Serena Williams and Gayle King: On tennis, love and motherhood
Serena Williams ve Gayle King: Tenis, sevgi ve annelik üzerine
With her legendary spirit and unstoppable serve, tennis legend Serena Williams has become one of the world’s most enduring athletic superstars. Full bioGayle King - Journalist
Gayle King is a co-host of "CBS This Morning” and Editor-at-Large of the award-winning O, the Oprah Magazine. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
bathing suit last week
o güzelim sarı mayosuyla
all I could think of was,
düşünebildiğim tek şey,
til we sat onstage for TED?"
kadar bekleyemez miydi?"
supposed to see that picture.
kimse görmemeliydi dedin.
actually, it was an accident.
biraz zaman ayırıyordum
just taking some time for myself,
where I've been checking my status
ilerlememi görmek için
to see how far along I'm going --
I have just been saving it,
sadece kaydediyordum.
you press the wrong button and --
yanlış tuşa basarsın ve --
my phone doesn't ring that much --
-ki telefonum pek çalmaz-
I missed like four calls,
and I was like, oh no.
ve hayır, olamaz dedim.
just five or six more days -- that's OK.
bekleyecektim, -- sorun yok.
Gönderide sadece "20 hafta" yazıyordu.
Serena, because it only said 20 weeks,
a whole lot of information on it.
içerdiği söylenemez.
boyunca yaptığım şeydi o.
what I've been doing all this time.
I'd just take a picture and save it,
bir resim çekip kaydetmiştim
When you heard the news,
heyecan, korku
Were you afraid? Were you worried?
başlamadan iki gün önce öğrendim,
the beginning of the Australian Open,
Artık biliyordum.
two days before, and I knew.
Avustralya Açık'a odaklanmak
to just focus right there
sometimes in the first 12 weeks or so,
ilk 12 hafta özellikle.
Ms. Williams, you won.
kazandın da, Bayan Williams.
23 Grand Slam zaferin var.
for another handicap, so ... no.
yeni bir handikap arıyordum.
oyununda bir farklılık oldu mu?
knowing you were pregnant?
about people when they're pregnant,
şeyleri duymuşsundur.
o konuda çok şanslıydım.
and so I haven't.
and they get really stressed out,
ve stres altına giriyorlar.
ya da başka bir şeyle
like I didn't have time
any extra anything,
olmadığını anladım.
ki kimse bilmiyordu,
it's actually much bigger news.
that's a big story.
asıl haber bu olur.
I had to really take anything negative
o an hissettiğim
that I was feeling at that point
durumu ve duyguyu
what the next step for me to do was.
hesap etmek zorundaydım.
You have a lot of love.
ve destekçin var.
beni havaalanında durdurdu.
people stopped me at the airport.
the pilot, "Guess where I'm going?"
nereye gittiğimi söyledim.
çok sevindik!" dediler.
we're so glad she's pregnant."
these cranky Yankees.
Ilie Nastase ile ilgili,
was telling me about Ilie Nastase,
ve ırkçı şeyler söyledi.
dare I say racial things.
burada anmaya değmez.
to dignify what he said,
very inappropriate comments,
really supportive of my peers
Ben daima meslektaşlarımı,
to hold women up,
fotoğraf çektirmek isteyecekler.
they'll want to take pictures with me,
and a good example for them.
olabilmek istiyorum.
kaba sözler etmesi bir tarafa,
to say about me and my peers,
ayağa kalkmamızın
for us to stand up for each other
really important for me to say,
istediklerim de vardı:
I'm not going anywhere,
Hiçbir yere gitmiyorum" gibi şeyler.
a place for everything.
wasn't the time and the place.
you're not going anywhere,
dediğin kısmı kestik.
bebek 36'nda gelecek.
Baby's coming, 36.
önemli olduğunu söyledi.
age is always important,
that you're coming back.
Two years will she be gone?"
2 yıl yetecek mi? diyorlar.
to defy the odds, you know,
başa çıkmaya çalışıyorum.
Daha bitmedi.
I'm not done yet.
and that's something that --
benden yaşça biraz büyük
he's a little bit older than me
so I'm like, I know I can do that too.
Yani, ben de yapabilirim, biliyorum.
especially recently,
özellikle de son günlerde.
it's something I want to do.
how this is just a new part of my life,
olacağından bahsediyorduk.
not crying too much.
benim için tezahürat yapar.
letter to your baby yesterday
to the youngest one,
Seni sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait for you to get here.
because I think about your life, Serena.
hayatına şöyle bir bakıyorum da
in a six-month time:
üç şey yaşadın:
falan diye sordum.
your love life? Da da da."
He's a nerdy, kinda geeky guy.
inek bir adamla tanıştım.
to you about that, yes.
"Onu tanıyorum! Harika biridir." dedim.
I said, "I know him!" He's awesome.
asla düşünmezdim.'' dedim.
with a nerdy geek,
with you, I didn't either,
when others have failed?
this is the one for me?
nasıl anladın?
and my mom says he's very considerate,
annem onu çok düşünceli buluyor.
make a huge difference in life.
büyük farklar yaratır.
bir defilesi olur.
we have a show every year,
deli gibi koşuşturdum.
I was running around like crazy,
of this shirt that he had,
that I had the same one,
emin olmak istedi.
ought to put a ring on it"?
bir yüzük takmalısın.." gibi miydi?
never felt pressure to get married
baskı hissetmedim.
I'm the marrying type of person.
anything to interfere with that.
hiçbir zaman istemedim.
in the middle of my training season,
the Australian Open.
"No, I can't go to Rome." OK.
diyen bir kız. Anlıyorum.
on reaching my goals
one player that I wanted to pass.
bir oyuncu vardı.
gerçekten kararlıyımdır,
that winning is addictive to you.
is superaddictive.
büyük bir bağımlılık.
I was only 17 years old,
henüz 17 yaşındaydım.
of your first championship.
o duyguya ulaşmak isiyorum.
in the world like that.
is a wonderful experience.
like I loved that feeling,
her zaman sevdim.
the feeling of losing. I feel like --
verdiği histen hoşlanmıyorum.
say you're a very bad loser.
iyi olmadığını söylüyor.
kaybetmekten hoşlanmaz.
no champion likes to lose.
you are very, very, very bad at it.
çok kötü olduğunu söylüyorlar.
so you know, that's all I can say.
Söyleyebileceğim tek şey bu.
between you and Venus,
hep merak etmişimdir.
and has followed the story
in whatever you do,
when you're playing her,
ona iyilik olsun diye
because you want to do something for her
yoksa onu ezmek için,
because you want to crush her.
oynuyorsun?
playing her or easier?
daha mı zor, daha mı kolay?
is like playing myself,
kendimle oynamak gibi.
we grew up practicing together.
beraber çalışarak büyüdük.
that has been difficult,
the ball before I hit it,
topu nereye vuracağımı biliyor.
when I go out there,
kendime şunu diyorum:
and I have to say to myself,
but today I have to be better.
daha iyi olan taraf ben olmalıyım.
if it's my sister or it's my friend,
kim olduğunu umursamıyorum.
and I have to be better
ve daha iyi olma günü.
than anyone else at this moment
do you fall back for Venus?
geri durduğun oluyor mu?
it was always Venus and Serena.
Venus ve Serena olarak bilindiniz.
has surpassed older sister.
büyüğü geçti.
is always going to be Venus and Serena.
ve olmaya devam edeceğiz.
she's my best friend,
o benim en iyi arkadaşım,
or else I would have shared them,
ki düşük kalitede oldukları için
in a stroller on a tennis court,
yoksa kesin paylaşırdım,
money on the ice cream truck and stuff,
ve abur cubura harcardım,
and give it to me at school
and she would go without,
ve kendisi parasız kalırdı.
she actually is
respect for each other
to realize you can be successful
hem de muhteşem bir ilişki
a wonderful relationship.
bilmesi gerek.
yine iki en iyi dost oluruz.
we are best friends again.
a day later for me,
bu el sıkışma ertesi güne sarkabilir
where you hit the ball
tam topa vuracakken
when you did the blah blah blah"?
bana şöyle yaptığın için!''
onun için olabilir.
those moments,
anything bad to me,
hiç kötülüğü olmadı.
I'm the younger sister.
anything bad to you? Really?
hiç kötülüğü olmadı mı?
I can think of some stuff I've done bad.
Benim yaptığım birkaç kötülük var.
to forget them.
I know is very pure. I know that.
katıksız bir sevgin var, biliyorum.
to be superclose,
biçimde yetiştirildik
and we were always so close.
ve onlarla da çok yakındım.
the two of you don't get together
bir araya gelip
to go out there and -- there's nothing?
diyorsunuz ve hepsi bu mu?
Before the Australian Open,
Avustralya Açık'ta
my camera while she was changing.
Üstünü değişirken kameramı çıkardım.
ki tamamen uygunsuz haldeydi.
which is totally inappropriate,
And I was just laughing at her.
Ben de ona gülüyordum.
that we have, and like I said,
ilişkimiz var.
definitely mortal enemies,
and moments before, we're just --
eski halimize döneriz.
because at the end of the day,
I've been playing forever,
uzun süredir oynuyorum
I'll be playing in 50 years, say?
oynuyor olacağımı sanmam.
There's never been anybody like you.
Senin gibisi hiç gelmemişti.
never been anybody
hiç kimse senin gibi
gender and race the way you have,
and the scrutiny that you have.
ve denetime sahip olmamıştı.
did you say, "I want to be like that"?
dediğin biri var mıydı küçükken?
are looking at you
sana bakıp şöyle diyor:
to be like that" for you?
and I'm glad you brought that up.
I always wanted to be the best,
ben olmalıyım diyordum.
you've got to emulate the best.
en iyiyle rekabet etmen gerekiyor.
when I was really young,
turnelere başladığımda,
I would see Monica Seles,
to a lot of the other players,
pek konuşmuyorlardı.
the technique that he did,
dikkat ederdim.
that to be the best,
olduğunu düşünüyordum.
that are the best,
that's not at the top level.
kimse yok diyorlar.
nobody works as hard as you.
GK: Ben de öyle duydum.
GK: That's what I heard.
she's talented, she's athletic."
I was really small for my age.
Yaşıma göre çok ufaktım.
why I fight so hard and I work so hard
çaba sarf etmemin
really, really, really small.
for whatever reason.
yaşıma göre gerçekten ufaktım.
hepsini yiyordu.
people talk about is your body.
özelliğin de vücudun.
and women to their knees.
ve erkeklere diz çöktürür.
it's masculine, it's glorious,
olduğu söylendi.
when you were growing up?
bir sorun yaşadın mı,
comfortable with your body?
barışık mıydın?
when you're a teenage female
kamuoyunun gözü önünde
comfortable in my body.
reach goals that I wanted to reach,
sağladığını fark ettim
am I happy with my body,
benim yaşadıklarımı
and other young girls
diğer genç kızlar da
what I've experienced
kendileriyle barışık olmalı
too much, too little --
çok fazla, çok az vb.
tüm söylenenlerle barışığım.
losing has brought me here today.
ama beni bugüne kaybetmek getirdi.
is because of my losses,
yenilgilerime borçluyum,
for me to lose again
or if something happens --
ya da kötü bir şey oluyorsa,
in business or in school --
live in the present,
mistakes in the future.
that I always try to live by.
is it a destination wedding
gibi bir yerde
yoksa Florida'da mı olacak?
or are you going to do it in Florida?
We don't want to do too big,
orta boy olmasını istiyoruz.
say no to this person, this person.
x ya da y kişisini çağırmasak olmaz.
and we're just thinking --
Hopefully you can see that today.
Umarım bugün de öyleyimdir.
for Serena Williams is what?
sırada ne var?
and kind of come back and play tennis
korta geri dönüp tenis oynayacağım
of one or the other.
ya da erkek olacak.
we are cheering you on!
sizi kutluyoruz!
GK: You're welcome.
GK: Rica ederim.
SW: Çok teşekkürler.
SW: Thank you so much.
ABOUT THE SPEAKERS
Serena Williams - AthleteWith her legendary spirit and unstoppable serve, tennis legend Serena Williams has become one of the world’s most enduring athletic superstars.
Why you should listen
Serena Williams sits at the top of the tennis world; she's won 23 career Grand Slams, which is the most Grand Slam singles titles in history, with her most recent win at the 2017 Australian Open. In some analysts' eyes, she's quite simply the greatest athlete of all time.
But Williams has extended her influence far beyond the tennis court. Through her activism, high-profile endorsements, TV and film appearances and writing (including a guide to life written with her sister, Venus), Williams inspires millions of fans worldwide.
Serena Williams | Speaker | TED.com
Gayle King - Journalist
Gayle King is a co-host of "CBS This Morning” and Editor-at-Large of the award-winning O, the Oprah Magazine.
Why you should listen
An award-winning journalist who has worked across television, radio and print, Gayle King is a co-host of CBS This Morning and Editor-at-Large of O, the Oprah Magazine.
King previously hosted The Gayle King Show, a live, weekday television interview program on OWN: The Oprah Winfrey Network. The program, which featured a discussion of a broad variety of topics that include politics, cultural developments, was also broadcast on XM Satellite Radio, where it premiered in 2006.
Before moving into print and radio, King worked for 18 years (1982–2000) as a television news anchor for CBS affiliate WFSB-TV in Hartford, Conn., during which period, she also hosted her own syndicated daytime program. Prior to joining WFSB, King worked at several other television stations, including WDAF-TV in Kansas City, Mo. (1978-1981), WJZ-TV in Baltimore, Md. (1976), and WTOP-TV in Washington, D.C. (1975).
King has received numerous awards for her extensive work as a journalist. In addition to three Emmys, she was honored in 2008 with the American Women in Radio & Television Gracie Award for Outstanding Radio Talk Show and in 2010 with both the Individual Achievement Award for Host-Entertainment/Information and the New York Women in Communications' Matrix Award.
Gayle King | Speaker | TED.com