TED Fellows Retreat 2015
Chelsea Shields: How I'm working for change inside my church
Chelsea Shields: Kilisemin içindeki değişim için nasıl çalışıyorum
Filmed:
Readability: 4.1
1,523,234 views
İnançların neden olabileceği hasardan dini sorumlu tutarak, kişinin dini inançlarına nasıl saygı duyuyoruz? Chelsea Shields'ın bu soruya cesur bir cevabı var. Ortodoks, Mormon geleneğinde büyüdü ve hayatının başlarını, kadınların LDS Kilisesi içindeki önemli pozisyonlarda dışarıda kaldığını izleyerek geçirdi. Şu anda, antropolog, aktivist ve TED Burslusu kilisesinin kurumsallaşmış cinsiyet eşitsizliğinin reformu için çalışıyor. "Dinler özgürleştirebilir ya da boyun eğdirebilir, güçlendirebilir ya da istismar edebilir, rahatlatabilir ya da tahrip edebilir" diyor. "Sebt günlerinde politikamızın çatlaklarını, sağlık politikamızı ve dünyadaki şiddeti öğrendik."
Chelsea Shields - Activist, anthropologist, consultant
Chelsea Shields is a biocultural anthropologist, a research and strategy consultant, and an outspoken activist for women's rights. Full bio
Chelsea Shields is a biocultural anthropologist, a research and strategy consultant, and an outspoken activist for women's rights. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Religion is more than belief.
0
880
2736
Din inançtan fazlasıdır.
00:15
It's power, and it's influence.
1
3640
2816
Din güç ve etkidir.
00:18
And that influence affects all of us,
2
6480
2616
Her gün inancımız ne olursa olsun
00:21
every day, regardless of your own belief.
3
9120
3856
bu etki hepimize tesir eder.
00:25
Despite the enormous influence
of religion on the world today,
of religion on the world today,
4
13000
4056
Dinin günümüzdeki devasa etkisine rağmen
00:29
we hold them to a different standard
of scrutiny and accountability
of scrutiny and accountability
5
17080
3776
onu toplumun diğer bütün sektörlerinden
00:32
than any other sector of our society.
6
20880
3056
farklı bir şekilde inceler
ve sorumlu tutarız.
ve sorumlu tutarız.
00:35
For example, if there were
a multinational organization,
a multinational organization,
7
23960
4416
Örneğin, bugün eğer hiçbir kadının
00:40
government or corporation today
8
28400
3056
lider konumunda olamayacağını söyleyen
00:43
that said no female
could be on a leadership board,
could be on a leadership board,
9
31480
4256
bir hükûmet ya da şirket olsaydı,
00:47
not one woman could have
a decision-making authority,
a decision-making authority,
10
35760
4096
hiçbir kadının karar verme yetkisi olamaz,
00:51
not one woman could handle
any financial matter,
any financial matter,
11
39880
3856
hiçbir kadın herhangi bir finansal
işle ilgilenemez,
işle ilgilenemez,
00:55
we would have outrage.
12
43760
1376
öfkelenirdik.
00:57
There would be sanctions.
13
45160
1656
Yaptırımlar olurdu.
00:58
And yet this is a common practice
in almost every world religion today.
in almost every world religion today.
14
46840
5536
Bu hemen hemen bugün dünyadaki
bütün dinlerde yaygın bir uygulama.
bütün dinlerde yaygın bir uygulama.
01:04
We accept things in our religious lives
15
52400
2416
Dünyevi hayatta kabul etmediğimiz şeyleri
01:06
that we do not accept
in our secular lives,
in our secular lives,
16
54840
3096
dini yaşamımızda kabul ediyoruz.
01:09
and I know this because I've been
doing it for three decades.
doing it for three decades.
17
57960
4056
Bunu biliyorum çünkü 30 yıldır
böyle yapıyorum.
böyle yapıyorum.
01:14
I was the type of girl that fought every
form of gender discrimination growing up.
form of gender discrimination growing up.
18
62040
4496
Büyürken her türlü cinsiyet
ayrımcılığıyla savaşan bir kızdım.
ayrımcılığıyla savaşan bir kızdım.
01:18
I played pickup basketball games
with the boys and inserted myself.
with the boys and inserted myself.
19
66560
4016
Erkeklerle sokak basketbolu oynardım
ve kendimi aralarına sokardım.
ve kendimi aralarına sokardım.
01:22
I said I was going to be the first
female President of the United States.
female President of the United States.
20
70600
3436
Birleşik Devletler'in ilk kadın
başkanı olacağımı söylerdim.
başkanı olacağımı söylerdim.
01:26
I have been fighting
for the Equal Rights Amendment,
for the Equal Rights Amendment,
21
74060
2436
40 yıldır unutulmuş olan
01:28
which has been dead for 40 years.
22
76520
2456
Eşit Hakların Düzenlenmesi için
savaşıyordum.
savaşıyordum.
01:31
I'm the first woman
in both sides of my family
in both sides of my family
23
79000
3136
Ailemin her iki tarafında da
evin dışında çalışan
evin dışında çalışan
01:34
to ever work outside the home
and ever receive a higher education.
and ever receive a higher education.
24
82160
4176
ve yüksek eğitim seviyesine
ulaşan ilk kadındım.
ulaşan ilk kadındım.
01:38
I never accepted being excluded
because I was a woman,
because I was a woman,
25
86360
4816
Dinim dışında, hiçbir zaman
kadın olduğum için
kadın olduğum için
01:43
except in my religion.
26
91200
2176
dışlanmayı kabul etmedim.
01:45
Throughout all of that time,
27
93400
1376
Bu süre boyunca,
01:46
I was a part of a very patriarchal
orthodox Mormon religion.
orthodox Mormon religion.
28
94800
4296
son derece ataerkil olan
Ortodoks Mormon dininin bir parçasıydım.
Ortodoks Mormon dininin bir parçasıydım.
01:51
I grew up in an enormously
traditional family.
traditional family.
29
99120
2776
Aşırı derecede geleneksel
bir ailede büyüdüm.
bir ailede büyüdüm.
01:53
I have eight siblings,
a stay-at-home mother.
a stay-at-home mother.
30
101920
2136
Sekiz kardeşim ve evden çıkmayan
bir annem var.
bir annem var.
01:56
My father's actually
a religious leader in the community.
a religious leader in the community.
31
104080
3200
Babam aslında bir cemaatte dini liderdi.
02:00
And I grew up in a world believing
that my worth and my standing
that my worth and my standing
32
108160
4856
Değerimin ve saygınlığımın
bütün hayatım boyunca bildiğim
bütün hayatım boyunca bildiğim
02:05
was in keeping these rules
that I'd known my whole life.
that I'd known my whole life.
33
113040
4056
bu kurallara göre
belirlendiğine inanarak büyüdüm.
belirlendiğine inanarak büyüdüm.
02:09
You get married a virgin,
you never drink alcohol,
you never drink alcohol,
34
117120
2816
Bakire evlen, asla alkol kullanma,
02:11
you don't smoke, you always do service,
35
119960
2376
sigara içme. her zaman hizmet et,
02:14
you're a good kid.
36
122360
1976
iyi bir çocuk ol.
02:16
Some of the rules we had were strict,
37
124360
3576
Kurallarımızdan bazıları katıydı,
02:19
but you followed the rules
because you loved the people
because you loved the people
38
127960
2616
ama kurallara insanları
sevdiğin için uyardın
sevdiğin için uyardın
02:22
and you loved the religion
and you believed.
and you believed.
39
130600
2656
ve dinini sevdiğin, inandığın için.
02:25
Everything about Mormonism
determined what you wore,
determined what you wore,
40
133280
2816
Mormonizmle ilgili her şey
ne giyeceğini, kimle çıkacağını,
ne giyeceğini, kimle çıkacağını,
02:28
who you dated, who you married.
41
136120
1506
kimle evleneceğini belirlerdi.
02:29
It determined what underwear we wore.
42
137651
2349
Hangi iç çamaşırını giyeceğini belirlerdi.
02:33
I was the kind of religious
where everyone I know
where everyone I know
43
141040
3056
Kendim de dâhil tanıdığım herkesin
02:36
donated 10 percent of everything
they earned to the church,
they earned to the church,
44
144120
3376
kazandıklarının %10'unu
kiliseye bağışladığı türden
kiliseye bağışladığı türden
02:39
including myself.
45
147520
1216
bir dindendim.
02:40
From paper routes and babysitting,
I donated 10 percent.
I donated 10 percent.
46
148760
3936
Gazete dağıtımından ve
bebek bakıcılığından %10 bağışlardım.
bebek bakıcılığından %10 bağışlardım.
02:44
I was the kind of religious
where I heard parents tell children
where I heard parents tell children
47
152720
3056
Annelerin çocuklarına şunu
anlattığını duyduğum bir dindardım,
anlattığını duyduğum bir dindardım,
02:47
when they're leaving
on a two-year proselytizing mission
on a two-year proselytizing mission
48
155800
3616
iki yıllık misyonerlik
görevi için ayrılırken,
görevi için ayrılırken,
02:51
that they would rather have them die
49
159440
2536
onursuzca eve dönüp
02:54
than return home
without honor, having sinned.
without honor, having sinned.
50
162000
3216
günah işlemek yerine
ölmeyi tercih ederlerdi.
ölmeyi tercih ederlerdi.
02:57
I was the type and the kind of religious
51
165240
2456
Her yıl gay olduğu için
02:59
where kids kill themselves
every single year
every single year
52
167720
3456
toplum önüne çıkmaktan korkan çocukların
03:03
because they're terrified
of coming out to our community as gay.
of coming out to our community as gay.
53
171200
4336
kendini öldürdüğü türden bir dindenim.
03:07
But I was also the kind of religious
54
175560
2016
Ama bunların yanında benim dinimde,
03:09
where it didn't matter
where in the world I lived,
where in the world I lived,
55
177600
2536
dünyanın neresinde olursam olayım,
03:12
I had friendship,
instantaneous mutual aid.
instantaneous mutual aid.
56
180160
3776
birbirimize derhal yardım edeceğimiz
arkadaşlıklarım vardı.
arkadaşlıklarım vardı.
03:15
This was where I felt safe.
This is certainty and clarity about life.
This is certainty and clarity about life.
57
183960
4216
Bu güvenli hissettiğim yerdi.
Yaşam hakkındaki kesinlik ve berraklıktı.
Yaşam hakkındaki kesinlik ve berraklıktı.
03:20
I had help raising my little daughter.
58
188200
2256
Küçük kızımı yetiştirmek için
yardım aldım.
yardım aldım.
03:22
So that's why I accepted without question
that only men can lead,
that only men can lead,
59
190480
4896
Bu yüzden hiç soru sormadan sadece
erkeklerin yönetmesini kabul ettim
erkeklerin yönetmesini kabul ettim
03:27
and I accepted without question
60
195400
2136
ve hiçbir şey sormadan
03:29
that women can't have the spiritual
authority of God on the Earth,
authority of God on the Earth,
61
197560
3136
kadınların papazlık dediğimiz,
Tanrı'nın dünyadaki ruhsal yetkisine
Tanrı'nın dünyadaki ruhsal yetkisine
03:32
which we call the priesthood.
62
200720
1416
sahip olamayacağını kabul ettim.
03:34
And I allowed discrepancies between
men and women in operating budgets,
men and women in operating budgets,
63
202160
4496
Erkekler ve kadınlar arasında
işletme bütçesi, disiplin kurulları
işletme bütçesi, disiplin kurulları
03:38
disciplinary councils,
in decision-making capacities,
in decision-making capacities,
64
206680
3376
ve karar verme kapasitesindeki
farklılıkları kabul ettim
farklılıkları kabul ettim
03:42
and I gave my religion a free pass
65
210080
3136
ve dinime izin verdim,
03:45
because I loved it.
66
213240
1856
çünkü dinimi seviyordum.
03:47
Until I stopped,
67
215120
1976
Durana kadar,
03:49
and I realized that I had
been allowing myself to be treated
been allowing myself to be treated
68
217120
3616
gerçek erkek işlerinin destek personeli
olarak muamele görmeme
olarak muamele görmeme
03:52
as the support staff
to the real work of men.
to the real work of men.
69
220760
4896
olanak sağladığımı fark ettim.
03:57
And I faced this contradiction in myself,
70
225680
2376
Kendi içimde bu çelişkiyle yüzleştim
04:00
and I joined with other activists
in my community.
in my community.
71
228080
2736
ve toplumdaki diğer aktivistlere katıldım.
04:02
We've been working very, very, very hard
for the last decade and more.
for the last decade and more.
72
230840
4376
Son 10 yıldır ve daha fazla zamandır
çok çok sıkı çalıştık.
çok çok sıkı çalıştık.
04:07
The first thing we did
was raise consciousness.
was raise consciousness.
73
235240
2214
Yaptığımız ilk şey bilinci yükseltmekti.
04:09
You can't change what you can't see.
74
237478
2498
Görmediğin şeyi değiştiremezsin.
04:12
We started podcasting,
blogging, writing articles.
blogging, writing articles.
75
240000
3216
Podcastlar yayınlamaya, blog kullanmaya,
makaleler yazmaya başladık.
makaleler yazmaya başladık.
04:15
I created lists of hundreds of ways
76
243240
2536
Toplumumuzda kadınlarla erkeklerin
04:17
that men and women
are unequal in our community.
are unequal in our community.
77
245800
3016
eşit olmadığı yüzlerce yönü listeledim.
04:20
The next thing we did
was build advocacy organizations.
was build advocacy organizations.
78
248840
3496
Yaptığımız bir sonraki şey,
savunma örgütleri inşa etmekti.
savunma örgütleri inşa etmekti.
04:24
We tried to do things
that were unignorable,
that were unignorable,
79
252360
3936
Kilisede pantolon giymek ve
erkeklerin toplantılarına gitmek gibi
erkeklerin toplantılarına gitmek gibi
04:28
like wearing pants to church
and trying to attend all-male meetings.
and trying to attend all-male meetings.
80
256320
5456
göz ardı edilemez şeyler yapmaya çalıştık.
04:33
These seem like simple things,
81
261800
2496
Bunlar kolay şeyler gibi görünüyor
04:36
but to us, the organizers,
they were enormously costly.
they were enormously costly.
82
264320
4216
fakat bize yani organizatörlere göre,
hepsi inanılmaz derecede zordu.
hepsi inanılmaz derecede zordu.
04:40
We lost relationships. We lost jobs.
83
268560
3256
Dostluklarımızı kaybettik.
İşlerimizi kaybettik.
İşlerimizi kaybettik.
04:43
We got hate mail on a daily basis.
84
271840
2056
Günlük olarak nefret postaları aldık.
04:45
We were attacked in social media
and national press.
and national press.
85
273920
3336
Yerli basın tarafından sosyal medyada
saldırıya uğradık.
saldırıya uğradık.
04:49
We received death threats.
86
277280
1696
Ölüm tehditleri aldık.
04:51
We lost standing in our community.
Some of us got excommunicated.
Some of us got excommunicated.
87
279000
4216
Toplumdaki saygınlığımızı kaybettik.
Bazılarımız aforoz edildi.
Bazılarımız aforoz edildi.
04:55
Most of us got put
in front of a disciplinary council,
in front of a disciplinary council,
88
283240
2896
Çoğumuz disiplin kurulu önüne çıkarıldı
04:58
and were rejected
from the communities that we loved
from the communities that we loved
89
286160
3136
ve çok sevdiğimiz toplumumuz
tarafından reddedildi,
tarafından reddedildi,
05:01
because we wanted to make them better,
because we believed that they could be.
because we believed that they could be.
90
289320
4000
çünkü biz onları daha iyi yapmak istedik,
çünkü daha iyi olabileceğimize inandık.
çünkü daha iyi olabileceğimize inandık.
05:06
And I began to expect this reaction
from my own people.
from my own people.
91
294480
3256
Kendi insanımdan gelen bu tepkiyi
normal karşılamaya başladım.
normal karşılamaya başladım.
05:09
I know what it feels like when you feel
like someone's trying to change you
like someone's trying to change you
92
297760
3936
Biri seni değiştirmeye ya da
eleştirmeye çalıştığında,
eleştirmeye çalıştığında,
05:13
or criticize you.
93
301720
2016
nasıl hissedildiğini biliyorum.
05:15
But what utterly shocked me
was throughout all of this work
was throughout all of this work
94
303760
4136
Ama bütün bu işler boyunca
beni tamamıyla şok eden
beni tamamıyla şok eden
05:19
I received equal measures of vitriol
from the secular left,
from the secular left,
95
307920
4200
dindar olmayan sol kesimden de
dindar olan sağ kesimin hararetiyle
dindar olan sağ kesimin hararetiyle
05:25
the same vehemence as the religious right.
96
313400
3696
eşit ölçüde iğneleyici söz işitmemiz oldu.
05:29
And what my secular friends didn't realize
was that this religious hostility,
was that this religious hostility,
97
317120
3856
Laik arkadaşlarımın fark edemediği
şu söylemlerin din düşmanlığı olduğuydu.
şu söylemlerin din düşmanlığı olduğuydu.
05:33
these phrases of, "Oh, all religious
people are crazy or stupid."
people are crazy or stupid."
98
321000
4136
"Tüm dindar insanlar deli ya da aptal."
05:37
"Don't pay attention to religion."
99
325160
2056
"Dine önem vermeyin."
05:39
"They're going to be
homophobic and sexist."
homophobic and sexist."
100
327240
3336
"Onlar homofobik ve cinsiyetçi olacaklar."
05:42
What they didn't understand
101
330600
2056
Bu tür bir düşmanlığın
05:44
was that that type of hostility
did not fight religious extremism,
did not fight religious extremism,
102
332680
4560
aşırı dincilikle kavga etmek
olmadığını anlamadılar,
olmadığını anlamadılar,
05:49
it bred religious extremism.
103
337280
3336
bu aşırı dinciliği besliyordu.
05:52
Those arguments don't work,
and I know because I remember
and I know because I remember
104
340640
3416
Bu argümanların işe
yaramayacağını biliyorum,
yaramayacağını biliyorum,
05:56
someone telling me
that I was stupid for being Mormon.
that I was stupid for being Mormon.
105
344080
4040
çünkü biri bana da Mormon olduğum için
aptal olduğumu söylemişti.
aptal olduğumu söylemişti.
06:01
And what it caused me to do
was defend myself and my people
was defend myself and my people
106
349800
3856
Bu kendimi, insanlarımı,
inandığım her şeyi
inandığım her şeyi
06:05
and everything we believe in,
because we're not stupid.
because we're not stupid.
107
353680
3480
savunmama neden olmuştu,
çünkü biz aptal değiliz.
çünkü biz aptal değiliz.
06:10
So criticism and hostility doesn't work,
and I didn't listen to these arguments.
and I didn't listen to these arguments.
108
358720
4776
Yani eleştiri ve düşmanlık işe yaramıyor
ve ben bu argümanları dinlemedim.
ve ben bu argümanları dinlemedim.
06:15
When I hear these arguments,
I still continue to bristle,
I still continue to bristle,
109
363520
2696
Bu argümanları duyduğumda,
hâlâ tüylerim diken diken oluyor,
hâlâ tüylerim diken diken oluyor,
06:18
because I have family and friends.
110
366240
1656
çünkü ailem ve arkadaşlarım var.
06:19
These are my people,
and I'm the first to defend them,
and I'm the first to defend them,
111
367920
2696
Bunlar benim insanlarım
ve onları ilk savunan benim,
ve onları ilk savunan benim,
06:22
but the struggle is real.
112
370640
2016
ama mücadelem gerçek.
06:24
How do we respect
someone's religious beliefs
someone's religious beliefs
113
372680
3776
Hâlâ bu inançlarını diğerlerinde
yol açabileceği
yol açabileceği
06:28
while still holding them accountable
for the harm or damage
for the harm or damage
114
376480
3296
kötülük ya da zarardan
onları sorumlu tutarken,
onları sorumlu tutarken,
06:31
that those beliefs may cause others?
115
379800
2296
birilerinin inançlarına nasıl
saygı gösteririz?
saygı gösteririz?
06:34
It's a tough question.
I still don't have a perfect answer.
I still don't have a perfect answer.
116
382120
2776
Bu zor bir soru.
Hâlâ mükemmel bir cevabım yok.
Hâlâ mükemmel bir cevabım yok.
06:36
My parents and I have been walking
on this tightrope for the last decade.
on this tightrope for the last decade.
117
384920
4136
Ailem ve ben bu cambaz ipi üzerinde
10 yıldır yürüyoruz.
10 yıldır yürüyoruz.
06:41
They're intelligent people.
They're lovely people.
They're lovely people.
118
389080
2736
Onlar zeki insanlar.
Onlar sevgi dolu insanlar.
Onlar sevgi dolu insanlar.
06:43
And let me try to help you
understand their perspective.
understand their perspective.
119
391840
3896
Onların bakış açısını anlamanız için
size yardım etmeye çalışayım.
size yardım etmeye çalışayım.
06:47
In Mormonism, we believe
that after you die,
that after you die,
120
395760
2976
Mormonizm'de, eğer kurallara uyarsan,
06:50
if you keep all the rules
and you follow all the rituals,
and you follow all the rituals,
121
398760
3336
tüm dini ritüelleri uygularsan,
06:54
you can be together as a family again.
122
402120
3096
öldükten sonra tekrar ailenle
birlikte olacağına inanırız.
birlikte olacağına inanırız.
06:57
And to my parents,
me doing something as simple
me doing something as simple
123
405240
2416
Ebeveynlerime göre, şu an kolsuz bir
üst giymem kadar
üst giymem kadar
06:59
as having a sleeveless top right now,
showing my shoulders,
showing my shoulders,
124
407680
3376
basit bir şey olan
omuzlarımın görünüyor olması,
omuzlarımın görünüyor olması,
07:03
that makes me unworthy.
125
411080
1776
beni değersiz yapıyor.
07:04
I won't be with my family
in the eternities.
in the eternities.
126
412880
3336
Sonsuza kadar ailemle
birlikte olmayacağım.
birlikte olmayacağım.
07:08
But even more, I had a brother
die in a tragic accident at 15,
die in a tragic accident at 15,
127
416240
4176
Ama daha fazlası, 15 yaşında trajik bir
kazada ölen bir kardeşim vardı
kazada ölen bir kardeşim vardı
07:12
and something as simple as this
means we won't be together as a family.
means we won't be together as a family.
128
420440
4256
ve bunun anlamı, en basitinden, bir daha
bir aile olarak bir arada olamayacağımız.
bir aile olarak bir arada olamayacağımız.
07:16
And to my parents, they cannot understand
129
424720
3576
Ailem neden moda ya da kadın hakları gibi
07:20
why something as simple
as fashion or women's rights
as fashion or women's rights
130
428320
3096
basit şeylerin kardeşimi bir daha görmemi
07:23
would prevent me
from seeing my brother again.
from seeing my brother again.
131
431440
2696
engelleyeceğini anlayamıyor.
07:26
And that's the mindset
that we're dealing with,
that we're dealing with,
132
434160
2736
İşte uğraştığımız zihniyet bu
07:28
and criticism does not change that.
133
436920
3096
ve eleştirmek bunu değiştirmez.
07:32
And so my parents and I
have been walking this tightrope,
have been walking this tightrope,
134
440040
2696
Bu yüzden ailem ve ben ip üstünde yürüyor,
07:34
explaining our sides,
respecting one another,
respecting one another,
135
442760
2936
kendimizi açıklıyor,
birbirimize saygı duyuyoruz,
birbirimize saygı duyuyoruz,
07:37
but actually invalidating
each other's very basic beliefs
each other's very basic beliefs
136
445720
3976
ama aslında hayatlarımızı yaşayarak
birbirimizin çok basit inançlarını
birbirimizin çok basit inançlarını
07:41
by the way we live our lives,
and it's been difficult.
and it's been difficult.
137
449720
3336
geçersiz kılıyoruz ve bu çok zor oluyor.
07:45
The way that we've been able to do that
138
453080
2456
Bunu yapabiliyor olmanın yolu
07:47
is to get past those defensive shells
139
455560
2416
savunma kalkanlarını geride bırakmaktır
07:50
and really see the soft inside
of unbelief and belief
of unbelief and belief
140
458000
4016
ve inandıklarının ya da inanmadıklarının
yumuşak taraflarını görebilmektir
yumuşak taraflarını görebilmektir
07:54
and try to respect each other
while still holding boundaries clear.
while still holding boundaries clear.
141
462040
4616
ve de sınırları açık tutarken birbirine
saygı duymaya çalışmaktır.
saygı duymaya çalışmaktır.
07:58
The other thing that the secular left
and the atheists and the orthodox
and the atheists and the orthodox
142
466680
4456
Laik sol, ateist, ortodoks
ve dindarların tümünün
ve dindarların tümünün
08:03
and the religious right,
what they all don't understand
what they all don't understand
143
471160
4016
anlamadığı diğer bir şey de,
08:07
was why even care
about religious activism?
about religious activism?
144
475200
2856
neden dini aktivizmin
umursanması gerektiği?
umursanması gerektiği?
08:10
I cannot tell you the hundreds
of people who have said,
of people who have said,
145
478080
3056
Yüzlerce insanın
"Dinini sevmiyorsan bırak onu."
"Dinini sevmiyorsan bırak onu."
08:13
"If you don't like religion, just leave."
146
481160
2616
dediğini söyleyemeyeceğim.
08:15
Why would you try to change it?
147
483800
1880
Neden bunu değiştirmeye çalışıyorsun.
08:18
Because what is taught on the Sabbath
148
486880
2437
Çünkü Sebt günlerinde,
08:21
leaks into our politics,
our health policy,
our health policy,
149
489342
3034
politikamızdaki çatlaklar,
sağlık politikamız
sağlık politikamız
08:24
violence around the world.
150
492400
1856
ve dünya üzerindeki şiddeti öğrendik.
08:26
It leaks into education,
military, fiscal decision-making.
military, fiscal decision-making.
151
494280
3696
Eğitimin, askeriyenin, mali kararların
içine sızıyor.
içine sızıyor.
08:30
These laws get legally
and culturally codified.
and culturally codified.
152
498000
3296
Bu kurallar yasal ve kültürel
olarak yazılı hâle geliyor.
olarak yazılı hâle geliyor.
08:33
In fact, my own religion has had
an enormous effect on this nation.
an enormous effect on this nation.
153
501320
4936
Gerçekten, benim dinimin milletimin
üstünde devasa bir etkisi var.
üstünde devasa bir etkisi var.
08:38
For example, during Prop 8,
my church raised over 22 million dollars
my church raised over 22 million dollars
154
506280
4576
Örneğin, Kaliforniya Öneri 8 boyunca
kilisem Kaliforniya'daki
kilisem Kaliforniya'daki
eşcinsel evliliklerle mücadele
edebilmek için
edebilmek için
08:42
to fight same-sex marriage in California.
155
510880
3279
22 milyon doların üstünde bağışa ulaştı.
08:46
Forty years ago,
political historians will say,
political historians will say,
156
514840
4216
Kırk yıl önce,
siyasi tarihçiler şöyle der,
siyasi tarihçiler şöyle der,
08:51
that if it wasn't for the Mormon
opposition to the Equal Rights Amendment,
opposition to the Equal Rights Amendment,
157
519080
3856
Eşit Haklar Kanunu'na Mormon
muhalefeti olmasaydı,
muhalefeti olmasaydı,
08:54
we'd have an Equal Rights Amendment
in our Constitution today.
in our Constitution today.
158
522960
3816
şu anda anayasamızda Eşit Haklar
Kanunu olurdu.
Kanunu olurdu.
08:58
How many lives did that affect?
159
526800
3160
Bu kaç yaşamı etkiledi?
09:02
And we can spend time
fighting every single one
fighting every single one
160
530800
2776
Bütün bu ince kanun ve
kuralların her biri için
kuralların her biri için
09:05
of these little tiny laws and rules,
161
533600
3136
zamanımızı harcayıp mücadele edebiliriz
09:08
or we can ask ourselves,
162
536760
1576
ya da kendimize şunu sorabiliriz:
09:10
why is gender inequality
the default around the world?
the default around the world?
163
538360
6176
Neden cinsiyet eşitsizliği tüm dünya
çapında ihmal ediliyor?
çapında ihmal ediliyor?
09:16
Why is that the assumption?
164
544560
2656
Bu tavır neden?
09:19
Because religion doesn't just
create the roots of morality,
create the roots of morality,
165
547240
5936
Çünkü din sadece
ahlakın kökenini oluşturmadı.
ahlakın kökenini oluşturmadı.
09:25
it creates the seeds of normality.
166
553200
4056
Normalliğin tohumlarını yarattı.
09:29
Religions can liberate or subjugate,
167
557280
3336
Dinler serbest bırakabilir ya da
hükmü altına alabilir,
hükmü altına alabilir,
09:32
they can empower or exploit,
they can comfort or destroy,
they can comfort or destroy,
168
560640
3216
güçlendirebilir ya da sömürebilir,
rahatlatabilir ya da yıkabilir
rahatlatabilir ya da yıkabilir
09:35
and the people that tip the scales
over to the ethical and the moral
over to the ethical and the moral
169
563880
4536
ve insanlar üzerindeki bu kıstaslarda
etik ve ahlaki olarak
etik ve ahlaki olarak
09:40
are often not those in charge.
170
568440
3136
genellikle sorumlu
olanlar yetkili değildir.
olanlar yetkili değildir.
09:43
Religions can't be dismissed or ignored.
171
571600
2896
Dinler kovulamaz ya da
görmezden gelinemez.
görmezden gelinemez.
09:46
We need to take them seriously.
172
574520
2896
Onları gerçekten ciddiye almalıyız.
09:49
But it's not easy to influence a religion,
like we just talked about.
like we just talked about.
173
577440
4536
Ama az önce de konuştuğum gibi
bir dini etkilemek kolay değil.
bir dini etkilemek kolay değil.
09:54
But I'll tell you
what my people have done.
what my people have done.
174
582000
2216
Size insanların ne yaptığını söyleyeceğim.
09:56
My groups are small,
there's hundreds of us,
there's hundreds of us,
175
584240
2096
Bizim grublarımız küçük,
bizden yüzlerce var,
bizden yüzlerce var,
09:58
but we've had huge impact.
176
586360
2376
fakat devasa bir etkimiz var.
10:00
Right now, women's pictures
are hanging in the halls next to men
are hanging in the halls next to men
177
588760
3016
Şu anda, ilk kez kadınların
resimleri salonlarda erkeklerin
resimleri salonlarda erkeklerin
10:03
for the first time.
178
591800
1216
yanına asılıyor.
10:05
Women are now allowed
to pray in our church-wide meetings,
to pray in our church-wide meetings,
179
593040
2736
Kadınlar artık kiliselerdeki geniş
toplantılarda dua edebiliyorlar
toplantılarda dua edebiliyorlar
10:07
and they never were before
in the general conferences.
in the general conferences.
180
595800
3016
ve eskiden asla genel konferanslarda
bulunamazlardı.
bulunamazlardı.
10:10
As of last week, in a historic move,
181
598840
2536
Geçen hafta, tarihi bir hareket olarak,
10:13
three women were invited
down to three leadership boards
down to three leadership boards
182
601400
3176
üç kadın bütün kiliseleri denetleyecek
olan liderlik kuruluna
olan liderlik kuruluna
10:16
that oversee the entire church.
183
604600
1976
davet edildi.
10:18
We've seen perceptual shifts
in the Mormon community
in the Mormon community
184
606600
2816
Mormon toplumunda cinsiyet
eşitsizliğinin konuşulmasına
eşitsizliğinin konuşulmasına
10:21
that allow for talk of gender inequality.
185
609440
2496
izin veren algısal değişimler gördük.
10:23
We've opened up space,
regardless of being despised,
regardless of being despised,
186
611960
3376
Daha muhafazakar kadınların adım atması
ve gerçek değişim için
ve gerçek değişim için
10:27
for more conservative women
to step in and make real changes,
to step in and make real changes,
187
615360
3896
bir alan açtık, küçümsensek dahi,
10:31
and the words "women" and "the priesthood"
can now be uttered in the same sentence.
can now be uttered in the same sentence.
188
619280
4856
"kadınlar" ve "papazlık" kelimeleri artık
aynı cümlede kullanılabiliyor.
aynı cümlede kullanılabiliyor.
10:36
I never had that.
189
624160
2616
Bu hiç olmamamıştı.
10:38
My daughter and my nieces are inheriting
a religion that I never had,
a religion that I never had,
190
626800
4576
Kızım ve yeğenlerim benim hiç sahip
olmadığım bir din mirasını devralıyor,
olmadığım bir din mirasını devralıyor,
10:43
that's more equal -- we've had an effect.
191
631400
2760
daha fazla eşit -- etkimiz oldu.
10:47
It wasn't easy standing in those lines
192
635400
2896
Bu saflarda erkek toplantılarına
girmeye çalışmak
girmeye çalışmak
10:50
trying to get into those male meetings.
193
638320
3176
kolay değildi.
10:53
There were hundreds of us,
194
641520
2176
Yüzlerce kişi, sırayla,
10:55
and one by one, when we got to the door,
195
643720
2616
kapıyı açtığımızda
10:58
we were told, "I'm sorry,
this meeting is just for men,"
this meeting is just for men,"
196
646360
3656
"Üzgünüm, bu toplantı
sadece erkekler için" derlerdi
sadece erkekler için" derlerdi
11:02
and we had to step back
and watch men get into the meeting
and watch men get into the meeting
197
650040
4776
ve geri çekilip içeri giren,
12 kadar küçük yaştaki
12 kadar küçük yaştaki
11:06
as young as 12 years old,
198
654840
2136
biz çizgide dururken kavalyelik edilerek
11:09
escorted and walked past us
as we all stood in line.
as we all stood in line.
199
657000
4056
bizi geride bırakıp giden
erkeklerin toplantıya girmesini izlerdik.
erkeklerin toplantıya girmesini izlerdik.
11:13
But not one woman in that line
will forget that day,
will forget that day,
200
661080
2736
Fakat, çizgideki o kadınlardan hiçbiri
o günü unutmayacak.
o günü unutmayacak.
11:15
and not one little boy
that walked past us will forget that day.
that walked past us will forget that day.
201
663840
3960
ve bizi geride bırakıp giden hiçbir çocuk
o günü unutmayacak.
o günü unutmayacak.
11:21
If we were a multinational corporation
or a government, and that had happened,
or a government, and that had happened,
202
669520
5616
Eğer çok uluslu bir şirket olsaydık
ve bu yaşansaydı
ve bu yaşansaydı
11:27
there would be outrage,
203
675160
1616
bu hakaret olurdu
11:28
but we're just a religion.
204
676800
2416
fakat biz sadece bir diniz.
11:31
We're all just part of religions.
205
679240
2960
Hepimiz sadece dinlerin bir parçasıyız.
11:35
We can't keep looking
at religion that way,
at religion that way,
206
683120
2736
Dine bu şekilde bakıp durmaya
devam edemeyiz,
devam edemeyiz,
11:37
because it doesn't only affect me,
it affects my daughter
it affects my daughter
207
685880
2856
çünkü bu sadece beni etkilemiyor,
kızımı etkiliyor
kızımı etkiliyor
11:40
and all of your daughters
and what opportunities they have,
and what opportunities they have,
208
688760
2976
ve hepinizin kızlarını
ve onların sahip olduğu fırsatları,
ve onların sahip olduğu fırsatları,
11:43
what they can wear,
who they can love and marry,
who they can love and marry,
209
691760
2253
ne giyebildiklerini,
kime âşık olup kimle evlenebileceklerini,
kime âşık olup kimle evlenebileceklerini,
11:46
if they have access
to reproductive healthcare.
to reproductive healthcare.
210
694038
3098
üreme sağlığına erişimi olup olmadığını.
11:49
We need to reclaim morality
in a secular context
in a secular context
211
697160
3336
Laik bağlamda ahlakı
geliştirmemiz gerekiyor,
geliştirmemiz gerekiyor,
11:52
that creates ethical scrutiny
and accountability
and accountability
212
700520
2256
bu dünyadaki bütün dinler için
etik inceleme
etik inceleme
11:54
for religions all around the world,
213
702800
2176
ve hesap verebilirliği oluşturur
11:57
but we need to do it in a respectful way
214
705000
3136
fakat bunu saygılı bir şekilde
yapmaya ihtiyacımız var,
yapmaya ihtiyacımız var,
12:00
that breeds cooperation and not extremism.
215
708160
3216
bu iş birliğini doğurur, fanatizmi değil.
12:03
And we can do it through
unignorable acts of bravery,
unignorable acts of bravery,
216
711400
4056
Bunu cinsiyet eşitliği için
ayağa kalkarak
ayağa kalkarak
12:07
standing up for gender equality.
217
715480
3336
cesaretin görmezden gelinemez
etkisiyle yapabiliriz.
etkisiyle yapabiliriz.
12:10
It's time that half
of the world's population
of the world's population
218
718840
2496
Şu an dünya nüfusunun yarısının
dünya çapındaki
dünya çapındaki
12:13
had voice and equality
within our world's religions,
within our world's religions,
219
721360
2936
dinlerimiz, kiliselerimiz,
sinagoglarımız,
sinagoglarımız,
12:16
churches, synagogues, mosques
and shrines around the world.
and shrines around the world.
220
724320
4536
camilerimiz ve türbelerimizde
sesi ve eşitliği olmasının zamanı.
sesi ve eşitliği olmasının zamanı.
12:20
I'm working on my people.
What are you doing for yours?
What are you doing for yours?
221
728880
3560
Ben kendi insanlarım için çalışıyorum.
Siz sizinkiler için ne yapıyorsunuz?
Siz sizinkiler için ne yapıyorsunuz?
12:25
(Applause)
222
733400
5840
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Chelsea Shields - Activist, anthropologist, consultantChelsea Shields is a biocultural anthropologist, a research and strategy consultant, and an outspoken activist for women's rights.
Why you should listen
Chelsea Shields is a biological and cultural anthropologist with over a decade of research experience in populations at home and around the world. She's also a strategist with broad training in user experience, brand strategy, social media and human behavior.
As an activist, she focuses mostly on issues affecting women and women of color, particularly religious gender inequality, and she has been a co-founder or leader of several Mormon-focused women’s rights movements such as LDSWAVE: Women Advocating for Voice and Equality, Ordain Women, Mormons for ERA and The Mormon Women's Roundtable.
A regular guest on podcasts, at conferences, and as a commentator and a contributor in the 2015 book Mormon Feminism: Essential Writings, Chelsea is changing the way we think about gender roles in religion.
Chelsea Shields | Speaker | TED.com