TEDGlobal 2012
Don Tapscott: Four principles for the open world
Don Tapscott: Açık dünya için gereken dört ilke
Filmed:
Readability: 4.4
1,100,150 views
Fütürist Don Tapscott'a göre yeni nesiller doğduklarında, iletişim teknolojileriyle yıkanıyorlar ve bunun sonucunda dünya daha açık ve şeffaf bir hal alıyor. İlham veren konuşmasında Tapscott, bu açık dünyayı daha iyi bir yere dönüştürecek olan dört ana ilkeden söz ediyor.
Don Tapscott - Digital strategist
Don Tapscott, Executive Chairman of the Blockchain Research Institute, is one of the world’s leading authorities on the impact of technology in business and society. He has authored 16 books, including "Wikinomics: How Mass Collaboration Changes Everything," which has been translated into over 25 languages Full bio
Don Tapscott, Executive Chairman of the Blockchain Research Institute, is one of the world’s leading authorities on the impact of technology in business and society. He has authored 16 books, including "Wikinomics: How Mass Collaboration Changes Everything," which has been translated into over 25 languages Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:17
Openness. It's a word that
0
1440
2365
Açıklık sözcüğü,
00:19
denotes opportunity and possibilities.
1
3805
3079
fırsat ve imkanı çağrıştırıyor.
00:22
Open-ended, open hearth,
2
6884
2040
Açık uçlu, open hearth (Amerika'da bir dernek)
00:24
open source, open door policy,
3
8924
3353
açık kaynak, açık kapı politikası,
00:28
open bar. (Laughter)
4
12277
3536
açık bar. (Gülüşmeler)
00:31
And everywhere the world is opening up,
5
15813
2520
Baktığımız her yerde dünya açılıyor,
00:34
and it's a good thing.
6
18333
1500
bu iyi bir şey.
00:35
Why is this happening?
7
19833
1776
Peki neden açılıyor?
00:37
The technology revolution is opening the world.
8
21609
2964
Teknoloji devrimi, dünyayı açıyor.
00:40
Yesterday's Internet was a platform
9
24573
2545
Dünün interneti,
00:43
for the presentation of content.
10
27118
2592
içerik sunumu için bir platformdu.
00:45
The Internet of today is a platform for computation.
11
29710
3255
Günümüzde internet bir bilişim platformu.
00:48
The Internet is becoming a giant
12
32965
1607
Internet, devasa bir küresel bilgisayara dönüşüyor
00:50
global computer, and every time you go on it,
13
34572
2601
ve onu her kullandığımızda;
00:53
you upload a video, you do a Google search,
14
37173
2657
video yüklediğimizde ya da Google'da bir arama yaptığımızda
00:55
you remix something,
15
39830
1654
bir şeyleri değiştiriyoruz,
00:57
you're programming this big global computer
16
41484
2547
hepimizin paylaştığı bu büyük küresel bilgisayarı
00:59
that we all share.
17
44031
1240
yeniden programlıyoruz.
01:01
Humanity is building a machine,
18
45271
3234
İnsanlık, bir makine yaratıyor
01:04
and this enables us to collaborate in new ways.
19
48505
3074
ve bu makine yeni biçimlerde işbirliğine olanak sağlıyor.
01:07
Collaboration can occur on
20
51579
1316
Astronomik ölçülerde
01:08
an astronomical basis.
21
52895
2974
bir işbirliği...
01:11
Now a new generation is opening up the world as well.
22
55869
3408
Dünyayı açan bir başka şey de yeni nesil.
01:15
I started studying kids about 15 years ago,
23
59277
2689
Çocuklar üzerinde çalışmaya 15 yıl önce başladım.
01:17
-- so actually 20 years ago now --
24
61966
1959
-aslında 20 yıl oldu-
01:19
and I noticed how my own children were
25
63925
1595
Kendi çocuklarımın bu karmaşık teknolojiyi
01:21
effortlessly able to use all this sophisticated technology,
26
65520
3517
zahmetsizce kullanmayı nasıl başardıklarını gördüm
01:24
and at first I thought,
27
69037
1217
ve önce kendi kendime dedim ki:
01:26
"My children are prodigies!" (Laughter)
28
70254
2965
"Çocuklarım birer dahi!" (Gülüşmeler)
01:29
But then I noticed all their friends were like them,
29
73219
2126
Ama sonra fark ettim ki arkadaşları da onlar gibi,
01:31
so that was a bad theory.
30
75345
1944
yani benimkisi kötü bir teoriydi.
01:33
So I've started working with a few hundred kids,
31
77289
2995
Böylece yüzlerce çocukla birlikte çalıştıktan sonra
01:36
and I came to the conclusion
32
80284
1595
vardığım sonuç şu oldu:
01:37
that this is the first generation to come of age
33
81879
2058
bu nesil, dijital çağda
01:39
in the digital age,
34
83937
1134
bit'lerle yetişmiş
01:40
to be bathed in bits.
35
85071
1621
ilk nesil.
01:42
I call them the Net Generation.
36
86692
2336
Ben onlara "internet nesli" diyorum.
01:44
I said, these kids are different.
37
89028
1350
Bu çocukların farklı olduklarını anladım.
01:46
They have no fear of technology, because it's not there.
38
90378
2878
Teknolojiden korkmuyorlardı; çünkü böyle bir kavramları yoktu.
01:49
It's like the air.
39
93256
1461
Teknoloji onlar için hava gibi,
01:50
It's sort of like, I have no fear of a refrigerator.
40
94717
3823
tıpkı benim buzdolabından korkmamam gibi.
01:54
And — (Laughter)
41
98540
2530
Ve - (gülüşmeler)
01:56
And there's no more powerful force to change
42
101070
1838
Ve, kurumları değiştirmede,
01:58
every institution than the first generation of digital natives.
43
102908
4708
dijital yerlilerinden daha etkili bir güç olamaz.
02:03
I'm a digital immigrant.
44
107616
1354
Ben, dijital göçmenim.
02:04
I had to learn the language.
45
108970
2941
Dili sonradan öğrenmek zorunda kaldım.
02:07
The global economic crisis is opening up the world as well.
46
111911
3269
Dünyayı açan bir diğer şey de küresel ekonomik kriz.
02:11
Our opaque institutions from the Industrial Age,
47
115180
3030
Sanayi Devrimi'nden kalan kapalı kurumlarımız;
02:14
everything from old models of the corporation,
48
118210
2369
eski model şirketlerden,
02:16
government, media, Wall Street,
49
120579
2481
yönetimimize, medyaya ve Wall Street'e kadar her şey,
02:18
are in various stages of being stalled or frozen
50
123060
3576
farklı aşamalarda durmuş ya da donup kalmışlar
02:22
or in atrophy or even failing,
51
126636
2926
veya körelmişler; hatta yıkılmak üzereler.
02:25
and this is now creating a burning platform in the world.
52
129562
3010
Bu durum dünya genelinde, acil değişikliğe gitmemiz gerektiğine işaret ediyor.
02:28
I mean, think about Wall Street.
53
132572
1829
Demek istediğim, Wall Street'i bir düşünün.
02:30
The core modus operandi of Wall Street almost brought down
54
134401
3211
Wall Street'in en temel işleyiş mantığı neredeyse
02:33
global capitalism.
55
137612
2498
küresel kapitalizmi yerle bir ediyordu.
02:36
Now, you know the idea of a burning platform,
56
140110
1563
Mevcut yerinizde durmanızın maliyeti,
02:37
that you're somewhere where the costs of staying where you are
57
141673
4170
başka bir yere hatta tamamen farklı bir yere
02:41
become greater than the costs of moving to something different,
58
145843
3201
geçmenizin maliyetinden fazlaysa
02:44
perhaps something radically different.
59
149044
3173
tehlike çanları çalıyor demektir.
02:48
And we need to change
60
152217
1728
Kurumlarımızın hepsini
02:49
and open up all of our institutions.
61
153945
2093
değiştirmeli ve açık hale getirmeliyiz.
02:51
So this technology push,
62
156038
1682
Teknolojideki atılımlar,
02:53
a demographic kick from a new generation
63
157720
2892
yeni nesilden yükselen demografik enerji
02:56
and a demand pull from a new
64
160612
2868
ve yeni küresel ekonomik çevreden
02:59
economic global environment
65
163480
2427
kaynaklanan talepler,
03:01
is causing the world to open up.
66
165907
1693
dünyanın açılmasına yol açıyor.
03:03
Now, I think, in fact,
67
167600
3120
Ben, aslında insanlık tarihinde
03:06
we're at a turning point in human history,
68
170720
3203
bir dönüm noktasında olduğumuzu düşünüyorum;
03:09
where we can finally now rebuild
69
173923
1945
Sanayi Devrinden kalan pek çok kuruluşu
03:11
many of the institutions of the Industrial Age
70
175868
2438
bir takım yeni ilkeler çerçevesinde
03:14
around a new set of principles.
71
178306
1557
nihayet yeniden inşa edebildiğimiz bir dönemde....
03:15
Now, what is openness?
72
179863
2364
Açıklık ne anlama geliyor?
03:18
Well, as it turns out, openness
73
182227
1575
Açıklık kavramının birden çok
03:19
has a number of different meanings,
74
183802
2242
farklı anlama geldiğini söylemek mümkün.
03:21
and for each there's a corresponding principle
75
186044
2903
Medeniyetin dönüşümü açısından
03:24
for the transformation of
76
188947
1669
bu anlamlardan her birinin karşılık geldiği
03:26
civilization.
77
190616
2024
bir ilke var.
03:28
The first is collaboration.
78
192640
3275
İlki; işbirliği.
03:31
Now, this is openness in the sense of the boundaries
79
195915
2815
Bu bağlamda açıklık, kurumların sınırlarının
03:34
of organizations becoming more porous and fluid
80
198730
2959
daha aşılabilir, esnek ve açık sınırlara dönüştürülmesi
03:37
and open.
81
201689
1864
anlamını taşıyor.
03:39
The guy in the picture here,
82
203553
1536
Bu resimdeki adamın
03:40
I'll tell you his story.
83
205089
1129
hikayesini anlatayım.
03:42
His name is Rob McEwen.
84
206218
1905
Adı Rob McEwen.
03:44
I'd like to say, "I have this think tank, we scour the world
85
208123
2582
"Düşünce kuruluşumuz sayesinde etkileyici çalışmalar bulmak amacıyla
03:46
for amazing case studies."
86
210705
1654
tüm dünyayı araştırıyoruz" demek isterdim.
03:48
The reason I know this story
87
212359
1658
Ancak bu hikayeyi biliyor olmamın sebebi,
03:49
is because he's my neighbor. (Laughter)
88
214017
4161
komşum olması. (Gülüşmeler)
03:54
He actually moved across the street from us,
89
218178
1767
Bizim evin karşısına taşındı,
03:55
and he held a cocktail party
90
219945
1279
komşularıyla tanışmak için bir parti düzenledi.
03:57
to meet the neighbors, and he says, "You're Don Tapscott.
91
221224
2445
Bana: "Sen Don Tapscott'sun,
03:59
I've read some of your books."
92
223669
909
kitaplarını okumuştum" dedi.
04:00
I said, "Great. What do you do?"
93
224578
1100
Ben de: "Harika. Siz ne iş yapıyorsunuz?" diye sordum
04:01
And he says, "Well I used to be a banker
94
225678
1317
O da: "Önceleri bankacıydım
04:02
and now I'm a gold miner."
95
226995
1448
ama şimdi altın madencisiyim" diye yanıtladı.
04:04
And he tells me this amazing story.
96
228443
2990
Ve bana harika hikayesini anlattı.
04:07
He takes over this gold mine, and his geologists
97
231433
2491
Altın madenini aldıktan sonra jeologlar
04:09
can't tell him where the gold is.
98
233924
1287
altının nerede olduğunu bir türlü bulamazlar.
04:11
He gives them more money for geological data,
99
235211
1727
Daha fazla jeolojik veri toplanması için biraz daha para verir,
04:12
they come back, they can't tell
100
236938
1629
fakat jeologlar bu sefer de
04:14
him where to go into production.
101
238567
1862
nerede üretime geçebileceğini bilmediklerini söylerler.
04:16
After a few years, he's so frustrated he's ready
102
240429
3980
Aradan birkaç yıl geçer ve her şeyden vazgeçmeye
04:20
to give up, but he has an epiphany one day.
103
244409
2377
hazır olduğu bir gün aklında bir şimşek çakar.
04:22
He wonders, "If my geologists don't know where the gold is,
104
246786
2774
"Madem jeologlar altının nerede olduğunu bulamıyor,
04:25
maybe somebody else does."
105
249560
2370
belki bir başkası bulur" diye geçirir aklından.
04:27
So he does a "radical" thing.
106
251930
2003
Böylece "radikal" bir şey yapar.
04:29
He takes his geological data,
107
253933
1507
Eldeki jeolojik verileri alıp
04:31
he publishes it and he holds a contest on the Internet
108
255440
2763
yayınlar ve internette bir yarışma başlatır:
04:34
called the Goldcorp Challenge.
109
258203
1491
Goldcorp Challenge.
04:35
It's basically half a million dollars in prize money
110
259694
3580
Yarışma gereği, şu sorulara doğru yanıt verebilecek kişiye
04:39
for anybody who can tell me, do I have any gold,
111
263274
2712
yarım milyon dolar ödül parası verilecektir : Altınım var mı,
04:41
and if so, where is it? (Laughter)
112
265986
3936
varsa nerede? (Gülüşmeler)
04:45
He gets submissions from all around the world.
113
269922
2147
Dünyanın dört bir köşesinden başvurular yapılır.
04:47
They use techniques that he's never heard of,
114
272069
2257
Bu kişiler daha önce Rob'un duymadığı teknikler kullanır
04:50
and for his half a million dollars in prize money,
115
274326
2168
ve ödül olarak belirlediği yarım milyon dolar karşılığında
04:52
Rob McEwen finds 3.4 billion dollars worth of gold.
116
276494
4185
Rob McEwen 3.4 milyar dolar değerinde altına kavuşur.
04:56
The market value of his company
117
280679
1773
Şirketinin piyasa değeri ise
04:58
goes from 90 million to 10 billion dollars,
118
282452
2318
90 milyon dolardan 10 milyar dolara yükselir.
05:00
and I can tell you, because he's my neighbor,
119
284770
2692
Ve şunu söyleyebilirim ki-zira benim komşum olur,
05:03
he's a happy camper. (Laughter)
120
287462
3490
kendisi kamp yapmaya bayılır. (Gülüşmeler)
05:06
You know, conventional wisdom says talent is inside, right?
121
290952
3688
Yeteneğin insanın içinde olduğu söylenegelmiştir.
05:10
Your most precious asset goes out the elevator every night.
122
294640
3111
En kıymetli varlığımızı oradan oraya taşıyoruz.
05:13
He viewed talent differently.
123
297751
2505
O, yeteneğe farklı bir açıdan baktı.
05:16
He wondered, who are their peers?
124
300256
2296
Acaba diğer rakipler kim? diye sordu.
05:18
He should have fired his geology department, but he didn't.
125
302552
4069
Jeoloji ekibini kovması gerekiyordu, ama kovmadı.
05:22
You know, some of the best submissions
126
306621
2331
Başvurulardan en iyilerini gönderenler
05:24
didn't come from geologists.
127
308952
2231
jeolog değildi.
05:27
They came from computer scientists, engineers.
128
311183
2496
Bilişimcilerdi, mühendislerdi.
05:29
The winner was a computer graphics company
129
313679
1251
Kazanan, bir bilişim grafik şirketi oldu.
05:30
that built a three dimensional model of the mine
130
314930
1816
Şirket, maden alanının üç boyutlu bir modelini oluşturdu
05:32
where you can helicopter underground
131
316746
1823
böylece yerin altına helikopterle ulaşılarak
05:34
and see where the gold is.
132
318569
2670
altının yeri tespit edilebiliyordu.
05:37
He helped us understand that social media's becoming
133
321239
3103
Rob, bize, sosyal medyanın
05:40
social production.
134
324342
2073
sosyal üretime dönüşmekte olduğunu gösterdi.
05:42
It's not about hooking up online.
135
326415
1744
Bu, internette takılmak değil.
05:44
This is a new means of production in the making.
136
328159
3075
Bu, gelişmekte olan yeni bir üretim aracı: "ideagora"
05:47
And this Ideagora that he created, an open market, agora,
137
331234
3997
Rob'un Parlak zekalar için oluşturduğu
05:51
for uniquely qualified minds,
138
335231
2999
"Ideagora"(özel bir terim: açık pazar, agora)
05:54
was part of a change, a profound change in the deep structure
139
338230
4735
değişimin bir parçasıydı. Bu köklü değişim,
05:58
and architecture of our organizations,
140
342965
2458
kurumsal yapılarımızda;
06:01
and how we sort of orchestrate capability to innovate,
141
345423
3602
inovasyonlarımızda, yönetim şeklimizde,
06:04
to create goods and services,
142
349025
1700
ürün ve hizmet oluşturma biçimimizde,
06:06
to engage with the rest of the world,
143
350725
1123
devlet olarak dünyayla kurduğumuz ilişkilerde
06:07
in terms of government, how we create public value.
144
351848
4405
ve kamusal değer yaratma becerimizde kendini gösteriyor,
06:12
Openness is about collaboration.
145
356253
1986
Birincisi işbirliğinde açıklık demiştik.
06:14
Now secondly, openness is about transparency.
146
358239
2366
İkincisi, şeffaflık anlamındaki açıklık.
06:16
This is different. Here, we're talking about the communication
147
360605
2190
Bu, biraz farklı bir anlamda. Bahsettiğim şey; çalışanlara,
06:18
of pertinent information to stakeholders of organizations:
148
362795
3835
alıcılara, iş ortaklarına, hissedarlara
06:22
employees, customers, business partners, shareholders,
149
366630
2917
ait bilgilerin, o kurumunla ilişkili herkesle
06:25
and so on.
150
369547
1762
paylaşılmasıdır.
06:27
And everywhere, our institutions are becoming naked.
151
371309
4273
Kurumlarımız her yerde gözler önüne seriliyor.
06:31
People are all bent out of shape about WikiLeaks,
152
375582
2487
Herkes WikiLeaks'e çok öfkeli
06:33
but that's just the tip of the iceberg.
153
378069
2456
ama bu daha buzdağının görünen ucu.
06:36
You see, people at their fingertips now, everybody,
154
380525
2705
Gördüğünüz gibi, artık yalnızca Julian Assange'ın değil,
06:39
not just Julian Assange,
155
383230
2225
herkesin elinde, bir tık ötesinde,
06:41
have these powerful tools for finding out what's going on,
156
385455
2591
dünyada neler olup bittiğini anlamaya,
06:43
scrutinizing, informing others,
157
388046
1457
araştırmaya, bilgilendirmeye, hatta
06:45
and even organizing collective responses.
158
389503
3590
toplu tepkiler koymaya yarayan güçlü araçlar bulunuyor.
06:48
Institutions are becoming naked,
159
393093
2290
Kurumlar çıplaklaşıyor.
06:51
and if you're going to be naked,
160
395383
1807
Ve eğer çıplak kalacaksanız
06:53
well, there's some corollaries that flow from that.
161
397190
2715
bunun doğal sonuçları olacaktır.
06:55
I mean, one is,
162
399905
863
Yani,
06:56
fitness is no longer optional. (Laughter)
163
400768
2781
artık herkes fit olmak zorunda. (Gülüşmeler)
06:59
You know? Or if you're going to be naked, you'd better get buff.
164
403549
4321
Malum.. Veya çıplak kalacaksanız, vücudunuz adaleli olmalı.
07:03
Now, by buff I mean, you need to have good value,
165
407870
3465
Adaleden kastım iyi değerlere sahip olmanız gerektiği;
07:07
because value is evidenced like never before.
166
411335
1980
çünkü bu durumda değerleriniz gözler önünde olacak.
07:09
You say you have good products.
167
413315
964
Bizim iyi ürünlerimiz var diyorsanız da
07:10
They'd better be good.
168
414279
1041
gerçekten iyi olmak zorundalar:
07:11
But you also need to have values.
169
415320
1951
Ancak yine de değerlere ihtiyacınız var.
07:13
You need to have integrity as part of your bones
170
417271
2943
Dürüstlüğün, kurumunuzun iliklerine ve DNA'sına
07:16
and your DNA as an organization,
171
420214
2408
işlemiş olması gerekiyor.
07:18
because if you don't, you'll be unable to build trust,
172
422622
2473
Şayet işlememişse güven oluşturamazsınız.
07:20
and trust is a sine qua non of this new network world.
173
425095
3989
Ve bu yeni ağ dünyasında güven, olmazsa olmaz bir değerdir.
07:24
So this is good. It's not bad.
174
429084
3271
Bu iyi birşey. Kötü olmadığı kesin.
07:28
Sunlight is the best disinfectant.
175
432355
2695
Güneş en iyi mikrop kırıcıdır.
07:30
And we need a lot of sunlight in this troubled world.
176
435050
3983
Bizim de bu sıkıntılı dünyada bolca güneş ışığına ihtiyacımız var.
07:34
Now, the third meaning and corresponding principle
177
439033
2996
Açıklığın üçüncü anlamı ve buna karşılık gelen ilkesi
07:37
of openness is about sharing.
178
442029
2130
paylaşıma ilişkin.
07:40
Now this is different than transparency.
179
444159
1721
Bu, şeffaflıktan farklı.
07:41
Transparency is about the communication of information.
180
445880
2743
Şeffaflık, bilginin yayılmasıyla ilgili.
07:44
Sharing is about giving up assets, intellectual property.
181
448623
4418
Paylaşım ise kişisel varlıklardan, fikri mülkiyetlerden vazgeçmeyle ilgili.
07:48
And there are all kinds of famous stories about this.
182
453041
2270
Bu konu hakkında bilinen pek çok hikaye var.
07:51
IBM gave away 400 million dollars of software
183
455311
2937
IBM'in Linux hareketine 400 milyon dolarlık
07:54
to the Linux movement, and that gave them
184
458248
2101
yazılım vermesi ve karşılığında
07:56
a multi-billion dollar payoff.
185
460349
3011
birkaç milyar dolarlık kar etmesi gibi.
07:59
Now, conventional wisdom says,
186
463360
1960
Geleneksel akıl bize der ki:
08:01
"Well, hey, our intellectual property belongs to us,
187
465320
2735
"Bizim fikri mülkiyet hakkımız bize aitir
08:03
and if someone tries to infringe it, we're going to get out
188
468055
2303
birileri bu hakkımızı elimizden almaya kalkarsa,
08:06
our lawyers and we're going to sue them."
189
470358
2348
avukatlarımızı arar dava açarız."
08:08
Well, it didn't work so well for the record labels, did it?
190
472706
3413
Kayıt şirketleri için pek de öyle olmadı ama değil mi?
08:12
I mean, they took — They had a technology disruption,
191
476119
5104
Teknolojileri sekteye uğradı
08:17
and rather than taking a business model innovation
192
481223
2689
ve buna karşılık olarak işletme modellerinde
08:19
to correspond to that, they took and sought a legal solution
193
483912
3952
yenilik yapmak yerine, hukuki yollara başvurdular
08:23
and the industry that brought you Elvis and the Beatles
194
487864
2313
bizlere Elvis Presley'i, Beatles'ı kazandıran sektör
08:26
is now suing children
195
490177
2032
şimdilerde çocukları dava ediyor
08:28
and is in danger of collapse.
196
492209
4167
ve iflasın eşiğinde.
08:32
So we need to think differently about intellectual property.
197
496376
2841
Bu nedenle fikri mülkiyet hakkındaki görüşlerimizi değiştirmeliyiz.
08:35
I'll give you an example.
198
499217
1029
Bir örnek vereyim.
08:36
The pharmaceutical industry is in deep trouble.
199
500246
2882
İlaç sanayi sıkıntılı günler yaşıyor.
08:39
First of all, there aren't a lot of big inventions
200
503128
2605
Her şeyden önce yeni buluşların sayısı az
08:41
in the pipeline, and this is a big problem for human health,
201
505733
2354
ve bu, insan sağlığı açısından hiç iyi değil.
08:43
and the pharmaceutical industry has got a bigger problem,
202
508087
5161
İlaç sanayinin daha büyük bir sıkıntısı var:
08:49
that they're about to fall off something
203
513248
1923
"patent uçurumu"ndan
08:51
called the patent cliff.
204
515171
1521
aşağı düşmek üzereler.
08:52
Do you know about this?
205
516692
768
Bunu biliyor muydunuz?
08:53
They're going to lose 20 to 35 percent of their revenue
206
517460
3004
Önümüzdeki 12 ay içinde
08:56
in the next 12 months.
207
520464
1627
gelirlerinin yüzde 25 ila 35'ini kaybedecekler.
08:57
And what are you going to do,
208
522091
1331
Peki ne yapalım?
08:59
like, cut back on paper clips or something? No.
209
523422
3110
Ataçtan tasarruf mu edelim? Hayır.
09:02
We need to reinvent the whole model of scientific research.
210
526532
4713
Bilimsel araştırma modelini tamamiyle yeniden icat etmemiz gerekiyor.
09:07
The pharmaceutical industry needs to place assets
211
531245
3464
İlaç sanayinin, varlıklarını ortaya koyması gerekiyor.
09:10
in a commons. They need to start sharing precompetitive research.
212
534709
3935
Rekabetçi olmayan araştırmaları paylaşmaya başlamaları gerekiyor.
09:14
They need to start sharing
213
538644
2343
Klinik deney verilerini
09:16
clinical trial data,
214
540987
1458
paylaşmaya başlamaları gerekiyor.
09:18
and in doing so, create a rising tide that could lift all boats,
215
542445
4271
Bunu yaparken batmakta olan bütün tekneleri yükseltecek bir dalga yaratmaları gerekiyor.
09:22
not just for the industry but
216
546716
1942
yalnızca sanayi için değil;
09:24
for humanity.
217
548658
2791
aynı zamanda insanlık için.
09:27
Now, the fourth meaning
218
551449
2405
Açıklığın
09:29
of openness,
219
553854
2146
dördüncü anlamı
09:31
and corresponding principle, is about empowerment.
220
556000
1999
ve buna karşılık gelen ilkesi, güçlendirmeye ilişkin.
09:33
And I'm not talking about the motherhood sense here.
221
557999
2216
Annelik güdülerinden bahsetmiyorum.
09:36
Knowledge and intelligence is power,
222
560215
3474
Bilgi ve zeka güçtür.
09:39
and as it becomes more distributed, there's a
223
563689
2839
Bu güç ne kadar uzağa dağılırsa
09:42
concomitant distribution
224
566528
2545
o derece merkezden uzaklaşır
09:44
and decentralization and disaggregation of power
225
569073
3631
ve yayılır- ki buna dünyanın her yerinde
09:48
that's underway in the world today.
226
572704
1929
tanıklık ediyoruz.
09:50
The open world is bringing freedom.
227
574633
3090
Açık dünya beraberinde özgürlüğü getiriyor.
09:53
Now, take the Arab Spring.
228
577723
2349
Arap Baharı'nı bir düşünün.
09:55
The debate about the role of social media
229
580072
1912
Sosyal medyanın ve sosyal değişimin
09:57
and social change has been settled.
230
581984
1994
rolüne dair tartışmalar duruldu.
09:59
You know, one word: Tunisia.
231
583978
3238
Bildiğiniz gibi tek bir sözcük: Tunus
10:03
And then it ended up having a whole bunch of other words too.
232
587216
2346
Sonra bir baktık onu diğer sözcükler izliyor.
10:05
But in the Tunisian revolution,
233
589562
2342
Ancak, Tunus'taki devrimde
10:07
the new media didn't cause the revolution;
234
591904
2127
devrime yol açan yeni medya araçları değildi.
10:09
it was caused by injustice.
235
594031
1780
Adaletsizlikti.
10:11
Social media didn't create the revolution;
236
595811
4237
Devrimi sosyal medya yapmadı.
10:15
it was created by a new generation of young people
237
600048
2321
Yeni nesil genç insanlar yaptı;
10:18
who wanted jobs and hope and
238
602369
1808
iş isteyen, umut isteyen
10:20
who didn't want to be treated as subjects anymore.
239
604177
4026
rejime mahkum olmak istemeyen genç insanlar yaptı.
10:24
But just as the Internet drops transaction and collaboration
240
608203
3065
İşletmelerdeki ve siyasetteki işlem ve işbirliği maliyetleri
10:27
costs in business and government,
241
611268
2368
internet sayesinde azalırken
10:29
it also drops the cost of dissent, of rebellion,
242
613636
2757
aynı zamanda muhalifliğin, başkaldırmanın
10:32
and even insurrection
243
616393
1829
hatta ayaklanmanın maliyetleri de
10:34
in ways that people didn't understand.
244
618222
2092
insanların anlayamadığı şekilde düştü.
10:36
You know, during the Tunisian revolution,
245
620314
1823
Tunus devirim sırasında, bildiğiniz üzere
10:38
snipers associated with the regime were killing
246
622137
2694
rejim yanlısı keskin nişancılar, sokaklardaki
10:40
unarmed students in the street.
247
624831
1744
silahsız öğrencileri vuruyordu.
10:42
So the students would take their mobile devices,
248
626575
3021
Bunun üzerine öğrenciler mobil cihazlarını alıp
10:45
take a picture, triangulate the location,
249
629596
2653
fotoğraflar çektiler, sahayı tarayıp fotoğrafı
10:48
send that picture to friendly military units,
250
632249
2201
dost askeri birimlere gönderdiler.
10:50
who'd come in and take out the snipers.
251
634450
2409
Askeri birimler de kesin nişancıları etkisiz hale getirdi.
10:52
You think that social media is about hooking up online?
252
636859
2534
Sosyal medyanın internette takılmak olduğunu mu düşünüyorsunuz?
10:55
For these kids, it was a military tool
253
639393
3027
Bu çocuklar için askeri bir araçtı;
10:58
to defend unarmed people from murderers.
254
642420
3126
silahsız halkı canilerden koruma aracıydı.
11:01
It was a tool of self-defense.
255
645546
2133
Nefs-i müdafaa aracıydı.
11:03
You know, as we speak today, young people
256
647679
2355
Biz burada konuşurken
11:05
are being killed in Syria,
257
650034
2010
Suriye'de gençler öldürülüyor.
11:07
and up until three months ago,
258
652044
1810
Üç ay öncesine kadar
11:09
if you were injured on the street,
259
653854
2199
sokakta yaralanmış olsaydınız
11:11
an ambulance would pick you up,
260
656053
1452
ambulans sizi alıp
11:13
take you to the hospital, you'd go in, say, with a broken leg,
261
657505
2900
hastaneye götürürdü. Kırık bir bacakla hastaneye yatar;
11:16
and you'd come out with a bullet in your head.
262
660405
2479
kafanızda bir kurşunla hastaneden çıkardınız.
11:18
So these 20-somethings created
263
662884
2911
20'li yaşlardaki bu gençler
11:21
an alternative health care system,
264
665795
2294
alternatif bir sağlık hizmeti sistemi oluşturdular.
11:23
where what they did is they used Twitter and basic
265
668089
2390
Buna göre Twitter ve halkın erişebildiği bazı
11:26
publicly available tools that when someone's injured,
266
670479
3245
temel araçları kullanarak, birisi yaralandığında
11:29
a car would show up, it would pick them up,
267
673724
2680
bir araç gönderilmesini, yaralıyı almasını
11:32
take them to a makeshift medical clinic, where you'd get
268
676404
2559
ve geçici bir sağlık kliniğine götürülmesini sağladılar;
11:34
medical treatment, as opposed to being executed.
269
678963
3542
tedavi edileceğiniz bir kliniğe, infaz edileceğiniz değil.
11:38
So this is a time of great change.
270
682505
3185
Büyük bir değişim zamanı.
11:41
Now, it's not without its problems.
271
685690
2634
Elbette bazı eksikleri de yok değil.
11:44
Up until two years ago,
272
688324
2646
İki yıl öncesine kadar
11:46
all revolutions in human history had a leadership,
273
690970
3153
insanlık tarihindeki bütün devrimlerde bir liderlik vardı,
11:50
and when the old regime fell, the leadership
274
694123
2792
eski rejim düştüğünde, liderlik ve örgütü
11:52
and the organization would take power.
275
696915
978
yönetimi devralırdı.
11:53
Well, these wiki revolutions happen so fast
276
697893
2525
Bu wiki devrimler öylesine hızlı bir şekilde oluyor ki
11:56
they create a vacuum, and
277
700418
1498
bir boşluk yaratıyorlar
11:57
politics abhors a vacuum,
278
701916
1735
ve halk boşluktan nefret eder.
11:59
and unsavory forces can fill that,
279
703651
2072
Bu boşluk istenmeyen güçler tarafından
12:01
typically the old regime,
280
705723
3126
-tipik olarak eski rejim yanlıları,
12:04
or extremists, or fundamentalist forces.
281
708849
2346
aşırı gruplar veya radikaller tarafından- doldurulabilir
12:07
You can see this playing out today in Egypt.
282
711195
2735
Mısır'da bunun gerçekleştiğini görüyoruz.
12:09
But that doesn't matter,
283
713930
1663
Ama olsun;
12:11
because this is moving forward.
284
715593
2137
çünkü bu ilerlemedir.
12:13
The train has left the station. The cat is out of the bag.
285
717730
2976
Tren istasyondan kalktı. Kedi, çantadan çıktı.
12:16
The horse is out of the barn. Help me out here, okay?
286
720706
3378
At, ahırdan kurtuldu. Toparlamama yardım edin?
12:19
(Laughter) The toothpaste is out of the tube.
287
724084
2142
(Gülüşmeler) Diş macunu tüpten taştı.
12:22
I mean, we're not putting this one back.
288
726226
2223
Yani, olanları geri alamayız.
12:24
The open world is bringing empowerment and freedom.
289
728449
3733
Açık dünya beraberinde gücü ve özgürlüğü getiriyor.
12:28
I think, at the end of these four days,
290
732182
2784
Bence, bu dört günlük sürenin sonunda
12:30
that you'll come to conclude that the arc of history
291
734966
2766
şu sonuca varacaksınız:
12:33
is a positive one, and it's towards openness.
292
737732
3496
tarih pozitif bir şekilde, açıklığa doğru yol alıyor.
12:37
If you go back a few hundred years,
293
741228
2481
Birkaç yüzyıl geriye gidecek olursak,
12:39
all around the world it was a very closed society.
294
743709
2384
bütün dünyada toplumlar çok kapalıydı.
12:41
It was agrarian, and the means of production
295
746093
1569
Tarıma dayalıydı ve
12:43
and political system was called feudalism, and knowledge
296
747662
2715
yani üretim ve siyasi sistem feodaldi.
12:46
was concentrated in the church and the nobility.
297
750377
3938
Bilgi ise kilise ve asil sınıfın etrafında toplanmıştı.
12:50
People didn't know about things.
298
754315
1607
İnsanlar bilgi sahibi değillerdi.
12:51
There was no concept of progress.
299
755922
2475
İlerleme diye birşey yoktu.
12:54
You were born, you lived your life and you died.
300
758397
1903
Doğardınız, hayatınızı yaşayıp ölürdünüz.
12:56
But then Johannes Gutenberg came along with his great invention,
301
760300
4596
Ama daha sonra Johannes Gutenberg çıkageldi; o büyük buluşuyla birlikte.
13:00
and, over time, the society opened up.
302
764896
3552
Ve zamanla toplum açıldı.
13:04
People started to learn about things, and when they did,
303
768448
2041
İnsanlar bilgilenmeye başladı ve bilgilendiklerinde
13:06
the institutions of feudal society appeared
304
770489
1385
feodal toplumun kurumları
13:07
to be stalled, or frozen, or failing.
305
771874
3703
durma, donma, yıkılma noktasına geldi.
13:11
It didn't make sense for the church to be responsible
306
775577
2776
İnsanlar bilgi sahibiyken, kilisenin
13:14
for medicine when people had knowledge.
307
778353
2282
tıptan sorumlu olması mantıklı gelmemeye başladı.
13:16
So we saw the Protestant Reformation.
308
780635
1947
Böylece Protestan Reformasyonu yaşandı.
13:18
Martin Luther called the printing press
309
782582
1870
Martin Luther matbaa için
13:20
"God's highest act of grace."
310
784452
2397
"Tanrı'nın en büyük lütfu" demiştir.
13:22
The creation of a corporation, science, the university,
311
786849
3511
Şirketlerin oluşumu, bilimin, üniversitelerin oluşumu
13:26
eventually the Industrial Revolution,
312
790360
1687
ve sonunda Sanayi Devriminin yaşanması....
13:27
and it was all good.
313
792047
2174
Hepsi de müthiş olaylardı.
13:30
But it came with a cost.
314
794221
2147
Ama bir bedeli vardı.
13:32
And now, once again, the technology genie
315
796368
2712
Teknoloji cini bir kez daha şişeden çıktı;
13:34
is out of the bottle, but this time it's different.
316
799080
3320
ancak bu sefer durum farklı.
13:38
The printing press gave us access to the written word.
317
802400
2865
Matbaa, yazılı dünyaya erişmemizi sağladı.
13:41
The Internet enables each of us to be a producer.
318
805265
3459
Internet, herbirimizin üretici olmasını sağlıyor.
13:44
The printing press gave us access to recorded knowledge.
319
808724
2814
Matbaa, kayıtlı bilgilere ulaşmamızı sağladı.
13:47
The Internet gives us access,
320
811538
1910
Internet yalnızca bilgi ve birikime değil;
13:49
not just to information and knowledge, but
321
813448
1649
aynı zamanda diğer insanların
13:50
to the intelligence contained in the crania of other people
322
815097
3376
beyinlerindeki zekaya da erişmemizi mümkün kılıyor
13:54
on a global basis.
323
818473
1537
hem de küresel ölçekte.
13:55
To me, this is not an information age,
324
820010
3239
Bana göre bu bilgi çağı değil;
13:59
it's an age of networked intelligence.
325
823249
2874
ağ tabanlı zeka çağı.
14:02
It's an age of vast promise,
326
826123
3872
Sonsuz olanaklar çağı;
14:05
an age of collaboration,
327
829995
3128
işbirliği çağı,
14:09
where the boundaries of our organizations are changing,
328
833123
4179
kurumlarımızın şeffaflık sınırlarının değiştiği
14:13
of transparency, where sunlight
329
837302
2715
güneş ışıklarının medeniyeti
14:15
is disinfecting civilization,
330
840017
3223
mikroplardan arındırdığı bir çağ.
14:19
an age of sharing and understanding
331
843240
3556
Sıradan insanların bu yeni gücü
14:22
the new power of the commons,
332
846796
1706
paylaşma ve anlama çağı,
14:24
and it's an age of empowerment
333
848502
2643
güç ve
14:27
and of freedom.
334
851145
2891
özgürlük çağı.
14:29
Now, what I'd like to do is,
335
854036
3536
Konuşmamı sonlandırırken
14:33
to close, to share with you
336
857572
2648
yaptığım bir araştırmayı
14:36
some research that I've been doing.
337
860220
2609
sizlerle paylaşmak istiyorum.
14:38
I've tried to study all kinds of organizations
338
862829
2511
Geleceğin nasıl olacağını anlayabilmek için
14:41
to understand what the future might look like,
339
865340
3137
her tür yapı üzerinde çalışma yapmaya çalıştım;
14:44
but I've been studying nature recently.
340
868477
3025
ama son zamanlarda doğa üzerine çalışmalar yapıyorum.
14:47
You know, bees come in swarms
341
871502
3630
Bilirsiniz, arılar kümeler halinde dolaşır
14:51
and fish come in schools.
342
875132
2711
balıklar sürüler halinde...
14:53
Starlings, in the area around Edinburgh,
343
877843
2813
İngiltere'nin kırlarında
14:56
in the moors of England,
344
880656
1483
Edinburgh civarında, sığırcıklar
14:58
come in something called a murmuration,
345
882139
2094
mırıldanma diye bilinen bir şekilde dolaşıyorlar.
15:00
and the murmuration refers to the murmuring of the wings
346
884233
2772
Mırıldanma, kuşların kanatlarının mırıltısını ifade ediyor.
15:02
of the birds, and throughout the day the starlings
347
887005
1913
Gün boyunca bu sığırcıklar
15:04
are out over a 20-mile radius
348
888918
1865
yarıçapı 30 km'den fazla olan bir alanda uçuyor,
15:06
sort of doing their starling thing.
349
890783
2041
sesler çıkartıyorlar.
15:08
And at night they come together
350
892824
1764
Geceleri bir araya toplanıp
15:10
and they create one of the most spectacular things
351
894588
2122
doğada en muazzam şeylerden birini
15:12
in all of nature,
352
896710
1595
oluşturuyorlar.
15:14
and it's called a murmuration.
353
898305
2054
Buna sığırcıkların dansı deniyor.
15:16
And scientists that have studied this have said
354
900359
2917
Bu konuda çalışmalar yapan bilimadamları
15:19
they've never seen an accident.
355
903276
1746
şimdiye kadar hiçbir sığırcığın hata yapmadığını söylüyor.
15:20
Now, this thing has a function.
356
905022
1950
Bunun bir işlevi var.
15:22
It protects the birds.
357
906972
1862
Kuşları koruyor.
15:24
You can see on the right here,
358
908834
1600
Sağ tarafta gördüğünüz gibi
15:26
there's a predator being chased away by the collective power
359
910434
4505
yırtıcı bir hayvan var; kuşların oluşturduğu
15:30
of the birds, and apparently this is a frightening thing
360
914939
2990
toplu gücün kovaladığı bir hayvan.
15:33
if you're a predator of starlings.
361
917929
3464
Sığırcık avlayan bir avcı için korkutucu birşey olsa gerek.
15:37
And there's leadership,
362
921393
2448
Liderlik var.
15:39
but there's no one leader.
363
923841
2138
Ama tek bir lider yok.
15:41
Now, is this some kind of fanciful analogy,
364
925979
2101
Bu, gerçekdışı bir benzetme mi,
15:43
or could we actually learn something from this?
365
928080
2446
yoksa bundan çıkartabileceğimiz bir ders var mı?
15:46
Well, the murmuration functions to record
366
930526
3056
Sığırcıkların dansı, pek çok ilkeye bağlı
15:49
a number of principles,
367
933582
1363
işliyor.
15:50
and they're basically the principles that
368
934945
1519
Bu ilkeler, temelde
15:52
I have described to you today.
369
936464
1914
bugün size açıkladığım ilkeler.
15:54
This is a huge collaboration.
370
938378
2806
Bu, devasa bir işbirliği.
15:57
It's an openness, it's a sharing
371
941184
1779
Açıklık, paylaşım.
15:58
of all kinds of information, not just about location
372
942963
2515
Yalnızca konumun, yörüngenin ya da tehlikenin vb. değil
16:01
and trajectory and danger and so on, but about food sources.
373
945478
5015
yiyecek kaynaklarımıza kadar her türlü bilginin paylaşımı.
16:06
And there's a real sense of interdependence,
374
950493
4137
Gerçek anlamda karşılıklı bağımlılık da söz konusu.
16:10
that the individual birds somehow understand
375
954630
3687
Bireysel kuşlar, topluluğun çıkarlarının kendi çıkarlarına
16:14
that their interests are in the interest of the collective.
376
958317
2959
olduğunu bir şekilde biliyorlar.
16:17
Perhaps like we should understand
377
961276
2249
Belki de bizim de şunu anlamamız gerekiyor:
16:19
that business can't succeed
378
963525
4168
işletmeler, batmakta olan bir dünyada
16:23
in a world that's failing.
379
967693
2160
başarılı olamazlar.
16:25
Well, I look at this thing,
380
969853
1557
Buna bakıp
16:27
and I get a lot of hope.
381
971410
2687
umutla doluyorum.
16:29
Think about the kids today in the Arab Spring, and
382
974097
5052
Arap Baharı çocuklarını düşünün;
16:35
you see something like this that's underway.
383
979149
2856
buna benzer bir şeyin yaşanmakta olduğunu göreceksiniz.
16:37
And imagine, just consider this idea, if you would:
384
982005
4140
Şu fikri bir hayal edin:
16:42
What if we could connect ourselves in this world
385
986145
3945
hava ve camdan oluşan engin bir ağ ile
16:45
through a vast network of air and glass?
386
990090
3845
birbirimize bağlansak ne olurdu?
16:49
Could we go beyond just sharing information and knowledge?
387
993935
2832
Yalnızca bilgi ve birikimleri paylaşmanın ötesine geçebilir miydik?
16:52
Could we start to share our intelligence?
388
996767
2509
Zekalarımızı da paylaşır mıydık?
16:55
Could we create some kind of
389
999276
2442
Bireyin, grubun ya da
16:57
collective intelligence
390
1001718
1721
zümrenin de ötesinde
16:59
that goes beyond an individual or a group or a team
391
1003439
3920
bir çeşit toplu zeka yaratıp
17:03
to create, perhaps, some kind of consciousness
392
1007359
4148
küresel ölçekte; belki bir bilinç
17:07
on a global basis?
393
1011507
1225
oluşturabilir miydik?
17:08
Well, if we could do this, we could attack some big problems in the world.
394
1012732
3673
Bunu yapabiliyor olsaydık, dünyadaki bazı büyük sorunları da ortadan kaldırmış olurduk.
17:12
And I look at this thing,
395
1016405
1871
Buna bakıyorum
17:14
and, I don't know, I get a lot of hope that maybe this
396
1018276
2915
ve bilmem neden, umutlanıyorum; belki
17:17
smaller, networked, open world
397
1021191
3796
çocuklarımıza bırakacağımız bu daha küçük, ağ tabanlı
17:20
that our kids inherit might be a better one, and that
398
1024987
3104
ve açık dünya ileride daha iyi bir dünya olur
17:23
this new age of networked intelligence could be
399
1028091
3313
ve belki yeni ağ tabanlı bilgi çağı
17:27
an age of promise fulfilled
400
1031404
2624
vaatlerin tamamen gerçekleştirildiği,
17:29
and of peril unrequited.
401
1034028
3030
tehditlerin karşılık bulamadığı bir çağ olur..
17:32
Let's do this. Thank you.
402
1037058
3346
Haydi bunu gerçekleştirelim! Teşekkürler.
17:36
(Applause)
403
1040404
9626
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Don Tapscott - Digital strategistDon Tapscott, Executive Chairman of the Blockchain Research Institute, is one of the world’s leading authorities on the impact of technology in business and society. He has authored 16 books, including "Wikinomics: How Mass Collaboration Changes Everything," which has been translated into over 25 languages
Why you should listen
A leading analyst of innovation and the impacts of technology, Don Tapscott has authored or co-authored 15 widely read books about various aspects of the reshaping of our society and economy. His work Wikinomics counts among the most influential business books of the last decade. His new book The Blockchain Revolution, co-authored with his son, Alex, discusses the blockchain, the distributed-database technology that's being deployed well beyond its original application as the public ledger behind Bitcoin. In the book, they analyze why blockchain technology will fundamentally change the internet -- how it works, how to use it and its promises and perils.
Tapscott is an adjunct professor of management at the Rotman School of Management at the University of Toronto, a Senior Advisor at the World Economic Forum and an Associate of the Berkman Klein Center for Internet and Society at Harvard University.
Don Tapscott | Speaker | TED.com