TED Salon Brightline Initiative
Amy Edmondson: How to turn a group of strangers into a team
Amy Edmondson: Bir grup yabancıyı nasıl bir takıma dönüştürürüz
Filmed:
Readability: 3.9
2,097,778 views
İşletme fakültesi profesörü Amy Edmondson insanların hızlıca (ve genellikle geçici olarak) yeni, acil ve ender problemleri çözmek için bir araya geldikleri "takım olmayı" inceliyor. 2010'da Şili'de 800 metre yerin altında mahsur kalmış 33 madencinin inanılmaz kurtarılışı gibi doğaçlama gelişen ekip çalışması hikâyelerini hatırlatırken Edmondson bir grup yabancıyı zorluklara çabucak karşılık verebilen hızlı düşünebilen bir takıma dönüştüren unsurları paylaşıyor.
Amy Edmondson - Leadership expert
Amy Edmondson, the Novartis Professor of Leadership and Management at the Harvard Business School, studies people and teams seeking to make a positive difference through the work they do. Full bio
Amy Edmondson, the Novartis Professor of Leadership and Management at the Harvard Business School, studies people and teams seeking to make a positive difference through the work they do. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
It's August 5, 2010.
0
864
2571
Takvimler 5 Ağustos 2010'u gösteriyordu.
00:16
A massive collapse at the San José
Copper Mine in Northern Chile
Copper Mine in Northern Chile
1
4166
4115
Kuzey Şili'de bulunan San Jose Bakır
Madeni'nde yaşanan çok büyük bir çöküntü
Madeni'nde yaşanan çok büyük bir çöküntü
00:20
has left 33 men trapped half a mile --
that's two Empire State Buildings --
that's two Empire State Buildings --
2
8305
6181
33 kişiyi dünyanın en sert
kayalarının 800 metre altında bıraktı
kayalarının 800 metre altında bıraktı
00:26
below some of the hardest
rock in the world.
rock in the world.
3
14510
2831
ki bu yaklaşık iki tane
Empire State Binası'na denk gelir.
Empire State Binası'na denk gelir.
00:30
They will find their way to a small refuge
designed for this purpose,
designed for this purpose,
4
18522
4690
Bu gibi durumlar için hazırlanmış
ufak bir sığınak vardı
ufak bir sığınak vardı
00:35
where they will find intense heat, filth
5
23236
4080
ki orası çok sıcak, pis
00:39
and about enough food
for two men for 10 days.
for two men for 10 days.
6
27340
2961
ve iki kişiye 10 gün
yetecek kadar erzağa sahipti.
yetecek kadar erzağa sahipti.
00:43
Aboveground, it doesn't take long
7
31436
3468
Yeryüzünde, uzmanların
00:46
for the experts to figure out
that there is no solution.
that there is no solution.
8
34928
3155
bir çözüm olmadığını anlamaları
fazla uzun sürmemişti.
fazla uzun sürmemişti.
00:50
No drilling technology in the industry
is capable of getting through rock
is capable of getting through rock
9
38560
5678
Elde bulunan sondaj teknolojisi,
bu kadar sert ve derinde bulunan
bu kadar sert ve derinde bulunan
00:56
that hard and that deep
10
44262
2433
kayaları işçilerin hayatını
kurtaracak hızda
kurtaracak hızda
00:58
fast enough to save their lives.
11
46719
2335
delecek kapasiteye sahip değildi.
01:02
It's not exactly clear
where the refuge is.
where the refuge is.
12
50612
3051
Sığınağın nerede olduğu
tam olarak bilinmiyordu.
tam olarak bilinmiyordu.
Madencilerin hayatta olup
olmadıkları bile belirsizdi.
olmadıkları bile belirsizdi.
01:06
It's not even clear
if the miners are alive.
if the miners are alive.
13
54933
2312
01:10
And it's not even clear who's in charge.
14
58593
2012
Hatta komuta kimde
o bile bilinmiyordu.
o bile bilinmiyordu.
01:12
Yet, within 70 days, all 33 of these men
will be brought to the surface alive.
will be brought to the surface alive.
15
60629
5925
Yine de 70 günün sonunda, 33 işçinin hepsi
canlı bir şekilde oradan çıkarıldı.
canlı bir şekilde oradan çıkarıldı.
01:19
This remarkable story is a case study
16
67090
3610
Bu, takım olmanın gücünü gösteren
01:22
in the power of teaming.
17
70724
1359
örnek bir olaydır.
01:24
So what's "teaming"?
18
72678
1339
Peki "takım olma" nedir?
01:26
Teaming is teamwork on the fly.
19
74041
2207
Takım olma doğaçlama yapılan ekip işidir.
01:28
It's coordinating
and collaborating with people
and collaborating with people
20
76272
2452
Her türlü zorluk altında insanları
01:30
across boundaries of all kinds --
21
78748
1965
bir araya getirip iş birliği yapmaktır.
01:32
expertise, distance,
time zone, you name it --
time zone, you name it --
22
80737
4684
Bu farklılıklar uzmanlık alanı, mesafe,
zaman dilimi vs. olabilir.
zaman dilimi vs. olabilir.
01:37
to get work done.
23
85445
1740
Amaç işi halletmektir.
01:39
Think of your favorite sports team,
because this is different.
because this is different.
24
87209
3575
Tuttuğunuz spor takımını düşünün
çünkü bu farklı bir şeydir.
çünkü bu farklı bir şeydir.
01:42
Sports teams work together: that magic,
those game-saving plays.
those game-saving plays.
25
90808
4985
Spor takımları birlikte çalışırlar:
O sihirli, maçı kurtaran anları düşünün.
O sihirli, maçı kurtaran anları düşünün.
01:47
Now, sports teams win
because they practice.
because they practice.
26
95817
4083
Spor takımları antrenman
yaptıkları için kazanırlar.
yaptıkları için kazanırlar.
01:51
But you can only practice
if you have the same members over time.
if you have the same members over time.
27
99924
4465
Ama antrenman yapma şartı, bir süre
boyunca aynı elemanlara sahip olmaktır.
boyunca aynı elemanlara sahip olmaktır.
01:56
And so you can think of teaming ...
28
104413
2116
Şimdi takım olmayı düşünebilirsiniz.
01:58
Sports teams embody
the definition of a team,
the definition of a team,
29
106553
3290
Spor takımları, takım olmanın
somutlaşmış halidir.
somutlaşmış halidir.
02:01
the formal definition.
30
109867
1369
Sözlük tanımı şöyledir:
02:03
It's a stable, bounded,
reasonably small group of people
reasonably small group of people
31
111260
4001
Ortak bir amacı başarmak
için birbirine bağlı olan
için birbirine bağlı olan
02:07
who are interdependent
in achieving a shared outcome.
in achieving a shared outcome.
32
115285
2682
sabit, sınırlı, makulen
az kişiden oluşan grup.
az kişiden oluşan grup.
02:10
You can think of teaming
as a kind of pickup game in the park,
as a kind of pickup game in the park,
33
118690
3523
Takım olmayı parkta yaptığınız,
plansız maçlara benzetebilirsiniz.
plansız maçlara benzetebilirsiniz.
02:14
in contrast to the formal,
well-practiced team.
well-practiced team.
34
122237
2924
Ki bu resmi, iyi antrenmanlı takım
tanımına hiç uymuyor.
tanımına hiç uymuyor.
02:17
Now, which one is going
to win in a playoff?
to win in a playoff?
35
125185
2528
Sizce rövanş maçını hangi takım kazanır?
02:19
The answer is obvious.
36
127737
1596
Cevap çok açık.
02:21
So why do I study teaming?
37
129828
1864
O zaman neden
bu konuyu araştırıyorum?
bu konuyu araştırıyorum?
02:24
It's because it's the way
more and more of us have to work today.
more and more of us have to work today.
38
132550
4422
Çünkü günümüzde çoğumuzun
bu şekilde çalışması gerekiyor.
bu şekilde çalışması gerekiyor.
02:29
With 24/7 global fast-paced operations,
39
137368
3927
Bitmek bilmeyen hızlı, küresel işlemler,
02:33
crazy shifting schedules
40
141319
2712
değişken takvimlerimiz,
02:36
and ever-narrower expertise,
41
144055
2716
kısıtlı uzmanlıklarımız,
02:38
more and more of us have to work
with different people all the time
with different people all the time
42
146795
3230
işlerimizi bitirmek için sürekli başka
insanlarla birlikte çalışmamız gerekiyor.
insanlarla birlikte çalışmamız gerekiyor.
02:42
to get our work done.
43
150049
1363
02:43
We don't have the luxury of stable teams.
44
151436
2634
Sabit takımlara
sahip olma lüksümüz yok.
sahip olma lüksümüz yok.
02:46
Now, when you can have that luxury,
by all means do it.
by all means do it.
45
154094
4130
Eğer böyle bir lüksünüz varsa,
bunu kullanın.
bunu kullanın.
02:50
But increasingly for a lot
of the work we do today,
of the work we do today,
46
158248
2744
Ama bugün yaptığımız işlerin bir çoğunda
02:53
we don't have that option.
47
161016
1458
bu seçeneğe sahip değiliz.
02:54
One place where this is true is hospitals.
48
162498
2852
Bunun geçerli olduğu
yerlerden biri de hastaneler.
yerlerden biri de hastaneler.
02:57
This is where I've done
a lot of my research over the years.
a lot of my research over the years.
49
165831
3104
Ben de yıllar boyunca birçok
araştırmamı orada gerçekleştirdim.
araştırmamı orada gerçekleştirdim.
03:00
So it turns out hospitals
have to be open 24/7.
have to be open 24/7.
50
168959
4842
Hastaneler 7/24 açık olmak zorundalar.
03:06
And patients -- well,
they're all different.
they're all different.
51
174524
3440
Hastaların da hepsi birbirinden farklı.
Farklı ve benzersiz yönleriyle
birbirlerinden ayrılıyorlar.
birbirlerinden ayrılıyorlar.
03:09
They're all different
in complicated and unique ways.
in complicated and unique ways.
52
177988
2757
03:12
The average hospitalized patient is seen
by 60 or so different caregivers
by 60 or so different caregivers
53
180769
5603
Hastaneye yatan bir hasta,
kaldığı süre boyunca yaklaşık 60 civarı
kaldığı süre boyunca yaklaşık 60 civarı
03:18
throughout his stay.
54
186396
1452
tıbbi görevli görüyor.
03:20
They come from different shifts,
different specialties,
different specialties,
55
188555
2683
Bu kişiler farklı zamanlarda ve
özelliklerde geliyorlar.
özelliklerde geliyorlar.
03:23
different areas of expertise,
56
191262
3941
Uzmanlık alanları da farklı.
03:27
and they may not even
know each other's name.
know each other's name.
57
195227
2493
Birbirlerinin isimlerini
bile bilmiyor olabilirler.
bile bilmiyor olabilirler.
03:29
But they have to coordinate in order
for the patient to get great care.
for the patient to get great care.
58
197744
3555
Ancak hastanın en iyi hizmeti
alabilmesi için birlikte çalışmalılar.
alabilmesi için birlikte çalışmalılar.
03:33
And when they don't,
the results can be tragic.
the results can be tragic.
59
201323
2727
Bunu başaramazlarsa,
trajik sonuçlar ortaya çıkabilir.
trajik sonuçlar ortaya çıkabilir.
03:36
Of course, in teaming,
the stakes aren't always life and death.
the stakes aren't always life and death.
60
204885
3792
Tabii ki takım olma konusunda,
ihtimaller hep yaşam ya da ölüm değil.
ihtimaller hep yaşam ya da ölüm değil.
03:40
Consider what it takes
to create an animated film,
to create an animated film,
61
208701
4040
Bir animasyon yaratmak için
gerekenleri düşünün,
gerekenleri düşünün,
03:44
an award-winning animated film.
62
212765
1695
ödül kazanan bir animasyon.
03:46
I had the good fortune
to go to Disney Animation
to go to Disney Animation
63
214484
3156
Disney Animation'u ziyaret etme
şansına sahip olmuştum.
şansına sahip olmuştum.
03:49
and study over 900 scientists, artists,
64
217664
4938
"Karlar Ülkesi" gibi harika
yapıtlar yaratmak için
yapıtlar yaratmak için
03:54
storytellers, computer scientists
65
222626
2387
değişken şartlarda bir araya gelen
03:57
as they teamed up in constantly
changing configurations
changing configurations
66
225037
3963
900 bilim insanı, sanatçı, öykü yazarı
ve bilgisayar uzmanı
ve bilgisayar uzmanı
04:01
to create amazing outcomes like "Frozen."
67
229024
3318
üzerinde araştırma yaptım.
04:04
They just work together,
and never the same group twice,
and never the same group twice,
68
232366
4439
Birlikte çalışıyorlar,
aynı grupta iki kez bulunmuyorlar,
aynı grupta iki kez bulunmuyorlar,
04:08
not knowing what's going to happen next.
69
236829
2322
ileride ne olacağını bilmiyorlar.
04:11
Now, taking care of patients
in the emergency room
in the emergency room
70
239175
3491
Acil serviste hastalara bakmakla
04:14
and designing an animated film
71
242690
2438
bir animasyon oluşturmak
04:17
are obviously very different work.
72
245152
2288
tabii ki çok farklı işler.
04:19
Yet underneath the differences,
they have a lot in common.
they have a lot in common.
73
247464
3736
Ancak farkları çıkartınca
birçok ortak yönleri var.
birçok ortak yönleri var.
04:23
You have to get different expertise
at different times,
at different times,
74
251224
3399
Farklı zamanlarda, farklı
uzmanlıklara sahip olmalısınız.
uzmanlıklara sahip olmalısınız.
04:26
you don't have fixed roles,
you don't have fixed deliverables,
you don't have fixed deliverables,
75
254647
3525
Sabit roller veya sabit bir iş yok.
04:30
you're going to be doing a lot of things
that have never been done before,
that have never been done before,
76
258196
3538
Daha önce yapılmamış
birçok şey yapmanız gerekiyor.
birçok şey yapmanız gerekiyor.
04:33
and you can't do it in a stable team.
77
261758
2462
Bunu da sabit bir takımda yapamazsınız.
04:36
Now, this way of working isn't easy,
78
264776
3587
Bu çalışma tarzı hiç kolay değil.
04:40
but as I said, it's more and more
the way many of us have to work,
the way many of us have to work,
79
268387
3552
Ama dediğim gibi, artık çoğumuzun
bu şekilde çalışması gerektiği için
bu şekilde çalışması gerektiği için
04:43
so we have to understand it.
80
271963
1397
bunu anlamamız lazım.
04:45
And I would argue
that it's especially needed
that it's especially needed
81
273384
3610
Ayrıca bunun karmaşık,
tahmin edilemez işlerde
tahmin edilemez işlerde
04:49
for work that's complex and unpredictable
82
277018
2106
ve büyük problemleri çözmede
04:51
and for solving big problems.
83
279148
2001
gerekli bir şey olduğunu düşünüyorum.
04:53
Paul Polman, the Unilever CEO,
put this really well
put this really well
84
281173
3799
Unilever CEO'su Paul Polman
bunu çok güzel anlatıyor.
bunu çok güzel anlatıyor.
04:56
when he said, "The issues we face today
are so big and so challenging,
are so big and so challenging,
85
284996
4124
Kendisi, "Bugün karşılaştığımız sorunlar
çok büyük ve zorlular ki
çok büyük ve zorlular ki
05:01
it becomes quite clear
we can't do it alone,
we can't do it alone,
86
289144
2372
bunları kendi başımıza
çözemeyeceğimiz çok bariz,
çözemeyeceğimiz çok bariz,
05:03
and so there is a certain humility
in knowing you have to invite people in."
in knowing you have to invite people in."
87
291540
3991
başka insanları da dahil etmek
bu yüzden güzel bir tevazu örneğidir."
bu yüzden güzel bir tevazu örneğidir."
05:07
Issues like food or water scarcity
cannot be done by individuals,
cannot be done by individuals,
88
295943
6167
Yiyecek ve su kıtlığı gibi sorunlar
bireyler tarafından çözülemez.
bireyler tarafından çözülemez.
05:14
even by single companies,
89
302134
1598
Bir şirket bile bunu başaramaz.
05:15
even by single sectors.
90
303756
1576
Salt bir sektör bile.
05:17
So we're reaching out
to team across big teaming,
to team across big teaming,
91
305356
5140
Bu yüzden büyük takımlar
oluşturmak için temaslar kuruyoruz.
oluşturmak için temaslar kuruyoruz.
05:22
grand-scale teaming.
92
310520
1499
Çok büyük takımlar.
05:24
Take the quest for smart cities.
93
312591
2213
Akıllı şehirleri düşünün.
05:27
Maybe you've seen some of the rhetoric:
94
315342
2585
Onlar hakkında söylenenleri
duymuş olabilirsiniz:
duymuş olabilirsiniz:
05:29
mixed-use designs,
zero net energy buildings,
zero net energy buildings,
95
317951
3574
Karışık tasarımlar,
sıfır enerjili binalar,
sıfır enerjili binalar,
05:33
smart mobility,
96
321549
2285
akıllı mobilite,
05:35
green, livable, wonderful cities.
97
323858
2495
yeşil, yaşanabilir, harika şehirler.
05:39
We have the vocabulary,
we have the visions,
we have the visions,
98
327162
3193
Gerekli söz oyunlarına ve vizyona sahibiz.
05:42
not to mention the need.
99
330379
1889
Tabii ki ihtiyaçtan bahsetmiyorum bile.
05:44
We have the technology.
100
332292
1496
Gerekli teknolojiye de sahibiz.
05:45
Two megatrends --
101
333812
1487
İki büyük trend var.
05:47
urbanization, we're fast
becoming a more urban planet,
becoming a more urban planet,
102
335323
2907
Biri olan kentleşme, bizi daha
kentsel bir gezegen yapıyor.
kentsel bir gezegen yapıyor.
05:50
and climate change --
103
338254
1300
Bir de iklim değişimi var.
05:51
have been increasingly pointing to cities
104
339578
2862
Bu iki trend, inovasyon için
şehirleri hedef alıyor.
şehirleri hedef alıyor.
05:54
as a crucial target for innovation.
105
342464
2254
05:57
And now around the world
in various locations,
in various locations,
106
345106
2270
Günümüzde dünyanın
farklı yerindeki insanlar
farklı yerindeki insanlar
05:59
people have been teaming up
107
347400
1988
yeşil, yaşanabilir, akıllı şehirler
06:01
to design and try to create
green, livable, smart cities.
green, livable, smart cities.
108
349412
4211
yaratmak için bir araya geliyorlar.
06:06
It's a massive innovation challenge.
109
354154
2500
Bu büyük bir inovasyon meydan okuması.
06:09
To understand it better,
110
357362
1696
Durumu daha iyi anlamak için
06:11
I studied a start-up --
a smart-city software start-up --
a smart-city software start-up --
111
359082
5508
bir akıllı şehir yazılımı
üzerine araştırma yaptım.
üzerine araştırma yaptım.
06:16
as it teamed up
with a real estate developer,
with a real estate developer,
112
364614
2654
Gerçek bir şehir planlamacısı,
06:19
some civil engineers,
113
367292
1979
inşaat mühendisleri,
06:21
a mayor,
114
369295
1457
belediye başkanı,
06:23
an architect, some builders,
some tech companies.
some tech companies.
115
371680
3859
bir mimar, birkaç müteahhit
ve teknoloji firmaları bir araya geldi.
ve teknoloji firmaları bir araya geldi.
06:27
Their goal was to build
a demo smart city from scratch.
a demo smart city from scratch.
116
375563
4274
Amaçları sıfırdan bir
akıllı şehir demosu yaratmaktı.
akıllı şehir demosu yaratmaktı.
06:32
OK. Five years into the project,
not a whole lot had happened.
not a whole lot had happened.
117
380475
4511
Projenin beşinci yılında
fazla bir şey olmamıştı.
fazla bir şey olmamıştı.
06:37
Six years, still no ground broken.
118
385010
4349
Altıncı yıl, hâlâ pek bir şey yok.
06:41
It seemed that teaming
across industry boundaries
across industry boundaries
119
389383
3315
Görünüşe göre farklı sektörlerden
06:44
was really, really hard.
120
392722
2313
bir takım oluşturmak oldukça zormuş.
06:48
OK, so ...
121
396215
1212
Pekâlâ...
06:50
We had inadvertently discovered
122
398362
3476
Bu projede farkında olmadan
06:53
what I call "professional culture clash"
with this project.
with this project.
123
401862
3504
"profesyonel kültür çatışması"
dediğim şeyi keşfettik.
dediğim şeyi keşfettik.
06:57
You know, software engineers
and real estate developers
and real estate developers
124
405390
4059
Yazılım mühendisleri
ve şehir planlamacıları
ve şehir planlamacıları
07:01
think differently --
125
409473
1593
farklı düşünüyorlar.
07:03
really differently:
126
411090
1758
Bayağı farklı:
07:04
different values, different time frames --
time frames is a big one --
time frames is a big one --
127
412872
4341
farklı değerler, farklı zaman dilimleri --
zaman dilimleri farkı büyük bir fark --
zaman dilimleri farkı büyük bir fark --
07:09
and different jargon, different language.
128
417237
3157
farklı mesleki diller, farklı lisanlar.
07:12
And so they don't always see eye to eye.
129
420418
2667
Bu nedenle her zaman
aynı fikirde olmuyorlar.
aynı fikirde olmuyorlar.
07:15
I think this is a bigger problem
than most of us realize.
than most of us realize.
130
423109
3995
Bence bu çoğumuzun düşündüğünden
daha büyük bir problem.
daha büyük bir problem.
07:19
In fact, I think
professional culture clash
professional culture clash
131
427128
4604
Doğrusu, bence
profesyonel kültürel çatışması
profesyonel kültürel çatışması
07:23
is a major barrier to building
the future that we aspire to build.
the future that we aspire to build.
132
431756
4500
hayalini kurduğumuz geleceği
inşa etmemizin önündeki başlıca problem.
inşa etmemizin önündeki başlıca problem.
07:28
And so it becomes a problem
that we have to understand,
that we have to understand,
133
436280
2781
Bu yüzden anlamamız gereken bir problem.
07:31
a problem that we have
to figure out how to crack.
to figure out how to crack.
134
439085
3932
Nasıl çözeceğimizi bulmamız gereken
bir problem.
bir problem.
07:35
So how do you make sure teaming goes well,
especially big teaming?
especially big teaming?
135
443041
4047
Peki takım olmanın iyi
gideceğinden nasıl emin oluyoruz,
gideceğinden nasıl emin oluyoruz,
özellikle büyük takımlar için?
07:39
This is the question I've been trying
to solve for a number of years
to solve for a number of years
136
447819
3274
İşte bu, benim senelerdir,
farklı iş yerlerinde, araştırmamla,
farklı iş yerlerinde, araştırmamla,
07:43
in many different workplaces
137
451117
1455
cevabını bulmaya çalıştığım soru.
07:44
with my research.
138
452596
1281
07:46
Now, to begin to get just a glimpse
of the answer to this question,
of the answer to this question,
139
454266
4180
Şimdi, bu sorunun cevabını
bir an için görmeye başlamak adına
bir an için görmeye başlamak adına
Şili'ye geri dönelim.
07:50
let's go back to Chile.
140
458470
1312
Şili'de farklı mesleklerden,
07:52
In Chile, we witnessed 10 weeks of teaming
141
460403
5066
farklı şirketlerden, farklı sektörlerden
07:57
by hundreds of individuals
142
465493
2161
hatta farklı milletlerden yüzlerce bireyin
07:59
from different professions,
different companies,
different companies,
143
467678
2558
on hafta süren takım olma
serüvenlerine şahit olduk.
serüvenlerine şahit olduk.
08:02
different sectors, even different nations.
144
470260
2461
08:04
And as this process unfolded,
145
472745
3383
Bu süreç ilerledikçe
pek çok fikirleri vardı,
pek çok şey denediler,
pek çok şey denediler,
08:08
they had lots of ideas,
they tried many things,
they tried many things,
146
476152
4610
08:12
they experimented, they failed,
147
480786
2250
deneme yaptılar, başarısız oldular,
08:15
they experienced
devastating daily failure,
devastating daily failure,
148
483060
3498
her gün yıkıcı
başarısızlıklarla karşılaştılar
başarısızlıklarla karşılaştılar
ama toparlandılar, dayandılar
08:18
but they picked up, persevered,
149
486582
1723
08:20
and went on forward.
150
488329
2084
ve ilerledier.
08:22
And really, what we witnessed there
151
490437
4629
Gerçekten orda şahit olduğumuz şey
oldukça gerçek bir mücadele karşısında
08:27
was they were able to be humble
152
495090
2634
alçak gönüllü olabilmeleriydi,
08:29
in the face of the very
real challenge ahead,
real challenge ahead,
153
497748
3313
özellikle çeşitli uzmanlıktan
ve ayrıca milliyetten olan
ve ayrıca milliyetten olan
08:33
curious -- all of these
diverse individuals,
diverse individuals,
154
501085
2275
bütün bu farklı bireylerin,
08:35
diverse expertise especially,
nationality as well,
nationality as well,
155
503384
2704
birbirlerinin ne sunduğu hakkında
oldukça meraklı olabilmeleriydi.
oldukça meraklı olabilmeleriydi.
08:38
were quite curious about
what each other brings.
what each other brings.
156
506112
2369
08:40
And they were willing to take risks
to learn fast what might work.
to learn fast what might work.
157
508505
4451
Neyin işe yarayabilceğini hızlıca
öğrenmek için risk almaya hazırdılar.
öğrenmek için risk almaya hazırdılar.
Nihayetinde, bu olağanüstü
hikâyenin 17 gün sonunda
hikâyenin 17 gün sonunda
08:44
And ultimately, 17 days
into this remarkable story,
into this remarkable story,
158
512980
5226
her yerden fikirler geldi.
08:50
ideas came from everywhere.
159
518230
1741
08:51
They came from André Sougarret,
who is a brilliant mining engineer
who is a brilliant mining engineer
160
519995
3478
Devlet tarafından kurtarmaya
öncülük etmek için atanan
öncülük etmek için atanan
oldukça akıllı bir maden mühendisi olan
André Sougarret'den geldi.
André Sougarret'den geldi.
08:55
who was appointed by the government
to lead the rescue.
to lead the rescue.
161
523497
2708
NASA'dan geldi.
08:58
They came from NASA.
162
526229
1642
Şili Özel Kuvvetleri'nden geldi.
08:59
They came from Chilean Special Forces.
163
527895
2572
Tüm dünyada gönüllülerden geldi.
09:03
They came from volunteers
around the world.
around the world.
164
531070
2261
09:05
And while many of us,
including myself, watched from afar,
including myself, watched from afar,
165
533355
4291
Birçoğumuz, kendim de dahil
olmak üzere, uzaktan izlerken
olmak üzere, uzaktan izlerken
bu insanlar kayaları delerken
yavaş, acılı aşama kaydettiler.
yavaş, acılı aşama kaydettiler.
09:10
these folks made slow,
painful progress through the rock.
painful progress through the rock.
166
538273
4069
09:14
On the 17th day, they
broke through to the refuge.
broke through to the refuge.
167
542366
4004
17. günde, sığınağa ulaştılar.
Bu gerçekten olağanüstü bir andı.
09:18
It's just a remarkable moment.
168
546394
1952
09:20
And with just a very small incision,
they were able to find it
they were able to find it
169
548905
4543
Sadece çok küçük bir yarıktan
bir dizi deneysel teknikler bulabildiler.
09:25
through a bunch
of experimental techniques.
of experimental techniques.
170
553472
2195
09:27
And then for the next 53 days,
171
555691
2469
Sonraki 53 gün boyunca,
o dar hayat bağı,
o dar hayat bağı,
09:30
that narrow lifeline would be the path
172
558184
4154
yeryüzünde geniş bir delik
yaratmaya bir yol bulmak
yaratmaya bir yol bulmak
09:34
where food and medicine
and communication would travel,
and communication would travel,
173
562362
3994
09:38
while aboveground, for 53 more days,
they continued the teaming
they continued the teaming
174
566380
4066
ve aynı zamanda bir kapsül tasarlamak için
takım olmaya devam ederken
takım olmaya devam ederken
09:42
to find a way to create a much larger hole
175
570470
3825
yiyecek, ilaç ve iletişimin
ulaşacağı yol olacaktı.
ulaşacağı yol olacaktı.
09:46
and also to design a capsule.
176
574319
3436
Kapsül bu.
09:49
This is the capsule.
177
577779
1189
Daha sonra 69. günde
09:50
And then on the 69th day,
178
578992
2241
09:53
over 22 painstaking hours,
179
581257
2785
itinali 22 saat süresince
09:56
they managed to pull
the miners out one by one.
the miners out one by one.
180
584066
3186
madencileri teker teker
çıkarmayı başardılar.
çıkarmayı başardılar.
09:59
So how did they overcome
professional culture clash?
professional culture clash?
181
587276
3075
Peki profesyonel kültür çatışmasının
üstesinden nasıl geldiler?
üstesinden nasıl geldiler?
10:02
I would say in a word, it's leadership,
but let me be more specific.
but let me be more specific.
182
590375
4403
Tek kelimeyle liderlik derdim
ama daha açık olayım.
ama daha açık olayım.
Bir takım olurken
10:06
When teaming works,
183
594802
1921
bazı liderlerin, her seviyedeki liderlerin
cevapların onlarda olmadığının
cevapların onlarda olmadığının
10:08
you can be sure that some leaders,
184
596747
2833
10:11
leaders at all levels,
185
599604
1395
10:13
have been crystal clear
that they don't have the answers.
that they don't have the answers.
186
601023
3281
gün gibi ortada olduğundan
emin olabilirsiniz.
emin olabilirsiniz.
10:16
Let's call this "situational humility."
187
604328
2337
Buna "durumsal alçak gönüllülük" diyelim.
Uygun bir alçak gönüllülük.
10:18
It's appropriate humility.
188
606689
1299
10:20
We don't know how to do it.
189
608012
1593
Nasıl yapıldığını bilmiyoruz.
Daha önce de söylediğim gibi insanların
çok meraklı olduğundan emin olabilirsiniz
çok meraklı olduğundan emin olabilirsiniz
10:21
You can be sure, as I said before,
people were very curious,
people were very curious,
190
609629
3199
10:24
and this situational humility
191
612852
2078
ve bu durumsal alçak gönüllülük
merakla birleştiğinde
merakla birleştiğinde
10:26
combined with curiosity
192
614954
2161
yabancılarla risk almanızı sağlayan
bir çeşit psikolojik güven yaratıyor.
bir çeşit psikolojik güven yaratıyor.
10:29
creates a sense of psychological safety
193
617139
2566
10:31
that allows you take risks with strangers,
194
619729
2019
Çünkü hadi yüzleşelim:
çekinmeden konuşmak zordur, değil mi?
çekinmeden konuşmak zordur, değil mi?
10:33
because let's face it:
it's hard to speak up, right?
it's hard to speak up, right?
195
621772
3667
10:37
It's hard to ask for help.
196
625463
1299
Yardım istemek zordur.
10:38
It's hard to offer an idea
that might be a stupid idea
that might be a stupid idea
197
626786
3490
Eğer iyi tanımadığınız insanlar varsa
aptal bir fikir olabilen
bir fikir sunmak zordur.
bir fikir sunmak zordur.
10:42
if you don't know people very well.
198
630300
1716
10:44
You need psychological safety to do that.
199
632040
2827
Bunu yapmak için psikolojik
güvene ihtiyaç duyarsınız.
güvene ihtiyaç duyarsınız.
Temel insan mücadelesi demeyi
tercih ettiğim şeyin üstesinden geldiler:
tercih ettiğim şeyin üstesinden geldiler:
10:47
They overcame what I like to call
the basic human challenge:
the basic human challenge:
200
635613
4654
10:52
it's hard to learn if you already know.
201
640291
3046
zaten biliyorsanız öğrenmek zordur.
Maalesef, bildiğimizi düşünmeye yatkınız.
10:55
And unfortunately, we're hardwired
to think we know.
to think we know.
202
643361
3424
Bu yüzden kendimize meraklı olmayı;
10:58
And so we've got to remind ourselves --
and we can do it --
and we can do it --
203
646809
3294
başkalarının sunacaklarına
meraklı olmayı hatırlatmalıyız
meraklı olmayı hatırlatmalıyız
11:02
to be curious;
204
650127
1190
11:03
to be curious about what others bring.
205
651341
2198
ve bunu yapabiliriz.
Bu merak aynı zamanda bir tür
yorumlama cömertliğine de neden olabilir.
yorumlama cömertliğine de neden olabilir.
11:05
And that curiosity can also spawn
a kind of generosity of interpretation.
a kind of generosity of interpretation.
206
653563
5643
Ama hepinizin bildiği başka bir engel var.
11:11
But there's another barrier,
and you all know it.
and you all know it.
207
659830
3074
11:14
You wouldn't be in this room
if you didn't know it.
if you didn't know it.
208
662928
2398
Eğer bilmeseydiniz bu odada olmazdınız.
Bunu açıklamak için "The Paper Chase"
filminden bir alıntı yapacağım.
filminden bir alıntı yapacağım.
11:17
And to explain it, I'm going to quote
from the movie "The Paper Chase."
from the movie "The Paper Chase."
209
665350
3435
Bu arada Hollywood Harvard profesörünün
böyle görünmesi gerektiğini düşünüyor.
böyle görünmesi gerektiğini düşünüyor.
11:20
This, by the way, is what Hollywood thinks
210
668809
2017
11:22
a Harvard professor
is supposed to look like.
is supposed to look like.
211
670850
2116
Yargılamayı size bırakıyorum.
11:24
You be the judge.
212
672990
1258
11:26
The professor in this famous scene,
213
674272
2010
Bu meşhur sahnedeki profesör,
11:28
he's welcoming the new 1L class,
214
676306
3062
hukuk fakültesi birinci sınıfını
karşılıyor ve şöyle diyor:
karşılıyor ve şöyle diyor:
11:31
and he says, "Look to your left.
Look to your right.
Look to your right.
215
679392
2469
"Solunuza bakın. Sağınıza bakın.
Biriniz seneye burada olmayacak."
11:33
one of you won't be here next year."
216
681885
1722
Mesaj neydi?
"Ya ben ya sen."
"Ya ben ya sen."
11:35
What message did they hear?
"It's me or you."
"It's me or you."
217
683631
2891
Benim başarmam için
sen başarısız olmak zorundasın.
sen başarısız olmak zorundasın.
11:39
For me to succeed, you must fail.
218
687300
2059
11:41
Now, I don't think too many organizations
welcome newcomers that way anymore,
welcome newcomers that way anymore,
219
689383
4509
Birçok organizasyonun artık yeni gelenleri
bu şekilde karşıladığını sanmıyorum
bu şekilde karşıladığını sanmıyorum
11:45
but still, many times people arrive
with that message of scarcity anyway.
with that message of scarcity anyway.
220
693916
5011
ama yine de çoğu zaman insanlar zaten
yetersizlik düşüncesiyle geliyolarlar.
yetersizlik düşüncesiyle geliyolarlar.
11:50
It's me or you.
221
698951
1397
Ya ben ya sen.
Kasıtsızca diğerlerini rakipler olarak
görüyorsanız takım olmak oldukça zordur.
görüyorsanız takım olmak oldukça zordur.
11:52
It's awfully hard to team if you
inadvertently see others as competitors.
inadvertently see others as competitors.
222
700372
4576
Bu yüzden bunun da üstesinden gelmeliyiz
11:56
So we have to overcome that one as well,
223
704972
2323
11:59
and when we do,
the results can be awesome.
the results can be awesome.
224
707319
3642
ve bunu başardığımızda
sonuçlar harika olabilir.
sonuçlar harika olabilir.
Abraham Lincoln
bir keresinde şöyle demişti:
bir keresinde şöyle demişti:
12:03
Abraham Lincoln said once,
225
711450
1944
12:05
"I don't like that man very much.
I must get to know him better."
I must get to know him better."
226
713418
3585
"O adamı pek sevmesem de
onu yakından tanımalıyım."
onu yakından tanımalıyım."
12:09
Think about that --
227
717827
1151
Bunu bir düşünün --
12:11
I don't like him, that means
I don't know him well enough.
I don't know him well enough.
228
719002
2742
Onu sevmiyorum ki bu onu yeterince
tanımadığım anlamına geliyor. Olağanüstü.
tanımadığım anlamına geliyor. Olağanüstü.
12:13
It's extraordinary.
229
721768
1151
Söylemeliyim ki
12:14
This is the mindset, I have to say,
230
722943
1673
12:16
this is the mindset you need
for effective teaming.
for effective teaming.
231
724640
3397
etkili bir takım olmak için
ihtiyacın olan zihniyet bu.
ihtiyacın olan zihniyet bu.
12:21
In our silos, we can get things done.
232
729285
2541
Başarabilceğimizi biliyoruz.
Ama ne zaman geri adım atıp
iletişime geçtiğimizde
iletişime geçtiğimizde
12:23
But when we step back
and reach out and reach across,
and reach out and reach across,
233
731850
3385
12:27
miracles can happen.
234
735259
2043
mucizeler gerçekleşebilir.
12:29
Miners can be rescued,
235
737326
1831
Madenciler kurtarılabilir,
12:31
patients can be saved,
236
739181
1443
hastalar kurtarılabilir,
12:32
beautiful films can be created.
237
740648
2917
güzel filmler çekilebilir.
Bu konuma ulaşmak için bence
bundan daha iyi bir tavsiye yoktur:
bundan daha iyi bir tavsiye yoktur:
12:36
To get there, I think there's
no better advice than this:
no better advice than this:
238
744065
2721
12:38
look to your left, look to your right.
239
746810
2227
Soluna bak, sağına bak.
12:41
How quickly can you find
the unique talents, skills
the unique talents, skills
240
749061
5950
Yanındaki insanın eşsiz yeteneklerini,
becerilerilerini ve umutlarını
becerilerilerini ve umutlarını
ne kadar hızlı bulabilirsin?
12:47
and hopes of your neighbor,
241
755035
1451
Karşılığında seninkileri
ne kadar hızlı aktarabilirsin?
ne kadar hızlı aktarabilirsin?
12:48
and how quickly, in turn,
can you convey what you bring?
can you convey what you bring?
242
756510
3469
Çünkü hiçbirimizin yalnız yapamayacağı
yaratabilceğimizi bildiğimiz geleceği
yaratabilceğimizi bildiğimiz geleceği
12:52
Because for us to team up
to build the future we know we can create
to build the future we know we can create
243
760003
4333
inşa etmek için bizim
bir araya gelmemiz önemli.
bir araya gelmemiz önemli.
12:56
that none of us can do alone,
244
764360
1509
12:57
that's the mindset we need.
245
765893
1582
İhtiyacımız olan zihniyet bu.
12:59
Thank you.
246
767831
1291
Teşekkür ederim.
13:01
(Applause)
247
769146
3749
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Amy Edmondson - Leadership expertAmy Edmondson, the Novartis Professor of Leadership and Management at the Harvard Business School, studies people and teams seeking to make a positive difference through the work they do.
Why you should listen
Amy Edmondson's work sheds light on the related questions of why teamwork is so critically important in today’s organizations and why it is so challenging.
Long ago, approaching graduation from college, Edmondson took a leap of faith to write an advice-seeking letter to a personal hero. To her surprise, Buckminster Fuller wrote back -- and that set events in motion that would shape her life and work. Fuller's letter arrived, barely a week later, with far more than advice. The iconoclastic inventor, architect and futurist offered her a job. Spending the next three years as Fuller's "chief engineer" working on new geodesic projects, Edmondson developed an intense and enduring interest in big thinking, innovation, and the built environment. Fuller was a visionary, whose ideas about the built environment outpaced reality by decades. His remarkable legacy, however, did not answer the question of how visionaries can make practical progress in the world. Today, one answer to that question is found in teaming – in recognizing its power and its challenges.
Edmondson has been named one of the top management thinkers in the world by Thinkers50 since 2011. Her other awards include the 2004 Accenture Award for significant contribution to improving the practice of management, the Academy of Management’s 2006 Cummings Award for mid-career achievement and the 2017 Thinkers50 Talent Award. Edmondson received her PhD in organizational behavior, AM in psychology and AB in engineering and design, all from Harvard University. She lives in Cambridge, Massachusetts with her husband, George Daley, and their two sons.
(Photo: Brian Smale Photography)
Amy Edmondson | Speaker | TED.com