ABOUT THE SPEAKER
Amanda Bennett - Journalist
In "The Cost of Hope," Pulitzer Prize winning journalist Amanda Bennett brings an investigative angle to the conversation about end-of-life care.

Why you should listen

Amanda Bennett is the Executive Editor of Projects and Investigations for Bloomberg News. Previously she served for three years as the Managing Editor of projects for The Oregonian in Portland and was a reporter for The Wall Street Journal for more than 20 years.

In 1997 Bennett shared the Pulitzer Prize for national reporting for a Wall Street Journal investigation on the struggle against AIDS, and in 2001 received a second Pulitzer Prize, for public service, as the lead of a team at The Oregonian. In 2010 Bennett was elected as co-Chairman of the Pulitzer Prize Board.

Bennett has written six books. Her most recent book, The Cost of Hope, is part-memoir, part-investigative report, about her seven-year struggle within the American healthcare system to save her husband from cancer.

More profile about the speaker
Amanda Bennett | Speaker | TED.com
TEDMED 2013

Amanda Bennett: We need a heroic narrative for death

Amanda Bennett: Ölüm için bir kahramanlık öyküsü gerek

Filmed:
1,164,686 views

Amanda Bennett ve kocası birlikte geçirdikleri bütün hayatları boyunca tutkulu ve yaşam doluydular -- ve son güne kadar da öyleydi. Bennett, ölmekte olan kişinin sevdiklerinin mutlu son ümidinin neden "inkar" olarak adlandırılmaması gerektiğine dair tatlı ve güçlü bir konuşma yapıyor. Ölüm için daha kahramanca bir öykü için çağrı yapıyor -- hayatta sahip olduklarımızla karşılaştırmak için.
- Journalist
In "The Cost of Hope," Pulitzer Prize winning journalist Amanda Bennett brings an investigative angle to the conversation about end-of-life care. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So I'd like you to come back with me
0
498
2659
Şimdi sizden benimle
00:15
just for a fewaz minutesdakika
1
3157
1901
birkaç dakikalığına kocamla tanıştığım
00:17
to a darkkaranlık night in ChinaÇin,
2
5058
2869
Çin'deki karanlık bir geceye
00:19
the night I metmet my husbandkoca.
3
7927
2721
gelmenizi istiyorum.
00:22
It was a cityŞehir so long agoönce that it was still calleddenilen
4
10648
3443
Bu çok uzun zaman önce, hala aynı isimle bilinen bir şehirdeydi.
00:26
PekingPekin.
5
14091
2113
Pekin.
00:28
So I wentgitti to a partyParti.
6
16204
2621
Bir partiye gitmiştim.
00:30
I satoturdu down nextSonraki to a stoutYiğit, middle-agedorta yaşlı man
7
18825
3383
İri-yarı, papyonlu ve gözlüklü, orta yaşlı
00:34
with owlbaykuş glassesgözlük and a bowyay tiekravat,
8
22208
3514
bir adamın yanına oturdum.
00:37
and he turneddönük out to be a FulbrightFulbright scholarbilim adamı,
9
25722
2893
Fullbright burslusu olduğunu, orada,
00:40
there in ChinaÇin specificallyözellikle to studyders çalışma
10
28615
3564
Çin'de özellikle Çin-Rusya ilişkileri
00:44
Sino-SovietÇin-Sovyet relationsilişkiler.
11
32179
2091
üzerinde çalışma yaptığını öğrendim.
00:46
What a gifthediye it was to the eageristekli,
12
34270
2400
Bu, o zaman olduğum gibi, genç ve atik
00:48
younggenç foreignyabancı correspondentmuhabiri that I was then.
13
36670
2758
bir muhabire ne güzel bir hediyeydi.
00:51
I'd pumppompa him for informationbilgi,
14
39428
2008
Onu bilgi almak için sıkıştırdım,
00:53
I'm mentallyzihinsel scribblingNot defteri notesnotlar
15
41436
1657
Aklımda, yazmayı planladığım hikaye için
00:55
for the storieshikayeleri I planplan to writeyazmak.
16
43093
2309
notlar karalıyordum.
00:57
I talk to him for hourssaatler.
17
45402
2485
Onunla saatlerce konuştum.
00:59
Only monthsay latersonra,
18
47887
3511
Onun aslında kim olduğunu ise
01:03
I discoverkeşfetmek who he really was.
19
51398
2374
ancak aylar sonra keşfettim.
01:05
He was the ChinaÇin representativetemsilci
20
53772
2773
Amerikan Soya Fasulyesi Birliği'nin
01:08
for the AmericanAmerikan SoybeanSoya AssociationDerneği.
21
56545
4229
Çin temsilciydi.
01:12
"I don't understandanlama. SoybeansSoya fasulyesi?
22
60774
3270
"Anlamadım. Soya fasulyesi?
01:16
You told me you were a FulbrightFulbright scholarbilim adamı."
23
64044
2755
Bana Fullbright burslusu olduğunu söylemiştin."
01:18
"Well, how long would you have talkedkonuştuk to me
24
66799
1888
"Eh, soya fasulyesi için burada olduğumuzu söyleseydim,
01:20
if I told you we're in soybeanssoya fasulyesi?"
25
68687
2042
benimle ne kadar süre konuşurdun?"
01:22
(LaughterKahkaha)
26
70729
2481
(Kahkahalar)
01:25
I said, "You jerkpislik."
27
73210
3292
"Seni pislik" dedim.
01:28
Only jerkpislik wasn'tdeğildi the wordsözcük I used.
28
76502
3753
Aslında kullandığım sözcük pislik değildi.
01:32
I said, "You could'veolabilirdin gottenkazanılmış me firedateş."
29
80255
4147
"Beni kovdurabilirdin" dedim.
01:36
And he said, "Let's get marriedevli."
30
84402
3537
Ve o, "Hadi evlenelim" dedi.
01:39
(LaughterKahkaha)
31
87939
1287
(Kahkahalar)
01:41
"TravelSeyahat the worldDünya and have lots of kidsçocuklar."
32
89226
2896
"Dünyayı gezelim ve bir sürü çocuk yapalım"
01:44
So we did.
33
92122
2098
Yaptık da.
01:46
(LaughterKahkaha)
34
94220
2045
(Kahkahalar)
01:48
(ApplauseAlkış)
35
96265
5242
(Alkış)
01:53
And what an alivecanlı man TerenceTerence BryanBryan FoleyFoley
36
101507
3740
Meğer Terence Bryan Foley ne kadar
01:57
turneddönük out to be.
37
105247
1447
hayat dolu bir adammış.
01:58
He was a ChineseÇince scholarbilim adamı
38
106694
1643
Sonradan, 60'lı yaşlarında,
02:00
who latersonra, in his 60s,
39
108337
1866
Çin tarihi doktorası yapacak
02:02
got a PhPH.D. in ChineseÇince historytarih.
40
110203
2552
olan bir Çince akademisyeniymiş.
02:04
He spokekonuştu sixaltı languagesdiller,
41
112755
2488
Altı dil konuşuyordu,
02:07
he playedOyunun 15 musicalmüzikal instrumentsenstrümanlar,
42
115243
2488
15 müzik enstrümanı çalıyordu,
02:09
he was a licensedruhsatlı pilotpilot,
43
117731
1776
lisanslı bir pilottu,
02:11
he had oncebir Zamanlar been a SanSan FranciscoFrancisco cablekablo cararaba operatorOperatör,
44
119507
3171
bir keresinde San Francisco'da teleferik makinisti olarak çalışmıştı,
02:14
he was an expertuzman in swinedomuz nutritionbeslenme,
45
122678
2834
domuz gıdaları, mandıra sığırı, Dixieland cazı ve
02:17
dairysüt cattlesığırlar, DixielandHayranıyım jazzcaz, filmfilm noirNoir,
46
125512
3781
karanlık filmler üzerine uzmanlığı vardı,
02:21
and we did travelseyahat the countryülke, and the worldDünya,
47
129293
4184
ve ülkeyi gezdik ve dünyayı
02:25
and we did have a lot of kidsçocuklar.
48
133477
2229
ve bir sürü çocuk yaptık.
02:27
We followedtakip etti my job, and it seemedgibiydi like
49
135706
1742
İşimi takip ettik ve yapamayacağımız
02:29
there was nothing that we couldn'tcould do.
50
137448
3567
hiçbir şey yok gibi görünüyordu.
02:33
So when we foundbulunan the cancerkanser,
51
141015
3782
Kanseri keşfettiğimizde,
02:36
it doesn't seemgörünmek strangegarip to us at all
52
144797
2565
bize hiç de yabancı gelmedi ve
02:39
that withoutolmadan sayingsöz a wordsözcük to eachher other,
53
147362
2633
birbirimize tek söz etmeden
02:41
we believedinanılır that,
54
149995
2426
ikimiz de şuna inandık:
02:44
if we were smartakıllı enoughyeterli
55
152421
2259
Eğer yeterince akıllı,
02:46
and stronggüçlü enoughyeterli and bravecesur enoughyeterli,
56
154680
4331
güçlü ve cesaretliysek,
02:51
and we workedişlenmiş hardzor enoughyeterli,
57
159011
2473
ve yeterince çok çalışırsak,
02:53
we could keep him from dyingölen ever.
58
161484
5278
onu ölümden daima alıkoyabilirdik.
02:58
And for yearsyıl, it seemedgibiydi like we were succeedingbaşarılı.
59
166762
3499
Yıllarca, başarıyoruz gibi gözüküyordu.
03:02
The surgeoncerrah emergedortaya from the surgerycerrahlık.
60
170261
2879
Cerrah ameliyattan çıktı.
03:05
What'dNe vardı he say? He said what surgeonscerrahlar always say:
61
173140
2277
Ne dedi? Cerrahların hep söylediği şeyi söyledi:
03:07
"We got it all."
62
175417
2002
"Tümörü tamamen aldık."
03:09
Then there was a setbackgerileme when the pathologistspatolog
63
177419
3043
Sonra, patolog böbrekteki tümöre baktığında,
03:12
lookedbaktı at the kidneyböbrek cancerkanser closelyyakından.
64
180462
2373
bir terslik vardı.
03:14
It turneddönük out to be a rarenadir,
65
182835
1629
Tümörün, neredeyse daima
03:16
exceedinglyson derece aggressiveagresif typetip,
66
184464
1809
en fazla birkaç hafta içinde ölüme yol açan,
03:18
with a diagnosisTanı that was almostneredeyse universallyevrensel fatalölümcül
67
186273
3082
nadir görülen, son derece saldırgan bir tip
03:21
in severalbirkaç weekshaftalar at mostçoğu.
68
189355
2391
olduğu ortaya çıktı.
03:23
And yethenüz, he did not dieölmek.
69
191746
3710
Ama yine de o ölmedi.
03:27
MysteriouslyGizemli bir şekilde, he livedyaşamış on.
70
195456
3510
Gizemli bir şekilde, yaşamını sürdürdü.
03:30
He coachedkoçluk Little LeagueLig for our sonoğul.
71
198966
2084
Oğlumuza Minikler Ligi için antrenman yaptırdı.
03:33
He builtinşa edilmiş a playhouseTiyatro for our daughterkız evlat.
72
201050
2552
Kızımız için bir oyuncak ev inşa etti.
03:35
And meanwhileo esnada, I'm buryinggömme myselfkendim in the InternetInternet
73
203602
3074
O arada, ben de kendimi uzman doktor bulmak için
03:38
looking for specialistsuzmanlar.
74
206676
1674
internete gömüyordum.
03:40
I'm looking for a cureÇare.
75
208350
2561
Bir tedavi arıyordum.
03:42
So a yearyıl goesgider by
76
210911
2077
Böylece, kanser
03:44
before the cancerkanser, as cancerskanserler do,
77
212988
3206
yeniden belirene kadar
03:48
reappearstekrar görünür,
78
216194
2000
bir yıl geçti.
03:50
and with it comesgeliyor anotherbir diğeri deathölüm sentencecümle,
79
218194
2076
Beraberinde yeni bir ölüm hükmü geldi,
03:52
this time ninedokuz monthsay.
80
220270
2193
bu kez 9 ay.
03:54
So we try anotherbir diğeri treatmenttedavi, aggressiveagresif, nastykötü.
81
222463
4014
Biz de başka bir tedavi denedik; saldırgan, pis.
03:58
It makesmarkaları him so sickhasta, he has to quitçıkmak it,
82
226477
1820
Bu onu çok hasta etti, tedaviyi bırakmak zorunda kaldı,
04:00
yethenüz still he liveshayatları on.
83
228297
3017
ama hala yaşıyordu.
04:03
Then anotherbir diğeri yearyıl goesgider by.
84
231314
1896
Sonra bir yıl daha geçti.
04:05
Two yearsyıl go by.
85
233210
1550
2 yıl geçti.
04:06
More specialistsuzmanlar.
86
234760
1489
Daha fazla uzman doktor.
04:08
We take the kidsçocuklar to Italyİtalya.
87
236249
1920
Çocukları İtalya'ya götürdük,
04:10
We take the kidsçocuklar to AustraliaAvustralya.
88
238169
2469
Avustralya'ya götürdük.
04:12
And then more yearsyıl passpas,
89
240638
2712
Ardından daha fazla yıl geçti
04:15
and the cancerkanser beginsbaşlar to growbüyümek.
90
243350
2390
ve tümör büyümeye başladı.
04:17
This time, there's newyeni treatmentstedaviler on the horizonufuk.
91
245740
2535
O sıralarda, ufukta yeni tedaviler vardı.
04:20
They're exoticegzotik. They're experimentaldeneysel.
92
248275
1936
Alışılmadıklardı. Deneme aşamasındaydılar.
04:22
They're going to attacksaldırı the cancerkanser in newyeni waysyolları.
93
250211
3208
Tümöre yeni yollardan saldıracaklardı.
04:25
So he entersgirer a clinicalklinik trialDeneme, and it worksEserleri.
94
253419
4326
Klinik bir denemeye girdi ve işe yaradı.
04:29
The cancerkanser beginsbaşlar to shrinkküçültmek,
95
257745
1929
Kanser küçülmeye başladı
04:31
and for the thirdüçüncü time,
96
259674
2277
ve üçüncü defa
04:33
we'vebiz ettik dodgedpaçayı kurtardın deathölüm.
97
261951
3359
ölümü solladık.
04:37
So now I asksormak you,
98
265310
3297
Şimdi size soruyorum;
04:40
how do I feel
99
268607
2389
o an sonunda geldiğinde
04:42
when the time finallyen sonunda comesgeliyor
100
270996
2514
ve bazen gece yarısından saat 2'ye kadar
04:45
and there's anotherbir diğeri darkkaranlık night,
101
273510
2506
karanlık bir gece daha yaşandığında
04:48
sometimebazen betweenarasında midnightgece yarısı and 2 a.m.?
102
276016
2501
nasıl hissedilir?
04:50
This time it's on the intensiveyoğun carebakım wardkoğuş
103
278517
2974
Bu sefer, daha önce hiç tanışmadığım
04:53
when a twentysomethingvaroluş residentoturan
104
281491
1838
yirmi küsur tane stajyer doktor
04:55
that I've never metmet before
105
283329
2203
Terence'ın ölmekte olduğunu
04:57
tellsanlatır me that TerenceTerence is dyingölen,
106
285532
2593
söylediğinde yoğun bakımdaydı.
05:00
perhapsbelki tonightBu gece.
107
288125
2199
Belki de bu geceydi.
05:02
So what do I say when he saysdiyor,
108
290324
2793
O bana "Ne yapmamı istiyorsun?" diye sorduğunda
05:05
"What do you want me to do?"
109
293117
2814
ne diyebilirdim?
05:07
There's anotherbir diğeri drugilaç out there.
110
295931
2012
Orada başka bir ilaç vardı.
05:09
It's newerdaha yeni. It's more powerfulgüçlü.
111
297943
1688
Yeniydi. Daha güçlüydü.
05:11
He startedbaşladı it just two weekshaftalar agoönce.
112
299631
2569
Bu ilaca 2 hafta önce başlamıştı.
05:14
PerhapsBelki de there's still hopeumut aheadönde.
113
302200
3109
Belki hala ümit vardı.
05:17
So what do I say?
114
305309
1955
Peki ben ne dedim?
05:19
I say, "Keep him alivecanlı if you can."
115
307264
3356
"Eğer yapabilirsen, onu hayatta tut." dedim.
05:22
And TerenceTerence diedvefat etti sixaltı daysgünler latersonra.
116
310620
3515
Ve 6 gün sonra Terence öldü.
05:26
So we foughtkavga etti, we struggledmücadele, we triumphedzafer.
117
314135
4048
Savaştık, uğraştık, galip geldik.
05:30
It was an exhilaratingheyecan verici fightkavga,
118
318183
1796
Neşelendirici bir savaştı
05:31
and I'd repeattekrar et the fightkavga todaybugün
119
319979
1717
ve ben bugün, bir an bile tereddüt etmeden
05:33
withoutolmadan a moment'san hesitationtereddüt.
120
321696
2649
bu savaşı devam ettirmeyi isterdim.
05:36
We foughtkavga etti togetherbirlikte, we livedyaşamış togetherbirlikte.
121
324345
2951
Birlikte savaştık, birlikte yaşadık.
05:39
It turneddönük what could have been
122
327296
2104
Yaşamımızın
05:41
sevenYedi of the grimmestgrimmest yearsyıl of our life
123
329400
2734
en korkunç yedi yılı,
05:44
into sevenYedi of the mostçoğu gloriousşanlı.
124
332134
3611
en mükemmel yedi yılı haline geldi.
05:47
It was alsoAyrıca an expensivepahalı fightkavga.
125
335745
2775
Bu aynı zamanda pahalı bir savaştı.
05:50
It was the kindtür of fightkavga and the kindtür of choicesseçimler
126
338520
1961
Buradaki herkesin, ölümcül hastalık tedavisi
05:52
that everyoneherkes here agreeskabul eder
127
340481
1634
ve hepimize gereken sağlık hizmetlerinin
05:54
pumppompa up the costmaliyet of end-of-lifegerektiði anlamýna carebakım,
128
342115
2405
ücretini şişirmekte hemfikir olacağı
05:56
and of healthcaresağlık hizmeti for all of us.
129
344520
2286
türden seçimler yapacağı bir savaştı.
05:58
And for me, for us,
130
346806
3082
Benim için, bizim için,
06:01
we pusheditilmiş the fightkavga right over the edgekenar,
131
349888
2082
savaşı sonuna kadar sürdürdük,
06:03
and I never got the chanceşans to say to him
132
351970
3225
ve şimdilerde neredeyse her gün söylediğim şeyi
06:07
what I say to him now almostneredeyse everyher day:
133
355195
3420
ona söyleme şansım hiç olmadı:
06:10
"Hey, buddyarkadaş, it was a hellcehennem of a ridebinmek."
134
358615
3077
"Hey, dostum, deli gibi bir gezintiydi."
06:13
We never got the chanceşans to say goodbyeGüle güle.
135
361692
2488
Birbirimize veda etmek için hiç fırsatımız olmadı.
06:16
We never thought it was the endson.
136
364180
2279
Bunun bir son olduğunu hiç düşünmedik.
06:18
We always had hopeumut.
137
366459
5179
Daima ümidimiz vardı.
06:23
So what do we make of all of this?
138
371638
3864
Peki, bütün bunlardan çıkan ne?
06:27
BeingVarlık a journalistgazeteci, after TerenceTerence diedvefat etti,
139
375502
3578
Bir gazeteci olarak, Terence öldükten sonra
06:31
I wroteyazdı a bookkitap, "The CostMaliyet Of HopeUmut."
140
379080
3289
bir kitap yazdım, "Ümidin Bedeli".
06:34
I wroteyazdı it because I wanted to know
141
382369
2150
Yazdım, çünkü yaptığım şeyi neden yaptığımı,
06:36
why I did what I did,
142
384519
1686
onun yaptığı şeyi neden yaptığını,
06:38
why he did what he did,
143
386205
1801
etrafımızdakilerin yaptıkları şeyleri neden yaptıklarını
06:40
why everyoneherkes around us did what they did.
144
388006
2555
bilmek istedim.
06:42
And what did I discoverkeşfetmek?
145
390561
1636
Peki ne keşfettim?
06:44
Well, one of the things I discoveredkeşfedilen is that
146
392197
1574
Eh, keşfettiğim şeylerden birisi şuydu:
06:45
expertsuzmanlar think that one answerCevap to
147
393771
3077
Uzmanlara göre sonuçta yaptığım şeye yanıt
06:48
what I did at the endson was a pieceparça of paperkâğıt,
148
396848
2750
bir kağıt parçasıydı, ailelerin saçma-sapan
06:51
the advanceilerlemek directiveyönergesi,
149
399598
2158
seçimleri es geçmelerine
06:53
to help familiesaileleri get pastgeçmiş the seeminglygörünüşte irrationalirrasyonel choicesseçimler.
150
401756
4340
yardım edecek bir ön talimat.
06:58
YetHenüz I had that pieceparça of paperkâğıt.
151
406096
4114
Ama o kağıt parçası bendeydi.
07:02
We bothher ikisi de did.
152
410210
2053
İkimizdeydi.
07:04
And they were readilykolayca availablemevcut.
153
412263
1690
Kolayca bulunabiliyorlardı.
07:05
I had them right at handel.
154
413953
1939
Bu benim hakkımdı.
07:07
BothHer ikisi de of them said the sameaynı thing:
155
415892
2359
İkisi de aynı şeyi söyledi:
07:10
Do nothing if there is no furtherayrıca hopeumut.
156
418251
4501
Ümit kalmadıysa hiç bir şey yapma.
07:14
I knewbiliyordum Terence'sTerence'nın wishesdilek
157
422752
2220
Terence'ın dileklerini, kendiminkiler
07:16
as clearlyAçıkça and as surelyelbette as I knewbiliyordum my ownkendi.
158
424972
3814
kadar açık ve net biliyordum.
07:20
YetHenüz we never got to no furtherayrıca hopeumut.
159
428786
5204
Yine de asla ümitsizliğe düşmedik.
07:25
Even with that clear-cutkesin paperkâğıt in our handseller,
160
433990
2757
Elimizde o gayet açık yazı varken bile
07:28
we just kepttuttu redefiningyeniden tanımlama hopeumut.
161
436747
3256
sadece ümidi yeni baştan tanımladık.
07:32
I believedinanılır I could keep him from dyingölen,
162
440003
5292
Onu ölümden koruyabileceğime inandım ve eğer
07:37
and I'd be embarrassedmahçup to say that if I hadn'tolmasaydı seengörüldü
163
445295
2814
aynen böyle hissetmiş olan pek çok kişi görmemiş ve
07:40
so manyçok people and have talkedkonuştuk to so manyçok people
164
448109
2211
böyle pek çok kişiyle konuşmamış olsaydım,
07:42
who have feltkeçe exactlykesinlikle the sameaynı way.
165
450320
2674
bunu söylemekten utanırdım.
07:44
Right up untila kadar daysgünler before his deathölüm,
166
452994
3934
Ölümünden hemen önceki günlere kadar,
07:48
I feltkeçe stronglyşiddetle
167
456928
3326
çok güçlü biçimde
07:52
and powerfullygüçlü bir şekilde, and, you mightbelki say, irrationallyAkıldışı,
168
460254
4043
belki mantıksız bir biçimde, daima
07:56
that I could keep him from dyingölen ever.
169
464297
5247
onu ölümden koruyabileceğimi hissettim.
08:01
Now, what do the expertsuzmanlar call this?
170
469544
3235
Şimdi, uzmanlar buna ne diyor?
08:04
They say it's denialret.
171
472779
2347
Onlar buna inkar diyor.
08:07
It's a stronggüçlü wordsözcük, isn't it?
172
475126
2191
Bu çok güçlü bir kelime değil mi?
08:09
YetHenüz I will tell you that denialret
173
477317
2397
Ama diyeceğim şu ki, inkar,
08:11
isn't even closekapat to a stronggüçlü enoughyeterli wordsözcük
174
479714
5114
sevdiği birinin ölümüyle yüzleşen
08:16
to describetanımlamak what those of us
175
484828
2646
kişinin yaşadıklarını tasvir etmekten
08:19
facingkarşı the deathölüm of our lovedsevilen onesolanlar go throughvasitasiyla.
176
487474
3638
çok ama çok uzak bir sözcük.
08:23
And I hearduymak the medicaltıbbi professionalsprofesyoneller say,
177
491112
2341
Sağlık personellerinin şunu dediğini de duydum,
08:25
"Well, we'devlenmek like to do such-and-suchgibi-ve-böyle,
178
493453
2083
"Eh, biz şöyle şöyle yapmak istiyoruz,
08:27
but the family'sailenin in denialret.
179
495536
2451
ama aile reddediyor.
08:29
The familyaile won'talışkanlık listen to reasonneden.
180
497987
2176
Aile sebepleri dinlemiyor.
08:32
They're in denialret.
181
500163
2022
İnkar ediyorlar.
08:34
How can they insistısrar on this treatmenttedavi at the endson?
182
502185
2352
Nasıl olur da bu tedavide ısrar ederler?
08:36
It's so clearaçık, yethenüz they're in denialret."
183
504537
3304
Çok açık ama onlar inkar ediyor."
08:39
Now, I think this maybe isn't
184
507841
2007
Bu belki de pek işe yarar
08:41
a very usefulişe yarar way of thinkingdüşünme.
185
509848
3004
bir düşünce tarzı değildir.
08:44
It's not just familiesaileleri eitherya.
186
512852
2278
Bunu sadece aileler yapmıyor ayrıca.
08:47
The medicaltıbbi professionalsprofesyoneller too,
187
515130
2125
Tıp uzmanları da reddediyor,
08:49
you out there, you're in denialret too.
188
517255
3360
sen oradaki, sen de inkar içindesin.
08:52
You want to help. You want to fixdüzeltmek.
189
520615
2853
Yardım etmek istiyorsun. Düzeltmek istiyorsun.
08:55
You want to do.
190
523468
1826
Yapmak istiyorsun.
08:57
You've succeededbaşarılı in everything you've donetamam,
191
525294
2808
Yaptığın her şeyi başardın
09:00
and havingsahip olan a patienthasta dieölmek,
192
528102
2042
ve hastanın ölmesi,
09:02
well, that mustşart feel like failurebaşarısızlık.
193
530144
3579
eh, bu başarısızlık gibi hissettiriyor olmalı.
09:05
I saw it firsthandilk elden.
194
533723
1844
Bunu ilk elden gördüm.
09:07
Just daysgünler before TerenceTerence diedvefat etti,
195
535567
2702
Terence ölmeden sadece birkaç gün önce,
09:10
his oncologistonkolog said,
196
538269
2018
Onkoloji uzmanı şöyle dedi,
09:12
"Tell TerenceTerence that better daysgünler are just aheadönde."
197
540287
3248
"Terence'a daha iyi günlerin önümüzde olduğunu söyle"
09:15
DaysGün before he diedvefat etti.
198
543535
2382
Ölmeden bir kaç gün önce.
09:17
YetHenüz IraIra ByockByock,
199
545917
1433
Ama Ira Byock,
09:19
the directoryönetmen of palliativePalyatif medicinetıp at DartmouthDartmouth
200
547350
2348
Dartmouth'taki ölümcül hastalıklar müdürü,
09:21
said, "You know, the besten iyi doctordoktor in the worldDünya
201
549698
2931
"Biliyorsun, dünyadaki en iyi doktor bile
09:24
has never succeededbaşarılı in makingyapma anyonekimse immortalölümsüz."
202
552629
4608
herhangi birini ölümsüz yapamadı" dedi.
09:29
So what the expertsuzmanlar call "denialret," I call "hopeumut,"
203
557237
6506
Yani uzmanların "inkar" dediği şeye, ben "ümit" derim
09:35
and I'd like to borrowödünç almak a phraseifade
204
563743
2334
Yazılım dizaynında çalışan arkadaşlarımdan
09:38
from my friendsarkadaşlar in softwareyazılım designdizayn.
205
566077
3221
bir ifade ödünç almak istiyorum.
09:41
You just redefineyeniden tanımlamak denialret and hopeumut,
206
569298
3562
İnkarı ve ümidi yeniden tanımlarsın
09:44
and it becomesolur a featureözellik of beingolmak humaninsan.
207
572860
3228
ve bu insan olmanın bir özelliği haline gelir.
09:48
It's not a bugböcek.
208
576088
1861
O bir hata değildir.
09:49
It's a featureözellik.
209
577949
2326
Bir özelliktir.
09:52
(LaughterKahkaha)
210
580275
3094
(Kahkahalar)
09:55
So we need to think more constructivelyyapıcı
211
583369
3694
Bu yüzden bu çok yaygın, çok yoğun
09:59
about this very commonortak, very profoundderin
212
587063
4312
ve çok güçlü insani duygu hakkında
10:03
and very powerfulgüçlü humaninsan emotionduygu.
213
591375
3956
daha yapıcı düşünmemiz gerekir.
10:07
It's partBölüm of the humaninsan conditionşart,
214
595331
2624
Bu insan olmanın bir parçasıdır,
10:09
and yethenüz our systemsistem and our thinkingdüşünme
215
597955
2177
yine de sistemimiz ve kafa yapımız
10:12
isn't builtinşa edilmiş to accommodateKarşılamak it.
216
600132
3169
onu kapsayacak biçimde inşa edilmedi.
10:15
So TerenceTerence told me a storyÖykü on that long-agouzun önce night,
217
603301
3055
Terence bana uzun zaman önceki o gece bir öykü anlatmıştı
10:18
and I believedinanılır it.
218
606356
1905
ve buna inanmıştım.
10:20
Maybe I wanted to believe it.
219
608261
3114
Belki de inanmak istedim.
10:23
And duringsırasında Terence'sTerence'nın illnesshastalık, I, we,
220
611375
5329
Ve Terence'nın hastalığı sırasında, ben, biz,
10:28
we wanted to believe the storyÖykü
221
616704
1722
biz birlikte savaştığımız hikayeye de
10:30
of our fightkavga togetherbirlikte too.
222
618426
2595
inanmak istedik.
10:33
GivingVeren up the fightkavga -- for that's how it feltkeçe,
223
621021
3736
Savaştan vazgeçmek --çünkü böyle hissetmiştim,
10:36
it feltkeçe like givingvererek up --
224
624757
1939
vazgeçiyormuşuz gibi--
10:38
meantdemek givingvererek up not only his life
225
626696
2717
sadece onun hayatından değil, aynı zamanda
10:41
but alsoAyrıca our storyÖykü,
226
629413
3707
bizim hikayemizden de,
10:45
our storyÖykü of us as fighterssavaşçıları,
227
633120
2210
savaşçılar olarak yer aldığımız hikayemizden,
10:47
the storyÖykü of us as invincibleyenilmez,
228
635330
2930
yenilmez olarak yer aldığımız hikayeden
10:50
and for the doctorsdoktorlar, the storyÖykü of themselveskendilerini
229
638260
2208
ve doktorların şifacılar olarak yer aldıkları hikayeden vazgeçmek
10:52
as healersşifacılar.
230
640468
2558
anlamına geliyordu.
10:55
So what do we need?
231
643026
2684
Peki neye ihtiyacımız var?
10:57
Maybe we don't need a newyeni pieceparça of paperkâğıt.
232
645710
2939
Belki de yeni kağıt parçasına ihtiyacımız yoktur.
11:00
Maybe we need a newyeni storyÖykü,
233
648649
2947
Belki de yeni bir hikaye ihtiyacımız vardır,
11:03
not a storyÖykü about givingvererek up the fightkavga
234
651596
4009
savaştan vazgeçmek hakkındaki bir hikayeye değil
11:07
or of hopelessnessumutsuzluk,
235
655605
2271
ya da ümitsizlik hakkında,
11:09
but ratherdaha doğrusu a storyÖykü of victoryzafer and triumphzafer,
236
657876
3411
daha ziyade bir zafer ve galibiyetin,
11:13
of a valiantYiğit battlesavaş and, eventuallysonunda,
237
661287
4843
cesur bir savaşın ve nihayet
11:18
a gracefulzarif retreatgeri çekilme,
238
666130
2320
zarif bir geri çekilmenin hikayesine,
11:20
a storyÖykü that acknowledgeskabul eder
239
668450
3007
kabullenilen,
11:23
that not even the greatestEn büyük generalgenel defeatsyener everyher foedüşman,
240
671457
3763
en mükemmel generallerin bile her düşmanı bozguna uğratamadığı
11:27
that no doctordoktor has ever succeededbaşarılı
241
675220
2621
hiçbir doktorun herhangi birini
11:29
in makingyapma anyonekimse immortalölümsüz,
242
677841
2390
ölümsüz yapamadığı,
11:32
and that no wifekadın eş, no mattermadde how hardzor she trieddenenmiş,
243
680231
6066
ve hiç bir eşin, ne kadar çabalarsa çabalasın,
11:38
has ever stoppeddurduruldu even the bravesten cesur,
244
686297
4685
en cesur, en zeki ve
11:42
wittiestwittiest and mostçoğu maddeninglydelirtecek lovablesevimli husbandkoca
245
690982
4049
en delicesine sevimli kocayı bile zamanı geldiğinde
11:47
from dyingölen when it was his time to go.
246
695031
4193
ölümden alıkoyamadığı hikayeye.
11:51
People did mentionsöz etmek hospiceDarülaceze,
247
699224
2313
İnsanlar darülacazeden bahsetti
11:53
but I wouldn'tolmaz listen.
248
701537
3371
ama dinlemedim.
11:56
HospiceDarülaceze was for people who were dyingölen,
249
704908
3925
Darülaceze ölmekte olan insanlar içindi,
12:00
and TerenceTerence wasn'tdeğildi dyingölen.
250
708833
2773
ve Terence ölmüyordu.
12:03
As a resultsonuç, he spentharcanmış just fourdört daysgünler in hospiceDarülaceze,
251
711606
2910
Sonuç olarak, darülacezede sadece dört gün geçirdi,
12:06
whichhangi I'm sure, as you all know,
252
714516
1817
emin olduğum kadarıyla, hepinizin bildiği gibi,
12:08
is a prettygüzel typicaltipik outcomesonuç,
253
716333
2090
bu oldukça tipik bir sonuçtur
12:10
and we never said goodbyeGüle güle
254
718423
1512
ve asla hoşçakal demedik,
12:11
because we were unpreparedhazırlıksız for the endson.
255
719935
3055
çünkü biz son için hazırlıksızdık.
12:14
We have a nobleasil pathyol to curingkür the diseasehastalık,
256
722990
3747
Hastalığı tedavi için, hastalar için ve
12:18
patientshastalar and doctorsdoktorlar alikebenzer,
257
726737
2330
aynı şekilde doktorlar için asil bir yol vardı,
12:21
but there doesn't seemgörünmek to be
258
729067
2123
ama ölmek için asil bir yol
12:23
a nobleasil pathyol to dyingölen.
259
731190
2600
yokmuş gibi görünüyordu.
12:25
DyingÖlüyor is seengörüldü as failinghata,
260
733790
3058
Ölmek başarısız olmak gibi görülür
12:28
and we had a heroickahraman narrativeöykü
261
736848
2652
ve birlikte savaşmaya dair
12:31
for fightingkavga togetherbirlikte,
262
739500
2093
bir kahramanlık öykümüz vardı
12:33
but we didn't have a heroickahraman narrativeöykü for lettingicar go.
263
741593
5030
ama gitmeye izin vermeye dair bir kahramanlık öykümüz yoktu.
12:38
So maybe we need a narrativeöykü
264
746623
4118
Belki de sonunda kabulleniş ile ilgili
12:42
for acknowledgingkabul the endson, and for sayingsöz goodbyeGüle güle,
265
750741
3476
veda etmekle ilgili bir öyküye ihtiyacımız vardır,
12:46
and maybe our newyeni storyÖykü will be
266
754217
2562
ve belki de yeni hikayemiz kahramanların mücadelesi
12:48
about a hero'skahraman fightkavga, and a hero'skahraman goodbyeGüle güle.
267
756779
4606
ve kahramanların vedasıyla ilgili olacaktır.
12:53
TerenceTerence lovedsevilen poetryşiir,
268
761385
2467
Terence şiirleri severdi
12:55
and the GreekYunanca poetşair ConstantineConstantine CavafyCavafy
269
763852
3227
ve Yunan şair Constantine Cavafy
12:59
is one of my favoritesevdiğim poetsşairler.
270
767079
2429
benim en sevdiğim şairlerden birisidir.
13:01
So I'll give you a coupleçift lineshatlar from him.
271
769508
2884
Bu yüzden size ondan bir kaç satır okuyacağım.
13:04
This is a poemşiir about MarkMark AntonyAntony.
272
772392
2216
Bu Mark Antony hakkında bir şiir.
13:06
You know MarkMark AntonyAntony, the conqueringfetih herokahraman,
273
774608
2693
Fetheden kahraman Mark Antony'i bilirsiniz,
13:09
Cleopatra'sKleopatra'nın guy?
274
777301
1865
Kleopatra'nın erkeği?
13:11
ActuallyAslında, one of Cleopatra'sKleopatra'nın guys.
275
779166
2537
Aslında, Kleopatra'nın erkeklerinden biri.
13:13
And he's been a prettygüzel good generalgenel.
276
781703
2425
Oldukça iyi de bir generaldi.
13:16
He's wonwon all the fightskavgalar,
277
784128
1060
Bütün mücadeleleri kazandı,
13:17
he's eludedatlatmış all the people that are out to get him,
278
785188
2455
ondan öç almak isteyen herkesi atlattı,
13:19
and yethenüz this time, finallyen sonunda,
279
787643
1788
ve en sonunda,
13:21
he's come to the cityŞehir of AlexandriaAlexandria
280
789431
1749
İskenderiye'ye geldi
13:23
and realizedgerçekleştirilen he's lostkayıp.
281
791180
1682
ve kaybolduğunu fark etti.
13:24
The people are leavingayrılma. They're playingoynama instrumentsenstrümanlar.
282
792862
1716
İnsanları gidiyorlar. Enstrümanlar çalıyorlar.
13:26
They're singingşan.
283
794578
1323
Şarkı söylüyorlar.
13:27
And suddenlyaniden he knowsbilir he's been defeatedyendi.
284
795901
2600
Ve aniden mağlup olduğunu anladı.
13:30
And he suddenlyaniden knowsbilir
285
798501
2179
Ve aniden tanrılar tarafından
13:32
he's been desertedıssız by the godstanrılar,
286
800680
2525
terkedilmiş olduğunu anladı,
13:35
and it's time to let go.
287
803205
1940
ve gitmesine izin verme zamanıydı.
13:37
And the poetşair tellsanlatır him what to do.
288
805145
1967
Ve şair ona ne yapacağını söyler.
13:39
He tellsanlatır him how to say a nobleasil goodbyeGüle güle,
289
807112
3266
Ona nasıl asil bir veda edeceğini anlatır,
13:42
a goodbyeGüle güle that's fituygun for a herokahraman.
290
810378
3847
kahramana yaraşır bir veda
13:46
"As if long-prepareduzun hazırlanan,
291
814225
2749
"Sanki uzun uzun hazırlanmış gibi,
13:48
as if courageouscesur,
292
816974
2679
cesaretliymiş gibi,
13:51
as it becomesolur you
293
819653
2597
böyle bir şehre layık olan
13:54
who were worthylayık of suchböyle a cityŞehir,
294
822250
2172
kendin gibi,
13:56
approachyaklaşım the windowpencere with a firmfirma stepadım,
295
824422
2403
emin bir adımla ve duyguyla
13:58
and with emotionduygu,
296
826825
2535
ancak yalvarmadan
14:01
but not with the entreatiesentreaties
297
829360
2199
ya da korkak biri gibi şikayet etmeden,
14:03
or the complaintsşikayetler of a cowardkorkak,
298
831559
2761
pencereye yaklaş
14:06
as a last enjoymenthoşlanma,
299
834320
1971
son bir keyif için
14:08
listen to the soundssesleri,
300
836291
2124
sesleri, müzikal birliklerin
14:10
the exquisiteenfes instrumentsenstrümanlar of the musicalmüzikal troopsasker,
301
838415
3334
enfes enstrümanlarını dinle
14:13
and bidteklif her farewellveda,
302
841749
2281
ve ona elveda de
14:16
the AlexandriaAlexandria you are losingkaybetme."
303
844030
4415
kaybettiğin İskenderiye'ye."
14:20
That's a goodbyeGüle güle for a man who was largerdaha büyük than life,
304
848445
3690
Bu hayattan daha büyük bir adamın vedasıdır,
14:24
a goodbyeGüle güle for a man
305
852135
2018
öyle bir adam ki,
14:26
for whomkime anything,
306
854153
1974
onun için her şey,
14:28
well, almostneredeyse anything,
307
856127
3108
yani, neredeyse her şey,
14:31
was possiblemümkün,
308
859235
1890
imkan dahilindedir,
14:33
a goodbyeGüle güle for a man who kepttuttu hopeumut alivecanlı.
309
861125
3140
ümidi canlı tutan bir adamın vedasıdır.
14:36
And isn't that what we're missingeksik?
310
864265
2193
Sizce unuttuğumuz şey bu değil mi?
14:38
How can we learnöğrenmek that people'sinsanların decisionskararlar
311
866458
2059
İnsanların sevdiklerine dair verdiği kararların
14:40
about theironların lovedsevilen onesolanlar
312
868517
1510
fazlasıyla güçlü ve
14:42
are oftensık sık basedmerkezli stronglyşiddetle, powerfullygüçlü bir şekilde,
313
870027
3929
çoğu zaman mantıksız bir biçimde
14:45
manyçok timeszamanlar irrationallyAkıldışı,
314
873956
2852
ufacık bir ümide dayandığını
14:48
on the slimmesten ince of hopesumutlar?
315
876808
2344
ne zaman öğreneceğiz?
14:51
The overwhelmingezici presencevarlık of hopeumut
316
879152
3022
Ümidin ezici varlığı
14:54
isn't denialret.
317
882174
1423
inkar değildir.
14:55
It's partBölüm of our DNADNA as humansinsanlar,
318
883597
2820
O, insanlar olarak bizim DNA'mızın parçasıdır
14:58
and maybe it's time our healthcaresağlık hizmeti systemsistem --
319
886417
2318
ve belki de artık sağlık sistemimizin,
15:00
doctorsdoktorlar, patientshastalar, insurancesigorta companiesşirketler, us,
320
888735
4484
doktorların, hastaların, sigorta şirketlerinin, hepimizin,
15:05
startedbaşladı accountingmuhasebe for the powergüç of that hopeumut.
321
893219
3974
bu ümidi hesaba katma zamanı gelmiştir.
15:09
HopeUmut isn't a bugböcek.
322
897193
2300
Ümit bir hata değildir.
15:11
It's a featureözellik.
323
899493
2369
Bir özelliktir.
15:13
Thank you.
324
901862
2495
Teşekkür ederim.
15:16
(ApplauseAlkış)
325
904357
3055
(Alkış)
Translated by deniz atesoglu
Reviewed by Sevkan Uzel

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Amanda Bennett - Journalist
In "The Cost of Hope," Pulitzer Prize winning journalist Amanda Bennett brings an investigative angle to the conversation about end-of-life care.

Why you should listen

Amanda Bennett is the Executive Editor of Projects and Investigations for Bloomberg News. Previously she served for three years as the Managing Editor of projects for The Oregonian in Portland and was a reporter for The Wall Street Journal for more than 20 years.

In 1997 Bennett shared the Pulitzer Prize for national reporting for a Wall Street Journal investigation on the struggle against AIDS, and in 2001 received a second Pulitzer Prize, for public service, as the lead of a team at The Oregonian. In 2010 Bennett was elected as co-Chairman of the Pulitzer Prize Board.

Bennett has written six books. Her most recent book, The Cost of Hope, is part-memoir, part-investigative report, about her seven-year struggle within the American healthcare system to save her husband from cancer.

More profile about the speaker
Amanda Bennett | Speaker | TED.com