ABOUT THE SPEAKER
Roz Savage - Ocean rower
Roz Savage gave up her life as a management consultant to row across the Atlantic in 2005. Her mission now is to row across the Pacific, from the West Coast to Australia, raising awareness along the way of plastic pollution, climate change and eco-heroism.

Why you should listen

A latecomer to the life of adventure, Roz Savage worked as a management consultant for 11 years before setting out in a new life direction -- in a rowboat across the Atlantic Ocean. She completed her solo row across the Atlantic in 2005 and is now on a mission be the first woman to row solo across the Pacific, from the West Coast of the US to Australia. She began the pursuit in 2008, rowing from California to Hawaii, and rowed from Hawaii to Kiribati in 2009. In April 2010 she began the third and final stage of her Pacific row, from Kiribati to Australia.

When not on the open seas, Roz is a passionate environmental campaigner, focused on sustainability and ending plastic pollution. She's working on the new site EcoHeroes.me, where everyday acts of environmental heroism (as simple as refusing a plastic carrier bag) can be tracked and celebrated.

More profile about the speaker
Roz Savage | Speaker | TED.com
Mission Blue Voyage

Roz Savage: Why I'm rowing across the Pacific

Roz Savage: Neden Pasifik'i kürekle geçiyorum

Filmed:
700,173 views

İki sene önce, Roz Savage Londra'daki yüksek maaşlı işini bırakıp bir okyanus kürekçisi oldu. Atlantik'i tek başına geçti. Ve daha bu hafta, bir kadın tarafından ilk olacak Pasifik solo geçişinin üçüncü ayağına başladı. Peki o bunu neden yapıyor? Hem oldukça kişisel, hem de eylemci olan nedenlerini kendisinden dinleyin.
- Ocean rower
Roz Savage gave up her life as a management consultant to row across the Atlantic in 2005. Her mission now is to row across the Pacific, from the West Coast to Australia, raising awareness along the way of plastic pollution, climate change and eco-heroism. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
HiMerhaba, my nameisim is RozRoz SavageSavage
0
1000
2000
Merhaba, adım Roz Savage
00:18
and I rowsıra acrosskarşısında oceansokyanuslar.
1
3000
3000
ve kürek çekerek okyanusları geçiyorum.
00:21
FourDört yearsyıl agoönce, I rowedkürek solosolo acrosskarşısında the AtlanticAtlantik,
2
6000
3000
Dört yıl önce, Atlantik'i kürekle tek başıma geçtim.
00:24
and sincedan beri then, I've donetamam two out of threeüç stagesaşamaları
3
9000
3000
O zamandan beri,
00:27
acrosskarşısında the PacificPasifik,
4
12000
2000
Pasifik'in üç etabından ikisini tamamladım,
00:29
from SanSan FranciscoFrancisco to HawaiiHawaii
5
14000
2000
San Fransisco'dan Hawaii'ye,
00:31
and from HawaiiHawaii to KiribatiKiribati.
6
16000
2000
ve Hawaii'den Kiribati'ye.
00:33
And tomorrowyarın, I'll be leavingayrılma this boattekne
7
18000
2000
Ve yarın, bu tekneden ayrılacağım
00:35
to flyuçmak back to KiribatiKiribati
8
20000
2000
ve Kiribati'ye uçarak
00:37
to continuedevam et with the thirdüçüncü and finalnihai stageevre
9
22000
2000
Pasifik geçişimin
00:39
of my rowsıra acrosskarşısında the PacificPasifik.
10
24000
3000
üçüncü ve son etabına başlayacağım.
00:42
CumulativelyKümülatif, I will have rowedkürek
11
27000
2000
Toplamda
00:44
over 8,000 milesmil,
12
29000
2000
8,000 milden fazla yol yapmış,
00:46
takenalınmış over threeüç millionmilyon oarKüreği strokesvuruş
13
31000
2000
3 milyondan fazla kez kürek çekmiş,
00:48
and spentharcanmış more than 312 daysgünler aloneyalnız
14
33000
3000
okyanusta 312 günden fazla zamanı
00:51
on the oceanokyanus on a 23 footayak rowboatKayık.
15
36000
3000
7 metrelik teknemin içinde tek başıma geçirmiş olacağım.
00:55
This has givenverilmiş me a very
16
40000
2000
Bu yolculuk, benim
00:57
specialözel relationshipilişki with the oceanokyanus.
17
42000
2000
okyanusla çok özel bir bağ kurmamı sağladı.
00:59
We have a bitbit of a love/hatenefret thing going on.
18
44000
2000
Aramızda bir tür aşk/nefret ilişkisi oluşmuş durumda.
01:01
I feel a bitbit about it like I did about
19
46000
2000
Bana bir zamanlar okuldayken tanıdığım
01:03
a very strictsıkı mathmatematik teacheröğretmen that I oncebir Zamanlar had at schoolokul.
20
48000
3000
çok sert bir matematik öğretmenimi hatırlatıyor.
01:06
I didn't always like her, but I did respectsaygı her,
21
51000
3000
Ondan hoşlanmadığım zamanlar olurdu, ama hep saygı duyardım.
01:09
and she taughtöğretilen me a heckkahrolası of a lot.
22
54000
2000
Ve bana çok ama çok şey öğretti.
01:11
So todaybugün I'd like to sharepay with you
23
56000
2000
Kısacası, bugün sizinle okyanus maceralarımın
01:13
some of my oceanokyanus adventuresmacera
24
58000
3000
bir kısmını paylaşmak,
01:16
and tell you a little bitbit about what they'veonlar ettik taughtöğretilen me,
25
61000
2000
bana öğrettiklerinden biraz bahsetmek,
01:18
and how I think we can maybe take some of those lessonsdersler
26
63000
3000
ve bu derslerden bazılarının,
01:21
and applyuygulamak them to this environmentalçevre challengemeydan okuma
27
66000
2000
şu an karşı karşıya bulunduğumuz çevre mücadelesine
01:23
that we faceyüz right now.
28
68000
2000
nasıl katkıda bulunabileceğini düşündüğümü aktarmak istiyorum.
01:26
Now, some of you mightbelki be thinkingdüşünme,
29
71000
2000
Şu an, bazılarınız şöyle düşünüyor olabilir:
01:28
"HoldBasılı tutun on a minutedakika. She doesn't look very much like an oceanokyanus rowerkürekçi.
30
73000
3000
"Bir dakika. Bu kız pek de bir okyanus kürekçisi gibi görünmüyor.
01:31
Isn't she meantdemek to be about this talluzun boylu
31
76000
2000
Şu boyda
01:33
and about this widegeniş
32
78000
2000
ve şu çapta olması,
01:35
and maybe look a bitbit more like these guys?"
33
80000
3000
biraz da şu adamlar gibi görünmesi gerekmez miydi?"
01:38
You'llYou'll noticeihbar, they'veonlar ettik all got something that I don't.
34
83000
3000
Fark edersiniz ki, bütün bu adamlarda bende olmayan bir şey var.
01:43
Well, I don't know what you're thinkingdüşünme, but I'm talkingkonuşma about the beardssakalları. (LaughterKahkaha)
35
88000
3000
Hmm, sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum, ama benim kastettiğim şay sakallardı.
01:47
And no mattermadde how long I've spentharcanmış on the oceanokyanus,
36
92000
2000
Ve okyanusta geçirdiğim onca zamana rağmen,
01:49
I haven'tyok yethenüz managedyönetilen to mustertoplanma a decentiyi beardsakal,
37
94000
2000
şöyle adam gibi bir sakal uzatmayı başaramadım.
01:51
and I hopeumut that it remainskalıntılar that way.
38
96000
3000
Açıkçası öyle de kalmasını umuyorum.
01:54
For a long time, I didn't believe that I could have a bigbüyük adventuremacera.
39
99000
3000
Uzun süre, büyük bir macera yaşayabileceğime inanmadım.
01:57
The storyÖykü that I told myselfkendim was
40
102000
2000
Kendi kendime anlattığım hikaye,
01:59
that adventurersmaceracılar lookedbaktı like this.
41
104000
2000
maceracıların böyle göründüğü palavrasıydı.
02:01
I didn't look the partBölüm.
42
106000
2000
Bir kere, görünüşten kaybediyordum.
02:03
I thought there were them and there were us,
43
108000
3000
Sanıyordum ki bir 'onlar' vardı, bir de 'biz',
02:06
and I was not one of them.
44
111000
2000
ve işte ben 'onlar'dan değildim.
02:08
So for 11 yearsyıl, I conformedstandartlarla uyumlu.
45
113000
3000
Böylece 11 yıl boyunca uyum sağlayarak yaşadım.
02:11
I did what people from my kindtür of backgroundarka fon were supposedsözde to do.
46
116000
3000
Benim gibi insanlardan beklendiği şekilde davrandım.
02:14
I was workingçalışma in an officeofis in LondonLondra
47
119000
3000
Londra'da bir ofiste
02:17
as a managementyönetim consultantdanışman.
48
122000
2000
yönetim danışmanı olarak çalışıyordum.
02:19
And I think I knewbiliyordum from day one that it wasn'tdeğildi the right job for me.
49
124000
3000
Ve sanırım daha birinci günden itibaren bunun benim için doğru iş olmadığını biliyordum.
02:22
But that kindtür of conditioningşartlandırma
50
127000
2000
Ama o koşullanma
02:24
just kepttuttu me there for so manyçok yearsyıl,
51
129000
2000
beni uzun yıllar boyunca orada tuttu.
02:26
untila kadar I reachedulaştı my mid-orta30s and I thought,
52
131000
2000
Ta ki otuzlarımın ortasına gelip de şöyle diyene kadar:
02:28
"You know, I'm not gettingalma any youngerdaha genç.
53
133000
3000
"Farkında mısın, asla daha genç olmayacağım.
02:31
I feel like I've got a purposeamaç in this life, and I don't know what it is,
54
136000
3000
Bu hayatta bir amacım olduğunu hissediyorum, o amacın ne olduğunu bilmiyorum,
02:34
but I'm prettygüzel certainbelli that managementyönetim consultancydanışmanlık is not it.
55
139000
3000
ama yönetim danışmanlığı olmadığından oldukça eminim."
02:39
So, fasthızlı forwardileri a fewaz yearsyıl.
56
144000
2000
Derken, birkaç yılı hızla ileri saralım.
02:41
I'd gonegitmiş throughvasitasiyla some changesdeğişiklikler.
57
146000
3000
Bazı değişimlerden geçtim.
02:44
To try and answerCevap that questionsoru of,
58
149000
2000
Hayatımda ne yapmam gerektiği
02:46
"What am I supposedsözde to be doing with my life?"
59
151000
2000
sorusunu yanıtlamaya çalışırken,
02:48
I satoturdu down one day
60
153000
2000
bir gün oturdum
02:50
and wroteyazdı two versionsversiyonları of my ownkendi obituaryölüm,
61
155000
3000
ve kendime iki ayrı ölüm ilanı hazırladım.
02:53
the one that I wanted, a life of adventuremacera,
62
158000
3000
Biri benim istediğim, macerayla dolu bir hayattı.
02:56
and the one that I was actuallyaslında headingbaşlık for
63
161000
2000
Diğeri ise yönlenmekte olduğum
02:58
whichhangi was a niceGüzel, normalnormal, pleasanthoş life,
64
163000
3000
hoş, normal, keyifli hayattı.
03:01
but it wasn'tdeğildi where I wanted to be by the endson of my life.
65
166000
3000
Ancak hayatımın sonunda olmak istediğim yer burası değildi.
03:04
I wanted to livecanlı a life that I could be proudgururlu of.
66
169000
3000
Gurur duyabileceğim bir hayatı yaşamak istedim.
03:07
And I rememberhatırlamak looking at these two versionsversiyonları of my obituaryölüm
67
172000
3000
Bu iki ölüm ilanıma bakıp
03:10
and thinkingdüşünme, "Oh boyoğlan,
68
175000
2000
şöyle düşündüğümü hatırlıyorum:
03:12
I'm on totallybütünüyle the wrongyanlış trackiz here.
69
177000
2000
"Oh, ben tamamen yanlış yoldayım.
03:14
If I carrytaşımak on livingyaşam as I am now,
70
179000
2000
Eğer bu şekilde yaşamaya devam edersem,
03:16
I'm just not going to endson up where I want to be
71
181000
2000
olmak istediğim yere
03:18
in fivebeş yearsyıl, or 10 yearsyıl,
72
183000
2000
değil beş-on sene sonra,
03:20
or at the endson of my life."
73
185000
2000
ömrümün sonunda bile varamayacağım."
03:22
I madeyapılmış a fewaz changesdeğişiklikler,
74
187000
2000
Birkaç değişiklik yaptım,
03:24
let go of some loosegevşek trappingsziynet of my oldeski life,
75
189000
2000
eski hayatımın bazı tuzaklarından kurtuldum
03:26
and throughvasitasiyla a bitbit of a leapsıçrama of logicmantık,
76
191000
2000
ve biraz mantık sıçramasıyla,
03:28
decidedkarar to rowsıra acrosskarşısında the AtlanticAtlantik OceanOkyanus.
77
193000
2000
Atlantik Okyanusu'nu kürekle geçmeye karar verdim.
03:30
(LaughterKahkaha)
78
195000
2000
(Gülüşmeler)
03:32
The AtlanticAtlantik RowingKürek RaceYarış runskoşar from the CanariesKanaryalar to AntiguaAntigua,
79
197000
2000
Atlantik Kürek Yarışı Kanarya Adaları'ndan Antigua'ya kadar sürer.
03:34
it's about 3,000 milesmil,
80
199000
3000
Mesafe yaklaşık 3.000 mildir.
03:37
and it turneddönük out to be
81
202000
2000
Ve bu,
03:39
the hardestEn zor thing I had ever donetamam.
82
204000
3000
benim yaptığım en zor işe dönüştü.
03:42
Sure, I had wanted to get outsidedışında of my comfortkonfor zonebölge,
83
207000
3000
Tabii ki, rahatlık alanımın dışına çıkmak istemiştim.
03:45
but what I'd sortçeşit of failedbaşarısız oldu to noticeihbar was that
84
210000
2000
Ama kestirmekte biraz başarısız olduğum nokta şuydu ki,
03:47
gettingalma out of your comfortkonfor zonebölge is, by definitiontanım,
85
212000
2000
rahatlık alanının dışına çıkmak, tanımı gereği,
03:49
extremelyson derece uncomfortablerahatsız.
86
214000
2000
son derece rahatsız bir şeydi.
03:53
And my timingzamanlama was not great eitherya:
87
218000
2000
Ayrıca, zamanlamam da pek harika sayılmazdı.
03:55
2005, when I did the AtlanticAtlantik,
88
220000
2000
Benim Atlantik'i geçtiğim 2005 yılı,
03:57
was the yearyıl of HurricaneKasırga KatrinaKatrina.
89
222000
2000
Katrina kasırgasının yılıydı.
03:59
There were more tropicaltropikal stormsfırtınalar in the NorthKuzey AtlanticAtlantik
90
224000
3000
Kuzey Atlantik'teki tropik fırtınalar
04:02
than ever before, sincedan beri recordskayıtlar beganbaşladı.
91
227000
3000
kayıtların başlangıcından beri hiç bu kadar fazla görülmemişti.
04:05
And prettygüzel earlyerken on,
92
230000
2000
Ve daha çok başlardan itibaren
04:07
those stormsfırtınalar startedbaşladı makingyapma theironların presencevarlık knownbilinen.
93
232000
3000
bu fırtınalar varlıklarını hissettirmeye başladılar.
04:11
All fourdört of my oarsKürekleri brokekırdı
94
236000
2000
Dört küreğimin dördü de
04:13
before I reachedulaştı halfwayyarım acrosskarşısında.
95
238000
2000
daha yarı yola ulaşamadan kırıldı.
04:15
OarsKürekleri are not supposedsözde to look like this.
96
240000
3000
Küreklerin normalde böyle görünmemeleri gerekir.
04:18
But what can you do? You're in the middleorta of the oceanokyanus.
97
243000
2000
Ama ne yapabilirsiniz? Okyanusun ortasındasınız.
04:20
OarsKürekleri are your only meansanlamına geliyor of propulsionitici güç.
98
245000
2000
Sahip olduğunuz tek itme gücünü kürekler sağlıyor.
04:22
So I just had to look around the boattekne
99
247000
2000
Bu nedenle sadece teknede etrafıma bakınmam,
04:24
and figureşekil out what I was going to use
100
249000
2000
bu kürekleri neyle onarabileceğimi bulmam
04:26
to fixdüzeltmek up these oarsKürekleri so that I could carrytaşımak on.
101
251000
2000
ve devam etmem gerekiyordu.
04:28
So I foundbulunan a boattekne hookkanca and my trustygüvenilir ductKanal tapebant
102
253000
3000
Bir tekne kancası buldum ve sadık duct tape ile
04:31
and splinteredKıymık the boattekne hookkanca
103
256000
2000
kancayı destek olarak
04:33
to the oarsKürekleri to reinforcepekiştirmek it.
104
258000
3000
küreklere yapıştırdım.
04:36
Then, when that gaveverdi out,
105
261000
2000
Daha sonra, bu yöntem su koyverdiğinde,
04:38
I sawedtestereyle the wheeltekerlek axlesAkslar off my spareyedek rowingkürek çekme seatoturma yeri
106
263000
3000
yedek kürek oturağımın tekerlek akslarını testereyle kesip
04:41
and used those.
107
266000
2000
onları kullandım.
04:43
And then when those gaveverdi out, I cannibalizedcannibalized one of the brokenkırık oarsKürekleri.
108
268000
3000
Onlar da pes ettiğinde, kırık küreklerden birini diğerlerine yedek parça olarak kullandım.
04:46
I'd never been very good at fixingsabitleme stuffşey
109
271000
2000
Eski yaşamımda birşeyleri tamir etmekte
04:48
when I was livingyaşam my oldeski life,
110
273000
2000
asla iyi olmamıştım.
04:50
but it's amazingşaşırtıcı how resourcefulbecerikli you can becomeolmak
111
275000
3000
Ama okyanusun ortasındayken
04:53
when you're in the middleorta of the oceanokyanus
112
278000
2000
ve öbür kıyıya ulaşmanın yalnızca tek yolu varken
04:55
and there's only one way to get to the other sideyan.
113
280000
2000
ne kadar becerikli olabildiğinize inanamazsınız.
04:57
And the oarsKürekleri kindtür of becameoldu a symbolsembol
114
282000
2000
Ve o kürekler,
04:59
of just in how manyçok waysyolları
115
284000
3000
varsaydığım sınırlarımın ötesine
05:02
I wentgitti beyondötesinde what I thought were my limitssınırları.
116
287000
2000
ne çok farklı şekilde geçtiğimin bir sembolü oldular.
05:04
I sufferedacı from tendinitistendinit on my shouldersomuzlar
117
289000
3000
Omuzlarımda tendinitten
05:07
and saltwatertuzlu su soresyaralar on my bottomalt.
118
292000
2000
ve altımda tuzlu yaralardan acı çektim.
05:09
I really struggledmücadele psychologicallypsikolojik olarak,
119
294000
3000
Psikolojik anlamda gerçekten mücadele ettim,
05:12
totallybütünüyle overwhelmedboğulmuş by the scaleölçek of the challengemeydan okuma,
120
297000
3000
mücadelenin büyüklüğü altında tamamen ezilmiş olarak,
05:15
realizingfark that, if I carriedtaşınan on movinghareketli at two milesmil an hoursaat,
121
300000
3000
saatte 2 mil ile ilerlemeye devam edersem
05:18
3,000 milesmil was going to
122
303000
2000
3.000 milin
05:20
take me a very, very long time.
123
305000
2000
çok, çok uzun süreceğinin farkına varırken.
05:22
There were so manyçok timeszamanlar
124
307000
2000
Öyle çok kez
05:24
when I thought I'd hitvurmak that limitsınır,
125
309000
2000
o sınırıma ulaştığımı düşündüm.
05:26
but had no choiceseçim but to just carrytaşımak on
126
311000
3000
Ama devam etmekten,
05:29
and try and figureşekil out how I was going to get to the other sideyan
127
314000
2000
denemekten ve diğer tarafa
05:31
withoutolmadan drivingsürme myselfkendim crazyçılgın.
128
316000
2000
aklımı yitirmeden nasıl ulaşacağımı bulmaktan başka hiçbir çarem yoktu
05:33
And eventuallysonunda after
129
318000
2000
Ve sonunda,
05:35
103 daysgünler at seadeniz,
130
320000
2000
denizde geçirilen 103 günden sonra
05:37
I arrivedgeldi in AntiguaAntigua.
131
322000
2000
Antigua’ya ulaştım.
05:39
I don't think I've ever feltkeçe so happymutlu
132
324000
2000
Bütün hayatım boyunca
05:41
in my entiretüm life.
133
326000
2000
bundan daha mutlu hissettiğimi sanmıyorum.
05:43
It was a bitbit like finishingbitirme a marathonmaraton
134
328000
2000
Aynı anda bir maratonu bitirmek,
05:45
and gettingalma out of solitarysoliter confinementdoğumdan
135
330000
2000
bir hücre hapsini tamamlamak
05:47
and winningkazanan an OscarOscar all rolledhaddelenmiş into one.
136
332000
3000
ve bir de Oscar ödülü kazanmak gibiydi. Hepsi bir arada.
05:50
I was euphoricöforik.
137
335000
2000
Son derece mutlu ve heyecanlıydım.
05:52
And to see all the people cominggelecek out to greetselamlıyorum me
138
337000
2000
Beni selamlamak için gelen,
05:54
and standingayakta alonguzun bir the cliffuçurum topsEn fazla and clappingAlkışlar and cheeringtezahürat,
139
339000
3000
kayalıkların üzerinden alkışlayan ve tezahürat yapan bütün o insanları gördüğümde,
05:57
I just feltkeçe like a moviefilm starstar.
140
342000
2000
kendimi bir film yıldızı gibi hissettim.
05:59
It was absolutelykesinlikle wonderfulolağanüstü.
141
344000
2000
Tam anlamıyla harikaydı.
06:01
And I really learnedbilgili then that, the biggerDaha büyük the challengemeydan okuma,
142
346000
2000
Ve ancak o zaman gerçekten anladım ki, meydan okuma ne kadar büyükse,
06:03
the biggerDaha büyük the senseduyu of achievementbaşarı
143
348000
2000
sonunda elde ettiğiniz başarı duygusu da
06:05
when you get to the endson of it.
144
350000
2000
o kadar büyük oluyor.
06:08
So this mightbelki be a good momentan to take a quickhızlı time-outzaman aşımı
145
353000
3000
Sanırım şu an kısa bir mola verip,
06:11
to answerCevap a fewaz FAQsSıkça sorulan sorular about oceanokyanus rowingkürek çekme
146
356000
3000
aklınıza gelebilecek, okyanus kürekçiliği hakkında sıkça sorulan
06:14
that mightbelki be going throughvasitasiyla your mindus.
147
359000
2000
birkaç soruyu yanıtlayabilirim.
06:16
NumberNumarası one that I get askeddiye sordu: What do you eatyemek?
148
361000
3000
Bana en çok sorulan soru: Ne yiyiyorsun?
06:19
A fewaz freeze-drieddondurulmuş mealsyemek, but mostlyçoğunlukla I try and eatyemek
149
364000
3000
Birkaç çeşit dondurulmuş ya da kurutulmuş yemek,
06:22
much more unprocessedişlenmemiş foodsgıdalar.
150
367000
3000
ama çoğunlukla işlenmemiş gıda tüketmeye çalışıyorum.
06:25
So I growbüyümek my ownkendi beansproutsbeansprouts.
151
370000
2000
Bu nedenle kendi fasulye filizlerimi yetiştiriyorum.
06:27
I eatyemek fruitsmeyve and nutsomun barsBarlar,
152
372000
2000
Meyveli ve kuruyemişli barlar,
06:29
a lot of nutsfındık.
153
374000
2000
çok miktarda kuruyemiş,
06:31
And generallygenellikle arrivevarmak about 30 poundspound lighterçakmak
154
376000
2000
ve genellikle varış noktasına
06:33
at the other endson.
155
378000
2000
13-14 kg daha hafif ulaşıyorum.
06:35
QuestionSoru numbernumara two: How do you sleepuyku?
156
380000
2000
İki numaralı soru: Nasıl uyuyorsun?
06:37
With my eyesgözleri shutkapamak. Ha-haHa-ha.
157
382000
3000
Gözlerim kapalı olarak. Haha.
06:40
I supposevarsaymak what you mean is:
158
385000
2000
Sanırım kastettiğiniz şu:
06:42
What happensolur to the boattekne while I'm sleepinguyuyor?
159
387000
2000
Ben uyurken tekneye ne oluyor?
06:44
Well, I planplan my routerota so that I'm driftingsürüklenen
160
389000
2000
Rotamı öyle planlamaya çalışıyorum ki,
06:46
with the windsrüzgarlar and the currentsakımlar while I'm sleepinguyuyor.
161
391000
2000
ben uyurken rüzgarlar ve akıntılar beni doğru yönde sürüklesin.
06:48
On a good night, I think my besten iyi ever was 11 milesmil
162
393000
2000
İyi bir gecede, sanırım başıma gelenin en iyisi buydu,
06:50
in the right directionyön.
163
395000
2000
doğru yönde 11 mil ilerledim.
06:52
WorstEn kötü ever, 13 milesmil in the wrongyanlış directionyön.
164
397000
3000
En kötüsünde de, yanlış yönde 13 mil.
06:55
That's a badkötü day at the officeofis.
165
400000
2000
Bu şirkette kötü bir güne karşılık geliyor.
06:57
What do I weargiyinmek?
166
402000
2000
Ne giyiyorum?
06:59
MostlyÇoğunlukla, a baseballbeyzbol capkapak,
167
404000
2000
Çoğunlukla bir beyzbol şapkası,
07:01
rowingkürek çekme gloveseldiven and a smilegülümseme -- or a frownkaşlarını,
168
406000
3000
kürek eldivenleri ve bir gülümseme, ya da bir çift çatık kaş
07:04
dependingbağlı on whetherolup olmadığını I wentgitti backwardsgeriye doğru overnightbir gecede --
169
409000
3000
– bir önceki gece hangi yöne gitmiş olduğuma bağlı olarak.
07:07
and lots of sunGüneş lotionlosyon.
170
412000
2000
Ve bol bol güneş kremi.
07:09
Do I have a chaseChase boattekne?
171
414000
2000
Beni takip eden bir destek teknesi var mı?
07:11
No I don't. I'm totallybütünüyle self-supportingkendi kendine yeten out there.
172
416000
3000
Hayır, yok. Orada tamamen kendi kendime yetiyorum.
07:14
I don't see anybodykimse for the wholebütün time
173
419000
2000
Denizde olduğum tüm süre boyunca
07:16
that I'm at seadeniz, generallygenellikle.
174
421000
2000
genellikle hiç kimseyi görmüyorum.
07:20
And finallyen sonunda: Am I crazyçılgın?
175
425000
3000
Ve son olarak: Deli miyim?
07:23
Well, I leaveayrılmak that one up to you to judgehakim.
176
428000
3000
En iyisi, bunun kararını size bırakayım.
07:26
So, how do you topüst rowingkürek çekme acrosskarşısında the AtlanticAtlantik?
177
431000
3000
Peki, Atlantik’i kürekle geçtikten sonraki hedefiniz ne olur?
07:29
Well, naturallydoğal olarak, you decidekarar ver to rowsıra acrosskarşısında the PacificPasifik.
178
434000
3000
Tabii ki bu kez Pasifik’i kürekle geçmeye karar verirsiniz.
07:33
Well, I thought the AtlanticAtlantik was bigbüyük,
179
438000
2000
Açıkçası ben Atlantik’i büyük sanırdım,
07:35
but the PacificPasifik is really, really bigbüyük.
180
440000
3000
ama Pasifik gerçekten çok, çok büyük.
07:40
I think we tendeğiliminde to do it a little bitbit of a disservicekötülük in our usualolağan mapsharitalar.
181
445000
3000
Sanırım biz haritalarımızda bu duruma biraz haksızlık ediyoruz.
07:43
I don't know for sure that the Britsİngilizler
182
448000
2000
Dünyanın bu görünümünü İngilizler mi icat etti emin değilim,
07:45
inventedicat edildi this particularbelirli viewgörünüm of the worldDünya, but I suspectşüpheli we mightbelki have donetamam so:
183
450000
3000
ama öyle olabileceğini sanıyorum
07:48
we are right in the middleorta,
184
453000
2000
çünkü bu görünümde biz tam ortadayız.
07:50
and we'vebiz ettik cutkesim the PacificPasifik in halfyarım
185
455000
2000
Ve Pasifik’i iki yarıya bölüp,
07:52
and flungfırlattı it to the faruzak cornersköşeleri of the worldDünya.
186
457000
3000
haritanın iki uzak ucuna atmışız.
07:55
WhereasOysa if you look in GoogleGoogle EarthDünya,
187
460000
3000
Öyle ki, eğer Google Earth’e bakarsanız,
07:58
this is how the PacificPasifik looksgörünüyor.
188
463000
2000
Pasifik böyle görünür.
08:00
It prettygüzel much coverskapaklar halfyarım the planetgezegen.
189
465000
3000
Gezegenin neredeyse yarısını kaplar.
08:03
You can just see a little bitbit of NorthKuzey AmericaAmerika up here
190
468000
2000
Şurada yukarıda Kuzey Amerika’nın küçük bir bölümünü görebilirsiniz,
08:05
and a sliverkıymık of AustraliaAvustralya down there.
191
470000
3000
aşağıda da Avustralya’dan ince bir kıymık.
08:08
It is really bigbüyük --
192
473000
2000
Gerçekten büyüktür.
08:10
65 millionmilyon squarekare milesmil --
193
475000
2000
170 milyon kilometrekare.
08:12
and to rowsıra in a straightDüz linehat acrosskarşısında it
194
477000
2000
Ve kürek çekerek düz bir çizgi üzerinde geçmek için,
08:14
would be about 8,000 milesmil.
195
479000
2000
8.000 mil gitmeniz gerekirdi.
08:16
UnfortunatelyNe yazık ki, oceanokyanus rowboatskürekli
196
481000
2000
Ne yazık ki, okyanusta seyreden kürekli tekneler
08:18
very rarelynadiren go in a straightDüz linehat.
197
483000
2000
pek nadiren düz bir çizgi üzerinde ilerlerler.
08:20
By the time I get to AustraliaAvustralya,
198
485000
2000
Avustralya’ya ulaştığımda,
08:22
if I get to AustraliaAvustralya,
199
487000
2000
yani eğer Avustralya’ya ulaşabilirsem,
08:24
I will have rowedkürek probablymuhtemelen ninedokuz or 10,000 milesmil in all.
200
489000
3000
büyük olasılıkla toplamda 9.000 ya da 10.000 mil yol almış olacağım.
08:29
So, because nobodykimse in theironların straightDüz mindus would rowsıra
201
494000
2000
Aklı başında hiçbir kimse Hawaii’ye gelip de,
08:31
straightDüz pastgeçmiş HawaiiHawaii withoutolmadan droppingbırakarak in,
202
496000
2000
uğramadan yanından kürek çekerek geçip gitmeyeceğinden,
08:33
I decidedkarar to cutkesim this very bigbüyük undertakingtaahhütname
203
498000
2000
bu çok büyük girişimi
08:35
into threeüç segmentssegmentleri.
204
500000
3000
üç bölüme ayırdım.
08:38
The first attemptgirişim didn't go so well.
205
503000
2000
İlk deneme pek de iyi gitmedi.
08:40
In 2007, I did a ratherdaha doğrusu involuntaryistemsiz capsizealabora drillmatkap
206
505000
3000
2007’de, 24 saat içinde üç kez
08:43
threeüç timeszamanlar in 24 hourssaatler.
207
508000
2000
isteğim dışında alabora talimi yapmak zorunda kaldım.
08:45
A bitbit like beingolmak in a washingyıkama machinemakine.
208
510000
2000
Biraz çamaşır makinası içinde olmaya benziyordu.
08:47
BoatTekne got a bitbit dingeddinged up,
209
512000
2000
Hem tekne
08:49
so did I.
210
514000
2000
hem de ben epey sarsıldık.
08:51
I bloggedblogged about it. UnfortunatelyNe yazık ki, somebodybirisi
211
516000
2000
Ben de bununla ilgili bir blog yazısı yazdım. Ne yazık ki,
08:53
with a bitbit of a herokahraman complexkarmaşık decidedkarar that
212
518000
2000
kahramanlık kompleksine sahip bir kişi,
08:55
this damselküçük hanım was in distresssıkıntı and neededgerekli savingtasarruf.
213
520000
3000
bu küçük hanımın zor durumda ve kurtarılmaya ihtiyacı olduğuna karar vermiş.
08:58
The first I knewbiliyordum about this was when the CoastSahil GuardBekçi planeuçak turneddönük up overheadek yük.
214
523000
3000
Benimse bundan haberim, Sahil Güvenlik uçağı başımın üstünde belirdiğinde olabildi.
09:01
I trieddenenmiş to tell them to go away.
215
526000
2000
Onlara beni yalnız bırakmalarını söylemeye çalıştım.
09:03
We had a bitbit of a battlesavaş of willsdilerse.
216
528000
2000
Karşılıklı bir irade savaşı yaşadık.
09:05
I lostkayıp and got airliftedkaldırıldı.
217
530000
2000
Sonuçta ben kaybettim ve havayoluyla taşındım.
09:07
AwfulÇok kötü, really awfulkorkunç.
218
532000
2000
Berbattı, gerçekten berbattı.
09:09
It was one of the worsten kötü feelingsduygular of my life,
219
534000
2000
Hayatımın en kötü duygularından biriydi.
09:11
as I was liftedkaldırdı up on that winchVinç linehat into the helicopterhelikopter
220
536000
3000
Beni helikoptere bağlayan vinç hattıyla yukarı çekilirken,
09:14
and lookedbaktı down at my trustygüvenilir little boattekne
221
539000
2000
sadık küçük tekneme
09:16
rollingyuvarlanan around in the 20 footayak wavesdalgalar
222
541000
3000
6 metrelik dalgalar arasında sallanırken baktım
09:19
and wonderingmerak ediyor if I would ever see her again.
223
544000
2000
ve onu bir daha görüp göremeyeceğimi merak ettim.
09:21
So I had to launchbaşlatmak a very expensivepahalı
224
546000
2000
Bunun için
09:23
salvagehurda operationoperasyon
225
548000
2000
çok pahalı bir kurtarma operasyonu başlatmak
09:25
and then wait anotherbir diğeri ninedokuz monthsay
226
550000
2000
ve yeniden okyanusa çıkabilmek için
09:27
before I could get back out ontoüstüne the oceanokyanus again.
227
552000
2000
bir dokuz ay daha beklemek zorunda kaldım.
09:29
But what do you do?
228
554000
2000
Ama ne yaparsınız?
09:31
FallSonbahar down ninedokuz timeszamanlar, get up 10.
229
556000
2000
9 kez düşer, 10 kez kalkarsınız.
09:33
So, the followingtakip etme yearyıl, I setset out
230
558000
2000
Gelecek sene yeniden denize açıldım
09:35
and, fortunatelyneyse ki, this time madeyapılmış it safelygüvenli bir şekilde acrosskarşısında to HawaiiHawaii.
231
560000
3000
ve neyse ki, bu kez güvenle Hawaii'ye ulaştım.
09:38
But it was not withoutolmadan misadventurekaza.
232
563000
2000
Ancak aksilikler de eksik değildi.
09:40
My watermakerwatermaker brokekırdı,
233
565000
2000
Su cihazım bozuldu
09:42
only the mostçoğu importantönemli pieceparça of kitkiti that I have on the boattekne.
234
567000
3000
teknedeki tek en önemli şey.
09:45
PoweredPowered by by my solargüneş panelspaneller,
235
570000
2000
Gücünü güneş panellerimden alarak,
09:47
it sucksberbat bir şey in saltwatertuzlu su
236
572000
2000
tuzlu suyu emer
09:49
and turnsdönüşler it into freshwatertatlı su.
237
574000
2000
ve tatlı suya dönüştürür.
09:51
But it doesn't reacttepki very well to beingolmak immerseddalmış in oceanokyanus,
238
576000
3000
Ama okyanusa daldırılmak ona pek iyi gelmedi
09:54
whichhangi is what happenedolmuş to it.
239
579000
2000
ve sonuçta böyle oldu.
09:56
FortunatelyNeyse ki, help was at handel.
240
581000
2000
Neyse ki, yardım yetişti.
09:58
There was anotherbir diğeri unusualolağandışı boattekne out there
241
583000
2000
Orada bir başka sıradışı tekne daha vardı,
10:00
at the sameaynı time, doing as I was doing,
242
585000
3000
aynı zamanda, benimle aynı şeyi yapıyordu.
10:03
bringinggetiren awarenessfarkında olma to the NorthKuzey PacificPasifik GarbageÇöp PatchDüzeltme eki,
243
588000
3000
Kuzey Pasifik çöp alanı hakkında farkındalık yaratmaya çalışıyordu.
10:06
that areaalan in the NorthKuzey PacificPasifik about twiceiki defa the sizeboyut of TexasTexas,
244
591000
3000
Bu alan Texas'ın yaklaşık iki katı kadardır,
10:09
with an estimatedtahmini 3.5 millionmilyon
245
594000
2000
tahminen 3.5 milyon ton
10:11
tonston of trashçöp in it,
246
596000
2000
çöpten oluşur.
10:13
circulatingdolaşan at the centermerkez of
247
598000
2000
Kuzey Pasifik akıntısının merkezinde
10:15
that NorthKuzey PacificPasifik GyreToplanma.
248
600000
2000
döner durur.
10:17
So, to make the pointpuan, these guys
249
602000
2000
Bu noktaya vurgu yapmak için, bu adamlar
10:19
had actuallyaslında builtinşa edilmiş theironların boattekne out of plasticplastik trashçöp,
250
604000
3000
teknelerini plastik çöpten inşa etmiş,
10:22
15,000 emptyboş waterSu bottlesşişeler
251
607000
2000
15.000 boş su şişesini
10:24
latchedhızla yol alan togetherbirlikte into two pontoonsduba.
252
609000
3000
iki duba halinde birbirine bağlamışlardı.
10:27
They were going very slowlyyavaşça.
253
612000
2000
Çok yavaş ilerliyorlardı.
10:29
PartlyKısmen, they'dgittiklerini had a bitbit of a delaygecikme.
254
614000
2000
Yolda bir de gecikme yaşamışlardı.
10:31
They'dOnlar-cekti had to pullÇek in at CatalinaCatalina IslandAda shortlykısa bir süre after they left Long BeachBeach
255
616000
3000
Long Beach'ten ayrıldıktan kısa süre sonra, Catalina Adası'na yanaşmak zorunda kaldılar.
10:34
because the lidskapakları of all the waterSu bottlesşişeler were cominggelecek undonegeri alınamaz,
256
619000
3000
Çünkü bütün su şişelerinin kapakları açılmaya
10:37
and they were startingbaşlangıç to sinklavabo.
257
622000
2000
ve tekne batmaya başlamıştı.
10:39
So they'dgittiklerini had to pullÇek in and do all the lidskapakları up.
258
624000
3000
Bu nedenle durup bütün kapakları halletmeleri gerekti.
10:44
But, as I was approachingyaklaşıyor the endson of my waterSu reservesrezervler,
259
629000
3000
Ama ben su stoğumun sonlarına yaklaşırken,
10:47
luckilyiyi ki, our coursesdersler were convergingyakınsak.
260
632000
2000
neyse ki rotalarımız çakışıyordu.
10:49
They were runningkoşu out of foodGıda; I was runningkoşu out of waterSu.
261
634000
3000
Onların yemeği tükeniyordu, benim de suyum.
10:52
So we liaisedliaised by satelliteuydu phonetelefon and arrangeddüzenlenmiş to meetkarşılamak up.
262
637000
3000
Uydu telefonu aracılığıyla iletişim kurduk ve bir buluşma ayarladık.
10:55
And it tookaldı about a weekhafta
263
640000
2000
Ve sonunda biraraya gelmemiz
10:57
for us to actuallyaslında graduallykademeli olarak convergeYakınsama.
264
642000
2000
yaklaşık bir hafta sürdü.
10:59
I was doing a patheticallyZavallı slowyavaş speedhız
265
644000
2000
Acınacak kadar yavaş yol alıyordum,
11:01
of about 1.3 knotsdeniz mili,
266
646000
2000
saatte yaklaşık 1.3 mil kadar.
11:03
and they were doing only marginallymarjinal lessaz patheticacıklı speedhız of about 1.4:
267
648000
3000
Onlar da saatte 1.4 mil ile, olsa olsa biraz daha az acınacak haldelerdi.
11:06
it was like two snailsSalyangozlar in a matingçiftleşme dancedans.
268
651000
3000
Sanki çiftleşme dansındaki iki salyangoz gibiydik.
11:09
But, eventuallysonunda, we did manageyönetmek to meetkarşılamak up
269
654000
2000
Ama sonunda buluşmayı başardık.
11:11
and JoelJoel hoppedzıpladı overboarddenize,
270
656000
2000
Joel tekneye atladı
11:13
caughtyakalandı us a beautifulgüzel, bigbüyük mahi-mahisöyleyeceğim,
271
658000
2000
ve bize büyük, güzel bir mahi mahi yakaladı.
11:15
whichhangi was the besten iyi foodGıda I'd had
272
660000
2000
Bu en azından son 3 ay içinde
11:17
in, oohooh, at leasten az threeüç monthsay.
273
662000
2000
yediğim en iyi yemekti.
11:19
FortunatelyNeyse ki, the one that he caughtyakalandı that day
274
664000
2000
Neyse ki o gün tuttukları,
11:21
was better than this one they caughtyakalandı a fewaz weekshaftalar earlierdaha erken.
275
666000
3000
bu birkaç hafta önce tuttuklarından daha iyiydi.
11:24
When they openedaçıldı this one up,
276
669000
2000
Onun içini açtıklarında,
11:26
they foundbulunan its stomachmide was fulltam of plasticplastik.
277
671000
2000
midesinin plastikle dolu olduğunu gördüler.
11:28
And this is really badkötü newshaber because plasticplastik
278
673000
2000
Ve bu gerçekten kötü haber,
11:30
is not an inertatıl substancemadde.
279
675000
2000
çünkü plastik tepkimeye giren bir malzemedir.
11:32
It leacheskaşıntılar out chemicalskimyasallar
280
677000
2000
Açığa çıkan kimyasal maddeler,
11:34
into the flesheti of the poorfakir critteryaratık that ateyemek yedi it,
281
679000
2000
onu yiyen zavallı yaratığın etine geçer.
11:36
and then we come alonguzun bir and eatyemek that poorfakir critteryaratık,
282
681000
3000
Ve sonra biz gelip de o zavallı yaratığı yediğimizde,
11:39
and we get some of the toxinstoksinler accumulatingbiriken
283
684000
2000
biriken toksinlerin bir bölümü
11:41
in our bodiesbedenler as well.
284
686000
2000
bizim de bedenlerimize geçer.
11:43
So there are very realgerçek implicationsetkileri for humaninsan healthsağlık.
285
688000
3000
Bunun da insan sağlığı için son derece somut sonuçları olur.
11:47
I eventuallysonunda madeyapılmış it to HawaiiHawaii still alivecanlı.
286
692000
3000
Sonuçta Hawaii'ye canlı olarak ulaşmayı başardım.
11:50
And, the followingtakip etme yearyıl, setset out
287
695000
2000
Ve sonraki sene,
11:52
on the secondikinci stageevre of the PacificPasifik,
288
697000
3000
Pasifk'in ikinci etabı için
11:55
from HawaiiHawaii down to TarawaTarawa.
289
700000
3000
Hawaii'den Tarawa'ya doğru denize açıldım.
11:58
And you'llEğer olacak noticeihbar something about TarawaTarawa;
290
703000
3000
Tarawa hakkında bir şey dikkatinizi çekecektir;
12:01
it is very low-lyingdüşük.
291
706000
2000
deniz seviyesine göre çok alçaktadır.
12:03
It's that little greenyeşil sliverkıymık on the horizonufuk,
292
708000
3000
Burası, şu ufukta gördüğünüz küçük yeşil kıymıktır.
12:06
whichhangi makesmarkaları them very nervoussinir
293
711000
2000
Bu nedenle onlar,
12:08
about risingyükselen oceansokyanuslar.
294
713000
2000
okyanusların yükselmesi konusunda çok endişeliler.
12:10
This is bigbüyük troublesorun for these guys.
295
715000
2000
Bu durum onlar için çok büyük bir sorun.
12:12
They'veOnlar ettik got no pointsmakas of landarazi more than about sixaltı feetayaklar aboveyukarıdaki seadeniz levelseviye.
296
717000
3000
Deniz seviyesine göre 2 metreden daha yüksek kara parçaları yok.
12:15
And alsoAyrıca, as an increaseartırmak in extremeaşırı
297
720000
2000
Ayrıca,
12:17
weatherhava eventsolaylar duenedeniyle to climateiklim changedeğişiklik,
298
722000
2000
aşırı hava durumlarındaki artışlar ve iklim değişikliği nedeniyle
12:19
they're expectingbekliyor more wavesdalgalar
299
724000
2000
gittikçe daha fazla deniz dalgasının
12:21
to come in over the fringingsaçak reefresif,
300
726000
3000
adayı çevreleyen mercanları aşmasını
12:24
whichhangi will contaminatekontamine theironların freshtaze waterSu supplyarz.
301
729000
3000
ve tatlı su kaynaklarını kullanılamaz hale getirmesini bekliyorlar.
12:27
I had a meetingtoplantı with the presidentDevlet Başkanı there,
302
732000
2000
Orada başkanları ile bir toplantım oldu,
12:29
who told me about his
303
734000
2000
bana ülkesinin
12:31
exitçıkış strategystrateji for his countryülke.
304
736000
2000
tahliye stratejisinden bahsetti.
12:33
He expectsbekliyor that withiniçinde the nextSonraki 50 yearsyıl,
305
738000
2000
Önümüzdeki 50 sene içinde
12:35
the 100,000 people that livecanlı there
306
740000
2000
orada yaşayan 100,000 insanın
12:37
will have to relocateYeniden Konumlandır to
307
742000
2000
göç ederek
12:39
NewYeni ZealandZelanda or AustraliaAvustralya.
308
744000
2000
Yeni Zelanda ya da Avustralya'ya göç etmesini bekliyor.
12:41
And that madeyapılmış me think about how would I feel
309
746000
2000
Ve bu bana
12:43
if Britainİngiltere was going to disappearkaybolmak underaltında the wavesdalgalar;
310
748000
3000
İngiltere dalgalar altında kaybolacak olsa neler hissedeceğimi düşündürdü.
12:46
if the placesyerler where I'd been borndoğmuş
311
751000
2000
Eğer doğduğum,
12:48
and gonegitmiş to schoolokul
312
753000
2000
okula gittiğim,
12:50
and got marriedevli,
313
755000
2000
evlendiğim yerler
12:52
if all those placesyerler were just going to disappearkaybolmak foreversonsuza dek.
314
757000
2000
sonsuza kadar kaybolacak olsaydı,
12:54
How, literallyharfi harfine, ungroundedasılsız
315
759000
2000
nasıl da, kelimenin tam anlamıyla, yersiz yurtsuz
12:56
that would make me feel.
316
761000
2000
hissedeceğimi düşündüm.
13:00
Very shortlykısa bir süre, I'll be settingayar out to try and get to AustraliaAvustralya,
317
765000
3000
Çok kısa süre sonra, Avustralya'ya ulaşmayı denemek üzere denize açılacağım.
13:03
and if I'm successfulbaşarılı, I'll be the first womankadın ever to rowsıra solosolo
318
768000
3000
Ve eğer başarılı olursam, Pasifik'i kürekle tek başına geçen
13:06
all the way acrosskarşısında the PacificPasifik.
319
771000
2000
ilk kadın olacağım.
13:08
And I try to use this to bringgetirmek awarenessfarkında olma to these environmentalçevre issuessorunlar,
320
773000
3000
Bunu, çevre sorunlarına karşı farkındalık oluşturmak
13:11
to bringgetirmek a humaninsan faceyüz to the oceanokyanus.
321
776000
3000
ve okyanusa insani bir bakış getirmek için değerlendirmeye çalışıyorum.
13:14
If the AtlanticAtlantik was about my inner journeyseyahat,
322
779000
3000
Eğer Atlantik benim içsel yolculuğum,
13:17
discoveringkeşfetmek my ownkendi capabilitiesyetenekleri,
323
782000
2000
kendi becerilerimi keşfim olduysa,
13:19
maybe the PacificPasifik has been about my outerdış journeyseyahat,
324
784000
3000
belki Pasifik de benim dışsal yolculuğum oluyor.
13:22
figuringendam out how I can use
325
787000
2000
Düşünüp,
13:24
my interestingilginç careerkariyer choiceseçim
326
789000
2000
ilginç kariyer seçimimi
13:26
to be of servicehizmet to the worldDünya,
327
791000
3000
dünyanın hizmetine sunmak için bir yol bulmaya
13:29
and to take some of those things that I've learnedbilgili out there
328
794000
3000
ve orada öğrendiğim şeylerden bazılarını alıp
13:32
and applyuygulamak them to the situationdurum
329
797000
2000
şu anda
13:34
that humankindinsanlık now findsbuluntular itselfkendisi in.
330
799000
3000
insanlığın kendini içinde bulduğu duruma uygulamaya çalışıyorum.
13:37
I think there are probablymuhtemelen threeüç keyanahtar pointsmakas here.
331
802000
3000
Bence burada muhtemelen üç anahtar nokta var.
13:40
The first one is about
332
805000
2000
Birincisi,
13:42
the storieshikayeleri that we tell ourselveskendimizi.
333
807000
2000
kendimize anlattığımız hikayelerle ilgili.
13:44
For so long, I told myselfkendim
334
809000
2000
Çok uzun süre boyunca
13:46
that I couldn'tcould have an adventuremacera
335
811000
2000
kendime bir macera yaşayamayacağımı söyledim.
13:48
because I wasn'tdeğildi sixaltı footayak talluzun boylu
336
813000
2000
Çünkü 2 metre boyunda,
13:50
and athleticatletik and beardedSakallı.
337
815000
3000
atletik yapılı ve sakallı değildim.
13:53
And then that storyÖykü changeddeğişmiş.
338
818000
3000
Ve sonra, o hikaye değişti.
13:56
I foundbulunan out that people had rowedkürek acrosskarşısında oceansokyanuslar.
339
821000
3000
Okyanusları kürek çekerek geçmiş insanların bulunduğunu öğrendim.
13:59
I even metmet one of them and she was just about my sizeboyut.
340
824000
3000
Hatta bunu yapmış bir kadınla tanıştım ve tam benim boyutlarımdaydı.
14:02
So even thoughgerçi I didn't growbüyümek any tallerdaha uzun,
341
827000
2000
Böylece boyum uzamadı,
14:04
I didn't sproutFiliz a beardsakal,
342
829000
2000
sakallarım çıkmadı
14:06
something had changeddeğişmiş: My interior dialoguediyalog had changeddeğişmiş.
343
831000
3000
ama birşey değişti, değişen benim iç sesimdi.
14:09
At the momentan, the storyÖykü that we collectivelytopluca tell ourselveskendimizi
344
834000
3000
Şu anda bizim, hepimizin kendi kendimize anlattığımız hikaye,
14:12
is that we need all this stuffşey,
345
837000
2000
sahip olduğumuz tüm o şeylere,
14:14
that we need oilsıvı yağ.
346
839000
2000
dolayısıyla da petrole ihtiyaç duyduğumuz hikayesi.
14:16
But what about if we just changedeğişiklik that storyÖykü?
347
841000
3000
Ama ya bu hikayeyi bir değiştirirsek?
14:19
We do have alternativesalternatifleri,
348
844000
2000
Farklı seçeneklerimiz de var
14:21
and we have the powergüç of freeücretsiz will
349
846000
2000
ve özgür irademizle
14:23
to chooseseçmek those alternativesalternatifleri, those sustainablesürdürülebilir onesolanlar,
350
848000
3000
o sürdürülebilir seçenekleri seçme gücümüz var.
14:26
to createyaratmak a greenerdaha yeşil futuregelecek.
351
851000
2000
Daha yeşil bir gelecek yaratmak için.
14:30
The secondikinci pointpuan is about
352
855000
2000
İkinci nokta,
14:32
the accumulationbirikim of tinyminik actionseylemler.
353
857000
2000
küçücük eylemlerin üstüste birikmesiyle ilgili.
14:35
We mightbelki think that anything that we do as an individualbireysel
354
860000
3000
Birey olarak yaptıklarımızın, okyanusta bir damla olduğunu
14:38
is just a dropdüşürmek in the oceanokyanus, that it can't really make a differencefark.
355
863000
3000
ve gerçekte bir değişiklik yaratamayacağını düşünebiliriz.
14:41
But it does. GenerallyGenellikle, we haven'tyok
356
866000
2000
Ama yaratır.
14:43
got ourselveskendimizi into this messdağınıklık throughvasitasiyla bigbüyük disastersafetler.
357
868000
3000
Genellikle içinde bulunduğumuz durumun nedeni büyük felaketler değildir.
14:46
Yes, there have been the ExxonExxon ValdezesValdezes
358
871000
2000
Evet, Exxon Valdezs'i yaşadık
14:48
and the ChernobylsÇernobiller,
359
873000
2000
ya da Çernobil'i.
14:50
but mostlyçoğunlukla it's been an accumulationbirikim
360
875000
2000
Ama çoğunlukla, sorun
14:52
of badkötü decisionskararlar
361
877000
2000
milyarlarca insanın
14:54
by billionsmilyarlarca of individualsbireyler,
362
879000
2000
günler, yıllar boyunca verdiği
14:56
day after day and yearyıl after yearyıl.
363
881000
3000
kötü kararların üstüste birikmesinden kaynaklandı.
14:59
And, by the sameaynı tokenbelirteci, we can turndönüş that tidegelgit.
364
884000
2000
Ve aynı şekilde, bu gidişi tersine çevirebiliriz.
15:01
We can startbaşlama makingyapma better,
365
886000
2000
Daha iyi seçimler yapmaya başlayabiliriz.
15:03
wiserbilge, more sustainablesürdürülebilir decisionskararlar.
366
888000
3000
Daha bilge, daha sürdürülebilir seçimler.
15:06
And when we do that, we're not just one personkişi.
367
891000
2000
Ve bunu yaptığımızda, tek bir kişi değilizdir.
15:08
Anything that we do spreadsyayılır ripplesdalgaların.
368
893000
3000
Yaptığımız her şey, dalga dalga yayılır.
15:11
Other people will see if you're in the supermarketsüpermarket linehat
369
896000
2000
Başkaları görür. Süpermarket kuyruğundayken
15:13
and you pullÇek out your
370
898000
2000
çantanızdan
15:15
reusableyeniden kullanılabilir groceryBakkal bagsırt çantası.
371
900000
2000
yeniden kullanılabilir bez torbanızı çıkardığınızı görürler.
15:17
Maybe if we all startbaşlama doing this,
372
902000
2000
Belki hepimiz bunu yapmaya başlarsak,
15:19
we can make it sociallysosyal unacceptablekabul edilemez
373
904000
2000
toplumun
15:21
to say yes to plasticplastik in the checkoutkullanıma alma linehat.
374
906000
3000
marketlerde plastik torbayı reddetmesini sağlayabiliriz.
15:24
That's just one exampleörnek.
375
909000
2000
Bu sadece bir tek örnek.
15:26
This is a world-wideDünya çapında communitytoplum.
376
911000
2000
Dünya artık küresel bir topluluk.
15:29
The other pointpuan:
377
914000
2000
Diğer nokta:
15:31
It's about takingalma responsibilitysorumluluk.
378
916000
2000
Sorumluluk almakla ilgili.
15:33
For so much of my life,
379
918000
2000
Hayatımın çoğunda
15:35
I wanted something elsebaşka to make me happymutlu.
380
920000
3000
dışımdaki bir şeylerin beni mutlu etmesini istedim.
15:38
I thought if I had the right houseev or the right cararaba
381
923000
2000
Eğer doğru eve, doğru arabaya
15:40
or the right man in my life,
382
925000
2000
ya da doğru adama sahip olursam
15:42
then I could be happymutlu.
383
927000
2000
mutlu olabileceğimi sandım.
15:44
But when I wroteyazdı that obituaryölüm exerciseegzersiz,
384
929000
3000
Ancak o ölüm ilanlarımı yazdığımda,
15:47
I actuallyaslında grewbüyüdü up a little bitbit in that momentan
385
932000
3000
o anda biraz büyüdüm aslında.
15:50
and realizedgerçekleştirilen that I neededgerekli to createyaratmak my ownkendi futuregelecek.
386
935000
3000
Kendi geleceğimi yaratmak zorunda olduğumu fark ettim.
15:53
I couldn'tcould just wait passivelypasif
387
938000
2000
Eylemsiz şekilde
15:55
for happinessmutluluk to come and find me.
388
940000
3000
mutluluğun gelip beni bulmasını bekleyemezdim.
15:58
And I supposevarsaymak I'm a selfishbencil environmentalistçevreci.
389
943000
2000
Ve bencil bir çevreci olduğumu sanıyorum.
16:00
I planplan on beingolmak around for a long time,
390
945000
2000
Daha uzun süre yaşamayı planlıyorum.
16:02
and when I'm 90 yearsyıl oldeski,
391
947000
2000
Ve 90 yaşıma geldiğimde,
16:04
I want to be happymutlu and healthysağlıklı.
392
949000
2000
mutlu ve sağlıklı olmak istiyorum.
16:06
And it's very difficultzor to be happymutlu
393
951000
2000
Ve
16:08
on a planetgezegen that's rackedracked
394
953000
2000
enkaza dönmüş bir gezegende
16:10
with faminekıtlık and droughtkuraklık.
395
955000
3000
açlık ve kıtlık içinde mutlu olmak çok zor.
16:13
It's very difficultzor to be healthysağlıklı on a planetgezegen
396
958000
2000
Toprağı,
16:15
where we'vebiz ettik poisonedzehirlenmiş the earthtoprak
397
960000
3000
denizi ve havayı zehirlediğimiz
16:18
and the seadeniz and the airhava.
398
963000
3000
bir gezegende sağlıklı olmak çok zor.
16:21
So, shortlykısa bir süre, I'm going to be
399
966000
2000
Kısa süre içinde,
16:23
launchingfırlatma a newyeni initiativegirişim
400
968000
2000
yeni bir hareket başlatacağım,
16:25
calleddenilen Eco-HeroesEko-kahramanlar.
401
970000
3000
adı Eco-Heroes (Çevre Kahramanları)
16:28
And the ideaFikir here is that
402
973000
2000
Buradaki fikir şu:
16:30
all our Eco-HeroesEko-kahramanlar will logkütük at leasten az one greenyeşil deedtapu everyher day.
403
975000
3000
Bütün çevre kahramanlarımız her gün en azından bir tane yeşil eylem kaydedecekler.
16:33
It's meantdemek to be a bitbit of a gameoyun.
404
978000
2000
Bu bir tür oyun olacak.
16:35
We're going to make an iPhoneiPhone appUygulamanın out of it.
405
980000
2000
Bunun için bir iPhone uygulaması geliştireceğiz.
16:37
We just want to try and createyaratmak that awarenessfarkında olma
406
982000
2000
Sadece bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
16:39
because, sure, changingdeğiştirme a lightışık bulbampul isn't going to changedeğişiklik the worldDünya,
407
984000
3000
Çünkü kesinlikle, bir tek ampülü değiştirmek tüm dünyayı değiştirmeyecek.
16:42
but that attitudetutum,
408
987000
2000
Ama o tutum,
16:44
that awarenessfarkında olma that leadspotansiyel müşteriler you to changedeğişiklik the lightışık bulbampul
409
989000
3000
sizi o ampülü değiştirmeye,
16:47
or take your reusableyeniden kullanılabilir coffeeKahve mugKupa,
410
992000
2000
ya da kahvenizi plastik bardak yerine kupada içmeye yönelten farkındalık
16:49
that is what could changedeğişiklik the worldDünya.
411
994000
3000
işte o, dünyayı değiştirebilir.
16:52
I really believe that we standdurmak
412
997000
2000
Gerçekten şu anda
16:54
at a very importantönemli pointpuan in historytarih.
413
999000
3000
tarihin çok önemli bir noktasında durduğumuza inanıyorum.
16:57
We have a choiceseçim. We'veBiz ettik been blessedmübarek,
414
1002000
2000
Bir seçimimiz var. Bizler kutsanmış,
16:59
or cursedlanetli, with freeücretsiz will.
415
1004000
2000
ya da lanetlenmişiz. Çünkü özgür irade sahibiyiz.
17:01
We can chooseseçmek a greenerdaha yeşil futuregelecek,
416
1006000
3000
Daha yeşil bir geleceği seçebiliriz.
17:04
and we can get there
417
1009000
2000
Ve o geleceğe
17:06
if we all pullÇek togetherbirlikte to take it one strokeinme at a time.
418
1011000
3000
eğer hep birlikte kürek çekersek ulaşabiliriz, adım adım.
17:09
Thank you.
419
1014000
2000
Teşekkür ederim.
17:11
(ApplauseAlkış)
420
1016000
3000
(Alkışlar)
Translated by Aykut Türker
Reviewed by Ahmet Yükseltürk

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Roz Savage - Ocean rower
Roz Savage gave up her life as a management consultant to row across the Atlantic in 2005. Her mission now is to row across the Pacific, from the West Coast to Australia, raising awareness along the way of plastic pollution, climate change and eco-heroism.

Why you should listen

A latecomer to the life of adventure, Roz Savage worked as a management consultant for 11 years before setting out in a new life direction -- in a rowboat across the Atlantic Ocean. She completed her solo row across the Atlantic in 2005 and is now on a mission be the first woman to row solo across the Pacific, from the West Coast of the US to Australia. She began the pursuit in 2008, rowing from California to Hawaii, and rowed from Hawaii to Kiribati in 2009. In April 2010 she began the third and final stage of her Pacific row, from Kiribati to Australia.

When not on the open seas, Roz is a passionate environmental campaigner, focused on sustainability and ending plastic pollution. She's working on the new site EcoHeroes.me, where everyday acts of environmental heroism (as simple as refusing a plastic carrier bag) can be tracked and celebrated.

More profile about the speaker
Roz Savage | Speaker | TED.com