TED@BCG Milan
Marco Alverà: The surprising ingredient that makes businesses work better
Marco Alverà: İşletmelerin daha iyi çalışmasını sağlayan sürpriz bileşen
Filmed:
Readability: 3.4
2,718,907 views
Adaletsizlik nedir? İster bir arkadaşın düğününe davet edilmemek olsun, ister kötü şans ya da affedilebilir bir hata yüzünden cezalandırılmak, adaletsizlik bizi sıklıkla sağlıklı düşünmemize engel olacak kadar üzer. Bu sadece kişisel bir sorun değil, ayrıca iş için de kötü diyor Marco Alverà. Şirketinin adalet kültürü oluşturmak için nasıl çalıştığını ve doğuştan gelen doğru ve yanlış hissimize dokunmanın nasıl daha mutlu çalışanlar ve daha iyi sonuçları getirdiğini anlatıyor.
Marco Alverà - Businessman, fairness crusader
Marco Alverà is an Italian/American businessman and CEO of Snam, Europe’s largest natural gas utility. Full bio
Marco Alverà is an Italian/American businessman and CEO of Snam, Europe’s largest natural gas utility. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
For me, it was not being invited
to a friend's wedding.
to a friend's wedding.
0
1087
3420
Benim için konu sadece bir arkadaşın
düğününe davet edilmemek değildi.
düğününe davet edilmemek değildi.
00:17
At first, I didn't really mind.
1
5184
2150
İlk başta gerçekten umursamadım.
00:19
I thought he was having a small reception.
2
7358
2662
Küçük bir düğün olacağını düşündüm.
00:22
But then I kept meeting people
who were going to the same wedding,
who were going to the same wedding,
3
10044
3453
Ama sonra aynı düğüne gidecek
olan insanlarla karşılaşıp durdum.
olan insanlarla karşılaşıp durdum.
00:25
and they weren't as close
to the groom as I was ...
to the groom as I was ...
4
13521
2444
Damada benim kadar yakın
bile değillerdi...
bile değillerdi...
00:29
and I felt left out.
5
17192
1487
Dışlanmış hissettim.
00:30
That really sucked.
6
18703
1286
Bu gerçekten berbattı.
00:32
It felt really unfair.
7
20013
1539
Adaletsiz hissettirdi.
00:34
For my daughters, Lipsi
and Greta, it was last week.
and Greta, it was last week.
8
22813
4499
Kızlarım Lipsi ve Greta için
bu durum geçen hafta geçerliydi.
bu durum geçen hafta geçerliydi.
00:40
They were taking turns
massaging their mom's back
massaging their mom's back
9
28124
2578
Sırayla annelerinin sırtına
00:42
with a toy for back rubs,
10
30726
2088
sırt masaj aleti ile masaj yapıyorlardı
00:44
and then one of the girls felt
that the other girl had a longer go.
that the other girl had a longer go.
11
32838
3292
ama kızlardan biri diğerinin
daha fazla masaj yaptığını hissetti.
daha fazla masaj yaptığını hissetti.
İşte bu noktada odaya girdim
00:48
That's when I walk into the room
12
36604
1807
00:50
to find Greta in a rage,
shouting, "That's not fair!"
shouting, "That's not fair!"
13
38435
3250
ve Greta'yı öfkeyle "Bu adil değil!"
diye bağırırken buldum,
diye bağırırken buldum,
00:53
and Lipsi in tears,
14
41709
1965
Lipsi ise gözyaşları içindeydi.
00:55
and my wife holding a stopwatch
15
43698
1958
Eşiminse elinde, ikisinin de aletle
00:57
to make sure that each girl
had precisely one minute on the toy.
had precisely one minute on the toy.
16
45680
4478
tam olarak bir dakika geçirmesi
için bir kronometre var.
için bir kronometre var.
01:03
So if you're anything like me or my girls,
17
51963
4777
Yani eğer kızlarım ve ben gibiyseniz
01:08
the last thing that upset you
18
56764
2707
sizi üzen en son şey
01:11
probably also had to do with unfairness.
19
59495
2269
muhtemelen adaletsizlikle ilgilidir.
01:14
That's because unfairness
triggers us so strongly
triggers us so strongly
20
62756
3532
Bunun sebebi, adaletsizlik
bizi öyle güçlü etkiliyor ki
bizi öyle güçlü etkiliyor ki
01:18
that we can't think straight.
21
66312
1508
doğru düzgün düşünemiyoruz.
01:20
We become afraid and suspicious.
22
68446
2023
Korkak ve şüpheci bir hâle geliyoruz.
01:23
Our unfairness antennae stick up.
23
71826
2112
Adaletsizlik antenimiz çıkıveriyor.
01:27
We feel pain, and we walk away.
24
75533
1905
Acı hissediyoruz ve çekip gidiyoruz.
01:30
Unfairness is one of the defining
issues of our society,
issues of our society,
25
78479
3811
Adaletsizlik toplumumuzu
tanımlayan sorunlardan biri,
tanımlayan sorunlardan biri,
01:34
it's one of the root causes
of polarization,
of polarization,
26
82314
3136
kutuplaşmanın kök sebeplerinden biri
01:37
and it's bad news for business.
27
85474
1663
ve işler için kötü haber.
01:40
At work, unfairness makes people
defensive and disengaged.
defensive and disengaged.
28
88477
4112
İş yerinde adaletsizlik insanları
savunmacı ve ilgisiz yapıyor.
savunmacı ve ilgisiz yapıyor.
01:45
A study shows that 70 percent
of workers in the US are disengaged,
of workers in the US are disengaged,
29
93419
6961
Bir araştırmaya göre ABD'deki
işçilerin %70'i ilgisiz
işçilerin %70'i ilgisiz
ve bu da şirketlere her yıl
01:52
and this is costing the companies
30
100404
1612
01:54
550 billion dollars a year every year.
31
102040
4512
550 milyar dolara mal oluyor.
01:58
This is, like, half the total
spent on education in the US.
spent on education in the US.
32
106576
4341
Bu, ABD'de eğitime harcanan
para toplamının yarısı ediyor.
para toplamının yarısı ediyor.
02:03
This is the size of the GDP
of a country like Austria.
of a country like Austria.
33
111476
2565
Bu, Avusturya boyutundaki
bir ülkenin Gayrisafi Milli Hasılası.
bir ülkenin Gayrisafi Milli Hasılası.
02:08
So removing unfairness
and promoting fairness
and promoting fairness
34
116255
3327
Yani asıl önceliğimiz
adaletsizliği kaldırıp
adaletsizliği kaldırıp
02:11
should be our priority.
35
119606
1205
adaleti teşvik etmek olmalı.
02:13
But what does it mean in practice?
36
121969
1772
Peki bu uygulamada ne demek?
02:15
Is it about more rules?
Is it about systems?
Is it about systems?
37
123765
2951
Daha fazla kural mı?
Daha fazla sistem mi?
Daha fazla sistem mi?
02:18
Is it about equality?
38
126740
1756
Eşitlikle ilgili mi?
02:20
Well, partly, but fairness is more
interesting than rules and equality.
interesting than rules and equality.
39
128520
4412
Kısmen evet ama adalet, kurallar
ve eşitlikten çok daha fazla ilgi çekici.
ve eşitlikten çok daha fazla ilgi çekici.
02:25
Fairness works in surprising ways.
40
133471
2206
Adalet beklenmedik yollarla çalışır.
02:28
15 years ago, I left a US investment bank
41
136669
5088
15 sene önce devlete ait büyük
bir İtalyan petrol şirketine katılmak için
bir İtalyan petrol şirketine katılmak için
02:33
to join a large Italian
state-owned oil company.
state-owned oil company.
42
141781
4897
bir Amerikan yatırım bankasından ayrıldım.
Farklı bir dünyaydı.
02:38
It was a different world.
43
146702
1253
02:40
I thought the key to getting
the best performance
the best performance
44
148487
2348
En iyi performansı sağlayacak
kilit uygulamanın
kilit uygulamanın
02:42
was a risk-reward system
45
150859
1898
Yüksek performans gösterenlere
ikramiyeler ve terfiler sunulurken
ikramiyeler ve terfiler sunulurken
02:44
where you could give the high performers
bonuses and promotions
bonuses and promotions
46
152781
4183
düşük performans
gösterenleri endişelendirecek
gösterenleri endişelendirecek
bir ödül-ceza sistemi olduğunu sanıyordum.
02:48
and give the underperformers
something to worry about.
something to worry about.
47
156988
2603
02:52
But in this company, we had fixed salaries
48
160435
4007
Ama bu şirkette
maaşları ve hayat boyu işleri hallettik.
02:56
and lifelong jobs.
49
164466
1190
02:58
Careers were set,
50
166903
1479
Kariyerler belirlendi,
03:00
so my toolkit wasn't very effective,
51
168406
2434
yani alet takımım çok etkili değildi
03:02
and I was frustrated.
52
170864
1252
ve hüsrana uğramıştım.
03:04
But then I saw that this company
was producing some pockets of excellence,
was producing some pockets of excellence,
53
172867
5191
Ama sonra bu şirketin,
çok rekabetçi ve zorlu sektörlerde
çok rekabetçi ve zorlu sektörlerde
rekabette galip çıktığı alanlarda
03:10
areas in which they beat the competition
54
178082
2119
03:12
in very tough, competitive sectors.
55
180225
2421
muhteşemlikler ürettiğini gördüm.
03:14
This was true in trading,
56
182670
1714
Bu ticaret için geçerliydi,
03:16
in project management --
57
184408
2119
proje yönetimi için de öyle,
03:18
it was very true in exploration.
58
186551
1849
sondaj içinse çok geçerliydi.
03:20
Our exploration team
was finding more oil and gas
was finding more oil and gas
59
188926
3269
Sondaj ekibimiz dünyadaki
herhangi bir şirketten
herhangi bir şirketten
03:24
than any other company in the world.
60
192219
1879
daha fazla petrol ve gaz buluyor.
03:26
It was a phenomenon.
61
194878
1150
Olağanüstüydü.
03:28
Everyone was trying
to figure out how this was possible.
to figure out how this was possible.
62
196649
2888
Herkes bunun nasıl mümkün olduğunu
çözmeye çaşıyordu.
çözmeye çaşıyordu.
03:31
I thought it was luck,
63
199561
2217
Şans olduğunu düşünmüştüm
03:33
but after each new discovery,
that became less and less likely.
that became less and less likely.
64
201802
3849
ama her yeni keşiften sonra
bu daha az olasıydı.
bu daha az olasıydı.
03:38
So did we have a special tool? No.
65
206215
3285
Yani özel bir aracımız mı vardı? Hayır.
03:42
Did we have a killer application
that no one else had? No.
that no one else had? No.
66
210635
3086
Hiç kimsede olmayan gözde
bir uygulamamız mı vardı? Hayır.
bir uygulamamız mı vardı? Hayır.
03:46
Was it one genius who was finding oil
for the whole team?
for the whole team?
67
214844
3251
Tüm takım için benzin bulan
bir dahimiz mi vardı?
bir dahimiz mi vardı?
03:50
No, we hadn't hired a senior guy in years.
68
218119
2428
Hayır, senelerdir kıdemli
birini işe almadık.
birini işe almadık.
03:54
So what was our secret sauce?
69
222680
1978
Peki işin sırrı neydi?
03:57
I started looking at them
really carefully.
really carefully.
70
225723
2122
Onlara çok dikkatli bakmaya başladım.
03:59
I looked at my friend,
71
227869
1387
yedi kuru kuyu kazan
04:01
who drilled seven dry wells,
72
229280
2406
-şirkete bir milyar dolardan
fazlaya mal oldu-
fazlaya mal oldu-
04:03
writing off more than a billion
dollars for the company,
dollars for the company,
73
231710
2785
ve sekizincisinde petrol bulan
arkadaşıma dönüp baktım.
arkadaşıma dönüp baktım.
04:06
and found oil on the eighth.
74
234519
1681
04:08
I was nervous for him ...
75
236865
1325
Onun için endişeliydim
04:12
but he was so relaxed.
76
240491
1556
ama o çok rahattı.
04:14
I mean, these guys
knew what they were doing.
knew what they were doing.
77
242611
2280
Demem o ki bu insanlar
ne yaptığını biliyor.
ne yaptığını biliyor.
04:17
And then it hit me: it was about fairness.
78
245410
2928
Sonra dank etti: bu adaletle ilgiliydi.
04:21
These guys were working in a company
79
249502
1715
İnsanlar, kısa vadeli sonuçlar için
04:23
where they didn't need to worry
about short-term results.
about short-term results.
80
251241
2795
endişelenmeleri gerekmeyen
bir şirkette çalışıyordu.
bir şirkette çalışıyordu.
04:26
They weren't going to be penalized
for bad luck or for an honest mistake.
for bad luck or for an honest mistake.
81
254539
4524
Kötü şans ya da bağışlanabilir
bir hata için cezalandırılmayacaklardı.
bir hata için cezalandırılmayacaklardı.
Sonuçtan ziyade yapmaya
çalıştıkları şeyden dolayı
çalıştıkları şeyden dolayı
04:31
They knew they were valued
for what they were trying to do,
for what they were trying to do,
82
259770
2992
değerli olduklarını biliyorlardı.
04:34
not the outcome.
83
262786
1246
04:36
They were valued as human beings.
They were part of a community.
They were part of a community.
84
264056
3000
İnsan oldukları için değerliydiler.
Bir topluluğun parçasıydılar.
Bir topluluğun parçasıydılar.
04:39
Whatever happened,
the company would stand by them.
the company would stand by them.
85
267080
2611
Ne olursa olsun şirket onların yanındaydı.
04:41
And for me, this is
the definition of fairness.
the definition of fairness.
86
269715
2973
Benim için adaletin tanımı bu.
04:44
It's when you can lower those
unfairness antennae, put them at rest.
unfairness antennae, put them at rest.
87
272712
3801
Adaletsizlik antenlerini kapatıp
köşeye kaldırdın mı
köşeye kaldırdın mı
04:48
Then great things follow.
88
276537
1431
güzel şeyler oluyor.
04:50
These guys could be true to their purpose,
which was finding oil and gas.
which was finding oil and gas.
89
278376
3721
İnsanlar asıl amaçları olan petrol ve gaz
bulmaya sadık kalabilirlerdi.
bulmaya sadık kalabilirlerdi.
04:54
They didn't have to worry
about company politics or greed or fear.
about company politics or greed or fear.
90
282645
3603
Şirket siyaseti, hırs ya da korku için
endişelenmelerine gerek yoktu.
endişelenmelerine gerek yoktu.
04:59
They could be good risk-takers,
91
287814
2525
Fazla savunmacı olmadıklarından
05:02
because they weren't too defensive
92
290363
2499
ve büyük ödüller için kumar
oynamadıklarından
oynamadıklarından
05:04
and they weren't gambling
to take huge rewards.
to take huge rewards.
93
292886
2706
risk almada iyi olabilirlerdi.
05:08
And they were excellent team workers.
94
296583
2476
Harika ekip çalışanları olabilirlerdi.
05:11
They could trust their colleagues.
95
299528
1621
Meslektaşlarına güvenebilirlerdi.
05:13
They didn't need to look
behind their backs.
behind their backs.
96
301173
2140
Arkalarını kollamalarına gerek kalmıyordu.
05:16
And they were basically having fun.
97
304293
2334
Eğleniyorlardı.
05:18
They were having so much fun,
98
306651
1801
O kadar çok eğleniyorlardı ki
05:20
one guy even confessed
99
308476
2184
biri, şirketin noel yemeğinde
05:22
that he was having more fun
at the company Christmas dinner
at the company Christmas dinner
100
310684
3350
kendi evindeki noel yemeğinden
05:26
than at his own Christmas dinner.
101
314058
1808
daha çok eğlendiğini itiraf etti.
05:27
(Laughter)
102
315890
2221
(Kahkahalar)
05:30
But these guys, essentially,
were working in a fair system
were working in a fair system
103
318135
5081
Öncelikli olarak bu insanlar bencil,
hızlı ya da pratik olan yerine
hızlı ya da pratik olan yerine
05:35
where they could do
what they felt was right
what they felt was right
104
323240
2562
onlara doğru hissettireni yapabilecekleri
05:37
instead of what's selfish,
what's quick, what's convenient,
what's quick, what's convenient,
105
325826
2810
adaletli bir sistemde çalışıyorlardı.
05:40
and to be able to do what we feel is right
106
328660
2877
Bize doğru hissettireni yapabilmemiz
05:43
is a key ingredient for fairness,
but it is also a great motivator.
but it is also a great motivator.
107
331561
3896
adaletin ana bileşenlerinden biri
ayrıca çok iyi bir motivasyon.
ayrıca çok iyi bir motivasyon.
05:49
And it wasn't just explorers
who were doing the right thing.
who were doing the right thing.
108
337187
2897
Doğru şeyi yapanlar sadece
sondajcılar değildi.
sondajcılar değildi.
05:52
There was an HR director who proposed
that I hire someone internally
that I hire someone internally
109
340639
6084
İçeriden birini idari bir göreve
yerleştirmemi teklif eden
yerleştirmemi teklif eden
05:58
and give him a managerial job.
110
346747
1914
bir İK müdürü vardı.
06:00
This guy was very good,
but he didn't finish high school,
but he didn't finish high school,
111
348685
2817
Adam çok iyiydi ama liseyi bitirmemişti.
06:03
so formally, he had no qualifications.
112
351526
2254
Resmi olarak bir vasfı yoktu.
06:06
But he was so good, it made sense,
and so we gave him the job.
and so we gave him the job.
113
354390
3335
Ama çok iyi olduğu için mantıklı geldi
ve ona işi verdik.
ve ona işi verdik.
06:10
Or the other guy, who asked me
for a budget to build a cheese factory
for a budget to build a cheese factory
114
358451
4874
Diğer yanda Ekvator'daki
bir köyde olan fabrikamızın yanına
bir köyde olan fabrikamızın yanına
06:15
next to our plant in Ecuador,
in the village.
in the village.
115
363349
3582
peynir fabrikası yaptırmak için
benden bütçe isteyen diğer adam.
benden bütçe isteyen diğer adam.
06:18
It didn't make any sense:
no one ever built a cheese factory.
no one ever built a cheese factory.
116
366955
2858
Mantıklı gelmedi: Hiç kimse bir
peynir fabrikası yaptırmadı.
peynir fabrikası yaptırmadı.
06:21
But this is what the village wanted,
because the milk they had would spoil
because the milk they had would spoil
117
369837
3562
Ama köyün istediği buydu,
çünkü sahip oldukları süt
çünkü sahip oldukları süt
satamadan bozuluyordu,
bu yüzden buna ihtiyaçları vardı.
bu yüzden buna ihtiyaçları vardı.
06:25
before they could sell it,
so that's what they needed.
so that's what they needed.
118
373423
2595
06:28
And so we built it.
119
376042
1604
Bundan dolayı yaptık.
06:29
So in these examples and many others,
120
377670
1984
Bu ve bir sürü benzer örnekle
06:31
I learned that to be fair,
121
379678
2976
adaletli olmayı öğrendim.
06:34
my colleagues and I, we needed
to take a risk and stick our head out,
to take a risk and stick our head out,
122
382678
3581
Meslektaşlarımın ve benim risk almamız
ve gerçekleri görmemiz gerekiyordu
ve gerçekleri görmemiz gerekiyordu
06:38
but in a fair system, you can do that.
123
386283
1879
ama bunu ancak adil
bir sistemde yapabilirsin.
bir sistemde yapabilirsin.
06:40
You can dare to be fair.
124
388186
1211
Adil olmaya cesaret edebilirsin.
06:42
So I realized that these guys
and other colleagues
and other colleagues
125
390309
4642
Sonra bu insanların
ve diğer meslektaşların
ve diğer meslektaşların
06:46
were achieving great results,
doing great things,
doing great things,
126
394975
4897
hiçbir ikramiyenin satın alamayacağı
harika sonuçlara ulaştıklarını
harika sonuçlara ulaştıklarını
06:51
in a way that no bonus could buy.
127
399896
1960
ve harika şeyler
yaptıklarını fark ettim.
yaptıklarını fark ettim.
06:54
So I was fascinated.
128
402716
1239
Büyülenmiştim.
06:55
I wanted to learn
how this thing really worked,
how this thing really worked,
129
403979
2191
Bu şeyin gerçekten nasıl işlediğini,
06:58
and I wanted to learn it also for myself,
to become a better leader.
to become a better leader.
130
406194
3597
kendim için de daha iyi bir lider
olabilmek adına öğrenmek istedim.
olabilmek adına öğrenmek istedim.
07:01
So I started talking
to colleagues, to coaches,
to colleagues, to coaches,
131
409815
2829
Meslektaşlarım, koçlar, yetenek avcıları
07:04
to headhunters and neuroscientists,
132
412668
2502
ve neröbilimcilerle
konuşmaya başladım.
konuşmaya başladım.
07:07
and what I discovered
133
415194
1592
Keşfettiğim şey;
07:08
is that what these guys were up to
and the way they worked
and the way they worked
134
416810
3126
bu insanların peşinde oldukları şey
ve çalışma şekilleri
ve çalışma şekilleri
07:11
is really supported
by recent brain science.
by recent brain science.
135
419960
2721
günümüzdeki beyin bilimi
tarafından destekleniyordu.
tarafından destekleniyordu.
Ayrıca bunun her seviyedeki
ve her türdeki şirkette
ve her türdeki şirkette
07:15
And I've also discovered
that this can work at all levels
that this can work at all levels
136
423263
3365
uygulanabileceğini de keşfettim.
07:18
in any type of company.
137
426652
1230
07:19
You don't need the fixed salaries
or the stable careers.
or the stable careers.
138
427906
3404
Sabit maaşa ya da istikrarlı
kariyerlere ihtiyacınız yok.
kariyerlere ihtiyacınız yok.
07:24
This is because science shows
139
432254
3549
Bilim gösteriyor ki bunun sebebi
07:27
that humans have
an innate sense of fairness.
an innate sense of fairness.
140
435827
3967
doğuştan gelen bir adalet
hissimizin olması.
hissimizin olması.
07:33
We know what is right and what is wrong
141
441039
2802
Konuşamadan ya da düşünemeden önce
07:35
before we can talk or think about it.
142
443865
1928
neyin yanlış ve doğru olduğunu biliyoruz.
07:39
My favorite experiment
143
447009
2459
Favori deneyim,
07:41
has six-month old babies
144
449492
2729
tepeye çıkmaya çalışan bir topu izleyen
07:44
watching a ball
trying to struggle up a hill.
trying to struggle up a hill.
145
452245
3809
altı aylık bebekler.
07:48
And there's a helpful, friendly square
that pushes the ball up the hill,
that pushes the ball up the hill,
146
456943
4027
Topu yukarı doğru itekleyen
dostane bir kare var
dostane bir kare var
07:52
and then a mean triangle
pushes the ball back down.
pushes the ball back down.
147
460994
3245
ve bir de topu aşağı iten kötü üçgen.
07:57
After watching this several times,
148
465042
2382
Bunu birkaç kez izledik sonra
07:59
they ask the babies to pick,
149
467448
2070
bebeklere oynamaları için
birini seçmelerini söylüyorlar.
08:01
to choose what to play with.
150
469542
1342
08:02
They can pick a ball,
a square or a triangle.
a square or a triangle.
151
470908
3293
Topu, kareyi ya da üçgeni seçebilirler.
08:07
They never pick up the triangle.
152
475265
2191
Asla üçgeni seçmiyorlar.
08:09
All the babies want to be the square.
153
477480
1864
Tüm bebekler kare olmak istiyor.
08:13
And science also shows
154
481590
2072
Ayrıca bilim,
08:15
that when we see or perceive fairness,
155
483686
2762
adaleti gördüğümüzde ya da algıladığımızda
08:18
our brain releases a substance
that gives us pleasure,
that gives us pleasure,
156
486472
3693
beynimizin bize zevk ve neşe veren
bir madde salgıladığını gösteriyor.
bir madde salgıladığını gösteriyor.
08:22
proper joy.
157
490189
1150
08:24
But when we perceive
unfairness, we feel pain ...
unfairness, we feel pain ...
158
492225
2952
Adaletsizliği algıladığımızdaysa
acı hissediyoruz,
acı hissediyoruz,
08:28
even greater pain
159
496601
1204
hem de daha çok acı,
08:29
than the same type of pain
as if I really hurt myself.
as if I really hurt myself.
160
497829
2617
gerçekten yaralanmış olmanın
acısından bile daha fazla.
acısından bile daha fazla.
08:33
That's because unfairness triggers
the primitive, reptile part of our brain,
the primitive, reptile part of our brain,
161
501275
4136
Bunun sebebi, adaletsizliğin beynimizin
tehlikeler ve sağ kalmayla ilgilenen
tehlikeler ve sağ kalmayla ilgilenen
08:37
the part that deals
with threats and survival,
with threats and survival,
162
505435
3482
ilkel ve sürüngen kısmını tetikler
08:40
and when unfairness triggers a threat,
that's all we can think about.
that's all we can think about.
163
508941
3508
ve adaletsizlik bir tehdidi tetiklediğinde
düşünebildiğimiz tek şey odur.
düşünebildiğimiz tek şey odur.
08:44
Motivation, creativity, teamwork,
164
512473
3024
Motivasyon, yaratıcılık, takım çalışması,
08:47
they all go way back.
165
515521
1523
hepsi geriliyor.
08:50
And it makes sense
that we're wired this way,
that we're wired this way,
166
518119
2183
Bu şekilde ayarlanmış olmamız mantıklı
08:52
because we're social animals.
167
520326
1515
çünkü sosyal varlıklarız.
Sağ kalmak için bir topluluğun parçası
olmaya ihtiyacımız var.
olmaya ihtiyacımız var.
08:55
We need to be part
of a community to survive.
of a community to survive.
168
523000
2484
08:58
We're born so helpless
169
526134
2088
Aciz doğduğumuzdan dolayı
09:00
that someone needs to look after us
until we're maybe 10 years old,
until we're maybe 10 years old,
170
528246
3206
belki 10 yaşına kadar birinin bize
bakmasına ihtiyacımız var.
bakmasına ihtiyacımız var.
Böylece beynimiz yemeğe
doğru evrimleşiyor.
doğru evrimleşiyor.
09:03
so our brain evolves towards food.
171
531476
2246
O toplulukta olmaya ihtiyacımız var.
09:05
We need to be in that community.
172
533746
1889
09:07
So whether I like it or not,
173
535659
2577
Yani hoşuma gitsin ya da gitmesin
09:10
not being invited to the friend's wedding,
174
538260
2870
bir arkadaşın düğününe davet edilmeyince
09:13
my lizard brain is generating
the same response
the same response
175
541154
2993
kertenkele beynim topluluğumdan
dışlanma hissine kapıldığımda
dışlanma hissine kapıldığımda
09:16
as if I'm about to be pushed out
from my community.
from my community.
176
544171
2848
verdiği aynı tepkiyi veriyor.
09:20
So science explains quite nicely
why fairness is good
why fairness is good
177
548763
4302
Bilim oldukça iyi bir şekilde
adaletin neden iyi olduğunu
adaletin neden iyi olduğunu
ve adaletsizliğin bizi
neden savunmacı yaptığını açıklıyor,
neden savunmacı yaptığını açıklıyor,
09:25
and why unfairness
makes us really defensive,
makes us really defensive,
178
553089
2373
09:27
but science also shows
that in a fair environment,
that in a fair environment,
179
555486
3515
ama bilim aynı zamanda adil bir ortamda
09:31
not only do we all want to be the square,
180
559025
3075
sadece kare olmayı değil,
kare olma eğilimi gösterdiğimizi
kare olma eğilimi gösterdiğimizi
09:34
but we tend to be the square,
181
562124
2085
ve bunun da diğer insanlara
09:36
and this allows other people
to be fair in turn.
to be fair in turn.
182
564233
3501
adil bir fırsat sağladığını gösteriyor.
09:39
This creates a beautiful fairness circle.
183
567758
2506
Bu güzel bir adalet döngüsü yaratıyor.
09:43
But while we start off fair ...
184
571934
1682
Ama adil başlarken
09:46
one drop of unfairness
contaminates the whole pool,
contaminates the whole pool,
185
574934
5063
bir damla adaletsizlik
tüm havuzu kirletiyor
tüm havuzu kirletiyor
09:52
and unfortunately,
there's plenty of drops in that pool.
there's plenty of drops in that pool.
186
580021
3119
ve maalesef o havuzda pek çok damla var.
09:56
So our effort should be to filter out
187
584606
3961
Yani çabamız topluluğumuzdan
ve şirketimizden başlayarak
ve şirketimizden başlayarak
10:00
as much unfairness
as we can from everywhere,
as we can from everywhere,
188
588591
2096
yapabildiğimiz her yerde
10:02
starting from our communities,
starting from our companies.
starting from our companies.
189
590711
2762
mümkün olduğunca adaletsizliği temizlemek.
10:06
I worry about this a lot because I lead
a team of 3,000 excellent people,
a team of 3,000 excellent people,
190
594687
5548
Bunun için çok endişeleniyorum
çünkü muhteşem insanlardan oluşan
çünkü muhteşem insanlardan oluşan
3000 kişilik bir takımın lideriyim
ve 3000 mutlu, motive takım çalışanı ile
ve 3000 mutlu, motive takım çalışanı ile
10:12
and the difference between
3,000 happy, motivated team workers
3,000 happy, motivated team workers
191
600259
4270
10:16
and 3,000 clock-watchers is everything.
192
604553
2983
3000 saat gözleyicisi
arasındaki fark paha biçilemez.
arasındaki fark paha biçilemez.
10:21
So the first thing I try to do
in my fairness crusade
in my fairness crusade
193
609154
5353
Adalet mücadelemde
yapmaya çalıştığım ilk şey
yapmaya çalıştığım ilk şey
10:26
is to try to take myself
out of the equation.
out of the equation.
194
614531
3346
kendimi denklemden çıkarmak.
10:29
That means being aware of my own biases.
195
617901
2096
Bu ön yargılarımın farkına varmak demek.
10:32
For example, I really like
people who say yes
people who say yes
196
620021
2650
Örneğin her önerime evet diyen insanları
10:34
to whatever I suggest.
197
622695
1238
çok seviyorum.
10:35
(Laughter)
198
623957
1345
(Kahkahalar)
10:37
But that's not very good for the company
199
625326
2028
Ama bu şirket için pek de iyi değil,
10:39
and not very good
for anyone who has different ideas.
for anyone who has different ideas.
200
627378
2478
farklı fikirlere sahip insanlar için de.
10:41
So we try to actively promote
a culture of diversity of opinions
a culture of diversity of opinions
201
629880
4240
Bundan dolayı aktif olarak fikir
farklılığı ve karakter farklılığı kültürü
farklılığı ve karakter farklılığı kültürü
10:46
and diversity of character.
202
634144
1685
oluşturmaya çalışıyoruz.
10:47
The second thing we do
is a little more procedural.
is a little more procedural.
203
635853
2382
Yaptığımız ikinci şey
biraz daha yöntemsel.
biraz daha yöntemsel.
10:50
We look at all the rules, the processes,
the systems in the company,
the systems in the company,
204
638259
3704
Şirkette karar almak ve kaynakları
paylaştırmak için
paylaştırmak için
10:53
the ones we use to take decisions
and allocate resources,
and allocate resources,
205
641987
3596
kullandığımız tüm kurallar,
süreçler ve sistemlere bakıp
süreçler ve sistemlere bakıp
10:57
and we try to get rid
of anything that's not very clear,
of anything that's not very clear,
206
645607
3363
net, akılcı, mantıklı olmayan
11:00
not very rational, doesn't make sense,
207
648994
1850
kısımlardan kurtuluyoruz.
11:02
and we also try to fix
anything that's limiting
anything that's limiting
208
650868
2311
Ayrıca şirket içinde bilgi
aktarımını kısıtlayan
aktarımını kısıtlayan
11:05
the transfer of information
within the company.
within the company.
209
653203
2663
şeyleri düzeltmeye çalışıyoruz.
11:07
We then look at the culture
and the motivation for the same reasons.
and the motivation for the same reasons.
210
655890
3288
Sonra aynı sebeplerden kültür
ve motivasyona bakıyoruz.
ve motivasyona bakıyoruz.
11:11
But my point is that however hard
you look at the rules,
you look at the rules,
211
659202
2715
Demek istediğim kuralları,
süreçleri, sistemleri
süreçleri, sistemleri
ne kadar gözden geçirirseniz geçirin
-bunu yapmak zorundayız-
-bunu yapmak zorundayız-
11:13
the processes, the systems --
and we have to do that --
and we have to do that --
212
661941
2623
11:16
but however hard we look,
213
664588
1670
ne kadar dikkatli olsak da
11:18
we're never going to do enough
to get to the real essence of fairness.
to get to the real essence of fairness.
214
666282
3460
adaletin gerçek özüne ulaşmak için
yeterince çabalamış olmayacağız.
yeterince çabalamış olmayacağız.
11:21
That's because the last mile of fairness
requires something else.
requires something else.
215
669766
4158
Çünkü adaletin son mili
başka bir şey gerektiriyor.
başka bir şey gerektiriyor.
11:27
It's about what people's emotions are,
216
675330
2270
Bu, insanların duyguları,
11:29
what their needs are,
217
677624
1563
ihtiyaçlarının ne olduğu,
11:31
what's going on in their private lives,
218
679211
2619
özel hayatlarında olup bitenler
11:33
what society needs.
219
681854
1435
ve toplumun ihtiyaçlarıyla alakalı.
11:36
These are all questions and elements
220
684994
2763
Bunların hepsi çalışma tablosuna,
11:39
that are very hard to put
into a spreadsheet, into an algorithm.
into a spreadsheet, into an algorithm.
221
687781
3850
algoritmaya aktarması zor
sorular ve unsurlar.
sorular ve unsurlar.
11:43
It's very hard to make them
part of our rational decision.
part of our rational decision.
222
691655
3223
Bunları akılcı kararlarımızın
bir parçası yapmak oldukça zor.
bir parçası yapmak oldukça zor.
11:46
But if we miss these,
we're missing key important points,
we're missing key important points,
223
694902
3636
Ama bunları atlarsak önemli noktaların
anahtarını atlamış oluruz
anahtarını atlamış oluruz
11:50
and the outcome is likely to feel unfair.
224
698562
2299
ve bunun sonucunun
adaletsiz hissettirmesi olasıdır.
adaletsiz hissettirmesi olasıdır.
11:54
So we should cross-check our decisions
with our fairness center switched on.
with our fairness center switched on.
225
702180
4167
Yani kararlarımızın sağlamasını
adalet merkezimiz açıkken yapmalıyız.
adalet merkezimiz açıkken yapmalıyız.
11:59
Is it right that this guy should get
the job he's really hoping to get?
the job he's really hoping to get?
226
707502
3356
Bu adamın almayı umduğu işi
alması doğru mu?
alması doğru mu?
12:03
Is it right that this guy should be fired?
227
711414
2302
Bu adamın kovulması doğru mu?
12:07
Is it right that we should be charging
so much for this product?
so much for this product?
228
715273
3198
Bu ürün için bu kadar
ücret almamız doğru mu?
ücret almamız doğru mu?
12:12
These are tough questions.
229
720129
1500
Bunlar zor sorular.
12:15
But if we take the time to ask ourselves
230
723241
3881
Ama eğer zaman ayırıp akılcı cevap
12:19
whether the rational answer
is the right one ...
is the right one ...
231
727146
4102
doğru cevap mı diye sorarsak...
12:24
we all know deep inside
what the answer is.
what the answer is.
232
732529
2857
derinlerde hepimiz cevabı biliyoruz.
12:27
We've known since we were babies.
233
735410
1611
Bebekliğimizden beri biliyoruz.
12:30
And to know what the right answer is
234
738975
2340
Karar verirken doğru cevab biliyor olmak
12:33
is pretty cool for decision-making.
235
741339
1888
oldukça güzel bir duygu.
12:37
And if we turn on our hearts,
236
745130
2717
Kalplerimizi açarsak bu,
12:39
that's the key to getting
the real best out of people,
the real best out of people,
237
747871
2643
insanlardaki gerçek iyiliği
ortaya çıkarmanın anahtarıdır
ortaya çıkarmanın anahtarıdır
12:42
because they can smell it if you care,
238
750538
2643
çünkü umursayıp
umursamadığınızı anlayabilirler
umursamadığınızı anlayabilirler
12:45
and only when you really care
will they leave their fears behind
will they leave their fears behind
239
753205
3097
ve sadece gerçekten umursarsanız
korkularını birkenara bırakıp
korkularını birkenara bırakıp
12:48
and bring their true selves to work.
240
756326
1807
gerçek benliklerini işe getirebilirler.
12:51
So if fairness is a keystone of life,
241
759731
2609
Peki adalet hayatın kilit taşıysa
12:54
why isn't every leader
making it their priority?
making it their priority?
242
762364
2927
neden her lider bunu önceliği yapmıyor?
12:58
Wouldn't it be cool to work
in a company that was more fair?
in a company that was more fair?
243
766019
2928
Daha adil bir şirkette çalışmak
harika olmaz mıydı?
harika olmaz mıydı?
13:02
Wouldn't it be great to have
colleagues and bosses
colleagues and bosses
244
770492
2575
60 senelik GMAT sınavları yerine
13:05
that were selected and trained
for fairness and for character
for fairness and for character
245
773091
4092
adalet ve karakter
için seçilmiş ve eğitilmiş
için seçilmiş ve eğitilmiş
13:09
and not based on 60-year-old GMATs?
246
777207
2233
meslektaş ve işverenlerle çalışmak
harika olmaz mıydı?
harika olmaz mıydı?
13:13
Wouldn't it be nice to be able
to knock on the door
to knock on the door
247
781225
2405
Bir Baş Adalet Memuru'nun
kapısını çalabilmek
kapısını çalabilmek
13:15
of a Chief Fairness Officer?
248
783654
1721
güzel olmaz mıydı?
13:18
We'll get there,
but why is it not happening now?
but why is it not happening now?
249
786172
2727
Oraya ulaşacağız ama bu
neden şimdi olmuyor?
neden şimdi olmuyor?
13:21
Well, partly, it's because of inertia,
250
789502
2335
Kısmen adalet yüzünden
13:23
partly, it's because fairness
isn't always easy.
isn't always easy.
251
791861
3157
kısmen adaletin her zaman
kolay olmamasından.
kolay olmamasından.
13:27
It requires judgment and risk.
252
795042
1801
Muhakeme ve risk gerektiriyor.
13:29
Drilling that eighth well was a risk.
253
797741
2500
Sekizinciyi kuyuyu kazmak bir riskti.
13:33
Promoting the guy who didn't finish
high school was a risk.
high school was a risk.
254
801336
3079
Liseyi bitirmemiş
birini desteklemek bir riskti.
birini desteklemek bir riskti.
13:37
Building a cheese factory
in Ecuador was a risk.
in Ecuador was a risk.
255
805164
2833
Ekvator'da peynir fabrikası
yapmak bir riskti.
yapmak bir riskti.
13:41
But fairness is a risk worth taking,
256
809354
3819
Ama adalet almaya değecek bir risk.
13:45
so we should be asking ourselves,
257
813197
2556
Bu yüzden kendimize sormalıyız,
13:47
where can we take this risk?
258
815777
2316
bu riski nerede alabiliriz?
13:51
Where can we push ourselves
a little bit further,
a little bit further,
259
819031
4247
Kendimizi akılcı olanın ötesine
ve doğru olanı yapmaya
ve doğru olanı yapmaya
13:55
to go beyond what's rational
and do what's right?
and do what's right?
260
823302
2959
hangi noktada biraz daha itebiliriz?
13:59
Thank you.
261
827865
1151
Teşekkürler.
14:01
(Applause)
262
829040
5618
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Marco Alverà - Businessman, fairness crusaderMarco Alverà is an Italian/American businessman and CEO of Snam, Europe’s largest natural gas utility.
Why you should listen
Marco Alverà has 20 years of experience in Italy's most important energy companies. He holds a degree in Philosophy and Economics from the London School of Economics and started his career working at Goldman Sachs in London.
In 2002, Alverà joined Enel as Director of Group Corporate Strategy and a member of the management committee, contributing significantly to the development of the company's gas strategy. In 2004, he became Chief Financial Officer of Wind Telecom and oversaw the sale of Wind to Orascom.
In 2005, Alverà moved to Eni where he worked for 10 years holding various positions. He joined the company as Director of Supply & Portfolio Development at the Gas & Power Division, successfully navigating the group through the gas Russia-Ukraine gas crisis in the Winter of 2006. In 2008 he moved to Eni's Exploration & Production Division as Executive Vice President for Russia, Northern Europe, and North and South America. In 2010 he was appointed Chief Executive Officer of Eni Trading and Shipping. In 2013, he took on responsibility for the Midstream business unit, which consolidates the results of Eni's Gas & Power Division and brings together all of the supply, logistics and trading activities linked to energy commodities. He was later appointed Chief Retail Market Gas & Power Officer at Eni.
Alverà is a Visiting Fellow of the University of Oxford. He currently serves as President of GasNaturally, non-executive director of S&P Global and member of the General Council of the Giorgio Cini Foundation in Venice.
Marco Alverà | Speaker | TED.com