Suleika Jaouad: What almost dying taught me about living
Suleika Jaouad: Neredeyse ölmenin bana yaşamak hakkında öğrettiği şey
Writer Suleika Jaouad is changing the conversation about what it means to thrive in the wake of illness and life's unexpected interruptions. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
in commencement speeches,
söyledikleri gibi
to enter the real world.
adım atmaya hazırlanıyordum.
mezun olmuştum
Paris'e taşınmıştım.
a war correspondent,
kind of conflict zone.
çatışma alanına götürdü.
and my parents, point-blank,
of long-term survival.
yüzde 35 olduğunu söylediler.
what that prognosis meant.
kavrayamıyordum.
and the life I'd imagined for myself
ve kendim için hayal ettiğim hayat
my apartment, my independence,
ve bağımsızlığımı kaybettim
of chemo, a clinical trial
yaşadığım yer oldu.
that I'd ever get better,
of other young cancer patients,
arkadaş oldum,
my rolling IV pole as a skateboard.
gibi kullanmayı öğrendim.
of becoming a war correspondent,
bile gerçekleştirdim,
of my hospital bed,
bildiriyordum
I wrote for the New York Times,
bir köşe yazısına dönüştü,
(Applause)
(Alkış)
I am cured of my cancer.
kanserimi yendim.
a traumatic experience like this,
how much of an inspiration you are.
olduğunuzu söylemeye başlıyorlar.
the mythical hero's journey,
yaşamış olan biri,
lived to tell the tale,
masalı anlatmak için yaşamış,
for what you're been through.
ve daha cesur dönmüş biri.
with my experience.
yaşadıklarıma uyuyor.
exactly who I was
kim olduğumu
bilerek ayrıldım.
with 90 minutes of yoga.
boyunca yoga yapıyorum.
I'm grateful for onto a scroll of paper
minnettar olduğum 50 şeyi yazıyorum,
and send sailing out my window.
camımdan dışarıya salıyorum.
how to fold an origami crane.
kuşu origamisi nasıl yapılır bilmiyorum.
began once the cancer was gone.
kanser gittiğinde başladı.
of the survivor we see in movies
kişilerin kahramanca yolculuğu
tehlikeli de
challenges of recovery.
olan zorluklarını siliyor.
I am incredibly grateful to be alive,
olduğum için son derece minnettarım
that this struggle is a privilege
bu mücadeleyi deneyimlemek
ve sürekli minnet beklentisinin
and expectation of constant gratitude
yaptığı şeyi söylemeliyim.
where the work of healing ends.
iyileşmenin bittiği anlamına gelmez.
I was discharged from the hospital,
asla unutmayacağım,
had taken a toll on my relationship
erkek arkadaşımla ilişkimi
into my apartment, it was quiet.
in this moment,
would understand everything,
of my apartment,
beni bir arada tutan
since my diagnosis
working tirelessly to achieve one goal:
için yorulmadan çalışarak geçirmiştim:
no idea how to live.
hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.
soon stopped coming.
içinde gelmeyi bıraktı.
of the sick anymore.
ait değildim artık.
further from being well.
hiç bu kadar uzak olmamıştım.
a permanent physical toll on my body.
kalıcı olarak kötü etkilemişti.
in the middle of the day?
boyunca uyumam gerekirken?
on a regular basis?"
acil servise gönderirken?"
psychological imprints
bıraktığı görünmez,
for days, sometimes weeks.
travma sonrası stres bozukluğu.
of traumatic experiences, like an illness.
bağlamında bu kadar çok konuşmuyoruz.
of the challenges of reentry,
hakkında uyarmadığı için
I kept reminding myself
kendime sürekli hatırlattım,
ne kadar şanslı olduğumu,
like my friend Melissa were not.
birçok insan şanslı değilken.
feeling so sad and lost,
ve kaybolmuş gibi hissederek uyandım,
about getting sick again.
hayalini bile kurdum.
to fantasize about
birçok daha iyi şey var,
and recently single.
I felt like an impostor,
bir sahtekar gibi hissettim,
I'd felt at my sickest.
netlik hissini de özlemiştim.
has a way of simplifying things,
veya odağını yeniden asıl önemli şeye
to what really matters.
basitleştiren bir yanı var.
I vowed that if I survived,
bir söz vermiştim,
an adventurous life,
yaşamak uğruna,
with no job, no partner, no structure.
bir partnerim, bir yapım yoktu.
protocols or discharge instructions
yönlendirecek tedavi protokollerim
full of internet messages
internet mesajlarıyla dolu
had read my column,
köşe yazımı okumuştu
comments and emails.
maillerle cevap vermişlerdi.
the case, for writers.
tam bir karışımdı.
iyileştireceğime dair
with things like essential oils.
in their own different way,
that I was going through.
insanlardan haber aldım.
composed largely of emojis.
oluşmuş bir mesaj yazmıştı.
professor in Ohio named Howard,
sanat tarihi profesöründen haber aldım,
debilitating health condition
he was a young man.
uğraşarak geçirmişti.
on death row in Texas
bir mahkumdan haber aldım,
to start off each morning.
I described in one column
hapsedilme"
to a tiny fluorescent room.
boyunca hapsedilme deneyimine.
are different," he wrote to me,
biliyorum," diye yazdı bana,
lurks in both of our shadows."
gölgesinde gizli."
and months of my recovery,
haftalarında ve aylarında
became lifelines,
hayata tutunma dalım olmuştu,
of so many different backgrounds,
ve çok farklı deneyimlere sahip
that's ever happened to you
your remaining days,
izin verebilirsin
some kind of change.
gerektiğini biliyordum.
and to get back out into the world.
geri dönmek istiyordum.
a real journey --
çıkmaya karar verdim --
that everyone thought I should be on,
efsanevi kahramanın seyahatine değil,
kind of journey.
tarzı bir seyahate.
bir araba ödünç aldım
but somewhat smelly friend
kokan bir arkadaşımı bana
embarked on a 15,000-mile road trip
ABD'de 2400 km sürecek
of those strangers who'd written to me.
bazılarını ziyaret ettim.
the retired professor.
Howard'la kaldım.
veya travma yaşadıysanız,
to open myself up to uncertainty,
belirsizliğe açmaya teşvik etti,
of new love, new loss.
of predicting how long he'd live.
bilmesinin hiçbir yolu yoktu.
from getting married.
lessons with his wife.
salon dansı dersleri alıyorlar.
their 50th anniversary.
50. yıl dönümlerini kutlamışlardı.
in the material realm;
bulunan bir şey değildir;
cocktails or conversation.
veya sohbetlerde değildir.
when everything else is stripped away."
geriye kalan şeydir."
Little GQ on death row.
Küçük GQ'yu ziyaret ettim.
to pass all that time
onca zamanı geçirmek için
really, really good at Scrabble,
çok ilerlettiğimi söylediğimde
in solitary confinement,
geçirmesine rağmen
make board games out of paper
masa oyunları yaptıklarını
through their meal slots --
seslendiklerini anlattı --
of the human spirit
ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin
who'd sent me all those emojis.
o genç kızı görmeye gittim.
curious person I've ever met.
ve meraklı insan.
to do next and she said,
istediğini sordum ve dedi ki,
that I've never tasted before
ahtapot gibi garip yemekler yemek
böcek korkum var
and so full of plans for the future,
ve çok pozitif olmasına hayran kaldım,
and dangerous to have hope
kenara bastırmasından
I learned on that road trip
the sick and the well --
arasındaki çizginin
that would have killed our grandparents,
hatta ebeveynlerimizi öldürecek
back and forth between these realms,
ileri geri seyahat edecek,
somewhere between the two.
arasında bir yerde geçireceğiz.
that since coming home from my road trip,
döndükten sonra
söyleyebilseydim
konulmadan önceki halim olmayı
I'd been pre-diagnosis,
and its limitations,
öğrendiğim zaman
beautiful, perfect state of wellness
mükemmel bir iyilik durumu olduğunu
of constant dissatisfaction
memnuniyetsizlik halinde yaşamaktan
will have our life interrupted,
of a diagnosis
açmasıyla da olsa
or trauma that brings us to the floor.
kalp kırıklığı veya travmayla da.
in the in-between place,
and mind we currently have.
başa çıkmanın yollarını bulmalıyız.
of a handmade game of Scrabble
bir Scrabble oyunundaki beceri
kind of meaning in the love of family
sade anlamını bulmak
dans pistinde bir gece
bir genç kızın
lead a teenage girl terrified of bugs
çıkmışsınız demektir.
to actually be well,
olduğuna ulaşmışsınızdır, yani:
richest, most whole sense.
şekilde hayatta olmak.
ABOUT THE SPEAKER
Suleika Jaouad - Writer, teacher, activistWriter Suleika Jaouad is changing the conversation about what it means to thrive in the wake of illness and life's unexpected interruptions.
Why you should listen
When Suleika Jaouad finally walked out of the hospital -- after countless rounds of chemo, a lifesaving clinical trial and a bone marrow transplant -- she was, according to the doctors, "cured." But as she would soon learn, a cure is not where the work of healing ends; it's where it begins. She set out on a 100-day, 15,000-mile road trip across the country to meet some of the people who had written to her during her time in the hospital. Her extraordinary journey resulted in her debut memoir, Between Two Kingdoms.
Jaouad is an Emmy-winning journalist, author, teacher and activist. Her career aspirations as a foreign correspondent were cut short when, at age 22, she was diagnosed with leukemia. She began writing the acclaimed New York Times column and video series "Life, Interrupted" from the front lines of her hospital bed and has since become a fierce advocate for those living with illness and other forms of adversity.
Jaouad served on Barack Obama's Presidential Cancer Panel, and her advocacy work, public speaking and reporting have brought her everywhere from the United Nations and Capitol Hill to a maximum security prison and a two-room schoolhouse in rural Montana.
Suleika Jaouad | Speaker | TED.com