TED2019
Sharmeen Obaid-Chinoy: How film transforms the way we see the world
Sharmeen Obaid-Chinoy: Filmler dünyayı görme biçimimizi nasıl değiştiriyor
Filmed:
Readability: 3.9
1,980,995 views
Film, kendimiz ve kültürümüz hakkında düşündüklerimizi değiştirme gücüne sahiptir. Belgeselci ve TED Fellow Sharmeen Obaid-Chinoy, kamerasını Pakistan'daki namus cinayetlerine çevirerek kadına karşı şiddetle savaşmak için kullanıyor. Bu heyecan verici konuşmasında, Oscar ödüllü filmini, taşınabilir sinema aracılığı ile Pakistan civarlarındaki küçük kasaba ve köylere götürerek kadınlar, erkekler ve toplum arasındaki dinamikleri nasıl değiştirdiğini bizlerle paylaşıyor.
Sharmeen Obaid-Chinoy - Filmmaker
Sharmeen Obaid-Chinoy makes documentary films. She's the founder of the Citizens Archive of Pakistan, dedicated to preserving Pakistan's history. Full bio
Sharmeen Obaid-Chinoy makes documentary films. She's the founder of the Citizens Archive of Pakistan, dedicated to preserving Pakistan's history. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I'm a storyteller,
0
977
1714
Ben bir hikâye anlatıcısı
00:14
but I'm also a troublemaker.
1
2715
2185
ve ayrıca tam bir baş belasıyım.
00:16
(Laughter)
2
4924
1048
(Gülüşmeler)
00:17
And I have a habit
of asking difficult questions.
of asking difficult questions.
3
5996
3071
Zor zorular sorma gibi
bir alışkanlığım var.
bir alışkanlığım var.
00:21
It started when I was 10 years old,
4
9510
2338
Bu, ben 10 yaşındayken başladı
00:23
and my mother, who was raising
six children, had no time for them.
six children, had no time for them.
5
11872
4254
ve altı çocuk büyüten annemin
buna hiç zamanı yoktu.
buna hiç zamanı yoktu.
00:28
At 14, fed up with my increasingly
annoying questions,
annoying questions,
6
16691
4784
14 yaşındayken, artan can sıkıcı
sorularımdan bunalan annem,
sorularımdan bunalan annem,
00:33
she recommended that I begin writing
for the local English-language newspaper
for the local English-language newspaper
7
21499
4527
bunları tüm ülkeye sormam için
Pakistan'da yerel bir İngilizce gazetede
yazmaya başlamamı önerdi.
yazmaya başlamamı önerdi.
00:38
in Pakistan,
8
26050
2037
00:40
to put my questions out
to the entire country, she said.
to the entire country, she said.
9
28111
3373
00:43
(Laughter)
10
31508
2062
(Gülüşmeler)
00:46
At 17, I was an undercover
investigative journalist.
investigative journalist.
11
34384
3439
17 yaşındayken, araştırmacı gazeteci
olarak gizli görevdeydim.
olarak gizli görevdeydim.
00:50
I don't even think my editor knew
just how young I was
just how young I was
12
38413
3961
Güçlü bazı insanları karaladığım
bir hikâye için görevlendirildiğimde
bir hikâye için görevlendirildiğimde
00:54
when I sent in a story
that named and shamed
that named and shamed
13
42398
4110
editörümün ne kadar genç olduğumu
bildiğini bile sanmıyorum.
bildiğini bile sanmıyorum.
00:58
some very powerful people.
14
46532
2133
01:02
The men I'd written about
wanted to teach me a lesson.
wanted to teach me a lesson.
15
50204
3086
Hakkında yazdığım insanlar
bana bir ders vermek istediler.
bana bir ders vermek istediler.
01:06
They wanted to shame me and my family.
16
54226
3828
Beni ve ailemi karalamak istediler.
01:11
They spray-painted my name
and my family's name
and my family's name
17
59507
2959
Benim ve ailemin adını,
ağza alınmayacak küfürlerle
ağza alınmayacak küfürlerle
01:14
with unspeakable profanities
across our front gate
across our front gate
18
62490
3530
evimizin ve komşu yerlerin
ön cephesine
ön cephesine
01:18
and around our neighborhood.
19
66044
1792
sprey boya ile yazdılar.
01:19
And they felt that my father,
who was a strict man of tradition,
who was a strict man of tradition,
20
67860
4606
Gelenekçi, katı bir adam olan babamın
beni durduracağını sandılar.
01:24
would stop me.
21
72490
1290
01:26
Instead, my father stood
in front of me and said,
in front of me and said,
22
74168
3150
Aksine babam beni karşısına alarak
01:29
"If you speak the truth,
I will stand with you,
I will stand with you,
23
77342
2677
"Eğer doğruyu söylersen
senin yanında olurum,
senin yanında olurum,
01:32
and so will the world."
24
80043
1427
bütün dünya da öyle." dedi.
01:33
And then he got --
25
81494
1176
Ve sonra o...
01:34
(Applause)
26
82694
5063
(Alkış)
01:39
And then he got a group of people together
and they whitewashed the walls.
and they whitewashed the walls.
27
87781
3769
Sonra babam, bir grup insanı topladı
ve duvarları boyadılar.
ve duvarları boyadılar.
01:43
(Laughter)
28
91574
1220
(Gülüşmeler)
01:44
I've always wanted my stories
to jolt people,
to jolt people,
29
92818
3172
Zor konuşmalar yaparak
01:48
to shake them into having
difficult conversations.
difficult conversations.
30
96014
4184
insanları hikâyelerimle sarsmayı
hep istedim.
hep istedim.
01:52
And I felt that I would be more effective
if I did something visual.
if I did something visual.
31
100655
4805
Eğer bir şeyleri görselleştirirsem
daha etkili olabileceğimi düşündüm.
daha etkili olabileceğimi düşündüm.
01:57
And so at 21, I became
a documentary filmmaker,
a documentary filmmaker,
32
105484
3479
Bu yüzden, 21 yaşındayken
belgesel yapımcısı olarak kameramı,
belgesel yapımcısı olarak kameramı,
02:00
turning my camera
onto marginalized communities
onto marginalized communities
33
108987
3117
savaş bölgelerinde ön saflarda yer alan
marjinalleşmiş topluluklardan,
marjinalleşmiş topluluklardan,
02:04
on the front lines in war zones,
34
112128
2620
02:06
eventually returning home to Pakistan,
35
114772
3344
nihayet kadına karşı şiddeti
belgeleyeceğim evime,
belgeleyeceğim evime,
02:10
where I wanted to document
violence against women.
violence against women.
36
118140
2952
Pakistan'a çevirdim.
Pakistan, 200 milyon insanın evi.
02:14
Pakistan is home to 200 million people.
37
122954
2773
02:17
And with its low levels of literacy,
38
125751
2456
Düşük okuryazarlık seviyesi olan bu yerde
02:20
film can change the way
people perceive issues.
people perceive issues.
39
128231
4330
film, insanların sorunları
algılama şeklini değiştirebilir.
algılama şeklini değiştirebilir.
02:26
An effective storyteller
speaks to our emotions,
speaks to our emotions,
40
134492
2960
Etkili bir hikâye anlatıcısı
duygularımıza hitap eder,
duygularımıza hitap eder,
02:30
elicits empathy and compassion,
41
138544
2706
empati ve merhamet uyandırır
02:33
and forces us to look
at things differently.
at things differently.
42
141274
3818
ve bizleri farklı pencerelerden
bakmaya zorlar.
bakmaya zorlar.
02:37
In my country, film had the potential
to go beyond cinema.
to go beyond cinema.
43
145116
5595
Ülkemde film, sinemanın ötesine
gitme potansiyeline sahip.
gitme potansiyeline sahip.
02:42
It could change lives.
44
150735
1767
Bu hayatları değiştirebilir.
02:45
The issues that I've always
wanted to raise --
wanted to raise --
45
153536
3712
Gündeme getirmek istediğim konular,
02:49
I've always wanted to hold up
a mirror to society --
a mirror to society --
46
157272
2539
topluma her zaman ayna tutmak istediğim
02:51
they've been driven
by my barometer of anger.
by my barometer of anger.
47
159835
3527
ve öfke seviyemi giderek
artıran problemlerdi.
artıran problemlerdi.
02:55
And my barometer of anger
led me, in 2014, to honor killings.
led me, in 2014, to honor killings.
48
163386
5236
2014 yılında öfke seviyem beni
namus cinayetlerine yönlendirdi.
namus cinayetlerine yönlendirdi.
03:01
Honor killings take place
in many parts of the world,
in many parts of the world,
49
169397
2963
Erkeklerin koyduğu kurallara karşı gelip
03:04
where men punish women
who transgress rules made by them:
who transgress rules made by them:
50
172384
5028
kendi özgür iradeleriyle
evlenmeyi ve boşanmayı seçen
evlenmeyi ve boşanmayı seçen
03:09
women who choose
to marry on their own free will;
to marry on their own free will;
51
177436
2970
ya da yasa dışı ilişkileri olduğundan
şüphelenilen kadınların
şüphelenilen kadınların
03:12
or women who are looking for a divorce;
52
180430
2927
yine erkekler tarafından cezalandırıldığı
namus cinayetleri
namus cinayetleri
03:15
or women who are suspected
of having illicit relationships.
of having illicit relationships.
53
183381
4109
dünyanın birçok yerinde gerçekleşiyor.
03:20
In the rest of the world, honor killings
would be known as murder.
would be known as murder.
54
188241
3949
Dünyanın geri kalanı, namus cinayetlerini
"katletme" olarak görüyor.
"katletme" olarak görüyor.
03:27
I always wanted to tell that story
from the perspective of a survivor.
from the perspective of a survivor.
55
195979
4564
Bu hikâyeyi her zaman bir sağ kalanın
bakış açısından anlatmak istemişimdir.
bakış açısından anlatmak istemişimdir.
03:33
But women do not live to tell their tale
56
201892
3193
Ama kadınlar hikâyelerini anlatmak
için yaşamıyorlar,
için yaşamıyorlar,
03:37
and instead end up in unmarked graves.
57
205109
3668
onun yerine hikâyeleri,
isimsiz mezarlarda son buluyor.
isimsiz mezarlarda son buluyor.
03:40
So one morning when
I was reading the newspaper,
I was reading the newspaper,
58
208801
2550
Bir sabah gazetemi okuyordum,
03:43
and I read that a young woman
had miraculously survived
had miraculously survived
59
211375
3726
babası ve amcası tarafından
yüzünden vurulduktan sonra
yüzünden vurulduktan sonra
03:47
after being shot in the face
by her father and her uncle
by her father and her uncle
60
215125
3390
mucizevi bir şekilde hayatta kalan
genç bir kadının hikâyesini gördüm.
genç bir kadının hikâyesini gördüm.
03:50
because she chose to marry a man
out of her free will,
out of her free will,
61
218539
4060
Çünkü o, özgür iradesiyle bir
adamla evlenmeyi seçmişti.
adamla evlenmeyi seçmişti.
03:54
I knew I had found my storyteller.
62
222623
2893
Hikâye anlatıcımı bulduğumu biliyordum.
03:58
Saba was determined to send
her father and her uncle to jail,
her father and her uncle to jail,
63
226517
3989
Saba, babasını ve amcasını
hapse attırmaya kararlıydı
hapse attırmaya kararlıydı
04:02
but in the days after
leaving the hospital,
leaving the hospital,
64
230530
2544
ama hastaneden ayrıldıktan
birkaç gün sonra
birkaç gün sonra
04:05
pressure mounted on her to forgive.
65
233098
3000
ona affetmesi için baskı yapıldı.
04:08
You see, there was a loophole in the law
66
236122
2329
Anlayacağınız, yasada kurbanların
04:10
that allowed for victims
to forgive perpetrators,
to forgive perpetrators,
67
238475
3634
failleri affetmelerine izin vererek
04:14
enabling them to avoid jail time.
68
242133
3183
hapisten kurtulmak için bir boşluk vardı.
04:17
And she was told
that she would be ostracized
that she would be ostracized
69
245889
2796
Kanun tarafından,
kendisinin ve ailesinin dışlanacağı
kendisinin ve ailesinin dışlanacağı
04:20
and her family, her in-laws,
70
248709
2507
ve hepsinin toplumdan
men edileceği söyleniyordu.
men edileceği söyleniyordu.
04:23
they would all be shunned
from the community,
from the community,
71
251240
2325
04:25
because many felt that her father
had been well within his right,
had been well within his right,
72
253589
4083
Çünkü birçoğu, kızın suç
işlemesinde babasının da
işlemesinde babasının da
04:29
given her transgression.
73
257696
1643
payı olduğunu düşünüyordu.
04:32
She fought on --
74
260917
1260
Aylarca savaştı.
04:35
for months.
75
263235
1383
04:36
But on the final day in court,
76
264642
2720
Ama mahkemenin son gününde,
04:39
she gave a statement forgiving them.
77
267386
2776
onları affettiğine dair beyanda bulundu.
04:44
As filmmakers, we were devastated,
78
272003
2155
Film yapımcıları olarak yıkıldık.
04:46
because this was not the film
that we had set out to make.
that we had set out to make.
79
274182
3115
Çünkü bu, çekmeye
çalıştığımız film değildi.
çalıştığımız film değildi.
04:50
In hindsight, had she pressed charges,
fought the case and won,
fought the case and won,
80
278070
5781
Baktığımızda, suç duyurusunda
bulunsaydı, savaşsaydı ve kazansaydı
bulunsaydı, savaşsaydı ve kazansaydı
04:55
hers would have been an exception.
81
283875
1864
onunki bir istisna olurdu.
04:58
When such a strong woman is silenced,
82
286283
3580
Böyle güçlü bir kadın susturulduğunda
05:01
what chance did other women have?
83
289887
2438
diğer kadınların şansı ne olur?
Filmimizi insanların namus cinayetlerini
algılama şeklini değiştirmek,
algılama şeklini değiştirmek,
05:05
And we began to think about using our film
84
293571
2317
05:07
to change the way people
perceived honor killings,
perceived honor killings,
85
295912
2758
yasadaki boşluklara dikkat çekmek için
05:12
to impact the loophole in the law.
86
300086
2085
kullanmayı düşünmeye başladık.
05:15
And then our film was nominated
for an Academy Award,
for an Academy Award,
87
303019
3920
Sonra filmimiz,
Akademi Ödülü'ne aday gösterildi,
Akademi Ödülü'ne aday gösterildi,
05:18
and honor killings became headline news,
88
306963
3388
namus cinayetleri haberlerde manşet oldu.
05:22
and the prime minister,
while sending his congratulations,
while sending his congratulations,
89
310375
3658
Başbakan tebriklerini iletirken
05:26
offered to host the first screening
of the film at his office.
of the film at his office.
90
314057
3996
filmin ilk gösteriminin kendi ofisinde
olmasını teklif etti.
olmasını teklif etti.
05:30
Of course, we jumped at the chance,
91
318077
1828
Tabii ki bu şansı kaçıramazdık,
05:31
because no prime minister in the history
of the country had ever done so.
of the country had ever done so.
92
319929
3508
çünkü ülke tarihinde hiçbir başbakan
daha önce bunu yapmamıştı.
daha önce bunu yapmamıştı.
05:36
And at the screening,
93
324016
1186
Ulusal televizyonda,
05:37
which was carried live
on national television,
on national television,
94
325226
3588
canlı yayında naklen gösterilirken
05:40
he said something that reverberated
throughout the country:
throughout the country:
95
328838
4044
başbakan ülke genelinde
saygı duyulacak bir şey söyledi:
saygı duyulacak bir şey söyledi:
05:44
"There is no honor
in honor killings," he said.
in honor killings," he said.
96
332906
3419
"Namus cinayetinde onur yoktur!"
05:48
(Applause)
97
336349
6949
(Alkış)
05:55
At the Academy Awards in LA,
98
343939
3041
Los Angeles'ta Akademi Ödülleri'nde
05:59
many of the pundits had written us off,
99
347004
2444
gazetecilerin çoğu bizi yazmıştı
06:01
but we felt that in order
for the legislative push to continue,
for the legislative push to continue,
100
349472
3939
ama bizim yasama sürecinin devamı için
06:05
we needed that win.
101
353435
1474
kazanmaya ihtiyacımız vardı.
06:07
And then, my name was announced,
102
355838
2517
Sonra, adım anons edildi
ve parmak arası terliklerle
zorlanarak basamakları çıktım
zorlanarak basamakları çıktım
06:10
and I bounded up the steps in flip-flops,
because I didn't expect to be onstage.
because I didn't expect to be onstage.
103
358379
4515
çünkü sahnede olmayı beklemiyordum.
06:14
(Laughter)
104
362918
1864
(Gülüşmeler)
06:16
And I accepted the statue,
telling a billion people watching
telling a billion people watching
105
364806
3682
İzleyen milyarlarca insana,
Pakistan başbakanının
Pakistan başbakanının
06:20
that the prime minister of Pakistan
had pledged to change the law,
had pledged to change the law,
106
368512
3644
yasayı değiştirme sözü verdiğini
söyleyerek ödülü aldım.
söyleyerek ödülü aldım.
06:24
because, of course, that's one way
of holding the prime minister accountable.
of holding the prime minister accountable.
107
372180
3747
Çünkü, tabii ki bu başbakanı
sorumlu tutmanın bir yolu.
sorumlu tutmanın bir yolu.
06:27
(Laughter)
108
375951
1629
(Gülüşmeler)
06:29
And --
109
377604
1163
Ve...
06:30
(Applause)
110
378791
4476
(Alkış)
06:35
Back home, the Oscar win
dominated headline news,
dominated headline news,
111
383712
4687
Ülkemde Oscar ödülü
manşetlerdeydi,
manşetlerdeydi,
06:40
and more people joined the fray,
112
388423
2440
yasadaki açıkların kapatılmasını
isteyen birçok insan da
isteyen birçok insan da
06:42
asking for the loophole
in the law to be closed.
in the law to be closed.
113
390887
2636
bu mücadeleye katıldı.
06:46
And then in October 2016,
after months of campaigning,
after months of campaigning,
114
394094
4563
Ardından aylarca süren
kampanyalardan sonra,
kampanyalardan sonra,
06:50
the loophole was indeed closed.
115
398681
2152
Ekim 2016’da boşluk gerçekten kapatıldı.
06:53
(Applause)
116
401181
4282
(Alkış)
06:57
And now men who kill women
in the name of honor
in the name of honor
117
405487
3473
Şimdi namus adı altında
kadınları öldüren erkekler
kadınları öldüren erkekler
07:00
receive life imprisonment.
118
408984
2324
ömür boyu hapis cezası alıyor.
07:03
(Applause)
119
411986
4717
(Alkış)
07:08
Yet, the very next day,
120
416727
2556
Yine de bir sonraki gün,
07:11
a woman was killed in the name of honor,
121
419307
2332
namus adı altında bir kadın öldürüldü,
07:13
and then another and another.
122
421663
2196
ardından bir diğeri ve diğeri.
07:17
We had impacted legislation,
123
425975
2016
Yasayı değiştirdik
07:20
but that wasn't enough.
124
428753
1404
ama bu yeterli değildi.
07:22
We needed to take the film
and its message to the heartland,
and its message to the heartland,
125
430668
4560
Kalplere, küçük kasabalara
ve ülke genelindeki köylere
ve ülke genelindeki köylere
07:27
to small towns and villages
across the country.
across the country.
126
435252
3784
mesaj veren bir film çekmemiz gerekiyordu.
07:31
You see, for me, cinema can play
a very positive role
a very positive role
127
439980
5968
Biliyorsunuz, sinema
toplumun değişip şekillenmesinde
toplumun değişip şekillenmesinde
07:37
in changing and molding society
in a positive direction.
in a positive direction.
128
445972
4405
olumlu yönde bir rol oynar.
07:43
But how would we get to these places?
129
451432
4060
Ama bu yerlere nasıl gideriz?
07:47
How would we get to
these small towns and villages?
these small towns and villages?
130
455516
2735
Bu küçük kasaba ve
köylere nasıl ulaşabiliriz?
köylere nasıl ulaşabiliriz?
07:52
We built a mobile cinema,
131
460044
2610
Taşınabilir sinema yaptık.
07:54
a truck that would roll through
the length and breadth of the country,
the length and breadth of the country,
132
462678
4822
Öyle ki, küçük kasaba ve köylerde duran
07:59
that would stop
in small towns and villages.
in small towns and villages.
133
467524
2979
ve ülkenin enine boyuna
her yerine giden bir kamyon.
her yerine giden bir kamyon.
08:03
We outfitted it with a large screen
that would light up the night sky,
that would light up the night sky,
134
471278
4472
Gece gökyüzünü aydınlatacak
büyük bir ekranla donattık
büyük bir ekranla donattık
08:07
and we called it "Look But With Love."
135
475774
2703
ve ona "Bak, Ama Aşkla" adını verdik.
08:10
It would give the community
an opportunity to come together
an opportunity to come together
136
478501
3231
İnsanlara bir araya gelerek
08:13
and watch films in the evening.
137
481756
2157
akşam film izleme imkanı sundu.
08:15
We knew we could attract men and children
in the mobile cinema.
in the mobile cinema.
138
483937
4482
Erkekleri ve çocukları taşınabilir
sinemayla etkileyeceğimizi biliyorduk.
sinemayla etkileyeceğimizi biliyorduk.
08:20
They would come out and watch.
139
488443
1808
Dışarı çıkar ve izlerlerdi.
08:22
But what about women?
140
490275
1380
Ya kadınlar?
08:23
In these small, rural communities
that are segregated,
that are segregated,
141
491679
3701
Bu küçük, ayrılmış olan
kırsal topluluklarda
kırsal topluluklarda
kadınların ortaya çıkmasını
nasıl sağlarız?
nasıl sağlarız?
08:27
how would we get women to come out?
142
495404
2286
Bunu yapabilmek için kültürel normlarla
hareket etmek zorunda kaldık;
hareket etmek zorunda kaldık;
08:29
We had to work with prevailing
cultural norms in order to do so,
cultural norms in order to do so,
143
497714
3406
08:33
and so we built a cinema
inside the cinema,
inside the cinema,
144
501144
2946
kadınların korkmadan, utanmadan,
rahatsız olmadan
rahatsız olmadan
08:36
outfitting it with seats and a screen
where women could go inside and watch
where women could go inside and watch
145
504114
4240
içeriye girip izleyebileceği,
koltuklarla ve bir ekranla donatılmış
08:40
without fearing
146
508378
1654
08:42
or being embarrassed
147
510056
1512
sinema içinde bir sinema inşa ettik.
08:43
or harassment.
148
511592
1871
08:46
We began to introduce everyone
149
514044
3102
Dünya görüşleriyle yarışarak
zihinlerini açık tutan,
zihinlerini açık tutan,
08:49
to films that opened up their minds
to competing worldviews,
to competing worldviews,
150
517170
5323
çocukları eleştirel yorum yapmaya
teşvik eden
teşvik eden
08:54
encouraging children
to build critical thinking
to build critical thinking
151
522517
2810
ve böylece sorgulamalarını sağlayacak
08:57
so that they could ask questions.
152
525351
1921
kişilerle filmde tanıştırdık.
08:59
And we expanded our scope
beyond honor killings,
beyond honor killings,
153
527968
3317
Faaliyet alanımızı,
namus cinayetlerinin ötesine,
namus cinayetlerinin ötesine,
09:03
talking about income inequality,
154
531309
2897
gelirlerdeki eşitsizlik, çevre,
09:06
the environment,
155
534230
1617
etnik ilişkiler, dini hoşgörü
09:07
talking about ethnic relations,
religious tolerance and compassion.
religious tolerance and compassion.
156
535871
4169
ve şefkat hakkında konuşarak genişlettik.
09:12
And inside, for women,
157
540064
1988
İçeride kadınlara kurban değil
09:14
we showed them films
in which they were heroes, not victims,
in which they were heroes, not victims,
158
542076
3003
kahraman oldukları filmleri izlettik.
09:17
and we told them how they could navigate
the court system, the police system,
the court system, the police system,
159
545103
4722
Haklarını öğreterek
yargı ve polis sistemine
nasıl yön verebileceklerini,
nasıl yön verebileceklerini,
09:21
educating them about their rights,
160
549849
1792
09:23
telling them where they could seek refuge
161
551665
2310
şiddet kurbanlarıysa
sığınabilecekleri
sığınabilecekleri
09:25
if they were victims of domestic violence,
162
553999
3214
ve yardım alabilecekleri
yerleri söyledik.
yerleri söyledik.
09:29
where they could go and get help.
163
557237
1909
09:32
We were surprised that we were
welcomed in so many of the places
welcomed in so many of the places
164
560722
3505
Gittiğimiz yerlerin birçoğunda
iyi karşılanınca şaşırdık.
09:36
that we went to.
165
564251
1252
09:40
Many of the towns had never seen
television or social media,
television or social media,
166
568031
4741
Kasabaların çoğu, televizyon ya da
sosyal medyayla ilgili hiçbir şey görmemiş
sosyal medyayla ilgili hiçbir şey görmemiş
ama çocuklarının öğrenmesi
konusunda istekliydiler.
konusunda istekliydiler.
09:44
and they were eager
for their children to learn.
for their children to learn.
167
572796
2375
09:47
But there was also pushback and blowback
168
575195
2462
Ama aynı zamanda,
beraberimizde getirdiğimiz
beraberimizde getirdiğimiz
09:49
with the ideas that
we were bringing with us.
we were bringing with us.
169
577681
2404
etkiye tepki durumu vardı.
09:53
Two members of our mobile
cinema team resigned
cinema team resigned
170
581362
4392
Taşınabilir sinema ekibimizin iki üyesi,
köylerden gelen tehditler
yüzünden istifa etti.
yüzünden istifa etti.
09:57
because of threats from villages.
171
585778
1676
10:00
And in one of the villages
that we were screening in,
that we were screening in,
172
588121
2792
Köylerin birinde film gösterimindeyken
10:02
they shut it down
173
590937
1157
filmi kapattılar.
10:04
and said they didn't want the women
to know about their rights.
to know about their rights.
174
592118
3029
Kadınların haklarını bilmelerini
istemediklerini söylediler.
istemediklerini söylediler.
10:07
But on the flip side, in another village
when a screening was shut down,
when a screening was shut down,
175
595171
3915
Diğer taraftan başka bir köyde
film kapatıldığında
film kapatıldığında
10:11
a plainclothes policeman got up
and ordered it back on,
and ordered it back on,
176
599110
3927
bir sivil polis kalktı ve herkese,
genç beyinleri alternatif dünya görüşüne
genç beyinleri alternatif dünya görüşüne
10:15
and stood by, protecting our team,
177
603061
2113
ve bu içeriğe maruz bırakmanın
10:17
telling everyone that it was his duty
to expose the young minds
to expose the young minds
178
605198
4039
kendisinin bir görevi olduğunu söyleyerek
filmin tekrar açılmasını emretti.
10:21
to an alternative worldview
and to this content.
and to this content.
179
609261
3674
10:25
He was an ordinary hero.
180
613455
1430
Sıradan bir kahramandı.
10:26
But we've come across
so many of these heroes on our journey.
so many of these heroes on our journey.
181
614909
3512
Yolculuğumuzda, bu kahramanların
birçoğuyla karşılaştık.
birçoğuyla karşılaştık.
10:31
In another town, where the men said
that only they could watch
that only they could watch
182
619301
3379
Başka bir kasabada, kadınların
evde kalmak zorunda olduğunu
evde kalmak zorunda olduğunu
ve sadece erkeklerin izleyebileceğini
10:34
and the women had to stay home,
183
622704
1528
10:36
a community elder got up,
184
624256
2104
söyleyen yaşlı bir topluluk ayaklandı,
10:38
got a group of people together,
had a discussion,
had a discussion,
185
626384
3276
bir grup insan toplanıp tartıştı
ve sonra hem kadınlar hem erkekler
ve sonra hem kadınlar hem erkekler
10:41
and then both men and women
sat down to watch together.
sat down to watch together.
186
629684
4399
oturup birlikte izlemeye başladılar.
10:47
We are documenting what we are doing.
187
635541
2710
Ne yapıyorsak belgeliyoruz.
10:50
We talk to people.
188
638735
1586
İnsanlarla konuşuyoruz.
10:52
We adapt.
189
640345
1238
Uyum sağlıyoruz.
10:53
We change the lineup of films.
190
641607
2450
Film sırasını değiştiriyoruz.
10:56
When we show men films
191
644698
2680
Parmaklıklar ardındaki şiddeti gösteren
filmleri erkeklere izlettiğimizde
filmleri erkeklere izlettiğimizde
10:59
that show perpetrators
of violence behind bars,
of violence behind bars,
192
647402
3354
eğer şiddet yanlısı iseler
bunun bir sonucunun olacağını
bunun bir sonucunun olacağını
11:02
we want to hit home the fact
that if men are violent,
that if men are violent,
193
650780
2751
11:05
there will be repercussions.
194
653555
1691
yüzlerine vurmak istedik.
11:07
But we also show films where men
are seen as championing women,
are seen as championing women,
195
655862
5719
Ayrıca, erkeklerin kadınları şampiyon
olarak gördükleri filmleri izleterek
olarak gördükleri filmleri izleterek
11:13
because we want to encourage them
to take on those roles.
to take on those roles.
196
661605
2695
onlara cesaret vermek istiyoruz.
11:18
For women, when we show them films
in which they are heads of state
in which they are heads of state
197
666740
3481
Kadınlara, kendileri devlet başkanları,
avukat oldukları, doktor
avukat oldukları, doktor
11:22
or where they are lawyers
and doctors and in leadership positions,
and doctors and in leadership positions,
198
670245
4094
ya da lider pozisyonda oldukları filmleri
izlettiğimizde bu noktalara gelmeleri için
izlettiğimizde bu noktalara gelmeleri için
11:26
we talk to them and encourage them
to step into those roles.
to step into those roles.
199
674363
3093
onlarla konuşup cesaret veriyoruz.
11:30
We are changing the way
people in these villages interact,
people in these villages interact,
200
678378
4772
Bu köylerdeki insanların
etkileşim şeklini değiştiriyoruz
etkileşim şeklini değiştiriyoruz
11:35
and we're taking our learnings
into other places.
into other places.
201
683174
3515
ve öğrendiklerimizi
başka yerlere götürüyoruz.
başka yerlere götürüyoruz.
11:38
Recently, a group contacted us
and wants to take our mobile cinema
and wants to take our mobile cinema
202
686713
4411
Geçenlerde bir grup,
taşınabilir sinemamızı
taşınabilir sinemamızı
Bangladeş'ten Suriye'ye
götürmek istediklerini söyledi.
götürmek istediklerini söyledi.
11:43
to Bangladesh and Syria,
203
691148
1502
11:44
and we're sharing our learnings with them.
204
692674
2251
Biz de bildiklerimizi
onlarla paylaşıyoruz.
onlarla paylaşıyoruz.
11:47
We feel it's really important
205
695949
2420
Yaptığımız şeyin hakkını verip
11:50
to take what we are doing
and spread it across the world.
and spread it across the world.
206
698393
4330
dünyaya yayılmasının gerçekten
önemli olduğunu düşünüyoruz.
önemli olduğunu düşünüyoruz.
11:55
In small towns and villages
across Pakistan,
across Pakistan,
207
703282
2752
Pakistan'ın küçük köy ve kasabalarında
11:58
men are changing the way
they interact with women,
they interact with women,
208
706058
3018
erkeklerin kadınlarla etkileşim yolu,
12:01
children are changing
the way they see the world,
the way they see the world,
209
709100
3397
çocukların da dünyaya bakışı
12:04
one village at a time, through cinema.
210
712521
2576
sinema yoluyla değişiyor.
12:07
Thank you.
211
715121
1156
Teşekkür ederim.
12:08
(Applause)
212
716301
6999
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Sharmeen Obaid-Chinoy - FilmmakerSharmeen Obaid-Chinoy makes documentary films. She's the founder of the Citizens Archive of Pakistan, dedicated to preserving Pakistan's history.
Why you should listen
Sharmeen Obaid-Chinoy is a film producer and journalist who has worked on 14 films for major networks in the United States and Britain. Her films include Children of the Taliban (with Dan Edge), The Lost Generation (about Iraqi exiles) and Afghanistan Unveiled. Her work has taken her around the world, where she has filmed and worked with refugees, women’s advocacy groups and human rights defenders. By bringing their voices to the outside world, she has often helped them bring about a critical change in their community.
Obaid-Chinoy helped found the Citizens Archive of Pakistan, a nonprofit, volunteer organization that fosters and promotes community-wide interest in the culture and history of Pakistan. Citizens Archive works with thousands of children, teaching critical thinking skills and instilling a sense of pride about their history and identity.
Obaid-Chinoy is a TED2010 Fellow.
Sharmeen Obaid-Chinoy | Speaker | TED.com