TED2012
Thomas P. Campbell: Weaving narratives in museum galleries
Thomas P. Campbell: Müze galerilerinde hikâye dokumak
Filmed:
Readability: 4.6
677,732 views
New York Metropolitan Sanat Müzesi direktörü Thomas P. Campbell, küratörlük mesleği konusunda derin fikirlere sahip (Küratörlük sadece sanat eserlerini seçmek değildir fakat içinde insanların kendi hikâyelerini dinleyebilecekleri bir düzenleme de yapabilmektir). Campbell, İhtişamlı görüntüler eşliğinde, küratörlük felsefesi, Orta Çağ goblenleri sergisi ile nasıl olduğunu anlatıyor—ayrıca sıradışı modacı/sanatçı Alexander McQueen gösterisi ile. (TED2012'deki The Design Studio bölümünden, Chee Pearlman ve David Rockwell misafir küratörlüğünü yaptı.)
Thomas P. Campbell - Museum director
Thomas P. Campbell, director of The Metropolitan Museum of Art, aims to make the venerable museum's offerings both narrative-driven and accessible. Full bio
Thomas P. Campbell, director of The Metropolitan Museum of Art, aims to make the venerable museum's offerings both narrative-driven and accessible. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
Sanat dünyasında kariyer
yapmayı düşünüyordum,
yapmayı düşünüyordum,
00:16
When I was considering a career in the art world,
0
714
4117
00:20
I took a course in London,
1
4831
3294
Londra'da bir kursa kaydoldum.
00:24
and one of my supervisors was this irascible Italian
2
8125
4453
Danışmanlarımdan biri Pietro adında,
00:28
called Pietro, who drank too much,
3
12578
3961
asabi, çok fazla içki ve sigara içen
00:32
smoked too much and swore much too much.
4
16539
5489
ve çok çok fazla küfreden bir İtalyandı
00:37
But he was a passionate teacher,
5
22028
3176
ancak tutkulu bir öğretmendi.
00:41
and I remember one of our earlier classes with him,
6
25204
3042
İlk derslerimizin birinde
00:44
he was projecting images on the wall,
7
28246
2348
duvara görüntüler yansıtıp
00:46
asking us to think about them,
8
30594
2893
bize ne düşündüğümüzü soruyordu,
00:49
and he put up an image of a painting.
9
33487
2526
bir tablonun görüntüsünü yansıttı,
00:51
It was a landscape with figures, semi-dressed,
10
36013
3695
bir manzaraydı ve yarı çıplak figürler
00:55
drinking wine. There was a nude woman
11
39708
2788
şarap içiyorlardı.
Ön alt planda çıplak bir kadın vardı
ve arka planda
ve arka planda
00:58
in the lower foreground, and on the hillside in the back,
12
42496
3376
01:01
there was a figure of the mythological god Bacchus,
13
45872
4014
bir tepede mitolojideki
tanrı Bacchus'un figürü vardı
tanrı Bacchus'un figürü vardı
01:05
and he said, "What is this?"
14
49886
2349
ve sordu "Bu ne?"
01:08
And I -- no one else did, so I put up my hand, and I said,
15
52235
3277
Kimse cevaplamayınca elimi kaldırdım ve
01:11
"It's a Bacchanal by Titian."
16
55512
3361
"Titian'ın Bacchanal tablosu" dedim.
01:14
He said, "It's a what?"
17
58873
2653
"Ne?" diye tekrarladı.
01:17
I thought maybe I'd pronounced it wrong.
18
61526
1594
Yanlış telaffuz ettiğimi düşünüp,
01:19
"It's a Bacchanal by Titian."
19
63120
4075
"Bu Titian'ın Bacchanal tablosu".
01:23
He said, "It's a what?"
20
67195
2723
"Ne bu?" dedi.
01:25
I said, "It's a Bacchanal by Titian." (Laughter)
21
69918
3084
"Bu Titian'ın Bacchanal tablosu" dedim.
01:28
He said, "You boneless bookworm!
22
73002
3345
"Seni sünepe kitap kurdu!
01:32
It's a fucking orgy!"
23
76347
2543
Bu bir alem ulan!" dedi.
01:34
(Laughter)
24
78890
3071
(Kahkahalar)
01:37
As I said, he swore too much.
25
81961
2352
Dediğim gibi, ağzı bozuktu.
01:40
There was an important lesson for me in that.
26
84313
3532
Burada benim için önemli bir ders vardı.
01:43
Pietro was suspicious of formal art training,
27
87845
3828
Pietro, resmi sanat eğitiminden,
01:47
art history training, because he feared
28
91673
3932
sanat tarihi eğitiminden kuşku duyardı.
01:51
that it filled people up with jargon, and then they just
29
95605
3762
Bunun, insanları jargonla
dolduracağından ve
dolduracağından ve
01:55
classified things rather than looking at them,
30
99367
4679
eserlere bakmaktansa, onları
sınıflandırmaya iteceğinden korkardı.
sınıflandırmaya iteceğinden korkardı.
01:59
and he wanted to remind us that all art was once contemporary,
31
104046
4759
Bize hatırlatmak istediği, eserlerin
bir zamanlar çağdaş olduğu idi.
bir zamanlar çağdaş olduğu idi.
02:04
and he wanted us to use our eyes,
32
108805
3004
Bizden gözlerimizi
kullanmamızı isterdi
kullanmamızı isterdi
02:07
and he was especially evangelical about this message,
33
111809
3510
ve özellikle bu öğretisinde
çok ısrarcıydı,
çok ısrarcıydı,
02:11
because he was losing his sight.
34
115319
2503
çünkü gözleri kör oluyordu.
02:13
He wanted us to look and ask basic questions of objects.
35
117822
4359
Bizden objeye bakmamızı
ve basit sorular sormamızı isterdi.
ve basit sorular sormamızı isterdi.
02:18
What is it? How is it made? Why was it made?
36
122181
3546
Bu ne? Nasıl yapılmış? Neden yapılmış?
02:21
How is it used?
37
125727
2767
Nasıl kullanılıyormuş?
02:24
And these were important lessons to me when
38
128494
2169
Sonunda, bir sanat tarihi
profesörü olduğumda,
profesörü olduğumda,
02:26
I subsequently became a professional art historian.
39
130663
3298
bunlar benim için önemli derslerdi.
02:29
My kind of eureka moment came a few years later,
40
133961
4723
Benim evreka anım birkaç yıl sonra geldi.
02:34
when I was studying the art of the courts of Northern Europe,
41
138684
5097
Kuzey Avrupa saraylarındaki sanat
eserlerini inceliyordum.
eserlerini inceliyordum.
02:39
and of course it was very much discussed in terms of
42
143781
3648
Tabii, tablolar, heykeller
ve zamanın mimarisi
ve zamanın mimarisi
02:43
the paintings and the sculptures
43
147429
2384
bakımından
02:45
and the architecture of the day.
44
149813
3308
çok fazla tartışılmışlardı.
02:49
But as I began to read historical documents
45
153121
3837
Tarihi belgeleri ve o çağdaki
02:52
and contemporary descriptions,
46
156958
3115
betimlemeleri okuyarak işe
başladığımda,
başladığımda,
02:55
I found there was a kind of a missing component,
47
160073
3162
eksik bir unsur olduğunu gördüm.
02:59
for everywhere I came across descriptions of tapestries.
48
163235
5086
Her yerde karşıma goblenler
ile ilgili tasvirler çıkıyordu.
ile ilgili tasvirler çıkıyordu.
03:04
Tapestries were ubiquitous between the Middle Ages
49
168321
3896
Goblen (dokuma resim)
Orta Çağ'da çok yaygındı,
Orta Çağ'da çok yaygındı,
03:08
and, really, well into the 18th century,
50
172217
2932
hatta 18. yüzyıla kadar geldiler.
03:11
and it was pretty apparent why.
51
175149
2494
Bunun nedeni oldukça açıktı:
03:13
Tapestries were portable. You could roll them up,
52
177643
2995
Goblenler taşınabiliyordu,
halı gibi sarabilirdiniz,
halı gibi sarabilirdiniz,
03:16
send them ahead of you, and in the time
53
180638
2645
onları bir yerlere gönderebilir
03:19
it took to hang them up, you could transform a cold,
54
183283
3518
veya duvara asarak soğuk ve karanlık
03:22
dank interior into a richly colored setting.
55
186801
4122
bir mekânı zengin renklerle
dolu bir yere çevirebilirdiniz.
dolu bir yere çevirebilirdiniz.
03:26
Tapestries effectively provided a vast canvas
56
190923
4927
Goblenler fiilen büyük afiş
görevi yapıyordu.
görevi yapıyordu.
03:31
on which the patrons of the day could depict the heroes
57
195850
3657
Zamanın sanat hamileri kendilerini
03:35
with whom they wanted to be associated,
58
199507
2702
bazı kahramanlarla
ilşikilendiren sahneler veya
ilşikilendiren sahneler veya
03:38
or even themselves,
59
202209
2058
kendi resimlerini yaptırıyordu.
03:40
and in addition to that, tapestries were hugely expensive.
60
204267
5398
Bunun yanında,
goblenler çok çok pahalıydı.
goblenler çok çok pahalıydı.
03:45
They required scores of highly skilled weavers
61
209665
3669
Çok sayıda usta dokumacı,
03:49
working over extended periods of time
62
213334
2836
çok pahalı malzemelerle,
03:52
with very expensive materials -- the wools, the silks,
63
216170
3801
uzun süre çalışıyordu - yün, ipek,
03:55
even gold and silver thread.
64
219971
2837
hatta altın ve gümüş sırmalarla.
03:58
So, all in all, in an age when the visual image
65
222808
4738
Yani özet olarak, görsel imajların
04:03
of any kind was rare, tapestries were an incredibly potent
66
227546
5352
nadir bulunduğu bir çağda,
goblenler olağanüstü güçlü
goblenler olağanüstü güçlü
04:08
form of propaganda.
67
232898
3645
propoganda araçlarıydı.
04:12
Well, I became a tapestry historian.
68
236543
4028
Bir goblen tarihçisi oldum.
04:16
In due course, I ended up as a curator
69
240571
3004
Zamanı gelince de Metropolitan Müzesi'nde
04:19
at the Metropolitan Museum, because I saw the Met
70
243575
3556
bir küratör oldum,
04:23
as one of the few places where I could organize
71
247131
3712
çünkü bu müze tutkuyla
sevdiğim bu eserlerin
sevdiğim bu eserlerin
04:26
really big exhibitions about the subject
72
250843
3555
sergilenebileceği büyüklükteki
04:30
I cared so passionately about.
73
254398
3341
az sayıdaki müzeden biriydi.
04:33
And in about 1997, the then-director Philippe de Montebello
74
257739
4386
1997 yılında müdür Philippe Montebello
04:38
gave me the go-ahead to organize an exhibition
75
262125
3343
2002 yılında
bir sergi düzenlemem için izin verdi.
bir sergi düzenlemem için izin verdi.
04:41
for 2002. We normally have these very long lead-in times.
76
265468
5580
Hazırlık için genellikle
böyle uzun bir zaman harcarız.
böyle uzun bir zaman harcarız.
04:46
It wasn't straightforward. It's no longer a question
77
271048
3491
Kolay yapılacak iş değildir.
Bir gobleni arabanın arkasına
atıveremezsiniz.
atıveremezsiniz.
04:50
of chucking a tapestry in the back of a car.
78
274539
3405
04:53
They have to be wound on huge rollers,
79
277944
3464
Devasa rulolar hâlinde sarılmaları,
04:57
shipped in oversized freighters.
80
281408
3962
geniş araçlarla taşınmaları gerekir.
05:01
Some of them are so big we had, to get them into the museum,
81
285370
2627
Bazıları öyle büyük ki
onları müzeye sokmak için
onları müzeye sokmak için
05:03
we had to take them up the great steps at the front.
82
287997
4696
ön taraftaki geniş merdivenlerden
taşımak zorunda kaldık.
taşımak zorunda kaldık.
05:08
We thought very hard about how to present this
83
292693
4685
Bunları nasıl sergileyeceğimizi
çok düşündük,
çok düşündük,
05:13
unknown subject to a modern audience:
84
297378
3608
modern sanatsevere yabancı şeylerdi:
05:16
the dark colors to set off the colors that remained
85
300986
2970
Eserlerde diğer renklerin
güzelliğini ortaya çıkaracak
güzelliğini ortaya çıkaracak
05:19
in objects that were often faded;
86
303956
2801
koyu bölümler genellikle solmuştu;
05:22
the placing of lights to bring out the silk and the gold thread;
87
306757
4219
ışığı, ipek ve altın sırmaları
vurgulayacak şekilde yerleştirmek,
vurgulayacak şekilde yerleştirmek,
05:26
the labeling.
88
310976
1464
etiketleme.
05:28
You know, we live in an age where we are so used
89
312440
2804
Biliyorsunuz televizyon ve fotoğraf çağı.
05:31
to television images and photographs,
90
315244
3012
Görüntüleri bir kez görüp
unutmaya alıştığımız
unutmaya alıştığımız
05:34
a one-hit image. These were big, complex things,
91
318256
5047
bir çağda yaşıyoruz.
Bunlar büyük karmaşık
resimler, neredeyse çizgi roman gibi
birden çok hikâye anlatıyorlar.
birden çok hikâye anlatıyorlar.
05:39
almost like cartoons with multiple narratives.
92
323303
4465
05:43
We had to draw our audience in, get them to slow down,
93
327768
3230
Bu eserleri inceleyebilmesi için
ziyaretçinin dikkatini çekmeli,
ziyaretçinin dikkatini çekmeli,
05:46
to explore the objects.
94
330998
2925
onları yavaşlatmalıydık.
05:49
There was a lot of skepticism. On the opening night,
95
333923
4150
Çok kuşkuluyduk. Açılış gecesinde
05:53
I overheard one of the senior members of staff saying,
96
338073
3388
üst düzey yöneticilerimizden birinin
05:57
"This is going to be a bomb."
97
341461
3115
"Bu elimizde patlayacak" dediğini duydum.
06:00
But in reality, in the course of the coming weeks and months,
98
344576
4270
Gerçek ise;
ilerleyen haftalar ve aylarda
ilerleyen haftalar ve aylarda
06:04
hundreds of thousands of people came to see the show.
99
348846
5587
yüz binlerce kişi sergiyi görmeye geldi.
06:10
The exhibition was designed to be an experience,
100
354433
4645
Sergi, bir deneme olarak düzenlenmişti
06:14
and tapestries are hard to reproduce in photographs.
101
359078
3158
ve goblenleri fotoğrafla çoğaltmak zordu.
06:18
So I want you to use your imaginations,
102
362236
2999
Hayal gücünüzü kullanın,
06:21
thinking of these wall-high objects,
103
365235
3546
duvar büyüklüğünde eserler düşünün,
06:24
some of them 10 meters wide,
104
368781
2115
bazıları 10 metre eninde.
06:26
depicting lavish court scenes with courtiers and dandies
105
370896
5019
Tantanalı bir saray sahnesi anlatıyor,
saray görevlileri, şık insanlar
saray görevlileri, şık insanlar
06:31
who would look quite at home in the pages of the fashion press today,
106
375915
4569
bugünün moda dergilerinde bile gayet
rahat yer alabilecek kişiler,
rahat yer alabilecek kişiler,
06:36
thick woods with hunters crashing through the undergrowth
107
380484
4206
sık ağaçların arasında yaban domuzu
06:40
in pursuit of wild boars and deer,
108
384690
3140
ve geyiğin peşinden giden avcılar.
06:43
violent battles with scenes of fear and heroism.
109
387830
5850
Şiddetli muharebeler,
korku ve kahramanlık sahneleri.
korku ve kahramanlık sahneleri.
06:49
I remember taking my son's school class. He was eight at the time,
110
393680
4162
Oğlumun sınıfını sergiye getirdiğimde
oğlum 8 yaşındaydı,
oğlum 8 yaşındaydı,
06:53
and all the little boys, they kind of -- you know, they were little boys,
111
397842
3837
bütün o küçük oğlanlar sanki -
yani küçük çocuklardı ve
yani küçük çocuklardı ve
06:57
and then the thing that caught their attention
112
401679
2821
bir şey onların dikkatini çekti,
07:00
was in one of the hunting scenes there was a dog
113
404500
3109
av sahnelerinin birinde bir köpek vardı,
07:03
pooping in the foreground — (Laughter) —
114
407609
2665
ön plandaydı ve pisliyordu,
(Kahkahalar)
(Kahkahalar)
07:06
kind of an in-your-face joke by the artist.
115
410274
3682
sanki sanatçı bize bir şaka yapar gibiydi.
07:09
And you can just imagine them.
116
413956
2474
Onları bir hayal edin.
07:12
But it brought it alive to them. I think they suddenly saw
117
416430
3373
Bu onlar için canlı kanlı bir şeydi.
Sanıyorum bu eserler onlar için
Sanıyorum bu eserler onlar için
07:15
that these weren't just old faded tapestries.
118
419803
3080
sadece eski ve solmuş goblenler değildi.
07:18
These were images of the world in the past,
119
422883
4491
Bunlar geçmişteki dünyanın görüntüleriydi
07:23
and that it was the same for our audience.
120
427374
2916
ve bizim ziyaretçilerimiz için de aynıydı.
07:26
And for me as a curator, I felt proud. I felt I'd shifted the needle a little.
121
430290
5557
Bir küratör olarak gurur duydum,
bir şeyleri azıcık değiştirmiştim.
bir şeyleri azıcık değiştirmiştim.
07:31
Through this experience that could only be created
122
435847
3150
Bu deneyimden yola çıkarak, ki bu sadece
07:34
in a museum, I'd opened up the eyes of my audience --
123
438997
4083
bir müzede olabilir,
ziyaretçilerimin gözlerini açtım -
ziyaretçilerimin gözlerini açtım -
07:38
historians, artists, press, the general public --
124
443080
4141
tarihçiler, sanatçılar, basın, kamuoyu -
07:43
to the beauty of this lost medium.
125
447221
4676
bu kaybolan bu ortamın güzelliğine.
07:47
A few years later, I was invited to be the director
126
451897
3574
Birkaç yıl sonra, müzeye direktör olmam
07:51
of the museum, and after I got over that --
127
455471
3115
istendi, bunu düşündükten sonra -
07:54
"Who, me? The tapestry geek? I don't wear a tie!" --
128
458586
5511
"Kim, ben mi? Bir goblen hastası mı?
Ben kravat bile takmam."
Ben kravat bile takmam."
07:59
I realized the fact: I believe passionately in that
129
464097
5380
Bir gerçeği fark ettim: Bu müze deneyimine
08:05
curated museum experience.
130
469477
3279
tutkuyla inanıyordum.
08:08
We live in an age of ubiquitous information,
131
472756
3607
Bilginin her yerde bulunabildiği
ve uzmanlığın bir tür
ve uzmanlığın bir tür
08:12
and sort of "just add water" expertise,
132
476363
4059
"su ekleme" olduğu bir çağda yaşıyoruz,
08:16
but there's nothing that compares with the presentation
133
480422
4042
ama iyi bir anlatımla birlikte, sergideki
08:20
of significant objects in a well-told narrative,
134
484464
3884
objelerin sunumuyla
karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur.
karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur.
08:24
what the curator does, the interpretation of a complex,
135
488348
5060
Küratörün yaptığı şey, genel izleyicinin
08:29
esoteric subject, in a way that retains the integrity
136
493408
4511
keşfedebilmesi için karmaşık
ve ezoterik bir objeyi
ve ezoterik bir objeyi
08:33
of the subject, that makes it -- unpacks it
137
497919
3083
bütünlüğünü koruyarak
08:36
for a general audience.
138
501002
2167
yeniden canlandırmaktır.
08:39
And that, to me, today, is now the challenge and the fun
139
503169
3527
Yani, bence işimin zor ve eğlenceli yanı,
08:42
of my job, supporting the vision of my curators,
140
506696
4983
ister Samuray kılıçları sergisi olsun
08:47
whether it's an exhibition of Samurai swords,
141
511679
3353
veya erken Bizans sanat eserleri,
Rönesans portreleri olsun
Rönesans portreleri olsun
08:50
early Byzantine artifacts, Renaissance portraits,
142
515032
5084
veya az önce bahsettiğim gibi
bir sergi olsun,
bir sergi olsun,
08:56
or the show we heard mentioned earlier,
143
520116
3074
küratörlerimin bakış açısını
desteklemektir.
desteklemektir.
08:59
the McQueen show, with which we enjoyed
144
523190
3015
Geçen yaz yaptığımız McQueen gösterisi
09:02
so much success last summer.
145
526205
2811
çok başarılıydı ve mutlu olduk.
09:04
That was an interesting case.
146
529016
2501
İlginç bir konuydu.
09:07
In the late spring, early summer of 2010, shortly after
147
531517
5174
2010 yılı, yaz başlarında, McQueen'in
09:12
McQueen's suicide,
148
536691
2912
intiharından hemen sonra,
09:15
our curator of costume, Andrew Bolton, came to see me,
149
539603
4256
kostüm küratörümüz Andrew Bolton
beni görmeye geldi
beni görmeye geldi
09:19
and said, "I've been thinking of doing a show on McQueen,
150
543859
3235
ve şöyle dedi "McQueen konulu bir
gösteri hazırlamayı düşünüyordum,
gösteri hazırlamayı düşünüyordum,
09:22
and now is the moment. We have to, we have to do it fast."
151
547094
4558
vakti geldi. Bunu bir an önce yapmalıyız."
09:27
It wasn't easy. McQueen had worked throughout his career
152
551652
4737
Kolay olmadı. McQueen, mirası konusunda
09:32
with a small team of designers and managers
153
556389
3454
çok titizdi ve kariyeri boyunca
09:35
who were very protective of his legacy,
154
559843
4142
küçük bir tasarımcı ve
menajer grubu ile çalışmıştı,
menajer grubu ile çalışmıştı,
09:39
but Andrew went to London and worked with them
155
563985
1834
ama Andrew Londra'ya gidip yaz boyunca
09:41
over the summer and won their confidence, and that of
156
565819
3730
onlarla çalıştı, güvenlerini kazandı.
09:45
the designers who created his amazing fashion shows,
157
569549
4095
Bu tasarımcılar onun göz alıcı
gösterilerini yaratanlardı
gösterilerini yaratanlardı
09:49
which were works of performance art in their own right,
158
573644
4614
ve sanat çalışmaları yapmak
onların hakkıydı
onların hakkıydı
09:54
and we proceeded to do something at the museum,
159
578258
2499
ve müzede bir şeyler yaparak
işe devam ettik.
işe devam ettik.
09:56
I think, we've never done before.
160
580757
2220
Sanıyorum bunu daha önce
hiç yapmamıştık.
hiç yapmamıştık.
09:58
It wasn't just your standard installation.
161
582977
3017
Bu basit bir montaj işi değildi.
10:01
In fact, we ripped down the galleries to recreate
162
585994
4190
Aslında, tamamen farklı bir düzenleme
10:06
entirely different settings, a recreation of his first studio,
163
590184
5412
yapmak ve onun stüdyosunu
tekrar yaratmak, bir aynalı salon,
tekrar yaratmak, bir aynalı salon,
10:11
a hall of mirrors,
164
595596
2873
bir merak kutusu,
10:14
a curiosity box,
165
598469
2528
batık bir gemi, yanmış bir iç kısım,
10:16
a sunken ship, a burned-out interior,
166
600997
3360
videolar ve operadan domuz sesine
10:20
with videos and soundtracks that ranged from
167
604357
3292
kadar sesleri verebilmek için
10:23
operatic arias to pigs fornicating.
168
607649
3733
galerileri yıktık.
10:27
And in this extraordinary setting, the costumes
169
611382
4961
Bu olağanüstü düzenleme içinde, kostümler
10:32
were like actors and actresses, or living sculptures.
170
616343
5434
aktör, aktris veya
canlı heykeller gibiydi.
canlı heykeller gibiydi.
10:37
It could have been a train wreck.
171
621777
2179
Tam bir fiyasko olabilirdi.
10:39
It could have looked like shop windows on Fifth Avenue
172
623956
4459
Noel zamanı Beşinci Cadde
mağaza vitrini gibi görünebilirdi
mağaza vitrini gibi görünebilirdi
10:44
at Christmas, but because of the way that Andrew
173
628415
3623
ama Andrew'in McQueen'in takımıyla
10:47
connected with the McQueen team, he was channeling
174
632038
3993
kurduğu iletişim sayesinde McQueen'in
10:51
the rawness and the brilliance of McQueen,
175
636031
3424
el değmemiş muhteşem tarzını yansıtabildik
10:55
and the show was quite transcendant,
176
639455
2807
ve gösteri aşılması zor bir şey oldu
10:58
and it became a phenomenon in its own right.
177
642262
2772
ve haklı olarak bir fenomene dönüştü.
11:00
By the end of the show, we had people queuing
178
645034
2514
Gösterinin son zamanlarına doğru
11:03
for four or five hours to get into the show,
179
647548
3502
insanlar gösteriyi izlemek için dört beş
saat kuyrukta bekliyor
saat kuyrukta bekliyor
11:06
but no one really complained.
180
651050
2627
ama kimse şikâyet etmiyordu.
11:09
I heard over and over again, "Wow, that was worth it.
181
653677
3078
"Vay be, buna değdi" dendiğini
defalarca duydum.
defalarca duydum.
11:12
It was a such a visceral, emotive experience."
182
656755
4079
Bu çok içgüdüsel ve
duygulandıran bir deneyimdi.
duygulandıran bir deneyimdi.
11:16
Now, I've described two very immersive exhibitions,
183
660834
4257
Size iki devasa sergiyi anlattım
11:20
but I also believe that collections, individual objects,
184
665091
5409
ama inanıyorum ki; koleksiyonlar
veya tek başına objeler bile
veya tek başına objeler bile
11:26
can also have that same power.
185
670500
2205
aynı etkiyi yaratabilir.
11:28
The Met was set up not as a museum of American art,
186
672705
3884
Met, bir sanat müzesi olarak kurulmadı,
11:32
but of an encyclopedic museum,
187
676589
3105
ansiklopedik bir müzeydi
11:35
and today, 140 years later, that vision
188
679694
4815
ve bugün, 140 yıl sonra bu vizyon
11:40
is as prescient as ever,
189
684509
3138
her zamanki kadar ileri görüşlü.
11:43
because, of course, we live in a world of crisis,
190
687647
3623
7/24 haber bültenlerine
11:47
of challenge, and we're exposed to it
191
691270
2633
maruz kaldığımız, zorluklar
ve krizlerle dolu
ve krizlerle dolu
11:49
through the 24/7 newsreels.
192
693903
3149
bir dünyada yaşıyoruz.
11:52
It's in our galleries that we can unpack the civilizations,
193
697052
4860
Biz galerilerimizde medeniyetleri,
11:57
the cultures, that we're seeing the current manifestation of.
194
701912
4380
kültürleri seriyoruz ve onların
geçerli mesajlarını görüyoruz.
geçerli mesajlarını görüyoruz.
12:02
Whether it's Libya, Egypt, Syria,
195
706292
4329
Libya, Mısır, Suriye'yi
12:06
it's in our galleries that we can explain
196
710621
2710
galerilerimizde sergileyip
12:09
and give greater understanding.
197
713331
2072
daha iyi anlaşılmalarını sağlıyoruz.
12:11
I mean, our new Islamic galleries are a case in point,
198
715403
3485
Yani, yeni İslami galerilerimiz
yerinde bir uygulamadır,
yerinde bir uygulamadır,
12:14
opened 10 years, almost to the week, after 9/11.
199
718888
5680
10 yıl önce, 11 Eylül haftası açıldı.
12:20
I think for most Americans, knowledge of the Islamic world
200
724568
4434
Zannederim Amerikalıların çoğunun
İslam Dünyası hakkındaki
İslam Dünyası hakkındaki
bilgileri 11 Eylül öncesinde
çok yüzeyseldi.
çok yüzeyseldi.
12:24
was pretty slight before 9/11, and then it was thrust upon us
201
729002
3851
Sonra üzerimize
12:28
in one of America's darkest hours,
202
732853
4093
bu Amerika'nın en karanlık
olaylarından biri geldi
olaylarından biri geldi
12:32
and the perception was through the polarization
203
736946
2674
ve algılarımız bu korkunç olay
12:35
of that terrible event.
204
739620
2654
ve kutuplaşmadan etkilendi.
12:38
Now, in our galleries, we show 14 centuries
205
742274
4220
Galerilerimizde,
çok büyük bir coğrafyaya yayılan
çok büyük bir coğrafyaya yayılan
12:42
of the development of different Islamic cultures
206
746494
4453
farklı İslami Kültürlerin 1.400 yıl
12:46
across a vast geographic spread,
207
750947
2739
süren gelişimini sergiliyoruz
12:49
and, again, hundreds of thousands of people have come
208
753686
4027
ve yine, geçen Ekim'deki açılıştan bu yana
12:53
to see these galleries since they opened last October.
209
757713
5175
yüz binlerce ziyaretçi bu
galerileri görmeye geldi.
galerileri görmeye geldi.
12:58
I'm often asked, "Is digital media replacing the museum?"
210
762888
7106
Bana sık sık "Dijital medya müzelerin
yerini mi alıyor?" diye soruluyor
yerini mi alıyor?" diye soruluyor
13:05
and I think those numbers are a resounding rejection
211
769994
3877
ama sanıyorum ziyaretçi rakamları
13:09
of that notion. I mean, don't get me wrong,
212
773871
3440
bu düşünceyi sertçe reddediyor.
Yani, yanlış anlamayın,
Yani, yanlış anlamayın,
13:13
I'm a huge advocate of the Web.
213
777311
3275
büyük bir Web destekçisiyim.
13:16
It gives us a way of reaching out to audiences
214
780586
3419
Bu bize bütün dünyadaki izleyicilere
13:19
around the globe, but nothing replaces the authenticity
215
784005
5401
ulaşma imkânı veriyor ama hiçbir şey
tutkulu bir alimlikle sunulan
tutkulu bir alimlikle sunulan
13:25
of the object presented with passionate scholarship.
216
789406
6587
objenin sahiciliğinin yerine geçemez.
13:31
Bringing people face to face with our objects
217
795993
4603
İnsanları objelerimizle karşı
karşıya getirmek,
karşıya getirmek,
13:36
is a way of bringing them face to face with people
218
800596
3447
bir şekilde onları, zamanları, mekânları
13:39
across time, across space, whose lives may have been
219
804043
4566
bizimkinden çok farklı
ama yine de bizim gibi olan
ama yine de bizim gibi olan
13:44
very different to our own, but who, like us,
220
808609
4568
insanlarla tanıştırmaktır.
13:49
had hopes and dreams, frustrations and achievements
221
813177
5030
Yaşarken umutları ve hayalleri olan,
hayal kırıklıkları ve başarıları olan
hayal kırıklıkları ve başarıları olan
13:54
in their lives. And I think this is a process
222
818207
3179
insanlarla tanıştırmak ve
13:57
that helps us better understand ourselves,
223
821386
3753
kendimizi daha iyi anlamamızı sağlamak
14:01
helps us make better decisions about where we're going.
224
825139
5508
ve nereye gideceğimiz konusunda daha
iyi kararlar almamıza yardım etmektir.
iyi kararlar almamıza yardım etmektir.
14:06
The Great Hall at the Met is one of the great portals of the world,
225
830647
5402
Met' in Büyük Salonu dünyadaki en büyük
taç kapılardan biridir,
taç kapılardan biridir,
14:11
awe-inspiring, like a medieval cathedral.
226
836049
4144
bir Ortaçağ katedrali gibi
hayranlık vericidir.
hayranlık vericidir.
14:16
From there, you can walk in any direction
227
840193
2281
O noktadan, istediğiniz
her yöne ve neredeyse
her yöne ve neredeyse
14:18
to almost any culture.
228
842474
3231
her kültüre doğru yürüyebilirsiniz.
14:21
I frequently go out into the hall and the galleries
229
845705
2396
Sık sık salona gider ve gelen
14:24
and I watch our visitors coming in.
230
848101
3075
ziyaretçileri seyrederim.
14:27
Some of them are comfortable. They feel at home.
231
851176
4092
Bazıları evlerindeymiş gibi rahattır.
14:31
They know what they're looking for.
232
855268
2610
Ne aradıklarını bilirler
14:33
Others are very uneasy. It's an intimidating place.
233
857878
4456
ama ötekiler çok tedirgindir.
Burası insanı ürküten bir yer
Burası insanı ürküten bir yer
14:38
They feel that the institution is elitist.
234
862334
3154
ve müzenin seçkinlere ait
olduğunu düşünürler.
olduğunu düşünürler.
14:41
I'm working to try and break down that sense of that elitism.
235
865488
6195
Bu seçkincilik hissini
kırmak için çalışıyorum.
kırmak için çalışıyorum.
14:47
I want to put people in a contemplative frame of mind,
236
871683
3948
İnsanların burada derin düşüncelere
dalmasını istiyorum.
dalmasını istiyorum.
14:51
where they're prepared to be a little bit lost, to explore,
237
875631
6157
Kendilerini biraz kaybolmaya ve
keşfetmeye hazırlamalarını
keşfetmeye hazırlamalarını
14:57
to see the unfamiliar in the familiar,
238
881788
3822
ve yabancı olanı
tanıdık görmelerini veya
tanıdık görmelerini veya
15:01
or to try the unknown.
239
885610
4469
bilinmeyeni tatmalarını istiyorum.
15:05
Because for us, it's all about bringing them face to face
240
890079
4341
Bizim için bütün mesele insanları
15:10
with great works of art,
241
894420
2925
büyük sanat eserleriyle tanıştırmak,
15:13
capturing them at that moment of discomfort,
242
897345
4400
onların zihnini iPhone, Blackberry
telefonlarına uzanmak
telefonlarına uzanmak
15:17
when the inclination is kind of to reach for your iPhone,
243
901745
3496
üzereyken ele geçirmek
15:21
your Blackberry, but to create a zone
244
905241
5403
ve onlara meraklarının
15:26
where their curiosity can expand.
245
910644
5106
artabileceği bir alan yaratmaktır.
15:31
And whether it's in the expression of a Greek sculpture
246
915750
3564
Bu belki size bir arkadaşınızı hatırlatan
15:35
that reminds you of a friend,
247
919314
1990
bir Yunan heykeli olabilir
15:37
or a dog pooping in the corner of a tapestry,
248
921304
4280
veya goblenin köşesinde pisleyen bir köpek
15:41
or, to bring it back to my tutor Pietro,
249
925584
3410
ve sözü tekrar öğretmenim
Pietro'ya getirirsek,
Pietro'ya getirirsek,
15:44
those dancing figures
250
928994
2677
orada dans eden figürler
15:47
who are indeed knocking back the wine,
251
931671
2787
ve arka tepedeki çıplak figür
15:50
and that nude figure in the left foreground.
252
934458
3490
düpedüz şarabın dibine vuruyordu.
Öndeki çıplak figür;
Öndeki çıplak figür;
15:53
Wow. She is a gorgeous embodiment of youthful sexuality.
253
937948
8345
vay be. Kadın genç cinselliğinin
muhteşem bir simgesi.
muhteşem bir simgesi.
16:02
In that moment, our scholarship can tell you
254
946293
5622
O anda, bizim hocalarımız size
16:07
that this is a bacchanal,
255
951915
3314
bu bir "Bacchanal tasviri" diyebilir,
16:11
but if we're doing our job right,
256
955229
3151
ama işimizi doğru yapıyorsak,
16:14
and you've checked the jargon at the front door,
257
958380
3736
jargonu girişte zaten kontrol edersiniz,
16:18
trust your instinct.
258
962116
2868
sonra içgüdülerinize güvenirsiniz.
16:20
You know it's an orgy.
259
964984
3172
Gördüğünüz gibi, bu bir alem.
16:24
Thank you. (Applause)
260
968156
3318
Teşekkür ederim.
16:27
(Applause)
261
971474
4907
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Thomas P. Campbell - Museum directorThomas P. Campbell, director of The Metropolitan Museum of Art, aims to make the venerable museum's offerings both narrative-driven and accessible.
Why you should listen
Thomas P. Campbell became the ninth Director of The Metropolitan Museum of Art in January of 2009. Since he began, Campbell has pursued an agenda for the Met that focuses on scholarship and accessibility. These priorities maintain the Museum’s excellence in its exhibitions, publications, acquisitions and permanent collections, while encouraging new thinking about the visitor experience. Further initiatives include exploring the judicious use of technology in the Museum and fully integrating education into all the Met’s activities.
Campbell led the Met through the fiscal setbacks caused by the 2008 recession without reducing hours, gallery openings or programs. He launched an effort to redesign the Museum’s website which now attracts more than 50 million visits per year. FY2011 also saw the Met’s highest attendance in 40 years, rising to 5.6 million. The Museum has just opened new galleries for its Islamic Art Department and American Wing, and is working on plans to renovate The Costume Institute and to reconfigure the outdoor plaza and fountains. In 2011, Campbell announced a collaboration with the Whitney Museum in which the Met will program its landmark Breuer Building on Madison Avenue starting in 2015.
Campbell had worked in the Metropolitan's Department of European Sculpture and Decorative Arts for fourteen years, rising steadily through the curatorial ranks as Assistant Curator (1995-97), Associate Curator (1997-2003), and Curator (2003 to December 2008). During this time, he conceived and organized the major exhibitions Tapestry in the Renaissance: Art and Magnificence (2002) and Tapestry in the Baroque: Threads of Splendor (New York, 2007; Palacio Real, Madrid, spring 2008), both of which incorporated drawings, paintings, and prints, as well as tapestries, and received widespread acclaim. The 2002 exhibition was named "Exhibition of the Year" by Apollo Magazine and its catalogue won the Alfred H. Barr, Jr. Award (College Art Association) for distinguished exhibition catalogue in the history of art (2003). Since shortly after his arrival at the Museum, he also served as Supervising Curator of The Antonio Ratti Textile Center, which houses the Museum's encyclopedic collection of 36,000 textiles and is one of the preeminent centers of textile studies in the world.
Thomas P. Campbell | Speaker | TED.com