tragedy and violence to draw new roadmaps for self-discovery.
Why you should listen
Writer Lidia Yuknavitch discovered her calling after an interrupted journey as a would-be Olympic swimmer. Her prose erases the boundaries between memoir and fiction, explodes gender binaries and focuses on the visceral minutiae of the body.
She was inspired by Ken Kesey (with whom she collaborated on a collective novel project at Oregon University); her latest book, The Small Backs of Children, stands as a fictional counterpoint to her memoir The Chronology of Water, which has garnered her a cult following for its honesty and intensity.
Lidia Yuknavitch | Speaker | TED.com