TED@State Street Boston
Michael Metcalfe: A provocative way to finance the fight against climate change
Michael Metcalfe: İklim değişikliğiyle savaşı finanse etmek için provokatif bir yol
Filmed:
Readability: 5.3
1,264,421 views
İklim değişikliğiyle savaşmak için ne gerekiyorsa yapacak mıyız? 2008'de, finans krizinden sonra, dünyanın dört bir yanındaki devletler ekonomilerini düzeltmek için "ne gerekiyorsa yapma" yolunu seçtiler ve çöken ekonomiyi düzeltmek için piyasaya $250 milyar dolarlık nakit sürdüler. Bu hoş konuşmada finans uzmanı Michael Metcalfe, bu alışılmışın dışındaki yöntemin küresel yeşil bir geleceğe kavuşma çabasında da kullanılabileceğini anlatıyor.
Michael Metcalfe - Financial expert
A senior managing director and head of global macro strategy at State Street Global Markets, Michael Metcalfe provides high quality capital flow research. Full bio
A senior managing director and head of global macro strategy at State Street Global Markets, Michael Metcalfe provides high quality capital flow research. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Will we do whatever it takes
to tackle climate change?
to tackle climate change?
0
1270
4658
İklim değişikliğiyle savaşmak için
ne gerekiyorsa yapacak mıyız?
ne gerekiyorsa yapacak mıyız?
00:19
I come at this question
not as a green campaigner,
not as a green campaigner,
1
7393
2973
Bu soruya bir yeşil savaşçısı
olarak yaklaşmıyorum.
olarak yaklaşmıyorum.
00:22
in fact, I confess to be rather
hopeless at recycling.
hopeless at recycling.
2
10390
2595
Hatta, itiraf etmeliyim ki pek başarılı
bir geri dönüşümcü değilim.
bir geri dönüşümcü değilim.
00:25
I come at it as a professional observer
of financial policy making
of financial policy making
3
13404
5265
Finansal politika yapımının profesyonel
bir gözlemcisi olarak
bir gözlemcisi olarak
00:30
and someone that wonders
how history will judge us.
how history will judge us.
4
18693
4757
ve tarihin bizi nasıl yargılayacağını
merak eden biri olarak yaklaşıyorum.
merak eden biri olarak yaklaşıyorum.
00:36
One day,
5
24353
1256
Bir gün,
00:37
this ring that belonged to my grandfather
6
25633
3865
dedeme ait olan bu yüzük
00:41
will pass to my son, Charlie.
7
29522
2007
oğlum Charlie'ye geçecek.
00:44
And I wonder what his generation
8
32021
2808
Onun nesli ve belki de
00:46
and perhaps the one that follows
9
34853
2306
onu takip eden neslin bu yüzüğün
00:49
will make of the two lives
this ring has worked.
this ring has worked.
10
37183
4838
önceki iki sahibinin yaşamlarıyla
ilgili ne düşünecek merak ediyorum.
ilgili ne düşünecek merak ediyorum.
00:54
My grandfather was a coal miner.
11
42995
2523
Dedem bir kömür madencisiydi.
00:58
In his time,
12
46500
1177
Onun zamanında,
01:00
burning fossil fuels for energy
and for allowing economies to develop
and for allowing economies to develop
13
48616
4969
fosil yakıtları enerji elde etmek için
ve ekonominin gelişmesine katkıda
ve ekonominin gelişmesine katkıda
bulunmak için yakmak kabul edilebilirdi.
01:05
was accepted.
14
53609
1157
01:07
We know now that that is not the case
15
55198
3379
Şimdiyse bu, kömürün
sera gazı ürettiğinden
sera gazı ürettiğinden
01:10
because of the greenhouse
gases that coal produces.
gases that coal produces.
16
58601
3382
kabul edilebilir değil.
01:15
But today,
17
63315
1217
Ama bugün,
01:16
I fear it's the industry in which I work
that will be judged more harshly
that will be judged more harshly
18
64556
4046
korkarım benim içinde
bulunduğum iş alanı
bulunduğum iş alanı
01:20
because of its impact on the climate --
19
68626
2036
iklime etkisinden dolayı
01:23
more harshly than
my grandfather's industry, even.
my grandfather's industry, even.
20
71498
2347
onlardan daha kötü yargılanacak.
01:26
I work, of course,
in the banking industry,
in the banking industry,
21
74202
2686
Tabii ki bankacılıktan bahsediyorum,
01:28
which will be remembered
for its crisis in 2008 --
for its crisis in 2008 --
22
76912
3792
2008'deki krizle hatırlanacak,
01:33
a crisis that diverted the attention
and finances of governments
and finances of governments
23
81831
4891
ülkelerin dikkatlerini ve paralarını
01:38
away from some really, really
important promises,
important promises,
24
86746
5381
2009'daki Kopenhag İklim Toplantısı'ndaki
01:44
like promises made at the Copenhagen
Climate Summit in 2009
Climate Summit in 2009
25
92151
5140
gelişmekte olan ülkelerin fosil yakıt
yakmamaları için teşvik etmeye ayrılan
yakmamaları için teşvik etmeye ayrılan
01:49
to mobilize 100 billion dollars a year
26
97315
2832
yıllık 100 milyar dolarlık
yardım paketi gibi
yardım paketi gibi
01:52
to help developing countries
move away from burning fossil fuels
move away from burning fossil fuels
27
100171
4514
önemli sözlerden ayıran
01:56
and transition to using cleaner energy.
28
104709
2979
krizden bahsediyorum.
02:00
That promise is already in jeopardy.
29
108396
2995
Bu söz şimdiden tehlikede.
02:03
And that's a real problem,
30
111904
1865
Bu gerçek bir sorun
02:05
because that transition
to cleaner energy needs to happen
to cleaner energy needs to happen
31
113793
2741
çünkü temiz enerjiye geçiş
02:08
sooner rather than later.
32
116558
1912
bir an önce olmalı.
02:11
Firstly,
33
119184
1156
Öncelikle,
02:12
because greenhouse gases, once released,
34
120364
1978
sera gazları bir kere salındıktan sonra
02:14
stay in the atmosphere for decades.
35
122366
2693
on yıllarca atmosferde kalıyorlar.
02:17
And secondly,
36
125083
1188
İkinci olarak da,
02:18
if a developing economy builds
its power grid around fossil fuels today,
its power grid around fossil fuels today,
37
126295
5827
gelişmekte olan bir ülke enerji ağını
şimdiki fosil yakıtlara göre kurarsa,
şimdiki fosil yakıtlara göre kurarsa,
02:24
it's going to be way more costly
to change later on.
to change later on.
38
132146
3153
bunu daha sonra değiştirmek çok daha
pahalıya gelecek.
pahalıya gelecek.
02:28
So for the climate,
39
136316
2146
Bu yüzden iklim için,
02:30
history may judge
that the banking crisis happened
that the banking crisis happened
40
138486
3826
tarih, bankacılık krizinin çok kötü
02:34
at just the wrong time.
41
142336
1979
bir zamanda geldiğini gösterebilir.
02:36
The story need not be this gloomy, though.
42
144920
3688
Hikayenin bu kadar hüzünlü olmasına
gerek yok ama.
gerek yok ama.
02:41
Three years ago,
43
149669
1908
Üç yıl önce,
02:43
I argued that governments
could use the tools
could use the tools
44
151601
2896
dünyanın finans krizini çözümlemek
için kullandıkları
için kullandıkları
02:46
deployed to save the financial system
45
154521
2685
yöntemlerin diğer küresel krizlerin
02:49
to meet other global challenges.
46
157230
1888
çözümünde de
kullanabileceğini anlatmıştım.
kullanabileceğini anlatmıştım.
02:51
And these arguments are getting
stronger, not weaker, with time.
stronger, not weaker, with time.
47
159918
5123
Bu tezler de zamanla zayıflamanın aksine
güçleniyorlar.
güçleniyorlar.
02:58
Let's take a brief reminder
of what those tools looked like.
of what those tools looked like.
48
166334
4412
Bu yöntemlerin neler olduğuna
kısaca bakalım.
kısaca bakalım.
03:03
When the financial crisis hit in 2008,
49
171578
2987
2008'de ekonomik kriz olduğunda,
03:06
the central banks of the US and UK
50
174589
2577
Amerika ve İngiltere'nin merkez bankaları
03:09
began buying bonds issued
by their own governments
by their own governments
51
177190
3435
"parasal gevşeme" adındaki
bir politikayla
bir politikayla
03:12
in a policy known
as "quantitative easing."
as "quantitative easing."
52
180649
2299
kendi ülkeleri tarafından sürülmüş
bonoları geri almaya başladılar.
bonoları geri almaya başladılar.
03:15
Depending on what happens
to those bonds when they mature,
to those bonds when they mature,
53
183385
3710
Bu bonoların mahiyetlerindeki
duruma göre
duruma göre
03:19
this is money printing by another name.
54
187119
2410
bu, bir bakıma para basma.
03:22
And boy, did they print.
55
190350
1904
Hem de nasıl para bastılar...
03:24
The US alone created four trillion
dollars' worth of its own currency.
dollars' worth of its own currency.
56
192784
4568
Sadece Amerika dört trilyon dolarlık
para yarattı.
para yarattı.
03:29
This was not done in isolation.
57
197376
2089
Bu izole olarak yapılmadı.
03:31
In a remarkable act of cooperation,
58
199489
2674
Hayranlık duyulası bir işbirliğiyle,
03:34
the 188 countries that make up
the International Monetary Fund, the IMF,
the International Monetary Fund, the IMF,
59
202187
4573
IMF'yi oluşturan 188 ülke
03:38
agreed to issue 250 billion
dollars' worth of their own currency --
dollars' worth of their own currency --
60
206784
4169
Özel Çekme Hakkı adı altında,
dünyadaki para rezervlerini
canlandırmak için
canlandırmak için
03:42
the Special Drawing Right --
61
210977
2072
kendi para birimleriyle 150 milyar
dolarlık para yarattılar.
dolarlık para yarattılar.
03:45
to boost reserves around the world.
62
213073
1973
03:47
When the financial crisis moved to Europe,
63
215712
2551
Ekonomik kriz Avrupa'ya ulaştığında
03:51
the European Central Bank
President, Mario Draghi,
President, Mario Draghi,
64
219626
3441
Avrupa Merkez Bankası Başkanı
Mario Draghi
Mario Draghi
03:55
promised "to do whatever it takes."
65
223091
2764
"ne gerekiyorsa yapılacağı"
sözünü verdi.
sözünü verdi.
03:59
And they did.
66
227516
1252
Ve yaptılar.
04:01
The Bank of Japan repeated those words --
that exact same commitment --
that exact same commitment --
67
229696
4354
Japonya Bankası aynı sözü tekrarladı,
tam olarak aynı bağlılıkla
tam olarak aynı bağlılıkla
04:06
to do "whatever it takes"
to reflate their economy.
to reflate their economy.
68
234074
4111
ekonomilerini düzeltmek için
"ne gerekiyorsa yapılacağını" söyledi.
"ne gerekiyorsa yapılacağını" söyledi.
04:11
In both cases,
69
239484
1892
İki durumda da,
04:13
"whatever it takes" meant
trillions of dollars more
trillions of dollars more
70
241400
4239
"ne gerekiyorsa yapılacağı"
bugün de devam eden
bugün de devam eden
04:17
in money-printing policies
that continue today.
that continue today.
71
245663
3228
trilyonlarca dolar para basımı
anlamına geliyordu.
anlamına geliyordu.
04:21
What this shows
72
249334
1788
Bu gösteriyor ki,
04:23
is that when faced
with some global challenges,
with some global challenges,
73
251146
3766
küresel sorunlarla karşılaştığımızda
04:28
policy makers are able to act
collectively, with urgency,
collectively, with urgency,
74
256062
4645
karar alıcı mekanizmalar acil olarak,
birlikte hareket edip
birlikte hareket edip
04:32
and run the risks of unconventional
policies like money printing.
policies like money printing.
75
260731
6130
para basma gibi alışılmışın dışındaki
riskli kararlara imza atabiliyorlar.
riskli kararlara imza atabiliyorlar.
04:39
So, let's go back
to that original question:
to that original question:
76
267509
4051
Şimdi ilk soruya geri dönelim:
04:45
Can we print money for climate finance?
77
273511
2844
İklim finansı için para basabilir miyiz?
04:49
Three years ago,
78
277201
1730
Üç yıl önce,
04:50
the idea of using money in this way
was something of a taboo.
was something of a taboo.
79
278955
3735
parayı böyle kullanmak tabu gibiydi.
04:54
Once you break down and dismantle the idea
80
282714
3176
Paranın özünde sınırlı bir kaynak olduğu
04:57
that money is a finite resource,
81
285914
2039
fikrini bırakırsak,
05:00
governments can quickly get overwhelmed
by demands from their people
by demands from their people
82
288580
4483
devletler halkın eğitim,
sağlık sistemi, sosyal devlet,
sağlık sistemi, sosyal devlet,
hatta savunma gibi başka sorunları için
gittikçe daha fazla para basma
gittikçe daha fazla para basma
05:05
to print more and more
money for other causes:
money for other causes:
83
293087
3226
05:08
education, health care, welfare --
84
296337
2000
istekleriyle boğuşmak
05:10
even defense.
85
298361
1230
zorunda kalabilirler.
05:12
And there are some truly terrible
historical examples of money printing --
historical examples of money printing --
86
300384
5438
Tarihte para basmanın gerçekten
berbat bazı örnekleri var,
berbat bazı örnekleri var,
05:17
uncontrolled money printing --
87
305846
2323
kontrolsüz para basma
05:20
leading to hyperinflation.
88
308193
1745
hiperenflasyona yol açabilir.
05:22
Think: Weimar Republic in 1930;
89
310764
3586
1930'da Weimar Cumhuriyeti'nde
05:26
Zimbabwe more recently, in 2008,
90
314374
3073
daha yeni 2008'de Zimbabve'de
05:29
when the prices of basic goods
like bread are doubling every day.
like bread are doubling every day.
91
317471
4064
ekmek gibi temel ihtiyaçların
fiyatları her gün ikiye katlanıyordu.
fiyatları her gün ikiye katlanıyordu.
05:34
But all of this is moving
the public debate forward,
the public debate forward,
92
322892
5004
Ama bütün bunlar bu tartışmayı
ilerletiyor,
ilerletiyor,
05:39
so much so, that money printing
for the people is now discussed openly
for the people is now discussed openly
93
327920
5328
o kadar ki, halk için para basma artık
ekonomi medyasında,
ekonomi medyasında,
05:45
in the financial media, and even
in some political manifestos.
in some political manifestos.
94
333272
4214
hatta bazı siyasi manifestolarda da
kendini gösteriyor.
kendini gösteriyor.
05:50
But it's important the debate
doesn't stop here,
doesn't stop here,
95
338203
2539
Ama bu tartışmanın burada,
milli para birimlerini basmada
milli para birimlerini basmada
05:52
with printing national currencies.
96
340766
2183
bitmemesi önemli.
05:57
Because climate change
is a shared global problem,
is a shared global problem,
97
345912
3939
Çünkü iklim değişikliği
hepimizin küresel bir sorunu
hepimizin küresel bir sorunu
06:01
there are some really compelling reasons
98
349875
3070
ve bu sorunu IMF tarafından sürülen
06:04
why we should be printing
that international currency
that international currency
99
352969
3429
uluslararası bir para birimiyle
06:08
that's issued by the IMF,
100
356422
1858
finanse etmek için
06:10
to fund it.
101
358304
1231
önemli nedenler var.
06:11
The Special Drawing Right, or SDR,
102
359944
3205
Özel Çekme Hakkı ya da SDR
06:15
is the IMF's electronic unit of account
103
363173
3356
devletlerin birbirlerine para aktarmak
06:18
that governments use to transfer
funds amongst each other.
funds amongst each other.
104
366553
4552
için kullandığı elektronik bir birim.
06:23
Think of it as a peer-to-peer
payment network,
payment network,
105
371933
2741
Bunu kişiden kişiye para aktarma ağı
olarak da görebilirsiniz,
olarak da görebilirsiniz,
06:26
like Bitcoin, but for governments.
106
374698
2776
Bitcoin gibi, ama devletler için.
06:30
And it's truly global.
107
378572
1648
Tamamen küresel.
06:33
Each of the 188 members
of the IMF hold SDR quotas
of the IMF hold SDR quotas
108
381005
5272
IMF'nin 188 üyesinin hepsi
döviz rezervlerinde
döviz rezervlerinde
06:38
as part of their foreign
exchange reserves.
exchange reserves.
109
386301
2742
SDR kotasına yer veriyorlar.
06:41
These are national stores of wealth
110
389935
2288
Bunlar, devletlerin kendilerini
olası ekonomik krizlerden
olası ekonomik krizlerden
06:44
that countries keep to protect
themselves against currency crises.
themselves against currency crises.
111
392247
3431
korumak için biriktirdikleri
para kaynakları.
para kaynakları.
06:48
And that global nature is why,
112
396764
2295
Bunun küresel boyutu da
06:51
at the height of the financial
crisis in 2009,
crisis in 2009,
113
399083
2928
IMF'nin 2009'da ekonomik krizin
tepe noktasında
tepe noktasında
06:55
the IMF issued those extra
250 billion dollars --
250 billion dollars --
114
403410
3718
fazladan 250 milyar dolar
sürmesinin nedeni,
sürmesinin nedeni,
06:59
because it served
as a collective global action
as a collective global action
115
407152
3571
çünkü küçük ve büyük ülkeleri
bir seferde korumak için
bir seferde korumak için
07:02
that safeguarded countries
large and small in one fell swoop.
large and small in one fell swoop.
116
410747
4807
birlikte küresel bir hareketti.
07:09
But here --
117
417043
1296
Ancak
07:10
here's the intriguing part.
118
418363
1666
işin can alıcı kısmı şu.
07:13
More than half of those extra SDRs
that were printed in 2009 --
that were printed in 2009 --
119
421083
5202
2009'dan beri basılan
bu fazladan SDR'lerin yarısından fazlası
bu fazladan SDR'lerin yarısından fazlası
07:18
150 billion dollars' worth --
120
426309
1986
-- 150 milyar dolarlık kısmı --
07:20
went to developed market countries
who, for the most part,
who, for the most part,
121
428319
4315
gelişmiş piyasa ülkelerine gitti,
07:24
have a modest need
for these foreign exchange reserves,
for these foreign exchange reserves,
122
432658
2837
bu ülkelerin de bu döviz rezervlerine
ihtiyaçları mütevazıydı,
ihtiyaçları mütevazıydı,
07:27
because they have flexible exchange rates.
123
435519
2431
çünkü esnek döviz kurları vardı.
07:30
So those extra reserves
that were printed in 2009,
that were printed in 2009,
124
438427
4381
Yani 2009'da basılan bu
fazladan rezervlere
fazladan rezervlere
07:34
in the end, for developed
market countries at least,
market countries at least,
125
442832
3471
sonuç olarak, en azından
gelişmiş ülkelerde
gelişmiş ülkelerde
07:38
weren't really needed.
126
446327
1626
pek ihtiyaç yoktu.
07:40
And they remain unused today.
127
448508
2273
Bugüne kadar da kullanılmadılar.
07:43
So here's an idea.
128
451642
1360
Şöyle bir fikrim var.
07:45
As a first step,
129
453026
1372
İlk adımda,
07:47
why don't we start
spending those unused,
spending those unused,
130
455046
3066
neden bu 2009'da basılmış
fazladan SDR'leri
fazladan SDR'leri
07:50
those extra SDRs
that were printed in 2009,
that were printed in 2009,
131
458136
3467
iklim değişikliğiyle savaşmakta
07:53
to combat climate change?
132
461627
1547
kullanmaya başlamıyoruz?
07:55
They could, for example,
133
463948
1513
Onları, örneğin,
07:57
be used to buy bonds issued
by the UN's Green Climate Fund.
by the UN's Green Climate Fund.
134
465485
4700
BM'nin Yeşil İklim Fonu için oluşturduğu
bonoları almakta kullanabiliriz.
bonoları almakta kullanabiliriz.
08:02
This was a fund created in 2009,
135
470901
2896
Bu, 2009'da yaratılmış bir fon,
08:05
following that climate
agreement in Copenhagen.
agreement in Copenhagen.
136
473821
3274
Kopenhag'taki iklim anlaşmasında sonra.
08:09
And it was designed to channel funds
towards developing countries
towards developing countries
137
477906
4356
Amacı gelişmekte olan ülkelerin
iklim projelerine
iklim projelerine
08:14
to meet their climate projects.
138
482286
2067
fon aktarmaktı.
08:16
It's been one of the most
successful funds of its type,
successful funds of its type,
139
484377
2859
Benzerleri arasındaki
en başarılardan biriydi,
en başarılardan biriydi,
08:19
raising almost 10 billion dollars.
140
487260
2304
10 milyar dolara yakın
bir havuz oluşturmuştu.
bir havuz oluşturmuştu.
08:21
But if we use those extra
SDRs that were issued,
SDRs that were issued,
141
489588
3438
Ama fazladan yaratılan
SDR'leri kullanırsak
SDR'leri kullanırsak
08:25
it helps governments get back on track,
142
493050
3312
ekonomik krizden etkilenen
08:28
to meet that promise
of 100 billion dollars a year
of 100 billion dollars a year
143
496386
2823
devletlerin yılda 100 milyar dolarlık
08:31
that was derailed by the financial crisis.
144
499233
2590
hedeflerine geri dönmelerine
yardımcı olacak.
yardımcı olacak.
08:35
It could also --
145
503766
1908
Hem de
08:37
it could also serve as a test case.
146
505698
2646
bir deney yerine geçecek.
08:42
If the inflationary consequences
of using SDRs in this way are benign,
of using SDRs in this way are benign,
147
510096
5359
SDR'leri böyle kullanmanın enflasyona
etkileri sıkıntı yaratmayacaksa
etkileri sıkıntı yaratmayacaksa
08:48
it could be used to justify
148
516474
1955
bu şu demektir ki
08:50
the additional, extra issuance
of SDRs, say, every five years,
of SDRs, say, every five years,
149
518453
4734
örneğin her beş yılda bir
08:55
again, with the commitment
150
523211
2395
gelişmiş ülkelerin kendi paylarını
08:57
that developed-market countries
would direct their share
would direct their share
151
525630
4430
Yeşil İklim Fonuna aktarmaları şartıyla
09:02
of the new reserves
152
530084
1461
fazladan SDR'ler
09:03
to the Green Climate Fund.
153
531569
1793
üretilebilir.
09:07
Printing international money
in this way has several advantages
in this way has several advantages
154
535076
3724
Ülkelerin kendi para birimlerinden
üretmelerindense
üretmelerindense
uluslararası paranın bu şekilde
üretilmesinin birkaç faydası var.
üretilmesinin birkaç faydası var.
09:10
over printing national currencies.
155
538824
2061
09:13
The first is it's really easy to argue
156
541500
2815
İlk olarak, bu parayı
iklim değişikliğini azaltmakta
iklim değişikliğini azaltmakta
09:16
that spending money to mitigate
climate change benefits everyone.
climate change benefits everyone.
157
544339
4417
kullanmanın herkesin yararına olduğunu
açıklamak oldukça kolay.
açıklamak oldukça kolay.
09:21
No one section of society benefits
from the printing press over another.
from the printing press over another.
158
549366
3859
Tıpkı matbaadan toplumun hiçbir kesiminin
diğerinden daha fazla yararlanmadığı gibi.
diğerinden daha fazla yararlanmadığı gibi.
09:25
That problem of competing
claims is mitigated.
claims is mitigated.
159
553249
3784
Rekabet eden alacaklılar sorununu geçtik.
09:29
It's also fair to say
160
557463
1340
Fazladan SDR'leri yaratmak için
09:30
that because it takes so many countries
to agree to issue these extra SDRs,
to agree to issue these extra SDRs,
161
558827
5127
birçok ülkenin onay vermesi gerektiğinden
para basmanın kontrolden çıkmasının
para basmanın kontrolden çıkmasının
09:35
it's highly unlikely that money printing
would get out of control.
would get out of control.
162
563978
4203
zor olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.
09:40
What you end up with
is a collective, global action
is a collective, global action
163
568998
5027
Bundan elimize geçen,
09:46
aimed -- and it's controlled
global action --
global action --
164
574881
3331
küresel refaha ulaşmak için
09:50
aimed at a global good.
165
578236
2589
kontrollü, küresel bir işbirliği.
09:53
And,
166
581637
1208
Para basma deneyimlerinden
09:54
as we've learned
with the money-printing schemes,
with the money-printing schemes,
167
582869
2567
öğrendiğimiz üzere,
oluşabilecek endişelerimizin
oluşabilecek endişelerimizin
09:57
whatever concerns we have
can be allayed by rules.
can be allayed by rules.
168
585460
2832
kurallarla önüne geçebiliriz.
10:00
So, for example,
169
588757
1882
Örneğin,
10:02
the issuance of these extra SDRs
every five years could be capped,
every five years could be capped,
170
590663
4973
beş yılda bir sürülen fazladan SDR'lerin
10:07
such that this international currency
is never more than five percent
is never more than five percent
171
595660
5595
küresel döviz rezervlerinin yüzde beşini
10:13
of global foreign exchange reserves.
172
601279
1962
aşmamasını şart koyabiliriz.
10:15
That's important because it would allay
173
603781
2025
Bu, önemli çünkü
10:17
well, let's say, the ridiculous
concerns that the US might have
concerns that the US might have
174
605830
3896
mesela ABD'nin SDR'lerin
10:21
that the SDR could ever challenge
the dollar's dominant role
the dollar's dominant role
175
609750
4522
doların uluslararası ekonomideki
ağırlığını sarsacağı yönünde olabilecek
ağırlığını sarsacağı yönünde olabilecek
10:26
in international finance.
176
614296
1596
komik endişelerini rahatlatabilir.
10:28
And in fact,
177
616214
1783
Hatta,
10:30
I think the only thing that the SDR
would likely steal from the dollar
would likely steal from the dollar
178
618021
3394
SDR'lerin bu düzende dolardan
çalacağı tek şey
çalacağı tek şey
10:33
under this scheme
179
621439
1469
bana kalırsa
10:34
is its nickname, the "greenback."
180
622932
3471
lakabı "yeşil" olur.
10:38
Because even with that cap in place,
181
626427
3916
Çünkü üst limitle bile
10:42
the IMF could have
followed up its issuance --
followed up its issuance --
182
630367
3464
IMF bunun sürümüne devam edebilirdi
10:45
its massive issuance of SDRs in 2009 --
183
633855
3048
2009'daki devasa sürümden sonra
10:48
with a further 200 billion
dollars of SDRs in 2014.
dollars of SDRs in 2014.
184
636927
4992
2014'te 200 milyar dolarlık
bir sürüm yapabilirdi.
bir sürüm yapabilirdi.
10:54
So hypothetically,
185
642716
2334
Bu farazi olarak şu anlama gelirdi
10:58
that would mean that developed countries
could have contributed
could have contributed
186
646052
3118
gelişmiş ülkeler Yeşil İklim Fonuna
11:01
up to 300 billion dollars' worth of SDRs
187
649194
4521
300 milyar dolarlık
11:05
to the Green Climate Fund.
188
653739
1650
katkıda bulunmuş olabilirlerdi.
11:08
That's 30 times what it has today.
189
656186
3460
Bugünkünün 30 katı.
11:11
And you know,
190
659670
1156
Bu ne kadar
11:12
as spectacular as that sounds,
191
660850
1841
muhteşem gözükse de
11:15
it's only just beginning to look
like "whatever it takes."
like "whatever it takes."
192
663580
4190
"ne gerekiyorsa yapmaya"
bir başlangıç olabilir.
bir başlangıç olabilir.
11:21
And just to think what amazing things
could be done with that money,
could be done with that money,
193
669129
3318
Gözünüzde bu parayla yapılabilecekleri
canlandırmanız için
canlandırmanız için
11:24
consider this:
194
672471
1211
şunu düşünün:
11:26
in 2009,
195
674618
1628
2009'da
11:28
Norway promised one billion dollars
of its reserves to Brazil
of its reserves to Brazil
196
676270
4738
Norveç, Brezilya'ya rezervlerinden
bir milyar dolar vermeye karar verdi,
bir milyar dolar vermeye karar verdi,
11:33
if they followed through
on their goals on deforestation.
on their goals on deforestation.
197
681032
4663
ormanların yıkımıyla ilgili hedeflerini
gerçekleştirme şartıyla.
gerçekleştirme şartıyla.
11:38
That program has since delivered
a 70 percent reduction in deforestation
a 70 percent reduction in deforestation
198
686593
6299
Bu program son on yılda
ormanlık alanların azaltılmasında
ormanlık alanların azaltılmasında
11:44
in the past decade.
199
692916
1411
yüzde 70 düşüş sağladı.
11:46
That's saving 3.2 billion tons
of carbon dioxide emissions,
of carbon dioxide emissions,
200
694926
4338
Bu 3,2 milyar ton karbondioksitin
salınımını engellemek demek,
salınımını engellemek demek,
11:51
which is the equivalent of taking
all American cars off the roads
all American cars off the roads
201
699288
4531
bütün Amerikan arabalarını üç yıl boyunca
yoldan çekmekle
yoldan çekmekle
11:55
for three whole years.
202
703843
2286
eşdeğer.
11:59
So what could we do
203
707704
1302
Küresel boyutta düzenlenmiş
12:01
with 300 other pay-for-performance
climate projects like that,
climate projects like that,
204
709030
5044
bunun gibi 300 performans için ödeme
iklim projesiyle
iklim projesiyle
12:06
organized on a global scale?
205
714098
2879
neler yapabiliriz?
12:09
We could take cars off the roads
for a generation.
for a generation.
206
717937
2867
Bir nesil boyu arabayı
yoldan çekebiliriz.
yoldan çekebiliriz.
12:13
So,
207
721384
1150
Bu yüzden,
12:15
let's not quibble about whether we can
afford to fund climate change.
afford to fund climate change.
208
723000
5283
iklim değişikliğini finanse edebilir miyiz
diye atışmayı bırakalım.
diye atışmayı bırakalım.
12:20
The real question is:
209
728877
2248
Asıl soru:
12:23
Do we care enough about future generations
210
731149
3397
Bankacılık sistemini kurtarmak için
aldığımız risklerin aynısını alacak kadar
aldığımız risklerin aynısını alacak kadar
12:26
to take the very same policy risks
we took to save the financial system?
we took to save the financial system?
211
734570
5041
gelecek nesilleri düşünüyor muyuz?
12:32
After all,
212
740223
1198
Sonuç olarak,
12:34
we could do it,
213
742249
1219
bunu yapabiliriz,
12:36
we did do it
214
744284
1151
bunu yaptık,
12:37
and we are doing it today.
215
745459
1731
bugün de yapıyoruz.
12:39
We must, must, must do
"whatever it takes."
"whatever it takes."
216
747808
4318
Kesinlikle ve kesinlikle
"ne gerekiyorsa yapmalıyız."
"ne gerekiyorsa yapmalıyız."
12:45
Thank you.
217
753426
1151
Teşekkür ederim.
12:46
(Applause)
218
754601
4366
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Michael Metcalfe - Financial expertA senior managing director and head of global macro strategy at State Street Global Markets, Michael Metcalfe provides high quality capital flow research.
Why you should listen
Michael Metcalfe leads State Street Global Markets Macro Strategy team, focusing on how the behavior of investors and online retailers can help with investment decisions. In this role, he regularly consults with many of the world’s largest institutional investors as well as policy makers. He develops tools to help analyze markets, and regularly advises portfolio managers from some of the world’s largest pension and hedge funds.
Michael Metcalfe | Speaker | TED.com