ABOUT THE SPEAKER
Kiran Bedi - Corrections pioneer
Kiran Bedi was one of India's top cops -- tough, innovative and committed to social change. Now retired from the national police force, Bedi runs two NGOs that benefit rural and urban poor.

Why you should listen

Before she retired in 2007, Kiran Bedi was one of India’s top cops. As the first and highest-ranking female officer in the national police force, she earned a reputation for being tough yet innovative on the job. Her efforts to prevent crime, reform prisons, end drug abuse, and support women’s causes earned her a Roman Magsaysay Award, the Asian equivalent of the Nobel Prize. Bedi also served as a police adviser to the UN Secretary General.

In retirement, Bedi has become one of the most trusted and admired community leaders in India. She advocates for social change and civic responsibility through her books, columns, and a popular reality-TV show. She reaches out to more than 10,000 people daily through her two NGOs, Navjyoti and India Vision Foundation, which provide education, training, counseling and health care to the urban and rural poor. Her latest initiative, Mission Safer India, aims to ensure that police log and address citizen complaints. Her life is the subject of the 2008 documentary Yes, Madam Sir, narrated by Helen Mirren.

More profile about the speaker
Kiran Bedi | Speaker | TED.com
TEDWomen 2010

Kiran Bedi: A police chief with a difference

Kiran Bedi: Farkı olan bir polis şefi

Filmed:
1,401,566 views

Kiran Bedi'nin şaşırtıcı bir özgeçmişi var. Hint Polis Servisinde Genel Direktör olmadan önce ülkedeki en zorlu hapisanelerden birini yönetti-- ve burayı bir eğitim ve meditasyon merkezine dönüştürmek için korunma ve eğitim üzerine yeni bir bakış açısı kullandı. TEDWomen da vizyon sahibi yöneticilikle ilgili düşüncelerini paylaşmaktadır.
- Corrections pioneer
Kiran Bedi was one of India's top cops -- tough, innovative and committed to social change. Now retired from the national police force, Bedi runs two NGOs that benefit rural and urban poor. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
Now I'm going to give you a storyÖykü.
0
0
2000
Şimdi size bir hikaye anlatacağım.
00:17
It's an IndianHint storyÖykü about an IndianHint womankadın and her journeyseyahat.
1
2000
3000
Bu Hintli bir kadının yolculuğu ile ilgili bir Hint hikayesi
00:20
Let me beginbaşla with my parentsebeveyn.
2
5000
3000
Anne ve babamdan başlayayım.
00:23
I'm a productürün of this
3
8000
2000
Ben bunun bir ürünüyüm.
00:25
visionarydüşsel motheranne and fatherbaba.
4
10000
2000
vizyon sahibi bir anne ve baba.
00:27
ManyBirçok yearsyıl agoönce, when I was borndoğmuş in the '50s --
5
12000
3000
Seneler önce, ben 50'lerde doğduğumda
00:30
'50s and '60s
6
15000
2000
50'ler ve 60'lar
00:32
didn't belongait to girlskızlar in IndiaHindistan.
7
17000
2000
Hindistanda kızlara ait değildi.
00:34
They belongedait to boysçocuklar.
8
19000
2000
Erkeklere aitti.
00:36
They belongedait to boysçocuklar who would joinkatılmak business
9
21000
2000
İş hayatına atılan erkeklere aitti
00:38
and inheritmiras business from parentsebeveyn,
10
23000
2000
ve ebeveynlerinden kendilerine miras olarak bir iş kalan.
00:40
and girlskızlar would be dolledsüslenmiş up to get marriedevli.
11
25000
2000
ve kızlar ise evlensinler diye giydirilip süslenirlerdi.
00:42
My familyaile, in my cityŞehir,
12
27000
2000
benim ailem, benim şehrimde --
00:44
and almostneredeyse in the countryülke, was uniquebenzersiz.
13
29000
3000
ve hatta neredeyse ülkede bile emsalsizdi.
00:47
We were fourdört of us, not one,
14
32000
2000
Biz dört kişiydik, bir değil,
00:49
and fortunatelyneyse ki no boysçocuklar.
15
34000
2000
ve şansımıza erkek yoktu
00:51
We were fourdört girlskızlar and no boysçocuklar.
16
36000
2000
dört kızdık ve erkek yoktu.
00:53
And my parentsebeveyn were partBölüm
17
38000
2000
ve benim anne ve babam
00:55
of a landedindi propertyözellik familyaile.
18
40000
2000
arazi sahibi bir aile'den geliyordu.
00:57
My fatherbaba defiedmeydan his ownkendi grandfatherBüyük baba,
19
42000
3000
benim babam kendi büyükbabasına karşı gelmişti,
01:00
almostneredeyse to the pointpuan of disinheritancedisinheritance,
20
45000
2000
neredeyse evlatlıktan reddedilme noktasına kadar,
01:02
because he decidedkarar to educateEğitmek
21
47000
2000
çünkü bizi okutmaya karar verdi.
01:04
all fourdört of us.
22
49000
2000
dördümüzü birden.
01:06
He sentgönderilen us to one of the besten iyi schoolsokullar in the cityŞehir
23
51000
2000
O bizi şehirdeki en iyi okullardan birine gönderdi
01:08
and gaveverdi us the besten iyi educationEğitim.
24
53000
2000
Ve bize en iyi eğitimi sağladı.
01:10
As I've said, when we're borndoğmuş, we don't chooseseçmek our parentsebeveyn,
25
55000
3000
Dediğim gibi, doğduğumuzda biz kendi anne babamızı seçmeyiz.
01:13
and when we go to schoolokul, we don't chooseseçmek our schoolokul.
26
58000
2000
ve okula başladığımızda okulumuzu da seçmeyiz.
01:15
ChildrenÇocuk don't chooseseçmek a schoolokul.
27
60000
2000
Çocuklar okul seçmezler,
01:17
They just get the schoolokul whichhangi parentsebeveyn chooseseçmek for them.
28
62000
2000
sadece anne ve babalarının onlar için seçtiği okula giderler.
01:19
So this is the foundationvakıf time whichhangi I got.
29
64000
3000
İşte benim temellerimin atıldığı zaman bu oldu.
01:22
I grewbüyüdü up like this, and so did my other threeüç sisterskız kardeşler.
30
67000
3000
Ben bu şekilde büyüdüm ve diğer üç kızkardeşimde öyle.
01:25
And my fatherbaba used to say at that time,
31
70000
2000
Ve babam o zamanlar derdi ki,
01:27
"I'm going to spreadYAYILMIŞ all my fourdört daughterskız çocukları in fourdört cornersköşeleri of the worldDünya."
32
72000
3000
“dört kızımı da dünyanın dört tarafına göndereceğim”
01:30
I don't know if he really meantdemek [that], but it happenedolmuş.
33
75000
3000
Bunu gerçekten istedimi bilmiyorum ama böylede oldu.
01:33
I'm the only one who'skim left in IndiaHindistan.
34
78000
2000
Hindistanda kalan bir tek ben oldum.
01:35
One is a Britishİngiliz, anotherbir diğeri is an AmericanAmerikan
35
80000
2000
Biri İngiliz, diğeri Amerikalı
01:37
and the thirdüçüncü is a CanadianKanada.
36
82000
2000
Ve bir diğeri ise Kanadalı.
01:39
So we are fourdört of us in fourdört cornersköşeleri of the worldDünya.
37
84000
3000
İşte, biz dört kişiyiz ve dünyanın dört köşesine dağılmış durumdayız.
01:42
And sincedan beri I said they're my rolerol modelsmodeller,
38
87000
3000
Ve onlar benim rol-modelim derken,
01:45
I followedtakip etti two things whichhangi my fatherbaba and motheranne gaveverdi me.
39
90000
3000
babamın ve annemin bana vermiş oldukları iki şeyi izledim.
01:48
One, they said, "Life is on an inclineEğim.
40
93000
2000
Bir, dediler ki "yaşam eğimli bir yüzeyin üzerindedir;
01:50
You eitherya go up,
41
95000
2000
ya yukarı çıkarsın,
01:52
or you come down."
42
97000
2000
ya da aşağı inersin"
01:54
And the secondikinci thing, whichhangi has stayedkaldı with me,
43
99000
2000
Ve bende kalan ikinci şey,
01:56
whichhangi becameoldu my philosophyFelsefe of life,
44
101000
2000
ki bu benim hayat felsefem oldu,
01:58
whichhangi madeyapılmış all the differencefark,
45
103000
2000
tüm farkı yarattı,
02:00
is: 100 things happenolmak in your life, good or badkötü.
46
105000
3000
hayatında iyi veya kötü 100 şey olur.
02:03
Out of 100, 90 are your creationoluşturma.
47
108000
2000
bu 100 tanesinin içinden 90 tanesini sen yaratırsın.
02:05
They're good. They're your creationoluşturma. EnjoyKeyfini çıkarın it.
48
110000
3000
Bunlar iyidir. Senin eserindir. Keyif al.
02:08
If they're badkötü, they're your creationoluşturma. LearnBilgi edinin from it.
49
113000
3000
Eğer kötülerse yine senin eserindir. Bunlardan öğren.
02:11
TenOn are nature-sentdoğa tarafından gönderilen over whichhangi you can't do a thing.
50
116000
3000
10 tanesi ise tabiat tarafından gelir, sen hiç bir şey yapamazsın.
02:14
It's like a deathölüm of a relativebağıl,
51
119000
2000
Bu bir akrabanın ölümü gibidir,
02:16
or a cycloneSiklon, or a hurricanekasırga, or an earthquakedeprem.
52
121000
3000
yada bir hortum, kasırga veya bir deprem.
02:19
You can't do a thing about it.
53
124000
2000
Bunlarla ilgili hiç bir şey yapamazsın.
02:21
You've got to just respondyanıtlamak to the situationdurum.
54
126000
2000
Sadece bu duruma bir tepki verebilirsin..
02:23
But that responsetepki comesgeliyor out of those 90 pointsmakas.
55
128000
3000
Ama bu tepki, o 90 puandan gelir.
02:26
SinceBeri I'm a productürün of this philosophyFelsefe,
56
131000
2000
Ben bu felsefenin bir ürünü olduğuma göre,
02:28
of 90/10,
57
133000
2000
90/10'un
02:30
and secondlyikinci olarak, "life on an inclineEğim,"
58
135000
2000
ve ikinci olarakta eğimli bir yüzeyin üzerindeki yaşamın,
02:32
that's the way I grewbüyüdü up
59
137000
2000
ben bu şekilde büyüdüm--
02:34
to be valuingdeğer vermek what I got.
60
139000
3000
sahip olduklarıma değer vererek.
02:37
I'm a productürün of opportunitiesfırsatlar,
61
142000
2000
Ben fırsatların bir ürünüyüm.
02:39
rarenadir opportunitiesfırsatlar in the '50s and the '60s,
62
144000
2000
50 lerin ve 60 ların kısıtlı fırsatları,
02:41
whichhangi girlskızlar didn't get,
63
146000
2000
kızların sahip olamadıkları.
02:43
and I was consciousbilinçli of the factgerçek that what my parentsebeveyn were givingvererek me
64
148000
2000
Ve ebeveynlerimin bana verdiklerinin,
02:45
was something uniquebenzersiz.
65
150000
2000
eşsiz olduğu gerçeğinin bilincindeydim.
02:47
Because all of my besten iyi schoolokul friendsarkadaşlar were gettingalma dolledsüslenmiş up
66
152000
2000
Çünkü en iyi okul arkadaşlarımın hepsi giydirilip süsleniyorlardı,
02:49
to get marriedevli with a lot of dowryÇeyiz,
67
154000
2000
büyük bir çeyiz ile evlenmek üzere.
02:51
and here I was with a tennistenis racketRaket and going to schoolokul
68
156000
3000
ve ben ise burada, elimde tenis raketim ve okula gidiyordum
02:54
and doing all kindsçeşit of extracurricularders dışı activitiesfaaliyetler.
69
159000
2000
ve okul harici bir çok aktiviteye katılıyordum.
02:56
I thought I mustşart tell you this.
70
161000
2000
Size bunları anlatmam gerektiğini düşündüm.
02:58
Why I said this, is the backgroundarka fon.
71
163000
2000
Bunları anlatmamın sebebi bunun bir alt yapı olması.
03:00
This is what comesgeliyor nextSonraki.
72
165000
2000
Sırada şu var.
03:02
I joinedkatıldı the IndianHint PolicePolis ServiceHizmet as a toughsert womankadın,
73
167000
3000
Sert bir kadın olarak Hint Polis Servisine katıldım,
03:05
a womankadın with indefatigableyorulmaz staminadayanma gücü,
74
170000
2000
yorulmak bilmeyen bir dayanma gücü olan bir kadın,
03:07
because I used to runkoş for my tennistenis titlesbaşlıklar, etcvb.
75
172000
3000
çünkü tenis'te v.s. ünvan kazanmak için koşardım.
03:10
But I joinedkatıldı the IndianHint PolicePolis ServiceHizmet,
76
175000
3000
Ama Hint Polis Servisine katıldım.
03:13
and then it was a newyeni patternmodel of policingPolislik.
77
178000
3000
Ve o zaman bu polis faaliyeti için yeni bir model oldu.
03:16
For me the policingPolislik stooddurdu for powergüç to correctdoğru,
78
181000
2000
Benim için polislik düzeltmek için güç anlamındaydı.
03:18
powergüç to preventönlemek and powergüç to detectbelirlemek.
79
183000
3000
Engel olma gücü ve tespit etme gücü.
03:21
This is something like a newyeni definitiontanım ever givenverilmiş in policingPolislik in IndiaHindistan --
80
186000
3000
Bu Hindistanda polislik'le ilgili yapılmış yeni bir tanımlama gibi--
03:24
the powergüç to preventönlemek.
81
189000
2000
Engel olma gücü.
03:26
Because normallynormalde it was always said, powergüç to detectbelirlemek, and that's it,
82
191000
2000
Çünkü normalda her zaman denirdi ki, tespit etme gücü, ve bu kadar dı.
03:28
or powergüç to punishcezalandırmak.
83
193000
2000
veya cezalandırma gücü.
03:30
But I decidedkarar no, it's a powergüç to preventönlemek,
84
195000
3000
Ama ben, hayır bu engel olmanın gücü diye karar verdim.
03:33
because that's what I learnedbilgili when I was growingbüyüyen up.
85
198000
2000
çünkü ben büyürken öğrendiğim şey buydu:
03:35
How do I preventönlemek the 10 and never make it more than 10?
86
200000
3000
10 a nasıl engel olabiliriz ve 10 un çoğalmamasını nasıl sağlarız?
03:38
So this was how it camegeldi into my servicehizmet,
87
203000
3000
Bunun benim hizmetime girmesi de böyle olmuştu.
03:41
and it was differentfarklı from the menerkekler.
88
206000
2000
ve bu erkeklerinkinden farklıydı.
03:43
I didn't want to make it differentfarklı from the menerkekler, but it was differentfarklı,
89
208000
3000
Erkeklerinkinden farklı olması için bir isteğim yoktu ama farklıydı.
03:46
because this was the way I was differentfarklı.
90
211000
3000
çünkü bu benim farkımdı.
03:49
And I redefinedYemeği yeniden policingPolislik conceptskavramlar in IndiaHindistan.
91
214000
3000
Hindistandaki polis faaliyetlerini yeniden tanımladım.
03:52
I'm going to take you on two journeysyolculuklarda,
92
217000
2000
Sizi iki adet yolculuğa çıkartacağım,
03:54
my policingPolislik journeyseyahat and my prisonhapis journeyseyahat.
93
219000
2000
benim polislik yolcuğum ve hapishane yolculuğum.
03:56
What you see, if you see the titleBaşlık
94
221000
3000
Gördüğünüz şey, eğer başlığı görebiliyorsanız
03:59
calleddenilen "PM'sBaşbakanın cararaba heldbekletilen."
95
224000
2000
"Başbakanın arabası tutuldu"
04:01
This was the first time a primeasal ministerbakan of IndiaHindistan
96
226000
3000
Hindistanda bir Başbakana ilk kez
04:04
was givenverilmiş a parkingotopark ticketbilet.
97
229000
2000
bir park cezası kesilmişti.
04:06
(LaughterKahkaha)
98
231000
2000
(gülme sesleri)
04:08
That's the first time in IndiaHindistan,
99
233000
2000
Bu Hindistanda bir ilktir,
04:10
and I can tell you, that's the last time you're hearingişitme about it.
100
235000
3000
ve size bunu son kez duyduğunuzu da söyleyebilirim.
04:13
It'llİtll ' never happenolmak again in IndiaHindistan,
101
238000
2000
Böyle bir şey Hindistanda bir daha asla olmaz.
04:15
because now it was oncebir Zamanlar and foreversonsuza dek.
102
240000
3000
çünkü bu ilk ve tekti.
04:18
And the rulekural was, because I was sensitivehassas,
103
243000
2000
ve koşul şöyleydi, ben duyarlı olduğum için,
04:20
I was compassionateşefkatli, I was very sensitivehassas to injusticeadaletsizlik,
104
245000
3000
merhametliydim ve adaletsizliğe karşı çok duyarlıydım,
04:23
and I was very pro-justiceyanlısı adalet.
105
248000
2000
çok fazla adalet-destekçisiydim.
04:25
That's the reasonneden, as a womankadın, I joinedkatıldı the IndianHint PolicePolis ServiceHizmet.
106
250000
2000
Bir kadın olarak Hint Polis Servisine katılmamın sebebi budur.
04:27
I had other optionsseçenekleri, but I didn't chooseseçmek them.
107
252000
2000
Başka seçeneklerim vardı ama onları seçmedim.
04:29
So I'm going to movehareket on.
108
254000
2000
Şimdi devam edelim.
04:31
This is about toughsert policingPolislik, equaleşit policingPolislik.
109
256000
2000
Bu sağlam polislikle, eşit polislikle ilgili.
04:33
Now I was knownbilinen as "here'sburada a womankadın that's not going to listen."
110
258000
3000
Artık söz dinlemeyen kadın olarak tanınmıştım.
04:36
So I was sentgönderilen to all indiscriminategelişigüzel postingsilanları,
111
261000
2000
Ve o yüzden tüm sıradan makamlara gönderilmiştim.
04:38
postingsilanları whichhangi othersdiğerleri would say no.
112
263000
2000
başkalarının reddedeceği makamlara.
04:40
I now wentgitti to a prisonhapis assignmentatama as a policepolis officersubay.
113
265000
3000
Burada polis memuru olarak hapishane görevine gittim.
04:43
NormallyNormalde policepolis officersgörevlileri don't want to do prisonhapis.
114
268000
2000
Normalde polis memurları hapishane görevi yapmak istemezler.
04:45
They sentgönderilen me to prisonhapis to lockkilitlemek me up,
115
270000
2000
Beni kilit altında tutmak için hapishaneye gönderdiler.
04:47
thinkingdüşünme, "Now there will be no carsarabalar
116
272000
2000
şimdi arabalar olmayacak diye düşünerek
04:49
and no VIPsVIPs to be givenverilmiş ticketsbiletler to.
117
274000
2000
ve ceza kesilcek çok önemli şahıslar.
04:51
Let's lockkilitlemek her up."
118
276000
2000
Hadi onu kilitleyelim.
04:53
Here I got a prisonhapis assignmentatama.
119
278000
2000
Burada hapishane görevimi aldım.
04:55
This was a prisonhapis assignmentatama whichhangi was one bigbüyük denden of criminalssuçlular.
120
280000
3000
Bu büyük bir suçlu yuvası olan hapishane göreviydi.
04:58
ObviouslyBelli ki, it was.
121
283000
2000
Açıkça öyleydi.
05:00
But 10,000 menerkekler,
122
285000
2000
Ama 10,000 erkek,
05:02
of whichhangi only 400 were womenkadınlar -- 10,000 --
123
287000
3000
içlerinde sadece 400 ü kadındı -- 10,000 --
05:05
9,000 plusartı about 600
124
290000
2000
9,000 artı 600 civarı
05:07
were menerkekler.
125
292000
2000
erkek idi,
05:09
TerroristsTeröristler, rapiststecavüzcüler,
126
294000
2000
teröristler, tecavüzcüler,
05:11
burglarshırsız, gangstersGangsterler --
127
296000
2000
hırsızlar, gangsterler --
05:13
some of them I'd sentgönderilen to jailhapis
128
298000
2000
bazılarını ben hapse atmıştım
05:15
as a policepolis officersubay outsidedışında.
129
300000
2000
dışarıda bir polis memuru olarak.
05:17
And then how did I dealanlaştık mı with them?
130
302000
2000
Ve peki, onlarla nasıl başa çıktım.
05:19
The first day when I wentgitti in,
131
304000
2000
içeri girdiğim ilk gün,
05:21
I didn't know how to look at them.
132
306000
2000
onlara nasıl bakacağımı bilmiyordum.
05:23
And I said, "Do you praydua etmek?" When I lookedbaktı at the groupgrup, I said, "Do you praydua etmek?"
133
308000
3000
Ve dedimki, "Dua edermisiniz" Gruba baktığımda, "Dua edermisiniz?" dedim.
05:26
They saw me as a younggenç, shortkısa womankadın wearinggiyme a pathanPathan suittakım elbise.
134
311000
2000
Beni taba renk kıyafet giyen, genç, kısa boylu kadın olarak gördüler.
05:28
I said, "Do you praydua etmek?"
135
313000
2000
"Dua edermisiniz?" dedim.
05:30
And they didn't say anything.
136
315000
2000
Hiçbir şey söylemediler.
05:32
I said, "Do you praydua etmek? Do you want to praydua etmek?"
137
317000
2000
"Dua edermisiniz? Dua etmek istermisiniz?" dedim.
05:34
They said, "Yes." I said, "All right, let's praydua etmek."
138
319000
3000
"Evet" dediler. "Tamam, hadi dua edelim." dedim.
05:37
I prayeddua for them, and things startedbaşladı to changedeğişiklik.
139
322000
2000
Ben onlar için dua ettim ve birşeyler değişmeye başladı.
05:39
This is a visualgörsel of educationEğitim insideiçeride the prisonhapis.
140
324000
3000
Bu hapishane içindeki eğitimin bir görüntüsü.
05:42
FriendsArkadaşlar, this has never happenedolmuş,
141
327000
2000
Arkadaşlar, bu hiç bir zaman gerçekleşmemişti,
05:44
where everybodyherkes in the prisonhapis studiesçalışmalar.
142
329000
2000
hapishanedeki herkesin çalışması.
05:46
I startedbaşladı this with communitytoplum supportdestek.
143
331000
2000
Ben buna toplum desteği ile başladım.
05:48
GovernmentHükümet had no budgetbütçe.
144
333000
2000
Devletin bütçesi yoktu.
05:50
It was one of the finestEn iyi, largesten büyük volunteerismgönüllülük
145
335000
2000
En iyi ve büyük gönüllü çalışmalardan biriydi.
05:52
in any prisonhapis in the worldDünya.
146
337000
2000
dünyadaki herhangi bir hapishanelerde gerçekleşen.
05:54
This was initiatedbaşlatılan in DelhiDelhi prisonhapis.
147
339000
2000
Delhi hapishanesinde başlatılmıştı.
05:56
You see one sampleNumune
148
341000
2000
Bir örnek görüyorsunuz.
05:58
of a prisonermahkum teachingöğretim a classsınıf.
149
343000
3000
Br mahkumun sınıfa eğitim vermesi ile ilgili.
06:01
These are hundredsyüzlerce of classessınıflar.
150
346000
2000
Yüzlerce sınıf var.
06:03
NineDokuz to elevenOnbir, everyher prisonermahkum wentgitti into the educationEğitim programprogram --
151
348000
3000
Dokuz dan Onbir'e, tüm mahkumlar eğitim programına gitti --
06:06
the sameaynı denden in whichhangi they thought
152
351000
2000
Bu aynı suçlu yuvası, onların
06:08
they would put me behindarkasında the barbar and things would be forgottenunutulmuş.
153
353000
3000
beni parmaklıklar arkasına koymakla herşeyin unutulacağını düşündükleri
06:11
We converteddönüştürülmüş this into an ashramAshram --
154
356000
2000
Biz burayı bir Aşram'a dönüştürdük--
06:13
from a prisonhapis to an ashramAshram throughvasitasiyla educationEğitim.
155
358000
3000
eğitim yoluyla bir hapishaneden Aşram'a
06:16
I think that's the biggerDaha büyük changedeğişiklik.
156
361000
2000
Bence daha büyük değişim bu.
06:18
It was the beginningbaşlangıç of a changedeğişiklik.
157
363000
2000
Bir değişimin başlangıcıydı.
06:20
TeachersÖğretmenler were prisonersmahkumlar. TeachersÖğretmenler were volunteersgönüllüler.
158
365000
3000
Öğretmenler mahkumlardı. Öğretmenler gönüllülerdendi.
06:23
BooksKitaplar camegeldi from donatedbağışladı schoolbooksOkul kitapları.
159
368000
2000
Bağışlanmış okul kitaplarından kitaplar geldi.
06:25
Stationeryİleti örneği was donatedbağışladı.
160
370000
2000
Kırtasiye bağışı yapıldı.
06:27
Everything was donatedbağışladı,
161
372000
2000
Herşey bağışlanmıştı.
06:29
because there was no budgetbütçe of educationEğitim for the prisonhapis.
162
374000
3000
çünkü hapishanede eğitim için herhangi bir bütçe yoktu.
06:32
Now if I'd not donetamam that,
163
377000
2000
Şimdi ben bunu eğer yapmamış olsaydım,
06:34
it would have been a hellholecehennem deliği.
164
379000
2000
burası bir cehennem yuvası olurdu.
06:36
That's the secondikinci landmarkSimgesel Yapı.
165
381000
2000
Bu'da ikinci dönüm noktası.
06:38
I want to showgöstermek you some momentsanlar of historytarih in my journeyseyahat,
166
383000
2000
Yolculuğumun geçmişi ile ilgili size bazı anlar göstermek istiyorum,
06:40
whichhangi probablymuhtemelen you would never ever get to see anywhereherhangi bir yer in the worldDünya.
167
385000
3000
ki muhtemelen dünyanın herhangi bir yerinde göremezsiniz.
06:43
One, the numberssayılar you'llEğer olacak never get to see.
168
388000
2000
Birincisi, bu sayıları asla göremezsiniz.
06:45
Secondlyİkinci olarak, this conceptkavram.
169
390000
2000
İkincisi, bu kavramı.
06:47
This was a meditationmeditasyon programprogram insideiçeride the prisonhapis
170
392000
2000
Bu hapishane içindeki bir meditasyon programıydı
06:49
of over 1,000 prisonersmahkumlar.
171
394000
2000
binin üzerinde mahkumun.
06:51
One thousandbin prisonersmahkumlar who satoturdu in meditationmeditasyon.
172
396000
2000
1000 mahkum meditasyon yapmak üzere oturdu
06:53
This was one of the mostçoğu courageouscesur stepsadımlar
173
398000
3000
bu benim attığım en cesur adımlardan biriydi,
06:56
I tookaldı as a prisonhapis governorVali.
174
401000
2000
hapishane yöneticisi olarak benim yaptığım.
06:58
And this is what transformeddönüştürülmüş.
175
403000
2000
Ve değişen bu oldu.
07:00
You want to know more about this,
176
405000
2000
Bununla ilgili daha çok şey öğrenmek isterseniz,
07:02
go and see this filmfilm, "Doing Time, Doing VipassanaVipassana."
177
407000
3000
gidin ve şu filmi izleyin, "Doing time Doing Vipassana"
07:05
You will hearduymak about it, and you will love it.
178
410000
2000
Onunla ilgili birşeyler duyarsınız ve çok seversiniz.
07:07
And writeyazmak to me on KiranBediKiranBedi.comcom,
179
412000
2000
Ve bana KiranBedi.com dan yazın,
07:09
and I'll respondyanıtlamak to you.
180
414000
2000
size cevap veririm.
07:11
Let me showgöstermek you the nextSonraki slidekaymak.
181
416000
2000
Size sonraki slayt'ı göstereyim.
07:13
I tookaldı the sameaynı conceptkavram of mindfulnessMindfulness,
182
418000
2000
Farkındalık ile aynı kavramı ele aldım
07:15
because, why did I bringgetirmek meditationmeditasyon into the IndianHint prisonhapis?
183
420000
3000
Çünkü, neden bu Hint hapishanesine meditasyonu getirmiştimki?
07:18
Because crimesuç is a productürün of a distortedbozuk mindus.
184
423000
3000
Çünkü suç karışık bir zihnin ürünü
07:21
It was distortionçarpıtma of mindus whichhangi neededgerekli to be addressedele to controlkontrol.
185
426000
3000
Bu kontrol edilmesi için üzerinde durulması gereken bir zihin karışıklığı
07:24
Not by preachingvaaz, not by tellingsöylüyorum,
186
429000
2000
öğüt vererek değil, söyleyerek değil.
07:26
not by readingokuma, but by addressingadresleme your mindus.
187
431000
2000
okuyarak değil, ama zihnini ele alarak
07:28
I tookaldı the sameaynı thing to the policepolis,
188
433000
2000
Aynı şeyi polise de götürdüm,
07:30
because policepolis, equallyaynı derecede, were prisonersmahkumlar of theironların mindszihinler,
189
435000
3000
çünkü polisler de aynı şekilde zihinlerinin birer mahkumuydular.
07:33
and they feltkeçe as if it was "we" and "they,"
190
438000
2000
ve biz ve onlar diye hissediyorlardı,
07:35
and that the people don't cooperateişbirliği.
191
440000
2000
ve insanların destek olmadığını.
07:37
This workedişlenmiş.
192
442000
2000
Bu işe yaradı.
07:39
This is a feedbackgeri bildirim boxkutu calleddenilen a petitiondilekçe boxkutu.
193
444000
2000
Bu dilek kutusu olarak adlandırılan bir geri bildirim kutusu.
07:41
This is a conceptkavram whichhangi I introducedtanıtılan
194
446000
2000
Bu benim tanıttığım bir kavram
07:43
to listen to complaintsşikayetler, listen to grievancesşikayetler.
195
448000
3000
şikayetleri dinlemek için, sorunları dinlemek için.
07:46
This was a magicsihirli boxkutu.
196
451000
2000
Bu sihirli bir kutuydu.
07:48
This was a sensitivehassas boxkutu.
197
453000
2000
Bu duyarlı bir kutuydu.
07:50
This is how a prisonermahkum drewdrew how they feltkeçe about the prisonhapis.
198
455000
3000
Bu mahkumlardan birinin hapishanede nasıl hissettiği ile ilgili bir çizim.
07:53
If you see somebodybirisi in the bluemavi --
199
458000
2000
Eğer maviler içindeki kişiyi görüyorsanız--
07:55
yeah, this guy --
200
460000
2000
evet, bu adam--
07:57
he was a prisonermahkum, and he was a teacheröğretmen.
201
462000
2000
o bir mahkumdu ve o bir öğretmendi
07:59
And you see, everybody'sherkesin busymeşgul. There was no time to wasteatık.
202
464000
3000
Ve gördüğünüz gibi, herkes meşgul; kaybedecek zaman yok.
08:02
Let me wrapsarmak it up.
203
467000
2000
Toparlamama izin verin.
08:04
I'm currentlyşu anda into movementshareketler,
204
469000
2000
Şu anda birkaç faaliyet içerisindeyim,
08:06
movementshareketler of educationEğitim
205
471000
2000
eğitim hareketi
08:08
of the under-servedaltında hizmet childrençocuklar,
206
473000
2000
yetersiz hizmet almış çocukların,
08:10
whichhangi is thousandsbinlerce -- IndiaHindistan is all about thousandsbinlerce.
207
475000
3000
ki bu binlerce -- Hindistan'da her şey binlerce.
08:13
Secondlyİkinci olarak is about the anti-corruptionyolsuzlukla movementhareket in IndiaHindistan.
208
478000
2000
İkincisi, Hindistandaki yolsuzluk karşıtı hareket
08:15
That's a bigbüyük way
209
480000
2000
Bu önemli bir yol
08:17
we, as a smallküçük groupgrup of activistseylemciler,
210
482000
2000
Bizler, küçük bir grup eylemci olarak,
08:19
have draftedhazırlanan an ombudsmanOmbudsman billfatura for the governmenthükümet of IndiaHindistan.
211
484000
3000
bir kamu denetçisinin hesabından Hint hükumeti için para çektik.
08:22
FriendsArkadaşlar, you will hearduymak a lot about it.
212
487000
3000
Arkadaşlar, bunun hakkında çok şey duyacaksınız.
08:25
That's the movementhareket at the momentan I'm drivingsürme,
213
490000
2000
Şu anda benim üzerine gittiğim faaliyet bu,
08:27
and that's the movementhareket and ambitionhırs of my life.
214
492000
3000
ve bu hayatımın faaliyeti ve tutkusu.
08:30
Thank you very much.
215
495000
2000
Çok teşekkür ederim.
08:32
(ApplauseAlkış)
216
497000
2000
(Alkış)
08:34
Thank you. Thank you very much. Thank you.
217
499000
3000
Teşekkürler. Çok teşekkür ederim. Teşekkürler.
08:37
Thank you. Thank you. Thank you.
218
502000
3000
Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkürler.
Translated by nilufer turk
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kiran Bedi - Corrections pioneer
Kiran Bedi was one of India's top cops -- tough, innovative and committed to social change. Now retired from the national police force, Bedi runs two NGOs that benefit rural and urban poor.

Why you should listen

Before she retired in 2007, Kiran Bedi was one of India’s top cops. As the first and highest-ranking female officer in the national police force, she earned a reputation for being tough yet innovative on the job. Her efforts to prevent crime, reform prisons, end drug abuse, and support women’s causes earned her a Roman Magsaysay Award, the Asian equivalent of the Nobel Prize. Bedi also served as a police adviser to the UN Secretary General.

In retirement, Bedi has become one of the most trusted and admired community leaders in India. She advocates for social change and civic responsibility through her books, columns, and a popular reality-TV show. She reaches out to more than 10,000 people daily through her two NGOs, Navjyoti and India Vision Foundation, which provide education, training, counseling and health care to the urban and rural poor. Her latest initiative, Mission Safer India, aims to ensure that police log and address citizen complaints. Her life is the subject of the 2008 documentary Yes, Madam Sir, narrated by Helen Mirren.

More profile about the speaker
Kiran Bedi | Speaker | TED.com