TEDWomen 2010
Courtney E. Martin: This isn't her mother's feminism
Courtney Martin: Feminizmi yeniden keşfetmek
Filmed:
Readability: 4.4
1,115,520 views
Blogçu Courtney Martin, bu kişisel ve içten konuşmasında, her daim manidar "feminizm" kelimesini tartışıyor. Bunu, kendi kuşağının aynı terimi kendilerince tanımlama arayışında karşılaştığı üç temel çelişkiyi anlatarak yapıyor.
Courtney E. Martin - Journalist
Courtney E. Martin’s work has two obsessions at its core: storytelling and solutions. Full bio
Courtney E. Martin’s work has two obsessions at its core: storytelling and solutions. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
So I was born
0
0
2000
Ben, 70'lerin
00:17
on the last day
1
2000
2000
son yılının
00:19
of the last year of the '70s.
2
4000
3000
son gününde doğmuşum.
00:23
I was raised on "Free to be you and me" --
3
8000
3000
"Free to be you and me",
00:26
(cheering)
4
11000
2000
(Tezahürat)
00:28
hip-hop --
5
13000
2000
hip hop,
00:30
not as many woohoos for hip-hop in the house.
6
15000
2000
salondan hip hop'a çok fazla tezahürat gelmedi
00:32
Thank you. Thank you for hip-hop --
7
17000
3000
Teşekkürler. Hip hop için teşekkürler.
00:35
and Anita Hill.
8
20000
2000
ve Anita Hill ile büyüdüm.
00:37
(Cheering)
9
22000
3000
(Tezahürat)
00:40
My parents were radicals --
10
25000
3000
Annem ve babam radikallerdi
00:43
(Laughter)
11
28000
2000
(Kahkaha)
00:45
who became,
12
30000
2000
ama sonradan
00:47
well, grown-ups.
13
32000
3000
birer yetişkine dönüştüler.
00:50
My dad facetiously says,
14
35000
2000
Babam şakayla karışık şöyle der;
00:52
"We wanted to save the world,
15
37000
2000
Dünyayı kurtarmak isterken
00:54
and instead we just got rich."
16
39000
3000
bir baktık, zengin oluvermişiz.
00:58
We actually just got "middle class"
17
43000
2000
Aslında Kolorado, Colorado Springs'te
01:00
in Colorado Springs, Colorado,
18
45000
2000
ancak orta sınıf olabildik
01:02
but you get the picture.
19
47000
2000
ama siz anladınız.
01:04
I was raised with a very heavy sense
20
49000
2000
Yarım kalmış bir mirasın
01:06
of unfinished legacy.
21
51000
2000
ağır bilinciyle büyüdüm.
01:08
At this ripe old age of 30,
22
53000
3000
Bu 30 yaş olgunluğumda,
01:11
I've been thinking a lot about what it means to grow up
23
56000
3000
o korkunç ama güzel dönemde büyümenin
01:14
in this horrible, beautiful time,
24
59000
3000
ne demek olduğunu çok düşündüm.
01:17
and I've decided, for me,
25
62000
2000
Sonunda, benim için gerçek bir yolculuk
01:19
it's been a real journey and paradox.
26
64000
3000
ve çelişki olduğuna karar verdim.
01:22
The first paradox
27
67000
2000
İlk çelişki,
01:24
is that growing up is about rejecting the past
28
69000
2000
büyümenin geçmişi reddetmek ve ardından
01:26
and then promptly reclaiming it.
29
71000
2000
onu hemen geri talep etmekle ilgili olmasıdır.
01:28
Feminism was the water I grew up in.
30
73000
3000
Büyüme sürecinde feminizm sularında yüzdüm.
01:31
When I was just a little girl,
31
76000
2000
Daha küçücük bir kızken
01:33
my mom started what is now
32
78000
2000
annem, şu an dünya üzerindeki
01:35
the longest-running women's film festival in the world.
33
80000
3000
en uzun süreli kadın film festivalini başlattı.
01:38
So while other kids were watching sitcoms and cartoons,
34
83000
3000
Yani diğer çocuklar dizi ve çizgifilm izlerken
01:41
I was watching very esoteric documentaries
35
86000
3000
ben kadınlar hakkında ve tarafından yapılmış
01:44
made by and about women.
36
89000
2000
konuya özgü belgeseller izliyordum.
01:46
You can see how this had an influence.
37
91000
2000
Bunun nasıl bir etkisinin olduğunu görebilirsiniz.
01:48
But she was not the only feminist in the house.
38
93000
3000
Ama evdeki tek feminist annem değildi.
01:51
My dad actually resigned
39
96000
2000
Babam, yaşadığımız şehirdeki
01:53
from the male-only business club in my hometown
40
98000
3000
sadece erkeklere özgü işadamları derneğinden,
01:56
because he said he would never be part of an organization
41
101000
3000
oğlunun ilerde evet, ama kızınının asla kabul edilmeyeceği
01:59
that would one day welcome his son, but not his daughter.
42
104000
3000
bir organizasyonun parçası olmak istemesi gerekçesiyle ayrıldı.
02:02
(Applause)
43
107000
5000
(Alkış)
02:07
He's actually here today.
44
112000
2000
O da bugün burada aslında.
02:09
(Applause)
45
114000
5000
(Alkış)
02:14
The trick here
46
119000
2000
Komik olan şu ki
02:16
is my brother would become an experimental poet,
47
121000
2000
erkek kardeşim işadamı değil,
02:18
not a businessman,
48
123000
2000
deneysel şiirler yazan bir şair oldu,
02:20
but the intention was really good.
49
125000
2000
ama olsun, niyet gerçekten iyiydi.
02:22
(Laughter)
50
127000
2000
(Kahkaha)
02:24
In any case, I didn't readily claim the feminist label,
51
129000
2000
Her yanımda olmasına rağmen,
02:26
even though it was all around me,
52
131000
2000
feminist etiketini hemen kabullenemedim.
02:28
because I associated it with my mom's women's groups,
53
133000
2000
Çünkü feminizmi annemin kadın grupları,
02:30
her swishy skirts and her shoulder pads --
54
135000
3000
o zamanın moda etekleri ve vatkalarla ilişkilendirirdim
02:33
none of which had much cachet
55
138000
2000
ki bunların hiçbirinin,
02:35
in the hallways of Palmer High School
56
140000
2000
havalı görünmeye çalıştığım
02:37
where I was trying to be cool at the time.
57
142000
2000
Palmer Lisesi koridorlarında bir forsu yoktu.
02:39
But I suspected there was something really important
58
144000
2000
Yine de bu feminizm olayının gerçekten
02:41
about this whole feminism thing,
59
146000
2000
önemli bir yanı olduğundan şüpheleniyordum.
02:43
so I started covertly tiptoeing into my mom's bookshelves
60
148000
4000
Bu yüzden gizlice annemin kitaplığına gidip
02:47
and picking books off and reading them --
61
152000
3000
kitap seçip okumaya başladım -
02:50
never, of course, admitting that I was doing so.
62
155000
2000
bunu asla kimseye söylemedim tabii ki.
02:52
I didn't actually claim the feminist label
63
157000
3000
Bernard College'a gidene kadar
02:55
until I went to Barnard College
64
160000
2000
feminist etiketini kendime yapıştırmamıştım
02:57
and I heard Amy Richards and Jennifer Baumgardner speak for the first time.
65
162000
4000
ve ilk kez Amy Richards ve Jennifer Baumgardner'in konuşmalarını dinlemiştim.
03:01
They were the co-authors of a book called "Manifesta."
66
166000
3000
Onlar, "Manifesta" adlı kitabın yazarlarıydılar.
03:04
So what very profound epiphany, you might ask,
67
169000
3000
Feminist tarafımın açığa çıkmasını sağlayan
03:07
was responsible for my feminist click moment?
68
172000
3000
o büyük şey neydi, diye sorabilirsiniz.
03:10
Fishnet stockings.
69
175000
2000
File çorap.
03:12
Jennifer Baumgardner was wearing them.
70
177000
2000
Jennifer Baumgardner, file çorap giyiyordu.
03:14
I thought they were really hot.
71
179000
2000
Gerçekten seksi olduğunu düşündüm.
03:16
I decided, okay, I can claim the feminist label.
72
181000
2000
Tamam, dedim, artık feminist olabilirim.
03:18
Now I tell you this --
73
183000
3000
Şimdi size bunu söylüyorum,
03:21
I tell you this at the risk of embarrassing myself,
74
186000
3000
size bunu kendimi rezil etme pahasına söylüyorum,
03:24
because I think part of the work of feminism
75
189000
2000
Çünkü, feminizm işinin birazı
03:26
is to admit that aesthetics, that beauty,
76
191000
2000
estetiğin, güzelliğin, eğlencenin
03:28
that fun do matter.
77
193000
2000
önemli olduğunu itiraf etmektir.
03:30
There are lots of very modern political movements
78
195000
3000
Kültürel trendler sayesinde
03:33
that have caught fire in no small part
79
198000
2000
büyük çapta yanıp tutuşan
03:35
because of cultural hipness.
80
200000
2000
birçok modern politik hareket var.
03:37
Anyone heard of these two guys as an example?
81
202000
3000
Bu iki şahsın adını duymuş olan var mıydı mesela?
03:40
So my feminism is very indebted to my mom's,
82
205000
3000
Yani benim feminizmim anneminkine minnettar,
03:43
but it looks very different.
83
208000
2000
ancak onunkinden çok farklı.
03:45
My mom says, "patriarchy."
84
210000
2000
Annem "Ataerkillik," der.
03:47
I say, "intersectionality."
85
212000
2000
Ben, "Değişen roller" derim.
03:49
So race, class, gender, ability,
86
214000
3000
Irk, sınıf, cinsiyet, yetenek,
03:52
all of these things go into our experiences
87
217000
2000
bunların hepsi
03:54
of what it means to be a woman.
88
219000
2000
kadın olmanın ne demek olduğuyla alakalı.
03:56
Pay equity? Yes. Absolutely a feminist issue.
89
221000
2000
Maaş tarafsızlığı? Evet. Tamamiyle bir feminist mesele.
03:58
But for me, so is immigration. (Applause)
90
223000
3000
Ancak bana göre göç de öyle.
04:01
Thank you.
91
226000
2000
Teşekkürler.
04:04
My mom says, "Protest march."
92
229000
2000
Annem "Protesto yürüyüşü," der.
04:06
I say, "Online organizing."
93
231000
3000
Ben "Online örgütlenme," derim.
04:09
I co-edit, along with a collective
94
234000
2000
Birkaç inanılmaz derecede zeki
04:11
of other super-smart, amazing women,
95
236000
2000
ve harika kadınla birlikte
04:13
a site called Feministing.com.
96
238000
3000
Feministing.com adlı bir internet sitesini yönetiyorum.
04:16
We are the most widely read feminist publication ever,
97
241000
5000
Şu ana kadar en çok okunan feminist yayınız.
04:21
and I tell you this
98
246000
2000
Size bunu söylüyorum
04:23
because I think it's really important to see
99
248000
2000
çünkü bir devamlılığın olduğunu
04:25
that there's a continuum.
100
250000
2000
görmek gerçekten önemli.
04:27
Feminist blogging is basically the 21st century version
101
252000
3000
Feminist blog yazarlığı, farkındalık yaratmanın
04:30
of consciousness raising.
102
255000
2000
21. yüzyıl versiyonu.
04:32
But we also have a straightforward political impact.
103
257000
3000
Ama bizim bir de direkt politik etkimiz var.
04:35
Feministing has been able
104
260000
2000
Feministlik yapmak Walmart raflarından
04:37
to get merchandise pulled off the shelves of Walmart.
105
262000
2000
ürün çekilmesini sağlayabildi.
04:39
We got a misogynist administrator sending us hate-mail
106
264000
3000
Bize nefret mailleri gönderen kadın düşmanı
04:42
fired from a Big Ten school.
107
267000
2000
yöneticiyi bir Big 10 okulundan kovdurduk.
04:44
And one of our biggest successes
108
269000
3000
En büyük başarılarımızdan biri
04:47
is we get mail from teenage girls in the middle of Iowa
109
272000
3000
Iowa'nın ortasında yaşayan genç kızlardan, "Jessica Simpson'ı
04:50
who say, "I Googled Jessica Simpson and stumbled on your site.
110
275000
3000
google'da arattım ve sitenize rastladım. Feminizmin erkek düşmanlığı ve
04:53
I realized feminism wasn't about man-hating and Birkenstocks."
111
278000
3000
salaş sandaletler olmadığını anladım," diyen mailler alıyor olmamız.
04:56
So we're able to pull in the next generation
112
281000
3000
Yani, yeni jenerasyonu tamamen yeni bir
04:59
in a totally new way.
113
284000
2000
yolla aramıza alabiliriz.
05:01
My mom says, "Gloria Steinem."
114
286000
3000
Annem "Gloria Steinem," der.
05:04
I say, "Samhita Mukhopadhyay,
115
289000
2000
Ben "Samhita Mukhopadhyay,
05:06
Miriam Perez, Ann Friedman,
116
291000
2000
Miriam Perez, Ann Friedman,
05:08
Jessica Valenti, Vanessa Valenti,
117
293000
2000
Jessica Valenti, Vanessa Valenti,
05:10
and on and on and on and on."
118
295000
2000
ve benzeri ve benzeri ve benzeri," derim.
05:12
We don't want one hero.
119
297000
2000
Biz tek bir kahraman istemiyoruz.
05:14
We don't want one icon.
120
299000
2000
Biz tek bir ikon istemiyoruz.
05:16
We don't want one face.
121
301000
2000
Biz tek bir yüz istemiyoruz.
05:18
We are thousands of women and men across this country
122
303000
3000
Biz, ülke çapında online yazılar yazan, toplumu
05:21
doing online writing, community organizing,
123
306000
3000
organize eden, enstitüleri tamamen değiştiren
05:24
changing institutions from the inside out --
124
309000
3000
binlerce kadın ve erkeğiz.
05:27
all continuing the incredible work
125
312000
2000
Annelerimiz ve büyükannelerimizin başlattığı
05:29
that our mothers and grandmothers started.
126
314000
3000
inanılmaz işi devam ettiren binlercesiyiz.
05:33
Thank you.
127
318000
2000
Teşekkürler.
05:35
(Applause)
128
320000
2000
(Alkış)
05:37
Which brings me to the second paradox:
129
322000
2000
Bu beni ikinci çelişkiye getirdi:
05:39
sobering up about our smallness
130
324000
2000
birdenbire küçüklüğümüzden sıyrılıp
05:41
and maintaining faith in our greatness
131
326000
2000
büyüklüğümüze olan inancımızı
05:43
all at once.
132
328000
2000
devam ettirmek.
05:45
Many in my generation --
133
330000
2000
Benim jenerasyonumun çoğu -
05:47
because of well-intentioned parenting and self-esteem education --
134
332000
3000
iyi niyetli aile eğitimi ve haysiyet öğretimi yüzünden -
05:50
were socialized to believe
135
335000
2000
birer küçük kar tanesi
05:52
that we were special little snowflakes --
136
337000
2000
olduğumuza inanarak topluma karıştık,
05:54
(Laughter)
137
339000
2000
(Kahkaha)
05:56
who were going to go out and save the world.
138
341000
3000
ki güya gidip dünyayı kurtaracaktık.
05:59
These are three words many of us were raised with.
139
344000
3000
Bunlar birlikte büyütüldüğümüz üç sözcük.
06:02
We walk across graduation stages,
140
347000
2000
Abartılı beklentilerimizle mezuniyet
06:04
high on our overblown expectations,
141
349000
2000
koridorlarında yürüyoruz ve
06:06
and when we float back down to earth,
142
351000
2000
gerçek dünyaya geri döndüğümüzde
06:08
we realize we don't know what the heck it means
143
353000
2000
fark ediyoruz ki
06:10
to actually save the world anyway.
144
355000
3000
dünyayı kurtarmanın ne demek olduğunu bile bilmiyoruz.
06:13
The mainstream media often paints my generation
145
358000
3000
Ana akım medya benim jenerasyonumu genellikle
06:16
as apathetic,
146
361000
2000
umursamaz olarak tasvir eder.
06:18
and I think it's much more accurate
147
363000
2000
Bence şaşkın olduğumuzu söylemek
06:20
to say we are deeply overwhelmed.
148
365000
2000
daha doğru olur.
06:22
And there's a lot to be overwhelmed about, to be fair --
149
367000
2000
Açıkçası kafamızı karıştıracak çok şey var;
06:24
an environmental crisis,
150
369000
2000
çevresel kriz,
06:26
wealth disparity in this country
151
371000
2000
1928'den beri gördüğümüzün aksine
06:28
unlike we've seen since 1928,
152
373000
2000
ülkedeki gelir eşitsizliği,
06:30
and globally,
153
375000
2000
ve tamamen ahlakdışı ve devam eden
06:32
a totally immoral and ongoing wealth disparity.
154
377000
3000
global gelir eşitsizliği.
06:35
Xenophobia's on the rise. The trafficking of women and girls.
155
380000
3000
Yabancı düşmanlığı yükselişte - kadın ve kız ticareti de öyle.
06:38
It's enough to make you feel very overwhelmed.
156
383000
3000
Bunlar kafanızı karıştırmaya yeter.
06:41
I experienced this firsthand myself
157
386000
2000
2002 yılında Barnard College'tan mezun olduğumda
06:43
when I graduated from Barnard College in 2002.
158
388000
3000
bunu bizzat kendim yaşadım.
06:46
I was fired up; I was ready to make a difference.
159
391000
2000
Çok hevesliydim, farklılık yaratmaya hazırdım.
06:48
I went out and I worked at a non-profit,
160
393000
2000
Gidip STK'larda çalıştım,
06:50
I went to grad school, I phone-banked,
161
395000
3000
yükseklisans yaptım, telefon bankacılığı yaptım,
06:53
I protested, I volunteered,
162
398000
3000
protesto ettim, gönüllü oldum,
06:56
and none of it seemed to matter.
163
401000
3000
ama hiçbirisi bir işe yarıyormuş gibi görünmüyordu.
07:00
And on a particularly dark night
164
405000
2000
2004 aralığının kapakara bir gecesinde,
07:02
of December of 2004,
165
407000
2000
ailemle karşılıklı oturdum
07:04
I sat down with my family,
166
409000
2000
ve giderek hayal kırıklığına
07:06
and I said that I had become very disillusioned.
167
411000
3000
uğradığımı söyledim.
07:10
I admitted that I'd actually had a fantasy -- kind of a dark fantasy --
168
415000
3000
Dünyada yanlış giden her şeyi
07:13
of writing a letter
169
418000
2000
kağıda döktükten sonra, kendimi Beyaz Saray merdivenlerinde
07:15
about everything that was wrong with the world
170
420000
2000
ateşe vermek gibi bir düşüncemin
07:17
and then lighting myself on fire
171
422000
2000
- bir nevi karanlık fantazimin -
07:19
on the White House steps.
172
424000
3000
olduğunu itiraf ettim.
07:22
My mom
173
427000
2000
Annem
07:24
took a drink of her signature Sea Breeze,
174
429000
4000
her zaman içtiği kokteylinden bir yudum aldı,
07:28
her eyes really welled with tears,
175
433000
3000
gözleri dolmuştu,
07:31
and she looked right at me and she said,
176
436000
3000
ve bana bakarak şöyle dedi,
07:34
"I will not stand
177
439000
2000
"Umutsuzluğunun
07:36
for your desperation."
178
441000
2000
önünde durmayacağım.
07:38
She said, "You are smarter, more creative
179
443000
3000
"Bundan daha zeki, daha yaratıcı,
07:41
and more resilient than that."
180
446000
3000
ve daha dirençlisin," dedi.
07:44
Which brings me to my third paradox.
181
449000
3000
Bu da beni üçüncü çelişkiye getiriyor.
07:47
Growing up is about aiming to succeed wildly
182
452000
2000
Büyümek, çok şey başarmayı hedeflemek ve
07:49
and being fulfilled by failing really well.
183
454000
3000
güzelce bir dibe vurup bununla tatmin olmaktır.
07:52
(Laughter)
184
457000
2000
(Kahkaha)
07:54
(Applause)
185
459000
2000
(Alkış)
07:56
There's a writer I've been deeply influenced by, Parker Palmer,
186
461000
3000
Derinden etkilendiğim bir yazar, Parker Palmer,
07:59
and he writes that many of us are often whiplashed
187
464000
2000
şöyle yazar; Birçoğumuz genellikle
08:01
"between arrogant overestimation of ourselves
188
466000
3000
"benliğimizi kibirli bir şekilde abartma
08:04
and a servile underestimation of ourselves."
189
469000
3000
ve benliğimizi köle gibi hakir görme" arasında gidip geliyoruz.
08:07
You may have guessed by now,
190
472000
2000
Tatmin etmiş olacağınız üzre,
08:09
I did not light myself on fire.
191
474000
2000
kendimi ateşe vermedim.
08:11
I did what I know to do in desperation, which is write.
192
476000
3000
Umutsuzken yapılması gerekeni yaptım - yazmak.
08:14
I wrote the book I needed to read.
193
479000
3000
Okumam gereken kitabı yazdım.
08:17
I wrote a book about eight incredible people
194
482000
2000
Bu ülkenin her yerinde
08:19
all over this country
195
484000
2000
sosyal adalet görevi yapan sekiz inanılmaz
08:21
doing social justice work.
196
486000
2000
insan hakkında bir kitap yazdım.
08:23
I wrote about Nia Martin-Robinson,
197
488000
2000
Detroit'in ve iki sivil hak aktivistinin kızı,
08:25
the daughter of Detroit and two civil rights activists,
198
490000
2000
hayatını çevresel adalete
08:27
who's dedicating her life
199
492000
2000
adayan Nia Martin-Robinson
08:29
to environmental justice.
200
494000
2000
hakkında yazdım.
08:31
I wrote about Emily Apt
201
496000
2000
Yapabileceği en asil şeyin refah sisteminde sosyal görevli
08:33
who initially became a caseworker in the welfare system
202
498000
2000
olarak çalışmak olduğuna karar veren
08:35
because she decided that was the most noble thing she could do,
203
500000
3000
fakat hemen sonrasında hem bu işi sevmediğinin
08:38
but quickly learned, not only did she not like it,
204
503000
2000
hem de bu işte iyi olmadığının farkına varan
08:40
but she wasn't really good at it.
205
505000
2000
Emily Apt hakkında yazdım.
08:42
Instead, what she really wanted to do was make films.
206
507000
2000
Onun gerçekten yapmayı istediği şey film çekmekti.
08:44
So she made a film about the welfare system
207
509000
2000
Bu yüzden refah sistemi hakkında bir film yaptı
08:46
and had a huge impact.
208
511000
2000
ve çok büyük bir etki yarattı.
08:48
I wrote about Maricela Guzman, the daughter of Mexican immigrants,
209
513000
3000
Üniversite masraflarını karşılayabilmek için orduya katılan
08:51
who joined the military so she could afford college.
210
516000
4000
Meksikalı göçmen bir ailenin kızı Maricela Guzman hakkında yazdım.
08:55
She was actually sexually assaulted in boot camp
211
520000
2000
Acemi birliğinde cinsel saldırıya uğradı
08:57
and went on to co-organize a group
212
522000
2000
ve Asker Kadınların Eylem Ağı adında bir grubun
08:59
called the Service Women's Action Network.
213
524000
3000
kurulmasına yardım etti.
09:02
What I learned from these people and others
214
527000
2000
Bu ve bu gibi insanlardan, yüce emellerine ulaşmaktaki
09:04
was that I couldn't judge them
215
529000
2000
başarısızlıklarını baz alarak
09:06
based on their failure to meet their very lofty goals.
216
531000
3000
onları yargılayamayacağımı öğrendim.
09:09
Many of them are working in deeply intractable systems --
217
534000
3000
Birçoğu çok çetrefilli sistemlerle çalışıyor;
09:12
the military, congress,
218
537000
2000
ordu, meclis,
09:14
the education system, etc.
219
539000
2000
eğitim sistemi, vb.
09:16
But what they managed to do within those systems
220
541000
2000
Ancak, bu sistemlerin içinde yapmayı başardıkları
09:18
was be a humanizing force.
221
543000
3000
şey uygarlaştırıcı bir güçtü.
09:21
And at the end of the day,
222
546000
2000
Günün sonunda,
09:23
what could possibly be more important than that?
223
548000
2000
bundan daha önemli ne olabilir?
09:25
Cornel West says, "Of course it's a failure.
224
550000
2000
"Bu tabi ki bir başarısızlık.
09:27
But how good a failure is it?"
225
552000
3000
Ama ne güzel bir başarısızlık değil mi?" der Cornel West.
09:30
This isn't to say we give up our wildest, biggest dreams.
226
555000
3000
Bu en çılgın, en büyük hayallerimizden vazgeçelim demek değil.
09:33
It's to say we operate on two levels.
227
558000
2000
İki seviyede çalışalım demek.
09:35
On one,
228
560000
2000
Birincisinde,
09:37
we really go after changing these broken systems
229
562000
2000
kendimizi içinde bulduğumuz
09:39
of which we find ourselves a part.
230
564000
2000
o çarpık sistemlerin peşinden gidelim.
09:41
But on the other, we root our self-esteem
231
566000
2000
Diğerinde ise, bir başkasının gününü
09:43
in the daily acts of trying to make one person's day
232
568000
3000
daha kolaylaştırma, daha adilleştirme çabalarıyla
09:46
more kind, more just, etc.
233
571000
3000
haysiyetimizi koruyalım.
09:49
So when I was a little girl,
234
574000
2000
Küçükken
09:51
I had a couple of very strange habits.
235
576000
2000
birkaç garip alışkanlığım vardı.
09:53
One of them was
236
578000
2000
Mesela bir tanesi
09:55
I used to lie on the kitchen floor of my childhood home,
237
580000
2000
çocukluğumun geçtiği evin mutfağında
09:57
and I would suck the thumb of my left hand
238
582000
2000
yere uzanır, bir yandan sol elimin baş parmağını emip
09:59
and hold my mom's cold toes with my right hand.
239
584000
3000
bir yandan sağ elimle annemin soğuk ayak parmaklarını tutardım.
10:02
(Laughter)
240
587000
2000
(Kahkaha)
10:04
I was listening to her talk on the phone, which she did a lot.
241
589000
3000
Telefon konuşmalarını dinlerdim ki telefonda çok konuşurdu.
10:07
She was talking about board meetings,
242
592000
3000
Yönetim kurulu toplantılarından bahsederdi,
10:10
she was founding peace organizations,
243
595000
2000
barış organizasyonları yapardı,
10:12
she was coordinating carpools, she was consoling friends --
244
597000
3000
araba paylaşımları ayarlardı, arkadaşlarını teselli ederdi.
10:15
all these daily acts of care and creativity.
245
600000
3000
Tüm bunlar günlük bakım ve yaratıcılık aktiviteleriydi.
10:18
And surely, at three and four years old,
246
603000
2000
Şüphesiz ki 3-4 yaşlarındaki ben
10:20
I was listening to the soothing sound of her voice,
247
605000
3000
onun yatıştırıcı ses tonunu dinliyordum.
10:23
but I think I was also getting my first lesson in activist work.
248
608000
3000
Ancak, bir yandan da aktivist çalışmalardaki ilk dersimi alıyordum sanırım.
10:26
The activists I interviewed
249
611000
2000
Röportaj yaptığım aktivistlerin
10:28
had nothing in common, literally, except for one thing,
250
613000
3000
hiçbir ortak yanı yoktu. Bir şey hariç!
10:31
which was that they all cited their mothers
251
616000
2000
Hepsi de en büyük ve önemli aktivist etkinin
10:33
as their most looming and important
252
618000
2000
annelerinden geldiğini
10:35
activist influences.
253
620000
2000
söylüyordu.
10:37
So often, particularly at a young age,
254
622000
2000
Bu yüzden, sık sık, özellikle de erken yaşlarda,
10:39
we look far afield
255
624000
3000
anlamlı hayat örneklerini uzaklarda ararız
10:42
for our models of the meaningful life,
256
627000
2000
ama bazen bu örnek alınası insanlar
10:44
and sometimes they're in our own kitchens,
257
629000
3000
kendi mutfaklarımızda, telefonla konuşanlar,
10:47
talking on the phone, making us dinner,
258
632000
2000
bize yemek hazırlayanlar,
10:49
doing all that keeps the world going around and around.
259
634000
4000
dünyanın dönmesini sağlayan şeyleri yapanlardır.
10:53
My mom and so many women like her
260
638000
2000
Annem ve benzeri birçok kadın bana
10:55
have taught me that life is not about glory,
261
640000
3000
hayatın, zafer veya kesinlik
10:58
or certainty, or security even.
262
643000
3000
ve hatta emniyetle ilgili olmadığını öğretti.
11:01
It's about embracing the paradox.
263
646000
2000
Hayat çelişkileri kucaklamaktır.
11:03
It's about acting in the face of overwhelm.
264
648000
3000
Hayat şaşkınlık karşısında hareket edebilmektir,
11:06
And it's about loving people really well.
265
651000
3000
ve hayat, insanları gerçekten sevmektir.
11:09
And at the end of the day,
266
654000
2000
Günün sonunda,
11:11
these things make for a lifetime
267
656000
3000
bizi mücadele ve ödül dolu bir hayata
11:14
of challenge and reward.
268
659000
2000
götüren bunlar olacaktır.
11:16
Thank you.
269
661000
2000
Teşekkürler.
11:18
(Applause)
270
663000
2000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Courtney E. Martin - JournalistCourtney E. Martin’s work has two obsessions at its core: storytelling and solutions.
Why you should listen
In her upcoming book, The New Better Off, Courtney E. Martin explores how people are redefining the American dream with an eye toward fulfillment. Martin is a columnist for On Being, and the cofounder of the Solutions Journalism Network, Valenti Martin Media, and FRESH Speakers, as well as a strategist for the TED Prize and an editor emeritus at Feministing.com.
In her previous book Do It Anyway: The New Generation of Activists, she profiled eight young people doing social justice work, a fascinating look at the generation of world-changers who are now stepping up to the plate.
Courtney E. Martin | Speaker | TED.com