TEDWomen 2015
Jenni Chang and Lisa Dazols: This is what LGBT life is like around the world
Jenni Chang ve Lisa Dazols: Dünyada LGBT hayatının nasıl olduğunu burada görebilirsiniz
Filmed:
Readability: 4.5
2,487,775 views
San Fransisco'da yaşayan bir eşcinsel çift olarak, Jenni Chang ve Lisa Dazols için tercih ettikleri hayatı yaşamak nispeten daha kolay olmuş. Ancak, Bay Körfezinin dışında, temel haklara dahi sahip olmayan kişiler için durum nasıldı? Bir dünya turuna çıkarak "Süper Eşcinseller" olarak adlandırdıkları olağanüstü şeyler yapan LGBT bireylerini aradılar. Afrika, Asya ve Güney Amerika'da toplam 15 ülkede - durumunu dünyaya açıklayan dünyanın ilk prensinin buluduğu Hindistan'dan, aynı cinslerin evliliğini onaylayan ilk ülke olan Arjantin'e - ilham verici ve cesaret örneği, dirençli ve gururlu Süper Eşcinselleri ve onların hikayelerini buldular.
Jenni Chang and Lisa Dazols - Documentary filmmakers
Jenni Chang and Lisa Dazols made "Out & Around" to show the momentous changes in the status of LGBTQ equality -- all around the world. Full bio
Jenni Chang and Lisa Dazols made "Out & Around" to show the momentous changes in the status of LGBTQ equality -- all around the world. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Jenni Chang: When I told
my parents I was gay,
my parents I was gay,
0
560
2296
Jenni: Aileme eşcinsel
olduğumu anlattığımda,
olduğumu anlattığımda,
00:14
the first thing they said to me was,
1
2880
2176
bana söyledikleri ilk şey
00:17
"We're bringing you back to Taiwan."
2
5080
2216
"Seni Tayvan'a geri getiriyoruz" olmuştu.
00:19
(Laughter)
3
7320
1680
(Gülüşler)
00:22
In their minds, my sexual orientation
was America's fault.
was America's fault.
4
10000
3856
Onlara göre, cinsel tercihim
Amerika'nın hatasıydı.
Amerika'nın hatasıydı.
00:25
The West had corrupted me
with divergent ideas,
with divergent ideas,
5
13880
2936
Batı, beni farklı fikirleriyle
olumsuz etkilemişti,
olumsuz etkilemişti,
00:28
and if only my parents
had never left Taiwan,
had never left Taiwan,
6
16840
2976
ve ailem Tayvan'ı terketmemiş olsaydı
00:31
this would not have happened
to their only daughter.
to their only daughter.
7
19840
3456
bu olay biricik kızlarının
başına gelmeyecekti.
başına gelmeyecekti.
00:35
In truth, I wondered if they were right.
8
23320
3096
Aslında, haklı olabilirler mi
diye merak etmedim değil..
diye merak etmedim değil..
00:38
Of course, there are gay people in Asia,
9
26440
2056
Tabii ki, Asya'da eşcinsel insanlar var,
00:40
just as there are gay people
in every part of the world.
in every part of the world.
10
28520
3216
dünyanın her yerinde olduğu gibi.
00:43
But is the idea of living an "out" life,
11
31760
2936
Fakat, bunu "açık" olarak yaşama fikri,
"Ben bir eşcinselim,
"Ben bir eşcinselim,
00:46
in the "I'm gay, this is my spouse,
and we're proud of our lives together"
and we're proud of our lives together"
12
34720
3656
bu da hayat arkadaşım ve
beraber olmaktan dolayı çok gururluyuz"
beraber olmaktan dolayı çok gururluyuz"
00:50
kind of way just a Western idea?
13
38400
3640
sadece batılı bir düşünce tarzı mıdır?
00:55
If I had grown up in Taiwan,
or any place outside of the West,
or any place outside of the West,
14
43160
3696
Ben eğer Tayvan'da veya batı dışında
herhangi bir yerde büyümüş olsaydım,
herhangi bir yerde büyümüş olsaydım,
00:58
would I have found models
of happy, thriving LGBT people?
of happy, thriving LGBT people?
15
46880
5056
mutlu, başarılı LGBT
kişileri bulabilir miydim?
kişileri bulabilir miydim?
01:03
Lisa Dazols: I had similar notions.
16
51960
1667
Lisa : Benim görüşlerim de
böyleydi.
böyleydi.
01:05
As an HIV social worker in San Francisco,
17
53651
2205
San Fransisco'da HIV üzerine çalışırken,
01:07
I had met many gay immigrants.
18
55880
1976
bir çok eşcinsel göçmenle tanıştım.
01:09
They told me their stories
of persecution in their home countries,
of persecution in their home countries,
19
57880
3176
Bana, sadece eşcinsel oldukları için
kendi ülkelerinde yaşadıkları
kendi ülkelerinde yaşadıkları
01:13
just for being gay,
20
61080
1496
zulümlerden ve neden
01:14
and the reasons
why they escaped to the US.
why they escaped to the US.
21
62600
2456
ABD'ye kaçtıklarına
dair sebeplerden bahsettiler.
dair sebeplerden bahsettiler.
01:17
I saw how this had beaten them down.
22
65080
2136
Bunun, onları nasıl kötü
etkilediğini gördüm.
etkilediğini gördüm.
01:19
After 10 years of doing this kind of work,
23
67240
2016
10 yıl buna benzer bir iş yaptıktan sonra
01:21
I needed better stories for myself.
24
69280
2456
kendim için daha iyi
hikayelere ihtiyacım vardı.
hikayelere ihtiyacım vardı.
01:23
I knew the world was far from perfect,
25
71760
2016
Dünyanın mükemmel
olmadığını biliyordum
olmadığını biliyordum
01:25
but surely not every gay story was tragic.
26
73800
2320
fakat her eşcinsel hikayesi de
trajik değildi.
trajik değildi.
01:29
JC: So as a couple, we both had a need
to find stories of hope.
to find stories of hope.
27
77160
3616
Jenni : Sonuçta çift olarak, ikimizin de
umut içeren hikayeler bulmalıydık.
umut içeren hikayeler bulmalıydık.
01:32
So we set off on a mission
to travel the world
to travel the world
28
80800
2936
Bu uğurda, dünyayı gezerek
sonunda "Super Eşcinseller" olarak
sonunda "Super Eşcinseller" olarak
01:35
and look for the people
we finally termed as the "Supergays."
we finally termed as the "Supergays."
29
83760
3856
adlandıracağımız kişileri
bulmayı görev edindik.
bulmayı görev edindik.
01:39
(Laughter)
30
87640
3200
(Gülüşler)
01:43
These would be the LGBT individuals
31
91760
2456
Bunlar, olağanüstü şeyler yapan
01:46
who were doing something
extraordinary in the world.
extraordinary in the world.
32
94240
3336
LGBT bireyleri olacaktı.
01:49
They would be courageous, resilient,
33
97600
2336
Cesaretli, dirençli ve hepsinden öte
01:51
and most of all, proud of who they were.
34
99960
2936
kendileriyle gurur duyan kişiler.
01:54
They would be the kind of person
that I aspire to be.
that I aspire to be.
35
102920
3296
Onlar, benim olmak istediğim tarzda
insanlar olacaklardı.
insanlar olacaklardı.
01:58
Our plan was to share their stories
to the world through film.
to the world through film.
36
106240
4536
Planımız, bu kişilerin hikayelerini
bir film yaparak dünyaya duyurmaktı.
bir film yaparak dünyaya duyurmaktı.
02:02
LD: There was just one problem.
37
110800
1576
Lisa: Tek bir sorunumuz vardı
02:04
We had zero reporting
and zero filmmaking experience.
and zero filmmaking experience.
38
112400
3056
Habercilik ve
film yapma tecrübemiz sıfırdı.
film yapma tecrübemiz sıfırdı.
02:07
(Laughter)
39
115480
1016
(Gülüşler)
02:08
We didn't even know
where to find the Supergays,
where to find the Supergays,
40
116520
2336
Süper Eşcinselleri nerede bulacağımızı
dahi bilmiyorduk,
dahi bilmiyorduk,
02:10
so we just had to trust that we'd
figure it all out along the way.
figure it all out along the way.
41
118880
3096
bu yüzden, kervanın yolda düzüleceğine
inanmak zorundaydık.
inanmak zorundaydık.
02:14
So we picked 15 countries
in Asia, Africa and South America,
in Asia, Africa and South America,
42
122000
3416
Asya, Afrika ve Güney Amerika'dan
15 ülke seçtik,
15 ülke seçtik,
02:17
countries outside the West
that varied in terms of LGBT rights.
that varied in terms of LGBT rights.
43
125440
3656
Batı'nın dışında ve LGBT hakları
açısından değişken yerler olsun istedik.
açısından değişken yerler olsun istedik.
02:21
We bought a camcorder,
44
129120
1256
Bir kamera satın aldık,
02:22
ordered a book
on how to make a documentary --
on how to make a documentary --
45
130400
2143
bir de nasıl belgesel yapılır kitabı--
02:24
(Laughter)
46
132567
1649
(Gülüşler)
02:26
you can learn a lot these days --
47
134240
2536
Bu günlerde çok fazla şey
öğrenebiliyorsunuz --
öğrenebiliyorsunuz --
02:28
and set off on an around-the-world trip.
48
136800
2200
ve bir dünya turuna çıktık.
02:32
JC: One of the first countries
that we traveled to was Nepal.
that we traveled to was Nepal.
49
140520
3736
Jenni : Ziyaret ettiğimiz ilk ülkelerden
biri Nepal idi.
biri Nepal idi.
02:36
Despite widespread poverty,
a decade-long civil war,
a decade-long civil war,
50
144280
3496
Yoğun fakirlik, on yıla yakın
süren iç savaşa
süren iç savaşa
02:39
and now recently,
a devastating earthquake,
a devastating earthquake,
51
147800
3096
ve yakın zamandaki şiddetli depreme rağmen
02:42
Nepal has made significant strides
in the fight for equality.
in the fight for equality.
52
150920
4016
Nepal, eşitlik mücadelesinde
önemli adımlar atmıştı.
önemli adımlar atmıştı.
02:46
One of the key figures
in the movement is Bhumika Shrestha.
in the movement is Bhumika Shrestha.
53
154960
5056
Bhumika Shrestha, bu hareketteki
önemli figürlerden biriydi.
önemli figürlerden biriydi.
02:52
A beautiful, vibrant transgendered woman,
54
160040
3296
O, güzel, enerjik bir transeksüel kadın.
02:55
Bhumika has had to overcome
being expelled from school
being expelled from school
55
163360
3176
Bhumika cinsel eğilimini açıklaması
yüzünden okuldan uzaklaştırılma
yüzünden okuldan uzaklaştırılma
02:58
and getting incarcerated
because of her gender presentation.
because of her gender presentation.
56
166560
4296
ve hapsedilmenin üstesinden
gelmek zorundaydı.
gelmek zorundaydı.
03:02
But, in 2007, Bhumika
and Nepal's LGBT rights organization
and Nepal's LGBT rights organization
57
170880
5096
Fakat, 2007 yılında, Bhumika ve
Nepal LGBT hakları kurumu
Nepal LGBT hakları kurumu
03:08
successfully petitioned
the Nepali Supreme Court
the Nepali Supreme Court
58
176000
3056
Nepal Yargıtayına LGBT ayrımcılığına
karşı korunma dilekçesini
karşı korunma dilekçesini
03:11
to protect against LGBT discrimination.
59
179080
2696
sunmayı başardı.
03:13
Here's Bhumika:
60
181800
1216
Karşınızda Bhumika:
03:15
(Video) BS: What I'm most proud of?
61
183040
1736
(Video) BS: En çok neden gururluyum?
03:16
I'm a transgendered person.
62
184800
1496
Cinsiyet değiştirmiş biriyim.
03:18
I'm so proud of my life.
63
186320
1776
Hayatımla gurur duyuyorum.
03:20
On December 21, 2007,
64
188120
3736
21 Aralık 2007'de,
03:23
the supreme court gave the decision
for the Nepal government
for the Nepal government
65
191880
3656
Yargıtay, cinsiyet değiştirenlere kimlik
kartı verilmesi ve aynı cinsiyetten
kartı verilmesi ve aynı cinsiyetten
03:27
to give transgender identity cards
66
195560
2736
kişilerin evlenebilmesine yönelik
03:30
and same-sex marriage.
67
198320
1936
kararını açıkladı.
03:32
LD: I can appreciate
Bhumika's confidence on a daily basis.
Bhumika's confidence on a daily basis.
68
200280
3296
LD: Günlük bazda Bhumika'nın güvenini
takdir ediyorum.
takdir ediyorum.
03:35
Something as simple
as using a public restroom
as using a public restroom
69
203600
2896
Halka açık bir tuvaleti kullanmak
gibi basit bir eylem,
gibi basit bir eylem,
03:38
can be a huge challenge
when you don't fit in
when you don't fit in
70
206520
2536
insanların cinsiyete dair
sıkı beklentilerini
sıkı beklentilerini
03:41
to people's strict gender expectations.
71
209080
3056
karşılamadığınızda önemli bir sorun
haline gelebiliyor.
haline gelebiliyor.
03:44
Traveling throughout Asia,
72
212160
1696
Asya'da seyahat ederken,
03:45
I tended to freak out women
in public restrooms.
in public restrooms.
73
213880
2536
Halka açık tuvaletlerde kadınları
korkuttuğum oldu.
korkuttuğum oldu.
03:48
They weren't used to seeing
someone like me.
someone like me.
74
216440
2416
Benim gibi birini görmeye
alışık değillerdi.
alışık değillerdi.
03:50
I had to come up with a strategy,
so that I could just pee in peace.
so that I could just pee in peace.
75
218880
3191
Huzurlu bir şekilde işeyebilmek için
bir strateji geliştirmeliydim.
bir strateji geliştirmeliydim.
03:54
(Laughter)
76
222095
1281
(Gülüşler)
03:55
So anytime I would enter a restroom,
77
223400
1715
Ben de, ne zaman bir tuvalete girsem,
03:57
I would thrust out my chest
to show my womanly parts,
to show my womanly parts,
78
225139
2957
göğsümü açar ve kadınsı yerlerimi
gösterirdim,
gösterirdim,
04:00
and try to be as
non-threatening as possible.
non-threatening as possible.
79
228120
2136
ve korkutucu olmamaya çalışırdım.
04:02
Putting out my hands and saying, "Hello",
80
230280
1976
Ellerimi açıp "Merhaba" diyerek,
04:04
just so that people
could hear my feminine voice.
could hear my feminine voice.
81
232280
2680
insanların kadınsı sesimi duymalarını
sağladım.
sağladım.
04:07
This all gets pretty exhausting,
but it's just who I am.
but it's just who I am.
82
235680
2856
Bu çok yorucu oldu, ama ben böyleyim.
04:10
I can't be anything else.
83
238560
1800
Farklı bir şey olamam.
04:13
JC: After Nepal, we traveled to India.
84
241480
3056
Jenni: Nepal'in ardından, Hindistan'a
geçtik.
geçtik.
04:16
On one hand, India is a Hindu society,
85
244560
3536
Hindistan, bir taraftan,
hiç bir homofobi geleneği içermeyen
hiç bir homofobi geleneği içermeyen
04:20
without a tradition of homophobia.
86
248120
2896
bir Hindu topluluğuyken,
04:23
On the other hand, it is also a society
with a deeply patriarchal system,
with a deeply patriarchal system,
87
251040
4256
diğer yanda, derin bir ataerkilliğin
hakim olduğu bir toplum
hakim olduğu bir toplum
04:27
which rejects anything
that threatens the male-female order.
that threatens the male-female order.
88
255320
4136
ve erkek-kadın önceliğini tehdit eden
herhangi bir şeyi reddediyor.
herhangi bir şeyi reddediyor.
04:31
When we spoke to activists,
89
259480
1616
Aktivistler ile konuştuğumuzda,
04:33
they told us that empowerment begins
with ensuring proper gender equality,
with ensuring proper gender equality,
90
261120
5136
güçlenmenin, cinsiyet eşitliği
ve kadının toplum içindeki statüsünün
ve kadının toplum içindeki statüsünün
04:38
where the women's status
is established in society.
is established in society.
91
266280
3056
sağlanmasıyla başladığını söylediler.
04:41
And in that way, the status of LGBT people
can be affirmed as well.
can be affirmed as well.
92
269360
5056
Ve bu şekilde, LGBT bireylerinin statüsü
de belirlenebilir.
de belirlenebilir.
04:46
LD: There we met Prince Manvendra.
93
274440
2456
Lisa: Burada Prens Manvendra ile tanıştık.
04:48
He's the world's first openly gay prince.
94
276920
3696
Kendisi, eşcinsel olduğunu açıklayan
dünyadaki ilk prens.
dünyadaki ilk prens.
04:52
Prince Manvendra came out
on the "Oprah Winfrey Show,"
on the "Oprah Winfrey Show,"
95
280640
2536
Prens Manvendra oldukça uluslararası bir
şekilde"Oprah Winfrey Şov"a
şekilde"Oprah Winfrey Şov"a
04:55
very internationally.
96
283200
1256
katıldı.
04:56
His parents disowned him
97
284480
1256
Ailesi kendisini reddetti
04:57
and accused him of bringing
great shame to the royal family.
great shame to the royal family.
98
285760
3256
ve kraliyet ailesine büyük utanç
getirmekle suçladı.
getirmekle suçladı.
05:01
We sat down with Prince Manvendra
99
289040
1616
Biz Prens Manvendra ile oturduk
05:02
and talked to him about why he decided
to come out so very publicly.
to come out so very publicly.
100
290680
3856
ve neden halka açılmaya karar verdiğini
konuştuk.
konuştuk.
05:06
Here he is:
101
294560
1216
Kendisi karşınızda :
05:07
(Video) Prince Manvendra:
I felt there was a lot of need
I felt there was a lot of need
102
295800
2536
(Video) Prens Manvendra :
Toplumumuzdaki bu utancı
Toplumumuzdaki bu utancı
05:10
to break this stigma and discrimination
which is existing in our society.
which is existing in our society.
103
298360
4176
ve ayrımcılığı
sonlandırmak gerektiğini düşündüm.
sonlandırmak gerektiğini düşündüm.
05:14
And that instigated me to come out openly
and talk about myself.
and talk about myself.
104
302560
5136
Bu da beni halka açılmak
konusunda kışkırttı.
konusunda kışkırttı.
05:19
Whether we are gay, we are lesbian,
we are transgender, bisexual
we are transgender, bisexual
105
307720
3456
Eşcinsel, lezbiyen, transeksüel veya
biseksüel, ne olursak olalım,
biseksüel, ne olursak olalım,
05:23
or whatever sexual minority we come from,
106
311200
2336
hangi cinsel azınlıktan geliyor olsak dahi
05:25
we have to all unite
and fight for our rights.
and fight for our rights.
107
313560
4056
hepimiz birleşmeli ve haklarımız
için savaşmalıyız.
için savaşmalıyız.
05:29
Gay rights cannot be won
in the court rooms,
in the court rooms,
108
317640
2936
Eşcinsel hakları mahkeme
salonlarında değil,
salonlarında değil,
05:32
but in the hearts and the minds
of the people.
of the people.
109
320600
2400
insanların kalpleri ve
fikirlerinde kazanılabilir.
fikirlerinde kazanılabilir.
05:35
JC: While getting my hair cut,
110
323920
1736
Jenni : Saçımı kestirirken,
05:37
the woman cutting my hair asked me,
111
325680
2256
kuaför kadın bana
05:39
"Do you have a husband?"
112
327960
1816
"Bir kocan var mı?" diye sordu.
05:41
Now, this was a dreaded question
113
329800
1776
Bu bana seyahatlerimde
05:43
that I got asked a lot
by locals while traveling.
by locals while traveling.
114
331600
3576
yerli halkın da sorduğu
korkunç bir soru.
korkunç bir soru.
05:47
When I explained to her
that I was with a woman instead of a man,
that I was with a woman instead of a man,
115
335200
3696
Ona, bir erkek yerine bir kadınla
beraber olduğumu söylediğimde,
beraber olduğumu söylediğimde,
05:50
she was incredulous,
116
338920
1336
inanmamış gibiydi,
05:52
and she asked me a lot of questions
about my parents' reactions
about my parents' reactions
117
340280
3376
ve bana ebeveynlerimin tepkileriyle
ilgili bir çok soru sordu
ilgili bir çok soru sordu
05:55
and whether I was sad
that I'd never be able to have children.
that I'd never be able to have children.
118
343680
3520
ve de çocuk sahibi olamayacağım için
üzgün olup olmadığımı.
üzgün olup olmadığımı.
06:00
I told her that there are
no limitations to my life
no limitations to my life
119
348040
3016
Hayatımda hiç bir kısıtlamanın olmadığını
06:03
and that Lisa and I do plan
to have a family some day.
to have a family some day.
120
351080
3040
ve Lisa ile bir gün aile
kurmayı planladığımızı anlattım.
kurmayı planladığımızı anlattım.
06:07
Now, this woman was ready to write me off
121
355040
2376
Şimdi, bu kadın beni bir diğer
deli Batılı olarak
deli Batılı olarak
06:09
as yet another crazy Westerner.
122
357440
2040
hatırlamaya hazırdı.
06:12
She couldn't imagine
that such a phenomenon
that such a phenomenon
123
360280
2016
Kendi ülkesinde böyle bir olayın
06:14
could happen in her own country.
124
362320
2016
yaşanabileceğini hayal edemezdi.
06:16
That is, until I showed her
the photos of the Supergays
the photos of the Supergays
125
364360
2620
Bu,ona Hindistan'daki Süper Eşcinsellerin
fotoğraflarını
fotoğraflarını
06:19
that we interviewed in India.
126
367004
1480
gösterene kadardı.
06:21
She recognized Prince Manvendra
from television
from television
127
369600
2416
Prens Madvendra'yı televizyondan tanıdı
06:24
and soon I had an audience
of other hairdressers
of other hairdressers
128
372040
2239
ve kısa zamanda benimle
tanışmak isteyen diğer
tanışmak isteyen diğer
06:26
interested in meeting me.
129
374303
1191
kuaförler ortaya çıktı.
06:27
(Laughter)
130
375518
1858
(Gülüşler)
06:29
And in that ordinary afternoon,
131
377400
2296
Ve sıradan bir öğleden sonrada,
06:31
I had the chance to introduce
an entire beauty salon
an entire beauty salon
132
379720
2936
Bir güzellik salonu dolusu insanı
ülkelerinde meydana gelen
ülkelerinde meydana gelen
06:34
to the social changes
that were happening in their own country.
that were happening in their own country.
133
382680
3680
sosyal değişiklikler hakkında
bilgilendirme şansı buldum.
bilgilendirme şansı buldum.
06:39
LD: From India,
we traveled to East Africa,
we traveled to East Africa,
134
387520
2616
Lisa: Hindistan'dan sonra
Doğu Afrika'ya seyahat ettik.
Doğu Afrika'ya seyahat ettik.
06:42
a region known for intolerance
towards LGBT people.
towards LGBT people.
135
390160
3976
LGBT bireylerine yönelik sert
tutumlarıyla bilinen bir bölgeye.
tutumlarıyla bilinen bir bölgeye.
06:46
In Kenya, 89 percent of people
who come out to their families
who come out to their families
136
394160
3496
Kenya'da, eşcinsel olduğunu açıklayan
kişilerin %89'unun aileleri, onları
kişilerin %89'unun aileleri, onları
06:49
are disowned.
137
397680
1296
evlatlıktan reddetmiş.
06:51
Homosexual acts are a crime
and can lead to incarceration.
and can lead to incarceration.
138
399000
3696
Homoseksüel davranışlar suç ve
hapis cezaları mevcut.
hapis cezaları mevcut.
06:54
In Kenya, we met
the soft-spoken David Kuria.
the soft-spoken David Kuria.
139
402720
3656
Kenya'da tatlı dilli bir insan olan
David Kuria ile tanıştık.
David Kuria ile tanıştık.
06:58
David had a huge mission
of wanting to work for the poor
of wanting to work for the poor
140
406400
2936
David'in fakirler için çalışmayı isteyerek
hükümetini geliştirmek
hükümetini geliştirmek
07:01
and improve his own government.
141
409360
1736
şeklinde büyük bir görevi var.
07:03
So he decided to run for senate.
142
411120
2136
Bu yüzden, meclise girmeye karar vermiş.
07:05
He became Kenya's first
openly gay political candidate.
openly gay political candidate.
143
413280
4656
Kenya'nın eşcinsel olduğunu açıklamış
ilk siyasetçi adayı olmuş.
ilk siyasetçi adayı olmuş.
07:09
David wanted to run his campaign
without denying the reality of who he was.
without denying the reality of who he was.
144
417960
4656
Seçim kampanyasını, kendi gerçeklerini
inkar etmeden yürütmek istemiş.
inkar etmeden yürütmek istemiş.
07:14
But we were worried for his safety
145
422640
1656
Biz, güvenliği için endişeliydik
07:16
because he started
to receive death threats.
to receive death threats.
146
424320
2256
çünkü ölüm tehditleri almaya başlamıştı.
07:18
(Video) David Kuria:
At that point, I was really scared
At that point, I was really scared
147
426600
2616
(Video) David Kuria:
O noktada, gerçekten korkmuştum.
O noktada, gerçekten korkmuştum.
07:21
because they were
actually asking for me to be killed.
actually asking for me to be killed.
148
429240
3776
Çünkü benim öldürülmemi talep ediyorlardı.
07:25
And, yeah,
149
433040
2816
Evet,
07:27
there are some people out there who do it
150
435880
2256
dışarıda bunu yapacak insanlar var
07:30
and they feel that they are doing
a religious obligation.
a religious obligation.
151
438160
2667
ve onlar dini bir görevi yerine
getirdiklerini düşünüyor.
getirdiklerini düşünüyor.
07:33
JC: David wasn't ashamed of who he was.
152
441800
2576
Jenni : David kim olduğundan utanmıyordu.
07:36
Even in the face of threats,
153
444400
1856
Tehdit ortamında dahi,
07:38
he stayed authentic.
154
446280
1200
bu konuda kararlı oldu.
07:40
LD: At the opposite end
of the spectrum is Argentina.
of the spectrum is Argentina.
155
448880
3216
Lisa : Bu bakışın tam ters tarafında
ise Arjantin yer alıyor.
ise Arjantin yer alıyor.
07:44
Argentina's a country where 92 percent
of the population identifies as Catholic.
of the population identifies as Catholic.
156
452120
4296
Arjantin, nüfusun %92'si Katolik
olarak nitelendirilen bir ülke.
olarak nitelendirilen bir ülke.
07:48
Yet, Argentina has LGBT laws
that are even more progressive
that are even more progressive
157
456440
3696
Buna rağmen, Arjantin'in ABD'den dahi
daha yenilikçi
daha yenilikçi
07:52
than here in the US.
158
460160
2336
LGBT yasaları var.
07:54
In 2010, Argentina became
the first country in Latin America
the first country in Latin America
159
462520
4416
2010 yılında Arjantin,
evlilik serbestliğini getiren
evlilik serbestliğini getiren
07:58
and the 10th in the world
to adopt marriage equality.
to adopt marriage equality.
160
466960
2840
Latin Amerika'da ilk, dünyada ise
10. ülke oldu.
10. ülke oldu.
08:02
There, we met María Rachid.
161
470440
2216
Burada, Maria Rachid ile tanıştık.
08:04
María was a driving force
behind that movement.
behind that movement.
162
472680
2616
Maria, bu hareketin arkasındaki
öncü kuvvetlerdendi.
öncü kuvvetlerdendi.
08:07
María Rachid (Spanish):
I always say that, in reality,
I always say that, in reality,
163
475320
2536
Maria Rachid (İspanyolca) :
Her zaman şunu söylerim,
Her zaman şunu söylerim,
08:09
the effects of marriage equality
164
477880
1576
Evlilik serbestliğinin etkileri,
08:11
are not only for those couples
that get married.
that get married.
165
479480
2256
sadece evlenen çiftler için
geçerli değildir.
geçerli değildir.
08:13
They are for a lot of people that,
even though they may never get married,
even though they may never get married,
166
481760
3496
Evlenmemiş olsalar dahi, devletin
eşitliğe önem veren bakışı sayesinde
eşitliğe önem veren bakışı sayesinde
08:17
will be perceived differently
by their coworkers,
by their coworkers,
167
485280
2336
işverenleri, aileleri ve
komşuları tarafından
komşuları tarafından
08:19
their families and neighbors,
168
487640
3056
farklı algılanan çok fazla
insan için
insan için
08:22
from the national state's
message of equality.
message of equality.
169
490720
4456
geçerlidir.
08:27
I feel very proud of Argentina
170
495200
1856
Arjantin ile gurur duyuyorum
08:29
because Argentina today
is a model of equality.
is a model of equality.
171
497080
4016
çünkü bugün Arjantin bir
eşitlik sembolüdür.
eşitlik sembolüdür.
08:33
And hopefully soon,
172
501120
1576
Ve umarım yakın zamanda,
08:34
the whole world will have the same rights.
173
502720
4936
tüm dünya vatandaşları aynı haklara
sahip olurlar.
sahip olurlar.
08:39
JC: When we made the visit
to my ancestral lands,
to my ancestral lands,
174
507680
2736
Jenni: Atalarıma ait toprakları
ziyaret ettiğimde,
ziyaret ettiğimde,
08:42
I wish I could have shown
my parents what we found there.
my parents what we found there.
175
510440
3056
aileme orada gördüklerimi
gösterebilmek isterdim.
gösterebilmek isterdim.
08:45
Because here is who we met:
176
513520
1936
Çünkü işte karşılaştığımız kişi:
08:47
(Video) One, two, three.
Welcome gays to Shanghai!
Welcome gays to Shanghai!
177
515480
5136
(Video) Bir, iki, üç.
Shanghai'ye hoşgeldiniz eşcinseller!
Shanghai'ye hoşgeldiniz eşcinseller!
08:52
(Laughter)
178
520640
2440
(Gülüşler)
08:58
A whole community of young,
beautiful Chinese LGBT people.
beautiful Chinese LGBT people.
179
526440
5576
Genç, güzel insanlardan oluşan
bir Çin LGBT topluluğu.
bir Çin LGBT topluluğu.
09:04
Sure, they had their struggles.
180
532040
1496
Muhakkak, zorluklar yaşıyorlar.
09:05
But they were fighting it out.
181
533560
2256
Fakat, buna karşı savaşıyorlar.
09:07
In Shanghai, I had the chance
to speak to a local lesbian group
to speak to a local lesbian group
182
535840
4056
Shanghai'da, yerel bir lezbiyen
grup ile konuşma şansım oldu
grup ile konuşma şansım oldu
09:11
and tell them our story
in my broken Mandarin Chinese.
in my broken Mandarin Chinese.
183
539920
3656
ve onlara kendi hikayemizi bozuk
Mandarin aksanımla anlatmaya çalıştım.
Mandarin aksanımla anlatmaya çalıştım.
09:15
In Taipei, each time
we got onto the metro,
we got onto the metro,
184
543600
2656
Taipei'de, her metroya binişimizde
09:18
we saw yet another
lesbian couple holding hands.
lesbian couple holding hands.
185
546280
3176
yeni bir lezbiyen çiftin elele
tutuştuğunu görüyorduk.
tutuştuğunu görüyorduk.
09:21
And we learned that Asia's
largest LGBT pride event
largest LGBT pride event
186
549480
4136
Ve, Asya'nın en büyük LGBT
gurur yürüyüşünün
gurur yürüyüşünün
09:25
happens just blocks away
from where my grandparents live.
from where my grandparents live.
187
553640
4376
büyükannemlerin yaşadığı mahalleden
birkaç blok ötede yapıldığını öğrendik.
birkaç blok ötede yapıldığını öğrendik.
09:30
If only my parents knew.
188
558040
1720
Keşke ailem de bunu bilseydi.
09:33
LD: By the time we finished our
not-so-straight journey around the world,
not-so-straight journey around the world,
189
561387
3429
Lisa : çok da heteroseksüel olmayan
dünya turumuzu tamamladığımızda
dünya turumuzu tamamladığımızda
09:36
(Laughter)
190
564840
1216
(Gülüşler)
09:38
we had traveled 50,000 miles
191
566080
1696
80.000 km boyunca seyahat etmiş
09:39
and logged 120 hours of video footage.
192
567800
2656
ve 120 saatlik video kaydetmiştik.
09:42
We traveled to 15 countries
193
570480
1496
15 ülke ziyaret ettik
09:44
and interviewed 50 Supergays.
194
572000
2056
ve 50 Süper Eşcinsel ile röportaj yaptık.
09:46
Turns out, it wasn't hard
to find them at all.
to find them at all.
195
574080
2640
Gördük ki, onları bulmak
çok da zor değilmiş.
çok da zor değilmiş.
09:49
JC: Yes, there are still
tragedies that happen
tragedies that happen
196
577480
2496
Jenni : Evet, eşitliğe giden yolda
09:52
on the bumpy road to equality.
197
580000
2256
hala yaşanan trajediler mevcut.
09:54
And let's not forget that 75 countries
still criminalize homosexuality today.
still criminalize homosexuality today.
198
582280
4800
Ve de unutmayalım ki, 75 ülke halen
homoseksüelliği suç olarak görüyor.
homoseksüelliği suç olarak görüyor.
09:59
But there are also stories
of hope and courage
of hope and courage
199
587880
3456
Fakat, aynı zamanda dünyanın
dört bir yanında
dört bir yanında
10:03
in every corner of the world.
200
591360
2160
umut ve cesaret verici hikayeler de var.
10:06
What we ultimately took away
from our journey is,
from our journey is,
201
594600
3096
Bizim, bu yolculuğumuzdan aldığımız ders,
10:09
equality is not a Western invention.
202
597720
3720
eşitliğin bir Batı buluşu olmadığıdır.
10:14
LD: One of the key factors
in this equality movement is momentum,
in this equality movement is momentum,
203
602840
4296
Lisa : Bu eşitlik hareketinde, önemli
etkenlerden biri hareketin gücüdür.
etkenlerden biri hareketin gücüdür.
10:19
momentum as more and more people
embrace their full selves
embrace their full selves
204
607160
3376
daha fazla insanın kendi dünyalarını
değiştirmek için, kendi kimliklerini
değiştirmek için, kendi kimliklerini
10:22
and use whatever opportunities they have
205
610560
2136
benimsemeleri ve kullanabilecekleri
10:24
to change their part of the world,
206
612720
2216
tüm fırsatları kullanmalarının
yaratacağı güç ,
yaratacağı güç ,
10:26
and momentum as more and more countries
207
614960
2216
ve daha fazla ülke
kendi eşitlik modellerini
kendi eşitlik modellerini
10:29
find models of equality in one another.
208
617200
2976
buldukça sahip olacakları güç.
10:32
When Nepal protected
against LGBT discrimination,
against LGBT discrimination,
209
620200
3536
Nepal LGBT ayrımcılığına karşı durduğunda
10:35
India pushed harder.
210
623760
1776
Hindistan daha çok çaba harcadı.
10:37
When Argentina embraced marriage equality,
211
625560
2896
Arjantin evlilik serbestliğini getirince,
10:40
Uruguay and Brazil followed.
212
628480
2216
Uruguay ve Brezilya onu takip etti.
10:42
When Ireland said yes to equality,
213
630720
2936
İrlanda eşitliğe evet dediğinde
10:45
(Applause)
214
633680
4056
(Alkışlar)
10:49
the world stopped to notice.
215
637760
1936
dünya bunun farkına vardı.
10:51
When the US Supreme Court
makes a statement to the world
makes a statement to the world
216
639720
2656
ABD Yargıtayı dünyaya
hepimizin gurur duyacağı
hepimizin gurur duyacağı
10:54
that we can all be proud of.
217
642400
1336
bir açıklama yaptığında.
10:55
(Applause)
218
643760
2520
(Alkışlar)
11:02
JC: As we reviewed our footage,
219
650560
1536
Jenni : Videomuzu
incelediğimizde
incelediğimizde
11:04
what we realized is that
we were watching a love story.
we were watching a love story.
220
652120
3936
bir aşk hikayesi izlediğimizi farkettik.
11:08
It wasn't a love story
that was expected of me,
that was expected of me,
221
656080
2776
Benden beklenen bir aşk hikayesi değildi
11:10
but it is one filled
with more freedom, adventure and love
with more freedom, adventure and love
222
658880
4336
hayal edebileceğimden fazlasıyla
özgürlük, macera ve sevgiyle dolu
özgürlük, macera ve sevgiyle dolu
11:15
than I could have ever possibly imagined.
223
663240
2936
bir aşk hikayesi ortaya çıktı.
11:18
One year after returning home
from our trip,
from our trip,
224
666200
2536
Seyahatimizden eve döndükten
bir yıl sonra
bir yıl sonra
11:20
marriage equality came to California.
225
668760
2976
Kaliforniya'ya evlilik eşitliği geldi.
11:23
And in the end, we believe,
love will win out.
love will win out.
226
671760
3760
Ve sonunda, inanıyoruz ki, aşk kazanacak.
11:30
(Video) By the power vested in me,
227
678560
2856
(Video) İçimdeki güç sayesinde,
11:33
by the state of California
228
681440
2576
Kaliforniya eyaleti sayesinde,
11:36
and by God Almighty,
229
684040
2256
ve yüce Tanrı sayesinde,
11:38
I now pronounce you spouses for life.
230
686320
3336
sizleri hayat boyu eş ilan ediyorum.
11:41
You may kiss.
231
689680
1216
Birbirinizi öpebilirsiniz
11:42
(Applause)
232
690920
1880
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Jenni Chang and Lisa Dazols - Documentary filmmakersJenni Chang and Lisa Dazols made "Out & Around" to show the momentous changes in the status of LGBTQ equality -- all around the world.
Why you should listen
When Jenni Chang and Lisa Dazols fell in love, they vowed to follow a life of adventure. Their promise led them to leave their 9-to-5 jobs, pick up a video camera and travel to fifteen countries through Asia, Africa and South America in search of "Supergays," the people who are leading the movement for gay, lesbian and transgender equality in the developing world.
While interviewing LGBT leaders across the globe, they realized their journey could have larger impact beyond just self-growth, so they bought a book on how to make a documentary. Out & Around, the resulting film, captures the momentous changes in the status of queer people around the world today. A film in partnership with the It Gets Better Project, the joint mission is to share stories of hope around the world.
More profile about the speakerWhile interviewing LGBT leaders across the globe, they realized their journey could have larger impact beyond just self-growth, so they bought a book on how to make a documentary. Out & Around, the resulting film, captures the momentous changes in the status of queer people around the world today. A film in partnership with the It Gets Better Project, the joint mission is to share stories of hope around the world.
Jenni Chang and Lisa Dazols | Speaker | TED.com